Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında Herşey |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında HerşeyCadılığın Etimolojisi Cadı, dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"tır (TDK) İkinci anlamı ise, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın yada erkek" tir Eski dilde güzel gözlü insan manasına da gelmektedir Cadılık ve Bilim Cadılık ve Bilim1664 de Robert Hunt başta olmak üzere bir çok bilimci cadılığa ilgi duymaya başladılar Barış savcısı olan Robert Hunt cadılık üzerine eline geçirdiği bütün belgeleri o dönem arkadaşı olan Glanvill`e gönderir Glanvill bu eserleri “Cadılık ve cadılar üzerine felsefi düşünmeler” adı altında yayınlar Esere duyulan ilgi o kadar büyüktür ki eser 4 baskı yapar Bu ve daha değişik eserlerle “ruhların ülkesi” araştırılmaya başlanır Glanvill yaptığı bir takım araştırmalar sonucu şu kanıya varır; “Biz aslında yaşadığımız dünya hakkında hiç bir şey bilmiyoruz sadece deneyler ve bazı olgular dışında” “Bilimciler olarak doğalcıların (Die Naturalisten) söylediklerine kulak vermeliyiz, yoksa ruhların dünyasını araştıramayız! Onların söyledikleri bin göz ve bin kulakla ispatlanmıştır!” Bu düşüncelere karşı çıkan John Webster tüm bunların “tanrının şeytana atıfta bulunduğu şeyler” olduğunu söyler Oysa “Der Hexenkult”un (Cadı) yazarı psikolog Starhawk cadılığın patriarkal toplumların çok öncesinde var olduğunu söyler Bu inancın kökleri hıristiyanlıktan, müslümanlıktan ve yahudi inancından çok daha öncelere dayanır Efsanelere göre bu inanç Avrupa’da buzul dönemi sonrası başlamıştır Yani tahminen otuzbeşbin yıl civarındadır Starhawk`ın “eski din” olarak adlandırdığı cadılık inancı geleneksel ruhu itibarıyle Amerikan yerlilerinin veya (Arktis) deki şamanizme yakındır Bu inancın ne kutsal bir kitabı ne dini kuralları ne de dogmaları vardır Cadı inancı öğretilerini doğadan edinir ilhamını ise güneşin, ayın ve yıldızların hareketinden, kuşların uçuşundan ,agaçların yavaş büyümesinden ve mevsimlerin değişmesinden alır Cadı inancının savunucuları bilgilerini, dilden ziyade resimlerle anlatıyorlardı Batı dünyasında şeytana tapanlar olarak nitelenen cadıların, cadı inancının, şeytan düşüncesi olmadan çok daha önce olduğunu söylerler Webster bir yandan cadılığın şeytanlık olduğunu söylerken diğer yandan Eski Ahit’te cadılıkla ilgili hiç bir şey olmadığını söyler Yani cadıların ve cadılığın şeytanla bağlantısını gösterebilecek hiç bir şey Eski Ahit’te yer almıyor Bu sözleri onu barız bir biçimde ele veriyor Bir yandan cadılığı hıristiyanlığın lanetlediğini gösterirken diğer taraftan bu konuyla ilgili kutsal kitapta hiç bir şeye rastlanmadığını söylüyordu Simyacı bilim ise erotik cinsellik ve bilim arasında yakın bir ilişkinin olduğunu deneysel ve spiritüel bir yolla bilgiye ulaşılabileceğini söylüyordu Fakat buna rağmen “doğaya ölçülü davranamadılar” Cünkü kadını yücelttikleri kadarda aşağıladılar da Bugünkü noktadan hareket edilip bilim tarihi eleştirisi yapıldığında rasyonel bilimin temsilcilerinin cadı avıyla her hangi bir ilişkisi olmadığı düşünülebilinir, fakat Fox-Keller 17 yüzyılın bilimadamlarının “erkek bilimi” kurabilmek için cadı inancını savunan bilimadamlarını saf dışı bıraktığını söyler Bunlardan Glanvill ve More simyacılar için bile çok radikal ve tehlikeliydiler, çünkü onlar sadece dinsel ve politik olarak radikal değildiler aynı zamanda kadının tanrı huzurunda eşitliğini savunduklarından dolayı “eril bilim” için bir tehlike oluşturuyorlardı Cok güçlü olduğuna inanılan cadılar, ciddi bir korku oluşturdular 