Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hoca, nasrettin

Nasrettin Hoca

Eski 06-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nasrettin Hoca



Türk düşünce tarihinin büyük dehası gerçek bir halk filozofu, yalnız yaşadığı 13 yüzyılın değil bütün zamanların en büyük nüktecisi, Türk zekasını, mizah dehasının en önemli temsilcisi Nasreddin Hoca, hicri 605, miladı 1208 yılında Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğmuştur Bir çok doğu ve batı kaynaklarına göre babası Hortu köyünün imamı olan Abdullah efendi, annesi Sıdıka Hatun'dur Hocamızın doğduğu Hortu köyü bu gün ''Nasreddin Hoca'' olarak isim değiştirmiştir Yapılan incelemelerde Nasreddin Hoca'nın bu köyde 23 yaşına kadar yaşadığı, babasının medresesinde okuduğu, sonra Sivrihisar medresesini bitirdiğini görmekteyiz Zamanına göre, Hoca ve ailesi kışın Sivrihisar'da oturmakta yazında bir yayla özelliği taşıyan gerçekten tabiatın bütün güzelliklerini koynunda saklayan Hortu Köyünde oturdukları görülmektedir Hoca babasının ölümü üzerine bir müddet köyde imamalık yapmış, Sivrihisar'da vaizlik görevini üzerine almıştır 23 yaşına kadar sürdürdüğü köy imamlığı ve vaizlik görevini Mehmet efendi adlı halefine devretmiştir 1237 yılında Sultan 1 Alaaddin Keykubatin son saltanat devirlerinde Sivrihisar'daki yüksek öğrenimini tamamlayarak, Akşehir'e yerleşmiştir O devirde önemli bir kültür merkezi olan Akşehir'de zamanın ünlü alimleri Seyyid Mahmut Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim Sultandan dersler almış ve Seyyid Mahmut Hayrani'ye intisap etmiştir Akşehir'de uzun süre Müderrislik (Profesör) kadılık yapan o devirde Hoce Nasireddin adı ile anılan, zamanla halkın dilinde Hoca Nasreddin, Nasreddin Hoca şeklinde söylenen hocamız 1284 yılında Akşehir'de vefat etmiştir Türbesi şehir mezarlığında bulunmaktadır Yanları açık olan ev kapısında kocaman bir kilit bulunan hocanın kabri bu günde pek çok insan tarafından ziyaret edilmekte ve dünyada ''Kahkahalar Atılan'' tek kabir olma özelliğini korumaktadır Hoca; Akşehir Gölü'ne çaldığı umut mayasıyla, Dünyanın Ortası'nı Akşehir'e taşıyan eşeğiyle, sert rüzgarlı Tekke Deresi'ne gerdirmek istediği hasırıyla Akşehir'e aittir Akşehir ve Akşehirliler ise yüzyıllar boyunca Nasreddin Hoca'nın bıraktığı tarihi ve manevi mirasa sahip çıkmış ve korumuşlardır Nasreddin Hoca, Akşehir'in her köşesinde varlığını sürdürmeye devam ediyor Akşehir'de karşılaşacağınız insanlar, gözlerindeki ışıltı, yüzlerindeki gülümseme, tatlı bir aksanla süslü konuşmalarındaki esprileriyle size Nasreddin Hoca'nın torunlarıyla karşılaştığınızı kanıtlayacaktır Nasreddin Hoca; sadece ülkemizde değil bütün dünyada tanınan ve bilinen, evrensel bir gülmece ustasıdır Unesco 1996 yılını ''Dünya Nasreddin Hoca yılı'' olarak ilan etmiştir ULUSLARARASI AKŞEHİR NASREDDİN HOCA ŞENLİKLERİ Ülkemizi ve insanımızı gerçek kültürü ile tanıtmak ve Nasreddin Hoca'nın kişiliğiyle bütünleşen gülmeceyi evrenselleştirmek amacıyla 1959 yılından beri her yıl 5 - 10 Temmuz tarihleri arasında bir şenlik düzenliyoruz; Akşehir Nasreddin Hoca Şenliği 1974 yılında uluslararası boyut kazanan şenlik, mizah ağırlığı taşımakla beraber bilim, kültür ve sanatı temel almaktadır Etkinlikler ve özellikle de yarışmalar, mizahın farklı alanlarını içerir Özellikle mizahın evrensel dili olan karikatür önemli bir öğe olarak karşımıza çıkar Şenlik süresince yerli ve yabancı konuklarla, Nasreddin Hoca'yı hatırlatan ve değerlendiren söyleşiler yapılır Ayrıca kimi ulusal, kimi uluslararası boyutta; karikatür, gülmece, öykü, fotoğraf yarışmaları düzenlenir Halk oyunları, konserler, tiyatro gösterileri, maçlar; karikatür, resim ve fotoğraf sergileri ise, kutlamaların vazgeçilmez renkleri olarak şenlik boyunca sürer Kent merkezinde konukların ağırlanması, turistlerin kalabilmesi için oteller, misafirhaneler bulunur Şenlikler sırasında gerek çevre il ve ilçelerden, gerekse Türkiye'nin başka yörelerinden, hatta yurtdışından binlerce kişi Akşehir'e gelir Nasreddin Hoca'nın hikayelerindeki öğütler: Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma Gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumunu yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır Söyletilen kişi, söyletenin ağızını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir Tanık olduğu olaylar, genellikle, halk arasında geçer Hoca soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur Timur'la ilgili ''hamam, Timur ve peştamal'' gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, ''kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit'' türünden bir yergi yaratmıştır Burada yerilen, dolaylı olarak, kendini toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez, onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar Bu konuda, başka bir çelişki sergilenir, güldürücü öğe yan yana getirilir Bunu örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, ''eşek evde yok'' deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün ''işte eşek ahırda'' diye diretmesi karşısında, Hocanın ''eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi'' demesidir Onun gülmecelerinde, kaba sofuların ''ahret'' le ilgili inançları da önemli bir yer tutar ''Fincancı Katırları'',''Ben Sağlığımda Hep Buradan Geçerdim'' başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur Toplumda neye önem verildiğini anlatan ''Ye Kürküm Ye'' gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir Açıklama: a) Yalan söyleyerek kendinde bulunmamayan özellikleri insanlara varmış gibi anlatılmasının yanlışlığı ve hakikatin ortaya çıkınca ne kadar mahcup olunacağı b) Palavracı insanlara itibar edilmemesi Not: Halep, Osmanlı devleti döneminde ortadoğu şehirlerindendir Arşın, günümüzde kullandığımız metre gibi uzunluk ölçme birimidir

