Cevap : Denizli |
12-05-2008 | #31 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliAkhan Merkez Çınar Karahayit, Denizli
__________________
|
Cevap : Denizli |
12-25-2008 | #34 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliDenizli Belediyesi Denizli stadı İncili pınar parkı Özay Gönlüm Heykeli Denizli Belediyesi Konservatuvarı 15 Ocak 2005 tarihinden beri Denizli' de ulaşımda kullanılan Kentkart koleksiyonu Denizli Hip Hop Denizli Tayyerası |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #35 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliAcıpayam Tarihçe Eski çağlarda İndos vadisi olarak bilinen bölge; sırasıyla Hititler, İonlar, Akalar, Frigler, Lidyalılar, Persler, Hellenler ve Roma İmparatorluklarının egemenliği altında kalmıştır 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya gelen göçmen Türk boylarından Oğuz kafilesinin Avşar oymağına bağlı Karaağaç Baba yönetimindeki bir kol, bu bölgeye gelerek Eşeler Dağı ve Elmadağ eteklerine yerleşmiştir Kütahya’da hükümdarlığını sürdüren Germiyanoğulları Beyliği, bereketli Acıpayam ovasını ele geçirmek amacıyla uzun süren savaşlar yapmıştır Bu savaşlar sonunda yöre, önce Hamitoğulları daha sonra Germiyanoğulları Beyliği’ne ve sonra da Osmanlılara bağlanmıştır Sultan Beyazıt’ın Timur’a yenilmesi sonucu Osmanlılar’ın zayıflaması ile bölge tekrar Germiyanoğulları’na geçmiştir Germiyanoğullarından hoşnut olmayan bölge halkı, Hamitoğullarına bağlanmak isteğiyle başkaldırmıştır Bu nedenle bir süre bölge halkı Asi Karaağaç olarak anılmaya başlamıştır Kısa bir süre Karamanoğulları’nın eline geçen bölge, 1429’da ikinci kez Osmanlılar’ın egemenliğine girmiştir Daha sonra Isparta Sancağı’na başlanmış, Isparta Sancağı’nda Karaağaç Bölgesi olması nedeniyle adı Garbikaraağaç olarak değiştirilmiştir Burdur’un sancak olması nedeniyle de bölge Burdur Sancağı’na bağlanmış; 1870 tarihli Osmanlı idari Nizamnamesi ile ilçe kurulmasına karar verilmiş ve Denizli Sancağı’na bağlanmıştır 1871 yılında da ilçe teşkilatı kurulmuştur Coğrafi Yapı ve Nüfus Acıpayam, 1700 km2 yüzölçümü ile Denizli ilinin en büyük ilçesidir Deniz seviyesinden yüksekliği 950 m dir İlçe Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege Bölgesi’nin güneydoğusunda yer almaktadır Ege Bölgesinden Akdeniz Bölgesi’ne geçiş noktasında olan ilçe; doğusunda Burdur iline bağlı Tefenni, Yeşilova, Gölhisar, Çavdır ilçesi; batısında Tavas; kuzeyinde Serinhisar ve Çardak; güneyinde ise Çameli ve Köyceğiz ilçeleri ile sınırı bulunmaktadır Acıpayam, Ege Bölgesi’nden Akdeniz Bölgesine geçiş noktasında olması nedeniyle çok değişken iklim özelliklerine sahiptir Kuzey kısımlarında Göller bölgesi iklim özellikleri, güneye inildikçe Akdeniz iklim özellikleri ve bu iklim özellikleri sonucu kar yağışlarının bol olduğu kış yaşandığı gibi ılıman bir kış yaşandığı da görülmektedir Bitki örtüsü bakımından Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçiş noktasını oluşturur ve güneye inildikçe Akdeniz, doğuya gidildikçe İç Anadolu Bölgesi’nin bitki örtüsü özellikleri görülmektedir Ova genelde düz ve verimli olup, kısmen sulanabilmektedir Burdur il sınırları içinde yapılmakta olan Yapraklı ve Belkaya barajlarından su taşıyacak olan su kanallarının yapımı tamamlandığında, ovanın tam***** yakın bir bölümü sulanabilecektir Toplam tarım arazisi 413260 dekar olup, 95600 dekarlık kısmında sulu tarım yapılmaktadır 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 9887, toplam nüfusu 68487’dir Ekonomik Durum İlçe merkezi ve kasabalarda, el sanatları ve ticaret tarımsal üretime göre daha yoğundur Tekstil sektörünün gelişmesi yeni iş imkanlarını da ortaya çıkarmıştır Ana merkezleri Denizli’de olan bazı tekstil firmaları, Acıpayam’da konfeksiyon atölyeleri açmaya başlamışlardır Köylerde ise tarla tarımı yanında, kültür ırkı büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır Geçmişte pamuk ve tütün işçiliği için ilçe dışına çıkışlar çoğunluktayken, bu oran bugün yok denecek kadar azalmıştır Ancak orman köyü olan bazı köylerde pamuk işçiliği ve tuzlaya giden işçiler de bulunmaktadır Acıpayam’daki selüloz fabrikasında, sanayi ürünlerinin