İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriBüyük Hun İmparatorluğu Büyük Hun İmparatorluğu, MÖ 220 yılında Türkler tarafından kurulan ilk imparatorluk Hunlar günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzey-batısında yaşamlarını sürdürmekteydilerBilinen ilk imparatorları Teoman(Tuman)'dır En buyuk imparatorları Mete Han (Oğuz Han)'dır Çinliler önüne geçemedikleri Hun Türklerinin saldırıları ardından "Büyük Çin Duvarı" (Çin Seddi)'ni inşa etmek zorunda kalmıştır (MÖ 214) Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısımı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır Bozkırların İmparatorluğu Bilinen ilk Türk devletlerinden biridir Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur M Ö 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir Teomandan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete Han (Mo-dun)'dır Türk ve Moğol boylarını bir çatı altında toplayan Mete, İpek yoluna egemen olmak için Çin ile savaşmıştır MÖ 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır MÖ 187 yılında Çin İmparatorluk ordusunu, ki başında Ka-o-ti bulunmaktadır, Pa-i-Teng sefereinde 10 bin kişilik disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır Bu çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda 200 bin olduğu yazmaktadır Mete Han devrinde Sibirya, Çin Denizi, Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur Metenin Çin'i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır Bunun yanında Çin'in kalabalık nüfusu altında Türklük özelliklerini kaybetmek istememiştir Büyük Hun İmparatorluğunun en geniş sınırları, Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerMetenin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Türk boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çinin İpek yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle MÖ 46 yılında Hunlar Doğu Hunları ve Batı Hunları olmak üzere ikiye ayrıldı Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun Devleti'nin başında bulunan Ho-han-ye' nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin hakimiyetine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi Çiçi, "atalarına saygısızlık" olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir Batı Hunları Çiçi yönetiminde Talas'ın batısına egemen oldular Akhunların ve Avrupa Hunlarının kurulmasında etkin rol oynadılar Batı Hunluları'nın başında bulunan Çiçi'nin Çin'e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Türk savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir Bu kendisinin birinci hatasıdır Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır Doğu Hunları Ho-Han-ye yönetiminde Talas'ın doğusunda MS 48 yılına kadar hüküm sürdü Çin'in siyasi hareketleri sonucu, MS 48 yılında Güney ve Kuzey Hunları olmak üzere ikiye ayrıldı Kuzey hunları hakan Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etti Güney Hunları Panhu yönetiminde Uygur havzasında ve Çine yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etti Doğu Hunlarının kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Türkler'in Çin'in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki kuzey Türklerin'in Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir (Güney Hunları: bknz Batı Hun İmparatorluğu) Güney Hunlarının yıkılması sonunda Çin siyasi egemenliği çerçevesinde Çin ülkesine tampon maksatlı birçok küçük Hun devleti kurulmuştur Bu Hun devletleri Göktürk siyasi üstünlüğüne kadar devam etmiştir Hun Kağanları (Şenyuları) Yabgu Tou-Man - Karahan (Teoman Tovuman) (?-MÖ 209) Mete Bagatır (MÖ 209 - Ö 174) Lao - Şang (MÖ 174 - 161) Çun - Çen Yabgu (Kün) (161 - 126) İ-Çin-Hsien (İçihise) Yabgu (MÖ126 -114) Wu-Weri (Uvey) Yabgu (MÖ 114 - 105) Wu-Şih-Lu-Erh (U-Su-Liu-Usilu) Yabgu (MÖ 105 - 102) Çü-Li-Hu (Hiü-Li-Hu-Güylihu) Yabgu (MÖ 102 - 101) Çü-Ti-Hu (Tsie-Ti-Heu-Tsüydiheu) Yabgu (MÖ 101 - 96) Hu-Lu-Ku-(Hu-Lo-Ku = Hulugu) Yabgu (MÖ 96 - 85) Khuandi Yabgu (MÖ 85 - 68) Khuyluy Yabgu (MÖ 68 - 60) Uven-Güydi Yabgu (MÖ 60 - 58) Khukhasie Yabgu (MÖ 58 - 56) Çiçi Yabgu (MÖ 56 - 36) Çiçi ve oğulları Batı Türkistan'a çekilmiş ve Talas'ın batısını yönetmiştir Avrupa Hunları ile Akhunların temelini oluştururlar Ho-Han-Ye (MÖ 56 - 31) Joti Yabgu (MÖ 31 - 20) Seuse - Joti Yabgu (MÖ 20 - 12) Çeya - Joti Yabgu (MÖ 12 - 8) Üçjolu - Joti Yabgu (MÖ 8 - MS 13) Uluyjoti Yabgu (13 - 18) Şikao-Joti Yabgu (18 - 46) Vutatiho Yabgu (46) GÜNEY HUNLARI (BATI HUN İMPARATORLUĞU) Panu Yabgu (46 - 83) Yeğeni Pi ve oğulları Güney Sibirya'ya yönelmiş ve Moğolistan'ın kuzey taraflarını Kuzey Hunları olarak ayrı yönetmiştir Sanmuldutzu Yabgu (83 - 84) Yuliu Yabgu (84 - 89) Yuçukien Yabgu (89 - 93) Ankuo Yabgu (93 - 94) Tingtoşi - Suyheuti Yabgu (94 - 98) Vanşiçi - Suyti Yabgu (98 - 124) Vuçihu - Şihço Yabgu (124 - 127) Tejoşi - Suytsieu Yabgu (127 - 140) Çenieu Yabgu (140 - 143) Hulanjoşi Suytsieu Yabgu (143 - 147) İlingşi - Suytsieu Yabgu (147 - 172) Totejoşi - Suytsieu Yabgu (172 - 177) Huçing Yabgu (177 - 179) Kiangkiu Yabgu (179 - 188) Teçişi - Suyheu Yabgu (188 - 195) Huçutsiuen Yabgu (195 - 216) |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriEgemenlik Alanı Orta Asya steplerindeki tüm Türk boyları, Moğol kabileleri, Moğol Tatarları, Tunguzlar, Yüeçiler ( Kuşhanlar),Çin Hanedanlığı, İpek Yolu Kapladığı alan: Kuzeyde Sibirya; güneyde Tibet, Keşmir; doğuda Büyük Okyanus; batıda Hazar Denizi (18000000 km2) Çiçi'nin Çin kayıtlarındaki sözleri Çin elçisinin Çiçi ile ilgili düştüğü bir kayıt şöyledir: " Boyun eğmeyeceğiz Zira öteden beri Türkler kuvveti takdir eder, tabi olmayı hakir görürler Savaşçı süvari hayatımız sayesinde adı yabancıları titreten bir millet olduk Biz ölsek de, kahramanlığımızın şöhreti kalacak, çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendisi olacaktır" Devlet Yönetimi Hun devleti başında bulunan kişi " tan-hu" ya da "şen-yu" olarak anılıyordu Tanhu sözcüğü bir ünvan olarak " sonsoz genişlik" anlamına gelmektedir Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi Hükümdarlığın tanrıdan geçtiği görüşü vardı Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi Şenyunun görevi, ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduya komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir Hükümdarlık babadan oğla geçmektedir Ülke oğullar arasında doğu, batı, merkez olarak miras bırakılmaktadır Türk devleti hükümdarı eşine "ka-tun" denirdi Yönetimde söz sahibiydi Büyük Hun Devleti'nde üç meclis bulunuyordu 1 Meclis: Dini nitelikte konular tartışılır Yılın ilk aylarında toplanırdı 2 Meclis: Haziran ayında toplanır ve devlet işleri görüşülürdü 3 Meclis: Sonbaharda toplanılır ve askeri işler görüşülürdü Devamlı devleti yöneten " seçkinler meclisi" vardı Bu meclise " ayukı" denilmekteydi Ordu a Hun ordusu ücretli değildi b Hun ordusunda kadın-erkek asker sayılır, her an savaşa hazır bulunurdu (ordu-millet anlayışı) c Hun ordusunun temeli atlı askerlere dayanırdı d Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır (10000 kişi) e Kullanılan araçlar: ok ve yaydı Yakın dövüşte kılıç, kargı kullanılırdı f Savaş stratejisi; keşif seferleri ve yıpratma savaşları olarak ikiye ayrılıyordu g Sahte geri çekilme ve turan taktiği teknikleri kullanıldığı Çin kayıtlarından öğrenilmektedir Metenin mektubundaki Türkler Metenin Çin İmparatoruna yazdığı mektupta Türkler: Yay çekebilen ve kullanabilen tüm kavimler Hun olarak bir tek aile halinde birleştirildiler Artık Hun ülkesinde küçükler büyümeleri için gerekli çevreyi elde edecekler; yaşlılar ve büyükler ise kendi yurtlarında sessiz ve rahat yaşayacaklardır Nesillerden nesillere bütün Hunlar barış ve mutluluk içinde kalacaktır Tanrının lütuf ve inayeti ile subay ve askerlerimin üstün yetenek ve erdemleri ile dayanıklı atlarımın üstün gücü ile Kuşhanları ezerek yendi Çin sınırındaki bütün küçük devletler ile, bütün Orta Asya halkları düzene kavuşturuldu Bunların hepsi artık Hun oldular Büyük Hunların Türk ve Dünya Tarihine katkıları Ordu örgütlenmesinde 10'luk sistem Mete döneminde oluşturulumuş ve günümüze kadar gelmiştir Batı uygarlıkları bu sistemi Türkler'den almıştır Hun akınlarına karşı tarihi Çin seddi yapılmıştır Kavimler Göçünün başlamasında Hun devletinin yıkılışı ilk etkendir Diğer Türk devletlerine intikal eden olumsuz miras ise parçalanma ve iktidar için mücadele eden Türk boyları genetiğidir |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriTürk tarihi Tarihî ve Çağdaş Türk devletleri İmparatorluklar - 16 Büyük Türk Devleti Büyük Hun İmparatorluğu MÖ 204 - MS 216 Batı Hun İmparatorluğu MÖ 40 - 216 Avrupa Hun İmparatorluğu 375 - 454 Ak Hun İmparatorluğu 420 - 562 Göktürk İmparatorluğu 552 - 743 Avrupa Avar İmparatorluğu 565 – 803 Hazar İmparatorluğu 651 – 983 Uygur Devleti 744 – 1335 Karahanlı Devleti 840 – 1212 Gazneliler Devleti 963 – 1183 Büyük Selçuklu Devleti 1040 – 1157 Harzemşahlar Devleti 1157 – 1231 Altınordu Devleti 1227 – 1502 Osmanlı İmparatorluğu 1299 – 1922 Timur İmparatorluğu 1370 – 1507 Babür İmparatorluğu 1526 – 1858 Diğer İmparatorluklar Saka İskit Devleti MÖ 7 – MÖ 2 Doğu Göktürk İmparatorluğu 582 - 630 Batı Göktürk İmparatorluğu 582 - 630 İkinci Göktürk İmparatorluğu 681 - 744 Eyyubiler Devleti 1171 - 1348 Delhi Türk Sultanlığı 1206 - 1413 Çağatay Devleti 1227 - 1370 Mısır Memlük Devleti 1250 - 1517 İlhanlılar 1256 – 1336 Safeviler 1501 - 1722 Devletler Devletler Çu Devleti MÖ 1050 - 249 Kuzey Hun Devleti 48 - 156 Güney Hun Devleti 48 - 216 Asya Avar Devleti 216 - 552 Birinci Chao Hun Devleti 304 - 329 İkinci Chao Hun Devleti 328 - 352 Tabgaç Devleti 386 - 557 Kuzey Liang Hun Devleti 401 - 439 Hsia Hun Devleti 407 - 431 Lov-lan Hun Devleti 442 - 460 Doğu Tabgaç Devleti 534 - 557 Batı Tabgaç Devleti 534 - 557 Dokuz Oğuz Devleti ? - ? Otuz Oğuz Devleti ? - ? Onogur Devleti ? - ? Türgiş Devleti 717 - 766 Karluk Devleti 766 - 1215 Kırgız Devleti 840 - 1207 Tolunğulları 868 - 905 Macarlar Devleti 896 - 955 Kansu Uygur Devleti 905 - 1226 Liang Şa-t'o Türk Devleti 907 - 923 Doğu Türkistan Turfan- Uygur Devleti 911 - 1368 Tana Şa-t'o Türk Devleti 923 - 936 Akşitler 935 - 969 Tsin Şa-t'o Türk Devleti 937 - 946 Oğuz Yabgu Devleti ? - 1000 Doğu Karahanlı Devleti 1042 - 1211 Batı Karahanlı Devleti 1042 - 1212 Fergana Karahanlı Devleti 1042 - 1212 Suriye Selçuklu Devleti 1092 - 1117 Kirman Selçuklu Devleti 1092 - 1187 Türkiye Selçuklu Devleti 1092 - 1307 Irak Selçuklu Devleti 1157 - 1194 Basaraba Türk Devleti 1330 - 1360 Akkoyunlu Devleti 1350 - 1507 Karakoyunlu Devleti 1380 - 1469 Anadolu Beylikleri Mengüçlü Beyliği 1072 - 1277 Çaka Beyliği 1081 - 1098 Dilmaçoğulları Beyliği 1085 - 1192 Çubukoğulları Beyliği 1085 - 1092 Danişmendli Beyliği 1092 - 1178 Saltuklu Beyliği 1092 - 1202 İnaloğulları Beyliği 1098 - 1183 Ahlatşahlar Beyliği 1100 - 1207 Artuklu Beyliği 1102 - 1408 Erbil Beyliği 1146 - 1232 Çobanoğulları Beyliği 1227 - 1309 Karamanoğulları Beyliği 1256 - 1483 İnançoğulları Beyliği 1261 - 1368 Sâhipataoğulları Beyliği 1275 - 1342 Pervaneoğulları Beyliği 1277 - 1322 Tacettinoğulları ? - ? Canikoğulları ? - ? Menteşeoğulları Beyliği 1280 - 1424 Candaroğulları Beyliği 1299 - 1462 Karesioğulları Beyliği 1297 - 1360 Germiyanoğulları Beyliği 1300 - 1423 Hamitoğulları Beyliği 1301 - 1423 Saruhanoğulları Beyliği 1302 - 1410 Aydınoğulları Beyliği 1308 - 1426 Tekeoğulları Beyliği 1321 - 1390 Ramazanoğulları Beyliği 1325 - 1608 Eretna Beyliği 1335 - 1381 Dulkadıroğulları Beyliği 1339 - 1521 Dobruca Türk Beyliği 1354 - 1417 Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti 1381-1398 Eşrefoğulları Beyliği ? – 1326 Berçemeoğulları Beyliği ? - ? Yarluklular Beyliği ? - ? Atabeylikler Böriler 1117 - 1154 Zengiler 1127 - 1259 İl-Denizliler 1146 - 1225 Salgurlular 1147 - 1284 Hanlıklar Sibir Hanlığı 515 - 576 Büyük Bulgarya Hanlığı 630 - 665 İtil Bulgar Hanlığı 665 - 1391 Peçenek Hanlığı 860 - 1091 Tuna Bulgar Hanlığı 981 - 864 Uz Hanlığı 1000 - 1068 Kuman-Kıpçak Hanlığı 1098 - 1239 Şeybani Hanlığı ? - Özbek Hanlığı 1428 - 1599 Kazak Hanlığı ? - ? Kazan Hanlığı 1437 - 1552 Kırım Hanlığı 1440 - 1475 Kasım Hanlığı 1445 - 1681 Astrahan Hanlığı 1466 - 1554 Nogay Hanlığı ? - ? Hive Hanlığı 1512 - 1920 Küçüm Sibir Hanlığı 1556 - 1600 Buhara Hanlığı 1599 - 1785 Kaşgar-Turfan Hanlığı 1800 - 1877 Hokand Hanlığı 1710 - 1876 Kırgız Hanlığı 1800 - 1876 Kazak Kırgızları Hanlığı 