Palavracının biri başına topladığı üç beş cahile karşı övünüp duruyormuş:

- “İşte ben güçlü ve maharetli bir adamım Halep’te bulunduğum sıralarda altmış arşın uzağa atlamış bir kimseyim!” Nasreddin Hocada bu sırada oradan geçiyormuş Palavracının yanına yaklaşıp :

- “Yaa demek sen altmış arşın atlarsın Haydi atla da görelim” Adam hık mık etmiş

- “Ama ben Halep’te atladım” demiş Hoca kızmış :

- “Canım Halep oradaysa arşın burada

Hırsızın Bunda Hiç Suçu Yok mu?

Açıklama: a) Tedbirli olunmadığı takdirde kötüniyetlilerin hedefi olunabileceği b) Gerçek dostluğun kötü zamanlarda maddi manevi desteklemeyi gerektirdiği

Günün birinde hırsızın biri Nasreddin Hoca’nın evine girmiş ve ne bulduysa hepsini yanına almış gitmiş Hoca’nın arkadaşları evi yalnız bıraktığı ve kapıyı sıkı kapamadığı için ona katıla katıla gülmüşler Nasreddin Hoca buna daha fazla dayanamamış ve:

- “Pekâla, pekâla! Ben suçluyum ama hırsıza ne oluyor? Onun bunda hiç suçu yok mu?”

Baklava

Açıklama: a) Başkalarının malına göz dikmemek gerektiği b) Fırsatçı kimselere karşı malını koruması gerektiği

Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır

- “Hocam, biraz önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu…”

- “Bana ne!”

- “Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu

- “O zaman sana ne!”

Üzerine

Açıklama: a) Birliktelik yanlız olmaktan iyidir b) Birlikten güzellik ve güç doğar c) Görev ve sorumluluk paylaşımının önemli ve faydası d) Güzel birliktelikten ayrılmanın zararı

Hoca, arkadaşlarıyla şirin bir köye gezmeğe gitmiş Akşama kadar yiyip içerek eğlenmişler Burasını pek beğenen arkadaşları, her biri bir yemeği üzerine almak şartıyla birkaç gün daha kalmağa karar vermişler Kafileden birisi:

- “Böreği benim üzerime!” demiş Ötekisi:

- “Eti benim üzerime!”

- “Meyvesi benim üzerime!” demiş Herkes üzerine bir yemek alırken Nasreddin Hoca:

- “Arkadaşlar, bu ziyafetler aylarca bile sürse buradan ve aranızdan ayrılırsam Allah’ın lâneti de benim üzerime!…”

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.