ara maddesi olan selüloz üretimi yapılmakta, ayrıca havlu dokuması üreten bir tekstil fabrikası ile bir deri ve tabakhane işletmesi bulunmaktadır İlçe merkezine yakın Mevlütler köyü ve Karaismaller köyünde faaliyet gösteren maden işletmelerinde krom madeni çıkarılmakta, büyük bir bölümü yurt dışına ihraç edilmektedir Acıpayam Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi: Sanayi potansiyeli yeterli olan Acıpayam ilçesinde Bakanlığın kredi desteğiyle 117 ortak, 117 işyeri, sosyal tesisler ve idari binalardan oluşan sanayi sitesi altyapıları tamamlanarak hizmete açılmıştır Yeşilyuva Ayakkabıcılar Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi: Acıpayam ilçesine bağlı Yeşilyuva kasabasının en önemli geçim kaynağı, babadan oğula geçen ve çok eskilere dayanan küçük el sanatlarının bir kolu olan ayakkabıcılık mesleğidir Yatağan Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi: Sanayi potansiyeli yeterli olan Acıpayam ilçesinin Yatağan kasabasında 70 işyeri ve sosyal tesislerden oluşacak KSS Yapı Kooperatifi 1994 yılında kurulmuş, kamulaştırma çalışmalarına başlanmıştır Sulanabilir arazide başta pancar, baklagiller, havuç, mısır, anason yetiştirilirken; bazı yerleşim yerlerinde, kıraç arazide tütün üretimi önemli yer tutar Tahıllar ise en çok ekilen ürünlerdir |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #36 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliAkköy -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe 1877-1885 yıllarında Osmanlı – Rus savaşı zamanında Kafkasya’dan bir grup Dağıstanlı Türk göç ederek ilçenin batı kısmında bulunan bölgeye (günümüzdeki adıyla Oğuz Mahallesi) yerleşmiştir Bu bölgeye zamanın Padişahı Sultan Abdilaziz’in adından esinlenerek Aziziye Mahallesi denilmiştir Daha sonra Sultan ll Abdulhamit zamanında göç eden bir grup Kafkas göçmeni, ilçenin doğu kısmına (günümüzdeki adıyla Sami Türel Mahallesi) yerleşmiş ve Sultaniye Mahallesini oluşturmuşlardır İlçe 1930-1935 yıllarına kadar iki mahalle olarak gelişimini sürdürmüştür Daha sonra iki mahalle birleşerek Akköy adını almıştır 1971 yılına kadar köy olan Akköy, 01061971 tarihinde kasaba olmuş ve belediye fiilen göreve başlamıştır Akköy, 1991 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla ilçe statüsü kazanmıştır Coğrafi Yapı ve Nüfus Denizli’ye 23 km mesafede olan Akköy kuzeyinde Buldan ve güneydoğusunda Çal, batısında Sarayköy, güneyinde Denizli il merkezi ile çevrilidir 2000 nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 2742, toplam nüfusu 6453’dür Ekonomik Durum İlçenin turistik bölge olması nedeniyle, geleceğe dönük yatırımlar yapılmaktadır Kaymakamlık ve belediyenin girişimleriyle ev halıcılığı ve ev pansiyonculuğuna geliştirme faaliyetleri sürdürülmektedir Ayrıca ilçe halkı tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlamaktadır İlçenin iklim özelliğine göre pamuk, buğday, zeytin ve pancar yetiştirilmekte, besicilik de son yıllarda gelişme göstermiştir İlçede sportif faaliyetlere ağırlık verilmekte, geleneksel hale gelen yağlı güreşlerin yanısıra futbol turnuvası ve masa tenisi turnuvası her yıl düzenlenmektedir __________________ |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #37 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliBabadağ -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe İlçede yerleşim 1386 yılında Oğuz Türkleri’nden bir yörük aşiretinin, şimdiki Babadağ’ın 3 km kuzeydoğusundaki Oğuzlar köyüne yerleşmesiyle başlar ve daha sonra ilçenin 4 km doğusundaki Yeniköy’e ve günümüzdeki yerine yerleşim gerçekleşir İlçenin ilk adı Beşikkaya, zamanla Kadıköy’e dönüşmüştür Posta işlemlerinde ıstanbul Kadıköy ile isim benzerliği sorunları yüzünden 1935 yılında nahiye müdürünün teklifi ve belediye meclisinin kararıyla, eteğine kurulduğu Babadağ’ın ismini almıştır 1 Dünya Savaşı sonrasında düşman işgaline uğramayan ilçe, Sivas Kongresine üye göndermiş, Kurtuluş Savaşında milis kuvvetlerine asker ve malzeme yardımında bulunmuştur Taş döşeli dar sokakları, tarihi pitorest yamaç evleri ve konakları ile Babadağ 1879’da büyük bir yangın geçirmiş, bugünkü birçok ev o yangından sonra