1800 - 1876 Türkmenistan Hanlığı 1860 - 1885 Cumhuriyetler Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 1913 - 1913 Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti 1918 - 1920 Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1920 - 1925, 1932 - 1934, 1944 - 1949 Tannu Tuva Halk Cumhuriyeti 1921 - 1944 Hatay Cumhuriyeti 1938 - 1939 Güney Azerbaycan Özerk Cumhuriyeti 1945 - 1946 Günümüz Cumhuriyetler Türkiye Cumhuriyeti 1923 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 1983 - Azerbaycan Cumhuriyeti 1991 - Kazakistan Cumhuriyeti 1991 - Kırgızistan Cumhuriyeti 1991 - Özbekistan Cumhuriyeti 1991 - Türkmenistan Cumhuriyeti 1991 - Özerk Cumhuriyetler [ Gizle ] Doğu Türkistan 1928 - Dağıstan 1991 - Karaçay 1991 - Balkar 1991 - Kırım Özerk Cumhuriyeti 1991 - Tataristan 1991 - Çuvaşistan 1991 - Başkortostan 1991 - Yakutistan 1991 - Altay 1991 - Hakas 1991 - Tuva 1991 - Karakalpakistan 1991 - Gagavuzya 1991 - Taymir 1991 - |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriBatı Hun İmparatorluğu Büyük Hun İmparatorluğu (Şyunglar) MÖ 46 yılında Çiçi han ve Ho-Han-ye kardeşler arasında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı Batı Hunlarını; Çiçi han, Doğu Hunlarını Ho-Han-Ye Kağan (Şenyu) yönetti Ho-Han-Ye'nin ölümünden sonra Doğu Hunları Panhu ve yeğeni Pi'nin taht kavgasına sahne oldu MS 48 yılında Doğu Hunları; Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmıştır Kuzey Hunlarını Pi, Güney Hunlarını Pan-hu yönetmiştir Güney Hunları yani Panhu'nun yönettiği bu ülke Türk literatürüne Batı Hun İmparatorluğu olarak geçmiştir Çin egemenliği gölgesinde yönetilen bu imparatorluk Talas'ın doğusunda Çin'e kadar olan topraklara egemendi Çiçihan'ın yönettiği Batı Hunları ise Aral gölü, Batı Türkistan ve Karadeniz'in kuzeyine kadar olan bölüme egemen olmuştur Göktürk devletinin kurulmasıyla Avrupa'ya göç ederek Avrupa Hun İmparatorluğu'nun temelini oluşturmuşlardır Batı Hun İmaparatorluğu Hakanları Panu Yabgu (46 - 83) Sanmuldutzu Yabgu (83 - 84) Yuliu Yabgu (84 - 89) Yuçukien Yabgu (89 - 93) Ankuo Yabgu (93 - 94) Tingtoşi - Suyheuti Yabgu (94 - 98) Vanşiçi - Suyti Yabgu (98 - 124) Vuçihu - Şihço Yabgu (124 - 127) Tejoşi - Suytsieu Yabgu (127 - 140) Çenieu Yabgu (140 - 143) Hulanjoşi Suytsieu Yabgu (143 - 147) İlingşi - Suytsieu Yabgu (147 - 172) Totejoşi - Suytsieu Yabgu (172 - 177) Huçing Yabgu (177 - 179) Kiangkiu Yabgu (179 - 188) Teçişi - Suyheu Yabgu (188 - 195) Huçutsiuen Yabgu (195 - 216) Batı Hun İmparatorluğu Egemenlik Alanı Bugünkü Moğolistan, Kuzey Çin ve Doğu Türkistan'ı kapsar Literatürde meydana gelen karışıklık Türk tarih literatüründe üç tane Batı Hun imparatorluğu ismine rastlanmaktadır 116 Büyük Türk devleti içerisinde sayılan Batı Hun İmaparatorluğu; Panhu yönetimindeki Güney Hunları'dır 2Asıl Batı Hunları; Avrupa hunlarının atalarını teşkil eden Çiçihan'ın yönettiği Batı Türkistan'ı kapsayan devlettir 3Avrupa Hun İmaparatorluğu da Batı Hunları olarak bazı kaynaklarda anlatılmaktadır Ama Avrupa Hunları demek doğru olanıdır Sonuç 116 Büyük Türk devleti içerisinde sayılan Batı Hun İmaparatorluğu; Panhu yönetimindeki Güney Hunları'dır Batı Hun İmparatorluğu (Güney Hunları)nın ardılları Panhu yönetimindeki Batı Hun İmaparatorluğu yıkılmasıyla halefleri gittikçe Çinlilleşen küçük Türk devletleri kurmuşlardır Türk Tarih literatüründe bunlar "Hun ardılları" olarak adlandırılır Bunlar; Birinci Chao Hun Devleti (304-329) İkinci Chao Hun Devleti (328-352) Hsia Hun Devleti (407-431) Kuzey Liang Hun Devleti (401-439) Lov-lan Hun Devleti (442-460) Batı Hun ( Güney Hunlar) devletinin Türk tarihine katkıları Çin siyasi egemenliğinin kabul edilmesi durumunda, giderek Çinlileşileceğini gösteren devlet olmuştur |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriAvrupa Hun İmparatorluğu Avrupa Hun İmparatorluğu, 4 yüzyılın sonlarına doğru Balamir'in önderliğinde batıya doğru yürüyen Hunların bir bölümü ilk defa Doğu Anadolu'ya girdiler Balamir'in ölümünden sonra oğlu yada torunu olduğu sanılan Uldız döneminde ise Karpat dağlarını aşıp Macaristan'a girerek burada Avrupa Hun Devleti'ni kurdular Avrupa Hun Devleti'nin dış politikası Uldız döneminde belirlenmiştirBu politikaya göre Bizans baskı altında tutulacak ve Germen kavimlerine karşı Batı Roma İmparatorluğu ile iş birliği yapılacaktır Uldız Dönemi Uldız, Bizans'ı baskı altına almak amacıyla Trakya üzerine yürüdü Barış isteyen Trakya valisine "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim" diyerek Doğu Roma(Bizans)'ya meydan okudu Türklerin gücünden çekinen Bizans, anlaşma yaparak Hunların üstünlüğünü kabul etti Bu dönemde Hunlar, Orta Avrupa'dan Hazar'ın doğusuna kadar uzanan geniş topraklara sahip olmuşlardıDevletin doğu bölgesini Karaton'un yönettiği biliniyorsa da bu hükümdar hakkında fazla bilgi yoktur Rua Dönemi 412-422 yılları arasında Avrupa Hun Devleti ile ilgili fazla bir bilgiye rastlanmamaktadır Hükümdar soyundan gelen Rua 422 yılında tahtı ele geçirerek, ülkeyi kardeşleri Muncuk, Oktar ve Aybars ile birlikte yönetti Muncuk'un erken ölümü üzerine Aybars ülkenin doğu kanadının yönetimine, Oktar ise batı kanadının yönetimine getirildi Rua, Uldız'ın belirlediği Hun dış politikasını uygulamaya devam etti Casusluk faaliyetlerini ileri sürerek Bizans üzerine bir sefer düzenledi(422) Bu sefer sonucunda Bizans ağır bir vergiye bağlandı Batı Roma'daki taht karışıklıklarından yararlanmak isteyen Bizans, İtalya'ya kuvvet gönderdiBunun üzerine Rua, altmış bin kişilik bir orduyu Batı Roma'nın yardımına göndererek Bizans İmparatoru Theodosius(Teodosyus)'u savaşmadan geri çekilmek zorunda bıraktı Bizans üzerine yapacağı yeni bir sefere hazırlanırken 434 yılında öldü Yerine kardeşi Muncuk'un oğlu Attila geçti Attila Dönemi Attila, amcası Rua'nın yanında yetişti ve onunla birlikte çeşitli seferlere katılarak devlet yönetimini ve ordu komutanlığını çok iyi öğrendi Onun zamanında Avrupa Hun Devleti en parlak dönemini yaşadı Tahta çıkınca, ülkeyi kardeşi Bleda ile birlikte yönetti 434 yılında Margos Antlaşması imzalandı Bu anlaşmaya göre; Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak, Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak, Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek, Bizans, elindeki Hun esirleri iade edecekti Attila'nın Seferleri Birinci Balkan Seferi (441-442) Bizans'ın Margos Antlaşması'nın hükümlerine uymaması üzerine Attila, Bizans üzerine sefere çıktı Doğu Trakya'ya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans, barış istemek zorunda kaldıBu Antlaşma ile Attila Bizans'ın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdiBu seferden sonra Avrupa Hunlarına Balkanların yolunu açılmış oldu İkinci Balkan Seferi (447) IBalkan Seferi'nden sonra Bizans imzaladığı antlaşma şartlarında öngörülen vergiyi ödemediği için Attila yeniden sefere çıktı İki kola ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan'a giriğ Teselya'ya kadar ilerledi Diğer kolu ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini alarak Büyükçekmece yakınlarına kadar ulaştı Bizans Imparatoru barış istemek zorunda kaldı Yapılan Anotolyos Antlaşması'na göre; Bizans ödediği vergiyi üç katına çıkaracak, Savaş tazminatı ödenecek Tuna'nın güneyindeki yerler askerler arındırılacaktı Batı Roma ( Galya ) Seferi (451) Roma Imparatoru'nun kızıyla evlenen Atilla , çeyiz olarak Imparatorluk topraklarının yarısını isteyince, bunu kabul etmeyen Batı Roma'nın üzerine yürüdü Katalon Ovası'nda Attila, 100 bini türk geri kalanıda germen ve islav kavimlerinden oluşan 200 bin kişilik bir ordu ile iken roma ordusu da aynı bölgeye 200 bin kişilik ordu ile gelmişti Hun düşmanı olan barbarların hepsi Aetiüs ordusunun safında idiler 20 haziran 451 günü dünyanın iki yarısı biribiri üzerine yüklendio güne kadar görülmüş en kanlı savaş oldu savaş 24 saat sürdü iki tarafta cok büyük hasar gördü büyük kayıplar verdi fakat savaş günü akşamı roma ordusu dağıldı Roma'yı desdekleyen Batı Got ordusu da kralları savaşta ölünce çekilmek zorunda kalmıştır Atilla çekilmekte olan Aetiüs'ü takip etmedi ordusunu dinlendirdi Zaten amaçına ulaşmış Roma'nın asker deposu sayılan Galya'yı işgal etmişti bundan sonraki ilk ciddi saldırıda bütün romayı tam olarak çökertecegi kesindi Aradan geçen 20 günde Attila ordusunu kendi başkentinin bulundugu bölgeye getirdi Savaş sonrasında dünya onun yenilmezligini bir kere daha anlamış ve kabul etmiştiBu savaştan 1 yıl sonra Attila Dagıttıgı Roma İmparatorlugu'nun tamamını idaresi altına almak icin harekete gectigi zaman, ona karşı koyacak güçleri kalmamıştı 452 yılında Attila Po ovasına geldi ve Romadan yola cıkan Papa Leo Türk Başbugu huzuruna cıktı ve Attila'dan Roma'yı esirgemesini istedi bütün şartları kabul ettiklerini zaten Attila'nın Roma'ya hakim oldugunu söyledi sadece Hristiyanlık merkezinin yıkılmaması temennisini iletti ve Attila Roma'ya saldırmadan vergilerini dahada katlı almış oldu ve hakimligini tanıtmış olmuştu İtalya Seferi ( 452 ) Attila, 452 yılında yüz bin kişilik ordusuyla Alpler üzerinden İtalya'ya girdi Papa I Leo başkanlığında bir heyet Roma'nın bağışlanmasını istedi Papa'nın ricasını kabul eden Attila geri döndü Avrupa Hun Hakanları Hun askerleriBalamir (375 - 395) Karaton(395 - 415) Muncuk (415 - 425) Oktar (425 - 430) Rua (430 - 434) Attila (434 - 453) İlek (453 - 454) İrnek (454 - 454 Egemenlik Alanı Güney Rusya, Romanya, Yugoslavya'nın kuzey bölgesi, Macaristan, Avusturya, Çekoslovakya, Güney ve Orta Almanya (Doğu Fransa'dan Ural Dağlarına; Kuzey Macaristan'dan Bizans kapılarına kadar olan saha) Yüzölçümü: yaklaşık 4000000 km 2 Avrupa Hunlarının Türk ve Dünya tarihine katkıları Avrupa'da hakimiyet kuran ve Avrupa merkezli ilk Türk devleti olmuştur Kavimler Göçü'nün başlamasında etkili olmuştur Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasına neden olmuştur Avrupa Hunlarının parçalanmasının nedenleri Ele geçirdikleri topraklarda gittikçe nüfus olarak azınlıkta kalmaları Sürekli Türk göçleriyle beslenememeleri Düzenli ve sağlam bir devlet teşkilatı kuramamaları Yerleşik kültür ile mücadele edilmesi Yerleşik kültürün olumsuz etkileri |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriAvrupa Avar İmparatorluğu Avarlar, Orta Asya kökenli bir kavimdir Önce 3-6 yüzyıllar arasında Asya'da, ardından 6-9 yüzyıllar arasında Doğu Avrupa'da devlet kurdular Avrupalıların Avar adını verdiği bu kavmi Çinliler "Juan-Juan" (Cücen), Türkler "Apar" olarak adlandırıyordu Çin kaynakalrında “Juan Juan”, Arap ve Bizans kaynaklarında Avar olarak adlandırılan bu Türk kavmi, Göktürkçede Apar olarak adlandırılıyordu Apar adı karşı koyan manasına gelmektedir Asya Büyük Hunlarına bağlı boylardan doğan doğan bu kabile, Uar ve Kun olmak üzere iki büyük kabileye dayanmaktadır Avarlar, 6 yüzyıl sonlarında bugünkü Moğolistan, İç Moğolistan ve Koreye kadar olan toprakları içine alan büyük bir devlet kurdular Bu dönemdeki Türklerin yönetimini üstlendiler 552 yılında Göktürkler Avar hakimiyetine son verince Avar sülaleleri batıya doğru göçtüler 558 yılında Sibir Türkleriyle karşılaştılar ve Sibirleri yağmaladılar Karadenizin kuzeyinden geçerek bugünkü Romanya ve Slovakya topraklarına girdiler Bizansın boşluğundan yararlanarak Balkanları denetimi altına aldılar Avrupa Avarları Tarih (560- 805) Göktürkler tarafından yerlerinden edilen Avarlar, önlerine çıkan Sibirleri sürerek Kafkasya bölgesine ulaştılar 560 yılında Macaristan merkez olmak üzere büyük bir devlet kurdular Bu tarihte Avarların başında Bayan Han bulunuyordu Bayan Han döneminde Franklar yenilgiye uğratıldı Bizans topraklarına girilerek Sırbistan ve Makedonya’daki sınır kaleleri ele geçirildi 592 yılında İstanbulu kuşatmak için Çorluya gelen Bayan Han, Bizansta büyük endişeye yol açtı Avarlar, 619 ve 626 yılında İstanbulu iki kez kuşattılar 2 kuşatmayı Sasanilerle ortaklaşa yapmışlardır 750 yıllarında zayıflayan devlette, Türk soylu Bulgarlar Balkanlara geldiler ve bugünkü Bulgaristanın temelini attılar 791 yılında Frank akınları karşısında başarısız oldular Tuna havzasını Slavlara kaptırdılar Avarların bir kısmı hristiyanlığı kabul ederek Slavlaştılar; bir kısmı Bulgarlara katıldılar Bir kısmıda diğer Türk boylarının içine karıştılar Bir kısmıda Bizanslılar tarafından askeri amaçlı alındı Bayan Han 565'te tahta çıkan Bayan Kağan döneminde