Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayıntap, gaziantep, parlayan, şehir

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Mesire Yerleri





Gaziantep'te bahar ve yaz mevsimlerinde havanın sıcak olduğu günler şehrin sıcaklığından ve gürültüsünden uzakta, tabiatla baş başa kalmak için "Sahre" adı verilen ailece ve akrabalarla birlikte yemekli kır gezileri düzenlenir Kır gezilerinde şehir dışındaki bağ evlerine, gezi ve mesire yerlerine gidilir

Bu gezi ve mesire yerlerinden bazıları Dülükbaba Ormanları, Karpuzatan(Oğuzeli) , Kavaklık, Dutluk, Nafak, Burç Ormanları, Burç Göleti, Büyükşahinbey Kasabası (Körkün) , Nizip Karpuzatan ve Çifte Havuzlardır





Kasteller





Gaziantep'te yer alan sosyal amaçlı su yapılarından birisi olan Kasteller, Antep mimarisinin önemli simgelerinden birisi olarak kabul edilmektedir Dilimize Arapça'dan geçtiği tahmin edilen “Kastel”, suyun yer altında bölümlere ayrıldığı yer anlamına gelmektedir




Allaben Deresi




Gaziantep, şehir merkezinden geçen Alleben deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, geçmişten günümüze yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehirdir Su kaynaklarının yetersizliği ve zaman zaman bölgede hüküm süren kuraklıklar kente, muhtelif yerlerde bulunan suların getirilmesini zorunlu kılmıştır








İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları Livas denilen kanallarla suları belli bir merkeze (Suburcu) toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlardır Livasları belli bir teraziyle Mıhçı denilen ustalar içinde rahatça yürüyebilecekleri genişlik ve yükseklikte yaparlardı Livaslar genel olarak şehrin önemli artellerinden ve cami altlarından geçirilirdi Evler su ihtiyacını karşılayabilmek için livaslar üzerine yapılır ve bu evlerden livaslara kuyular açılırdı Bu kuyular hem su ihtiyacını karşılamak hem de yazın sıcaktan bozulacak erzakların kuyulara sarkıtılarak bozulmaması için kullanılırdı Yani buzdolabı,derin dondurucu ve benzeri ev aletlerinin olmadığı dönemlerde buzdolabı vazifesi görürlerdi








Ayrıca genel olarak cami altlarından geçen su kanallarının belli bir noktasına yüzeyden 30-40 merdivenle inilen ve adına Kastel denilen; içinde tuvaleti,yıkanma yeri (Çimeceklik), dinlenme ve abdest alma yerleri, hanımların çamaşır ve yün yıkama mekanları ve bazılarında da namaz kılma alanlarının da (mescit) bulunduğu genişçe mağaramsı boşluklar oluşturulmuştur Bu saydığımız fonksiyonel özellikleri bulunan mekanlar Gaziantep Kastellerinin ortak özellikleridir Yaz aylarında oldukça serin olan kastellerin en çok rağbet gördüğü zaman şüphesiz Ramazan ayının yaz mevsimine geldiği dönemlerdir

Dünyada eşi ve benzeri bulunmayan ve su mimarisinin eşsiz örneklerinden olan Gaziantep kastelleri bir çok fonksiyonları bulunan yapılar olarak inşa edilmiştir Kısmen veya tamamen yer altında bulundukları için pek dikkati çekmemişlerdir Bu nedenle sanat tarihi terminolojisinde yer almamışlardır









Kasteller sade ve gösterişsiz yapılarına rağmen yapılmaya başlandıkları ilk günden, evlerin modern manada şehir içme suyuna kavuştuğu ve çeşmelerin yapıldığı tarihe kadar önemini korumuştur Ata yadigarı ve su mimarisinin eşsiz örneklerinden olan bu kastellerden 5-6 tanesi çeşitli sebeplerle yok olmuş, günümüze kadar gelenler ise;

1- Şeyh Fethullah Kasteli
2- İhsan Bey(Esen Beg) Mescidi ve Kasteli
3- Pişirici(beşinci) Mescidi ve Kasteli
4- İmam-ı Gazali Kasteli
5- Ahmet Çelebi Kasteli
6- Kozluca Kasteli






Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Gaziantep Evliyaları ve Türbeleri

Ökkeşiye Hazretleri Türbesi





Gaziantep'ten Adana'ya doğru karayoluyla giderken Sakçagözü'nü geçince, Nurdağı'na ulaşmadan yolun sol tarafında uzaklarda yeşilliklerle çevrili bir tepe görülür İşte bu tepede Kahramanmaraş ve Gaziantep bölgesinde binlerce insana adını veren Ökkeş yahut Ökkeşiye Hazretleri yatmaktadır Ökkeşiye Hazretleri sahabeden bir zat olup Gaziantep'in Müslümanlar tarafından fethinde şehit düşen beş kişiden birisidir Türbenin bulunduğu yere Ökkeşiye denmektedir Türbe tam dağın tepesinde bulunmakta ve türbenin alt tarafındaki kuyularda ise birkaç metre derinlikte bol su bulunmaktadır






Rivayetlerde anlatılanlardan, İslam inanışına göre Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü gören cennetliktir Peygamberimiz veda hutbesinden sonra herkesle helalleşirken Ökkeşiye Hazretleri “ Ya Resulullah Uhud Savaşı'nda bana kırbaçla vurmuştunuz Hakkımı ancak kısasla ödeşirim”der Peygamberimiz (SAV), elindeki kırbacı Ökkeşiye Hazretlerine verir ve sırtına vurmasını söyler






Ökkeşiye Hz ”Siz bana sırtım çıplak iken vurmuştunuz Ya Resulullah”der Peygamber Efendimiz sırtını açar ve tam bu sırada Ökkeşiye Hz Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü görür ve öper Daha sonra ise “Kısastaki gayem bu idi Ya Resulullah Yoksa sizde bir hakkım varsa anam sütü gibi helal olsun”der

Erkek çocuğu olmayan karı kocalar ve daha değişik maksatları olanlar Ökkeşiye Hazretlerinin türbesini ziyaret ederler ve isteklerinin kabul edilmesi ve arzularına kavuşmak ümidiyle burada Allah'a niyazda bulunurlar Ayrıca Allah rızası için kurban keserler Böylece ziyaretten sonra doğan erkek çocuğa genel olarak Ökkeş adını verirler




Yuşa Peygamber Türbesi





Bilindiği üzere Yuşa Peygamber (AS) İsrail oğullarından olup, Hz Musa'nın yeğenidir İsrailoğulları'nı göçebelikten kurtarır ve Arz-ı Kenan'a yerleştirir
Gaziantep'te Boyacı Mahallesinde Boyacı Camiinden Kavaflar Çarşısı'na doğru uzanan sokakta Pir sefa denilen mevkide tek katlı bir bina vardır Bu binada iki oda içinde iki türbe bulunmaktadır Bunlardan birisi rivayete göre Yuşa Peygambere ait olup, diğeri ise Pir sefa Hazretlerine aittir



Pirsefa Hazretleri Ve Türbesi





Pirsefa Hazretleri ile Yuşa Peygamber aynı yerde yatmaktadırlar Pirsefa hakkındaki rivayetlere göre Pirsefa'nın Hz Yuşa'nın türbedarı olduğu ve ölünce buraya gömüldüğü söylenmektedir Bir başka rivayete göre ise Pirsefa Medinelidir ve ensardandır Gaziantep'in Müslümanlar tarafından fethinde Hz Ali kumandasında buraya gelmiş, Karaçomak'la yan yana savaşırken uğradığı zorlu bir kılıç darbesi ile gövdesi ikiye bölünmek suretiyle şehit olmuştur Bunun üzerine Hz Ömer, Yuşa'nın yanına defnederek “Kendini Peygamber-i Zişan'la Komşu ettim” demiştir




Dülükbaba Türbesi





Dülükbaba Türbesi şehrin kuzeyinde, Adana asfaltının doğusunda kendi adıyla anılan tepenin üzerindedir Dülükbaba'yı diğer evliyalardan ayıran özellik, rivayete göre evlenmek isteyen bekar erkeklere yardımcı olmasıdır Dülükbaba Antep'in Müslümanlar tarafından fethinde şehit düşmüş bir şahıstır Asıl adı Davud'dur Sonradan şu anda yattığı yerin adıyla anılmaya başlanmıştır