17 yüzyıl cinsellik perspektifinde cadılık, cinselliğin dizginlerinden kopması olarak görülüyordu Hatta ta 1486 da Malleus Maleficarum “Cadı Çekici”adlı kitabında cadılar hakkında şunları söylemektedir; “bütün cadılık etle bağlantılı olan zevkten kaynaklanıyor, bu zevk kadınların bir türlü doyamadıkları şeydir Bundan dolayı bütün zevklerini tatmin etmek için şeytanla bağlantı kurarlar” Fakat bu sözlerden iki yüzyıl sonra bile hala cadılar, kadınların cinsel gücünü ifade ediyor ve toplum icin bir tehlike oluşturuyorlardı 17 yüzyılda cadılık en yüksek noktasına varmıştı dolayısıyla dişi cinsellikte en yüksek noktasına varmış oluyordu Dönemin dramalarında da(The White Devil-Beyaz Seytan- Antonius ve Cleopatra) cinsiyet ve cinsellikle yakından ilgilenildiği görülür İngiltere de cadılığın sosyal gelişmelere önemli derecede damgasını vurduğunu söyleyebiliriz Tiyatrolarda cadılık eleştirisi yapılırken bütün kadınlara karşı olan korku dile getiriliyordu Aslında bütün kadınlar potansiyel cadı olarak görülüyordu Bilim ve bilim adamlarının cadılardan (kadınlardan) ve onların fikirlerinden korkması o dönemde tesadüfi bir olay değildi Yeni oluşmakta olan “erkek bilime” kadın fikrinin girmesinden son derece korkuyorlardı Cünkü zaman erkek bilimi doğurma zamanıydı Bundan dolayı simyacıların görüşlerini “erkek bilimciler” tam reddetmeseler bile onu “temiz olmayan” görüşler olarak açıklayıp, “tertemiz” (kadınsız) bir bilim yaratmak istedikleri için reddediyorlardı Erkek bilimin 17 yüzyıldaki en büyük başarılarından biri, gelişmekte olan kapıtalizme erkek ve kadın arasındaki işbölümünü entegre edebilmiş olmasıdır O döneme kadar erkek ve kadın tanımlamaları hiç bu kadar açık bir biçimde kutuplaşmamıştır “Rasyonalite, nesnellik ve istek konusundaki algılamalar bilimin oluşmasını ve doğa üzerindeki tahakkümü teşvik etmiştir ve bu aynı zamanda erkek tanımının kurumsallaşmasını da teşvik etmiştir” (EFox-Keller) Kapıtalizmin ihtiyaç duyduğu üretim ve yeniden üretim alanları “bilimsel” bir dille ifade edilmiş oluyordu Kadını “yeteneği ve yapısı gereği” eve, erkeği de “aklı ve gücü” gereği iş ve bilim alanına ayırıyordu Yeni toplumda (kapıtalizmde) “yeni kadının” görevleri ve yeri belirlenmiş oluyordu böylece Bu çağ bir çok yazar tarafından kritik bir geçiş dönemeci olarak değerlendirilmektedir Tüm bunlardan çıkaracağımız sonuç bilimin bir tarih içerisinde belli kişiler (erkekler) tarafından oluşturulduğu ve kesinkes cinsiyetsiz olmadığıdır Kadınlar tarafından oluşturulmuş olsaydı nasıl olurdu sorusunu yanıtlayamıyacağız, fakat nasıl 17 yüzyılda mekanikçiler hermetikçiler üzerinde mutlak hakimiyet sağlayamamışlarsa erkekler de kadınlar üzerinde mutlak hakimiyet sağlıyamamışlardır Onlar uzun bir dönem bilim aracılığıyla bütün bilimsel alanlarda hakim olmuşlarsa da, kadınları çoğu zaman kendilerine değil yaptıkları işlere ikna edebilmişlerdir Bütünüyle inandırabildiklerini de söyleyemeyiz Kadınların bilim alanına (erkek alanı) girip bilimi kadın gözüyle incelemeye başlamalarıyla bütün bu büyü bozulmuştur Kadınlar kendilerine biçilen payın biyolojik varlıklarının bir yansıması değil de sosyal örgütlenmenin bir yansıması olduğunu anlayınca bilimin de bir sosyal örgütlenme (erkek örgütü) olduğundan şüpheleri kalmadı Özellikle doğa bilimlerinde bilim kadınları, bilimin ve bilim tarihinin olduğu ve gösterildiği gibi olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar Fakat onların edindikleri tecrübeler ve elde ettiği sonuçlar bilim adamları ve bilim kurumu tarafından görmezlikten geliniyor Bu kadınlardan