Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
genel, illerimiz, özellikleri

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



ADANA

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 17253 km²

Nüfus: 1934907 (1990)

İl Trafik No: 01

İLÇELER:

Adana ilinin ilçeleri; Seyhan, Yüreğir, Aladağ, Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli ve Yumurtalık' tır

Aladağ: Adana'ya 105 km uzaklıkta olan bu ilçede antik devirden kalma bir ören yeri ile harap Ortaçağ kalesi, Akören beldesindeki Kırık Kilise harabeleri çok önemlidir 40 km mesafedeki Acısu içmesi, Meydan yaylasında Bığbığı mağarası bulunmaktadır

Ceyhan: Adana il merkezine 47 km uzaklıktadır Adana-Ceyhan karayolu üzerinde 700 m uzunluğunda dört cepheli masif kaya üzerinde etkileyici görünümlü Yılan Kale, Ulucami, Mecidiye Cami ve Durhasan Dede Türbesi ilçenin önemli turistik değerleridir Yılankale'nin güneybatısında, Sirkeli Höyüğü vardırHöyüğün Ceyhan nehrine bakan kuzey kayalıklarında Hitit Krallarından Muvattali'nin sakallı ve uzun elbiseli rölyefi görülür Anadolu'nun en eski Hitit kabartmasıdır Kurtkulağı Beldesi'nde bulunan Kurtkulağı Kervansarayı 1693 yılında yapılmış olup eski Halep kervan yolu üzerindedir Kervansaray 'da yörenin etnografik eserleri sergilenmektedir

Feke: İl merkezine bağlı Tepe Mahallerinde 1945 yılında Bizans tapınağının zemin mozaikleri ortaya çıkarılmıştır Feke kalesinin 12 yyda Bizanslılar veya Selçuklular tarafından yapıldığı sanılmaktadır Rafting için ülkemizin en elverişli ırmaklarından olan Göksu, bu ilçede bulunmaktadır Ayrıca çok sayıda yaylalar vardır

İmamoğlu: İl merkezine 45 km uzaklıktaki ilçenin önemli turistik değeri İmamoğlu Yeraltı Şehridir

Karaisalı: İl merkezine 47 km mesafede bulunan ilçenin 8 km kuzey batısında Milvan Kale, 17 km batısında 1912 yılında Almanlar tarafından yapılan Alman Köprüsü, 12 km güneyinde Altınova köyü yakınlarında tarihi İpek Yolu güzergahında Kesiri Han önemli tarihi eserleridir Yerköprü mesire yeri ve Kızıldağ Yaylası görülmeye değerdir

Karataş: İl merkezine 47 km mesafedeki ilçe coğrafi konumu ile İlk Çağda büyük önem taşımış bir şehirdir Magarsus adıyla anılan bu kent bugünkü yerleşim yerinin 5 km batısında yer almaktaydı Karataş'ta Osmanlılardan kalma iki han vardır Ramsar sözleşmesinde yer alan Akyatan Gölü ve Kuş Cenneti bu ilçededir

Kozan: İl merkezine 72 km mesafededir Kozan Kalesi, As***ular tarafından yapılmıştır Önemli eserlerinden biri olan Hoşkadem Cami 1448 yılında Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından yaptırılmıştır

Kozan'ın 22 km güney doğusunda Dilekkaya köyünün 2 km uzağında bir ada gibi yükselen tepenin üzerinde Anavarza şehri MÖ 9 yüzyılda As***ular tarafından kurulmuştur Kaya mezarları, kilise, sarnıç gibi eserler bugüne ulaşan kalıntılardır Ayrıca 18 çeşit deniz hayvanını gösteren Anavarza mozaikleri bulunmaktadır Kozan ilçesine 10 km uzaklıktaki Dağılcak, mesire yeri ve yaylaları ile ünlüdür

Pozantı: İl merkezine 116 km mesafededir Coğrafi konumu nedeniyle tarihte önemli olaylara sahne olmuştur Eski ve yeni Anakşa kaleleri, Torosların en önemli geçidi olan Gülek Boğazı'nın girişindedir Gülek boğazı ile Tekir yaylası arasındaki Kızıltabya ve Aktabya kaleleri ilçenin önemli turistik mekanlarındandır

Saimbeyli: Adana il merkezine 156 km mesafededir Eski adı Haçin'dir Burada Orta Çağda yapılmış kale ve kiliseler bulunmaktadır

Seyhan: İlçenin bulunduğu yöre, pek çok uygarlıklara sahne olmuştur İlçenin başlıca eserleri Büyük Saat Kulesi, Taş Köprü, Yağ Cami ve Medresesi, Hasanağa Cami, Kemeraltı Cami, Ulu Cami Külliyesi, Yeni Cami, Çarşı Hamamı, Bebekli Kilise (Kilisenin tepesinde tunçtan yapılmış Meryem Ana heykelinin bebeğe benzemesi nedeniyle bu ad verilmiştir) dir Ayrıca Eski Adana Mahalleleri ve evleri görülmeye değerdir

Tufanbeyli: İl merkezine 200 km mesafededir İlçenin 20 km kuzeydoğusunda Hititlerin dini merkezi konumunda olan "Şar" kenti Hieropolis ve Çomana adları ile tanınır Romalılardan kalma açık hava tiyatrosu, Bizans kilise kalıntısı, ana tanrıça tapınağının kapısı olduğu sanılan Alakapı antik şehrin sağlam kalmış yapılarıdır Şar harabelerinin güneyinde Doğanbeyli köyü yakınında höyükler, batıda Hanyeri yakınında Hitit anıtı önemli eserlerdir

Yumurtalık: İl merkezine 81 km mesafededir İlçenin en önemli eserleri Ayas ve Atlas kalesi, Süleymaniye Kulesi ve Marko Polo İskelesidir Akdeniz'de kıyısı bulunan ilçenin balıkçı barınağı bulunmaktadır

Yüreğir: Yüreğir'in en önemli eseri Ceyhan nehri kıyısında bugün Yakapınarı'nın bulunduğu yerde kurulan Misis Antik Kenti, Roma ve Memluk Döneminde önemini korumuştur Ceyhan nehri üzerinde 4 yüzyılda Bizans imparatoru Flauius Constantinus tarafından yaptırılan Misis Köprüsü'nün yakınındaki mozaikler, Roma bazilikası, su kemeri, stadyum, hamam, kervansaray ve mescit görülebilir

NASIL GİDİLİR

Karayolu: D-400 Karayolu ve uluslararası TEM otoyolu ile Adana'ya ulaşılır Ankara' dan Aksaray , Pozantı üzerinden 472 km, İzmir'den Afyon Konya Ereğli üzerinden 873 km İstanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray Pozantı 909 km sonra Adana'ya ulaşılabilir Şehir merkezine uzaklığı 5 km olan otogardan, Türkiye'nin her yerine otobüs seferleri bulunmaktadır

Otogar Tel: (+90-322) 428 20 47

Demiryolu: Adana demiryolu ile İç Anadolu , Antep ve Mersin'e bağlıdır

Adana Garının şehir merkezine uzaklığı 1 km' dir

İstasyon Tel: (+90-322) 453 31 72

Havayolu: Havayolu Şakirpaşa HAva Limanı'ndan sağlanmaktadır 2750 x 45m² ebadında her türkü gövdeli uçağın iniş ve kalkışına uygun bir piste sahiptir Şakirpaşa Hava Limanı uluslararası trafiğe açıktır Tarifli ve düzenli seferlerle direk olarak Almanya, KKTC ve Arabistan'a İstanbul üzerinden de tüm dünya ülkelerine dış hat seferleri yapılmaktadır Yaz aylarında trafik yoğunluğuna paralel olarak charter seferleri bulunmaktadır

Denizyolu: Adana il sınırları içerisinde uluslararası petrol ve yük taşımacılığına açık Botas Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır

GEZİLECEK YERLER

MÜZELER VE ÖRENYERLERİ

Adana Müzesi

Adres: Seyhan Cad Adana

Tel: (322) 454 38 55

Faks: (322) 454 38 56

Adana Etnografya Müzesi

Adana Arkeoloji Müzesi

Adana Atatürk Müzesi

Misis Mozaik Müzesi

Anavarza (Dilekkaya Köyü) Ören Yeri: Adana’nın Ceyhan ilçesi, Kozan-Kadirli yolunun yaklaşık 20 km’sinde Dilekkaya köyü yakınındadır Çukurova’nın ortasında birdenbire yükselen büyük bir kaya kütlesinin önünde kurulmuştur Roma İmparatorluğu döneminde “Anazarbus” olarak anılmıştır Kentin Roma imparatorluk devri öncesi tarihi hakkında hemen hemen hiçbir bilgi yoktur Roma imparatorlarından Septimius Severus’un, Pescennius Niger ile yaptığı iktidar savaşı sırasında, Severus’un tarafını tutan kent, Severus’un 194 yılında galip gelerek imparatorluğun tek hâkimi olmasından sonra ödüllendirilerek tarihinin en parlak dönemini yaşamaya başlamıştır MS204-205 yılında Kilikia, İsauria ve Likaonia eyaletlerinin metropolisi olmuştur Anavarza, 408 yılında antik Kilikia eyaletinin baş kenti olmuştur Şehrin Kalesi, Roma ve İslami dönemlere ilişkin izler taşımaktadır Ören yerinde ayakta kalan kalıntılardan s***ar, zafer takkı, kale, sütunlar ve mozaikli iki havuz görülmeye değer niteliktedir Günümüzde açık hava müzesi olarak faaliyet göstermektedir

Şar (Şar Köy) Ören Yeri: Toros Dağları üzerinde Adana’ya 210 km uzaklıktaki Tufanbeyli ilçesinin 20 km kuzeydoğusundaki Şar Köyü’nde yer almaktadır Şar, Hitit döneminde “Komana” adıyla bilinen önemli bir merkezdir Ayrıca Roma devrinden kalma açık hava tiyatrosu, Bizans devrinden kalma kilise ve mermer bloklardan inşa edilmiş 6 m boyundaki "Ala Kapı" görülmeye değer eserlerdendir

Misis (Yakapınar) Ören Yeri: Misis antik kenti, Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Adana’dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır Misis'in tarihi, antik kentin üzerinde bulunduğu ve Neolitik Çağ’a tarihlenen höyük ile başlar Misis’i Truva kahramanlarından Mopsos’un kurmuş olduğu söylenmektedir Hitit, Assur, Makedonya ve Seleukosların eline geçmiş, Roma ve Bizans devirlerinde de önemli bir merkez olmuştur MS 8 yüzyıldan itibaren Abbasiler döneminde yeniden imar edilmiştir 1517 yılından sonra Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmiş olan Misis’te bugün ayakta kalmış olan eserler MS 4 yüzyıla ait bir bazilikanın mozaik taban döşemeleri, dokuz gözlü bir taş köprü, akropoldeki s***ar, sukemerleri ve hamam kalıntıları ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan Havraniye Kervansarayı ve tek kubbeli mescittir

Magarsos Ören Yeri: Adana’nın sahil ilçesi Karataş’ta Dört Direkli mevkiindedir Antik Kilikia’nın önemli kentlerinden olan Mallos’un dini merkezi olan Magarsos, tapınaklarıyla tanınmış, özellikle Büyük İskender’in dua ettiği Athena Tapınağı ile ün kazanmıştır Deniz boyunca uzanan şehir s***arı, tiyatro, stadium, kilise ve hamam kalıntıları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir

Ayas (Aigaiai - Yumurtalık) Ören Yeri: Kurulduğu tarih tam olarak bilinmeyen Ayas (Aigaiai) antik kenti Helenistik devirde Bergama’daki gibi dünyanın üç asklepieion tapınağından biri ile ünlü idi Roma imparatorluk döneminde gelişmesini devam ettiren Ayas, Ortaçağ’da doğunun Akdeniz’e açılan en önemli liman kentlerinden biri olmuştur

Özellikle Ceneviz ve Venedikli tüccarlar Aigaiai Limanı’nda koloniler kurmuşlardır Ünlü seyyah Marco Polo Çin seyahati için 1268 yılında bu limandan karaya çıkmış, seyahatini tamamladıktan sonra yine bu limandan gemiye binip Venedik’e dönmüştür Ayrıca Ayas ve Atlas kaleleri, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan üç katlı gözetleme kulesi, Osmanlı ve Roma hamamları kentin tarihi zenginliğini artırmaktadır

Akören Ören Yeri: Toroslar üzerindeki Aladağ ilçesinin bir beldesi olan Akören yeni tespit edilmiş bir ören yeridir Yapılan araştırmalara göre iki mahalleden oluşan ören yerinde ayakta kalmış dört adet kilise, yapı kalıntıları ve caddeler saptanmıştır Kazılardan elde edilen yazıtların incelenmesinden burasının Roma devrinden beri yayla olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır

Ceyhan-Sirkeli Muvattali Kabartması ve Ören Yeri: Eski Misis-Ceyhan karayolu üzerinde yer alan Sirkeli köyünde Ceyhan Nehri kenarında bir kaya kütlesinin üzerinde bulunmaktadır

Yakında Sirkeli Höyüğü bulunur Hitit İmparatoru Muvattali, Mısır Firavunu Ramses ile yaptığı ünlü Kadeş Savaşı’na giderken buraya uğramış ve bu olaydan sonra Hititler tarafından bu yerin kutsallığına inanılmıştır Muvattali kabartması Anadolu’daki en eski Hitit kabartması olması ile de ayrı bir öneme sahiptir

Tepebağ Evleri: Eski Adana evleri, aynı adlı Tepebağ Höyüğü'nün üzerinde ve eteklerindedir Tarihi sur içindeki Adana şehrinin yüzlerce yıllık kültürü burada saklıdır Tepebağ Evleri'nin çoğu 18 yüzyılda yapılmıştır

Kastabala Örenyeri

KALELER

Yılan Kale: Misis ile Ceyhan arasında, ovaya hâkim bir tepe üzerindedir İç Anadolu’dan gelip Gülek Boğazı yoluyla Adana, Misis, Payas ve Antakya’dan geçen tarihi istila ve kervan yolunun üzerinde bulunan kale, dağ kaleleri zincirinin ilk halkasıdır Halk arasında “Şahmeran Kalesi” olarak da bilinen kalede Şeyh Meran adlı bir kişinin yılan yetiştirip terbiye ettiği söylentisi yaygındır

Dumlu Kalesi: Ceyhan’ın 17 km kuzeybatısında Sağkaya bucağının Dumlu (Tumlu) köyünün batısında ve 75 m kadar yükseklikteki sert kalkerli bir tepe üzerindedir 12 yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Çevresi 800 metredir Sekiz burçludur Ovaya bakan doğu köşesinde gözetleme kulesi bulunmaktadır Tek kapısı doğuya bakmaktadır Kale içerisinde yapı kalıntıları ve sarnıçlar yer almaktadır Tepe etrafında kaya mezarları görülmektedir

Kozan Kalesi ve Manastırı: Ass***ular tarafından yaptırılmıştır Kozan Kalesi (Sis) tarihi yol üzerinde stratejik yönden önemli bir konumdadır 9 yüzyılda Abbasilerin, 11 yüzyılda Selçukluların ve daha sonra Haçlıların eline geçmiştir Her üç yılda bir yapılan vaftiz yağı çıkarma törenleri nedeniyle, Hıristiyan dünyasının önemli merkezlerinden olmuştur

KONAKLAR

Ramazanoğlu Konağı: Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1489 yılında yaptırılmıştır Üç katlıdır ve kesme taştandır Adana’nın en eski ev örneklerindendir Harem bölümü ayakta olup, selamlık kısmı yıkılmıştır Daha sonraki yıllarda tüccarların tuz pazarı kurması nedeniyle “Tuz Hanı” adı verilmiştir

CAMİLER

Cami ve Kiliseler

Akça (Ağca) Mescit: Adana’nın en eski Türk yapısı olan Akça Mescit, 1489 yılında Türkmen Beyi Ağca tarafından yaptırılmıştır Kapısı ve mihrabı göz alıcı üç sıra taş mermerle kaplıdır

Bebekli Kilise: 1880-90 yılları arasında yapılan kilisenin esas ismi Saint Paul’dür Kilisenin tepesinde Meryem Ana’nın 25 metrelik tunç heykeli bulunmaktadır Heykelin bebeğe benzemesi nedeniyle halk arasında Bebekli Kilise olarak bilinir

Büyük Saat Kulesi: Tarihi Ulu Cami Külliyesi içinde, 1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından yaptırılmıştır Kesme taştan dikdörtgen kesitli 32 m yükseklikte bir kuledir Resmi dairelerin zamanlarını ve ezan vakitlerini göstermek için yapılmıştır

HAMAMLAR

Çarşı Hamamı: Ramazanoğlu Piri Bey tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır Soğukluk, sıcaklık bölümü ve halvet odalarıyla klasik Osmanlı hamam mimarisinin tipik örneklerindendir Giriş kapısındaki taş işçiliği ilginçtir

KERVANSARAYLAR, BEDESTENLER

Kurtkulağı Kervansarayı: Kurtkulağı Kervansarayı, Ceyhan’ın 12 km güneydoğusunda Kurtkulağı beldesindedir 17 yüzyıl sonunda Hüseyin Paşa tarafından eski Halep kervan yolu üzerinde yaptırılmıştır Büyük kesme taşlarla yapılmıştır 2360x4575 m boyutlarındadır 180x215 m’lik kalın ayaklar ve kemerlerle örtülü odalar sivri kemerli ikişer pencere ile aydınlanmaktadır Kervansarayın hemen yanında, aynı döneme ait ilginç bir mimarisi olan tarihi cami bulunmaktadır

Bedesten: Eski Belediye Caddesi üzerindedir Ramazanoğlu Halil Bey ve oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından 16 yüzyılda yaptırılmıştır “Kapalı Çarşı” olarak da bilinmektedir Adana’nın en canlı ticaret merkezi olmuştur Halen bu önemi sürmektedir

KAPLICALAR

Termal

Bahçe ilçesindeki Haruniye Termal Turizm Merkezi, Aladağ yakınlarındaki Acısu içmesi, Ceyhan'daki Tahtalıköy, Kokarpınar içmesi ve Kurttepe içmesi çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan şifalı sulardır

PLAJLAR

İlin Akdeniz kıyısındaki Karataş ve Yumurtalık ilçeleri kıyı turizmi açısından önemlidir

YAYLALAR

Tekir, Bürücek, Aladağlar, Horzum Fındıklı, Hamidiye, Asar, Asmacık, Armutoluk, Belemedik, Meydan, Çamlıyayla ve Kızıldağ yaylaları eşsiz güzelliğiyle yayla turizmi için önemlidir

KÖPRÜLER

Taşköprü: Adana Müzesi’ndeki kitabede mimar Auxentios tarafından 4 yüzyılda yapıldığı yazılıdır 319 m uzunluğunda ve 13 m yüksekliğinde olan köprü, yanlardan ortaya doğru büyüyen 21 yuvarlak kemerden ibarettir Bunlardan ancak 14’ü sağlamdır Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması vardır

KORUNAN ALANLAR

Yumurtalık Tabiatı Koruma Alanı


Konumu Doğu Akdeniz Bölgesinde, Adana ili, Karataş ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır Saha; 16430 Ha büyüklüğündedir

Ulaşım Karataş-adana yolu ile Yumurtalık-Adana yoluyla ulaşılmaktadır Tabiatı Koruma Alanı Karataş ilçe merkezine 35 km,Yumurtalık ilçe merkezine 30 km mesafededir

Özellikleri Seyhan-Ceyhan deltası, göl lagünleri, kıyı kumulları, barındırdığı bitki ve hayvan türleri, tarihi ve kültürel değerleri ile kompleks bir yapı oluşturmaktadır

Sulak alan kompleksi, kuş göç yolu üzerinde bulunmakta olup, kışın kuş populasyonları çok yüksek değerlere ulaşmaktadır Kuşların göçlerinin emniyetleri bir şekilde tamamlanması bakımından son derece önemli bir mevkiinde bulunmanın yanı sıra, soğuk kış şartlarında Orta Anadolu'daki göllerin donması su kuşlarına çok önemli bir kışlak görevi yapmaktadır

Akyatan ve Ağyatan gölleri barındırdığı kuş türleri açısından Türkiye'deki "A sınıfı" niteliğindeki 19 sulak alandan 2'sini oluşturmaktadır Ayrıca nesli tehlikeye düşmüş 2 tür deniz kaplumbağasının (Caretta caretta) ve özellikle (Cheloria Mydas) Akdeniz'de varlığını sürdürebilmesi açısından da bu alanlar önemlidir Ayrıca Yumurtalık Lagünü ülkemizde Halep Çamının(Pinus Halepensis)'in nadir yayılış alanıdır

Saha; Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında yer alan 17 deniz kaplumbağası yuvalama alanlarından birisidir Özellikle Akdeniz'de yok olma tehlikesi içinde bulunan Chelonia Mydas türü kaplumbağa için son sığınma alanlarıdır

SPORTİF FAALİYETLER

Adana ili baraj gölünde sörf yapılmaktadır Yaylalarda trekking ve atlı doğa sporu güzergahları mevcuttur Bisiklet sürüşü için çok elverişli güzergahlar vardır Seyhan ve Ceyhan nehirleri baraj gölleri olta balıkçılığı için uygun mekanlardır

Av potansiyeli yüksek olan ilde Torosların yamaçlarında yaban keçisi, ala geyik ve karaca av hayvanı üretme sahaları kurulmuştur Akarsularda bol miktarda alabalık yaşamaktadır

Rafting için çok elverişli ırmaklarından biri olan Göksu, Adana il merkezine 121 km mesafede olan Feke ilçesindedir

KUŞ GÖZLEM ALANI

Aladağlar: Kuş Alanı, Tuzla Gölü Kuş Alanı, Akyatan Gölü Kuş Alanı, Ağyatan Gölü Kuş Alanı, Yumurtalık Lagünleri Kuş Alanı Adana İli sınırlarında bulunmaktadır

COĞRAFYA

Adana Seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş, Akdeniz de yaklaşık olarak 160 km kıyısı bulunan, nüfus büyüklüğü açısından Türkiye'nin 4 ilidir Adana, kuzeyden Kayseri, kuzey batıdan Niğde, batıdan İçel, doğudan Kahramanmaraş ve Osmaniye, güneybatıdan Hatay il sınırları ile çevrilidir

Adana'da coğrafi yapıya uygun olarak dağlık ve ovalık kesimde iklim değişiklik göstermektedir Ovalık alanın iklim yapısı Akdeniz iklimidir Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır Dağlık alanlarda ise kara iklimi hakimdir ve kışın yağışlar kar şeklindedir

TARİHÇE

1950’den sonra yoğun bir gelişme gösteren kentin yerleşim tarihi Tepebağ Höyüğü’ndeki s***arla çevrili yerleşim ile Neolitik Çağ’a inmektedir Kent prehistorik devirlerden itibaren Anadolu’yu Gülek Boğazı ile Tarsus’a bağlayan yol üzerinde olduğundan önemlidir Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra kurulan Geç Hitit Krallığı sınırları içinde kalan bölge daha sonra sırasıyla Assur, Pers ve Büyük İskender’in egemenliğine girmiştir İskender’in ölümünden sonra önce Seleukoslar, MÖ 66’da da Romalı Konsül Pompeius tarafından ele geçirilmiştir Roma ve Bizans devirlerinde önem kazanan kent, 704’te Araplarca ele geçirildiyse de 9 yüzyılda tekrar Bizans egemenliğini tanımıştır 11 yüzyıl sonunda Selçukluların, 14 yüzyıl ortalarında da Memlukluların egemenliği görülmektedir Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Osmanlı topraklarına dahil olmuştur 1833’te Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın işgaline uğrayan kent, 1840’ta Londra Antlaşması ile yeniden Osmanlı yönetimine girmiştir 1867’de kurulan Adana vilayetinin merkezi olan Adana, I Dünya Savaşı’nın ardından Fransızlar tarafından işgal edilmiştir Fransızlar 5 Ocak 1922’de Adana İtilafnamesi hükümleri uyarınca kenti boşaltmışlardır

NE YENİR?

Adana yöresinin zengin bir mutfağı bulunmaktadır Mutfağın bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalmasıdır Adana yemeklerinin en büyük özelliği un, bulgur, et ve çeşitli baharatların kullanılmasıdır Aynı zamanda süt, yoğurt, peynir ve çökelek de bol miktarda kullanılmaktadır Adana kebabı çok ünlüdür Bunun yanında bol yeşillik, ezme, salata yenir ve mevsimine göre ayran veya yöreye özgü şalgam suyu içilir Kesme ya da hamur çorbası, yüzük çorbası, düğün çorbası, sebze yemeklerinden süllüm, mercimekli ıspanak başı, kabak çintmesi, bulgur yemeklerinden ekşili topalak, sarmısaklı köfte, içli köfte, sakatat dolması, kebaplardan Adana kebabı, çingene kebabı, içeceklerden şalgam veya meyan kökü, tatlılardan karakuş tatlısı, taş kadayıfı ve halka tatlısı Adana mutfağının özgün yemeklerindendir

Adana'dan Yemek Tarifleri

Ispanaklı veya Etli Kömbe

Malzemeler:

4 kg un

1 su bardağı yağ

1 tatlı kaşığı maya

2 kg ıspanak veya 1 kg kıyma

1 çay kaşığı susam

yeterince tuz ve su

5 baş kuru soğan

2 çorba kaşığı salça

Hazırlanışı:

Ortası açılan un tuz ve su eklenerek hamur haline getirilir Mayalanması için 1-2 saat bekletilir Mayalanan hamur beş eşit parçaya bölünerek bezi yapılır Büyükçe bir tepsinin içi bir çay bardağı yağla iyice yağlanır Beziler tepsinin çapına göre açılarak tepsiye yayılır Soğan ıspanak ve salçadan hazırlanan iç koyularak dört kat yapılır Başka bir kapta susam, 1 bardak un ve 1 bardak su karıştırılarak bulamaç yapılır, hazırlanan bulamaç tepsideki hamurun üzerine sürülür En üste bir su bardağı yağ dökülür Baklava dilimi şeklinde dilimlenen yemek fırında pişirilir

Çingene Kebabı

Malzemeler:

1/2 kg patlıcan

1 kg domates

2 baş soğan

4-5 yeşil biber

1/2 demet maydanoz

yeterince tuz ve sumak

Hazırlanışı:

Patlıcan ve domatesler şişlenerek közde pişirilir Piştikten sonra kabukları soyulur ve dilimlenerek tepsiye dizilir Diğer tarafta ise kuru soğan halka halka doğranarak tuz ve sumakla ovalanır, sonra içine doğranmış maydanoz konur ve tekrar karıştırılır Bu karışım kızgın yağda kavrularak domates ve patlıcanın üzerine dökülür Hazırlanan tepsinin üzeri hava almayacak şekilde örtülüp mangalda yarım saat daha pişirilir Sıcak servis yapılır

Karakuş

Malzemeler:

1/2 kg irmik

1 bardak şeker

2 bardak süt

1 adet limon kabuğu rendesi

1 adet yumurta

Yeterince un

1/2 kg ceviz içi

Şurup için:

6 bardak şeker-5 bardak su, 1/2 adet limon

Hazırlanışı:

Bir gece önceden irmik ılık süt ile ıslatılır, üzerine yağ ve yumurta eklenerek yoğrulur Kulak memesi yumuşaklığına gelinceye kadar üzerine un serpilir Hazırlanan hamur 8 eşit parçaya bölünür ve üzerine nemli bez örtülerek dinlendirilir Bezeler tek tek üzerine un serpilerek açılır Açılan yufkaya dövülmüş ceviz içi ve limon rendesi serpilir Tekrar oklavaya sarılarak rulo haline getirilir ve baklava dilimi halinde kesilir Diğer taraftan şurup malzemeleri kaynatılarak soğutulur Kesilen karakuşlar ise bol yağda kızarıncaya kadar pişirilerek şerbetin içine atılır Bastırılarak şurubu emmesi sağlanır Bu tatlı yapılırken iki ayrı tava kullanılmalıdır Her kızartmadan sonra yağ süzülmelidir

NE ALINIR?

