Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadoluda, kutsal, yapılar

Anadolu'da Kutsal Yapılar

Eski 07-08-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Anadolu'da Kutsal Yapılar







Çağlar boyunca yeşermiş medeniyetler,en önemli mirasları olarak kutsal saydıkları yapıları bırakmışlardır

Çok sayıda medeniyete kucak açmış olan Anadolu, bu yönden dünyanın en zengin 3-4 bölgesinden biridir

Pagan tapınaklarından kiliselere, Hitit kült alanlarından camilere, kutsal kaya mezarlarından kümbetlere, çağlarının mimari ve sanat örneklerinin doruk eserleri Anadolu’nun dört bir yanında görülebilir Her medeniyet, sanatta ulaştığı doruk noktayı kutsal alanlarında sergilemiş, kalıcılığını sağlayabilmek için tüm mali gücünü ve teknik bilgisini kullanmıştır





Zal Paşa Cami

Bitlis Adilcevaz kasabasında Van gölü kuzey kıyılarını seyreden güzel cami

Tuğrul Bey (Zal paşa) Camisinin yapım yılı tam olarak bilinmiyor 16 YY da Zal Paşa tarafından onarımı yaptırılmış 12 küçük kubbenin 3 tanesi son cemaat makfilini örtüyor, iç kısım 3x3 kare şeklinde Bölgesel kesme taştan yapılmış




Warak Wank Manastırı

Van Merkeze bağlı, Yukarı Bakraçlı köyünde Erek Dağı'nın eteklerinde yer almaktadır

Tamamı Warak Wank Manastırı olarak adlandırılan yedi ayrı kilise ve yapıdan oluşan kompleks, değişik zamanlarda birbirine eklenmiştir Manastırı teşkil eden yedi kilisenin en eskisi St Sophia Kilisesidir 8 yüzyılda inşa edilmiş olup, sadece apsisi mevcuttur



Rızvaniye Cami


Osmanlı İmparatorluğu'nun Rakka Valisi Rızvan Ahmet Paşa tarafından 1716 yılında yaptırılmıştır Balıklı Göl diye bilinen Halil-ür Rahman Gölü'nün kuzey kenarı boyunca yer alan bu cami, Bizans devrine ait St Thomas Kilisesi'nin yerine yaptırılmıştır Camii avlusunun üç tarafında medrese odaları vardır

Rızvaniye Cami, üç kubbeli ve dikdörtgen planlıdır Kapısında güzel bitkise motifli süslemeler bulunan caminin üç gözlü ve kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Zulumiye Camisi adı ile de bilinir





Bursa Ulu Cami

1396-1400 yıllarında Yıldırım Bayezıt tarafından, Niğbolu zafer anısı olarak, tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye üzerine, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır

Çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir Zengin ve ferah mekanı ile bütün Türk camileri arasında en büyük ölçüye de (318 m²) sahiptir Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş küçük geçme panolar, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki kitabe ve şebekeli tacı ile minber, Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir

Cami hakkında çok çeşitli rivayetler vardır mesela; ''Bursa Ulu Cami’nin inşaatında çalışan demirci ustası Kambur Bâli Çelebi (Karagöz) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz (Hacıvat) arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler, işi gücü bırakıp etraflarına toplanır ve bu yüzden de inşaat yavaş ilerlermiş''




Trabzon Ayasofya Kilisesi

Günümüzde müze olarak kullanılmakta olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, 1 Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir

Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılında Trabzon'u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur 1868 yılında harap durumda olan caminin Bursa'lı Rıza Efendi'nin teşvikleriyle yeni baştan onarıldığı bilinmektedir Bina I Dünya Savaşı yıllarında sırası ile depo, hastane daha sonraları yine cami olarak kullanılmıştır 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi'nin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır




Tigran Honents Kilisesi

(MS 1215) yılında, Tanrı'nın lütfuyla, Ani şehrinin beyi güçlü ve muktedir Zakaria iken ben, Tanrı'nın kulu, Honents ailesinden Sulem Smbatorents'in oğlu Tigran, efendilerimin ve çocuklarının uzun ömürlerine, kayalıkların kenarında ve çalılıktan geçilmeyen bu yerde, Aziz Krikor'a adadığım bu manastırı yaptırdım, ve onu sahiplerinden helal servetimle satın aldım ve büyük zahmet ve masraf ile ona her yandan savunma sağladım Bu kiliseyi Aziz Krikor Lusavoriç adına yaptırdım ve onu birçok süs ile güzelleştirdim"
- Kilisenin doğu cephesindeki yazıt

Alıntı alının yukarıdaki yazıttan anlaşılana göre kilise, Tigran Honents adında zengin bir tüccar tarafından yaptırılmıştır ve 1215 yılında bitirilmiştir




Selimiye Cami

Mimar Sinan kendi tanımıyla “çıraklık eserim” dediği Şehzade Camisi, “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camisi’nden sonra “ustalık eserim” diye adlandırdığı Selimiye Camisinin yapımına 1568 yılında Edirne’de başladı 6 yılda tamamlanan Cami 1574 yılında kullanıma açıldı Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığı bu anıtsal yapı, Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş yapıtlarındandır

