Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dahiliye, yönleriyle

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #106
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




Diz osteoartriti kireçlenmesi

Osteoartrit nedir?

Osteoartrit (kısaca OA) ya da dejeneratif eklem hastalığı, herhangi bir eklemin, üzerine yük binen yüzeyinin hasar gördüğü bir durumdur Bu durum eklemlerin normal, ağrısız, yumuşak hareketlerini bozar ve özellikle bacakta geliştiği zaman vücudun ağırlığını taşıma yeteneğini bozabilir Bu şekilde bir çok eklem etkilenebilir; ancak diz en sık etkilenen eklemlerimizdendir En çok orta yaşlı ve yaşlı kişiler etkilenmektedir

OA'nın nedeni tam olarak bilinmemektedir En basit şekilde, aynen bir kalp ya da böbrek yetersizliği gibi 'eklem yetersizliği' olarak tanımlanabilir Osteoartrit temel olarak fiziksel bir olaydır Eklemler 'mekaniktir'; makinelere benzer görevleri vardır Ancak tıpkı makinalar gibi anormal bir zorlanmaya maruz kalırlarsa, bozulurlar

Diz eklemi

Diz eklemi vücudumuzdaki en karmaşık eklemlerden biridir Vücudumuzu destekleyen, yük taşıyan en önemli yapılardan biridir Aynı zamanda, bir menteşe gibi davranır; günlük yaşamımızdaki aşırı dönme, bükülme gibi hareketlere dayanmak zorundadır

Diz eklemi iki kemiğin uç noktalarından oluşmuştur, bu uç noktalar kıkırdakla kaplanmıştır; bu yapının tümü ise bir zar ve kapsülle örtülmüştür Diz, dört büyük bağ (ikisi içeride ve diğer ikisi eklemin birer kenarında) ve aynı zamanda güçlü uyluk kasları ile sağlamlaşır Eklemin içinde bir yastık görevi gören menisküsler ekleminizin normal çalışmasını sağlar

Ancak her nasılsa, iş ve spor aktivitelerinde ne kadar aktif olsak ta, çoğumuzda hiçbir zaman diz osteoartriti gelişmez Dizimiz şaşırtıcı bir şekilde dirençlidir; kendi kendini tamir etme yeteneği vardır Kolayca aşındırmanız mümkün olmayabilir

Diz osteoartritinden kimler etkilenir?

Kadınlarda erkeklere göre iki kat fazla görülür Bu hastalıktan etkilenenlerin çoğu 50 yaşın üzerindedir Tüm dünyada görülür; ancak bazı ırklarda daha sık olarak gözlenir Diz OA'sı, özellikle kadınlarda, ellerde nodüllerle birlikte görülen artritle beraber olabilir Şişman olanlarda osteoartrit hem daha sık gelişir, hem de şişmanlık hastalığın ilerlemesi için de bir risk faktörüdür Yapılan çalışmalar şişmanlığın ortadan kaldırılmasının diz osteoartritini %50 oranında azaltacağını düşündürmektedir Bu nedenle henüz osteoartrit gelişmemiş şişman kişiler eğer zayıflarlarsa, hastalık gelişme riski büyük oranda azalabilir Osteoartrit gelişmiş şişman kişilerde, çok az kilo verilmesi bile şikayetleri büyük oranda geriletmektedir Örneğin 5 kg verilmesi diz üzerindeki yükü 15-20 kg azaltmaktadır Çünkü normal yürüyüş sırasında diziniz üzerine vücut ağırlığınızın 35 katı yük binmektedir

Osteoartritin nedenleri nelerdir?

Bir çok hastada herhangi bir neden yoktur Özellikle erkeklerde, kıkırdağa yönelik yapılan bir ameliyat benzeri 'mekanik' bir neden olabilir Bazı kadınlarda ailesel bir eğilim olduğu görülebilir Genetiğin özellikle ellerde görülen dejeneratif değişiklikte rolü vardır Şu andaki bilgilerimiz çoğu bir çok faktörün kombinasyonunun hastalığa neden olduğunu göstermektedir Bu faktörler şunlardır: yaşlanma, osteoartrite genel yatkınlık, eklemin iç yapısındaki dokuların yaşlanması, eklem yüzeylerini kapsayan kırıklar, eklem bağlarında yırtık, menisküs yaralanması, şişmanlık ve kişinin yaptığı ağır işlere (kömür madencileri gibi), spor aktivitelerine (profesyonel uzun mesafe koşucuları, futbolcular gibi) ve travmaya bağlı olarak diz ekleminin yıpranması

Osteoartritte eklemlere ne olmaktadır?

Normal eklem ve osteoartritten etkilenen eklem arasındaki en önemli fark kemik uçlarını kaplayan kıkırdağın incelmesi ve yapısının bozulmasıdır Bu değişiklikler eklemin iç yüzeyinde özellikle de diz kapağı altında görülür Bu tutulum yamalı tarzdadır ve eklemin tümünü nadiren tutar Çevreleyen kemik dokuları da bu değişikliklere reaksiyon verir ve eklemin kenarlarında mahmuz tarzında yeni kemik oluşumları gelişir

Kıkırdaktaki değişiklikler yavaş yavaş gelişir Diz içindeki reaksiyonun çoğu vücudun, oluşan hasarı sınırlamak ve eklemi iyileştirmek için yaptığı bir girişimdir Diz eklemi içinde bir kez osteoartrit oluştuğu zaman kendi kendine iyileşmez ancak daha fazla hasar kısıtlanabilir

Osteoartrit ne tür şikayetlere neden olur?

Hastalık yıllar içinde yavaş yavaş gelişir En önemli şikayetler ağrı, dizde şişlik ve ekleminizdeki tutukluluk hissidir

Dizinizi kullanırken duyacağınız ağrı en sık rastlanan sorundur Ağrı en fazla bir aktivite sonrası olmaktadır Hastalığın başlangıcında yürüyüş sırasında dizinizin hiçbir sorun çıkarmadığını, ancak birkaç dakika süreli oturmayı takiben dizinizde ağrı ve tutukluluk olduğunu farkedebilirsiniz Eklemde tutukluluk hissi ağrıya eşlik edebilir ya da etmeyebilir Tutukluluk hissi sabah ilk kalktığınızda ya da istirahat sonrasında görülebilir Bu durumda dizinizi tekrar kullanabilmeniz için birkaç ağrılı dakika geçebilir

Hastalık ilerledikçe dizinizdeki ağrı basit günlük yaşam aktivitelerinde bile sorun çıkarabilir Ağrı sadece aktivite ile değil, istirahatte de gelişmeye başlayabilir Hastalığın daha ileri formunda ağrı sürekli olabilir, gece uyku düzeninizi bozabilir ve eklem hareket açıklığı da kısıtlanabilir; bu durumda belli bir mesafeyi yürüme ya da merdiven çıkma önemli sorun hale gelebilir Kasların zayıflaması nedeniyle eklemde boşalma hissi olabilir

Ağrının şiddeti her zaman sabit değildir Bir diğer deyişle, hiçbir nedene bağlı olmaksızın iyi ve kötü günleriniz hatta iyi ve kötü aylarınız olabilir Bazıları bunu hava durumuna bağlayabilir; bazıları da ağrının daha çok fiziksel aktivite ile ilişkili olduğunu söyler

Osteoartritte muayene bulguları nelerdir?

