Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antlaşmalar, savaşlar, seferler, tarihindeki, türk

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #106
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



Niğbolu Savaşı (Niğbolu Zaferi)

Niğbolu önünde Osmanlı ve Haçlı orduları arasında 25 Eylül 1396 tarihinde yapılan meydan savaşı Osmanlı Devletinin Avrupa kıtasındaki fetihleri başta Papa olmak üzere bütün Hıristiyan devletlerini telaşlandırıyordu Osmanlı Devleti Bulgaristan ve Sırbistan’ı fethederek Tuna boylarına ve Macar Krallığı hudutlarına dayanmıştı Doğu Hıristiyanlığının temsilcisi Bizans Kayserliği küçültülüp İstanbul ve çevresi surların içine sıkıştırılarak Anadolu ve Trakya’dan kuşatılmış vaziyetteydi Osmanlı akıncılarının Bosna ve Arnavutluk’a yaptıkları akınlarla fethedilen bölgelere yerleşmeleri Boyana Nehri ve Drac Limanına doğru yayılmaları Latinleri ve buralarda nüfuz sahibi Venediklileri de telaşlandırdı Bundan başka Ege denizi sahilindeki beylikleri elde ettikten sonra bu beyliklere mensup korsan gemilerinin faaliyetleri de bu telaşlarını artırıyordu Ancak asıl tehlikeyi hisseden Macarlardı Kralları Sigismund ile Bizans Kayseri İkinci Manuel’in Avrupa’dan yardım isteyerek Papa Dokuzuncu Bonifacius’u bir Haçlı seferine davet etmeleri tahtlarını tehlikede gören kralları şato mâlikâne sahibi derebeyleri Hıristiyan keşiş papaz ve İslâm hilâlinin Haçlı salîbini ezeceği kuşkusuna kapılanları harekete geçirdi

Bütün Avrupa milletleri silaha sarıldı ve İngiltere ile Fransa arasındaki harbe son verildi Fransa İngiltere İskoçya Almanya Polonya Bohemya Avusturya Macaristan İtalya İsviçre Belçika ve diğer Avrupa memleketlerinden ve Venediklilerle Rodos şövalyelerinden meydana gelen 120000 kişilik büyük bir ehl-i salîb (Haçlı) ordusu toplandı

Harekete geçen Haçlılar Macaristan’dan itibaren iki kola ayrıldı Macar kralı Sigismund’un idaresindeki asıl büyük kol önce Sırbistan istikametinde yürüyerek Tuna Vadisine ulaştı ve nehrin sol sahilini takip ederek Osmanlı toprağına girdi Sonra Tuna’yı geçerek Vidin Orsava ve Rahova şehirlerini zaptederek buralardaki Türkleri kılıçtan geçirdiler Sonra da Niğbolu önüne geldiler

Nevers kontu Jan’ın idaresindeki Fransızlar Budin’den sonra Erdel üzerinden Eflak’a geçerek Eflak voyvodası ile birlikte Niğbolu’da diğer kuvvetlerle birleşti

Haçlılar ilerlerken Katoliklik taassubuyla Balkanların Ortodoks Hıristiyanlarını da öldürüp mallarını yağma ettiler Osmanlıların müsamahalı idaresine bağlanan Balkanların yerli Hıristiyan ahalisi; can mal ırz tecavüzüne uğrayarak çok zarar gördü

Niğbolu’ya gelen Haçlılar Osmanlı kumandanlarından Doğan Beyin muhafızlığındaki Niğbolu Kalesini karadan ve nehirden kuşattılar Niğbolu Kuşatmasının on altıncı gününe kadar Sultan Bayezid Han (Yıldırım) ve Osmanlı ordusunun görünmemesi Haçlıları ümitlendirdi

Macar Kralı Sigismund burada ünlü şövalyeler prensler ve seçme askerlerine verdiği zafer ziyafetinde Suriye’nin işgaliyle birlikte Kudüs’ün alınmasından bahsediyordu

