Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tarihi, ülkeler

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



DANİMARKA

Bilinen en eski tarihi MS 800 yıllarında Vikingler zamanıdır Fakat günümüzde Avrupa müzelerinde bulunan en eski tarihi eşyalar burada yapılan kazılarda elde edilmiştir 9-11 asırlarda burada bulunan Vikingler ilk Danimarka Krallığını kurmuşlardır Danimarka tarihinde İngiltere'yle yapılan sürekli savaşlar önemli yer tutar Danimarka Krallığı İngiltere'ye yaptığı devamlı akınlar neticesinde 1013 senesinde İngiltere'yi ele geçirdi

İngiltere ile birlikte Norveç'i de Danimarka'yla birleştirerek büyük bir krallık kurdu 1042 senesinde çıkan karışıklıklarda İngiltere bağımsızlığını kazandı 1397'de iç karışıklıklarda Norveç'le birlikte İsveç de Danimarka'ya bağlandı Yapılan savaşlar sonunda 1645'te Danimarka bugünkü durumunu aldı

1848'de yapılan değişiklikle meşruti bir idare kabul edildi Birinci Dünya Savaşında tarafsız kalan ülke, İkinci Dünya Savaşında de tarafsızlığını ilan etmesine rağmen, 9 Nisan 1940'da Alman orduları tarafından daha önce aralarında yapmış oldukları saldırmazlık paktı hiçe sayılarak işgale uğradı Bu işgale karşı hiçbir mukavemette bulunmayan Danimarka ordusunu kaldırıp, donanmasını kendisi batırdı Herhangi bir savaşın olmadığı bu işgal 1945 senesinde Almanların yenilmesiyle sona erdi Birleşmiş milletlerin kurucu üyeleri arasında bulunan Danimarka, 1949'da NATO'ya katıldı

Avrupa Konseyinin de kurucu üyelerinden olup, Grönland'ın savunması içinAmerika BirleşikDevletleri ile bir anlaşma yapmış, ayrıca 1951'de İskandinav ülkeleri arasında bir konsey kurarak işbirliğini arttırmıştır 1960'da AET'ye dahil oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



ENDONEZYA

Endonezya�nın tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler, 4-5 bin yıl kadar önce, Malaysia�dan halkın gelip yerleştikleri hakkındadır Eski çağlardan beri ülkenin üzerinde bulunduğu adaların deniz ticaretinde ehemmiyeti çok büyük olmuştur Bu sebepten, halk genellikle denizci veya tüccardı Tarih çağlarında ülke, Çin, Hindistan, İran ve Bizans İmparatorluğunun deniz ticaret yolu idi Halen bu özelliğini muhafaza etmektedir

Eski çağlarda ticaret gemileri buraya uğrar, baharat, reçine ve değerli kereste alırlardı Ticaretteki bu ehemmiyeti sebepiyle, dünyanın çeşitli yerlerinden Endonezya�ya gelip yerleşen insanlar ülkede yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine sebep olmuşlardı Miladın ilk yıllarına kadar halk aşiretler halinde yaşıyorlardı Bu zamanda artan Hint tesiri neticesinde halk arasında Allahü tealanın emrettiği hakiki yol olmayan, putperestlik, Budizm ve Hindu dinleri yayıldı

Bu devirlerde ülkede aşiret idareleri krallık haline geldi Öyle ki her ada ayrı bir krallıktı Yedinci ve on üçüncü asırlara kadar bölgenin en güçlü krallıkları, Sumatra ve Java krallıkları idi Güçlü olmalarının bir neticesi olarak da bölge ticaretine hakimdiler On ikinci ve on beşinci asırlarda Hindistan ve Malaysia�dan ticaret için buraya gelen Müslüman tacirler hak din olan İslamiyetin yayılmasına vesile olmuşlardı Halk İslamiyeti hiçbir zorlama olmaksızın kabul edip benimsemişti Bundan dolayı daİslamiyet, Endonezya�da süratle yayıldı

Avrupa�nın sömürgecilik zihniyeti, Endonezya�yı 1511 senesinde yakaladı Bu sene Portekiz Malakka�yı işgal etti Bundan sonra İspanya, Hollanda ve İngilizler ülkeyi istila ettiler Bu devletler Endonezya�yı sömürmenin yanısıra Hindistan�ı da sömürgelerine katmak için üs olarak kullanmakta idiler On altıncı asrın sonlarında Hollandalılar, Doğu Hindistan, Java ve Moluk�da kurdukları şirketlerle bölge ticaretini ele geçirdiler Bunun yanısıra Cakarta�ya üs kurmalarıyla Hollanda�nın bölgedeki nüfusu arttı

Diğer sömürgeci devletlerin anlaşmaları neticesinde 18 asrın sonlarında Hollandaülkeyi tam manasıyla tek başına ve insafsızca kendi menfaatine kullanmaya başladı 1900�lü senelerin başlarından itibaren gün geçtikçe antiemperyalist fikirlerin kuvvetlenmesi sonucu Hollanda sömürgeciliğine karşı, milliyetçilik ve bağımsızlık mücadelesi fiilen başladı Bu mücadelenin önde gelen liderlerinden Ahmed Sukarno 1927�de kurulan Milliyetçi Partinin başkanı oldu Endonezya halkının başlattıkları ve her geçen gün kuvvet kazanan bağımsızlık mücadelesi karşısında Hollanda endişeye düştü

Halk tamamen Hollandalı sömürgecilerin menfaatleri doğrultusunda yönetilmekteydi Milliyetçilik ve bağımsızlık hareketlerini yatıştırmak ve sömürgeciliğini devam ettirmek için Hollanda siyasi bir oyun olarak yerli halka idarede kısmen iştirak hakkı tanıdı Bu oyuna kanmayıp tam bir bağımsızlık isteyen halkın mücadelesi çok kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışıldı

Mücadelenin liderlerinden Ahmed Sukarno ve arkadaşları yakalanarak sürgüne gönderildi İkinci Dünya Savaşında Japonya, Endonezya�yı işgal etti Siyasi olarak Japonlar ülke halkının Hollandalılara karşı yaptıkları bağımsızlık mücadelesini desteklediler Japonlar, milliyetçilerin hükümet kurmalarına müsaade etti

17 Ağustos 1945�te Japonların teslim olmalarıyla Endonezya�da Ahmed Sukarno başkanlığında bir hükümet kurularak bağımsızlıklarını ilan ettiler Hollanda, Endonezya�nın bağımsızlığını tanımadı Endonezya ve Hollanda arasında bu sebepten başlayan mücadele, Endonezya�nın zaferiyle neticelendi Hollanda, �Endonezya, Birleşik Devletleri�ni resmen tanımak zorunda kaldı

1950 senesinde devletin adı �Endonezya Cumhuriyeti� olarak değiştirildi Ülkenin kurulu olduğu adalardan Yeni Gine Hollandalıların elinde kaldı Endonezya ancak 1962 senesinde adanın batı kısmını Hollandalılardan kurtardı Çin ve Rusya bütün antikomünist ülkelerde yaptıkları gibi, genç Endonezya Cumhuriyetini de yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle kendi sömürgeleri, peykleri haline getirmeye çalıştılar Ülke idaresini ellerine geçirmek için hükümet darbesi girişiminde bulundular

1965 senesinde vuku bulan bu ayaklanma kanlı bir iç savaşa sebep oldu 1000000 civarında insanın öldüğü iç savaşta komünistler, milliyetçiler ve ordu tarafından bertaraf edildi Devletin kuruluşundan itibaren meydana gelen hadiselerde oldukça yıpranan Ahmed Sukarno iktidarı, 1967�de General Suharto tarafından yapılan hükümet darbesi ile son buldu Darbe sonunda başa geçen General Suharto daha sonra yapılan seçimleri de kazandı 1982�de Sebker seçimleri kazandı 1983�te Suharto dördüncü defa 10 Mart 1988�de beşinci defa başkan seçildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



FAS

Yapılan araştırmalar, çok eski çağlardan beri Fas�ta insanların yaşadığını göstermiştir Mağaralarda ve arkeolojik kazılarda bulunan çeşitli eşya ve taşlar üzerine çizilmiş olan resimler, bu iddianın delilleridir MÖ 2000 yıllarından itibaren Berberiler ülkeye gelerek yerleşmişlerdir

Daha sonraları MÖ 2 yüzyıldan itibaren de Akdeniz�in denizci ve deniz ticaretinin önde gelenlerinden Fenikeliler, Fas�a gelerek burada ticari koloniler kurmuşlardır İlerleyen tarih çağlarında gelişen devletlerden Kartacalılar Fenikelileri, Romalılar ise Kartacalıları yapılan savaşlar sonucunda yenerek, ülkeye hakim olmuşlardır