yapılmıştır 1932 yangınında Gazi ve Fevzi Paşa mahalleleri, 1944 yangınında ise Gündoğdu Mahallesi neredeyse tümüyle yanmıştır 1877 yılında belediye olan Babadağ, Sarayköy’e bağlı bir nahiyeyken 1988 yılında kendisine bağlı 10 köy ile ilçe statüsünü almıştır Altındere köyünün merkeze bağlanmasıyla köy sayısı dokuz olmuştur Göçebe şeklinde Babadağ’a yerleşen yörükler, çobanlıkla ve koyun yünleriyle başlayan dokumacılığı, yıllar sonra sanayinin ve ulaşımın gelişmesiyle pamuklu dokumaya dönüşmüştür Her evde ağaç tezgahlarda dokunan ham bez sayesinde ekonomi canlanmıştır 1940’lı-1950’li yıllar, Babadağ’ın en hareketli ve en bereketli yılları olarak bilinir Çünkü o yıllarda Türkiye’de, sadece birkaç devlet fabrikası hambez üretirken Babadağ’da kurulan Salı pazarları bu ihtiyacı büyük oranda karşılıyordu Babadağ esnafı yurdun her tarafından gelen tüccarlara hizmet ettiğinden, Babadağ’da kültür, diğer ilçelere göre daha iyi durumdaydı Coğrafi Yapı ve Nüfus Babadağ ilçesi il merkezinin kuzeybatısında, Sarayköy ilçesinin 15 km güneyinde, Babadağ’ın eteklerine kurulmuş yaklaşık 6000 nüfuslu bir ilçedir 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 4848, toplam nüfusu ise 8209’dur Ekonomik Durum Geçmişte olduğu gibi günümüzde de dokumacılık, Babadağ ekonomisindeki en önemli yeri oluşturur Yaklaşık 700 yıllık bir geçmişi olan dokumacılık,1965 den sonra el tezgahlarından yarı otomatiğe, 1985’ten sonra da tam otomatik tezgahlara geçerek sürekli canlılığını korumuştur Günümüzde Babadağ’da dokunan ürünler arasında ham pike, kanaviçe, havlu, çarşaf ve çocuk bezi başta gelmektedir Özel sektör özellikle dokumacılık üzerine yatırımlarını yapmaktadır İlçenin doğal yapısı tarıma elverişli değildir Düşük olan nüfus yoğunluğunun çoğu dokumacılıkla uğraştığından, tarım ve hayvancılık ek bir faaliyet olarak yapılır ve bu faaliyet halkın geçim kaynağı değildir Tamamı iç tüketime yönelik olmak üzere meyvecilik de yapılmaktadır İlçedeki toplam tarım alanı 3315 hektardır Tarım alanlarının %20’si makinal tarıma elverişli, %80’i hayvan gücüyle işlenebilir niteliktedir Toprağın yapısı yem bitkileri ve kavunculuğa uygundur Sulanabilir arazi az miktarda olup, kuru tarım yapılmaktadır Yetiştirilen ürünler arasında hububat ağırlıktadırSulu tarım yapılabilen yerlerde taze fasulye, börülce, domates, soğan, salatalık, sulama olmayan yerlerde buğday, arpa, nohut yetiştirilir Kestane ağırlıklı olmak üzere ceviz, elma, kiraz, zeytin, üzüm gibi meyveler de yetiştirilmektedir Civar kesimlerde özel mülkiyete ait olan 30000 yabancı kestanelikler aşılanarak bir gelir kaynağı yaratma yoluna gidilmekte ve özel bir girişimci tarafından Yeniköy sınırları içinde memba suyu dolum tesisleri kurulma aşamasındadır İlçe ticareti dokuma üzerine kurulmuştur Dokuma hammaddesi olan iplik ilçe dışından temin edilir İlçe halkı genellikle fason dokumacılık yapar Babadağ ilçesinden doğrudan ihracat yapılmamaktadır Ancak Denizli ve İstanbul’da tekstil ihracatı yapan firmaların birçoğu Babadağlı olup, işletmelerini genişletmek amacıyla Babadağ’ın dışına çıkmışlardır Bu firmaların halen Babadağ’la ilişkileri devam etmekte, Babadağ’lı dokumacılara fason mal dokutmaktadırlar İlçede el tezgahları ile başlayıp yarı otomatik tezgahlarla devam eden dokuma sanayii,tam otomatik tezgahlarla gelişimini sürdürmektedir 5000 civarında yarı otomatik tezgah, 1996 yılı başı itibariyle 150 civarında tam otomatik tezgah bulunmakta ve bu sayı gün geçtikçe artmaktadır ılçe genelinde haftada 150 tonun üzerinde iplik işlenmektedir ılçe içinde işletmelerini genişletmek, otomatik tezgaha geçmek isteyenler için, yapılaşma güçlüğü nedeniyle uygun atölyeler bulmak sorun olmaktadır 1 ve 2 sanayi bölgeleri hızla gelişmekte, 3 sanayi açma hazırlıkları sürdürmektedir |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #38 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliBaklan -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe İlçenin kesin kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, tahminen 1200 yıllarında Anadolu Selçuklu Devleti zamanında, Horasan Beylerinden Abdi Bey, oymağı ile Baklan ovasında ilk yerleşimi