Öte yandan Avrupa’daki Haçlı hazırlıklarını öğrenip ordularının Osmanlı hududunu geçtiklerini haber alan Sultan Bayezid Han ise İstanbul kuşatmasını tehir ederek kuvvetlerini Edirne’de topladı Kara Timurtaş Paşa ile şehzadelerinin kumandasındaki Anadolu askerleri süratle toplanarak Boğazlardan geçip Edirne’de Padişaha yetiştiler Rumeli askerleri de Edirne’de Bayezid Hana katılmışlardı Yıldırım Bayezid Han adına yakışan bir süratle Tuna boylarına doğru yürüdü Osmanlı ordusu Filibe-Şıpka Geçidi yoluyla Niğbolu’ya ilerlerken Tırnova’da gıda maddeleri tedarik eden Haçlılarla karşılaştı Bunlar esir alındı Kaçanlar Osmanlı ordusunun süratle geldiği haberini ulaştırdılar Bu beklenmeyen bir durumdu Mareşal Bubiko Bayezid Hanın Tırnova’ya gelebileceğine bir türlü ihtimal veremiyordu Türklerin harp kabiliyetlerini iyi bilen Kral Sigismund haberin doğruluğunu tetkik için ileriye keşif kuvvetleri gönderdi Bayezid Hanın Gazi Evrenos kumandasındaki öncüleri Sigismund’un keşif kollarını tesirsiz hâle getirdiler Osmanlı ordusu Niğbolu’nun on kilometre kadar güneyine sokuldu Cephesini kuzeye vererek ordugâh kurdu

Niğbolu’ya yaklaşan Osmanlı ordusu keşif kollarıyla ovaya yayılmaya başlamıştı

Birdenbire Osmanlı ordusunu karşılarında gören Haçlılar silâhbaşı ettiler Kral Sigismund derhal bir harp dîvânı toplayıp muharebe nizamını tespit etti

25 Eylül 1396 sabahı Avrupa’nın dört köşesinden toplanmış 120 000 kişilik Haçlı ordusu ile bunun yarısı miktarındaki Osmanlı ordusu karşı karşıya geldikleri zaman Osmanlı ordusunun harp nizamı şöyleydi:

Birinci hatta Saruca Paşa kumandasında hafif piyadeleri teşkil eden azap askerleri solda şehzâde Süleyman Çelebi kumandasında Rumeli askeri sağda Şehzâde Mustafa Çelebi ve Anadolu beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa kumandasında Anadolu askeri ortada yeniçeriler vardı Timarlı sipahiler sağ ve sol yanlara yerleştirilmişti Sadrazam Ali Paşa Rumeli beylerbeyi Firuz Bey Malkoç Bey sol kanattaki kuvvetlerin arasında bulunuyordu Ön hatlara piyadeleri koyup kesin sonucu atlı askere bırakan Osmanlı harp nizamına mukabil neticeyi yaya askere yükleyen Haçlı ordusu ise önde birinci hatta atlı şövalyeler ikinci hatta Macar kralı sağ yanda Stefan Laskoviç kumandasında Hırvatlar solda Voyvoda Mirça kumandasında Ulahlar olmak üzere tertibat almıştı Ayrıca gerisini Tuna Nehrine ve kuşatmakta olduğu Niğbolu şehrine dayamıştı

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #107
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



