Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gidilir, içilir, manisa, tanıtımı, yenir

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Darüşşifası

Sultan Camisi Darüşşifası (Merkez)

Sultan Cami külliyesinin bir bölümünü oluşturan Darüşşifa, yapı topluluğu ile birlikte Yavuz Sultan Selimin eşi Ayşe Hafsa Sultan tarafından 1522de yaptırılmıştır

Sultan hamamının batısında, toprak seviyesinin biraz altında bulunan darüşşifanın kapısı günümüze gelemeyen imaret ve hankâhın bulunduğu avluya açılıyordu Darüşşifa avlu etrafında sıralanmış kare planlı bir yapıdır Batısında üç, doğusunda iki, kuzeyde de eyvanların yanında ikişer kare planlı odası bulunuyordu Bu odaların içerisinde ocaklara da yer verilmiştir Ayrıca giriş köşelerine de dikdörtgen planlı iki oda daha yerleştirilmiştir Uzun süre harap olan darüşşifa l950lili yıllarda onarılmıştır

Kareye yakın dikdörtgen planlı olup kubbeli avlusunun ortasında şadırvanı vardır Kapısı üzerine de mermer bir kitabe yerleştirilmiştir:

Bu dart Mader-i Sultan Süleyman
Bina etti ki bâisi fahrr-ul-kuzat ol
Emenatdar-ı Ehl-i Mekremettir
Süal olunsa itmam-ı binası
De tarihi mekam-ı âfiyettir

Bu kitabe ebced hesabına göre h945 (1538) tarihini göstermektedir Günümüzde Darüşşifa, Sağlık Bakanlığı yönetimindedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Hamamları

Hafsa Sultan Hamamı (Merkez)

Manisa, İzmir caddesinde, Muradiye Külliyesinin karşısında, Yavuz Sultan Selimin eşi ve Kanuni Sultan Süleymanın annesi Ayşe Hafsa tarafından 1522 yılında yaptırılmış olan Sultan Camisinin bir bölümünü çifte hamam oluşturmaktadır Hamam külliyenin yapımından sonra 1539 yılında yapılmıştır

Sultan Camisinin kuzey doğusundaki geniş bir arsa üzerinde yer alan hamam, doğu-batı doğrultusunda uzanan çifte hamam dikdörtgen planlıdır Sultan Hamamı ismi verilen hamamın erkekler bölümünün kapısı caminin bulunduğu meydana açılmaktadır Giriş kapısı üzerine Şair Alaşehirlizadenin Arapça altı mısralık bir kitabe yerleştirilmiştir:

“Kerem sahibi yüce Sultan ve Hükümdar Süleyman Hanın anası Allah toprağını hayır ve ihsan etsin, nuriyle nurlandırsın Halk için geniş ve güzel yapılı bir hamam yaptı Allah günler bitinceye kadar bunu şerefli oyarak baki kılsın Buranın tam tarihini anlatmak için Alaşehirli oğlu şöyle dedi: Bu hamamların en güzelidir

Bu kitabenin son mısrası ebcet hesabına göre h946 tarihini göstermektedir Buna göre de hamamın 1539 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır Hamam yapılırken Hafsa Sultan İstanbulda ölmüştür

Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur Soyunmalığı stalâktitli büyük bir kubbe örtmektedir Kubbenin üzerinde bir aydınlık feneri bulunmaktadır Kubbe eteğindeki yedi pencere ile içerisi aydınlatılmıştır Ilıklık yan yana iki kubbe ile örtülüdür Bu kubbelerden birisinin stalâktitleri Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri arasındadır Sıcaklık da yıldız şekilli pencerelerin üzerinde bulunduğu büyük bir kubbe ile örtülüdür Ortadaki göbek taşının çevresinde 12 kurna sırlanmıştır

Hamamın kuzeyindeki kadınlar bölümü erkekler bölümünün eşidir

Gülgûn Hatun (Dere) Hamamı (Merkez)

Manisa Çaybaşındaki Gülgûn Hatun Hamamı Saruhanoğullarının önemli yapılarından birisidir Yapıldığı dönemde Anadolu hamamları arasında en büyük hamam olarak nitelendirilmiştir Manisa Şeri Mahkeme kayıtlarında ve diğer yazılı kaynaklarda hamamın Saruhanoğlunun eşi Gulgûn Hatun tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir Bunu belirten bir yazılı kaynakta : “Nişan-ı şerifi alişan hükmü odur ki; Manisada merhume Gülgûn Hatun kendi ruhuna Kuran-ı Kerim okunması için vakfeylediği Dere Hamamını ve diğer evkafının” hamamın Gülgûn Hatun tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir

Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık dönümlerinden meydana gelmişti Kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılan hamamın üzeri tuğla kubbelerle örtülmüştü Dikdörtgen planlı hamam soyunmalık bölümüne yanındaki dere yönünden giriliyordu Soyunmalı kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür Tonoz örtülü ılıklığın ortasında bir göbek taşı yerleştirilmiştir Hamamın güneyindeki sıcaklık bölümü haçvari planlı idi ve dört köşesine de halvet hücreleri yerleştirilmiştir

Yapımından sonraki devirlerde harap olan bu hamam ile ilgilenilmemiş ve kendi yazgısına bırakılmıştır

Çukur Hamam (Merkez)

Manisa Ulu Cami yanında, Ulutepe Caddesinin yanında bulunan bu hamam, güneyden geçen yoldan ötürü çukurda kalmış ve bu nedenle de Çukur Hamam ismi ile tanınmıştır Hamamın günümüze gelen bir kitabesi olmamasına karşılık Şeri Mahkeme Sicillerinde yapımıyla ilgili bazı bilgiler bulunmaktadır:

“Merhum Saruhanoğlu İshak Çelebinin Manisa şehrinde yaptırdığı camii şerif ve Mevlevihanenin mütevellisi olan Şeyh Ali Efendi Şeri toplantıda sözlü olarak, Mütevellisi olduğum adı geçen vakıftan olup bahsedilen caminin yanında çukur hamam denmekle bilinen tekli hamamın kubbeleri ve külhan, duvar ve camları ile bazı kısımları geçen günlerin tesiri ile yıkılmaya yüz tutmuş olup büyük bir ihtiyaçla tamir ve onarılmaya muhtaçtır Mahkemenizden yerinde keşfinin yaptırılarak ne miktar para ile tamir olunabileceği hususunda tespit edilerek yazılması kabulümdür Rebiülevvel 1075 (1664)”

Çukur Hamam kaba yontma taş ve aralarına sıralar halinde tuğlaların yerleştirildiği bir duvar örgüsü ile işlenmiştir Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Batı yönünden girilen soyunmalık kare planlı 720x720 m ölçüsünde olup üzeri kubbe ile örtülmüştür Bu bölümün duvarlar oldukça kalın olup l00 m genişliğindedir Ortasında da fıskiyeli bir şadırvan vardır Kuzeydeki bir kapıdan ılıklığa geçilmektedir Bu bölüm 520x520 m ölçüsünde olup üzeri kubbelidir Duvarların çevresine sedirler sıralanmıştır Sıcaklık dört köşesine 285x285 m ölçüsünde kubbeli özel mekânlar yerleştirilmiştir Sıcaklık eyvanlı olup kuzeydeki bir bölüm alçak bir duvarla bölünmüş ve batak denilen Yahudilerin yıkanması için özel bir havuz haline dönüştürülmüştür Bu da Muradiye Camisi ile Ulu Cami arasında eski Yahudi mahallesinin bulunduğunu ve bu hamamdan yararlanıldığını göstermektedir

Hamamın kubbeleri kiremit ile örtülmüş, sıcaklığın kubbesine de bir aydınlık feneri yerleştirilmiştir

Hatuniye Hamamı (Merkez)

Manisa il merkezinde Hükümet Konağının yakınında bulunan Hatuniye Külliyesini Sultan IIBayezıdın eşlerinden Hüsnüşah Hatun adına oğlu Şehzade Şehinşah,vakfiyesinden öğrenildiğine göre 1490-1491 yıllarında yaptırmıştır Külliye cami, sıbyan mektebi, han ve hamamdan meydana gelmiştir

Serabad Mahallesinde, Hatuniye Camisinin vakıfları arasında ismi geçen Hatuniye Hamamı 1940lı yıllara kadar ayakta duruyordu Vakfiyesinden de sabahları erkeklere, öğleden sonra da kadınlara ayrıldığı yazılıdır Bu bakımdan hamamın tek hamam olduğu öğrenilmektedir
Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiş, kaba ve moloz taştan tuğla derzli olarak yapılmıştır Dikdörtgen planlı hamamın üzerinin kubbelerle örtülü olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir

Karaköy Hamamı (Merkez)

Manisa Karaköy semtinde bulunan Karaköy Hamamının kitabesi bulunmadığından yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir Ancak kaynaklardan bu hamamın İvaz Paşa vakfından olduğu öğrenilmiştir

Hamamın yapımında moloz taş ve eski kalıntıların yapı malzemelerinden yararlanılmıştır Hamam soğuklu ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Hamamın girişi iki Bizans başlığına oturan mermer sütunların taşıdığı üç kubbeli revak şeklindedir Ön cephe kırmızı tuğlalarla örülmüş ve geometrik şekillerle süslenmiştir Üzeri kubbeli soyunmalık günümüzde onarım sonrası kiremitle kaplanmıştır Nusret Köklüden öğrendiğimize göre; eski resimlerinde bu bölümün üzeri orijinalinde çift kamburlu ve oluklu alaturka kiremitle örtülüdür