Geleneksel motiflerle yapılan el sanatları çok gelişmiştir Keçecilik, koşumculuk, at arabacılığı, demircilik ve bakırcılık, yemenicilik, mermercilik, kilimcilik, hasır ve boyra örücülüğü ilin önemli el sanatları arasında yer alır

YAPMADAN DÖNME

Kent Merkezindeki Bölge Arkeoloji Müzesini, Etnografya Müzesini, Atatürk Evini gezmeden,

Merkezde Ulu Cami, Sabancı Merkez Cami, Bebekli Kilise, Taş köprü ve Tepebağ Eski Adana evlerini görmeden,

Merkez dışındaki Anavarza, Şar ve Misis ören yerleri Akyatan ve Ağyatan Kuş Cennetlerini görmeden,

Adana Kebabı yemeden, Şalgam suyu ve Aşlama (meyan kökünden yapılmaktadır) içmeden,

Eski çarşıları gezmeden, Karatepe kilimlerinden almadan,

Uzun yıllardan beri yapılan Altın Koza Festivalini izlemeden

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



Aydın

Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu üçgeninin tam ortasında yer alan, Türkiye'nin tarım, sanayi ve dış ticaret ile turizm faaliyetlerinin bir arada bulunduğu, ekonomisi en gelişmiş bölgelerden olan Ege Bölgesi içindedir Aydin ili ilk çağlardan beri verimli toprakları, elverişli, iklimi, ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir yerleşim merkezi olmuştur Tarihi süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş, bugün hala geçmişin derin izlerini taşıyan güzel yurt köselerimizden biridir Günümüzde de tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu ve çeşitliliği, turizm olanaklarına sahip bulunması il'in önemini giderek artırmaktadır Aydin, Anadolu'nun batısında, Ege Bölgesi'nin güneybatı kesiminde kıyı Ege bölümündedirKuzeyinde İzmir, Manisa, doğusunda Denizli, güneyinde Muğla ve batısından Ege Denizine açılır Kuzey ve güneyi dağlık, engebelidir, iki bölüm arasında iki yandan faylarla sınırlanmış ve sonradan alüvyonlarla örtülmüş genç bir çöküntü alanı olan Büyük Menderes ovası yer alır 1 derece deprem alanı olan bölge bir çok kez yıkıcı depremlere maruz kalmıştırYüzölçümü 8007 km² dir 37-38 kuzey enlemleri ile 27-29 doğu boylamları arasındadır Nüfusu, 1997 nüfus sayımına göre 897821'dir Son sayımda bu sayının bir milyonu aşması beklenmiş ve bu tahminler fazlasıyla doğru çıkmıştır
Aydın, Batı Anadolu Bölgemizde tarih ve uygarlığın izlerini taşıyan, dünyanın ender yerlerinden biridir
Tarihin çeşitli evrelerindeki değişik kültür birikimlerinin açık bir müzesidir Tarihi MO 7000 yılına dayanan bu topraklarda yerleşen ilk insanlar, nerelere nasıl yerleştikleri ile ilgili el yapımı kayıtlar mevcuttur Bu eserlerde MO5000 yılındaki koy kültürü, MO3000 yılında şehir devletleri kültürüne dönüşmektedir Yeni gelenler MO2000 yılından itibaren devlet kurarak Anadolu kültürüne katkıda bulunmuşlardır 14 VE 12 yy da Ege ve Doğu Akdeniz'in her yanına dağılan halk toplulukları kavimler halinde Ege kıyılarına kadar geldiler Bu göç sonucunda Hitit devleti, Troia Krallığı, Miken kolonileri yıkılmıştır Bu kavimlerden Atoller ve Ionlar Bati Anadolu' da, Büyük ve Küçük Menderes ovalarına yerleştiler ve Lidya Krallığı bünyesinde 12 kıyı kenti kurdular, site denilen bu kentlerde deniz ticareti geliştirildi Siyaset, sanat, bilim, felsefe, mimarlık, alanında da Sosyo-kültürel etkinlikler yarattılar
Üçgözler (TRALLES) Lidya döneminde, Tralleis kenti, Karya, Kilikya, Iran ve Suriye ve Uzak Doğudan gelen ticaret mallarının toplandığı ve Ege limanına gönderildiği dağıtım merkezi durumundaydı Ayrıca Büyük Menderes vadisinde yetiştirilen ürünler Milet limanından Yunanistan, Roma, Mısır ve Fenike'ye ihraç edilmekteydi Nitekim Lidya gerek kendi kaynakları gerekse topladığı vergilerle olağanüstü gelişti, bölge ekonomisinde önderlik etti Dünyanın ilk parasını darp eden (basan) ülke oldu
Frigler, Anadolu'da ilk büyük devleti kurdular MO1200 yılında Büyük Menderes'in yukarı platosuna yerleştilerFrigler'in Trak Kavimlerinden olduğu Iiliryalilar'in saldırısı üzerine Boğazlar'dan geçerek Geldiklerini, Hitit krallığını yıktıkları biliniyor lonlar'in MO1200 yılında Gediz ve Büyük menderes ovalarında kurmuş oldukları şehirlerin en Önemlisi Milet şehri idi lonlar felsefede önemli aşamalar yaptılar Matematik ve Astroiiomi bilgini Thales (Tales) her şeyin ana elementinin su olduğunu ileri sürdü; Lidyalilar'la Modyalilar arasında yapılan savaştaki güneş tutulması olayını önceden hesapladı Miletli diğer bir bilgin Anoksimandros, her şeyin başlangıcının "sinirsizlik-sonsuzluk" olduğunu ileri sürdü5YY da Irandan gelen Perslerin istilası sonucunda doğu kültürü ile tanışan Bati Anadolu kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi oluştu MO546 yılında Lidya kralı Krezüs, Pers kralı Kyros (Kurus) ile yaptığı savası kaybedince, Ion şehirleri Pers Krallığı'na bağlandılar Persler'in hoşgörüsüz davranışları kolonileri ile şehirlerin bağlarını kopardı MO500 yılında karışıklıklar başladı Perslerin bölgedeki egemenliği Makedonya'nın basına Aleksandr gelene dek devam etti ve Helenistik dönem başladı Tüm bu istilalar sırasında Tralleis odaksal konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanılmıştır 1ve 2 Yyda Roma yönetimi altında kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda önemli gelişmeler gösterdi Romalıların yerel kültürü benimsemeleri, kaynakları, yolları ve ticareti geliştirmesiyle yöredeki antik kentler, özellikle Efes, Milet, Tralleis, Aphrodisias kalkındı, büyük boyutlu anıtsal yapılarla donatıldı
MS 4 YY sonlarında Roma impnun ikiye ayrılmasıyla Anadolu tümüyle doğu Roma diğer bir deyişle Bizans egemenliğinde kaldı Antik tapınaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüştürüldüDüz alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altına alindi Ramsey' e göre Tralleis açık alanlardan, bir çayın sürükleyip getirdiği tas yığınlarında oluşmuş bir tepe üzerine alindiBöyle bir ortamda, 10YY dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen Türkmenler kırsal alanları hemen hemen boşalmış olarak buldular Anadolu'daki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarının Anadolu'ya gelerek kırsal yöre halklarıyla uzlaşması ve ekonomik kaynakları paylaşmasıdır
Türkler denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında kalacaklarını gördüklerinden Anadolu yarımadasını çevreleyen yabancı kuşatmasını kırarak denizlere ulaştılar Önceleri merkezi otoritenin ortadan kalkmış olduğuna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle gelmiş olan Türkmen toplulukları ile yeni gelenler arasındaki yakınlaşma ile yüzyüze geldiler Böylece belli bir isim (Aydin Beyliği) ve bayrak altında Ege denizinin Anadolu kıyılarında siyasi ve ekonomik gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanışmışlardır Aydin beyliğinin hükümdarları kültür, sanat ve bilim hayatına önem vermişlerdir Yörede günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanısıra çeşitli kütüphanelerde bulunan değerli el yazma eserler bulunmaktadır Aydıoğulları Beyliği, 14 Yyın sonlarında Osmanlı Devletine katılmıştır Osmanlı İmparatorluğunu son döneminde bati Anadolu'da yaygınlaşan çetecilere "EFE" denilmiştir Genelde Ege kırsal alanında tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kişilerdir Başkanları "Efe", yardımcıları "Zeybek" ve "Kızan" adıyla anılır Efelik 10yy' in sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en bilinenleri, 17yy da Sivri Bölükbaşı, 19yy da Atçalı Kel Memet ve nihayet 20yy da Yörük Ali' dir Bu efeler adaletsizliğe ve haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı eylemcilerdir Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır Milli mücadele yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karşısında yörenin yurtsever asker, aydin ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur Az sayıda, dağınık halde Yunan askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan askerlerinin geri çekilmelerini sağla¤¤¤¤¤ çok etkili olmuşlardır Düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül Söke, 7 Eylül Aydın'da her yıl törenlerle kutlanmaktadır

GEZİLECEK YERLER

Müzeler

Aydın Müzesi: Aydın Müzesi 1959 yılında kurulmuştur Çok geniş ve güzel bir bahçe içinde modern Müze binasına sahiptir Müze bahçesinde Aydın çevresinden derlenmiş lahitler, mezar taşları, sütun başlıkları, yazıtlı steller ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir Müze içerisinde bir Arkeoloji salonu, bir sikke salonu ve bir etnografya salonu mevcuttur

Milet Müzesi: Milet antik kenti içinde yer alır 1973 yılında hizmete açılan Milet Müzesi'nde mavi salon, küçük salon ve orta salon olmak üzere üç teşhir salonu vardır Mavi salonda;kronolojik sırayla eserler teşhir edilmiştir Bunlar, fosiller, keramikler, geometrik eserler, taban mozaikler ile amphoralardır Küçük salonda; tiyatro maskeleri, kandiller, maden eserler, cam eserler, heykelcikler, altın eserler ve küçük madeni eşyalar ile sikkeler bulunmaktadır Orta salonda; heykeller ve mezar taşları yer alır

Afrodisyas Müzesi: Karacasu ilçesi, Afrodisyas antik kenti içinde bulunmaktadır 1979'da ziyarete açılan Müzede Afrodisyas kazılarından elde edilen arkeolojik buluntular sergilenmektedir MÖ 4000'den itibaren yapıldığı anlaşılan eserler sekiz ayrı salonda yer almakta olup, bu salonlar; Afrodit salonu, Panthesilaia salonu, küçük eserler salonu, bitmemiş eserler salonu,odeon salonu, Melpomene salonu( iç avlu ve bahçe açık salonu)'dur Ayrıca bu salonların dışında bahçede birçok eser bulunmaktadır

Örenyerleri

Nysxa: Sultanhisar ilçesinin kuzeyindeki Malgaç Dağı eteklerinde zeytin bahçeleriyle dolu yamaçlara kurulmuş Nysxa (Nisa) antik kentinin tarihinin kaynağı, coğrafyacı Strabon'dur Sel yatağından dolayı iki kısımdan oluşan kent Atymbra isimli eski bir ;yerleşmenin üzerine Selekvos Kralı I Antiochus tarafından kurulmuş ve kralın eşinin adını almıştır Nyxsa'da yetişmiş olan Aristodem'in kurduğu iki katlı kütüphane, Hellenistik çağa ait su deposu, Roma dönemine ait stadyum ve köprü, halk meclisi ve Acharaka yolu üzerindeki şehir nekropolü görülebilecek başlıca yapı kalıntılarıdır

Alabanda: İsmi Karia dilinde at ve zafer anl¤¤¤¤¤ gelen ALA ve BANDA sözcüklerinden oluşmuş bir Karia kentidir Helenistik ve Roma dönemlerinden kalma kuleli sur, tiyatro, senato, halk meclisi binası, Agora ve anıt mezar görülebilecek kalıntılardandır Ayrıca güney yönündeki Kemer Deresi üzerinde Roma yapısı bir su kemeri uzanır

Priene: Çağının önemli piskoposluk merkezi olan antik kent Prienne, Milet'in kuzeyinde, dik açılarla kesişen bir geometrik düzene göre kurulmuştur

Kentin en önemli yapısı kentin tepesine kurulmuş olan Athena Tapınağıdır Bundan başka kentin ;kuzeydoğusunda bulunan ve Helenistik devirde yapıldığı belirtilen tiyatroda görülmeye değerdir

Milet: Yenihisar ilçesi, Balat köyü yakınlarındadır Milet'te ilk yerleşimin MÖ 2000 ortalarından başlamak üzere Myken kolonisi varlığı ile görüldüğü bilinmektedir

Daha sonra Milet, Atina Kralı Kodros'un oğlu Nekus önderliğindeki İonialılar tarafından tekrar kurulmuştur İonia'nın en önemli şehir limanlarından birisidir Dört limanı vardır

Ören yerinde bu dönemlerden kalma; Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, agora, tören caddesi, anıtsal çeşme, gymnasium, Virgilius Capito, hamam, Türk hamamı, Athena Tapınağı stadium, delphinion, liman anıtı, agora, Zeus Olympios Temenosu, bouleuterion (Senato Binası), Mısır Tanrılarının Temenosu kalıntıları bulunmaktadır

Tralles (Tiral): Aydın il merkezine 1 km kadar uzaklıktadır Kentten günümüze halk arasında "üç göz" olarak bilinen yapı ve kuzeydeki tiyatroya ait bir kalıntı olan cavea gibi az sayıda eser kalmıştır 1997 yılından itibaren burada arkeolojik kazılara başlanmış olup, Roma dönemine ait bir hamam, Hellenistik Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılmış bir Arsenal yapısı ve bir Bizans dini yapısı açığa çıkarılmıştır

Afrodisyas: Bu kent Antik Çağın önde gelen mimarlık, sanat, heykeltıraşlık ve tapınma merkezlerindendir Karacasu ilçesinin 12 km güneydoğusunda bir Karia kenti olarak kurulan Afrodisyas altın çağını Roma döneminde yakalamıştır Bu dönemde olağanüstü güzellikte ;mermer heykeller ve yapılar inşa edildi

Yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda kentte mimarlık ve heykeltıraşlığın yanı sıra tıp ve astronomi alanlarında da çalışmalar yapıldığı belirlenmiştir Kentte görülebilecek başlıca yapı kalıntıları, MS 12 yyda İmparator Hadrianus zamanında ;yapılan hamam, büyük havuzlu agora, MÖ 100 yıllarında tanrıça Afrodit için yapılan tapınak, stadyum, tiyatro, hamam,odeon, psikopos sarayı, felsefe okuludur

Panionon: Kuşadası Davutlar beldesindedir Antik Dönemde, İon kentleri birliğinin merkeziydi İonlar burada toplanıp, kararlar alırlardı

Neopolis: Kuşadası'nın hemen yakınında, Yılancı Burun denilen yerdedir İlçenin ilk antik yerleşimi olarak bilinir

Didyma: Miletos'un 18 km güneyindedir Antik çağın kehanet merkezidir Apollon tapınağı en önemli eserlerindendirTapınak dipteros planlı (çift sıra sütun) olup, hiçbir zaman bitirilememiştir

Myus: Söke'nin 18 km güneyindedir İyon birliğine ait önemli bir kıyı kenti idi

Iassos: Didim ilçesi yakınlarında bulunmaktadır Bu antik kent, Dionysos şarap tanrısı adına inşa edilmiş tiyatro ve burada yapılan festivaller ile bir müzik ve tiyatro kenti olarak ün kazanmıştır

Gerga: Çine ilçesi yakınındadır Kaidelerden koparak düşmüş dev boyutlu insan heykelleri ile "Gerga" yazılı yapılar dikkat çekicidir

Alinda: Karpuzlu ilçesi yakınındadır Kraliçe Ada'nın granit kentidir 35 sıralı bir tiyatro, iki katlı kule, agora ve surlar önemli kalıntılardır

Mastaura (Mastavra): Nazilli ilçesi yakınındadır Eskiden para basılan ticaret merkezlerinden biriydi Ören yerinde sur, tiyatro, su kemeri ve bazı yapı kalıntıları vardır

Magnesia: Germencik ilçesi, Ortaklar beldesi yakınındadır Önemli olaylara sahne olduğu için olaylar kenti olarak tanımlanır MÖ3 yya ait Artemis ve Zeus tapınakları, agora, hamam, tiyatro, gymnasium, stadium ve Bizans surlarına ait kalıntılar mevcuttur

Orthasıa (Ortosı): Yenipazar ilçesi yakınındadır Menderes vadisine bakan bir tepede Akropolü mevcuttur

Acharaka (Akaraka): Sultanhisar ilçesi, Salavatlı köyü yakınındadır Sağlık merkezi olarak bahsedilir Plutonium tapınağı ve içindeki şifalı su ve gazlar bulunan Charonium mağarasından bahsedilir

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



ANKARA

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 30715 km²

Nüfus: 3236626 (1990)

İl Trafik No: 06

Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara, Orta Anadolu'nun merkezi bir noktasında kurulmuştur Bu merkezi konumu itibariyle tarih boyunca özellikle Selçuklular ve Osmanlılar devrinde, Ankara keçilerinin tüylerinden yapılan sof kumaşlarının yurt dışına satılması Ankara'yı kervansarayların güzergahı ve bir ticaret merkezi haline getirmiştir

Ankara, Birinci Dünya Savaşı sonrası Atatürk liderliğindeki ulusal direnişte belirgin bir konum üstlenmiş ve Ulusal Kurtuluş Savaşı ile Türk yurdunun yabancı işgalinden kurtarılmasıyla 13 Ekim 1923'de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ilan edilmiştir

Ankara'nın en belirgin noktasında yer alan yapı, Ulu Önder Atatürk için yaptırılan ihtişamlı Anıtkabir'dir 1953 yılında tamamlanan bu antik ve modern mimari sentezi yapı Türk mimarisinin gücünü ve zarafetini kanıtlamaktadır

Şehrin en eski bölümleri tarihi Kaleyi çevrelemektedir Duvarlar içinde 12 yüzyıla ait Alaaddin Cami her ne kadar Osmanlılar tarafından elden geçirilmişse de hala Selçuklu ahşap işçiliği ve sanatının güzel örneklerini sergiler Pek çok sayıda ilginç eski Türk evi restore edilmiş ve sanat galerileri ya da geleneksel Türk mutfağından örneklerin sergilendiği lokantalar olarak yeniden hayat bulmuştur

Hisar Kapısı'nın yakınlarında güzel bir şekilde restore edilmiş olan Bedestendeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Paleolitik, Neolitik dönemlere ve Hatti, Hitit, Frigya, Urartu ve Roma Uygarlıklarına ait paha biçilmez eserler yer almaktadır

Kalenin dışında 13 yüzyıldan kalma Arslanhane Cami ve 14 yüzyıla ait Ahi Elvan Cami görünmeye değer eserlerdendir Roma döneminin şatafatını MS üçüncü yüzyıldan kalma hamamlar, dördüncü yüzyıla ait Julian Sütunu ve ikinci yüzyıldan kalma korint stiline inşa edilmiş olan Agustus Tapınağı Ulus Meydanı'na yakın bir biçimde kalenin çevresindedir İmparator Augustus'un ''Politik Emirleri'' nden biri olan ve kendisinin başarılarını ayrıntılı olarak veren yazıt, Ankara'daki Augustus Tapınağı'nın duvarlarıdır

Kale yakınlarında, bir Roma Tiyatrosu ve aynı bölgede 15 yüzyıldan kalma Hacı Bayram Cami ve türbesi yer almaktadır

Selçuklu tahta kapı oymacılığının şaheserlerinin ve diğer günlük kullanım araçlarının sergilendiği Etnografya Müzesinin hemen yanında yer alan Resim ve Heykel Müzesi Türk güzel sanatlarından kesitler içerir Ankara'daki en büyük camii olan Kocatepe cami 1976 ile 1987 arasında Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilmiştir

Ankara, seçkin bale, tiyatro, opera ve halk dansları düzenlemeleri ile hareketli bir sanatsal ve kültürel yaşama sahne olmaktadır Şehir, özellikle dinleyici sayısı hiç düşmeyen Flarmoni Orkestrası ile ünlüdür

İLÇELER:

Ankara ilinin ilçeleri; Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Keçiören, Mamak, Sincan, Yenimahalle, Akyurt, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Elmadağ, Evren, Gölbaşı, Güdül, Haymana, Kalecik, Kazan, Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı ve Şereflikoçhisar' dır

Akyurt : Kent merkezine 33 km uzaklıktadır İlçeye bağlı Balıkhisar Köyüne 1 km uzaklıkta, MÖ 3000 yılı ortalarından itibaren yerleşime sahne olmuş, Eski Tunç Çağına ve sonrasına ait büyük bir höyük bulunmuştur

Altındağ : Kent merkezine 1 km uzaklıkta, Selçuklular , Osmanlılar ve daha eski medeniyetleri kapsayan ilçede; Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Julianus Sütunu, Roma Hamamı, Cumhuriyet Anıtı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi bulunmaktadır Ayrıca Karacabey, Ahi Şerafettin, Hacı Bayram Veli Efendi, Karyağdı, Gülbaba ve İzzettin Baba Türbeleri ile Hacı Bayram, Aslanhane, Ahi Elvan, Alaaddin, Zincirli ve Kurşunlu camileri de ilçe sınırları içerisindedir

Ayaş : Kent merkezine 58 km uzaklıktaki Ayaş İlçesi kaplıcaları ile ünlüdür Karakaya Kaplıcası ile 23 km batısındaki Ayaş içmelerinin mineralli ve radyoaktifli suların sağlık açısından önemli bir zenginlik kaynağıdır Karadere Bağlan, Ova Bağları, Arıklar Bağları, Kirazdibi Bağları ilçenin diğer tabiat varlıklarıdır

Bala : Ankara'nın güneyinde yer alan Bala ilçesi sınırlarındaki, ilçeye 35 km uzaklıktaki Beynam Ormanları Balâ ilçesinin olduğu kadar Ankara'nın da önemli mesire yerlerindendir Burası genellikle çam ormanlarıyla kaplıdır

Beypazarı : Ankara'ya 99 km mesafede olan Beypazarı ilçesinin tarihi Hitit ve Friglere kadar uzanmaktadır Beypazarı'nın bir piskoposluk merkezi olduğu, adının önceleri Lagania Anastasıopolıs olarak değiştirildiği tarihi eser ve haritalardan anlaşılmaktadır

Beypazarı, tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havucu ile ünlü şirin bir ilçedir Boğazkesen Kümbeti, Suluhan, Eski Hamam, Sultan Alaaddin Cami, Akşemseddin Cami, Kurşunlu Cami, Rüstem Paşa Hamamı, Gazi Gündüzalp Türbesi (Hırkatepe), Kara Davut Türbesi (Kuyumcutekke), Karaca Ahmet Türbesi, ilçe sınırları içerisinde olup görülmeye değer tarihi mekanlardır

İlçeye 10 km uzaklıkta bulunan Tekke Yaylası, 44 km uzaklıktaki Karaşar beldesinde bulunan Eğriova Yaylası ve Gölü, Dereli köyü civarında peri bacalarını andıran yapılar ilçenin ilgi çekici yerleridir

Çamlıdere : Ankara'nın kuzeybatısında yer alan Çamlıdere ilçesinin şehir merkezinden uzaklığı 108 km dir İlçede Selçuklu dönemine ait Peçenek Beldesinde bir Camii bulunmaktadır Bunun yanı sıra Bizans Dönemine ait mezar ve yerleşim yerleri kalıntılarına da rastlanılmaktadır

Çankaya : Çankaya İlçesi, şehir merkezine 9 km uzaklıktadır Ankara'nın önemli ilçelerinden olan Çankaya İlçesi, ili merkezine yakın pek çok semti içine alır Atatürk Orman Çiftliği, Eymir Gölü, Elmadağ Kayak Tesisleri, Ahlatlıbel Spor ve Eğlence Merkezi ilçe sınırlarındadır

Anıtkabir, Atatürk Müzesi, Atatürk Anıtı (Zafer Anıtı-Sıhhiye), MTA Genel Müdürlüğü Tabiat Tarihi Müzesi, Güvenlik Anıtı, Etnografya Atatürk Anıtı, Doğa Tarihi Müzesi, ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Sergi Salonu, Anıt Park, Botanik Bahçesi, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Kuğulu Park, Milli Egemenlik Parkı, Ahmet Arif Parkı, 100 Yıl Kapalı Yüzme Havuzu, Belediye Buz Paten Sahası gibi spor alanları, Oyuncak Müzesi (Cebeci-Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi), Hitit Anıtı, Atakule, TBMM ilçenin başlıca turistik yerlerindendir

Çubuk : Çubuk, Ankara şehir merkezine 39 km uzaklıktadır Aktepe' de bulunan bir kale harabesi ve Karadana Köyünde Oyulu Kaya Mezarı Hitit kalıntılarıdır

Çubuk II Barajı drenaj alanında bulunan ormanlık ile Karagöl mevkiinde bulunan ormanlık alanlar önemli mesire yerleridir

Elmadağ : Kent merkezine 41 km uzaklığındadır Kökü Selçuklulara kadar uzanan halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültür zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir

Etimesgut : Etimesgut ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 20 km dir Gazi Tren istasyonu ve Atatürk'ün İstanbul'a gidiş gelişlerinde uğ***andığı Etimesgut Tren İstasyonu tarihi yapı özellikleriyle dikkat çekicidir Etimesgut'a adını veren Ahi Mes'ud, Ahi Elvan gibi Türk büyüklerinden, Ahi Elvan Hazretlerinin Türbesi Elvanköy' de Elvanköy Cami avlusunda bulunmaktadır

Evren : İl merkezine 178 km uzaklığındadır Çevrede rastlanan höyük ve kilise, kale kalıntıları bu yörenin İslamiyetten çok önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir İlçe sınırları içerisinde Evren-Sarıyahşi yolu üzerinde Evren' e 2 km uzaklıkta bir höyükte bin yıla ait seramik kalıntılarına rastlanmıştır Çatalpınar Köyünün 2 km güneybatısında bulunan Sığırcık Kalesi Geç Bizans ve Osmanlı Dönemine aittir

Gölbaşı : Ankara'ya 20 Km uzaklıktaki Gölbaşı ve çevresi Ankara'nın mesire, sayfiye, turizm ve sanayi bölgesi durumundadır Mogan ve Eymir Gölleri, doğal güzelliği, temiz havası ve balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır

İlçe sınırlarında, İncek, Hacılar ve Tulumtaş köyleri arasındaki Karayatak Tepe Mevkiinde yer alan Tulumtaş Mağarasında görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar bulunmaktadır

Haymana :Kent merkezine uzaklığı 73 km olan Haymana kaplıcalarıyla dünyaca ünlüdür Kaplıcaların tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır Hititlerden sonra Romalılar devrinde kaplıca tesisleri yeniden onarılmış, ayrıca kaplıcanın 1-15 km doğusunda halen harabeleri bulunan bir şehir kurularak, bu bölge bir su tedavi merkezi haline getirilmiştir

Kalecik : Kent merkezine 71 km uzaklıktaki Kalecik ve civarının ilk defa MÖ 3500-4000 yıllarında erken Kalkolitik Devirde iskan edilmiş olduğu tahmin edilmektedir Hasbey, Saray, Tabakhane Camileri, Kazancıbaba, Alişoğlu Türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi belli başlı tarihi eserleridir

Kazan : Kazan' ın şehir merkezinden uzaklığı 45 km dir İlçenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir Yapılan kazılar sonucu çıkan birçok tarihi eser, çok değişik medeniyetler zamanında ilçe ve köylerinde yerleşim olduğunu göstermektedir

Keçiören : Keçiören ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 3 km dir Ankara'nın Merkez ilçelerinden biridir Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşına hazırlandığı ve karargah olarak kullandığı Ankara Eski Tarım Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir

Kızılcahamam : İl merkezine 83 km uzaklıkta bulunan Kızılcahamam Ankara'nın en yoğun orman örtüsüne sahip olan yerleşim yeridir Maden suyu bakımından oldukça zengin olan Kızılcahamam'a 16 km uzaklıktaki Şey Hamamı Kaplıcası ülkenin önemli kaplıcaları arasındadır

Mamak : Mamak ilçesinin şehir merkezine uzaklıgı 7 km dir İlçede kültür hizmetlerini yerine getirmek için şimdiki Belediye Başkanlık Binasının yer aldığı Konservatuar Binası bulunmaktadır Ayrıca 75 Yıl Cumhuriyet Anfi Tiyatrosu, kültürel faaliyet varlıklarından sayılabilirTabiat varlıkları olarak Hatip Çayı, Bayındır Barajı ve önemli 4 mesire yerlerindendir

Nallıhan : Nallıhan'ın şehir merkezine uzaklığı 161 km dirİlçe merkezi 1599'da Vezir Nasuhpaşa' nın burada bir han yaptırmasıyla teşekkül etmiş, adını bu Han'dan almıştır Halen çatısı yıkık olan Han ile birlikte cami ve hamam da yapılmıştır İlçede, Uluhan (Köstebek) Köyünde 17 Yüzyılda inşa edilmiş olan Uluhan Cami de diğer önemli bir eserdir

Polatlı : Polatlı ilçesinin şehir merkezine uzaklığı 78 km dir Bugünkü Polatlı'nın 20 m kuzeybatısına düşen Yassıhöyük Köyü ve çevresi bölgede gerçek bir tarih başlangıcı sayılabilir Bu çevrede 86 adet tümülüs ve kral mezarları ve kalıntıları ilçe merkezinde de tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır

Şereflikoçhisar : Şehir merkezine 148 km uzaklıktadır İlçede, Türkiye'nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü bulunmaktadır Kuzeyinde bulunan Hirfanlı Baraj Gölünde balıkçılık yapılmaktadır Tuz Gölü, Kurşunlu Camii, Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi, ilçenin tarihi ve turistik zenginliklerini oluşturur

Yenimahalle : Yenimahalle'nin şehir merkezine uzaklığı 5 km dir Kent Merkezinde yeralan Yenimahalle'nin tarihini vurgulayan eserler arasında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222 yılında eski Bağdat Ticaret yolunun geçtiği Ankara Çayı üzerinde yaptırılan Akköprü sayılabilir Tarihi özelliğini hala korumakta olan Köprü, 4 büyük, 3 küçük olmak üzere 7 kemerden oluşmuştur

NASIL GİDİLİR

Karayolu : Ankara'dan Türkiye'nin her tarafına otobüsle ulaşım olanağı vardır

Otogar Tel : (+90-312) 224 10 00

Havayolu : Uluslararası Ankara Esenboğa Havalimanı, şehir merkezine 25 km mesafededir Ulaşım HAVAŞ servisleriyle sağlanmaktadır

Hava Limanı Tel : (+90-312) 398 00 00/1517 - 398 05 50 --398 00 00/1649

Demiryolu : Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir, Ankara-Balıkesir, Ankara-Isparta-Burdur, Ankara-Zonguldak, Ankara-Adana, Ankara-Elazığ-Diyarbakır güzergahlarında trenle ulaşım mevcuttur

İstasyon Tel : (+90-312) 311 49 94 - 310 65 15

GEZİLECEK YERLER

Anıtkabir

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, inkılâpların yaratıcısı, kahraman asker, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe' de inşa edilmiştir

Mimarları Prof Emin Onat ve Doç Orhan Arda'dır 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953'te tamamlanmıştır Aynı yıl Ata, Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden büyük bir törenle buraya nakledilmiştir

Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler ;İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole - Şeref Holüdür

Müzeler

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Adres: Hisar Cad Ulus - Ankara

Tel: (312) 324 31 60

Faks: (312) 311 28 39

Etnografya Müzesi

Adres: Talatpaşa Bulvarı Opera - Ankara

Tel: (312) 311 95 56

Ankara'da Atatürk Evi

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ''Oyuncak Müzesi''

Atatürk'ün Mekanı Müze Köşk

Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi

Eğit-Der Eğitim Özel Müzesi

Gordion Müzesi

Mehmet Akif Ersoy Evi

MTA Tabiat Tarihi Müzesi

ODTÜ'de Arkeoloji ve Müze

Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi

TRT Müzesi ve Ulusal Kurtuluş Sergisi

100 Yıl Kız Teknik Öğretim Müzesi

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi

TC Ziraat Bankası Müzesi

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzesi

Adres: Cumhuriyet Cad Ulus - Ankara

Tel: (312) 311 04 73

Örenyerleri

Gordion - Polatlı/Yassıhöyük: Frigya Krallığı'nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı'nın 21 km kuzeybatısında, Ankara'dan 90 km uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir

Gordion' un tarihi MÖ 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır Asur, Hitit (MÖ 1950 - MÖ 1180) ve Frigya (MÖ 900 -MÖ620) nın önemli bir yerleşme yeri idi Frigya Devletine başkentlik yapmıştır Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından MÖ 333 yılında kışı geçirdiği Gordion'da kesilmiştir Gordion'da, bu tarihten sonra Büyük İskender Dönemi (MÖ 300-100) başlamış, sonra Roma Dönemi (MÖ 1- MS4 yy), daha sonra Selçuklu (MS11-13 yy) dönemi sürmüştür

Roma Hamamı - Ankara/Merkez: Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 25 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir

Hamam, Caracalla (MS 212-217) devrine tarihlenir Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır Hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup, her zaman olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur

Gavurkale Örenyeri - Ankara/Haymana: Ankara'nın 60 kilometre güneybatısındadır Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yüksekte olan tepe, uzun süren bir yerleşmeye sahne olmuştur Tepeye buradaki eski yıkık duvarlar nedeniyle Gavurkale adı verilmiştir

Gavurkale, bir tepe üzerindeki dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir Söz konusu kaya kabartmaları Hititlere özgü eserlerden olup, Anadolu'nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan sadece birisidir

Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda buranın s***arla çevrili önemli bir merkez olduğu anlaşılmıştır Önceleri yalnızca Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale' de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmış, burası 1930 yılındaki çalışmalar sırasında bizzat Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir Daha sonraki yıllarda çevresinde çeşitli yüzey araştırmaları yapılmış olan Gavurkale'de 1998 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi Başkanlığında kazı çalışmalarına da başlanmıştır

Karalar Köyü Örenyeri - Ankara/Kazan

Karahöyük Harabesi - Hacıtuğrul Köyü

Etnografya Müzesi

Ogüst Mabedi - Ankara/Altındağ

Ahlatlıbel : Ahlatlıbel, Ankara'nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü - Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir Ankara'ya çok yakın olan bu Eski Tunç Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir

Bitik : Bitik Höyüğü Ankara'nın 42 kilometre kuzeybatısındadır Yukarıdan aşağıya doğru MÖ V yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır Bitik' teki Eski Tunç Çağı kalıntıları bölgenin Doğu ve Batı Anadolu ile ilgisini belgeler