Avarlar güçlerinin zirvesine ulaştılar Bayan Kağan 568'de Macaristan'ın tümünü ele geçirdi Burada yaklaşık 250 yıl ayakta kalacak olan Avar İmparatorluğu'nu kurdu Belgrad'ı da alarak Tuna kıyılarını yağmaladıBizansı art arda yenilgiye uğrattı Orta Avrupa'da 7 yüzyılda da üstünlüğünü sürdüren Avarlar, 617 ve 626 yıllarında iki kez Bizans’ın merkezi (İstanbul) kuşattılar Ama bu kuşatmalardan bir sonuç alamadan döndüler 8 yüzyılda egemenlikleri altındaki kavimlerin ayaklanmaları, Avarların zayıflamalarına yol açtı Devlet yapısı ve ordu Devletin başında kağan adı verilen bir hükümdar vardı Avarlar kendilerine bağladıkları kavimleri sınır bölgelerine yerleştiriyorlardı Avarlarda devlet örgütlenmesi tümüyle askeri temellere dayanıyordu Avar ordusu atlı ve yaya birliklerinden oluşuyordu Atlı birlikleri Avarlardan, yaya birlikleri ise Avarlara bağlı Slavlar, Germenler gibi Avrupalı kavimlerden kurulmuştu Ekonomi Avarların geçim kaynağı hayvancılık ve savaş ganimetleriydi Günlük yaşamda, savaşta ve göç sırasında kullanılan atın özel bir önemi vardı Üzengiyi de Avarların bulduğu bilinmektedir Avarlar kuyumculuk sanatında oldukça ileriydiler Din Avarların dini Gök Tanrı dini idi Daha sonra dinleri Hristiyanlığa dönüşmüştür Avar Kağanları Bilinen İmparatorları : Bayan Kağan (565 - 602) Tudun I (791 - 803) Zodan (803 - 805) Thedorus (805 - ?) Abraham (? - ?) Tudun II (? - 835) Egemenlik Alanı Kapladığı Alan: Volga'dan bütün Macaristan'a kadar olan saha ile Güney Rusya ve Eflak Boğdan bölgeleri Finlandiya kıyıları Avarların Türk ve Dünya tarihine katkıları Germen ve Slav kavimlerinin tarihi yapısını etkilediler İki kez İstanbulu kuşattılar 200 yıllık egemenlik kuran Avarlar, Slav halkları üzerinde etkili oldular ve Slav boylarını tuna boylarına ve Balkanlara yerleştirdiler Bugünkü slav toplulukların oluşmasında temel rol oynamışlardır Orta Avrupa ve Doğu Avrupanın etnik yapısı ortaya çıkmıştır Slav devletleri, devlet teşkilatlanmalarını ve askeri örgütlenmelerini Avarlardan öğrenmişlerdir Germen kavimleri bir müdder Avar etkisinde kalmıştır Günümüzde yapılan bazı araştırmalar Slovenlerin, Hırvatların, Macarların ve Slovakların atalarının Avarlar olduğuna yöneliktir |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriHazar İmparatorluğu Hazar İmparatorluğu ya da Hazar Devleti 5 ve 10'uncu yüzyıllar arasında Karadeniz'in Kuzey kıyıları, Kiev'e kadarki bugünkü Ukrayna toprakları, Hazar Denizi'nin Kuzey ve Kuzeybatısını kaplayan geniş topraklarda hüküm sürmüş olan bir Türk Devletidir Hazarlar din olarak Museviliği benimsemişlerdir Sibir Türklerinin ve bazı Göktürk boylarının devamı olan Hazarlar, Göktürk birliği döneminde Göktürklerin Batı kanadını oluşturmaktaydı Göktürklerin yıkılmasından sonra bağımsızlaştı 7 yy ile 10 yy arasında Hazar denizi ile Karadenizin kuzeyinde egemenlik kurdular Hazar Kağanlığı halkının bir kısmı batıdaki Bulgarların etkisiyle hristiyanlığı, bir kısmı güneydeki ülkelerin etkisiyle müslümanlık ve museviliği benimsediler Yöneticiler ise musevi dinindeydi Musevilik resmi din haline geldi Hz Osman'ın başında bulunduğu Araplarla ve Sasanilerle savaş yaptılar Doğudan gelen Peçenekler sebebiyle zayıfladı Rus Knezliği tarafından yıkıldı Siyasi Tarih Hazarlar bağımsızlaştığında en yakın müttefiki Bizanstı Bizans ile siyasi ve askeri ilişkiler geliştirildi Sasani -Bizans mücadelesinde Bizansın yanında yer alan Hazar devleti, Bizans kayıtlarına göre 629'da Tiflis'i aldılar Bu sebeple Sasanilerin Kafkasya'daki nüfuzu yok oldu" 630 yılında tamamen bağımsızlaşan Hazar devleti, Hazar- Bizans hükümdar aileleri arasında evlenme dönemi başladı II Justiyanos ve V Konstantinos, hazar prensesleriyle evlendiler 665 yılında Kazan Türklerinin kurduğu Büyük Bulgar devletinin yıkılmasıyla Dinyesper'e kadar olan topraklar Hazarlara katıldı Bu tarihte Sasanileri yıkan müslüman Araplar, Hz Osman ve emeviler döneminde Hazarlarla şiddetli savaş verdiler Bazı dönemlerde Araplar Kafkas içlerine kadar geldiler Abbasiler döneminde geri çekildiler 7 ve 9 yüzyıllar arasında güçlü ordusuyla ve Bizansla iyi münasebetleri nedeniyle bu dönem " Hazar Barış Çağı" olarak adlandırılır Bu dönemde ticaret ilişkisiyle ülkede musevilik yayıldı Bizans ilişkisiyle hristiyanlık, abbasilerle de müslümanlık halk arasında yayıldı Dini hoşgörü ön plana çıkarıldı Kafkaslarda zenginleşen Hazar devleti, Bulgarları yıkarak ortaya çıkan Rus Kiev Knezliğini de ticaret yoluyla kalkındırdı Macarların ortaya çıkışında da Hazarların etkisi vardır Hazar ordusunda ücretli askerliğin yaygın hale gelmesi ve itaatin gittikçe azalması orduyu güçsüzleştirdi Bu durumdan yararlanan Rus Kiev Knezi başkent İtil ve kafkasyaya akın düzenledi ve Hazarları yok etti Doğudan gelen Peçeneklere karıştılar Egemenlik alanı Hazarların en geniş sınırları, Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerKapladığı Alan: Kırım, Kafkasya, Dinyeper, Don, Volga arası Hakanları Kurucusu : En Büyük Hükümdarı HAKAN YUSUF'tur (İlk kurucusu hakkında kesin bilgi yoktur) Hazarların Türk tarihine katkıları Hazar şehri kalıntılarıKaradenizin kuzeyi ve Kafkasları Türkleştirdiler Dini hoşgörü egemen bir yapı oluşturdular Göktanrı dini dışında olmalarına rağmen Türklüklerini kaybetmediler, asimile olmadılar Araplarla ilk karşılaşan ve kötü tanışan Türk devletidir Hazar Denizine isim verdiler Ruslar devlet örgütlenmelerinde ve ticarette Hazarları örnek almışlardır Hazarlar bir devlet için ordunun güçlü olmasının ne kadar önemli olduğunu gösteren bir devletti |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriUygur Devleti Uygur adı Çin kaynaklarında Hoei-ho, Vei-ho, Hui-ho, Hueu-hu, Wei-wu vb şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde "şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden" şeklinde açıklanmaktadır Fakat bunun bir yakıştırma olduğu bellidir Etimolojik olarak Uygur adının "uy (takip etmek)+gur" (Salgur gibi)tarzında ortaya çıktığı ileri sürülmüş ise de, o tarihlerde kullanılan Türkçe'de de "takip etmek" manasındaki eylem kökünün "ud-" biçiminde olduğu antitezinden hareketle sözcüğün "oy (oymak,baskı yapmak) + gur" ve daha kuvvetli bir olasılıkla "uy (akraba, müttefik)+ gur" şeklinde türediği savunulmaktadır Nitekim tarihsel süreçte ortaya çıkan "On Uygur" federatif adının "On Müttefik" manasına kullanılmış olma olasılığı tarihsel gerçeklik açısından ağır basar Uygur adıyla ilgili bir diğer sorunsal ise İslam kaynaklarında her zaman ve Çin kaynaklarında bazen kendilerine verilen Tokuz Oğuz/Dokuz Oğuz adının kökeni ve ne şekilde ortaya çıktığıdır Aslında Uygurlardan ayrı bir budun (boylar birliği) olan Dokuz Oğuzlar Göktürk siyasi otoritesinin dayandığı topluluk idi Bu anlamda ayrı bir etnik yapı oluşturmayıp bizatihi Türk budununu oluşturan boylara verilen isimdi Zaten Çin kaynaklarında kendilerinden "Türklerin 9 kabilesi", Göktürkler'den ise "9 kabilenin Türkleri" diye bahsedilmesi bu özdeşliği ortaya koymaktadır İşte bu Dokuz Oğuz boylarına, başka bir deyişle 9 adet Oğuz boyuna, -9 oymaktan oluşan- Uygur boyunun eklenmesiyle "On-Uygur" denilen siyasal birlik ortaya çıkmıştır ve böylece Uygur adı ile Dokuz Oğuz adı birlikte ve bazen karıştırılarak kullanılagelmiştir Kuruluş Çin kaynaklarında Asya Hunları'ndan geldikleri bildirilen Uygurların, kökenleriyle ilgili bir efsanelerinde, kendilerinin Hun hükümdarının kızı ile bir kurttan türediklerinin belirtilmesi de bu gerçeğe işaret eder Tabgaç Devleti döneminde (386-534) Kao-kö adıyla kaynaklara yansıyan Uygurlar, bu esnada tüm İç Asya'ya yayılmış Töles boylarından biri olarak görülmektedir Göktürk Kağanlığı'nın kurulduğu esnada Selenga Irmağı boyunda bu devlete bağlı olarak oturmaktaydılar Göktürk devletinin zor günlerden geçtiği 7yüzyılın başlarında artık Uygurlar onlardan ayrılıp 6 boydan meydana gelen ve Sir-Yen-to denilen yeni bir federasyona dahil olmuşlardır Türklerin Dokuz kabilesi/Dokuz Oğuzlar Uygur yönetimi altında birleşmişlerdi Siyasal Tarih Göktürk Devleti'nin yönetici zümresi olan Aşena ailesinin ili/devleti dağıldığı anlarda Uygurlar derleyiciliği çok iyi yapmışlardır I Göktürk Devletinin çöküntüye geçtiği yılllarda Uygurlar'ın başında "erkin" denilen başbuğlar bulunuyordu ve bunlar küçük bir beylik kurmuştu bile 630 yılında erkin olan Pu-sa son Doğu Göktürk kağanı Kie-li'nin oğlunun idare ettiği bir orduyu bozguna uğrattı( Anlaşılan Göktürk Devleti'nin çöküşünü ve boyları derlemeyi şansa bırakmayacak kadar yönetim konusunda iddialı idiler)Göktürk Devleti'nin istiklalini yitirdiği 50 yıllık dönemde, başındakiler "il-teber" unvanına terfi eden Uygurlar 9 Oğuz boylarını da tamamen kendi bünyelerine alarak Tula Irmağı kıyısında bir beylik kurdular Çin tarafından hemen tanınan Uygur İlteberliği, Altay Dağlarını da aşarak Batı Gök Türk bodunu olan On Oklar sahasıyla ilgilenecek kadar güçlenmişti Fakat Uygurlar, Aşena ailesinden Kutlug Kağan (İlteriş Kağan)'ın 681'de Göktürk ilini tekrar derlemesiyle bir kez daha Göktürk birliğine katıldılar II Göktürk Devleti zamanında da ayaklanmaları eksik olmayan Uygur ve Dokuz Oğuz boyları imparatorluğun çöküşünde önemli rol oynadılar Orhun Yazıtları onların ayaklanmaları hakkında pekçok bilgi sunar Örneğin devletin en güçlü kağanı olarak göze çarpan Kapgan Kağan Dokuz Oğuz boylarından Bayırkular'ın pususunda öldürülmüştür IIGöktürk Devleti'nin çöküşe girdiği 740 yıllarında Uygurlar -doğaldır ki Göktürkler'in hilafına- yeniden güçlendiler Bunu anlamak için başlarındaki yöneticinin "yabgu" unvanına bakmak yeterlidir Göktürklerin iyice zayıfladığı bir anda durumdan faydalanan Uygurlar, Basmıl ve Karluk boylarıyla ittifak ederek son Göktürk kağanları Ozmış ve Po-mei'yi öldürdüler Fakat bundan sonra müttefiklerin arası açıldı Başlangıçta Basmıl başbuğunu kağan ilan eden Uygurlar, basamak olarak kullandıkları bu kağanı öldürerek kendi yabguları Kutluk Bilge Kül'ü Göktürklerin (Hunların da) başkenti olan Ötüken'de kağan ilan ettiler (745) Böylece Ötüken'de Uygur Kağanlığı devri başlıyordu Kuruluş Dönemi Uygurların en geniş sınırları Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerOrhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur kağanı Kutlug Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747'de öldü Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu Moyen-çor'un etkinliklerini Orhun-Selenga ırmakları arasındaki Şine-usu Gölü yakınında diktirdiği "bengü taş"'tan izlemek mümkündür Buna göre öncelikle aralarında hep yakın ilişkiler olan Dokuz Oğuz boylarını derledi Ardından Orhun-Ötüken bölgesinin etrafında konan göçen ve Türkçe konuşan boyları denetimi altına alma politikası gütmeye başladı Bu çerçevede, kuzeyde Yenisey Irmağı havalisindeki Kırgızlar'la, Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasında bulunan Karluklar ve onlara yardım eden daha batıdaki Türgişler'le, Yenisey, Obi ve İrtiş ırmakları arasında bulunan Basmıl, Dokuz Tatar ve Çikler'le savaşmış, bunların tamamını kendi kağanlığına bağlamıştır Bu arada savaştığı boylar arasında belirtilen Sekiz Oğuzlar'ın Göktürkler'in etrafa dağılma sürecine giren asal budunu olma olasılığı yüksektir Böylece Türk soylu boy ve budunları denetimine alan Moyen-çor Uygur Kağanlığını sağlam temellere oturtmuş bulunuyordu Yükselme Dönemi Uygurlar'ın Orta Asya politik sahasında etkinleşmesi yüzyılın ortalarına doğru tırmanan Arap-Çin rekabetiyle ilintilidir Taraflar kozlarını 751 yılında Talas Irmağı kenarında yapılan savaşla paylaşmışlar, Karluklar'ın da desteğini alan İslam kuvvetleri Çin ordusunu dağıtmıştır Çin'in, Göktürk Kağanlığı'nın çöküşü ile yayılma ve nüfuz etme olanağı bulduğu Tarım Havzası'nı (Bugünkü Doğu Türkistan) tamamen boşaltmasına -bu boşluğu Uygurlar doldurdu; bütün Tarım Havzası Uygur kontrolüne girdi- yol açan bu yeni durum, Çin'de sonu gelmez olaylar çıkmasına sebep olmuştur Bu olayların en önemlisi Soğu kökenli olup-annesi Göktürk-, Çin ordusunda etkin pozisyonda bulunan An-lu-şan adındaki bir komutanın 200 bin kişilik bir kuvvetle Çin başkentleri Lo-yang ve Çang-an'ı zaptetmesiydi Moyen-çur,Tang imparatoru (o dönemde Çin'i yöneten hanedan) Su-tsung]]'un yardım çağrısına olumlu yanıt verdi Çin'e giren Moyen-çor başkentleri geri almakta zorlanmadıBunun Çin'e maliyeti hiç de azımsanamayacak derecedeydi: 20 bin top ipek ve hatun adayı bir prenses Zirveye Ulaşma ve Yeni Bir Din 