Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
genel, konya, tanitimi

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



KARATAY

Yüzölçümü : 1978 km2
Nüfusu : 218985
İlçe Merkezi : 183985
Köyler : 35000
Rakım : 1016 m
İlçemizin kuruluşu her ne kadar Konya'nın büyükşehir olması ile gerçekleşmiş ise de tarihi ve sosyal yapı itibariyle en eski ilçelerimizden biridir İlçenin kuruluşu Prehistorik döneme kadar uzanır Tarihi yapılaşma daha çok Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinin karakteristiğini gösterir
Karatay Medresesi, Şerafettin Camii ve yol güzergahında yer alan hanlar ve kervansaraylarda bu özellik kendini göstermektedir

Özellikle Konya'ya alimler beldesi vasfını kazandıran ve turizmin her mevsimde canlı kalmasını sağlayan büyük matasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi ilçeye bambaşka bir benlik ve kimlik kazandırmaktadır

İlçemiz arazi yapısı genel olarak düz ve ova şeklindedir En yüksek yeri Aksaray yolu üzerinde "Bozdağ" dır İklim karasaldır Bitki örtüsü iklimin karakteristik özelliklerini yansıtır İlkbahar aylarında yağışlarla yeşilliğe bürünür Yaz sıcaklığı ve kuraklığı ile yeşillikler kaybolur, sararır ve Bozkır halini alır Bölgenin Obruk yöresi yayla karateri taşır ve Obruk köyü yakınlarında küçük bir Obruk Gölü vardır

Turizmin her mevsim canlı kalmasını sağlayan ve ülkemizde yerli ve yabancı turistler tarafından devamlı ziyaret edilen Mevlânâ Müzesi, Mevlânâ Celâleddin Rumi'nin arkadaşı ve yetişmesinde büyük emeği geçen Şems-i Tebrizi'nin mezarı, Dokumacalık, El İşlemeleri, Kaşıkçılık, Keçecilik, Obruk yöresinde kilim dokumacılığı gibi el sanatlarını sayabiliriz

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



SELÇUKLU

Yüzölçümü : 2056 km2
Nüfusu : 365805
İlçe Merkezi : 345135
Köyler : 20670
Rakım : 1016 m

Selçuklu'nun tarihi geçmişi, kültür, sanat, eğitim, bilim ve askeri hayatı Konya'dan ayrı düşünülemez

Tarihi Konya ile 20 Yüzyıl Konya'sının sentezi olan Selçuklu; Anadolu Selçukluları'na başkentlik yapmış, bağrında Sultanlar yetiştirmiş, hakimiyetini 6 asır sürdürecek Osmanlı Devleti'ne kılavuzluk ve beşiklik yapmış şerefli bir maziye ve tarihe sahiptir

Bir dizi devlete ve XI yüzyıldan XIV yüzyıla kadar hakim olan "Selçuk" kelimesinin aslı ile ilgili iki görüş ileri sürülmektedir Bu konuda uzman tarihçilerimizden rahmetli Osman Turan'a göre kelimenin aslı "Selçuk" değil "Salçuk" tur Eski Türkler, "Sal" ekli "Saltuk, Salpur, Salur"gibi kelimeleri kullanmaktadırlar Burada " Selçuk" isminin aslının "Selçuk" olduğunu belirtir Selcük "Küçük sel" anlamındadır

"Selçuk" da "Selcük" de Türkçe ses uyumuna uygun kelimelerdir Kelime yapısı bir yana Selçuk, Oğuzlar Devleti (Yabguluğu) içinden kopup, gelerek İslam gazisi olan bir Kınık Beyi'nin adıdır Yüzyedi yaşında ölen Selçuk Bey'in adı, torunları devrinde istiklalini ilan eden devletin ismi olmuştur O devlet, Büyük Selçuklular veya Selçuklu Cihan Devleti'dir Adı üstünde Türkistan'dan Anadolu'ya kadar eski dünya kıtalarını elinde tutan bu devlet, yeni filizler vermeden göçmez Verdiği ilk filizlerden birisi Anadolu Selçuklu Devaleti'dir Alp Arslan Gazi yani Büyük Selçuklularla asıl Anadolu kapıları; Anadolu Selçukluları ile vatanlaştırılıp elde tutulmuştur

Konya bir göl tabanı olan ovanın tabanında kurulmuştur Hemen batısında Takkeli ve Loras Dağları yükselmektedir En önemli akarsuyu, Meram Deresi'nden gelip yazın Konya bağ ve bahçelerini sulayan, kışın doğudaki Aslım bataklığına dökülen Meram Çayı'dır

Konya kurak bir iklime sahip olup yazın çok sıcak geçerdi Bu sebeple geceleri damlarda yatılırdı Kışın kar, ilkbaharda bol yağmur yağar Yağış ortalaması çevre illere göre daha düşüktür Bununla birlikte kurak geçmeyen yıllarda, ziraat için yeterli olmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



AHIRLI

Yüzölçümü : 353 km2
Nüfusu : 15175
İlçe Merkezi : 5705
Köyler : 9470
Rakım : 1150 m İlçenin kuruluş tarihi bilinmemekte ise de, Romalıların yaşadığı, çevrede bulunan tarihi eserlerde anlaşılmaktadır

Ahırlı İlçesi Bozkır'a bağlı bir kasaba iken, 1991 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur Eskiden dericilik, leblebicilik, nalburiyecilik ve kasaplık ilçe ekonomisine yön verirken, zamanla göçler nedeniyle bu tür faaliyetler kaybolmuş ve halk genelde tarım ve küçük çaplı hayvancılığa yönelmiştir Tarım ürünleri olarak; buğday, arpa, nohut, armut, ve elma başlıca ürünlerdir