Miladın ilk yüzyılında İspanya�dan gelen Vandallar zayıflayan Romalıları yenerek ülke üzerinde yeni bir hakimiyet tesis etmişlerdi Yedinci yüzyıldan itibaren İslamiyeti bütün dünyaya yaymaya çalışan Müslüman Araplar, o zamanın şartlarında sadece cihad, yani Allahü tealanın dinini yaymak için geldikleri bu ülkede İslamiyeti yaymışlar ve bu ülkeye yerleşmişlerdir Müslümanlar burada da kalmayıp İspanya�ya geçmişlerdir

Sekizinci yüzyılda Fas�ta ilk Müslüman hükümdar hanedanlığı Sultan Birinci İdris tarafından kuruldu Daha sonra başa geçen Sultan İkinci İdris Fes şehrini kurdurarak, burasının önemli bir İslam kültür merkezi haline gelmesini temin etti Burada ilk İslam üniversitesi olan Keyruvan Üniversitesi kuruldu On birinci yüzyılda Büyük Fas devleti olan ülkenin toprakları, doğuda Tunus dahil olmak üzere, kuzeyde İspanya�yı da hükümdarlığı altında bulunduracak şekilde genişlemişti

Bu zamanda ülke başşehri Merakeş oldu Birkaç asır varlığını muhafaza eden devlet, daha sonraları zayıflayarak gücünü kaybetti Bu zayıflamanın neticesinde sınırları her geçen gün daralmaya başladı ve nihayet Portekiz veİspanyol istilasına uğradı Daha sonra yapılan savaşlarla on altıncı yüzyılda ülke Portekiz ve İspanyol işgalinden kurtulmuş, on dokuzuncu asra kadar varlığını devam ettirebilmiştir

Fransa, sömürgeleri arasına katmak için 1830�da Cezayir�i işgal etti Buradan Fas�ı da sömürge yapmak gayreti içerisine girdi Bunun yanında İngiltere, İspanya ve Almanya da Fas�ı sömürge yapmak isteyen Avrupa ülkelerinin başında geliyordu Bu gayret ve çabaları sonunda 1912 senesinde ülkenin kuzeyini İspanyollar, kalan büyük kısmını ise Fransızlar işgal etti

Sömürge haline gelen Fas, İkinci Dünya Savaşında müttefik ordularının önemli bir askeri üssü olarak kullanıldı Bu savaş yıllarında Amerika Atlas Okyanusu kıyılarında ülkeye çıkartma yaptı İkinci Dünya Savaşı sonunda diğer sömürge ülkelerinde olduğu gibi Fas�ta da bağımsızlık için sömürgecilere karşı mücadele cephesi meydana getirildi Bu mücadele, kurulan �İstiklal Partisi� ile hız kazandı İstiklal partisinin ve dolayısiyle bağımsızlık mücadelesinin en ileri geleni olan Sultan Beşinci Muhammed 1953 senesinde Fransızlar tarafından sürgüne gönderildi

Fransızların Fas�taki bağımsızlık mücadelesini kırmak için yaptıkları bu davranış, ülke halkı ile Fransızlar arasında iki sene devam eden kanlı bir iç savaşa sebep oldu Savaş, Sultan Beşinci Muhammed�in serbest bırakılıp, tahta çıkması ile son buldu

1956 senesinde Fas bağımsızlığını bütün dünyaya ilan etti Bir sene sonra ise Fas�ın emirlik olduğu ve Sultan Beşinci Muhammed�in emir ünvanını aldığı duyuruldu Yapılan çeşitli çalışmalar neticesinde İspanya ülkenin işgal altında tuttuğu kuzey bölgelerini terketmek zorunda kaldı 1969 senesinde Atlas Okyanusu sahillerindeki İfni Üssünü de Fas�a bırakmasıyla ülke bugünkü sınırlarına sahip oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



FİLİSTİN

Kudüs merkezli Filistin, İÖ 2000'de Arap, İÖ 1800'de Hitit, İÖ 1286'da Mısır hakimiyetine girdi ve takiben Hz Musa öncülüğündeki İsrailoğulları buraya yerleştiler Hz Davud ve Hz Süleyman'ın yönetimlerine sahne olan bölgede, sürgünler ve işgallerle dolu yıllardan sonra İÖ 64'te Roma egemenliği başladı Bu dönemde 30 yıllarına kadar Hz İsa ortaya çıktı

395'te Bizanslılara geçen Filistin, 637 yıllarını takiben tümüyle İslam hakimiyetine girdi Sırayla Emeviler, Abbasiler, Fatımiler ve Selçuklular dönemlerini geçirdi ve 1516'da Osmanlı toprağı oldu 400 yıllık Osmanlı hakimiyetinde bölge Kudüs, Gazze ve Nablus sancaklarına ayrıldı Ancak, Yahudilerin Filistin hayali tarihin hiçbir döneminde sönmedi

1896'dan sonra aslen gazeteci olan Theodor Herzl'in önderliği altında, dünyaya yayılan Yahudilerin tekrar Filistin'de toplanıp bir devlet kurması için çalışmalara başlandı Herzl, 21-31 Ağustos 1897'de Basle'de topladığı I Siyonist Kongre'de temel hedef ve yöntemleri tespit etti Bu amaçla Avrupa'da örgütler kuruldu, fonlar oluşturuldu Toplanan paralarla Filistin'de yaşayan Araplardan geniş topraklar satın alındı ancak; asıl amaç için bunlar yeterli olmadı

Theodor Herzl, 19 Mayıs 1901 tarihinde II Abdulhamid ile yaptığı bir görüşmede, "Avrupa borsasını ellerinde tutan Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün borçlarını ödemesi karşılığında Filistin'de bir yurt verilmesini" (gizli kalmak şartıyla) teklif etti, ancak kabul edilmedi

Meşrutiyet ile birlikte azınlıklara verilen haklar, Yahudilerin de işine yaradı ve özellikle 1914 yılından sonra Filistin'deki Araplardan geniş topraklar satın alıp yerleşmeye başladılar 1916'da İngiltere temsilcisi Sir Mark Sykes ile Fransa temsilcisi MFGeorge Picot arasında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması, Osmanlı topraklarını İngiltere, Fransa ve Rusya arasında paylaştırırken Filistin için de uluslararası bir statü öngörüyordu

1917'de İngiltere Dışişleri Bakanı James Balfour, Yahudilerin lideri Edmond De Rothshild'e gönderdiği bir mektupla; "Yahudilerin Filistin'de yurt kurmalarını desteklediğini" ifade ederek İsrail devleti yolunu açtı 1918 yılında Osmanlı askerleri Filistin'den çekildi ve bölge İngiliz hakimiyetine girdi 1880 ile 1918 arasında Filistin'deki Yahudilerin sayısı 24 binden 65 bine, nüfusun %10'una çıktı Ardından Araplar ile Yahudiler arasında gerginlikler başladı

1933 yılıyla birlikte Nazilerden kaçan Yahudi göçmenler de Filistin'e gelmeye başladılar 3 yıl içinde Yahudi sayısı toplam nüfusun dörtte birine ulaştı ve 335 bin kişi oldu 1938 yılına kadar Atatürk yönetimindeki Türkiye'den çekinen İngilizler bölgede bir Yahudi devleti kurulması yönünde açık bir girişimde bulunamadılar Hatta 1937 yılındaki ünlü Peel Paylaşım Planı'na göre Yafa ve Tel Aviv, İngilizlerce Araplara terk edilirken, Yahudilere verilen önemli bir yerleşme merkezi bulunmuyordu Ancak Faysal, bu planı reddetmekle Filistin Arap Devleti'nin kurulmasına daha o yıllarda engel olmuştu

Filistinliler, bu şekilde bir yandan Araplar bir yandan Batı tarafından yalnız bırakılıyordu İngilizlerin paylaşımda Araplara karşı bu kadar tavizkar davranmasında Atatürk'ün dış politikasının ve Kudüs Müftüsü Emin el-Hüseyni'nin büyük tesiri vardı Emin Hüseyin Türk asıllıydı ve Filistin politikasında büyük bir ağırlığa sahipti Atatürk'ün ölümünden sonradır ki İngilizler Peel paylaşma planından vazgeçtiler Takiben de Filistin'de İsrail devletinin kurulması yolunda birbiri ardınca adımlar atıldı Fakat, II Dünya Savaşı'na rastlayan yıllarda Yahudiler daha çok Hitler zulmü ile uğraşmak durumunda kaldılar

Araplar, İngilizler ve Yahudiler arasında yıllar süren mücadeleler, 1947 yılında Birleşmiş Milletler'e aksetti Kurulan Filistin Özel Komisyonu, Filistin'in Yahudi ve Araplar arasında ikiye bölünmesini, Kudüs'ün ise uluslararası bir statüye kavuşturulmasını önerdi Ancak öneri Arap ülkeleri tarafından kabul edilmeyince, Yahudiler 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin kuruluşunu ilan ettiler İsrail'in kuruluşu ile birlikte Arap-İsrail Savaşları başladı