759'da Moyen-çur'un ölümü üzerine yerine geçen oğlu Bögü Kağan (759-779)'ın amacının karışıklıkların sürdüğü ve Su-tsung'un ölümüyle Tang Hanedanı'nın söz geçirmekte zorlandığı Çin coğrafyasına hakim olmaktı Ancak Türk kökenli Pu-ku(=buku,Türk unvanı) Huai-en'in karışıklıklara son vermesi ve düzeni geri getirmeye başlaması Bögü'nün planlarını geciktirdi; ama suya düşürmedi! Şöyle ki Çin'deki bu gelişmelerden yararlanmak isteyen yalnızca Uygurlar değildi Tibetliler daha erken davranarak Çin'in batı başkenti Loyang'ı işgal etmeyi başardılar Bu şartlarda Çinliler bir kez daha, bu kez Tibetliler'e karşı Uygur kağanından yardım istediler 762'de Lo-yang'a sefer düzenleyen Bögü Tibetliler'i şehirden ve Çin topraklarından çıkardı Bir süre Çin başkentinde kalan Bögü'nün burada gördüğü Maniheizm'den etkilendiği anlaşılıyor Nitekim ülkesine geri dönerken Uygurlar'a ve diğer Türklere Mani dinini öğretmek amacıyla 4 rahibi beraberinde getirmişti Kendisinin kabul ettiği Maniheizm, Türk ülkesinde resmi din haline geldi Hayvansal besinleri yemeyi yasaklayan bu din, göçebe bir yaşam süren Türk boylarının toplumsal bünyesine pek uygun düşmüyordu Türklere yeni bir din getirmeye çalışan Bögü Kağan danışmanlarından Tun Baga Tarkan ile askeri bir mevzuda anlaşamayınca bir suikast ile öldürüldü Tun Baga Tarkan,Alp Kutluk Bilge Kağan (779-789)adıyla hükümdar oldu Gerileme ve Çöküş Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan-neredeyse tamamı Ay Tengri'de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan-kağanlar döneminde Tibetliler'in Çin'e baskısı iyice arttıÜstelik bu kez Beş-balık havalisine hakim olan Şa-to Türkleri ile de ittifak kuran Tibetliler,Uygurlar'ın Çin ile aralarında kurduğu ticari,siyasal ve askeri dengeleri sarsmaktaydıHatta bazı kağanların devrilmesinde Tibetlilerin Çin'e yaptıkları akınların önlenememesi etkili oluyorduBir ara Ediz boyundan Kutlug Kağan (795-805) döneminde bir gönenç yakalandı ise de Tibetliler'in Doğu Türkistan'a sızması,Kırgızlar'ın kuzeyden baskıları devletin sonunu getirdiMani dininin gittikçe yaygınlaştığı anlaşılan ve toplumsal yapısı iyice değişen Uygurlar'ın hemen yanıbaşında bulunan,göçebe savaşçı özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş Kırgızlar 840 yılında Ordu-balık'ı basarak son Uygur kağanı Ho-sa'yı öldürdüler,ahaliyi kılçtan geçirdilerÖtüken'de devletleri yıkılan Uygurlar yurtlarını terk ederek Karluk ülkesine (Çungarya),Kan-çou'ya ve en yoğun bir şekilde İç Asya/Tarım havzası'na göç ettiler Uygur Kağanları Listesi [değiştir]Kutlug Bilge Kül Kağan (745 - 747) Moyun-çor Kağan (747 - 759) Bögü Kağan (759 - 779) Tun Baga Tarhan (779 - 789)]] Ay Tengride Kut Bolmış Külüg Bilge Kağan (789 - 790) Kutlug Bilge Kağan (790 - 795) Kutlug Kağan (795 - 805) Ay Tengride Kut Bolmış Külüg Bilge Kağan (805 - 808) Ay Tengride Kut Bolmış Alp Bilge Kağan (808 - 821) Ay Tengride Ülüg Bolmış Küçlüg Bilge Kağan (821 - 833) Ay Tengride Kut Bolmış Alp Külüg Bilge Kağan (833 - 839) Ho-Sa Kağan (839 - 840) --- Kutluğ Bilge Kül-Kağan (745 - 746) İl-Etmiş Bilge Bayınçur (Moyunçur) Kağan (746 - 759) İl-Tutmuş Alp Külüğ Bilge Kağan (759 - 780) Alp-Kutluğ Bilge Kağan (780 - 789) Taras Külüg Bilge Kağan (789 - 790) Oçur Kutluğ Bilge Kağan (790 - 795) Alp-Uluğ Kutluğ Bilge Kağan (795 - 805) Ay-Tengri'de Kut-Bulmuş Tengri'de Kut Bulmuş Küçlüg Bilge Kağan Alp - Külüg Bilge Kağan Üge Kağan (839 - 845) Bilge Bayınçur (IIYoyunçur) Kadır Han (845 - 885) Tafgaç Oğulçak Kadır Han (885 - 840) Egemenlik Alanı Kurucusu : KUTLUĞ BİLGE KÜL - KAĞAN Kapladığı Alan : Orta Asya ve Kuzey Moğolistan Kan-çou (Kansu) Uygur Devleti-Sarı Uygurlar Uygurlardan sonra ortaya çıkan Turfan Uygurları ve Kansu Uygurları Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerKırgız baskınından sonra Orhun havalisinden ayrılan Vu-hi Tegin idaresindeki bir kısım Uygurlar, 150 yıldır soydaşlarının yaşadığı Kan-su bölgesine gelerek (847) burada yerleştilerÇin tabiyetini kabul ettiği anlaşılan Kan-su Uygurları ticari etkinliklere önem vererek burada tutundularNihayet 10yüzyıl başlarında bölgenin Çinli komutanının kendini bağımsız kral olarak ilan ettiği günlerde Uygurlar ilk olarak askeri açıdan kendilerini gösterdilerÇinli generalin tabiyetine almaya çalıştığı Kan-su Uygurları, müstebit kral adayını,kendi başkenti ilan ettiği Tun-huang'ta kuşattılar(911) Bu kuşatma Kan-su Uygurları'nın ve - asi generalin topraklarının ayırdığı- Turfan'daki soydaşlarının kurduğu devletin bağımsızlığını sağlamış olduÇin ile ticari ilşkilerini yoğunlaştıran Kan-su Uygurları siyasi açıdan önemli bir güç olamadılarÖnce,yüzyılın başından beri Kore ve Mançurya kabilelerini yönetiminde toplayarak güçlenen Ki-tanlar'ın(940) (sonraki Kara Hıtaylar) ve daha sonra 1028'de Tibet kökenliTangutlar'ın,nihayet 1226'da Cengiz Han Moğolları'nın yönetimi altına girdilerKan-su Uygurları o zamandan beri bilinen "Sarı Uygurlar"dır ki,bugün hâlâ Çin'in batısında yaşamaktadırlar Doğu Türkistan (Turfan) Uygur Devleti 840'taki Kırgız baskınından sonra Ngo-nie Tegin'in Altay Dağları'nı aşarak Beşbalık,Turfan yöresine taşıdığı Uygurlar burada yerleştiler ve Kırgızlar'ın öldüdüğü son kağanlarının yeğeni Mengli'yi 856'da kağan ilan ettilerUzun zamandır Tibet baskısı altında yaşayan Çin imparatoru dengeleyici güç olarak tasarladığı bu devleti-kendisine bağlı olması koşuluyla da olsa- hemen tanıdı ve Uygurlar'ın Tarım Havzasının öteki ucuna(Kaşgar'a)kadar yayılmasına ses çıkarmadı911'de soydaşları Kan-su Uygurları sayesinde bağımsızlıklarını kazanan Turfan Uygurları siyasal olarak etkili bir güç olamadılarsa da Maniheizm dininin de etkisiyle yerleşik hale geçtiler ve başlıcaları Turfan,Kaşgar,Beşbalık, Kuça,Hami olan şehirlerinde önemli bir "uygarlık" yarattılar(Dilimizdeki uygarlık sözü de onların yadigarı zaten!)Yeni coğrafyalarında Maniheizm yerine Budizm'i benimseyen Uygurlar Nesturi Hrıstiyanlığı da tanımışlar,en son -Karahanlı Devleti'nin de baskı ve tesiriyle- topluluk halinde İslamiyeti kabul etmişlerdir ki bugün Çin'de yalnızca Uygurlar'a değil,Uygurlar aracılığı ile müslümanlaşmış diğer etnik gruplara da Huei-hu(Uygur) denilmektedir12yüzyıldan itibaren Kara Hıtaylar'a bağlı olan Doğu Türkistan Uygur Devleti,1209'da Cengiz Han'a bağlandıBu sırada başlarında İduk-kut Barçuk Art-Tegin bulunuyordu Moğol idaresinde çok önemli devlet görevlerine getirilen Turfan Uygur Devleti 1368'de tekrar Çin hakimiyetine girene dek yarı bağımsız yaşadılarBu tarihten günümüze dek Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler Uygurların Türk tarihine katkıları Uygur Prenslerini gösteren bir halıGöçebe yaşantıyı terkederek ilk yerleşik hayata geçen Türk örgütlenmesidir Göktanrı inancını bırakarak başka bir dine geçmişlerdir (Mani ve Budacılık) Türkler arasında sulu tarımın yaygınlaşması gerçekleşmiştir Matbaanın geliştirilmesinde Uygurların da katkısı olduğu görülür Yeni giysi dokuma aletleri bulmuşlardır Moğolların Türkleşmesine neden olmuşlardır Bilim, edeb,yat ve sanatta diğer Türk devletlerine göre oldukça ileri gitmişlerdir Savaşçılık faaliyetleri azalmıştır İl yerleşik Türk medeniyet örneklerini vermişlerdir Uygur alfabesini geliştirmişlerdir Uygur lehçesinde birçok kitap bırakmışlardır Uygur lehçesi, Çağatay lehçesinin temelini oluşturur dünnya o zamanlar uygurların eline geçmişiti çine yıkmışlardıavustralyayı soykırımdan geçirmişlerdi |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriKuruluş Dönemi Uygurların en geniş sınırları Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerOrhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur kağanı Kutlug Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747'de öldü Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu Moyen-çor'un etkinliklerini Orhun-Selenga ırmakları arasındaki Şine-usu Gölü yakınında diktirdiği "bengü taş"'tan izlemek mümkündür Buna göre öncelikle aralarında hep yakın ilişkiler olan Dokuz Oğuz boylarını derledi Ardından Orhun-Ötüken bölgesinin etrafında konan göçen ve Türkçe konuşan boyları denetimi altına alma politikası gütmeye başladı Bu çerçevede, kuzeyde Yenisey Irmağı havalisindeki Kırgızlar'la, Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasında bulunan Karluklar ve onlara yardım eden daha batıdaki Türgişler'le, Yenisey, Obi ve İrtiş ırmakları arasında bulunan Basmıl, Dokuz Tatar ve Çikler'le savaşmış, bunların tamamını kendi kağanlığına bağlamıştır Bu arada savaştığı boylar arasında belirtilen Sekiz Oğuzlar'ın Göktürkler'in etrafa dağılma sürecine giren asal budunu olma olasılığı yüksektir Böylece Türk soylu boy ve budunları denetimine alan Moyen-çor Uygur Kağanlığını sağlam temellere oturtmuş bulunuyordu Yükselme Dönemi Uygurlar'ın Orta Asya politik sahasında etkinleşmesi yüzyılın ortalarına doğru tırmanan Arap-Çin rekabetiyle ilintilidir Taraflar kozlarını 751 yılında Talas Irmağı kenarında yapılan savaşla paylaşmışlar, Karluklar'ın da desteğini alan İslam kuvvetleri Çin ordusunu dağıtmıştır Çin'in, Göktürk Kağanlığı'nın çöküşü ile yayılma ve nüfuz etme olanağı bulduğu Tarım Havzası'nı (Bugünkü Doğu Türkistan) tamamen boşaltmasına -bu boşluğu Uygurlar doldurdu; bütün Tarım Havzası Uygur kontrolüne girdi- yol açan bu yeni durum, Çin'de sonu gelmez olaylar çıkmasına sebep olmuştur Bu olayların en önemlisi Soğu kökenli olup-annesi Göktürk-, Çin ordusunda etkin pozisyonda bulunan An-lu-şan adındaki bir komutanın 200 bin kişilik bir kuvvetle Çin başkentleri Lo-yang ve Çang-an'ı zaptetmesiydi Moyen-çur,Tang imparatoru (o dönemde Çin'i yöneten hanedan) Su-tsung]]'un yardım çağrısına olumlu yanıt verdi Çin'e giren Moyen-çor başkentleri geri almakta zorlanmadıBunun Çin'e maliyeti hiç de azımsanamayacak derecedeydi: 20 bin top ipek ve hatun adayı bir prenses Zirveye Ulaşma ve Yeni Bir Din 759'da Moyen-çur'un ölümü üzerine yerine geçen oğlu Bögü Kağan (759-779)'ın amacının karışıklıkların sürdüğü ve Su-tsung'un ölümüyle Tang Hanedanı'nın söz geçirmekte zorlandığı Çin coğrafyasına hakim olmaktı Ancak Türk kökenli Pu-ku(=buku,Türk unvanı) Huai-en'in karışıklıklara son vermesi ve düzeni geri getirmeye başlaması Bögü'nün planlarını geciktirdi; ama suya düşürmedi! Şöyle ki Çin'deki bu gelişmelerden yararlanmak isteyen yalnızca Uygurlar değildi Tibetliler daha erken davranarak Çin'in batı başkenti Loyang'ı işgal etmeyi başardılar Bu şartlarda Çinliler bir kez daha, bu kez Tibetliler'e karşı Uygur kağanından yardım istediler 762'de Lo-yang'a sefer düzenleyen Bögü Tibetliler'i şehirden ve Çin topraklarından çıkardı Bir süre Çin başkentinde kalan Bögü'nün burada gördüğü Maniheizm'den etkilendiği anlaşılıyor Nitekim ülkesine geri dönerken Uygurlar'a ve diğer Türklere Mani dinini öğretmek amacıyla 4 rahibi beraberinde getirmişti Kendisinin kabul ettiği Maniheizm, Türk ülkesinde resmi din haline geldi Hayvansal besinleri yemeyi yasaklayan bu din, göçebe bir yaşam süren Türk boylarının toplumsal bünyesine pek uygun düşmüyordu Türklere yeni bir din getirmeye çalışan Bögü Kağan danışmanlarından Tun Baga Tarkan ile askeri bir mevzuda anlaşamayınca bir suikast ile öldürüldü Tun Baga Tarkan,Alp Kutluk Bilge Kağan (779-789)adıyla hükümdar oldu Gerileme ve Çöküş Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan-neredeyse tamamı Ay Tengri'de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan-kağanlar döneminde Tibetliler'in Çin'e baskısı iyice arttıÜstelik bu kez Beş-balık havalisine hakim olan Şa-to Türkleri ile de ittifak kuran Tibetliler,Uygurlar'ın Çin ile aralarında kurduğu ticari,siyasal ve askeri dengeleri sarsmaktaydıHatta bazı kağanların devrilmesinde Tibetlilerin Çin'e yaptıkları akınların önlenememesi etkili oluyorduBir ara Ediz boyundan Kutlug Kağan (795-805) döneminde bir gönenç yakalandı ise de Tibetliler'in Doğu Türkistan'a sızması,Kırgızlar'ın kuzeyden baskıları devletin sonunu getirdiMani dininin gittikçe yaygınlaştığı anlaşılan ve toplumsal yapısı iyice değişen Uygurlar'ın hemen yanıbaşında bulunan,göçebe savaşçı özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş Kırgızlar 840 yılında Ordu-balık'ı basarak son Uygur kağanı Ho-sa'yı öldürdüler,ahaliyi kılçtan geçirdilerÖtüken'de devletleri yıkılan Uygurlar yurtlarını terk ederek Karluk ülkesine (Çungarya),Kan-çou'ya ve en yoğun bir şekilde İç Asya/Tarım havzası'na göç ettiler Uygur Kağanları Listesi [değiştir]Kutlug Bilge