Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Köşe Yazıları

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilinçli, edilişi, tarımın, yok

Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 6

Eski 01-05-2008   #1
[KAPLAN]
Icon47

Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 6












ABD’nin her tarım hamlesinden nasibimizi aldık!
ABD, dünya tarımının iplerini elinde tutabilmek için 50 yıldır her yolu denedi ve Türkiye gibi ülkelerin teslimiyetçi tarım politikaları sayesinde sonunda amacına ulaştı

Amerika Birleşik Devletleri’nin Marshall Yardımı ile başlattığı “tarımda hakimiyet” hamlesi, toprağı kimyasallarla tanıştıran “Yeşil Devrim” le devam etti Ardından milletin tohumlarını kendi patenti altına almak için “genetiği ile oynanmış kısır tohum” geliştiren ABD, son 50 yıldır yaptığı tüm bu hamleleri, “Dünyada açlığa engel olacağız” sloganıyla başardı

Marshall tuzağı

Nagazaki ve Hiroşima’da atom bombalarını patlatarak dünyanın “büyük ağabeyi” olma yolunda diğer ülkelere göz dağı veren ABD, 1947 yılında açıkladığı Truman Doktrini ile “Komünizm tehdidi” altındaki devletlere mali ve askeri yardım yapacağını açıklamış ve bu çerçevede anlaşma yaptığı Türkiye’ye de 100 milyon doları askeri yardım olarak vermişti (Gariptir ama gerek nüfus, gerek yüzölçümü çok daha az olan Yunanistan’a ise aynı yardım, 300 milyon dolar olarak ödenmişti) ABD, bu askeri yardımla yetinmedi ve 1948 yılında çıkardığı Dış Yardım Kanunu’nun kendisine verdiği hakla Türkiye de dahil 16 Avrupa ülkesine toplam 12 milyar dolarlık “ülke ekonomilerini kalkındırma yardımı” yaptı ABD, o zamanki Dışişleri Bakanı George Marshall’ın adıyla anılan bu yardım hamlesi ile 2 ayrı kazanım birden elde etmiş oldu:
ABD’nin birinci kazanımı: İkinci Dünya Savaşı sırasında hububat siloları boşalmış, bunların tekrar doldurulması için tarımın teşvik edilmesi şart olmuştu Bu yardımlar sonrasında Avrupa’daki ekonomik durum kısa sürede toparlandı, hatta tarımsal üretim savaş öncesine oranla yüzde 14’lük, sanayi üretimi ise yüzde 25’lik bir artış gösterdi Türkiye’de “makineleşmiş tarıma” geçiş dönemi olarak kabul edilen bu dönemde, ABD’ye paralel olarak Türk toprak ağalarının da hakimiyeti bir yandan artarken, “maraba” ların acıklı hikayeleri ünlü yazarlarımızın romanlarına konu oldu Yani “tarım” o sıralar ülkemizde gelişiyor olsa da, topraktan geçimini sağlayan çoğunluğun karnı yine aç kalıyordu
ABD’nin ikinci kazanımı: ABD, Marshall Planı’nın Sovyetler Birliği ve Avrupa’daki diğer Doğu Bloku üyelerine de açık olduğunu ilan etmişti Onların bu yardımı kabul etmeyecekleri zaten belli idi ama ABD bu sayede Avrupa’da kendinden yardım alan ülkeleri Sovyetler’e karşı iyice kutuplaştırmış oldu İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka, İsveç ve Türkiye’den oluşan birçok ülke, 16 Nisan 1948’de Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı kurdu Teşkilatın amacı, Avrupa’yı Kalkındırma Programı adı altında, ABD’den yardım alan devletlerin ekonomik davranışlarında bir işbirliği sağlamaktı (Bu teşkilata 1960 yılında ABD ve Kanada da katıldı ve adı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı yani OECD olarak değiştirildi)
ABD’nin bu hamlesi karşısında Sovyetler Birliği de boş durmadı ve diğer Doğu Bloku ülkeleri ile “ekonomik ilişkileri kuvvetlendirmek” amaçlı ikili anlaşmalar yaptı Sovyetler Birliği yaptığı bu hamleye, ABD’ye nazire olsun diyerek, kendi Dışişleri Bakanı’nın adını verdi: Molotof Planı
Dünya iki kutba bölünürken, kutuplaşan ülkelerin “büyük ağabeylerle” olan ilişkileri “ağabey-kardeş” rayından çıkıp, “köle-sahip” ilişkisine doğru hızla ilerledi
ABD Marshall Yardımı ile kendine bağladığı ülkeleri, bir yıl sonra yani 1949’da NATO’nun kurulmasıyla askeri anlamda da kendi yörüngesine sabitledi
Kuzey-Güney Kore savaşında Kızıl Kore de denen Kuzey Kore’ye karşın savaşa dahil olan ABD, Türkiye’yi de 1950 yılında oralara sürüklemişti Bunun karşılığında da Türkiye, kuruluşundan 3 yıl sonra NATO’ya kabul edildi Ülkemizde birçok askeri üs açarak, hatta bir aralar topraklarımıza Jüpiter füzeleri bile yerleştirerek Türkiye’yi Sovyetler’e karşı yıllarca kalkan gibi kullanan ABD, yaptığı ticari anlaşmalarla da nedense bu topraklardan hep tek taraflı bir kazanım elde etti