Savaş sonunda Batı Şeria Ürdün, Gazze Şeridi Mısır, kalan topraklar da İsrail tarafından işgal edildi Tabiatıyla olan yine Filistin halkına oldu ve durumdan komşu Arap ülkeleri ve İsrail kazançlı çıktı Takibeden yıllarda pek çok Filistin kurtuluş örgütleri kuruldu Bunlardan en önemlisi gizli olarak 1950'de kurulan Yaser Arafat öncülüğündeki el-Fetih idi Bu arada Arap ülkeleri, 1964'te Kudüs'te Filistin Kurtuluş Örgütü ve buna bağlı olarak Filistin Kurtuluş Ordusu'nun kuruluşuna yardımcı oldular Ancak Ahmet Şukayri önderliğindeki FKÖ, 1967 yenilgisi ile etkinliğini yitirdi

Gazze, Batı Şeria, Sina Yarımadası ve Suriye'ye ait Golan Tepeleri İsrail'in eline geçti 1 milyondan fazla Filistinli komşu Arap ülkelerine ve özellikle de Ürdün'e kaçtı 1967 Kasım'ında George Habbaş'ın Filistin Halk Cephesi kuruldu 1968 Haziran'ında el-Fetih hareketi FKÖ'ye hakim oldu El-Fetih, Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların eşit haklara sahip olduğu demokratik, laik bir Filistin devleti kurulmasını önerdi

1973 Arap-İsrail Savaşı sonrasında İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'dan çekilme eğilimine girmesi üzerine FKÖ, bu bölgelerde bir devlet kuracağını açıkladı Ancak, İsrail'in bölgedeki varlığını da kabul eden bu tavır, Suriye desteğindeki örgütler ve Arap ülkeleri tarafından reddedildi ve Red Cephesi oluşturuldu, Filistin Kurtuluş Hareketi parçalandı

Suriye'nin bölgeye müdahale etmeye başladığı bu dönemden sonra, çatışmalar daha da hızlandı Lübnan'a da giren Suriye, barış yaparak bölgedeki etkinliğini yitirmek istemiyordu Bu yüzden Yaser Arafat başkanlığındaki FKÖ, Suriye ve Libya karşıtı Arap ülkelerinin desteğini aldı ve aynı tavrını sürdürerek Filistin'in tek yasal temsilcisi olduğunu belgeledi

1978 Eylül ayında Enver Sedat İsrail ile Camp David antlaşmasını imzaladı 1985 Şubat ayında bu kez Ürdün Kralı Hüseyin ile Yaser Arafat ortak harekette anlaştılar İsrail ile FKÖ arasındaki karşılıklı terör eylemlerinin ardından Arafat, aynı yılın Kasım ayında Filistin mücadelesinin sadece işgal edilen topraklarda süreceğini açıkladı FKÖ, bir yandan Lübnan'da Suriye yanlısı örgütlerle, diğer yandan işgal altındaki topraklarda İsrail ile mücadeleye girişti

1986'da Ürdün ile arası bozulsa da 1987 yılında Birleşmiş Milletler'in 242 sayılı kararından sonra 15 Kasım 1988'de bağımsız Filistin Devleti Cezayir'de ilan edildi Yaser Arafat devlet başkanı seçildi 1988'de Filistinliler, işgal altındaki bölgelerde silah kullanmadan taşlarla yaptıkları meşhur İntifada hareketini başlattılar

13 Eylül 1993 tarihinde İshak Rabin ve Yaser Arafat arasında Washington'da imzalanan "Filistin Özerklik İlkeleri Deklerasyonu" ile 5 yıllık bir süre içerisinde Gazze ve Eriha'da "Özerk Filistin Devleti" kurulması kararlaştırıldı Bölgede başlayan normalleşme sürecinde, 26 Ekim 1994 tarihinde bu kez İsrail ile Ürdün arasında bir barış anlaşması imzalandı 4 Kasım 1994 tarihinde barışa imza atan İshak Rabin, İsrail Gizli Servisi'nin bir şubesi tarafından öldürüldü

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



GÜNEY AFRİKA

On beşinci asır öncesinde Avrupalılar için meçhul olan ülke, 1488�de Bartholomeu Dias�ın Ümit Burnunu geçmesi ile tanındı Avrupalılar için yeni bir Hindistan yolu olan Ümit Burnu, stratejik bir önem kazandı Güney Afrika hakkında tarihi bilgiler bu tarihten sonra başlar

Avrupa ile Hindistan arasında seferler yapan İspanyol, Hollandalı, Portekizli ve İngiliz gemiciler için Güney Afrika sahilleri bir uğrak noktası olmuştur Hollandalı, Jan Von Riebeek isimli bir doktor, 1652 senesinde çalışmakta olduğu Hollanda-Doğu Hindistan Şirketi adına Güney Afrika sahilerindeki şimdiki Cape Town şehrinin bulunduğu Tavola Körfezinde, ticaret gemileri için depo ve levazım istasyonu kurdu

On yedinci yüzyılın ortasında kurulan bu ticari üs aynı yüzyılın sonlarında koloni (sömürge) haline getirildi Bu ülke topraklarını sömürge yapmak isteyen İngilizler, Fransızların bölgeyi işgal etmelerini engellemek perdesi arkasında, bölgeyi işgal ettiler ve kendi sömürgeleri arasına kattılar Bu işgal, sözkonusu Avrupa devletleri arasında 1815 senesinde yapılan bir anlaşma ile kabul edildi

Avrupalıların buralarda ilk sömürge kurmaları esnasında yerli halka karşı yapılan ırk ayrımı politikası, 1807�de İngilizlerin çıkarttığı kanunla kaldırıldı Fakat azınlıkta olan Boer adı verilen çiftçiler tarafından ırk ayrımı şiddetle tatbik edildi Bu kanunun kalkmaması karşısında Boerler, 1836�da sömürge topraklarından ayrılarak iç kısımlara doğru göç ettiler ve ırkçılıklarını buralarda sürdürdüler

İngiltere sömürgesinden sırasıyla 1852 ve 1854 senesinde Orange ve Transvaal adı ile iç işlerinde bağımsız yeni iki sömürge kuruldu İç kesimlere yerleşen Boerlerle İngilizler arasında ilk zamanlar mevcut olan ılımlılık, gün geçtikçe soğuk harbe ve nihayet iki Boer Devletinin İngiltere�ye savaş ilanı ile sıcak harbe dönüştü

Sömürgeci İngiltere ile ırkçı Boerler arasındaki kanlı savaşlar, 1902 senesinde İngilizlerin kesin galibiyeti ile nihayet buldu İngiltere buraları iç işlerinde bağımsız birer sömürge olarak ilan ve savaş tazminatı ödemeğe mahkum etti İki İngiliz sömürgesine (Orange ve Transvaal) iki de Boer devleti katılınca (bunlar iç işlerinde bağımsız), Güney Afrika dört devletten müteşekkil bir federasyon oldu

Birinci Dünya Savaşından sonra her geçen gün ağırlık kazanan ırkçılık, 1924�te başa geçen General Herzog�un zamanında çıkarılan kanunlarla meşru hale getirildi General Herzog 1934 senesinde çıkarttığı kanunlarla zencilerin yurttaşlık ve siyasi haklarını ellerinden aldı İkinci Dünya Savaşından sonra bu ırkçı politika şiddetini artırarak devam etmiştir

1948�de Dr Molan�ın iktidara gelmesi ile mevcut ırkçı politika had safhaya vardı Çeşitli dünya ülkelerinden yapılan baskılara rağmen, Güney Afrika Cumhuriyeti iktidarları, ırkçı politikadan vazgeçmediler Ülke bu politikalarını terk etmemek pahasına Milletlerarası bazı teşkilatlardan ayrıldı 1961�de ayrıldığı Commonwealth İngiliz Milletler Topluluğu teşkilatı da bunlardandır

1968�de öğrencilerin düzenledikleri ırk ayırımına karşı gösterileri din yetkililerince de desteklendi Bunun üzerine hükumet, askerleri en yeni silahlarla donattı Güvenlik kuvvetlerini ve istihbarat teşkilatını kuvvetlendirdi Böylece Afrika�daki diğer devletlere karşı da üstünlük sağladı

1969�da Birleşmiş Milletlerin Namibya�dan çekilmesi isteğini reddetti Namibya, Güney Afrika Cumhuriyetinin fiilen bir eyaleti oldu Irk ayrımını burada da uyguladı Dünya devletleri arasında yalnız kalan Güney Afrika Cumhuriyeti, 1970�ten sonra Afrika Devletleri arasında taraftar kazanmak için bazıları ile ilişkiler kurmaya çalıştı

1976�daki zenci hareketlerinde yüzlerce zenci öldürüldü Devam eden baskı ve öldürmeler üzerine, BM Güvenlik Konseyi, Güney Afrika Cumhuriyetine silah satışını yasakladı (1977) Milletlerarası ilişkileri hemen hemen kopma noktasına gelen yönetim, sert ırkçı yönetiminden tavizler vermeye başladı Zencilere sendika kurma hakkı tanındı (1979)