Etiyokuşu : Ankara'nın 5 kilometre kuzeyinde, Çubuk Çayı kıyısındadır Buradaki kazı Prof Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir Onun üstündeki Eski Tunç Çağı kültürü Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır

Augustus Tapınağı : Ulus'ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir MÖ II yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos'un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır

Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiştir Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halindedir Etrafını çevreleyen uzunluğuna on beşer, enine altışar adet kırk iki, tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri bulunmaktadır Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus'un başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur

Julianus Sütunu : Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır Hiçbir yazıtı yoktur Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır Sütunun İmparator Julianus' un (MS 361)

Ankara Roma Tiyatrosu : Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır İlk defa 1982 yılı sonunda bulunmuş, kurtarma kazılarına 15 Mart 1983'te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılan 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür Sonuçta MS II asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)'ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur

Akköprü : Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara'nın en eski köprüsüdür 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır

Höyük ve Tümülüsler

Beştepeler Tümülüsü : Anıtkabir alanındaki tümülüslerde ilk kazı 1926 yılında Makridi tarafından yapılmıştır 1945 yılında Anıtkabir alanında yapılan toprak düzeltmesi sırasında birkaç tümülüsün kaldırılması gerekmiş, iki tümülüs açılmış ve burada Friglere ait birçok çanak çömlek ile beraber aletler de ele geçmiştir Uzmanlar bu tümülüslerin Gordion Frig mezarlarıyla çağdaş olduğunu meydana çıkarmışlardır

Yumurtatepe (Demetevler) Tümülüsü: Çiftlik - Demetevler Kavşağında Demetevlere giden yolun sol tarafında yer alır 1986 ve 1987 kazı mevsimlerinde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğünce kazılmıştır Yapılan kazılar sonucunda, tümülüsün tepesinde Eski Tunç Çağına ait küçük ve yuvarlak tek bir yapı ve içinde pişmiş toprak eserler ele geçirilmiştir

Kül Höyük : Oyaca Kasabası sınırları içerisinde olup, Ankara-Haymana karayolunun yaklaşık 50 kilometresinde sola ayrılan Boyalık, Culuk, Çalış ve Durupınar yolundan 15 km gittikten sonra yolun sağında ve 150 metre mesafededir Orta büyüklükte höyüklerden olan Külhöyük'te, Anadolu Medeniyetleri Müdürlüğü Başkanlığında kazı çalışmaları yapılmaktadır

Karaoğlan : Karaoğlan, Ankara'nın 25 km güneyinde ve Ankara-Konya yolu üzerindedir Höyükte Kalkolitikten itibaren tüm uygarlık katları görülmektedir Ankara Gölbaşı bölgesinde Hitit ve Frig katlarına sahip en önemli istasyonlardan birisidir

Kaleler

Ankara Kalesi: Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü olmuştur Ankara Kalesi'nin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygındır

Selçuklular tarafından onartılıp genişletilmiştir Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bentderesinden 110 metre yüksektedir

Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır Yirmiden fazla kulesi vardır Dış kale eski Ankara şehrini yürek biçiminde çevirir Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından kısmen de toplama (spoliyen) taşlarla yapılmıştır İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m arasında değişmektedir Bugün kale içinde Osmanlı Ankara'sının XVII Yüzyıldan itibaren ayakta kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır

Kalecik Kalesi : Kalecik Kalesi, Çankırı'ya giden yol üzerinde Ankara'dan 78 km uzaklıktadır Modern kasabaya hakim olan simetrik koni biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur Güneybatısındaki dağlara bir sırtla bağlanır ve Kızılırmak' a doğru uzanan ovada tek başına yükselir

Camiler

Şehrin bazı önemli camileri, Ağaç Ayak Cami, Ahi Elvan Cami, Ahi Yakup Cami, Aslanhane (Ahi Şerafettin) Cami, Cenab-ı Ahmet Paşa Cami, Alaaddin Camii ,Çiçekçioğlu Camii, Direkli Cami, Eskicioğlu Camii, Hacettepe Camii, Hacı Arap Camii, Hacı Bayram Camii, İbadullah Cami Karacabey Camii, Kocatepe Camii, Kurşunlu Camii, Tabakhane Camii, Tacettin Camii ve Zincirli Cami'dir

Türbeler

Ankara'da, Ahi Şerafettin Türbesi,Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi, Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Hacıbayram Veli Türbesi, İsmail Fazıl Paşa Türbesi, Karacabey Türbesi, Karyağdı Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Yörük Dede (Doğan Bey) Türbesi bulunmaktadır

Kiliseler

Katolik Kilisesi (St Paul Kilisesi):

Adres: Atatürk Bulvarı No: 118 - Kavaklıdere (İtalyan Büyükelçiliği Bahçesinde)

Tel: 0312426 65 18

Ayin gün ve saatleri:

Cumartesi günleri: (Yaz) 1900 (Kış) 1800

Pazar günleri: (Yaz) 1000 -1200 -1900 (Kış) 1800

Katolik Kilisesi (St Theres Kilisesi):

Adres: Işıklar Caddesi Kardeşler Sok 15 - Ulus

Tel: 0312311 01 18

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 1030 (Türkçe)

Katolik Kilisesi (Meryem Ana Kilisesi):

Adres: Birlik Mah 3 Cad No: 35 Oyak-Çankaya (Vatikan Büyükelçiliği yanı)

Tel:0312495 35 23

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 0945 (İngilizce) 1100 (Fransızca)

Anglikan Kilisesi (St Nicolas Kilisesi):

Adres: Şehit Ersan Cad 46 - Çankaya (İngiltere Büyükelçiliği içinde)

Tel: 0312468 62 30/32 85

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri : 1000 (İngilizce)

Sinagog (Museviler Cemiyeti):

Adres: Sakalar Mah Birlik Sok 8 - Samanpazarı,

Tel:0312 311 62 00

Hanlar

Çengel Han: Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokakta bulunmaktadır Kitabesinin 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır

Kurşunlu Han: Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih'in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır

Mahmut Paşa Bedesteni: Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir 1421 - 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır

Doğu - Batı istikametinde boyuna uzanan büyük ve muntazam dikdörtgen plânda olup, on adet büyük kubbe ile örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelmiş olan arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir Anılan bedesten bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi teşhir salonu olarak kullanılmaktadır

Sulu Han: Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır 1685 tarihinde Şeyhülislâm Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu ileri sürülen Sulu Hana Hasan Paşa Hanı da denilmektedir Fakat 1141 tarihli vakfiyede, Hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır

Zağfiran (Safran) Hanı: At Pazarındadır Aslen Kayserili olup, Ankara'ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır Hanın yarısı mülk, yansı vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak, Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir İçinde bir mescit yer almaktadır

Hamamlar

Eski Hamam: Eski Hamam, Gazi Lisesinin tam karşısında yer almaktadır Oldukça harap durumda olan hamamın soyunmalığı tamamen yıkılmış olmasına mukabil, soğukluk ve sıcaklık, külhan dahil olmak üzere ayakta durmaktadır Eserin mimari yapısı ve tekniği itibariyle XV yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir

Karacabey Hamamı: Karacabey Hamamı Talat Paşa Bulvarı üzerinde olup 1444 tarihinde yapılmıştır Çifte hamam olarak teşkil olunmuş Karacabey Hamamı batı kısmında birbirine bitişik soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakın büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir, birleşmektedir

Şengül Hamamı: İstiklâl Mahallesi Acı Çeşme sokakta bulunmaktadır Kadınlar ve erkekler kısmı olmak üzere çifte hamam halinde yapılmış olan Şengül Hamamının bugün İstiklâl Caddesi üzerindeki erkekler kısmı evvelce kadınlara ait idi Yan yana olan iki kısmın da soyunmalıklarının inşa tekniği ve malzemesinden, XIX yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır

Anıtlar

Mimar Sinan Anıtı: Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin önündedir 1956 yılında Türkiye Emlâk Kredi Bankası tarafından heykeltıraş Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır En büyük mimarımız Mimar Sinan (1409-1588)'ın ayakta duran, kendine has giysileriyle mermer heykeli bulunmaktadır

Güvenlik Anıtı: Kızılay'da Güven Park içerisindedir 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır Türk Ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı olduğundan dolayı Emniyet Anıtı da denilmektedir

Mithat Paşa Anıtı: Ulus'ta TC Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binasının yanındadır 1966 yılında TC Ziraat Bankası tarafından İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden Heykeltıraş Prof Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır

Ulus Cumhuriyet Anıtı: Ulus Meydanındadır Anıt, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk Ulusu' nun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir

Zafer Anıtı: Yenişehir'de Atatürk Bulvarı üzerinde, Ordu Evi önündedir Atatürk'ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir

Zübeyde Hanım Büstü: İsmet Paşa Kız Enstitüsü binasının önündedir Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım' ın büstü Türk Kadınlar Birliği Merkezi tarafından Türk analarının en büyüğüne armağan olmak üzere 31 Mart 1964 tarihinde dikilmiştir

Gezi ve Mesire Yerleri

Altınpark: Altınpark, İrfan Baştuğ Caddesi Aydınlıkevler'de, 640 bin m2'lik alanda hizmet vermektedir Park alanında Uluslararası Fuar Merkezi, Bilim Merkezi, Kültür Merkezi, Kapalı ve Açık Spor Alanları, Açık ve Yan Açık Gösteri Anfileri, Türk, İtalyan ve Çin Lokantaları, Türk Sokağı ve Tepe hanından oluşan bölüm, Gölet ve bahçeler, Üretim seraları, Olimpik Yüzme Havuzu, Mini Golf Sahası ve At Tavlası halkın ziyaretine sunulmuştur

Danışma Tel: 0312317 96 70- 317 96 96

Atakule: Atakule, varlığı ile modern Ankara görünümüne önemli bir katkıda bulunmaktadır Yüksekliği 125 metre olan kulenin tepe rakımı 1182 metredir 1156 metredeki görsel ve işitsel cihazların kullanımına uygun çok amaçlı kokteyl salonu (nikâh töreni, seminer, konferans vb) 600 metrekarelik bir alana sahiptir Saatte bir tur atan döner lokanta 1118 metrededir Her gün 0930 - 2300 arası açık olan seyir terası, 1038 metrededir 998 metrede ise cafe - bar bulunmaktadır

Danışma Tel: 0312440 77 01

Atatürk Orman Çiftliği: Atatürk tarafından kurulan çiftlik, günümüzde gazinoları, parkları, piknik yerleri, hayvanat bahçesi, çeşitli ürünleri ve doğası ile Ankaralılar tarafından çok ziyaret edilen bir gezi ve mesire yeridir Ulaşım belediye otobüsleri, dolmuş ve banliyö treni ile mümkündür

Danışma Tel: 0312212 02 3 l

Gençlik Parkı: İstasyon - Opera binaları arasında yer alır Lunaparkı, çay bahçeleri, gazinoları, yaz aylarında faaliyet gösteren tiyatroları, kayık ve su bisikletiyle içinde dolaşılan büyük havuzuyla, restoran ve çeşitli eğlence yerleriyle halkın yazın rağbet ettiği önemli bir gezi ve eğlence merkezidir

Bayındır Barajı: Ankara'ya 12 kilometre uzaklıkta, Samsun Yolu üzerindedir Tabii güzelliği, gazinosu, kamp yeri ve bir de yüzme havuzu olan baraj, yabancıların da beğenisini toplayan bir gezi ve mesire yeridir Ulaşım, otobüs ve minibüsle mümkündür

Çankaya Sırtları: Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Atatürk Müzesinin bulunduğu yerdir Yaz aylarının sıcak günlerinde nispeten serin olan Çankaya'da pastaneler ve geniş park alanı içinde kır kahveleri de mevcut olup, Ankara'nın bir tablo gibi seyredilebileceği en güzel yerdir

Çubuk Barajı: Ankara'ya 12 kilometre uzaklıktadır Baraj çevresindeki ormanlık alan içinde gazinolar, piknik yerleri, yürüyüş alanları ve kır kahveleri vardır Motor gezileri içinde elverişli olan baraja belediye otobüsü ile gitmek mümkündür

Gölbaşı: Ankara'nın 25 kilometre güneybatısında ve Konya Yolu üzerinde olan Mogan Gölü'nün kıyısında plaj ve gazinoların yanı sıra restoran ve kahveler vardır Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren bir gezi ve mesire yeridir Kıyısında bir yüzme havuzu olan göl, kayık gezileri için elverişlidir Ulaşım, belediye otobüsü ile sağlanmaktadır

Diğer Mesire yerleri: MTA Gül Bahçesi, Kurtboğazı arajı, Sarıyar Barajı, Beynam Orman İçi Dinlenme Yeri, Çamkoru Orman İçi Dinlenme Yeri, Güven - Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri, Hoşebe Orman İçi Dinlenme Yeri, Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri , Sorgun Orman İçi Dinlenme Yeri, Söğütözü Orman İçi Dinlenme Yeri , Tekkedağı Orman İçi Dinlenme Yeri , Uluhan Orman İçi Dinlenme Yeridir

Milli Parklar

Soğuksu Millî Parkı

Mağaralar

Ankara ili Güdül ilçesinde Bizans döneminden kalma mağaralar bulunmaktadır

Ankara Mağaraları(Mağara Turizmi)

Kaplıcalar

İlin önemli kaplıcaları Kızılcahamam-Sey Hamamı Kaplıcası( link ), Ayaş İçmesi ve Kaplıcası, Ayaş Karakaya Kaplıcası, Beypazarı-Dutlu-Tahtalı Kaplıca ve İçmeleri, Kapullu Kaplıcası, Çubuk Melikşah Kaplıcası ve Haymana Kaplıcasıdır

Ankara Kaplıcaları (Sağlık Turizmi)

Kuş Gözlem Alanı

Çöl Gölü Kuş Alanı, Mogan Gölü Kuş Alanı,Kızılcahamam Ormanları Kuş Alanı,Kavaklı Dağı Kuş Alanı,İnözü Vadisi Kuş Alanı ve Sarıyar Barajı Kuş Alanı Ankara ili sınırları içinde bulunmaktadır Ayrıca Beynam Ormanı Kuş Alanı ve Tuz gölü Kuş Alanı da Ankara’da bulunmaktadır

Sakarya Havzası

Kızılırmak Havzası

Konya Kapalı Havzası

Sportif Etkinlikler

Kış Sporları: Ankara'ya 26 Km uzaklıktaki Elmadağ Kayak Merkezinde , Kar kalınlığı 30-40 cm' yi bulan kış aylarında kayak yapma imkanı mevcuttur Elmadağ Kayak Merkezinde bulunan tesisler hizmet vermektedir Ayrıca, Ankara'da biri kurtuluş Parkı içinde, diğeri Bahçelievler Sondurakta olmak üzere iki adet buz pateni sahası bulunmaktadır

Elmadağ Kayak Merkezi (Kış Turizmi)

Hava Sporları: Gölbaşı, Ankara'daki Hava sporlarının yapıldığı alanlardan biridir

Yamaç Paraşütü Yapılan Yerler

Avcılık: Ankara İli, çok çeşitli av hayvanları barındırmaktadır Bunların başında, keklik, çil keklik, tavşan yaban ördekleri ve yaban kazları gelmektedir Nallıhan, Beypazarı, Kızılcahamam , Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçeleri ormanlık alanlarında ayı, vaşak, yaban domuzu, geyik bulunmaktadır

Olta Balıkçılığı: Ankara İl sınırı dahilinde yapılmakta olan balıkçılık akarsu, göl, baraj gölü ve gölet balıkçılığı olmak üzere dört grupta toplanabilir

Akarsu balıkçılığı, Kızılırmak, Sakarya nehirleri ile bunların kolları ve Kirmir Çayında yapılmaktadır Göl balıkçılığı, Mogan Gölü, Eymir Gölü ve Karagöl' de yapılmaktadır Baraj gölü balıkçılığı, Ankara çevresinde bulunan çeşitli baraj göllerinde yapılmaktadır

Gençlik Kampları: Ankara'nın çeşitli bölgelerinde, gençlerin faydalanabilecekleri Orman Bakanlığı Orman Kampları bulunmaktadır

Gençlik Turizmi

Sanat, Kültür ve Eğlence

Ankara siyasal açıdan olduğu gibi kültürel ve sanatsal açıdan da Türkiye'nin başkenti durumundadır Devlet Tiyatroları, özel ve amatör tiyatrolar, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, çok sayıda resim galerisi, amatör müzik grupları, kültür merkezleri başkentlilerin yararlandıkları etkinliklerdir

Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım yüzyılı aşan Devlet Tiyatrosu, Ankara'da en güzel oyunları sergilemekle kalmamış, bilinçli ve son derece ince zevkli bir tiyatro seyircisi de yetiştirmiştir Türkiye Cumhuriyeti'nin 40 yılı aşan balesi Ankara'da filizlenmiştir Bu sanat dalı da, tıpkı tiyatro gibi seyircisini de birlikte yaratmış ve geliştirmiştir Her yıl ekim ayında perdelerini açan tiyatro, opera ve bale sahneleri mayıs sonuna kadar yerli ve yabancı eserlerin seçkin örneklerini sunar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da konserleri ile Ankara kültür sanat yaş¤¤¤¤¤ renk katar

1988'de başlayan "Ankara Uluslararası Film Festivali", 1984'ten bu yana süregelen ''Uluslararası Ankara Sanat Festivali'', Ankara'da yapılan önemli etkinliklerdendir Ayrıca, Ankara Uluslararası Çizgi Film Festivali, Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve Asya - Avrupa Sanat Bienali ilgi çekici sanatsal etkinliklerdir

COĞRAFYA

Ankara, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale; batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı; kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir

Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanlarını bir arada görmek mümkündür

Akarsu boylarında sıralar halinde görülen iğde, söğüt ve kavak ağaçları step içerisinde yer alır Ankara çevresinde plato üzerinde yükselen münferit dağlar ile kuzeydeki dağlık sahada ise yağışlardaki artış yüzünden orman örtüsü kendini belli etmeye başlar

Güneyde İç Anadolu ikliminin bariz özellikleri olan step iklimi, kuzeyde ise Karadeniz ikliminin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir Kara ikliminin hüküm sürdüğü bu bölgede kış sıcaklıkları düşük, yaz ise sıcak geçer

TARİHÇE

Orta Anadolu'nun kalbinde, Türkiye Devletine başkentlik yapan Ankara, yeni kurulmuş cumhuriyetin yeni hükümetine ev sahipliği yapma görevine cumhuriyetin kurucusu Atatürk tarafından layık görülmüştür

Ankara ve çevresinin tarihi Bronz çağındaki Hatti Uygarlığına kadar gider İsa'dan önce ikinci bin yılda Hititler bölgenin hakimi durumuna gelmiş ve onları sırası ile Frigyalılar, Lidyalılar ve Persler izlemiştir İsa'dan önce üçüncü yüzyılda, bir Kelt ırkı olan Galatlar Ankara'yı başkent yapmıştır

İlin tarihteki ismi "Ankyra"dır Galatlar Ankara'yı ilk defa başkent olarak kullanmışlardır Hitit döneminin küçük bir şehri olduğu bilinmekle birlikte, bu yörede bu döneme ait herhangi bir eser bulunmamıştır Frig çağından sonra şehir sırasıyla Pers, Büyük İskender, Galat dönemlerini yaşamıştır MÖ 25 yılında İmparator Augustus şehri Galatia krallığıyla beraber Roma imparatorluğuna bağlamıştır

VII ve VIII yüzyıllarda İslamiyetin doğuşuyla birlikte şehir Pers ve Arap akımlarına maruz kalmıştır871-893 tarihleri arasında birkaç kez el değiştirir 1127'de şehir kesin olarak Türk hakimiyetine girer ve adı "Engüriye" olur 1402'de Yıldırım Bayazid ve Tim***enk arasındaki Ankara Savaşında şehir kısa bir süre Moğol hakimiyetinde kalır Ancak 1414'de kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girer

Kurtuluş savaşı sırasında 1920'de Ankara merkez üs olarak seçilir ve 1923'te Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından coğrafi, stratejik, siyasi ve Kurtuluş Savaşındaki merkez üs özellikleri nedeniyle başkent ilan edilir O günlerde Avrupa'dan şehir mimarları getirilerek bugünkü modern Ankara'nın temelleri atılır

NE YENİR

Eski Ankara mutfağı evin en büyük kısmını meydana getirir Bir tarafta ocak ve tandır, bir tarafta kışlık erzakın muhafaza edildiği kiler bulunurdu Ankara yemekleri oldukça çeşitlidir Çorbalar; aş, dutmaç, keşkek, miyane, sütlü, tarhana ve toyga çorbaları, et yemekleri; Ankara tavası, alabörtme, calla, çoban kavuması, ilişkik, kapama, orman kebabı, patlıcanlı et, sızgıç, siyel, siper, pilavlar; bici, bulgur pilavı, oğmaç aşı, pıt pıt pilavı, dolmalar; efelek dolması, mantı, şirden dolması (humbar), yalancı dolma, börekler- çörekler; alt-üst böreği, ay böreği, bohça, entekke böreği, hamman, kaha, kol böreği, papaç, Pazar böreği, tandır böreği ve yalkı yemeklerden bazılarıdır

Ankara'dan Yemek Tarifleri

Ankara Tavası

Malzemeler:

400 gr kuzu eti

4 yemek kaşığı tere yağı

15 adet arpacık soğanı

2 küçük havuç

1 su bardağı iç bezelye

1 çay fincanı yoğurt

1 çay bardağı un

3 adet yumurta

1/2 demet maydanoz veya dereotu

tuz, karabiber

Hazırlanışı:

Bir tencerede etler tereyağında kavrulur Arpacık soğanları, bezelye ve halka halka doğranmış havuçlar ilave edilerek sotelenir Üzerini kapatacak miktarda su eklenir ve kaynamaya bırakılır Başka bir kapta yoğurt, yumurta ve un ile bir terbiye hazırlanır Etler piştiğinde tuz karabiber ile tatlandırılır ve hazırlanan terbiye yavaş yavaş ilave edilir Maydanoz veya dereotu ile ezeri süslenerek servis edilir

Sebzeli Bulgur Pilavı

Malzemeler:

1 su bardağı bulgur

15 su bardağı sıcak et veya tavuk suyu

1 adet soğan

2 adet dolmalık biber

2 adet domates

1 adet patlıcan

1 adet havuç

1 adet patates

1 su bardağı iç bezelye

1 yemek kaşığı tere yağı

kırmızıbiber, karabiber, tuz

Hazırlanışı:

Havuç ve patates küp küp doğranır Bezelye ile birlikte haşlanır Patlıcan, dolmalık biber ve domatesler küçük küçük doğranır Bir tencerede yemeklik doğranmış soğanlar tereyağında hafif pembeleşene kadar kavrulur Patlıcan ve dolmalık biberler ilave edilip, sürekli karıştırarak kavurmaya devam edilir 4-5 dakika sonra havuç, patates, bezelye ve domatesler eklenir ve hep birlikte kavurmaya devam edilir Sebzeler biraz kavrulduktan sonra bulgur ve 15 su bardağı kaynamış et veya tavuk suyu ilave edilir Tuz karabiber ve kırmızı biber ile tatlandırılarak 20 dakika kadar pişirilir 5-10 dakika dinlendirildikten sonra servis edilir

NE ALINIR?

Ankara'da alışveriş merkezleri Ulus, Kızılay ve Kavaklıdere'de yoğunlaşmıştır Ankara'yı ziyaret edenlerin gezmekten hoşlandıkları bir yer, Ulus yakınlarındaki Çıkrıkçılar Yokuşu ve buradaki dükkanlardır

Ulus Kale çevresi, Samanpazarı ve Çıkrıkçılar Yokuşu kesimlerinde dokuma, bakır, çömlek, hasır, deri gibi geleneksel el sanatları ürünleri, çeşitli takı, süs, hediyelik ürünler ve her türlü antika eşyanın satıldığı alışveriş mekanları bulunmaktadır

Bakırcılar Çarşısı'nda bir sürü eski ve yeni eşya, bakırın ve mücevheratın yanı sıra giysiler antikalar ve süs eşyaları bulunabilir Kale kapısına yapılan yürüyüş sonunda baharat, kurutulmuş meyve, kuruyemiş ve diğer birçok ürünün satıldığı tezgahlara gelinir

Modern alışveriş bölgeleri genelde Kızılay'da, Tunalı Hilmi Caddesi'nde ve Çankaya Atakule'de yer alır 125 m yüksekliği ile Atakule şehrin tümüne hakimdir; döner lokantası tüm şehrin görüntüsünü gözler önüne serer Kavaklıdere'deki Karum alışveriş merkezinde Türkiye'nin en seçkin mağazaları yer alır Ayrıca, yeme-içme, eğlence tesisleriyle alışveriş dışında rekreasyon olanakları sunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



İstanbul

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 5712 km²

Nüfus: 7309190 (1990)

İl Trafik No: 34

"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer" Bir koluyla Asya'ya, diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine böyle tanımlıyor

Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları yaratmış, Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin ihtişamını gur***a korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır Boğazın kıyısında şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, grupta kızaran renklerin karşı sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu hissedersiniz

Şehrin en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-S***ar arasında kalan yarımadada yer alır Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın caminin sulieti baş döndürücü bir atmosfer yaratır İnsan kendini geçmiş zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı minaresiyle İstanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni mutlaka görmelisiniz Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak inşa edilmiş olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği olan bu yapı, Hz İsa'yı, Hz Meryem'i ve imparatorları tasvir eden nefis mozaik panolarla bezenmiştir Bir başka tepeden bu iki muhteşem abideyi seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının zirvesidir Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir

Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer alır Topkapı'da Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri andıran mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz

Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu dönemden kalma üç dikilitaş bulunur

Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından biridir En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir başka mekan da Eyüp Camiidir Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir ortam sunar

İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir aynı zamanda Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler, bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim Cazibesine kapılınca en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu çarşıda

Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına girecektir Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda masalının sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20 yüzyılda yapılan lüks villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri, parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir Aynı günde Karadeniz'in vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe geçecek anılarınızı kaleme alabilirsiniz

Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört dörtlük bir mekan yapmaktadır

İlçeler

Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer, Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören, Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla

Önemli Semtler

Boğaz: Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru geleneksel ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış sayılamaz Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları geçmiş ve günümüzün karmasıdır Yalıların yanında modern oteller, taştan hisarların yanı başında rustik saraylar ve küçük balıkçı köylerinin hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar Boğaz'ı görmenin en iyi yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vap***arından birine binmektir Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba ziyaret ediyormuş gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğranarak devam eder Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir Eğer gezi özel bir biçimde gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir

Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa tarafını bölmektedir Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada toplanmışlardır Gurup vakti suyun altın rengini aldığı bu yerin kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir Haliç'in ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde, Bizans ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve sinagoglarla dolu sokaklar bulunmaktadır Ortodoks Patriği de burada oturmaktadır Biraz yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı bir yerdir

Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu selvilerin bulunduğu mezarlıklar kaplamaktadır Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp Türbesini ziyaret ederler Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır

Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu yapıldığı devrin özelliklerini koruyan, 100 yıl evvelki Avrupa tesirli mimari mirasıyla görülmeye değer bir semttir Avrupa'nın ikinci eski metrosu Tünel halen en kısa metro unvanını korumaktadır Metro ile kulesi bir sembol haline gelen Galata bölgesine geçmek mümkündür Tünelin üst ucu Istiklal Caddesinin başlangıcıdır Eski tramvayların tekrar servise konulduğu, yalnız yayalara açık cadde, Cumhuriyet devrinde konsolosluklara tahsis edilen eski elçilik binaları ile çevrilidir Tünelin üst kısmında, İstiklal Caddesinin başlangıcındaki Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi - 18 yy eseri) güzel bir yapıdır Caddenin iki yanında birbirinden meşhur mekanlar vardır Bir yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada rengarek, otantik restoranları ve Balık Pazarını içine alan Çiçek Pasajı Sonra cadde boyunca sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve eğlence yerleri Taksim meydanına ulaşan cadde eski parlak, hareketli, daima kalabalık gün ve gecelerine yeniden kavuşmuştur

Türk'ün Kurtuluş Savaşını, Atatürk ve arkadaşlarını sembolize eden, göz okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir Yeni metronun ana terminali meydanın altında, Atatürk Kültür Merkezi de kuzeyde yer almaktadir Beş yıldızlı Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de buradadır Sınıfında Türkiye'de yapılan ilk otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma özelliğini korumaktadır Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan Istanbul Askeri Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu da bu civardadır

Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte farklı İmparatorlukların önemli dini, idari ve sivil yapıları yer almaktadır Tarihi Sultanahmet meydanının etrafı Ayasofya, Haseki Hürrem Hamamı, Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla gibi tarihi eserlerle çevrilidir

Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında padişahların sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı Dönemi'nden beri ilgi çeken bir yerleşim merkezidir Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer alan Ortaköy, çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli eğlence ve alışveriş merkezlerinden birisidir

Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e kavuşması ilk defa görünür Buradan Sarıyer semti içlerine kadar elçiliklere ve şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları sıralıdır Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak, bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına ulaşır

Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin Avrupa yakasındaki son iskeleleridir Balık lokantaları ile şöhretli her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil günleri çok kalabalık olur

Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra sadece yeşil koruluklarla örtülü yamaçlara sahiptir Her iki kıyıda son yerleşimler Karadeniz'e komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir

Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir Karşıya, Avrupa'ya geçişin iskelesidir Meydandaki 16 yüzyıl camileri, ortadaki abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi Türk sanatının güzel örnekleridir Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında bulunur Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş bakışı manzaralarına hakimdir

Kadıköy: Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı bulunmaz Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen semtlerinden biridir Antik Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir çok manastır inşaa edilmişti MS 5 yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül toplantıları burada yapılmıştı Eski bahçeli malikanelerin çok azı zamanımıza gelebilmiştir Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler, Kadıköy sahilleri boyu uzanır

Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir Meşhur Bağdat Caddesi de alışveriş imkanları ile ünlüdür 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır İstasyon Bağdat demiryolunun ilk (veya son) duraği idi Yandaki yamaçta Kırım Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız askerlerinin mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında bulunmaktadır<br><br>Ticari liman tesisleri arkasındaki tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır Saat kuleli olan eski Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan Selimiye Kışlasıdır (19 yy) Kırım Savaşı sırasında buradaki yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o günlerdeki gibi korunmaktadır

Şile: Üsküdar'dan 50 km mesafedeki şirin ve güzel turistik kasaba Karadeniz sahillerindedir Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye değer yerlerdir Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra küçük kumsal koy uzanır Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda pansiyon ve oteller mevcuttur

Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları, Marmara Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır Haliç girişi ve Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz otobüsleri dört adaya muntazam seferler yaparlar

Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray mensuplarına yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı, Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası avlusunda bulunur

19 yüzyıl başlarında servise giren buharlı vap***ar ile Adalar'a ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı başlamıştır Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler, villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile ünlüdürler Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar diğer zamanlarda tenhadır Yerleşim bölgelerinin iskelelere yakın çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri çamlıklarla örtülü ada yollarının tek vasıtası faytonlardır Mevsim boyu, bilhassa tatil günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli teknelerin çekici duraklarıdır

Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin ilki ve meşhuru Burgaz Adasındadır Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış, yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur

Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası yer alır Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban Okulu ilk görülen büyük yapılardır Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi sahil boyu uzanır Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir Yerleşim alanlarının arka cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur Değirmen Burnu piknik alanı bulunur Tepeleri çevreleyen yollarda, çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten hareketlidir

Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır Fayton turu ile etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz Ancak bir saatte dolaşılan yarım tur daha enteresandır Halk plajlarından Heybeli Ada yönündeki Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir Dil Burnu mesire alanı tercih edilen güzel bir yerdir Iskele civarı kalabalık yerleşim bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır Buralardaki koylar teknelerin ziyaret yerleridir Adanın üst sırtlarında harap halde bulunan 19 yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap yapı, ihya edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır Büyük Ada iskele civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile renkli ve hareketlidir Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde unutulmaz anlar bırakır Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında gelenlere plajı ile açıktır

Çevresi

İstanbul'un dışından 25 kmde, Karadeniz'in Avrupa kıyısında Kilyos'un geniş kumsalları yaz aylarında İstanbulluları çekmektedir Karadeniz'den içeride, Avrupa kıyısındaki Belgrad Ormanı İstanbul'un çevresindeki en geniş ormandır İstanbullular, hafta sonlarında, gölgeliklerinde, mangallı aile piknikleri yapmak amacıyla arabalarıyla buraya giderler Yöredeki 7 adet eski su deposu ve bazı doğal kaynaklar farklı bir atmosfer oluşturur Osmanlı su kemerlerinden 16'ncı yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Moğlova Su Kemeri en muhteşemidir Golf Kulübü'nün üzerinden geçen yine Sinan'ın eseri 800 m uzunluğundaki Sultan Süleyman Su Kemeri Türkiye'deki su kemerlerinin en uzunlarından biridir

İstanbul'dan 25 km uzaklıktaki Polonezköy, 19'uncu yüzyılda Polonyalı göçmenler tarafından Asya kıyısında kurulmuştur Köy atmosferi içinde yürüyüşler, atlı gezintiler yapmak, buraya ilk gelenlerin yakınlarınca sunulan geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için Polonezköy, İstanbulluların uğrak yeridir Üsküdar'a 70 km uzaklıkta Karadeniz kıyısındaki Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri burayı İstanbul'un en hoş tatil mekanlarından biri haline getirmektedir Turistik açıdan popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği yerdir

Bayramoğlu - Darıca Kuş Cenneti ve Botanik Parkı İstanbul'un 38 km uzağında eşsiz bir dinlenme yeridir Yaya yürüyüş yolları, restoranları ile bu devasa park dünyanın farklı bölgelerinden gelen kuş çeşitleri ve bitkilerle doludur

Marmara Denizi'ndeki günlük seyirlerinden sonra yatçıların marinasına yanaşabildiği şirin Eskihisar balıkçı kasabası İstanbul'un güneydoğusundadır Türkiye'nin 19'uncu yüzyıl büyük ressamı Osman Hamdi Bey'in kasabadaki evi müzeye dönüştürülmüştür Eskihisar ve Gebze arasında yer alan Anibal'ın mezarı bir Bizans kalesi çevresindeki sitlerdendir

İstanbul'dan 65 km mesafedeki popüler tatil yeri Silivri'de birçok İstanbullunun yazlık evi bulunmaktadır Burası harika restoranları, spor ve sağlık merkezleri ile büyük bir tatil yeridir Konferans merkezi de iş - tatil karışımı faaliyetleri ve "kültür turizmi" için şehrin hızlı temposundan kaçan iş adamlarını çekmektedir Tarifeli deniz otobüsü servisi İstanbul'u Silivri'ye bağlamaktadır

Dokuz ada ile bezeli Marmara Denizi'ndeki adalar Bizanslı prenslerin sürgün yeriydi Bugün artık varlıklı İstanbulluların yaz aylarında serin meltemlerine ve 19'uncu yüzyıl şık evlerine kaçtıkları mekanlardır Adaların en büyüğü Büyükada'dır Çam ağaçları arasında harika bir fayton gezisi yapabilir veya adanın çevresindeki sayısız küçük koylardan birinde denize girebilirsiniz!