biri de Evelyn Fox-Keller Fox kadınların bilimsel araştırmalarda tarafsız veya cinsiyetsiz olması için feminist olmaları gerekmediğini McClintock`u örnek göstererek vurgular Hücre genetikçisi olan Barbara McClintock “organizmalar için bir his yaratmıştı”; o doğa üzerinde hükmederek değil doğayı dinleyerek, izleyerek ve ona saygı duyarak hareket ediyordu McClintock büyük başarıların ve buluşların sahibidir (1940′larda ki buluşu sözgelimi; sadece genler organizmanın gelişmesini yönlendirmiyorlar, fakat aynı zamanda kendileri de yönlendiriliyorlar, gelişme süreci içerisinde onları çevreleyen hücreden ve bütün organizmadan etkileniyorlardı Yani genetik “program” kesinkes değiştirilemeyecek bir biçimde genlerde yazılı değildi; o organizmanın şartlarına ve çevresine bağlı oluyordu) Bu ve buna benzer tezler bilim adamları tarafından benimsenmiyordu Tezin yanlışlığından veya doğruluğundan kaynaklanan bir tepki değildi bu tepki, McClintock’un kadın olmasından kaynaklanıyordu 1940′larda reddedilen bu tezler 1983′de kabul edildiler ve McClintock tıp ve fizyoloji dallarındaki başarılarından dolayı ödül aldı Tabii ki 40 yıl sonra verilen bu ödül bilim adamlarının yanıldıklarını kavradıklarından kaynaklanmıyor; bu ödül aslında kadın hareketinin bilime kendi başarılarını kabul ettirmesinin bir sonucudur McClintock kendisi feminist değildi ve sosyal cinsiyetin (gender) bilimde her hangi bir rol oynamadığını düşünüyordu, fakat onun başarısının gizli tutulması bugun bile bilimdeki cinsiyetin sosyal konumunu ortaya koymaktadır Bilime ve bilim tarihine feminist bir bakış açısıyla yaklaştığımızda bilimin diğer cinsiyet üzerine kurulmuş bir cinsiyet ideolojisi barındırdığını görebiliriz Feminizm şüphesiz “bize sadece bir özne yaratmadı o aynı zamanda bu özneyi nasıl araştırabileceğimize dair özel bir analiz metodu kazandırdı” Bilim alanına feminist bir gözle baktığımızda karşımıza kadın-erkek, objektif-subjektif, sevgi-iktidar ve bilim-doğa terimleri çıkıyor Erkek bilimciler ve bilim tarihi doğa yerine bilimi, sevgi yerine iktidarı ve objektif olma yerine subjektif olmayi yeğlemişlerdir Tüm bunlardan sonra ise artık sorun şudur: Kadınlar bu alanda (bilim ve erkek) yer almaya devam edecekler mi? Bu alanın dışında mı kalacaklar, yoksa alternatif bir bilim mi yaratacaklar? Ya da mevcut erkek biliminin içinde yeralıp parça parça değiştirmeye mi uğraşacaklar? |
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında Herşey |
10-10-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında HerşeyCadılık Cadılık, çeşitli tarihi, antropolojik, dini ve mitolojik kaynaklarda, çeşitli doğaüstü veya sihirli, büyülü oldukları iddia edilen yeteneklere verilen isimdir Cadı; cadılık öğretilerini uygulayan kişidir Mitolojik cadılar doğaüstü yaratıklarken, tarihte pek çok insan, cadılıkla suclanmistir Cadılık halen bazı inanç sistemleriyle ve pek çok modern uygulayıcısıyla varlığını sürdürmektedir "Cadılık" kavramı kültürel bağlamlarda olumlu ya da olumsuz anlamlar içerebilir Örneğin; Eski Hristiyan Avrupa'da cadılar şeytanî güçlerle ve şeytan olarak tanınırken, modern çağda, günümüzde, cadılar kendilerini iyilikçi ve ahlak olarak olumlu insanlar olarak tanımlamakta, diğer insanlarca da böyle tanınmaktadırlar Kötü büyü yapanlara cadı denir Tarihî örneklerde cadıların çoğu kadın olmasına rağmen, erkekler de cadı olabilirler Erkek cadılara ise, gerek tarihte, gerek mitolojide, büyücü adı verilmiştir Tanıtım Uygulamalar ve inançlar, her ne kadar çeşitli kültürlerde tanrılar ve ruhlarla yoğun ilişki içinde olsa da, cadılığın kendi başına bir din oluşturmadığını göstermektedir Çoğu kültürde cadılık dinî uygulamalar, ölümden sonra yaşam, ruhlar, tanrılar, paranormal olaylarla iç içedir Cadılık, genel olarak büyünün kullanım alanı olarak karakterize edilmiştir Cadılığa dayanan uygulamalar
