Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mehlika

Mehlika 2

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mehlika 2



Mehlika Hikayesi - Ey Adını Aydan Alan Kız Hikayesi - Aynur Engindeniz - Aynur Engindeniz Yazıları

“_Ömer Bey,


Lafı dolandırmayacağım Arkadaşın olduğunu öğrendiğim Mehlika, ailemin felaketi oldu Beni kocamdan, çocuklarımı da babalarından etti Buna zor da olsa tahammül ettim Ama şimdiki mevzu daha vahim


Sizin, iç yüzünü bilmediğinizden emin olduğum o kadın, şimdi de oğlumun peşinde Ta oralara kadar oğlumu sürüklemiş Onun yüzünden kaza yapmış Hiç kimseyle konuşmuyor, yemiyor içmiyor, o kadının yanında olmak istiyor Ama ben yaşadığım sürece buna müsaade etmeyeceğim


Dört yıl önce kocam intihar etti Hem de onun gözleri önünde, onun için…Ne olur yardım edin, oğlumda onun büyüsüne kapılıp helak olacak


Size tavsiye, ondan uzak durun Zira hiçbir erkek, onun sadece arkadaşı olarak kalacak iradede değildir


Güvercinler uçup gitmişti pencereden Hava kararmış, evlerin ışıkları yanmıştı bile Havada tatlı bir hüzün vardı Hani bazen, yaşadığı üzüntüden delice bir zevk alır ya insan, ağlamaktan yorulan beyninde küçük pırıltılar hisseder…Mağdur olmanın garip bir lezzeti vardır hep Suçlu olmadığınız için müsterih, ezik ama güçlüsünüzdür Ben o an o duygular içindeydim


Ömer sustuğundan beri, ismi meçhul hayal ve hayaletler alemindeydim Gecenin karanlığında , siyah bir örtü üzerine dağılmış ibrişim bir tespih gibi görünen, uzak köylerin sokak lambalarına bakıyor, bu tablonun yüreğime ne çok benzediğini düşünüyordum


Evet benziyordu, çünkü kararmasına mani olamadığım bir kalbim, çok uzaklarda kalsa da diriliğinden zerre eksilmemiş ümitlerim vardı Öyle bir küme içinde kalmıştım ki, sanki bir ucundan delip çıksam, dünyanın bir eş, bir dost bir denk bulamayan tek varlığı kalacakmışım gibi hissediyor, korkuyordum Annesiz kalan tek çocuk, yavrusu olmayan tek anne, evlenememiş tek kız, sıra arkadaşı olmayan tek öğrenci gibi…Tek olmaktan korkuyordum Bu yüzden, beni teke düşmekten koruyacak bir yalan kümesi oluşturdum Böylece hatalarımın vebalini kendi kümem içinde çekecek, yanacaktım Ama dumanım o daire içinde kalacaktı Beni hala bir yıldız sanan anneme, ne melun bir dünyanın göğünde parladığımı hissettirmeyecektim


Parladığım o gök, yasak bir kalpti, evet Melun oluşu küme dışında bıraktıklarımın bakışıydı elbet Bana göre düşüp, takılabilinecek en güzel yerdi o yürek bir yıldız için Ama bunu kime anlatabilirdim


Yüzüme bir gülümseme yayıldı Benim mazim, anımsarken bile ruhuma tat verirken, bir başkası için iğrenç olarak adlandırılıyordu


Çocukluğumu annemin sandığına kaldırdığım günlerde tanımıştım ben Necdet Hocayı…Daha ilk konuşmamızda, onun etrafımdaki bütün insanlardan farklı bir yanı olduğunu sezmiştim O yıllarda edebiyata merakım, giderek bir hayat tarzı haline gelmiş, her günümü şiir gibi yaşamaya başlamıştım Hiçbir derdim olmasa da, aklıma türlü evhamlar getirip yüreğimi bulandırıyor, gözlerimdeki hüzünlü bakışı her daim canlı tutmaya çalışıyordum O vakitle bunun farkında olduğumu hiç sanmıyorum Eğer bu melankoli sevdasının, bütün kahkahalarımın katili olacağını bilseydim, bu durumun ağır başlı bir yaşam tarzı değil de, bir hastalık olduğunu idrak edebilseydim, bugün hayatım daha farklı olabilirdi Ama ne var ki, melankoliye bir de imkansız aşk eklenince kurtuluşum imkansız hale geldi