Diğer popüler adalar Kınalı, Sedef, Burgaz ve Heybeliada'dır Muntazam araba vapuru seferleri adaları her iki Avrupa ve Asya kıyılarına bağlamaktadır Yazın Kabataş'tan hızlı deniz otobüsü servisi vardır

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Şehir içi ulaşım:Minibüs ve otobüslerin yanısıra, merkezi Aksarayda olan tranway, Taksim ile Levent arasındaki metro, Beyoğlundaki elektrikli tranway sıkça kullanılan şehir içi ulaşım araçlarıdır

Şehirlerarası ulaşım:İstanbuldan yurdun her tarafına karayolu bağlantısı vardır Yurtiçi ulaşımının hareket noktası, Anadolu yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan uluslararası otogarıdır

Uluslararası ulaşım:İstanbuldan yurdışına Yunanistan, Üsküp, Makedonya, Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya (Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır

Otogar Tel : (+90-212) 658 05 05 - 658 10 10 - 658 00 36 (9 Hat) - 333 37 63 - 310 63 63

Demiryolu: İstanbul'dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine demiryolu bağlantısı vardır İstanbul'dan yurtdışına Sirkeci- Viyana, Münih, Budapeşte, Selanik, (Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep, (Tatavan, Van)- Tahran, S, Moskova, Büktreşe tren seferleri bulunmaktadır

İstasyon Tel : (+90-212) 348 80 20 - 336 19 16 - 337 87 24

Haydarpaşa Gar: Tel: (+90-216) 348 80 20/336 19 16

Rezervasyon Tel: (+90-216) 337 87 24

Danışma Tel: (+90-216) 336 04 75

Sirkeci Gar Tel: (+90-216) 520 65 75

Danışma Tel: (+90-216) 527 00 50

Denizyolu: İstanbulda hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım sağlanmaktadır Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır

Şehir içi Denizyolu Ulaşımı:Kadıköy- HPaşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkecii- Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık arasında vapur işlemektedir

Şehirlerarası Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma, Mudanya), Avşa Adalarına t***ar bulunmaktadır

Liman Tel : (+90-212) 245 53 66 - 249 71 78 - 249 18 96

Adres: TDİ Denizyolları Acentası Rıhtım Cad Kadıköy/İstanbul

Merkez Ofis: Tel: (+90-212) 245 53 66-249 71 78-249 18 96

Rezervasyon:Tel: (+90-212) 249 92 22-293 74 54

Danışma:Tel: (+90-212) 244 25 02-244 02 07

Havayolu: İstanbul Uluslararası Atatürk Havalimanı, şehir merkezine 20 km mesafededir Ayrıca İstanbulda uçak ve helikopter kiralama olanağı vardır

Hava Limanı Tel : (+90-212) 663 64 00 - 663 63 00 - 663 63 71 - 663 63 72 - 663 63 73 - 663 63 74 - 663 63 75

Atatürk Havalimanı DHM İşletmesi: (+90-212) 663 64 00

THY Genel Müdürlüğü : (+90-212) 663 63 00 71 5 Hat,

THY Rezervasyon: (+90-212) 663 63 63

İç Hatlar: (+90-212) 663 63 00

Dış Hatlar: (+90-212) 663 63 00 (THY),

Kargo Rezervasyon: (+90-212) 663 63 00

GEZİLECEK YERLER

Müzeler

Arkeoloji Müzesi

Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu Gülhane - İstanbul

Tel: (212) 520 77 40

Faks: (212) 527 43 00

Askeri Müze

Seferlerde Osmanlı orduları tarafından kullanılan büyük saha çadırları Askeri Müze'de sergilenmektedir Osmanlı silah ve askeri teçhizatları da sergide yer almaktadır Osmanlı askeri bandosu, Mehter Takımı öğleden sonraları saat 1500-1600 arasında Osmanlı askeri müziği ile gösteri yapmaktadır

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

Atatürk Müzesi

Şişli'de Atatürk'ün oturduğu ev daha sonra onun anısına müzeye dönüştürülmüştür Kişisel eşyaları sergilenmektedir

Ziyarete açık günler : Pazartesi ve Salı hariç her gün açıktır

Aya İrini Kilisesi (St İrene)

İstanbul'da yapılan ilk kilisedir Konstantin'in emri üzerine 4'üncü yüzyılda yapılmış, sonradan Jüstinyen zamanında restore edilmiştir Yapı, Hıristiyanlık öncesi dönemi tapınağının üzerine inşa edilmiştir

Ayasofya Müzesi

Adres: Sultanahmet Meydanı - İstanbul

Tel: (212) 528 45 00

Fax: (212) 512 54 74

Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlı camilerine fikir bazında da olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür Bu eser dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir Ayasofya 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi işlevini sürdürmektedir

Bizans tarihçileri tarafından İmparator I Konstantinos (324-337) zamanında yapıldığı ileri sürülen ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda yanmış, bu yapıdan günümüze hiç bir kalıntı gelmemiştir İmparator II Theodosius, Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete açmıştır Yine bazilika planlı bu yapı 532'de Nika ihtilali sırasında yanmıştır 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili bazı kalıntılar ortaya çıkmıştır Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar, sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır

İmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı yaptırmıştır Anadolu'nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofya'da kullanılmak üzere İstanbul'a getirilmiştir

Ayasofya'nın yapımına 23 Aralık 532'de başlanmış, 27 Aralık 537'de tamamlanmıştır Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir İç mekân, 100 x 70 m ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m yüksekliğinde, 3031 m çapında kubbe ile örtülmüştür

Ayasofya'nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır En eski mozaikler iç narteks ve yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir Figürlü mozaikler IX-XII yüzyıllarda yapılmıştır Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir

Ayasofya İstanbul'un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar görmüştür Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel örneklerini içerir Bunlardan kubbedeki ünlü Türk Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Kuran'dan alınma bir suresi ile 750 m çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır Bu levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Ebu Bekir, Hüseyin'in isimleri yazılıdır Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır

Sultan II Selim, Sultan III Mehmet, Sultan III Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I Mahmut'un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecid'in hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofya'daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır

Müze pazartesi dışında hergün 0930-1630 saatleri arasında gezilebilir ÇİNİLİ KÖŞK: 15 inci yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet zamanında bir köşk veya pavyon şeklinde yaptırılmıştır İznik parçaları dahil 16'nci yüzyıl Selçuk ve Osmanlı çömlek ve çini sanatının en iyi örneklerini barındıran Türk Seramikleri Müzesi yer almaktadır

Ayasofya Müzesi IMahmud Kütüphanesi

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

Adres: Sultanahmet Arastası - İstanbul

Tel: (212) 511 97 00

Mozaik Müzesi, Bizans imparatorlarının Büyük Sarayı'ndan kalmadır 5 ve 6'ncı yüzyıl nadide mozaik döşemeler burada korunmaktadır

Denizcilik Müzesi

Beşiktaş'tadır Osmanlı denizcilik tarihine ait bir çok ilginç eserler yanında, sultanların Boğazı geçerken kullandıkları "saltanat kayıkları" da sergilenmektedir

Ziyarete açık günler : Cumartesi ve Pazar hariç her gün açıktır

Divan Edebiyatı Müzesi (Galata Mevlevihanesi)

Adres: Galipdede Cad 15 Beyoğlu - İstanbul

Tel: (212) 245 41 41

Fethiye Müzesi (Pammakaristos)

Güzel Sanatlar Müzesi

Beşiktaş'taki Güzel Sanatlar Müzesi'nde 19 uncu yüzyılın sonundan günümüze uzanan döneme ait Türk resim ve heykel örnekleri yer almaktadır

Ziyarete açık günler : Pazartesi ve perşembe hariç her gün açıktır

Havacılık Müzesi

Yeşilköy'dedir Türk havacılığının gelişmesi teması üzerine kurulmuştur

Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

İmrahor Anıtı (İlyas Bey Camii) St Studios Manastırı Hagios Ionnes Prodromos Bazilikası

Kariye Müzesi

Adres: Edirnekapı - İstanbul

Tel: (212) 523 30 09

11 yüzyıl eseridir ve "Hz İsa" Kilisesi adıyla da anılır İstanbul'da Ayasofya'dan sonra en önemli Bizans yapısıdır İstanbul Edirnekapı yakınlarında yer alan mozaik ve freksleriyle ünlü bu kilise Bizans İmparatoru Alexius Komnenos'un kayınvalidesi Maria Dukaina tarafından yaptırılarak Hz İsa'ya ithaf edilmiş daha sonra büyütülmüştür Hz İsa ve Hz Meryem'in yaşantılarını sahneleyen mozaik ve fresklerinin çoğu 1305-1320 yıllarında yapılmıştır II Bayazıt döneminde camiye çevrilen kilise Cumhuriyet döneminde 1929'da restore edilmiş, mozaikleri meydana çıkarıldıktan sonra müze olarak ziyarete açılmıştır Bu arada, müze ziyareti sonrasında Kilise'yi çevreleyen ahşap evlerde, şehrin koşuşturan ortamından uzakta, rahat bir atmosfer içinde çay ve kahve sunulmaktadır

Orhan Kemal Müzesi

Müze Tel : (+90-212) 292 92 45 - 292 12 13 Fax: (+90-212) 243 67 82

Yakın edebiyatımıza ışık tutan Orhan Kemal için, Orhan Kemal Kültür Sanat Koordinatörlüğü katkıları ile İstanbul'da, Akarsu caddesi No:32 Cihangir 80060 adresindeki ev müze haline getirildi Müzede Orhan Kemal'in fotoğrafları, ilk baskı kitapları, yabancı dilde yayınlanan kitapları, çalışma odası, kullandığı eşyalar ve giysileri sergilenmektedir

Ziyarete açık günler : Her gün 1000-1700 saatleri arasında açıktır Giriş ücretsizdir

Rumelihisarı Müzesi - Anadoluhisarı Müzesi - Yedikulehisarı Müzesi

Rumelihisarı Müzesi

Adres: Yahya Kemal Cad No:42 Hisarönü - İstanbul

Tel: (212) 263 53 05

Anadoluhisarı Müzesi

Adres: Beykoz - İstanbul

Tel: (212) 263 53 05

Rahmi Koç Endüstri Müzesi

Hasköy'ün banliyösünde, Haliç kıyısında, daha önceleri Lengerhane adıyla anılan Osmanlı dönemi demir ve çelik işçiliğinin mekanı Rahmi Koç Endüstri Müzesi endüstrideki gelişmeleri sergilemektedir

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

Sadberk Hanım Müzesi

Boğazdan yukarıya doğru, Büyükdere'nin kenar mahallesindeki, 19 uncu yüzyıl iki ahşap villayı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonları doldurmaktadır Önceden Türk süsleme sanatı örneklerinin sergilendiği bu özel müze yeni arkeolojik koleksiyonun eklenmesi ile daha da büyümüştür

Ziyarete açık günler : Çarşamba hariç her gün açıktır

Şehir Müzesi

Yıldız Sarayı'nın bahçesindeki Şehir Müzesi'nde ise Osmanlı fethinden bu yana İstanbul'un tarihi ile ilgili belgeleri korumaktadır

Ziyarete açık günler : Perşembe hariç her gün açıktır Yine Yıldız Sarayı bahçesinde çok zengin dekor ve sahnesi, zarif kostümleri ile Tiyatro ve Tarihi Sahne Kostümleri Müzesi yer almaktadır

Tekel Müzesi

Topkapı Sarayı Müzesi

Adres: Sarayiçi Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 522 44 22

Fax: (212) 522 44 22

Türk Halıları Müzesi

İbrahim Paşa Sarayı'nın bulunduğu sokağın karşısındadır Türkiye'nin her yöresinden toplanan çok güzel antika halı ve kilimler sergilenmektedir

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

Türk - İslâm Eserleri Müzesi

Adres: İbrahim Paşa Sarayı Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 518 18 05

Faks: (212) 518 18 07

Müzede Türk ve İslam sanatı eserleri sergilenmektedir Bina, 1524'de Muhteşem Süleyman'ın Baş Veziri İbrahim Paşa tarafından ikametgahı olarak yaptırılmıştır Osmanlı İmparatorluğu döneminin en büyük özel konutudur Bugün, zarif seramik koleksiyonlarının, minyatürlerin, hat sanatı örneklerinin, tekstillerin, en eski halıların yanında ağaç oyma eserlerin sergilendiği bir mekandır

Türbeler Müzesi

Adres: Atmeydanı Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 517 05 44

Yıldız Sarayı Müzesi

Adres: Beşiktaş - İstanbul

Tel: (212) 258 30 80

Faks: (212) 258 30 85

Yerebatan Sarnıcı

Bizans Sarnıcı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya'nın yakınındadır Büyük salonun ince tuğla kemerleri 136 adet korint stili sutünla desteklenmektedir

Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

Örenyerleri

Polonezköy

Kuleler

Kız Kulesi: İstanbulun sembolü olan Kız Kulesi, Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılan kule günümüzde turizme tahsis edilmiştir Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya kavuşmak için yüzerken boğulan Leander'in kulesi olarak tanıtır Bir diğer hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafindan sokulacağını rüyalarında gören İmparatorun, emniyette olması için genç kızı yerleştirdiği kule idi Meyve sepeti içinde gelen yılan trajediye sebep olur

Galata Kulesi: Bizanslıların Cenevizliler aleyhine hareketlerine karşılık, Cenevizliler tarafından yapılmıştır Bölgeyi her türlü saldırıdan korumak için de bu kuleyi yaptırmışlardı Kulede büyük sahanlığa kadar duvar içinde dönerek çıkan bir taş merdiven vardır Son yıllarda 1967'de restore edilmiş, içine asansör konmuş, diğer katlarına da lokanta yapılmıştır

Beyazıt Kulesi: Bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının bulunduğu yerdeki yapı (eski saray), II Mahmut devrinde Milli Savunma Bakanlığı (Seraskerlik) olarak kullanılmıştır Seraskerliğin avlusundaki ahşap kule, yangın gözcüleri için uzun süre varlığını sürdürmüştür II Mahmut, daha güzelini yaptırtmak için bu kuleyi yıktırmıştır ve kitabesine göre, onun emri ile, 1828 yılında Serasker Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini yansıtan, kagir bir kule yapılmıştır 50 m yüksekliğindeki bu abide, belirgin kütlesiyle, kente karekteristik bir çizgi kazandırmaktadır Ahşap bir merdivenle çıkılan yukarıdaki sahanlık, şehrin büyük bir kısmını kuşbakışı seyretme olanağı sağlar

Hisarlar

Üçgeni andıran eski İstanbul yarımadasının etrafı 5 yüzyılda Roma döneminde yapılan, 22 kmyi bulan s***arla çevrilidir Byzantion şehir sitesi, kurulmasından itibaren batı yönüne doğru genişleyerek 4 defa yeni s***arla çevrilmiştir Marmara Denizi ve Haliç kıyıları da tek sıra fakat güçlü s***arla çevrili idi Şehrin akropolisini çevreleyen s***ardan, 3 yüzyılda yapılmış İmparator Septimus Severius ve 320'de Büyük Konstantin'in yaptırdığı 3 sur tamamen yıkılmıştır Kara s***arı deniz kıyısından başla¤¤¤¤¤ tepeleri ve vadileri geçerek Haliç s***arına iner

Yedikule: Bu s***ardaki en görkemli kapı, Marmara Denizi'ne yakın olan "Altın Kapı" idi Bu Imparator merasim kapısı, iki mermer kule arasında zafer takı gibi yerleştirilmişti Zaferden dönen ordular, Imparator ve erkanı şehre bu kapıdan girerdi Burayı çevreleyen Türk devri eseri 5 kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu Zaman içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken, günümüzde enteresan girişi ve "Altın Kapı" kuleleri ile şehrin bir diğer müzesidir Yaz aylannda çeşitli etkinlikler ve konserler yapılmaktadır

Anadolu Hisarı: Karadeniz'in tek çıkışı Boğaziçi'nin Asya kısmında yer alan hisar, 1390'lı yıllarında Sultan Bayazıt tarafından yaptırılmıştır Karşı kıyıdakı Rumelihisarı ile birlikte Boğaziçi transit geçişinin tam kontrol altında tutulması sağlayan bu küçük kale, burçlarına yaslanan eski ahşap evler ve civarı ile pitoresk bir manzara oluşturur

Rumeli Hisarı: İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındadır Bizans'a kuzeyden yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında yaptırılmıştır Üç büyük kule yapımını üstlenen Çandarlı Kara ****** Saruca ve Zaganos Paşaların adlarıyla anılır

Saraylar, Köşkler ve Kasırlar

Aynalıkavak Kasrı

Aynalı Kavak Yazlık Köşkü 18 inci yüzyılda yapılmış ve daha sonra çeşitli sultanlar tarafından restore ettirilmiştir 1718'de takılan, bir kısmı Venediklilerden hediye aynaları nedeniyle bu ismi aldığı sanılmaktadır Haliç üzerindeki saray, geleneksel Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biridir

Beylerbeyi Sarayı

Boğaziçi Köprüsü Asya kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi, Bizanstan beri saraylara tahsis edilmiş güzel bir semttir Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır Dolmabahçe Sarayının havasını taşıyan üç katlı yapı, harem ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda ve altı salondan ibarettir Bu küçük sarayın içi her biri küçük çapta bir servet olan Bohemya avizeleri, Yıldız imalatı çiniler ve seramik vazolarla süslenmiştirYaldızlı mobilyaları ile nefis halıları buraya ayrı bir güzellik vermektedir Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır

Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır 1970'li yıllara kadar kullanılan eski yol bir tünel saray bahçesinin altından geçerdi Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de ağırlanırdı

Çırağan Sarayı

Haliç ve Boğaziçinin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur Büyük bir saray olan Çırağan 1910 yılında yanmıştır Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yIında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştı Dört yılda dört milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları, zengin döşenmiş mekanlar tamamlardı Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü Boğaziçi'nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir otele dönüştürülmüştür

Dolmabahçe Sarayı

19 uncu yüzyılda Sultan I Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m boyunca uzanmaktadır Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir Sultan Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir Osmanlı Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu Ancak esas saray Topkapı, Dolmabahçe Saraylarının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir

Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır 285 odası ve 43 salonu vardır Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan 45 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri hayrete düşürür

Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır Iç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir Dolmabahçe Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkarlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidir Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler Pırıl pırıl kristal avize, şamdan ve şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergiler

Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir 36 m yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 45 ton olan devasa kristal avize asılı durur Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları eklenmiştir Altı hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır

Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkarlar bölümleri bulunmaktadır Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmiştir Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Istanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı sarayda en önemli olay, 1938'de Atatürk'ün ölümüdür

Filizli Köşk

Florya Atatürk Deniz Köşkü

Atatürk'ün Florya Deniz Köşkü Türkiye cumhurbaşkanlarının yazlığı şeklinde kullanılmıştır Marmara Denizi'ne T biçiminde uzantısı ile bu köşk, 1935'de inşa edilmiştir Erken 20 inci yüzyıl mobilyalarından en iyi örneklerin görülebildiği bir sergendir Atatürk burada kalan ilk cumhurbaşkanıdır

Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası

Ihlamur Kasırları

19 uncu yüzyıl yaptırılan Ihlamur Köşkü ismini bahçesinde yetişen ıhlamur ağaçlarından almıştır Şimdilerde İstanbul'un ortasında yer alan bu köşk eskiden şehrin dışındaydı

Küçüksu Kasrı

Yazlık olarak kullanılan saray, 19 uncu yüzyılın ortasında I Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır

Maslak Kasırları

Sultan Abdülaziz tarafından av evi olarak tasarlanan Maslak Köşkü, 19 uncu yüzyıl Osmanlı süsleme sanatının kayda değer en güzel örneklerini taşımaktadır

Merasim Köşkü

Resmi törenler için kullanılmaktayken, Maiyet Köşkü sultanın maiyetini, bazı hallerde de saraydan gezinti için ayrıldıklarında haremini barındırmıştır (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır)

Tekfur Sarayı

Topkapı Sarayı

15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezinde bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle, Boğaz, Haliç ve Marmara Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara parçası üzerinde yer almaktadır Yeni sarayın (Topkapı Sarayının) yapımına 1466'dan sonra başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmıştır Bu saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada olmayıp çeşitli köşk ve dairelerden oluşmuştur İlk olarak yapılan Çinili Köşk Sırça Saray'dır ve 1472'de bitmiştir Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki katlı köşk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri Müzesi olmuştur 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır Çinili Köşkü, Kubbealtı Arzodası, Hasoda, Hazine, Kiler ve Seferliler gibi koğuşlar, mutfakların bir kısmı, hastalar odası, hamam şimdi kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı izlemiş ve son olarak da yapı 1478'de Saray s***arının ve Bab-ı Humayun denen Sultanahmet yönündeki asıl kapının inşaatı ile tamamlanmıştır

Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe artmış ve XIX yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade zamanlarda ise 10000'i bulmuştur Bu sebeple bu saraya zamanla yeni yeni ilaveler yapılmıştır

Topkapı Sarayı Harem kısmı III Sultan Murat devrinde 1574 - 1595 yıllarında yapılmış ve ondan sonra Bayazıt'daki harem halkı buraya nakledilmiştir XIX yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi Harem'e girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük şehzadelerle Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı Sarayda zamanla Enderun Mektebi, Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki köşklerle Sarayburnu sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar, ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve küyüphaneler ilave edilmiştir

Yıldız Porselen Fabrikası

Yıldız Sarayı

Boğaziçine hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniş alan üzerine serpiştirilmiş, yüksek duvarların çevrelediği avlular içerisinde köşkler, bahçeler kompleksidir İstanbul'un bu ikinci büyük sarayı günümüzde değişik hizmetlere ayrılmış, bölünmüş durumu ile gelmiştir Yıldız Sarayı, IIISelim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından ilk yaptırılan bir köşkler bütünüdür IIMahmut Yıldız adını verdiği ikinci bir köşk yaptırmış, bu isim daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve Abdülhamit'in hükümdarlığında yaptırılan bütün gruba geçmiştir Sultan Abdüaziz zamanında köşkler çoğalmaya başlamış, Malta, Çit, Çadır, Şale Köşkleri yapılmış, koru usta bahçevanların elinde bakir görünüşüne dokunulmadan düzenlenmiştir Sultan Abdülhamit, burada 32 yıl yaşamış, 33 yıllık saltanatında, şehir içinde şehir gibi olan bu korunaklı sarayı resmi daire ve haremi olarak kullanmıştır

Yönetim Kısımları'na ilaveten Yıldız Sarayı'nda birçok bölüm ve bir de cami bulunmaktadır 19 uncu yüzyılın sonunda, II Abdülhamit zamanında tamamlanmıştır Yapıların en büyük ve zarifi Şale, sultanların nasıl bir lüks içinde yaşayıp eğlendiklerini göstermektedir Dünyanın her yöresinden getirilen çiçekler, ağaçlar ve bodur bitkilerle bezeli büyük saray parkından Boğaz'ın panoramik görüntüsü çok güzeldir Restorasyon çalışmaları nedeniyle sadece Şale ve park halka açıktır

Camiler, Kiliseler ve Sinagoglar

İsanbul'un ünlü camileri arasında Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami, Rüstem Paşa Cami, Fatih Cami, Eyüp Cami, Yeni Cami, Sokullu Mehmet Paşa Cami ve Mihrimah Sultan Cami sayılabilir

Kente pek çok kilise ve manastır faal durumdadır Bir kısmı ise cami haline dönüştürülmüştür Studios Manastin Kilisesi , Sergios-Bakhos Kilisesi, Hagia Eirene Kilisesi, Pantakrator Manastir Kilisesi, Vefa Kilisesi (Hagios Theoderos), Nyrelaion Manastır Kilisesi, Eglise D'hagia Thekla Manastırı, Eski İmaret Cami (Pantepoptes Manastin Kilisesi), Kalenderhane Cami (Akataleotos Manastırı), Fenari İsa Cami (Lios Manastır Kilisesi) ve Fethiye Cami (Pammakaristos Manastr Kilisesi) ünlüleridir

Bedestenler

Kapalı Çarşı: Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokağı, üç binden fazla dükkanı ile dünyanın en eski ve büyük kapalı çarşısı olan "Kapalı Çarşı" İstanbul şehrinin merkezinde yer alır Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür 15 yüzyıldan kalma duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiştir Geçmişte burası, her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatın sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşıydı

Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkanları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur İstanbul'u ziyarete gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük alışveriş merkezleri tarafından sağlanmaktadır

Mısır Çarşısı: İstanbul'un ikinci kapalı çarşısıdır IV Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Cami'ye vakıf olarak yaptırılmıştır Çarşıda 6 kapı vardır Bunlardan 3'ü revak olup, yapıyı daha da güzelleştirmektedir

Bakırcılar Çarşısı: İstanbul’un özellikle yabancıların dikkatini çeken, bir çarşısı da Beyazıttaki Bakırcılar Çarşısıdır Şimdiki İstanbul Üniversitesi Merkez Binası bahçesinin doğu ve kuzey duvarları altında bir sıra dükkan halindedir Burada çeşitli bakır işi levha bakırdan döğme olarak elle yapılmakta ve kazan tencere, kuşhane, sahan, tava, tas, leğen, ibrik, güğüm, bakraç, kova, maşrapa, sini, mangal, şamdan, bakırdan, "gülabdab" olarak satılmaktadır

Kapalı Çarşı: (Kuleli Cami Altındaki Kapalı Çarşı) Üstü kapalı çarşıların bir örneği de, 19 yüzyılda yapılan son senelerde restore edilen Laleli Camii altı dükkanlarıdır

Su Kemerleri

Mualla Kemeri: Mimar Sinan tarafından yapılan su kemerlerinden biridir Alibey deresi vadisindedir Orta kesimde 4 büyük kemer vardır

Uzun Kemer: Mimar Sinanın yaptığı kemerlerden biridir Kemerburgazın 1500 m kadar kuzeybatısıdadır Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaptırılmıştır

Güzelce Kemer: Cebeci Köy Kemeri olarak da bilinen eser Kanuni Sultan Süleyman devrinde Mimar Sinan tarafından yapılmıştır Kemerburgazın güneyindeki Cebeci Köyün 1500 m kadar doğusundadır

Bahçeköy Kemeri: Sultan Mahmut Kemeri olarak bilinen kemer Bahçeköyden Büyükdere'ye doğru 1 km mesafededir I Mahmut zamanında 1731'de tamamlanmıştır

Çeşmeler

Sultanahmet Çeşmesi (III Ahmet Çeşmesi): Topkapı sarayının Bab-i Hümayun kapısı önündedir Binanın dört cephesindeki taş ve bronz işçiliği yazılar kadar tahta saçaklann süsleri birer sanat şaheseridir Çeşme, klasik dönemin mütevazi çizgilerinden sıyrılmış, hatların zerafeti, zenginlik ve güzelliği ile emsalleri arasında sivrilmiştir

Üsküdar III Ahmet Çeşmesi: Üsküdar'da iskele meydanında yer alır 1728'de yapılmıştır Ahşap çatılı ve dört yüzlü bir meydan çeşmesi olup mimarlık, hattatlık, taş işçiliği ve şiir sanatının bir şaheseridir