Soğukluk kısmını örten büyük kubbenin çevresine soyunma yerleri yapılmıştır Buradan dikdörtgen planlı üzeri dört kubbe ile örtülü ılıklığa, oradan da sıcaklığa geçilmektedir Sıcaklığın orta mekânı kubbe ile örtülüdür Ortasında sekizgen bir göbek taşının bulunduğu sıcaklığın külhana doğru çıkıntısının iki yanına iki kubbeli mekân ve küçük bölümler yerleştirilmiştir Bu bölümün yanına soğuk su deposu ile tonoz örtülü külhana yer verilmiştir

Hüsrev Ağa Hamamı (Merkez)

Manisa Sakarya Mahallesinde Hüsrev Ağa Camisinin karşısında buluna bu hamam camiye gelir sağlamak amacıyla Hüsrev Ağa tarafından 1558 yılında yaptırılmıştır Hamam Hüsrev Ağa Camisinin yapımından üç yıl sonra yapılmıştır Günümüzde harap bir durumda bulunan hamam kaba taş, yatay ve dikey tuğlalardan olup tek hamam plan düzenindedir Batı yönünde sivri kemerli bir girişi bulunmaktadır Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Girişi tonoz örtülü olup bunun iki yanında önleri açık iki yuvarlak kemerli mekân bulunmaktadır

Giriş kapısı üzerindeki kitabenin mealen anlamı şöyledir:

“Hayrat ve hasenat sahibi olan Hüsrev Ağa bu hamamı 966 yılının safer ayı ortalarında bina etmiştir(Aralık 1558)”

Hamamın soyunmalık bölümünün üzeri kiremit örtülü kubbedir Üzerine bir de aydınlık feneri yerleştirilmiştir Bu bölüm 880x880 m ölçüsünde kare planlı olup ortasına sekiz köşeli bir havuz yerleştirilmiştir Bu bölümden dikdörtgen şeklinde ılıklığa geçilmektedir Ilıklığın ortası küçük bir kubbe iki yanı da ayna tonoz örtülüdür Sıcaklık dikdörtgen planlı, ortası kubbeli iki yanı ayna tonozludur Ortasında sekizgen bir göbek taşı oturtulmuştur Buradan kubbeli iki halvete geçilir Hamamın arkasına da tonozlu bir külhan hamamı boydan boya kesecek şekilde yerleştirilmiştir

Dilşikar Hamamı (Merkez)

Manisa, Tabakhane deresinin doğusunda, Dilşikar Mahallesinde, Dilşikar Hatunun 1579 tarihli Dilşikar Camisine gelir sağlamak amacıyla aynı tarihte yaptırılmıştır

Hamam erkekler ve kadınlar kısımlarından olan Osmanlı hamam mimarisindeki çifte hamam plan düzeninde yapılmıştır Hamamın her iki bölümü birbirinin eşidir Hamamın moloz taş duvar örgüleri arasında yassa tuğlalar yerleştirilmiş ve duvarları bu şekilde örülmüştür Günümüze harap bir durumda gelen hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Hamamın üzeri kubbeli soyunmalık kısmından, tonoz örtülü ılıklığa oradan da Kare planlı kubbeli sıcaklığa geçilmektedir Sıcaklığın ortasında sekizgen bir göbek taşı ile köşelerinde de halvet hücreleri bulunmaktadır

Alay Bey Hamamı (Merkez)

Manisa Alaybey Mahallesinde bulunan hamam, Dilşikar Hatunun eşi Ferhat Ağa tarafından yaptırılmıştır Hamamın yapım tarihini gösteren kitabesi günümüze gelememiştir Yapı üslubundan ve Dilşikar Hatun ile Ferhat Ağanın XVI yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı göz önüne alındığında hamamın XVI yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır

Hamam moloz taştan yapılmış, duvar örgüleri arasına yer yer yassı tuğlalar yerleştirilmiştir
Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuş tek hamam plan düzenindedir

Alaca Hamam (Merkez)

Manisa Murat Caddesinde bulunan hamamın yapım tarihi bilinmemektedir Bunu belirten kitabe ile kayıtlara rastlanmamıştır Osmanlı çifte hamam plan düzeninde olup yapımında moloz taş ve yassı tuğlalar kullanılmıştır Mimari üslubundan XVyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır

Hamam soyunmalık, ılıklı ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Soyunmalık kare planlı olup üzeri Türk üçgenlerinin yardımı ile merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Buradaki bir kapıdan ayna tonoz örtülü, dikdörtgen planlı ılıklığa, oradan da dikdörtgen planlı sıcaklığa geçilmektedir Sıcaklığın üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüş, kubbe dışındaki mekânlar ise tekne tavanla kapatılmıştır Ortasında sekizgen bir göbek taşının bulunduğu sıcaklığın sonunda iki büyük ve kubbeli halvet bölümüne yer verilmiştir

Yakup Ağa (Cumhuriyet) Hamamı (Merkez)

Manisadaki bu hamamı Darüssâde Ağası Yakup Ağa, 1574 yılında yaptırmıştır Osmanlı hamam mimarisinde çifte hamam düzenindeki hamamın erkekler ve kadınlar bölümleri birbirinin eşidir Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Kaba yontma taş ve yassı tuğlalardan duvarları örülmüştür

Soyunmalık bölümü kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüş, ortasına bir havuz yerleştirilmiştir Ilıklık dikdörtgen planlıdır Ilıklıktan geçilen sıcaklık oldukça geniş ve kare planlıdır Üzerini örten, aydınlık fenerinin de bulunduğu, sekizgen kasnaklı, tromplu kubbenin altında sekizgen bir göbek taşı bulunmaktadır Hamam günümüzde de kullanılmaktadır

Paşa Hamamı (Akhisar)

Manisa Akhisar ilçesinde, Paşa Mahallesinde bulunan Paşa Camisi ile birlikte bu hamam da yapılmıştır Cami 1469 tarihlidir Hamamın da aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır Mimari üslubu da XVyüzyıla ait olduğuna işaret etmektedir Hamamın banisi, aynı zamanda camiyi de yaptıran Sarı Ahmet Paşadır

Hamam moloz taş ve yassı tuğlalardan örülmüş bir duvar işçiliği göstermektedir Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşan hamamın soyunmalık ve sıcaklık bölümleri kubbelerle örtülmüş, soyunmalığın içerisine sekizgen bir havuz, sıcaklığın içerisine de yine sekizgen bir göbek taşı yerleştirilmiştir

Hamam günümüzde halen kullanılmaktadır

Sasa Bey Hamamı (Akhisar)

Manisa Akhisar ilçesindeki Hastane Höyüğünün 200 m doğusunda bulunan bu hamamın yapım tarihi bilinmemektedir Sasa Bey tarafından yaptırılan hamamın XVyüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır

Osmanlı Hamam mimarisinde çifte hamam plan düzeninde olup, kadınlar ve erkekler bölümlerinden meydana gelmiştir Moloz taş ve yassı tuğla taştan duvar örgüsü olan hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Dikdörtgen planlı hamamın soyunmalık ve sıcaklık bölümleri kubbe ile örtülüdür Sıcaklık bölümünün ortasında sekizgen bir havuz, köşelerinde de halvet hücrelerine yer verilmiştir

Hamamın günümüzde erkekler kısmı işlevini sürdürmektedir

Yeni Gülruh Hamamı (Akhisar)

Manisa Akhisar ilçesinde, Belediye Meydanında bulunan Yeni Gülruh Camisinin yanında bulunan hamamın yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Yapı üslubundan XVyüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır

Moloz taş ve tuğladan yapılan hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Soyunmalık kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür Buradan geçilen ılıklıktan sonra yine kare planlı merkezi kubbeli sıcaklık bölümü ve onun arkasında da külhan ve su deposu bulunmaktadır

Günümüzde hamam halen kullanılmaktadır

Karaosmanoğlu Hamamı (Akhisar)

Manisa Akhisar ilçesi, Zeytinliova bucağında bulunan Karaosmanoğlu Hamamının yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Ancak hamamın Saruhanoğulları döneminde önemli bir konumu olan Karaosmanoğulları tarafından yapıldığı bilinmektedir

Hamam moloz taş ve yassı tuğladan yapılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir

Yeni Hamam (Kula)

Manisa Kula ilçesi, Kenan Evren Mahallesi, Adnan Menderes Bulvarı üzerinde bulunan bu hamam Sungur Bey tarafından 1351 yılında yaptırılmıştır Selçuklu mimari üslubundaki bu hamam, günümüzde önündeki caddeden ötürü yaklaşık 2 mlik kısmı toprak seviyesinin altında kalmıştır

Hamam moloz taş ve yassı tuğladan yapılmıştır Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Dikdörtgen planlı hamamın soğukluk ve sıcaklık kısımları kubbe ile örtülüdür

Küçük Hamam (Kula)

Manisa Kula ilçesinde bulunan bu hamamın yapım tarihi bilinmemektedir Kudbittin isimli bir kişi tarafından yaptırıldığı söylenirse de bu kişinin kimliği hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır

Hamam moloz taş ve yassı tuğladan yapılmış olup, günümüze harap bir durumda gelebilmiştir

Darkale Hamamı (Soma)

Manisa Soma ilçesi, Darkale Köyünün girişinde bulunan bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Kitabesi günümüze gelememiş, kaynaklarda da bununla ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır

Hamam moloz taş ve yassı tuğladan yapılmış, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Günümüzde kare planlı olduğu anlaşılan soyunmalığın duvarları yıkılmıştır Bu bakımdan üst örtüsü hakkında bilgi edinilememiştir Sıcaklık bölümü kareye yakın bir plan düzeninde olup, günümüzde halen kullanılmaktadır Bu bölümün üzeri kubbe ile örtülmüş, iki yanına da birer halvet hücresi yerleştirilmiştir Bunların da üzeri kubbe ile örtülüdür Ana kubbenin ortasına göbek taşı yerleştirilmiştir

Çarşı Hamamı (Soma)

Manisa Soma ilçesinde, Çarşı Camisinin doğusunda, Bedestenin de kuzeydoğusunda bulunan bu hamamın yapım tarihini gösteren bir kitabe günümüze gelememiştir Çarşı (Emir Hıdır Bey) Camisinin vakfından olduğu ve 1791-1792 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır Ancak hamam bundan sonra birçok değişikliğe uğramış ve günümüze orijinal konumunda gelememiştir

Osmanlı mimarisinde çifte hamam plan düzeninde, kadınlar ve erkekler bölümü olarak yapılmıştır Doğuda bulunan erkekler bölümü iyi bir durumda olmasına rağmen kadınlar bölümü çok haraptır Hamam moloz taştan yapılmış ve yer yer de diğer yapılara ait taşlardan yararlanılmıştır

Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Soyunmalık ve ılıklık bölümü yıkılmıştır Bununla ilgili herhangi bir bilgi edinilememiştir Sıcaklık bölümü kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür Köşelerine dört eyvan ve dört halvet yerleştirilmiştir Günümüzde halvetin bir tanesi ılıklık görevini yapmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Dergâhları

Vak Vak Tekkesi (Merkez)

Manisa İshak Çelebi Mahallesi, Ulu Tepe Caddesinin güneyinde bulunan XIV Yüzyılda yapılmıştır

Tekke ve yanındaki türbe kare planlı bir yapı olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır Tuğlalar taş sıraları arasına dikey olarak yerleştirilmiştir Doğu cephesinde bulunan ve merdivenle çıkılan giriş kapısı duvar yüzeyinden dışarı taşkın olup taç kapı özelliği göstermektedir Tekkenin üzeri sekizgen kasnaklı kiremitli basık bir kubbe ile örtülmüştür
Tekkenin batısındaki ve ona bitişik durumda olan türbeye tekkeden ve kısa kenarından iki kapı ile girilmektedir

Türbenin giriş kapısı üzeride kitabesi bulunmaktadır:
“Bu nurlu türbe, Allah daha nurlandırsın dokuz yüz seksen üç senesi recep ayının ilk günü tamam olmuştur Recep 983 (1575)”

Türbe çocuk kütüphanesi olarak günümüzde kullanılmaktadır

Kabak Tekkesi (Merkez)

Manisada bulunan bu tekke XVI yüzyılda Hacı Hüseyin tarafından yaptırılmıştır

Tekke kesme taş, moloz taş ve tuğladan yaptırılmıştır Kare planlı yapının üzerini yüksek sekizgen kasnaklı bir kubbe örtmektedir Kubbeye geçiş trompların yardımıyla sağlanmıştır Kubbenin üzeri kiremit örtülüdür Kubbe kasnağında iki sıra halinde kirpi saçak çepeçevre dolanmıştır

Seyyid Hoca Tekkesi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu tekkeyi XVII Yüzyılda İbrahim Seydi yaptırmıştır

Kesme taş, moloz taş, devşirme parçalar ve tuğladan yapılan bu tekke günümüze harap bir durumda gelebilmiştir Kare planlı olan yapı sekizgen kasnaklı, tromplu basık bir kubbe ile üzeri örtülüdür Bati yönündeki giriş kapısı önündeki izler kapının önünde bir iki kubbeli bir revak olduğunu göstermektedir

Günümüze Gelemeyen Dergâhlar

Manisada büyük camilerin yanındaki dergâhların yanı sıra müstakil dergâhlar, zaviyeler ve tekkeler de yapılmıştır Manisa dergâhları dini özelliklerinin yanı sıra gezginleri de belirli sürelerde barındırmışlardır Bu dergâhlar Sarihanoğulları döneminde kurulmuş, Osmanlı döneminde de işlevlerini sürdürmüşlerdir Ahi Hüseyin, Seydi Baba, Şeyh İlyas dergâhları Saruhanoğulları döneminde kurulmuştur Bunların isimleri, gelirleri ve kurmuş oldukları vakıfları eski Evkaf (vakıf ) defterlerinde, Şeri sicillerde yazılıdır Bunların yanı sıra XVIyüzyıl Vakıf Defterlerinde isimlerine rastlanmayan dergahlar da bulunmaktadır Yirmi iki Sultanlar Türbesinin güneyinde bulunan Güreşçiler Tekkesi, Karaköydeki Falcızade Tekkesi, Şeyh Abdi Zaviyesi ile Yarhasanlar Mahallesindeki Yar Hasan Dede Tekkesi bunların arasındadır Ayrıca Vakıf Defterlerindeki vakıf gelirlerini gösteren defterlerde de bazı dergâhların isimlerine rastlanılmıştır Bunların başında da Zindan Mahallesindeki Ali Hüseyin Zaviyesi, Dere Hamam Mahallesinde Barak Zaviyesi, Eyne Ali Mahallesinde Eyne Ali Baba Zaviyesi, Haki Baba Mahallesinde Haki baba zaviyesi gelmektedir Ayrıca Seydi Baba ve Şeyh İlyas zaviyesinin yerleri kesinlik kazanamamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Çeşmeleri

Evliya Çelebi, Manisada 3000 çeşme olduğunu Seyahatnamesinde belirtmiştir Bu çeşmelerden pek azı günümüze gelebilmiştir

Pir Nefes Çeşmesi (Merkez)

Manisa Arpaalanı Camisinin köşesinde bulunan bu çeşme 1587 tarihli olup, şehrin kitabeli en eski çeşmesidir

Kesme taştan yapılmış olan çeşme sivri kemerli bir niş içerisindedir Ayna taşı üzerinde kitabesi bulunmaktadır Niş içerisinde ayna taşı ve yalağı bulunmaktadır

Dilşikar Çeşmesi (Merkez)

Manisa Dilşikar Mahallesinde bulunan Dilşikar Camisinin yanındaki çeşmeyi, Dilşikar Hatun 1579 yılında cami ile birlikte yaptırmıştır

Çeşme kesme taştan caminin bahçe duvarına bitişik tek cephelidir Yuvarlak kemeri içerisinde ayna taşı, önünde de yalak taşı bulunmaktadır Günümüzde halen kullanılmaktadır

Alaybey Çeşmesi (Merkez)

Manisa Alaybey Camisinin bahçe duvarında bulunan bu çeşme iki cepheli olarak yapılmıştır Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan çeşme sonradan yıkılmış yeri önündeki meydana katılmıştır

Yarhasanlar (Derviş Hasan) Çeşmesi (Merkez)

Manisa Yarhasanlar Camisinin hazire duvarına bitişik olan bu çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre; Derviş Hasan h1176 (1762-1763) yılında yaptırmıştır

Kitabe:

“Bu ferahza çeşmei dilcuyi sahib-i hayır
Rahi hakikat etti icra sarfedüp malu menal
Teşnegan nuşine guya oldu ayni selsebil
Akti her katresi savet nümun kevserisal
Hafıza atşana işrab etti lûle tarihin
Çeşmei Derviş Hasandan daim iç acı zülal
Sene 1176(1762)

Çeşme kesme taştan yapılmıştır Sivri kemer içerisinde altı satırlık kitabesi, ayna taşı ve önünde yalak taşı bulunmaktadır Üzerinde bezeme elemanlarına rastlanmamıştır

Süleyman Paşa Çeşmesi (Merkez)

Manisa Ayniali Camisinin bahçe duvarı üzerindeki çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre; Süleyman Paşa h1224 (1809) yılında yaptırmıştır

Kitabe:

“Asafı vala himem yani Süleyman Paşa
Namı camisine tasrih olacak bu dehiva
Bezledup malını hayrı hasenata daim
Fikr endişesidir ecri azim subhu mesa
İşte bu çeşmeyi bu mevzie tasmim ederk
Yaptı kevser gibi abını etti icra
Ömrü ikbal ile lûtfu keremi daim ola
Eyleye cümle hatadan memun Mevla
Yazdı bu katibi Divanı anın tarihinin
Pek latif oldu ve lakin bin zait amma
Dediler ehli mahalle bizi etti serap
Bu güzel çeşme-i ranayı Süleyman Paşa

Çeşme yuvarlak kemerli, kesme taştan, aynı taşı ve yalaktan meydana gelmiştir Günümüzde kullanılmaktadır

Kaval Çeşme (Merkez)

Manisa Kaval Çeşmesi kitabesinden öğrenildiğine göre; Hacı Mehmet ve Hacı Yakup 1480 yılında yaptırmıştır Manisada yapılmış çeşmelerin en eskilerinden bir örnektir

Çeşme ayna taşı, yalak ve arkasındaki su haznesinden meydana gelmiştir Kesme taştan yuvarlak kemerli bir çeşmedir

Ali Ekber Çeşmesi (Merkez)

Manisa Karaköy Mahallesinde bulunan bu çeşmeyi Sultan I Murat döneminde yaşamış olan Hacı Mehmet bin Hacı Mübarek ve Hacı Yakup bin İbrahim 1480 yılında yaptırmıştır Sonraki yıllarda Ali Ekber tarafından onarılmış ve onun ismiyle tanınmıştır