kurmuştur Baklan Arapça’da zahire anl***** geldiğinden ovaya, Baklan denilmiştir Daha sonra Anadolu Selçuklu Uç Beyleri’nden Hüsamettin Bey (Dede) gelerek buraya yerleşmiştir Çarpışmalar sonucunda ölen Hüsamettin Bey için bugün hala ayakta duran türbe inşa edilmiştir Bundan sonra ilçeye Dede’nin adından dolayı Dedeköy denilmiştir Coğrafi Yapı ve Nüfus Beşparmak dağının batı eteğinde kurulmuş olan Baklan’ın doğusunda Dazkırı ilçesi,batısında Çal,kuzeyinde Bekilli ve Çivril,güneyde Bozkurt ilçeleri bulunmaktadır Denizli iline 60km uzaklıktadır 950 mt rakımı ile bölgenin en yüksek yerleşim birimidir İlçeye bağlı bütün köyler Baklan ovasındadır Büyük Menderes akarsuyu ilçeden geçmektedir En büyük ovası Baklan ovası,en yüksek dağı 1307 mt yüksekliğindeki Beşparmak Dağıdır İlçe, iç Anadolu yayla iklimi (kışın soğuk ve yağışlı, yazın serin ve kurak) hakimdir 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 2800, toplam nüfusu 8500’dir Ekonomik Durum İlçe merkezi kasaba ve köylerinde iş ve çalışma hayatı genel olarak tarıma dayalıdır Sanayi kuruluşu yoktur Halk genelde kendi arazilerinde çalışmakta ancak sulama imkanı olmadığından istenilen verim alınamamaktaydı Baklan ovasında yapılmakta olan toprak ıslah çalışmaları,sulama kanalı ve kanaletlerin devreye girmesiyle ilçe ve köylerinde yeni ve bereketli bir dönem başlamaktadır Baklan ovasının tamamının sulanmasıyla birlikte, hem Denizli hem de Ege Bölgesi’nin çok büyük tarımsal potansiyelinin ekonomik olarak değerlendirme imkanı bulacağı, çeşitli uzmanlarca ifade edilmektedir __________________ |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #39 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliBekilli -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe 1176 Miryakefalon Savaşı’ndan sonra Süleyman şah’ın uç beylerinden Yahya ve Bekir Beyler tarafından Türk egemenliğine katılmıştır Bundan dolayı ilçenin bir mahallesi Yahyalar adını almış, Bekir Bey’in adı da ilçeye verilerek, Bekirli denilmiş ve daha sonra ilçenin adı halk arasında Bekilli olarak söylene gelmiştir Bekilli, Osmanlılar döneminden önce Ayonkarahisar Sancağı’na bağlı bir köy iken daha sonrada ızmir ve Denizli iline bağlanmıştır 1910 yılında da bucak olarak Denizli ili Çal ilçesine bağlı kalmış, 1987’de çıkarılan 3392 sayılı kanun ile ilçe olmuş ve 09081988 tarihinde teşkilatlanmasını tamamlamıştır Kurtuluş savaşı yıllarında, ızmir’in işgalinden iki ay sonra, Bekilli de işgal edilmiş ve toplam 18 aylık bir işgalden sonra, 30 Ağustos 1922 günü bağımsızlığına kavuşmuştur Coğrafi Yapı ve Nüfus İlçe merkezinin Denizliye uzaklığı 86 km dir Toplam yüzölçümü 375 km2, rakım 850 mdir Bekilli’nin güneyinde Uşak, kuzeyinde Çal, doğusunda Çivril, güney doğusunda Güney ilçesi bulunmaktadır İlçe merkezi ve köylerin arazisi engebeli bir yapıya sahip olup sulanmadığı için verim alınamamaktadır Tarıma en elverişli arazi kesimi Çoğaşlı ve Yeşiloba köyleri civarında bulunan Medele ovasıdır 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 3922, toplam nüfusu 10578’dir Ekonomik Durum İlçe merkezi, kasaba ve köylerinde çalışma hayatı genel olarak tarıma dayalıdır İlçenin en önemli sanayi kuruluşları sirke, pekmez ve şarap imalathaneleridir Küçük çapta un değirmenleri ve demir doğrama atölyeleri ile tamir atölyelerinden oluşur İlçede mermer, aspest, manganez, grafit, talk, vermikolit, gayenityebarit madenlerine ait yataklar bulunmaktadır Bunlardan Çoğaşlı, Deşdemir ve Keselli köyleri civarındaki bazı mermer ocakları işletilmektedir 40 civarında kültür mantarı üreticisi vardır |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #40 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliBeyağaç -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe İlçe, tarım ve hayvancılığa elverişli arazi yapısı ile eski çağlardan itibaren yerleşime açık bir yöre olmuştur Osmanlı Padişahlarından lll Ahmet kızı Mihrişah Sultana, Beyağaç ve havalisini çeyiz hediyesi olarak vermiş, buranın geliri ise Mihrişah Sultan tarafından Medine’ye vakfedilmiştir Burası Osmanlılar döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Sazak köyüne bağlı mahalle iken, yakınına