Rüzgarın Aşk'ı |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rüzgarın Aşk'ıRüzgarın Aşk'ı -------------------------------------------------------------------------------- Rüzgarın Aşk'ı Her yer kurak bir çöldü… rüzgar deli gibi eser, sürerdi hükmünü… Hakimi rüzgardı tüm çöllerin… Çılgındı, önüne gelen her şeyi acımadan dağıtırdı Günlerden bir gün, kumları bir birine katarken, bir kum tanesini gördü Hepsinden farklıydı, öylesine asildi ki binlerce kum tanesi arasından seçiliyordu Rüzgar kendine hakim olamadı ve aşık oldu kum tanesinin güzelliğine… Günler geçiyor ve rüzgarın kuma olan aşkı gün geçtikçe büyüyordu Kum tanesinin her hareketi onun elindeydi Kimi zaman onu yavaşça kolları arasına alıp esiyor, kimi zaman sessizce gelip onu seyrediyordu Rüzgar çöllerdeki hakimiyetini artık kaybetmişti Eskisi gibi çılgınca esemiyor ve hiçbir şeyi önüne katıp sürükleyemiyordu Deli gibi esen çılgın rüzgardan geriye bir şey kalmamıştı Kum tanesinin asilliği karşısında kendini günden güne yitiren rüzgar, bir gün bilinmek istedi İstedi ki içindeki gizli hazineyi kum tanesi de görsün Bilsin nasıl onun için yanıp tutuştuğunu… Aslına bakarsanız kum tanesi de onun için boş değildi O da seviyordu rüzgarı… Onun deli dolu oluşu, onu bir yerden bir yere sürükleyişi, her bir hücresini saran nefesini hissetmek hoşuna gidiyor ve kum tanesini mutlu ediyordu… Fakat bazı acı gerçekler vardı ve içini kemiren düşüncelerden kurtulamıyordu Gelin görün ki rüzgarın bunlardan haberi yoktu kumun onun için olan duygularından da, acılarından da habersizdi… Rüzgar kum tanesinin, kum tanesi rüzgarın duygularından bi-haber yaşıyorken; rüzgar tüm cesaretini toplayıp kum taneciğine derdini anlatmaya karar verdi Gözünde her bir varlıktan güzel olan kum taneciğine: - yüreğim senindir desem alır mısın bu yüreği? Dedi Rüzgarın esintisi bir anda kum taneciğinin yüreğine bahar kokularını getiriverdi Kalbi bir kelebeğin kanat çırpışları gibi çarpmaktaydı Ama hazindi her kanat çırpışı… Biliyordu ki uçmaya çalışsa düşecek ve bir kelebeğin bir günlük hayatı gibi son bulacak yaşamı… Döndü ve dediki: - ey canımın canı, ey çöllerde estiği gibi yüreğimin her hücresinde esen asil rüzgarım! Sen kurak çöllerin, başı dumanlı dağların, hoyrat denizlerin deli dolu sevgilisisin… Bense çöller ortasında kalmış, çaresiz küçük bir kum tanesiyim… imkansızlık kolyesi çoktan takılmış boynumuza şimdi istesek de çöllerde susuzluktan kurtulamayız der Rüzgar bu sözleri kabullenemez ve biricik sevdiğinden ayrı kalma düşüncesi rüzgarı deliye çevirir Öylesine hoyratça esmeye başlar ki önüne ne gelirse yıkıp geçer, her taraf toz dumana karışır Rüzgar artık bir fırtınadır ve acımasızdır İçindeki aşk onu çılgına çevirmiştir Deli gibi eserken kum tanesini unutmuş ve onu denizler ortasına fırlatmıştır Rüzgar, biricik sevdiği kum tanesini denizin mavi sularına gömdüğünü çok geç anlar ama artık istese de ne rüzgar, nede kum tanesi bir birine ulaşamamaktadır Bir anlık öfke ve hırs onu kum tanesinden ayırmıştır Biricik göz bebeği sevdiği artık denizlerin koynundadır O günden sonra rüzgar kendini denizlere adar Her güneşin batışında ve doğuşunda sevdiğini öpercesine eğilip denizin soğuk sularına dudaklarını değdirir |
|