Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #31 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili Herşeyhatay iskenderunu geziyorum Samandağ (İskenderun) MÖ 310′da Selefkilerin kurduğu önemli bir liman kentidir İlk iskanı Paleolitik çağda başlamış olan Çevlik (Seleucia Pieria) antik kenti devletin liman kenti, Antakya ise başkent olmuştur İsa Peygamberin havarilerinden St Paul bu limandan ilk seyahatini Tarsus’a yapmıştır Dor mabedi de burada bulunmaktadır Selefkos Roma döneminde donanma üssü olarak kullanılmıştır Liman Asi ırmağının ağzında kurulmuş olup, sürekli alüvyonlarla dolma tehlikesi altında kaldığı için MS I yüzyılda Roma İmparatoru Vespasianus bu tehlikeyi önlemek amacıyla, 1330 metre uzunluğundaki Titus-Vespasianus tünelini yaptırmıştır Tünelin yakınında Roma döneminde yapılan kalker taşa oyulmuş 12 kaya mezarı vardır Beşikli Mağara adıyla anılan mezarın bulunduğu mağara en genişi ve en ünlüsüdür Posted By admin in HATAY | No Comments on August 9th, 2007 PAYAS (İskenderun) Nur Dağları’nın eteklerinde şirin bir kıyı kentçiği olan Payas (Yakacık), Antik dönemde Baias adıyla bilinmektedir Mimar Sinan tarafından 1574 yılında yapımı tamamlanan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Payas’a önemli bir iskele ve konaklama merkezi hüviyetini kazandırmıştır Külliyenin batısında yer alan ve yabancı gemilerin su ihtiyaçlarını karşıladıkları Payas Kalesi’nin çevresi hendekle çevrili, 7 burçlu ve 8 kulelidir Payas, haçlılardan kalan kalenin değerlendirilmesi ve denize yakın bir konumda olması nedeniyle 16yy’da II Sultan Selim zamanında sahile iskele, gümrük, tersane, kule ve külliye yapılarak Derbent (sınırlarda bulunan küçük kale) teşkilatı ile bağlantılı bir menzil yeri olarak belirlenmiş ve uzun yıllar da kullanılmıştır Posted By admin in HATAY | No Comments on August 9th, 2007 İSKENDERUN’U GEZELİM GÖRELİM Deniz ve kumu ile bölgenin en önemli turistik merkezlerinden Arsuz görülmeye değer bir yerdir Bunun yanı sıra; Sütunlu Liman, Frank Limanı, Şato Kalıntısı (Karakol Şatosu), Şalen Kalesi, Sarıseki Kalesi, Arabistan yolunu kontrol etmesi açısından önemli olan ve içinde bir kilise bulunan Bakras Kalesi, Yunus Peygamberin Yunus balığının karnından burada çıktığına inanılan İskenderun kentinin giriş kapısının kalıntısı olan Yunus Sütunu, Mancınık Kilisesi de ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir Hıdır Bey köyünde 2000 yaşında olduğu tahmin edilen tarihi 20 metre yüksekliğindeki dev Çınar Ağacı, El Mina Antik Kent ve Limanı, Erzin, Erzin’in kuzeybatısında Kilikya kenti olan Issos’un çevresindeki ovada Makedonya Kralı Büyük İskender, Pers İmparatoru III Darius Codoman’ı yendiği ve içerisinde Cenevizlilerden kalan bir liman ve kale kalıntıları, tapınak, su depoları ile kemer kalıntılarının bulunduğu Issos Harabeleri (Issus) görülmesi gereken yerlerdir Posted By admin in HATAY | No Comments on August 9th, 2007 Körfezin Kenti İSKENDERUN Hatay iline bağlı İskenderun, kendi adıyla anılan körfezin kıyısındaki modern bir kenttirKıyının hemen gerisinde bir duvar gibi yükselen Nur Dağlarına sırtını vermiş, yeşil ve dört mevsim sıcak bir turizm merkezi, bunun yanı sıra da işlek bir ticaret limanıdır Tarihçe:MÖ333 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender’in İran İmparatoru IIIDarius’u Issos Vadisi’nde yenilgiye uğratmasıyla Alexandretta şehrinin temeli atılmıştı İskenderun, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerini de yaşamıştır İklim: İlçede Akdeniz iklimi görülür Posted By admin in HATAY | No Comments on August 9th, 2007 Hatayı Gezelim HATAY GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 5403 km² Nüfus: 1109754 (1990) İl Trafik No: 31 Antakya yöresini çekici kılan ve tarihi boyunca göçlere açık olmasını sağlayan, yaşamı kolaylaştıran iklim koşulları ve verimli topraklarının yanı sıra Anadolu’yu Çukurova yoluyla Suriye ve Filistin’e bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmasıdır Ayrıca Mezopotamya’dan Akdeniz’e çıkmak için kullanılabilecek en uygun limanlar yine bu bölgededir Hatay, inanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve yaylalarıyla turizm potansiyeline sahip bir ildir İskenderun Hatay iline bağlı İskenderun, kendi adıyla anılan körfezin kıyısındaki modern bir kenttir Kıyının hemen gerisinde bir duvar gibi yükselen Nur Dağlarına sırtını vermiş, yeşil ve dört mevsim sıcak bir turizm merkezi, bunun yanı sıra da işlek bir ticaret limanıdır Cami ve Kiliseler Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Hatay’da, dünyanın ilk Katolik Kilisesi olan Saint Pierre Kilisesi bulunmaktadır Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hatay, aynı zamanda dört büyük patriklik merkezinden biridir St Simon Stylite Manastırı , Yayladağı Barleam Manastırı ve Keldağı Barleam Manastırı önemli manastırlarıdır Habib Neccar Cami, Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Türbesi, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Payas Sokullu Külliyesi ve Ulu Cami görülmeye değerdir Hatay Cami ve Kiliseleri Santa Kiliseler Grubu (Dumanlı-Merkez) Geçmişte önemli bir yerleşme yeri olan Santa (bugünkü adıyla Dumanlı) yerleşimi Gümüşhane’ye 45-50 km mesafede bulunmaktadır Buradaki mahallelerden; Terzil’de St Theodor Kilisesi, Binatlı’da İlyas Peygamber Kilisesi, İşhan’da St Kiryaki Kilisesi ve İşhan Piştoflu’da St Christopher Kilisesi, Çakallı’da Çakallı Kilisesi, Çinganlı’da St Konstantinos ve St Petros Kiliseleri önemli olanlarıdır Bu kiliselerin 1860-1870′lerde yapıldığı tahmin edilmektedir Özgün kapı, pencere çerçeveleri, kabartma haçları ve çan kuleleri ile ilgi çekici yapılardır Surlar Antakya’nın etrafı Seleukus döneminde yüksek surlarla çevriliydi Surlar üzerinde 360 nöbetçi kulesi ve Habib Neccar Dağı’nın en yüksek ve sarp tepesinde de halen kalıntıları olan bir iç kale bulunuyordu Demirkapı: Hacıkürüş deresinden gelen şiddetli selleri kontrol edebilmek için Habib Neccar Dağı ile Haçdağı’nı birbirinden ayıran derin ve dar vadi üzerinde surların devamı niteliğinde yüksek ve sağlam bir duvar olarak yapılmıştır Aynı zamanda şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan bu duvar günümüzde hala ayaktadır Köprüler Demirköprü: Antakya ile Reyhanlı arasında, Asi Nehri üzerindedir Ortaçağ’da bölgenin en önemli geçitlerinden ve Antakya savunmasında büyük rol oynayan bir köprüdür Taştan yapılmış ve iki ucunda kuleleri ile kapıları olan köprünün kuleleri yıkılmıştır, ancak köprü halen kullanılmaktadır Dana Ahmetli Köprüsü: Kırıkhan Ovası’nda, Karasu Nehri üzerindedir 6 gözlü bir taş köprüdür 16 Yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılmaktadır Kaleler Koz Kalesi: (Kürşat Kalesi)Antakya Prensliği zamanında yapıldığı sanılan kalenin büyük blok taşlarla yapılmış iki burcu halen ayaktadır Bakras Kalesi: Antakya - İskenderun yolunun 27 km sinde, yoldan 4 km kadar içerde sarp bir tepe üzerine çok katlı olarak kurulmuş olan kalenin halen birçok mekanı sağlam durumdadır Payas Kalesi: 1567 de hendeği ile birlikte restore edilmiş bir Osmanlı kalesidir Son yüzyılda hapishane olarak kullanılmıştır Mancınık Kalesi: Payas - Dörtyol arasında sarp bir tepe üzerinde 1290 yılında yapılmıştır Çok az kalıntısı vardır Cin Kulesi: Kale ile liman arasında, limanı korumak amacıyla 1577 yılında yapılmış bir karakol kulesidir Darbısak Kalesi: Kırıkhan ile Hassa arasında, Kırıkhan’a 4 km uzaklıkta bir tepe üzerindedir Beyazid Bestami Makamı Darbı-Sak Kalesi üzerindedir 19 yüzyıl sonlarında burada bir cami ve türbe yaptırılmıştır Her yıl binlerce kişi ziyaret eder Hanlar, Hamamlar Antakya içerisinde hemen hepsi geçmiş yüzyıllarda vakıflar tarafından yaptırılmış olan bir çok han ve hamam vardır Halen çalışan han ve hamamlar geçmişin kültürel özelliklerini, mimari yapısını bu güne getirmişlerdir Cindi Hamamı, Saka Hamamı, Meydan Hamamı, Yeni Hamam, Kurşunlu Han, Sokullu Hanı halen kullanılır olanıdır NE YENİR? Hatay’da yörenin güzellikleri, şekilleri, tatları, renkleri mutfağa yansıtılmış olup, oldukça zengindir Bunlardan Oruk, Öcce, Ekşili Börülce, Beyaz Kabak Boranisi, Cevizli Biber (Muhammara), Bakla Ezmesi, Humus, Nazlı Et Yemeği ile Peynirli Künefe ve Taş Kadayıf tatlıları damak zevkinizin çeşitliliğini arttıracaktır YAPMADAN DÖNME Arkeoloji Müzesi, St Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Camii, Antakya Kalesi, Çevlik Ören yeri, Titus Tüneli, St Simen Manastırı, Eski Antakya evleri Harbiye Mesire yeri, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Arsuz Sahil şeridi, Bakras Kalesi, Koz Kalesi’ni gezmeden, İçli Köfte, Aşur, Ekşi Aşı, Humus, Cevizli Biber, Kaytaz Böreği, Katıklı Ekmek; Tatlı olarak: Künefe, Taş Kadayıf, Kabak Tatlısı, Kereviç yemeden, Defne sabunu, İpek dokumacılık, Biber Salçası, Nar Ekşisi almadan …Dönmeyin turizmgovtr den alıntı yapılarak düzenlendi Posted By admin in HATAY | No Comments on July 18th, 2007 Turizmin gözü bu köyde Kanada, İtalya, İngiltere, ABD ve Türkiye´den 18´i yabancı toplam 30 kişilik ekibin görev aldığı Atakya-Reyhanlı Karayolu üzerindeki kazı alanından tam 30 bin tarihi eser çıkarıldı İşte dünyanın bitmesini beklediği arkeolojik kazı: Antakya-Reyhanlı Karayolu’nun kuzeyinde bulunan Tayinat Höyüğü’nde 1930 yılından beri yapılan kazalarda, 30 bin eser bulunduğu bildirildi Antakya-Reyhanlı Karayolu’nun kuzeyinde bulunan Tayinat Höyüğü’nde, Kanada’nın Toronto Üniversitesi Yakın ve Orta Doğu Uygarlıkları Bölümü Öğretim Üyesi ve Tell Tayinat Arkeolojik Projesi (TAP) Kazı Başkanı Doç Dr Timothy Harrison nezaretinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarına, Kanada, İtalya, İngiltere, ABD ve Türkiye’den 18′i yabancı toplam 30 kişilik ekip katılıyor Doç Dr Harrison, yaptığı açıklamada, Tayinat Hüyüğü’nde eski çağda, Orta Doğu’daki kentsel kurumların tarihi gelişimi konusunda önemli ip uçları elde ettiklerini belirterek, şunları söyledi: “Tayinat’ı kazdıkça farklı uygarlıklara ait kalıntılar çıkıyor Özellikle kazı tamamlanınca Hititler konusunda bilinmeyen kalmayacak Bu nedenle dünyanın gözü bu kazılardan çıkacak sonuçlarda Burada, ilk kentsel toplumların geliştirdikleri sosyal, ekonomik ve politik kurumların araştırılmasına katkı sağlayarak karanlık çağın aydınlanması gerçekleşecektir Luwia yazıtlarına göre, Tayinat Halep’ten Hatay’a kadar uzanan Padasatini Krallığı’nın başkenti konumunda” Kazıların 15 yıl daha sürebileceğini tahmin ettiklerini belirten Doç Dr Harrison, Tayinat Höyüğü’nün aynı bölgede bulunan Atçana Höyüğü ile de benzerlik gösterdiğini ve bağının bulunduğunu belirtti Posted By admin in HATAY | No Comments on July 17th, 2007 İskenderun Tanıyalım Bakras Kalesi Iskenderun-Antakya yolu üzerinde 15 km’dedir Havası, suyu ve manzarasıyla yaz aylarında aranan yaylalardandır Yunus Sütunu İskenderun-Payas demiryolu üzerinde, İskenderun kentinin giriş kapı kalntısıdır Yunus peygamberin yunus balığının karnından burada çıktığına inanılır Sokollu Mehmet Paşa Kervansarayı İskenderun-Adana karayolunun 22 km sinde bulunan Payas’tadır Payas’ın doğusunda büyük bir avlu vardır Avlunun etrafında ve içinde yolcuların barınması için kubbeli odalar mevcuttur Arsuz (Uluçınar) İskenderuna asfalt yolla bağlı, 33km güneyinde bulunan bu köyün, kıyı ve tepe eteğinde, Helenistik döneme ait seramik parçaları bulunmuştur Halen çevrede de nekropol (antik mezarlık), antik yol ve mozaik kalıntılarına rastlanmaktadır Şehrin geçirmiş olduğu şiddetli deprem ve bombalamalardan dolayı merkezde, geçmişten günümüze pek bir şey kalmamıştır Antakya’dan İskenderun’a girişteki Liman kalıntılarına ait duvarlarla sehir merkezindeki tarihi binalar mevcuttur Yavuz Sultan Selim Kervansarayı Belen bucağındaki bu kervansaray, II Selim tarafından yaptırılmıştır Halk arasında Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırıldığına inanılan bu kervansaray, halen kahvehane ve otel olarak kullanılmakta olup özelliğini yitirmiş durumdadır Şato Kalıntısı Şehir merkezinde Katoni’nin bahçesinde olup denizden 100m İçeridedir Skaibas Limanı kalıntısı olup aynı zamanda savunma kalesidir Sarıseki Kalesi İskenderun-Adana asfaltının 10 kmde deniz kenarında bir tepe üzerine kurulmuştur Kapıları üzerinde N950-956 tarihi yazıları bulunmaktadır Şimdi askeri birlik içinde kalan Sarıseki kalesinin Helenistik devire ait olduğu sanılmaktadır Şen Kale Kırıkhan ile İskenderun arasında Amanos dağlarının yaylalık kısmında , 1250 m Yükseklikte sarp ve kayalık bir tepede kurulmuştur Haçlılar döneminde bir karakol kalesi olarak yapılmıştır Kaleye güneyden patika bir yolla çıkılır Frank Limanı Domuz Burnu güneyinde olup yolu olmayan bir liman kalıntısıdır Helenistik devire ait olduğu sanılmaktadır Sütunlu Liman Uluçınar’a yakın olan Helenistik dönem özelliğini taşıyan bir liman kalıntısıdır Yolcu olmadığından ancak deniz motorlarıyla ulaşım imkanı vardır DOĞAL GÜZELLİKLERİ Belen Iskenderun-Antakya yolu üzerinde 15 km’dedir Havası, suyu ve manzarasıyla yaz aylarında aranan yaylalardandır Arsuz İskenderun’a 33km mesafede kurulu yerleşim merkezi olan Arsuz, Akdeniz sahillerimizin belli başlı turistik ve sayfiye yeri olarak bilinir Deniz ve kumu güzel olan Arsuz’un nüfusu, yerli ve yabancı turistlerin akınıyla yazın 30000 kişiye ulaşır Sarımazı İskenderun-Antakya karayolunun 10km de yer alan Sarımazı, çamlık ve deniz manzaralı olup çevre halkının gittikleri dinlenme ve piknik yeridir Soğukoluk İskenderun halkının en çok tercih ettiği yerlerin başında gelen Soğukoluk yaylası, oldukça serin olup, İskenderun’a 18 km uzaklıktadır Soğukoluk, suyu ve havasıyla çok güzel çamlık bir yayladır Gülcihan İskenderun-arsuz yolu üzerinde ve İskenderun’a 27km uzaklıktadır Kumu ve deniziyle ün yapmış olan Gülcihan, yaz aylarında kamp yeri olarak tercih edilmektedir Atik Yörenin en beğenilen suyunun bulunduğu Atik, Iskenderun-Antakya karayolu üzerinde, Belen gediğinden doğuya, toprak bir yolla ayrılan, Belen’e 10 km mesafede şirin bir piknik yeridir Nergizlik Suyu, manzarası ve havasıyla ünlü, İskenderun’a 13 km uzaklıkta, Soğukoluk yolu üzerinde kurulmuş bir yayladır Posted By admin in HATAY | No Comments on July 3rd, 2007 Hatay İlinin Tarihçesi Osmanlı Devleti’nin 1516 yılında Memluklerden zapt ettiği Antakya, önce Halep’e bağlı bir sancak ve daha sonra kaza olarak yönetilmiştir Bu dönemde Antakya, Asi Nehri ile Habib Neccar Dağı arasındaki dar ve meyilli alanda, 1,5-2 km2′lik bir alan üzerine yerleşmiş orta büyüklükte bir şehirdi Osmanlı Devleti’nin Hatay’daki hakimiyeti 1918 yılına kadar devam etti Mondros Mütarekesinden sonra işgale uğrayan ve 1921 yılında Türkiye sınırları dışında kalan Antakya, İskenderun ve havalisinde İskenderun Sancağı adıyla bir yönetim kuruldu 1938′de bu Sancak’ta kurulan “Hatay Devleti”, Hatay Devlet Meclisi’nin aldığı kararla 29 Haziran 1939 tarihinde sona erdi, 23 Haziran 1939′da “Hatay” adıyla bir vilâyet olarak Türkiye’ye katıldı Türkiye’nin güney illerinden biri olan Hatay, Akdeniz’in doğu şeridinde 35 derece 52 dakika-37 derece 4 dakika kuzey enlemleri ile 35 derece 40 dakika-36 derece 35 dakika boylamları arasında yer alır doğusunda ve güneyinde Suriye, batısında Akdeniz, kuzeybatısında Adana, kuzeyinde Osmaniye ve kuzeydoğusunda Gaziantep bulunur İl topraklarının yüzölçümü 5403 kilometrekare ve nüfusu 1997 sayımına göre 1192393 ve 2000 sayımına göre de 1256726 kişidir nüfus artış hızı yaklaşık olarak %12 dir il topraklarının %46 sını dağlar, %33 ünü ovalar ve %20 sini platolar oluşturur İl topraklarının en önemli yükseltisini kuzey-güney hattında uzanan Nur Dağları (Gavur dağları ve Amanos dağları olarak da bilinir) oluşturur Bu sıradağların en yüksek noktası ise Mığırtepe’dir(2240 m) Diğer önemli yükseltiler Ziyaret dağı ve Keldağ’dır (Arapça Cebel Akra’ ya da latince Casius) (1739 m) Hatay’ın en önemli akarsuyu olan Asi nehri (Orontes) Lübnan dağları ve Anti-Lübnan dağları arasındaki Bekaa vadisinde kaynayan akarsuların birleşmesiyle oluşur, Suriye topraklarından geçerek ilin güneydoğu sınırlarından girer ve Samandağ yakınlarında delta oluşturarak Akdeniz’e dökülür Amik ovası’nın orta kısımlarında yer alan Amik gölü 1970li yıllarda tamamen kurutulmuş ve tarıma açılmıştır diğer önemli göller ise Gölbaşı ve Yenişehir gölüdür Amik Ovası ilin en önemli düzlüğüdür, bu topraklarda tarım oldukça gelişmiştir diğer önmli düzlükler ise Dörtyol ovası, Arsuz, Payas, İskenderun ve Erzin ovasıdır İlin büyük kesimi Akdeniz ikliminin etkisi altındadır ancak yükselti ve karasallığa bağlı olarak çeşitli farklılıklar da mevcuttur genel olarak kışlar ılık ve yağışlı yazlar sıcak ve kurak geçeryıllık yağış tutarı il merkezi Antakya’da 11734 mm, İskenderun’ da 785 mm dir Maden varlığı açısından önemli kaynaklara sahip olmamakla birlikte il genelinde krom,demir,bakır ve kurşun yatakları mevcuttur ayrıca Yayladağı ilçesi yakınlarında ismi “Hatay Gülü” olarak bilinen renkli bir mermer türü çıkarılır İl merkezi Antakya olmakla beraber ilin en büyük kenti İskenderun’dur Hatay Türkiye’nin en önemli eski yerleşim yerlerinden biridir Yapılan arkeolojik araştırmalarda milattan önce 100000 ile 40000 yılları arasına tarihlenen bulgulara ulaşılmıştır İl toprakları ilk tunç çağından itibaren Akat beyliği ve MÖ 1800-1600 yıları arasında Yamhad krallığına bağlı bir beyliğin sınırları içerisinde yer almıştır Daha sonra MÖ 17 yüzyıl sonlarında Hititler’in ve MÖ 1490 yıllarında Mısır’ın egemenliğine girmiştir Ardından Urartular, Asurlular ve Persler’in egemenliğine girdi MÖ 300 yılında Antakya kurulmuş ve kent hızla gelişmiştirkent MÖ 64 yılında Roma İmparatorluğu’na katılmış ve imparatorluğun Suriye eyaletinin başkenti olmuştur İl toprakları MS 638 yılında islam ordusu tarafından fethedilmiş, Emevi ve Abbasi egemenliğinde kalmıştır Daha sonra 877 de Tolunoğulları’nın fethettiği topraklar sırayla