Sarıyer adı altında bir köy kurulmuş, daha sonra Sarıyer ile Eskere köyleri birleşerek Beyağaç adını almıştır 6 Haziran 1972 tarihinde Belediye olarak teşkilatlanmış olan Beyağaç, 20051990 tarihinde ve 3644 sayılı kanun gereğince ilçe olmuştur 05081991 tarihinde Kale ilçesinden ayrılıp fiilen ilçe olarak faaliyete geçmiştir Coğrafi Yapı ve Nüfus Beyağaç ilçesi, il merkezine 94 km uzaklıkta olup, ilin güneyinde yer almaktadır Doğusunda Acıpayam ve Çameli, batısında Kale, kuzeyinde Tavas ve güneyinde Muğla ile Köyceğiz ilçeleriyle çevrili olan Beyağaç ilçesi, Eskere ovası namıyla verimli bir ova üzerinde kurulmuş olup, ilçenin rakımı 650 mdir Bu ovanın içinden geçerek Muğla sınırlarına ulaşan Akçay, ilçedeki tek akarsudur 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 2781, toplam nüfusu 7318’dır Ekonomik Durum İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır 3500 hektarlık toplam tarım arazisi, ilçe yüzölçümünün % 18,08’ini oluşturmaktadır En önemli geçim kaynağı tütün üreticiliği oluşturmaktadır Çok azda olsa tütünün yanında buğday,arpa,mısır ve karpuz yetiştirilmektedir İlçede Uzunoluk Köyü sınırları içerisinde bulunan ve bir maden şirketi tarafından işletilen krom işletmesi bulunmakta ve burada yaklaşık 100 işçi çalışmaktadır Çıkarılan krom madeni Fethiye’den ihraç edilmektedir İlçede Orman Ürünleri Sanayii dalında faaliyet gösteren kereste ve doğrama işletmesi de bulunmaktadır İlçede yapımı tamamlanmış olan 5 milyon m3 su kapasiteli Eşenler sulama göleti bulunmaktadır Beyağaç ovasını sulamaya yönelik kanallarının yapımı tamamlandığında, ilçede kuru tarım yerini sulu tarıma bırakacaktır Beyağaç sahip olduğu doğal güzellikleri ile gelecekte önemli bir turizm merkezi olma yolunda umut vadetmektedir Beyağaç ilçesi Eskere Orman ışletme Müdürlüğü sorumluluk alanı içerisinde kalan ve Kartal gölü adı ile bilinen bölgede, yaşları 1265’i bulan görülmeye değer tabiat harikası karaçamlar bulunmaktadır Eşine az rastlanan bu ağaçlar anıt ağaç statüsüne alınmış, bölge ise Tabiat Parkı Koruma alanı olarak ilan edilmiştir Sandraz Dağının zirvesinde bulunan ve bir krater gölü olan Kartal gölü, kendisine özgü güzelliği ve çevresindeki anıt ağaçlarla birlikte önemli sayılabilecek bir ziyaretçi akınına uğramaktadır Her yıl Ağustos ayının son Perşembe günü Kartal gölünde, Eren şenliği düzenlenmekte ve bütün ilçe halkı Kartal gölüne gelerek, geleneksel niteliği olan bu şenliğe katılmaktadır |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #41 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliBozkurt -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe Halk arasında 93 harbi diye bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus savaşı sırasında, Balkanlardan göç eden Türkler tarafından 1876 yılında Hambat ovasında kurulmuştur Hambat adı Selçuklularca kurulan Han-Abat Kervansarayı’ndan gelmektedir Kurulduğu yıldan 1955 yılına kadar köy statüsünde bulunan Bozkurt, 1955 yılında Bucak, 1956 yılında ise belediye olmuştur 09051990 tarihinde kabul edilen ve 20051990 tarihinde yürürlüğe giren 3644 sayılı kanun ile ilçe olmuştur Coğrafi Yapı ve Nüfus Bozkurt ilçesi, Denizli ilinin doğusunda yer alır Denizli’ye uzaklığı 52 kmdir İlçenin doğusunda Denizli iline bağlı Çardak ilçesi, batısında Honaz, güneyinde Acıpayam, kuzeyinde Baklan ve Çal ilçeleri ile kuzeydoğusunda Afyon iline bağlı Dazkırı ile komşudur Denizden yüksekliği 8668 mdir Topraklarının büyük bir bölümü Hambat ovası içindedir Yüzölçümü 400 km2’dir İlçede, Akdeniz ile ıç Ege iklimi arasında bir geçiş iklimi görülür Genelde yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 4128, toplam nüfusu 11708’dir Ekonomik Durum İlçe halkının çoğu tarım ile uğraşmaktadır İlçede sulama imkanı olmadığından kuru tarım yapılmaktadır İlçeye bağlı sadece Cumalı ve Tutluca köylerinde sulama için faaliyetler tamamlanmıştır Arpa, buğday, kimyon ve tütün başlıca tarım ürünleridir Bağcılık ise çok az yapılmaktadır Sanayi yatırımları olarak; ham bez dokuma fabrikası, halı imalat ve turizme yönelik pazarlanması ve dört adet tekstil ve konfeksiyon atölyesi bulunmaktadır Bozkurt orman alanlarının