Doktorunuz sizi muayene ederken, dizinizi hareket ettirdiğinde gıcırtı tarzında bir ses çıkabilir Diziniz etrafında özellikle iç kısmında duyarlı alanlar olabilir Hareket kısıtlılığı olabilir ve dizinizi tamamen bükme ağrılı olabilir

Doktorunuz yeni kemik oluşumlarına ya da eklem içinde biriken sıvıya bağlı olarak dizinizde şişlik saptayabilir Uyluk kasları ise normalden daha ince ve daha zayıftır

Osteoartrit farklı bireyleri çok farklı şekillerde etkiler Bazılarının sadece bir dizinde çok hafif şikayeti vardır; bazılarının ise her iki dizle ilgili şikayetleri bulunur Bazılarında ağrı en önemli şikayettir; bazıları ise oturdukları yerden kalkmakta ve hareket etmekte güçlük çekerler Bazı kişiler yaşamları boyu hemen hemen aynı kalırlar; bazıları ise hızlı bir değişiklik yaşarlar Kendinizi, diz osteoartriti olan bir başka kişi ile karşılaştırmanızın yararı olmayacaktır

Osteoartrit komplikasyonları nelerdir?

Bazı kişilerde hiçbir komplikasyon gelişmez Hastalıkları günlük yaşamda sıkıntı yaratmakla birlikte, hiçbir zaman felaket haline gelmez

Genellikle oluşan üç komplikasyon vardır:

Hızlı kötüleşme: Genellikle ileri formda hastalığı olan yaşlı kişileri etkiler Birkaç hafta ya da ay içinde ağrıda belirgin bir artış ve hareket kaybı gelişebilir

Eklemin dengesinin kaybolması: Kas gücü kaybı ya da bağların hasar görmesine bağlı olarak gelişir Ekleme yük bindiği zaman, örneğin ayağa kalktığınızda boşalma hissi olur

Ağrıda ani alevlenmeler: Ağrıda hafif artışlar sık gözlenir; ancak bazen ağrı çok şiddetlenebilir ve bu uzun süreli olabilir Buna bazen eklem etrafındaki şişlik de eşlik eder

Osteoartritte nasıl tanı konur?

Orta yaşlı ve yaşlı kişilerde diz ekleminde ağrı oluştuğu zaman osteoartrit ilk akla gelen tanı olabilir Fizik muayene, dizin direkt radyografisi (röntgen tetkiki) ve diğer eklem hastalıklarını dışlayarak tanı doğrulanır Ancak çok rastlanılan bir hastalık olduğu için diğer eklem hastalıkları ile beraber görülebilir

Direkt grafi tanıda çok yararlıdır ve hastaların çoğunda yapılması gereken tek testttir Direkt grafide eklem yüzeyindeki hasara bağlı olarak kemikler arasındaki aralıkta daralma gözlenir Aynı zamanda eklem kenarlarında 'mahmuz' tarzında yeni kemik oluşumları gelişir Değişik zamanlarda çekilen grafilerde hastalığın kendisinde de bir değişiklik görülebilir

Osteoartrit nasıl tedavi edilir?

Osteoartritin kesin tedavisi mümkün değildir; yani hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi şekli yoktur Ancak tedavi ağrıyı geçirebilir, eklemdeki tutukluluğu azaltır ve eklemin daha fazla hasarlanmasını engeller Bu amaçlara ulaşmanın bazı yolları vardır Osteoartritin tedavisi hastalığın ne kadar ilerlediğine bağlıdır Erken safhalarda tedavi eklemdeki inflamasyonu gidermeye yöneliktir Doktorunuzun önereceği basit ağrı kesici ve anti-romatizmal ilaçları doktorunuzun önereceği süre ve şekilde kullanabilirsiniz Ancak her hasta bu ilaçlardan eşit derecede yarar görmez Dizin etrafındaki duyarlı bölgeye hatta gerektiğinde eklem içine enjeksiyonlar yararlı olabilir Eklem içinde sıvı birikimi durumunda bu sıvının alınması ve dizin yıkanması da size yardımcı olabilir Eğer gerekirse diz içine kortizon enjeksiyonu yapılabilir Kortizon inflamasyonu kontrol altına alan güçlü bir ajandır; ancak kullanımını kısıtlayan bazı etkileri de vardır Sık olarak kullanımı eklemdeki yıpranmayı, bozulmayı artırabilir

Dizin etkilenen kısmındaki baskıyı azaltacak, özel olarak tasarlanmış dizliklerin kullanımı yarar sağlayabilir Bunları doktorunuzun önerisiyle satın alabilirsiniz Basit, elastik dizliklerden de birçok hasta yarar sağlamaktadır

Problemli bölgeye orta dereceli sıcak uygulama ağrınızı ve eklemdeki tutukluluğu azaltır Sıcak banyo, sıcak su şişeleri ya da torbaları, infraruj lambaları ve doktorunuzun önereceği krem ve jellerin sürülmesi sizi rahatlatabilir Hafif ve orta dereceli ağrısı olan hastalarda krem ve jel şeklindeki preparatların destekleyici tedavi olarak kullanımı yararlı olabilir Doktorunuzun uygun görmesi durumunda hastanelerin fizik tedavi ve rehabilitasyon servislerindeki fizik tedavi ajanlarının uygulanmasından da yarar sağlıyabilirsiniz

Diz kaslarınızı mümkün olduğunca güçlü tutarak kendi kendinize çok yardımcı olabilirsiniz Dizinizi çalıştırarak, eklemde tam hareket açıklığını koruyabilirsiniz Uyluk kasları eklemin korunmasında ve stabilitenin sağlanmasında çok önemlidir Bu kaslarınızı kasarak ya da 'düz bacak kaldırma' egzersizlerinizi yaparak onları güçlü hale getirebilirsiniz:

bacaklarınız yerde düz olarak yatınız, dizinizi yere bastırarak, ayağınızı kendinize doğru çekiniz Bu sırada uyluk kaslarınızın kasıldığını hissedeceksiniz Bu durumu 5 saniye süreyle koruyunuz ve sonra gevşeyiniz 5 saniyeyi saptamak için bir saate bakabilirsiniz ya da 10'a kadar yüksek sesle saymayı deneyebilirsiniz Bunu her iki bacakla ayrı ayrı, günde 7 kez yapınız İlk gün her seferde 10 tekrar yapınız (böylece günde 7x10= 70 kez) Tekrar sayısını yavaş yavaş artırıp, birinci haftanın sonunda her seferde 15 tekrar yapmaya başlayınız (böylece 1 haftanın sonunda her gün 7x15= 105 kez) Diğer bir deyişle sonuçta bu egzersizi her iki bacak için ayrı ayrı günde 105 kez yapmayı hedefleyiniz Eğer artritiniz bir ağrı oluşturuyorsa, egzersizleri yapmadan önce dizinize 15-20 dakika süreyle sıcak uygulama yapınız Aynı zamanda günde birkaç kez, dizinizi tam olarak bükme ve tekrar düzleştirme şeklinde egzersizlerini de yapınız