Alman Çeşmesi: Sultanahmet meydanında parkın içindedir Alman İmparatoru II Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı için bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış, İstanbul'a getirilerek hazırlanan kemerlerin üzerlerine konmuştur 20'inci yüzyılın ilk günü olan 1 Ocak 1901'de açılış töreni yapılan bu çeşmenin üç kubbesi altın mozaik kaplıdır

Tophane Çeşmesi: Tophane Meydanındadır 1732'de I Mahmut tarafından Hassa Baş Mimarı Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır

Beykoz Ishak Ağa Çeşmesi: İstanbul'da Beykoz ilçesindedir Türkiye çapında en güzel çeşme anıtlarımızdan birisidir

Ayazma Çeşmesi: Üsküdar'da Ayazma Camii avlusundadır 18 yüzyılda III Mustafa tarafından yaptırılan Çeşme devrin mimari özelliklerini taşır

Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi: 1732'de Sultan I Mahmut tarafından annesi Saliha Sultan adına yaptırılmıştır

Göksu Çeşmesi: Sultan III Mustafa'nın eşi ve III Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından yaptırılmıştır

Esma Sultan Çeşmesi: 1799 da III Ahmet'in kızı Esma Sultan tarafından yaptırılmıştır Meydan çeşmelerinin bir örneğidir

Osmanlı Dönemi İstanbul Çeşmeleri

Anıtlar ve Meydanlar

Hipodrom: Günümüze çok az kalıntıları ulaşan Roma devri önemli yapıları ve abideleri, Hipodrom çevresinde inşa edilmiştir "Büyük Saray" diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanında başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam ettirmiştir İstanbul'un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir Günümüzde Hipodromdan günümüze Theodosius Dikili Taş, Konstantin Sütunu (Orme Odelisk), Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) ları kalmıştır

Theodosius Dikili Taş: Aslı eski Mısır eseridir MÖ 1547 yıllarında Firavun III Tutmosis (Toothmesis) adına Heliopolis'de dikilmiştir Pembe granitten ve yekparedir Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile II Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır 390 yıllarında Bizans İmparatoru Iç Theodosius tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodroma dikilmiştir Kaidedeki kabarmalar üzerinde I Theodosius, oğulları, karısı, Arkedios, Honorios ile İmparator II Valantinianos görülür Ayrıca Hipodrom sahneleri ve anıtın dikilişini gösteren tasvirlerde vardır

¤¤¤lar Sütunu: Topkapı Sarayı dış bahçesinde, Gülhane Parkı Sarayburnu girişinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan gelen çok eski bir abidedir 3 veya 4 yüzyılda dikilmiş olan bu sütun yüksek kaide üzerinde 15 m boyunda monolit mermerden ibarettir Sütun başı korint üslubunda kartal arması ile süslüdür ¤¤¤lar'a karşı kazanılan zaferden bahseden kitabe satırlarından dolayı abide "¤¤¤lar Sütunu" adıyla da anılır

Çemberlitaş (Konstantin Sütunu): MS 330'da Başkentin Roma'dan İstanbula nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan ortasında, Konstantinin şerefine dikilmiş olan ve Çemberlitaş sütunu olarak da bilinen bu abide orijinalinden daha kısa olarak günümüze gelebilmiştir

Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun): Bu sütun Delphi'deki Apollon tağınağından 4yüzyılda istanbula getirilmiştir İstanbuldaki en eski anıtlardan birisidir Orijinalinin MÖ 409' da yapıldığı bilinmektedir Birleşmiş olan çeşitli Yunan sitelerinin Perslere galip gelmesi üzerine Pers ordusunun silahlarının eritilip dökülmesinden meydana getirilmiştir

Beyazıt Meydanı: İmparator Teodosius devrinde MS 393 yılında şehrin en büyük meydanı olarak inşa edilmiştir Ortasındaki dev boyutlu zafer takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarında dolayı buraya "Form Tauri" meydanı ismi verilmiştir Üzerinde İmparatorun da heykeli yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer blok ve sütun kalmıştır Kuzeyde, Fatih'in yaptırdığı ilk sarayın yerinde İstanbul Üniversitesi bulunmaktadır Üniversite girişi abidevi kapı ve bahçedeki yangın kulesi 19 yy yapılarıdır Meydanı süsleyen ve adını veren 15 yüzyıl Beyazıt Camii kalabalık ve hareketli Kapalı Çarşının komşusu olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar kalmıştır

Korunan Alanlar

Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı

Polonezköy Tabiat Parkı

Türkmenbaşı Tabiat Parkı

Subaşı Havuzlar Çınarı Tabiat Anıtı

Mesire Yerleri

Adalar, Yıldız Parkı, Emirgan Korusu, Gülhane Parkı, Boğaziçi, Boğaz, Belgrad Ormanı, Atatürk Ormanı, Atatürk Ormanı, Çamlıca, Taşdelen, Beykoz Çayırı, Karakulak, Polonezköy, Küçük ve Büyükçekmece Gölü, Kumburgaz, Kilyos, Piyerloti Kahvesi, Şile gidilecek mesire yerleridir

Plajlar

Büyükada, Beykoz, Poyrazköy, Kilyos ve Sarıyerde plajlar mevcuttur

Sportif Etkinlikler

Kamp-Karavan: Silivri, Büyükçekmece, Küçük Çekmece, Florya, Ataköy, Bakırköy, Kilyos, Şilede kamping yerleri bulmak mümkündür

Av Turizmi: Bakırköy, Çatalca, Beykoz ve Şile'de av turizm yapılması mümkündür

Bakırköy : Küçüçekmece gölü civarında ender olarak ördek ve yaban kazı, Alibeyköy baraj gölü çevresinde ördek ve kaz, Kemerburgaz civarındaki Belgrad ormanlarının ava açık olan bölgelerinde yaban domuzu, tilki, ender olarak çakal ve kurt sık ormanlarda çulluk, sülün ve yaban güvercini avı yapılmaktadır

Çatalca: İstanbul'un en çok ava müsait ilçesidir Kuzey batıda Yalıköy bölgesi karaca ve sülün üretim sahası olarak belirlenmiştir Bunun haricinde Binkılıç ve civarında yaban domuzu, çulluk ve yaban güvercini, tavşan ve tilki avı yapılmaktadır Istranca Dağlarının yüksek tepelerinde ve sık ormanlıklarda ender de olsa kurta rastlanır Çulluk avı göç zamanlarında dinlenme periodlarında yapılabilir Orman içine sıkışmış ve düzlükte bulunan açıklık alanlarda bıldırcın ve çil keklik avı yapılabilir (güney kısımlar) Ayrıca ülkemizde ender olarak rastlanan sürülerinden ayrılmış ve giderek orman içinde vahşileşmiş mandalar, köy muhtarlığının izni ile avlanabilir Duru su ve terkoz gölleri, ördek ve yaban kazı avı için çok uygun bölgelerdir Ayrıca çevrede bulunan küçük akarsu ve göllerde yukarıda değinilen ördek kaz ve su kuşları avı yapılmaktadır Güney bölgeleri ilçe sınırlan dahilinde bıldırcın, üveyik, çil, keklik, tavşan ve tilki avlanması uygundur Kuzey bölgelerinde ormanlık alanlarda yaban domuzu ve çulluk avı yapılır Sinekli yöresi sülün koruma sahası olarak belirlenmiştir

Beykoz: İlçe sınırlarının kuzeydoğu tarafinda çulluk, tavşan ve tilki avı ile ender olarak Dağ kekliği bulunur Ömerli baraj gölü civarında kaz ve ördek avı yapılır Sık ormanlık alanlarda yaban domuzu avı da yapılmaktadır

Şile: Asya bölümünde şehrin en iyi av yapılabilen bölümüdür Karadeniz kıyısındaki ormanlar yaban domuzu ve çulluk avı için uygun bölgelerdir Göç zamanlarında çevre dere ve küçük göllerde (Rez ve Riva) yaban kazı ve yaban ördeği avı yapılmaktadır

Yatçılık: İstanbul'da yatçılar için popüler bir başlangıç noktasıdır Yatcılar Kuzey Denizi'nden başla¤¤¤¤¤ Avrupa içinden kanallar yoluyla Ren ve Tuna Nehirlerini kullanarak Karadeniz'e, İstanbul Boğazı ve marinalarına açılabilirler İki kıta arasında uzanan köprülerin altındaki İstanbul Boğazı ve Adalar'ın güzel koylarında yatçıların tercih ettiği bir güzergahtır

Bölgenin iki büyük marinası bulunmaktadır

Golf İstanbul'da Turizm Bakanlığından işletme belgesi bulunan iki golf tesisi bulunmaktadır

Kuş Gözlem Alanı

Büyük Çekmece Gölü ve Şile Adaları Kuş Alanları İstanbul'da bulunmaktadır

Sanat, Kültür ve Eğlence

İstanbul uluslararası bir sanat ve kültür merkezidir Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali, dünyanın her tarafından gelen sanatçıların iştirakiyle, her yıl, Haziran ve Temmuz aylarında burada gerçekleşmektedir Gösterilerin çoğu Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılmaktadır Klasik müzikten hoşlananlar bu tür müziği Cemal Reşit Rey Salonu'nda dinleyebilirler Operalar, operetler, baleler, filmler, konserler, sergi ve konferanslar şehrin kültürel paletinde yer alırlar İstanbul'un ışık gösterisi programı da çok zengindir Türk şarkılarından meşhur göbek dansına uzanan örneklerle, gece kulüpleri akşam yemeği sırasında hoş eğlence mekanlarıdır

Modern diskolar, kabareler ve caz kulüpleri Taksim - Harbiye semtindedirler Sultanahmet'teki restorasyon görmüş Bizans ve Osmanlı yapılarında yer alan lokantalar dışarıda bir akşam geçirilecek hoş yerlerdir

Kumkapı, birçok tavernası, barları ve balık restoranlarıyla çekici diğer bir semttir Yıllardan beri insanlar bir iki lokma atıştırmak ve özel deniz mahsullerinden tatmak için, Beyoğlu'ndaki Çiçek Pasajı'nda buluşmaktadırlar Çiçek Pasajı'nın yanındaki dar Nevizade Sokağı rakı içmek ve Türk yemeklerinden tatmak için İstanbul'daki en iyi yerdir Boğaz'da Ortaköy, gece kulüpleri, caz kulüpleri, mükemmel deniz mahsulü sunan restoranları ve barlarıyla İstanbul gece hayatının en iyi yeridir Eminönü'ndeki geleneksel Osmanlı kıyafetleri içindeki yine geleneksel Osmanlı kayıklarındaki balıkçıları görüp, sandallarından meşhur kızartılmış balıklarından tatma fırsatı kaçırılmamalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



ESKİŞEHİR

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 13652 km²

Nüfus: 641057 (1990)

İl Trafik No: 26

İsa'dan önce birinci bin yılda Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir Türkiye'nin en önemli yol kavşaklarından birisidir

Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Eskişehir Lületaşı, çeşitli haslıklara iyi gelen sıcak su kaynakları ile de ünlüdür

Eskişehir kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, mutfağı ve alışveriş olanakları ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayı hedeflemektedir

İLÇELER:

Eskişehir ilinin ilçeleri; Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Seyitgazi ve Sivrihisar'dır

Seyitgazi: Zengin bir tarihi olan Seyitgazi'nin 18 km güneydoğusunda, Bardakçı köyünde, güneye inen antik yol üzerinde Roma Çağı'nda kurulmuş, Bizans Çağı'nda da önemini korumuş bir dini merkezi olan Santabaris antik kenti bulunmaktadır

İlçenin Üçler tepesinin doğuya bakan yamaçları üzerinde 150 m yüksekliğindeki 1207-1208 tarihlerinde 1Alaattin Keykubad'ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan Seyyit Battal Gazi Külliyesi (cami, türbe ve imarethaneler) yer almaktadır 1511-1517 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından eklenen medrese binaları ilçenin tarihi dokusunu zenginleştirmiştir İlçeye 7 km uzaklıktaki Arslanbeyli Köyü'nde yer alan Sücaeddin - i Veli Türbesi, İki Çeşme mahallesinde Selçuklu Hamamı'nı önemli tarihi eserler arasında saymak mümkündür

Han: Eskişehir'e 86 km uzaklıkta antik yol üzerinde bulunan ilçe Romalılar tarafından kurulmuştur Bizans Çağı'nda dini bir yerleşme alanı olan ilçede toprak altındaki yumuşak kaya mezarları bulunmuştur

Sivrihisar: Zengin bir tarihi olan ilçe Hitit, Frig, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu dönemlerinin önemli merkezlerinden birisi olmuştur Anadolu Selçukluları döneminde bir uç beyliği olan ve önemli bayındırlık çalışmalarının yapıldığı kentte o dönemde yapılan eserlerden (8 cami,16 mescit, 5 hamam,1 kervansaray, 2 kümbet, 8 çeşme ve 1 sübyan mektebi) pek azı günümüze ulaşmıştır

İlçenin en önemli tarihi eserlerinden birisi olan Haznedar Cami ilçe merkezindedir Anadolu Selçuklularından Hazinedar (Maliye Nazırı) olan Necibiddin Mustafa'nın kendi adına yaptırdığı caminin içerisi minyatürlerle doludur Merkezde yer alan diğer bir önemli camide Selçuklu mescidi yıkılarak Hicri 898 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camisi'dir Caminin zarif bir minaresi ve önünde çeşmesi vardır

Sivrihisar'ın 16 km doğusunda Ballıhisar köyünde yer alan Pessinus Şehri bir Frig yerleşmesidir Kent Romalılar döneminde de önemini korumuştur Çağında büyük ve tanınmış bir şehir olan Pessinus ticaretin yanında tanrıça Kybele ve Attis için yapılan ayinleri ile de ünlüydü

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Otogar şehir merkezine yaklaşık 2 km uzaklıktadır Bütün Belediye Otobüsleri ile şehrin her semtinden Otogara ulaşılabilmektedir Ayrıca firmaların özel servisleri de bulunmaktadır

Otogar Tel: (+90-222) 227 88 00 - 227 88 01

Demiryolu: Eskişehir'in demiryolu ulaşımı'da vardır

İstasyon Tel: (+90-222) 225 55 55

GEZİLECEK YERLER

Geleneksel Eskişehir Evi

Nasrettin Hocanın Evi: Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar'ın Hortu Köyü'nde doğmuştur Eskişehir' in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü'nde her yıl Nasrettin Hoca'yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir

Müzeler

Eskişehir Arkeoloji Müzesi

Adres: Akarbaşı Mahallesi

Hasan Polatkan Bulvarı No: 86

Tel : (+90-222) 230 13 71

Faks : (+90-222) 230 17 49

Atatürk ve Kültür Müzesi

Osmanlı Evi Müzesi

Yunus Emre Müzesi

Adres: Mihalcık İlçesi Yunus Emre Beldesi

Yunus Emre Mezar ve Külliyesi

Tel/Faks : (+90-222) 647 50 31

Seyitgazi Müzesi

Adres: Seyyid Battalgazi Külliyesi

Seyidgazi - Eskişehir

Tel: (+90-222)671 30 82 - 671 30 38

Fax: (+90-222) 230 30 17

Eskişehir Valiliği Lületaşı Müzesi:

Müzede pipoların yanı sıra lületaşından işlenerek yapılan takılar, hatıra ve kullanım eşyaları ile ulusal ve uluslar arası yarışmalara katılan heykelcikler yer almaktadır Müzede ellinin üzerinde sanatçıya ait dört yüz eser sergilenmektedir

Tel: (+90-222) 233 05 82

Örenyerleri

Frig Vadisi: Antik kent Eskişehir'e 90 km uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır Diğer yandan, Midas Anıtı'nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır

Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele'ye adanmıştır Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü'nden Kümbet Köyü'ne kadar uzanan bölgede 25'e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır

Pessinus: Ana tanrıça Kybele'ye ithafen Sivrihisar İlçesi'nin Ballıhisar Köyü'nde kurulmuş bir şehirdir Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar'daki müzede sergilenmektedir

Doryleaum: Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü'nün doğusunda yer almaktadır Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir

Karacaşehir: Roma ve sonra Bizans Çağı'nda yapılmış, Osmanlılar tarafından takviye edilmiş kale kenti olarak anılan Antik Kent Eskişehir'e 6 km uzaklıkta, Karacaşehir Köyü'nün güneybatısında yer almaktadır Günümüzde, kentin müdafaa s***arı tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir

Midas Anıtı: Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır Antik kent adını bu anıttan almıştır Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır

Külliye ve Türbeler

Kurşunlu Camisi'nin batısında yer alan Şeyh Şahabattin Türbesi ve Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in kayınpederine ait Şeyh Edebalı Türbesi Eskişehir'in önemli türbeleridir

Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi: Eskişehir Mihalıcçık İlçesi Yunus Emre Beldesi'nde (Sarıköy) dir Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir

Yunus Emre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir halk aşığıdır Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan "gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz" sözlerinde Yunus Emre'nin yaşam felsefesi özetlenmektedir

Seyit Battal Külliyesi: Seyitgazi İlçesinde, 150 metre yüksekliğinde Üçler Tepesi'nin doğuya bakan yamaçları üzerindedir Bu külliye Seyyit Battal Gazi' ye ithafen yaptırılmıştır (1207 - 1209)

Korunan Alanlar

Geyik Alanı

Yeri: Eskişehir

Özelliği: 200-400 yaşlarında ve 38-45 m boylarında, düzgün ve dolgun yapıdaki sarıçam ağaçlarından oluşmuş 10,5 hektarlık alan

Tesis Tarihi: 03112000

Mağaralar

Sarıkaya Mağarası

Yeri: Eskişehir, Mihalıççık İlçesi, Yalınkaya Köyü

Eskişehir Mihalıççık yolundan ayrılan Büyüdüz-Sasa-Yalınkaya yönüne gidilerek Yalımkaya köyüne ulaşılır Yalınkaya'dan Domya deresinin derin kanyonu içerisinden bir saatlik yürüyüşle gidilir

Özellikleri: Toplam uzunluğu 591 m olan mağaranın iki girişi vardır Birbirine bağlı üç kattan oluşur Tabanında kum, çakıl ve molozlar bulunan mağaranın alt katı nemli olduğundan damlataşlarca zengindir Oluşumları devam eden bu damlataşlar sarkıt, dikit, sütün, duvar ve perde damlataşı, damlataş havuzları çoğunlukla siyah ve kahve renklidir Üst katlar fosil şekildedir Damlataş yönünden fakirdir

Mağaranın soğuk ve nemli bir havası vardır Üst kat 13ºC, yüzde 80 neme, alt kat 10ºC, yüzde 90 neme sahiptir

Mağara, Prehistorik ve tarihi dönemlerde insanlar tarafından kullanıldığını gösteren Çakmaktaşı yongaları seramik ve tuğla parçaları ve insan kemikleri gibi buluntu ve şekillere sahiptir

Yelinüstü Mağarası

Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi

Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağlarının güneydoğusunda yer alır Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak kara yolların Kayakent Beldesine gidilebilir Mağara Kayakent Beldesinin hemen yakınındadır

Özellikleri: Toplam uzunluğu 420 m olan mağaranın girişe göre son noktanın derinliği -90 mdir Mağaranın giriş bölümünün sağ tarafından ayrılan küçük inişleri olan dar bir galeri ile ikinci bölüme geçilir İri bloklarla kaplı salonun içinde değişik damlataş oluşumları bulunmaktadır Bu salondan aynı oluşumlara sahip diğer iki faklı salona açılır

Yağışlı dönemlerde tavandan damlayan dönemler dışında bütün mevsimlerde kurudur Eski dönemlerde, bu suları toplamak amaçlı sarnıç ve havuzlar yapılmıştır İçeride sıcaklık ortalama 20ºC, nem yüzde 70'dir

Yelini Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada da uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur

Yelini Mağarası

Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi

Yelinüstü Mağarasının güneyinde yeralan Mağara Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağılarının güneydoğusundadır Mağaraya, Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak Karayollarından gidilebilir

Özellikleri: Toplam uzunluğu 271 m olan Mağaranın en derin noktası, girişe göre -26 metredir Damlataş ve tavan düşen iri bloklarla bir çok salon ve odaya bölünen mağara, görünümleri son derece güzel damlataşlar ile kaplıdır Genel olarak girişten sona doğru sıcaklık azalarak nem artmaktadır Girişte sıcaklık 255ºC, yüzde 45 nem, son salonda 161ºC sıcaklık, yüzde 795 nem oranına sahiptir

Yelinüstü Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur Mağara önünde, yamaç ve tarlalarda çakmak taşı, yonga, balta, mızrak uçları bulunmuştur Girişte toprakta değişik alet, kemik, çanak çömlek parçaları bulunmuştur Salonda ise tuğladan yapılmış derinliği 2 metreyi geçen havuzlar ve sarnıçlar bulunmaktadır

Kaplıcalar

Sarıcakaya - Sakarılıca Termal Turizm Merkezi

Yeri: İç Anadolu Bölgesinde Eskişehir İli Mihalgazi ilçesindedir

Ulaşım: Eskişehir'e 33 km uzaklıktadır

Suyun Isısı: 56°C

PH Değeri: 7,6

Özellikleri: Hipertermal, hipotonik bir maden suyudur Bikarbonat, sodyum, magnezyum, kalsiyum, sülfat, nitrat

Tedavi Ettiği Hastalıklar: Diabet, şişmanlık, gut gibi hastalıklarda kanda birikmiş uns***arı, bu arada şeker ve yağları temizler, asit ürik fazlalığının idrarla atılmasını sağlar, böbrek taşlarının büyümesine engel olur

Konaklama Tesisleri: Belediye Tesisleri (150 oda, 400 yatak), Aytaç Turistik Tesisleri ( 20 Oda, 40 Yatak)

Hava Sporları

Türk Hava Kurumu Eğitim Merkezi' nin bulunduğu bu kampta dünya standartlarında eğitici ve öğreticilerinin eşliğinde her türlü hava sporunu yapılabilmektedir

Kuş Gözlem Alanı

Türkmenbaba Dağı,Aliken,Balıkdamı,Sarıyar Barajı ve Hamam Dağı Kuş Alanları Eskişehir ilde bulunmaktadır

Sakarya Havzası

COĞRAFYA

Eskişehir'in topografik yapısını, Sakarya ve Porsuk havzalarındaki düzlükler ile bunları çevreleyen dağlar oluşturur Havza düzlüklerini kuzeyden Bozdağ, Sündiken sıradağları, batı ve güneyden ise İç Batı Anadolu eşiğinin doğu kenarında yer alan Türkmen Dağı,Yazılıkaya Yaylası ve Emirdağ kuşatır

İlin dörtte birini çam, meşe, gürgen, ardıç, katran ve köknar ağaçlarının oluşturduğu ormanlar teşkil eder Orman olmayan arazilerde, su kenarlarında söğüt,ahlat ve kavak ağaçlarına rastlanmaktadır

Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi'nde olduğundan karasal iklime sahiptir Yazları sıcak ve kurak,kışları soğuk ve yağışlı geçmektedir

TARİHÇE

Eskişehir'de (Doryleaum) ilk yerleşim MÖ3500 yıllarına dayanır Şehir Hititlerin, Friglerin, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir

NE YENİR?

Göceli Tarhana, harşıl, çerkez sofrası, çiğ börek, katlama böreğini yerel yemek çeşitleri arasında sayabiliriz

NE ALINIR?

Lüle taşından yapılan eserler, pipo, takılar yöreden alınabilecek en güzel hatıralık eşyalardır

YAPMADAN DÖNME

Yazılıkaya'yı (Midas Anıtı) gezmeden,

Sakarıılıca Termal Turizm merkezini ziyaret etmeden,

Şehrin en ünlü yemeği olan çiğböreğinin tadına bakmadan,

Lületaşı eserlerinden satın almadan

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



ÇANAKKALE

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 9737 km²

Nüfus: 432263 (1990)

İl Trafik No: 17

Kıyılarıyla Avrupa ve Asya'yı birleştiren Marmara ve Ege Denizini birbirini bağlayan Çanakkale savaşlarının en kanlı muharebelerinin cereyan ettiği, çok sayıda şehitlik, anıt ve mezarlıkların bulunduğu Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Troya, Assos gibi eski uygarlık merkezlerinin beşiği olan il iç ve dış turizmde önemli bir yer almaktadır

İLÇELER

Çanakkale ilinin ilçeleri; Ayvacık, Biga, Bozcaada, Çan, Eceabat, Ezine, Gelibolu, Gökçeada, Lapseki ve Yenice'dir

Gelibolu: Gelibolu, Marmara Bölgesi'nin batısında, Çanakkale Boğazı'nın kuzeyinde, Avrupa yakasında, Gelibolu Yarımadası üzerinde kurulmuştur Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Gallipoli olarak da bilinen Gelibolu'da hayatlarını kaybeden 500,000 asker anısına kurulmuştur Parkta abideler, eserler ve mezarlıklara ilaveten Tuz Gölü ve doğal güzelliği ile Arıburnu Kayalıkları yer alır Yeşil tepelerdeki güzellikler, kumsallar ve mavi sular bu tarihi savaşta cesurca çarpışan askerlere şeref dolu bir dinlenme ortamı sağlamaktadır

Bayramiç: Bayramiç ve yöresinin geçmiş çağlarda Troya krallığının sınırları içerisinde olduğu bilinmektedir İlçe merkezinin bu dönemlerine ilişkin bilgiler, bugün ilçe sınırları içinde kalan bazı eski yerleşim merkezlerinden elde edilmektedir 1356 yılında Osmanlılar, bugün Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınan ve resterasyonu yapılan halk arasında "Hadımoğulları konağı" olarak tanınan binayı yaptırmışlardır

Eceabat: Bugünkü Eceabat ilçesinin sınırları içinde, Maydos (Madytos), Sestos (Akbaş), Kynossema (Kilitbahir), Idaion (Bigalı kalesi) Traklarca kurulan önemli yerleşim merkezleridir Anıtsal Osmanlı kaleleriyle ünlüdür Antik dönemde Maydos (Madikuz) adlarıyla bilinmektedir

Ezine: Antik Çağ'da Neandria olarak bilinen Ezine, Hamaksitosun kuzeyinde bir Aiolya yerleşim merkezidir Orhan Gazi döneminde, Türk boylarının bölgeye gelişlerinden sonra Ezine Osmanlı topraklarına katıldı

Bugün Neandria, sankrea ve Alexandreia-Troas gibi Antik Dönemin yerleşme merkezlerinden bir kısmını da hudutları içerisinde barındıran Ezine'de Orhan Gazi döneminden, ahi Yunus Zaviye ve Türbesi, Murad-ı Hüdavendigar döneminden Asılhan Bey Cami ve Kabri,Yıldırım Bayezid Han döneminden Seferşah Hamamı önemli tarihi varlıkları olarak dimdik ayakta durmaktadır

NASIL GİDİLİR

Karayolu: Şehir merkezindeki otobüs terminalinden günün her saatinde ilçelere otobüs ve minibüs seferleri yapılmaktadır

Otogar Tel: (+90-286) 217 10 79 / 5109 - 1248

Demiryolu: Tren garı şehir merkezinde olup, şehir içi minibüsleriyle ilin her yerinden rahatlıkla gara, gardan da tüm Türkiye'ye ulaşım sağlanmaktadır

Denizyolu: Çanakkale'den Gökçeada'ya direkt feribot seferleri vardır Çanakkale'den Bozcaada'ya gidebilmek için Ezine-Geyikliye oradan Yüklük iskelesine gidilerek ulaşım sağlanır

Liman Tel : (+90-286) 814 12 63

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Çanakkale Müzesi

Adres: İzmir Cad - Çanakkale

Tel: (286) 217 32 52

Faks: (286) 217 11 05

Assos (Behramkale)

Ayvacık ilçesinde yeralan Assos dört mevsim yerli ve yabancı turistleri konuk etmektedir Akropol denizden 238 m yüksekliğindedir Athena Tapınağı MÖ 6ncı yüzyılda burada aynı yerde yapılmıştır Biga yarımadası ve Edremit Körfezi'ni koruması özelliği yanında, eski ihtişamı nedeniyle bu Dorik tapınak restore edilmiştir Tapınağın kalıntılarına vuran ay ışığını seyretmek için bir süre kalıp beklenebilir ya da sabah erkenden kalkıp güneş yavaş yavaş yükselirken şehrin yukarısından Edremit Körfezi'nin şahane görüntüsü izlenebilir ve böylece bu cennet köşesinin neden seçildiği anlaşılır Tepelerden denize doğru agoralar, bir tiyatro ve bir de Jimnasyum yer almaktadır Akropol'un kuzey köşesinden, hepsi de 14 üncü yüzyılda Osmanlı Sultanı I Murat zamanında yapılan bir cami, bir köprü ve bir de kale görülür Aşağısında ufak ve sevimli bir liman bulunmaktadır

Behramkale'nin 25 km batısında, Gülpınar köyünde MÖ 2nci yüzyılda Apollon Smintheus Tapınağı'nın yapıldığı tarihi şehir Chryse yer almaktadır Gülpınar'ın 15 km batısında, işaretleri bulunmayan sivri kayalıklı bir sahil boyunca uzanan yolda, denize inen dik yamaçtaki hoş köy evleriyle, Babakale bulunmaktadır

Bozcaada

Çevresi 14 mil tutan Bozcaada, önemli bir turistik merkezdir Etrafındaki irili ufaklı adacıklarla çevrili olan ada, Çanakkale Boğazı'na 15 mil, Limni'ye 30 mil, Midilli'ye 33 mil mesafededir Ulaşımın sağlandığı Ezine ilçesi Geyikli beldesi Yükyeri Feribot İskelesine ise 3,4 mil uzaklıktadır

Adada Liman Koyu, Değirmenler Koyu, Poyraz Limanı, Çanak Limanı, Çapraz Limanı, Çanak Limanı, Kocatarla Limanı, Lagor Limanı, Ayana Limanı, Ayazma Koyu, Sulubahçe Koyu, Habbeli Koyu olmak üzere on iki adet cennet benzeri koyu vardır Bu koylara Adadaki dalış merkezi tarafından koylarında dalış t***arı düzenlenmektedir

Bozcaada'ya yaklaşıldığında bir Venedik kalesi dikkat çeker Venedik, Ceneviz ve Bizanslılar döneminde kullanılan kale, Çanakkale Boğazı'nın önemi nedeniyle Fatih Sultan Mehmet döneminde esaslı bir şekilde onarılmıştırAdanın şarabı suyu kadar boldur; bir tur atıldığında birçok bağ ve şaraphaneler görülür Adanın batısındaki yeldeğirmenleri adanın olduğu kadan çevrenin de önemli ölçüde elektrik enerjisini sağlamaktadır

Adada konaklamak için her talebe uygun otel ve pansiyon bulunmaktadır

Gökçeada

Türk adalarının en büyüklerinden biri olan Gökçeada körfezlerle çevrilidir Farklı tonlardaki çam ve zeytin ağaçları ile kaplı tepelerinde yer yer kutsal pınarlar ve manastırlar bulunmaktadır Buraya, Çanakkale ve Kabatepe'den tarifeli, muntazam araba vapuru seferleri yapılmaktadır Gökçeada (Kuzu limanı), Çanakkale'den izlenen rotaya göre 32 mil, Gelibolu yarımadasındaki Kabatepe limanına 14 mil, Bozcaada'ya 33 mil, Ege denizinde bulunan Yunan adalarından Limni'ye 16 mil, Semadirek adasına 14 mil uzaklıktadır Tatlı su kaynakları bakımından dünyanın en zengin adalarından biridir Adanın koylarına dalış t***arı düzenlenmektedir