Çeşme kesme köfeki taşından yapılmıştır Ön yüzündeki yuvarlak bir niş içerisine onarım kitabesi ve ayna taşı yerleştirilmiştir Önünde yalak kısmı bulunmaktadır

Halil Efendi Çeşmesi (Merkez)

Manisa Adakale Mahallesinde İlyas Bey Mescidinin duvarında bulunan bu çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre; Halil Efendi 1747 yılında yaptırmıştır

Kitabe:

“Bir habibi sahib-ül hayrat-ı hak
Eyledi lûtfuyla tevfika refik
Bu hayrat akva sebili yaptı ol
Buldu revnakle şeref çarı tarik
Remzedertşana tarih luleler
Karlı buzlu sukkeri aynül rahik 1160(1747)

Çeşme moloz taştan bahçe duvarına yerleştirilmiş, mermer aynataşı yuvarlak kemer içerisine alınmıştır Önünde yalağı bulunmaktadır

Hacı Osman Çeşmesi Merkez)

Manisa Nişancı Paşa Mahallesinde bulunan bu çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre; Karaosmanoğullarıdan Osman Ağa 1692 yılında yaptırmıştır

Kitabe:

“Sahibül hayrat Hacı Osman Ağayı kerim
Eyledi ihya bu ziba çeşme-i kıldı bina
Sarfı nakd edip keremle teşnigan işra bina
Oldu bu hayra muaffak yaptı pakı kenzma
Remzile der Hafıza bu la tarihin
Pek acaip çeşme durma iç abı şifa

Çeşme kesme taştan yapılmıştır Yuvarlak kemerli niş içerisinde ayna taşı, kitabe ve yalak kısmı bulunmaktadır

Saruhan Bey Parkı Çeşmesi (Merkez)

Manisa Saruhan Bey Parkı içerisindeki bu çeşme, daha önce Dervişali Mahallesinde günümüze gelemeyen Rum Kilisesinin dış duvarı üzerinde bulunuyordu Kilisenin yıkılması ve yerine Memleket Hastanesinin yapılması üzerine Anafartalar Mahallesindeki Paşa evinin duvarına konulmuş, sonradan da bu parka yerleştirilmiştir

Gülfem Hatun Çeşmesi (Merkez)

Manisa Göktaşlı Mahallesinde bulunan Göktaşlı Camisinin yakınında bulunan Gülfem Hatun Çeşmesi, kitabesinden öğrenildiğine göre; 1543 yılında Seyyide Gülfem Hatun tarafından yaptırılmıştır

Kitabenin mealen anlamı:

“Halk için bedelsiz çeşmeler yaptı
Onun adı Seyyide Gülfem idi
Allah onun ömrünün günlerini uzatsın
Allahehli tarih için
Aynen fiha tusemme selsebilen
h950 (1543)

Çeşme günümüze gelememiştir Eski fotoğraflarından öğrenildiğine göre iki kesme taş dayanak arasında tuğladan sivri kemerli olup, arkasında haznesi bulunuyordu Yuvarlak kemerli niş içerisinde tuğla ve kaba taştan çeşmesi ve önünde de yalak taşı bulunuyordu

Ayniâli Çeşmesi (Merkez)

Manisa Ayniâli Mahallesinde bulunan bu çeşmeyi XIX yüzyılın başlarında, Sultan II Mahmut döneminde Manisa Sancak Beyi Süleyman Paşa yaptırmıştır Kadı Sicillerinden öğrenildiğine göre; o yıllarda Ayniâli Mahallesi su sıkıntısı çekiyordu

Çeşme, Ayniâli Camisi bahçe duvarına bitişik, sivri kemerli bir niş içerisinde olup moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Ayna taşı ve önündeki yalaktan meydana gelmiştir

Molla Şaban Çeşmesi (Merkez)

Manisa Molla Şaban (Bektaş Kebir) Mahallesinde bulunan çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre; XIX yüzyılın ilk yarısında Manisa Sancak Beyi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır

Kitabe:

“Asaf-ı vâlâ himem yani Süleyman Paşa
Nam-ı samimisine tasrih olucak bud-u liva
Sarfedip malini hayr-ü hasenata daim
Fikr-i endişesidir ecr-i azim subh-u mesa
İşte bu çeşmeyi bu mevzie tasmim ederek
Yaptı kevser gibi hem abını etdi icra
Ömr-ikbal ile lütf-u keremi daim ola
Eyleye cümle hatadın anı maniun Mevlâ
Yazdıbu kitap Divanı anın tarihin
Pek lâtif oldu lâkin biri zaittir amma
Dediler ehl-i mahalle bizi etti seyrap
Bu güzel Çeşm-i rârâ-ı Süleyman Paşa

Bu çeşmenin suyu Papaz Uçurumu denilen yerden getirilmiştir Çeşme moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Yuvarlak kemerli nişin içerisinde ayna taşı ile yalak taşı bulunmaktadır

Hacı Pulat Mehmet Ağa Çeşmesi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan Karaosmanoğlu Hacı Pulat Mehmet Ağa Çeşmesi 1790-1791 yılında Hacı Pulat Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır

İki cepheli olan çeşme kübik gövdeli olup, üzerini bir kubbe örtmüştür Cepheler mermer kaplıdır ve iki yandaki çifte porfir sütunlar at nalı şeklindeki bir kemeri taşımaktadır Bu kemerin çevresinde taş bezemelere yer verilmiştir Çeşme nişi içerisinde ayna taşı ve yalağı bulunmaktadır

Taşçılar Mescidi Çeşmesi (Merkez)

Manisa Çarşı Camisi duvarına bitişik olarak 1799 tarihinde yapılmıştır
Çeşmenin sivri kemeri içerisinde bitkisel motifler, ibrik, maşrapa gibi motiflere yer verilmiştir Niş içerisinde ayna taşı ve yalağı bulunmaktadır

İzzet Mehmet Paşa Çeşmeleri (Merkez)

Sadrazam İzzet Mehmet Paşa 1798 yılında, Sadrazamlıktan alındıktan sonra Sakız Adasına gönderilmiş, sonra da Mukataasından ötürü Manisa Sancağına gönderilmiştir İzzet Mehmet Paşa Manisada on dört yıl kalmış ve 1827 yılında ölmüştür Büyük Manisa yangınından sonra mezarlıklar kaldırılırken onun sandukası ve mezar taşı Manisa Müzesine taşınmıştır

Sadrazam İzzet Mehmet Paşa Manisada bazı çeşmeler yaptırmış, çeşmelerin suyollarını onartmış, suyu kesilen çeşmelere su getirtmiştir Paşanın yaptırdığı çeşmeler Dere Mahallesinde, Küçük Camii Şerif yanında, Akmescitde Aşağı Ermeni Mahallesinde iki çeşme yaptırmıştır Ayrıca bu çeşmelerle ilgili bir de vakfiye düzenlemiştir

Sadrazam İzzet Mehmet Paşanın yaptırdığı bu çeşmeler günümüze gelememiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Bedestenleri

Rum Mehmet Paşa Bedesteni (Merkez)

Manisada bulunan bedesten, Fatih Sultan Mehmetin komutanlarından Rum Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber Rum Mehmet Paşanın yaşadığı dönem ve yapının mimari üslubu dikkate alındığında XVyüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır

Bedesten dikdörtgen planlı olup, kuzey-güney doğrultusunda uzanmaktadır Bedestenin uzunluğu 42 m olup, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Dört cephesinde birer kapısı olan bedestenin üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür

Bedesten (Soma)


Manisa Soma ilçesinde, Çarşı (Emir Hıdır Bey) Camisinin vakfından olan bedesten XVIIIyüzyılda yapılmıştır

Bedesten dikdörtgen planlı olup moloz taş, antik yapı taşları ve tuğladan yapılmıştır Bedestenin köşelerinde iri blok taşlar kullanılmıştır Duvar örgüsünde horasan harca geniş ölçüde yer verilmiştirKısa kenarındaki giriş kapısı mermer söveli ve yuvarlaktır Ayrıca bunun üzerinde çatının bitim noktasına kadar uzanan tuğladan yuvarlak sağır bir kemer oturtulmuştur Bedestenin üst örtüsü toprak damlı olup, günümüze gelememekle beraber ahşap, kırma bir çatı ile örtülü olduğu sanılmaktadır Bedestenin kemerlerinde tuğla kullanılmıştır Bedesten günümüzde harap durumdadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Hanları

Yeni Han (Merkez)


Manisa il merkezindeki Yeni Hanı XIXyüzyılda Hacı Mehmet Sadık Bey yaptırmıştır

Dikdörtgen planlı han kesme ve moloz taştan yapılmış, kemerlerde tuğlalar kullanılmıştır İki katlı plan düzeninde yapılan hanın birinci katındaki odalar bir avlu etrafında, revakların arkasında sıralanmıştır Birinci kattaki odalar iç içe bir plan düzeni göstermektedir Güney cephesinde, kapının solunda bulunan taş merdivenle ikinci kata çıkılmaktadır İkinci katta ise revaklara açılan ayrı ayrı odalara yer verilmiştir

Kurşunlu Han (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan Kurşunlu Hanını Sultan IIBeyazıtın hanımlarından Hüsnüşah Hatun yaptırmış, onunla ilgili de 1497-1498 tarihli bir vakfiye düzenlenmiştir Han Kurşunlu Camisi ile birlikte aynı dönemde yapılmıştır Kurşunlu Han çeşitli dönemlerde onarılmışsa da orijinalliğini korumuştur Yapı 1611 yılı depreminde zarar görmüş, 1643 ve 1677 yıllarında onarılmıştır