Dizinizi bükülü tutmamaya büyük özen gösteriniz Örneğin, gece yatarken dizinizi altına yastık koymayınız Dizin altına yastık koyma ağrınızı geçici olarak geçirir, ancak dizinizin sürekli olarak bükülü kalması şeklinde tehlikeli bir etkisi olabilir

Dizinizde osteoartrit olsa bile dizinizi kulanmaya devam ediniz; 'az az ve sık kullanma' sizin ilkeniz olmalıdır Eğer gerekiyorsa dizinizin üzerinden yükü almak için bir baston kullanın ancak hareket etmeye devam edin! Bastonun doğru kullanımı (etkilenen dizin karşı tarafındaki elde) eklem üzerine binen yükü azaltmaktadır

Cerrahi diz osteoartritli her hastaya uygulanmaz; bazen gereklidir, çok hasarlanmış dizler için uygulanan protez ameliyatları ile ilgili olarak son yıllarda büyük gelişmeler elde edilmiştir Bu konuda daha geniş bilgiler "Romatizma Çalışma Grubu'nun" yeni diz ekleminiz başlıklı kitapçığında sunulmaktadır Uygulanan cerrahi girişimler:

Artroskopi

Hastanın diz eklemine girilerek, eklem kıkırdak yüzeylerinin doğrudan görülmesi sağlanır; böylece osteoartritin ne kadar ilerlemiş olduğu da saptanabilir Cerrahın eklem içindeki tüm parçacıkları temizlemesine de izin verir İşlem sırasında eklem içine düşmüş tüm kıkırdak parçacıkları temizlendikten sonra diz serum fizyolojikle yıkanır Sonuçlar %100 başarılı değildir Eğer başarılı olursa, 6 ay - 2 yıl süreyle şikayetler geçici olarak hafifleyebilir

Proksimal tibial osteotomi

Bacağımızdaki tibia kemiğinin üst kısmının dış yan tarafından kama şeklinde bir kemik parçası çıkarılır; böylece vücudun ağırlık merkezinin diz ekleminin daha sağlam dış tarafına kayması sağlanır Bu şekilde osteoartritte etkilenmiş olan iç kısım üzerindeki yük bir miktar kaldırılmış olur ve ağrı azalır, hastalığın ilerlemesi engellenir Her zaman başarılı değildir Avantajı genç, aktif hastaların kendi diz eklemlerini kullanmaya devam etmesidir Diz protezi konuncaya kadar zaman kazanılır Eğer başarılı olursa, 6-8 yıl süreyle yarar sağlanabilir

Diz Protezi

Diz osteoartritinde son çare eklem yüzeylerinin yapay bir eklemle değiştirilmesidir Genellikle 60 yaş üzeri kişilerde yapılır Hasta ne kadar genç olursa, ameliyatın ileride başarısızlık oranı o kadar fazladır; ikinci bir ameliyat gerektirebilir 12-15 yıl süreyle yarar sağlıyabilir






Alıntı Yaparak Cevapla

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #107
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




Diz protezi

Dizde diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen kireçlenmeler diz protezi ile tedavi edilir Protez denince dizde eklem yapan üç kemiğin eklem yüzeylerinin kesilerek çıkarılması ve bu yüzeylerin metal ve plastik parçalar ile kaplanmasıdır

En sık soru protez yapım yaşı ve ne kadar ömrü olduğudur Burada hastanın kişisel özellikleri; yaş, cinsiyet, ağırlık ve hareket seviyesi belirleyicidir İyi ellerde yapılması şartıyla tüm hastaların %98’inde protez 10 yıl dayanır 65 yaş üzeri, kadın, 70 kg altı ve az hareketli kişilerde protezin ömrün kalan kısmında idare edebileceği söylenebilir Genel olarak diz protezi iyi ellerde yapıldığında 15 yıl civarında tamamen ağrısız ve diz fonksiyonlarının tam olduğu bir yaşam süresi elde edilir

Normal bir dizde dört adet bağ, dizin kemiklerinin birbiri ile bağlantısını ve koordinasyonunu sağlarArtritli bir dizde bu bağların yapıları bozulabilirDiz protezi uygulamalarında bu bağlardan bazıları eklem yüzeyleri ile birlikte kaldırılır ve yeni yapma yüzeyler ile değiştirilirKonulan parçaları yerinde tutmak üzere 2 yol mevcutturBunlardan biri polimetimetakrilat adı verile çimento ile tespittir Diğeri ise özel hazırlanan ve kemiğin gelişimine uygun olarak kemikle bütünleşen parçalardan oluşan protezlerdir

Bugün diz protezlerinin büyük çoğunluğu çimentolu olarak yapılmaktadırÇimentolu protezlerin uyumu mükemmel olup 20 yıl kadar dayanabilmektedirBu süreyi hastanın kilosu,genel sağlık koşulları,aktivite düzeyi arttırıp, azaltabilmektedirÇimentonun avantajı gerek kemikle protezi birbirine bağlayan bir yapı olması gerekse katı bir maddenin ortama kattığı biomekanik güçtürBugün için kullanılan materyallerde kırılma olayı son derece azdır,kemikten gevşeyebilmeleri bir sorundurGevşeme 2 türlü olabilir

Diz hareketler esnasında birçok kuvvetin etkisi altında kalırProtezli dizde aksial olarak gelen yük değiştirilmiş olan kaval kemiğinin eklem yüzeyi ve arta kalan spongiöz kemik tarafından karşılanırEğer gelen yük protezin gücünü aşacak olursa protez alta kalan kemiğin içine gömülür,yada gevşemeye başlarBu esnada metal parçalar arasına konmuş olan polietilen tabakanın ezilmesi ondan parçaların ayrışmasına ve bu parçaların vücut tarfından yabancı cisim olarak algılanıp biolojik bir yanıt verilmesine neden olurBu cevapta gevşemenin biolojik olarak hızlanmasına neden olur

Polietilen bölgeden kopan parçalar vücudun savunma hücreleri tarafından kaldırılmak istenecektir Bu amaçla salgılayacakları enzimler sadece bu parçaların değil aynı zamanda protezin kemiğe yapışmış olduğu bölgedeki kemiğin erimesine(osteolisiz) yol açacaktırBu olay bir kısır döngü içerisnde devam edip gevşeme ve protezin uyumsuzluğu ile sonlanır

Yukarıda anlatılanlara karşın çimentolu protezler bugün için başarı ile kulanılmaya devam etmektedirÖzellikle genç aktif,artritli hastalarda tek tedavi seçeneği olarak kabul edilmektedirler

1980’li yıllarda kemiğe bir çimento materyali olmaksızın uygulanabilen protezler üretilmiştirBu implantların yüzeylerinde yeni kemik oluşumunu sağlayabilecek biolojik olarak aktif olan maddeler bulunmaktadırİmplanları kemiğe tespit etmek üzere çeşitli vida sistemleride geliştirilmiştirVidalar yeni kemik gelişimi sağlanana dek protezin tespitinden sorumlu olacaklardırBazı modeller çimentolu protezler kadar başarılı olmuşlardırAncak ne kadar düzgün yüzeyli olurlarsa olsunlar bu protezlerde de yük altında kalmaya bağlı küçük fragmanların oluşumunun daha fazla olduğu ve biolojik yanıtın daha hızlı geliştiği tespit edilmiştirAyrıca bugün için bu tip protezlerin kullanımı ile ilgili uzun dönem sonuçlar henüz elimizde mevcut değildir