1982�de Namibya�nın sömürgelikten kurtulmak için başlattığı hareket, ülkeyi yeniden karıştırdı Sorgusuz, yargısız öldürmeler başladı Yeni anayasa yapılarak başkanlık sistemine geçildi Buna rağmen ülkedeki çatışmalar durmadı Cumhurbaşkanı PW Botha, ülkesini milletlerarası yalnızlıktan kurtarmak için çeşitli ülkeleri ziyaret etti ve bunda başarı sağladı Zenci çoğunluğun sesi, baskı ve zulümle susturuldu Komşu devletlere saldırılar başladı

Cumhurbaşkanı Botha, lideri bulunduğu Ulusal Parti içinde meydana gelen muhalefetin de tesiriyle 1989 Ağustosunda istifa etmek mecburiyetinde kaldı Yerine Frederik W de Klerk geçti Eylül 1989 seçimlerinde seçme hakkı bulunmayan zenciler ülke çapında büyük grev yaptılar Zencilere karşı yumuşama politikası uygulayan Cumhurbaşkanı de Klerk Şubat 1990�da meclisi açarken yaptığı konuşmada Afrika Milli Konseyi, Afrika Komünist Partisi ve 33 muhalefet örgütü hakkında bulunan yasağın kaldırıldığını açıkladı

Ayrıca 1962�den beri hapiste bulunan zenci lider Nelson Mandela serbest bırakıldı Afrika Milli Konseyi 1991 senesi �İktidarın halka devredilmesi için doplu eylem yılı� ilan etti Aynı sene yapılan Afrika Milli Konseyi toplantısında Nelson Mandela başkanlığa seçildi

Irk ayrımı politikasındaki bu yumuşama sebepiyle birçok ülke Güney Afrika�ya uyguladığı ekonomik müeyyideleri kaldırdı Komşularıyla arasındaki gerginlik de yumuşadı Zenciler arasındaki şiddet olayları zaman zaman önemli boyutlara ulaşmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



GÜNEY KORE

Kore tarihi MÖ 3000 yılına kadar uzanır Çin�in eline geçtikten sonra, Budizm ve Çinlilerin etkisinde kaldı Daha sonraları 7 yüzyıldan 20 yüzyıla kadar değişik hanedanların idaresi altında bağımsız olarak yaşadı 1910 yılında Japonlar Kore�yi işgal ederek koloni haline getirdiler Bu durum, 1945 yılına kadar sürdü İkinci Dünya Savaşında Japonya�nın yenilmesinden sonra Güney Kore�yi ABD, Kuzey Kore�yi de Rusya işgal etti Böylelikle kuzeyde komünist rejim, güneyde demokratik rejim kurulmuş oldu

25 Haziran 1950�de Rus subaylarının kumandasındaki Kuzey Kore birlikleri, yarımadanın tamamına komünizmi kabul ettirmek için Güney Kore�ye saldırıp istila etti Bunun üzerine BM, Güney Kore�nin kurtarılmasına karar verdi Bölgeye BM askerleri gönderildi Bu orduya Türkiye, bir tugayla katıldı İşgalci komünist birliklerin Güney Kore�den çıkarılması için Mehmetçik büyük başarı gösterdi

Mehmetçiğin zaferi bütün dünyaya yayılarak takdir topladı Yapılan görüşmeler neticesinde 27 Temmuz 1953�te ateşkes imzalandı 38 Paralel Güney Kore ile Kuzey Kore arasında sınır kabul edildi Savaş sonrası, Başkanlık sistemine dayalı demokratik rejime geçildi Kuzey Kore ile birleşme devamlı gündemde olup, yakın bir zamanda tek devlet haline gelmeleri ümit edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



HİNDİSTAN

Hindistan ın tarihi hakkında bilgiler, Aryalardan başlamaktadır Bundan önceki dönemler içindeki olaylar hakkında çok çeşitli ve kesin olmayan bilgiler mevcuttur Dravitleri yenerek Hindistan�a yerleşen Aryalar, Yunan istilaları, İskender�in saldırıları, Asoka dönemi, Mouryo İmparatorluğu, Gupta Devri, Hunlar, Harşalar, Kuzey ve Güney Sülaleler Dönemi, Türk-Moğol Hakimiyeti, Arapların, Gaznelilerin, Babür Devletinin fetihleri, Avrupalıların yerleşmeleri ve bugünkü Hindistan�ın kurulması safhaları takib eder

MÖ 2000 yıllarında Himalayaları aşarak gelen Aryalılar, Hindistan�da asırlarca sürecek bir hayat tarzının temelini attılar Daha sonraları Maurya İmparatorluğu Hindistan�a hakim oldu Bu imparatorluğun yıkılmasından sonra hakim olan Guptaların ülkedeki hakimiyetine Hun saldırıları son verdi Bundan sonrası, ülkede kurulan prenslikler dönemi ve aralarında yaptıkları savaşlarla geçti

Müslümanlar, Hindistan�a ilk olarak sekizinci asırda geldiler 712 yılında Muhammed bin Kasım�ın ordusu Hindistan�a girdi Bunu müteakiben ülkede Müslüman Arap ordularının ve Gaznelilerin fetihleri görüldü Gaznelilerin Sultan Mahmud zamanında başlattıkları seferleri, Muhammed Guri Han zamanında Hindistan�ın tamamının fethedilmesiyle sonuçlandı Bundan sonra 1206-1290 yıllarında Memlukler, 1290-1320 yıllarında Halaciler, 1320-1413 yıllarında Tuğluklar ve 1526 yılına kadar da Ludiler Hindistan yönetimini ellerinde tuttular

On beşinci asır başlarında bir ara Timur Han ordusuyla Hindistan�ın büyük bir kısmını topraklarına kattı Böylece Hindistan�da Türk-Hind İmparatorluğu başladı Timur Hanın soyundan Babür Şah, bütün Hindistan�ı fethederek Gürganiye (Babür İmparatorluğu) Devletini kurdu Bu devlet, İngilizlerin Hindistan�ı işgaline kadar bölgede 342 sene hükümranlığını sürdürdü

Babür İmparatorluğu zamanında Hindistan�da yüzlerce büyük İslam alimi yetişip insanlara doğru yolu gösterdiler, ilim öğrettiler İslam dinine sokulmak istenen bid�atleri yok ettiler Bu büyük alimler arasında en meşhurlarından bazıları, İmam-ı Rabbani, Muhammed Ma�sum Faruki, Ubeydullah-ı Ahrar, Muhammed Zahid, Derviş Muhammed, Muhammed Baki-billah, Nur Muhammed Bedevani, Mazhar-ı Can-ı Canan, Senaullah-ı Dehlevi, Abdullah-ı Dehlevi, Abdülhak Dehlevi, Abdülaziz Dehlevi, Muinüddin Çeşti�dir

Avrupalıların Ümit Burnunu dolaşarak Hindistan�a ulaşmaları, 16 yüzyılda burada ilk ticaret merkezinin kurulmasına yol açtı İngilizler, Hindistan�ı işgal ettikten sonra, Müslüman halka çok eziyet ettiler 1906 yılında Svaraç (kendi kendini yönetme) sloganı ile bağımsızlık savaşı başlatıldı Bu arada Hindistan Müslüman Birliği kurulmuştu

1919 yılında Gandhi ile birlikte Hindistan�da pasif direnme ve protesto hareketlerine başlandı 1935�te ilk anayasa kabul edilerek parlamenter düzen kuruldu 18 Temmuz 1947�de tam bağımsızlığını kazanarak, dünya devletleri tarafından tanındı 26 Ocak 1950�de Hindistan Birliği olan devletin ismi Hindistan Cumhuriyeti olarak değiştirildi Bugün de bu isimle anılmaktadır

Ülke yönetim yönünden eyaletlere bölündü Ekonominin büyük ölçüde bozulduğu bir dönemde yapılan seçimleri İndra Gandhi�nin başkanlığındaki Kongre Partisi kazandı Radikal tedbirleri başarıyla alan İndra Gandhi, 1971�de erken seçime giderek büyük bir zafer kazandı Aynı sene Hindistan ile Pakistan arasında savaş çıktı Bu savaş neticesinde Doğu Pakistan yani Bangladeş bağımsızlığını ilan etti Baskı rejimi uygulayan İndra Gandhi, 1974�den itibaren halk desteğini kaybetti

1977�de yapılan seçimleri Canata Partisi kazandı Canata Partisi yönetimde başarılı olamayınca, 1980�de yapılan seçimleri tekrar Kongre Partisi kazandı Aynı sene özerklik için mücadele eden Sihler, büyük bir mücadeleye başladılar

1984 Ekimde iki Sih muhafızı İndra Gandhi�yi bir suikast neticesinde öldürdü Bunun üzerine başbakanlığa Raciv Gandhi getirildi İç çatışmalar hala devam etmekte olup, Hindularla-Müslümanlar arasında çatışmalar büyük hız kazandı Başbakan Raciv Gandhi 22 Mayıs 1991�de uğradığı bombalı suikast sonucunda öldü