Hacıbaba Türbesi





Hacıbaba Türbesi Karşıyaka'da eski Tekel fabrikasının kuzeyindeki tepededir Vaktiyle çevresi mezarlıklarla kaplı idi Türbe kurtuluş savaşında yıkıldı Bir süre böyle kaldı Son yıllarda ise halk tarafından onarıldı




Nesimi Hz Türbesi






Nesimi Hazretlerinin türbesi Gaziantep'in merkez Şehitkamil ilçesi Aktoprak beldesindedir Nesimi Hz Bağdat'ta kendisini çekemeyenlerin iftirasına uğramıştır Rivayete göre Kur'an-ı Kerimi ayak altına aldığı iddia edilmiş ve bunun üzerine derisi yüzülerek öldürülmek istenmiştir Bu ceza uygulanırken Nesimi Hazretleri hiçbir acı duymamıştır Fakat camide ezan okuyan müezzinin parmağına kan bulaşmış, bu kanın Nesimi Hazretlerinin murdar kanı olduğu iddia edilerek müezzinin parmakları sırayla kesilmiştir






Nesimi Hazretleri bunun üzerine, silkinerek kalkmış, boğazına kadar yüzülen deri vücuda geri yapışmış ve başını alıp yollara düşerek Aktoprak beldesine gelmiştir Halk Nesimi Hazretlerini selamlamış ve yakınlık göstermiş, Nesimi Hazretleri de onların selamını alıp karşılık verdikten sonra oracıkta gözden kaybolmuştur Türbesi kaybolduğu yerde bulunmaktadır




Şeyh Fethullah Türbesi





Şeyh Fethullah Gaziantep Evliyaları içinde halkın vicdanına en çok hükmeden ve kerametleri en yaygın şekilde anlatılan büyüklerden birisidir Kendi adına yaptırdığı cami ve külliye Gaziantep'in mukaddes köşelerindendir Şeyh Fethullah I Halife Hz Ebubekir'in soyundandır Şeyh Fethullah'ın himmeti ve Allah'ın yardımıyla cami ve hamamda her türlü derdin devası bulunduğuna inanılır





Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Müzeler





Gaziantep İli, tarihi coğrafya bakımından Kuzey Suriye - Anadolu ve doğu-batı arasında kültürel, askerî ve ticarî yolların üzerinde ve kavşak noktasında yer almaktadır Tarihte çok değişik kültürlere tanık olmuş Gaziantep İli'nde 250'den fazla höyük bulunmaktadır Anadolu'nun en eski buluntularından biri Dülük Mağarası'nda bulunmuş olan taş aletlerdir

Gaziantep Müze Müdürlüğü'ne bağlı olan müzeler şunlardır: Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi ve İslahiye İlçesi'ndeki Yesemek Açık Hava Müzesi Ayrıca Müze Müdürlüğü denetiminde tek yapı bazında 693 taşınmaz kültür varlığı ile 221 adet sit alanı bulunmaktadır




II Yesemek Heykel Atölyesi Ve Açıkhava Müzesi





Gaziantep'in İslahiye İlçesi'nin Yesemek Köyü'nde yer almaktadır Karatepe olarak anılan bir tepe üzerinde bazalt taş ocağı ve bu tepenin yamaçlarında bir heykel atölyesi bulunmaktadır Burası ilk defa, Alman Doğu Araştırmaları Kurumu adına Zincirli Höyük'te kazı yapan Felix von Luschan tarafından görülerek bilim alemine tanıtılmıştır Burada 1958-1961 yıllarında Prof Dr Bahadır Alkım tarafından kazı ve araştırması yapılmış ve bir bilimsel yayın neşredilmiştir






MÖ 2 binin ikinci yarısı içinde bölge, Hitit hakimiyetine girdikten sonra bu taş ocağı faaliyete geçmiş ve Hititler'le yeni bir fonksiyon kazanmıştır Burada Hititli ustaların yanı sıra Hurri usta ve sanatkârların da çalıştığı bilinmektedir Bir ara faaliyeti zayıflayan atölyede, Geç Hitit krallıkları döneminde MÖ9 yüzyıldan itibaren çalışmalar tekrar yoğunlaşmış, bu ikinci dönemde özellikle Arami ve Asur sanatı ağırlık kazanmıştır Diğer Önasya sanat unsurları gibi burada hakim olan sanatsal üslup da, oriantalizan üslup adıyla hemen sonraları batıda gelişmeye başlayan Ege kültürlerini etkilemiş ve Klasik Dönemle doruk noktasına ulaşan Yunan sanatının adeta nüvesini oluşturmuştur






Atölyenin teknik işleyişi bilinmektedir Yüzey kayası düzlendikten ve blok sınırları belirlendikten sonra burada düzenli delikler veya kanallar açılmakta, bu oyuklara kuru ağaçlar çakılmaktadır Islaklık sonucu genişleyen ağaçlar kaya bloğunu çatlatarak yerinden koparmaktadır Elde edilen bazalt bloklar ağaç kızaklarla yamaçtaki çalışma alanına indirilmekte ve alınan siparişe göre ustalar bloğu kabaca yontmakta, taslak haline getirmektedir






Bu taslakların ince işçilikleri ise, nakliye sırasında zarar görmemesi için gittiği yerde yapılmaktadır Buna dair bulunan tek bir örnek, Zincirli'den çıkarılıp halen Gaziantep Müzesi'nde sergilenen sfenkstir Devlet denetiminde büyük bir teşkilatla işletildiği anlaşılan bu taş ocağı ve heykel atölyesinde taslak işçiliğinin bütün safhalarını takip etmek mümkündür Asurlular'ca faaliyetine son verildiği ve ustalarının Asur'a götürüldüğü bilinen atölyede herşey olduğu gibi kalmış ve zaman donmuş gibidir






Sanki biraz sonra öğle yemeği paydosu bitecek ve çalınan bir başlama düdüğü ile ustalar ve sanatkârlar tekrar işlerinin başına döneceklerdir Gaziantep Müzesi'nce yapılan çalışmalarla düzenlenen alanda halen 200'den fazla heykel taslağı teşhir edilmektedir Sfenksler, kapı aslanları, oturan aslanlar, kanatlı aslanlar, Amanos Dağları'nı temsil eden dağ tanrısı kabartmaları, savaş sahnesi kabartmaları ve mimari parçalar kendi tabii ortamlarında sergilenmektedir






Faaliyeti yaklaşık 500 yıl devam etmiş olan taş ocağı ve atölye, günümüze kadar gelmiş halen tek örnek olması açısından önemlidir



















Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Arkeoloji Müzesi






Gaziantep ili ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müzedir 2005 yılından beri, Zeugma antik şehrinde bulunan villalardan çıkartılan mozaikler, bu müzede sergilenmektedir
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, 1944 yılında Cumhuriyet döneminin ilk arkeologlarından Sabahat Göğüş tarafından kurulmuştur Başlangıçta Nuri Mehmet Paşa Camii’inde hizmet veren müze, 1969 yılında küçük bir kent müzesi niteliğindeki binasına taşınmıştır; 2005 yılında ise ek binası hizmete girmiştir Ek binasında büyük kısmı Zeugma antik kentinden çıkarılan mozaik panolar, heykeller, steller sergilenmektedir Müzenin içindeki etnografya bölümü, Hasan Süzer Etnografya Müzesi’ne taşınmıştır Gaziantep Arkeoloji Müzesi halen yapımı süren (2010) dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesi'ne 2011 yılında taşınması planlanmaktadır












Medusa Cam Müzesi





Gaziantep'te bulunan bir müzedir Müze Gaziantep Kalesi'nin yakınlarına inşa edilmiş olup, Türkiye'nin ilk özel cam eserler müzesidir Müze binası, tarihi bir Antep Evidir Müzede daha çok Roma, Bizans ve İslam döneminden eserlere ev sahipliği yapar






Gaziantep Medusa Cam Arkeolojik Eserler Müzesi, kurucusu Füsun İşsever'in koleksiyonunda biriktirdiği tarihi eserlerin evine sığmaması üzerine, satın alarak restore ettirdiği tarihi Antep evini müze haline getirmesi ile kurulmuştur






Türkiye'nin ilk özel cam müzesi olan Medusa'da, Rahmi Koç'un koleksiyonundan sonraki en büyük koleksiyonlardan birisidir Aynı zamanda Gaziantep'in ilk özel müzesidir






Medusa Kültür ve Sanat evi adı verilen müzede cam eserler, porselenler, el işi örtüleri, yer alıyor Müzenin bir bölümünde ise kuyumcu dükkanı, kapalı çarşıdan gelen bir kuyumcu ustası, Mardin Midyat'tan gelen bir telkari ustası var Ustanın kiremit işleme, masaüstünde alevle cam boncuk çalışması, mücevher tasarımları, müzeyi ziyaret edenlerin ilgi gösterdiği bölümlerden biri Müze de kafeterya ve tarihi eserlerini sergilendiği 5 ayrı bölümde bulunuyor






