Mü'te Muharebesi |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mü'te MuharebesiHicretin 8 yılı, Cemâziye'l-Evvel ayı (Milâdî 629) Peygamber Efendimiz, sadece büyük devletlerin hükümdarlarını mektuplar ve elçiler göndererek İslâma dâvet etmekle kalmamış, aynı zamanda onlara tâbi durumunda bulunanlara da elçi ve mektuplar vasıtasıyla İslâmı tebliğ etmişti Busra (şimdiki Havran) valisine de Ashabdan Hâris bin Umeyr el-Ezdî Hazretlerini nâme-i Humâyunla göndermişti Busra o sırada bir beylik idi Valisi ve ahalisi ırken Arap oldukları halde, dinen Hıristiyan ve siyaseten de Bizans�a tâbi bulunuyorlardı Elçi Hâris Hazretleri, Dimaşk nâhiyelerinden Belka'a bağlı Mü'te köyüne varınca Bizans Kayzerinin Şam valilerinden olan Şürahbil bin Amrü'l-Gassanî'nin yanına çıkartılmıştı Şürahbil, Hz Hâris'in Peygamberimizin elçisi olduğunu öğrendiği halde, onu hunharca öldürmüştü Elçisinin şehid edildiği haberini alan Resûl-i Zişân son derece müteessir oldu Sahabe-i Güzin de fazlasıyla üzüldü Zirâ, o ana kadar Resûl-i Kibriyâ Efendimizin hiçbir elçisi öldürülmemişti2 Hz Hâris, Hz Resûlullahın şehid edilen ilk ve son elçisidir Bu bakımdan bu vahşice cinâyet çok büyük bir mânâ taşıyordu Doğrudan doğruya Hz Resûlullah ve Müslümanları gönülden rencide eden çirkin bir hâdise idi Şürahbil, bu alçakça davranışıyla, İslâma karşı olan derin kin ve düşmanlığını ortaya koyduğu gibi devletler arasında carî, "Elçiye zevâl olmaz"temel prensibini de ihlâl etmişti Hâdiseyi değerlendiren Resûl-i Ekrem Efendimiz, derhal bir ordu teşkil etti 3000 mücahidden meydana gelen bu ordunun başına da kendi azadlısı olan Zeyd bin Hârise'yi tayin etti Resûl-i Ekrem, Zeyd bin Hârise'yi kumandan tayin ettiğini belirttikten sonra da şöyle buyurdu: "Zeyd şehid olursa, yerine Câfer bin Ebî Talib geçsin! Câfer şehid olursa, yerine Abdullah bin Ravâha geçsin! Abdullah da şehid olursa, Müslümanlar aralarında münasib birini kendilerine kumandan seçsin!" Feraset sahibi Müslümanlar bu ifadelerdeki ince mânayı kavramışlardı Gözyaşları arasında, "Yâ Resûlallah, keşki sağ kalsalar da kendilerinden faydalansak" derken, Hz Resûlullah hiç bir cevap vermeyerek sustu Ya sırasıyla kumandanlığa geçecek olanlar? Onlar da âkıbetlerini Hz Resûlullahın bu yüce sözlerinde gizli olduğunu bildikleri halde, yola çıkmada zerre kadar tereddüt göstermediler, emr-i Peygamberiye ruh u canla itâat ettiler Evet onlar, bile bile ölüme koşuyorlardı Ama bu ölüm normal ölümlerden farklı olacaktı ve bu ölüm onları hayat mertebelerinin en yükseğine ulaştıracaktı: şehidlik Gönüllerinde yatan tek gaye, İ'lây-ı Kelimetullah; ruhlarını saran tek arzu ise, şehâdetti İşte onları coşkun bir hava içinde sefere çıkaran gaye ve arzu bu idi Salih SURUÇ |
|