iyileştirilmesi projesi içinde 150 hektar alan devlet tarafından ağaçlandırılmıştır |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #42 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliÇal -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe Kaynaklara göre antik adı Mosına olan ilçenin, bugünkü Dağmarmara köyüne yakın bir yerleşim olduğu belirtilmektedir Bölgenin Türk hakimiyetine girmesinden sonra yöreye yerleşenlerin demircilikle uğraşması nedeniyle Demirci köy olarak adlandırılmıştır Daha sonra ÇAL adını almıştır Çal ilçesi, 1862 yılında İzmir’e bağlı bir ilçe olarak teşkilatlanmış ve 1923 yılında da Denizli’ye bağlanmıştır Kurtuluş savaşında Çal, faal bir ilçe olmuştur Müdafa-i Hukuk ve Reddi İlhak Kongresine (22 Mart 1919), Çal’dan Müftü İzzet Efendi; İstanbul’da 12 Şubat 1920’de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisine de, Denizli sancağını Çal’dan Emin Efendi katılmıştır Coğrafi Yapı ve Nüfus Çal Anadolu yarımadasının batısında, Ege Bölgesinin doğusunda, Denizli’nin kuzeyinde çam bitki örtüsüyle kaplı bir ilçedir İlçe merkeziyle birlikte, 7 kasabası ve 24 köyü bulunmaktadır Çal’da İç Anadolu iklimi görülür Kışları soğuk, yağışlı ve uzun süreli, yazları ise serin ve kurak geçer Rakımı 850 m olan arazi dalgalı ve yüksektir Büyük Menderes başlıca vadisi, Baklan ovası da yüksek bir ovadır ve Çivril ovası ile birlikte 92000 hektarlık bir alanı kaplar Çökelez dağı eteklerindeki Çakarlar yaylası en önemli yaylasıdır Büyük Çökelez dağı, Çal ile Sarayköy ve Denizli arasında uzanır Yüksekliği 1840 m’dir Büyük Menderes üzerinde Çal-Güney sınırlarında Adıgüzeller adında bir baraj yapılmıştır Büyük Menderes vadisi boyunca zakkum ve hayıt türleri saz ve hasır otu bitkileri yetişir İlçenin batısında ise çam ormanları bulunmaktadır 2000 yyly genel nüfus sayımına göre;merkez ilçe nüfusu 4878, toplam nüfus 33525’dir Ekonomik Durum İlçe nüfusunun büyük bir bölümü tarımla uğraşmaktadır Üzüm, bamya, elma, tütün, sebze, tahıl, anason, haşhaş gibi ürünlerden elde edilen gelir halkın geçimini sağlar Üretilen elma ve üzümün kış aylarında saklanması için Hançalar Kalkınma Kooperatifi’nin 1000 ton, Çal Belediyesi’nin 15000 ton, Süller Belediyesi’nin 500 tonluk soğuk hava depoları bulunmakta, bazı köy ve kasabalarda az miktarda halı ve kilim dokumacılığı yapılmaktadır Sanayi kuruluşu olarak Belevi köyü sınırı içinde Denizli Çimento Fabrikası, Akkent Kasabasında meyve suyu ve konsantre fabrikası bulunmaktadır Ayrıca 400 işçinin çalıştığı fason tekstil (havlu, bornoz) atölyesi de kurulmuştur Tarım arazilerinin yaklaşık %51’i bağ alanıdır Genelde çekirdeksiz ve çekirdekli (kara üzüm, çal karası ve rezaki) üzüm üretilmektedir Önceleri kuru üzüm olarak değerlendirilen ürün son yıllarda yaş üzüm olarak da pazarlanmakta ve ihraç edilmektedir Bağcılık dışında zirai üretimde buğday, arpa, nohut ve anason üretimi yoğunluk taşımaktadır Sakızcılar köyünde 2, ilçe merkezinde de 2 adet olmak üzere toplam 4 adet alabalık üretim tesisi faaliyetini sürdürmektedir Ayrıca Adıgüzeller Barajında ve Büyük Menderes akarsuyunda Balık avcılığı yapılmaktadır İlçede ayrıca arıcılık gelişmektedir İlçe 34059 hektar ormanlık, 81063 hektar ormansız olmak üzere 115122 hektar orman sahası mevcuttur Çal Orman Bölge şefliği yanında Baklan, Çivril ve İnceler bölge şefliğini de bünyesinde toplayan Çal Orman işletme Müdürlüğü 1967 yılında kurulmuştur 1935’li yıllardan itibaren yöre insanındaki ormancılık ve ağaç sevgisi, idarecilerinde teşvik ve desteği ile yaygınlık kazanmış, dönemin kaymakam ve belediye başkanının civardaki ormanlardan sökülen çam fidanlarını törenle Gazi İlkokulu bahçesine dikmeleriyle, bugünkü Belediye Ormanı ve özel ormancılığın temeli atılmıştır |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #43 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliÇameli -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe Karamanoğulları’nın 1277 yılında Selçuklular’a yenilmesi sonucunda, bir kısım Karamanlılar batıya göç ederek buralardaki değişik alanlara yerleşmişlerdir Burdur ve Denizli çevresinde rastladığımız Karaman, Karamanlı gibi isimlerin açıklanması