Ahırlı'nın güneydoğusunda kalan ve krater göl olan Dipsiz Göl turistik yerlerden sayılabilir Özellikle düğünlerde ve asker uğurlamalarında, düğün evine ve asker evine gerektiği şekilde yardım yapılarak, dayanışma sağlanmaktadır Yeni doğumlarda da aynı yardım anlayışı olmakla, çocuğun ilk dişi çıktığında ise DİŞ BULGURU pişirilmektedir Yılın Nisan ve Mayıs aylarında yaylalara çıkılır Ekim ayının başında ise yaylalardan inilir

İlçemiz yemeklerini klasik yemekler dışında, düğün pilavı, keşli ekmek (saç böreği), gölle (keşkek, hammaddesi buğdaydır), su böreği, arabaşı ve köpük helva oluşturmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



AKÖREN

Yüzölçümü : 490 km2
Nüfus : 17533
İlçe merkezi : 10993
Köyler : 6540
Rakım : 1130 m

Anadolu'nun en eski kenti olan Çatalhüyük'e 49 km gibi yakın bir mesafede olan Akören'in geçmişi MÖ 7000-6500 yıllarına kadar dayanmaktadır

Rivayetlere göre buranın gür ormanlarla kaplı ve çok miktarda av hayvanlarının olması nedeniyle "Av vuran" ile "Av veren" veya "Ağaç evreni" anlamına gelen ve "Avren" olarak adlandırıldığı, çevresindeki 7 viraneden gelen halkın bugünkü yerleşim yerinde toplanmasıyla "Akviran" olarak adının değişikliğe uğradığı söylenmektedir Cumhuriyet döneminden sonra 1961 yılında İçişleri Bakanlığınca Akviran ismi değiştirilerek "Akören" olarak resmen tescil edilmiştir

4 Ağustos 1914 yılında Akören bucak olmuş ve aynı tarihte belediye teşkilatı kurulmuştur 1926 ve 1958 yıllarında iki ayrı ilçe olma girişimleri neticesiz kalmış ve nihayet 19 06 1987 gün ve 3392 sayılı kanunla kendisine bağlı 8 köyü ile birlikte ilçe statüsüne kavuşmuştur Daha sonra 20061991 gün ve 91-38043 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Bozkır İlçesinden ayrılarak mülki yönden kendisine bağlanan Avdan, Dutlu ve Belkuyu ile birlikte köy sayısı 11 olmuştur

İçanadolu Bölgesinin güney batı kısmında yer alan Akören'in kuzeyinde Konya ili ve Abaz Dağları, güneyinde Bozkır ve batısında Seydişehir bulunmaktadır Sınırları içerisinde May Barajı (78 km2) ile Akören ve May Göletleri bulunmaktadır İlçede İç Anadolu Bölgesinin tipik iklimi olan kara iklimi hüküm sürer Kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



AKŞEHİR

Yüzölçümü : 853 km2
Nüfusu : 123209
İlçe Merkezi : 63050
Köyler : 60159
Rakım : 995 m İlçenin yerleşim birimi olarak kuruluş tarihi kesin olarak belli değildir Anadolu tarihine yakın bir tarihi vardır Bölgede Hitit (MÖ1800-1200) Frigya, Lidya, Roma ve Bizanslılar yerleşmiş 1447 yılında ise Osmanlı'ların eline geçmiştir Kesin belli olmamakla 1868 yılında ilçe 1854 yılında belediye olarak teşkilatlanmıştır

Akşehir'in Milli Kurtuluş Savasında önemli yeri vardır 18 Kasım 1921 de Garp Cephesi Karargahı Akşehir'e nakledilmiş 95 aylık hazırlık çalışması ilçemizde yapılmıştır Hazırlık çalışmalarının yapıldığı ve Atatürk'ün bizzat çalıştığı bina halen Atatürk Müzesi olarak kullanılmaktadır

26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos günü Zaferle sonuçlanmıştır Bugünkü müzemiz 1905-1906 yıllarında yapılan belediye binası 22 Kasım 1921- 24 Ağustos 1922 tarihleri arasında Batı Cephesi karargahı olarak kullanılmış, 1975 yılında yapılan onarımlı alt katı da sergilenmeye açılmıştır Böylece etnoğratik eserler (Atatürkün kullandığı eşyalar), 1, katta; sergilenirken, üst kat ise Batı Cephesi karargahı (Atatürk, İsmet Paşa, Asım Gündüz ve yaverlerinin çalışma odaları olarak düzenlenmiştir)

Akşehir, Nasreddin Hoca ile adını Dünyaya duyurmuştur1208-1284 yıllarında Akşehirde yaşan ünlü düşünür ve mizah ustası Nasreddin Hoca anısını yaşatmak için uluslararası ve ulusal düzeyde kutlamalar ve festivaller düzenlenmektedir

İlçe, batısında bulunan Sultan Dağları eteklerinde düz bir ova üzerinde kurulmuştur Kuzeyinde Tuzlukçu, doğusunda Ilgın İlçeleri, güneyinde Isparta ile çevrilidir İlçenin kuzeyinde Akşehir Gölü vardır Genel olarak karasal iklim hüküm sürmekle beraber, Batı Anadolu ikliminin izleri de vardır
Kurtuluş Savaşı hazırlık çalışmalarının yapıldığı ve Atatürk'ün bizzat çalıştığı bina halen Akşehir'de Müze halindedir İlçemizde Nasreddin Hoca Türbesi, Taş Medrese, Selçuklu dönemi eserleri mevcuttur