İç bölümü 1620, tüm mekanıyla 2475 m2'lik bir alan büyüklüğüne sahip olan caminin yerden yüksekliği 4328 m, kubbe çapı ise 3130mdir Köşelerde dört, mihrap yerinde bir yarım kubbe desteklenen ana kubbe, 6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük desteğe yaslanır

Caminin 380 m çapında, 7089 m yüksekliğindeki üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır Giriş yönündekilerle şerefelere tek yolla, diğer ikisinde ise üç şerefeye ayrı ayrı yollardan çıkılmaktadır

Cami, üstün mimari özelliklerinin yanında çok değerli, taş, mermer, çini, ahşap, sedef işçiliği örnekleri ile bezenmiştir Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin başyapıtlarındandır Selimiye Çinilerinde 101 ayrı lale motifi kullanılmıştır Ziyaretçilerde en çok ilgi uyandıranı ise; Müezzinler Mahfeli'nin mermer ayaklarından birinde kazınmış olan, ters çizilmiş küçük bir lale motifidir Yaygın söylenceye göre Cami arsasının sahibi olan ve burada lale yetiştiren kişinin, arsaya Cami yapımı için çıkardığı güçlük ve ters tutumunu sembolize etmektedir




Mor Gabrial Manastırı

Midyat'in 18 km doğusunda bulunan manastır, 397 yılında Savurlu Mor Simuel ile Kartminli Mor Semun tarafından kurulmuştur Kurucularından dolayı manastır uzun bir süre Kartmin Manastırı olarak anıldı Daha sonra Manastıra yerleşen ve buranın altın çağını yaşatan ve birçok mucizeler gerçekleştirdiği söylenen Mor Gabriel'in adının verildiği Manastır, 615 – 1049 yılları arasında Turabdin Metropolitlik merkezliğini üstlenmiştir Günümüzde adının Deyr Ol-Umro olarak da anılmasının sebebi, Süryanice olarak rahip ikameti anlamına gelmiş olmasından dolayıdır







Kadın Hükümdar Mama Hatun Türbesi



Saltukoğulları Hükümdarı II Izzettin Saltuk'un kızı olan Mama Hatun, 1191 yılında Saltukoğulları Beyliği'nin hükümdarı olmuştur Eyyubiler'in Ahlat'ı kusattıkları sırada çevre beyliklerine ait ordularla, Ahlat'a yardıma giden Saltuklu kuvvetlerinin başında bulunmaktaydı

Hükümdarlığının ilk yıllarındaki durumu açılık kazanmamış olmakla beraber, yeğenlerine karşı kararlı ve güçlü bir şekilde mücadele ederek 10 yıl hükümdarlığını sürdürmüştür

Mama Hatun, Mısır ve Suriye Meliki El Adil'den kendisine uygun soylu biriyle evlenmesi konusunda istekleri gerçeklesememiş, kadın hükümdar olmanın güçlükleri nedeniyle siyasi yaşamından ayrılmıştır

Onun daha sonraki yıllarda nasıl yaşayıp, kaç yaşında öldüğü bilinmiyor Ancak, hayatının son yıllarını Tercan'da geçirmiş olması ve buradaki türbede defnedilmesi ile Tercan, bir süre onun adıyla anılmıştır Bu soylu kadın hükümdar, Tercan'da Orta Çag Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri kervansaray, hamam, mescit ve kendi türbesinden oluşan büyük bir külliye inşa etmiştir

Saltuklu dönemine ait olan türbenin, 1192 yilinda ölen Saltuklu Erzurum sahibesi Mama Hatun için yaptirilmistir Mimari Ahlatli Ebul-nema bin Mufad-dalü'l-Ahval'dir Türbe, dairesel planli mimari özelligi ile Anadolu türbe mimarisi içindeki tek özgün eser olarak dikkat çeker

Türbe kapisi üzerinde bulunan 5 kitabenin dördünde Kuran'dan alınan ayet, Hazret-i Muhammed ile 4 Halifenin adlan, birinde ise mimarin adı yazılıdır Ortadaki sivri külahlı kümbet, kimi aynılıkları dışında, genel çizgileriyle Ahlat kümbetlerini andırmaktadir Sarımsı kesme kireç taşından inşa edilen yapı, iki bölümden oluşur

Ortadaki kümbet ve çevresinde 250m kalınlığında dairesel duvarla çevrilmistir Çevre duvar, içten 11 nislidir Bu nislere Mama Hatun'un yakınlarının sandukaları yerleştirilmiştir TErdogan Şahin'e göre, Evliya Çelebi'nin gördüğü orijinal süslemeli mermer sandukanın yerine, günümüzde geç dönemlere ait sembolik bir sanduka bulunmaktadir Ortada yükselen kümbet iki katlıdır Dıştan 8 dışbükey dilimler, köşelerde ince uzun sütuncelerle son bulmaktadir 8 köşeli kaide üstünde yükselen kümbetin altında çapraz tonozlu mezar odası vardir Üst kattaki mescide 7 basamakla çıkılmaktadır Taçkapı mukarnas dolgu, geometrik motifler, çok dilimli rozetler ve dörtlü düğümlerle bezenmiştir Bordürlü dikdörtgen nis içindeki mazgal pencereler üzüm salkımı, palmet ve rumi süslemelidir





