Cinnetin Tanıkları - Elif Şafak |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cinnetin Tanıkları - Elif ŞafakElif Şafak yazıları - Elif Şafak Sözleri - Bir Çocuğun Yaşamı - Cinnetin Tanıkları Yazısı Dört yaşında bir oğlan çocuğuyum Adım yok benim Vardı, yok oldu Karatahtaya titrek tebeşirle yazılmış çizgiler gibi Bir dokunuşta siliniverdi İki harften ibaretim gazetelerde E nokta K nokta Emir de olabilirim Emre de Eren de olabilirim, Elem de Erguvan da olabilirim Evsiz de Esef de olabilirim Ehemmiyetsiz de Bir-iki satırla bahsetmişler benden Gazeteci ablalar, gazeteci abiler Yazdıkları yazılarda ismimin ve soyadımın baş harfleri var sadece Okuyanlar kafalarını sallayıp, kaşlarını çatıp, tahtaya vuruyorlar belki de “Şeytan kulağına kurşun!” diyorlar yüksek sesle Onların başına gelmesin diye bizim başımıza gelenler Varlığımın bir önemi yok Ne de çocukluğumun Ne de tanıklığımın Yaşadıklarımı bir ömür boyu unutmayacak, unutamayacak oluşumun Uyandım bu sabah Uyandım beter bir kâbusun ardından Ama gözlerimi açmak istemiyorum Kapalı tutarsam, sımsıkı yumarsam göz kapaklarımı, belki uçuverir dün gördüklerim Ya da ben kaybolur giderim, saklambaç oynarcasına Sessizce eksilirim Gözlerimi kaparsam her şey eskisi gibi olur sanki Her şey yerli yerinde Annem bir hastane odasında, sıra sıra beyaz yataklar arasında, ölümle boğuşuyor olmaz mesela Hemşireler, doktorlar etrafında Gazeteciler kapıda Bir görüntü almak isterlermiş “Görüntü” ne tuhaf, ne yabani kelime Dedim ya, gözlerimi kaparsam, her şey eski haline döner belki; biz gene el ele yürürüz sokaklarda Annem ve ben Havada bahar Rüzgârda tatlı bir koku Akide şekeri gibi Tarçınlısından Korkacak hiçbir şey yokmuş gibi Gölgesinden kaçacak kimse yokmuş gibi Kendi babam, öz babam, anamın katili olmaya soyunmamış gibi Gene yürürüz biz anacığımla yollarda, simit alırız yaşlıca, kara kuru bir simitçiden Ben kocaman ısırır, hızlı hızlı yerim; anam güler, ağız dolusu “Yavaş evladım, tıkanacaksın” der Tıkanmamı istemez Bana bir şey olsun istemez Korur beni, kollar, sever Saçlarımı okşar sonra “Benim aslan oğlum” der Sonra ekler usulca “Allah var yukarıda, gece gündüz fark etmez, gökyüzünden bize bakıyor Yaradan” Öyle der annem Süt kokulu, incir kokulu, susam kokulu, kan kokulu anacığım Annemin ellerinde, kollarında, bacaklarında ve boğazında katmer katmer çiçekler açtı Bıçak yarasından çiçekler Kapanmıyorlar Kanıyorlar oluk oluk Kanıyorlar gecelerimin, gündüzlerimin üstüne Annemin de ismi yok O da iki harften ibaret gazetelerde Z nokta K nokta Zeynep de olabilir Zarife de Züleyha da olabilir Zulüm de Zifiri de olabilir gözlerinin rengi gibi siyah, Ziyan da geçip giden hayatımız gibi Allah yukarıda, her daim bize bakıyorsa, neden tutmadı babamın ellerini dün yol ortasında, neden durdurmadı, bilmiyorum Sorsam kızarlar mı bana, “Günah, sus bakayım!” derler mi, soramıyorum Bekliyorum hastane koridorlarında Bekliyorum annemin yaraları iyileşsin, taburcu olsun diye Ya sonra? Babam dışarıda, koca şehrin karanlıklarına karıştı Bir köşe başında, bir ağaç arkasında, bir kuyu başında bekliyor mu bizi? Gene öldürmeye kalkacak mı anacığımı? Korur mu bizi yasalar? Kollar mı polisler? Anlar mı mahkemeler? Umursar mı gazeteciler? Duyar mı sesimizi o yazıları okuyanlar? Kimse var mı orada? Kimsecikler? Babam bunca sene aynı yastığa baş koyduğu, telli duvaklı gencecik kızken gelin aldığı, aşını yemeklerini yediği, demli çaylarını içtiği ve her gün çamaşırlarını yıkayan, evini çekip çeviren kadını bıçakladı dün Koyun keser gibi kesmeye kalktı yol ortasında Bir üstgeçidin altındaydık biz Arabalar kayıverdi yanımızdan vızır vızır Yayalar geçti gitti uzaktan Telaşla Kaçarcasına Kimse koşmadı imdadımıza Kimse bakmadı bile Ben dondum Ben bir heykel oldum Kıpırdayamadım, bağıramadım, mâni olamadım Babam anacığımı keserken göz oldum, seyrettim Ağız oldum, kapandım Duvar oldum, çöktüm “Büyüyünce sen baban gibi olma” diye tembihler anacığım: “Sen karıncayı bile incitme evladım, hele ki kendi karını, evladını İyi davran, eşit davran, hakça davran” Sonra ekler ardından: “Ben hayatta olmasam bile o zaman, sen hep iyi bir adam ol, olur mu?” Babam annemi gene bıçaklarsa, annem de gökyüzüne yükselecek, öyle mi? Allah Baba’nın cennetine gidecek Oradan bakacak bana Öyle diyor annem Dört yaşında bir oğlan çocuğuyum ben Gücüm yetmez babamı durdurmaya Gücüm yetmez anacığımı korumaya Sizin yeter mi? Not: Bu yazı, boşanmak istediği için oğlunun gözleri önünde ve yol ortasında kocası tarafından defalarca bıçaklanan, sonunda öldü zannedilerek bırakılan, hastanede mucize eseri hayata dönen ZK’ya ithaf edilmiştir |
|