Truva

İntepe Bucağı, Tevfikiye Köyü yakınında, Çanakkale'ye 30 km uzaklıkta, Hisarlıktadır Arkeolojik kazılar farklı zamanlardaki yerleşim mekanlarını, şehir s***arını, ev temellerini, bir tapınak ve tiyatroyu ortaya çıkarmıştır Tahtadan sembolik bir at eski savaşı hatırlatmaktadır Tarihi limanı Alexandria - Troas MÖ 3 yüzyılda yaptırılmıştı St Paul burayı iki kere ziyaret etmiş, ve üçüncü misyonerlik yolculuğuna, Assos'a yine buradan başlamıştır

Dardanos

Çanakkale'ye 11 km uzaklıkta Kalabaklı Çayı kıyısında, Maltepe'dedir Bu mezar anıtı, bir koridor, ön oda ve ana mezar odasında oluşmaktadır İçinde bir çok iskeletle, altın takılar, bronz ve pişmiş topraktan gereçler, kandiller, gözyaşı şişleri, müzik araçları bulunmuştur Mezarda Arkaik İyonik ve Roma dönemlerinden yapılar vardı

Gülpınar

Ayvacık çevresinde kalıntıları bulunan antik eserlerden İlyada Destanı'nın birinci bölümünün geçtiği Apollon Smintheus Tapınağı, Gülpınar'da bulunmaktadır Tapınak kalıntıları ve tapınaktan çıkan eserler buradaki müzede sergilenmektedir Bölgede bulunan müzede Tapınağa ait rölyeflerde bu sahneleri görülebilmektedir

Zeus Altarı

Küçükkuyu beldesine bağlı Adatepe Köyünün üst tarafında bulunan,ön tarafı diklemesine uçurum olan mağara, Zeus'un mağarası olarak bilinmektedir

Alexandreia

Dalyan Köyündedir MÖ 310'da 'Sgia' adlı küçük bir köyün yerine kurulmuştur Güçlü ve zengin bir ticaret merkezi olarak gelişen kent Romalılar döneminde de önemini korumuştur

Neandria

Kayacı Köyü yakınında Çığrı Dağı'ndadır Kenti çevreleyen s***ar 3 m Kalınlıkta ve 3200 m uzunluktadır

Sestos

Eceabat'a 4 km uzaklıkta,Yalova köyündedir Akbaş Limanı'nın güneyinde kurulmuştur Fatih Sultan Mehmet Kilitbahir Kalesi'ni yaptırırken, Sestos kalesinin taşları kullanılmıştır

Troia Örenyeri

Kaleler

Sultan Kale (Kale-Yi *********)

Kente adını veren önemli ve görkemli bir anıt niteliğindir XV yy ortalarında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış 1551'de Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır

Gelibolu Kalesi

Antik dönemde kurulduğu bilinen kaleyi, Bizans İmparatoru I Justiniaus onartmıştır Evliya Çelebinin anlattıklarına göre, dik ve kesik kayalarla kurulu 6 köşeli bir kaleydi

Kazdağı (Ayazma)

Bayramiç ilçesi, Evciler köyünden sonra 5 km mesafededir Kazdağı'na özgü uzun ağaçları, gürül gürül akan suları ve piknik yerleri ile ilimizin en güzel mesire yerlerinden birisidir Kazdağı'nda (Ayazma) her yıl ağustos ayı içinde Geleneksel Kazdağı Güzellik Yarışması düzenlenmektedir

1774 m yüksekliğindeki Kaz Dağı (Ida Dağı) muhteşem manzarası, sakin yeşil alanları ve sıcak su kaynaklarıyla Kaz Dağı Milli Parkı'nın yanında, Çanakkale'nin güney ucundadır Bayramiç ve Evcilerden geçerek Kaz Dağı Milli Parkı'na ulaşan kuzey girişinde gündüz kampingleri için birçok imkan mevcuttur Çanakkale'ye 60 km olan Bayramiç'te 18 inci yüzyıl güzel Hadimoğulları Konağı (Osmanlı evi), içindeki etnografya müzesi ile yer almaktadır

Milli Parklar

Çanakkale - Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı

Yeri: 1973'te kurulmuş ve Birleşmiş Milletler Milli Parklar ve Koruma Alanları listesinde olan Park, Çanakkale ili sınırları içerisinde, Gelibolu Yarımadasının güney ucunda, Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasında 33000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır

Ulaşım: Park'a Edirne ve İstanbul'dan Tekirdağ ve Gelibolu yolu ile;Ankara, Bursa ve İzmir'den ise Çanakkale'den Kilitbahir ve Eceabat'a düzenlenen feribot seferiyle ulaşılır En yakın havaalanı Çanakkale'dedir ancak tarifeli sefer yapılmamaktadır

Özelliği: Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Deniz ve Kara Muharebelerinin yapıldığı yerler Park içerisindedir Ayrıca Batık gemiler, toplar, sperler, kaleler ve burçlardan ve savaşla ilgili yüzlerce başka kalıntıdan oluşan geniş bir yelpazenin yanı sıra 250000'i aşan Türk Şehidinin ve yine 250000'i aşan Avustralya,Yeni Zelenda, İngiliz ve Fransız askerlerinin savaş mezarları ve anıtları buradadır

Muharebe alanları,savaş mezarları,,anıtlar ve savaşlı ilgili kalıntılar "tarihi sit alanı" ve "kültürel varlık" olarak tescil edilmiştir Ayrıca MÖ 4000 tarihine dek giden birçok "Arkeolojik sit alanı ve anıtı"vardır Çok çeşitli "doğal sit alanları ve anıtlar" içerisinde ise kumsallar, koyaklar, Akdeniz çalıları(maki) ile karışık koru parçaları, çarpıcı görünümlü jeolojik ve jeomorfolojik oluşumlar,bir tuz gölü(yakın zamana kadar bir kıyı gölüydü)ve 15 yüzyıl askeri mimarisinin eşsiz örneklerini içeren ilginç bir "kültürel miras" kolleksiyonu vardır

Görülebilecek Yerler: Gelibolu Yarımadası, denizlerin kendine has akıntıları, az yükseltili, dik yamaçlı kıyıları ,oya gibi işlenmiş girintili çıkıntılı koyları,uzun kumsalları ile yörenin ormanlık tepeleri, vadileri savaşın akışında etkili rol oynamıştır

Milli Parkta; Kilitbahirtaş Yaylası,Seddülbahir Savaş Alanı,Maeste Koyu,Tekke Köyü,Ertuğrul Koyu, İkizler Koyu, Hisarlık Tepe, Alçı Tepe,Zığındere, Kereviz Dere, Arıburnu, Anafartalar Savaş Alanlarında Kaba Tepe, Kanlı Şist, Conkbayırı,Savla ovası, Kakma Dağı ayrıca Türk Şehitlik ve Anıtları, Yabancı Mezarlık ve Anıtlar, Savaş kalıntıları (Tabyalar-silahlar, siperler, batıklar) Arkeolojik ve Tarihi Sitler,Müzeler ve Yerleşmeler görülmesi gerekli yerlerdir

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Tabii çevrenin zengin güzellikleri ve savaş alanları dışında, Kabatepe'deki müze, piknik ve kamp alanlarından faydalanılabilinir Ayrıca Eceabat İdare ve Ziyaretçi Merkezi ile buradaki günübirlik alan ve kır gazinosundan faydalanmak mümkündür Çadır ve karavanla konaklama imkanı mevcuttur

Kaplıcalar

Kestanbol Termal Turizm Merkezi

Yeri: Çanakkale iline bağlı Ezine ilçesindedir

Ulaşım: Ezine ilçesine 15 km Marmara Denizi'ne ise 2 km uzaklıktadır

Suyun Isısı:

67°C -Ana Kaynak

47°C -İkinci Kaynak

68°C -Çamur Suyu

31°C -Hamam Kaynağı

21°C -Göz Suyu Kaynağı

PH Değeri:

5,92 -Ana Kaynak

6,16 -İkinci Kaynak

5,86 -Çamur Suyu

6,92 -Hamam Kaynağı

6,94 -Göz Suyu Kaynağı

Özellikleri: Hipotermal , hipertonik, radyoaktif, Ana Kaynak, İkinci Kaynak, Çamur Suyu, Hipotermal , hipertonik, Hamam Kaynağı, Hipotermal , hipotonik, Göz Suyu Kaynağı, Klorür, sodyum, demir, Ana Kaynak, İkinci Kaynak, Hamam Kaynağı, Klorür, sodyum, demir, karbondioksit, Çamur Suyu, Klorür, sodyum, kalsiyum, Göz Suyu Kaynağı

Yararlanma Şekilleri: Banyo, Çamur banyosu, inhalasyon, serpinti kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar: İltihaplı kadın hastalıkları, romatizma, siyatik, kireçlenme, bazı kemik tüberkülozları, küçük çocuklardaki lenf bezleri şişkinlikleri, üst teneffüs yollarının spazmodik astmatiform sendromları ve serpinti (serosol) tarzında ve antibiyotikler yaparak üst teneffüs yolları ve akciğer hastalıklarında etkilidir

Konaklama Tesisleri:100 yatak kapasiteli konaklama tesisi mevcuttur

Sportif Aktiviteler

Çanakkale Dalış Bölgeleri

Çanakkale Orman Kampları

Çanakkale Gençlik Kampları

COĞRAFYA

Çanakkale, Türkiye'nin kuzeybatı yönüne düşen Balkan Yarımadası'nın Doğu Trakya topraklarına bir kıstakla bağlanmış, Gelibolu Yarımadası ile Anadolu'nun uzantısı olan Biga Yarımadası üzerinde toprakları bulunan bir ilimizdir Kent doğu ve güneydoğu yönünde Balıkesir ili, batıda Ege denizi, kuzeyde Tekirdağ İli ile Marmara denizi tarafından çevrelenmiştir

Çanakkale ilinde, Akdeniz ve Karadeniz iklimlerinin geçiş iklim hüküm sürmektedir Yağışlar genellikle bahar ve kış aylarında olmaktadır Turizm sezonunda, iklim mutedil olup, deniz suyu sıcaklığı temmuz ve ağustos aylarında maksimum seviyeye çıkmaktadır

TARİHÇE

Eski çağlarda adı Hellespontos ve Dardanel olarak anılan boğazın iki yakasında topraklara sahip olan Çanakkale tarihinin ilk devirlerinde başla¤¤¤¤¤ sürekli iskan edilmiştir İlk şehir medeniyeti MÖ 3000'de Troya'da kurulmuş 2500'e kadar devam etmiştir Daha sonra Lidye, Pers, Bergama Krallığı, Roma, Bizans ve Osmanlı hakimiyetine girmiştir

NEREDE KALINIR

Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır

NE YENİR

Her kenarından denize kıyısı olan Çanakkale ve ilçeleri tam bir deniz ürünleri cennetidir Her mevsin taze balık ve deniz ürünleri bulmak mümkündür Gökçeada ve Bozcaada üzümleri ve burada yetişen üzümlerden geleneksel yöntemlerle imal edilen şarapları tadılmalıdır

Çanakkale'den Yemek Tarifleri

Asma yaprağında sardalye

Malzemeler:

16 adet büyük sardalye

16 adet salamura asma yaprağı

1/2 su bardağı rafine yağ

1 tatlı kaşığı tuz

1 çorba kaşığı limon suyu

1 adet limon (dörde bölünmüş)

Hazırlanışı:

Asma yapraklarının her iki tarafı yağlanır Balıklar tuzlanıp üzerine limon suyu ve yağ dökülür Sardalyeler birer asma yaprağına yerleştirilip, balıkları örtecek şekilde rulo yapılır Beş dakika kadar ızgarada pişirilir Dörde bölünmüş limon ile süslenerek servis yapılır

Peynir Helvası

Malzemeler:

1 kg koyun sütünden yapılmış peynir

200 gr irmik

3 adet yumurta sarısı

15 kg şeker

200 gr peynir

Hazırlanışı:

Peynir, irmik ve yumurta sarıları bir tencerede karıştırılarak hafif hararetli ateşte eritilir Piştikten sonra 200 gr peynir daha eklenerek biraz daha ateş üzerinde tutulur Soğuyunca üzerine toz şeker konup karıştırılır tepsiye dökülerek fırına verilir

Yoğurtlu kavurma

Malzemeler:

1 kg kuzu kuşbaşı

4 orta boy kuru soğan

2,5 kahve fincanı sıvı yağ

2,5 kahve fincanı yoğurt

1 baş sarımsak

Yarım demet maydanoz

8-10 adet sivri biber

1-2 adet domates

1,5 su bardağı sıcak su

Tuz

Hazırlanışı:

Sıvıyağı iyice kızdırın Kuşbaşı eti ilave edip kavurun Soğanları yarım halkalar halinde doğrayıp etlere ekleyin Soğanla eti birlikte ağır ateşte 20 dakika pişirin Doğranmış yeşil biberleri ve bir bardak sıcak suyu etlere ilave edin Suyunu çekip etler yumuşadığında yarım bardak su daha ekleyip biraz daha pişirin Domateslerin kabuklarını soyup küçük küpler halinde doğrayın Maydanozu ince ince kıyıp domateslerle birlikte yemek suyunu çektikten sonra etlere ilave edin Bir süre daha pişirip ocaktan alın Sarımsakları soyup dövdükten sonra yoğurtla karıştırın Kavurmayı servis tabağına aldıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirin Kırmızı toz biberi yağda kızartıp üzerine gezdirirseniz daha farklı bir lezzet elde edersiniz

İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri

Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır

NE ALINIR

Çanakkale'den eski el sanatları ürünlerinden, seramik çanak, çömlek imalatları almadan, Bozcaada ve Gökçeada'da imal edilen şaraplardan satın almadan dönmeyin

YAPMADAN DÖNME

Gelibolu'yu görmeden, Şehitlikleri ziyaret etmeden,

Kaz dağını gezmeden,

Assos'ta gün batımı izlemeden, görsel sanatlar festivalini görmeden,

Truva'yı gezmeden, tahta ata çıkmadan,

Bozcaada'da şaraplarını tatmadan

Gökçeada'nın koylarında dalış yapmadan,

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



İzmir

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü : 1973 km²

Nüfus : 2694770 (1990)

İl Trafik No : 35

Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, çağdaş, gelişmiş, aynı zamanda işlek bir ticaret merkezidir Cıvıl cıvıl olan alışveriş merkezinde dolaşmak oldukça keyiflidir İzmir'in batısında nefis renkli denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme Yarımadası uzanır Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Roma devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biriydi Tüm İon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de adını duyuruyordu

Türkçe'de ''Güzel İzmir'' olarak adlandırılan İzmir, yatlar ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer almaktadır Ilıman bir iklime sahip olup, yazında denizden gelen taze bir serinlik güneşin sıcaklığını alıp ¤¤¤ürmektedir Sahil boyunca palmiye ağaçları ve geniş caddeler bulunmaktadır İzmir Limanı İstanbul'dan sonra ikinci büyük limandır Canlı ve kozmopolit bir şehir olan İzmir Uluslararası Sanat Festivali ve Uluslararası Fuarı ile de önemli bir yer tutar

İLÇELER

İzmir ilinin ilçeleri; Balçova, Çiğli, Gaziemir, Karşıyaka, Konak, Aliağa, Bayındır, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Dikili, Foça, Karaburun, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıbahçe, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve ***a'dır

Aliağa : İzmir'in 60 km kuzeyindeki Aliağa, İzmir ve Bergama uygarlıklarından izler taşımaktadır Ege kıyılarında sayıları 30'u aşan Aiol kentleri arasında en büyük ve önemlilerini oluşturan 12 kentten 4'ü Aigaia, Kyme, Myrna ve Gryneion ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır

Dikili : İzmir'in kuzeyinde 120 km uzaklıktadır Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken şirin bir ilçedir Hem tarihi hem de olağanüstü güzellikleri olan turistik Çandarlı beldesi Dikili'ye bağlıdır Doğal güzellikleri arasında Merdivenli Köyünde bir krater gölü, Demirtaş ve Deliktaş Köylerinde de çamlık ve tarihi mağaralar bulunmaktadır Dikili ilçesi ılıcaları ile de oldukça ünlüdür Nebiler, Bademli ve Kocaoba köylerinde sıcak su ılıcaları vardır İlçede karayolunun dışında deniz ulaşımında da Dikili Limanı, üç yolcu gemisinin yanaşabileceği kapasiteyle hizmet vermektedir

Seferihisar : Yerleşim tarihi MÖ 1000 yıllarına uzanan ilçenin Sığacık mevkiinde Teos antik kenti, Doğanbey-Gerenalanı mevkiinde Karaköse Harabeleri, Sığacık' ta Osmanlılar tarafından inşa edilen kale ile kale içerisindeki eski yerleşim alanı, ilçe merkezinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'ne ait anıtsal yapılar, yörenin arkeolojik ve tarihi kaynak potansiyelini oluşturmaktadır Seferihisar 27 kmlik sahil şeridi ile güzel plajlara ve koylara sahiptir

Menderes : Satsumasıyla, güzel koylarıyla, tarihi değerleriyle dikkat çeken Menderes ilçesinin İzmir'e uzaklığı 20 km'dir İlçenin batısında Ürkmez mevkiinde Lebedos Antik Kenti bulunmaktadır Menderes-Selçuk yolu üzerinde birbirine yakın konumda yer alan Kolophon, Klaros, Notion ve Lebedos Antik Kentlerine ait kalıntılar, ilçenin önemli arkeolojik kaynaklarını oluşturmaktadır Gümüldür beldesi dünyaca ünlü mandalina türü olan satsumanın yetiştirici bölgesidir Özdere, Ege'deki dokuz büyük turistik bölgeden biri olup temiz denizi ve sahilinin yanı sıra amatör balıkçıların avlanabildiği turistik bir beldedir Menderes'in Görece Köyü'nde de halkın evlerde imal ettiği değişik renk ve biçimdeki boncuklar yerli ve yabancı turistin oldukça dikkatini çekmektedir

Karaburun : Karaburun, ***a Yarımadası'nın kuzeyinde kurulmuştur İzmir Körfezi boyunca kuzey ve batı kıyıları güzel koylarıyla bir şerit halinde uzanır İlçenin yerleşimi taş devrine kadar uzanır Çakmaktepe mevkiinde yapılan kazılarda elde edilen buluntulardan Hititler Dönemi'nde buranın ileri bir kültür merkezi olduğu, daha sonra yöreye egemen olan Aiol, Lidya Helen ve Roma uygarlıkları döneminde kültür ve ticaret merkezi olarak geliştiği bilinmektedir

***a : Ege Bölgesi'nin tüm özelliklerini taşıyan ***a, İzmir'in batısında 38 km uzaklıkta kendi adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer alır ***a tarih boyunca bir kültür merkezi olmuştur Yapılan kazılarda ele geçen eserler arasında Hititlere ait Gaga ağızlı sürahi çıkarılmıştır Limantepe Höyüğü kazılarında ele geçen buluntulara göre Klazomenai Limanının dünyanın en eski ve düzenli limanı olduğu ortaya çıkmıştır Klazomenai' de bulunan eserler Louvre Müzesi ve Atina Milli Müzesi ile İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir

Torbalı : İzmir'in 45 km doğusunda yer alan Torbalı'nın ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası'nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis Antik kentidir Bir İon kenti olan Metropolis Roma ve Bizans dönemlerinde önemini korumuş, daha sonra terk edilmiştir Şarapları ile ünlü kent aynı zamanda bir piskoposluk merkeziydi Ovaya hakim bir konumda olan Geç Helenistik Dönem'e ait tiyatroda Roma İmparotoru Augustus ve evlatlığı Germanikus'a adanan üç mermer sunak bulunmaktadır Kazılarda bulunan eserler İzmir ve Efes Müzelerinde sergilenmektedir

Ödemiş : İzmir'in 113 km doğusunda yer alan Ödemiş'in kuzeyinde bulunan Hypaiapa Antik Kent kalıntıları yörenin yerleşim tarihinin ilk çağlara uzandığını göstermektedir Ödemiş yöresinin tarihsel önemi Birgi'nin Aydınoğulları döneminde başkent olmasıyla başlamıştır Birgi'de büyük ölçüde özgünlüğünü koruyan kent dokusunda Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin seçkin örnekleri, 18 ve 19 yüzyıl sivil mimarlık yapılarının oluşturduğu kültürel birikim ve mimari çevre zenginliği ile doğal çevre güzellikleri yörede çok önemli düzeyde turizm potansiyeli yaratmaktadır "Dünya Kültür Mirası" listesine giren Birgi, 1994 yılında inanç turizmi kaps¤¤¤¤¤ alınmıştır Çakırağa Konağı, İmam-ı Birgivi Medresesi, Sultan Şah Türbesi görülmeye değer eserlerdendir

Tire : İzmir'in büyük ilçelerinden biri olan Tire, şehir merkezine 82 km uzaklıktadır Aydın Dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan Tire zengin bir kültür mirasına sahiptir Beylikler ve Osmanlı döneminde ekonomik açıdan büyük gelişme sağlanmış ve mimarlık tarihi açısından da zengin örnekler ortaya çıkmıştır

Kemalpaşa : İzmir'in 29 km batısında yer alan Kemalpaşa'nın tarihi geçmişi İÖ 1300'lere dayanmaktadır Akadlar ve Hititlerden başla¤¤¤¤¤ Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete sahne olan Kemalpaşa, Helen, Roma ve Bizans dönemlerinde Sart ve İon kentleri arasında kervan yollarının uğrak yeri olmuştur Antik adı Nymphaion olarak bilinen günümüz Kemalpaşa ilçesi, Nif dağı eteklerinde 200 m yükseklikte kurulmuştur Ege Bölgesi'nde Hititlerden kalan tek örneği olan Karabel Kabartması ilçe sınırları içerisindedir Kemalpaşa, dünyaca ünlü kirazı ve çam ormanlarıyla tanınır

NASIL GİDİLİR

Karayolu : Şehirlerarası Otobüs Firmaları ile Türkiye'nin tüm illerine gece ve gündüz düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır Terminalin merkeze uzaklığı 12 km dir

Otogar Tel : (+90-232) 472 10 10

Üçkuyular Otogarı: Çeşme- Seferihisar ve Gümüldür ilçelerine yaz kış düzenli olarak otobüs ve dolmuş seferleri yapılmaktadır Merkeze uzaklığı 10 km dir

Otogar Tel : (+90-232) 259 88 62

Demiryolu : İzmir'den Ankara, İstanbul, Denizli, Aydın gibi şehirlere düzenli tren seferleri yapılmaktadır

Merkez Basmane Garı, Tel:0232484 86 38

Alsancak Garı, Tel: 0232458 31 31

Denizyolu : Adres: İzmir Limanı- Alsancak, Devlet Denizyolları İzmir Acentası,

Diğer Limanlar; Çeşme Limanı, Dikili Limanı, Seferihisar-Sığacık Yat Limanı

Liman Tel : (+90-232) 464 88 64 - 464 88 89

Havayolu : Adnan Menderes Havalimanından yurtiçi ve yurtdışına periyodik olarak seferler yapılmaktadır Merkeze uzaklığı 16 km dir

Hava Limanı Tel : (+90-232) 484 12 20

GEZİLECEK YERLER

BERGAMA

İzmir'in kuzeyinde 100 km uzaklıkta, Bakırçay Havzasında yer alan ve ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri olan Bergama, tarih öncesi dönemlerden başla¤¤¤¤¤ İon, Roma ve Bizans uygarlıkları ile devam eden dönemde, Dünya çapında önemi olan arkeolojik eserlere sahip olmuştur Bergama'nın güneybatısında Antik Dönemin önemli sağlık merkezlerinden Asklepion, ilk yerleşim alanı olan 300 m yüksekliğinde dik bir tepe üzerinde kurulan Akropol ve MS 2 yüzyıla tarihlenen Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) yörenin turistik cazibesini oluşturmaktadır Zeus Sunağı 1897 yılında Almanya'ya kaçırılmıştır

Bergama güzellik ılıcalarıyla, meşhur Kozak yaylasıyla, plajlarıyla ünlü Ayvalık ilçesi bağlantısıyla, gelişmiş dokumacılığı ve kilimciliğiyle ünlü bir ilçedir

Tarihçe: Bugünkü adı antik dönemdeki ismi olan Pergomon 'dan gelmektedir İlk çağda muhteşem abideleriyle büyük bir şehir ve aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra Ortaçağın önemli stratejik mevkii, Karesioğullarının merkezi ve son olarak Osmanlı İmparatorluğunun önemli merkezlerindendir

Kesin kuruluş tarihi bilinmeyen kentte yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre MÖ7 yüzyıllarda sur duvarlarının inşa edildiği saptanmış olup, bu yıllarda kentleşmenin başladığı anlaşılmaktadır Bergama, Pers, Büyük İskender, Frigya, Trakya Krallığı, Selevkos Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerini görmüştür

1302 yılında Bizans hakimiyeti ortadan kalkan şehirde Karesioğulları Beyliği idareyi ele almış, 1341 yılından hemen sonra ise Bergama Osmanlılar tarafından alınmıştır

İklim: Bölgede Akdeniz İklimi etkisi görülmektedir Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer

Şirince Köyü

Doğu Roma İmparatorluğu döneminde bir yerleşim alanı olduğu tahmin edilen Şirince köyünde, bazı yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır Kule kalıntısı, su kemerleri ile 11 yüzyıldan beri varolduğu sanılan manastır/kilise yapıları, Şirince’de günümüze kadar kalan arkeolojik ve tarihi kaynaklardır

Selçuk ilçe merkezine 8 km uzaklıktaki Şirince köyü, 19 yüzyılda bir Osmanlı yerleşimi olarak vadi yamaçlarında gelişmiştir Arazi yapısı ile uyumlu kentsel dokuda, doğal çevre ile bütünleşmiş yaklaşık 200 ev günümüze kadar korunabilmiştir

Diğer Tarihi Yerler

Kemeraltı Çarşısı: Kemeraltı Çarşısı, Mezarlıkbaşı semtinden itibaren deniz cephesini içine alan bir kavis çizerek Konak Alanına ulaşır Günümüzde de Kemeraltı Çarşısı İzmir'in en önemli alışveriş merkezidir Eskinin gizemli tonoz ve kubbeli dükkanlarının yanı sıra, modern iş merkezleri, mağazaları, sinemaları ve kafeteryaları ile her türlü alışverişe hitap edebilen bir site görünümündedir Bu çarşıda geleneksel Türk el sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünleri, tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür

Asansör: Musevi işadamı Nesim Levi tarafından Mithatpaşa'nın üst kısmına çıkmak isteyenlere kolaylık sağlaması için yaptırılan asansör, günümüzde İzmir'in prestij noktalarından birisi olmuştur Estetik değerlerin ön planda olduğu binaya 1928 yılında yapılan düzenleme Asansör'ü sosyal ihtiyaçları karşılayan bir merkez haline getirmiştir 1930'lu yıllarda tiyatro sahnesi, sinema salonu, gazinosu ve fotoğrafçısı bulunan Asansör binası, İzmir'in vazgeçilmezlerinden birisi olarak kabul edilmektedir Tarihi Asansör 1992 yılında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından günün şartlarına uygun bir şekilde restore edilerek kültür kompleksi halini almıştır

Teleferik Tesisleri: İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce yeniden düzenlenen teleferik tesisleri doyumsuz manzarasıyla gelenleri büyülemektedir Spor ve doğa severler için geniş imkanlar sunulan tesislerde, yamaç paraşütü ve özel tırmanma şeritleri ile sporseverler heyecanlı anlar yaşayabilirler

Kültürpark: Kültürpark, İzmir'in kent içinde yeşilin en yoğun olduğu alanlarından biridir Hayvanat Bahçesi ile, Akdeniz'in tipik palmiye ağaçları ve yeşil bitki örtüsüyle, spor ve eğlence tesisleriyle İzmirlilerin başlıca rekreasyon alanıdır Kültürpark içinde, 1936 yılından beri her yıl Ağustos ayının sonunda Uluslararası İzmir Fuarı açılmaktadır

Botanik Bahçesi : İzmir'de farklı bir yeşil ortam Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi'dir Burası ülkemizin en yetkin ve uluslararası nitelikteki tek botanik bahçesidir Bahçe yapay koşullarda, tropik bölgelerden Alp Dağlarına kadar çok geniş bir coğrafyaya ait pek çok bitki türünü barındırmaktadır Yaklaşık üç bin bitki çeşidi mevcuttur Arbeterum'da yüzlerce ağaç ve çalı türü yetiştirilmektedir Ayrıca kurutulmuş bitki örneklerinin korunduğu ve üzerinde bilimsel araştırmaların yapıldığı bir Herbaryum Merkezi de yer almaktadır

Kuş Gözlem Alanı

İzmir ilinin yeraldığı Küçük Menderes Havzasında, önemli kuş alanlarından İldir Gölü ve Küçük Menderes Deltasını barındırmaktadır

Foça Adaları

Gediz Deltası

İldir Körfezi Adaları

Küçük Menderes Havzası

Sanat, Kültür ve Eğlence

İzmir kozmopolit ve kültür şehri olarak ün yapmıştır İzmir Kültür Merkezi opera, bale ve müzik konserlerine sık sık ev sahipliği yapar

Her yıl Ağustos ayında açılan İzmir Uluslararası Fuar'ı bir eğlence ve endüstri sergisidir

Efes harabelerinin en güzel yapılarından biri olan tiyatro, oldukça sağlam kalmış ve restorasyonla da bugün Efes festivali gibi şenliklerde rahatlıkla kullanılmaktadır

COĞRAFYA

İzmir, Türkiye'nin üçüncü büyük kentidir İzmir, Ege kıyı bölgesinin tipik bir örneği gibidir Kuzeyde Madra Dağları, güneyde Kuşadası Körfezi, batıda Çeşme Yarımadası'nın Tekne Burnu, doğuda ise Aydın, Manisa il sınırları ile çevrilmiş İzmir, batıda kendi adıyla anılan körfezle kucaklaşır

İzmir ili içinde Ege Bölgesi'nin önemli akarsularından olan Gediz Nehri'nin aşağı çığırı ile Küçük Menderes Nehri bulunur Girintili ve çıkıntılı kıyı bandı doğal olarak sayısız güzellikte koy ve plajların oluşumu ile sonuçlanır Gümüldür, Özdere, Foça, Karaburun, Çeşme sahil ve plajları İzmir için büyük bir turistik önem taşımaktadır Öte yandan aynı doğal yapı, bir çok balıkçı barınağının veya yat yanaşma yerlerinin oluşmasına neden olmuştur Bu özellikleriyle İzmir doğal bir turizm ve liman kentidir

Akdeniz iklim bölgesinde yetişen geniş, sert ve iğne yapraklı, sürekli yeşil kalan, kuraklığa dayanıklı ağaç ve çalılar, yaygın doğal bitki örtüsünü oluşturur

Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir'de yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir İl bazında yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 185ºC'dir

TARİHÇE

Eski İzmir kenti, körfezin kuzeydoğusunda yer alan bir yarımadacık üzerine kurulmuştur Günümüzde Bayraklı yakınında “Tepekule” adını taşıyan eski İzmir höyüğünde, ilk yerleşim MÖ 3 binden başlar Önceleri ufak bir yerleşme olan deniz kenarındaki bu höyük, MÖ 2 binde ilk çekirdek etrafında biraz daha büyüyüp gelişmiştir MÖ 2 bin yerleşmesinin Hititlerle ilişkili olduğu kazılardan anlaşılmaktadır

MÖ 10 yüzyılda, Bayraklı’nın ker¤¤¤ duvarlı ve düz damlı evleriyle, bugünkü Orta Anadolu köylerinden farkı yoktur MÖ 600’de Lydia, MÖ 5 ve 4 yüzyıllarda Pers egemenliğinde olan şehir, MÖ 334’de Büyük İskender tarafından alınmış, bu tarihlerden sonra Kadifekale’nin yer aldığı dağın eteklerinde gelişmeye ve büyük bir şehir durumuna gelmeye başlamıştır Roma İmparatorluğu döneminde, MS 178 yılındaki yer sarsıntısında büyük hasar gören şehir, yeniden kurulmuş ve onarılmıştır Bu dönemde büyük bir ticaret merkezi haline gelmiştir Bizans İmparatorluğu zamanında Hıristiyanlığın yayıldığı dönemde ve sonrasında önemli bir piskoposluk merkezi olmuş, MS 5-6 yüzyıllarda gelişme göstermiş, ancak 7 yüzyıldaki Arap akınlarından sonraki yıllarda ise eski önemini kaybetmiştir

1320 yılında Aydınoğlu Gazi Umur tarafından alınan şehir, 1402–1415 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği’nin başkenti olmuş ve 1415 yılında I Mehmet Çelebi tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır

NE YENİR

İzmir ve yöresinin yemekleri çeşit açısından son derece zengin olup, Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfaklarının özgün bir bileşimidir Yörenin bitki örtüsünün yanı sıra, çok kültürlü toplumsal yapısı da bu oluşumda etkendir

Belli başlı yemekleri: Bulamaç çorbası, tarhana çorbası, tere çorbası, trança kellesi çorbası,kirde, sakız yahnisi, mücver, İzmir köftesi, papaz yahnisi, enginar dolması, domates bastısı, yer elması, revani,ıspanak boranisi, razı kavurması, Efes arapsaçı, şevketi bostan, ebegümeci, radika salatası

İzmir'den Yemek Tarifleri

Tere çorbası

Malzemeler:

9 su bardağı tavuk suyu

3 yemek kaşığı un

1 adet yumurta

1 adet limon

1 su bardağı krema

1 su bardağı süt

2 yemek kaşığı tereyağı

1 demet tere

1/2 çay kaşığı şeker

tuz

Hazırlanışı:

Bir kapta un, limon suyu ve yumurta iyice karıştırılır kaynamakta olan tavuk suyuna azar azar yedirerek ilave edilir Tere yaprakları ayıklanır bir bardak süt ile birlikte blendırdan geçirilir Yapraklar tamamen eriyince kaynamakta olan çorbaya eklenir Bir taşım kaynatıp krema, tereyağı, şeker ve tuz eklenir Bir taşım kaynadıktan sonra süzgeçten geçirilir ve servis edilir

İzmir köfte

Malzemeler:

1/2 kg dövülmüş et

2 adet soğanın suyu

1 adet yumurta

1/2 su bardağı sıvı yağ

5 adet domates

3 dilim ekmek içi

1 tatlı kaşığı köfte baharatı

1 tatlı kaşığı karabiber

1 tatlı kaşığı tuz

Hazırlanışı: İyice dövülen et, soğan suyu, tuz, karabiber, köfte baharatı, ekmek içi ve yumurta ile yoğrulur Hamur haline gelince köfte şekli verilir ve yağda kızartılır Kızaran köfteler bir tencereye alınır Ayrı bir tarafta domatesler küçük küçük doğranır Doğranan domatesler tencereye alınan köftelerin üzerine dökülür ve 15 dakika pişirilir

Radika salatası

Malzemeler:

1 demet radika

1 çorba kaşığı tuz

1 adet limon

1/2 çay bardağı zeytinyağı

Hazırlanışı:

Radikalar köklerinden ayrılıp iyice yıkanır Bir tencerede tuzlu su kaynatılır ve radikalar kaynayan suya atılır Sapları yumuşayana kadar haşlanır ve süzülerek servis tabağına alınır Soğuduktan sonra üzerine zeytinyağı ve limon suyu eklenip zeytin ile süslenerek servis edilir

NE ALINIR?

