Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
değerler, hendek, ile, insani, muhammed, sav, savaşı, yönü

İnsani Değerler Yönü İle Hz. Muhammed ( S.A.V ) Ve Hendek Savaşı

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsani Değerler Yönü İle Hz. Muhammed ( S.A.V ) Ve Hendek Savaşı



İnsani Değerler Yönü İle Hz Muhammed ( sav ) Ve Hendek Savaşı

Asr–ı Saadette, Müslümanlar tarafından Medinenin etrafında kazılan hendeklerle müdâfaa savaşı yapmalarından dolayı bu savaş, 'Hendek Savaşı' (627 Mart) olarak tarihe geçmiştir Yahudi ve müşrik Arap kabilelerinden müttefik bir ordunun meydana getirilmesinden dolayı da bu savaşa Ahzâb Savaşı denilmiştir1 Müttefik ordunun kuruluşu ve askerî bir harekete girişmelerinin sebebi kısaca şöyledir:

Hayber Yahûdileri'nin bir kısmı, Mekkeye giderek Kureyş müşrikleri ile birleşip Medinedeki Müslümanlar'a son bir darbe vurarak onları tamamen ortadan kaldırmaya karar vermişlerdi Diğer taraftan Bedir ve Uhud savaşlarında hedeflerine ulaşamayan Mekkeli müşrikler de, Müslümanlar'a son bir darbe vurmak için hazırlık yapıyorlardı Kureyşli müşrikler dışında ayrıca Gatafân, Benû Süleym, Benû Esed, Firâze, Benû Mürre, Eşca gibi müşrik Arap kabileleri de Hayber hurmalıklarının yıllık mahsulünden yarısı verilerek ayaklandırılmışlardı Bu arada, Medînedeki Yahûdiler de müttefik orduya katılarak, yirmibin civârında olduğu tahmin edilen muazzam ordu meydana getirilmişti Sebepler açısından bakıldığında Müslümanlar'ın bu orduya karşı koyabilmeleri imkânsız görünüyordu
Askerî istihbârâta son derece önem veren Hz Muhammed (sas), stratejik önemi olan kavşaklara göndermiş olduğu (onbeş–yirmi kişilik askerden meydana gelen) seriyelerden müttefik bir ordunun Medineye doğru gelmekte olduğunu haber almıştı Hz Muhammed (sas) durum değerlendirmesi yapmak üzere ashabının ileri gelenleriyle derhal istişârî bir toplantı yapmıştı Orada bulunan, Selmân–ı Fârisî, “Ya Resûlullah! Bizler İranda düşman tarafından muhasara edildiğimizde hendek kazardık”2 deyince, Hz Muhammed (sas) bu teklifi kabul etmiştir Medinenin bir tarafındaki taştan yapılmış evler, kale vazifesi gördüğü ve diğer tarafında da Sel Dağı bulunduğundan buralardan düşman gelme tehlikesi yoktu, bu sebeple şehrin açık olan ön tarafının kazılması kararlaştırılır Hz Muhammed (sas), 300 sahâbiyle birlikte Medinenin önüne gelerek kazılacak yeri işaretledikten sonra her on kişiye yirmi metre kadar yer ayırmıştı Hendeğin derinliği, ortaya düşen bir insanın, bir daha çıkamayacağı şekilde ayarlanacaktı Genişlik ise, en mâhir bir süvarinin dahi geçemeyeceği ölçüde plânlanmıştı3 Hendek ile ilgili târihî rivâyetleri değerlendiren Hamidullah, bunun 5,5 kilometre uzunluğunda, 9 metre eninde ve 4,5 metre derinliğinde olabileceği tahmininde bulunmuştur4