Sinema Practical Magic, The Craft, Hocus Pocus,The Blair Witch Project , Harry Potter gibi pek çok filmde cadılar konu edilmiştir Bu filmlerde cadılar süpürge, asa ve kazanlarla ilişkilendirilmiştirler Kitaplar Günümüzde en ünlü serilerden biri olan Harry Potter kitapları, Cadılık ve Büyücülük dünyasını konu almıştır Cadılık dünyasını konu alan bir başka kitap serisi de Cate Tiernan tarafından yazılan Sweep: Wicca Serisi' dir Seri, on dört kitap ve Morgan Rowlands' ın, etrafının tamamen cadılarla çevrili olduğunu farkeden bir kız, hikâyesini anlatan bir romandan oluşuyorMorgan' ın dışında, Wicca serisindeki diğer karakterler de kendi rollerini ve ilişkilerini oluşturuyorlar Sweep:Wicca Serisi, çoğunlukla gençlik problemlerini ele alıyor ve çoğu genç bu kitabı bu yüzden okuyor |
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında Herşey |
10-10-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında HerşeyCadı Cadı, birçok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kadın Cadılar mistik olarak bakıldığında gerçekte sadece kadınlardan oluşur Cadılık ve büyücülük kavramlarına da değinildiğinde, bilinenin aksine, her büyücü kadın, bir cadı değildir, fakat bir cadı aynı zamanda iyi bir büyücüdür Hipnoz ve büyü arasında ne denli bir fark varsa, büyücülük ve cadılık arasında bir o kadar fark vardır Çünkü bir büyücü sadece Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir türünü kullanabilir fakat bir Cadı ise hem Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir türünü hem de Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan bir sihir türünü kullanır Bundan dolayı bir cadı, bir büyücüden, gücün kötüye kullanılması açısından çok daha güçlüdür Cadılar hakkında yapılan ve bir çok ödüle layık görülen, hikâyesini gerçek hayattan alan, kurgu olmayan 1977 yapımı bir italyan filmi olan Suspiria adlı filmde, cadılığın tanımı ve cadıların yaşayışları anlatılmıştır Mistik bilimlerle ilgilenen kişilerin ve araştırmacıların açıkladığı günümüzdeki cadılık tanımı ise şöyledir: « "Cadılar; kötüdürler, olumsuz ve yıkıcıdırlar Mistik bilimlere dair uzmanlıkları inanılmaz güçlerle donatır onları Olayların akışını ve insanların hayatını, zarar vererek değiştirebilirler Amaçları çok büyük bir zenginliğe ulaşmaktır Bu da, sadece diğerlerine zarar vererek elde edilebilir Onlara bir şekilde ters düşmüş kişilere acı çektirebilir, hastalık verebilir, hatta öldürebilirler Topluluk olarak yaşayan kadın gurubundan oluşur ve black queen (kara kraliçe) olarak adlandırılan, Kötülüğe büyük yeteneği olan cadı, sihir uzmanı liderleri vardır Bir cadı topluluğundaki bir cadı kadının, kraliçe olması için, sihir gücünün diğerlerinden yüz kat güçlü olması gerekir Yılanda olduğu gibi, topluluğa güç veren şey, kraliçedir, güç liderde, baştadır Lideri olmayan bir topluluk başsız kobra gibidir; güçsüz ve zararsız" » Mistik bilimlerle ilgilenen çoğu kişi, islam dininde olup mistizimle uğraşan insanlar dahil, mistik bilimlerde uzmanlaşmış ve kötülüğe kendini adamış kadınlara, yani cadılara inanırlar Bu kişilerin mistizim ve büyücülük - cadılık hakkındaki temel inancı şudur: « Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est! » « Anlamı: Sihir her yerde, bütün dünyadadır Bu bilinen bir gerçektir, HER ZAMAN! » Cadılık günümüzde bazı kişiler