İzmir'in en yoğun alışveriş trafiğine sahne olan sokakları, Anafartalar Caddesi'nin sağında ve solunda yer alan ve hala yüzyıl öncesinin atmosferini kepenklerinin kıvrımlarında, kapı eşiklerinde, basık tavanlarında, eski kiremitlerinde taşıyan Kemeraltı Sokaklarıdır Eski görüntü tamamen olmasa da hala işportacıların bağrışmaları bakırcılar çarşısının kendine has sesleri Şadırvan Cami yanındaki Sebil'in şırıltısı, Kestane pazarındaki balıkçıların ıslak önlükleriyle bağrışmaları, Kemeraltı'nın pek değişmediğini gösteren belirtileridir

Urgancılar Çarşısı, Kuyumcular Çarşısı, basmacılar, ayakkabıcılar hepsi de hala işlerini sürdürmektedirler Bunların yanı sıra en iyi ve modern alışveriş merkezleri Alsancak'taki Kordon Boyu'nda, Karşıyaka ve Cumhuriyet Caddesi'nde bulunur

İzmir'de en önemli alışveriş merkezi olan Kemeraltı'na komşu Çankaya ve oradan da seçkin butik ve mağazaların yer aldığı Alsancak'a ulaşıp alışveriş yapabilir, Karşıyaka'da da aynı olanakları bulabilirsiniz

YAPMADAN DÖNME

Selçuk-Şirince Köyü Birgi Çakırağa Konağı, Kızlarağası Hanı, tarihi Asansör'ü gezmeden,

İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir Atatürk Müzesi, Kordonboyu, Kemeraltı Çarşısı, Teleferik Tesisleri ve Balçova Kaplıcaları, Efes Harabeleri, Meryem Ana Evi, Şirince Köyü, Bergama Antik Kenti, Çeşme plajlarını görmeden,

İzmir Asansör Restaron'da İzmir Köftesi, Ödemiş Kebabı, Boyoz (börek), Kumru, Gevrek ve meşhur Gerdan tatlısı tatmadan,

Kuru İncir, ********* üzüm, Kemalpaşa Kirazı, Bergama tulum peyniri ve lokma almadan,

Foça ve Çeşme'de balık yemeden,

Ödemiş İpeği (Pembizar), İğne Oyaları, Yemeni ve Görece nazar boncuklarından satın almadan,

İzmir Fuarı ile Selçuk Festivali'ni görmeden

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



Afyon

GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 14230 km²
Nüfus: 739223 (1990)
İl Trafik No: 03
Afyon, Anadolu'da kuzeyi güneye, batıyı da doğuya bağlayan doğal bir düğüm noktası konumundadır Zengin tarihi geçmişi olan kent bir turizm merkezi olma potansiyeli taşımaktadır

İLÇELER
Afyon ilinin ilçeleri; Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, İhsaniye, İscehisar,

Kızılören, Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı ve Şuhut'tur
Başmakçı: İlin en güney ucunda yer alan ilçe il merkezine 129 km uzaklıkta Söğüt Dağlarına yaslanmıştır Isparta, Kula, Ladik, Hereke tipi halı dokumacılığı, gül yetiştiriciliği, Kuş Cenneti, Acı Gölü ile ünlüdür

Bayat: Afyon-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 46 km uzaklıktadır Bayat ilçesinde Kurtini, İnpazarcık, Asarkale, Elicek ve Yanıkin Bizans dönemi yerleşim alanları bulunmaktadır Kök boyalı Bayat kilimleri, Amerika, Japonya ve birçok Avrupa ülkesinden sipariş alacak kadar ün kazanmıştır

Bolvadin: İlçe Afyon-Konya karayolu üzerinden 13 km içeride il merkezine 61 km uzaklıkta, antik Kral Yolu üzerinde, Eber gölü kenarında kurulmuştur Eber Gölü; sazlığıyla, yüzen adacıkları ve balık avcılığı ile adını dış ülkelere duyurmuştur İlçenin diğer turizm değerleri Heybeli kaplıcası, Horan parkı, Kırkgöz köprüsü, Yanık Kışla, Lala Sinan Paşa Cami, Alaca Cami ve Çeşmesi, Çarşı Cami, Hacı Ahmet Cami, Kırklar Cami, Kara Çeşme, Ak Çeşme, Hacı Ahmet Çeşmesi, Kemerkaya'da yeraltı şehri, Minarelik Deresinde peribacaları, merkezdeki eski Afyon evleri ve İnsuyu Mağarasıdır

Çay: Afyon-Konya karayolu üzerinde, il merkezine 48 km uzaklıktadır İlçenin geçmişi oldukça eskiye dayanmakla birlikte bugüne kalan tarihi eser sayısı azdır Tabi güzellikleri arasında Eber ve Karamık gölleri bulunmakta olup, bu göllerde balık avcılığı,ve çeşitli kuş avcılığı yapılmaktadır Çağlayan Parkı ve Şelalesi, Kanlı Yer Kavaklığı çevrede tercih edilen piknik yerleridir Selçuklulardan kalma Taş Camii ve Kervansaray önemli tarihi eserleridir

Çobanlar: Yöre tarihinin Akarçay kenarındaki höyüklerle yaşıt olduğu ve eski Tunç Çağına kadar uzandığı bilinmektedir Bugünkü Kocaöz (Feleli) köyünde antik Anabura kenti kurulmuştur Afyon Arkeoloji Müesinde bulunan Artemis heykeli buradan çıkarılmıştır

Dazkırı: Afyon-Denizli karayolu üzerinde il merkezine 140 km mesafededir İlçemiz 1959 yılında ilçe olmuştur İlçemiz kök boyalı halı dokuma ve satış reyonlarıyla dünya çapında üne kavuşmuştur

Dinar: Afyon-Antalya karayolu üzerinde, il merkezine 106 km uzaklıkta olup Akdeniz ile Ege bölgeleri arasında bulunmaktadır Tarihin ilk müzik yarışması, Marsyas ile Tanrı Apollon arasında Dinar'da yapılmıştır İlçenin önemli turistik değerleri Danteon (Tanrılar kulu tapınağı), Artemis-Anaitis tapınağı, antik tiyatrosu, agorası (Pazar yeri), antik stadyumu, Suçıkan Parkı, Pınarbaşı, Karakuyu Kuş Cenneti, Norgaz piknik alanı, Cerit ve Zenderi yaylalarıdır

Emirdağ: Afyon'un 70 km kuzey doğusunda kurulmuş en eski ilçelerinden olan Emirdağ yöresinde yerleşim MÖ1437 yılına kadar gitmektedir Emirbaba, Gölcük, Çiçekli yaylaları, Balcam Mağarası, Amorium ören yeri ve Sakarya nehrini besleyen Pınarbaşı gezip görülebilecek yerlerdir

Evciler: Çevre höyüklerde bulunan parçalardan tarihinin Lidyalılara kadar uzandığı anlaşılmaktadır İlçede Koca höyük ve Küçük höyük diye bilinen iki höyük ile Öküzviran ve Kocaviran isminde iki örenyatağı vardır

Hocalar: Anadolu eski çağlardan bu tarafa pek çok medeniyetlerin beşiği olmuştur Ahır dağlarında bulunan bronz Hitit heykeli yörenin çok eski dönemlerden beri önemli bir yerleşim merkezi olduğu izlenimini vermektedir

İhsaniye: Afyon'un 35 km kuzeyindedir Gazlıgöl kaplıcası ve içmeleri, Frig kaya anıtları, Roma, Bizans kaya yerleşimleri, mezar odaları, peri bacaları ve yaylaları ilgi odakarından bazılarıdır Ayazin, Kayıhan yerleşim birimleri, Kapıkayalar, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş tarihi kalıntıları Frig dönemine aittir Ayrıca doğa harikası kütleler ve peri bacalarının süslediği bu alan, Frig bölgesi diye anılırGazlı göl kaplıcalarında çıkarılan maden suyu dünyaca ünlüdür

İscehisar: Afyon-Ankara karayolu üzerinde olup il merkezine 23 km uzaklıktadır 1987 yılında ilçe olmuşturZengin mermer yatakları üzerinde kurulmuş olan ilçe, tarım, hayvancılık ve mermer sanayi üzerinde gelişmiştir

Kızılören: Afyon-Antalya karayoluna 3 km il merkezine 87 km uzaklıktaki ilçede bulunan Ulu Cami ve korumaya alınan Çınar ağacı ve şehir merkezindeki tarihi evler görülmeye değer yerleridir

Sandıklı: İl merkezine 60 km uzaklıkta, Antalya-Denizli karayolu, İzmir-Ankara-İstanbul demiryolu hattı üzerinde kurulmuş önemli yerleşim merkezlerinden biridir İlçe kaplıcası ve leblebisi ile ünlüdür İlçede bulunan Hüdai kaplıcaları iç ve dış turizme hizmet vermektedir

Sincanlı: Afyon-Uşak-İzmir karayolu üzerinde, il merkezine 33 km uzaklıktaki ilçe, kendi adını taşıyan, günümüzde de izleri görülen antik yolların kavşağında kurulmuştur İlçede Tazlar köyü orman içi piknik alanı, Başkomutan Milli Parkı, Büyük Taarruz Şehitliği, Çiğiltepe Albay Reşat Anıtı, Yıldırım Kemal Şehitliği, Sinanpaşa ve Kureşbaba (Boyalı) Külliyeleri, Otuziki inler, Kırka göleti, Serban göleti gezilip görülecek yerleridir

Sultandağı: Afyon-Konya karayolunun 68km'sinde Sultan dağlarının eteğinde kurulmuştur Bizanslılar ve Selçuklular zamanına kadar batı ve doğunun yol uğrağıdır Ayrıca; Anadolu-Bağdat İpek Yolunun geçmesi ile de ticari bir önem kazanmıştırAkşehir gölleri, Taşköprü, Çiğdem düzü, Asmalı gibi mesire yerleri, Sahipata kervansarayı ve hamamı, Laleli çeşmesi, Buzluk Mağarası, Dort deresi ve manastır başlıca gezip görülecek yerlerdir Fındık ormanlarıyla kaplı Balaban, Dumra, Küçük ve Büyük Kirazlı yaylaları ise yayla turizmine elverişlidir

Şuhut: İç Ege Bölgesinin en doğusunda yer alan Şuhut'un il merkezine uzaklığı 29 kmdir İlçenin tarihinin Neolitik Çağa kadar uzandığı, Şuhut Hisar, Karaadilli, Kepirtepe Höyüğünün bu çağa ait eserler olduğu tahmin edilmektedir Hisar tepesi (Synnada Höyüğü), Bininler Kaya Mezarları ve Asmakaya Kalesi eski yerleşim yerleri olup, Kayabelen göleti ve Selevir baraj gölü mesirelik ve dinlenme yerleridir

NASIL GİDİLİR?
Karayolu: Afyon Batı Anadolu'nun diğer bölgelere açılan bir kapısı durumunda ve transit geçit merkezidir
Otogar Tel : (+90-272) 212 09 63
Demiryolu: İl merkezi, Ülkede dört ayrı demiryolu hattının birleştiği noktada bulunan tek il merkezi olma özelliğini taşımaktadır
İstasyon Tel : (+90-272) 2l3 79 l9
Havayolu: Mevcut Havaalanı askeri amaçlı muhafaza ve idare ettirilmekle beraber sivil ve ticari amaçlarla da trafiğe açıktır

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



KIRŞEHİR

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 6570 km²

Nüfus: 256862 (1990)

İl Trafik No: 40

Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir

İLÇELER:

Kırşehir ilinin ilçeleri ; Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur'dur

NASIL GİDİLİR?

Karayolu : Terminal, Kent merkezine yaklaşık 2 km uzaklıktadır Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır

Otogar Tel : (+90-386) 212 28 66 - 213 20 26

Demiryolu : Tren garı kent merkezine 1km uzaklıktadır

GEZİLECEK YERLER

Müze ve Örenyerleri

Müzeler

Kırşehir Müzesi

Adres: Kültür Merkezi İçi - Kırşehir

Tel: (386) 213 33 91

Örenyerleri

Mucur Yeraltı Şehri - Mucur İlçe Merkezi

D İnlimurat Yeraltı Şehri - Merkez / D İnlimurat Köyü

Çağırkan Kale Höyük: Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9kmuzaklıktaki Çağırkan kasabasındadırMÖ3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür

Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür

Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur

Mucur Yeraltı Şehri: Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, MS 3 ve 4yylarda kurulmuştur Yerden 7-8 m derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır

Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri: İl merkezine 58 km uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir MS4-5yy'larda yapıldığı sanılmaktadır Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır

Cami, Türbe ve Kiliseler

Cacabey (Medresesi) Cami: İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadırSelçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır

Ahi Evran Camii ve Türbesi: 1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadırTürbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır

Lala (Lale) Camii: İl merkezinde, Melik Gazi Kümbetinin hemen yanındadır Caminin mimari tarzı, 13 yüzyılda kervansaray veya darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır

Kümbetler: Melik Gazi Kümbeti: İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin 13 yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir

Dikkate değer diğer kümbetler ise Kalender Baba Kümbeti ile Fatma Hatun kümbetleridir

Türbeler: Aşıkpaşa Türbesi, Cacabey Türbesi, Süleyman Türkmani Türbesi, Muhterem Hatun Türbesi, Yunus Emre Türbesi yörede görülmeye değer eserlerdir

Derefakılı Kiliseleri: Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden olan bu yapılar, Akçakent ilçesinin Derefakılı köyündedir

Kaleler

Kuş Kalesi: Kaman yakınındaki Kuş Kalesi'nin Hititler Döneminde yaptırıldığı ve Bizans Dönemi'nin sonuna kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir

Keçi Kalesi: Kırşehir merkezine bağlı Kızılca köyünün kuzeydoğusundadır Bizanslılar tarafından yapılan kalenin duvar kalıntılarının bugünkü yüksekliği 2-3 mdir Kırşehir kalelerinin en büyüklerindendir

Kervansaraylar

Kesikköprü Kervansarayı: (Cacabey Hanı) Kırşehir'in 23 km güneyindeki Kesikköprü köyünde bulunan kervansaray ile yanındaki köprü, 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kırşehir Emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır İki ayrı renkli taştan yapılmış olan taç kapısı, taş işçiliği ile dikkati çekmektedir

Kaplıcalar

Terme Termal Turizm Merkezi

Yeri: Kırşehir belediye sınırları içerisinde yer alır

Suyun Isısı: 40oC -56oC

PH Değeri: 6,2

Özellikleri: Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu, Sarbondioksitli, Florürlü bir bileşime sahiptir

Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara olumlu etki yapar

Konaklama Tesisleri: 200 yataklı 3 yıldızlı otel mevcuttur

Korunan Alanlar

Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı

Kuş Gözlem Alanı

Kızılırmak Havzası

COĞRAFYA

İl toprakları 900-1200 m yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 mye ulaşan dağlar bulunur Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir Orman bakımından fakirdir Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır

Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağm***u, sonbahar az yağm***udur

TARİHÇE

Kırşehir ve çevresinde yapılan araştırmalar ilin tarihinin, Eski Tunç Çağı'na (MÖ 3000-2000) kadar uzandığını göstermektedir Daha sonra Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlılar yörede hüküm sürmüştür

Yüzyıllarca Anadolu'nun ticari ve ekonomik hayatında büyük rol oynamış olan Ahilik, 13yy'da Kırşehir'de kurulmuştur Bir esnaf örgütü olan Ahiliğin temeli doğruluk, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanmaktadır

NE YENİR?

Tandırda çömlek paça, keşkef mutlaka tadılmalıdır

NE ALINIR?

Kırşehir'in meşhur 'onyx' taşından yapılma el sanatı ürünlerinden satın alabilirsiniz

YAPMADAN DÖNME

Cacabey Camii, Ahi Evran Camiini, Çağatay Medresesini görmeden,

Termal kaplıcaları ziyaret etmeden,

'Onxy'den yapılmış hediyelik eşya satın almadan,

Keşkef tatmadan

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



SAKARYA

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 4817 km²

Nüfus: 683061 (1990)

İl Trafik No: 54

Sakarya Marmara bölgesinde önemli bir turizm merkezidir Karadeniz sahili boyunca uzanan geniş plajları başta olmak üzere gölleri, zengin orman ve yaylaları, vadi ve kanyonları, sıcak su ve içme suyu kaynakları Sakarya'nın sahip olduğu doğal değerleridir

İlçeler:

Adapazarı (merkez), Akyazı, Ferizli, Geyve, Hendek, Karapürçek, Karasu, Kaynarca, Kocaali, Pamukova, Sapanca, Söğütlü, Taraklı

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Ankara-İstanbul otoyolu ve E-80 karayolu üzerindedir

Güney Otogarı+90-264) 275 30 47

Kuzey Otogarı+90-264) 274 54 16

Demiryolu: Arifiye istasyonundan Ankara, İstanbul, Konya ve Denizli istikametlerine yapılan tren seferlerinin yanı sıra Adapazarı merkez ve İstanbul arasında karşılıklı tren seferleri yapılmaktadır

İstasyon: 0 264 277 37 00

Havayolu: En yakın İstanbul’da bulunan hava limanlarıdır

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Sakarya Müzesi

Adres: Semerciler Mah Sait Faik Sok No: 36 - Sakarya

Tel: (264) 274 25 15

COĞRAFYA

Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğu bölümünde yer alır Kendi adı ile anılan ovanın güneybatı kenarında kurulmuş olup, tarihi İstanbul - Anadolu yolunun Sakarya Irmağı'nı aştığı noktada bir köprü başı ve kavşak noktası konumuna sahiptir İl toprakları idari açıdan doğudan Bolu'nun; Göynük, Mudurnu, Düzce ve Akçakoca, güneyden Bilecik'in Gölpazarı ve Osmaneli, batıdan ise Kocaeli'nin Kandıra, Merkez ve Gölcük İlçeleri, kuzeyden ise Karadeniz'den çevrilidir

İlin Merkezi olan Adapazarı Akova adıyla anılan düzlükte, Sakarya Havzası'nın aşağı kısmındadır Doğudan Çam Dağı, güney ve güneydoğudan Samanlı Dağları, kuzeyden Karadeniz ile sınırlanan Sakarya İlinin Batıdan belirgin bir doğal sınırı yoktur İlin   başlıca gölleri Sapanca, Taşkısığı, Poyrazlar, Akgöl, Gökçeören ve Acarlardır Akarsuları 159 km uzunluktaki Sakarya Nehri ile ona karışan Mudurnu Çayı ve Sapanca Gölü'nün ayağını teşkil eden Çark suyudur

Sakarya ili doğal bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir Kuzey Anadolu kıyı dağlarının uzantısı olan dağlar gür ormanlarla kaplıdır

Sakarya'nın iklimi hem Marmara Bölgesi iklimi hem de Karadeniz iklimi özelliklerini taşır Kışlar bol yağışlı ve az soğuk, yazlar ise sıcak geçer

TARİHÇE

İlk yerleşik kavmi Frigler olan bölgede daha sonra sırasıyla; Bithynialılar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır

NE YENİR?

Sakarya'da yapılan yemekler arasında; Islama Köfte, Sütlü Kabak Tatlısı, Kabak Tatlısı, Kabaklı Kol Böreği, Çerkes Tavuğu, Çerkes Pastası(Peynirli), Ezme Fasulye, Dartılı Keşkek, Dartı, Üre Tatlısı bulunmaktadır

NE ALINIR?

Taraklı yöresinde, ağaç işçiliği ve oymacılığı görülmektedir Şimşir ağacından yapılan kaşıklar Türkiye'nin dört bir tarafına satılmaktadır

YAPMADAN DÖNME

Sakarya Müzesini gezmeden

Cami, kale ve köprüleri görmeden

Sabanca gölüne gitmeden

Kuzuluk Kaplıcasına uğramadan

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri




Tanımlı Ce: İllerimiz ve Özellikler [Tüm İller Tek Tek ve Ayrıntılı]

Artvin

ARTVİN'İN TARİHİ
Artvin Doğu Karadeniz dağlarını derin bir şekilde yaran Çoruh vadisinin sol yamacında 230-110 rakımı arasında,meyilli bir arazide kurulmuştur MÖ2000 yıllarından kalan kalıntılara rastlanmaktadırMÖIXyüzyılda Urartu hakimiyetine girmiş,Iyüzyılda Pontus Krallığına katılmış,Vyüzyılda Bizans egemenliğine geçmiş,646 yıllarında Halife HzOsman döneminde İslam topraklarına katılmış,Bizanslılarla İslam orduları arasında birkaç defa el değiştirmiş,bu değiştirmelerde Artvin nüvezi teşkil edilmiştir
Müslüman ordularının akınlarını gözetlemek için 939 yılında Artvin Livane Kalesi yapılmıştırArtvin’de 1068 yılından itibaren Selçuklu hakimiyeti başlamış,daha sonraları Gürcülerin eline geçmiş,tekrar Selçuklu hakimiyetinde Artvin yöresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde kalmış,XIIIyüzyılda da Moğol ve İlhanlı istilalarına uğramış,XVyüzyılda Akkoyunlu Osman Bey Çoruh boyların inmiş,Uzun Hasan ise bu toprakları Akkoyunlu hakimiyetine almıştırBölge daha sonra Gürcü istilasına uğrayınca Artvin Beyleri Trabzon Valisi Yavuz Sultan Selim’den yardım isteyerek Gürcüleri kovmuşlardır
Kanuni döneminde Erzurum Beylerbeyi Dulkadirli Mehmet Han Yusufeli ve Artvin’i alarak Livane Sancağı kurup(1536-1537) Erzurum Beylerbeyliğine bağlanmıştır1578’de Osmanlı-İran mücadelesi sırasında Osmanlı hakimiyeti sağlanmış,Çıldır eyaleti kurulunca da Artvin buraya bağlanmış,Livane Sancağı da merkez olmuştur XIXyüzyıla kadar Türk’lerin elinde kalan Artvin iki defa Rus işgaline uğramıştırHaziran 1828 ‘de imzalanan Edirne Muahedesi ile Ahıska Ruslara terk edilince,Çıldır eyaletinin bozulması üzerine Artvin Trabzon eyaletinin Batum sancağına bağlı Livane kazası merkezi olmuştur
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonuna kadar sürmüş,5 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos antlaşması ile Batum,Kars Ardahan,Eleşkirt,Beyazıt ve Artvin Ruslara savaş tazminatı olarak bırakılmıştırBölge halkını yıldıramayacağını anlayan Ruslar,3 Mart 1918 tarihinde yapılan Brest Litavsk barışı ile halk oylaması sonucu %99’dan fazlası Türk hakimiyetini istemeleri neticesi Artvin savaşsız olarak Türklere bırakılmıştırIDünya savaşı sonuna kadar işgalde bulunan Artvin halkı 1914 Kasımında direnişe geçerek Yüzbaşı İsmail Bey komutasında Melo sınır taburu şehir ve çevresini Ruslardan bir süre de olsa temizlemiştir
2 Kasım 1914’de 18 Aralık 1917 ‘de imzalanan Erzincan ateşkes anlaşmasıyla Ruslar 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesi sınırlarına çekilmiştirArtvin Osmanluların elinde kalmış,imzalanan Mondros mütarekesi ile Artvin Osmanlıların elinde kalmış,imzalanan Mondros mütarekesi ile Artvin tekrar boşaltılmış,17 Aralık 1918’de İngilizler tarafından işgal edilmiş,İngilizler çekilirken de şehir Gürcistan’a bırakılmıştır
Bu badirelerden sonra Artvin,TBMMHükümetinin yoğun çabalarıyla 7 Mart 1921 sabahı Gürcülerin çekilmesiyle Türk topraklarına dahil edilmiştir Artvin 4,5 ay süreyle Ardahan Sancağına bağlı kalmış,7 Temmuz 1921’de Artvin Sancağı kurulmuş,1924’de Türkiye İdari Teşkilatı değişikliğiyle vilayet olmuştur1 Haziran 1933 tarihinde Artvin vilayeti kaldırılarak ,merkezi Rize olan Çoruh vilayetine kaza olarak bağlı kalmıştır
4 Ocak 1936’da Çoruh vilayeti merkezi Artvin olmuş,20 yıl süreyle kullanılan “Çoruh” adı 1956 yılında “ARTVİN” olarak değiştirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri




Tanımlı Ce: İllerimiz ve Özellikler [Tüm İller Tek Tek ve Ayrıntılı]

Adıyaman

Adıyaman İli, Türkiye'nin Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında kalan bir ilidir İdari merkezi Adıyaman kentidir

Coğrafyası
Adıyaman ili Orta Fırat bölümü içinde yer alır Kuzeyde bulunan Çelikhan ile Gerger ilçesinin bir kısmı Doğu Anadolu Bölgesine, Batıda bulunan Gölbaşı ile Besni ilçesinin bir kısmı ise Akdeniz Bölgesine dahil edilmiştir

Adıyaman ilinin Kuzeyinde Malatya ili (Pütürge, Yeşilyurt ve Doğanşehir ilçeleri), Batıda Kahramanmaraş ili (Merkez ve Pazarcık ilçeleri), Güneybatıda Gaziantep (Araban ilçesi), Güneydoğuda Şanlıurfa ili (Siverek, Hilvan, Bozova ve Halfeti ilçeleri), Doğuda ise Diyarbakır ili (Çermik ve Çüngüş ilçeleri) bulunmaktadır Merkez ilçe dahil 9 ilçesi ile 406 köyü vardır

Adıyaman ili 37° 25′ ve 38° 11 ′kuzey enlemleriyle, 37° ve 39° doğu boylamları arasında yer alır Adıyaman ilinin yüzölçümü 7 614 km² , göller ile 7 871 km² olup, rakımı 669 m dir

Eski coğrafyacı ve tarihçilere göre: Güneyde Arap Yarımadasından, Kuzeyde Toros Sıradağlarına doğru uzanan Arap çöllerinin sona erdiği yerde, Toros sıra dağlarının eteklerinde verimli topraklar yer almaktadır Arap çöllerini kuzeyden bir ay gibi saran bu topraklara binlerce yıldan beri Verimli Ay (Hilal) adı verilmiştir Ortadoğu ülkelerinin merkezinde yer alan Verimli Ay topraklarında Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından gelen ana kara yolları birbirlerini kesmektedir Tarih boyunca Verimli Ay bölgesi ana ticaret yollarının kavşak noktalarında, büyük ticaret ve sanayi şehirleri doğmuş, büyümüş, yıkılmış ve yerlerine yenileri kurulmuştur Verimli Ay bölgesinin bir parçası sayılan Orta Fırat Bölümünün illerinde olan Adıyaman şehri, Verimli Ay bölgesinin en üst sınırını oluşturmaktadır Adıyaman ili uygun coğrafi özellikleri dolayısıyla tarihinin her döneminde insanların yaşamayı tercih ettikleri bir yerleşim bölgesi olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