Necdet Hoca…Kırk beş yaşlarında, çok fazla bir albenisi olmayan, ama gözlerinde sevecen ışıklar barındıran, öğrencilerine karşı son derece babacan davranan güler yüzlü bir edebiyat hocasıydı Hepimiz onun dersinden dinlemiş, arınmış, ve huzur dolu bir şekilde çıkardık Dersin muhtelif yerlerine sıkıştırdığı hayat hikayeleri ve tatlı sesiyle bize turuncu kapılar açıyor, başka alemlere götürüyordu Benim diğer çocuklardan tek farkım, gittiğim o alemlerden bir daha geri dönememem oldu Aşık olmuştum


On altı yaşında, kalbi deli gibi atan bir çocuktum Aşk bütün hatalara meyil verir Hele de ilk aşk…Hele de o cahil yaşta Onu sevmek hataydı Ona karşılık vermek Onun aşkını daha da közlemek Hataydı Ama severek yaptım Ne eşi geldi aklıma, ne benle yaşıt çocukları Aşk benim için öyle temiz ve masum bir şeydi ki, birine zarar verebileceğini hiç düşünemiyordum Zaten kendi kendime, bu tutkuyu ona sezdirmemek kararı almıştım


Bütün yazdıklarım onaydı artık Hayatımın da, edebiyatımın da ekseni oydu Ama bunu saklamak hiç kolay olmuyordu Bir yıl böyle geçti Sonra sonra fark ettim ki, Necdet Hocanın eski neşesi kalmadı Hep dalgındı Sürekli konuşan, hayata dair notlar tutturan hocamız, günden güne kendini dersten geri çekiyordu Bize çözmemiz için testler dağıtıyor, kendisi, sürekli yanında taşıdığı kalın bir deftere bir şeyler yazıyordu


Ondaki bu hüzün, sebebini anlayamadığım bir şekilde hoşuma gidiyor, bu gamlı adamı kendime daha yakın buluyordum


Bütün derslerden, hatta etrafımdaki her şeyden soyutlanmıştım Sonunda ona bir mektup yazmaya karar verdim Niyetim aşkımı anlatmak değil, derdini sormaktıAkşamdan yazdığım mektubu ve bir süredir üzerinde çalıştığım dört sayfalık bir hikayeyi ,teneffüste masada bıraktığı çantasına koydum Derse geldiğinde, elim ayağım titriyor, başım dönüyordu O bu halimi fark edince, sınıfa testleri dağıttı ve beni hava almam için bahçeye çıkarttı Nasıl iyi olabilirdim ki, beni titreten kendisiydi zaten


Söğüt ağaçlarının altındaki banka oturduk Kasım ayıydı, gökyüzü bulutlarla kaplı, yer çamurdu Yanıma oturdu O insanın kalbini avuçları içine alan sesiyle;


_ Neyin var Mehlika Hasta mısın? Bilirsin gözümden hiçbir şey kaçmaz benim Sen garip bir çocuksun Geçen yıl daha neşeliydin, hatta şımarık bile sayılabilirdin Bu yıl daha farklısın Bana söyleyebilirsin Sorun ne?


Ne cevap vereceğimi bilemedim İçimden bir ses, söyle gitsin diyordu Ama buna cesaretim yoktu


_Yoksa aşık mı oldun küçük hanım?


Yüzüne baktım, espri mi yapıyor diye Ama yüz hatları son derece gergin ve huzursuz görünüyordu Nasıl oldu bilmiyorum ama “ Evet” lafı çıkıverdi dudaklarımdan

Gülümsedi


_İlahi çocuk, sen bu yüzden mi ne dersi ne dünyayı takar oldun? Aşk dünyayla bağlantıyı kesmeye yarayan paslı bir jilet değil, aksine, seni dünyaya daha sıkı bağlayacak ince görünen, ama son derece dayanıklı bir halattır


_Öyle mi? Ne yazık ki yanıldığınızı söylemek durumundayım hocam Ya siz yanılıyorsunuz, ya da ben dünya aşklarından bir aşk yaşamıyorum


Önlüğünün düğmeleriyle oynuyor, benimle göz göze gelmekten kaçınıyordu” Ne de olsa bir öğretmen, benimle laubali olamaz ya “ diyordum içimden


