|
|
Konu Araçları |
göre, hazretlerine, kadın, kadının, mevlana, özellikleri |
Mevlana Hazretleri'ne Göre Kadın Ve Kadının Özellikleri |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlana Hazretleri'ne Göre Kadın Ve Kadının ÖzellikleriMevlana Hazretleri'ne Göre Kadın Ve Kadının Özellikleri Mevlâna Fîhi Mâ Fih adlı eserinde de ifade ettiği gibi, ileri bir görüşle, kadınlığa lâyık olduğu gerçek değeri vermiş, kadın ruhunun inceliklerini bir psikolog gözüyle belirttikten sonra, ona mânâsız baskılar yapmaktan çok onu anlayarak ve yaradılışının icaplarına uyarak hareket edilmesi lüzumunu misallerle anlatmıştır Nitekim HzPeygamber Efendimiz de hadislerinde kadının, eğe kemiğinden yaratıldığını, bu sebeple sert davranıldığında o kemiğin kolayca kırıldığı gibi kırılacağını, dolayısıyla gezme, giyinme vs isteklerini ölçüler dahilinde yerine getirmek gerektiğini tavsiye buyurmuşlardır Hz Mevlâna, Resulullah Efendimizin bu tavsiyelerini kendi aile hayatında yaşadığı gibi insanlara da tavsiye etmiştir Hanımıyla devamlı kayga eden ve geçinemeyen bir şahsa şu nasihatlerde bulunuyor: “Gece gündüz kavga edip bir kadının huyunu güzelleştirmek ve düzeltmek istiyorsun Onun pisliğini kendinle temizliyorsun Kendini onunla temizlemen, onun vasıtasiyle iyileş, güzelleş, ona doğru gitİmkansız olsa bile, onun dediği şeyi kabul et İnsanların kötülüklerine katlanmak, tıpkı kendi pisliğini onlara sürmek suretiyle kendini temizlemek gibidir Senin huyun tahammülle iyi olur, onlarınki ise zulüm ve kötü muameleden dolayı bozulur, kötüleşirŞimdi madem ki bunu öğrendin, artık kendini temizle ve sana kötülük eden insanları pisliklerini temizlediğin bir bez parçası olarak bil Sen desen de, demesen de o kendi bildiği gibidir ve bildiğinden şaşmaz Söylemekle ona tesir edilmez; hattâ daha kötü olur Mesela bir ekmek al, koltuğunun altına koy ve insanların görmesine mani ol Eğer sen: ‘Ben bunu insanlara vermiyeceğim Vermek şöyle dursun göstermiyeceğim bile!’ dersen, ekmek ucuzluğundan, bolluğundan sokaklara atılmış olsa da görülmesine mani olmaya başlayınca bütün insanlar onu görmek isteyip senin arkanda dolaşır dururlar ve: “Biz elbette o sakladığın ve görmemizi istemediğin ekmeği görmek isteriz!” diye, ya birini araya kor yalvarırlar yahut da onu zorla almak isterler Sen o ekmeği bilhassa, bir yıl yeninde saklasan, göstermemek ve vermemekte aşırı gitsen, insanların da buna karşı isteği ve alakası haddini aşar Çünkü olgunlaşmamış insanlar men edildikleri şeye karşı haris olurlar Onda eğer kötü bir işi yapmamak cevheri varsa, sen mâni olsan da olmasan da, o güzel yaradılışına temiz ve iyi huyuna uyacaktır Sen merak etme Aklını, işini, gücünü karıştırma; bunun aksine de olsa, o yine kendi bildiği yolda gidecektir Ona mâni olmak, muhakkak ki rağbetini artırmaktan başka bir şeye yaramaz" Larende’de evlendiği Lalasının kızı Gevher Hatun’u genç yaşında Konya’da toprağa vermişti Gevher Hatun’dan, Sultan Veled ve Alaeddin Çelebi adlı oğulları dünyaya gelmiş, bunlar yetişkin birer delikanlı olmuşlardı Mevlâna, Gevher Hatun’un ölümünden sonra, Konyalı İzzeddin Ali’nin dul kızı Kerrâ Hatun’la evlendi Genç ve güzel Kerrâ Hatun iyi bir tahsil görmüş, tasavvuf terbiyesi almış, gönül sahibi bir hanımefendi idi Mevlâna’nın, Muzaffereddin Emir Âlim Çelebi adındaki oğlu ile Melike Hatun adlı kızı bu hanımdan dünyaya gelmişlerdi Mevlâna’nın, Şemseddin Yahya adında, genç yaşında ölen bir de üvey oğlu vardı |
|