Kül Kağan (745 - 747) Moyun-çor Kağan (747 - 759) Bögü Kağan (759 - 779) Tun Baga Tarhan (779 - 789)]] Ay Tengride Kut Bolmış Külüg Bilge Kağan (789 - 790) Kutlug Bilge Kağan (790 - 795) Kutlug Kağan (795 - 805) Ay Tengride Kut Bolmış Külüg Bilge Kağan (805 - 808) Ay Tengride Kut Bolmış Alp Bilge Kağan (808 - 821) Ay Tengride Ülüg Bolmış Küçlüg Bilge Kağan (821 - 833) Ay Tengride Kut Bolmış Alp Külüg Bilge Kağan (833 - 839) Ho-Sa Kağan (839 - 840) --- Kutluğ Bilge Kül-Kağan (745 - 746) İl-Etmiş Bilge Bayınçur (Moyunçur) Kağan (746 - 759) İl-Tutmuş Alp Külüğ Bilge Kağan (759 - 780) Alp-Kutluğ Bilge Kağan (780 - 789) Taras Külüg Bilge Kağan (789 - 790) Oçur Kutluğ Bilge Kağan (790 - 795) Alp-Uluğ Kutluğ Bilge Kağan (795 - 805) Ay-Tengri'de Kut-Bulmuş Tengri'de Kut Bulmuş Küçlüg Bilge Kağan Alp - Külüg Bilge Kağan Üge Kağan (839 - 845) Bilge Bayınçur (IIYoyunçur) Kadır Han (845 - 885) Tafgaç Oğulçak Kadır Han (885 - 840) Egemenlik Alanı Kurucusu : KUTLUĞ BİLGE KÜL - KAĞAN Kapladığı Alan : Orta Asya ve Kuzey Moğolistan Kan-çou (Kansu) Uygur Devleti-Sarı Uygurlar Uygurlardan sonra ortaya çıkan Turfan Uygurları ve Kansu Uygurları Sarı renk: Günümüzde Türklerin yaşadığı yerlerKırgız baskınından sonra Orhun havalisinden ayrılan Vu-hi Tegin idaresindeki bir kısım Uygurlar, 150 yıldır soydaşlarının yaşadığı Kan-su bölgesine gelerek (847) burada yerleştilerÇin tabiyetini kabul ettiği anlaşılan Kan-su Uygurları ticari etkinliklere önem vererek burada tutundularNihayet 10yüzyıl başlarında bölgenin Çinli komutanının kendini bağımsız kral olarak ilan ettiği günlerde Uygurlar ilk olarak askeri açıdan kendilerini gösterdilerÇinli generalin tabiyetine almaya çalıştığı Kan-su Uygurları, müstebit kral adayını,kendi başkenti ilan ettiği Tun-huang'ta kuşattılar(911) Bu kuşatma Kan-su Uygurları'nın ve - asi generalin topraklarının ayırdığı- Turfan'daki soydaşlarının kurduğu devletin bağımsızlığını sağlamış olduÇin ile ticari ilşkilerini yoğunlaştıran Kan-su Uygurları siyasi açıdan önemli bir güç olamadılarÖnce,yüzyılın başından beri Kore ve Mançurya kabilelerini yönetiminde toplayarak güçlenen Ki-tanlar'ın(940) (sonraki Kara Hıtaylar) ve daha sonra 1028'de Tibet kökenliTangutlar'ın,nihayet 1226'da Cengiz Han Moğolları'nın yönetimi altına girdilerKan-su Uygurları o zamandan beri bilinen "Sarı Uygurlar"dır ki,bugün hâlâ Çin'in batısında yaşamaktadırlar Doğu Türkistan (Turfan) Uygur Devleti 840'taki Kırgız baskınından sonra Ngo-nie Tegin'in Altay Dağları'nı aşarak Beşbalık,Turfan yöresine taşıdığı Uygurlar burada yerleştiler ve Kırgızlar'ın öldüdüğü son kağanlarının yeğeni Mengli'yi 856'da kağan ilan ettilerUzun zamandır Tibet baskısı altında yaşayan Çin imparatoru dengeleyici güç olarak tasarladığı bu devleti-kendisine bağlı olması koşuluyla da olsa- hemen tanıdı ve Uygurlar'ın Tarım Havzasının öteki ucuna(Kaşgar'a)kadar yayılmasına ses çıkarmadı911'de soydaşları Kan-su Uygurları sayesinde bağımsızlıklarını kazanan Turfan Uygurları siyasal olarak etkili bir güç olamadılarsa da Maniheizm dininin de etkisiyle yerleşik hale geçtiler ve başlıcaları Turfan,Kaşgar,Beşbalık, Kuça,Hami olan şehirlerinde önemli bir "uygarlık" yarattılar(Dilimizdeki uygarlık sözü de onların yadigarı zaten!)Yeni coğrafyalarında Maniheizm yerine Budizm'i benimseyen Uygurlar Nesturi Hrıstiyanlığı da tanımışlar,en son -Karahanlı Devleti'nin de baskı ve tesiriyle- topluluk halinde İslamiyeti kabul etmişlerdir ki bugün Çin'de yalnızca Uygurlar'a değil,Uygurlar aracılığı ile müslümanlaşmış diğer etnik gruplara da Huei-hu(Uygur) denilmektedir12yüzyıldan itibaren Kara Hıtaylar'a bağlı olan Doğu Türkistan Uygur Devleti,1209'da Cengiz Han'a bağlandıBu sırada başlarında İduk-kut Barçuk Art-Tegin bulunuyordu Moğol idaresinde çok önemli devlet görevlerine getirilen Turfan Uygur Devleti 1368'de tekrar Çin hakimiyetine girene dek yarı bağımsız yaşadılarBu tarihten günümüze dek Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler Uygurların Türk tarihine katkıları Uygur Prenslerini gösteren bir halıGöçebe yaşantıyı terkederek ilk yerleşik hayata geçen Türk örgütlenmesidir Göktanrı inancını bırakarak başka bir dine geçmişlerdir (Mani ve Budacılık) Türkler arasında sulu tarımın yaygınlaşması gerçekleşmiştir Matbaanın geliştirilmesinde Uygurların da katkısı olduğu görülür Yeni giysi dokuma aletleri bulmuşlardır Moğolların Türkleşmesine neden olmuşlardır Bilim, edeb,yat ve sanatta diğer Türk devletlerine göre oldukça ileri gitmişlerdir Savaşçılık faaliyetleri azalmıştır İl yerleşik Türk medeniyet örneklerini vermişlerdir Uygur alfabesini geliştirmişlerdir Uygur lehçesinde birçok kitap bırakmışlardır Uygur lehçesi, Çağatay lehçesinin temelini oluşturur dünnya o zamanlar uygurların eline geçmişiti çine yıkmışlardıavustralyayı soykırımdan geçirmişlerdi |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriKarahanlı Devleti Karahanlılar İmparatorluğu, 840 - 1212 yılları arasında Orta Asya ve günümüz Çin toprakları üzerinde hüküm sürmüş Türk devleti Karahanlı Devletinin Kuruluşu Talas Savaşı ile birlikte Türklerin islamiyeti daha çok tanıkları ve bazı türk boylarının toplu halde bu dini kabul etmiştirİşte bunlardan biri olan Karluklar,Yağma ve Çiğil Türkleriyle birlikte 840 yılın da KARAHANLI DEVLETİNİ kurmuştur Kuruluş Tarihi: 840 Kurucusu: Bilge Kül Kadir Han Kurucu Boylar: Karluk, Yağma, Basma, Çiğil Başkent: Balasagun, Kaşgar Yıkılışı: 1042’de bölünme; 1212’de yok olma Diğer bir adı da; Hakaniye devletidir Siyasi Tarih Kuruluş dönemi ile ilgili pek fazla bilgi bulunmayan Karahanlılar Devleti, Karluk, Çiğil, Yağma ve diğer Türk boylarından oluşmuştur Devlet, 840 yılında Uygur Devleti'nin, Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulmuştur 893 yılında Kaşgar devletin başkenti olmuştur Bilge Kül Kadir Han'dan sonra devleti oğulları, Bazır Arslan Han ve Oğulçak Kadir Han yönetmişlerdir Balasagun ve Taraz merkezli iki ana idari bölgeye ayrılan devlette; Bazır Arslan Han, Balasagun'da Büyük Kağan olarak ve Oğulçak Kadir Han Taraz'da Ortak Kağan olarak yönetimi paylaşmışlardır 10 yüzyıl sonlarında Oğulçak Kadır Han'ın yeğeni Satuk'un (Satuk Buğra Han) savaş halinde bulundukları Samani sığınmacıların etkisi ile İslam'ı kabul etmesi devletin tarihinde yeni bir sayfa açmıştır İslam'ı kabulunden sonra Abdülkerim adını alan Satuk Han, devletin sürekli savaş halinde olduğu Samaniler'den de aldığı destek ile amcasına karşı mücedele ederek devletin yönetimini ele geçirmiştir İslamiyet'i devlet dini olarak benimseyen Satuk Han döneminde Karahanlı Devleti'nin tamamına yakın bir bölümü bu dine geçmiştir Karahanlı Devleti ilk Müslüman Türk devleti olmuştur Devlet 1042 yılında hanedan içindeki kavgalar sonucunda Doğu ve Batı Karahanlı devletleri olarak ikiye bölünmüştür Bilge Kül Kadir Han ve devletin genişlemesi Uygurların 840 yılında Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla Uygurlara bağlı yaşayan Karluklar diğer Türk boyları ile birleşerek merkezi Balasagun olmak üzere Batı Türkistanda Karahanlı devleti kuruldu Devletin ismi kuvvetli “hükümdar” anlamına gelen Karahan ünvanından gelmektedirDevletin kurulma yıllarında İslamiyet Taşkent ve çevresinde yayılmaktaydı Ölümünden sonra oğulları "Arslanhan ve oğulcakhan" geçti Bu dönemde Samanoğulları ile savaşılmıştır Bu tehlikeye karşılık başkent Kaşgara taşınmıştır Oğulcak zamanında yeğeni Satuk Buğra Han Samanoğulları hükümdarı "Ebu Nasr Ahmed" ile iyi ilişkileri dolayısıyla İslamı tanımış ve Müslüman olmuştur 954 yılındada İslamiyet resmi din olmuştur Bu dönemde Müslüman olmayan az Türk boyu kalmıştır Satuk Buğradan sonra Musa Baytaş geçti "Nasr Bin Ali" döneminde Abbasiler Karahanlıları Müslüman ülkesi olarak tanımıştır Samanoğulları ile itilafta olan Karahanlılar, Gaznelileri destekleyerek Samanoğullarını yıkmıştır Gazneliler ile Ceyhun nehri sınır olarak belirlenmiştir Karahanlı Hakanları Karahanlılar Hanedanı : Bilge Kül Kadir Han(840-880) Oğulcak Han ve Arslan Han (880-940) Satuk Buğra Abdülkerim Han (940 - 955) Baytaş Musa Han (955 - ?) Nasr Bin Ali Han (? - 999) (Halife müslüman devlet olarak Karahanlıları tanıdı) I Ahmed Han (999 - 1017) Mansur Han (1017 - 1024) II Ahmed Han (1024 - 1031) Yusuf Han (1031 - 1032) Süleyman Han (1032 - 1060) Egemenlik Alanı Kapladığı Alan : Aral Gölü'nden Moğolistan'a kadar Türk Tarihine Katkıları İlk Müslüman Türk-devletidir Tam anlamıyla Türk ulusal kimliğine sahiptir Türklerden başka boylar yoktur İlk Türk-İslam sentezi eserler ünlü kervansaraylar ortaya çıkmıştır Türk devletleri içinde İlk düzenli posta teşkilatı ve ilk hastaneyi kurmuştur Milli benliklerini korumak için Türkçeyi resmi dil olarak kullanmışlar, Uygur lehçesini geliştirip edebi eserler ortaya koymuşlardır: Divanı Lügait Türk, Kutadgu Bilig, Atabetül Hakayık, Divanı Hikmet Türklük bilinciyle hareket etmişlerdir Devlet yönetimi Göktürklerle aynıdır Batıyı değil Doğuyu yönetmek ayrıcalıktı Doğu hükümdarlara Buğra; batı hükümdarlara arslan denirdi Karahanlılar ve Türkçe Karahanlıların resmi dili Türkçeydi Milli benliklerini korumak için Türkçeyi resmi dil olarak kullanmışlar, Uygur lehçesini geliştirip edebi eserler ortaya koymuşlardır: Divanı Lügait Türk, Kutadgu Bilig, Atabetül Hakayık, Divanı Hikmet Karahanlılar ve ilk Türk-İslam eserleri [değiştir]"Ribat" adı verilen kervansaraylar yapılmıştır Tuğla ve kerpiç ağırlıklı olduğu için günümüze enkazları kalmıştır Türk-İslam sentezi olarak Kümbetler ilk bu dönemde görülür Batı Karahanlı Devleti 1042-1212 yılları arasında hüküm süren Batı Karahanlı Devleti'nin ilk başkenti Özkent olmuştur Devlet, Harzemşahlar tarafından 1212 yılında yıkılmıştır Kültür ve Uygarlık Kaşgarlı Mahmutİslam'ın kabulu sonrasında Karahanlılar Arap abecesini benimsemişlerdir Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lügati't-Türk, İmam-ı Ebü'l-Fütuh Abdülgafur'un Tarih-i Kaşgar adlı çalışmaları bu dönemin en önemli yapıtlarıdır |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriGazne Devleti Gazne Devleti 963-1186 yılları arasında hüküm süren, İran'ın kuzeyinde, Horasan'da kurulmuş Türk devleti Samani Devleti'nin dağılma ve saray isyanları devresinde durumdan yararlanarak ortaya çıkan bir hanedanlıktır Samani Devletin önemli şahsiyetlerinden Horasan kumandanı Alptegin, 961'de Vezir Ali Muhammed Bel'ami ile birleşerek kendi adayını zorla Samani tahtına oturtmak istediğinde başarısızlığa uğrarLevikler bu ülkenin başkentidir Böylece Gazne Devleti'nin temeli atılmış olur Gazneliler Devleti sadece Alptegin'in beraberinde getirdiği Türk askerlerine dayanmaktadır Hanedanlık Gazneli Mahmud zamanında altın çağını yaşar (997-1027) başarılı bir komutan olarak bilinen Gazneli mahmud sadece ülkenin topraklarını yaymakla kalmaz aynı zamanda Gaznelilerin çoğunu da müslüman yapar Gazneli Mahmud'un oğlu olan 1 Mesut'un tahta gelmesiyle hanedanlık geriler Dandanakan Savaşı'yla da Selçuklular ülkenin büyük bir bölümünü ele geçirir Gazneliler devleti tarîhî kaynaklarda Yemînîler ve Sebükteginîler olarak da gecer Gazneli Hakanları Sultan Alp Tegin tarafından kurulan bu devlet de uzun süreli olmamıştırYerini kendinden daha güçlü bir başka Türk devletine bıraktı MS 962 - 1183 Kurucusu : ALP TEKİN Gazneliler İmparatorları : Alp Tekin (Tigin) (962) Ebu - İshak İbrahim (963 - 966) Bilge Tekin (966 - 972) Piri Tekin (972 - 977) Sebük Tekin (977 - 997) İsmail (997 - 998) Gazneli Mahmud (998 - 1030) Celalu'd - Devle ve Cemalu'l-Ebu -Ahmed Muhammed (? - 1041) ISultan Mes'ud (1030 - 1040) Sultan Mevlud (1040 - 1048) IISultan Mes'ud (1048 - 1049) Sultan Ali (1049 - 1051) Sultan Abdürreşid (1051 - 1052) Sultan Tuğrul (Mütegallibe) (1052 - 1053) Sultan Ferk-Zad (1053 - 1059) Sultan İbrahim (1059 - 1099) III Sultan Mes'ud (1099 - 1115) Sultan Şir-Zad (1115 - 1116) Sultan Arslan - Şah (1116 - 1117) Sultan Behram-Şah (1117 - 1152) Sultan Husrev-Şah (1152 - 1160) Sultan Husrev-Melik (Melik Şah) (1160-1187) Egemenlik Alanı Kapladığı Alan : Maveraünnehir'den Ganj boylarına, Hindistan içlerine; Hazar kıyılarından Pamir yaylalarına kadar uzanan bölgeler (4700000 km2) Gaznelilerin Türk ve Dünya Tarihine katkıları Bugünkü Pakistan, Bangladeş yani Hindistan müslümanlarının islamlaşmasını sağlayan ülkedir Karahanlılarla büyük mücadele yaparak birbirlerini yıpratmışlardır Hindistan içlerine kadar müslümanlığı götürmüşlerdir |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriBüyük Selçuklu Devleti Büyük Selçuklu Devleti, Selçuklular hanedanının kurduğu ilk devlettir Selçuklular tarafından kurulan diğer devletler ise, Kirman Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti'dir 1038-1157 arasında hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Doğu Anadolu'ya egemen olmuş Türk devletidir Selçuklu hanedanına adını veren Selçuk Bey'in başkanı olduğu Kınık boyu, Oğuz boylarından biriydi Kınıklar, 10 yüzyılda öbür Oğuz boylarıyla birlikte Orta Asya’da yaşıyorlardı Selçuk Bey’in önderliğinde, 10 yüzyılın ikinci yarısında göç ederek Cend bölgesine yerleştiler ve İslam dinini benimsediler Bu göçebe topluluk, Karahanlılara ve Samanilere savaşlarda asker vererek karşılığında geniş otlaklar elde ettiler Selçuk Bey'in 1009'da ölümünden sonra daha da güneye indiler Selçuk Bey'in oğlu Arslan Bey'in yönetiminde, Karahanlıları ve Gaznelileri endişelendirecek kadar güçlendiler Arslan Bey'in Gaznelilerce tutuklanması ve 1032'de ölmesinden sonra, Selçuk Bey'in torunları Tuğrul Bey ve Çağrı Bey bağımsızlıklarını elde etmeye giriştiler 1035'te büyük bir Gazneli ordusunu yenerek Horasan içlerine doğru ilerlediler 1037'de de, bugünkü Türkmenistan’da yer alan Merv kentini ele geçirdiler 1038'de Gaznelileri ikinci kez yendiler ve Nişabur kentine girerek bağımsızlıklarını ilan ettiler Tuğrul Bey sultan sanıyla hükümdar ilan edildi ve Büyük Selçuklu Devleti de böylece kurulmuş oldu Selçuklu Hanedanı Selçuk Bey tarafından kuruldu ve kısa sürede İslam'ın ve halifenin koruyucuları oldular MS 1040 - 1157 Kurucusu: SELÇUK BEY Tuğrul Bey (1040 - 1063) Sultan Alp Arslan (1063 - 1072) Sultan I Melik Şah (1072 - 1092) Sultan Mahmud (1092 - 1093) Sultan Rükneddin Beryaruk (1093 - 1104) Sultan Melik Şah (1104 - 1105) Sultan Mehmed Tapar (1105 - 1118) Sultan Mu'izzeddin Sancar (1118 - 1157) Egemenlik Alanı Kapladığı Alan: doğuda Balkaş, Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri , kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi , Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi'ne kadar olan alandır (10000000 km 2) Siyasi Tarih Kuruluş [ Devletin kurucusu kabul edilen Selçuk Bey,Hazar imparatorluğunda subaşı(Ordu komutanı) görevinde idiGiriştiği taht mücadelesini kaybedince ailesi ve ordusu ile birlikte İran yönüne özellikle de Horosan bölgesine göç ettilerSelçuk Bey önce Samanoğulları'na sığındıBurada müslümanlığı benimsedikten sonra Samanoğulları devletinin yönetiminde söz sahibi olduSamanoğulları Devleti yıkılınca Selçuk Bey,Müslüman halkıyla birlikte Horosan bölgesine yerleştiTeşkilatlı devlet düzenine girmesi Tuğrul ve Çağrı beyler dönemindedirDevletin ilk yöneticisi Tuğrul Bey'dir Dandanakan Savaşı ve sonrası Büyük Selçuklu DevletiGazneli Sultanı I Mesud, Büyük Selçuklu Devleti’ni ortadan kaldırmak amacıyla güçlü bir orduyla Selçuklu topraklarına girdi Gazneli ve Büyük Selçuklu orduları, Merv yakınlarında Dandanakan denen yerde karşılaştılar Mayıs 1040’ta yapılan Dandanakan Savaşı'nda, Büyük Selçuklular Gazneli ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı Bu savaştan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin Harezm ve Horasan'da varlığı kesinlik kazandı Tuğrul Bey, bu savaşın ardından giriştiği fetihlerle bütün İran'ı denetimi altına aldı Büyük Selçuklu sınırları, batıda Bizans, güneybatıda Büveyhiler, kuzeybatıda Gürcistan topraklarına dayandı 1048'de Erzurum yakınlarındaki Pasinler Ovası'nda birleşik Bizans-Gürcü ordusunu yenen Büyük Selçuklular, Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye başladılar İslam dünyasının dinsel önderi konumundaki Abbasiler, bu dönemde Bağdat'ı elinde tutan Büveyhilerin siyasal baskısı altındaydı Tuğrul Bey, Halife Kâim'in çağrısı üzerine 1055'te Bağdat'a girdi ve Büveyhileri halifeliğin merkezinden çıkardı Bu olayın ardından Büyük Selçukluların İslam dünyasındaki itibarı arttı Alp Arslan ve Melikşah dönemleri Tuğrul Bey'in 1063'te ölünce kardeşi Çağrı Bey'in oğlu Alp Arslan tahta geçti Alp Arslan Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti 1071'de Malazgirt Savaşı'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i yenerek tutsak aldı Malazgirt zaferinin asıl önemi, Anadolu'yu Türklere açmış olmasından gelir Anadolu içlerine akınların sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular Alp Arslan 1072'de ölünce Büyük Selçuklu Devleti’nin başına oğlu Melikşah geçti 1072-1092 arasında hüküm süren Melikşah dönemi, Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemi oldu Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve Arabistan Yarımadası'nın doğu kıyıları bu dönemde Büyük Selçuklu topraklarına katıldı Doğuda Karahanlılar ve Gaznelilerden yeni topraklar ele geçirildi Gerileme ve Dağılma dönemi Melikşah'tan sonra sırasıyla başa geçen Mahmud (1092-1094), Berkyaruk (1094-1105), II Melikşah (1105-1105) ve Muhammed Tapar (1105-1118) dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti gücünü ve eyaletlerdeki merkezi denetimini giderek yitirdi Hanedan üyeleri yönettikleri bölgelerde bağımsız davranmaya başladılar Daha önce bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Suriye Selçukluları ile Kirman Selçukluları’na Irak Selçukluları da katıldı Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boyları da iç düzeni büyük ölçüde sarstılar 1118'de tahta çıkan Sencer’in ülke topraklarını yeniden birleştirme çabası da başarılı olamadı Nitekim Sencer, ayaklanan göçebe Oğuzlara 1153'te tutsak düştü İki yıl sonra kaçarak kurtulduysa da ülkede iktidarını yeniden sağlayamadan 1157’de öldü Büyük Selçuklu Devleti böylece sona erdi Bu karışıklık döneminde Harezmşahlar, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiler Bir süre daha direnen Kirman Selçukluları 1175’te, Irak Selçukluları da 1194’te yıkıldı Selçuklu hanedanın kurduğu devletlerden yalnızca Anadolu Selçuklu Devleti, yüz yılı aşkın bir süre daha ayakta kalabildiAyrıca devletın gerılemesının de bır sebebı haclı seferlerı ,fatımılerın catısması,hasan sabbahın batınılık propogandaları ve oguz boylarının ayaklanmaları olmusturbunun sonucunda ise Abbasi padişahları selcuklu egemenlıgınden kurtulmak ıcın bır takım calısmalar yurutmusturBunlar Selcuklu devletının yıkılmasına neden olan etkenler ve nedenlerdır Devlet yapısı Büyük Selçuklu Devleti’nin örgütlenme biçimi, kendisinden önceki İslam devletlerine benziyordu Hint-İran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı Eski Türk devlet geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti’nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü Eyaletlerin yönetimi de melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı Tuğrul Bey'den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre yabgu deniyordu İslam dininin benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak sultan unvanını kullandılar Başkentte oturan sultan, devletin mutlak egemeniydi Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına da başkanlık ediyordu Hükümdarların "danışman"ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı Alp Arslan döneminde bu göreve getirilen Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde köklü değişiklikler yaptı Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır Büyük Selçuklu Devleti’nde devlet işleri "Divanı Âlâ " adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı Ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanlar da vardı Meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük ölçüde merkezdeki örgütlenme örnek alınmıştı Toprak yönetimi ve ordu Büyük Selçuklu ülkesinde tarım yapılan topraklar ikta denen bölümlere ayrılmıştı ve iktalar hizmet karşılığında belirli süre için ileri gelenlere veriliyordu Bu usulle verilen topraklar has, ikta ve haraci olarak üçe ayrılıyordu Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu İkta sahipleri ise, toprakları işleme karşılığında belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı Haraci olarak adlandırılan toprakların geliri de doğrudan devlet hazinesine aktarılıyordu Alp Arslan dönemine kadar beylere bağlı göçebe Türkmenlerden oluşan ordu Nizamülmülk tarafından yeniden yapılandırıldı Nizamülmülk, aylıklı askerlerden oluşan sürekli bir ordu kurdu Bu aylıklı askerlere "gulam" deniyordu ve bunlar temel olarak başkentte iktidarı korumakla görevliydi Savaş sırasında asıl ordu ise ikta sahiplerinin yönetimindeki atlı askerlerden oluşurdu Ayrıca bağlı devletler de savaş zamanlarında sultanın ordusuna asker gönderiyorlardı Melikşah döneminde orduda 50 bin kadar atlı asker olduğu bilinmektedir Toplumsal ve ekonomik yaşam Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler Oğuz boylarının başında bir bey bulunuyordu Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu Yerleşik nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmişti Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı Büyük Selçuklular ticaretin gelişmesini destekliyor ve kervan yollarının güvenliğini sağlıyorlardı Bu dönemde en önemli uluslararası ticaret, Uzakdoğu'dan Avrupa'ya kadar uzanan İpek Yolu ve Baharat Yolu aracılığıyla gerçekleşiyordu Tarımın gelişmesi için sulama kanalları vardı Yün, pamuk, ipek dokumacılığı çok gelişmişti Büyük Selçuklu Devleti’nde öğrencilerin, yolcuların ve yoksul halkın doyurulduğu sosyal yardım kurumu olan imarethaneler vardı Devletin yönetici-memur kadroları, Nizamülmülk’ün kuruluşuna öncülük ettiği Nizamiye medreselerinde yetişiyordu Eğitim, bilim ve sanat Büyük Selçuklular, kendilerinden önce var olan medreselerde öğretimi sürdürdüler, ama bununla yetinmediler Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adanı taşıyan yeni medreseler kurdular Nizamiye medreselerinin ilki 1067’de Bağdat'ta açıldı Daha sonra Isfahan, Rey, Merv, Belh, Herat, Basra, Musul gibi kentlerde yeni Nizamiye medreseleri kuruldu Medrese sisteminde programlı ve belli bir yönteme dayanan eğitim ilk kez bu medreselerde verildi Medreselerde din konularının yanı sıra matematik, felsefe, dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu ve medreselerde zengin kitaplıklar vardı Medreselerin dışında da ülkenin çeşitli yerlerinde kurulmuş kitaplıklar bulunuyordu Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu Büyük Selçuklular Arapça'yı din ve bilim dili, Farsça'yı edebiyat ve devlet dili, Türkçe'yi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı Büyük Selçuklular, var olan kentleri bayındır hale getirirken yeni kentler de kurdular Ülkenin pek çok yerinde yeni kurumlar ve yapılar inşa ettiler Bunlar cami, medrese, kervansaray, hastane, köprü, çeşme, imaret, han, hamam, türbe ve kümbet gibi yapılardı Büyük Selçuklular, ince ve uzun minarelerle cami mimarisine yeni bir anlayış getirdiler Isfahan'daki Mescid-i Cuma bu anlayışla yapılmış en eski örnektir Büyük Selçuklu anıtmezarları olan kümbetler de yaygın mimari yapılardır Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu Dört köşeli, çok köşeli ya da yuvarlak formdaki Büyük Selçuklu kümbetleri genellikle iki katlı olarak yapılıyordu Bu kümbetlerin alt kat mezar, üst kat ise mescit olarak kullanılıyordu Büyük Selçuklu sanatında hat (yazı), minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme, cilt ve çeşitli süsleme sanatları da gelişmişti Selçukluların yıkılma sebepleri Merkezi otoritenin zayıflaması Taht kavgaları Oğuz isyanları Haçlı seferleri Atabeylerin bağımsız hareket etmesi Abbasi halifeliğini korumak için büyük mücadelelere girmeleri Fatimiler ve Şiilerin yıpratmaları Şehzade ayaklanmaları |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriHarzemşahlar Devleti Orta Asya'da Harezm'de Muhammed Harzemşah tarafından kurulan bir Türk devletidir Kuruluş Tarihi: 1097 Bölgesi: Orta Asya Kurucusu: Anuş Tekin Başkent: Gürgenç (Bugün Nukus) Yıkılış: 1230 Siyasi Tarih Harzemşahlar Devleti (1098 - 1219), Selçuklular'dan sonra Horasan'da ve şimdiki İran'ın birçok bölgesinde hüküm sürdüler Son sultan Celaleddin Harzemşah 1230'da Yassıçimen Savaşı'nda Anadolu Selçuklu sultanı I Alaeddin Keykubad'a karşı ağır bir yenilgi aldı Harzemşahlar Cengiz Han'ın yönetimindeki Moğol saldırıları sonucu yıkıldı Harzem devletinin doğuşu Harzem bölgesinde Selçuklu devletine bağlı olarak merkezden atanan valilerle yönetilen bu eyalet Anuş Tekin zamanında serbest yaşamaya başlamışlardır 1128’de Harzem