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



HOLLANDA

On birinci yüzyılda Low Countries'te (bugünkü Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'un üzerinde bulunduğu bölgede) kontluklar ve dükalıklar kuruldu On beşinci yüzyılın ortalarında Burgundy Dükalığı bölgeyi hakimiyeti altına aldı 1555'te İmparator İkinci Charles'in yerine geçen oğlu İspanya Kralı İkinci Philip bölgenin yeni hakimi oldu Bu olayların seyri esnasında Flemenkler ekonomilerini kurdular ve içte birliği sağladılar

1568'den itibaren 80 sene süren bağımsızlık savaşına başladılar 1568'de Hollanda ve Zeeland, 1579'da ise yine Hollanda ve Zeeland başta olmak üzere Utrecht, Groningen, Overissel, Gelderland ve Friesland dahil yedi bölge resmen isyan etti Birleşip Utrecht birliğini kurdular İki sene sonra da bağımsızlıklarını ilan ettiler 1648'de Westphalia Antlaşmasıyla Seksensene Savaşları sona erdi Bağımsızlıklarına kavuştular

On yedinci yüzyılda yeni yapılan keşiflerle zengin hammadde kaynakları bulundu Bunun etkisiyle Hollanda ekonomik bakımdan güçlendi Dünyanın sayılı bir ticaret merkezi ve deniz gücü haline geldi Bundan sonra denizlerdeki hakimiyetini uzun süre korumayı başardı On sekizinci asırda güneydeki toprakları İspanya ve Avusturya arasında birçok defa el değiştirdi 1795'te Fransızlar bu bölgeyi hakimiyetleri altına aldılar

1814'te Napolyon mağlub edilince Hollanda'nın yeni kurucuları tekrar faaliyete geçtiler Bunlar monarşiye karşı idiler fakat daha önceki yönetimde bulunanları mühim mevkilere getirmeksizin demokrasinin kurulup gelişemiyeceğini biliyorlardı Kral Birinci William devlet başkanlığına getirildi

1814'te Hollanda ve Belçika arasında yapılan antlaşmayla Hollanda Birleşik Krallığı altında topraklar birleştirildi 1830'da Belçika Krallığı kurulunca bu antlaşma sona erdi 1849'da liberal bir anayasa ilan edildi Üçüncü William demokratik bir düşünceyle 1863'te Batı Hindistan'daki sömürgelerinde köleliği kaldırdı

1873'te başlayan savaşlara ilaveten 1894'te Lombok'da bir isyan çıktı Bu yüzden Hollanda ordusu ciddi kayıplar verdi Ordunun dağılmasını önleyen General William Vetter, devlet otoritesini yeniden kurdu Bundan sonra ekonomik ve siyasi yönden zengin ve güçlü bir devlet oldu

Birinci Dünya Savaşında tarafsız kalan Hollanda, 1940'ta Nazi orduları tarafından muhtemel bir Fransız ve İngiliz işgalini önlemek maksadıyla işgal edildi Hollanda, Almanlara karşı savunmaya elverişsiz kuzey kesimi terk edip, batıda savunmaya geçti Fakat Almanlar bir hafta içinde bütün Hollanda topraklarını ele geçirdi Bu arada Londra'da deniz aşırı bölgeleri yönetmek için bir hükümet kuruldu Bu hükümet Japonların Endonezya'yı işgal etmesi üzerine Japonya'ya, bir gün sonra da İtalya'ya harp ilan etti

1942 Haziranında hükümet, tonajları toplamı 2750000 tona ulaşan ticaret gemilerini savaşın sona ermesinden 6 ay sonrasına kadar kullanmak üzere ABD ve İngiltere emrine verdi İşgal esnasında Almanlar bölgede birçok katliamlar yaptı Bunun yanında 200000 Hollandalıyı harp sanayiinde çalıştırmak üzere Almanya'ya götürdüler 4 Mayıs 1945'te Hollanda'daki Alman birlikleri komutanı teslim oldu Savaş sonunda yapılan istatistiklere ve 1938'deki para değerine göre Hollanda'da 15 milyar guldenlik maddi bir zarar vardı

İkinci Dünya Savaşından önce güttüğü tarafsızlık politikasından vazgeçerek, Belçika ve Lüksemburgla beraber Fransa ve İngiltere'yle Brussel antlaşmasını yaptı ve sonra NATO'ya girdi Ortak Pazara da üye oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



HIRVATİSTAN

Hırvatlar, günümüzde Ukrayna toprakları içinde bulunan Yuğni ve Dinyeper nehirleri arasında kalan Beyaz Hırvatistan'dan 6 yüzyılda göç ederek eski Roma illeri olan Pannonia ve Dalmaçya'ya yerleştiler Dalmaçya'ya yerleşen Hırvat kabileleri Prens Trpimir idaresinde birleştiler Yedinci asırda Katolikliği benimseyen Hırvatlar ile Ortadoks olan komşuları Sırplar arasında sürekli bir mücadele oldu Bütün Hırvat topraklarına hakim olan Kral Tomislav 925 senesinde kendini Hırvatistan kralı ilan etti

Tomislav Bulgarlar, Macarlar ve Bizanslılarla savaşmak mecburiyetinde kaldı Hakimiyetini Bosna, kıyı şehirlerine ve adalara kadar genişletti Kral Kreşimir zamanında Hırvatistan Bizans hakimiyetini kabul etti Macaristan Kralı I Ladislas 1091'de Hırvatistan'ın büyük bölümünü ele geçirdi Son olarak seçilen Hırvat Kralı Petar Svacié, Macarlarla savaşırken 1097'de öldü Macaristan Kralı Kalman 1102'de Biograd na Morida Hırvatistan kralı olarak taç giydi

Bu tarihten itibaren Macaristan ile olan birlik sekiz yüz yıl devam etti Bu birlik döneminde kendi meclisi bulunan Hırvatistan'da idareden ban ismi verilen kralın yerel temsilcisi sorumluydu Varna (1444) ve İkinci Kosova (1448) muharebeleri sonunda Osmanlı Devleti, Hırvatistan'ın güney bölümünü hakimiyeti altına aldı Mohaç Meydan Muharebesinde (1526) Macaristan Kralı Lajos mağlup olunca, Hırvat topraklarının büyük bölümü Osmanlı hakimiyeti altına girdi On altıncı asrın sonlarına kadar Hırvatistan sancak beyleri tarafından idare edildi 1583'te eyalet durumuna getirilerek beylerbeylerinin idaresine verildi

İkinci Viyana Kuşatmasının ardından, Osmanlı Devletinin Avrupa'da gerilemesinden faydalanan Avusturya, Prens Eugéne komutasındaki orduları ile Hırvatistan topraklarını işgal etti (1697) Karlofça Antlaşmasıyla Besarabya'dan çekilen Osmanlılar, Pasarofça Antlaşmasıyla da Sava Nehrinin güneyinde kalan toprakları kaybettiler Böylece Hırvatistan'daki Osmanlı hakimiyeti son bulmuş oldu

Osmanlıların bölgeyi bırakmalarından sonra Hırvat toprakları özellikle Hırvat olmayan soylulara verildi On sekizinci asrın sonlarına doğru Avusturya'nın mutlakiyetçi idaresi Macar ve Hırvat soyluları birbirine yaklaştırdı Hırvat Meclisi 1790'da Macar Meclisi menfaatine bazı yetkilerinden vazgeçti Napoleon I, 1805'te Hırvat ve Sloven topraklarını İllirya eyaletine kattı isede bu toprakları 1813'te kaybetti

1822'de eski sınırlarına kavuşan Hırvatistan, Macaristan ile bağlarını yeniden kurdu Bölge 1849'da Avusturya taht topraklarına katıldı Hırvatistan 1868'de özerk statülü Macar taht toprağı ilan edilerek Hırvatistan-Slovenya Krallığı adını aldı

Birinci Dünya Savaşının ardından Hırvat Meclisi, 29Ekim 1918'de Avusturya ve Macaristan ile olan bağlarını kopararak bağımsızlığını ve Sırp, Hırvat, Sloven krallığına bağlandığını ilan etti Bu krallık daha sonra Yugoslavya adını aldı İkinci Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya'nın Almanya tarafından işgal edilmesinden bir süre sonra, 10 Nisan 1941'de Zagreb'de bir Bağımsız Hırvatistan Devletinin kurulduğu ilan edildi

Bu devlet İtalya ve Almanya tarafından hemen tanındı Devlet; Slovenya, Bosna-Hersek ve Dalmaçya'nın bir bölümünü içine alıyordu Yeni devletin başına getirilen, Ustana adlı Alman yanlısı terör örgütünün lideri Aute Paveliç aşırı zorbalığa ve şiddete dayalı bir diktatörlük rejimi kurdu Savaş sırasında komünist partizanlar birçok bölgeyi ele geçirdiler Bu bölgelerde "Ulusal Kurtuluş Konseyi" kurdular Zagreb'in 1945'te partizanların eline geçmesinden sonra Konsey halk hükümeti halini aldı Daha sonra bir halk cumhuriyeti olarak Yugoslavya ile birleşti