Verimli ovalarında yetişen ürünler ve dağ eteklerinde biten vişne ile ana uğraşısı tarım olan şehir güzelliğini, her tür sanayi emaresinden uzak kalmış olmaya borçlu Akşehiri sevimli kılan tek etken coğrafi yapısı ve temiz havası değil; tablonun güzelleşmesinde bu doğal manzumeye yıpranmış güzellikleriyle eşlik eden cami, mescid, kilise ve hamamların ve özellikle eski Akşehir evlerinin paha biçilmez bir katkısı var
Çoğu 90 yaşında olan Akşehir evleri arasında 150lik eski tüfeklere rastlamak bile mümkün Dar bir sokağın iki yanı boyunca, sohbet eden kafadarlar gibi dizilmiş evler insanda fısıltıları duyma arzusu uyandırıyor Yoldan geçen bir at arabasıyla ya da annesinin çağrısına karşılık veren bir çocuğun sesiyle aydığımız şimdiki zaman, eski bir zamanı yaşama arzusunda olan muhayyileyi mağlup etmese, yarı baygın saatlerce gezilebilir bu evler âlemi Neyse ki günlük yaşamın alışılmış seslerine cumbalı, iki katlı, toprak damlı Türk evlerinin arasına dışa dönük usluplarıyla serpilmiş Rum evlerinin uyandırdığı tecessüs var
Klasik Türk mimarisindeki en önemli faktör dış duvarların iki-üç metre yükseklikte olması ve bir iç avlunun bulunması İç avluda genelde mutfak, kiler ve eğer ev sahibinin bir atı varsa onu bağlayıp besleyebileceği bir bölüm bulunuyor Merdivenle orta sofa, yan sofa gibi bölümlere geçilebiliyor Konuklar için ayrılmış misafir odası, gelin odası, kaynana odası, yemek odası ve ayrıca toprak damlara çıkılmasını sağlayan bir geçiş bulunuyor Damlar Türk evlerinde olabildiğince düz Dam birtakım sebze ve meyvenin kurutulması, bazı kışlıkların hazırlanması için birebir Alt katlardaki içe dönük yapı üst katlara çıkıldığında değişiyor, cumba faktörü yapıya elinizi uzatsanız karşı komşunuzla temasa geçebileceğiniz bir yakınlık kazandırıyor

Orta Hamamdan Gavur Hamamına kadar olan Çınar Caddesinde Rum evleri göze çarpıyor Rum evlerinde ise genelikle demir ve taş yapı malzemesi kullanılıyor, özellikle pencereler taş şöveli Kaldırımdan eve açılan ensiz kapılar Rum evlerinde yok Rum yapılarında bir buçuk iki metrelik bir merdiven aracılığıyla giriliyor eve Türk evlerinde kiler vs olarak kullanılan bölümler Rum evlerinde dükkan olarak iş görmüş Bu bölümler kadınların el işlerini, oyalarını satabileceği şekilde tasarlanmış hatta kepenklerle zenginleştirilmiş, ticari faaliyet alanına dönüştürülmüş Türk evlerinde ise böyle bir şey yok, Türklerde ticari faaliyet bir merkezde toplandığı ve evlere sirayet etmediği için olsa gerek

Akşehir evlerinin en önemli özelliği işlevsel olmaları “En mühimi kullanışlı olması” demiş tok, işbilir bir ses Akşehir evlerinin özel bir mimari üslup olarak öne çıkmasında Ermeni ustaların katkısı büyük Yaşlılar demir ve ahşap üzerine çalışan ustaların genellikle gayrimüslim olduğunu söylüyor Türk ustaların bir kısmı da onlar tarafından yetiştirilmiş Nitekim iki anlayış, iki üslup arasında yaklaşımlar/etkileşimler olmuş Mesela banyo için odanın yüklük duvarında bulunan gusülhane Müslüman olmayan Rumların evlerinde de bulunuyor Bu sadece Akşehirde karşılaşılan bir durum Öte yandan taş ve demir aslında Rum evlerine özgü bir malzeme iken bu malzemelerin kimi Türk evlerinde de kullanıldığı göze çarpıyor Akşehirde Türklerle yıllarca iç içe ve dost olarak yaşamış Rumlar 70- 80 yıl önceki süreçte Güneydoğudaki Ermeni olayları meydana geldiğinde bir korkuya kapılarak Akşehiri terketmişler Kaldıkları süre içinde pek çok evin yanısıra kilise, papazevi, hamam inşa etmiş olan Rumların gitmesi Akşehir yerlisini de üzmüş; Akşehir yaşlıları ağlaşarak ayrıldıklarını dün gibi hatırlıyorlar Zemin açısından sağlam olmayan Akşehirin eski ustaları bugünün mimarlarından daha ferasetli bir kararla evleri inşa ederken çeşitli önlemler almışlar Bağdadi yapı denilen ahşap kirişleri ve ahşap kolanları birbirine bağlayan çapraz taşıyıcı sistemler kullanmışlar