Hendeğin kazılması esnasında Selmân–ı Fârisînin cevvaliyeti herkesin dikkatini
çeker Onun, birkaç kişinin yapacağı işi tek başına yapmasından dolayı herkes “Selmân bizdendir!” diyerek, hendek kazma işinde kendi gurubu içinde yer almasını istemiştir Bu sırada, Hz Muhammad (sas) “Selmân bizdendir Ehl–i Beytimizdendir”5 diyerek, hendek kazmada Peygamber ailesi ekibinden olduğunu ifade ile çıkan ihtilafları giderme ferasetini (inceliğini) göstermiştir Esâsen, Selmân–ı Fârisî, Suffe Okulu talebeleri arasında yer almaktaydı Bunların çoğu da, Ehl–i Beyt ile birlikte düşünülmekteydi6 Hendek kazma işinde Hz Peygamber (sas) –Hz Ali başta olmak üzere–, yakın çevresi ile birlikte çalışmaktaydı Bir ay süre devam eden hendek kazma işinde ashab bütün gün çalışıyor ve geceyi geçirmek için evlerine ailelerinin yanına dönüyorlardı Ancak Allah Resûlü (sas) hendeğe yakın bir yerde kurmuş olduğu bir çadırda istirahat ederek kazı yerinden hiç ayrılmamıştır Bu çadırın kurulduğu yerde, sonradan yapılan Zubâb Câmii, bu tarihî hatırayı canlandırmaktadır7 Allah Resûlü (sas)nün bizzat hendek kazma işine katılması, Onun yüce şahsiyetini göstermektedir Bürokratik ve hiyerarşik resmiyetin dışında kalan Allah Resûlü (sas)nün, sahâbîleri arasında onlardan biri olarak yaşadığını (davrandığını) tarihî kaynaklarda görmekteyiz

Selmân–ı Fârisî ile ekip arkadaşları hendeği kazarlarken, hendeğin dip tarafında beyaz ve parlak bir kaya ile karşılaşıp, balyozları ile kayayı parçalamaya güçleri yetmeyince, Allah Resûlüne haber verdiler Hz Muhammed (sas), olay yerine gelip eline balyozu alarak kayayı parçalamaya başlamıştır8
Müslümanların düşman saldırısından kendilerini korumak için hendek kazdıkları bir sırada, Allah Resûlü (sas)nün Bizans ve Sâsânî topraklarının fethedileceğini haber vermesi ve günü geldiği zaman da bunların gerçekleşmesi, Allah Resûlü (sas)nün Peygamberliğini tasdik eden mucizelerdendir

Araplar arasında tarihte ilk defa şehir etrafında hendek kazma şekliyle savunma savaşının yapılması, bu kararın bir istişâre neticesinde ortaya konulması ve bu teklifin de Selmân–ı Fârisî tarafından yapılmasının işaret ettiği konulara açıklama yapmak yerinde olacaktır

Hz Muhammed (sas), daha evvel Bedir ve Uhud savaşları öncesinde de, ashâbı ile takip edilecek strateji konusunda istişâre yapmıştı Peygamberimiz, hareketlerini Allahtan aldığı vahiy ile tanzim ettiği halde,9 ashâbıyla istişâre ederek, davranışlarıyla örnek olmuştur Şûrâ (istişare), İslâmda hayatî bir prensiptir İslâm Târihi'nde liderlerin şûrâ meclislerinde alınan kararlar ile idareyi yürüttükleri bilinen bir gerçektir

Hendek Savaşının yapıldığı günlerde, Mecusî olan bir toplumun savaş tekniğinin kabul edilmesi, Müslüman olmayan toplumların bilim ve fenlerinden de faydalanmaya teşvik konusunda canlı bir örnektir Bu davranışı ile her çeşit yeni ve faydalı fikre zihnen açık olan HzMuhammed (sas)in, “Hikmet (güzel ve faydalı şeyler) Müminin kaybolmuş malıdır Onu nerede bulursa alır” hadîsi, bilim ve teknolojinin dîni ve milliyeti olmayacağını, dünyada gelişen ilim ve teknolojiden Müslümanların da faydalanması gerektiğine işaret etmiştir 10
İslâm Peygamberi, hendek kazma işinde ashâbı ile birlikte fiilen çalışarak, kendinden sonra gelecek liderlere örnek olmuştur O, bu davranışıyla ashabına moral kaynağı olurken, emrettiği şeyleri herkesten fazla kendisinin uyguladığını fiilen göstermiştir11