bu gerçeğe dayanır Bugünkü Çameli ilçesinin ilk adı Karaman olarak bilinir XlV Yüzyılın başlarında Karaman, Menteşe Beyliğine bağlanmıştır Cumhuriyet dönemine kadar ise Çameli, Köyceğiz’e bağlıyken zamanla bazı esnafın Karaman’a yerleşmeleri nüfusun çoğalmasına neden olmuştur ılk mescidin burada yapılması ve çevreden Cuma namazını kılmak için buraya gelinmesi nedeniyle buranın “Cumayanı” olarak adlandırıldığı bilinmektedir Cumhuriyet döneminde çevrenin merkezi haline gelen Karaman, 1930’da nahiye olmuş ve ilk kez Marmaris ve Köyceğiz’e, 1932’de de Acıpayam’a bağlanmıştır 1953’deki idari düzenlemeler sırasında Karaman ilçe merkezi olmuş, adı çevresindeki ormanlardan esinlenerek Çameli olarak değiştirilmiştir Coğrafi Yapı ve Nüfus Çameli Denizli ilinin güneyinde bir ilçedir ıl merkezine uzaklığı 113 kmdirRakımı 750-2313 arasındadır Çameli ilçesi Muğla ve Burdur illeri arasında; kuzeyinde Acıpayam, güneyinde Fethiye, doğuda Gölhisar ve batısında Köyceğiz ilçeleri ile çevrilidir İlçenin yüzölçümü 73800 ha’dır Genellikle orman alanı içinde çok dağınık, biraz dalgalı, pek azda yayla karakterli bir araziye sahiptir Akdeniz dağ iklimi tipinde kışlar soğuk-yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer, yağmurlar özellikle sonbahar Ekim ayında başlar ve Nisan ayına kadar devam eder Kış aylarında yağışlar genellikle kar şeklinde gerçekleşir Çameli’de Akdeniz bitki örtüsü yok denecek kadar azdır Orman alanları Kızılçam, Karaçam, Ardıç ve Meşe ile kaplıdır 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 4583, toplam nüfusu 20918’dir Ekonomik Durum İlçenin ekonomik durumu genelde zayıf olmakla birlikte, kendine özgü gelir kaynakları bölgede isim yapmıştır Özellikle lezzeti ve pişkinliği ile ün yapan fasulyesi, cevizi, elması, balı tercih edilen ürünler arasındadır Ayrıca hayvancılıkta hızla gelişmekte, süt inekçiliği ve hayvan ürünleri ekonomik açıdan büyük katkı sağlamaktadır İlçenin özellikle Elmalı, Taşçılar ve Kirazlı yayla köylerinde alabalık üreticiliği hızla gelişmektedir Adı geçen köyler, Dalaman çayının buz gibi kaynaklarına sahiptir Bu nedenle 55 tane faal alabalık üretim tesisi vardır Ege bölgesiyle Akdeniz bölgesinin kesiştiği noktada bulunan Çameli, kültür yönünden zengin bir ilçedir Gireniz ve Teke yöresi folklörünün adeta sembolüdür Tertemiz insanları, dağlarında boğaz havası çalan (gırtlak) çoban yörük kızları ile zeybek ve kırık oyun havalarını aynı anda oynayan gençleri görülmeye değerdir |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #44 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliÇardak -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe Çardak, Ortaçağda halkın geçimini hayvancılıkla sağladığı küçük bir köy idi Maymun dağı eteğindeki köy halkı, hayvanlarını güneş sıcağından korumak amacıyla; evlerin ön tarafına veya yan tarafına Çardak denilen gölgelikler yaparak önlem almaktaydı Bu küçük Türkmen köyünün hemen güneyindeki kervan yolundan geçen diğer köylüler de, buraya “Çardaklı Köy” adını vermişlerdir Bu isim yerli Türkmen halkı tarafından da benimsenmiş ve böylece köyün adı Çardak olarak kalmıştır Çardak, Selçuklular zamanında bir uç kalesi olarak, Selçuklular’ın savunma merkezi olmuştur Çardak’taki HANABAT Kervansarayı da o dönemde yapılmıştır Anadolu Beylikleri zamanında ise yöre, önce İnançoğulları’nın sonradan da Germiyanoğulları’nın eline geçmiştir Germiyanoğulları Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına Sultan Yıldırım Beyazıt Han tarafından katılmıştır Timur, Ankara Savaşından sonra yöreyi ele geçirmiş, askerlerinin bir kısmı ilçede bulunan kervansaray da birkaç yıl kalmışlardır Timur’un tekrar doğuya çekilmesi ile yörede beylikler dönemi yeniden başlamış, fakat kısa sürmüştür 1429 yılında tüm yöre Osmanlı İmparatorluğu’na katılarak Aydın Sancağı’na bağlanmıştır İdari bölümün yeniden düzenlendiği Cumhuriyet döneminde küçük bir köy olan Çardak, sırasıyla önce Dinar’a, Honaz ve daha sonra da Bozkır Bucağı’na bağlı kalmıştır 1958 yılında ise Denizli iline bağlanan Çardak, 5 köy ve 2 kasabadan oluşan bir ilçedir Coğrafi Yapı ve Nüfus Çardak, Denizli topraklarının doğusunda yer