Evliye Celebinin “Tahıl Pazarı Hanı kurşunludur Kale misali kırk kubbeli hân-ı kebirdir, kim cümle Arap ve Acem bezirgânı anda meksederle İsmine Hatuniyye hanı derler” diyerek sözünü ettiği hanın bugünkü Kurşunlu Hanıdır Hüsnüşah Hatunun vakfiyesinde sözünü ettiği hana bitişik 21 dükkândan günümüze yalnızca batı cephesindeki dokuz dükkân gelebilmiştir Bunun yanı sıra kuzey cephesinde de dükkânların olduğunu gösteren duvar izleri ile karşılaşılmıştır Hanın önünden geçen caddenin genişletilmesi sırasında bu dükkânlar yıkılmış, avluya yönelik odaların kapıları kapatılmış ve sokak cepheleri de yıkılarak buradaki mekânlar dükkân haline getirilmiştir Vakfiyesinde de altta otuz altı, üstte otuz sekiz odası, avlusu, ortasında havuzu, büyük bir ahırı, müştemilatı bitişiğinde de yirmi bir dükkânı olduğu belirtilmiştir

Kurşunlu Hanının duvarları bir sıra taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür İki katlı hanın ortasında 2820x2460 m ölçüsünde üzeri açık bir avlu bulunmaktadır Batıdaki tonozlu eyvandan içerisine girilen avluyu 310x320 m ölçüsünde tonozlu odalar çevirmektedir Hanın alt ve üst odaları tamamen tonozlu olup, yalnızca girişin üzerindeki altı oda kubbelidir Üst kattaki odalarda ocaklar bulunmaktadır Onarımlar sırasında hanın kuzey yönüne bir kapı açılmış ve buradan taş bir merdivenle de ikinci kata çıkılmaktadır

Vakıflar Genel Müdürlüğünün 1966 yılında yaptığı onarımda önceki dönemde yapılan ilaveler ortadan kaldırılmış ve han kısmen orijinal görüntüsüne kavuşmuştur Han günümüzde öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır

Vakıf İş Hanı (Merkez)

Manisa il merkezinde, ana cadde üzerinde bulunan bu hanı Vakıflar Genel Müdürlüğü 1954-1955 yılında yaptırmıştır Hanın kontrol ve uygulaması YMimar Süreyya Yücel tarafından yapılmıştır

Han U şeklinde bir plan düzeni göstermekte olup, iki katlıdır Birinci katta bir avlu çevresinde hanın odaları sıralanmıştır İkinci katın köşelerine birer apartman dairesi yapılmış, bunun dışında kalan alanlar koridor etrafında sıralanan odalardan meydana gelmiştir Hanın biri cephede, diğer ikisi de kısa kenarlarda olmak üzere üç girişi bulunmaktadır

Manisada, Karaosmanoğulları döneminde yapılmış ve günümüze ulaşamamış bazı hanların bulunduğu kaynaklardan öğrenilmektedir Bunların başında; Hacı Mustafa Ağanın, Hacı Ataullah Ağanın, Hacı Pulat Mehmet Ağanın ve Hacı Osman Ağanın yaptırdığı hanlar gelmektedir

Sungur Bey Hanı (Kula)

Manisanın Kula ilçesindeki Sungur Bey Hanından günümüze hiçbir kalıntı gelememiştir Kitabesine göre Sungur Bey tarafından 1356-1357 yıllarında yaptırılmıştır Bazı kaynaklarda bu handan Ribat olarak söz edilmiştir Bu sözcük çoğunlukla Anadoluda yapılmış han veya kervansaraylar için kullanılmıştır

Sungur Bey Hanı ile kaynaklarda edinilen bilgi yalnızca “mermer direkler üzerine oturtulmuş kâgir bina” olduğudur Bu bilgide hanın mimarisi konusunda aydınlatıcı değildir

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Mektepleri

Manisada eğitimle ilgili kurumlar bulunmaktadır Külliyelerin bir bölümünü oluşturan sıbyan mekteplerinin yanı sıra ilde müstakil sıbyan mektepleri de yapılmıştır

Yakup Ağa Sıbyan Mektebi (Kurşunlu Mektep) (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu mektebi Kızlarağası Yakup Ağa 1572-1573 yılında yaptırmıştır

Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan mektep, dikdörtgen planlı olup, sivri kemerli bir giriş kapısı bulunmaktadır Yapıda son derece kaliteli duvar işçiliği görülmektedir Özellikle kapı ve pencerelerde alternatif olarak kırmızı ve beyaz yontma taşlar sıralanmıştır Mektebin üzeri sekizgen kasnaklı, tromplu iki kubbe ile örtülmüştür

Ferhat Ağa Sıbyan Mektebi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu sıbyan mektebini, Fahrünnisa Dilşikâr Hatun, kocası Ferhat Ağa için Ferhat Ağa Camisine bitişik olarak yaptırmıştır

Dikdörtgen planlı olan yapı kaba taş ve tuğladan yapılmıştır Üzerini sivri kemerlerle birbirlerine bağlanan pandantifli birer kubbe örtmektedir Kubbe eteğinde üç sıra kirpi saçak kullanılarak cepheye hareketli bir görünüm verilmiştir

Çapraz-ı Sagir Mektebi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu mektebi Veysi Çelebi XVIyüzyılda yaptırmıştır

Moloz taş ve tuğladan yapılmış olan mektep, dikdörtgen planlıdır İki bölümlü olan mektebin üzerini sekizgen kasnaklı iki kubbe örtmektedir Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden tamamen uzaklaşmıştır

Molla Şaban Sıbyan Mektebi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu mektebi XVIyüzyılda Manisa kadılarından Molla Şaban yaptırmıştır Molla Şabanın yaptırmış olduğu cami, önünden yol geçmesinden ötürü tıkılmış, yalnızca sıbyan mektebi harap bir durumda günümüze ulaşabilmiştir

Moloz taş ve yassı tuğladan yapılan mektep, dikdörtgen planlı olup iki bölüm halindedir Bölümlerin üzeri sekizgen kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür

Hacı Mustafa Ağa Sıbyan Mektebi (Merkez)

Manisa il merkezinde bulunan bu mektebi XVIIIyüzyılda Hacı Mustafa Ağa yaptırmıştır

Moloz taş ve tuğladan yapılan sıbyan mektebi dikdörtgen planlıdır Üzerin ayna tonoz örtülü bir girişi bulunmaktadır Buradan yuvarlak kemerli bir kapı ile geçilen dershane bölümü kasnaklı kubbe ile örtülüdür

Caminin batısında yer alan sıbyan mektebi Fatih Sultan Mehmet ve Sultan IIBeyazıt devirlerinde yapılmış örneklere benzemektedir Yazlık ve kışlık iki ayrı bölümden meydana gelmiştir Üzeri aynalı tonozla örtülmüştür

Alaybey Sıbyan Mektebi (Merkez)

Manisa Alaybey Camisine bitişik olan bu okulu Dilşikâr Hatun 1579 yılında yaptırmıştır

Sıbyan mektebi kaba yontma taş ve yassı tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır İki bölümden meydana gelen mektebin üzeri sekizgen kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür Bu kubbelerin üzeri de kiremitle kaplanmıştır

Hatuniye Sıbyan Mektebi (Merkez)

Manisa il merkezinde Hükümet Konağının yakınında bulunan Hatuniye Külliyesini Sultan IIBayezıdın eşlerinden Hüsnüşah Hatun adına oğlu Şehzade Şehinşah,vakfiyesinden öğrenildiğine göre; 1490-1491 yıllarında yaptırmıştır

Külliyenin bir bölümünü oluşturan sıbyan mektebi, caminin batısındadır Fatih Sultan Mehmet ve Sultan IIBeyazıt dönemlerinde yapılmış sıbyan mektepleri planına benzemektedir Mektep, moloz taş ve tuğladan yapılmış olup, yazlık ve kışlık olmak üzere iki bölüm halindedir Bu bölümlerin üzeri birer kubbe ile örtülmüştür

Kayalıoğlu Mektebi (Akhisar)

Manisa, Akhisar ilçesinde Kayalıoğlu beldesindeki eski tarım okulu XX yüzyılın başında Akhisara yerleşen Yahudiler tarafından yapılmıştır

Yapı ahşap ve üç katlıdır Cumhuriyetin ilk yıllarında ilkokul olarak kullanılmıştır Çevresinde geniş meyve ağaçları ile üzüm kütükleri bulunmaktadır İlk yapıldığı yıllarda burada teorik eğitim yapılmıştır Binanın alt katı şarap imalathanesi olarak kullanılmıştır
Günümüzde kullanılmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Kütüphaneleri

Çeşnigir Kütüphanesi (Merkez)

Manisa il merkezinde, Çeşnigir Camisi yanında bulunan bu kütüphaneyi Karaosmanoğlu Hacı Eyüb Ağa 1831-1832 tarihinde yaptırmıştır

Moloz taş ve tuğladan yapılan kütüphane, kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı basık bir kubbe ile örtülmüştür Kütüphanenin önünde üç bölümlü bir revak bulunmaktadır

Nişancı Paşa Kütüphanesi (Merkez)

Manisa il merkezinde Hacı Osman Ağanın yaptırdığı bu kütüphane 1789 tarihlidir

Kütüphane moloz taş ve tuğladan yapılmış, altıgen planlıdır Üzeri küçük bir kubbe ile örtülüdür