Müzede sikkeler hariç 1500'den fazla cam eser bulunuyor Bu Türkiye'deki ikinci büyük koleksiyondur Müzede 2 bin yaşından, 4 bin yaşına yakın cam eserler bulunuyor


Cam İşleme Ocağı





Müzenin bir bölümünde minyatür cam ocağı kuruludur

Cam üfleme sanatçısının ziyaretçilere canlı olarak camın işleme tekniğini gösteriyor, ustanın camın nasıl oluştuğunu, nasıl şekil verildiğini ve süslendiğini canlı olarak ziyaretçilere gösteriyor











Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)




Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi





Antep mutfağının, zenginliği ve çeşitliliğiyle Anadolu mutfakları arasında öne çıktığı bilinen bir gerçek Ankara Ticaret Odası'nın geçen yıl yaptığı bir araştırmaya göre, Antep mutfağına özgü tescilli 295 çeşit yemek bulunmakta Türkiye'nin ilk turizm bakanı Ali İhsan Göğüş, bu kültürün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için Gaziantep'te doğduğu evi, 2005 yılında Gaziantep Belediyesi'ne bağışladı Tek bir şartı vardı: Türkiye'nin ilk mutfak müzesinin Antep'te açılması ve buraya annesinin adının verilmesi






Müzede Gaziantep mutfak kültürü bir bütün olarak aktarılıyor Öncelikle yemekleri oluşturan sebze, et, meyve, baharat, yeşillikler tanıtılıyor Yemeklerin yapıldığı ve sunulduğu kap kacaklar yöresel isimleri ile aktarılıyor







Ocaklık yani mutfak ve yiyeceklerin saklandığı ambar gibi bölümler aslına uygun olarak inşa edilmiş Ayrıca Antep'teki içecek kültürü, özel gün yemekleri, misafir ağırlama adabı (fekke sofrası, sahre adı verilen piknik ritüelleri) canlandırmalarla gösteriliyor Özel gün yemeklerinde Antep bayram yemeği olan yuvarlama yapan ev kadınları, kış gecesi misafir ağırlayan bir aile, kahve yapımı mankenlerle gösteriliyor





Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi






Dar sokaklar, kesme taş duvarlar ve kiremitli kırma çatılı evleriyle Antep'in eski kent dokusunun en iyi görülebildiği, Bey Mahallesi Hanifioğlu Sokak'ta yer alan Antep evi, geçen asrın başlarında inşa edilmiştir Daha sonra birkaç defa el değiştiren bina, 1985 yılında çok harap bir vaziyette iken işadamı merhum Hasan SÜZER tarafından satın alınmış, restorasyonu tamamlandıktan sonra "Hasan Süzer Etnografya Müzesi" olarak kullanılmak şartıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağışlanmış ve Gaziantep Müzesi'nde bulunan Etnografya bölümü bu binaya taşınarak Konak-Müze tarzında tanzim edilmiştir



Müzenin Yan Soksktan Görünümü



Teşhirinde ziyaretçilere eski zamanlardaki Antep halkının ev yaşantısı ve etnoğrafik yapısı mankenlerle çarpıcı olarak sergilenmektedir Üstü kiremitli kırma çatıyla örtülü olan bina ana kaya içine oyulmuş mahzen üzerine 3 kattan oluşmakta, ikisi ana yola, diğeri ara sokağa açılan üç giriş kapısı bulunmaktadır Ön cephedeki işlemeli büyük kapıdan "hayat" adı verilen orta bahçeye, küçük kapıdan ise "selamlık" denilen bölüme geçilmektedir Hayatın güneydoğu köşesinde; üst katında oturma odası, alt katında ocaklık ve tuvaletin yer aldığı iki katlı müstakil bir bina daha yer almaktadır Bu bölüm evin hizmetkârları tarafından kullanılmıştır Hayat, ince bir taş işçiliğinin eseri olan renkli taşlarla kaplanmıştır






Yumuşak kalker ana kayanın oyulmasıyla zemin katın altına yapılan Bodrumlar; birinden diğerine geçilen iki ayrı mekandan ibaret olup, ikisi arasında yaklaşık 2 metre kot farkı mevcuttur Bir zamanlar ev sahibinin develerinin barındığı mağara görünümündeki bodrum katta, pekmez ve zeytinyağı depolamaya yarayan küpler, erzak depolamaya yarayan bölümler ve su kuyusu bulunmaktadır






Zemin katta; sabahın ilk ışıklarının aydınlattığı İş Odasında ipek üzerine çeşitli çiçek desenleriyle gergef işleme, ahşap tezgahında çıkrık çevirme ve gergahta ipeği germe çalışmaları mankenlerle canlandırılmıştır Günümüzde artık kullanımı sona ermekte olan Antep'in bazı el sanatları bu oda da sergilenmektedir Ayrıca bu odada birde İngiliz Casus Lawrence ait olduğu söylenen Motosiklet sergilenmektedir






Kış güneşinden en fazla faydalanan evin güneye dönük odası, işlevine uygun şekilde, tandır odası olarak düzenlenmiştir Bu oda da anne, baba ve iki çocuğuyla tandır etrafında sohbet etmesi mankenlerle canlandırılmıştır Antep evlerinde eskiden, tandır olarak adlandırılan, odanın merkezinde, içinde közler olan gömme bir taş ocak üzerine konan bir kürsü ve onun üzerine örtülen geniş bir yorgandan oluşan ısınma sistemi mevcuttu Aile fertleri közün sıcağıyla ısınan yorganı üzerlerine örterek ısınırdı Anlatılan masallarla, hikâyelerle ve yenilen kuruyemişlerle tandır keyfi bir başka olurdu






İş odasının bitişiğindeki ocaklık, sabah güneşinin ilk doğduğu mekânlardan biriydi Eski antep yaşantısında güneşin ilk ışıklarına karışan güvercin sesleriyle uyanılır ve kahvaltı hazırlığı başlardı Ocaklık kahvaltı ekmeğinin hazırlandığı yerdi Bu odada, hamurun yoğrulması, ekmeğin açılması ve ateş üstündeki saça konulması mankenlerle anlatılmıştır Ekmeğin kahvaltı sofrasına ulaşan safhalarını gösteren bu mankenlerin yanı başında, yayık yayan evin genç kızı görünümünde bir de manken mevcuttur






Birinci kata ev içinden ulaşılan merdivenin sağında hamam yer alır Türk hamamı özelliklerini taşımakta olup, döşeme altından geçen buhar vasıtasıyla ısıtılması sağlanmıştır Hamamda, kırmızı peştamallı elinde kesesiyle küçük kızını yıkayan anne mankenle canlandırılmıştır Burada, banyoda kullanılan kurna, hamam tasları, kemik tarak ve sabunluk da teşhir edilmektedir






Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Ömer Ersoy Kültür Merkezi (Aziz Bedros Kilisesi)





Gaziantep’teki Gregoryen kilisesi Aziz Bedros’un 450 yıllık geçmişi var Fakat 1920’ler öncesine dair hakkında pek bir bilgi yok Kaderi ancak Antep’in köklü ailelerinden Ersoy’larla kesişince hakkında kayıt tutulmaya başlanıyor






Yüzbaşızade Hacı Ömer’in oğlu olan Ömer Ersoy, 1922’de Atatürk’ün talimatıyla Almanya’ya mühendislik eğitimi için gidiyor 1926’da Berlin’den dönünce, ağabeyi Mahmut Ersoy’la birlikte bölgenin ilk dokuma ve boya fabrikasını kuruyor Ersoy kardeşler, dönemin hükümetinden fabrika yatırımını büyütmek için bir yer talep ediyor






1935’te, hükümetin fabrika yapımına uygun gösterdiği arazi üzerinde, kullanılmayan tarihi bir kilise vardır Aile, Atatürk’ün de imzasının yer aldığı tapuyla kilisenin de içinde olduğu araziye sahip olur Kiliseyi yıkmak yerine yeni fabrikanın deposu haline getirirler Ancak “Satılık mı?” sorularından bunalınca, etrafına yüksek bir duvar örerler Kilise böylece dikkatlerden kaçar Fabrika kapanır, aile 1975’te İstanbul’a taşınır