valisi olarak atanan Atsız döneminde yarı bağımsızlık kazanmıştır 1141 Katvan Savaşında Selçukluların ağır yenilgi almasıyla tamamen bağımsız kalma fırsatı doğmasına rağmen Oğuz soylu oldukları için Sencere bağlı kalmayı tercih etmişlerdir Harzemşahlar devleti: Selçukluların varisi ve Orta Asya'nın sahibi [değiştir]Harzemşahlar Selçukluların yıkılmasıyla İl-Arslan döneminde Orta Asya’nın merkezi ve otoritesi olmuşturBuhara, Semerkant ülkeye bağlanmış; Karahitaylar yenilgiye uğratılmıştır Alaaddin Tekiş dönemi ve zirve Alaaddin Tekiş dönemi her bakımdan en parlak olduğu dönemdir Bu dönemde Irak, Azerbaycan, Karadenizin kuzeyi, Horasan ve Doğu Türkistan’ın bir bölümü ele geçirilmiştir Alaaddin Tekiş kendisini Selçukluların devamı ve varisi olarak görmüş ve “Sencer” unvanını kullanmıştır Abbasilerle iyi ilişkiler kurmuş; Batinilere karşı halifeyi savunmuşlardır Alaaddin Muhammed dönemi Alaaddin Tekiş’in oğlu olan Alaaddin Muhammed döneminde Karahitaylara ve Batı ve Doğu Karahanlılar tamamıyla yok edildi Gaznelileri yıkan Gurları yok ederek Pakistan ve Afganistanı topraklarına katmıştır Alaaddin Muhammedin en büyük rüyası Çini ele geçirmekti Fakat bu dönemde Moğollar Çini alarak büyük güç haline gelmişlerdi Siyaset gereği Moğol tehlikesini görmüş ve Moğollarla iyi geçinmeye çalışmıştır Moğollarla ticaret anlaşması imzalamıştır Otrar Faciası ve Moğol İstilası Bir Moğol ticaret kervanının Harzemşah halkı tarafından öldürülmesi yüzünden Moğollarla ilişkiler bozulmuştur; bu olay tarihe OTRAR FACİASI olarak geçmiştir Bu olayın özelliği; Türkler Moğolları üzerlerine çekmiş; Türk Dünyası üzerinde Moğol tehlikesinin başlamasına neden olmuştur 1220’de başlayan Moğol istilası Harzem devletinin sonunu hazırlamıştır Hanedanlığın Anadoluya Kaçışı Moğollardan kaçan bir kısım halk ve Harzem soyluları Anadolu’ya sığınmak istemişler fakat nedense Anadolu Selçukluları 1230 Yassı Çemen savaşında Harzem hükümdarlığını yok etmiştir Tarihçilere göre, barış sağlansaydı Moğol istilasına karşı güçlü bir Türk Dünyası doğa bileceği varsayımıdır Bundan sonra Orta Asya’da Moğol istilası başlamış; Türk Dünyası, birikimi ve medeniyetinde büyük tahriplere yol açmıştır Bugünkü Orta Asya oluşmasında 1220 Moğol istilası temel belirleyici olmuştur Harzemşah Hükümdarları MS 1097 - 1231 Kurucusu : K MUHAMMED HARZEMŞAH K Muhammed Harzemşah (1097 - 1128) Adsız Harzemşah (1128 - 1156) İl-Arslan Harzemşah (1116 - 1172) Alaeddin Tekiş Harzemşah (1172 - 1200) Aleddin Muhammed Harzemşah (1200 - 1220) Celaleddin Harzemşah (1220 - 1231) Egemenlik Alanı Kapladığı Alan : İran, Güney Kafkasya, Dağıstan , Umman Denizi, Afganistan, Maveraünnehir, Harzem, Balkaş ile Aral Gölleri arasıdır (5000000 km 2) Harzemşahlar Harzemşahların Türk Tarihine katkıları Her yönüyle Büyük Selçuklu karakteri taşır Orta Asyanın Moğol istilasından önce son gücü ve güçlü devleti olmuşlardır İranlılar bu devletin resmi dili Farsça olduğu kendilerine mal etmeye çalışmaktadır ama tüm devlet özellikleri ve karakteristik yapısı ile ve halkın büyük çoğunluğu Türktür |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriAltın Orda Devleti Altın Ordu Devleti, Moğolların kurduğu devletlerden biridir Kazan ve çevresinde bulunan Kazan Türkleri medeniyeti ve Türk kitlesinin yoğunluğu karşısında Moğol Altınordu yöneticileri, gittikçe TürkleşmişlerdirAltınordu Devleti olarak da bilinen bu devlet, 13-16 yüzyıllarda Doğu Avrupa ile Volga boylarında egemen olmuştur Moğol İmparatoru Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırmıştı Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han'a vermişti Cuci Han'ın küçük oğlu Batu Han, batıya doğru giriştiği seferlerle bu toprakları genişletti Cuci’nin toprakları sonradan Batu Han ile ağabeyi Orda Han arasında paylaşıldı Balkaş ile Aral gölleri arasındaki ve Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Orda'ya verildi Harezm ve yeni alınan topraklar Batu'nun yönetimine bırakıldı Orda'nın yönetimindeki doğu bölgesine Ak Orda , Batu'nun yönetimindeki batı bölgesine de Gök Orda adı verildi Gök Orda sonradan Altın Orda olarak adlandırıldı 1242’de Altın Orda Devleti’ni kuran Batu Han, Volga Irmağı'nın aşağı havzasındaki Saray kentini kendine başkent edindi ve topraklarını genişletti 1256’da Batu Han öldüğünde devletin sınırları Kıpçak Bozkırı’nı (Deşt-i Kıpçak), Volga'nın aşağı ve orta havzasını, Seyhun ve Volga ırmakları arasındaki Aral Gölü yöresini, Kafkasların Azerbaycan'a kadar olan kesimini kapsıyordu Altın Orda Devleti, Lehistan (Polonya) ve Litvanya’yı vergiye bağlamıştı Batu Han’ın yerine Berke Han geçti Berke Han, İslam dinini benimsedi ve Moğolların bir başka kolu olan İlhanlılarla savaştı Bulgaristan'da Bizans ordusunu yendi 1260’ta, ortaçağın en büyük kentlerinden biri sayılan Saray Berke kentini kurdu Berke Han'ın ölümünden sonra Mengü Timur Han, Özbek Han ve Canıbek Han Altın Orda Devleti’nin gücünü korudular Canıbek Han'ın ölümünden sonra taht kavgaları başladı Toktamış Han 1380'de Timur'un desteğiyle tahta çıkarak bu çatışmalara son verdi Daha sonra Timur’un Altın Orda topraklarına sefer düzenlemesi ve taht kavgalarının yeniden başlaması Altın Orda Devleti'ni güçsüz düşürdü Bu kavgalarla parçalanan Altın Orda Devleti topraklarında Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Astrahan Hanlığı, Nogay Hanlığı ve Sibir Hanlığı kuruldu Kalan toprakları Kırım Hanlığı ele geçirdi ve 1502'de Altın Orda Devleti tarihten silindi Altın Orda Devleti'de yönetsel konular soyluların oluşturduğu Kurultay'da görüşülür ve karar bağlanırdı Topraklar ve otlaklar Moğol soylularının elindeydi Halk bu toprakları işler, ürünlerin belirli bir bölümünü bağlı oldukları beye verirdi Göçebe bir toplumdan gelen Altın Orda hükümdarları, göçebeleri yerleşik düzene geçirmeye çalıştılar Aşağı Volga’da 20’den çok kent kurdular Bu kentlerin en büyüğü olan Saray Berke’nin nüfusunun 100 binden daha fazla olduğu sanılır Egemenlik Alanı Günümüz Avrupa Rusyası, Karadenizin kuzeyi, Kafkasya, Balkanların bir kısmı Altınordu Hanedanları Batu han Berke han Mengü Timur han Özbek Han Canıbek Han Toktamış Han Siyasi Tarih Cengiz Han'ın 1227'de ölümünden sonra büyük hanlık makamını Ögedey işgal etti Onun hâkimiyeti, Türk-Moğol Hakanlığı'nın teşkilâtlandırılması bakımından mühimdir Bu maksatla kurultaylar toplanmış ve bazı umumî kurallar konulmuş, Cengiz'in "yasa"sı tatbik edilmekle beraber, şehirli ve köylü ahalinin ihtiyacına göre bir idare kurulmuştu 1235'te devlet işlerini alâkadar eden yeni meseleler münasebetiyle toplanan büyük kurultayda Batı Seferi, yani Doğu Avrupa'nın istilâsı kararlaştırıldı Bu maksatla bilhassa Türkler'den olmak üzere büyük bir ordu toplandı Miktarı bilinmeyen bu Moğol-Türk ordusunun birkaç yüz bin kişiden ibaret olduğu muhakkaktır Fütuhatın başlangıcı 1236 yılına rastlar Bu muazzam ordunun başında Cengiz'in torunu, Batu (Çoçi Oğlu) bulunuyordu Aslında Harezm, Kafkasya ve İrtiş'in batısı büyük oğlu Cuci'ye düşmüştü (1224) Fakat Cuci, Cengiz Han'dan az önce öldü ve ona ayrılan yerler oğlu Batu Han'a verildi Ona verilen bölgede kurulan devletin adı "Altınordu", asıl kurucusu da Batu Han'dır Altınordu adı Moğolca'da çadır demek olan "Orda" kelimesinden gelir Hanların ordugahında han çadırının üzeri altın kaplama olduğu için, bu çadıra "Altınordu" deniliyordu Zamanla bu kelime Türkçe'de "Altınordu" şeklinde yazılır Hem Altınordulular, hem de "kral sarayı" ve "ordugah" anlamlarında kullanılır Batu Han'a ait olan yerlere, babasının adından dolayı "Cuci Ulusu" deniyordu Ulus, "Birleşik İller" anlamında, yani yer adı olarak kullanıyorduSefere, ondan başka birçok Çingiz oğulları (prensleri) de iştirâk edeceklerdi Ön kıtaların kumandanı olarak da en meşhur generallerden biri olan Sobutay'ı (Sübegetey, Sübetey) görüyoruz Askerlerin büyük bir çoğunluğunu Orhun ile Yayık ve İrtiş aralarında yaşayan Türk kabileleri teşkil ediyordu İlk darbe Bulgarlar üzerine oldu Bu hareket 1224'de Bulgarlar'ın Don boyundan dönen Moğol kıtalarına hücumların öcünü almak için yapılmıştı Bulgarlar az bir zaman içinde yenildiler; başta Bulgar olmak üzere şehirleri tahrip edildi Şehirlerden ve büyük yollardan uzakta kalan halkın, bu istilâdan zarar görmediği muhakkaktır; şehirli ve köylü ahaliden birçoğunun da kaçarak, ormanlarda saklandığı anlaşılmaktadır Bu suretle Moğol istilâsından sonra Orta İdil sahasındaki Bulgar unsuru ortadan kaldırılmış olmadı; yok olan şey: müstakil bir Bulgar devletiydi Nitekim, çok geçmeden bu bölgede Bulgar beylerinin yeniden faaliyette bulunduklarını görüyoruz 1237 sonunda kış mevsimi olmasına rağmen, Moğol-Türk ordusu Rus bölgesinin istilâsına başladı Bu sıralarda Rus yurdu birçok knezliklere bölünmüştü Ryurik sülâlesine mensup olmak üzere, muhtelif mıntıkalarda, knezleri, müstakil birer beylik hâlinde hükümet etmekte idiler; artık Kiyef merkez olmaktan çıkmıştı; onun yerine Suzdal Rusyası (Merkezi Vladimir) yükselmişti; batıda da Haliç knezleri kuvvet bulmuşlardı Altınordu Devletinin Türk ve Dünya tarihine katkıları Timurların Altınordu devletini yıkmasıyla Rusya, Avrasya'da önemli bir güç haline gelmeye başladı ve Orta Asya Türkleri'ni tehdit etmeye başladı Başlangıçtaki Moğol kabile ve yöneticileri Türk kültürü, nüfusu ve dili karşısında gittikçe Türkleştirler |
İlk Türk Devletleri |
07-25-2012 | #15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk DevletleriOsmanlı Devleti Osmanlı Devleti, Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye (ya da Osmanlı İmparatorluğu)[1] 1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Osman Bey tarafından Osmanlı Beyliği olarak kurulmuştur En geniş zamanında devlet, üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma İmparatorluğu'nu (Bizans İmparatorluğu) yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Bey, Oğuzların Kayı boyundandır Osmanlı Devleti Sünni Müslüman hakim kültürün yönetim, yasama ve yargıda hakim olduğu, Hıristiyan ve Yahudi ve diğer azınlıkların ise belirli yasal düzenleme ve sınırlamalar ayrıştırılmasına rağmen göreceli olarak dini özgürlüklere sahip olduğu bir devlettir Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar tarihin her döneminde toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır Türkiye'deki kimi, ve Türkiye dışındaki tarihçilerin çoğuna göre Osmanlı Devleti yönetim ve yürütmede temel esasları Doğu Roma İmparatorluğu'ndan almış bir imparatorluktur, çağdaş anlamda emperyalizm ve sömürü çağrışımı yapması sebebiyle Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu yerine Osmanlı Devleti kullanımı tercih edilmektedir Tarihi Osmanlı Devleti belirli tarihsel dönemlere ayrılarak incelenir Dönemler, Osmanlı Devleti'nin yönetim yapısına ve dünya siyasetindeki yerine göre belirlenmiştir Toprak büyüklüğünü temel alan ayrıştırmalardan daha detaylı bir bakış açısına izin vermektedir Beylik (1299 öncesi) Ana madde: Osmanlı Devleti Beylik Dönemi Anadolu Selçuklu hükümdarı, Kayı boyu'nu Ankara'nın yakınlarındaki Karacadağ yöresine yerleştirdi Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kayılar'a verdiği bu toprak 1000 kilometrekareden ibarettir Kayılar, batıya yönelerek Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile aldılar 13 yüzyıl'da Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı 14 yüzyıl başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-Sakarya-Söğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi Osmanlı Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini görüyordu Osmanlı devletinin yanında bir çok boy da orada idi bunlara : uç beylikleri denir Osmanlı devleti daha sonradan büyüyerek avrupa yakasına geçti buradan bizansı alarak avrupaya yayıldı Kuruluş (1299 - 1453) Ana madde: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Osman Bey, Karacahisar,Bilecik,Yarhisar ve Mudurnu'yu almıştır Beyliğe adını veren Osman Bey'dir Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak akınlarda bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu Osmanlı Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi hızlandıPara bastırarak Osmanlı beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans İmparatoru III Andronikos'un bulunduğu bir Bizans ordusu Pelekanon(Maltepe) denilen yerde bozguna uğratıldı (1329) Osman Bey döneminde, Osmanlı beyliği yalnız Bizans topraklarında genişlemişti Orhan Bey döneminde ise komşu