Demirci Mahmut Çelebi Kütüphanesi (Merkez)

Manisa il merkezinde Çatal Caminin bitişiğinde bulunan bu kütüphaneyi Demirci Mahmut Çelebi 1862-1863 yılında yaptırmıştır

Moloz taş ve tuğladan yapılan kütüphane sekizgen planlıdır Üzeri kubbe ile örtülmüştür

İshak Çelebi Kütüphanesi (Merkez)

Manisanın güneyinde, Sandıkkale Tepesi yamacında, Ulu Caminin karşısında bulunan bu kütüphaneyi Saruhanoğullarından İshak Çelebi 1378 yılında yaptırmıştır

Moloz taş ve tuğladan yapılmış olan kütüphane, kare planlı, tek kubbelidir Kütüphane bir süre ilkokul olarak kullanılmış ve daha sonra yıkılmış, günümüze gelememiştir

Muradiye Kütüphanesi (Merkez)

Manisa Saruhan Mahallesindeki Muradiye Yapı topluluğunun güneyinde medrese ile cami arasındaki avluda bulunan kütüphane, Karaosmanoğullarından Hüseyin Ağa tarafından 1812 yılında yaptırılmıştır

Kütüphane sekizgen planlı, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır Üzerini 700 m çapında bir kubbe örtmüştür Kütüphaneye kuzey cephesindeki beş basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır Girişin önünde çapraz tonozlu küçük bir revaklı sahanlık bulunmaktadır Yapının doğu, güney ve batı cepheleri dışa kapalıdır Bunların iç yüzlerine sivri kemerli dolap nişleri yerleştirilmiştir

Zeynelzade Kütüphanesi (Akhisar)

Manisa Akhisar ilçesinde, Hashoca Mahallesindeki bu kütüphaneyi Akhisarlı Zeynelzade ailesi 1798de yaptırmıştır

Kütüphane moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Üst örtüsü tonozludur 1805 yılı kayıtlarına göre kütüphane de 923 cilt el yazması kitap bulunuyordu

Zeynelzade Kütüphanesi ismi ile Akhisar Merkez Parkında yeni bir kütüphane yapılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Mesir Macunu


Manisada her yıl Sultan Camisi çevresinde Mesir Şenlikleri düzenlenmekte, Sultan Camisinin minarelerinden aşağıda toplanan halka Mesir Macunları atılmaktadır

Mesir, Farsça bir sözcük olup, yürüyüş ve hareket anlamına gelmektedir Gezilecek veya gezi yeri anlamında da kullanılmaktadır Mesir Macununun her yıl 22 Mart günü baharın gelişiyle doğanın uyanışına katılan insanlara canlılık ve hareket getirdiğine inanılmıştır

Mesir geleneğinin geçmişi çok eski yıllara inmektedir Günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesinde Anadolu ve Mezopotamya bölgesinde mesire benzeyen bir macunun Sümerliler tarafından da kullanıldığı bazı tıp kitaplarında belirtilmiştir Sümerlilerin Nippur şehrinde ana maddesi “İsin” olan bir ot ile çeşitli baharatların birlikte kaynatıldığı ve bir macun elde edildiği kaynaklarda yazılıdır Bu macun altın bir kapta korunarak ilkbahar aylarında hastalara verilirmiş Bazı kaynaklarda da bu tür macunların Önasya ve Anadolu şehirlerinde yapılarak hastalara şifa niyetiyle verildiği belirtilmiştir

Anadoluda Mesir Macunu bulan hekim Merkez Efendi ismiyle tanınan Muslihiddin Efendidir Denizlinin Buldan ilçesi Sarı Mahmutlu Köyünde 1460 yılında dünyaya gelen Muslihiddin Efendinin ailesinin Selçukluların Germiyanoğlu kollarından birisine bağlı olduğu sanılmaktadır İlköğrenimini babası Hafız Mustafa Efendiden almış, adından babasının dostu Hızır Ahmet Paşanın yanına öğrenim almak üzere Bursaya gitmiştir Orada medrese öğrenimi görmüş, ardından devam ettiği Fatih Medresesinde öğrenimini tamamladıktan sonra hocalık yapmıştır


Hafsa Sultanın yaptırdığı zamanın ilim, kültür ve sosyal kurumu olan külleyenin medresesi başına 1523de hoca olarak getirilir Merkez Efendi, Manisa'ya yerleştikten sonra halkın sorunları ile yakın ilgilenmeye başlamıştır Hasta olanlar için çeşitli otlardan ilaçlar yaparak onları iyileştirmiş, imarethanenin bir kısmını bimarhaneye (Sağlık Bölümü ve Revir) dönüştürmüştür Bir süre sonra burası hastalara yeterli olmayınca, saraydan ödenek istemiş, 1526 yılında bugünkü darüşşifa yapılmıştır Bu yapı bimarhane, darüşşifa, tımarhane ve şifahane isimleri ile tanınmıştır Bu yapı her türlü tedavinin yapıldığı çağın en önemli hastanesi konumuna gelmiştir
Darüşşifa'nın açılmasında kısa bir süre sonra, Manisa Valisi Şehzade Mustafa'ya Kanuni Sultan Süleyman tarafından acil bir mektup gelir Bu mektupta Hafza Sultanın hastalandığı tüm doktorların çabasının yeterli olmadığı yazılıdır Durum Merkez Efendi'ye bildirilir Merkez Efendi yoğun bir çalışmaya başlar Sonunda 41 değişik baharattan ürettiği macunu tarifi ile beraber saraya gönderir Hafza Sultan, üretilen bu macun ile sağlığına yeniden kavuşur Bu olaydan sonra Merkez Efendinin ünü Osmanlı İmparatorluğunun sınırlarını aşar Bunun üzerine Merkez Efendi, Manisa iline ekonomik katkıda bulunabilecek bir plan hazırlar;
Her yılın belli bir gününde şehirde sergi düzenlenecek, bu sergide halkın kendi el emeği olan ürünleri tanıtılacak

Civardan Manisa'ya ekonomik ve sosyal canlılık getirmesini sağlaması için buraya gelen halkın, sağlığını korumak için yapılacak macunu yiyenlerin 1 yıl boyunca zehirli böcek sokmalarından korunduğu duyurulur Bu yüzden de macunun dağıtılması sağlanacaktır

Bundan sonra Mesir Macununun halka dağıtılacağı gün olarak da, bahar bayramı olarak 22 Mart seçilir Kesin olmamakla beraber ilk Mesir macununun dağıtımının 1527 – 1528 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır Merkez Efendi, 1529da İstanbula çağırılır ve orada eğitim vermeye devam etmiştir Merkez Efendinin Manisadan ayrılışından sonra Mesir Macunu geleneği günümüze kadar devam ederek gelmiştir

Mesir Macununun Yapılışı:

Mesir macunu 41 değişik baharattan oluşmaktadır Bu baharatlar Anason, Hindistan Cevizi, Çivit,Çöp Çini, Çörek Otu, Darfülfül, Hardal Tohumu, Havlican, Hiyarşenbe, Kakula, Karabiber, Karanfil, Kebaba, ve Kimyondur
Anason: İştah açıcı ve karminatif olarak kullanılır Karminatif etki bağırsaklardaki fermantasyona engel olmasından ileri gelir
Hindistan Cevizi ve Beşbase: Kaynatılmış suyu mide ağrılarına iyi gelir Etkisi bileşimdeki uçucu yağlardan ileri gelir
Çivit: Halk arasında kabakulak ve pnömonide iyi gelir Bebeklerin ağız mukozasındaki ağrılı yaraların tedavisinde kullanılır
Çöpçini: Kökünün kaynatılmış suyu egzamada kullanılır Bileşimindeki tanenden dolayı astrenjan etkisi vardır
Çörek Otu: Gaz söktürücü olarak kullanılır
Darülfülfül: Bedeni ısıtıcı ve öksürük kesici olarak kullanılır
Hardal Tohumu: İştah açıcı ve mideyi yatıştırıcı olarak toz halinde kullanılır Cilt hastalıklarında iltihabı ve ağrı giderici etkisi vardır
Havlican: Öksürük kesici ve ağız kokusu giderici olarak kullanılır Sindirimi kolaylaştırır, gazı dağıtır, balgamı giderir
Hiyarşenbe: Müshil olarak kullanılmaktadır Bileşiminde antrekion türevi vardır
Kakule: Lezzet verici, gaz söktürücü, iştah açıcı olarak kullanılır
Karabiber: Öksürük kesici, uyarıcı ve baharat olarak kullanılmaktadır
Karanfil: Ağız kokusu giderici, diş çürüklerinde ve ağrılarında kullanılır Bileşimindeki karanfil esansı antiseptik ve ağrı gidericidir
Kebabe: İdrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır
Kimyon: Baharat, gaz söktürücü, iştah açıcı ve terletici olarak kullanılır
Günümüzde Mesir Macununun asıl kullanımındaki baharat çeşitlerinin bir kısmı doğada artık bulunmamaktadır Bu nedenle günümüzde onların yerine; Yenibahar, Zencefil, Galanya, Krem Tartar, Kişniş, Havlıcan, Anason, Sakız, Safran, Tarçın, Udülkahr, Hardal, Misrafi, İksir, Meyan Kökü, Kalemi barit, Tiryak, Sarı Halile, Kara Halile, Raziyane, Zerdecub kullanılmaktadır
Mesir Macunu, bazı bitkilerin farmakolojik özellikleri göz önünde bulundurulursa iştah açıcı, gaz giderici, bağırsak paristalizmi arttırıcı, idrar yaptırıcı, uyarıcı ve afrodizyak etkileri taşıdığı görülmektedir Eski hekimlerin düşüncelerine göre insanlar, kış aylarında kuru gıda aldıklarından kanları koyulaşır, pislenir, iç organları çalışma düzenini kaybeder Bu nedenle insanların bahar aylarında sıvı dengesi ayarlanmalıdır İlkbaharda yeşil, taze bol gıda ortaya çıkınca o devrin insanları kan aldırmak, lavmanla bağırsakları boşaltmak, divretiklerle bol idrar yaptırmak sureti ile vücudun dengesi ayarlanır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Kilise ve Sinagogları

