Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
emre, geliryunus, kasım, molla

Bir Molla Kasım Gelir-Yunus Emre

Eski 10-16-2014   #1
Warrior
Varsayılan

Bir Molla Kasım Gelir-Yunus Emre





Bir Molla Kasım Gelir


Menkıbeye göre "Yunus, üç bin şiir söylemiş Bunları bir divan hâline getirmiş Molla Kasım isimli şeriat bilgini bir su kenarına oturup bu şiirleri okumaya başlamış Bunlardan binini okumuş ve şeriata aykırı bularak yakmış Kalan bin tanesini de aynı sebeple suya atmış Üçüncü bine başlayınca şu beyitle karşılaşmış:

Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir

Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım, Yunus'un kerametine inanmış Divanı öpüp alnına koymuş Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmış Şimdi Yunus'un o yakılan bin şiirini gökte kuşlar ve melekler, denize atılan bin tanesini balıklar, kalan bin şiirini de insanlar okumaktalarmış"

Yunus'un en çok yorumlanan menkıbelerden biri de işte bu menkıbedir Burada dıştan bir bakış, bize Molla Kasım'ın sadece zahiri bilgileri edinmiş; fakat hakikat bilgisinden yoksun bir din bilgini olduğunu gösterir İşte bu yaklaşım tarzıdır ki karşımıza her zaman "Molla Kasım-Yunus Emre" sembolleriyle bir "şeriat-tarikat" çatışmasını çıkarır Hatta Yunus'un hayat seyri "Molla Yunus-Derviş Yunus" şeklinde iki dönemde ele alınır Şiirine de böyle yaklaşılarak onun namazla, oruçla vb ilgili söyleyişleri hayatının "mollalık" dönemine ait söyleyişler olarak gösterilir Bu yoruma göre Yunus "derviş" olduktan sonra bunları geride bırakmıştır



Bu görüşlere hak verilebilir mi? Yunus'u değerlendirmek için şiirlerini parçalara ayırarak incelemek ne ölçüde doğru olur? Doğrusu, bu mesele bu kadar basit yaklaşımlarla ele alınamaz Çünkü marifet yolunun dört kapısı olan "şeriat-tarikat-hakikat-marifet" birinden girilince diğerinin terk edildiği kapılar değildir Bunların her biri birer merhâledir Dolayısıyla bir sufî'nin şiirleri tek tek ele alındığında marifet yolunun ilk kapısı olan şeriatla bağdaşmaz gibi görünebilir Fakat bunlar bir bütün olarak ele alındığında Sezai Karakoç'un tespitiyle "keramet denecek ölçüde İslam'a ve onun şeriatına uyacağı gerçeği"yle karşılaşırız Dolayısıyla bu menkıbedeki olayı da yine mecazına inerek yorumlamak gerekmektedir

Bu yorum ancak şöyle olabilir: Yunus, her büyük adam gibi önce anlaşılmamıştır Sözleri tepkiyle karşılanmış, meseleye tekil olarak bakanlar nezdinde çeşitli ithamlara maruz kalmıştır Fakat zaman geçtikçe anlaşılmaya başlanmış, sözleri yankısını bulmuştur



Bir diğer açıdan ise, Molla Kasım, Yunus'un kendisidir Onun "Bir ben vardır benden içerü" mısraı bu anlamda da yorumlanabilir İçteki ben, ruhundan insana üflemiş olan Allah olabileceği gibi, insanın doğru ve yanlış işleri konusunda uyarıcılık yapan akl-ı selim yahut mutmain bir gönül de insanı bu şekilde şu doğru bu yanlıştır şeklinde uyarmaz mı? Olaya böyle baktığımızda Yunus'un bazı şiirlerini yırtıp atmasını mükemmel olanı yakalamaya çalışmak şeklinde anlamaya hiçbir engel yoktur

Diğer yandan bu menkıbedeki melek, kuş ve balık motifleri de Yunus'un şiirinin yapısına farklı bir açıklık getirmektedir O şiirini kurarken bütün bir hayatı ve varlıkları da şiirine katmıştır Diğer taraftan aynı motifler, birer sembol olarak alındığında Yunus'un uzak-yakın her çevredeki yaygın ününe, her yerde benimsendiğine de işaret etmektedir Yunus'un geleceğe kalan hiçbir zaman eskimeyen bir şiir yapısı kurması, her çağda herkes tarafından benimsenmesi de menkıbedeki bu durumun böyle yorumlanması gerektiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir



Bu menkıbeyle ilgili olarak Arif Nihat'ın da ilginç bir yorumu vardır Bu yorum Molla Kasım'a daha farklı bir gözle bakmamızı gerektiriyor Buna göre"Molla Kasım, bazı sathi hükümler hilafına, Yunus'u yırtıp parçalayan, çiğ, hoyrat bir adam timsali, açıkçası ham ervah numunesi değildir Molla Kasım, Yunus'un mirasını şer'i şerif üzre ve hakkaniyetle, varisler arasında taksim eden bir adalet timsalidir ve bilerek veya bilmeyerek, gaybın emriyle hareket etmektedir "kasım" kelimesi de "aksim eden" demek olduğuna göre, bu vazifeye son derece uygun düşmektedir Bir nevi kassamlık yapmaktadır Bu zaten Molla Ali, Molla Mehmet olmayıp da Molla Kasım olması, bu manadadır Onun adaleti sayesinde melekler de insanlar da, balıklar da payını almıştır"

Bu yorum, hakikatin dört kapısının nasıl birbirine sıkıca bağlı olduğunun da bir açıklaması sayılmalıdır Çünkü "Tarikatla şeriatı birbirine sımsıkı bağlayan bir menkıbe karşısındayız" Böyle bir bütünlük içerisinde bakıldığında ise Yunus gerçeğine ilişkin başka noktaları da görmek mümkün olur O da şudur Güllerin, bülbüllerin kendi lisanlarında zikir hâli üzre bulunduğunu idrak edebilecek bir gönüle sahip olan Yunus'un sözleri elbette onlar ve diğer varlıklar için de önemlidir ve onlara da bu şiirlerden düşen bir pay olsa gerektir Dolayısıyla bu menkıbenin diliyle Yunus bizi havayı, suyu, toprağı, ateşi ve yeri, göğü okumaya davet ediyor Çünkü var olan sadece O'dur Kâinatta egemen güç, O'nun hükmü, konuşan dil ise O'nun dilidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.