Akşehir yerlisi eski evleri terketmiş ve çok katlı binalara taşınmış durumda Evlerde bugün ikamet edenler ise çevre köylerden Akşehire göç edenlerÇok katlı binalar yapılırken surların büyük bir kısmı yıkılıp hafriyat olarak atılmış Eski Akşehiri sınırlandıran sur hakkında bugün çok fazla şey bilinmiyor Bilinmeyenlere bugün artık Akşehirde olmayan tarihi değerleri kaybetmiş olmanın acısı ekleniyor Akşehirin ulu kişilerinden Seyyid Mahmud Hayraninin türbesi yerinde; ama sandukası kayıp Akşehire bağlı eski adı Maruf olan köyde bulunan İbrahim Sultan Veli türbesindeki sandukanın yerinde de yeller esiyor; onun nerede olduğu belli, sanduka şu an Bernde bulunuyor

Yıldırım Bayezidin öldüğü yer
Akşehir halen yaşanan ve yaşayan evleriyle tarihi bir şenlik gibi sunuyor; ama bunun geçici ve aldatıcı bir hal olduğunu hatırlamanız uzun sürmüyor Ferruh Şah Mescidi kulağınızı çekiveriyor hemen “Tarihi çevir nal sesi kısrak sesi” Değil, ölüm de var kısrak seslerinin arasında, hem de cevvalliği, atılımcı ruhu ve gözüpekliği ile kendisini bize daha ortaokul sıralarındayken sevdirmiş bir padişahın ölümü bu Kendi dininden bir hükümdara, Timura esir düştükten sonra, bunu gururuna yediremeyip yüzüğündeki zehiri içerek intihar eden Yıldırım Bayezidin trajik ölümü Burada olmuş olay, o zamanlar zindan olarak kullanılan ve Yıldırım Bayezidin esaretine tanık olan Ferruh Şah Mescidinde Bugün çatısında otlar bitmiş, yalnız bırakılmış bir yapı Ferruh Şah Mescidi, gövdesi acısına ayna gibi, susmaktan taşa dönmüş, misafirini göz göre göre ölüme teslim etmiş bir ev sahibinin kederli hali geziniyor otlarının arasında

Evliya Çelebi'nin el yazısı
Akşehir, Nasreddin Hocayla özdeşleşmiş bir kent Ama şehrin en görkemli camilerinden İmaret Camiinde bulunan iki iz Türk tarihinde en az Nasreddin Hoca kadar önemli olan bir ismin, Evliya Çelebinin buraya uğradığını belgelemekle kalmıyor, Evliya Çelebinin bugün halen okunaklı olan el yazısını görme imkanı da veriyor İmaret Camiinin girişinde soldan birinci sütunun tunç bileziğinde bulunan bu el yazısının sebeb-i hikmeti ise 1638de Bağdad Seferine çıkan IV Muradın Akşehire de uğradığını ve burada 20 gün kaldığını belgelemek Şöyle tercüme ediliyor yazı: “Fakir, Mehmed Sultan Murad Han -Tanrı kendisini teyid etsin- askerleriyle beraber buraya geldi Bunu 1048 yılı Muharreminin 26 günü yazdı” İkinci yazı daha detay bir bilgiyi içeriyor; “Yirmi gün oturak olmuştur” İbrahim Hakkı Konyalıya göre İmaret Camiinin bileziğindeki iki kitabe Akşehirin sivil kervanlar ve ordular için uğrak ve konak yeri olduğunu gösteriyor Akşehir kendisini gezip görmek isteyenlere gerek coğrafi güzelliği gerekse Nasreddin Hocanın türbesinden başlayan, karakteristik evleriyle devam eden, Taş Medrese'si, Ferruh Şah Mescid'i, 100 yıllık Yukarı Hamamı, 15yydan kalma Seyyid Mahmut Hayrani Türbesi, Taceddin Tekkesi ve Türbesi, kilisesi ile tatmin edici bir manzume olarak duruyor, bekliyor; orada, Anadolunun batısında

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



ALTINEKİN

Yüzölçümü : 1106 km2
Nüfusu : 27018
İlçe merkezi : 11749
Köyler : 15269
Rakım : 970 m

Altınekin İlçesinin tarihi oldukça eski devirlere dayanmaktadır İlçe Selçuklular zamanında önemli bir ticaret merkezi idi Fakat arazinin kıraç oluşu gelişmiş olan ticaretini göçlerin başlaması nedeniyle yavaş yavaş söndürdü Cumhuriyet Döneminde genelde tüm kamu kuruluşlarıyla birlikte gelişmiş bir yerleşin merkezi iken, bu kurumlar daha sonra başka bir yere taşınmasıyla birlikte küçük bir nahiye halini almıştır Altınekin Kasaba iken, 4 Temmuz 1988 gün ve 19507 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3292 Sayılı Kanunla ilçe olmuştur

İlçeye bağlı 3 mahalle, 2 kasaba, 15 köy vardır İlçenin köy ve kasabasına bağlı çok sayıda yayla ve mezrası vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



BEYŞEHİR

Yüzölçümü : 1721 km2
Nüfusu : 138431
İlçe merkezi : 52026
Köyler : 86405
Rakım : 1125 m
Beyşehir tarihi MÖ6000-7000 yılları (Neolitik) cilali taş devrine kadar uzanır MÖ2000 yılları arasında Hititler; Eflatun Pınar ve Fasıllar da ölmez eserler bırakmışlardır Bu yıllarda çevre, Mısır ve Asur Devletlerinin zaman zaman istilasına uğramıştır MÖ1200 yıllarında Frigler'e geçmiş,daha sonra Psinya adında bağımsız bir devlet kurulmuştur VII yy da Lidyalılar'a Persler'e, 333'de Büyük İskender'e, MÖ120 de Romalılar'ın eline geçerek daha sonra Doğu Roma'nın (Bizans) hakimiyetinde kalmıştır