İki ordu bu harp düzeninde karşılaştılar Fransız süvarileri muzaffer olmak hissiyle ilk önce taarruz ettiler Bu taarruz Sultan Bayezid Hanın kumanda ettiği merkez kuvvetlerine yapıldı Merkez kuvvetlerinin önündeki hafif yaya askeri olan azapları geçtiler Yeniçeri askeriyle karşılaştılar Yeniçerilerin ok yağmuruna tuttuğu Fransız süvarilerinin büyük bir kısmı imha edildi Sol koldan Şehzâde Mustafa ve Anadolu kuvvetlerinin yandan taarruzuna uğradılarsa da plan gereğince Osmanlı merkez kuvvetleri bir miktar geri alındı Osmanlı ordusunun geri çekilişi Fransızların kaybını daha da arttırıp kurulan kıskacın içine girdiler Osmanlı harp taktiğini bilen Sigismund’un tavsiyelerini dinlemeyip daha da ilerlediler Plan gereğince üçüncü muharebe hattı da iki kola ayrıldı Fransızlar Osmanlıların çekildiği tepeyi işgal edince zafer kazandıklarını zannettikleri anda Sultan Bayezid Hanın kumandasında olan pusudaki kuvvetlerle karşılaşınca şaşırdılar Zafer sarhoşluğu ile yaya olanlar atlarına tekrar binmek istedilerse de hilâlin kıskacı kapandığından geri dönemediler Macar Kralı Sigismund’un müttefiki Fransızları kurtarmak için gönderdiği kuvvetler de kayıp vererek geri çekilmek mecburiyetinde kaldı Kıskacın içindeki Haçlı kuvvetlerinin karşı koyanları imha edilip kalanlar esir alındı Üç saat içinde bütünüyle perişan edilen Haçlıların en gözde birliklerine sahip Fransızların mağlûbiyeti diğerlerinin taarruzuna imkân vermedi Eflak prensi Mirça muharebe neticesinin Haçlılar için hüsran olacağını tahmin ederek memleketine çekildi Karşı taarruza geçen Osmanlı ordusu süratle Sigismund’un üzerine hücum etti İhtiyat kuvvetlerini bile muharebeye sokan Macar kralı Osmanlılar karşısında hiçbir başarı sağlayamıyordu Sultan Bayezid Han kesin neticeyi almak için Osmanlı kuvvetlerinin hepsine taarruz emri verdi Haçlılar paniğe kapılıp dağıldılar Kalabalık Haçlı ordusu ile Niğbolu’ya gelmekte iken ordusunun muazzam sayısına bakarak; “Gök çökecek olsa mızraklarımızla tutarız” diyerek böbürlenen ve Osmanlıya atıp tutan Sigismund Venedik kadırgasına binerek İstanbul Boğazı-Marmara ve Ege Denizi yoluyla Mora’daki Modon Limanına sonra da Dalmaçya’da karaya ayak bastı Oradan memleketine geçti Haçlılardan muharebeye katılmayanlar ve kaçanlar kendilerini Tuna Nehrine atıp boğuldular Muharebede pek çok asilzâde kumandan ve şövalye esir alındı

Başta Papalık ve Bizans olmak üzere bütün Hıristiyan âleminin Osmanlıları Avrupa kıtasından atmak için olanca imkânlarını seferber ederek hazırladıkları büyük Haçlı ordusu Sultan Bayezid Hanın karşısında mukavemet bile edememişti 25 Eylül 1396 tarihinde Niğbolu’da kazanılan zaferle Osmanlı himayesindeki Vidin-Bulgar Krallığına son verildi Macaristan’a büyük bir akın yapılarak çok miktarda esir alındı Haçlılardan alınan pek çok ganimetle ülkede imar faaliyetleri sosyal yardım müesseseleri ve sanat eserleri yapıldı Esirleri önce Edirne’ye oradan Gelibolu’ya gönderen sonra da Bursa’ya gelince yanına getirten Sultan Bayezid Han fidye karşılığı hepsini serbest bıraktı Esirler arasında bulunan Korkusuz Jean ve arkadaşları “Bu andan itibaren Yıldırım Bayezid’e karşı gelmeyeceğimize ve ona karşı silâh kullanmayacağımıza namus ve şerefimiz üzerine yemin ederiz” deyince Bayezid Han; “Bana karşı silâh kullanmayacağınıza dair ettiğiniz yeminleri size iade ediyorum Gidiniz yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize geliniz Bana bir kere daha zafer kazanmak imkânı sağlamış olursunuz Zîrâ ben Allahü teâlânın dînini yaymak ve O’nun rızâsına kavuşmak için dünyâya gelmişim” dedi

Niğbolu Zaferi gönderilen fetihnâmelerle ülkenin her tarafına Asya’daki hükümdarlara Mısır sultanlarına Irak ve Acem beylerine Tatar hanına Bursa kadısına müjdelendi Mısır’da bulunan Abbasî halifesi kendisine gönderilen zafernâmeye verdiği cevapta Bayezid Hana; “Sultan-ı İklim-i Rûm” unvanı ile hitap etti O günden itibaren Osmanlı hükümdarlarına sultan denilmesi âdet oldu


Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #108
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



İkinci Kosova Savaşı (1448)