1980'li yılların sonlarında görülen komünist ülkelerdeki demokratikleşme hareketi Hırvatistan'da da etkili oldu 1989'da Sırbistan ile Hırvatistan ve Slovenya'nın ilişkileri bozuldu Aynı sene Hırvatistan Komünist Partisi kongresinde çok partili sisteme geçme kararı alındı

Nisan 1990'da yapılan seçimleri Hırvatistan Demokratik Birliği kazandı Hırvatistan 1991 Temmuzunda bağımsızlığını ilan etti Bunu eski Yugoslavya'yı meydana getiren Cumhuriyetler takib etti Yugoslav ordusunun desteğini alan Sırp çeteleri Slovenya ve Hırvatistan'a karşı saldırıya geçti 1992'de Slovenya ve Hırvatistan ile Sırplar arasında barış sağlandı ise de arasıra çatışmalar sürmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İNGİLTERE

İngiltere tarihi, 5 yüzyılda Britanya Adasına Anglosaksonların ayak basmasıyla başlar Anglosaksonlar kendi adını verdikleri adaya yerleşip, 6 ve 7 yüzyıllarda birbirine rakip küçük krallıklar kurdular Sekizinci yüzyılda Roma ve İrlanda'nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa'yı da etkileyen bir medeniyet meydana getirdiler 795'te başlayan İskandinav istilası 11 yüzyılın başına kadar birkaç defa tekrarlandı Daha sonra Danimarkalı Büyük Knud, adayı tamamen fethetti

Anglosakson Hanedanından Edward (1042-1066) birliği tekrar kurdu Bunun ölümü üzerine tahta geçen Harold'u tanımayan NormandiyaDükü William, taht üzerinde hak iddia etti Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou'lu hükümdarlar Fransa'da geniş ve zengin toprakları olduğundan, Fransa'daki Capet Sülalesine bağımlıydılar Küçük İngiltere Krallığı bir süre Avrupa'da Somme Vadisinden Pirene Dağlarına kadar uzanan büyük bir mülkün bir uzantısı gibi yaşadı Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını sonu gelmez savaşlara sürükledi Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır

Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında İrlanda'da "Pale" sömürgeleri kuruldu Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti Etkisini İskoçya'ya kabul ettirmeyi denedi Daha sonra 14 ve 15 yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne oldu Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla millete kabul ettiren Yedinci Henry ve Sekizinci Henry (1458-1541) düzen ve birliği sağlamlaştırdılar

Birinci Elizabeth'in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya'da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya Stuartları arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı Daha sonra İskoçya Kralı Birinci James İngiltere kralı oldu 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar

On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Britanya büyük bir sanayi devleti olarak ortaya çıktı Bunun yanında çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri ülke ekonomisinin gelişmesinde çok faydalı oluyordu On dokuzuncu yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan,Afrika'da bazı devletler, Karayib Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu vardı Bu sömürgelerin bir kısmı 19 yüzyılın sonlarında ve 20 yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını ilan ettiler

Yirminci yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünya Savaşına giren İngiltere, savaşın sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştı 1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere'yi de etkisi altına aldı 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949'da İrlanda Cumhuriyeti kuruldu İrlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı

İkinci Dünya Savaşına katılan İngiltere galip bir devlet olarak savaştan çıktıysa da, süper devlet olma niteliğini kaybetmeye başladı İngiltere'de İkinci Dünya Savaşından sonra günümüze kadar pek çok hükümet değişikliği oldu Muhafazakar ile işçi partileri arasında iktidar el değiştirmektedir Britanya, Birleşmiş Milletlerin, NATO'nun ve AET'nin aktif bir üyesidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İRAN

MÖ 3000 yıllarından beri İran biliniyordu Bilinen en eski imparatorluk Elamlıların MÖ 1100-600 yıllarında kurdukları imparatorluktur Elamlıların yerine Medlerin kurmuş oldukları imparatorluğu Persli Keyhüsrev MÖ 550 yılında yıkmış ve Anadolu�nun büyük bir bölümü dahil olmak üzere egemenliği altına almıştır İskender komutasındaki Yunanlılar MÖ 330 yıllarında bütün İran topraklarını ele geçirdiler Bundan sonra İran topraklarında Parthların ve Sasanilerin egemenliği devam etmiştir

Sasanilerin çöküşü İslam ordularının İran�ı ele geçirmeleriyle olmuştur Hazret-i Ömer devrinde İran üzerine birçok seferler düzenlenmiştir Akın akın İran içlerine giren İslam orduları, Âzerbaycan, Taberistan, Cürcan, Rey, Kumis, Karvin, Zencan, Hemedan, İsfahan ve Horasan�ı fethettiler Hazret-i Ömer�in ölümünden sonra İran�da bazı karışıklıklar meydana geldi Hazret-i Osman bunun üzerine askeri birlik göndererek isyanları bastırdı ve elebaşılarını cezalandırdı Böylelikle İslam hakimiyeti, İran�da devamlı sağlanmış oldu

Hicri sesekizinci asrın başında Safiyyüddin Erdebili hazretlerinin soyundan gelenler İran�da Sünni bir tarikat kurdular Onun adına nisbetle bu tarikata Safeviyye adı verildi Osmanlı sultanları, İslamiyete hizmet eden bu tarikat mensuplarına pek çok ihsanlarda bulundular Ancak Hoca Ali�den itibaren bu yolun mensupları arasında Eshab-ı kiram düşmanlığı yayılmaya başladı

Daha sonra tarikatın başına geçen Şeyh İbrahim, aşırı Şii görüşlerini benimsedi Bundan sonra tarikatin başına Şeyh Haydar geçti Şeyh Haydar�ın ölümünden sonra oğlu Şah İsmail taç giydi Şah İsmail, velinimeti olan Akkoyunlular Devletini yıkarak, İran�da Safevi Hanedanını kurdu Bunun zamanında Şiilik, devletin resmi dini oldu Bu dönemde sülalenin en büyük meselelerini Osmanlılarla savaşmak teşkil etti

1514 yılında Çaldıran�da Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail�i ağır bir hezimete uğrattı ve Tebrizi fethetti Şah İsmail�in ölümünden sonra tahta geçen oğlu Tahmasb zamanında İran bütünüyle Osmanlıların eline geçti

Safevi Sülalesinin çöküşü Şah İkinciAbbas�ın hükümdar olduğu döneme rastlar Yıkılışın ilk belirtisi Kandehar�daki Afganlı Mir Veys�in 1709 yılında isyan ederek başarı sağlaması oldu Bundan sonra Afganlılar sık sık İran üzerine askeri seferler düzenlediler Fakat hiçbir zaman İran�a tamamen sahip olamadılar 1729�da Safeviler yeniden yönetimi ele geçirdiler Fakat bu sefer de Rus Çarı Deli Petro öteden beri gerekli ticaret yollarını açabilmek için İran�a göz dikmiş durumdaydı

Osmanlılar da İran�ın Rusların eline geçmemesi için İran üzerine bir sefer düzenledi Osmanlılarla Ruslar arasında bir savaş tehlikesi belirdi, ama sanıldığı gibi olmayarak iki devlet anlaşarak, İran�ı aralarında pay ettiler Bu anlaşma uzun sürmedi Tahmasb kuzeydoğu İran�da bir ordu toplamaya çalışıyordu Çar Petro, tahtın Safevi Sülalesine geçmesini uygun karşılayacağını açıklamıştı Ama bütün bunlar Safevi Sülalesinin tahtı ele geçirmesine yetmedi

Nadir Şah ile birlikte İran üzerinde Afşar soyunun egemenliği başlamaktadır Ancak bu da uzun sürmedi Nadir Şah�ın öldürülmesinden sonra bir iktidar boşluğu meydana gelmiş ve bundan sonra üç ayrı rakip taht için ortaya çıkmıştır Bunlar: Zendler, Afganlılar ve Kaçarlardır Bunlardan Zendlerin yönetimi 40 seneye varmayacak derecede kısa bir zaman diliminde oldu Bundan sonra ülke yönetimi 1925 yılına kadar Kaçarların elinde kaldı

1925-1979 yılları arasındaki dönem ise Pehlevi sülalesinin İran tahtında bulunduğu dönemdir Pehlevi sülalesinin İran tahtında bulunduğu süre içinde geçen en buhranlı dönem İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır 1938 yıllarından sonra İran�da Alman tesiri şiddetli bir şekilde kendisini hissettirmeye başlamış, bunun neticesinde İran�da pek çok Nazi-Almanyasının teknisyenlerinin bulunması, başta İngiltere olmak üzere müttefik devletleri tedirgin etmiştir

Bununla başlayan gerginlik, 1952 senesinde İran�ın İngiltere ile diplomatik ilişkilerini kesmesine kadar ilerledi İran başbakanlarından Musaddık�ın yönetimin başında bulunduğu dönemlerde İran Komünist Partisi olan Tudeh�e büyük tavizler vermesi ve bunları batıya karşı koz olarak kullanmaya çalışması, memlekette huzursuzluklar meydana gelmesine sebep oldu Bunun üzerine Şah, Musaddık�ı başbakanlıktan azlederek yerine General Zahid�i tayin etti