Yıllar sonra, Eblehan semtinde 2005’te yapılan yol çalışmaları sırasında yeniden ortaya çıkar Aziz Bedros Kilisesi Aradan geçen sürede varlığı bile unutulmuştur
Hemen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla tescillenir Gaziantep Belediyesi, kiliseyi Ersoy Ailesi’nden satın alır ve bir kültür merkezine dönüştürülmesi için çalışmalara başlar Zaten aile de parayı yine belediyeye bağışlar Bu jeste karşılık, merkeze ‘Ömer Ersoy Kültür Merkezi’ adı verilir Restorasyonuna 700 bin lira harcanır






Ömer Ersoy Kültür Merkezi’nin içinde sergi ve konser salonları bulunuyor Mart ayının son günlerinde, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Müzik Dostları Derneği işbirliğiyle düzenlenen 5 Uluslararası Çukurova Çoksesli Müzik Festivali kapsamındaki dinletilerden bazıları burada gerçekleştirildi





Restorasyon altı ay sürdü






Aziz Bedros kilisesi batı doğu hattında konumlandırılmış, girişi iki kapı ile sağlanıyor Bir orta, bir yan neften oluşuyor Bu nefler, kaideleri ve başlıkları farklı detaylar barıdıran bazalt sütunlarla ayrılıyor Kilisenin güneybatı bölümünde iki oda var Giriş cephesinde bir bölümü tahrip edilmiş kitabe ile ters dönmüş kartal motifi bulunuyor Koro bölümünün izleri restorasyonla tamamlandı Çevre düzenlemesinde son derece çağdaş ve modern bir tutum benimsendi Kilisenin etrafı paslanmaz çelik ve üç boyutlu bahçe çitiyle çevreldi Peysajında çimden başka bir şey kullanılmadı Yapının arka bahçesinde Gaziantep avlularında bulunan motiflerden özel bir alan oluşturuldu 2008’in ortalarında başlayan restorasyon çalışması 2009 başında bitirildi ve kültür merkezi 2009 Şubat’ında hizmete açıldı










































Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Gaziantep(Şahinbey) Savaş Müzesi






Gaziantep'te "Nakıpoğlu Evi" olarak bilinen tarihi Antep Evi'nin Gaziantep savunması'nda şehit olan 6317 şehidin anısını yaşatarak milli birlik ve beraberliğimizin bir simgesi şeklinde gelecek nesillere Antep Harbi'nin nasıl kazanıldığını sesli bir anlatımla ve kronolojik panolar eşliğinde anlatıyor

8 Şubat 1921 tarihinde "Ayıntap" olan ismi TBMM'nin gazilik ünvanı vermesiyle "Gaziantep" olarak değişen şehir, 21500 kişilik bir orduya karşı 2920 kişiyle 10 ay 8 gün nasıl müdafaa edildiğinin sırrını işte bu "Savaş Müzesi" ile duyuruyor






Tamamıyla gerçek olaylar ve fotoğraflarla hazırlanan panoların kronolojik anlatımıyla ve sesli olarak savaş günlerinin zor şartlarını adeta yeniden yaşatan müze; Tarihçi Adil Dai'nin (82) katkılarıyla Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can tarafından hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadan kısa bir sürede tamamlandı






Gaziantepliler evlerinde sakladıkları aile yadigarı savaş hatıralarını müze'de sergilenmek üzere bağışladılar Antep Savunmasının simgelerinden "Ramazan Topu" yeniden yapıldı ve müze avlusunda sergilenmeye başlandı

Müze'nin bulunduğu alan tamamıyla kamulaştırılarak bir meydan haline getirildi Şehitler anısına yapılan anıt, artık resmi törenlerin icra edildiği bir yer






Antep savunmasında makineli tüfek sesi çıkaran ve Fransız askerlerini korkutmak amacıyla kullanılan 'Tak -Takı' ile yokluklar sonucu halkın bakır yemek kaplarıyla yaptığı ve Ermeni siperlerine atılan 'sahan bombası', Şahinbey Savaş Müzesi 'nde sergilenen dikkat çekici eserlerden

Ziyaret saatlerinde Gaziantep kahramanlık türkülerinin yankılandığı müzenin hemen girişinde top arabası karşılıyor ziyaretçileri Savaşın 86 pano ile anlatıldığı müze, 0800-1600 arasında gezilebiliyor








Zeugma Mozaik Müzesi





Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep'te bulunan bir müzedir Müze, dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşır
Gerek mimarisi gerekse teknolojik açıdan dünyanın önde gelen bir müzesidir 2 bin yıllık mozaiklerin yıllar içinde define avcılarının talanıyla eksilen parçaları lazer sistemiyle görüntü olarak tamamlanmaktadır Zeugma’daki mozaiklerde 13 renk armonisinden oluşmaktadır Üç blok olarak inşaa edilen Zeugma Müzesi, mozaik ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu olarak hizmet verecek Müzede Zeugma'dan gelen mozaikler sergilenilir Ayrıca Dünya'ca ünlü Çingene Kızı (mozaik) 'i burda sergilenmektedirZeugma Mozaik Müzesi, 50 milyon liraya mal olmuştur












Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi







Gaziantep Kalesi, Gaziantep'in merkezindeki bir tepeye kurulmuş olan kale Ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı bilinmektedir Kale, tarih boyunca birçok kez tamir edilmiş ve son halini 2000'li yılların başında yapılan bir onarımla almıştır






Daire biçimindeki kalenin çevresi 1200 metredir Duvarları taş bloklardan yapılmış olup 12 kulesi ve burçları vardır Kale, günümüzde "Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi" olarak kullanılmaktadır Gaziantep'in gösterdiği savunma 45 dakikalık bir belgeselle kale içerisinde gösterilmektedir





Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi






Bayaz Ahmet Efendi tarafından, 1909 yılında yaptırılmış olan Bayaz Han'ın mülkiyeti 2005 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından alınmıştır Tarihi binaların ayakta kalabilmeleri için çatılar çok önemli olduğundan, hanın öncelikle çatısı 2006 yılı içerisinde onarılmıştır Şubat 2007 tarihinde çalışmalara başlanılmış ve Mayıs 2008 tarihinde restorasyon çalışmaları tamamlanarak hizmete açılmıştır






Han, Kent Kültürü Merkezi olarak restore edilmiştir Bu kapsamda Merkez; Gaziantep Kent Müzesi (etnografik, otantik, özel koleksiyonerlere yönelik yazılı ve sözlü bellek ve süreli yayınlar bölümleri, dijital bilgi bankası, multivizyon gösterisi), protokol kabul salonu, kardeş şehirler teşhir salonu, uzun ve kısa dönem sergileme mekanı, Gaziantep ile ilgili araştırmaların yapılacağı araştırma laboratuarı, Antep yemeklerini sunan 150 kişilik restaurant, 90 kişilik bir cafe, 85 kişilik pastane, yerel el sanatlarının sergilendiği ve satışının yapıldığı 12 adet satış mağazası, 180 kişilik toplantı-kokteyl-sergi salonu, turizm bilgilendirme ofisi, 4 adet atölye ve derslik birimleri bulunmaktadır







Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Araban İlçesi





Araban, Gaziantep ilinin bir ilçesidir
Tarım en önemli geçim kaynağıdır Pamuk, buğday, arpa, mısır, mercimek tarımı önceliklidir Yer, yer meyve ve sebze bahçeleri görülse de bu ailelerin günlük ve dönemlik ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir Sanayi bölgeye uğramamış gibidir Elle tutulur hiçbir tesisi bulunmamaktadır İlçenin belki de en önemli unsuru sayılabilecek turizm ise akla dahi gelmemiştir




Coğrafyası





Gaziantep yöresi Akdeniz Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin birleşme noktasında ve Mezopotamya’nın bir parçası olmasından dolayı Anadolu’yu Mezopotamya ve Mısır’a bağlayan ortak yolun merkezinde yer almaktadır Gaziantep’in kuzeydoğusundaki Araban ilçesi,Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Gaziantep ilinin kuzeydoğusunda 250 km² lik genişlikteki Araban Ovası’nda yer almakta olup, ismini de bu ovadan almıştırGüneyinde Karadağ ve Yavuzeli ilçesi, kuzeyinde Adıyaman’ın Besni İlçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, doğusunda ise Fırat Nehri ve Şanlıurfa’nın Halfeti ve Bozova ilçeleri ile çevrilidir Şehir, Fırat nehrinin batı tarafında ve bu nehre dökülen Karasu Irmağı’nın kenarında kurulmuştur