Ihşitler ve Selçuklular tarafından yıkılan Halep merkezli Hamdanoğulları (Beni Hamdan) egemenliğine girdi 969 yılında Bizans İmparatorluğunun topraklarına katılan il Haçlı seferleri sırasında da önemli rol oynamıştır Antakya Memluklar tarafınmdan Haçlıların elinden alınmıştır(18 Mayıs 1268) 1516′da Yavuz Sultan Selim bu toprakları ele geçirmiş ve Osmanlı dönemi başlamıştır I Dünya Savaşının ardından Fransızların işgal ettiği il topraklarında 2 Eylül 1938′de günü Hatay Cumhuriyeti kurulmuştur Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, başbakanı Abdurrahman Melek, milli marşı İstiklal Marşı olmuştur 26 Haziran 1939 yılında Türkiye’ye ilhak kararı alınmıştır İlin yüksek öğretim merkezi Mustafa Kemal Üniversitesi’dir Çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliğ yapan Hatay ili UNESCO barış kenti seçilmiştir Tarihi ve turistik mekanlar açısından da zengin olan ilde dünyanın ikinci büyük mozaik kolleksiyonunu barındıran Hatay Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır Dünyanın ilk mağara kiliselerinden biri olan Saint Pierre Kilisesi hristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmekte ve her yıl burada 29 Haziran günü Katolik Kilisesince ayin düzenlenmektedir Hatay, Türkiye Cumhuriyeti’nin en kozmopolit illerinden birisidir Çokkültürlü yapısını tarih boyunca kormumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bile bulunmaktadır En büyük nüfusa sahip alevi araplar ve sünni türklerin yanında, alevi türkler,azda olsa sünni araplar,Hristiyan Ortodoks ve Hristiyan Protestan Araplar, Maruni Araplar, Ermeniler ve diğer küçük topluluklar Hatay’ın çokkültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #32 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili Herşeyayvalık tarihi yerler Ayvalık Önemli ve Tarihi Yerleri Sarımsaklı Plajı: Ayvalık'a 7 km mesafedeki bu doğal kum plaj yörede denize girilecek en güzel yerdir Turistik potansiyelin çoğunluğunu buradaki otel, motel, pansiyon ve eğlence yerleri oluşturur Alibey (Cunda) Adası: Ayvalık'a, denize dolgu yapılarak bağlanan bu ada karadan 8 km, denizden 3 km mesafede olup manzarasıyla, zeytin ağaçlarıyla ve gözlerden ırak kumsallarıyla bir doğa harikasıdır Adanın eski yerleşim merkezinde bulunan balık restaurantlarında yıl boyunca taze deniz mahsulleri yiyebilirsiniz Şeytan Sofrası: Ayvalık'a gelen herkes tarafından ziyaret edilen bu tepeden Ayvalık, Sarımsaklı ve çevredeki adacıklar panoramik olarak seyredilebilmektedir özellikle gün batımında olağanüstü bir manzara sunan bu yerde büyük bir kaya parçasının üzerinde şeytanın ayak izi olduğuna inanılan bir çukura para atılarak dilek tutulması yöresel bir inanış sayılmaktadır Tımarhane Adası: Sarımsaklı yarımadasının en uç noktasında taş bir manastır olup manzara ve iklimin güzelliğinden ötürü 70 yıl öncesine kadar sinir bozuklukları tedavisinde değerlendirildiği bilinmektedir Taksiyarkis Kilisesi: Ayvalık'ın içinde yeralan bu kilise mimari tarzı, mermer oymacılığı, tavanındaki dini freskleri, ikonaları ve 130 yıllık tarihe sahip balık derisi üzerine yapılmış aziz resimleri ile ünlüdür Aya Nikola Kilisesi: Alibey Adasındaki bu kilise İncil'den alınmış temaları yansıtan süslemeleri ile ünlüdür |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #33 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili Herşeyturistik fethiye hakkında Fethiye Hakkında Yine Ege kıyısında, denizin en güzel olduğu bir yer olan Fethiye tatil için bir cennet Ölüdeniz uzunca bir sahil şeridi ve etrafını saran mükemmel doğa ile denize girmeyi sevenler, su sporları tutkunları için ideal bir tatil mekanı Fethiye tatil için turistlerin dünyanın her yerinden akın ettiği ve renkli yapısıyla da tatil için güzel bir alternatif oluşturan bir yer Efsanelerde "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak geçen Ölüdeniz kıpırtısız haliyle insanoğlu için son derece etkileyici bir doğa sahnesi Gece hayatı çok sayıda yerli ve yabancı turistin oluşturduğu bir karnavalı andıran Fethiye'de, tatil yerleri arasında önde geldiğini gösterir bir yoğunluk var Fethiye, çok sınırlı sayıda sahip olduğunuz tatil günleri için göz önüne almanız gereken alternatiflerin başında Fethiye tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Ölüdeniz, Belcekız Koyu, Tlos Antik Kenti, Pınara Antik Kenti, Kelebekler Vadisi, Hayalet Şehir Kayaköy, Fethiye Kalesi, Kadyanda (Cadianda) Antik Kenti, Babadağ, Saklıkent, Göcek, Katrancı Koyu, Yakapark, Hisarönü - Ovacık, Gemiler Adası, Cezayirli Cami, Likya Kaya Mezarları, Kıdrak, Oyuktepe Koyları, Günlük (Küçük Kargı), Çalış Plajı |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #34 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyÜlKeLer BaşKeNtLeRi PaRa BiRiMleri DiLLeri ÜlKeLer BaşKeNtLeRi PaRa BiRiMleri DiLLeri Avrupa Kıtası İNGİLTERE: Başkenti: Londra Resmi Adı: Büyük Britanya Para Birimi: Sterlin Resmi Dili: İngilizce Dini: Anglikan Protestanlık Yüzölçümü: 244000 km² En çok üretilen: Buğday (117 Milyon Ton) İRLANDA: Başkenti: Dublin Resmi Adı: İrlanda Cumhuriyeti Para Birimi: İrlanda Sterlini Resmi Dili: İngilizce ve Galice Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 70000 km² En çok üretilen: Buğday (375000 Ton) NORVEÇ: Başkenti: Oslo Resmi Adı: Norveç Krallığı Para Birimi: Norveç Kronu Resmi Dili: Norveççe Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 325000 km² En çok üretilen: Balık(19 Milyon Ton) FİNLANDİYA: Başkenti: Helsinki Resmi Adı: Finlandiya Cumhuriyeti Para Birimi: Markka Resmi Dili: Fince ve İsveççe Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 338000 km² En çok üretilen: Kereste(418 Milyon m³) İSVEÇ: Başkenti: Stockholm Resmi Adı: İsveç Krallığı Para Birimi: İsveç Kronu Resmi Dili: İsveççe Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 450000 km² En çok üretilen: Buğday (13 Milyon Ton) İZLANDA: Başkenti: Reykjavik Resmi Adı: İzlanda Cumhuriyeti Para Birimi: İzlanda Kronu Resmi Dili: İzlandaca Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 103000 km² En çok üretilen/yetiştirilen: Sığır (770000 Bas) DANİMARKA: Başkenti: Kopenhag Resmi Adı: Danimarka Krallığı Para Birimi: Danimarka Kronu Resmi Dili: Danca Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 43000 km² En çok üretilen: Buğday (22 Milyon Ton) ALMANYA: Başkenti: Berlin Resmi Adı: Almanya Federal Cumhuriyeti Para Birimi: Alman Markı Resmi Dili: Almanca Dini: Protestanlık ve Katoliklik Yüzölçümü: 357000 km² En çok üretilen: Buğday (159 Milyon Ton) HOLLANDA: Başkenti: Amsterdam Resmi Adı: Hollanda Krallığı Para Birimi: Florin Resmi Dili: Hollandaca Dini: Protestanlık ve Katoliklik Yüzölçümü: 34000 km² En çok üretilen: Buğday (785000 Ton) BELÇİKA: Başkenti: Brüksel Resmi Adı: Belçika Krallığı Para Birimi: Belçika Frangı Resmi Dili: Fransızca ve Flamanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 30500 km² En çok üretilen: Buğday (12 Milyon Ton) LÜKSEMBURG: Başkenti: Lüksemburg Resmi Adı: Lüksemburg Grandüklüğü Para Birimi: Lüksemburg Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 2586 km² En çok üretilen: Şarap (142000 Hektolitre) LİHTENSTAYN: Başkenti: Vaduz Resmi Adı: Lihtenstayn Prensliği Para Birimi: İsviçre Frangı Resmi Dili: Almanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 160 km² FRANSA: Başkenti: Paris Resmi Adı: Fransa Cumhuriyeti Para Birimi: Fransız Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik(Müslüman, Protestan ve Musevi azınlıklar) Yüzölçümü: 549000 km² En çok üretilen: Buğday (30 Milyon Ton) AVUSTURYA: Başkenti: Viyana Resmi Adı: Avusturya Cumhuriyeti Para Birimi: Silin Resmi Dili: Almanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 84000 km² En çok üretilen: Buğday (14 Milyon Ton) İSVİÇRE : Başkenti: Bern Resmi Adı: İsviçre Konfederasyonu Para Birimi: İsviçre Frangı Resmi Dili: Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romans Dili Dini: Protestanlık ve Katoliklik Yüzölçümü: 357000 km² En çok üretilen/yetiştirilen: Sığır (18 Milyon Bas) İTALYA: Başkenti: Roma Resmi Adı: İtalya Cumhuriyeti Para Birimi: Liret Resmi Dili: İtalyanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 301000 km² En çok üretilen: Buğday (81 Milyon Ton) SAN MARİNO: Başkenti: San Marino Resmi Adı: San Marino Cumhuriyeti Para Birimi: Liret Resmi Dili: İtalyanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 61 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 3 Milyon Turist) VATİKAN: Başkenti: Vatikan Resmi Adı: Vatikan Sitesi Devleti Para Birimi: Liret Resmi Dili: İtalyanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 044 km² YUNANİSTAN: Başkenti: Atina Resmi Adı: Yunanistan Cumhuriyeti Para Birimi: Drahmi Resmi Dili: Yunanca Dini: Hıristiyanlık Yüzölçümü: 132000 km² En çok üretilen: Buğday (26 Milyon Ton) MALTA: Başkenti: Valetta Resmi Adı: Malta Cumhuriyeti Para Birimi: Liret Resmi Dili: İngilizce ve Malta'ca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 316 km² En çok üretilen: Buğday (3000 Ton) ANDORA: Başkenti: Andora la Vella Resmi Adı: Andora Prensliği Para Birimi: Fransız Frangı ve İspanyol Pesetası Resmi Dili: Katalanca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 465 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 13 Milyon Turist) MONAKO: Başkenti: Monako Resmi Adı: Monako Prensliği Para Birimi: Fransız Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 2 km² Baslıca Kaynak: Turizm(242000 Turist) PORTEKİZ: Başkenti: Lizbon Resmi Adı: Portekiz Cumhuriyeti Para Birimi: Eskudo Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 92000 km² En çok üretilen: Buğday (350000 Ton) İSPANYA: Başkenti: Madrid Resmi Adı: ispanya Krallığı Para Birimi: Peseta Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 505000 km² En çok üretilen: Buğday (69 Milyon Ton) RUSYA Başkenti: Moskova Resmi Adı: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Para Birimi: Ruble Resmi Dili: Rusça Dini: Her Çeşit Yüzölçümü: 22400000 km² En çok üretilen: Buğday (88 Milyon Ton) POLONYA: Başkenti: Varşova Resmi Adı: Polonya Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Zloti Resmi Dili: Lehçe Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 313000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (73 Milyon Ton) ÇEK CUMH Başkenti: Prag Resmi Adı: Çek ve Slovak Federatif Cumhuriyeti Para Birimi: Koruna Resmi Dili: Çekçe ve Slovakça Dini: Çeşitli Yüzölçümü: 127900 km² Baslıca Kaynak: Buğday (57 Milyon Ton) ROMANYA: Başkenti: Bükreş Resmi Adı: Romanya Cumhuriyeti Para Birimi: Leu Resmi Dili: Rumence Dini: Çeşitli Yüzölçümü: 237500 km² Baslıca Kaynak: Buğday (9 Milyon Ton) MACARİSTAN: Başkenti: Budapeşte Resmi Adı: Macaristan Cumhuriyeti Para Birimi: Forint Resmi Dili: Macarca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 93000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (69 Milyon Ton) YUGOSLAVYA: Başkenti: Belgrat Resmi Adı: Yugoslavya Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Para Birimi: Dinar Resmi Dili: Makedonca,Sırpça-Hırvatça,Slovence Dini: Çeşitli Yüzölçümü: 255800 km² Baslıca Kaynak: Buğday (56 Milyon Ton) ARNAVUTLUK: Başkenti: Tiran Resmi Adı: Arnavutluk Sosyalist Hak Cumhuriyeti Para Birimi: Lek Resmi Dili: Arnavutça Dini: ????? Yüzölçümü: 29000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (589000 Ton) BULGARİSTAN: Başkenti: Sofya Resmi Adı: Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Leva Resmi Dili: Bulgarca Dini: Çeşitli Yüzölçümü: 111000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (45 Milyon Ton) |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #35 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyKuzey Afrika Kıtası FAS: Başkenti: Rabat Resmi Adı: Fas Krallığı Para Birimi: Dirhem Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 712000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (36 Milyon Ton) CEZAYİR : Başkenti: El Cezayir Resmi Adı: Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Cezayir Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 2308000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (900000 Ton) TUNUS: Başkenti: Es Tunus Resmi Adı: Tunus Cumhuriyeti Para Birimi: Tunus Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 164000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (211000 Ton) LİBYA: Başkenti: Trablus Resmi Adı: Libya Arap Sosyalist Halk Cemahiriyesi Para Birimi: Libya Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1760000 km² Baslıca Kaynak: Davar(55 Milyon Bas) MISIR: Başkenti: Kahire Resmi Adı: Mısır Arap Cumhuriyeti Para Birimi: Mısır Lirası Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1000000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (25 Milyon Ton) ETİYOPYA: Başkenti: Addis Abeba Resmi Adı: Sosyalist Etiyopya Para Birimi: Bir Resmi Dili: Amharca Dini: Hıristiyanlık Yüzölçümü: 1220000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(16 Milyon Ton) SOMALİ : Başkenti: Mogadişu Resmi Adı: Somali Demokratik Cumhuriyeti Para Birimi: Somali Silini Resmi Dili: Somali'ce Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 638000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(282000 Ton) CİBUTİ : Başkenti: Cibuti Resmi Adı: Cibuti Cumhuriyeti Para Birimi: Cibuti Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 23000 km² MORİTANYA: Başkenti: Nuakşot Resmi Adı: Moritanya İslâm Cumhuriyeti Para Birimi: Ugiya Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1080000 km² Baslıca Kaynak: Sığır (1 Milyon Bas) MALİ : Başkenti: Bamako Resmi Adı: Mali Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1240000 km² Baslıca Kaynak: Pamuk(70000 Ton) BURKİNA FASO: Başkenti: Ouagadougou Resmi Adı: Burkina Faso Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet, Animist İnançlar Yüzölçümü: 275000 km² Baslıca Kaynak: Koca Darı(1 Milyon Ton) NİJER : Başkenti: Niamey Resmi Adı: Nijer Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1267000 km² Baslıca Kaynak: Akdarı(1 Milyon Ton) ÇAD: Başkenti: N’Djamena Resmi Adı: Çad Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet, Animist inançlar Yüzölçümü: 1284000 km² Baslıca Kaynak: Pamuk(43000 Ton) SUDAN: Başkenti: Hartum Resmi Adı: Sudan Demokratik Cumhuriyeti Para Birimi: Sudan Lirası Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 2506000 km² Baslıca Kaynak: Pamuk(165000 Ton) Batı Afrika SENEGAL: Başkenti: Dakar Resmi Adı: Senegal Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 197000 km² Baslıca Kaynak: Yer Fıstığı (700000 Ton) YEŞİL BURUN: Başkenti: Praia Resmi Adı: Yeşil Burun Cumhuriyeti Para Birimi: Eskudo Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 4000 km² Baslıca Kaynak: Balıkçılık, muz GAMBİYA: Başkenti: Ban jul Resmi Adı: Gambiya Cumhuriyeti Para Birimi: Dalasi Resmi Dili: İngilizce Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 11300 km² GİNE: Başkenti: Konakri Resmi Adı: Gine Cumhuriyeti Para Birimi: Gine Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 250000 km² Baslıca Kaynak: Manyok(500000 Ton) GİNE-BİSSAU: Başkenti: Bissau Resmi Adı: Gine-Bissau Cumhuriyeti Para Birimi: Peso Resmi Dili: Portekizce Dini: Animist inançlar Yüzölçümü: 36125 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(125000 Ton) SİERRA LEONE: Başkenti: Freetown Resmi Adı: Sierra Leone Cumhuriyeti Para Birimi: Leone Resmi Dili: İngilizce Dini: İslâmiyet, Animist inançlar Yüzölçümü: 72000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(565000 Ton) FİLDİŞİ KIYISI (SAHİLİ ) : Başkenti: Yamusukro Resmi Adı: Fildişi Kıyısı Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: İslâmiyet, Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 322000 km² LİBERYA: Başkenti: Monrovia Resmi Adı: Liberya Cumhuriyeti Para Birimi: Liberya Doları Resmi Dili: İngilizce Dini: Animist inançlar Yüzölçümü: 110000 km² Baslıca Kaynak: Kauçuk(89000 Ton) GANA: Başkenti: Accra Resmi Adı: Gana Cumhuriyeti Para Birimi: Sedi Resmi Dili: İngilizce Dini: Protestanlık, Önemli Müslüman ve Katolik Azınlıklar Yüzölçümü: 240000 km² Baslıca Kaynak: Kakao(225000 Ton) TOGO: Başkenti: Lome Resmi Adı: Togo Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 56600 km² Baslıca Kaynak: Pamuk(23000 Ton) BENİN: Başkenti: Porto-Novo Resmi Adı: Benin Halk Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 113000 km² Baslıca Kaynak: Palmiye Yağı(40000 Ton) NİJERYA: Başkenti: Abuja Resmi Adı: Nijerya Federal Cumhuriyeti Para Birimi: Naira Resmi Dili: İngilizce Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 924000 km² Baslıca Kaynak: Manyok(147 Milyon Ton) Orta ve Doğu Afrika KAMERUN: Başkenti: Yaunde Resmi Adı: Kamerun Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca ve İngilizce Dini: Katoliklik, Protestanlık, Animist inançlar Yüzölçümü: 475000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(125000 Ton) EKVATOR GİNESİ : Başkenti: Malabo Resmi Adı: Ekvator Ginesi Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 28100 km² Baslıca Kaynak: Manyok(55000 Ton) GABON: Başkenti: Libreville Resmi Adı: Gabon Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 286600 km² Baslıca Kaynak: Kereste(15 Milyon m³) KONGO: Başkenti: Brazzaville Resmi Adı: Kongo Halk Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 342000 km² Baslıca Kaynak: Manyok(620000 Ton) SAO TOME ve PRİNCİPE: Başkenti: Sao Tome Resmi Adı: Sao Tome ve Principe Dem Cumhuriyeti Para Birimi: Dobra Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 960 km² ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ : Başkenti: Bangui Resmi Adı: Orta Afrika Cumhuriyeti Para Birimi: CFA Frangı Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 620000 km² Baslıca Kaynak: Manyok(708000 Ton) ZAİRE: Başkenti: Kinsasa Resmi Adı: Zaire Cumhuriyeti Para Birimi: Zaire Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 2345000 