Hattuşaş Kaya Kabartmaları



Hattuşaş ören yerinin 2 km kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya Tapınağı, önünde Hitit mimari özelliklerinin yansıtıldığı iki kaya odadan oluşmaktadir

Yazılıkaya Tapınağı’nin kayalığa yapılmış olan bu odaları "Büyük Galeri" (A odası) ve "Küçük Galeri" (B Odası) adıyla anılmaktadır

Ayrı bir girişi bulunan Küçük Galeri’yi girişin iki yanında bulunan aslan başlı, insan gövdeli, kanatlı cinler korumaktadir Küçük Galeri'nin batı duvarında sağa doğru sıralanan on iki tanrı, doğu duvarında ise fotoğrafta görülen Kılıç Tanrısı ile Tanrı Sarruma ve himayesindeki kral IV Tuthalia yer almaktadir





Hadrian Tapınağı

Antik Efes kentinde, Kuretler Caddesi’nin en çekici yapıtlarından biri olan ve “İmparator Hadrian’in Evi” olarak anılan bu büyük yapının MS 117–138 yılları arasında, Vedius Antoninus Sabinus tarafından İmparator Hadriyan için yaptırıldığı tahmin edilmektedir

Hadrian Tapınağı, işleviyle oldugu kadar süslemeleriyle de dikkat çekici ve bir o kadar da önemliydi Tapınağın ön yüzüne Suriye mimari ögelerini gösteren bir alınlık Korint düzenindeki sütunlarla desteklenerek yerleştirilmiş ve bu yapı Efes kentinin en güzel mimarî örneklerinden birisi olarak günümüze kadar gelmiştir




Somuncu Baba Camii

Hacı Bayram Veli’nin hocası olan Şeyh Hamid-d Veli Camisi

Malatya Darende’de yer alan bu cami, Şeyhin sağlığında (1331-1412) Halvethane olarak kullanılmış Somuncu baba Camiye bitişik bir türbede yatıyor Son derece bakımlı bir mekan





Aziz Nicholas Kilisesi

Yaygın olarak Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicholas MS 245'te Fethiye yakınlarında Patara'da doğmuş ve MS 363'de ölmüştür Zengin bir ailenin iyi eğitilmiş oğlu olan Aziz Nicholas, hayatını insanlara, özellikle de çocuklara ve denizcilere yardıma adamıştır Bu yardımlarının sağladığı ünü bugüne dek Noel Baba efsanesi olarak gelmiş ve güncelliğini korumuştur

Lymra rahibi olarak insanlara dini ve sosyal yardımlarda bulunan Aziz Nicholas ölünce Lymra'ye gömüldü ve mezarının yanına adına bir kilise inşaa edildi 1080'de İtalyan korsanlar bazı kemikleri Bari'ye kaçırdılar Ancak kalan bazı kemik parçaları bugün Antalya Müzesindedir




Aizonai Zeus Tapınağı


Aizonai Zeus Tapınağı Anadolu’daki antik çağ yapıları arasında ilk şeklini koruyarak günümüze ulaşmış nadir bir örnek Zeus Tapınağı, tonozlu alt yapısının da belirttiği üzere Zeus ve Kybele’ye adanmış bir çifte tapınak Mermerden yapılmış pseudodipteros biçimli tapınak, uzun tarafta 15, kısa tarafta sekiz sütunludur Roma İmparatorluk döneminde "İmparator Hadrian" zamanında yapılmıştır







Ulu Cami ve Külliyesi


Adana’da bulunan en büyük cami olan bu tarihi yapı Ziya Paşa Parkı ve Türbesi yakınlarında bulunmaktadır

Caminin kitabelerinden yapımına 16 yy’da Ramazanoğlu Halil Bey tarafından başlandığı ve ölümünden sonra oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından tamamlandığı öğrenilmektedir

Caminin mimarisi Selçuklu, Memlük ve Osmanlı dönemlerinin usluplarını üstünde taşır

Sekizgen bir yapıda bulunan caminin duvarları siyah beyzan mermer taşlarla bezelidir Caminin batı kapısı Selçuklu mimarisi özelliklerini taşır Bu kapının üzerinde iki adet yılan kabartması olan bir kubbe ile bir yazıt bulunur Alanı, ön bahçesiyle birlikte, 3250x3450 m boyutlarında olan caminin 16 yy dan kalma çinileri meşhurdur

Cami, Osmanlı döneminde de onarımlar görmüştür

Camiye dahil olan ve 16yy çinileri ile kaplı olan türbe Ramazanoğulları ailesi için yaptırılmıştır Türbede 1510 yılında ölen Halil bey, oğlu Piri Paşa ve onun oğlu Mustafa yatar

Fatih Demirhan

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.