Hendek Savaşı, Uhud Savaşı'ndan iki sene sonra müttefik ordusunun Medinenin önlerine gelmesi ile meydana gelmişti Müslümanlar açısından bu savaş bir savunma savaşı idi Daha iki sene önce Uhudda öldürülen 70 sahabenin intikamını almak için düşman üzerine gidilerek yapılmış bir savaş değildi Allah Resülu (sas) bütün hayâtı boyunca hiç bir hadiseden dolayı kendisine saldıran en korkunç düşmanlarına dahi, kin duygusuyla hareket ettiği asla görülmemiştir12 Mekkeli müşriklerin liderliğindeki 12 bin kişilik müttefik ordunun savaşmak üzere gelmesi ve hendek ile karşılaşması sonucu her iki ordudan da oldukça küçük çapta kan akmıştır Bu savaşta, hendeği aşarak Müslümanların safına vuruşmak üzere geçen atlıların (ki bunlar dört kişi olup Hz Ali ile bire bir vuruşurken öldürülmüşlerdir) ve diğer yollarla ölen düşmanın ölü sayısı sekizdir Bu savaşta Müslümanlardan ise, altı sahabe şehid olmuştur13 Allah Resülu (sas)nun hendeği kazdırması, 12 bin kişilik müttefik orduyla 3 bin kişilik İslam ordusunun kıyasıya vuruşmasını ve oluk oluk insan kanının akmasını önlemiştir14 Bu hususu özetle şöyle izah edebiliriz:
Efendimiz, muhârebeyi elinden geldiği kadar uzatma yanlısı idi Bunda muvaffak da oldu Muhârebeyi uzatması pek çok yarar sağlamıştı ki; birkaçını sıralayabiliriz:

Birincisi: Mevsim olarak kışa giriliyordu Kureyş ve müttefikler, kışa karşı hazırlıksız gelmişlerdi Az daha kalsalardı, kış işlerini bitirecekti; muhasarayı kaldırıp gidince de yıkılmış olarak gideceklerdi

İkincisi: Her gün 24000 insana bakmak mecburiyetinde olan düşman, sürenin uzamasıyla mâlî kriz içine giriyordu Açlık, susuzluk ve soğuklar artık çekilmez olmuştu

Üçüncüsü: Meydana getirilen sunî ittifakın uzun ömürlü olması düşünülemezdi Çünkü onların bu dostlukları, Allah Resûlüne olan düşmanlıklarından kaynaklanıyordu Geçen her zaman dilimi, bu dostluğu aşındırıyor ve yıpranmasına sebep oluyordu Halbuki İslâm cephesi gün geçtikçe birbirlerine daha çok kenetleniyordu

Dördüncüsü: Düşman cephede birçok lider vardı Bunların hiçbiri, diğerinin emrine girecek durumda değildi Zaman geçtikçe misiller (aynı rütbeye sahip liderler) arasında uzaklaşma baş gösteriyor, nizâlar oluyor, âdetâ eriyorlardı
Mekke müşriklerinin liderliği altında toplanan müttefik orduya karşı hendek gerisinde savunma savaşı yapmak, karşı taraf ile “diyalog için atılan ilk adımdır" diyebiliriz Dünya târihinde surların arkasına gizlenilerek güçlü ordulara karşı kendini savunan toplumlar olmuştur Ancak burada hendeğin kazılması dikkat çekicidir Hendeğin kazılarak müdafaa savaşı yapılmasını, âciz bir insanın güçlü insan karşısında kaçıp evine gizlenerek kapıyı sürgülemesine benzer bir yorumla değerlendirmek, İslâmın ruhu ile bağdaşmaz Ayrıca harbin kazanılmasında; asker sayısı ve teçhizâtın çokluğundan daha ziyade, askerîn iman gibi önemli bir donanıma sahip olması tesirli olmuştur İslâm askerleri her ne pahasına olursa olsun, karşılarında gâye birliği olmayan müttefik orduya karşı koyabilirlerdi Hendeğin kazılması, iki ordunun birbirine girmesine ve fazla kan dökülmesine engel olmuştur Bedir Savaşı'nda müşriklerin yenilmeleri, onlardaki kin ve nefreti daha da artırarak gerilimi son noktasına vardırmışken, Uhudda bir aralık üstün gelmeleri bu gerilimi azaltmıştır Hendek Savaşı'nda müşriklerin yenilmeleri halinde, kendilerindeki gerilim tekrar ortaya çıkacak ve kan davası gibi yıllarca harpler devam edecekti Ancak harp yapılmayıp, hendeğin gerisinde sadece Müslümanlar'a dil ile sataşmaları kendilerini rahatlatmıştı Müşriklerin bu hakaretlerine karşı Hz Muhammed (sas)in kesin talîmâtına uyan Müslümanlar'ın cevap vermemesi de sürtüşmenin daha fazla uzamasına engel olmuştur Daha önce birbirinin yüzünü görmeye tahammül edemeyen iki tarafın, Hendekte karşı karşıya gelerek harp etmeden birbirlerine sabır ve tahammül göstermeleri, daha sonraki Hudeybiye görüşmelerine zemin hazırlamıştır Hudeybiyedeki görüşmeler sonucu yapılan sulh antlaşması, neticesinde, müşriklerden birçoğunun vicdanında İslâma yer hazırlanmış, ileriki zamanlarda da Müslüman olmuşlardır15 Hendek Savaşı'nda Allah Resulû (sas)'nün takip ettiği strateji, Hudeybiye öncesi karşı tarafla bir diyalog mahiyetindedir
İslamda insanlar arasındaki ilişkilerde “barış” esastır Ancak, “millet veya ferdin varlığını tehdit eden, onu yok etmeye çalışan mukabil güce karşı nefis müdafasında bulunmayı meşru kılar ve bazı durumlarda onu emreder” 16
Allah Resûlü döneminde yapılan savaşlarda, insan kanının boş yere akmasını azaltmak için, gittikçe çoğalan bir gayret gösterdiğine şahid oluyoruz Onun bu politikasının başarıya ulaştığını yukarıdaki çizelge bize göstermektedir17