Türkmen beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu Orhan Bey'in yerine oğlu I Murat (1326 - 1389) geçti Osman Bey ölünce yerine Orhan Bey geçti Bizans o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi Yine Orhan Gazi zamanında, 46 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı I Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364) Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar 14yy sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile IMurat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu Yine 1Murat döneminde Osmanlı Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu I Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçer Yıldırım Bayezit döneminde,Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı Ancak Osmanlı'nın bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timuru korkuttu Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirli hükümdarının Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı Yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı Timur,devleti Bayezid'in oğulları İsa, Musa, Mehmet ve Süleyman çelebiler arsında paylaştırdı ve Anaolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu "Fetret Devri" adı verilen bu dönemde Mehmet Çelebi kardeşlerini yenerek 1413 yılında tahta çıktı Çelebi Mehmet, anadolu türk birliğini bir ölçüde yeniden sağladı ve devleti eski gücüne kavuşturduBu dönemde Venediklilerle yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı1421'de yerine oğlu Sultan II Murat padişah oldu Sultan Süleyman Yükselme (1453 - 1579) Ana madde: Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi Fatih Sultan Mehmet'in Bellini tarafından yapılmış portresiII Mehmet, 6 Nisan 1453'te kuşattığı İstanbul'u 29 Mayıs 1453'te zaptetti ve artık bir imparatorluk durumuna gelen devletine başkent yaptı Ardından, Bizans tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hânedanlara karşı harekete geçti Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesinin ortadan kaldırdı Sırbistan, Bosna ve Hersek'i ilhâk etti (1459) Balkanlar'da genişleme Osmanlı Devleti'ni Tuna üzerinde Macaristan'la; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizi'nde Venedik'le karşı karşıya getirdi Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılar'a bırakmayı ve elde ettiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10000 altın ödemeyi kabul etti Bu savaş sürerken II Mehmet, Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan'ı Otlukbeli'nde ağır bir yenilgiye uğrattı Bu zaferle Osmanlı Devleti Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Mısır Memlûkları ile sınırdaş oldu Gedik Ahmet Paşa'nın 1475'te kuzey Karadeniz'e yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudak'ın fethi ve Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyâsi ve iktisâdi tam bir egemenlik kurdu II Mehmet'in güney İtalya'nın fethiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu aldı ve İtalya içlerinde harekâta başladı Ama IIMehmet'in ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu Ana madde: İstanbul'un Fethi II Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cem'i yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyeleri'ne sığınmak zorunda kaldı 1484'teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devleti'ne katıldı Cem'i ve Karamanoğulları'nın kalıntılarını destekleyen Memlûklar'la savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı Venedik'le savaş (1499 - 1503), imparatorluğa Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı Osmanlı Devleti'nin büyümesi (1481-1683)Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerledi Bundan sonra I Selim, Memlükler'a karşı harekete geçti Ateşli silahlardaki üstünlüğü sayesinde kazandığı Mercidâbık (1516) ve Ridâniye (1517) savaşları, Osmanlı Devleti'ne Suriye, Filistin ve Mısır'ı kazandırdı Hicaz, Osmanlı egemenliğine girdi Böylece Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuştu ve İslâm dünyasının önderliğine tartışmasız biçimde ele geçirdi Bu arada I Selim, halife ünvânı aldı ve bu unvan kendisinden sonra gelen Osmanlı padişahları tarafından da kullanıldı Kanuni Sultan Süleyman zamanında Belgrad'ın zaptı (1521) Orta Avrupa'da; Rodos'un zaptı (1522) ise Akdeniz'deki etkinlikleri için Osmanlı Devleti'ne elverişli bir konum kazandırdı Macar ordusunu Mohaç'ta yok eden (1526) Kanuni, Macaristan'ın başkenti Buda'ya (Budin) girdi ve Macaristan'ı Zapolya'nın krallığında himâyesine aldı Bu, Osmanlı Devleti'ni Macaristan egemenliği için Habsburglar'la karşı karşıya getirdi Kanuni, Zapolya'yı korumak için 1529'da Viyana'nın kuşatılmasıyla sonuçlanan seferi, 1532'de de Alman Seferi'ni yaptı 1541'de ise Osmanlı egemenliğindeki Macaristan topraklarını bir Osmanlı eyaleti (Budin Eyaleti) yaparak ilhâk etti; ölen Zapolya'nın oğluna, kendisine bağlı olması koşuluyla Erdel Prensliği'ni verdi 1543'teki Macaristan seferi sırasıda ise Estergon Kalesi'ni zapt etti 1547'de Avusturya ve Almanya ile imzalanan barış antlaşması ile Kanuni, ellerinde tuttukları Macaristan topraklarını yılda 30000 altın haraç ödenmesi koşuluyla Habsburglar'a bıraktı Ancak savaş, 1551'de yeniden başladı Kanuni döneminde Osmanlı Devleti'nin batıya karşı bir savaş cephesi de Akdeniz'di Akdeniz'de meydana gelen ilk önemli olay, Saint Jean Şövalyeleri'nin elinde bulunan Rodos'un alınması oldu (1522) Ünlü denizci Hızır Reis de, Barbaros Hayrettin Paşa adı ile Osmanlı kaptan-ı deryalığına getirildi Bu dönemin en önemli olayı, Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Hayrettin Paşa'nın, kendisinden gemi, top ve asker sayısı bakımından üstün olan ve Andrea Dorya komutasındaki birleşik Hristiyan donanmasına karşı kazandığı parlak zafer oldu (28 Eylül 1538) Akdeniz'de Osmanlılar'la Hristiyan Akdeniz devletleri arasında her iki taraf için de yıpratıcı deniz savaşları yapılırken, Osmanlı Devleti 1538'den başlayarak Hint Okyanusu'nda Portekizliler ile mücadeleye girişti Osmanlı Devleti'nin Hint Okyanusu için mücadelesi 1669'a kadar sürdü Bu süre içinde birkaç kez Hindistan'a, bir kez de Sumatra Adası'na donanma gönderildi; Yemen, Habeşistan ve bazı Afrika ülkeleri Osmanlı Devleti'ne katıldı, Hint Okyanusu'nda Portekizlilere karşı bazı deniz başarıları elde edildi ise de, Osmanlılar Hint Okyanusu'nda kesin bir üstünlük sağlayamadılar Osmanlılar'ın Hint Okyanusu'ndaki başarısızlığı daha sonra hem Osmanlı devleti hem de tüm doğu ulusları için son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır Kanuni döneminin önemli mücadele alanlarından biri de İran oldu 1533'te Sadrazam İbrahim Paşa, İran seferiyle görevlendirildi, arkasından da padişah İran seferine çıktı (1534) "Irakeyn Seferi" denilen bu seferin en önemli ve kalıcı etkisi Bağdat dahil olmak üzere Irak topraklarının Osmanlılar'ın eline geçmesi oldu (1535) İran savaşları 1555'teki Amasya Antlaşması ile sona erdi; antlaşma sonucu Azerbaycan ile merkezi Tebriz, bir kısım Doğu Anadolu toprakları ve Irak Osmanlılar'ın eline geçti Bu barış 1576 yılına kadar sürdü Osmanlı Devleti(1595) Mehmet Ali Paşa Camii,Kahire Duraklama (1579 - 1683) Ana madde: Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi Deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuşturÖzellikle yeniçeri'ler artık padişaha karşı gelmekteydi Avusturya ve İran seferleri sonucu oluşan ekonomik sıkıntılar, tımar sisteminin bozulması ve nüfus artışının yarattığı sosyal hayattaki sıkıntılar ve çağın gerisinde kalınması ile eğitim alanındaki bozulmalar sonucu Devlet duraklama dönemine girmiştir Gerileme (1699 - 1908) Ana madde: Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir Bu dönemde Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır 26 Ocak 1699 tarihinde Avusturya imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Kutsal ittifak Savaşları'nı bitirmiştir Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlamıştır Papa tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı Avusturya, Lehistan, Rusya, Malta ve Venediklilerden oluşan bir ittifak ile uzun süren savaşlar sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti, Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmıştır Karlofça Antlaşması Lale Devri 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Küçük Kaynarca Antlaşması Nizam-ı Cedid Bükreş Antlaşması 93 Harbi Ayastefanos Antlaşması Berlin Antlaşması Tanzimat Fermanı (1839) Lozan Barış Antlaşması Dağılma (1792 - 1922) Ana madde: Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi Sultanahmet Meydanı'nda halk yürüyüşüBu dönem 1792 Yaş Antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı devletini yıkılışına kadar devam eden dönemdir Osmanlı devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır Osmanlı Avrupada çıkan isyanlar ve uzun süren Rus savaşları ile iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik çalışmalar yapılmış isede pek başarılı olunamamıştır Sırp İsyanı(1804) 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması Yunan İsyanı 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması Mısır Valisi Kavalalı mehmet Ali Paşa'nın İsyanı Kırım Savaşı(1853-1856) 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) Trablusgarp Savaşı (1911-12) Balkan Savaşları (1912-13) I Dünya Savaşı (1914-1918) Çanakkale Savaşları (1915-16) Saltanatın Kaldırılması (1922) Devlet Yapısı Saltanat Makamı Padişah Ayân-ı Vilâyet Hükümdarlar Ana madde: Osmanlı padişahları Ayrıca Bakınız: Osmanlı Hanedanı soy ağacı Osmanlı Hanedanı Beylik öncesi: Süleyman Şah ve Ertuğrul Gazi Osmanlı Beyliği Osman Gazi | Orhan Gazi | I Murat | Yıldırım Bayezid | Fetret Devri | I Mehmet | II Murat Osmanlı Devleti Fatih Sultan Mehmet | II Bayezid | Yavuz Sultan Selim | Kanuni Sultan Süleyman | II Selim | III Murat | III Mehmet | I Ahmet | I Mustafa | Genç Osman | I Mustafa | IV Murat | I İbrahim | IV Mehmet | II Süleyman | II Ahmet | II Mustafa | III Ahmet | I Mahmut | III Osman | III Mustafa | I Abdülhamit | III Selim | IV Mustafa | II Mahmut | Abdülmecit | Abdülaziz | V Murat | II Abdülhamit | V Mehmet | VI Mehmet Son Halife: II Abdülmecit Osmanlı Hanedanı soy ağacı | Osmanlı padişahları galerisi Devlet teşkilatı Ana madde: Osmanlı Devlet Teşkilatı Osmanlı Devleti'nde Askeri Teşkilat Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler [[Osmanlı Devleti]'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı Osmanlı Askeri Teşkilatı Kapıkulu Ocağı Kapıkulu Piyadeleri : Acemi Ocağı | Yeniçeri Ocağı | Cebeci Ocağı | Topçu Ocağı | Humbaracı Ocağı | Lağımcılar | Sakalar Kapıkulu Süvarileri : Silahtar | Sipahi | Sağ Ulufeciler | Sol Ulufeciler | Sağ Gureba bölüğü | Sol Gureba bölüğü Eyalet Askerleri Yerli Kulu:Azab | Sekban | Tüfenkçi | İcareli | Lağımcılar | Müsellem Serhat Kulu: Delil | Gönüllü | Besli Topraklı Süvarisi:Tımarlı Sipahiler | Akıncılar Osmanlı Donanması Kaptan-ı Derya | Haliç Tersaneleri | Forsa (kürekçi) Osmanlı Devleti Adli teşkilatı Osmanlı Devleti'nde Polis teşkilatı Osmanlı Devleti'nde eğitim Toplumsal hayat Osmanlı'da misyonerlik Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik 1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalılar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır Osmanlı'da Dilencilik Ana madde: Osmanlı'da Dilencilik Osmanlı tarihinin her döneminde yardımı hak eden yoksullarla, yardım hak etmeyen kesimler arasında bir ayırım yapılmış olduğu söylenebilir Özellikle dilenciler konusunda böyle bir ayırıma sıklıkla rastlanabiliyor Çalışamayacak durumdaki dilencilerin mesleklerini Cer kağıdı verilir ve tayin edilmiş olan başbuğun sorumluluğu altında icra etmelerine göz yumulurken, çalışabilecek durumda olduğu halde dilenciliği tercih ettiği düşünülen kimseler yakalanıp kürek ve kalebentlik gibi çeşitli cezalara çaptırılmıştır Osmanlı'da Serseriler Ana madde: Osmanlı'da Serseriler Ekonomik yapı [değiştir]Ana madde: Osmanlı İktisâdi Yapısı Son Padişah'a kadar bütün Osmanlı paraların üzerinde Kostantiniye ibaresi kullanılmıştır Kurtuluş Savaşında Yunanlıların bunu Yunan Kralı Konstantini kastederek kullanmaları üzerine kullanılmaktan vazgeçilmiştir Osmanlı topraklarındaki şu anki devletler Osmanlı Devleti'nin sahip olduğu topraklar üzerinde şuan toplam 64 ülke vardır Ayrıca Osmanlı 8 ülkeyi Hilafeten kendisine bağlamıştır Yine Osmanlı Ordusu çeşitli zamanlarda 14 değişik ülkede bulunmuştur |
|