1980’li yılların sonuna doğru femoral komponenti çimentosuz,tibial komponenti çimentolu hybrid protezler üretilmiş olup bügüne kadar ki sonuçları iyidir

Sonuç olarak diz protezi cerrahisi bazı sorunları olsada bugün için dizin biomekaniğini düzenleme de etkili bir tedavi yöntemidir Hastaların operasyonun ertesi günü yürümelerine, 2 gün tuvalete oturmalarına izin verilir Dikişler ortalama 15 günde alınır ve sonrasında banyoya izin verilir Hasta operasyonun ertesi gününden itibaren diz bükme ve adele güçlendirme akzersizlerine başlanır Bu ekzersizler diz fonksiyonlarının tamamen kazanılmasına kadar devam eder Genellikle 6 haftada tüm diz fonksiyonları geri döner Dizde şişlik ve protezin varlığını hastalar 3-6 ay hissedebilirlerse de yürüme ilk haftadan sonra ağrısızdır

Diz protezinin iyi ellerde yapılması kadar ameliyathane ve ameliyat sonrası bakım hizmetleride çok önemlidir Bu operasyonun en önemli komplikasyonu % 1-2 oranında enfeksiyondur(en iyi ameliyathane şartlarında) Enfeksiyon gelişirse ek cerrahi prosedürler gerekebilir İyi ameliyathane şartı dendiğinde enfeksiyon kontrolü çok iyi olan, “laminar air flow” lu ameliyathaneler anlaşılmaktadır Damar ve sinir yaralanması riski neredeyse yoktur






Alıntı Yaparak Cevapla

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #108
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




Diz protezi ve yeni diz eklemi

Yeni gelişmeler

Diz çok karmaşık bir eklemdir Kalça ekleminizden farklı olarak, diz ekleminin çeşitli kısımları birbiriyle çok sıkı bağlantı içinde değildir Bu nedenle, yakın zamana kadar çevrenizden, diz protezlerinden ziyade kalça protezlerinin daha çok ve başarıyla yapıldığını duyuyor olabilirsiniz Çünkü kalça protezleri eskiden beri yapılıyordu ve uygulaması daha kolaydı Ancak modern teknoloji ve yeni materyaller diz protezlerinin de daha sık uygulanmasını ve bunun en az kalça protez ameliyatları kadar başarılı olmasını sağlamıştır

Dizin yapısı

İlk bakışta, diz eklemi bir menteşe gibi hareket ediyor sanılabilir; ancak bu kısmen doğrudur Normal diz eklemi bükülme ve doğrulmaya ek olarak, bir miktar kendi etrafında dönme haraketine de izin verir

Diz eklemini oluşturmak üzere karşılaşan kemik uçlarının kıkırdakla bir arada tutulması sağlanır Ancak asıl iş, ikisi ortada ikisi birer yanda olan dört bağla sağlanmaktadır Eğer bu bağlar hasar görürse, diz ekleminiz çok oynak ve güvensiz hale gelebilir Eğer kaslar egzersiz ve fizyoterapi ile güçlendirilirlerse, hasar gören bu bağların görevi kısmen telafi edilebilir

Artriti olan birçok kişide yaşam boyu diz protezi hiç gerekmeyebilir Basit ilaç tedavileri ve fizik tedavi yöntemleri ile şikayetler kontrol altına alınabilir Cerrahi girişim gerekse bile, bu her zaman için diz protezi olmayabilir Hastanın şikayetlerini giderecek başka ameliyat şekilleri de olabilir

Karar verme

Size diz protezi yapılmasına karar verilse bile, başka kararların da alınması gerekebilir Örneğin, hem diziniz hem de kalçanız etkilenmişse, doktorunuz hangisini önce yapacağına karar verecektir Eğer her iki diziniz de operasyon gerektiriyorsa ve bir diziniz diğerinden daha kötü durumda ise, daha kötü durumda olan dizinizin daha önce ameliyat edilmesi gerekebilir

Doktorunuz son kararını vermeden önce, ne kadar acı çektiğinizi, kaç ekleminizin etkilendiğini, genel sağlık durumunuzu, olası komplikasyon riskini ve daha birçok faktörü göz önüne alacaktır

Ameliyat öncesi

Ameliyat öncesinde, egzersizlere başlamak çok yararlı olur Eğer kilo fazlalığınız varsa, zayıflamanız önerilecektir Bu öneriyi çok ciddiye almalısınız; çünkü fazla kilolarınızı vermeniz hem operasyon risklerini azaltacak, hem de başarı oranını yükseltecektir

Ameliyat

Ameliyat genel anestezi altında ya da bazı hastalarda daha güvenli olduğu için spinal anestezi ile yapılabilir Bu durumda, bel omurganıza bir iğne yapılacak ve her iki bacağınız da tümüyle uyuşacaktır Ameliyat sırasında uyanık olacaksınız; ancak ameliyata dair hiçbirşey hissetmiyeceksiniz Ameliyat 2-3 saat sürer Ameliyattan sonra, doktorunuz sizi hemen servisteki odanıza almayacak ve bir süre yoğun bakımda gözlem altında tutacaktır Kol damarınıza serum takılabilir Bacağınız ise alçı kalıp içinde olabilir Birçok cerrah diz eklemi içine ince, plastik bir tüp koyar; böylece fazlalık kan eklem içinde birikmez Kan bir şişe içinde toplanır, birkaç gün sonra lastik borular tamamen çıkarılır

Ameliyattan sonra biraz ağrınız olabilir; ancak bunun için gerekli tedavi yapılacaktır Eğer spinal anestezi yapılmışsa, bacaklarınızı ilk başta hareket ettiremezsiniz, fakat bu duygu yavaş yavaş geri döner Spinal anestezi baş ağrısına neden olabilir

İyileşme dönemi

Ameliyattan sonraki 2-3 hafta içinde yapılacak tedavi uygulanan protez tipine ve cerrahın tercihine göre değişecektir Bazen dizinizi 2-3 gün içinde hareket ettirmeniz daha iyi olabilir; bazen de hareket 1 ya da 2 hafta geciktirilebilir

Dizinizi hareket ettirme zamanı geldiğinde, dizinizin üzerindeki pansuman materyalleri alınacak ya da azaltılacaktır İlk başta, gerekli egzersizleri yapmada size bir fizyoterapist yardımcı olacaktır Başlangıçta egzersizleri yapmak ağrılı olabilir; ancak günler geçtikçe çok daha rahat yaptığınızı farkedeceksiniz

Bu safhada, iyileşmenizde en önemli rolü siz oynayacaksınız Sonuçta dizinizi tekrar işler hale getirmek sizin elinizdedir Fizyoterapist size yardımcı olacaktır ancak başarının asıl anahtarı sizsiniz

Birçok merkezde 'pasif hareket' cihazı kullanılır Elektrikli bir motoru olan cihaz dizinizi nazikçe büker ve düzleştirir Günler geçtikçe hareket sınırları yavaş yavaş artırılır Bu cihazlar çok yararlıdır ancak sizin eforunuzun yerine geçemez Egzersiz yapmak ve yürüme zamanı için kaslarınızı hazır hale getirmek zorundasınız