alır Doğusunda Afyon’un Dazkırı ilçesi, batısında Bozkurt, kuzeyinde Çal, güneydoğusunda Başmakçı, güneyinde ise Burdur’un Yeşilova ilçesi ile çevrilidir Yüzölçümü 400 km2dir Güneyde Söğüt sıra dağları ile kuzeyde Maymun dağları, Çaltı köyünün güneyinde bulunan Kültü dağı arasında Hambat ovası yer alır Yaklaşık 50000 hektarlık bu ovada belirli ve sürekli bir akarsu yoktur Ancak kuzeyinden çıkan kaynak sularının oluşturduğu dereler kapalı havza durumunda olan Acı göle dökülür 1 veya 2 m derinliğindeki gölde canlı yaşamaz ve yazın büyük oranda suyunu kaybeder Acıgöl’den sodyum-sülfat hammaddesi elde edilmekte ve deterjan, kozmetik, cam, boya ve deri sanayiinde kullanılarak ekonomik bir değer oluşturmaktadır Yazları sıcak ve kurak, kışları yumuşak geçen Subtropik iklimin etkisindedir Yörede geçiş iklimin hakim olması, Akdeniz bitki türleri ile step, ıç Anadolu bitki türlerinin yakınlaşmasını ortaya çıkarmıştır Bunlar bozkır görünümlü tepe ve meralar ile Maymun Dağı eteklerinde görülür, bunda Acı Göl’ün çoraklaştırıcı rolününde etkisi büyüktür 2000 nüfus sayımına göre; merkez ilçe 5656, toplam nüfusu 11253’dür Ekonomik Durum Yörede tarım ve hayvancılık önemli ekonomik faaliyetlerdendir İlçede sığır yetiştiriciliği, modern tavukçuluk da ilçe ekonomisinde önem kazanmaktadır İlçede bulunan süt toplama merkezi gelir getiren önemli bir tesis haline gelmiştir Başta arpa, buğday, ayçiçeği, haşhaş, şeker pancarı, anason, bağcılık, bahçe ziraatı yanında son yıllarda Söğüt köyünde gül yetiştiriciliği denemeleri de olumlu sonuçlar vermektedir İlçe ve çevresinde yapılan sondajlarla yer altı suyundan yararlanılarak daha verimli sulu tarım çalışmaları yapılmaktadır __________________ |
Cevap : Denizli |
03-20-2009 | #45 |
Gözyaşı
|
Cevap : DenizliÇivril -------------------------------------------------------------------------------- Tarihçe MÖ3000 yıllarına kadar tarihi uzanan Çivril’in çeşitli yerlerinde bu yıllara ait olduğu belirlenen “Arzava Beylikleri’nin” birçok eseri bulunmuştur Bu tarihten sonra sırasıyla Frigler, Lidyalılar, Selevki Krallığı, Bergama Krallığı ve Romalılar görülür Selçuklular’ın Anadolu’ya yerleşmesiyle Çivril yöresinde Türk egemenliği başlamıştır Çivril 1910-1911 yıllarında Afyon iline bağlı kaza iken 1925 yılında Denizli iline bağlı ilçe olmuştur Coğrafi Yapı ve Nüfus 1499 km2 yüzölçümü ile Denizli ilinin en büyük ilçesi durumundadır Deniz seviyesinden 840 mve Denizli-Uşak karayolu üzerinde il merkezine 96 km, Uşak iline 54 kmuzaklıktadır Doğusunda Sandıklı ve Dinar, batısında Karahallı (Uşak), Bekilli, Çal ve Baklan (Denizli), kuzeyinde Sivaslı (Uşak) ve Sandıklı (Afyon), güneyinde Dazkırı, Evciler (Afyon) ve Baklan (Denizli) ilçeleri bulunmaktadır 2000 yılı nüfus sayımına göre; merkez ilçe nüfusu 13617, toplam nüfusu 62624’dür Ekonomik Durum Ekonomisi 1960 yılı öncesinde tahıl, bağ, haşhaş ve az miktarda şeker pancarına dayanan ilçenin, 1960 yılından sonra DSı ve Toprak Su Hizmetlerinin gelmesiyle hareketli ve güçlü bir yapıya kavuşmuştur Her türlü tarımsal ürünler ve hayvancılığın yanı sıra pancar, elmacılık, bağcılık, sebzecilik ve su ürünleri önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır 70000 hektar ziraata elverişli arazide tahıl, şeker pancarı, üzüm, elma üretimi, bunun yanında vişne, kiraz, şeftali gibi ekonomik değeri yüksek meyveler de yetiştirilmektedir Çivril-Baklan ovası sulaması adı altındaki sulama inşaatı devam etmekte olup, 3kısım Baklan sol sahil sulama inşaatı bitmek üzeredir 70000 hektar ziraata elverişli arazinin 28220 hektarlık kısmı sulanabilmektedir Tüm inşaatın bitiminde sulanabilir arazi miktarı üç kat daha artacaktır Hayvancılığın da büyük önem taşıdığı ilçede 25000 adet büyük baş, 87000 adet küçük baş, 123000 adet kanatlı hayvan mevcuttur Suni ve tabi tohumlama çalışmalarıyla kültür ırkı hayvancılık geliştirilmektedir Işıklı baraj gölünde yıllık 80-100 ton sazan balığı üretilmektedir İlçede 3 adet su ürünleri kooperatifi, 4 adet küçük çaplı un fabrikası, 3 adet küçük sanayi sitesi vardır 22316 hektarlık ormanlık alan mevcut olup, Akdağ serisinde geyik koruma alanı bulunmaktadır __________________ |
|