Polonya ve Macaristan kralı Ladislas’ın Varna‘da ölümünden sonra (1444) Macaristan kral naipliğine getirilen Yanoş Hunyadi Varna yenilgisinin öcünü almak için kuvvet toplamağa başladı Bu sırada Osmanlılar isyan eden Arnavutluk beyi İskender Bey ile uğraştıklarından Yanoş Hunyadi’nin Macarlardan başka Eflak Bohemya ve Almanlardan kuvvet toplamasına engel olamadılar Sırbistan’a kolaylıkla geçen Yanoş Hunyadi kuvvetleri Kosova’ya geldi (1448) Osmanlı hükümdarı II Murad Han da bir süre sonra Kosova’ya vardı Yanoş Hunyadi gönderdiği elçi aracılığıyla barış istedi Ancak bu teklifi kabul edilmedi Savaş Yanoş Hunyadi’nin saldırısıyla başladı Üç gün sürdü (17-19 Ekim) İlk gün hafif kuvvetlerin birbirlerini denemeleriyle geçti Şiddetli savaş ikinci gün öğleden sonra başladı Gece yarısı Yanoş Hunyadi kuvvetlerinin Osmanlı ordugâhına yaptığı baskın bir sonuç vermedi Üçüncü gün sabahtan başlayan savaşta Osmanlılar plan gereğince sağ ve sol kanatları yenik düşmüş gibi göstererek geri çektiler Merkezi müdafaasız bulan Yanoş Hunyadi hücum emrini verdi Merkezde bulunan yeniçeriler haçlılara şiddetle karşı koydular Haçlılar merkeze yığılınca sağ ve sol kanatlardan geri çekilen Osmanlı kuvvetleri bu kanatlardan ve geriden haçlıları sarmağa başladılar Kısa bir süre sonra haçlı ordusunda panik başladı Yanoş Hunyadi savaş meydanını bırakarak kaçtı Pek çok haçlı savaş meydanında kaldı

İkinci Kosova Savaşı sonucunda Osmanlılar Balkanlar‘a iyice yerleştiler Yenilen Macarlar 1456 Belgrad kuşatmasına kadar Osmanlılarla savaşmadı özellikle İstanbul’un fethine seyirci kaldılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #109
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



Birinci Kosova Savaşı (1389)

Osmanlılar ile Haçlılar (Sırp Bulgar Macar ve Karadağlılar) arasında yapılan meydan savaşlarıdır

I Murad (Hüdâvendigâr) Sırp Bulgar ve diğer Hıristiyan devletlerin doğurduğu tehlikeyi önlemek amacıyla 60 000 kişilik bir kuvvetle Sırbistan üzerine yürüdü I Murad Han’ın yanında oğulları Bayezid (Yıldırım) ile Yakub Bey vardı Öncü kuvvetlerin başında Evrenos Bey ile Paşa Yiğit bulunuyordu Türk ordusu Filibe Köstendil Eğri Palanka ve Üsküp’ün kuzeydoğusundan geçen yolu takip etti Kosova ovasının doğu yamaçları boyunca Priştina’ya yürüdü İki taraf Priştina’nın kuzeybatısında Priştina - Vuçitrn yolu üzerinde Lab suyu yanında karşılaştı Haçlı kuvvetleri Osmanlılar‘dan fazlaydı I Murad Han ordunun merkezinde yer aldı; sağ kolda Bayezid’i sol kolda öteki oğlu Yakub’u görevlendirdi Veziriazam Çandarlı Ali Paşa ile Kara Timurtaş Paşa padişahın yanında yer aldılar Haçlıların merkezinde Sırp despotu Lazar sağ kolunda yeğeni Vuk Brankoviç sol kolda da Bosna kralı Tvrtko vardı Sekiz saatlik bir çarpışmadan sonra henüz savaşın sonucu alınmadan Lazar’ın damadı Sırp asilzadelerinden Miloş Obiliç (veya Kopiliç) bir mülteci veya elçi gibi Sultan Murad Han’a yaklaştı ve birden çıkardığı hançerle padişahı yaraladı Türk kaynaklarında I Murad Han’ın savaşın sonunda savaş sahasında dolaşırken yaralı bir Sırp tarafından öldürüldüğü kaydedilir Sultan Murad Han’ın yaralandığı yere bir çadır kuruldu; sultan ağır yaralı olduğu halde kumandayı elden bırakmadı Bu sebeple savaş Türklerin lehine sonuçlandı Ölmeden önce esir alınan Sırp despotu Lazar ile damadı ve diğer Sırp asilzadeleri öldürüldüler I Murad Han’ın vefatından sonra yerine I Bayezid (Yıldırım) padişah oldu; Sırpları takip eden Yakup Çelebi ise öldürüldü