2-3 hafta içinde dikişleriniz alınır ve gösterdiğiniz ilerlemeye göre yürümenize izin verilir Uygulanan protezler farklı tiplerde olabilir Çimento kullanılabilir ya da kemik ile kendi kendine kaynaşabilen değişik tasarımı olan protezler kullanılabilir Her ikisinin de ayrı ayrı avantaj ve dezavantajları vardır Çimentolu eklemlerde, diğerlerine göre diz üzerine daha erken dönemde yük bindirilebilir 2-3 hafta hastanede kalmanız gerekebilir Eğer iyileşme yavaşsa, bu süre biraz daha uzayabilir

Ayaklarınızın üzerinde

Eve gideceğiniz zaman yürüyor olacaksınız Başlangıçta yürüteç ya da koltuk değnekleri kullanmanız gerekecektir İyileşme kalça protezlerinde olduğundan daha yavaştır Başlangıçta merdiven çıkmakta zorluk olabilir Kaslarınız yeterli gücü kazanıncaya kadar, sandalyeden ya da tuvaletten kalkmak sizin için zor olabilir

İşinize ne zaman döneceğiniz yaptığınız işe, işe gitmek için katedeceğiniz uzaklığa ve iyileşme hızınıza bağlıdır Şüphesiz ki, masa başı işlere çok daha çabuk dönebilirsiniz

Uzun vadeli sonuçlar

Birçok diz protezi 20 senedir sorunsuz çalışmaktadır Başarılı bir diz eklemi ağrınızı geçirecek, birçok normal aktiviteye izin verecek hareket açıklığı sağlayacaktır Ancak her zaman tam hareket açıklığını sağlamak mümkün olmayabilir Tam hareket açıklığı normal yürüme için çok önemli olduğu için, dizin tam olarak düzleştirilmesi için tüm çabalar harcanacaktır

Diziniz tam olarak bükülemeyebilir; bu eksiklik çömelmeyi zorlaştıracaktır Dizinizin dik açıdan biraz fazla bükülmesi yeterli olacaktır Bu özellikle her iki dizin etkilenmesi durumunda önemlidir Çünkü sandalyeden kalkmak için dizinizi bu kadar bükmeniz gerekmektedir

Diz protezi uygulananlarının %90'dan fazlasında başarılı sonuçlar alınmaktadır Bazı ameliyatlar diğerlerine göre daha zor olabilir; doktorunuz bu konuda özel zorluklar varsa sizi önceden uyaracaktır

Ameliyatta, bacak damarlarınızın birinde pıhtı oluşma riski vardır Bunun için gerekli önlemler alınacaktır Ancak eğer olursa, kanın pıhtı oluşturma eğilimini azaltacak bir tedavi uygulanacaktır Eklemin kendisiyle ilgili sorunlar nadirdir Ancak diz ekleminin doğası gereği, diz özellikle erken dönemlerde kalça eklemine göre komplikasyonlara daha açıktır

Bazen yara yavaş iyileşebilir ve dikişler gereğinden fazla kalabilir Gevşeme çok nadir görülen bir sorundur Tüm protezlerde, enfeksiyon en çok korkulan komplikasyondur Bunu engellemek için size antibiyotik verilecek ve diziniz, enfeksiyon bulguları açısından izlenecektir Çok nadir durumda, enfeksiyon sorun haline gelebilir Eğer bu olursa, yeni bir cerrahi girişim gerekebilir Ancak bunun çok çok nadir olduğu unutulmamalıdır Çoğu hasta yeni ekleminden çok memnun kalmaktadır Bu nedenle ağrı ve hareket kısıtlılığı açısından böylesine güzel bir sonuç için çok nadir görülebilecek riskleri almaya değer

Ameliyat Sonrası Öneriler

Ortalama 6 hafta boyunca bir yürüteç ya da koltuk değneği kullanmanız gerekecektir

Hastaneden ayrılırken size, yapacağınız egzersizlerle ilgili bilgi verilecektir Bunlara aynen uyunuz

6 hafta boyunca araba kullanmayınız

3 ay boyunca uçakla seyahat etmeyiniz

İstediğiniz mesafe kadar yürüyebilirsiniz

Eğer doktorunuz başka bir ilaç önermezse, 6 hafta boyunca günde 1 tane aspirin (300 mg) alınız

Doktorunuz, gerektiğinde kullanmanız için ağrı kesici içeren bir reçete verecektir

6 hafta boyunca C vitamini ve multivitamin preparatlarını alınız

2 hafta sonra dikişlerinizi aldırmak için doktorunuza başvurunuz

Doktorunuz eğer kan sulandırıcı ilaçlar vermeyi uygun görürse, önerileri doğrultusunda kullanınız Diz Protezi Sonrası Ev Egzersizleri

Her egzersizi günde iki kez yapınız

Bu egzersizler biraz rahatsızlık hissi yaratabilir Ancak eğer ağrınız egzersizle artarsa, egzersizleri bırakıp doktorunuza başvurunuz

Kaba etleriniz için: Sırt üstü yatarken, her iki kaba etinizi kasarak, sıkıştırınız 5 saniye bu şekilde kasılı kalınız 10 kez tekrarlayınız

Diz kaslarınız için: Bu egzersiz sırasında hiçbir hareket olmayacaktır Dizinizin alt kısmını sıkıca yere doğru bastırınız Kas içinde, özellikle uyluğunuzun iç kısmında görülebilir bir kasılma olup, olmadığını gözleyiniz 5 saniye bu şekilde kalınız Gevşeyiniz 10 kez takrarlayınız

Ayak bileği pompalama hareketi: Eklem hareket açıklığınızı artırmak ve dolaşımı düzenlemek için ayak bileğinizi hareket ettirirken, parmaklarınızı önce aşağı, sonra yukarı doğru geriniz 10 kez tekrar ediniz

Topuğu kalçaya doğru kaydırma hareketi: Topuğunuzu kalçanıza doğru yerde kaydırırken, dizinizi ortalama 45 derece bükünüz Bir gerginlik oluşunca, bu şekilde 5 saniye kalınız ve sonra topuğunuzu başlangıç pozisyonunu alacak şekilde aşağı doğru kaydırınız 10 tekrar yapınız

Dizi düzleştirme hareketi: Dizinizin altında bir havlu rulo olacak şekilde sırt üstü yatınız Dizinizi resimdeki gibi düzleştiriniz Bu sırada yine havlu rulo üzerinde desteklenmiş olmalıdır 5 saniye süreyle bu pozisyonu devam ettiriniz Yavaşça başlangıç pozisyonuna dönünüz 10 kez tekrarlayınız Daha sonraki dönemlerde bu egzersizin daha ileri bir formu olarak, aynı hareketi ayak bileğinize önce 1 kg, sonra 2 kg ağırlık bağlayarak yapabilirsiniz

Özel Bilgiler

Diz protezleri ameliyatın birinci gününde de, yıllar sonra da enfekte olabilir Enfeksiyonu engellemek için aşağıdaki önerilere uymalısınız:

Dişlerinize yapılacak bir girişimden ya da herhangi bir tıbbi girişimden önce koruyucu olarak antibiyotik alınız Bunun için doktorunuza başvurabilirsiniz

Tüm şüpheli idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisi için doktorunuza başvurunuz

Dizinizde ağrı, şişlik, kızarıklık ve ısı artışı gibi enfeksiyon bulgularının olup, olmadığını kontrol ediniz

Diz proteziniz hava alanında metal dedektör saptayıcılarından geçerken, alarm sistemini harekete geçirebilir Bu nedenle doktorunuzdan alacağınız, ameliyat yapıldığına dair belgeyi görevlilere gösterebilirsiniz

Uzun süreli, başarılı sonuçlar almak için diz protezinizi korumanız gerektiğini unutmayınız Aktivitelerinizde gerekli kısıtlamaları yapınız

Eğer şeker hastası iseniz, kan şekeri düzeyini istenilen düzeyde tutunuz

Kilo almaktan kaçınınız






Alıntı Yaparak Cevapla

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #109
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




SİROZ

Siroz, kesin teşhisi ve sınıflanması yalnızca hasta karaciğerin mikroskop altında incelenmesiyle koyulabilen bir hastalıktır Gerçekten karaciğer mimarisinde toptan ve özel bir değişmeye yolaçar Başlıca 2 bozunu şunlardır: Loblar çevresinde bir bağdokusu artışı; «yenilenme düğümcükleri» (rejenerasyon nodülleri) bulunması

Bu bilimsel tanımın dışında, siroz Avrupa’da en yaygın karaciğer hastalığıdır Yozlaştırıcı bir hastalıktır ve son derece önemli bir özelliği vardır: Bir kez yozlaşma başlayınca, normal dokunun yeniden oluşması olasılığı yoktur; yani en şanslı hastada bile, en çok hastalığın durağanlaşması umulur; ama iyileşme hiç bir zaman beklenmez

ALKOL SİROZU

Alkol sirozu (Laennec sirozu), Avrupa’da çok sık raslanan bir hastalıktır

NEDENLER

Alkolün karaciğer hücresine (hepatosit) etki mekanizması henüz bilinmemektedir; ama zehirleyici olduğu gerçeği artık herkesçe kabul edilmektedir

Asıl ilgi çekici olan, karaciğer hücresinin hangi mekanizmalarla yıkıldığını incelemektir Bu yıkılmayı izleyen yenilenme olayı, sirozların tehlikeliliğini ve ihtilatlarının sayısını açıklar Karaciğer hücrelerinin yıkımı önce, aşağıda sayılanlarla birlikte bir karaciğer yetmezliği oluşturur:

— proteinlerin sentezinin ve protrombin yapımının azalması (sirozlularda kanamaya yatkınlık oluşur);

— bilirübin bağlama işlevinin bozulması;

— kan amonyağının artması

Bunu izleyen bağdokusu artışının ve «yenilenme düğümcüklerinin» varlığı da, karaciğerde dolaşım bozuklukları oluşturur:

— önce, karaciğer yetmezliğini daha da ağırlaştıran geri kalan sağlam dokuların kötü kanlanması;

— sonra, kapı toplardamarlarının bası altında kalması, bu bası, kapı toplardamarı sisteminde kanın normal akımını bozarak «kapı toplardamarı yüksek basıncı» denilen şeyi oluşturur Sindirim kanalından gelen ve böylece karaciğerden geçmeyen kan, alt ana toplardamara ulaşmak için başka yollar bulmak eğilimindedir Bunun için, yemek borusunun mukozası altında makat bölgesi düzeyinde basurların oluşmasına yolaçar; karın çeperleri damarları düzeyinde yeralan -fizyolojik kapı toplardamarı-ana toplardamar ağızlaşmaları» denilen yolları kullanır; kapı toplardamarı yüksek basıncı durumunda, yandaş dolaşım çok gelişir ve en önemli klinik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur






Alıntı Yaparak Cevapla

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #110
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




TEŞHİS

Klinik belirtiler 2 değişik tablo oluşturabilirler Asit öncesi evrenin tablosu

Gizli siroz dönemi bütünüyle belirtisiz olabilir; yani hiç farkına varılmadan geçebilir; ama çoğunlukla belirtiler görülebilir: Sindirim bozuklukları, genel yorgunluk; nedeni belli olmayan burun kanaması Bu belirtiler, belirgin bir alkol zehirlenmesi karşısında gerçek nedene bağlanabilir: Yüzü aşırı zayıf, anormal derecede konuşkan hasta Bazen hastanın kendi de aşırı alkol tükettiğini hekime söyler Zaten karaciğerin durumu hastalığı akla getirir Muayenede karaciğer ve dalak büyümüştür; karaciğer serttir

Hasta, sonuna kadar bu evrede kalır ya da etkin siroza ilerler

Asit evresi tablosu

Etkin siroz dönemindeki hastalar ortalama 50 yaşındadır, çoğu erkektirTabloya asit egemendir Asit, karın boşluğunda sıvı bulunmasıdır Bu sıvı kapı toplardamarları çeperlerini aşarak karın boşluğuna sızmaktadır Kandan çok serum niteliğindedir Oluşumu, bir yandan kapı toplardamarı sistemindeki yüksek basınca, öte yandan da, kan proteinleri düzeyinin azalarak damarların içinde sıvıları yeterince tutamamasına bağlıdır; bu 2 etkenin birleşmesi asit oluşumu için gereklidir; ikisinden birinin bulunması asit oluşumuna yolaçmaz; demek ki asit bulunması, karaciğer hücresi yetmezliğini doğrular

Klinik açıdan asit, karın hacminin artışı gibi belirir; karın şişmiş ve «2 gözlü heybe» gibi sarkmıştır; elle vurmada bu şişlik mat (her zaman karnın en alt bölgesinde en fazladır) ve hareketlidir

Karın çeperinden iğneyle girilerek asitten örnek alınabilir

Asit ile aynı zamanda, ayaklarda ödemler (şişmeler) vardır

Başka bir önemli belirti, karın derisi altında yandaş dolaşım bulunmasıdır (bu da, kapı toplardamarı yüksek basıncının belirtisidir) Karın derisi altında çok sayıda genişlemiş toplardamarlar bulunmasıyla yansır

Karaciğerin kendi de niteleyicidir; serttir; alt kenarı «keskin» olarak algılanır;

Ayrıca şunlar aranmalıdır:

— süreğen alkolikliğin başka bir ihtilati;

— genel durumun bozulması, zayıflama;

— sarılık;

— el ayasının ve parmak uçları derisinin kırmızı renk alması;

— deride morarma;

— dişeti ve burun kanaması;

— koltukaltı ve pubis kıllarında dökülme;

— erkeklerde memelerin büyümesi (jineko-masti);

— basur;

— yemek borusu varisleri

Tamamlayıcı muayeneler Karaciğer işlevinin araştırılması

Şunları gösterir:

— serumda bilirübin yükselmesi; BSP testinin bozulması;

— karaciğer işlev testlerinin de bozulması;

— albümin, kolesterol, pıhtılaşma proteinleri (protrombin) azalması gibi karaciğer hücresi yetmezliği;