Marshall Yardımı 1948-1952
Amerika Birleşik Devletleri tarafından Marshall Planı çerçevesinde Avrupa’daki birçok ülkeye 4 yıl boyunca verilen toplam 12 milyar dolarlık yardım, yukarıdaki haritada gösterildiği gibi ülkelere, farklı miktarlarda pay edilmişti


“Açlık” bahanesiyle “kimyasal” YEŞİL DEVRİM!
ABD’nin en önemli sivil nişanı sayılan Kongre Altın Madalyası, bu yıl Yeşil Devrim’in babası kabul edilen Dr Norman Borlaug’a verildi Törende Iowa Kongre Üyesi Tom Latham Dr Borlaug’a “gerçek bir Amerikan kahramanı” derken, ABD Başkanı George W Bush da ona “Dünyayı doyuran adam” diyerek hitap etti

Savaş döneminde özellikle silahlar konusunda büyük aşamalar kaydetmiş olan ABD’nin kimya sektörü, savaş sonrasında ülkeyi yönetenlerin yeni hamleleriyle kendisine farklı bir ticaret alanı buldu: Tarım
Nitrojen bombasını modifiye ederek nitrat gübresine, sinir gazını modifiye ederek böcek öldürücü ilaçlara dönüştüren dev “ecza” şirketleri, tarım girdilerini bu ve buna benzer ürünlere dönüştürerek, pazarı ele geçirdiler
1960’lı yıllarda başlayan ve adına “Green Revolution” yani Yeşil Devrim denen ABD hamlesi, dış borcu olan Asyalı, Afrikalı ve Güney Amerikalı ülkelere Dünya Bankası aracılığı ile dayatıldı Borçlu ülkeler, “Bu kimyasal devrim sayesinde tarım üretiminiz bereketli olur Böylece borcunuzu çok daha kısa zamanda ödeyebilirsiniz” baskısıyla kendi topraklarını yavaş yavaş zehirlemeye zorlanırken, dünya geneline de şu mesaj empoze ediliyordu:
“Bütün çabalarımız, gittikçe nüfusu artan dünyanın aç kalmaması içindir
Ürün artışının olduğu gerçekten doğruydu Ancak zamanla bu artış azaldı ve rekolteyi arttırmak için daha da fazla kimyasallar kullanılmak zorunda kalındı Eski elma ağacı yerine bodur elma ağacı ekenler bilir\’85 “Ne çok ürün veriyor” diye mutlulukla karşılanan bu bodur ağaçlar, birkaç yıl sonra taşıdığı fazla ürünün ağırlığına dayanamayıp, ikiye ayrılınca , birçok köylü, eski kurtlu elma ağacını arar olmuştu Bu arayış halen sürüyor
ABD’nin dünya tarımına sunduğu bu sözde “bolluk”, ürün artsın diye kullanılan hibrit tohumları, toprağı zamanla öldüren sentetik kimyasal gübreler ve bitki hastalıklarına karşı kullanılan “farklı zehirler” yani diğer adıyla zirai ilaçlardan başka bir şey değildi