Kaynaklar
1 Kurânda bu savaşın bahsedildiği ayetler hakkında bkz: Ahzab, 33/9–22
2 İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es–Siretün–Nebevî, I–IV, Thk: M Ali el– Kutub, Beyrut, 1992, III, 225; İbnül–Esîr, İzzeddin Ebûl–Hasen Ali el–Cezerî, Üsdül–Gâbe fî Marifetis–Sahâbe, I–XI, Beyrut, tarihsiz, II, 178; İbn Kesîr, Ebûl–Fîdâ el–Hafız ed–Dimeşkî, el–Bîdâye ven–Nihâye, I–XIV, thk:A Ebû Müslim, Beyrut, 1989, IV, 96; İbn Sad, Muhammed, et–Tabakâtül–Kübrâ, I–VII, Beyrut, tarihsiz, II 66
3 İbn Hişâm, III, 226
4 Muhammed Hamidullah, Hz Muhammedin Savaşları ve Savaş Meydanları, İslam Harp Tarihine Dair Bir Tetkik, çev Salih Tuğ, İstanbul 1991, s118–119
5 Taberî, Ebî Cafer Muhammed bCerîr, Târihu Ümem vel–Mülûk, I–XI, Beyrut 1988, III, 165, Zehebî, Şemseddin Muhammed b Ahmed bOsman, Siyeru Alâmin–Nübelâ, I–XXIII, thk:H el–Esed, Beyrut, l992, I, 450; İbn Sad,,IV, 6; İbnül–Esîr, II, 179; İbn Kesîr, IV,96
6 H Ülkü, İslam Tarihi İstanbul, l982, 178 (Suffe, Hz Peygamberin (sav) Medineye hicretinden sonra inşa edilen Mescid–i Nebevînin yan tarafında kurulmuş olan bir okuldur Burası, genel olarak Medineye hicret etmiş muhâcirlerden evi olmayan bekârların barınarak kendilerini ilme verdikleri bir yerdi Asr–ı Saâdette, Mescid–i Nebevî yanındaki Suffede ikâmet eden yatılı Suffe talebeleri dışında, başta “Ehl–i Beyt”, Hz Ebû Bekir, HzÖmer, Hz Osman, Abbas ve başka sahabelerin de katıldığı “Gündüzlü talebeler” de bulunmaktaydı Bunların baş öğretmeni Hz Muhammed (sav) olup, Onun tâyin ettiği başka öğretmenler de bulunmaktaydı)
7 Hamidullah, s120
8 İbn Kesîr,IV96; Vâkidî, Kitâbül–Meğâzî, thk, Mars Jones, Kahire, 1965, III, 45
9 Kurân, Necm,53 /3; Şûrâ,42/38
10 Bûtî, Muhammed Said Ramazan, Fıkhu Siretün–Nebeviyye, Dımeşk, tarihsiz, 218
11 age, 219
12 Konrapa, 307
13 İbn Hişâm, III, 264
14 Fazla bilgi için bkz: M Fethullah Gülen, Sonsuz Nur, İstanbul, 1994, II, 92–96
15 Ali Murat Daryal, İslamın Doğuş ve İlk Yayılışının Psiko–Sosyal Açıdan Tahlili, İstanbul, 1989, 97–109
16 MFethullah Gülen, II, 3–4
17 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, İrfan Yayınları, Çev Salih Tuğ, İstanbul, 1980, I, 271

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.