Birinci Kosova Savaşı sonunda yeni Sırp despotu Stephan Lazaroviç Osmanlılara vergi vermeyi ve savaşlara askerleri ile birlikte katılmayı kabul etti; ayrıca kızkardeşi Despina’yı Bayezid Han’a zevce olarak verdi


Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #110
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



Sırpsındığı Savaşı (Zaferi)

Osmanlı kuvvetlerinin Haçlı ordusuyla yaptığı ilk savaş (1364)Osmanlı Beyliği‘nin Trakya ve Balkanlar’da hızla ilerleyerek birçok yeri ele geçirmesi Papa Urbanus V’in teşvikiyle Macarların Bulgarların Sırpların Eflaklıların ve Bosnalıların Osmanlılar aleyhine birleşmesine sebep oldu Müttefik ordusu Edirne üstüne yürüdüğü sırada I Murad Han Bursa’daydı Edirne’de bulunan Beylerbeyi Lala Şahin Paşa I Murad Han’dan yardım istedi I Murad Han emrindeki kumandanlardan Hacı İlbeyi‘ni 10 000 kişilik bir kuvvetle düşmanın durumunu öğrenmesi için Sırpsındığı’na gönderdi Hacı İlbeyi düşman kuvvetlerinin her türlü emniyet tedbirinden uzak olarak ilerlediğini görünce bir gece baskınıyla Macar kralı Layoş kumandasındaki bu haçlı ordusunu mağlup etti Askerlerin çoğu Meriç nehrinde boğuldu Bazı kaynaklara göre Lala Şahin Paşa Hacı İlbeyi’nin kazandığı bu zaferi kıskandığı için onu zehirleterek öldürttü

Bu zaferden sonra Edirne Osmanlı Devletinin başkenti oldu; Bulgar Krallığı Osmanlı Devletine vergi vermeyi ve Osmanlı himayesine girmeyi kabul etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #111
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



