Yeni Yepyeni - Elif Şafak

Elif Şafak Yazıları - Elif Şafak Sözleri - Yeni Yepyeni Yazısı - Yenilenme ile İlgili yazı -
LONDRA ile İstanbul arasında gidip geliyorum nicedir Yarı orada, yarı burada bir hayat Hiçbir yere tam olarak yerleşemeden, kök salamadan Kelimelerden merdivenler yapıyorum, boşlukta basamak basamak Hikâyelerden sarmal yollar, dairevi caddeler örüyorum kendime Hayal âleminin haritasında

Dostlarım, arkadaşlarım ve sağolsun okurlarım "yarı deli" gözüyle bakıyorlar bana "Acaba iflah olmaz bu göçebeliğiniz çocukluğunuzdan kalma bir arıza olabilir mi?" diye sormuş bir okurum Arızadır belki Hem koca bir külfet, taşıması zor ve yıpratıcı, hem gizli bir nimet, zihnimi ve yüreğimi açan

İki ülkede birden yaşamanın, aynı anda iki mekânda var olmanın, bunca bölünmüşlüğün ve katmanlaşmanın kişiden alıp götürdükleri var Biriken hasretler, kopukluklar, endişeler, zedelenen bağlar Kattıkları da var muhakkak İster istemez her ayrıntıyı kıyaslıyor insan

İngiltere köklü bir demokrasi Burada en saygın, en kutsal addedilen kurumlar bile e-leş-ti-ri-le-bi-li-yor Kraliçeyi hicveden uzun bir yazı, milletvekillerini yerden yere vuran bir karikatür, başbakanı ince ince yeren bir radyo programı hakkında soruşturma yürütülmüyor Romancılar ve sanatçılar bizdeki gibi, bizdeki kadar "kamusal figür" sayılmasalar da her konuda fikir beyan edebiliyorlar

Kilise, kraliyet, meclis, tarih, azınlıklar, göçmenler, sınıf adaletsizliği Kimse haklarında "İngilizliğe hakaret etmekten" dava açmıyor 301 benzeri bir madde, fonda bir yerlerde sessiz ama her an harekete geçebilir vaziyette dikilmiyor

Arap Baharı'nı yakından izleyen binlerce insan var İngiltere'de Dünyanın her yerinde her dönem olan şey Ortadoğu'da da vuku buluyor Büyük toplumsal değişimler esnasında ön planda olan, alanları dolduran ve nice fedakârlıklar yapan kadınlar ve genç kızlar, devrim gerçekleştikten yahut iktidar el değiştirdikten sonra hemen evlerine yollanıyorlar Gerisin geri Çözecek daha "acil", daha "mühim" meseleler varken kim düşer kadın sorunlarının üstüne? Arap Baharı'nın ardından gelen yeni meclisler baştan sona erkek egemen Kadınlar gene özel alanda "Siz çiçeksiniz, sırça böceksiniz, aman yıpranmayınız" diyerek evlerine kapatılıyorlar


★


Dünya değişirken Türkiye kendine nasıl bir yol çiziyor? Bu toplum yeni, yepyeni bir Anayasa istiyor Kadınlar, gençler, dinsel/etnik/cinsel/kültürel azınlıklar, bambaşka kesimlerden insanlar Türkiye yeni bir Anayasa'yı hak ediyor

Öyle bir Anayasa ki düşünce suç olmaktan çıksın Kelimeler ve fikirler, el bombaları ve silahlarla aynı muameleye tutulmasın

Öyle bir Anayasa ki birey karşısında soyut bir devlet fikrini kollamayı bırakıp, şu yüzyıllardır gelen güçlü ve tam otoriter devlet çizgisini aşıp insan haklarını öne çıkarsın Tüm gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi

Öyle bir Anayasa ki farklılıklardan korkmayan ve ortak değerler etrafında kenetlenebilen, demokratik, çoğulcu, çoksesli bir sivil toplumu mümkün kılsın

Öyle bir Anayasa ki güçler ayrılığına sadık kalsın

Öyle bir Anayasa ki basının, sözlü ve görsel basının, demokrasilerin olgunlaşmasında ne denli önemli ve dengeleyici bir rol oynadığını görsün İfade ve basın özgürlüğüne sahip çıksın

Öyle bir Anayasa ki ister muhafazakâr ister sosyal demokrat, ister Kürt ister Türk, ister solcu ister sağcı, hiç kimsenin eline aşırı güç vermesin Çünkü her şeyin olduğu gibi gücün de aşırısı zarardır, yanıltır Çünkü mutlak otorite, mutlak körlük demektir

Ülkenin eski üniversitelerinden İstanbul Üniversitesi'nde "Yeni Anayasa Çalıştayı" başlıyor bu hafta Merakla, ilgiyle takip ediyorum

Çünkü Türkiye yeni bir söylem istiyor

Yeni bir söylem, olgun bir demokrasi, kendinden olmayan ya da kendi gibi düşünmeyene de saygı duyabilen, alan açabilen yepyeni bir nesil Ve tüm bunların hayal olmadığı bir memleket