1071 Malazgirt Seferinden sonra Selçuklu Türklerinin idaresinde kalan Beyşehir, Anadolu Selçukluları devrinde çok önem kazanmış, Alaaddin Keykubat "Eyrinaz Gezisi" Mevkiindeki (Şimdiki Gölyaka Kasabası) Kubad-abad Şehrini kurarak burayı ikinci başkent yapmıştır Anadolu'yu 1243'de Moğollar'ın istilasından sonra Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey, Süleymaniye (Beyşehir) şehrini kurmuş ve buradan bağımsızlığını ilan ederek Eşrefoğlu Beyliği'ni meydana getirmiştir Beyliğin 65 kasabası, 70000 süvarisi ve pek çok köyü vardı İlhanlı Kumandanlarından Çobanoğlu Demirbaş 1326 yılında Eşrefoğlu Beyliği'ne son vermiştir

Bundan sonra Beyşehir, Hamitoğulları'na geçmiş, Hamitoğullarından sonra Osmanlılar ve Karamanoğulları arasında 1374 yılından 1467 yılına kadar 20 defa el değiştirmiştir
1467 yılında Fatih Sultan Mehmet, Beyşehir'i kesin olarak Osmanlı Devleti sınırları içine katarak Karaman Eyaletinin bir Sancağı yapmıştır Nihayet 1872 yılında Şehireminliği bugünkü belediye durumuna dönüştürülmüştür

Beyşehir İlçesi; Konya İlinin Akdeniz kesiminde Göller Bölgesinde ve Orta Toroslar arkasındaki kısımda yer almıştır İlçeye doğudan Konya Merkezi, Seydişehir İlçesi, batısındaki Şarkikaraağaç, Eğirdir, Sütçüler ilçeleri, Kuzeyde Ilgın ve Doğanhisar İlçeleri ile Hüyük İlçesi, güneyde Seydişehir İlçesi kuşatmıştır En güney kısmında 65 km uzaklıkta olan Akdenizden duvar gibi yükselen Toros Dağları ile ayrılmaktadır

Beyşehir, güney ve batısında Toros sıra dağları, doğusunda Erenler, kuzeyinden Sultan Dağları ile çevrili bir kapalı havza durumundadır Bu havzaya ortasındaki 651 km2' lik alandaki Beyşehir Gölü ayrı bir özellik vermektedir Güney ve batısındaki Toros dağları muhtelif isimler altında bir yelpaze gibi açılırlar Kartos, Dedegöl, Dumanlı ve Naldöken tepeleri belli başlı silsilelerdir En yüksek yeri Anamas dağları üzerinde bulunan 2890 m yüksekliğindeki Dippoyraz Tepesi'dir

Gölün tesiri ile bölge iklim yönünden etkilenmekte, gölden uzaklaştıkca Orta Anadolu iklim şartları kendisini hissettirmektedir Göl civarı, çam, sedir, ardıç, köknar ve meşe ağaçları ile orman halindedir
İlçenin iklimi Akdeniz ve İçanadolu İklimi arasında iklim olup, yazları kısa ve serin, kurak, kışları ise soğuk geçmektedir
Beyşehir Kalesi : Beyşehir Kalesi, gölün güney doğu köşesinde eski Beyşehir Çayının şimdiki kanal köprüsünün yakınındadır Kalenin bir kapısı ile bilhassa göl etrafındaki bazı duvar kalıntıları kalmıştır

Eşrefoğlu Camii Camii kale ile sarıldığı için içeri şehir denilen yerde ve aynı adı taşıyan mahallededir Cami kuzeyden güneye doğru uzanmış dikdörtgen bir plan üzerine yapılmıştır Kuzey kapısından başka doğuya ve batıya birer kapısı açılır Yapıda bir çeşit kumlu taş kullanılmıştır Selçuklu Hakanı Sultan Sancar'ın emri ile 1134 yılında yaptırılmış, Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1297 yılında bugünkü şekliyle yeniden inşa ettirilmiştir

Eşrefoğlu Türbesi: Camiinin doğusundadır Eşrefoğlu 1Süleyman Bey de buraya gömülmüştür
İçeri Şehir Hamamı : Hamam içeri şehirdedir Hamam Selçuklu Hamam mimarisinin günümüze ulaşabilen güzel bir örneğidir

Bedesten : Hamamın karşısındadır 1451 yılında Osmanlılar tarafından kapalı çarşı olarak yaptırılmıştır

Eflatunpınar (Hitit Çeşmesi) : MÖ 1300-1200 yılları arasında yapılmış kutsal bir Hitit anıtıdır Lahit taşına işlenen tanrı kabartmaları ile süslüdür 7 metre eninde 4 metre yüksekliğinde bu abide 14 muazzam taştan ibarettir

Fasıllar Köyü : Beyşehir'in 18 km doğusundadır Bizans devrine ait bir çok eserleri kapsayan Misthia Kenti Harebeleri buradadır Bunlardan ayrı Hitit-Roma ve Bizans devirlerine ait eserler vardır Burada Hitit Anıtı, Likypanus Anıtı, Bereket Anıtı ve Dieskuhlar adlı anıtlar da bulunmaktadır