km² Baslıca Kaynak: Manyok(155 Milyon Ton) UGANDA: Başkenti: Kampala Resmi Adı: Uganda Cumhuriyeti Para Birimi: Yeni Uganda Silini Resmi Dili: İngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 237000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(195000 Ton) RUANDA: Başkenti: Kigali Resmi Adı: Ruanda Cumhuriyeti Para Birimi: Ruanda Frangı Resmi Dili: Fransızca ve Ruandaca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 26338 km² Baslıca Kaynak: Kahve(33000 Ton) BURUNDİ : Başkenti: Bujumbura Resmi Adı: Burundi Cumhuriyeti Para Birimi: Burundi Frangı Resmi Dili: Fransızca ve Kirundi Dili Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 28000 km² Baslıca Kaynak: Muz(1260000 Ton) KENYA: Başkenti: Nairobi Resmi Adı: Kenya Cumhuriyeti Para Birimi: Kenya Silini Resmi Dili: İngilizce ve Svahilce Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 583000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(2650000 Ton) TANZANYA: Başkenti: Darüsselam Resmi Adı: Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Para Birimi: Tanzanya Silini Resmi Dili: İngilizce ve Svahilce Dini: Katoliklik, İslâmiyet ve Protestanlık Yüzölçümü: 940000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(56000 Ton) MALAVİ : Başkenti: Lilongwe Resmi Adı: Malavi Cumhuriyeti Para Birimi: Kvaça Resmi Dili: İngilizce Dini: Katoliklik ve Animist inançlar Yüzölçümü: 118000 km² Baslıca Kaynak: Tütün(71000 Ton) GÜNEY AFRİKA: Başkentleri: Pretoria ve Cape Town Resmi Adı: Güney Afrika Cumhuriyeti Para Birimi: Rand Resmi Dili: Afrikaanca ve İngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 1221000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(7000000 Ton) MOZAMBİK: Başkenti: Maputo Resmi Adı: Mozambik Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Metikal Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 785000 km² Baslıca Kaynak: Seker(26000 Ton) LESOTHO: Başkenti: Maseru Resmi Adı: Lesotho Krallığı Para Birimi: Loti Resmi Dili: İngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 30355 km² SVAZİLAND: Başkenti: Mbabane Resmi Adı: Svaziland Krallığı Para Birimi: Lilangeni Resmi Dili: İngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 17363 km² Baslıca Kaynak: Turunçgiller(107000 Ton) NAMİBYA: Başkenti: Windhoek Resmi Adı: Namibya Para Birimi: Güney Afrika Randı Resmi Dili: Afrikaanca ve İngilizce Dini: Animist inançlar Yüzölçümü: 825000 km² Baslıca Kaynak: Sığır (2 Milyon Bas) BOTSVANA: Başkenti: Gaborone Resmi Adı: Botsvana Cumhuriyeti Para Birimi: Pula Resmi Dili: İngilizce Dini: Protestanlık, Animist inançlar Yüzölçümü: 570000 km² Baslıca Kaynak: Sığır (27 Milyon Bas) ANGOLA: Başkenti: Luanda Resmi Adı: Angola Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Kwanza Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 1246700 km² Baslıca Kaynak: Manyok(1900000 Ton) ZAMBİYA: Başkenti: Lusaka Resmi Adı: Zambiya Cumhuriyeti Para Birimi: Kvaça Resmi Dili: İngilizce Dini: Protestanlık, Animist inançlar Yüzölçümü: 746000 km² Baslıca Kaynak: Sığır (28 Milyon Bas) ZİMBABWE: Başkenti: Harare Resmi Adı: Zimbabwe Cumhuriyeti Para Birimi: Zimbabwe Doları Resmi Dili: İngilizce Dini: Protestanlık, Animist inançlar Yüzölçümü: 390000 km² Baslıca Kaynak: Sığır (48 Milyon Bas) MADAGASKAR: Başkenti: Antananarivo Resmi Adı: Madagaskar Demokratik Cumhuriyeti Para Birimi: Madagaskar Frangı Resmi Dili: Malgasça Dini: Katoliklik, Animist inançlar Yüzölçümü: 587000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(21 Milyon Ton) MAURİCE ADASI: Başkenti: Port-Louis Resmi Adı: Mauritius Para Birimi: Mauritius Rupisi Resmi Dili: ngilizce Dini: Hinduculuk ve Hıristiyanlık Yüzölçümü: 2040 km² Baslıca Kaynak: Seker(684000 Ton) KOMORLAR: Başkenti: Moroni Resmi Adı: Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti Para Birimi: Komor Frangı Resmi Dili: Arapça ve Fransızca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1900 km² Baslıca Kaynak: Hindistan Cevizi(47000 Ton) ŞEYSELLER: Başkenti: Victoria Resmi Adı: Şeyseller Cumhuriyeti Para Birimi: Şeyseller Rupisi Resmi Dili: ngilizce, Kreol, Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 410 km² Baslıca Kaynak: Turizm |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #36 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyArap Yarımadası SUUDİ ARABİSTAN: Başkenti: Riyad Resmi Adı: Suudi Arabistan Krallığı Para Birimi: Suudi Arabistan Riyali Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 2150000 km² Baslıca Kaynak: Koyun(72 Milyon Bas) BAHREYN: Başkenti: Mename Resmi Adı: Bahreyn Devleti Para Birimi: Bahreyn Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 660 km² Baslıca Kaynak: Petrol(2100000 Ton) KATAR: Başkenti: Ed Duha Resmi Adı: Katar Devleti Para Birimi: Katar Riyali Resmi Dili: Arapça Dini: İslamiyet Yüzölçümü: 11410 km² Baslıca Kaynak: Petrol(19 Milyon Ton) BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLER (BAE): Başkenti: Abu Dabi Resmi Adı: Birleşik Arap Emirlikleri Para Birimi: BAE Dirhemi Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 80000 km² Baslıca Kaynak: Petrol(77 Milyon Ton) KUVEYT: Başkenti: El-Kuveyt Resmi Adı: Kuveyt Devleti Para Birimi: Kuveyt Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 17800 km² Baslıca Kaynak: Petrol(74100000 Ton) UMMAN: Başkenti: Maskat Resmi Adı: Umman Sultanlığı Para Birimi: Umman Riyali Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 212000 km² Baslıca Kaynak: Petrol(30700000 Ton) KUZEY YEMEN: Başkenti: San’a Resmi Adı: Yemen Arap Cumhuriyeti Para Birimi: Yemen Riyali Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 195000 km² Baslıca Kaynak: Sorgum(Koca Darı)(391000 Ton) GÜNEY YEMEN: Başkenti: Aden Resmi Adı: Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Yemen Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 290000 km² Baslıca Kaynak: Davar(2600000 Bas) Orta Doğu TÜRKİYE: Başkenti: Ankara Resmi Adı: Türkiye Cumhuriyeti Para Birimi: Türk Lirası Resmi Dili: Türkçe Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 780000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (20500000 Ton) KUZEY KIBRIS: Başkenti: Lefkoşa Resmi Adı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Para Birimi: Türk Lirası Resmi Dili: Türkçe Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 3555 km² Baslıca Kaynak: Turunçgiller(197600 Ton) KIBRIS: Başkenti: Lefkoşa Resmi Adı: Kıbrıs Cumhuriyeti Para Birimi: Kıbrıs Lirası Resmi Dili:TURKCE Yunanca Dini: Hıristiyanlık Yüzölçümü: 5896 km² Baslıca Kaynak: Şarap (600000 Hektolitre) LÜBNAN: Başkenti: Beyrut Resmi Adı: Lübnan Cumhuriyeti Para Birimi: Lübnan Lirası Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet, Hıristiyanlık Yüzölçümü: 10400 km² Baslıca Kaynak: Turunçgiller(270000 Ton) İSRAİL : Başkenti: Kudüs Resmi Adı: İsrail Devleti Para Birimi: Sekel Resmi Dili: Branice Dini: Musevilik Yüzölçümü: 21000 km² Baslıca Kaynak: Turunçgiller(1200000 Ton) SURİYE: Başkenti: Sam Resmi Adı: Suriye Arap Cumhuriyeti Para Birimi: Suriye Lirası Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 185000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (1900000 Ton) IRAK: Başkenti: Bağdat Resmi Adı: Irak Cumhuriyeti Para Birimi: Irak Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 434000 km² Başlıca Kaynak: Hurma(350000 Ton) ÜRDÜN: Başkenti: Amman Resmi Adı: Ürdün Haşimi Krallığı Para Birimi: Ürdün Dinarı Resmi Dili: Arapça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 97700 km² Başlıca Kaynak: Buğday (100000 Ton) İRAN: Başkenti: Tahran Resmi Adı: İran İslâm Cumhuriyeti Para Birimi: Riyal Resmi Dili: Farsça Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1650000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (7500000 Ton) AFGANİSTAN: Başkenti: Kabil Resmi Adı: Afganistan Demokratik Cumhuriyeti Para Birimi: Afgani Resmi Dili: Deri ve Peştuca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 650000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (2500000 Ton) |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #37 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyGüney Asya PAKİSTAN: Başkenti: İslamabat Resmi Adı: Pakistan İslam Cumhuriyeti Para Birimi: Pakistan Rupisi Resmi Dili: Urduca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 803000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (12200000 Ton) HİNDİSTAN: Başkenti: Yeni Delhi Resmi Adı: Hindistan Cumhuriyeti Para Birimi: Hindistan Rupisi Resmi Dili: ngilizce ve Hintçe Dini: Hinduculuk Yüzölçümü: 3268000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(94500000 Ton) NEPAL: Başkenti: Katmandu Resmi Adı: Nepal Krallığı Para Birimi: Nepal Rupisi Resmi Dili: Nepalce Dini: Hinduculuk Yüzölçümü: 140000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(2900000 Ton) BHUTAN: Başkenti: Thimbu Resmi Adı: Bhutan Krallığı Para Birimi: Ngultrum ve Hint Rupisi Resmi Dili: Conghaca (Tibet Lehçesi) Dini: Budizm Yüzölçümü: 47000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(60000 Ton) BANGLADEŞ: Başkenti: Dakka Resmi Adı: Bangladeş Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Taka Resmi Dili: Bengalce Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 143000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(21900000 Ton) SRİ LANKA: Başkenti: Kolombo Resmi Adı: Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti Para Birimi: Sri Lanka Rupisi Resmi Dili: Seylan'ca Dini: Budacılık Yüzölçümü: 66000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(2300000 Ton) MALDİVLER: Başkenti: Male Resmi Adı: Maldivler Cumhuriyeti Para Birimi: Maldiv Rupisi Resmi Dili: Divehi(Maldivce) Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 300 km² Baslıca Kaynak: Kopra (2000000 Ton) Güneydoğu Asya BİRMANYA: Başkenti: Rangoon Resmi Adı: Myanma Birliği Sosyalist Cumhuriyeti Para Birimi: Kyat Resmi Dili: Birmanca Dini: Budizm Yüzölçümü: 678000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(15000000 Ton) TAYLAND: Başkenti: Bangkok Resmi Adı: Tayland Krallığı Para Birimi: Baht Resmi Dili: Tayca Dini: Budizm Yüzölçümü: 514000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(20400000 Ton) VİETNAM: Başkenti: Hanoi Resmi Adı: Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Para Birimi: Dong Resmi Dili: Vietnamca Dini: ????? Yüzölçümü: 335000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç (15400000 Ton) LAOS: Başkenti: Vientian Resmi Adı: Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Kip Resmi Dili: Laoca Dini: Budizm Yüzölçümü: 236800 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(1400000 Ton) KAMPUÇYA: Başkenti: Panom Penh Resmi Adı: Kampuçya Devleti Para Birimi: Riel Resmi Dili: Khmerce Dini: Budizm Yüzölçümü: 180000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(2000000 Ton) SİNGAPUR: Başkenti: Singapur Resmi Adı: Singapur Cumhuriyeti Para Birimi: Singapur Doları Resmi Dili: ngilizce, Çince, Malayca, Tamilce Dini: Taoculuk Yüzölçümü: 618 km² Baslıca Kaynak: Ticaret Filosu(709 Milyon Groston) MALAYSİYA: Başkenti: Kuala Lumpur Resmi Adı: Malezya Federasyonu Para Birimi: Ring git veya Malaysiya Doları Resmi Dili: Malayca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 330000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(1800000 Ton) ENDONEZYA: Başkenti: Cakarta Resmi Adı: Endonezya Cumhuriyeti Para Birimi: Rupi ah Resmi Dili: Endonezya Dili Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 1900000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(41400000 Ton) BRUNE : Başkenti: Bandar Seri Begavan Resmi Adı: Brunei Para Birimi: Brunei Doları Resmi Dili: Malayca Dini: İslâmiyet Yüzölçümü: 5765 km² Baslıca Kaynak: Petrol(7500000 Ton) FİLİPİNLER: Başkenti: Manila Resmi Adı: Filipinler Cumhuriyeti Para Birimi: Filipinler Pezosu Resmi Dili: Tagalogca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 300000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(9000000 Ton) Uzakdoğu ÇİN: Başkenti: Pekin Resmi Adı: Çin Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Yuan Resmi Dili: Çince Yüzölçümü: 9600000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(173300000 Ton) TAYVAN: Başkenti: Taype Resmi Adı: Çin Cumhuriyeti Para Birimi: Tayvan Doları Resmi Dili: Çince Dini: Budizm Yüzölçümü: 36000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(1900000 Ton) MOĞOLİSTAN: Başkenti: Ulan Batur Resmi Adı: Moğolistan Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Tuğrik Resmi Dili: Halhaca Yüzölçümü: 1565500 km² Baslıca Kaynak: Sığır (2100000 Bas) JAPONYA: Başkenti: Tokyo Resmi Adı: Japonya Para Birimi: Yen Resmi Dili: Japonca Dini: Şinto Dini, Budizm Yüzölçümü: 373000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(12500000 Ton) KUZEY KORE: Başkenti: Pyongyang Resmi Adı: Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Para Birimi: Von Resmi Dili: Korece Yüzölçümü: 120500 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(6300000 Ton) GÜNEY KORE: Başkenti: Seul Resmi Adı: Kore Cumhuriyeti Para Birimi: Von Resmi Dili: Korece Dini: Budizm Yüzölçümü: 99000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(7800000 |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #38 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyOkyanusya AVUSTRALYA: Başkenti: Canberra Resmi Adı: Avustralya Milletler Topluluğu Para Birimi: Avustralya Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık(Büyük Bir Katolik Azınlık) Yüzölçümü: 7682300 km² Baslıca Kaynak: Buğday (13800000 Ton) PAPUA YENİ GİNE: Başkenti: Port Moresby Resmi Adı: Papua Yeni Gine Para Birimi: Kina Resmi Dili: ngilizce Dini: Animist inançlar Yüzölçümü: 463000 km² Baslıca Kaynak: Kopra(145000 Ton) YENİ ZELANDA: Başkenti: Wellington Resmi Adı: Yeni Zelanda Para Birimi: Yeni Zelanda Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık(Büyük Bir Katolik Azınlık) Yüzölçümü: 270000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (235000 Ton) NAURU: Başkenti: Yaren Resmi Adı: Nauru Cumhuriyeti Para Birimi: Avustralya Doları Resmi Dili: Nauru'ca Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 21 km² Baslıca Kaynak: Fosfat(1600000 Ton) SOLOMON ADALARI: Başkenti: Honiara Resmi Adı: Solomon Adaları Para Birimi: Solomon Adaları Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 30000 km² Baslıca Kaynak: Kopra(45000 Ton) KİRİ BATİ : Başkenti: Bairiki Resmi Adı: Kiri bati Cumhuriyeti Para Birimi: Avustralya Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık ve Katoliklik Yüzölçümü: 900 km² Baslıca Kaynak: Kopra(12000 Ton) TUVALU: Başkenti: Funafuti Resmi Adı: Tuvalu Para Birimi: Tuvalu Doları ve Avustralya Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 24 km² Baslıca Kaynak: Kopra, Balık VANUATU: Başkenti: Port-Vila Resmi Adı: Vanuatu Cumhuriyeti Para Birimi: Vatu Resmi Dili: ngilizce, Fransızca ve Bichlamar Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 14760 km² Baslıca Kaynak: Kopra(50000 Ton) FİJİ : Başkenti: Suva Resmi Adı: Fiji Para Birimi: Fiji Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 18300 km² Baslıca Kaynak: Seker(350000 Ton) TONGA: Başkenti: Nukualofa Resmi Adı: Tonga Krallığı Para Birimi: Paanga Resmi Dili: ngilizce, Tonganca Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 700 km² Baslıca Kaynak: Kopra(7000 Ton) SAMOA ve BATI SAMOA: Başkenti: Apia Resmi Adı: Batı Samoa Bağımsız Devleti Para Birimi: Tala Resmi Dili: ngilizce, Samoaca Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 2842 km² Baslıca Kaynak: Muz(20000 Ton) |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #39 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyKuzey Amerika KANADA: Başkenti: Ottowa Resmi Adı: Kanada Para Birimi: Kanada Doları Resmi Dili: ngilizce, Fransızca Dini: Protestanlık, Katoliklik Yüzölçümü: 9975000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (15500000 Ton) AMERİKA (ABD): Başkenti: Washington Resmi Adı: Amerika Birleşik Devletleri Para Birimi: Dolar Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 9364000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (49300000 Ton) Orta Amerika MEKSİKA: Başkenti: Mexico City Resmi Adı: Meksika Birleşik Devletleri Para Birimi: Meksika Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 1970000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(12000000 Ton) BELİZE: Başkenti: Belmopan Resmi Adı: Belize Para Birimi: Belize Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 23000 km² Baslıca Kaynak: Seker(11000 Ton) GUATEMALA: Başkenti: Guatemala City Resmi Adı: Guatemala Cumhuriyeti Para Birimi: Ketzal Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 109000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(1280000 Ton) EL SALVADOR: Başkenti: San Salvador Resmi Adı: Salvador Cumhuriyeti Para Birimi: Kolon Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 21000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(536000 Ton) HONDURAS: Başkenti: Tegucigalpa Resmi Adı: Honduras Cumhuriyeti Para Birimi: Lempira Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 112000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(470000 Ton) NİKARAGUA: Başkenti: Managua Resmi Adı: Nikaragua Cumhuriyeti Para Birimi: Kordoba Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 148000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(41000 Ton) KOSTA RİKA: Başkenti: San Jose Resmi Adı: Kosta Rika Cumhuriyeti Para Birimi: Kolon Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 51000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(150000 Ton) PANAMA: Başkenti: Panama Resmi Adı: Panama Cumhuriyeti Para Birimi: Balboa Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 77000 km² Baslıca Kaynak: Muz(1100000 Ton) Antıller KÜBA: Başkenti: Havana Resmi Adı: Küba Cumhuriyeti Para Birimi: Küba Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 111000 km² Baslıca Kaynak: Turunçgiller(750000 Ton) HAİTİ : Başkenti: Port-Au-Prince Resmi Adı: Haiti Cumhuriyeti Para Birimi: Gurd Resmi Dili: Fransızca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 27750 km² Baslıca Kaynak: Kahve(38000 Ton) DOMİNİK CUMHURİYETİ : Başkenti: Santo Domingo Resmi Adı: Dominik Cumhuriyeti Para Birimi: Dominik Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 48400 km² Baslıca Kaynak: Seker(850000 Ton) JAMAİKA: Başkenti: Kingston Resmi Adı: Jamaika Para Birimi: Jamaika Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Hıristiyanlık Yüzölçümü: 11425 km² Baslıca Kaynak: Seker(203000 Ton) BAHAMA: Başkenti: Nassau Resmi Adı: Bahama Milletler Topluluğu Para Birimi: Bahama Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 13900 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 25 Milyon Turist) SAİNT CHRİSTOPHER VE NEVİS: Başkenti: Basseterre Resmi Adı: Saint Christopher ve Nevis Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 261 km² Baslıca Kaynak: Seker(32000 Ton) ANTİGUA VE BARBUDA: Başkenti: Saint John’s Resmi Adı: Antigua ve Barbuda Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 442 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 185000 Turist) DOMİNİKA: Başkenti: Roseau Resmi Adı: Dominika Milletler Topluluğu Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 751 km² Baslıca Kaynak: Muz(40000 Ton) SAİNT VİNCENT VE GRENADİNLER: Başkenti: Kingstown Resmi Adı: Saint Vincent ve Grenadinler Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 388 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 33000 Turist) GRENADA: Başkenti: Saint George’s Resmi Adı: Greneda Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 344 km² Baslıca Kaynak: Kakao(2000 Ton) BARBADOS: Başkenti: Bridgetown Resmi Adı: Barbados Para Birimi: Barbados Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık Yüzölçümü: 431 km² Baslıca Kaynak: Turizm(Yılda 2 Milyon Turist) TRİNİDAD VE TOBAGO: Başkenti: Port of Spain Resmi Adı: Trinidad ve Tobago Cumhuriyeti Para Birimi: Trinidad Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Katoliklik, Protestanlık Yüzölçümü: 5128 km² Baslıca Kaynak: Seker(92000 Ton) SAİNT LUCİA: Başkenti: Castries Resmi Adı: Saint Lucia Para Birimi: Doğu Karayibler Doları Resmi Dili: İngilizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 616 km² Baslıca Kaynak: Muz(80000 Ton) |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #40 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyGüney Amerika KOLOMBİYA: Başkenti: Bogota Resmi Adı: Kolombiya Cumhuriyeti Para Birimi: Kolombiya Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 1140000 km² Baslıca Kaynak: Kahve(708000 Ton) VENEZUELA: Başkenti: Caracas Resmi Adı: Venezuela Cumhuriyeti Para Birimi: Bolivar Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 912050 km² Baslıca Kaynak: Mısır(1400000 Ton) GUYANA: Başkenti: Georgetown Resmi Adı: Guyana Kooperatif Cumhuriyeti Para Birimi: Guyana Doları Resmi Dili: ngilizce Dini: Protestanlık, Hinduculuk Yüzölçümü: 215000 km² Baslıca Kaynak: Boksit(2508000 Ton) SURİNAM: Başkenti: Paramaribo Resmi Adı: Surinam Cumhuriyeti Para Birimi: Surinam Ginesi Resmi Dili: Hollandaca Dini: Katoliklik, Hinduculuk Yüzölçümü: 163265 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(300000 Ton) BREZİLYA: Başkenti: Brasilia Resmi Adı: Brezilya Federatif Cumhuriyeti Para Birimi: Kuruzeyro Resmi Dili: Portekizce Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 8512000 km² Baslıca Kaynak: Mısır(24600000 Ton) EKVADOR: Başkenti: Quito Resmi Adı: Ekvador Cumhuriyeti Para Birimi: Sükre Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 270670 km² Baslıca Kaynak: Muz(2101000 Ton) PERU: Başkenti: Lima Resmi Adı: Peru Cumhuriyeti Para Birimi: İnti Resmi Dili: İspanyolca, Keçuaca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 1285000 km² Baslıca Kaynak: Pirinç(1000000 Ton) BOLİVYA: Başkenti: La Paz Resmi Adı: Bolivya Cumhuriyeti Para Birimi: Bolivya Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 1100000 km² Baslıca Kaynak: Davar(9500000 Bas) PARAGUAY: Başkenti: Asuncion Resmi Adı: Paraguay Cumhuriyeti Para Birimi: Guarani Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 407000 km² Baslıca Kaynak: Soya(1100000 Ton) URUGUAY: Başkenti: Montevideo Resmi Adı: Uruguay Doğu Cumhuriyeti Para Birimi: Uruguay Yeni Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 177500 km² Baslıca Kaynak: Buğday (234000 Ton) ARJANTİN: Başkenti: Buenos Aires Resmi Adı: Arjantin Cumhuriyeti Para Birimi: Austral Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 2780000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (9500000 Ton) ŞİLİ : Başkenti: Santiago Resmi Adı: Sili Cumhuriyeti Para Birimi: Sili Pezosu Resmi Dili: İspanyolca Dini: Katoliklik Yüzölçümü: 757000 km² Baslıca Kaynak: Buğday (1700000 Ton) |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #41 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyTurizm TURİZM İŞKOLU Turizm, Türkiye’de son on yılda büyük bir sıçrama göstermiş ve ekonominin en fazla döviz girdisi sağlayan sektörü olmuştur Sektör, 1999 yılında yaşanan büyük kriz ve deprem felaketlerinden olumsuz etkilenmişsede 2000 yılında yeni bir toparlanmaya girmiş ve ülkemize 10,400,000 turist getirerek 7,5 milyar dolar döviz girdisi sağlamıştır Dünyamızın içinde bulunduğu koşullarda 2001 yılından başlayarak turizm sektörünün Türkiye’ye uluslararası rekabette göreceli üstünlük sağlayan en önemli sektör olduğu görülmektedir Turizm sektörü her yıl artan döviz girdileri ile ülkemiz ekonomisinin lokomotifi olmaya namzet birinci sektördür Ayrıca İstanbul Sanayi Odası’nın yaptığı bir araştırmaya göre, turizm sektörü, Türkiye ekonomisinin 38 farklı sektörünü aynı anda etkilemektedir Bu da ülke ekonomisi açısından sektörün önemini bir kez daha kanıtlamaktadır Diğer yandan “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı”nın başarıya ulaşmasına ve ülkemizin şu anda içinde bulunduğu ağır finansal ve ekonomik krizden kurtulmasına yardımcı olacak sektörlerin başında da yine Turizm sektörü görülmektedir Bu denli önem atfedilen sektörümüzün beklentilerine cevap vermesi için yaşadığı güncel sorunları acilen aşması gerekmektedir Bu sorunları bazı başlıklar altında irdelemeye ve çözüm önerilerimizi sunmaya çalışacağız 1 Tanıtıma Önem Verilmelidir Yirmibirinci yüzyılda turizm tüm çağdaş ülkeler açısından ‘bacasız sanayi’ olarak kabul edilmekte ve sektör artık “Seyahat Endüstrisi” olarak tanımlanmaktadır Bu gelişmenin doğal sonucu olarak da pazardan daha büyük paylar almak isteyen ülkeler arasında rekabet giderek artmıştır Bu rekabet ortamında ülkelere en büyük avantajı ise tanıtım sağlamaktadır Ülkemiz maalesef geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin tanıtımı için gerekli bütçeyi ayıramamış, ayrıca sektördeki ilgili kuruluşların organizasyonu sağlanamamıştır Türkiye’nin turizmde hak ettiği yere gelebilmesi için tanıtıma gerekli önemin verilmesi amacıyla; • Tanıtımın ulusal bir yaklaşımla ele alınması ve tanıtım politikalarının hükümet değişikliklerinden etkilenmesinin önlenmesi gerekmektedir • Sektörde çeşitli kesimleri temsil eden dernek, birlik ve kuruluşların tanıtım için yaptıkları çalışmaların daha büyük fayda sağlamak için tek bir merkezden koordine edilmesi amacıyla tüm bu kuruluşların de temsil edilebileceği Ulusal Tanıtma Konseyi en kısa zamanda oluşturulmalıdır • 2001 yılı için ayrılan tanıtım bütçesi revize edilmediğinden, 2001 yılında yapılacak tanıtım sadece bu yıl için değil 2002 içinde yetersiz kalacak ve olumsuz etki gösterecektir Bu nedenle Türkiye ve Türk halkı imajı çalışmaları için en az 250 milyon ABD Doları, turizm yöreleri ve sektörel tanıtım için ise ayrıca 250 milyon ABD doları olmak üzere, toplam 500 milyon dolarlık bir kaynak tanıtım için ayrılmalı, sektörle eşgüdümlü ve tutarlı bir programla harcanmalıdır 2 Turizm Gelirleri İhracat Sayılmalıdır Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda turizm gelirlerinin ihracat geliri sayılması kabul edilmiştir Ancak bugüne kadar bu konuda herhangi bir kanun ve mevzuat çalışması maalesef yapılmamıştır Bu konunun hayata geçirilmesi, turizm yatırımcı ve işletmecilerine sağlayacağı yararın ötesinde bir katkıyı Türkiye ekonomisine yapacak ve kayıtdışı çalışan işletmeler bu tür imkanlardan yararlanmak amacıyla yasal çerçeveler içinde çalışmaya özendirileceklerdir • Türkiye’nin düze çıkması için büyük önem verilen turizm gelirlerini artırmak, yatırımcı ve işletmecileri teşvik etmek için derhal bu konudaki çalışmalar başlatılmalı ve turizm yatırımcıları, ihracata uygulanan çeşitli teşviklerden yararlandırılmalıdır 3 Turizm İşletmeleri KOBİ Yatırım Teşvik ve Kredi Kapsamına Alınmalıdır Turizm İşletmelerinin KOBİ Yatırım Teşvik ve Kredi kapsamına alınması 1999 yılı Hükümet icra programına alınmış olmasına rağmen bugün halen bu konu işlerlik kazanmamıştır Ayrıca bu tür teşvik kredisi kullandırılmasında kayıtlı, büyük ve kurumsallaşmış şirketleri dışlayıcı kıstaslar konulması (örneğin ciro üst sınırı gibi) bu işletmelerin yenileme ve modernizasyon yatırımlarını gerçekleştirmelerini zorlaştırmaktadır • Turizm işletmelerinin herhangi bir kısıtlama ve koşul konulmadan KOBi Yatırım Teşvik ve Kredi kapsamına alınması, benzer bir sistem ve yapının turizm işletmeleri için de bir an önce kurulması gerekmektedir • Ekonomik tedbirler içerisinde KOBİ’ler için Türkiye Halk Bankası’na yeni kaynak aktarılması söz konusu edilmektedir Benzer bir uygulama Turizm sektörüne kredi verecek Türkiye Kalkınma Bankası için de yapılmalı ve kaynak aktarılmalıdır • Turizm geliri ihracat geliri sayıldığına göre, sektördeki firmaların Eximbank kredilerinden yararlanması sağlanmalıdır 4 Turizm Yatırımlarının Finansman Sorunlarına Uygun Çözümler Bulunmalıdır Turizm yatırımları yoğun sermaye gerektiren, geri dönüşü uzun olan yatırımlardır Bu nedenle uzun vadeli kredi ihtiyacı vardır Turizm yatırımcısı yurt dışından uygun kredi temin edecek güce sahiptir Karşılaşılan en önemli sorun, bu kredinin geri ödenme teminatının sağlanmasıdır Yurt dışı finansörlere gayrimenkul ipoteği verilmemekte, teminat mektubu zor alınabilmektedir • Devletin ve bankaların kolay ve düşük maliyetli teminat mektubu temin etmesi sağlanmalıdır • Yatırımların önünün açılmasını teminen; bankaların kredi portföyünde bulunan teşvik belgeli yatırım projelerinin bankalarca genel kabul görmüş proje değerlendirme kriterleri çerçevesinde yapılacak değerlendirme ve bulunacak borç ödeme güçlerinin tespiti ölçüsünde azami 5-8 yıla kadar uzatmalı, söz konusu projelere en az 6 ay -2 yıl ödemesiz dönem tanınmalı, anılan şirketlere 31122000 tarihi itibariyle kayıtlı öz kaynaklarının %25’i kadar işletme kredisi verilmeli, bu tür projelerin mevcut karşılık kararnamesi kapsamı dışında tutulması tedbirleri acilen geliştirilmelidir 5 Turizmde KDV Oranları İndirilmelidir İspanya, Fransa, İtalya, Portekiz ve Yunanistan gibi turizmde bize rakip olan ülkelerde KDV oranları sektöre özgü olarak genel oranın yaklaşık yarı yarıya altına düşürülmüştür Bu ülkeler ile Türkiye arasında KDV oranlarında %7 ile %12 arasında fark vardır Türkiye’de ise KDV oranının düşürülmesi bir yana geçtiğimiz dönemde 3 puan artırılarak %15’den %18’e çıkarılmıştır Türkiye’nin %18’lik KDV ile turizm piyasasında rekabet avantajı yakalama şansı yoktur Üstelik Türkiye, Avrupa’nın en çok turist veren ülkelerine rakiplerinden daha uzaktır Bu iki unsur biraraya geldiğinde Türkiye’nin hakettiği kadar turisti ülkeye getirmesi zorlaşmaktadır • KDV turizm sektöründe mutlaka düşürülmelidir • Turizmde KDV fiyatın kendisidir Turizm sektöründe oluşan KDV’nin ihracatta olduğu gibi hizmet üreten tesislere iade edilmesi hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır 6 Turizm Yatırımları İçin Arazi Tahsisine Devam Edilmelidir Ülkemizin önümüzdeki yıllarda turizmden beklediği yüksek geliri sağlayabilmesi için nitelikli tesislere çok fazla ihtiyaç vardır Kamu arazilerinin tahsisi uygulaması nitelikli tesis yapımlarını teşvik etmekteydi Ancak şu anda bu tahsisler tamamen durmuştur • Adil ve şeffaf bir ihale düzeniyle sektörün bu yöndeki tıkanıklığı giderilmelidir • Kamu kamplarının, çalışan kamu görevlileri yönünden sosyal faydası olmakla beraber, devamlı olarak devlet tarafından sübvanse edilmeleri kamu iktisadi işletmeleri gibi, ekonomiye önemli yük getirmektedir Ülkemizde yazın deniz turizmi yapılacak yerlerin son derece azalmış olması nedeniyle de bu yerlerin Turizm Yatırım ve İşletmelerine tahsis edilmesi, kiralanması veya satılması halinde ülkemizin turizm yatak kapasitesine önemli ilaveler olacağı gibi ürün çeşitlenmesi de artacaktır Bu nedenler ile kamu kampları turizme, özelleştirme ve kamu arazilerinin satışı kapsamında biran önce açılmalıdır 7 Turizm Sektörüne Yabancı Yatırımcıları Çekecek Önlemler Alınmalıdır 21 Yüzyılın parlayan sektörleri arasında çok önemli bir yer tutan turizm sektörü, ülkemize yabancı yatırımcıları çekmenin en önemli yollarından biri olacaktır Bu yatırımlar bir yandan ülkemizin ihtiyaç duyduğu yabancı sermaye girişini sağlarken, uluslararası işletmecilerin de daha yoğun olarak ülkemize gelmesi rekabeti artıracak, bu rekabete dayanabilmek için yerli işletmelerimizin de daha çağdaş ve daha kaliteli hizmet vermesini teşvik edecektir • Yabancı turizm yatırımcısını ülkemize çekecek her türlü kolaylık sağlanmalıdır Mevcut tesislerin yabancı yatırım ve işletmecilerine en avantajlı şekilde satışını, kiralanmasını sağlayacak ve ortaklıklar yapılmasını kolaylaştıracak her türlü vergi ve yatırım teşvik avantajları getirilmelidir • Enflasyon muhasebesi uygulamasına geçirilerek, geriye dönüşlü kararlar alınmayacağı ve mevzuat düzenlemeleri yapılmayacağı garantisi verilerek, yabancı sermayenin girişi kolaylaştırılmalıdır 8 Turizm İşletmelerinde Maliyetlerin Düşürülmesine Yardımcı Olunmalıdır Her yeni vergi alma girişimi reel ekonomiye yönelik olmaktadır Halen gündemde olan yerel yönetimler yasası mahalli idarelere gelir sağlamak için zaten ağır yükler taşıyan turizm müesseselerine özellikle daha ağır mali külfetler getirmektedir • Turizm İşletmelerine elektrik, su, atıksu, telefon vs hizmetleri için sanayi işletmeleri tarifesi uygulanmasına son verilmelidir 9 Yurtdışından Turist Taşımada ve Ülkeye Girişte Yaşanan Sorunlar Çözümlenmelidir Türkiye’ye turist getiren tur operatörü şirketler uçak organizasyonlarında zorluk yaşamakta, ülkeye girişte ödenen havaalanı vergileri, ayakbastı paraları fiyat avantajlarını olumsuz etkilemektedir THY bu şirketlere gerekli kolaylığı ve anlayışlı göstermemekte, yurtdışı uçak şirketleri ile çalışmak zorunda kalınmakta bu da ülkenin döviz kaybetmesine neden olmaktadır Ayrıca turistik girişlerde yürütülen formaliteleri azaltacak ve servisin kalitesini yükseltecek eğitim ve uygulama önlemleri alınmalıdır Turizm bölgelerinin ihtiyacına göre havaalanı, yol, su şebekesi, telefon santrali gibi hizmetleri sağlayacak ya da geliştirecek yatırımların eş zamanlı olarak yürütülmesi ve hızla tamamlanması gereklidir • THY’nın tur operatörü şirketler ile işbirliği yapması sağlanmalı, vergiler indirilerek rakip ülkelere karşı fiyat avantajı sağlanmalıdır • Yurt dışında faaliyet gösteren Türk sermayeli tur operatörü şirketleri desteklenmelidir |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #42 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyTurizm İşletmelerinde Kariyer 1 GİRİŞ TUR 401 Ağırlama İşletmelerinde Kariyer Seçenekleri dersi için hazırlanan bir kariyeri tanımaya yönelik proje çalışmasında otel işletmeciliği ele alınmıştır Konu ile ilgili olarak Alanya Lady Blue Apart Oteli’nin sahibi ve aynı zamanda genel müdürlüğünü yapan Hatice Göret incelenmiştir 11 Amaç Toplumlarda meydana gelen sosyal, teknik ve demografik değişiklikler turizm sektörünün 21 yüzyılda dahada büyüyeceğine işaret ediyor Günümüzde turizm sektöründe çalışacak kalifiye ve profesyonel eğitim görmüş yönetici talebi sürekli arttığından yapılan projede sektörde çalışmak isteyen kişilerde aranan özellikler ve eğitim gereklerinin incelenmesi, sektörde çalışan bir yönetici tarafından işin avantaj ve dezavantajlarının belirlenip otelcilik alanında kariyer yapmak isteyen kişilerin bilgilendirilmesi amaçlanmıştır 2 OTEL İŞLETMESİ Turistik hareketlerin herhangi bir yönü ile ilgilenenler uzun zamandan beri otel işletmesinin sahip olacağı asgari derecedeki teknik ve estetik özellikleri üzerinde tartışmalarda bulunarak kavramı açıklamaya çalışmışlar, fakat bir anlaşmaya varamamışlardır Çünkü, gelenekleri, milliyetleri, dilleri, dinleri, mali güçleri seyahat amaçları, hayat standartları, zevkleri birbirinden çok farklı bulunan turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda bulunan bir işltemenin tanımını yapmak, elemanlarını belirtmek güçtür Otel, yolcuların seyahat boyunca ücret karşılığı konaklayabildikleri ve mutat olarak beslenme ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bir teşekküldür Konaklama endüstrisinin en önemli faktörü insandır İnsanların birbirleriyle olan olumlu etkileşimi hizmetlerin kalitesini yükseltmekte, tesisler memnun ve tatmin olmuş müşteri sayısını arttırmaktadır Bir konaklama işletmesinin çatısı altında çok değişik işlerin bulunmasının yanısıra, birbirleri ile entegre hizmetlerde mevcuttur Otel endüstrisi personeline müşterinin iyi hizmetler karşısında tatmin olması halinde yaptığı işten büyük zevk almasını sağlayacak, işteki motivasyon düzeyini yüksek tutar Bu haleti ruhu ile personel işi ve çalıştığı firma ile kendini geliştirebilr ve arttırdığı iş verimliliği ile meslek merdivenlerinde hızla ilerler 21 Otel a) Yönetimiyle olduğu kadar donatımıyla da müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte olmalıdır b) Yalnız konaklama ihtiyacını değil, aynı zamanda beslenme ihtiyacını da karşılayabilmelidir c) Misafirleri ile kısa vadeli bir anlaşma yapan işletme olmalıdır d) Otelcilik endüstrisinin maddi ve estetik standartlarına uyma eğilimini göstermeli ve buna kendini zorunlu saymalıdır e) Hiçbir faktör onun misafir kabul etme özelliğini değiştirmemelidir f) Onun yolculara tahsis edilen odalarında sağlık koşullarına uygun yerleştirilmiş banyo, lavabo ve tuvalet gibi donatım araçları bulunmalıdır g) Tesisatı ve donanımı ile konfor ve yardım isteklerine cevap verebilmelidir h) Yeterli sayıda teknik ve hizmet personeline sahip olmalıdır 3 KARİYER Günümüzde kariyer, kişinin yaşamı boyunca üstlendiği işlerin, sorumlulukların ve bunlarla ilişkili tutum ve davranışların kişi tarafından algılanan sırası veya kişinin çalışma yaşamı boyunca üstelendiği , gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmek istediği iş rollerinin tamamı olarak tanımlanabilir 4 GENEL OTEL YÖNETİCİLİĞİ Yönetim, insanların işbirliğini sağlama ve onları bir amaca doğru yürütme iş ve çabalarının toplamıdır Yönetim fonksiyonu otelcilik sektörüne uyarladığında genel müdürden karlılığı en üst düzeye çıkarması, astların performansını denetlemesi, finansal bilgi sahibi olması, saygınlığını ve otoritesini koruması, politika üretebilmesi ve toplumsal olayların içinde olması beklenir 5 OTEL GENEL MÜDÜRÜ 51 Önşartlar Eğitim: Yüksek okul derecesi, otel-restoran yöneticiliği veya yöneticilik çalışma yerinde kullanılan dilleri iyi derecede kullanma İşletmeyi ziyaret eden konukların anadillerini iyi derecede konuşulabilme ve anlayabilme Deneyim: Otelle ilgili deneyim, en az üç yıllık Genel Yönetici Asistanlığı, bütçe ve finans deneyimi Fiziksel: Hızlı kavrama, yazma, ayakta durma, oturma, yürüme hareketilerini sık tekrar etme, duyma, görme ve güzel konuşma 52 Kişisel Özellikleri a) Hoş bir görünüş, ani sezgi, bir soruna hızla nüfuz etme yeteneği b) Herhangi bir duruma hızla uyabilme yeteneği c) Fiziksel ve psikolojik denge d) Otorite e) Acil sorunlara çözüm getirebilecek nitelikler f) Zevk estetik ve konuşma yeteneğinin yüksek olması g) Genel kültüre, otel işletmelerine ait mal ve malzeme hakkında yeterli bilgiye sahip olmak h) Donatım, hizmet organizasyonu ve otel yönetimi konusunda yeterli bir tecrübe i) Personel tarafından yapılan işleri geliştirme, değerlendirme düşünce ve bilgisine sahip olmak j) En az iki yabancı dili çok iyi derecede bilmek 53 Görevleri a) Bütçedeki satışları ve maksimum karlılığı sağlar b) Finansal durumu aktif olarak yönetir, gözden geçirir ve performansı denetler Yönetimleri yönetici grubun tüm elemanlarına öğretir c) Astların performansını geliştirir ve elemanların kayıtlarını muhafaza eder d) Satış etkinliği, rapor işlemleri ve periyodik durum değerlendirmeleriyle rezervasyon etkinliğini yakından takip eder, görüntüler e) İşletme dahilindeki personel ve yöneticilerle sürekli iletişim içindedir f) Eğitim gelişim programlarını koordine eder g) İşletme dahilinde “önce konuk” ilkesini yaratır ve korur h) Pazar durumu ve gelir fırsatlarına uygun olarak yeni programlar yaratır i) Finansal amaçları destekleyecek amaca yönelik iş planları geliştirir j) İş planı işlemlerine uyumlu satış promosyon programları geliştirir ve destekler k) Efektif nakit ve girdi kontrollerinin işletme dahilinde doğru yerlerde bulunmasından sorumludur l) Konuğun yorumlarını öğrenmek amacıyla yöntemler belirler ve yorumları değerlendirir m) Hatalara hızla tepki verir ve düzeltmek için harekete geçer n) Tüm otel personelinin uygun yönetici ve personelle düzenli olarak denetlenmesinden sorumludur o) İşletme dahilinde saygınlığını, otoritesini ve görünürlüğünü korur p) Uygun derecede toplumsal olayların içindedir q) Yerel rekabet ve endüstri eğilimleri hakkında bilgi edinir r) İşletmenin satış potansiyelini maksimize eder 6 ÇALIŞMA KOŞULLARI Turizm sektöründe, özellikle otellerde yönetici konumundaki personelin bile belli bir çalışma saati yoktur Uzun çalışma saatleri ve stresli bir ortamda çalışıldığından turizm sektöründe çalışan personel çok sık iş değiştirir Rekabet ortamının oldukça yüksek olduğu bu sektörde bireylerin yönetici konumunda kendilerini ispat edebilmeleri iyi bir eğitim almaları ve kazandıkları tecrübelerle gerçekleşebilir 7 HATİCE GÖRET 71 Özgeçmiş Hatice Göret 1959 tarihinde Antalya’da doğdu İlkokulu Atatürk İlköğretim Okulu’nda, ortaokul ve liseyi İsmet İnönü Kız Meslek Lisesi’nde bitirdi Lise dönemi boyunca yazları Talya Oteli, Club Salima ve Kemer Fransız Tatil Köyü’nde çalıştı Almanya’da 6 aylık otelcilik üzerine sertifika programına katıldı 1977’de o dönemin ilk turizm şirketlerinden Camel Tur’da rezervasyon bölümünde çalıştı 1978 senesinde evlendi ve Antalya’dan Alanya’ya yerleşti Almanca ve İngilizce kurslarına devam etti ve bir süre el sanatlarıyla ilgilendi 1983-1988 yılları arasında Panaroma Oteli’nde yiyecek-içecek departmanında çalıştı 1989 yılında yiyecek-içecek alanında kendini daha da geliştirmek için çeşitli sertifika programlarına katıldı 1995’de kendi oteli olan Lady Blue Apart Otel’i açarak yönetimini ele aldı Halende otelin genel müdürlüğünü yapmaktadır 72 Sosyal yaşantı Kariyer hayatının başlangıcında meslek aşırı yorucu ve stresli olduğundan sosyal yaşantısının büyük ölçüde olumsuz etkilendiğini belirtti Fakat tecrübe kazandıkça işlerin belli bir düzene girdiğinden ve insanın kendine daha çok zaman ayırabildiğinden söz etti Kış aylarında kendine daha çok zaman ayırabiliyor Yurtdışı seyahatlerine katılıyor ve sezon için gerekli tadilatların yapılmasını sağlalıyor Boş vakitlerinde çeşitli dekorasyon dergileri ve resimle uğraşıyor 73 Mesleğin Avantajları a) Farklı kültür, dil, din, ırklarda insanlar tanımak Böylece kültür alışverişinde bulunmak b) Ülkenin tanıtımı için yararlıdır c) Kariyer olarak düşünüldüğünde sektörün farklı departmanlarında çalışabilme şansı d) Dünya barışına olumlu etkisi var Farklı ülkelerin insanları birbirlerini görüp tanıdıkları zaman düşmanlıkların yerini dostluklar alacaktır e) Turizmde kendi işiyle uğraşanların gelirleri daha iyidir f) Değişikliklerden hoşlananlar ve insanları sevenler için uygun bir meslektir 74 Mesleğin Dezavantajları a) Özel hayata daha az zaman ayrılıyor b) Çok fazla rakip işletme var c) Her türlü olaydan çok çabuk etkilenen bir sektör d) Turizmle uğraşanların özellikle de alt kademelerde çalışanların düşük maaş alması 75 Çalışma Ortamı İş yoğunluğuna göre değişiklik gösteren çalışma saatleri check-outlarda sabah ve check-in günlerinde öğleden sonraları daha çok yoğunlaşmaktadır Sabit bir işe başlama saati olmayıp genelde 7:30-8:00 arası çalışmaya başlamaktadır Çalışma ortamında ise kendine ait bir ofisi vardır fakat daha çok personel ve iş denetimi için gerekli departmanlarda bulunmaktadır 76 Gelir Kariyer hayatının ilk yıllarında tatmin edici bir kazancı olmadığını fakat deneyim kazandıkça ve statü arttıkça tatmin edici düzeye geldiğini söyledi Turizm son derece hassas ve duyarlı bir sektör olduğundan herhangi bir hastalık veya savaş durumundan derhal etkilenir Hem manevi olarak hem de maddi olarak iç turizm, her zaman dış turizmin en büyük destekçisi ve tamamlayıcısıdır Örneğin Körfez Savaşı’nın olduğu yılda yapılan turizm anlaşmaları özelliklede garantili olanlar iptal oldu ve kontenjanlara döndü ve bu dönemde müşteriler gene yerli turistlerdi Körfez Savaşı’ndan önce 60 DM’a satılan odalar savaştan sonra daha düşük fiyatla satılmıştır 77 Tavsiyeler Konaklama işletmelerindeki tüm işler doğrudan insanla ilgilidir Bu sektörde çalışacak her elemanın insan sevgisi ile dolu olup insanlarla iyi iletişim kurabilecek kişilik yapısında olması şarttır Kendi işiyle uğraşanların sorumlulukları daha fazladır Personel denetiminden mal alım-satımına kadar herşeyle kendi ilgilenmektedir Fakat kendi işinde çalışanların diğer sektör çalışanlarına göre daha fazla kazandığıda bir gerçektir Tavsiyeler kısmında son olarak turizm sektöründe çalışmayı planlayan kişilerin çabuk ve doğru kararlar verip, sorumluluk sahibi olmalarının şart olduğu belirtilmiştir 78 Geleceği var mı? Hatice Göret ile yapılan röportajın son kısmında sorulan “Sektörü nasıl görüyorsunuz? Bu işin geleceği var mı?” sorusuna, “Deniz, güneş ve kum olduğu sürece turizm de varolacaktır” cevabı verilmiştir 8 SONUÇ TUR 401 Ağırlama İşletmelerinde Kariyer Seçenekleri dersi için hazırlanan bir kariyeri tanımaya yönelik proje çalışmasında konu olarak Otel Genel Müdürlüğü seçilmiştir Seçilen kariyer ile ilgili teorik bilgi toplandıktan sonra işin uygulama kısma olan turizm sektöründe çalışan bir yöneticiyle röportaj yapılmıştır Daha sonra buradan toplanan bilgiler teori kısmıyla karşılaştırılmıştır Sonuç olarak turizm sektöründe çalışan yöneticilerin şikayet ettikleri sosyal ve çalışma hayatı arasındaki dengesizlik Hatice Göret’te minimum düzeyde görülmektedir Diğer taraftan, teori kısmında çizilen genel müdür portresine tamamen uygun özellikler taşımaktadır İnsan ilişkileri kuvvetli olduğundan ve kendini sürekli yenileyebildiğinden başarılı bir yöneticidir Bu yüzden turizm sektöründe çalışmayı planlayan potansiyel yöneticiler için iyi bir örnektir |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #43 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyTurizmde İnsan Kaynaklarının Önemi Turizmde İnsan Kaynaklarının Önemi Günümüzde ve gelecekte insan kaynaklarını geliştiren ve motive eden turistik işletmelerin, amaçlarına daha kolay ulaşabileceği, bunu başaramayan kuruluşların ise zamanla faaliyet alanlarını kaybetmek zorunda kalacakları bildiriliyor Uzmanlar, Otel işletmelerinin 'hizmet' kategorisinde yer almasının, bu kuruluşlarda insan unsurunun önemini daha da arttırdığını vurguluyor Uzmanlar bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: "Çünkü, insanlar otele geldiklerinde personel tarafından karşılanmakta, kayıt işlemleri resepsiyon görevlileri tarafından yapılmakta, odaları kat hizmetlileri tarafından temizlenmekte, yemekleri aşçılar tarafından hazırlanmakta, servisleri servis personeli tarafından yapılmakta ve otelden ayrılana kadar tüm ihtiyaçları personel tarafından karşılanmaktadır Bu sebeple otel işletmelerinin başarısı, iyi bir ekonomik ve fiziki yapıya sahip bulunmasının yanında, etkili bir insan gücüne sahip olmasına da bağlıdır" İNSAN UNSURU Uzmanlar, turizm endüstrisinde gelişmiş ülkeleri ilginç ve çekici yapan unsurun sadece maddi kaynakları, yatırımları, tarih ve tabiat zenginlikleri değil, onları değerlendiren insan ve organizasyon gücü olduğunu hatırlatıyor Bir ülkede turizm sektörünün geliştirilmesi açısından, özellikle arz tarafındaki insan unsurunun büyük önem taşıdığını ifade eden uzmanlar, "Örneğin, otel işletmelerinde en üst düzeydeki yöneticiden, en alt kademedeki işgörenlere kadar gerekli niteliklere sahip olmayan kişiler söz konusu ise, otel yatırımı istenildiği kadar çağdaş ve kaliteli olsun, işletmenin gelişmesi ve verimli çalışması mümkün değildir Bu durum yalnız otel işletmeleri için değil, turizm sektörü içerisinde doğrudan veya dolaylı olarak yer alan bütün işletmeler için geçerlidir" görüşünü savunuyor Uzmanlar, bugün kendini ispatlamış bir çok otel işletmesinin (Hilton, Sheraton gibi) başarılarının ardında "insana yapılan yatırım"ın yattığını kaydederek, hızlı değişime en çabuk şekilde ayak uydurmanın, otel sektöründe ancak insanlar tarafından mümkün olduğunu bildiriyor |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #44 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeyEge Bölgesinin Turizmi Ege Bölgesinin Turizmi Ege Bölgesinde Turizm Anadolu en güzel manzaralarını Ege kıyılarında sunar, dersek abartmış olmayız Heredot'un deyimiyle "Dünyanın en güzel gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip" Ege kıyıları boyunca körfezler ve yarımadalar, koylar ve plajlar peş peşe sıralanır Asırlar boyu sayısız mitolojik olaylarla iç içe yaşamış bu bölgede, adım başına tiyatroları, tapınakları, agoraları ile ünlü antik kentlere rastlarsınız Homer'in ölümsüzleştirdiği Truva, büyük bir devletin başkentliğini yapmış olan ve zamanının kültür ve sanat merkezi Bergama, tanrıların kutsadığı bu topraklar üzerinde yer alır Ege Bölgesinde yer alan iller Afyon, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak'tır Güzel denizi ve şifalı sularıyla Akçay ile çam ve denizin kaynaştığı nefis bir manzara içindeki Ayvalık, "Zeytinlikler Rivierası" adı da verilen Edremit Körfezi'nde yeralır Körfez sahillerinden güneye indiğinizde, Dikili ve Çandarlı gibi sayısız güzel tatil yerlerinden geçerek bir zamanlar kahraman Türk denizcileri ile ün salmış Foça'ya varırsınız Lidya kralı zengin Kresus'un başkenti Sart'ı görmek isterseniz sahilden iç kesime yönelmeniz gerekir Kendi adını taşıyan körfezin içine yerleşmiş olan İzmir, modern ve hayat dolu bir kenttir İzmir aynı zamanda işlek bir ticaret merkezidir Cıvıl cıvıl olan alışveriş merkezinde dolaşmak size keyif verecektir İzmir'in batısında nefis renkli denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme yarımadası uzanır Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Roma devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biriydi Tüm İon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun düşünsel etkinliklerle de adını duyuruyordu Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Artemis Tapınağı, heykeller, tapınaklar, tiyatrolar, çarşılar, kütüphaneler, bu antik kentin ününü simgeleyen mimari eserlerdir Daha güneyde, Milet'li büyük mimar Hippodamos tarafından yaratılan geometrik planı ile Priene antik şehrine rastlayacaksınız Milet, çağının büyük bir ticari ve düşünce merkezi idi ve burada bilim, önemli ilerlemeler kaydetti Didim, antik kent olmamakla birlikte Apollo'ya adanmış görkemli tapınağı ile ünlenmiştir İzmir-Antalya yolu üzerindeki Aphrodisias (Geyre) önemli bir kültür ve sanat merkezi idi ve heykelcilik okulu ile ün yapmıştı Aynı yol üzerindeki dünyaca tanınmış Pamukkale'ye uğramadan geçeceğinizi düşünemiyoruz Oluk oluk akan kalsiyum yüklü sıcak sular, zamanla bu doğaüstü manzarayı oluşturmuştur Dünyada bir eşine daha rastlanmayan bu oluşumu izlerken havuzlarındaki şifalı sularında banyo yapmanız da mümkündür Antik Hierapolis'in kalıntıları bu kalsiyum teras yığınının arkasında yer alır Ege Bölgesi'nin güneyinde çok sevilen tatil yerlerinden ilk akla gelenler Bodrum, Marmaris, Datça, Köyceğiz ve Fethiye'dir Bodrum (eski Halikarnas), Heredot'un anavatanıdır; buradaki kral Mausolos'un mezar anıtı dünyanın yedi harikasından biri sayılmaktadır Modern bir marinaya sahip olan Marmaris etrafını çevreleyen yeşil dağ ve tepeleriyle, pırıl pırıl deniziyle çok cazip bir tatil yeridir Marmaris, yakınlarında çiçeklerle bezeli Datça, biraz daha ileride doğal kırlarıyla Köyceğiz Likya Mezarları ve Ölü Denizi ile Fethiye sonsuz mavi bir denizin ve uçsuz bucaksız kum cennetinin üzerinde sıralanırlar İzmir Eski İzmir kenti (Smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu Son yüzyıllar boyunca Meles Irmağı Sipylos (Yamanlar) Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık bir tepe haline dönüştü Şimdi Tepekule adını taşıyan bu höyüğün üzerinde Tekel Müdürlüğü'nün İzmir Şarap ve Bira Fabrikasına ait numune bağı bulunmaktadır Yapılan en son kazılarda İzmir’deki yerleşim alanlarının MÖ 7000 yıllarına dek uzandığı ortaya çıkarılmıştır Bayraklı’daki Smyrna kentinin tarihi her ne kadar MÖ 3000 yılından çok daha gerilere uzandığı tahmin edilmekte birlikte, yapılan en son kazılarda henüz MÖ 3000 yıllarına kadar gidilebilmiştir Kazılarda elde edilen bilgiler ışığında ilk İzmir yerleşikleri evlerini höyüğün en üst düzeyinde denizden 3 ile 5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtmuşlardır Bu ilk yerleşme Eski Tunç Çağı dönemine aittir Demir Çağı boyunca İzmir evleri, büyüklü küçüklü tek odalı yapılardan oluşmakta idi Gün yüzüne çıkarılan en eski ev MÖ 925 ile MÖ 900'e tarihlenmektedir İyi korunmuş halde ortaya çıkarılan bu tek odalı evin (2,45 x 4 m) duvarları kerpiçten, damı ise sazdan yapılmıştı Eski İzmir'liler kentlerini MÖ 850'lerde kerpiçten yapılmış kalın bir surla korumaya başladılar Bu tarihten itibaren Eski İzmir'in bir kent devlet kimliği kazanmış olduğu söylenebilir Kenti 'Basileus' adı verilen bir beyin idare ettiği olasıdır Göçleri gerçekleştirenler ve kent ileri gelenleri soylu tabakayı oluşturuyordu Kent duvarları içinde yaşayan nüfus olasılıkla bin kişi civarındaydı Kent devlete ait halkın büyük bir bölümü civar köylerde yaşıyordu Bu köylerde, bu çağdaki Eski İzmir'in tarlaları, zeytin ağaçları, bağları, çömlekçi ve taşçı işlikleri yer alıyordu Geçimi tarım ve balıkçılıkla sağlanıyordu Kentin en önemli kutsal yapısı Athena Tapınağı idi Bu tapınağın günümüze değin korunan en eski kalıntısı MÖ 725-700 yılları arasına tarihlenmektedir Eski İzmir'in parlak dönemi MÖ 650-545 yılları arasına denk düşer Yaklaşık yüz yıl süren bu süre, bütün İon uygarlığının en güçlü dönemini oluşturur Bu dönemde İzmir'in tarımla yetinmeyip Akdeniz ticaretine de ortak olduğunu görmekteyiz Parlak dönemin İzmir'deki önemli belirtilerinden biri MÖ 650'den beri yazının yaygınlaşmaya başlamasıdır Tanrıça Athena'ya sunulan armağanların birçoğunda sunu yazıtları bulunmaktadır Kazılarda ortaya çıkarılan Athena Tapınağı (MÖ 640-580), Doğu Helen dünyasının en eski mimarlık eseridir En eski ve en güzel sütun başlıkları şu ana kadar İzmir'de bulunmuştur Eski İzmir'in cadde ve sokakları daha 7yüzyılın ikinci yarısında ızgara planlı idi, caddeler ve sokaklar kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanıyor, evler genellikle güneye bakıyordu İlerde MÖ5 yüzyılda Hippodamos tipi adını alacak olan bu kent planı özünde Yakın Doğuda çoktan biliniyordu Bayraklı