1963 yılında Şah �Beyaz Devrim� adı altında ülkede büyük çapta ekonomik ve sosyal reformlar yapmıştır Her geçen gün artan petrol gelirleri ve özellikle ülke savunması için yapılan büyük harcamalar, İran�ı Ortadoğu�da özellikle askeri bakımdan söz sahibi ülkeler arasına getirmeye başlamıştı Bu zamanda Fransa�da sürgünde bulunan İranlı Şii lider Humeyni, ülkede Şii inancının hakimiyetinden istifade ederek, çoğunlukta olan Şiileri etrafında topladı

İçten ve dıştan yapılan pek çok mücadeleler neticesinde Humeyni İran�a hakim oldu Şah ailesi İran�ı terketti ve memleket Şii inancı ile idare edilmeye başlandı 1979 yılında İran İslam Cumhuriyeti adını alan ülkede binlerce Şii inancında olmayan İranlı, devlet aleyhtarlığı ile suçlanarak sorgusuz sualsiz kurşuna dizildi

Humeyni idaresindeki İran, Irak ile 22 Eylül 1980�de harbe başlamış ve bu harpte yüzbinlerce İranlı ölmüştür 20 Ağustos 1988�de Ateşkes ilanı ile savaş durdu Âyetullah Humeyni�nin 1989�da ölmesi üzerine aynı yılın Ağustos ayında yerine cumhurbaşkanı Ali Hameney, Hameney�in yerine de meclis başkanı Haşimi Rafsancani Cumhurbaşkanı seçildi

Saddam Hüseyin�in Kuveyt�i işgal etmesi üzerine, İran�ın barış şartlarını eksiksiz kabul ettiğini açıkladı Böylece l980�da başlayan savaş 1990�da barış anlaşması ile neticelendi ve iki ülke arasında diplomatik ilişki yeniden kuruldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İRLANDA

İrlanda'nın ilk yerlileri MÖ 6000 yılında Avrupa'dan geldiler Daha sonra Keltler MÖ 400 yılında Gaal'dan gelerek Gal uygarlığını kurdular St Patrick 432'de İrlanda'ya Hıristiyanlığı getirdi ve halk yeni dini kabul etti MS 975'ten 1041'e kadar ada Vikinglerin saldırılarına maruz kaldı 1170 yılında Norm'lar İrlanda'ya geldiler ve 14 yüzyılda ülkenin büyük bir bölümüne hakim olup, Dublin'i kendilerine başşehir yaptılar

1534 yılında Sekizinci Henry, İngiltere'nin hakimiyetini yeniden kurmak için harekete geçti Başlangıçta barışçı yollardan yaklaştı ise de, başarılı olamayınca adaya saldırdı Ayaklanma ve direnmeler çoğalınca daha şiddetli tedbirlere başvurdu İrlandalılar İngiliz yönetimi karşısında pek çok ayaklanma düzenlediler, fakat başarılı olamadılar 1801'de İrlanda İngiltere'ye katıldı İrlanda 1848-1849 yıllarında büyük kıtlığa sahne oldu Bu sebepten büyük göçler başladı, nüfus 8 milyondan 6,5 milyona indi

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında ülkede hakim siyasi kuvvet olarak Katolik bir orta sınıf belirdi ve İrlanda'nın bağımsızlık mücadelesini devam ettirdi Yirminci yüzyıl başlarında Sinn Fein (Yalnız Kendimiz) adıyla Cumhuriyet kurulmasını hedef tutan bir siyasi hareket gelişmeye başladı

Union devrinin son safhası 1916 da Dublin'de meydana gelen siyasi ayaklanmalarla başladı Sinn Feinciler Eamon de Valera'nın liderliğinde 1918 parlamento seçimlerini oy çoğunluğuyla kazandılar ama, milletvekilleri Londra'daki Parlamentoya gitmeyerek, toplantılara katılmayı reddettiler Kendini İrlanda Meclis üyeleri sayarak ihtilalci bir cumhuriyet hükümeti kurdular

1920'de İngiliz Parlamentosunun çıkardığı İrlanda Hükümeti Kanunu ile biri Belfast'ta diğeri Dublin'de olmak üzere iki İrlanda Parlamentosu meydana getirildi 1921'de İrlanda-İngiltere Antlaşması ile sonradan İrlanda Cumhuriyeti diye anılacak olan Serbest İrlanda Devletini, İngiliz Milletler Topluluğu içinde yer alan bağımsız bir dominyon olarak tanıdı Günümüzde karışıklıklar zaman zaman devam etmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İSPANYA

MÖ 1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşme merkezleri kurmaya başladılar Onları Keltler ve Yunanlılar takip etti Daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi MÖ 202 yılında Romalılar Kartacalıları İberik Yarımadasından attılar Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hıristiyanlığı buraya yerleştirdi

MS 5 yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hakim oldu Vizigotların hakimiyeti uzun sürdü ve Hıristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'ya Hıristiyanlığın yerleşmesini sağladı

711'de Afrika'dan Gelen Müslümanlar, 8 asırdan 10 asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hakim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular İlmin merkezi olan üniversiteler açarak, İslam medeniyetini buraya yerleştirdiler Endülüs Emeviler Devletinde İmam-ı Kurtubi, Şatibi, İbn-i Hazm, Nurettin Batruci gibi birçok alim yetişti ve buradaki üniversitelerde hocalık yaptılar

Papa ve Krallar dahil birçok Avrupalı bu üniversitelerde ilim tahsil etmişlerdir Bugünkü birçok müsbet ilimleri batılılar bu üniversitelerden öğrendiler On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hıristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladılar 1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Grenada kalmıştı 1469'da Aragon ve Castilla Krallıkları tek bir krallık altında birleşerek güçlü bir devlet kurdular

1492'de Müslümanların son kalesi Grenada Krallığı yıkıldı Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi yardımıyla Amerika'ya varan ünlü gezisine çıktı Bu yolculuk, İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge İmparatorluklarından birini kurmasına yol açtı 1588 yılında İspanyol donanmasının İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı 1640'ta Portekizi, 1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandılar

Birinci Dünya Savaşında İspanya tarafsız kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu 1930 yılında iktidardan düştü Bir yıl sonra yapılan seçimleri Cumhuriyetcilerin kazanması sonucu Kral On sekizinci Alfanso ülkeyi terk etti 1936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ülkede iç savaş başgösterdi

1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco Devlet Başkanı oldu İkinci Dünya Savaşına de katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu 1969 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine Don Juon Carlos geçti 1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Abolfo Sourez'i başbakanlığa atadı

15 Haziran 1977'de 41 yıl sonra ilk defa genel seçimler yapıldı Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti 1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı 1982 seçimlerini ise Sosyalist Parti büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı Halen (1993) iktidarda sosyalist parti bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İSRAİL

İsrail'in tarihi çok eskilere dayanır Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman zamanlarında doğru yolda olan ve peygamberlere inanan Yahudiler devlet kurmuşlardı Fakat daha sonra hak yoldan ayrıldılar Allahü teala onlara İsa Peygamber'i gönderdi Yahudiler Hazret-i İsa'ya inanmadılar ve çok eziyet ettiler Öldürülmesi için çeşitli yollara başvurdular

Nihayet havarilerden Yuda, Hazret-i İsa'nın yerini öğrenip Romalılara ihbar etti Allahü teala tarafından Hazret-i İsa'nın göğe çıkarılmasından sonra Romalılar Kudüs üzerine hücum ederek Yahudileri dağıttılar Bir kısmını esir edip, bir kısmını da öldürdüler Kudüs'ü yağma ve tahrip ettiler Bu suretle dağılan Yahudiler bir yerde toplanıp bir daha devlet kuramadılar Her yerde hor ve zelil oldular, perişan bir halde yaşadılar

Bu durumda yaşayan Yahudiler 19 asrın sonlarına doğru devlet kurma çalışmalarına başladılar Arz-ı mev'ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere'de görülür 1848'de İngiliz hükumeti bir tamimle Filistin'deki konsoloslarını, Yahudileri himayeye memur etti

1870'te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere'den Rusya'ya geçti Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu Bunun gayesi bir Yahudi şirketi kurup, vadedilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek genişlikte toprak satın almaktı Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı

Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını istediğinden, 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar 1870-1896 yılları arasında Filistin'de on yedi tarım kolonisi kuruldu Herzl, devrin Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid Han ile görüşerek, ondan Filistin'de bir Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu Bu teklifler ise şunlardı:

1 Yahudiler, Osmanlılara bir harp üssü inşa edecekler

2 Osmanlı Devletine büyük mali yardımda bulunacaklar

3 Sultanın siyasetini Avrupa'da destekleyecekler

4 Filistin'de kuracakları büyük üniversitede aynı zamanda Türk öğrencileri de okuyacak Tahsil için Avrupa'ya gitmeye lüzum kalmayacaktı