Kubadabat Sarayı : Kubadabat Sarayı Beyşehir'in batısında ve Beyşehir Gölünün güneyinde Gölyaka Köyünün 15 km kuzeyinde sahildedir Yazın Beyşehir Gölünün güneyinde her çeşit vasıtı ile gidilebilir Beyşehir'e uzaklığı 60 kmdir 1 Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir
Kız Kulesi : Kubadabat karşısında göl içerisinde bir kaya üzerine Alaaddin Keykubat tarafından harem dairesi olarak inşa ettirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



BOZKIR

Yüzölçümü : 1489 km2
Nüfusu : 59334
İlçe merkezi : 12352
Köyler : 46982
Rakım : 1125 m
Bozkır eski çağda İsaura Bölgesi içindeydi Bölgenin adını taşıyan şehir şimdiki Bozkır İlçesidir Daha sonra İlçenin kuzey doğusuna yapılan büyük kaleye İsaura Nova (Yeni İsaura) denilince, ilçeye Lentopolis ve sonra Tris-Maden adları verilmiştir Son zamanlara kadar halk, kasabaya Siristat diyordu Kelimenin gerçek söylenişi bilinmemekle beraber, ilçe çevresindeki kurşun madenlerini işletmekte olan ustalara baş usta anlamına gelen "Ser-Üstat" denildiği için, bu kelimeden geldiği sanılmaktadır

Selçuklular zamanında bölgenin hakimi bulunan ve Bozkır İlçesini fetheden Bozkır Bey'den İlçenin Bozkır ismini aldığı bilinmektedir Bozkır Bey'in hayatı hakkında elimizde hiçbir bilgi yoktur Yalnız halk arasında "Yazı Kolu" denilen ilçe ve etrafındaki köylerle Suğla Gölü arasındaki az engebeli bölgede bulunan ve kendisine ait Türk Boylarıyla burada oturduğu ve adını verdiği anlaşılmaktadır Osmanlı vergi defterinde, Bozkır adıyla anılan bölgenin yukarıda belirtilen yerin batı tarafı, kuzey ve güney havalelerinin bir kısmı kast olunmuştur

İlçenin Çumra, Karaman ve Hadim'e komşu olan bölgesinde ise 15 ve 18 yyda Belviran adlı bir ilçe bulunmaktaydı Halk şimdi bu bölgeye "Dağ kolu" adına vermiştir

İlçemiz kuzeyden Çumra ve Akören, güneyden Hadim ve Antalya, doğudan Güneysınır, batıdan Antalya ve Ahırlı il ve ilçeleriyle çevrilmiştir

İlçenin batı kesiminde Suğla Gölü mevcuttur Ahırlı ve Yalıhüyük sınırları içerisinde kalan göl arazisi 61100 dönümdür Göl arazisi DSİ Beyşehir Gölünün tahliye deposu olarak kullanılmaktadır Göl, güneyindeki Toroslar'dan inen kuvvetli yağışlarla beslenmektedir

Yağışların az olduğu yıllarda göl suyu çekilmekte ve göl sahasında ekim yapılmaktadır Torosların yüksek dağı Yıldız Dağı eteklerindeki 200-300 dekarlık krater gölüne halk arasında "Dipsiz Göl" denilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



ÇELTİK

Yüzölçümü : 637 km2
Nüfusu : 15272
ilçe merkezi : 4751
Köyler : 10521
Rakım : 850 m

İlçenin kuruluşu 11 ve 12 Yüz yıla kadar uzanmaktadır İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Konya Tarihi" adlı eserine göre Çeltik'in geçmişi Karaman Eyaletine bağlı Akça şehrine dayanmaktadır
Çeltik yakınlarındaki İbanın Kuyusu denilen yerde kurulan Akça şehri 1902'de ilçe kimliği kazanmış, ancak bataklığı ve sivrisinek çokluğu sebebiyle ilçe sıfatıyla önce Hatırliya verilmiş, Daha sonra da Cihanbeyli'ye aktarılmıştır

1958 yılına kadar köy olarak kalan Çeltik, bu yıl da bucak, 10 yıl sonra da kasaba statüsü kazanmış, 9 Mayıs 1990 tarih ve 3644 sayılı "130 ilçe Kurulması Hakkında Kanun" ile İlçe olmuştur

Konya'nın kuzey batısında yer alan Çeltik, Doğuda Polatlı, batıda Emirdağ, Güneyde Yunak, Kuzeyde ise Sivrihisar ile çevrilidir

İç Batı Anadolu üzerinde kurulmuş Çeltik'te kara iklimi hüküm sürmekte, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı geçmektedir

Çeltik 2 kasaba ile 7 köye sahip bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi








Herbiri bir harika olan yüzlerce Selçuk kervansarayindan biri de konya Sultan Hani'dir KonyaAksaray arasinda olan bu hani, 1229 yilinda, Selçuklu Sultani Alaaddin aaakubat I yaptirmistir Bir yangin geçiren bu han, Giyasettin aaahüsrev zamaninda (1278'de) onarildi ve genisletildi

Bu han, birbirine bitisik uzunlamasina iki bloktan olusuyor Öndeki blokun dogu tarafindaki duvarinda, ince süslerle bezeli mermer bir kapidan büyük dehlize, oradan da hanin avlusuna geçilir Avlunun sag tarafinda revakli bölmeler, ortasinda bir mescit, solunda da youcularin kaldigi odalar vardir Daha dar olan arka taraftaki ikinci blok hayvanlara ve esyaya ayrilmistir Yolcu odalarindan ve hayvanlara ait ahirlardan baska handa, firin, hamam ve erzek depolari da vardir