Gaziantep bölgesi, en eski devirlerden beri uygun iklim ve konumu nedeniyle devamlı iskân görmüştür Antik devirlerde iktisadî ve siyasî bütün faaliyetlerin yoğun bir şekilde sürdüğü kuzey Suriye ile Mezopotamya’yı İç Anadolu’ya bağlayan yollar bu bölgeden geçmektedir Özellikle Araban, İç Anadolu bölgesine açılan yolların kavşağındadır Bu bölge aynı zamanda, İlk Çağ’dan Orta Çağ’ın sonuna kadar, Fırat nehrini takip ederek Mezopotamya’dan gelen kervanların, Birecik ile Maraş bölgelerine ulaşmaları için bir ayrım noktasıdır






Araban 1000–1500 m yüksekliğinde bir plato üzerinde yer almaktadır İlçe topraklarının etrafı dağlarla çevrilmiştir Batısında Kartal (Sof) Dağları doğu-batı doğrultusunda uzanırKuzeyde Beşparmak dağları ile çevrilidir İlçe Fırat Nehri’nin batısında ve bu nehre dökülen karasu Irmağı’nın kenarındadır Fırat nehri Araban’ın Şanlıurfa ili ile doğal sınırını çizer Karasu Araban Ovası’nın içerisinden geçerek Fırat’a dökülür

Gaziantep’e 67 km uzaklıktaki ilçe, denizden 610 m yüksekliktedir Yüzölçümü 534 km²'dir





Tarihçesi


İlçe Merkezinde Bulunan Kale Camii





Bölgede yapılan araştırmalar Araban çevresi tarihinin Tunç Çağı’na (MÖ 3000-1200) kadar indiğini göstermektedir İslâm öncesi Raban Kalesi denilen Araban İç Kalesi’nin en önemli dönemi XI-XIII yüzyıllar arasındadır1 Bu yüzyıllar boyunca kale stratejik önemini sürekli korumuştur Özellikle Urfa Haçlı Kontluğu, Ermeni Krallığı, Haçlı Seferleri, Memlûklu ve Türk akınlarında elde tutulması gerekli kalelerin başında yer almıştır Araban Kalesi, Ermeniler ile Urfa Haçlı Kontluğu arasında sık sık el değiştirmiştir 1093 yılında Ermenilerin elinde bulunan Araban Kalesi, 1112’den sonra Urfa Haçlı Kontluğu’nun eline geçmiştir 1108-20 tarihleri arasında Ermeni Kralı Vasil’e ait olan kale, 1112-20 tarihlerinde Antakya Kralı eline geçmiş, daha sonra da tekrar Ermeniler’e bırakılmıştır Bu dönemde kalenin çok sağlam olduğu ve kolay kolay fethedilemediği belirtilmektedir


Hisar Beldesinde Bulunan Anıt Mezar





Sultan Mesud Kılıç Arslan 1148-1150 yıllarında Araban İç Kalesi’ni fet¬hederek Türk toprağı haline getirmiştir 1155’te Atabey Nureddin Mahmud Zengi, Araban’ı Selçuklulardan almıştır Bu tarihten sonra sırasıyla Halep Eyyubileri, Anadolu Selçukluları (1218), Memlûklular, İlhanlılar (1259), Memlûklular (1260), Dulkadiroğulları ve tekrar Memlûkluların hakimiyeti altında görülmektedir


Gümüşpınar Köyünde Bulunan Köprü





Yavuz Sultan Selim zamanında bölge, Osmanlı topraklarına 1517’de katılmış, 1523 yılından sonra Birecik Sancağı’nın Rumkale kazasına bağlanmıştır Gaziantep’e bağlı olan Araban, Cumhuriyetin ilanından sonra Altıntaş isimli bir kasaba iken, ismi sonradan değişmiştir
Araban’a dönüştürülmüş ve 1957 yılında da ilçe olmuştur





Turizm





Bölgede birçok yerde tarihi zenginlik göze çarpmaktadır: Araban'ın kaleleri, harabeleri, ilkçağlardan kalan tarihi öneme sahip mezarlıklar ve birçok alanda yazıtlar

Araban (Raban, Kale-i Zerrin) Kalesi 1940’lara kadar sağlam durumda iken, halk tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere surların taşları sökülerek ortadan kaldırılmıştır Kaleden günümüze toprak altında kalan kısımlardan başka bir şey ulaşmamıştır






Kale, şehrin ortasındaki 35 m yükseklikte bulunan yığma tepe üzerine kurulmuştur 85×95 m’lik bir alanı kaplayan kalede cami, su deposu ve toprak altında kalan surlardan başka herhangi bir şey bulunmamaktadır XII-XIV yüzyıllarda çok önemli bir iç kale olmasına rağmen günümüzde pek iz kalmamıştır





Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Karkamış İlçesi






Karkamış Gaziantep ilinin bir ilçesidir Karkamış, Gaziantep'in sanayi yönünden en az gelişmiş ilçesi ise de, Suriye-Türkiye sınır kapılarını ilçe bünyesinde barındırdığı için konumu itibarıyla önemli bir yere sahiptir İlçe toprakları tarıma elverişlidir Karkamış ilçesi su yönünden çok şanslıdır, çünkü ilçe hem Fırat nehrine yakın hem de ilçenin içinden su kanalları geçmektedirHalkın çoğunluğu Türkmendir ve Araplarda yaşamaktadır Bronz Çağ döneminde Uruk olarak adlandırılmıştır Sümerlerin ünlü destanı Gılgamış'ın burada yazıldığı ve destan kralının Fırat nehri yakınlarındaki antik kentte yaşadığı sanılmaktadırKarkamış ilçesi Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır Yüzölçümü 341000 M2,rakımı ise 365 metredirGaziantep il merkezine 75 Kmlik bir yol ile bağlıdırKarkamış ilçesinin doğusunda Fırat nehri,batısında Oğuzeli ilçesi,kuzeyinde Nizip ilçesi,Güneyinde Suriye devleti yer almaktadır




Karkamış’ın Tarihçesi





Karkamış’ın iki yüzü vardır Birincisi tarihin derinliklerinde yer almış, uygarlıklara, savaşlara ve saldırılara sahne olmuş, belgeleri ve izleri ile tarihe ışık tutmuş eski Karkamış Diğeri onun devamı olan ve eskinin mirasına sahip şimdiki yani günümüzdeki Karkamış






Eski Karkamış Fırat nehrinin akış yönüne göre nehrin hemen sağında kurulmuş, daha sonra belirlenen Türkiye-Suriye sınırının Fırat'la kesiştiği üçgenin köşesinde yer alır, artık mayınlanmış o saha içerisinde maziyi andıran bir tümsek yığını gibi dünden bugüne, çağlar ötesinden günümüze ışık tutar Birçok uygarlık izleri ve kalıntıları bağrında saklıdır, bir iz gibi Ve derinliğinde daha nice olayların belgeleri vardır, kim bilir Ve kim bilir kaç kez hükümdarlar, krallar ordularının atları ile buraları çiğnediler, tahrip ve yağma ettiler Ve eski kent, yıkıla yapıla sonuçta bir tümsek görünümü aldı Eski ve yeni Karkamış şimdi aralarındaki çok az mesafeyi saymazsak yan yana dururlar






Eski Karkamış zamanın törpüsü içinde yok olmuş ve belirtildiği üzere bir tümsek yığını haline gelmiş, ne sarayları kalmış ayakta ne de surları Tarihi değerleri yağmalanmış, heykel ve sanat değeri olan eserler tahrip edilmiş durumda Kabartma resimli duvarları yerle bir edilmiş ve savaş arabalarını çeken azgın atları, ne aslanları ve ne de kuvvetin simgesi boğaları kalmış artık Eski kent ölgün bir harabe Ama tarihe tanık, tarihe ışık tutmuş ve daha derinliğinde birçok gizleri saklar durumda






Saraylara yapı olmuş taşları merdiven basamakları tarihin ve mazinin birer parçası gibi duruyorlar Bir şeyler çağrıştırıyor insana dünden bugünlere

Mezopotamya, Mısır, Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karkamış’ın coğrafi konumu tarih boyunca önem arz etmiştir Bu durum ayrıca Karkamış’ın kesintisiz bir yerleşim alanı olmasını sağlamıştır




Karkamış’ta Yapılan Kazılar Ve Antik Kentin Ortaya Çıkarılması






Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy’dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915’ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdirBöylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştırDaha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış’ın 1Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılırkazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak “Garkamısh 123” olarak yayımlanmıştır






Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulurYukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadırYeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadırVe şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedirMilli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştırYine bu sınır anlaşması eski Karkamış’ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır




Harabeler






Karkamış İlçesi yakınında, Fırat’ın batı kıyısında, Türkiye-Suriye sınır hattı üzerinde, Yakındoğu Arkeolojisi’nin en önemli yerleşimlerinden Karkamış Antik kenti yer almaktadır Kent; MÖ II bin yılda, Anadolu’dan, Mezopotamya’ya ve Mısır’a uzanan yolların önemli bir kavşak noktasında yer alıyordu Karkamış Krallarından söz eden ilk belgeler, MÖ 1700’e doğru ortaya çıkar MÖ 1650’li yıllarda, Hitit Kralı Hattuşili 1, Karkamış ve çevresindeki kentleri alarak, kuzey Suriye yolunun güvenliğini sağladı Daha sonra, Mitanniler’in egemenliği altına giren kent, Şuppiluliuma I döneminde yeniden Hititlere bağlandı Karkamış artık, çoğu büyük Hitit Kralları soyundan gelen ve İmparatorluğun Suriye’deki topraklarını denetim altında tutan bağlı krallar tarafından yönetiliyordu






Hitit İmparatorluğu’nun MÖ XII yüzyıl başlarında yıkılmasından sonra kent, yeni kurulan çok sayıda Geç Hitit Krallığından birinin merkezi oldu Asur Kralı Acurnasirpal II’nin Suriye Seferi (MÖ 876-866) sırasında, haraca bağlanan Karkamış, MÖ 717’de Asur Kralı Sargon II tarafından yakılıp yıkılarak, Asur topraklarına katıldı George Smith’in (1876) Cerablus yakınındaki kalıntıların, Karkamış’a ait olduğunu bulmasından sonra, Hogarth, Lawrence, Campbell-Thompson ve Woolley, 1878-1881, 1911-1914 ve 1919-1920 yılları arasında kentte British Museum adına kazı çalışmaları yapmışlardır Kalenin bulunduğu tepede, tarih öncesi kalıntıların yanı sıra, Erken ve Geç Hitit dönemlerinden iki ana yerleşim yeri saptanmıştır Dış Kent, İç Kent ve Kale olmak üzere üç bölümden oluşan dikdörtgen planlı Karkamış’ta; yönetsel ve dinsel işlevli yapılar, kentin çekirdeğini oluşturmaktaydı Yapılar; Hitit-Asur üslubunda kabartmalarla kaplı siyah bazalt ve beyaz kireç taşı ortostatlarla süslüdür Bulunan kabartmaların çoğunluğu, Geç Hitit dönemine tarihlendirilmektedir






Bu kabartmalar, Tanrıça Kupapa ve onun adına yapılan tören alayındaki askerlerin, rahiplerin, çeşitli hayvanları taşıyan kişilerin, uzun ve düz kılıçlarla silahlanmış prenslerin, savaş arabalarının, karışık yaratıkların, koruyucu hayvanların yer aldığı tören alayı betimlemeleriyle MÖ I Bin yıl başlarındaki yaşam biçimine, giysilerine ve kültürüne ışık tutmaktadır Karkamış kabartmalarının, büyük çoğunluğu bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedirSuriye sınırında mayınlı askeri sahada bulunan harabeler, mayınlardan temizlenmeyi beklemektedir

(NOT: Günümüzde Karkamış harabeleri askeri bölgede olduğundan ziyarete kapalıdır Ziyaret için Genel Kurmay Başkanlığı’ndan izin alınmasıgerekmektedir)









Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Nizip İlçesi





Nizip, Gaziantep'e bağlı ilçe
İlçede tarım ve sanayicilik gelişmiştir Antep fıstığı ve zeytin bahçeleri yaygındır Bunları işleyecek 50 kadar küçük işletme mevcuttur Zeytinyağından elde edilen sabunları meşhur, sabun fabrikaları çoktur Zeugma, diğer adıyla Belkıs harabeleri ilçeye 8 km uzaklıktadır





Tarihi ve Coğrafi Yapısı






Nizip ilçesinin tarihi MÖ 2000 yılına kadar gider 1517 yılında Yavuz Sultan Selim Nizip'i Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katmıştır İlçe, Fırat nehrinin meydana getirdiği Orta Mezopotamya havzasındadır Gaziantep-Nusaybin demiryolu diğer bir deyişle Bağdad Demiryolu ve E-90 karayolu ile Çukurova Otobanı da ilçeden geçerGaziantep İli, Nizip İlçesi'nin 10 km doğusundaki Belkıs Köyü'nde, Fırat Irmağı kıyısında, Zeugma Antik Kenti bulunmaktadır Tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz iskan gösteren bu yerleşimin önemi, Fırat Irmağı'nın en kolay geçit verdiği iki noktadan birisinde olmasıdır Zaten "Zeugma" adı da "köprübaşı" veya "geçit yeri" gibi bir anlam taşımaktadır Günümüzde, üzerinde fıstık ağaçlı yetişmiş bulunan, 3-4 metre kalınlığında toprak tabakasıyla örtülüdür Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olan bu antik kentin 1/3'ü, su tutulması Ekim 2000'de tamamlanmis olan Birecik Barajı göl alanı altında kalmistir





Ekonomisi


Nizip-Mağracık Höyük



Nizip tarıma dayalı sanayi ve ticaret bölgesidir Antep fıstığı, zeytin, mercimek, buğday, arpa ve bağcılık faaliyetleri üzerine kurulu çeşitli sanayi kuruluşları ilçeyi ekonomik yönden canlı tutmaktadır Özellikle zeytinyağı üretimi yaygındır





Gezilecek Yerleri





İlçenin 10 km kuzey doğusunda Belkıs (Zeugma) şehri kalıntıları bulunmaktadır İlçede Karpuzatan mesire yeri, eski kilise, Taşbaş dağı gezilip görülebilecek yerlerdendir İlçe merkezinde yeni park ve dinlenme alanları bulunmaktadır Birecik Barajı civarına yapılan seyir tepesi ve mesire alanı gezilebilecek yerler arasındadıryine taşbaş mesire alanı da gezilebilirAyrıca belkıs zeugma harebelirinin kıyısından başlayarak şanlıurfaya baglı olan Halfeti ilçesine Fırat nehri üzerinde vapur ile turlar düzenlenmektedir





Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Nurdağı İlçesi






Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Gaziantep’e bağlı bir ilçe olan Nurdağı'nın doğusu Şahinbey ve Şehitkamil ilçeleri, batısı Osmaniye ili ve Bahçe ilçesi, kuzeyi Kahramanmaraş ili Türkoğlu ve Pazarcık ilçeleri, güneyi İslahiye ilçesi ile çevrilidir İlçenin doğusunda Hurşit Dağları, batı ve güneyinde Amanos ile Nurdağı yer almaktadır Buradaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkii kış aylarında çok yağışlı ve sislidir Gaziantep'e 67 km uzaklıktaki ilçenin denizden yüksekliği 570 m dir








İlçede, Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır İlçenin batısındaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkiinde şiddetli kar yağışı olmaktadır Kuzeyden ve zaman zaman kuzeybatıdan esen rüzgarların etkisinde olmaktadır








İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve madenciliğe dayalıdır Yetiştirilen başlıca ürünler, arpa, buğday, mısır, pamuk, şeker pancarı, kırmızı biber, soğan, korunga, fiğ, yoncadır Hayvancılıkta ise sığır, koyun, keçi, tavuk yetiştirilmekte olup, arıcılık da yapılmaktadır İlçe toprakları içerisinde zengin krom yatakları vardır








Nurdağı, Mezopotamya-Anadolu-Akdeniz arasında geçiş yolu üzerinde bulunmasından ötürü Eski Tunç Çağı'ndan beri yerleşime sahne olmuştur Burada yapılan kazılar Orta Tunç Çağı, kalkolitik Çağı’nda da burada yerleşim olduğunu göstermiştir Hitit İmparatorluğu bu yöreye de hakim olmuş ve küçük bir Hitit Krallığı yörede hüküm sürmüştür Ardından Asurlular, Gerdaniler yöreye hakim olmuş, Geç Hitit dönemine ait kalıntılar Nurdağı yakınındaki, Sakçagözü ve Zincirli Höyük'te ortaya çıkarılmıştır İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına ProfGastrang’ın yörede yaptığı çalışmalarda (1954), Nurdağı’nın çeşitli bölgelerinde bir çok Hitit yerleşimi olan höyüklerle karşılaşmıştır Bu çalışmalar sonunda, Nurdağı yöresinde, Hititlerin uzun süre yaşadıkları ortaya çıkmıştır Sonraki yıllarda Persler yöreye egemen olmuş, Büyük İskender’in doğu seferi sırasında tüm çevre ile birlikte Nurdağı yöresi de Makedonyalılar'ın eline geçmiştir İskender'in ölümünden sonra yöre, bir süre Seleukosların egemenliğine geçmiş, daha sonra da Romalılar ve Bizanslılar yöreye hakim olmuşlardır Hıristiyanlığın ilk zamanlarında, Cebeli Bereket Dağları ilk Hıristiyanların yerleştikleri yerler olmuştur Nurdağı, Bizanslılar'la Araplar arasında sınır konumunda olmuştur








Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları buraya yerleşmiş ve yöre bir süre Selçukluların egemenliğinde kalmıştır Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında da Osmanlı topraklarına katılmıştır Mısırlı İbrahim Paşa'nın Suriye'nin Kuzeyini işgal etmesi ve Nizip Savaşı'ndan sonra geri çekilmesi üzerine bu bölgelerde yoğun olarak bulunan Çelikanlı ve Delikanlı aşiretlerinin çekişme ve kavgaları yüzünden asayişsizlik çoğalmış, Sultan Abdülmecit zamanında Halep vilayetleri valileri olan Derviş ve Cevdet Paşalar bu bölgede düzeni sağlamak üzere görevlendirilmişlerdirCebelibereket vilayeti de bu dönemde kurulmuştur Nurdağı da İslahiye gibi bu vilayete bağlanmıştır




Hurşid Ağa Konağı





Cumhuriyetin ilanı sırasında yine bölgede asayişsizlik baş göstermiş ve 1933 yılında da Gaziantep’e bağlanmıştır 1990 yılında da ilçe konumuna getirilmiştir





Sakçagözü ve Şelalesi





İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Ukkaşiye Türbesinin bulunduğu tepede, bir kilise kalıntısı, Hisar Köyü civarında Bizans dönemine tarihlendirilen kale kalıntıları, HzUkkaşiye’nin Türbesi ve başta Hurşit Ağa Konağı (Zerda Dizisi'nin çekildiği konak) olmak üzere Türk sivil mimari örnekleri bulunmaktadır Ancak bu konak Şubat 2005'te bilinmeyen bir nedenle yanarak kullanılmaz hale gelmiştir Bu evlerin en büyük özelliği, taş su basmanı üzerine kerpiç, ahşap kamışlarla yapılmış olmalarıdır





Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Oğuzeli İlçesi






Gaziantep ilinin 17 km güneyinde yer alan ilçemizin Doğusunda Nizip, Batısında Elbeyli(Kilis), Kuzeyinde Şahinbey ve Şehitkamil Güneydoğusunda Karkamış ilçeleri bulunurken Güneyinde Suriye ile sınır komşusudur






İlçede önemli tarım arazileri olan ovalar (Tilbeşar, Tüm ve Barak ovaları) bulunmaktadır Bu ovalar Aynifar deresi üzerine 2006 inşâ edilen ve 20000 ha alanı sulayabilen Kayacık barajı ile sulanmaktadır






İlçe genel olarak düz bir alan üzerinde kurulmuştur Çevresinde çok yüksek dağlar bulunmamaktadır En önemli yükselti ilçenin doğusunda bulunan Delikli Tepedir(835 m ) İlçenin denizden yüksekliği ise 740 metredir





İklimi Ve Bitki Örtüsü





İlçede, Akdeniz ikliminde Karasal iklime geçiş iklimi diyebileceğimiz bir iklim tipi görülür Bunda etkili olan en önemli unsur da ilçenin denize kapalı ve denizden 740 metre yüksekte olmasıdır Kışın yağışlı geçerken yazın kurak bir iklim hüküm sürer

En yüksek sıcaklık 30 Temmuz 2000’de 44 0C; En düşük sıcaklık ise 2 Şubat 1992’de -13 0C ölçülmüştür Ortalama sıcaklık 15,02 0C’dir






İkliminin bir bölümünde kurak bir dönemin olması ilçenin bitki varlığını da önemli ölçüde etkilemiştir Kurak arazilerde su isteği az olan bitki ve tarım ürünleri yetişmektedir Bu arazilerde kurakçıl otlar ve çalılar ile zeytin, fıstık, incir ve üzüm gibi tarım ürünleri de yetiştirilir Sulak arazilerde ise yetiştirilen en önemli tarım ürünü mısır ve nar’dır





Tarihçesi





Oğuzeli Gaziantep’in güneydoğusunda Sacır Suyu kenarında kurulmuş bir ilçedir İlçe merkezi olmadan önceki ismi Büyükkızılhisar Köyü idi Bu ismi kırmızı topraklardan yapılan hisar şeklindeki evlerden aldığı sanılmaktadır Oğuzeli isminin ise üzerinde yaşayan ailelerin geçmişine istinaden verildiği aşikârdır






Yerleşim yerleri olarak ilçe çok eskidir İlçeye bağlı Tilbaşar Köyünde bulunan Tilbaşar Kalesinde yapılan kazılarda milattan önce 3000’li yıllara ait kalıntılara rastlanmıştır
İlçe Hitit, Asur, Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler, Bizans egemenliğine girmiştir Hz Ömer döneminde 639’da Suriye cephesi komutanı Ebu Ubeyde’nin öncü birliği komutanı Ganenoğlu İyaz tarafından bölge İslam egemenliğine girmiştir






14 Şubat 1946 da ilçe olan Oğuzeli’nden 1995 yılında Elbeyli ilçesi ve 23 köy ayrılarak Kilis iline bağlanmıştır 23 Temmuz 2004 tarihinde Gaziantep’in 3 merkez ilçesi olmuştur

17yüzyılda yasamış halk şairlerinden Karacaoğlan uzun yıllar ilçeye bağlı köylerde dolaşmış ve şiirlerinde Tilbaşar, İkizkuyu, Sazgın ve Nafak pınarı yörelerini işlemiştir Şöhreti ilçe sınırlarını aşarak ülkemize mal olmuş Ezo Gelin ilçeye bağlı Dokuzyol(Uruş) Köyünde doğup büyümüştür İlçede Tilbaşar Kalesi kalıntılarından başka; Hamzababa, Gaffurbaba, Şıh Bilecan Türbesi ve Selçuklu döneminden kalma Orta Cami minaresi başlıca tarihi eserlerdir



Tilbaşar Kalesi





Oğuzeli ilçesinin yaklaşık 12 km kadar güneydoğusundaki Gündoğan Köyü'nde yer alan Tilbaşar Kalesi, MÖ 3000 yıllarına kadar giden ve tunç çağlarından itibaren iskan görmesinden dolayı oluşan birikimle oldukça yüksek görünen Tilbaşar Höyüğü'nün üzerinde yapılmıştır






Tarih öncesi devirlerden sonra klasik çağlarda da, yakınında kurulmuş olan ve Abara ismi ile anılan antik kentte yerleşim devam etmiştir Tilbaşar Kalesi, MS 11 ve 12 yüzyıllarda Haçlı Seferleri sırasında, önemli ticaret yollarına ve stratejik kavşaklara hakim ve yüksek bir tepeye (höyüğü) sahip olduğundan yeniden ele alınmış, höyüğün etrafında oluşan şehir bir sur ile çevrilmiş ve höyüğün üzerinde de sağlam bir kale inşa edilmiştir






O zamanki adı olan Tel-Başir, sonradan Tilbaşar olarak anılmaya başlanmıştır 1995 yılında Yrd Doç Dr Rıfat ERGEÇ başkanlığında Gaziantep Arkeoloji Müzesi ile Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün birlikte yürüttüğü arkeolojik kazılarda höyük eteklerinde Eski Tunç Çağı, Bizans, Eyyubi ve Haçlı dönemlerine ait yerleşim yerleri ortaya çıkarılmıştır






Anadolu’nun sayılı büyük höyüklerinden olan Tilbaşar Höyüğü üzerinde, yer yer Haçlı dönemi kalesinin kesme taştan duvar kalıntıları ile hemen önünde Türk ve Haçlı ordusunun büyük bir savaşa tutuştuğu şehir surlarının, toprak yığıntısı haline gelmiş kalıntılarını görmek mümkündür






Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Şahinbey İlçesi







Şahinbey, Gaziantep ilinin bir ilçesidir İlçe, Antep Savunması'nda üstün yararlılıklar gösteren Şahin Bey'in anısına bu ismi almıştır