şehir planı bu tür kent dokusunun Batı dünyasındaki en erken örneğidir İon uygarlığının en eski parke döşeli yolu Eski İzmir'de gün ışığına çıkarılmıştır Helen dünyasının en eski sivil mimarlık eseri Eski İzmir'de 7 Yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan güzel taş çeşmedir Bir zamanlar Yamanlar Dağı üzerinde yükselen Tantalos Mezarı, tholos biçimli anıtsal mezarların güzel bir temsilcisidir Tantalos mezarı adı ile anılan bu anıtsal eser, Eski İzmir'de MÖ520-580 tarihlerinde yönetimi elinde tutan basileusun ya da tiranın mezarı olmalıdır İzmir’in zenginliği ve gelişkinliği komşu Lydialıları harekete geçirdi ve İzmirlilerle savaşa girdiler MÖ 610-600 yıllarında Lydia orduları İzmir’i ele geçirip kenti yakıp tahrip ettiler Ancak İzmirliler kentlerini yeniden kurmayı başardılar Eski İzmir’in çöküşü, Anadolu’da Pers istilasının sonuçlarındandır Pers İmparatoru orduları Anadolu’da ilerlerken, Lydia krallığına karşı Ege’nin kıyı kentlerinin kendisini desteklemesini istemişti Bu isteğe uymayan Ege’nin kıyı kentlerini cezalandırmak amacıyla, Pers İmparatoru Lydia’nın başkenti Sardes’i ele geçirdikten sonra, diğer kıyı kentleriyle birlikte İzmir’e de saldırdı Pers Ordularının saldırısı sonucu MÖ 545 yılında İzmir tahrip edildi Bu tahribattan sonra Bayraklı’daki yerleşim alanında bir daha kent düzeninde bir yerleşim olmadı çııÖÖçş Efes Antik Kenti İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes, Küçük Menderes nehrinin sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur Tarıma elverişli toprakları, Doğu’ya açılan büyük ticaret yolu oluşu, gerek putperestlik gerekse Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük bir kent olarak geçmesini sağlamıştır İlim ve sanat Dünyasında da adını duyurmuş, ünlü kişiler yetiştirmiştir Bunlar Rüya tabircisi Ardemidotus, şair Callinos ve Hipponax, filozof Heraklitos, Ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenodotos, hekim Soranos ve Rufus’tur Efes’in tarihi MÖ6000’lere uzanmaktadır ki bunu, son yıllarda Arvalya ve Çukuriçi höyüklerinde ele geçen buluntular ortaya çıkarmıştır Ayasuluk Tepesinde yapılan kazılarda burada Erken Tunç Çağından günümüze kadar kesintisiz yerleşmenin varolduğunu göstermiştir Bu da eski Efes’in Ayasuluk tepesinde olduğunu, buranın Anadolu kavimleri ve Hititler tarafından iskan edildiğini ispatlamaktadır Ayrıca Hitit yazılı metinlerinde Apasas olarak geçen kentin bu kent olduğu da kesinleşmiştir Antik yazarlar Strabon ve Pausinias, tarihçe Herodot, Efes’li şair Callinos gibi antik kaynaklar Efes’in Amazonlar tarafından kurulduğuna ve yerli halkın Karyalılar ve Leleglerden oluştuğuna işaret etmektedirler MÖ11 yüzyılda Atina Kralı Kodros’un oğlu Androklos, diğer kolonistler gibi Anadolu’ya gelmiş, Efes civarına yerleşmiştir Söylenceye göre; Androklos yeni bir şehir kurmak için yol çıkmadan önce kahine danışır Kahin ona şehri kuracağı yerin bir balık ve yaban domuzu tarafından gösterileceğini söyler Adamlarıyla birlikte Anadolu kıyılarına adım adan Androklos yakaladıkları balıkları tavada pişirirken, tavadan fırlayan bir balığın sıçrattığı kıvılcımlar çalıları tutuşturur Çalıların arkasında bulunan bir yaban domuzu alevlerden korkarak kaçmaya başlar Bunu Andraklos kahinin söylediklerini hatırlar ve atına binerek yaban domuzunu takip eder ve onu öldürür ve yaban domuzunu öldürdüğü yere kentini kurar Bu söylence Hadriyan Tapınağının frizlerinde betimlenmiştir Bu kabartmaların orijinalleri ise Efes Müzesinde sergilenmektedir Helenler buraya geldiklerinde Anadolu’nun hemen hemen her yerinde olduğu gibi Ana Tanrıça Kybele’yi baş tanrı olarak buldular Yerli halkla anlaşabilmek için Artemis’i ana tanrıçayla bir tutarak aynı yerde tapınmaya başladılar Artemis Efes’te Anadolu’nun ana tanrıçası Kybele’nin yerini alarak bereket tanrıçası olmuştur MÖ 625 yılında ilk Artemis tapınağı inşa edilir MÖ 7yy’da kent Kimmerler’in istilasına uğrar ve Artemis Tapınağı yerle bir edilir MÖ 560’da Lidyalı’lar tarafından Efes ele geçirilir ve kent Artemision çevresine taşınır Bugün gezilen Efes Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos tarafından Bülbül ve Panayır dağları arasındaki vadide MÖ 3yy da kurulmuştur Kent Akdeniz’in önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olmuştur MÖ 2yy’da Romalıların egemenliği altına giren Efes hızla gelişmeye başlamış ve Roma İmparatorluğunun Küçük Asya’daki başkenti olarak MS 2yy’la kadar en parlak dönemini yaşamıştır O dönemde kentin nüfusu 250 bin’e ulaşıyordu Yaşanan büyük depremler ve Bizans Döneminde Küçük Menderes’in getirdiği alüvyonlarla dolan limanın büyük bir bataklık oluşturması ve sıtma salgınının baş göstermesi sonucunda kent terk edilir Efesliler kentin ilk kurulduğu Ayasuluk tepesine yerleşirler 1304 yılında Selçuklu’lar tarafından ele geçirilen kent 1426 yılında Osmanlı topraklarına katılır 1914 Ayasuluk adı Selçuk olarak değiştirilmiştir 1957 yılında İzmir’in ilçesi olmuştur MAGNESİA KAPISI: Kentin günümüze kadar korunan Magnesia kapısı çok tahrip görmüştür Kapı büyük olasılıkla imparator Vespasian (MS67-79) tarafından inşa ettirilmiştir Kapı Magnesia şehrine baktığı için bu adla anılmaktadır Kazılarda ele geçen bir yazıttan Artemison’dan başlayan tören yolunun Magnesia kapısından tiyatroya ve oradan stadyumun doğu ucundaki Pion kapısından geçerek yine Artemis tapınağına ulaştığı anlaşılmaktadır DOĞU GYMNASIOMU: Odeon’un doğusunda kalan çok iyi korunmuş yapı kalıntıları araştırmacılar tarafından hamam olarak tanımlanmıştır MS 1 yüzyıla tarihlenen söz konusu yapının bir yazıtta belirtildiği üzere Efes’li Sofist Fladius Damianus’un ve karısı Veda Faetrina tarafından yaptırılmıştır ODEON: Zengin bir Efes’li olan Publis Vedius Antonius tarafından MS 150 yılında yaptırılan Odeion tiyatro biçimli bir yapıdır Salonu 1400 kişilikti Yanında prytaneion ve önünde devlet agorası olduğunu göz önünde tutarsak tiyatro gösterilerinin yanı sıra belediye meclisi olarak ta kullanıldığını söyleyebiliriz Orkestrasında yağmur sularını akıtacak oluklar bulunmamasından üstünün kapalı olduğu anlaşılmaktadır DEVLET AGORASI: MS1 yüzyılda inşa edilen Devlet Agorası 160mx 73m ölçülerindedir Devlet Agorasının altında eski çağlara ait kalıntılar da bulunmuştur MS1yüzyılda devlet kontrolünde ticaretin yapıldığı dini ve resmi törenlerin düzenlendiği Agora’da dört basamakla çıkılan Efes’in ticaret borsası gibi bir işlevi olan bir bazilika da bulunmaktadır PRYTANEION: ( BELEDİYE SARAYI ) Prytaneion ( belediye binası ) Hestia Sunağı ile birlikte şehrin kutsal alanı olarak kullanılıyordu Burada politik işler görüşülüp, kabuller yapılıyor önemli törenler ve şölenler düzenleniyordu Sunağın üzerinde Kuretler tarafından daima yakılı tutulan kutsal bir ateş bulunmaktaydı Bina ilk olarak MÖ 3yy’da inşa edilmiş olup bugün görülen kalıntılar 1,yya’la aittir Burada Artemis Ephesia heykellerine dokunulmamış ve bu iki güzel heykel günümüze kadar gelebilmiştir Bugün Efes Müzesi’nde sergilenen iki Artemis Heykeli bu yapı binada bulunmuştur MEMMIUS ANITI: Bir kitabeye göre diktatör Sulla’nın torunlarından Memmius adına Geç Helenistik Dönemde inşa edildiği düşünülmektedir MS4yy’da anıtın kuzeybatısında büyük bir çeşme ilave edilmiştir DOMİTİAN TAPINAĞI: Efes’te bir imparator adına yapılmış ilk kutsal yapı Domitian tapınağıdır Efes’in en merkezi yerinde 50x100 m tonozlu alt yapılar üstünde bir teras oluşturularak inşa edilmiştir Tapınaktan çok az kalıntı bulunmaktadır Kazılar sırasında İmparator Domitian’ın oldukça büyük bir heykeli bulunmuştur Heykelin bir insan büyüklüğündeki ön kolu ve başı günümüzde Selçuk Efes Müzesi’nde sergilenmektedir KURETLER CADDESİ: Devlet Agorası ile Celsus Kütüphanesi arasındaki yol Kuretler caddesidir Şehrin idaresinde önemli rol oynayan ve her yıl değişen altı üyeye sahip Kuretler ( dini liderler ) billiğinin geçtiği yol olduğu için bu ismi almıştır Caddenin iki tarafında bulunan sütunların gerisinde dükkanlar ve önünde Efes’in ünlü kişilerine ait heykeller yer almaktadır Şehrin en büyük kanalizasyon sistemi mermerle kaplı bu caddenin altındadır TRAJAN ÇEŞMESİ: Trajan çeşmesi 520x1190 m ölçüsünde, önünde havuz bulunan iki katlı bir çeşmedir Alt katta kompozit üst katta ise korinth düzeninde sütun başlıkları kullanılmıştır Yapının ortasındaki bölümde suyun havuza aktığı yerde imparator Trajan’ın büyük heykeli duruyordu Sular heykelin altından çağlayanlar halinde büyük havuzun üzerine dökülüyordu Trajan çeşmesini süsleyen heykeller bugün Efes müzesinde bulunmaktadır SKOLASTİKA HAMAMLARI: Panayır dağının güney batı eteğindeki ana caddenin köşesindeki büyük hamam yapısı MSlyy’da inşa edilmiş ve MS400 yıllarında heykeli odalardan birinde görülebilen Skolastikai adlı Hıristiyan bir kadın tarafından restore edilmiştir Üç katlı ve bin kişi alabilecek kapasitedeki bu hamamın diğer katları dinlenme odaları, kütüphaneler ve eğlene salonlarından oluşmaktaydı Taban ve duvarlar mermer ve mozaiklerle kaplanmıştır LATRİNA: Kentin genel tuvaleti olan bu yapının ortasında kare planlı bir havuz, yanlarında bir sıra tuvalet taşı bulunmaktadır Tuvalet taşlarının hemen önünde su kanalı yer alır Tabanı mozaiklerle kaplıdır HADRİAN TAPINAĞI: Efes’in küçük ancak en göz alıcı eserlerinden olan Hadrian tapınağı bir Sella’dan ve Portiko’dan oluşmaktadır Sella’nın üstü taş tonozla örtülüydü Yanlarda düz olan alınlık ve onun üzerindeki friz iki sütunun ortasında bir kemer biçimi alır Ortası Tyche (kent tanrıçası) büstü ile süslü olan bu kemeri bugün yalnız iki uçtaki kalmış olan alınlık çevreliyordu Hadrian tapınağı MS4yy’da kısmen yıkılmış olduğundan restore edilmiş ve bu sırada Portikonun iç duvarlarının üstünü süsleyen 4 kabartma eklenmiştir Efes’in kuruluş hikayesinin resmedildiği kabartmaların asılları müzede bulunmaktadır Sellada İmparator Hadrian’ın heykeli bulunmaktadır Tapınağın önünde duran ve dörtköşe sütunlarıyla dayanan dört kaide üstünde Roma imparatorları Galerius Maximianus, Diocletianus ve Constantius Chlorus’un bronz heykelleri bulunuyordu YAMAÇ EVLER : Bülbül Dağının yamaçlarında Efes’li zenginlerin ikamet ettikleri belirtilen evler vardı Yakın zamanda restore edilerek orijinal durumlarına biraz daha yaklaşan bu evler, geniş merdivenlerle caddeye dikey olarak açılmaktaydı İki veya üç katlı oldukları bilinen evlerin duvarları fresk ve yerler de mozaiklerle süslüdür Tabanda ısıtma sistemi vardır MS1yy’da inşa edilen evler daha sonraki yıllarda bir çok değişiklikler yapılarak 7yy’a kadar kullanılmıştır AŞK EVİ: İlk inşa devresi İmparator Trajan dönemine rastlamaktadır İki katlı bir yapıdır Arkada tuvaletler ve Skolastika hamamı ile ortak bir yapı oluştururBir yazıttan aşk evi olduğu anlaşılan bölüm ile büyük bir tuvalet bu yapı topluluğunun ilk inşa evresine dahil edilir (MS1yy) Üst kattaki odaların kızlara, alt kattaki odaların ise konuklara ait olduğu düşünülmektedir Aşk Evinin baş salonunu mozaik döşeli yemek odası oluşturuyordu Yerde dört mevsimi simgeleyen bir mozaik bulunuyordu Bu Aşk Evi Pompeidekilerle karşılaştırıldığında büyüklüğüyle dikkati çekmektedir CELSUS KÜTÜPHANESİ: Efes’in önemli yapıtlarından biri de Celsus kütüphanesidir 1970 yılında onarım çalışmaları başlatılmıştır 1978 yılında onarım çalışmaları kütüphanenin ön yüzünün ayağa kaldırılmasıyla tamamlanmıştır Kütüphane 9 basamaklı bir merdivenle çıkılan ve tonozlu bir alt yapının oluştuğu platform üzerinde yükselir Yan galeriden Celsius’un lahitinin bulunduğu odaya geçilir Kütüphanede bulunan kitapları nemden korumak için bina çift duvarla çevrilmiştir Bu duvarlar üzerinde bulunan dolaplarda yada raflarda rulolar ve ciltler halinde bir araya konulmuş el yazmaları saklanıyordu Aleksandria ve Bergama kütüphanelerinden sonra dönemin en büyük üçüncü kütüphanesidir Bu kütüphane MS 35 yılında Asya Konsülü Julius Celsus Palemaeanus adına oğlu Julius Aquila tarafından yaptırılmıştır 6090 x 1672 ölçülerinde dıştan iki katlı, içten tek bir salondan oluşur Roma Mimari özelliklerini tümüyle yansıtan yapının ön cephesinin dekorasyonu, devrinin en güzel örnekleri arasında yer alır Ön cephe sütunları arasında yer alan dört kadın heykeli “akıl”, “kader”, “ilim” ve “erdem” ögelerini sembolize eder Bugün bu heykellerin orijinalleri Viyana Müzesinde sergilenmektedir MAZEUS-MİTHRİDATES KAPISI: Celsus Kütüphanesi’nden Agora’ya geçişi sağlar Yanlarında köle olarak bulunan ve daha sonra özgürlüklerini bağışlayan İmparator Augustus ve ailesi adına bu iki esir tarafından MÖ 4-3 yılda yaptırılmıştır TİCARET AGORASI: Efes’in ticaret Agora’sı Helenistik dönemde kurulmuştu Agora’nın dört kenarı stoalarla çevrilidir Agora’nın İon düzenindeki batı kapısından ele geçen mimari parçalar Helenistik dönem stil özellikleri göstermektedir Agoranın ortasında Horologion yani bir su ve güneş saati bulunmaktaydı Çevrelerinde de yüzlerce heykel vardı Bugün bu heykellerin yalnızca kaideleri ele geçmiştir SERAPİS TAPINAĞI Agorada yer alan ve Hıristiyanlık döneminde kilise haline dönüştürülen Serapis tapınağı da yine Efes’in en ilginç yapıları arasında yer almaktadır Yapılan araştırmalar Mısırlı kolonistlerce yaptırılmış olduğu inancını artırmaktadır Bugün tapınağa, agoranın güneybatı köşesindeki bir merdivenle ulaşılmaktadır Tapınak Barok stil özelliklerini göstermektedir Yıkıntılar arasında Mısır granitinden yapılmış bir heykel parçasının bulunması ve bulunan yazıtların birinde Mısır kült ritüellerinden söz edilmesi bir başka yazıtında Serapis dinine girenlerden bahsetmesi nedeniyle, buranın Serapis Tapınağı olduğu düşüncesi kesinlik kazanmaktadır MERMER CADDE: Mermer cadde, Efes Artemis tapınağından başlayan önce Vedius Gymnasionu ve stadyumu geçerek tiyatronun batısı ile Agoranın doğusundan ilerleyen, kütüphanenin önünden doğuya kıvrılarak Devlet Agorasına çıkan, arkasından da Magnesia kapısından itibaren kuzeye yönelip tekrar Artemis tapınağına varan kutsal bir yoldu Bu yol aynı zamanda kentin ana caddesiydi Atlı arabalara ayrılmış bu caddede yayalar için yüksek bir platform yapılmıştır Caddenin altında bir insanın girebileceği büyüklükte gelişmiş bir kanalizasyon sistemi bulunmaktadır TİYATRO: Efes’in iyi korunmuş yapılarından en büyüğü ve en etkileyicisi tiyatrosudur İlk kez Helenistik dönemde inşa edilen tiyatro MS1 – 2 yy’da aittir Roma döneminde İmparator Claidus zamanında genişletilmiş ve İmparator Trajan’ın döneminde de tamamlanmıştır Sahnenin ilk iki katı imparator Neron zamanında yapılmıştır Üçüncü kat daha sonra eklenmiştir Tiyatro 24000 kişiliktir İzleyicilerin oturduğu kısım ( cavea ) üç diazomalıydı ve cavea’ya giriş yanlardaki geçitlerden sağlanıyordu Tiyatro geç Roma Devrinde gladyatör dövüşlerine de sahne olmuştur StPaul Hiristiyanlığı yaymak için çıktığı yolculuğu sırasında Efes’e gelmiş ve bu tiyatroda Efeslilere hitap etmek istemiştir Gümüşten Artemis heykelcikleri yapan Demetritus mesleğini kaybedeceğini düşünerek tiyatrodaki halkı kışkırtmış “Efes’in Artemis’i uludur” diye bağırmıştır Galeyana gelen halk StPaul’ün üzerine yürümüştür, araya giren yetkililerin yardımı ile St Paul Efes’i terk etmiştir Tiyatronun altında bulunun çeşme Helenistik döneme ait tek yapıdır ARKADİANE CADDESİ: İlk olarak Geç Helenistik devirde yapılmıştır İmparator Arcadius ( 395-408) zamanında onarıldığı için bu isimli anılmaktadır 500 metre uzunluğunda ve 11 metre genişliğindedir Caddenin iki yanında galeriler, dükkanlar bulunmaktaydı Bu cadde bir tür tören caddesi olarak kullanılmaktaydı Liman caddesi olarak da adlandırılan cadde geceleri aydınlatılıyordu Caddenin orta kısmında dört sütundan oluşan bir anıt bulunmaktadır Bu sütunların üzerinde dört havarinin heykeli mevcuttu TİYATRO GYMNASİUMU: Roma imparatorluğu döneminde MS2yy başında inşa edilen tiyatro Gymnasion’un ancak palestrası ortaya çıkarılmıştır Burası hem beden hareketlerinin yapıldığı bir yer hem de küçük stadyum olarak işlev görüyordu Aynı zamanda Efes’in en büyük Gymnasiumudur LİMAN GYMNASİUMU VE HAMAMLARI: Efes kentinin en büyük mimari topluluğu olan Liman Gymnasiomu ve hamamlarının bugüne değin küçük bir bölümünün kazılmasına karşın ayakta bulunan kalıntıları çok etkileyicidir Gymnasion’un biri 90x90 metre , öteki 200x240 metre ölçüsünde olmak üzere iki palaestrası, yani beden hareketlerinin yapıldığı yeri vardı Büyük palestra 13 çeşit renkteki mermer plakalarla kaplanmıştır Küçük palestranın kuzeydeki salonunun imparator kültüne, güneydekinin de derslere ve toplantılara ayrılmış olduğu saptanmıştır MS4yy’da yapılmış bir bronz atlet heykelinin güzel bir roma kopyası güney salonda bulunmuştur Bu heykel halen Viyana müzesinde sergilenmektedir Yapı topluluğunun hamam kısımları da büyük kalıntılar halinde ayakta durmaktadır Yapı topluluğunun hamam kısımları da MS 2 Yüzyılda inşa edilmiş olup, 4 yüzyılda İmparator Konstantinus II zamanında değişikliğe uğradığından “Kostantinus Hamamları” adıyla da anılmaktadır ÇİFTE KİLİSELERİ (KONSÜL KİLİSESİ) : Bizans hamamlarının karşısında yer alan Çifte Kiliselerin Hristiyanlık dünyası için son derece özel bir önemi vardır 431-438 yıllarında konsül toplantısının yapıldığı kilise 265x295 m boyutlarında bir yapıdır MS 11 Yüzyılda Roma döneminde bir bazilikaya dönüşen yapı Meryem Ana’ya adanmış ilk kilisedir Burada yapılan 3 Konsül toplantısında Katolizmin doğması kararları alınmıştır Bazilikanın MS4yüzyılda kiliseye dönüştürülmesi esnasında batı tarafına nefli bir yapı eklendiği ve batı girişinden sonra büyük bir antrium yer aldığı gözlenmektedir Kilise kısmına geçmek için tabanı mozaikli bir nartexten geçilir Vaftiz yerinin ortasın da vaftiz havuzu ve duvarlarında haç figürleri bulunmaktadır MS7 yüzyılda kilisenin apsisinden açılan bir kapı ile ikinci bir kilise inşa edilmiş ve böylece kiliselerin adı ‘’ Çifte Kiliseler ‘’ olarak anılmaya başlamıştır Bu