Miryokefalon (Miryakefalon) Savaşı

Anadolu Selçuklu Sultanı II Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru Manuel I Komnenos arasında Denizli yakınlarında Miryokefalon’da (Myriokephalon) yapılan savaş (17 Eylül 1176)Suriye ve Musul hükümdarı Atabeg Nureddin Mahmud Zengî‘nin ölümü üzerine (1174) büyük bir rakipten kurtulan II Kılıç Arslan ertesi yıl Orta Anadolu’da Sivas ve Tokat bölgelerine hâkim olan Danişmendli Türk beyliğine son verdi Türklerin Bergama ve Edremit’e kadar ilerlemeleri Bizans İmparatoru Manuel’in Kılıç Arslan’ı ezmek ve Türk hâkimiyetine kesin bir şekilde son vermek için hazırlıklara girişmesine sebep oldu Manuel papaya bir mektup yazarak zamanın yeni bir haçlı seferi için elverişli olduğunu ve “Anadolu’dan geçen yolun artık güven altına alınacağını” bildirdi Manuel amcasının oğlu Andronikos Batatzes’i bir orduyla Paphlagonia’ya doğru yola çıkardı ve kendisi de büyük imparatorluk ordusuyla Kılıç Arslan’ın başkenti olan Konya üstüne yöneldi Kılıç Arslan imparatora elçiler göndererek barış isteğinde bulundu fakat Manuel bunu kabul etmedi Paphlagonia üstüne giden Andronikos Batatzes eylül ayı başlarında Niksar surları önünde Türklere ağır bir şekilde yenildi Batatzes’in kesilen başı bir zafer nişanesi olarak II Kılıç Arslan’a gönderildi Bundan birkaç gün sonra Manuel’in ordusu Menderes vadisinden geçerek Eğridir gölü ucundaki Sultandağı dizisine giden dağlık bölgeye girdi Kuşatma araçları erzak fazlalığı ve ağır arabalar ordunun ilerlemesini yavaşlatıyordu Ayrıca geçmek zorunda oldukları bölge Türkler tarafında tahrip edilmişti Bizans ordusunun ilerlediği yol üzerinde Tribritze denilen ve çıkış yerinde tahrip edilen Miryokefalon kalesinin bulunduğu bir geçit vardı Türk ordusu burada bir dağ yamacında toplu olarak bulunuyordu Manuel’in ileri görüşlü subayları bu ağır hareketli orduyu çukur yoldan geçirmemesi için imparatoru uyardılar Fakat ordudaki genç ve tecrübesiz prensler kendilerine güveniyor şan ve şöhret kazanmak istiyorlardı Bunlar imparatora baskı yaparak onu bu yolda ilerlemeğe zorladılar Kendine bağlı küçük beyliklerden yardımcı kuvvetler alan Kılıç Arslan’ın ordusu hemen hemen Manuel’in ordusuna eşit ancak daha kötü teçhizatlıydı Fakat Türk ordusunun daha fazla hareket imkânı vardı Bizans öncü kuvvetleri zor kullanarak geçide girdi (17 Eylül 1176) Türkler geri çekilerek dağlara saptılar sonra da imparatorluk ordusu dar yola girdiği sırada yamaçlardan aşağı inerek geçit içine saldırdılar İmparatorun kayınbiraderi bir süvari alayı başında Türklere karşı saldırıya geçti Fakat bütün adamlarıyla birlikte kılıçtan geçirildi Geçidin aşağısında bulunan askerler onun durumunu görüyorlar fakat sıkışık durumda oldukları için yardım edemiyorlardı Manuel cesaretini kaybederek paniğe kapıldı ve geçitten çıkmak için geriye kaçtı Bunun üzerine bütün ordu onu takip etti Fakat ağırlıklar yolu kapamıştı Askerlerden çok azı kurtuldu Akşama kadar süren savaş sonunda II Kılıç Arslan Manuel’e bir haberci göndererek derhal geri dönmesi Eskişehir (Dorylaion) ve Gümüşsu (Sublaion) kalelerini yıkması şartıyla ona barış teklif etti ve kalan ordusuyla geçitten çıktı Manuel Bizans’a dönerken yolda Türkmenlerin sürekli saldırılarına uğradı

Miryokefalon savaşı Selçuk ve Bizans tarihinin dönüm noktalarından biridir Türklerin Malazgirt‘ten sonra Bizans’a vurdukları bu ikinci darbe sonucu Bizans Anadolu’da üstünlüğünü kaybetti


Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...

Eski 10-10-2012   #112
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihindeki Bütün Savaşlar, Seferler Ve Antlaşmalar...



Asırlarca Devam Eden Haçlı Seferlerinin Sonucu

Pek çok kan döküldü ve milyonlarca insan can verdi; nice ülkeler harap oldu Bu seferler dinî siyasî sosyal kültürel iktisadî birçok hâdiselere sebep oldu Müslümanlara karşı savaşa katılmaya teşvik için Avrupa’da bir çok Hıristiyan tarikatları kuruldu Seferlere iştirak için Avrupalıların dindarına maceraperestine işsiz-güçsüzüne ayrı ayrı vaadlerle propaganda yapılıp Müslümanların karşısında bütün bunların boş çıkması neticesinde papalığın ve kiliselerin otoritesi sarsıldıBu seferler sonunda Hıristiyanlar Müslümanları yakından tanıdılar Harp meydanlarında aslanlar gibi cesurca dövüşen Müslümanların aslında çok merhametli iyiliksever misafirperver olduklarını yakından gördüler Müslümanların papazların bahsettikleri gibi olmaması Avrupalı Hıristiyanların daha önceki düşüncelerini değiştirdi

Papalık bu seferlerin masraflarını karşılamak gayesiyle Hıristiyanların ruhanî işleri için vergi almak âdetini çıkardı Bulunduğu çevrenin kilisesine vergisini vermeyenler Hıristiyanlıktan aforoz edildi Misyonerler faaliyetlerini artırıp Asya ve Afrika’da Hıristiyanlığı yaymaya çalıştılar