— hücre yıkımı (sitoliz) Trans-----zların yükselmesi

Karaciğerin radyoizotop yöntemiyle incelenmesi

Hastaya damar içi koloyidal altın ya da radyoaktif Tc 99 m koloyidal sülfit verildikten sonra, karaciğer üstünde radyoaktivitenin ölçülmesine dayanır ve şunları gösterir:

— karaciğer radyoaktif maddeyi az tutar,

— bu tutuş düzenli değildir, bazen maddeyi hiç tutmayan gerçek boşluklar vardır;

— karaciğer dışı organlar (dalak, omurga) radyoaktif maddeyi tutarlar






Alıntı Yaparak Cevapla

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Eski 10-16-2012   #111
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dahiliye (Tüm Yönleriyle)




Röntgen incelemeleri

Ağızdan baryum içirilerek çekilen yemek borusunun ve midenin röntgen filmleri (baryumun yemek borusu-mide geçişi filmi), yemek borusu varislerinin ve mide ülserinin görülmesini sağlarlar

Yemek borusu varisleri, yemek borusunun alt bölümündeki damarların genişlemesi sonucu oluşurlar; fizyolojik kapı toplardamarı-ana toplardamar ağızlaşmasıdırlar ve kapı toplardamar] yüksek basıncının etkisiyle genişlemişlerdir Filmde yemek borusunun alt ucunda az ya da çok dikey olarak çizgiler biçiminde görülürler; bunları ortaya çıkarmak önemlidir; çünkü sirozlularda, sindirim sistemi kanamalarının başlıca nedenlerinden biridirler Mide ülserine de, bir sirozluda normal bir kişiden daha sık raslanır

Kan incelemeleri

Şunları gösterirler:

— bir kansızlık (alyuvar sayısının azalması); hastanın geçirdiği küçük ya da büyük kanamalara bağlıdır;

— protrombin düzeyinin azalması

Karın içine bakma ve karaciğere iğneyle girerek örnek alma

Karın içine bakma (laparoskopi) ve karaciğere iğneyle girerek örnek alma (biyopsi), ancak karında asit bulunmadığı ve kan pıhtılaşmasında önemli bozukluklar olmadığı zaman uygulanabilir Karın içine bakma muayenesinde karaciğer açık renkli ve sert görülür

Karaciğerden iğneyle örnek alma, karaciğeı mimarisinin altüst olduğunu, yani hücre yapısınır bozulduğunu ortaya koyar: Karaciğerde küçük dü ğümler oluşmuştur (yenilenme düğümcükleri) Bunların büyüklükleri ve yapıları birbirine benzer Bu düğümcükler ince bir bağdokusu ağı içine hapsolmuşlardır; normal lopçukların yapı özelliklerini göstermezler

Asit durumunda denetlemeler

Karın çeperinden iğneyle girilerek asit sıvısından örnek alınır, albümin yoğunluğu ölçülür, içinde enfeksiyon bulunup bulunmadığı araştırılır

Böbreğin durumu da denetlenmelidir

EVRİM

Doğal olarak zehirlenmenin (alkol alımının) sürmesine ya da durdurulmasına göre değişir Alkol alımının bütünüyle kesildiği durumda, hasta uzun bir durağanlaşma dönemi geçirebilir; ama karaciğeri etkileyen her olay (sözgelimi kanama, enfeksiyon, ishal), dengenin yitimine ve gizli sirozun etkin siroz durumuna dönmesine neden olur

Alkol alımı sürdürülürse, asit belirir- Başlangıçta tedaviden etkilenir; sonraları, azaltılamıyarak yerleşir Hasta sıvı yitirir, ciddi bir böbrek yetmezliği oluşur

İhtilatlar

Evrim ihtilatlarla, çevrelenmiştir

Sarılık

Genel kural olarak bir karaciğer hücresi yetmezliği tekrarlamasına, bazen de sirozlularda sık raslanan kan vermeye bağlı karaciğer iltihabına (son derece tehlikelidir) bağlıdır

Enfeksiyon

Tehlikelidir; çünkü zayıflamış olan genel durum, hastanın gerekli savunmayı yapmasına engel olur

Şu enfeksiyonlar görülebilir:

— akciğer veremi;

— asit sıvısının bir enfeksiyonu (enfeksiyon yalın bir mikroba ya da verem basiline bağlı olabilir);

— barsak enfeksiyonu (karaciğere yansır ve sağlanmış olan dengeyi hızla bozar)

Kanama

Yemek borusu varislerinin sindirim kanalına kanamasıdır

Birçok sonuçları vardır: Sinirsel bozuklukları artırır; karaciğere kan taşınmasını azaltır ve karaciğer komasına yolaçabilir; kan yitimine bağlı şok durumu ortaya çıkabilir

Şu biçimlerde görülebilir:

— kusmayla kan çıkarma (hematemez); Öksürük nöbetleriyle değil, kusma zorlamalarıyla ağızdan kırmızı kan çıkarma; genellikle besin artıkları ile karışıktır-,

— dışkıda kan bulunması (melena): Dışkı kötü kokulu ve siyah renklidir

Hastalığın beyni etkilemesi (karaciğer koması)

Hastalığın beyni etkilemesinde, en küçük bozukluk ile en derin koma arasında bütün biçimler görülebilir Bir amonyak zehirlenmesi ve süreğen karaciğer dokusu yitimi sözkonusudur Bütün sirozlularda ruhsal bozuklukların ya da huzursuzluk evreleri ile bölünmüş uyuklamaların belirmesi dikkati çekmeli, sinirsel inceleme ve elektroanse-falogram ile doğrulanarak teşhise götürmelidir

Hastalığın beyni etkilemesi ivegen ya da süreğen olabilir:

— ivegen: Enfeksiyon, kanama gibi başka bir ihtilat nedeniyle ya da protein bakımından çok zengin bir beslenme, sidik söktürücü ilaçların aşırı kullanımı, hattâ cerrahi bir girişim nedeniyle başlayabilir;

— süreğen: Kendiliğinden ya da ameliyatla oluşturulmuş kapı toplardamarı ana toplardamar ağızlaşmalarının durumunu karmaşıklaştırır Organizmada amonyak, fizyolojik olarak kaim barsak, böbrek ve kasta oluşur Kapı toplardamarı ve karaciğer atardamarı yoluyla karaciğere gelen amonyak, orada Krebs çevriminde üreye dönüştürülerek (zehirsizleştirme işlevi) böbreklerle atılır Karaciğer bu işlevini yapamazsa, kanda biriken amonyak bu tabloyu ortaya çıkarır

Siroz üstüne karaciğer kanseri

Sık raslanır (bazı istatistiklere göre sirozların yüzde 20’sinde) Klinik açıdan, sirozlu hastada karaciğer hacminin apansız artışıyla, asit sıvısının kanlı bir durum almasıyla, alışılmamış şiddetli ağrılarla kendini gösterir Tamamlayıcı muayeneler pek fazla bilgi vermez Yalnızca birisi gerçekten değerlidir: Kanda alfa-föto-protein adlı proteinin araştırılması Bu protein, hastaların yalnızca yarısında vardır; ama bulunması, teşhisi kesinlikle doğrular

