Küskün Begonvil 4

Küskün Begonvil - 4 hikayesi - Hicran Akçakaya


Zeynep Hanım! Zeynep Hanım!


Zeynep kendisine seslenen hemşirenin sesiyle dalıp gittiği anılardan çıkıverdi birden:


-Şeyy, efendim Bir şey mi oldu?


-Sonuçlarınız hazır Zeynep Hanım


-Öyle mi? Peki teşekkür ederim


&


Engin Bey'in muayenehanesine geldiklerinde saat öğleden sonra ikiyi gösteriyordu


Bekleme salonunda üç kişi vardı Gülay:


-İçerdeki hastadan sonra seni alırım Zeynep dedi Önündeki işine döndü


-Teşekkür ederim doktor bey Tabi ki harfiyen uyacağım tavsiyelerinize İyi günler


İçerden yaşlı bir bey böyle diyerek çıktı Gülay:


-Hadi canım sıra sende Dedi, sonra karşısındaki sandalyede oturan yaşlı bayana dönerek :


-Hanımefendiden sonra sizi alacağım Fazla uzun sürmez Tahlil sonuçlarını gösterip çıkacak


-Tamam çocuğum, ben zaten erken geldim daha var benim randevu saatime


Zeynep belli etmemeye çalışsa da çıkan sonuçları merak ediyordu Laboratuardan kendisine verilen zarfı açmadan getirmişti:


-Buyur Engin ağabey Hepsi burada deyip elindeki zarfı doktoruna uzattı


Engin Bey zarfı açtı Sonuçları dikkatle inceledi:


-Ben sana demedim mi Zeynep bak tüm değerler normal Ters giden hiçbir şey yok Biraz kansızsın onu da hallederiz Hadi hayırlı olsun bakalım


-Kansızlığım mı hayırlı olsun Engin ağabey anlamadım


- Yok be yavrum Arda'ya kardeş geliyor da onun için dedim hayırlı olsun diye


Zeynep şaşırmıştı Bu duymak istediği en son haberdi Korunuyorlardı ve ikinci bir bebek istemiyordu henüz En azından Arda biraz daha büyüyüp okula başlayana ve evin borçlarını kapatana kadar


-Şey ama biz korunuyorduk Üstelik iki hafta önce gördüm son reglimi Yani bu hiç beklemediğim bir şeydi


-Eee takdir büyük yerden evladım O isteyince olmayacak şey yoktur Gördüğün son kanama olabilir bazı gebeliklerde, normaldir Yani dört ya da beş haftalık hamilesin Sen gene de jinekologuna git o daha ayrıntılı bilgi verir


Zeynep neşesi kaçmış bir şekilde doktorla vedalaştı Gülay ile vedayı da kısa kesti ve Arda'sının elinden tutup kendini dışarıya attı


&


-Zeynep, yavrum bu ne güzel bir haber! Demek ikinci bir torun geliyor bize ha?


-Anne ben hazırlıklı değilim Sanırım bu bebeği istemiyorum


-O nasıl söz kızım? Hem bak Arda'mız da büyüdü Olsun bir çocuğunuz daha, ne demiş büyüklerimiz, biri yok say, ikiyi bir, üçü karar


-Aman anne onlar eskidenmiş Sen şimdi çocuk büyütüp, bakmak kolay mı sanıyorsun? Ben Arda'nın imkanlarının bölünmesini istemiyorum Her şeyin en iyisini ona verebilmek adına Endişeleniyorum anne, ya ikinci bebek gelince ben Arda ile yeterince ilgilenemezsem? En azından şimdilik hiç hazır değilim buna Belki ilerde, Arda büyüsün biraz, evin borçlarını temizleyelim şöyle bir refaha çıkalım


Bütün keyfi, neşesi kaçmıştı Zeynep'in Arda‘yı hiç kolay büyütmemişlerdi Zor bir bebekti Çok iyi hatırlıyor tam bir yıl uykusu dışında sürekli mızmızlanıp ağlamıştı Banyosunu bile taksit taksit yapardı Zeynep Arda'yı annesine emanet eder, girer vücudunu keseler, onun ağlamasına dayamayıp bornozunu giyer, çıkar emzirir, ikinci kez girdiğinde saçlarını şampuanlardı


Daha kırk günlük bebekken sünnet ettirmek zorunda kalmışlardı Halbuki o şöyle ihtişamlı bir sünnet töreni hayal ediyordu hep Ama minik oğlu idrarının tamamını boşaltamadığı için, böbrek hastası olabilirdi eğer hemen sünnet ettirmezlerse Özel bir hastanede sünnet olduğu günü unutamıyordu Zeynep oğlunun Hemşire gelmiş kucağından almıştı Arda ağlıyordu, Zeynep onun yanında olmak istiyordu Kim bilir nasıl canı yanacaktı? Kemal ‘in omzuna başını dayadı hıçkırıklarına mani olamadı Zeynep Arda'nın ağlaması ise gittikçe uzaklaşarak sonunda duyulmaz olmuştu Meraktan ölüyordu Zeynep O kırk beş dakika kırk beş saat kadar uzun gelmişti Kemal ile Zeynep'e Nihayet hemşire tekrar göründü kucağında Arda ile Arda ağzını açabildiği kadar büyük açıyor ve en yüksek volümde ağlıyordu Yüreği parçalandı Zeynep'in Yavrusunu pusetine yatırıp çıktılar hastaneden