Yine aynı şeyi yapmıştım, aşkımın bütün çıkmaz yollarını aklıma getirmiş, onu, evinde eşi ve çocuklarıyla masa başında mutlu bir aile babası olarak tasavvur etmeye başlamıştım Hep bir ağızdan kahkahalarla gülüyorlardı O tablonun hiçbir yerinde yoktum ben, olamazdım da…Aklıma gelmeyen dramatik hadise kalmamıştı o dakikada Yeter ki hastalık derecesinde bağımlı olduğum melankoliyi iliklerimde hissedebileyim


Onu başka bir kadının yanında hayal etmek bile ölümdü Hiçbir zaman benim olsun diye hayal kurmamıştım, ama, başkasına da ait olsun istemiyordum O kadını öptüğünü, dokunduğunu, tenini hissettiğini düşünmek -sanırım -kalbimde yaptığım en büyük tahribat olsa gerekti


_Mehlika, ağlıyorsun sen yavrum…


Beni çocuk gibi görüyordu besbelli Babacan gözlerle bakıyordu yüzüme Yanaklarımı silerken bile, küçük bir çocuğu sever gibi gülümsüyordu Çünkü bir baba O…Ailesi var Nasıl söylerdim, ben size aşığım, diye?


_Hocam, başım ağrıyor Lütfen izin verin eve gideyim ben


_Kızım, neye üzüldüğünü söylemeyeceksin belli, ama ağladığına göre ya başına korkunç bir vaka geldi, ya da kalbin feci şekilde kırıldı Birileriyle paylaş içindekileri, insan yüreği tahıl ambarı değil, fazla yüke de zora da gelemez Annenle mesela…Seni en iyi o anlar, emin ol Ben hep buradayım tamam mı? Her zaman seni dinlemeye hazırım Haydi şimdi kalk, yüzünü yıka Daha kötüleşirsen gidersin eve Ama şimdi kal

“Olur “ manasında başımı salladıktan sonra çamurlu okul yolunda iki çift ayak izi bırakarak sınıfa girdik


Çarpan kapı sesiyle kendime geldiğimde, Ömer oturduğu yerde yoktu İçime sonsuz bir yalnızlık hissi çökmüş, sanki bir saatte bin yıl yaşamış da kocamış gibi yorgundum Pencereden bahçeye baktığımda, Ömer’in hızlı adımlarla yol kenarında duran arabasına doğru yürüdüğünü gördüm Araba ,kenar mahallenin tozlu yollarını dumana katarken, gözlerim semadaki gerçek mehlikaya takılıp kalmıştı


Kelimeler vardı boğazımda, bir araya gelseler cümle olacaklardı Ama özne arıyordum Kime yüklemeliydim bu kanlı misyonu Kim kaldırabilirdi, geçip giden günlerim kadar ağır bir yükü Kimin kanatları vardı sonsuza açılan…Ateş olsam bağrına basacak kim vardı beni…Annem…


İçerdeki masanın üzerinde yarı aralık duran defterimi alıp, balkondaki tahta sandalyeye oturdum Sokaklar sessiz, yolar ıssız, son dalımda elimde kalmıştı


Çok uzaklardan 1830 vapurunun düdüğü geliyordu Birileri inecek, birileri gidecekti Birilerinin birileri vardı bir yerlerde Birileri birilerini bekliyordu Anneler vardı içlerinde belki de…Ellerinde tahta yoğurt kapları, gri mastikalarına yorgunluklarını saklamış, gri saçlı, güleç anneler Alınları akça…


Ben sensiz hep ağladım anne…Ağladım hep Sen uyurken, kapalı gözlerine baktım geceleri, ağladım…Sabahları yastığına dökülen dertli saçlarını topladım ağladım Hepsi defterimin arasında uyuyor şimdi Sen nerede uyuyorsun? Huzur buldu mu kara çalınmış alnın Secdelerini silmedi günahlarım, değil mi anne?


“Layık değildim, layık gördüler” işte, kader…”Ağlatırlar seni demiştin” de “ ağlamak güzel be anne” demiştim Aldandım anne…Aşk, hareket eden bir vapurdan, kıyıdan denize yansıyan uzun ışık gölgelerini, sondan başa doğru ağır ağır süzerken, göğe doğru yükseldiğini sanmakmış anne…



Aynur Engindeniz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.