Haçlı seferlerine katılan şövalyelerin Müslümanlar karşısında güçsüzlüğü anlaşılınca derebeylik idaresi zaafa uğradı Merkezî otoritenin hakimiyeti artıp Avrupa’da krallık rejimi kuvvetlendi Köle durumundaki köylü toprak sahibi efendilerinden arazi alarak mal mülk sahibi oldu Avrupa’da aralarında büyük eşitsizlik ve adaletsizlik uçurumu bulunan sınıflar arasındaki fark kısmen azaldı

Doğu sanat ve medeniyetini tanıyıp İslamî eserlere hayran olan Haçlılar Müslümanlardan sanat ve teknik alanda birçok yenilikleri ve keşifleri öğrendiler Pek çok eseri yağmalayarak Avrupa’ya kaçırdılar Bu ise Avrupa’da ilim ve tekniğin gelişmesine sebep oldu Müslümanlardan kâğıt ve pusulayı da öğrenen Haçlılarda gemicilik çok gelişti Venedik Cenova Marsilya Pisa gibi Akdeniz limanlarının önemi artıp ticarî faaliyetler hız kazandı Bu şehirler serbest bölgeler mahiyetini alıp Batı ve Doğunun ticareti gelişti

Haçlı seferleri neticesinde Müslümanlar Bizanslılar ve Yahudiler çok zarar gördü İslâm ülkeleri ve devletleri harap oldu Yüz binlerce Müslüman; Anadolu Mısır Suriye ve özellikle Kudüs’te kılıçtan geçirilip yerleşim alanları yağmalanarak yakılıp yıkıldı Kadınlar ve çocuklar bile hunharca öldürüldü Haçlıların kılıcından sadece Müslümanlar değil Yahudiler özellikle Ortodoks Bizans da nasibini aldı İstanbul’un zenginliğine hayran kalan Latin Katolikler şehrin sanat eserlerini zengin olmak hırsıyla yağmaladılar Ortodoks ahaliye saldırıp mal can ve ırzlarına ziyadesiyle zarar verdiler İstanbullular şehri terk etmek zorunda kaldı Haçlı zulmü o kadar arttı ki asırlardır İstanbul’da bulunan Bizans İmparatorluk tahtı şehirden çıkarılıp önceden Türkiye Selçukluları Devletinin başşehri olan İznik’e taşındı Bizanslılar 1261 senesinde İstanbul’u Haçlılardan geri aldılar

Haçlı seferleri sonucunda İslâm medeniyetini tanıyan Avrupa’da ilim ve teknikte gelişmeler olup merkezî otoritenin kuvvetlenmesi yanında Müslümanlara karşı asırlarca devam edecek askerî siyasî iktisadî ve kültürel politikanın da tespit edilip safha safha tatbikine sebep olmuştur

Osmanlı Devleti‘ne ve diğer Müslüman devletlere karşı 1364 Sırpsındığı 1389 Birinci Kosova 1396 Niğbolu 1444 Varna 1448 İkinci Kosova 1453 İstanbul 1538 Preveze 1571 Kıbrıs 1683 Viyana Kuşatması Osmanlı Devletinin yıkılması ve 1919-1922 İstiklal mücadelemizde Haçlılar ittifak edip Müslümanlara karşı cephe aldılar Hattâ Kudüs’ün elimizden çıkması üzerine müttefikimiz olan Almanlar bayram yaptılar

Batılıların geçen asırlarda ve günümüzde İslâm ülkelerine karşı tatbik ettikleri yayılmacılık ve sömürgecilik hareketleri İslâm dinine saldırmaları ve Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak için yaptıkları bütün dejenerasyon faaliyetleri geçmişteki Haçlı seferlerinin hâlen soğuk savaş kültürel ve ekonomik savaş olarak devam ettiğini göstermekte bugün bile pek çok eserimiz çalınarak batıya kaçırılmaktadır Aksine batıdan ülkemize kaçırılmış bir tek eser bile görülmemiştir Batı her hususta bunu bugün bile tatbik etmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.