Hanin oturtuldugu alan, toplam olarak 4866 metrekareyi bulur Büyük blok 'yazlik', küçük blok 'kislik' olarak ga adlandirilir Hanin distan boyu 116,90 metredir Yazlik kismimin eni 4935 mç, boyu 6775 m Dir Kislik kisminin boyutlari ise 32ç90 m x 5515 m Dir
Hanin dogu cephesindeki muhtesem mermer kapisinin genisligi 1070 metredir Bu kapida bulunan kitabeye göre hanin mimari Muhammed bin Havlan- el- Dimaski!dir

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



Beyşehir Gölü Milli Parkı - Konya
Ülkemizin üçüncü büyük gölü olan Beyşehir Gölünün jeomorfolojik yapısı karstik arazi şekillerinden, çok sayıda düden ve dolinlerin birleşmesi sonucu oluşan polye karakterindedir

Yörenin genel jeolojik yapısını teşkil eden kalkerlerin , suların kimyasal reaksiyonu sonucu ezilmesi, bu karstik yer şekillerinin kalıntıları olan ve yükseklikleri 20-50 m arasında değişen çok sayıda ada bulunmaktadır

Göl suyu alkalin özelliktedir Sazan ,alabalık , çiçek balığı, gövce, sarıbalık ve tatlı su levreği gibi türler, su kaplumbağası ve yılanlar gölün faunasını oluşturmaktadır Göl içerisindeki irili ufaklı adalar, su kuşlarının yuvalanmaları ve kuluçkalanmaları açısından önem teşkil ederler Adalar dalgıç türleri , kuğular, karabataklar, bazı balıkçıl türleri ve ördekler için kışlama ve kuluçka alanlarıdır

Milli parkın orman formasyonu ardıç , karaçam, göknar, sedir ve meşe türleri oluşturmakta ağaçlar yeryer göl kenarına kadar uzanarak Beyşehir Gölünün koylarını ve körfezlerini görsel açıdan eşsiz manzara güzelliklerini kavuştururlar

Hitit, Frig,Lidya, Pers,Roma ve Bizans egemenliği altında kalan yine 1076'da Konya'da Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurulmasıyla Türk egemenliğine girmiştir Yenişarbademli yakınlarında, göl kenarında ve 3 km kadar açıktaki Kızkalesi adacığı üzerindeki kalıntılar,Kubadabad Sarayı Harabeleri Selçuk Döneminin eserleridir

Görülebilecek Yerler: Üstün değerdeki peyzaj güzellikleri, göçmen kuşlar için iyi bir barınak olması , potansiyel göl sularına dayalı su sporlarına elverişli göl kıyılarının bulunması ile Selçuklu Dönemine ait kültürel kaynaklar, Milli Parkın özelliğini oluşturmakta ve görülmeye değer niteliktedir

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Parkın yoğun ziyaretli dönemi Mayıs-ekim aylarıdır Ziyaretçiler için günübirlik ve kamp yapma imkanlarını sunmaktadır

Çadırla ve karavanla Milli Park yetkililerinin kontrolünde ve göstereceği yerlerde kamp yapılabilir Ayrıca Beyşehir ilçesi de konaklama için uygundur

Yeri: Konya ili Beyşehir ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır

Ulaşım: Milli Park alanına Konya-Beyşehir bağlantısını sağlayan 238 nolu Devlet Karayolu ile ulaşılmaktadır Saha, Konya'ya 94 km,Isparta'ya 105 km mesafededir

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



Ilgın-Ilgın Termal Turizm Merkezi / Konya
Konyaya 88 km uzaklıktaki Ilgın İlçesinde, Ilgın-Akşehir yolunun 2 kilometresinde bulunmaktadır

Suyun Isısı: 42 derece Romatizmal sendromlar, karaciğer, safra yolları, metabolizma hastalıklarının tedavisinde yararlanılıyor

Yararlanma Şekilleri: İçme, banyo, inhalasyon kürleri

Konaklama Tesisleri:
Konya Ilgın Kaplıca Tesisleri (570 Yataklı )
Ilgın-Konya

Bilgi İçin Başvurulacak Adres:
Konya İl Turizm Müdürlüğü
Mevlana Cd No: 65
Tel: 332 - 351 10 74 (San) -350 64 89 (Müd)
Fax: 332 - 350 64 61

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



Çatalhoyük / Konya
Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km doğusunda yer almaktadır Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır



Çatalhöyük 1958 yılında J Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır En erken yerleşim katı (1) ise MÖ 5500 yıllarına tarihlenmektedir Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir

Çatalhöyük'teki yerleşimin, yani şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7 ve 11 katlardadır Dörtgen duvarlı evlerin duvarları birbirine bitişiktir Ortak duvar yoktur, her evin kendi müstakil duvarı vardır Evler ayrı ayrı planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev yapılmıştır Evlerin bitişik duvarları nedeniyle şehirde sokaklar mevcut değildir Ulaşım düz damlar üzerinden olmaktadır Şehri sınırlayan ve koruyan sur duvarları niteliğinde herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır Evlerin temel derinlikleri azdır Duvarlar arasında ağaç dikmeler vardır Bu dikmeler üzerine gelen kirişler düz tavanı taşımaktadır Tavan üst örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır Evler tek katlı olup, eve giriş damda açılan bir delikten merdivenle olmaktadır Her ev bir oda ve bir depodan oluşur Odaların içinde dörtgen ocaklar, duvarların ön kısımlarında taban döşemesinden yüksekliği 10-30 cm arasında değişen sekiler ve duvar içinde dörtgen nişler bulunmaktadırDuvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır Kutsal odalar diğer odalara nazaran daha büyüktür Bu evlerin içindeki duvar resimleri yanında ise orijinal boğa başı, koç başı ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilmiş trofeleri duvarlara aplike edilmiştir Bunların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görünmektedir Çatalhöyük'te duvar resimleri en erken 10 en geç 11 tabakada bulunmuştur En güzel ve gelişmişleri ise 7 ve 5 tabakalara aittir Bu resimler paleolitik insanın mağara duvarlarına yaptığı resimlerin bir gelenek olarak devamıdır İnanç olarak avın bereketi için yapılan resimlerdir Geç döneme doğru duvar resimlerinde ev sahnelerinin azaldığı ve kuş motifleri ile geometrik desenlerin ortaya çıktığı görülür