Thyateira Kilisesi (Akhisar)


Manisa Akhisar ilçesi merkezinde bulunan ve Tepemezarı olarak isimlendirilen alanda 1962 yılında başlayan araştırmalar, 1968-1971 yılında yoğunlaşmıştır Burada MSII-IVyüzyıla tarihlendirilen bir portik (sütunlu cadde), MSV-VIyüzyıla ait bazı kalıntılar ortaya çıkarılmıştır Bu yapı kuzey-güney doğrultusunda uzanan 4000x1000 m genişliğinde bir yapıdır Kesin olmamakla beraber bunun bir kilise olduğu sanılmaktadır

Aziz Yuhannanın vahiylerinde yedi kutsal kilise arasında Thyateria kilisesinin de ismi geçmektedir Bu yapıdan günümüze moloz taş ve tuğla duvarları gelebilmiştir

Hıristiyanlık döneminde Aziz Yuhannesin Anadoludaki yedi kutsal kilisesi arasında Thyatreia da vardır Gerçekte Aziz Yuhannesin yazmış olduğu mektuplar, orada bulunan kiliselere değil, cemaatlere hitabendir Bu bakımdan Thyatreiadaki Hıristiyan cemaatine mektubunda şöyle demiştir:

“Thyatreiada olan kilisenin meleğine yaz Ateş alevi gibi gözleri olan ve ayakları parlak tunça benzeyen Allahın oğlu şu şeyleri diyor:


Senin işlerini ve sevgini ve imanını ve hizmetini ve sabrını son işlerinin evvelkilerden daha çok olduğunu bilirim Fakat sana karşı bir şeyim var: Kendisine Peygamber diyen Jesebel kadını bırakıyorsun: ve o kullarınız zina etmeyi ve put kurbanları yemeyi talim edip saptırıyor Ve tövbe etsin diye kendisine vakit verdim ve kendi zinasından tövbe etmek istemiyor İşte, onu bir yatağa ve onun işlerinden tövbe etmezlerse kendisiyle zina edenleri büyük sıkıntıya atacağım Ve onun çocuklarını ölümle öldüreceğim: ve bütün kiliseler bilecekler ki gönülleri ve yürekleri araştıran benim: Ve her birinize işlerinize göre vereceğim Fakat size, Thyatreia olan diğerlerine, kendilerinde bu talim olmayanlarına hepsine, onların dediği gibi Şeytanın derin şeyleri bilmeyenlere diyorum: Üzerinize başka yük koymam Fakat ben gelinceye kadar sizde olanı sıkı tutun Ve galip olun Sonuna kadar işlerimi tutana, ben de babamdan nasıl aldımsa, onu milletler üzerine hâkimiyet vereceğim Kulağı olan işitsin Ruh kiliselere ne diyor”

Hzİsanın Allahın oğlu sözcüğünü kullandığı tek yer Thyatreiadır Vahiydeki “Oğlun ateş alevi gibi gözleri” ifadesiyle burada kötü işlerin yapıldığı zaman, şiddetin ortaya çıkacağı uyarısında bulunulmuştur Thyatreialılar diğer Hıristiyan cemaatlerine göre imanları çok kuvvetli bir toplumdu Ayrıca Vahiyde sözü edilen Jesebelin MÖ900lerde yaşadığı sanılan Kral Ahapın kâhin karısı olduğu bilinmektedir

Philadephia (StJean) Kilisesi (Alaşehir)


Manisa Alaşehir ilçesinin bulunduğu yerde Neo Caesarea isimli bir yerleşim bulunuyordu Roma döneminden sonra Bizansın önemli bir yerleşim alanı olan Alaşehirde Hıristiyanlığın Anadoluda yayılması sırasında önde gelen şehirlerinden birisi idi Buradaki Toptepede mabet kalıntıları, Roma dönemine ait tiyatro kalıntıları, surlar ve StJean Kilisesi bulunuyordu

Aziz Yuhannanın yedi kutsal kilise cemaatine yazdığı mektuplarından birisini de buraya göndermiştir

Hıristiyanlığın ilk yıllarında burada zengin bir Yahudi topluluğu da yaşıyordu Burada yapılmış olan kiliseden günümüze yalnızca moloz taş ve tuğladan örülmüş duvar ve temel kalıntıları ile kütlevi kesme taştan üç paye gelebilmiştir
Günümüzde bu alan koruma altına alınmış ve park olarak düzenlenmiştir

Sardeis (Sard) Sinagogu (Salihli)

Manisa Sardes (Sard) antik kentinde Roma dönemi anıtsal yapılarından Gymnasium, Anadoludaki benzerleri arasında en büyük ölçüde yapılmış olanıdır

Sardeis Gymnasiumunun yapımına MSIIyüzyılda Severius Simpliciniusun emri ile başlanmış, iki yüz yılı aşkın çalışmadan sonra MSIVyüzyılda tamamlanmıştır Yapının bulunduğu yerde Geç Helenistik dönemde yapılmış bazı yapılar, Roma döneminde de bir nekropol bulunuyordu MS17de büyük bir deprem tüm bu yapıları yıkmıştır

Gymnasium üç ayrı bölümden oluşmuştur İlk bölümde; üstü örtülü olan bölüm, 8x12 ölçülerindeki hamam, ikici bölümde; hamam kısmına açılan, törenlerin yapıldığı mermer avlu Ayrıca bu avlu 15x33 boyutlarındaki iki katlı sütun sıraları ile görkemli hale getirilmiş, büyük bir portal de bunu tamamlamıştır Üçüncü bölüm ise; Doğudaki 80 m2lik bir alanı kapsayan Palaestra (antrenman alanı) ile kuzey ve güney duvarına bitişik, birbirlerine simetrik iki holden oluşmaktadır Özellikle buradaki sütunlar Erken Bizans üslubu başlıkları ile dikkat çekmektedir Sardeisde 1962de yapılan çalışmalarda Palestranın güneyinde, mermerli caddenin kuzeyinde MSIIIyüzyıla ait bir sinagog daha çıkarılmıştır

Sinagogun ilk defa MS17 depreminde yıkılan Gymnasionun bir bölümü olarak sonradan yapıldığı anlaşılmaktadır Ayrıca kare planlı palestranın batısındaki kemerli uzun koridordan sinagog da yararlanmıştır Burada ele geçen İbranice bir yazıttan İmparator Licinius Valerianusun ismi geçmektedir Arkeoloji kazılarında ele geçen yazıttan, döşeme ve mimari parçaları da yapının MSIVyüzyılda Yahudiler tarafından kullanılmış olduğunu göstermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Manisa Doğal Güzellikleri

Spil Dağı Milli Parkı (Merkez)


Manisa ilinin yamacında kurulduğu Spil Dağı 1969 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir Manisadan 24 km uzaklıkta olan Spil Dağında jeolojik yapısından ötürü kanyon vadiler, inler, mağaralar, dolinler ve lapyalar gibi karstik oluşumlar bulunmaktadır

Spil Dağı Milli Parkı Grek Mitolojisi ve tarihi yönünden de önem taşımaktadır Sğil Dağına ismini veren Mitoloji tanrılarından Kronosun karısı Kybeledir Nitekim Akpınar Mevkiinde kaya üzerinde oturmuş bir rölyefi bulunmaktadır Ayrıca Frigya Kralı Menosun kızı Spilos bu dağa bırakılmış ve orada vahşi hayvanlar tarafından büyütülmüştür Bundan ötürü de dağa Spilos ismi verilmiştir


Lidya Kralı Tantalos burada bir kale yaptırmış, kalenin bitmesi şerefine verdiği ziyafette oğlu Pelops'u doğrayıp tanrılara adak olarak sunmuş bu nedenle de tanrılar tarafından cezalandırılmıştır Spilos Dağının eteğinde “Ağlayan Kaya” olarak nitelenen kaya ise mitolojiye göre; Niobenin 7 kız, 7 erkek çocuğunun, Letonun oğlu Apollon ve kızı Artemis tarafından öldürülmesinden sonra çocuklarının arkasından ağlayan Niobeyi göstermektedir

Spil Dağının jeomorfolojik yapısı dağcılık, tracking ve atıcılık sporlarına uygundur Ataalanı mevkiinde ise kamp kurulmakta ve günübirlik dinlenme yeri olarak kullanılmaktadır

Milli Parkın Dulkadın Mevkiinde bulunan mağaralar eskiden yerleşim yeri olarak kullanılmıştır Burada ele geçen bazı buluntular Manisa Müzesinde sergilenmektedir


Milli Parkın doğusunda 600 metre yükseklikte bulunan ve içi tamamen sülüklerle dolu olan “Sülüklü Göl” kalker bazı erimesi ile meydana gelmiş bir dolin gölüdür Yine suların kalker tabakalarını eritmesi sonucunda birçok inler oluşmuştur Bunların en büyüğü “Paşaini”dir Parkın yakınında sıcaklığı en az 21 dereceye kadar yükselen bir de ılıca bulunmaktadır