yeni açılan bölüm din adamlarının ikametlerine ayrılan kısımlar bulunur STADYUM: Vedius Gymnasionun güneyinde bulunan stadyum, her çeşit törenlerin, atletik yarışmaların, araba koşularının ve gladyatör dövüşlerinin yapıldığı yerdir 200 x 30 metre boyutlarındaki yapı at nalı şeklinde inşa edilmiştir Bugünkü Panayır dağının etekleri üzerinde oturma yerleri vardır Oturma yerleri erken Hıristiyanlık döneminde Ayasuluk surunun yapılmasında kullanıldıkları için stadyum çok tahrip görmüştür Stadyumun yalnız batı yönü gün ışığına çıkarılmıştır VEDİUS GYMNASİUMU: Efes’in önde gelen varlıklı kişilerinden olan Publius Vedius MS150 tarihinde dostu ve hamisi imparator Antonius Pius ile tanrıça Artemis adına yaptırmıştır Bu yapı bir Gymnasium ve hamamın birleşmesiyle ortaya çıkmıştır Yapı topluluğunun doğusunda yer alan Palaestra’nın propylonu güneydedir Bu giriş, zamanında heykellerle süslüydü Propylonun batısındaki uzun oda tuvalet olup buraya hem güneyden hem de batıdan yani sokaktan girilebiliyordu ARTEMİS TAPINAĞI: Efes’teki Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinir Artemision çok görkemli bir yapıydı Tapınağın en büyük özelliği Helen dünyasının antik çağında mermerden yapılmış en büyük yapı olmasıdır Anıtsal ölçüdeki ilk mimarlık eseri sayılmaktadır Her ne kadar bugün o görkemli tapınağın yerinde bazı temel kalıntılardan başka bir şey kalmamışsa da kazı sırasında ele geçen parçalardan yararlanılarak eserin rekonstrüksiyonunu çizme olanağı doğmuştur Helenler gelmeden önce Artemis Tapınağının yeri yörenin halkı tarafından tapınılan Kybele’ye ait kutsal bir alandı Arkaik Artemision’un altında bulunmuş olan güzel fildişi ve altın sanat eserlerinin birçoğu İstanbul Arkeoloji Müzesinde korunmaktadır İon dünyası MS 6 yy’ın ikinci yarısında altın çağını yaşadığından tapınak Efesliler için artık küçük sayılıyordu Girit’ten getirilen mimarlar tapınağı yeniden inşa etmişler Arkaik Artemision yüzyıl boyunca görkemi ve güzelliğiyle antik çağda bütün dikkatleri çekiyordu Ancak Herostratos adlı bir şöhret düşkünü, adını ölümsüzleştirmek için Büyük İskender’in doğduğu yılda MÖ356 da tapınağı ateşe verdi Ağaçtan yapılmış olan tavan ve iç alınlık tamamen yandı Bunun üzerine Efesliler tapınağı yeniden inşa ettiler Yeni Artemision”un üst yapısı Arkaik dönem yapısını bir benzeriydi Paralar üzerindeki tasvirlerden anlaşıldığına göre yeni Artemision’un dar yüzlerinde birer alınlığı vardır Ayrıca yapı Semerdam şeklinde örtülüydü Strabon’a göre tapınak yedi kez yıkılıp yeniden inşa ettirilmiştir Şimdi tapınak kalıntısı Helenistik döneme aittir Selçuk Kuşadası yolu üzerinde bulunan tapınak 127 sütunluydu Sunak yerine 13 basamak ile çıkılmaktaydı Tapınaktaki heykeller yarışmalarda seçilerek konulmuştu Ayasuluk tepesi erken Hıristiyan, Bizans ve Selçuk devirleri süresince çok iyi bir kale ile savunulmuştur Halen ayakta bulunan sur erken Hıristiyanlık dönemde inşa edilmiştir Daha sonra Selçuklular döneminde yeniden restore edilmiştir Kale duvarındaki ana giriş kapısı Roma yapılarından sökülen taşlarla MS6yy da yapılmıştır İçinde yuvarlak kuleli bir camii, Bizanslılara ve Türklere ait birçok sarnıç bulunmaktadır YEDİ UYUYANLAR MS5 ve 6 Yüzyıla rastlayan dönemde yapıldığı sanılan Yedi Uyuyanlar Ören yeri dini bir merkez hüviyetindedir Rivayete göre Hristiyanlığın resmi dini olarak kabulünden önce, İmparator Decius zamanında putperestlerden kaçarak buraya sığınan yedi genç uykuya dalıp iki yüzyıl sonra uyanmışlardır Uyandıklarında İmparator Theodosius II zaamanında Hristiyanlık resmi din olmuştur Bu mucize olay üzerine , öldükten sonra bu yedi gencin tekrar gömüldüğü ve adlarına büyük bir bina yaptırıldığı sanılmaktadır Bugün kazılarda ortaya çıkarılan yapı oldukça büyük abidevi boyutlardadır ve çoğu kaya oyma mezar buluntularına, iki kilise ile katakomplara rastlamaktadır Halen dört katı görülebilen kalıntıların yedi katlı olması muhtemeldir Zeminde bulunan dehlizlerin dini amaçlı eğitim için kullanıldığı, buranın bir manastır hüviyeti taşıdığı izlenimini vermektedir STJEAN KİLİSESİ: StJean Kilisesi, Ayasuluk tepesinin (Selçuk Kalesi) güney eteğindedir MS2yüzyıla değin uzanan bir Hıristiyan efsanesine göre StJean bu tepede yaşamış ve öldüğü zamanda buraya gömülmüştür Mezarın üzerine önce bir anıt dikilmiştir Daha MS4yy’da bu anıtın çevresine bir kilise inşaa edilmiştir Yapı Efes’teki Bizans dönemi yapılarının en görkemlisidir Kilise haç şeklindedir Daha sonra buraya MS527-565 yıllarında Justinyen tarafından kubbeli bir bazilika inşaa ettirilmiştir MS7-8yy’larda Arap akınlarına karşı kilisenin çevresine sur duvarları yapılmıştır Ayrıca kilisenin bulunduğu yer kaleye bağlanarak buraya bir dış kale görünümü verilmiştir Kilisenin hazine dairesi, nefler, narteks, şapel, atrium, mezar odası ve vaftizhane bölümleri görülebilir İSA BEY CAMİİ: Selçuklu sanatının en önemli eserlerinden biri de İsa Bey’in mimar Ali İbn Ed Dımışki’ye Ayasuluk tepesinde inşa ettirdiği İsa Bey Camiidir Oldukça iyi korunmuş olup üzerinde bulunan kitabede bitiriliş tarihi olarak 1375 yazmaktadır 51mx57m ölçülerindeki bu camide Efes ve Artemis Tapınağından getirtilen mimari parçalar , özellikle sütunlar kullanılmıştır Katharina Otto-Dor tarafından saptandığı üzere bu yapı hem avlulu Türk camii tipinin hem de Anadolu sütunlu camilerini bilinen en eski örneğidir Caminin süslemelerindeki detayları, özellikle bitkisel motifleri, güney kubbesinin fayans mozaikleri, ayrıca batıdaki ana kapısının anıtsal yüksekliği ile tipik Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşımaktadır EFES ARKEOLOJİ MÜZESİ: Efes Müzesi, Efes ve yakın çevresinde bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait önemli eserlerin yanı sıra kültürel faaliyetleri ve ziyaretçi kapasitesi ile de Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiştir Buna göre salonlar Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemisi Salonu, İmparator Kültleri Salonu olarak düzenlenmiştir Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari ve heykeltraşlık eserleri bahçe dekoru içinde ve uyumlu olarak sergilenmektedir İki büyük Artemis heykeli, Eros başı, Yunuslu Eros heykelciği, Sokrates başı, Efes Müzesi'nin dünyaca tanınmış ünlü eserlerinden bazılarıdır Efes Müzesi koleksiyonlarında halen yaklaşık 50000 eser bulunmaktadır Bu sayı her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan veya çevre halkının bağış yoluyla getirdiği eserler ile artmakta, müze koleksiyonları zenginleşmektedir Bu eserlerin kısa süre içinde bilim dünyasının ve insanlığın hizmetine sunulması düşüncesiyle Efes Müzesi'nde "Yeni Buluntular Salonu" oluşturulmuştur Ancak, bu salon her zaman yeterli gelmemekte, diğer salonlardaki sergilemelerin de yeni buluntular ışığında ve çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir Bu anlayışa uygun olarak Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonunda yapılan yeni düzenlemede buluntu gruplarını bir arada sergileyerek konu bütünlüğü oluşturulması amaçlanmıştır Salonda günlük yaşam konusu içinde her çağdaki insan için vazgeçilmez gereksinimler olan tıp ve kozmetik aletleri, takıları, ağırlıklar, aydınlanma araçları, müzik ve eğlence buluntuları ve dokuma araçlarından örnekler; ev kültü ve dekorasyonunda kullanılan heykelcikler, imparator ve tanrı heykelleri, büstleri ve mobilyalar sergilenmektedir Salonun bir bölümünde Efes Yamaç Evler'den "Sokrates Odası" olarak bilinen bir oda fresk, mozaik ve çeşitli mobilyalardan oluşan dekoru içinde foto-mankenler ile düzenlenmiştir Efes Müzesi'nin müze, Efes ve Selçuk içinde yeni düzenlemeler sonucu ziyarete açılan yeni bölümleri; 1- Arasta ve Hamam Bölümü: Müzenin orta bahçesine bitişik, müze ile bütünlük oluşturan bölümde eski Türk kasabalarında ticaret hayatı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları canlı olarak sergilenmektedir Tarıma bağlı yöresel yaşamda önemli yer tutan tahıl öğütme sistemi (değirmenler) gelişimi ve farklı tipleri ile; bakırcılık ve gözboncuğu yapımı; Türk çadırlarının sergilendiği bölüm içinde eski Türk yapısı ve 16 yüzyıla ait Osmanlı hamamı da restore edilerek sergi alanında değerlendirilmiştir 2- Ayasuluk Kitaplığı: Efes Müzesi'nin arka sokağı içindeki eski bir Türk yapısı (14 yüzyıl) müze tarafından restore edilmiş ve semt halkının günlük gazete veya kitap okuyabileceği küçük bir kitaplık işlevi kazandırılmıştır 3- Görme Engelliler Müzesi: Efes aşağı Agoradaki antik dükkânlardan biri restorasyonu yapılarak görme engelilerin gezebileceği bir müzeye dönüştürülmüştür İki bölümden oluşan bu müzede kopya ve orijinal eserler sergilenmektedir FOÇA Ionia konfederasyonunun bir üyesi olan Foça, Antik Foçaea, Çandarlı ( Pitane ) ve İzmir ( Smyrna ) körfezi arasında kurulmuştur ve Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyılarıyla, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçlarıyla, Kapodakya’nın peri bacalarına benzeyen büyüleyici küçük adalarıyla antik ve modern dünyanın ilgisini her zaman çekmiştir Marsilya’dan gelen turistler Ege denizinin büyüleyici kıyılarında gezerken 2500 yıl önce Marsilya’yı kuranları hayal ederler ve her iki şehrin benzerlikleri karşısında etkilenirler Foça ve Marsilya hemen hemen aynı coğrafyaya sahiptir Marsilya’dan gelen herkes atalarının yurdu olan Foça’yı görmeden gitmez Gerçektende 8000 kişilik nüfusuyla Marsilya’nın minyatürüdür Foça Milet şehri ile MÖ 6th ve 7th yüzyıllarda Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biridir Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında, Çanakkale Boğazı civarında, Akdeniz’de çemberi onlarca koloni kuran ve dünyada tanınan Foça MÖ 600’lü yıllarda doğu Hellenistik şehirler arasında en parlak olanlarındandır Foçalılar Gediz ( Hermos ) nehri çamurundan çömlek yaparlardı ve seramik kalıplarla para basarlardı Günlük gelirlerini ticaret ve denizcilikten kazanırlardı Gemi inşasında çok iyilerdi 50 kürekli gemileri bütün Akdeniz denizinde çok ünlüydü Foça 12 şehirden oluşan Iyonya Federasyonunun üyesiydi Foçalılar Akdeniz bölgesinde 20 den fazla ticaret kolonisi kurmuşlardır Özellikle batı Akdeniz kolonileri antik dünyanın kültürel, felsefe ve bilim merkezi olmuştur Velia Parmanides / İtalya ve Zeno Foçalılar tarafından kurulmuştur Harpagos birliklerini Foça’ya taşıdı ve savunmalarını kuvvetlendirdi Ayrıca Foçalılara şehir surlarının bir kulesini kendisi için yıkarlarsa ve evlerinden birini tahsisi ederlerse memnun olacağını beyan etti Foçalılar köle olmaktan çekindikleri ve kölelikten nefret ettikleri halde bu teklif karşısında kızdılar ve zaman kazanmak için cevaplarını ertesi gün açıklayacaklarını bildirdiler ve Harpagos’a kuvvetlerini o zamana kadar geri çekmesini istediler Harpagos niyetlerini bilmesine karşın isteklerini kabul etti Düşman kuvvetleri geri çekildikleri zaman Foçalılar donanmalarını denize indirerek çocukları, eşleri, eşyaları ve tapınaklardaki heykellerle birlikte mermer ve bronz heykel haricindeki tüm taşınabilir eşyaları yanlarına alarak Sakız adasına açıldılar Ama Persliler Foça’ya geri döndüklerinde boş bir şehirle karşılaştılar Diğer taraftan denize açıldıktan sonra Foçalılar Sakız Adalılardan Denussai adasını almak istediler Ama Sakız adalılar ticarette rakip olurlar ve Sakız adasının merkezinde ticaret merkezi kurarlar korkusuyla uygun bulmadılar Bu durumda Foçalılar Korsika adsına irtica etmeye kara verdiler Ama Korsika için yola çıkmadan önce Foça’ya bir kez daha döndüler Şehirde garnizon kuran ve Harpagostan yönetilen Pers birliklerini dağıttılar ve kendi birlikleirnden Foçaya dönmek isteyenleri mahkum etmeye karara verdiler Bir parça demiri denize attılar ve demir parçası deniz yüzeyine çıkıncaya kadar Foça’ya dönmemeye yemin ettiler Ama Korsika’ya yorucu seyahatleri sırasında yarısı yeminleri kırarak yarı yolda anavatanlarına geri döndüler Diğerleri sözlerini tutarak Denussa’dan Korsika’ya gittiler Bizans İmparatorluğu sırasında şehir surları hemen hemen yıkılmıştır Ama Bizans İmparatoru Michael Paleologue zamanında 1275 yılında Ceneviz Foça’yı evlilik hediyesi olarak kabul etti ve karakol olarak Yenifoça’yı kurdular O zamanlar Yenifoça şap maden ocakları bakımından oldukça zengindi Cenevizliler bu madnei çıkarıyor ve Bizans İmparatorluğuna vergi ödüyorlardı Cenevizliler Foça’yı Doğu Roma İmparatorluğu topraklarında olan yeniden inşa ettiler Bununla birlikte şehir eski tarihsel özelliğini yeniden kazandı ve Ege Bölgesi ve Anadolu arasında yer alan ticarette ihracat-ithalat limanı haline geldi Ortaçağda 180 yıllık Ceneviz hakimiyetinden sonra Foça ve Yenifoça Fatih Sultan Mehmet tarafında 1455 te kuşatıldı ve Osmanlı İmparatorluğu na katıldı GÖRÜLECEK YERLER SİREN KAYALIKLARI: Denizin ortasında bir buzdağı gibi yükselmiş kar beyazından toz pembeye kadar türlü renklerde kayalar, kıyılarda denizle kucaklaşmış mağaralar, denizin ortasında atılıvermiş hissi uyandıran küçücük, alçak kayalıklar ve aralarındaki kanallarla bir doğa harikasıdır Siren Kayalıkları Mitolojide sirenler, büyülü sesleri ile gemicileri kendine çeken, kuş vücutlu, kadın başlı yaratıklardır Homer’in Odysseia destanında bu kayalıklarda yaşayan sirenlerin sesleri oradan geçen gemicileri büyüler ve bu sesi duyanlar onlara kapılmaktan kendilerini alamazlar Odysseus gemisi ile sirenlerin arasından geçerken sirenlerin büyülü çağrılarına kapılmamak için kendisini geminin direğine sıkıca bağlatır Ağzını tıkatıp, tayfalarının da kulaklarını bay mumu ile kapattırır Böylece, sirenlerin sesini sadece kendisi duyacak, sonsuza kadar bu körfezde kalmak için tayfalarına emir vermek isteyecek, ama ağzı tıkalı olduğu için bunu başaramayacaktır Sirenlerin sesleri rüzgarın uğultusuna ve dalgaların coşkusuna karışarak, körfezin kıyısına vururken Odysseus’un gemisi bu büyülü dünyanın içinden süzülerek geçer gider TAŞ EV Foça’ya 7 kilometre uzaklıkta ve 45m yüksekliğindeki bir mezar anıtıdır MÖ5 ve 4 Yüzyıla tarihlenen bu anıt bir yapı olarak inşa edilmemiş, aksine Lykia, Lydia ve Frygia’daki mezar anıtları gibi kayadan oyulmuştur ŞEYTAN HAMAMLARI Kayaya oyularak yapılmış ve MÖ 4yüzyıla tarihlenen bir mezardır Uzun bir yol ve iki mezar odasından oluşan mezar kemerli bir girişe sahiptir ŞEHİR SURLARI VE BEŞKAPILAR Antik Çağ’da kentin doğusundaki tepeler üzerinden geçen surlar, Athena Tapınağının bulunduğu yarımadayı da kuşatıyordu Hem antik Phokai hem de onun üzerinde bulunan bugünkü Foça,bu surların çevrelediği surların içinde kalmaktadırHelenestik dönemden beri var olduğu bilinen kalenin bugün görülen kısımları Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır Beşkapılar, Osmanlı dönemi kalesinin kayıkhane bölümüdür DIŞ KALE 1678 yılında Cenevizliler tarafından inşa edilen bu kaleden günümüze pek bir şey ulaşamamıştır İç tarafta Türk hamamı kalıntıları görülür FATİH CAMİİ Fatih Sultan Mehmet adına yapılmıştır Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle1569-1570 yılında yeniden inşa edilmiştir Ulucak Höyüğü Batı Anadolu’nun gerek mimari, gerekse küçük buluntuları açısından kültür tarihine ışık tutan ve en eski yerleşimlerinden birine sahip olan höyük, Bornova-Ankara karayolunun 15 km’sinde Kemalpaşa ilçesinin Ulucak beldesindedir Kazılara 1995 yılında başlanmış ve bugüne kadar yapılan kazılar sonucunda üç kültür katı tespit edilmiştir Bunlar; en üstte Geç Roma, Erken Bizans yerleşmeleri altında Erken Tunç Çağı tabakaları ve en altta ise Geç Neolitik yerleşimine rastlanmıştır Höyüğün en eski tabakası olan Geç Neolitik’te fırın ve ocakları ile birlikte çoğunluğu günlük işlerde kullanılmak amacıyla yapılmış mekanlar ile ayrıca özel işleve sahip bölümleri de höyük üzerinde gözlenebilir Kazılarda pek çok seramik kap ile birlikte çakmak taşından aletler, taştan silahlar, Anatanrıça figürinleri ve antropomorfik kaplar açığa çıkarılmış olup, bunların bir bölümü İzmir Arkeoloji Müzesi’nde teşhir edilmektedir Erythrai - Ildırı Çeşme’nin 20 km kuzey doğusunda yer alan Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “Kırmızı” anlamına gelen Erythros‘tan türediği kent toprağının kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucusu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythro’tan almıştır Kentte ele geçen bulgular bu yörede İlk Tunç çağından bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir İkinci Kolonileşme döneminde kent Atina kralı Kadros soyundan gelen Knopos yönetimindeydi Başlangıçta krallık ile yönetilen kent sonraları yine kral soyundan olan ancak halkın seçtiği Vasileuslar tarafından yönetildi İon kentlerinin aralarında kurdukları Panionion dinsel ve siyasal birliğe katıldılar Kent Payhagorasla birlikte kısa süreli tiranlık dönemi yaşamış, bu dönemde üreterek dışarı sattığı değirmen taşları ile önem kazanmıştır Erythrai, Lidya ve daha sonrada Persler’in eline geçer Pers boyunduruğuna karşı diğer İon kentleri gibi ayaklanmaya katılan kente, bütün İon kentleri ile birlikte MÖ334’te İskender, bağımsızlığını kazandırır İskender’in ölümünden sonra ortaya çıkan kargaşalar sonucu bir çok el değiştiren Erythrai, Pergamon (Bergama) Krallığının eline geçer MÖ 133’te ise Roma İmparatorluğu içinde özgür bir kent statüsü kazanır Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kahinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazandı MÖ1yüzyıl’da depremler, savaşlar ve Romalı komutanların yağmaları yüzünden büyük yıkıma uğrayan yöre, Bizans döneminde önemini yitirdi 1366’da Türk Egemenliğine girdikten sonra da Erythre, Rhtyrai, Lythri gibi değişik adlar alan yöre; 16yüzyıl’dan sonra İlderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başladı Şehirde 1963-1966 yılları arasında Prof Hakkı Gültekin ve sonraları Prof Ekrem Akurgal tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır İlk önce MÖ 3yüzyıl sonralarında yapıldığı sanılan Akropol’ün kuzey yamaçlarındaki antik tiyatro toprak altından çıkarıldı Akropolün en yüksek düzlüğünde yapılan araştırmalarda da Athena tapınağına ait kalıntılar bulundu Şehrin etrafının 5 km uzunluğunda surla çevrili olduğu anlaşıldı Tiyatro kısmen açığa çıkarıldı Araştırmalarda akropolde MÖ6 ve 7yüzyıl’dan kalma çanak, çömlek, taş ve topraktan figürler bulundu |