Duvarlara resmedilmiş olan akbabalar tarafından parçalanan başsız insan figürlerinin ölü gömme adetleri ile ilgili olduğu sanılmaktadır Akbabalar tarafından et kısmı yenerek temizlenen kemikler toparlanarak hasırlardan yapılmış bir örtüye sarılır ve ev içindeki şekillerin altına gömülürdü Şekiller altında yapılan araştırmalarda çok sayıda iskelet ortaya çıkarılmıştır Ölü hediyesi olarak kemikten yapılmış aletler, renkli taşlar, kesici aletlerden taştan baltalar, deniz kabuğundan yapılmış boncuklar konmuştur Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm arasında değişen büyüklüktedir Şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir Bu özellikleri bolluk ve bereketi temsil etmeleri nedeniyledir Çatalhöyük'te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir Pişmiş topraktan iri taneli hamura sahip, çarksız siyah ve kiremit renkli kaplar ve çanaklar bulunmuştur Ayrıca ana tanrıça ve mukaddes hayvan figürü de pişmiş topraktan yapılmıştır Kemikten yapılmış kesici ve delici aletler ile obsidyenden yapılmış mızrak ve ok uçları Çatalhöyük'te kullanılan en önemli malzemelerdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



Sarayönü / Konya
Kuruluş hakkındaki tarihi bilgilere göre Sarayönü'nün güney batısında bulunan Saiteli ile güneyindeki Ladik Dağlarının eteğinde kurulmuş olan Bozok (Öziçi) ili adı ile bilinen iki kasaba halkının; oturdukları yerler Haçlı ordusunun geçiş yolu üzerinde olmasından bu ordunun yağmasından kurtulmak istediler



Bu sebeble inlerin bulunduğu, bugünkü Yukarı Mahalle denilen yere göç ettiler İşte bu yüzden kasabalarından göç edip inlere yerleşenler Sarayönü'nün kuruluşunda öncü olmuşlardır

Tolabası adı ile anılan bu inlerin o zamanlar hem sığınak hem de mesken olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir İlçenin ismi bu inlere bağlanır Büyüklüğü, konforu ve kullanışlı olması bakımından saraya benzetilen bu inlerden dolayı buraya SARAYİNİ denmiştir Bu isim zamanla "Sarayönü" biçiminde kullanılır olmuştur

Kuzeyinde Cihanbeyli, batı'dan Kadınhanı, doğudan Konya İli, güneyden Ladik Dağları ile sınırlıdır Bölgemizde yüzey şekilleri bakımından bir sadelik göze çarpar İlçemiz toprakları Cihanbeyli platosunun güney uzantısındaki düzlükler üzerinde bulunmaktadır İlçemiz güneyden Batı Torosların bir uzantısı olan Sultan Dağları ve Ladik Dağları ile çevrilmiştir

Ladik tipi halıcılık başta Ladik Kasabası olmak üzere Sarayönü merkez ve diğer köylerde el tezgahları vasıtasıyla halkın önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konya Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya Genel Tanitimi



Emirgazi / Konya
Hititlerden kalma Eski Kışla diye adlandırılan yerleşim merkezi üzerinde bulunan Kale ve Yeraltı şehrinden Romalılar ve Bizanslılar faydalanmışlardır



Rivayetlere göre bu yerleşim merkezindeki ve Bağlıca Köyündeki halk 5 asır kadar önce dağlara bir kısmı Arısama Dağındaki Kale'ye, bir kısmı da şimdiki Emirgazi'nin kurulu olduğu yere yerleşmişlerdir

İlçenin yaklaşık 2 km kuzeyinde yer alan ve "Kötü Dağ" ismiyle anılan dağ, üzerinde bir kale mevcut olup, kale ve çevresindeki yerleşim yerlerinde eski zamanlarda yapılan kaçak kazılar sonucu; Hitit, Firigya, Roma ve Bizans Uygarlıklarının daha önce bu yerde yaşadıkları anlaşılmaktadır
İlçe adını, 2 km güney doğusundaki "Emrullah Gazi" Türbesinden almıştır İlçemiz Emirgazi, il merkezine l40 km mesafede bulunmaktadır Doğusunda Niğde ili, Güneyinde Ereğli İlçesi, Batısında Karapınar İlçesi ve Kuzeyinde Aksaray İli vardır
Emirgazi ilçesi İçanadolu'nun en az yağış alan bölgesidir Ayrıca akarsu veya gölet gibi herhangi bir yerüstü su kaynağına sahip değildir Arazi, bazı bölümlerde engebeli ise de genelde ovalıktır ve bozkırlarla kaplıdır İlçenin tek ormanlık alanı güney bölümdeki Karacadağ'da bulunan meşeliklerdir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.