tarafından bir din olarak kabul görmeye başlamış olup ve adına ingilizce witchcraft adı verilmiş olsa da aslında cadılık sadece mistik uzmanlıkları olan ve metafizik gibi günümüzde halen açığa kavuşmamış bilimlerin sistemini ve formüllerini ileri derecede bilen ve bu bilimlerde uzman olan kadınlardan ibarettir Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır Esasında Şaman Dininin daha modernize ve sistamatize edilmiş şekli olarak görülebilir Eski Yunancada "witch" tedavi eden iyleştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir Cadılığın Dalları Gardnerian: Çağdaş Cadılığın babası olarak söz edilen Gerald Gardner tarafından kurulmuşturGardnerci cadılık,katı bir şekilde Gerald Gardner’in kendi yazdığı Gölgeler Kitabı’na dayandırılırO’nun rituellerine bağlı kalınır Alexandrian: Alex ve Maxine Sanders tarafından kurulmuşturGardnerian ‘lara göre daha ılımlı ve esnektir Miras: Aileden gelip,kuşaktan kuşağa aktarılan cadılıktır Geleneksel: Geleneksel cadılar,cadılığı içgüdüsel olarak uygulayanlardırGenellikle cadılığı daha keşfetmeden,maji uygular ve yönergeleri öğrenirler Hedgewitch: Çalışmaları tamamen toprak ve doğaya dayanan cadılardırHemen hemen sadece,otlar ve bitkilerle çalışırlar Cadılar bu geleneklere bağlı kalarak Münzeviler ya da Cadılar Meclisi denen gruplar halinde çalışırlar Cadılar Meclisi,belirli aralıklarla buluşan ve birlikte çalışan bir cadı grubudurCadı Meclisi 13 kişiden oluşmak zorunda değildirAma 3 ‘ten fazla kişi barındırmalıdır Kendi başına çalışan cadıya , Münzevi Cadı denir Aynı cinsiyette bile olsa,birlikte çalışan iki cadının ilişkisine de Ortaklık denir |
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında Herşey |
10-10-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cadı, Cadılık, Cadılar Tarihçesi - Cadılık Hakkında HerşeyCadı ile Büyücülük Arasındaki Farklar ve İslam'ın Cadılığa Bakışı Her büyücü kadın bir cadı değildir fakat bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır İslam dininde belirtilmiş dört tür sihir çeşidi vardır Büyücülük sadece c şıkkını kullanırken, Cadılık ise bunlardan b ve c şıklından (özellikle b şıkkından) insanlara kötülük etmek amacıyla yararlanır a) Keldanilerin Sihri: Bunlar yıldızlara taparlar, kainatı idare edenlerin yıldızlar olduğunu, hayır ve şerrin onlardan geldiğini Semavi güçlerin yerdeki güçlerle birleşmesi sonucu mucizeler meydana geldiğini söylerler Bunları irşad için Allah (cc) İbrahim (as)’ ı gönderdi Bunlar da kendi aralarında üç sınıf idiler;[*]Eflak ve yıldızların ebedi olduğunu söyleyenler ki; onlara “Sabie” denilir[*]Eflak’ın uluhiyyetine inanırlar Bunlar her felek için yerde bir put yapmış ve ona hizmet etmiş putperestlerdir[*]Eflak’ı ve yıldızları yaratan birisi olduğunu ve bunun onlara yeryüzünü idare etme hakkını verdiğini söyleyenler Bunlar yıldızları aracı kabul ederlerdib) Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan Sihir: Buna göre insan ruhu tasfiye ile icat etme, öldürme, bünye ve şekilde değişiklik yapma gücüne ulaşır c) Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan Sihir: Bu da muska yapmak ve cinleri kullanmak gibi şekillerde uygulanır d) Göz Boyamak Yeklinde Yapılan Sihir: Bu da hokkabazlık, el çabukluğu ve benzeri davranışlardır İslam alimleri, yukarda açıklanan a maddesinde yer alanlan kişilerin inançları açısından kafir olduklarını belirtmişlerdir Fakat İslam alimlerince, Cadılık gibi bir konu üstünde durulduğunda eğer, konu kendini kötülüğe adamaksa; inanç olarak zaten bir kişi herhangi bir madde ya da koşula bağlı olmadan Kafirdir |
|