Şahinbey, Gaziantep'in en büyük ilçesidir Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre 2007 yıl sonu itibari ile nüfusu 679053'tür Gaziantep’in bir mahallesi olan Şahinbey, Gaziantep’in 1987’de Büyükşehir olmasından sonra ilçe konumuna getirilmiştir




Adının Kaynağı





İlçe adını, Antep savunması sırasında Antep Heyeti Merkeziyesi’nin önerisi üzerine Kilis Yolu Kuva-i Milliye Komutanlığı’na getirilen ve "Düşman Cesedimi Çiğnemeden Antep’e Giremez" diyerek Kilis Yolu Elmalı Köprüsü üzerinde Antep Halkını galeyana getirerek, Kuva-i Milliye ruhunun kıvılcımını çakan, Komutan Şahinbey’in adından almakta olup, bir de burada Şahinbey Anıtı yapılmıştır





Tarihçesi


Şirvani Camii



Şahinbey yöresinin tarihi MÖ 4000 yıllarına uzanmaktadır Gaziantep ilinin yerleştiği alanın, ilk uygarlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme sahası ve uğrak yeri olmuştur






MÖ 1800 yıllarında Hititlerin egemenliği altında kalan bölge, Hititlerden sonra Asurluların, MÖVIyüzyılda da Perslerin egemenliğine girmiş ve Kapadokya Satraplığına bağlanmıştırIVyüzyılda İskender’in egemenliğine girmiş, Onun ölümünden sonra Seleukoslar hakim olmuşturIIyüzyılda Roma’nın desteği ile bağımsızlığını sürdüren yöre, kısa bir süre Kommagene Krallığı’na bağlanmış ve MS72’de Romalılar tümü ile buraya hakim olmuş, Xyüzyılın sonlarında Bizans’ın Telukh Theması’na (Yerel Yönetim Birimi) bağlanmıştır






Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Selçuklular Emir Afşin yönetiminde 1067’de akınlar yapmış ve Türkmen boyları yöreye yerleşmiştir Yöredeki Anadolu Selçuklu yönetimi Haçlıların 1098’de Urfa Haçlı Kontluğu’nu kurmalarına kadar sürmüştür Yöre 1150’de yeniden Selçukluların egemenliğine girmiştir Daha sonra Halep Eyyubileri buraya hakim olmuşsa da, 1218’de bir kez daha Selçukluların eline geçmiştir İlhanlıların Anadolu’da etkili oldukları dönemde Memlüklulara bağlanmış, 1259’da İlhamlıların eline geçmiş ve her iki devlet arasında çekişme konusu olmuştur XIVyüzyıl boyunca Memlüklular ile Dulkadiroğulları arasında sürekli el değiştirmiş, XVyüzyılda da Osmanlılar bu bölge ile ilgilenmeye başlamışlardır Yavuz Sultan Selim’in Memlük Devletini ortadan kaldırması ile 1516’da Gaziantep yöresi ile birlikte Osmanlı topraklarına katılmıştır

Şahinbey, Mustafa Kemal Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu ilçedir





Coğrafi Yapısı





Şahinbey, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Gaziantep İli’ne bağlı bir ilçedir İlçe toprakları içerisinde ortalama yüksekliği 1496 m olan Sof Dağları bulunmaktadır Bu dağlar doğuya doğru uzanır Sof Dağları arasında çok sayıda küçük vadiler bulunmaktadır Denizden 850 m yükseklikte olan ilçenin yüzölçümü 960 km2, toplam nüfusu ise 679053’dur




İklimi





İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazlar genellikle sıcak ve kurak, geceleri oldukça serindir Kış ayları soğuk ve yağışlı geçer Nur Dağları yağış ve sıcaklık durumunu etkilemektedir Bu nedenle deniz ve kara iklimi geçit bölgesindedir





Ekonomisi

Bakırcılar Çarşısı





lçenin ekonomisi, küçük sanayiye dayalıdır İl merkezinin hemen yanı başında olduğundan ekonomisi gelişmiştir Özellikle gıda, dokuma, temizlik malzemesi alanlarında çok sayıda küçük atölyeler bulunmaktadır Gaziantep’e yakınlığından dolayı aynı zamanda, ilin alışveriş merkezi durumundadır






Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Şehit Kamil İlçesi






Gaziantep şehrinin Alleben Deresi ile tabii uzantılarının kuzeyinde kalan bölümü merkez olmak üzere Şehitkamil adıyla, 3398 sayılı Gaziantep İl'i Merkezinde Şehitkamil ve Şahinbey adıyla iki ilçe kurulması hakkındaki kanunla, 20061987 tarihinde kurulmuş ve 19091988 tarihinde de faaliyete geçmiştir

İlçe "Şehitkamil" adını, Gaziantep Savunması sırasında 14 yaşında iken şehit edilen "Mehmet Kamil" den almaktadır

İlçeye bağlı 2 belde, 71 köy ile bu köylere bağlı 22 mezra bulunmaktadır






Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batısında yer alan ilçe 1250 km²'lik bir alanı kapsar Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında kalan ilçemizde her iki bölgenin iklimi ve özellikleri görülür Kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer İlçenin kuzeyinde Pazarcık, kuzeydoğusunda Yavuzeli, doğusunda Nizip, güneydoğusunda Oğuzeli, güneyinde Şahinbey ve batısında ise Nurdağı ilçesi bulunmaktadır






İlçenin başlıca yükseltiler; Sofdağı (1496 m), Dülükbaba (1250 m), Güreniz (1069 m) ve Sam Dağları'dır (1053 m) Küçük akarsular arasında en önemlisi Alleben Deresi'dir






Şehit Kamil Kimdir?






21 Ocak 1920 Cuma günü, 14 yaşındaki Mehmet Kâmil annesiyle dedesinin evinden geliyorlardı İkisinin de sırtında hasır örmek için dedesinin evinden aldıkları parçalar vardı Fransızlarla harp daha başlamamıştı Vakit akşam üstüydü
Fransızların fırın olarak kullandığı bir binanın önünden geçerken, Kozanlı tarafından gelen birkaç Fransız askeri birden Mehmet Kâmil'in annesinin önünü kesip peçesini açmak istediler






Mehmet Kâmil'in annesi bir yandan bağırıyor bir yandan da peçesini açmak isteyen Fransız askerlerine karşı kendisini müdafaa etmeye çalışıyordu Anasının saldırıya uğradığını gören Kâmil yerden aldığı taşları Fransız askerlerine atıyordu Tam o sırada ortalığı bir çığlık kapladı Mehmet Kâmil, Fransız askerlerinin tüfeklerinin süngüsüyle şehit edilmişti Mehmet Kâmil'in katledilmesiyle Antep müdafaasının ilk şehidi verilmiştir





Alıntı Yaparak Cevapla

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Yavuzeli İlçesi






Yavuzeli, (Cingîve), eski adı ise Cingife olan Gaziantep ilinin bir ilçesidir Tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte bir rivayete göre burada bir Ceneviz Şehri olduğu ve Cingife adının buradan kaynaklandığı söylenmektedir

Yakın tarihte ise Osmanlı Sultanlarından Yavuz Sultan Selim 1517 yılında Mercidabık seferine giderken burada konaklar Yerli halkın kendisine gösterdiği yakın ilgiden dolayı buraya “ Yavuzun İli” adının verilmesini ister

Cingife adı 1958 yılında İlçe kurulması hakkında kanunla da Yavuzeli olarak değiştirilmiştir









İlçe Kuzeyde Araban, Doğuda Şanlıurfa İli, Kuzeybatıda Kahramanmaraş İli, Güneydoğuda Nizip, Güneyinde ise Merkez Şehitkamil İlçesi ile çevrili alanda yer alır İlçenin doğusunda Şanlıurfa İli ile sınırlı Fırat Nehri ile belirlenmiştir

İlçenin denizden yüksekliği 850 metre, İl Merkezine uzaklığı 38 km Yüzölçümü ise 483 km²’dir Nüfusun %31 ilçe merkezinde %69’u ise köylerde yaşamaktadır İlçedeki nüfus yoğunluğu 51’dir









İlçenin temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olması, sanayinin olmaması nedeniyle, işsizlik sorunu yaşayan aileler Gaziantep il merkezine göç etmişlerdir Başka şehirlerden ilçe merkezine yerleşmiş ailelerde az da olsa vardır









Rum Kalesi ,Dolmen Mezarları ile tarihi yerler barındırırKarapınar Göl Gazinosu gibi bir doğa harikası yine bu ilçededir





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.