İzmir'den Bafa gölüne gelene kadar kesintisiz ağladı Arda Memesini verdi Zeynep, susmadı Arabayı durdurdular battaniyesi içinde salladılar gene susmadı Arda ağlamaktan Zeynep ile Kemal ise onu susturmaya çalışmaktan helak olmuşlardı Bodrum'a geldiklerinde saat gecenin ikisiydi Eve girdiklerinde ağrı kesici şurubunu tekrar verip memesini ağzına dayadı Zeynep Arda'nın Arda yumuldu memeye ve nihayet gözlerini kapadı


Sonra dokuz aylıkken yüksek ateşten havale geçirmişti Arda Üstelik tam doktora gidecekleri esnada Zeynep'in kucağında Çok okuyup hazırlandığı halde anneliğe, böyle bir şeyi yaşamış olmak deli etmişti Zeynep'i Ondan sonra zaten tam bir kâbustu Bir gün gece evde yalnızken birden uyandı Arda'nın beşiği odalarındaydı Işığı yaktı Aman Allah'ım Ardası gene nöbet geçiriyordu Nasıl da malum olmuştu ona Hemen Kemal'i aradı:


-Kemal koş Arda gene nöbet geçiriyor


Kemal duraktan eve gelene kadar, nöbet bitmişti Zaten ya bir ya da en fazla bir buçuk dakika sürüyordu Ama zavallı Arda bitkin bir vaziyetteydi Akşam uyuturken hafif ateşi vardı Ölçmüştü Zeynep 37,5 tu Üstünü örtmemiş hatta pijamalarını da çıkartmıştı Apar topar arabaya bindikleri gibi hastanenin yolunu tuttular Acilden giriş yapıp hemen muayenesi edildi Arda'nın ve yatış işlemleri başladı Nöbetçi doktor:


-Şu anda hiçbir şeyi yok Ateşi de çok fazla değil Yarın çocuk doktoru bir görsün Hemşireler yarım saatte bir gelir kontrol eder endişe etmeyin siz


Ertesi gün sabah servis saatinde doktor geldi Arda‘yı muayene etti Şu anda anormal hiçbir şey olmadığını ama içlerinin rahat etmesi için bir nöroloji uzmanına gidip EEG sini çektirmelerinin iyi olacağını söyledi Hastanede yatmaları için bir sebep de yoktu Çıkışlarını verdi O gün öğleden önce

hastaneden çıktılar Hiç vakit kaybetmeden İzmir'de bir nöroloji doktoruyla irtibat kurup randevu aldılar ve hemen o gün yola çıktılar


Alsancak ‘ta doktorun adresini bulmak hiç de zor olmamıştı İçeriye girdiklerinde bu kadar kalabalıkla karşılaşacaklarını ummuyorlardı Sanıyorlardı ki bir tek Arda ‘ ları hasta


Sıra onlara gelince Arda‘nın uyuması için ona bir şurup içirdiler EEG çekilirken kesinlikle hareket etmemesi gerekiyormuş çünkü Arda beş dakikadan daha da kısa bir zamanda uyumuştu EEG yirmi beş otuz dakika kadar sürüyordu Bu sürenin sonunda Arda uyanmış Zeynep'in gözlerinin içine bakıyordu Zeynep kucağına aldı oğlunu Emzirme odasına gitti, ana oğul birbirlerinin gözlerinin içine baka baka bu anın tadını çıkardılar


Sonuçlar hazır olunca hemşire doktorun, kendilerini odasında beklediğini söyledi Doktor karşısında duran bu genç çifte:


-Sonuçlar gayet normal Herhangi bir hasar ya da anormallik yok EEG sinde Şimdi bir şurup vereceğim Bu tür nöbetler ileriki yaşlarda epilepsiye dönüşebilir Bu ilaç, bunu ve tekrar nöbet geçirmesini önlemek için Hafif bir ateşte bile üzerini çıkarın, duşunu aldırın, ateş düşürücü şurup, gerekirse fitil uygulayın Mümkün mertebe ateşlenmesine engel olmaya çalışın Terlemesin, üşümesin dikkat İlacı her gün aynı saatte tok karnına alsın Ayda bir kontrole getirirsiniz Düzenli olarak EEG taraması yaparız Geçmiş olsun,


dedikten sonra her ikisiyle de tokalaşıp bir sonraki hastasını göndermesi için hemşiresine seslendi:


-Hemşire hanım sıradaki hasta lütfen


Devam Edecek




Hicran Akçakaya