İlk kullanıcılardan biri Türkiye
Rockefeller ve Ford gibi vakıfların önderliğinde Dr Norman Borlaug tarafından geliştirilen hibrit yani “ıslah edilmiş buğday ve mısır tohumları”, öncelikle Meksika’daki enstitüde üretildi ve normal buğday ırkına göre üretim artışı 3 kat fazla oldu Tabi ki burada, kullanılan kimyasal gübre ve zirai ilaçların da etkisi yüksekti Yeşil Devrimi’nin babası sayılan Dr Borlaug’un buğday tohumları, öncelikle Pakistan ve Hindistan tarafından ithal edildi Cüce buğdaylar, Hindistan ve Pakistan’da üretim rekoru kırarken, Batı Pakistan’da ekilen hibritli pirinçlerlerde de rekolte çok yüksek oldu
Bu iki ülkenin ardından hibritli tohumlar, kimyasal gübreler ve zirai ilaçlar, Türkiye tarafından ithal edildi ABD kaynaklı bu kimyasal hamle, tüm hızıyla tüm dünyaya yayılırken, büyük tekeller haline gelen kimya - ilaç firmaları da, dünya tarımının kaderini artık kendileri çizmeye başladılar

Ürün artışı geçici, çevre zararı kalıcı oldu!
Ne var ki, yıllar ilerledikçe kimyasal gübreler, verimli toprakları verimsiz hale getirdi Her biri bir zehir olan zirai ilaçlar, tek bir zararlıdan kurtulmak için sıkılıp, çevredeki zararlı-yararlı tüm canlı organizmaların ölmesine neden oldu, yapılan sulamalarla da bu zehirler her yere bulaşıp, ekolojik dengeleri bozdu
Günümüzde, ekolojik tarım yapmak isteyenler, kimyasal bulaşmamış toprak bulmak için dağ tepe dolaşırken, dünyaya “geçici bir ürün artışı” yaşatıp, sonra da bu çevre felaketine neden olan Dr Norman Ernest Borlaug, 1970 yılında Nobel Barış Ödülü ile taçlandırıldı
Şimdi 93 yaşında olan Dr Borlaug, 1960 yılında yok ettiği “kara pas” hastalığının yeni türü olan “Ug99” u şu sıralar yok etmekle uğraşıyor! Nisan ayında Afrika’da görüldüğünü iddia edip, “Buğdayları mahveden bu mantar her an rüzgarlarla kuzeye doğru yayılabilir” uyarısında bulunan Nobel ödüllü bilim adamı, hedef ülke Türkiye’nin de basınında o günlerde yer almıştı Ancak bu uyarı Tarım Bakanlığı ve TMO tarafından pek ciddiye alınmadı ki, sektördeki örgütlerle yapılan toplantılarda bunun hiç konusu edilmedi!


2 Yeşil Devrim: GDO hamlesi!
“Daha fazla ürün alacaksınız” sloganıyla gelişmekte olan ülkelere giren tarım tekelleri, çiftçinin üründen elde edeceği kârı, “girdi masrafı” adı altında kapmış oldu Bu kimyasal girdiler yani zehirlerle öldürülen topraklar da, sonunda verim açısından iflas etti
1980’li, 90’lı yıllara gelindiğinde Yeşil Devrim’e bulaşmış çiftçilerin elinde, maliyetini bile karşılayamaz hale gelen “sağlıksız” ürünler ve kimyasallarla cansız hale getirilmiş tarlalar kaldı
ABD’nin dayatmasıyla topraklara uygulatılan bu kimyasal harekâtın “kazanan” tarafı olan ABD’li tekellere gelince
Onlar verimsiz hale getirdikleri toprakları şimdi de transgenetik ürünlerle işgal ediyorlar Kimyasallarla sadece toprak ve çevre değil, insanoğlu da sağlık açısından büyük zararlara uğradı Şimdi de bu genetik değişime uğramış organizmalardan oluşan ürünleri yiyen insanlar, kendi nesillerinin geleceğini büyük bir tehlikeye sokuyorlar


:: Serpil ÖZKAYNAK ::

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.