İkinci Abdülhamid Han, devletin mali durumunun kötü olmasına rağmen bu teklifleri kabul etmedi ve tarih sayfalarına altın harflerle yazılması gereken şu cevabı verdi: "Newlinsky Efendi! Eğer Mr Herzl, senin, benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid düşmüşlerdir Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır Türk Devleti bana ait değildir Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem"

Bu cevaba karşılık Herzl, gene Sultana birçok mektuplar yazmıştır Fakat Sultan Herzl'in talep ve israrlarını kabul etmemiş, hatta kat'i bir lisanla haberleşmeyi kesmiştir 1908 Meşrutiyetinden sonra İttihat ve Terakki Partisine Yahudiler geniş bir şekilde nüfuz ettiler 1909'da bu parti tarafından kurulan hükumette üç Yahudi nazır (bakan) bulunuyordu 1914'te çıkartılan bir kanunla ekalliyet zümreleri toprak satın alabilecekti Bu kanuna dayanarak; Yahudiler Filistin'de geniş araziler satın alıp, üzerlerine tapuladılar Hatta Yahudi nazırlarının tesirleriyle Sultan İkinci Abdülhamid'in Filistin'deki şahsına ait münbit araziler Yahudilere satıldı

Birinci Dünya Savaşı Yahudilerin işine çok yaradı İngiliz ve Fransızlar gizli bir anlaşma yaparak, Yahudilere teminat verdiler Osmanlı Devleti elbirliğiyle yıkılacak ve Filistin'de bir Yahudi Dev leti kurulacaktı Bu vaadi alan Yahudiler, Filistin'de Türkler aleyhine büyük bir casusluk faaliyetine giriştiler

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu'da İngiltere'ye dost bir devlet kalmamıştı İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını icap ettiriyordu Filistin'de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu doldurabilecekti Bundan dolayı 2 Kasım 1917'de İngiltere meşhur Belfor vaadini açıkladı Birleşmiş Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı Sultan İkinci Abdülhamid Hanın kabul etmediği şartlar arasında bulunan bir üniversite 1925 yılında Skopus Dağında kurulmaya başlandı

İngiltere'nin Belfor planını tatbike başlaması ile Araplar, sömürgecilerin Filistin topraklarını çalıp siyonistlere teslim ettiklerini anladılar ve bunu müthiş şekilde protesto ettiler 1929'da Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar oldu

Bundan sonraki yıllarda Nazi Almanya'sının Yahudilere karşı soykırımına girişmeye başlamasıyla Filistin'e büyük bir Yahudi göçü başladı Filistin'deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi Bunun üzerine Sion'a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagahan, Filistin'e göç konusunda İngiltere'nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti Filistin'e de gizli Yahudi göçleri düzenlemeye başladı

İkinci Dünya Savaşınin müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaşmıştı İngiltere daha sonra Amerika'nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere götürüp, meselenin çözülmesini istedi Birleşmiş Milletler 1947 Kasımında Filistin'in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi Kudüs şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı Bu çözüm Arapları tatmin etmedi Filistin iç savaşı başladı 1948 yılı 14 Mayısında İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion, bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı

İsrail Devleti kurulur kurulmaz; Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail üzerine saldırıya başladılar Böylece Birinci Arap-İsrail savaşı başlamıştı Bu savaş bir yıl kadar sürdü İsrail'in yetmiş beş bin kişilik bir ordusu olmasına rağmen beş Arap devletini yendi Birleşmiş Milletlerin çabasıyla yapılan anlaşma sonunda, İsrail toprakları çok genişlemişti

Araplarla İsrail arasındaki gerginlik 1964 yılında tekrar yoğunlaştı Bu yılda bir Filistin Kurtuluş Teşkilatı ve bu teşkilata bağlı bir ordu kuruldu Teşkilat gerilla faaliyetlerine başladı 1967 Nisanında Suriye ve İsrail arasında sınır bölgesinde sabotaj hareketlerinin artması ve Birleşmiş Milletler askerlerinin denetimlerinde bulunan Sina Yarımadasını terk etmeleri ve burada üslenen Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 5 Haziran 1967'de savaş başladı Çok kısa süren savaş, Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı

İsrail Kudüs'ün tamamını, Sina Yarımadasının ve Suriye'nin güneybatı kesimini ele geçirdi Çatışmalar sürekli devam etti Ekim 1973'te Mısır birlikleri Süveyş Kanalındaki İsrail birliklerine sürpriz bir saldırı düzenleyerek yendi Bu başarı, askeri dengenin Arap ülkeleri lehine değiştiğinin bir işareti olarak yorumlandı

1978 ve 1979 yılları arasında ABD'nin öncülüğüyle önemli bir derecede uzlaşma sağlandı Bu uzlaşma, Arap ülkelerinin büyük tepkilerine sebep oldu Bu gün ise genelde, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki gerginlik hala devam etmektedir 6 Aralık 1987'den bu yana hergün Filistinliler işgalci İsrail askerlerine karşı taş ve sopalarla mücadele vermekte ve işgale direnmektedirler

1991'de meydana gelen Körfez Savaşı sırasında Irak, İsrail'e çeşitli zamanlarda füze saldırısında bulundu ise de İsrail buna cevap vermedi Bu savaş İsrail'in Ortadoğu'da ABD'nin liderliğinde meydana gelen yeni düzende kilit bir rol üstlendi Rusya Federasyonu bu yeni durum üzerine 24 yıl sonra İsrail'le yeniden diplomatik ilişki kurdu İsrail 1992'de 400 kadar Müslüman Filistinliyi sınırdışı etmesi üzerine ABD-İsrail ilişkileri bozuldu ABD'nin baskısı ile buların bir kısmını geri almaya razı oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



İSVEÇ

İsveç'e ilk insan yerleşmeleri, eldeki belgelere göre MÖ 800 yıllarında İsveç'in güney ucunda görülmüştür İlk İsveçliler zamanla kuzeye doğru yayılmaya başlamışlardır Sonraları ticaret yapmak için Akdeniz'e açılmışlar, Romalılarla ticari ilişkiler kurmuşlardır İsveç'in adı Svear kabilelerinden gelir Ülkenin başlangıç tarihinde ülkenin güneyinde yerleşmiş olan Gotarlarla Svearlar arasında uzun süreli çatışmalar olmuştur Svearların Gotarları Brevalla'da yenmesiyle İsveç Krallığı kurulmuştur

İsveç'e MS 4 yüzyıldan başlayarak bazı Germen kabileleri göç etmişlerdir Dokuzuncu yüzyılda İsveç kralları Normanların Batı Avrupa'ya yaptıkları akınlara katıldılar Ama asıl gayeleri doğuda bir takım topraklar elde etmekti Doğuya yönelen İsveçliler Novgorod ve Kiev'i ele geçirerek, buralarda birer prenslik kurdular

Onuncu ve on birinci yüzyıllarda Norveç ve Danimarka ile aralıklı çatışmalara girdiler On birinci yüzyılda Hıristiyanlık İsveç'te resmi din olarak kabul edildi On ikinci yüzyılda kral olan Aziz Erik, Finlandiya'yı topraklarına kattı On üçüncü yüzyılda ise, dört İskandinav ülkesi (İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya) Kalman Birliği adı ile bir tek otorite altında toplandılar (1397)

Kalman Birliği yaklaşık 125 yıl sürdü Danimarka ile İsveç arasındaki zıtlaşmalar yoğunlaşınca, İsveç Kralı Gustaf Vafa, Danimarkalıları İsveç'ten kovarak birliğe son verdi 1523'te İsveç Kralı Gustaf Vafa, İsveç'in bağımsızlığını ilan etti 1520'lerde başlayan Lutherci Reform hareketleri başarıya ulaşınca, 1529'da Roma ile ilişkileri kesildi Bunu takip eden 200 yıl içinde İsveç; Danimarka, Polonya ve Rusya'yla Baltık egemenliği için birçok savaşlar yapmıştır

Kral İkinci Gustaf Danimarka'yla barış imzalamış, Polonya Prusyasını ele geçirmiş, 30 yıl savaşlarına önemli katkıda bulunmuştur Vestfalya Antlaşması ile (1648) İsveç büyük bir devlet olmuştur Baltık Denizindeki hakimiyeti, Ruslara Poltava'da İsveç orduları yenilince son bulmuştur (1709) Napolyon'un generallerinden Jean Buptiste Bernadotte 1818 yılında Ondördüncü Karl adıylaİsveç kralı olmuştur

Bugün İsveç'te hüküm süren kral ailesi bu soydandır On dördüncü Karl döneminde İsveç ile Norveç birleşmiş bu birleşme 1905 yılında barışcı bir biçimde son bulmuştur İsveç Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında tarafsız olarak kalmıştır Günümüzde tarafsız politikasına ters düşeceği için Nato ve AET'ye girmemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.