İslamcılık - İslamcılık Akımı |
06-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamcılık - İslamcılık Akımıİslamcılık - İslamcılık Akımı İslamiyet, Osmanlı imparatorluğu'nun kuruluşundan başlamak üzere belirleyici bir etkiye sahip olmuştur Fakat "İslamcılık" adıyla ortaya çıkan düşünce akımının amacı ve işlevi çok farklıdır Bir düşünce akımı kimliğiyle İslamcılığın tam olarak ne zaman başladığını söylemek mümkün de*ğildir İslamcılık, yoğun olarak II Abdülhamid döneminde kendisi ve rakipleri tarafından tartışılmaya başlandı II Abdülhamid, İslamcılık politikasıyla hem Balkanlardaki "Panislavizm"i etkisiz duruma sok*mak, hem de içeride siyasal rakiplerinin halk içindeki gücünü kırmak istiyordu Fakat, zaman zaman aynı silah kendisine karşı da kullanıldı İslamcılara göre, Osmanlı imparatorluğu'nda bir çöküş durumu vardı Bunun sebebi, Batıcıların ileri sürdüğü gibi İslamiyet'ten Kaynaklanmıyordu Çünkü aslında İslamiyet bilime ve yeniliklere açık bir dindir Demokrasi, meşruti rejim ve en geniş özgürlükler İslamiyetin özünde vardır Bu yüzden İslamcı*lar meşrutiyete karşı değillerdir Ancak, rejimin memleket şartlarına uydurulması taraftarıdırlar Said Halim Paşa'ya göre İslamlaşmak demek; İslam'ın, itikad, ahlak, içtimaiyat ve siyaset siste*mini daima zaman ve muhitin ihtiyacına en muvafık bir surette tefsir ve bunlara uymaktır İslamcılar çoğunlukla "Sırat-el-mustakim", "Sebilürreşat" ve "Beyan-ul hakim" gibi dergilerin etra*fında toplandılar ve yazıları ile devletin çöküş sebebini arayıp kurtuluş yollarını önerdiler Akımın önemli temsilcilerinden M Şemsettin Günaltay'a göre, çöküşün sebebi Cinci Hoca, Seyyit Mustafa gibi dar görüşlü kafalardaki adamlardır Bunların yerine ilimli, çağdaş düşünce ile silahlanmış bir İslamcılığın kurtarıcı olabileceğini savunur Kalkınmanın metot ve bilgi işi de olduğunu belirten Günaltay, "cahil gericilikle cahil ilericilik" arasında zarar bakımından hiçbir fark görmez Bu nedenle "her şeyden önce küflü kafalar yıkanmalıdır" der İslamcılar, Batı'nın Osmanlı Devleti'nden ileride olduğunu kabul etmişlerdi Bu yüzden Batı'nın teknik ilericiliğinin alınmasının şart olduğunu savundular Buna karşılık ahlak ve maneviyat bakımın*dan zayıf olduğunu ileri sürüp Batı taklitçiliğine karşı çıktılar Şemsettin Günaltay, "Avrupa yalnız ken*disini düşünür Amacı başka ülkeleri sömürmektir Avrupa'dan merhamet beklemek boşunadır Kendi*miz uyanalım" der Çareyi millette bulan İslamcılardan biri de Mehmet Akif'tir O da Batı'nın teknolojik üstünlüğünü kabul eder Batı tekniğinin alınmasını isterken taklitçiliği reddeder; "Dini taklit, adetleri taklit, kıyafet: taklit, selamı taklit, kelamı taklit hülasa her şeyi taklit bir milletin fertleri de insan taklidi demektir ki kabil değil gerçek bir sosyal topluluk vücuda getiremez, binaenaleyh yaşayamaz"der Milletlerarası politika alanında Batı'nın Osmanlı İmparatorluğu ve diğer Müslüman ülkelere uygu*ladığı zorba politikaları engellemenin tek yolu olarak "İttihad-ı İslam"ı görürler Ancak böyle bir birleşmenin kısa sürede başarılmasının mümkün olmadığını da bilirler Diğer düşünce akımlarından Batıcı*ları, körü körüne bir taklitçilik peşinde olduğu için tenkid ederler Başlangıçta Osmanlıcılığa olumlu bakmalarına karşın Balkan Savaşı'ndan sonra bu konudaki düşüncelerini değiştirirler Sonuç olarak, İslamcılık akımı Osmanlı imparatorluğu'nun, bu metotla önce kendi birliğini ardın*dan bütün İslam dünyasının kurtuluşunu İslamcı rönesans formülüne bağlamıştı Bu memleketlerin yeniden kalkınmaları ve yükselmeleri ancak ve ancak İslamlaşmakla mümkündü |
|