Tedaviye bağlı ihtilatlar

Bu ihtilatlardan mutlaka kaçınmak gerekir Başlıcalan şunlardır:

— sirozlu hastada çok tehlikeli olan iğne yoluyla ya da verilen kanlarla geçen virüs kökenli karaciğer iltihabı;

— idrar söktürücülerin gereğinden fazla kullanımına bağlı beden sıvısı bozuklukları;

— kortizon tedavisinin yolaçtığı ilaca bağlı karaciğer iltihabı

TEDAVİ

Dengeli siroz durumunda

Her türlü alkol kullanımından mutlaka kaçınmak temel koşuldur ve çoğunlukla, durağanlaşmayı sağlamaya yeterlidir

Bu olgunun dışında, normal, hayvansal kökenli (et, balık) proteinler bakımından hafifçe zengin bir beslenme rejimi en iyi tedavi gibi görünmektedir Tek düşünülebilecek ilaç tedavisi, vitamin verilmesidir

Dengesiz siroz durumunda

Asit

Birinci asit toplanması genellikle, asitin, karın çeperinden iğneyle girilerek çekilmesini (hiç bir zaman 1,5 litreden fazla alınmamalıdır), sidik söktü-rücüler verilmesini ve kesin tuzsuz rejimi birleştiren tedaviden sonra yiter

Bundan sonra başka tedaviler düşünülebilir:

— toplardamar yoluyla albümin verme, hattâ bazı hastalarda büyük moleküllü serumlar (bunlar yapay ürünlerdir; amaç, kan plazmasına, asit sıvıyı damar aralıklarının-içine çeken bu büyük moleküllerden yeterince vermektir) verme;

— toplardamar yoluyla yoğunlaştırılmış insan plazması verme (aynı etkileri sağlar; ama virüs kökenli karaciğer iltihabı oluşturabilir)

Asitin iğneyle çekilerek yeniden kana şırınga edilmesi de denenmiştir; iyi bir yöntemdir; ama sık sık enfeksiyonlara yolaçar

Kanamalar

Kuşkusuz acil tedavi gerektirirler; çünkü çok tehlikelidirler, öldürücü olabilirler Yemek borusu varislerinin kanamalarında, en yaygın tedavi şunları birleştirir:

— yeterli miktarda kan verme: Hastanın durumuna, nabız sayısına, atardamar basıncına, özellikle de hastanın ilk kan vermelere gösterdiği tepkiye göre saptanır;

— iğneyle arka hipofiz hormonu (vazopressin) verme; bu hormonun, genel olarak damarları kasıcı, dolayısıyle de kanayan toplardamarların çapını azaltıcı etkisi vardır Kanamanın gerçek etkili tedavisi, Sengstaken-Blakemore sondası ya da Linton sondası koymadır Bunlar, burun yoluyla yemek borusu içine, mideye kadar sokulan kauçuk bir borudan oluşurlar Bu kauçuk borunun ucunda şişebilen bir ya da iki baloncuk vardır Sonda yerine konduğunda baloncuklar şişirilir; o zaman sonda, varisleri bastırır ve kanamanın sürmesini önler Linton sondasının, aynı zamanda hem yemek borusundaki, hem de midenin yukarı bölümündeki varislere baskı yapma üstünlüğü vardır Bu sondalar midede bulunan kanın emilmesini de sağlarlar

Bu durumda bir karaciğer koması, bir barsak iltihabı (anterit) tehlikesini azaltmak amacıyla barsak antibiyotikleri (neomisin) verilir Barsak-larda toplanan protein bakımından zengin kan, bakterilerin aşırı amonyak yapmasına yolaçar

Ayrıca barsaklar lavmanla temizlenir Ama bir sirozluda yalnızca yemek borusu varisleri kanamaz:

— kanama nedeni bir ülser olabilir (ameliyatla yalnızca ülserin çıkarılması kanamayı durdurabilir) ;

— kanamalı bir gastrit de görülebilir ya da gelişen basurlar kanar

Sirozlulardaki kanamaların ortaya koyduğu tedavi sorunu, özellikle önleyici tedavi sorunudur; çünkü kanamanın en büyük tehlikesi, tekrarlama-sıdır Bu yüzden siroz ve kapı toplardamarı yüksek basıncı konusundaki başlıca ameliyat uygulanabilir: Kapı toplardamarı-ana toplardamar ağızlaştırması

Kapı toplardamarı ve ana toplardamar arasından dolaysız bir kısadevre (ilişki) yaratmaya dayanır; böylece, kapı toplardamarı sisteminde basıncın azalmasını, dolayısıyle de kapı toplardamarı yüksek basıncının ortadan kaldırılmasını sağlar

Gerçekleştirilebilmesi için şunlar gereklidir:

— asit bulunmaması;

— ciddi bir karaciğer yetmezliği bulunmaması Ayrıca, önemli kapı toplardamarı yüksek basıncı durumlarında da uygulanır Sakıncası,, kanın

bir bölümünün karaciğere artık uğramaması ve zehirli maddelerden temizlenmemesi, dolayısıyle hastalığın beyni etkilemesinin önemini ve sıklığını artırmasıdır

Büyük bir girişimdir; yalnızca modern ameliyat sonrası yoğun bakım birimleri bulunan özel do-natımlı hastanelerin cerrahi kliniklerinde uygulanabilir

Ameliyatta birçok teknik uygulanır Çoğunlukla uygulanan yöntemde, dalak toplardamarı sol böbrek toplardamarına ağızlaştırılır Bu birleştirmeye dalak-böbrek (spleno-renal) kısadevresi denir; ama alt ana toplardamar ile kapı toplardamarı arasında (porto-kaval kısadevre) ya da mezenter toplardamarı ile alt ana toplardamar arasında ağızlaştırma da yapılabilir

Gereklilik kararı doğru verildiğinde, böyle çeşitli tekniklerle gerçekleştirilen kapı toplardamarı -ana toplardamar kısadevresi, sirozluların yaşam geleceğini önemli oranlarda düzeltebilir ve kapı toplardamarında basıncı düşürerek kanamaları önler

Hastalığın beyni etkilemesi (karaciğer koması)

Tedavisi şunları birleştirir:

— protein bakımından yoksul (ama çok fazla değil) bir beslenme rejimi; antibiyotikler (gerçekten, asiti olan her sirozlu, antibiyotik tedavisi altında olmalıdır); barsaklarda özellikle beyin için zehirli maddeler oluşturan bakterilerin gelişmelerini azaltmaya yarayan antibiyotikler;

— kanama durumunda bir mide borusu ya da Sengstaken-Blakemore borusu ile kanı emme; barsakları lavmanla yıkamalar, kanamanın ortaya çıkaracağı karaciğer komasını engelleyebilir Sinir hastalıklarında kullanılan bazı ilaçlar, henüz iyi bilinmeyen bir mekanizmayla ilgi çekici sonuçlar vermektedirler Koma durumunda, hastayı sürekli yatmanın yolaçacağı ihtilatlardan korumak ve toplardamar yolu ile beslemek amacıyla, bu tedavilere sürekli bir yoğun bakım eklenmesi gerekir







Cevap: Dahiliye (Tüm Yönleriyle) frmacil onikinci 12 sayfa Cevap: Dahiliye (Tüm Yönleriyle)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.