Milli Park çevresi zengin bir bitki örtüsüne sahiptir Burada çam, ardıç, kavak, karaağaç, kızılağaç ve meşe ağaçları bulunmaktadır Ayrıca bilimsel araştırmalar sonucu burada endemik bitki türlerinin bulunduğu ve Manisa Lalesinin de burada yetiştiği anlaşılmıştır
Milli Park içerisinde ayı, karaca, kurt, çakal, domuz, tilki, sansar, porsuk, dağ keçisi, akbaba, kartal ve sülün gibi hayvanlar da yaşamaktadır

Manisa Kaplıcaları

Emir(Emirler) Kaplıcası (Kula)


Manisa Kula ilçesinin 17 km uzağındaki bir yamaçta yer alan Emir Kaplıcası dğal su kaynağı yönünden önemli bir kaplıcadır Kaplıcanın ana kaynağın debisi 18 lt/sn, küçük kaynaklarla toplam debisi 1/sn dirBu kaplıcanın suları romatizma, safra kesesi, karaciğer ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir

Kaplıcanın çevresinde eski tarihlere inen hamam kalıntıları bulunmaktadır Günümüzde kaplıca çevresinde dinlenme tesisleri bulunmaktadır

Ilıcak Kaplıcası (Merkez)

Manisanın 9 km kuzey doğusunda bulunan Ilıcak Kaplıcası başta böbrek olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara iyi gelmektedir

Kurşunlu Kaplıcası ( Salihli)


Manisa Salihli İlçesinin 7 km güneyinde bulunan Kurşunlu Kaplıcasının suları bikarbonat, kalsiyum, sülfat, kükürt-hidrojen ve karbondioksit içermektedir Kaplıca suyunun sıcaklığı 52 Co olup, PH değeri de 5,8dir

Kurşunlu kaplıcası karaciğer, safra kesesi, romatizma, sinir, solunum yolu enfeksiyonları, cilt, siyatik hastalıklarına iyi gelmektedir

Hisar Kaplıcaları (Demirci)

Manisa Demirci ilçesinde bulunan Hisar Kaplıcalarının tarihi geçmişi MÖIIyüzyıla Kral Kreisus dönemine kadar inmektedir

Kaplıcanın suyu sodyum, kalsiyum ve bikarbonatlı alkalik su içermektedir Kaplıca alanı aynı zamanda mesire yeri niteliğinde olup, çevresinde turistik tesisler ve mesire alanları bulunmaktadır

Orman İçi Dinlenme Alanı (Demirci)

Manisa Demirci ilçesinde Başalan ve Güldürdek Ormaniçi dinlenme alanları bulunmaktadır Bunlardan Başalan ilçe merkezine 10 km, Güldürdek ise 20 km uzaklıktadır

Yöre halkı tarafından piknik ve mesire yeri olarak faydalanılan bu orman içi dinlenme alanı doğal manzarası, soğuk su kaynakları ile tanınmıştır

Peri Bacaları (Kula)


Manisa Kula ilçesi ve çevresi volkanik bir jeolojik yapıya sahiptir Bu jeolojik oluşum IVZamanın başlarına kadar sürmüş ve bunun sonucu olarak genç volkanlar meydana gelmiştir Çeşitli dönemlerdeki püskürmeler sonucunda lav akıntıları çevreye yayılmıştır Bu nedenle de eski tarihlerde Kula ve çevresine Yanık Ülke anlamına gelen Katakaumena ismi verilmiştir

İlçenin Burgaz Mevkiinde ısı değişiklikleri, doğal etkiler ve erozyon sonucunda peri bacalarını andıran doğal oluşumlar meydana gelmiştir Bu oluşumlar Gediz Vadisine ayrı bir özellik kazandırmıştır

Marmara Gölü (Gölmarmara)

Manisa Gölmarmara ilçesinde bulunan Marmara Gölünün çevresi sazlık ve çayırlık bir alandır Burada kuş çeşitliliğine olanak veren doğal bir çevre bulunmakta olup, birçok kuş türü barınmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Kanyon vadiler, inler, mağaralar, dolinler ve lapyalar gibi karstik oluşumları jeolojik yapısından kaynaklanan ilgi çekeci yer şekilleridir

Özelliği
Çam, ardıç, kavak, ceviz, kızılağaç, karaağaç, meşe ağaçlarından meydana gelen bölgenin zengin bitki türleri yanında, Milli Parkta bilimsel araştırmalarla belirlenen 20'den fazla endemik bitki türü bulunmaktadır Osmanlı İmparatorluğu'nun bir devrine adını veren ve Avrupa Ülkelerine de götürülen Manisa laleleri de Milli Parkta tabii olarak yetişmektedir

Ayı, karaca, kurt, çakal, domuz, tilki, sansar, porsuk, dağ keçisi, akbaba, kartal ve sülün yörede yaşayan yaban hayvanlarıdır

Milli Parkın tarihi ve mitolojik yönü de zengindir Mitolojiye göre Spil Dağına adını veren zaman tanrısı Kronos'un karısı Kybele (Sipylena)'dir Kybele bütün tanrıların, tanrıçaların olduğu gibi bitkilerin,hayvanların ve insanların bereket tanrıçasıdır Akpınar mevkiinde kaya üzerinde oturmuş röliefi vardır Bir diğer kaynağa göre de Frikya Kralı Menos 'un kızı Spilos 'un bu dağa atılarak vahşi hayvanlar tarafından büyütülmesinden dolayı dağa Spilos adı verilmiştir Lidya Kralı Tantalos kale yaptırmış ,kalenin bitmesi şerefine verdiği ziyafette oğlu Pelops'u doğrayıp tanrılara sunduğu için onlar tarafından cezalandırılmıştır "Ağlayan Kaya" olarak bilinen yer ise mitolojiye göre 14 çocuğunun tanrıça Letonun çocukları Apollon ve Artemis tarafından öldürülmesi sonucu, çocuklarının ardından ağlayan Niobe'ye aittir

Arazinin jeomorfolojik yapısı dağcılık tracking ve atıcılık sporlarına uygundur Ataalanı mevkiinde halkın kamp ve günübirlik rekreasyon ihtiyaçları karşılanabilir

Görülebilecek Yerler: "Ağlayan Kaya" adıyla bilinen yer görülmeye değer güzelliktedir ('Mitoloji de bu kaya 14 çocuğunun öldürülmesi ile ardından ağlayan Niobe'ye aittir)

Milli Parkın Dulkadın mevkiinde mağaralar eskiden yerleşim birimi olarak kullanılmıştır, Buraya ait bazı buluntular Manisa Müzesinde sergilenmektedir

Milli Parkın doğusunda 600 metre yükseklikte bulunan ve içi tamamen sülüklerle dolu olan "Sülüklü Göl" kalker bazı erimesi ile meydana gelmiş bir dolin gölüdür Yine suların kalker serilelinin altını eritip oymaları ile çok sayıda inler oluşmuş bunların en büyüğü "Paşaini"dir Parkın yakınında sıcaklığı en az 21 dereceye kadar yükselen ılıca mevcuttur

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Park bölge halkının rekreasyon ihtiyacını gidermektedir Arazinin jeomorfolojik yapısı dağcılık sporuna uygundur Aynı zamanda track ve atıcılık sporları da yapılmaktadır Milli Parkın Ataalanı mevkiinde düzenlenen günübirlik ve kamp alanı bölge halkının yaz-kış rekreasyon ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktadır Kır gazinosu ve bunglowlar mevcut hizmetler içindedir

Dağ dinlenme evlerinde önceden rezervasyon yapmak suretiyle konaklamak mümkündür Rezervasyon için Spil Milli Park Başmühendisliği Tel: 0 236 237 10 63-65

Yeri: Manisa ili

Ulaşım: Ege Bölgesinde Manisa ilinin yamaçlarına yaslandığı Spil Dağı üzerinde yer alan Milli Park Manisa'dan 24 kmlik bir karayolu ile ulaşılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manisa Tanıtımı (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)







Bugün Spil Dağı'nın eteklerinde Ağlayan Kaya ya da diğer adıyla Niobe Kayası olarak bilinen kayanın bir sanat eseri olup olmadığı antik çağdan beri tartışılır Doğal aşınma sonucu başı önüne eğik, ağlayan bir kadın görünümü kazanmıştır Eski Yunan yazarlarının yapıtlarında da sözü edilen kayanın Zeusun taşa dönüştürdüğü Niobeyi temsil ettiğine inanılır

Niobe, Yunan mitolojisinde, Lidya kralı Tantalosun kızı ve Yunanistandaki Tebai kralı Amphionun karısı ve yitirdiği çocuklarının ardından gözyaşı döken kahırlı anaların simgesiydi

Efsaneye göre, altı oğluyla altı kızı vardı ve yalnızca iki çocuğu (Apollon ve Artemis) olan Letodan daha doğurgan olmakla övünüyordu Bu gururu nedeniyle onu cezalandırmaya karar veren Leto, Apollona Niobenin bütün oğullarını, Artemise de bütün kızlarını öldürttü Çocukların cesetleri 10 gün sonra tanrılar tarafından gömüldü Frigyadaki evine dönen Niobe, acılarını dindirmek isteyen Zeus tarafından Spylos dağının (Spil Dağı-Manisa) yamacında bir kaya parçasına dönüştürüldü

Ağlayan Kaya yanına yakın zamanda yapılan açık hava tiyatrosu nedeniyle kayayı besleyen su yolları zarar görmüştür

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.