Turizm İle İlgili Herşey |
08-19-2012 | #45 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Turizm İle İlgili HerşeySultan Ahmet Camisi Mavi Camii Sultan Ahmet Camisi İstanbul'da eski adı Atmeydanı olan,bugünse Sultanahmet Meydanı diye bilinen alanın güneydoğusunda yer alır ve IAhmed tarafından yaptırılmıştır''Mavi Cami''diye de bilinen bu caminin yapımına 1609'da IAhmed'in de katıldığı temel atma töreniyle başlanmış,cami ve arasta 1617'de,geri kalan yapılar ise 1620'de tamamlanmıştırBöylece ''külliye''denen bir yapılar topluluğu ortaya çıkmıştırKülliye cami,arasta,darüşşifa(sağlık yurdu),imaret,üç tane sebil ve türbelerden oluşurKülliyenin mimarı Sedefkâr Mehmed Ağa'dır Tasarlanan bu büyük külliye için büyük bir alan gerekiyorduAyrıca yapıların İstanbul Boğazı'na ve Marmara Denizi'ne egemen olması da isteniyorduBu koşullar yer seçiminde Sedefkâr Mehmed Ağa'nın güçlüklerle karşılaşmasına neden olduÇünkü 1600'lere gelindiğindeİstanbul kentinin uygun yerleri önceki dönemlerde yapılmış külliyelerle kaplıydıSonunda külliyenin yapımı için Ayasofya'nın karşısında,düneyine düşen yer seçilerek buradaki köşk ve konaklar yıktırıldıKülliyenin geniş bir alana yayılan yapıları Atmeydanı'nın çevresine,belirli bir düzen gözetilmeksizin yerleştiridiBunlardan günümüze ulaşanların büyük bir bölümü daha sonra çevrelerine yapılan yeni yapılar arasında kalmıştır Külliyenin merkezinde yer alan caminin,karşısında yer alacağı Ayasofya kadar büyük ve görkemli olmasına çalışılmıştırSedefkâr Mehmed Ağa Mimar Sinan'ın klasik cami planına ve dış mimarisine bağlı kaldıysa da,iç mimariye önemli yenilikler getirdiSultan Ahmed Camisi duvarlarla çevrili bir dış avlunun içinde yer alırİç avlusu yüksek tutularak külliyenin öbür yapılarına egemen olması sağlanmıştırCaminin 64*72 metre boyutlarındaki ibadet mekanı 43 metre yüksekliğinde ve 22 metre çapında büyük bir kubbeyle örtülmüştürDört yanı yarım kubbeler-çevrilen bu büyük kubbenin boş kalan dört köşesine de birer küçük kubbe oturtulmuş,böylece tam bir merkezi plan oluşturulmuşturBüyük kubbe 5 metre çapında,yivli dört fil ayağı üzerinde otururCamiyi beş sıra olarak çevreleyen ve yuvarlak kemerli olan 260 pencere iç mekânın çok aydınlık olmasını sağlamıştır Caminin duvarları ikinci pencere sırasına kadar,mavi rengin egemen olduğu İznik çinileriyle kaplanmıştırFil ayaklarının yarıdan yukarısı ile kemerlerin,pandantif denen küresel üçgen biçimindeki yüzeylerin,yarım kubbelerin ve büyük kubbenin içi de mavi rengin egemen olduğu kalem işleriyle bezenmiştirÇinilerde lale,sümbül,karanfil,kıvrık dal gibi çok çeşitli motifler vardırÇoksayıda pencerenin sağladığı aydınlık ortamda mavi rengin egemen-liği caminin içine etkileyici bir görünüm kazandırmış,Avrupalılar'ıncami ye ''Mavi Cami'' adını takmasına yol açmıştır Caminin mihrabı,minberi,hünkar mahfili de ayrı ayrı birer sanat yapıtıdır içi çiçek motifli çinilerle kaplı olan mihrap mermer-den yapılmış,üzerinde servi motifleri bulunan sütuncuklarla bezen-miştirGeometrik geçmeli ve kabartmalı olan minber altın ysldızlıdırAltın yaldızlı çinileri,sedef kakmalı kapısı ve ince duvar işlemesiyle hünkar mahfili bir başyapıttır Caminin mermer döşeli iç avlusu,26 sütunun üzerine oturtulmuş 30 kubbeyle örtülü revakla çevrilidirAvlunun ortasında altı sütunlu şadırvan vardırŞadırvanın sütunları karanfil ve lale mo-tifleriyle bezenmiştirCaminin doğu ve batısında,iç avlu duvarıla dışavluya bakan iki yan duvar boyunca iki katlı revak uzanırDış avluda caminin güneydoğusuna gelen kesiminde bulunan hünkar kasrı bağımsız bir yapı olarak ele alınmıştırO güne kadarhünkar kasrı camiye bitişik bir mekan olarak yapılırdıHünkar kasrı- nın bu yeni konumu önemli bir değişikliktir Bir rampayla çıkılan hünkar kasrı mihrap duvarının doğu köşesindeki hünkar mahfiline revaklı bir geçitle bağlanırSultan Ahmed Camisi'nin bir başka önemli özelliği de altı minareli olmasıdırBu minarelerden iç av-dış köşelerine yerleştirilenleri iki,caminin dört köşesinde yer alanları ise üç şerefelidir Caminin kuzeydoğu köşesinde ve Ayasofya yönünde medre se,I Ahmed,annesi ve oğullarının yattığı türbe ile sıbyan mektebi bulunurKlasik üslupta bir yapı olan medresenin orta avlusu kubbeli revakların arkasına yerleştirilmiş odalarla çevrilidirDuvarları dıştan mermer kaplı olan Sultan Ahmed Türbesi'nin içi çinilerle bezenmiş-tirKare planlı, kubbeli ve önü revaklı olan bu yapının kapısı sedef kakmalıdırArasta,caminin güney duvarının ilerisinde bulunmakta-dırSipahiler Çarşısı adıyla bilinen arasta doğu-batı doğrultusunda, üzeri açık bir yolla bunun iki yanındaki tonozlu dükkân sıralarından oluşurGünümüzde,arastanın doğu ucu onarılarak turistik bir çarşı haline getirilmiş,öbür bölümleri ise Mozaik Müzesi yapılmıştırSultanahmet Meydanı'nın batı ucundaysa,mutfak,kiler ve fırın yapı-larından oluşan imaret ile bitişiğindeki hamamıyla darüşşifa külli- yenin bir başka yapı topluluğunu oluştururKülliyedeki üç sebilin ikisi cami dış avlusunun Sultanahmet Meydanı'na açılan kapılarının yanında,biri de arastanın doğu ucundadır Istanbul'un en güzel, en muhtesem camii hangisidir? Bu soruya genellikle Süleymaniye diye cevap verilir Gerçekten, boyutlariyla, uzaktan yakindan heybetli görünüsü ile, Koca Sinan'in bu eseri Istanbul'da essizdir Bir tanedir Fakat bu genel hüküm, bende her zaman Sultanahmet'e haksizlik edildigi düsüncesini uyanditmistir Içimdeki ses her zaman Istanbul'da en güzel camenin Sultanahmet oldugunu söylemistir Genel hükümlerin aksine, en güzel caminin Sultanahmet oldugunu sölüyorsam, bunun sebeplerini de açiklamam gerekir Kusursuz iki eserden birinin, dügerine olan üstünlügü nedir? Süleymaniye'yi üstün gösteren mimar ve mühendislere bu hükmü verdiren nedir? Ben, mimar ve mühendis olmadigim için mi bu hükmü paylasmiyorum? Hükmümün, mimar ve mühendia olmayisimla izah edilebilecegini sanmiyorum Yillar önçe, her iki camii ayni gün ve ard arda ziyaret ederek söyle bir kanaate varmistim: Ikisi de en güzel! Fransiz yazar Gentille Arditty-Puller ''Plaisir d'Istanbul'' adli kitabinda, romantik çagin en büyük iki piyanisti Liszt ve Thalberg'le ilgili bir fikra hatirlatiyor bunlar için söylenenlerin Süleymaniye ve Sultanahmet için de geçerli olacagini ifade ederek sunlarin yaziyor: ''-Istanbul'un en güzel camii hangisidir?'' ''-Süleymaniye Ya Sultanahmet? Aai o mu, o essizdir, en güzelidir Bu hükme katilmakla beraber, içimdeki ses Birinci Sultanahmet'tir'' demekten vazgeçmedi ONU YAPAN USTA YALNIZ MIMAR DEGILDI En güzel resimle en güzel heykeli, en güzel sarayla en güzel köskü, en güzel cami ile en güzel türbeyi birbirleriyle karsilastirmak dogru olmayabilir Ayni amaçlarla ama ayri zamanlarda yapilan eserleri karsilastirmak da dogru olmayabilir Ama, Istanbul'da, sadece 50 yil ara ile yapilan Süleymaniye ve Sultanahmet'i, Türk mimarisinin dorukta oldugu cagda ve ayni amaçlarla yaratilan bu saheserleri karsilastirmak sanirim mümkündür diye düsünmekten kandimi alamadim Bugün, Istanbul'un en güzel camiinin Sultanahmet oldugunu söyleyerek, bana bu hükmü verdiren hususlari söyle açikliyorum: Sultanahmet'in üstünlügü, onun mimari olan Sedefker Mehmed Aga'nin çok yönlü bir sanatkar olusundan ,ileri geliyor O, yalniz dahi bir mimar degil, ayniz zamanda büyük müzeisyen, büyük sair idi Bu büyük sanatkar mimarligini, ressamligini, müzisyenligini, sairligini, sedefkarligini ayni eserde ve doruk noktada göstermek istemisti Sultanahmet'i emsalleriden ayiran, ''birinciler arasinda birinci'' yapan farkliliklar, Mahmed Aga'nin bu özelliginden ileri geliyor olmali DAG GIBI YÜCE, KUS GIBI HAFIF Dünyada, çok yönlü olan sanatkarlarin hiçbiri çok yönlügünü, ayni eserde gösterememis, ama Mehmed Aga, bunu basarmistir Baska mabedlerde, hafif hüzün veren losluk yerine, Sultanahmet'de çoskulu iç aydinliginin huzur gaGitarak disa vurusunu görüyoruz Sedefler, çiniler bahar güzelligi yansitiyor ve yasatiyor 260 pencerenin renkli camlarindan süzülen isik içeriye siir gibi, beste gibi doluyor Essiz güzellikte çinilere yansiyarak, insani akvaryum renginde bir Rüya alemine sokuyur, en tatli seslerle anlamli misralara cagrisim yaptiriyor…Insan orada hem dünyalara sigmayacak kadar büyüyür, hem de bir kus gibi hafifliyor Zaten Sultanahmet, büyük boyutlarina ragmen, uçmaya hazir bir sülün gibi durmaktadir Sanirsiniz az sonra, füze gibi, uzay kanatlari gibi, slti minaresiyle, Marmara'nin mavisinden gögün mavisine dogru süzülecek, süzülecek… Hej büyüük sanat eseri insani etkiler Ama Sultanahmet hepsinden daha çok, daha costurucu, bütün hüzünleri giderici bir tesir yapiyor Saygi ve övünme duygusu da veriyor Iste bunlardan dolayi Sultanahmer bana göre, ''birinciler arasinda birincidir'' BIR BENZERI YOK Ya Mimar Sinan Sedefkar Mehmed Aga Koca Sinan'dan üstün müdür Bunu söyleyemiyoruz Sedefkar Mehmed Aga'nin, eserinde, güzel sanatlarin her dalindaki ustaligini gösterdigini söylüyoruz Rönesanstan önce, Rönesansta ve daha sonra, çok yönlü olmakta taninan hiçbir sanatkar bunu yapamamistir Mesela, Rönesans'in çok yönlü iki sanatkari Mikelanj ve Leonardo da Vinci, hiçbir eserde sanatlarinin bir yönünden tazlasini göstermemislerdir Bir mimar, ressam, heykeltiras, edib olan Leonardo da Vinci, bu sanatlarin hepsini yansitacak bir büyük eser birakmamistir Baska mimarlarin yaptigi kiliselerin duvarlarini, resimleriyle süslemis, uygulama alani bulamayan ama yine de onun dehasini gösteren mühendislik buluslari yapmis, güzel heykeller yontmus, Mona Lisa (yahut La Joconde) fakat bütün bu ustaliklarini tek eserde toplayamamistir Mehmed Aga ise, eserinin planini kendisi çizmis, kendisi yapmis Duvarlarini kendisi süslemis, kapilari kendi begenmis Bu eserine siir, renk ve ses güzelligini kendisi vermistir Bir tek eserde sanatkarliginin her yönünü göstermistir NASIL BIR ESER Ayasofya'yi yaptiran Justinianus onunla Hz Süleyman'in Kudüs'te yaptirdigi mebedi asmak istemisti ve asmisti Süleymaniye'yi yaptiran Sultan II Selim, Ayasofya'yi asmak istemislerdi ve asmislardi Simdi de Sultan I Ahmet onlari asacak bir cami yaptirmak istiyor, fakat atalarina saygisizlik etmemek için, sadece Ayasofya'yi asacak bir cami yaptirmak istedigini söylüyordu Sultan Ahmed, yeni bir cami yaptirmaya karar verdikten sonra, uygun bir yer aranmasina basladi Teklif edilen birçok yer arasinda padisah bugünkü yerini begendi Fakat o yillarda burada Sokollu Mehmet Pasa sarayi vardi ve sarayin satin alinmasi, yiktirilmasi, çevresinin iyice açilmasi gerekiyordu Padisah, Ayse Sultan'a, ''Otuz yük dinar halis ayar altin'' göndererek sarayi satin aldi Yeni camiyi gerçeklestirme isi, mimarligi gibi sedefkatligi ve musikisinasligi ile de büyük ün yapmis olan mimarbasi Mehmet Aga'ya verildi Sedefkar Mehmed Aga, karsisinda Süleymaniye, yanibasinda Ayasofya gibi iki essiz anitin arasinda, onlarla yarisacak bir eser yapacakti Bu eser nasil olmaliydi? Bir eserin büyük olmasi için boyutlarinin büyük olmasi yetmezdi Güzel olmasi için de yalniz disindan veya yalniz içinden güzel olmasi yetmezdi Hatta, sadece 'güzel' olmasi da yetmezdi Onun yapacagi eserde güzellik nasil yasanirdi? Siir gibi seyredilerek, huzur gibi duyularak Mehmed Aga, uzun çalismalardan sonra planini çizdi ve padisaha sundu Basmimarin açiklamalarini da dinleyen padisah plani begendi ve onayladi PADIŞAH TOPRAK TASIDI Artik temel atma zamani gelmisti 1609 yilinin günesli bir gününde, basta padisah olmak üzere, devlet erkani insaatin yapilacagi yere geldi Ayni yüzyilda yasayan Evliya Çelebi, temel atma merasimini söyle anlatiyor: ''…Cümle üstad mimar ve mühendisler toplanip, Üsküdarli Mahmut Efendi'nin ve üstadimiz Evliya Efendi'nin dualari ile esasinin kazilmasina bsladi Evvela Sultan Ahmed Han, etegine toprak dodurup, ''Ya Rab! Ahmed kulunun hizmetidir, kabul eyle'' deyüp, amelelerle birlikte temelden toprak tasidi…'' Padisahtan sonra Seyhülislam Mevlana Mehmed Efendi, Seyh Mehmud Efendi, Vezirlazam Murad Pasa ve diger veziler, ulema, kadiaskerler ellerine kürükler alarak toprak tasimis, harç koymuslardi Bu sirada kurbanlar da kesilmisti Issaat çalismalarina sembolik olarak ordu da katilmis, birgün sipahiler, birgün yeniçeriler toprak tasimada çalismislardi Vezirler, devler erkani kendi adamlarini göndermis, halktan birçok gönüllü çalismalara katilmis, bölece Istanbullular, caglar boyu övünecegimiz bir eserin meydana gelmesi için hizmet etmislerdi YEDI YILDA TAMAMLANDI Insaat yedi yilda tamamlandi Nihayet 1616 yili 2 Haziran Cuma günü, basta padisah olmak üzere, devlet erkani bu defa açilis merasimi için ayni yere geldi Cami yanina kurulan otaglarda davetlilere büyük bir ziyafet verildi Açilis dualarla yapildi Sultan I Ahmet meydana gelen saheserden memnundu Cami kapladigi alan bakiminda Ayasofya ve Süleymaniye'yi geçiyordu Ana yapinin kapladigi alan 64x74 m Boyutlarindadir Yüksekligi ise 43 metredir Içinin renkli aydinligi, duvarlari süsleyen essiz çinileri, kapilari süsleyen sedef kakmalari, o güne kadar yapilanlardan çok daha güzel olan alti minaresi, Istanbul'un panoramik güzelligini arttiran genel görünüsü ile Sultanahmet herkesi büyülemisti Ama o zaman bu caminin adi Sultanahmet Camii degildi Halk ona 'Yeni Cami' demisti Eminönü'nde Yenü Cami adiyla anilan cami yapilincaya kadar bu adi tasidi Eminönü'ndeki eser 'Yeni Cami' adini alinca, Mehmed Aga'nin yaptigi camiye de Sultanahmet Camii denildi CAMIDEKI IÇ AYDINLIK Sultanahmet Camii'nin mimari tarzi öteki camilere göre birçok bakimdan farklidir Mesela Süleymaniye'de kubbeyi esit ve paralel kenarli dayanaklar tuttugu halde, Sultanahmet Camii'nin kubbesi yuvarlak ve iri sütunlar halindeki filayaklarina oturmaktadir Orta kubbe dört sivri kemer üzerine oturtulmus, köseleri pandantifle doldurulmustur Yarim kubbelerin kenarlari da sivridir Isik süzülmesini kolaylastirmak için pencere ve kemerler de degisik bir stilde yapilmistir Isigin cami duvarlarini süsleyen renkli çinilere degisik sekillerde yansimasi düsünülmüs, pencere camlarina buna göre renkler verilmistir Sultanshmet'in asil özelliklerinden biri Bol isikli, diger çinilerinin essiz birer sanat eseri olusudur Yüzyillar içinde eskiyen veya kitilan bazi camlari degistirilirken, ayni renkler turrurulamamis Bu yüzden cami yapilisindaki zamana göre isik-renklerinden kayba ugramistir Buna ragmen Sultanahmet'in iç aydinligi bugün hiçbir mabedde yoktur Sultanahmet Camii'nin maliyeti, sebilleri, mektebi, Hümayun kasri, dükkanlari, dükkanlarin üzerindeki odalari ve padisahin türbsi de dahil olmak üzere 1811 yük 2944 akçedir 1 yük 100 bin akçe, 120 akçe de 1 altin oldugunua göre, bu saheserin yaklasik olarak 1510000 altina mal oldugunu söyleyebiliriz Cami 21043 çini ile süslenmistir ve bu çinilerin herbirine 18 akçe ödenmistir NIÇIN ALTI MINARE Istanbul'da meydana gelen her büyük olay, her büyük eser, Islam dünyasini yakindan ilgilendiriyor ve baslica konu ediliyordu Sultanahmet Camii'nin yapilmasi da hayranliklar, genis yankilar uyandirdi Fakat Imparatorlugun bazi eyaletlerinden itirazlar da geldi Itiraz da geldi Itiraz edenler, ''camiye alti minare yapilmasi kabe'ye saygisizlik olur'' diyorlardi Çünkü o zamanlar alti minaresi olan tek mebed Mekke'de idi Padisah bu meseleyi bütün Islam alemini memnun edecek bir sekilde halletti: Mekke'ye yedinci minareyi yaptirdi Sultanshmet minarelerinin dördü üçer, ikisi de ikiser serefelidir AVIZELER BIRER HAZINE IDI Evliya Çelebi, Sultanahmet'teki avizelerin, yapildigi yillarda oradaki çiniler kadar güzel ve degerli oldugunu söyle anlatiyor camide asili avizeler yüz Misir hazinesi degerindedir Çünkü Sultan Ahmed Han, ecdadindan beri toplanankiymetli essiz cevahirleri, dört diyardan gelen çok degerli hediyeler buraya koymusturMesela, Habes veziri Cafer Pasa camiye alti adet zümrüt kandil göndermistir ki, herbir kandil altisar okka agirlikta idi Altisi da mücevherli altin zincirlerle asilmistir Ayrica bu camide öyle çok ve degerli kitaplar verdir ki,Islam diyarindaki öteki padisah camilerinin hiçbirinde bu kadar çok güzel ve degerli kitag görülmemistir SULTANAHMET'IN DIS AVLUSUNDA, BIRINCI KAPININ ALTINDA BULUNAN SEBIL KITABESI Içen abdan dari-naim içre mesrur ola, Yazilub amali-hüsnü deftere medtur ola Camii Han Ahmed'in banii ala mesrebi, Hazreti Mimarbasi ahreti mamur ola Kim Muhammed anin nam-u ali himmeti, Itti bu rana binayi hasredek mashur ola Olmamistir dahi olmaz böyle ali bina, Bir eser konmustur ki, kim dembedem Mezkur Ola GÜNÜMÜZ TÜRKÇESIYLE: Bu sudan içen, nimetler yurdu olan Cennete kavussun mutlu olsun Yaptigi güzel isler deftere satir satir yazilsin Yüksek Ahlaki kendisine huy edenin, Han Ahmed'in camiini yapan, Yüce mimarbasinin sonu da iyi olsun Bu ulu mimarbasinin kutlu adi Mehmed'dir Dünya durdukça ünü her tarafa yayilsin diye, bu güzel, gözalici yapan odur Bu büyük eserin benzeri yoktur ve olmayacaktir Be eser, her zaman övgüyle konusulsun, dillerden düsmesin diye yapilmistir SULTANAHMET Nurlu elleri Sedefkar Mehmed Aga'nin Indirmis yeryüzüne isik-cismi Eli öpülesi o dehanin Mehyalatla yazilsin ismi Bir eser vermis ki o sanat günesi, Orda mevsim yil boyunca bahar… Bulunmaz dünyada bir esi Maya'lardan Misir'a Çin'e kadar Kubbeleri bir tomurcuk bahçesi, kat kat, Her sabah açar Duvarlari tas degil, sanki kanat, Her gece uçar… Alti füzesiyle gökyüzünde Dolasir Sultanahmet Gökkusagini o toplar, o dagitir Dünyaya demet demet Sonsuz mevilerde ak güvercin, Akveryum renginde bir rüya Böyle bir güzellik gördüğü için Mutludur dünya |
|