Ağrı

TARİHÇE


Ağrı ilinin tarihi, Paleolitik Çağ�a kadar uzanmaktadır Daha geç dönemlerde bu bölge ile Mezopotamya arasında kültürel ilişkiler olduğunu gösteren Tunç Çağı araç gereçleri bulunmuştur Ağrı ve çevresine yerleşen en eski topluluklardan biri Hurrilerdir MÖ 14 yüzyılda Hititlerin Doğu Anadolu Bölgesi�ndeki etkinliklerini yitirmeleriyle ortaya çıkan Hurrilerden sonra yöre Urartu, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hâkimiyetine girmiştir MS 7 yy ortalarında Arapların eline geçen ve stratejik konumu nedeniyle istilalara uğrayan Ağrı�yı 11 yüzyılda Selçuklular egemenlikleri altına almışlardır Selçukluların aralıklarla süren egemenlikleri Moğol akınlarıyla son bulmuştur Sonradan İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir I Dünya Savaşı�nda Ruslar tarafından işgal edilen bölge, 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması ile Türkiye�ye iade edilmiştir





Nüfus: 437093 (1990)



İl Trafik No: 04



1650 metre yüksekliğindeki bir yaylada yer alan Ağrı, ismini yanında heybetle görünen dağdan almaktadır Türkiye'ye en tepeden bakabileceğiniz ve doğuya açılan kapısı Ağrı, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır Ağrı ili, yazın dağcılık ve doğa yürüyüşüne, kış mevsiminde kayak sporuna elverişli parkurlara sahip efsanevi dağı ile doğunun turizm merkezleri arasındadır



İLÇELER:


Ağrı ilinin ilçeleri; Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak'tır


Diyadin: Merkez ilçenin doğusunda, Erzurum - İran yolunun 50 kilometresinde 7 kmlik bir yol ile bu yola bağlanmıştır Murat nehri kıyısında yer alan kaplıcaları ile ünlüdür Diyadin Kaplıcaların suları cilt, romatizma, adale ağrıları için şifalı sulardır


Doğubayazıt: İl merkezinin 93 km doğusunda, Erzurum - İran yolu üzerindeki İlçenin en önemli tarihi eseri İshak Paşa Sarayı'dır Balık Gölü ve Ağrı Dağı yamacındaki Meteor çukuru, ilçenin ilgi çeken diğer değerleridir



Eleşkirt: 1998 yılında İlçeye, Güneykaya mevkiinde kayak turizmine yönelik tesisler yaptırılmıştır


Hamur: İl merkezine 15 km güneyinde yer alan İlçenin başlıca tarihi eserleri Selçuklulardan kalma Havaran Kalesi ve Mahmut Paşa Kümbetidir


Patnos: İlçe Ekonomisine canlılık getirecek sergi, fuar, panayır gibi etkinlikler yapılmamaktadır Turizm açısından da art bölgede yer aldığı için herhangi bir faaliyet yoktur Aynı zamanda turistlerin ilgilenebilecekleri yeterli bir tarihi ve doğal güzellikleri bulunmamaktadır Mevcut eserler ise doğa ve insan tahribatı nedeniyle gözle görülebilir özelliklerini kaybetmiştir



Taşlıçay: Ağrı ilinin orta kısmında bulunan Taşlıçay ilçesinin kuzey ve güneyinde bulunan 2000 m yükseklikteki dağlar,orta bölümde Murat Vadisi ile ayrılırArazi volkaniktir,en yüksek noktası Güneydeki Aladağ üzerinde bulunan Koçbaşı tepesidir



Tutak: Deniz seviyesinden 1535 metre yükseklikteki ilçenin alanı 1562 Km² dir Yörenin toprakları yüksek yayla karakterinde ve oldukça engebelidir
GEZİLECEK YERLER



Ağrı - Ağrı Dağı



Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde bir çok ismi vardır Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haristir

Marco Polonun hiç bir zaman çıkılamayacak dediği Dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9 Ekim 1829 yılında Prof Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi İkinci kış tırmanışı ise ilk tırmanıştan çok sonra 21 Şubat 1970' de Dağcılık Federasyonu eski başkanlarından Dr Bozkurt Ergör tarafından gerçekleştirildi 1980'li yıllarda binlerce dağcı Ağrı Dağını ziyaret etti Ağrıya tırmanışa 1990 yılında yasaklandı1998 de Dağcılık Federasyonunun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı

Yükseklik 5165 m

Konumu Doğu Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir (Aras-Murat Nehirleri arası)

Tırmanış Zamanı Tırmanışlar İçin En Uygun Zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır Kış tırmanışları zorlu ancak zevklidir

Özellikleri Ağrı dağı(5165 m), Anadolu Yarımadası ve Avrupa'nın en yüksek doruğudur 4000 metreye kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m yükseklikteki Küçük Ağrı Dağı yer alır Ağrı dağı yüksekliği, buzulları, insanları, değişik yapısal görünümleri, kar sınırına kadar kaplı otlukları ve dağ çayırları ile ilginç ve çekici bir görünüme sahiptir

Ulaşım ve Konaklama Trabzon-Erzurum-Tahran Uluslararası kara yolları Ağrı eteklerini dolanarak İran'a uzanır Ankara-Erzurum arasında düzenli olarak hava, demir ve karayolu bağlantısı mevcuttur

Dağa en yakın merkez Doğubeyazıt'tır Buraya Ağrı ve Erzurum'dan ulaşmak mümkündür Kent ve çevresinde konaklama ve lokanta tesisleri vardır

Tırmanışlar

Malzemeler Krampon, İp (11 mm), Buz Kazması, Emniyet Malzemeleri (Perlon, Buz Burgusu vb)

Yaz çıkışlarında (-5, -10 ºC'ye) dayanaklı uyku tulumu, anorak, rüzgarlık, diğer kamp malzemeleri ile gerekli ihtiyaçlar, Dağcıların çıkışları izne tabi olan Ağrı ve Küçük Ağrı dağlarına tırmanışlarında şu noktalarından hareket etmeleri zorunludur

* Ağrı dağına çıkışlar Doğubeyazıt - Topçatan köyü - Eli Çiftliği güzergahından olmak şartıyla yalnızca dağın Doğubeyazıt sınırları içinde kalan cephesinden yapılmaktadır

* Küçük Ağrı Dağına ise yalnızca kuzeybatı güzergahından çıkış yapılmaktadır Ağrı Dağı doruğuna tırmanmak için haberleşme, taşıma güvenlik ve tırmanma açısından en rahat ve sık kullanılan rota güney rotasıdır

* Doğubeyazıt'ta konaklayan dağcılar tırmanış için gerekli hazırlıkları burada tamamla¤¤¤¤¤ oto mobil ile Eli köyüne ulaşırlar Burada su ikmali yapıldıktan sonra 7-8 saatlik bir yürüyüşle 2800 m yükseklikteki ilk kamp yerine varılır ve burada geceleme yapılır 2 gün 4-6 saatlik bir tırmanışla 4200 m dolaylarında ikinci kamp yerine ulaşılır Doruk tırmanışı için krampon, buz kayması ve ip alınması zorunludur 8-10 saatlik tırmanışla doruğa ulaşılır ve birinci kamp yeri olan 2800 m ye dönüş yapılır



Ağrı - Bubi Dağı



Doğu Anadolu Bölgesi, Ağrı ili sınırları içinde yer alan Kayak Merkezi Ağrı şehir merkezine 18 km mesafedeki Bubi dağında kurulmuştur

Ulaşım: Ankara ve İstanbul'dan haftanın belirli günlerinde uçak seferleri bulunmaktadır 18 km uzaklığındaki şehir merkezine ulaşım, özel araçlarla mümkündür



Coğrafya: Karasal iklimin hüküm sürdüğü kayak merkezinde kayak için en uygun sezon Aralık-Nisan aylarıdır Alpin Çayırlarla kaplı merkezde, kayak mevsiminde kar yüksekliği 1-2 metreyi bulmaktadır

Konaklama ve Diğer Hizmetler: Ağrı il Özel İdare Müdürlüğüne ait bir kayak evi hizmete girmiştir Merkezde 60 kişilik bir kafeterya bulunmaktadır

Mekanik Tesisler ve Pistler: Kayak Merkezinde uzunluğu 1227 m olan 600 kişi/saat kapasiteli teleski hizmet vermektedir Ayrıca Ağrı'ya 45 km, Eleşkirt ilçesine 4 km uzaklıkta, 4 kişilik iskemleli sökülebilir telesiyej tesisi daha yapılmıştır Tesis uzunluğu 1650 m olup kapasitesi 1000 kişi/saattir



Ağrı Dağı



Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5165 m) eskiden beri bilginlerin, dağcıların, serüvencilerin ilgisini çekmiş ve birçok hikaye, türkü ve efsaneye konu olmuştur

İncil ve Tevrat'ta da adı geçen dağa, turizm açısından önemli bir konum kazandıran yaygın inanca göre; Nuh Peygamber zamanında yeryüzünü kötülükler kaplamıştır İnsanlara bir ders vermek amacı ile Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını emreder 300 arşın boyunda, 50 arşın genişliğinde ve 30 arşın yüksekliğinde yapılacak gemiye, Nuh Peygamber, eşi, oğulları, oğullarının eşleri ile birlikte yeryüzünde bulunan bütün canlı türlerinden 7 erkek, 7 dişi, sürüngenlerden 2 erkek, 2 dişi, yeterli yiyecek de alarak binecektir Nuh Peygamber, Tanrının emri doğrultusunda gemiyi yapar ve canlılarla beraber gemiye girer 7 gün sonra 40 gün 40 gece süren tufan sonucunda gemidekilerin dışında kalan tüm canlılar yok olur Suların çekilmesi ile gemi, Ağrı Dağı'na oturur ve içindeki canlılar sevinçle gemiden ayrılarak yeryüzüne dağılır Bu; yönüyle dini açıdan çok özel olan dağ, düz bir arazide aniden yeryüzünden göğe doğru yükselen heybetli görünümü, yazın bile karlı dorukları, bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türleri ile etkileyicidir



Nuh'un Gemisinin İzi



Türkiye-İran transit yoluna 35 km uzaklıkta, Ağrı Dağı'nın güneyinde Telçeker ile Meşar köyleri arasında yer alan doğal bir anıttır Bu anıt gemiye benzer bir siluettedir Başta Amerikalı araştırmacı James Irwin olmak üzere birçok araştırmacı büyük tufandan sonra Nuh'un gemisinin buraya oturduğu yönündeki iddiaları araştırmak üzere kutsal geminin kalıntılarını bulmak için 1983 yılından itibaren çalışmalara girişmişlerdir Kültür Bakanlığı gemi kütlesine benzeyen bu jeomorfolojik yapının "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" özelliği taşıması münasebetiyle 1987'de 3657 sayılı kararı ile burayı doğal SİT alanı ilan etmiştir



Meteor Çukuru



Alaska'daki meteor çukurundan sonra dünyanın 2 büyük göktaşı çukurudur Gürbulak Hudut Kapısı ile Sarıçavuş köyü arasında, İran sınırına 2 km kadar mesafededir 70-80 yıl önce düşen bir Göktaşı tarafından oluşturulan meteor çukuru 35 m genişliğinde ve 60 m derinliğindedir



Müzeler



Ağrı İshak Paşa Sarayı



Doğubayazıt ilçesinin 5 km doğusunda, bir tepe üzerine kurulan saray İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra yapılmış sarayların en ünlüsüdür

Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri�ndeki son büyük anıt yapısıdır 18 yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür

Saray binasının bulunduğu zemin, vadi yakası olduğundan, kayalık ve sert bir yerdir Eski Beyazıt şehrinin merkezinde olmasına rağmen, bu yapının üç tarafı (kuzey, batı, güney) dik ve meyillidir Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük vardır Sarayın giriş kapısı buradadır Saray, kalelerin özelliğini kaybettiği, ateşli silahların bulunduğu bir çağda yapıldığından, doğu yönündeki tepelere karşı müdafaası zayıftır Cümle kapısı savunma bakımından en zayıf noktasıdır Cümle kapısı bölümü, İstanbul ve Anadolu'da kurulan saraylarınkinden farksız olup, taş işçiliği ve oymacılığı yönünden muntazamdır Türklere özgü tarihi saray örneklerindendir 366 odadan oluşan sarayın yapımına Çıldır Beyi Çolak Abdi Paşa tarafından 1685 yılında başlanmıştır 1784 yılında saray iki avlu ve bu avluda bulunan yapılar topluluğundan meydana gelmiştir Birinci avludaki yapıların bazıları yıkılmıştır Dört tarafı yapılarla çevrili ikinci avlu dikdörtgen planlıdır Girişe göre sağ tarafta selamlık ve onun arkasında haremlik vardır Bunların sonunda cami ve türbe bulunmaktadır Türbe Selçuklu kümbet mimarisi üslubunda inşa edilmiştir



Mağaralar



Buz Mağarası: Küçük Ağrı Dağı eteğinin bittiği düzlükte bulunmaktadır Doğubayazıt-Gürbulak transit yolunda Hallaç köyü yolu sapağına 3 km mesafededir Örneğine çok az rastlanılabilecek doğal bir anıt durumundaki mağara toprağın 15-20 m derinliğinde yer almakta olup 100 m uzunluğa ve 50 m genişliğe sahiptir Mağara içinde insan büyüklüğünde buzdan dikitler yer almakta ve bu dikitler ışık altında farklı renklere bürünmektedir



Meya Mağaraları: Diyadin'e 15 km uzaklıkta bulunan, kayaların insan eliyle oyularak barınma, ibadet ve diğer yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak yapılmış mağaralardır Eski bir yerleşim merkezi olan bu mağaralar bütün olarak ele alındığında adeta bir anıt kent niteliğinde olup, değişik inanç ve kültürlerin izlerini taşımaktadırlar Oldukça geniş olan mağaralarda kilise ve mezar kalıntıları ve su kanalı bulunmaktadır Tokluca Kalesi'nden yer altına inen merdivenler aracılığı ile bu mağaranın bağlantısı olduğu düşünülmektedir



Kaleler



Tokluca Kalesi: Diyadin ilçesine 19 km mesafede bulunan Tokluca köyünün hemen arkasındaki tepe üzerinde bulunmaktadır 100-150 m uzunluğunda bütün bir kaya kütlesi gibi duran kale 2 m uzunluk ve genişliğindeki taşlardan yapılmıştır Kalenin üstünde yer alan 3 m genişliğindeki bir giriş deliğinden 30 basamaklı merdivenle kale içindeki sahanlığa inilmektedir Bu sahanlıktan üç ayrı yeraltı tüneline açılan giriş kapıları ve merdivenler bulunmaktadır Bu tünellerden birine 70 basamaklı, diğerine de 350 basamaklı merdivenle inilmekte olup bu tünellerin Meya Mağaraları'na ulaşmakta kullanıldığı tahmin edilmektedir



Kan Kalesi: Tutak ilçesinin 15 km batısında eski adıyla "Kalekule" denilen Dönertaş köyü yakınlarında bulunmaktadır Hangi tarihte ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmeyen kale "Kale-i Hum" adıyla da bilinmektedir



Doğubayazıt Kalesi: Eski Beyazıt'ın kuzey doğusundaki Belleburç denilen yerde, kayalar üzerinde, Doğubayazıt'ın 5 km doğusundadır Kaledeki Urartu mezarları ve antik çağlara ait kalıntılar, buranın antik kent olduğunu göstermektedir Kaleyi inşa edenler ya da yapım tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır



Diyadin Kalesi: Diyadin ilçe merkezinde Murat Nehri kıyısındaki kayalıklarda kurulmuş olan kale, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sine göre Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır Gerçekte ise, kullanılan malzemeler ve yapılış tarzı, Urartular tarafından inşa edildiğini göstermektedir Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlılar döneminde onarım görmüştür



Havaran Kalesi: Hamur ilçe merkezinde bulunmaktadır Hamur Deresi'nin üzerindeki kayalıklara kurulmuştur Dereden yüksekliği 100 m civarındadır Selçuklu dönemine ait olan kale içinde cami, kalebeyi konağı, deve hanları ile kaleden 400 m uzaklıkta ve kaleden daha yüksek bir tepe üzerinde gözetleme kulesi bulunmaktadır



Şoşik Kalesi: Hamur ilçesine 35 km uzaklıkta bulunan Karlıca köyündeki sarp kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaledir Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde kaleden "Azerbaycan Hükümdarı Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır" şeklinde bahsedilmektedir Kale içerisinde ibadethane, hamam, gözetleme kulesi, zindanlar ile su kulesi bulunmaktadır Kale Karakoyunlular zamanında tamir görmüştür



Kız Kalesi: Şoşik Kalesi'nin 2 km doğusundaki bir tepe üstünde yer alan kalenin Şoşik kalebeyinin kızı için yaptırıldığı rivayet edilmektedir



Küpkıran (Harabe Göl) Kalesi: Ağrı il merkezinin 20 km doğusunda yer alan Yukarı Küpkıran köyü ile Harabegöl köyü arasında bulunmaktadır Büyük kesme taşlardan yapılmış mazgallı bir kaledir Eski ve önemli bir yerleşim yeri olan Harabegöl köyünün depremler ve toprak kaymaları sonucunda batmasıyla oluşan çukura zamanla su dolması nedeniyle köyün yakınında bulanan kaleye bu ad verilmiştir



Toprakkale: Eleşkirt ilçesinin 14 km doğusunda Toprakkale köyünde bulunmaktadır Urartulara ait olan kalenin tapınak ve yerleşim yerleri tamamen yok olmuş, günümüze ancak burç ve duvar kalıntıları kalmıştır



Anzavur Kalesi: Patnos ilçesinin 2 km kuzey batısındaki Anzavur Tepesinde bulunan kale, Urartu medeniyetine ait olup MÖ 8 yüzyılda yapılmıştır Kalenin duvarları Urartu Kralı Menua, tapınak kısmı ise İşpuini tarafından inşa ettirilmiştir



Cami, Kümbet ve Kiliseler



Beyazıt Eski Camisi (Cami-i Gevher Digar): Beyazıt Kalesi'nin güney eteğinde Birinci Selim tarafından yaptırıldığı kabul edilen camidir Caminin yer aldığı vadi yamacı düzeltilerek duvar örülmek suretiyle düz bir platform oluşturulmuş ve üzerine bina inşa edilmiştir Kesme taştan inşa edilen cami 15x15 m boyutlarında kare planlı ve tek kubbelidir Yapıda kahverengi, sarı ve beyaz renkte taşlar karışık bir biçimde kullanılmıştır Caminin giriş kapısı, beden duvarları, mihrabı, son cemaat yeri duvar payları, kubbeye geçiş sistemleri duvarlardaki kemerler, pencereler ve minare estetik bir sadelikte yapılmıştır



Toprakkale Camisi: Toprakkale köyünde 1684 tarihinde Mirza Bin Adbi Paşa'nın yaptırdığı camidir Höyüğün güney yamacındadır

Sürmeli Mehmet Paşa Türbesi: Hamur ilçesi merkezinde olup, Osmanlı döneminde inşa edilmiştir Beyaz, yumuşak taştan yapılan kümbetin duvarlarında iki sıralı kırmızı taştan kuşak mevcuttur



Üç Kümbetler: Üç kümbetlerden birisi Patnos ilçesine 2 km mesafede olan Ziyaret, ikincisi Süphan Dağı eteğindeki Taşkıran, üçüncüsü de Dedeli bucağının Acım köyündedir



Hamur Kümbeti: Hamur ilçe merkezinin kuzeydoğusunda, Ağrı-Van yoluna 300 m uzaklıktadır Selçuklu kümbetlerinden ayrı bir mimari tarzda, altı (gövde kısmı) dikdörtgen, üstü balık sırtı biçimindedir Kümbetin 18 yüzyılda İshak Paşa'nın torunlarından İbrahim Paşa tarafından yapıldığı söylenmektedir



Karagöz Kilisesi: Tutak ilçesinin 26 km batısındaki Dayıpınarı köyü yakınında kayalar oyulmak suretiyle yapılmış bir yeraltı kilisesidir



Üç Kilise: E-23 karayolunun hemen güneyinde olan Taşlıcay ilçe merkezine 18 km uzaklıktaki Taşteker köyündedir



Termal Merkezler



Termal merkezler yönünden oldukça zengin olan Ağrı'nın Diyadin ilçesinde Yılanlı, Davut ve Köprü kaplıcaları bulunmaktadır Suları romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir İlçenin girişinde 3 yıldızlı bir termal otel bulunmaktadır



Dambat Çermiği ve Maden Suyu: Ağrı'ya 5 km uzaklıktaki Yolluyazı (Dambat) köyünde, Murat Nehri'nin kıyısındadır Yerden fışkıran su kükürtlüdür Yara, çıban, sivilce gibi deri hastalıkları ve romatizma için şifalıdır



Diyadin Kaplıcaları: Diyadin ilçesinin 5 km güneyindedir Köprü, Yılanlı ve Davut adlarını alan üç sıcak su kaynağından oluşmaktadır Deri hastalıkları ile enfeksiyonlara bağlı romatizmal hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir Kaplıcalar Diyadin'in 7 km güneyindedir Sezon süresince devamlı dolmuş seferleri yapılan kaplıcalarda 150 yatak kapasiteli turistik bir otel bulunmaktadır



Kuş Gözlem Alanı



Sarısu Ovası

Doğubeyazıt Sazlığı

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



KOCAELİ

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 3626 km²

Nüfus: 936163 (1990)

İl Trafik No: 41

Kocaeli, Marmara Bölgesi’nde bulunan ülkemizin önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biridir Kocaeli iline kültürel niteliğini kazandıran faaliyetlerden biri Değirmendere düzenlenen “Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu”dur Eski Yalı Mahallesi’nde bulunan eski evler restore edilerek, bu evlerin çevrelediği ve yüzyıllık çınarların bulunduğu alana 600 kişilik bir amfiteatr yapılmış olup, her yıl düzenlenen Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu sonunda, parklar ile Çınarlık Meydanı’nda sergilenen heykeller büyük ilgi görmektedir

İLÇELER:

Kocaeli ilinin ilçeleri; merkez ilçe İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra ve Körfez olmak üzere toplam yedi ilçesi bulunmaktadır

İzmit: Kocaeli'nin merkez ilçesi olan ve aynı adı taşıyan İzmit, Körfez'in doğu ucuna yakın bi kıyı kentidir Türkiye'nin Asya ile Avrupa arasındaki en önemli geçiş güzergahının üzerinde kurulmuş, tarihi bir kenttir Büyük sanayi kuruluşlarının ve alışveriş merkezlerinin bulunduğu İzmit'in nüfusu köy ve bucaklarıyla birlikte toplam 371725'e ulaşmıştır İzmit sanayi kenti olarak tanınmasının yanı sıra, kültür, sanat ve eğitim kenti olma yolunda ciddi atılımlar yapan bir kenttir Kente özgü bir tatlı olan pişmaiye ile de dünya çapında bir üne sahiptir

Gebze: İzmit-İstanbul karayolu üzerinde İzmit'e 51 km uzaklıktadır Kartacalı komutan Hannibal'in mezarı, arkeolog-ressam Osman Hamdi Beyin Müze-Evi ile Mimar Sinan'ın eseri Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Gebze'nin önemli tarihi sanat hazinelerindendir

Gebze'de ikinci konut ağırlıklı yerleşim birimlerinden Darıca Bayramoğlu yazlık siteleri ve sahili ile Gebze'nin önemli tatil beldelerindendir Ballı Kayalar Tabiat Parkı, Darıca Bayramoğlu Kuş Cenneti ve Temalı Parkı da ilçenin doğal güzelliklerini oluşturmaktadır

Gölcük: İzmit Körfezi'nin güney sahilinde yer alan ilçe, İzmit'e 16 km uzaklıktadır Türkiye'nin en gözde ilçelerinden biri olan Gölcük, 17 Ağustos 1999 Marmara felaketinde çok büyük hasarlar almıştır

Kandıra: İzmit Körfezi'nin kuzeyinde Karadeniz sahilinde'dir Kandıra temiz sahilleri nedeniyle yaz aylarında turzim faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir ilçedir Babadağı tepesinde Kocaeli Fatihi Akçakoca'nın anıt mezarı bulunmaktadır Yöreye özgü Kadıra bezi köy evlerindeki tezgahlarda dokunup, eski türk motifleriyle işlenerek beğeniye sunulmaktadır Hindisi ve yoğurdu ile haklı bir üne kavuşan Kandıra, meşhur süsleme taşları ile de çok iyi tanınmaktadır

Karamürsel: İzmit Körfezi'nin güney kıyısında, İzmit-Yalova kıyı yolu üzerindedir İzmit'e 34 km uzaklıkta olup, ilk Osmanlı Kaptan-ı Deryası Karamürsel Beynin anıt mezarının da bulunduğu ilçe; sahildeki çay bahçeleri, parkları, yürüyüş alanları, restoranlarıyla bir turizm merkezidir

Körfez: İzmit'e 17 km uzaklıktadırİzmit'in batı sahilinde, kara ve demiryolları üzerinde yer almaktadır

Derince: İzmit’e 8 km uzaklıktadırİstanbul ile Anadolu arasında geçiş sağlayan yolları ve Marmara Denizi 'nde boğazların trafik ve navlun yükünü hafifletici etkisi olan Derince Limanı; çok etkin dağıtıcı - toplayıcı Ro-Ro seferlerini yürütmektedir Kocaeli’nin sanayi özelliklerini yoğun bir şekilde bünyesinde barındıran Derince, büyük sanayi kuruluşlarının yanı sıra iş merkezleri ve küçük sanayi kuruluşları ile de İlin sanayi merkezlerindendir Derince Çenesuyu ile de ülke çapında bir üne sahiptir

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Türkiye karayolu ağında trafik yoğunluğunun en yüksek olduğu kesim, Marmara Bölgesi, bölge içinde de en yoğun eksen İstanbul - Kocaeli- Adapazarı güzergahıdır Terminale belediye otobüsleri ve minibüsle ulaşmak mümkündür

Otogar Tel: (+90-262) 642 01 55

Denizyolu: Karamürsel - Hereke arasında vapur seferleri düzenlenmektedir Gebze - Eskihisar' dan Yalova-Topçular' a 24 saat araba vapuru seferleri vardır Ayrıca İzmit Körfez hattında vapur ulaşımı sağlanmaktadır

Eskihisar Arabalı Vapur Tel: (+90-262) 655 60 31 - 655 58 53

Liman Tel : (+90-262) 656 34 00

Demiryolu: Kocaeli , İstanbul ve Trakya'yı Anadolu'ya bağlayan demiryolu üzerindedir

İstasyon Tel: (+90-262) 321 10 39

Havayolu: En yakın havaalanı İstanbul Atatürk Havaalanıdır

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Saatçi Ali Efendi Konağı - Etnografya Müzesi

Tel: (+90-262) 324 25 38

Ziyaret Saatleri: 0830-1630

Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç hergün

Eskihisar Osman Hamdi Bey Müzesi: Büyük Türk Müzecisi ve Ressamı Osman Hamdi Bey (1842-1910) tarafından 1884 yılında Gebze Eskihisar'ın batı sahiline köşk, resimhane, kayıkhane ve müştemilat şeklinde inşa edilmiştir Giriş katındaki ahşap kapıların tablalarına 1901-1903 yıllarında yaptığı çiçek resimlerinin her biri bir tablo değerindedir 26 yıl boyunca yaz aylarını geçirdiği köşkte en ünlü tablolarını çizmiştir 1984 yılında restorasyonu yapılan köşk 19081987 yılında Osman Hamdi Beyin çeşitli eserlerinin röprodüksiyonlarından oluşan tablolar, aile fotoğrafları ve kullandığı eşyaların sergilendiği müze olmuştur

Tel: (+90-262) 655 63 48

Ziyaretçi Saatleri : 0830-1630

Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç her gün

Yüzer Müze: (Gayret Gemisi) 10 Mayıs 1946 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından yapılan gemiye USA Everson adı verildi Everson Kore ve Vietnam savaşlarına katıldı 11 Temmuz 1973 yılında USA Everson gemisi; Panama, Portoriko, Azor Adaları ve İspanya limanlarına uğra¤¤¤¤¤ Türk Donanma Komutanlığı'na geçişi yapılarak TCG Gayret adı verildi

TCG Gayret 1975 - 95 yılları arasında bir çok Milli ve NATO Tatbikatlarına iştirak etmiştir 5 Mayıs 1995 yılında gemi hizmet dışına alınarak Poyraz Limanı'nda muhafaza edilmiştir 1997 Ocak ayında ise Gölcük Donanma Komutanlığı, Kocaeli Valiliği ve İzmit Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Yüzer Sanatlar Galerisi ve Müze haline getirildi

Müze restorasyon çalışmalarından sonra 13 Ağustos 1997 tarihinde şu anda bulunduğu yere (Yat Limanı İnşaatı yanı - İzmit Garı önüne) getirildi

Ziyaret Saatleri: 0830-1630

Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç her gün

Gölcük Deniz Müzesi: Gölcük Deniz Müzesi 12 Mart 1976’da, Türk Deniz Tarihini özet olarak yansıtabilmek amacıyla kurulmuştur

Deniz Şehitleri Abidesi’nin çevresinde inşa edilmiş olan müze; geçmiş olayların tüm yönlerini ortaya ko¤¤¤¤¤ olayları meydana geldikleri ortam içinde çeşitli yönleri ile tanıtıp, sonuçlarından faydalanabilmek, bundan böyle girişilecek her işte geçmişin hatalarına düşülmeden, en iyi ve en başarılıyı yapacak yolları bulabilmek için, bir eğitim amacı güdülerek düzenlenmiştir Ayrıca, müzede deniz tarihimizin ayrılmaz parçaları şehitlerimizin anısına geniş bir şekilde yer verilmiştir

On iki galeri olarak düzenlenen müzede, bölümler yüzyıllara göre kronolojik olarak sıralanmıştır

Örenyerleri

Gültepe Nekropol Sahası

Üçtepeler Büyük Tümülüsü

Fatih Sultan Mehmet'in Otağı

Saat Kulesi

Kale, Kuleler

Eskihisar Kalesi: Deniz kıyısında, Eskihisar köyünün kuzeydoğusunda, dik yamaçlı bir tepe üzerinde limanı korumak amacıyla Bizans döneminde yapılmış olup, duvarları tuğla bezemelidir Uzun yıllar kendi haline bırakılmış olan kalenin son yıllarda bazı bölümleri restore edilmiştir

Saat Kulesi: İzmit Kemalpaşa Mahallesinde Av Köşkü ile Atatürk Heykeli arasında yer alan kentin karakteristik Saat Kulesi'ni, İzmit mutasarrıfı Musa Kazım Bey, Sultan II Abdülhamit'in tahta çıkışının 25 Yıldönümü nedeniyle yaptırmıştır

Saraylar, Köşkler, Konaklar

İzmit Sarayı: (Abdülaziz Av Köşkü) Demiryolunun kuzeyinde Saat Kulesinin yanındadır

Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından Av Köşkü-Kasır olarak yaptırılmıştır Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk, bu binada bir süre kalarak Fransız yazar Claude Ferare ile burada görüşmüştür 28061967 tarihinde müze olarak hizmete açılmıştır İki katlı, barok üslupta yapılmış, cephesi mermer sütunlarla çevrilmiş bir yapıdır Mermer işçiliği tavan süslemeleriyle bol sütunlu oluşu Dolmabahçe Sarayının küçük bir örneğini hatırlatmaktadır İstanbul dışında günümüze kadar gelebilen tek saray yapısı olması açısından önemlidir Kocaeli Valiliği tarafından restore edilen yapı, 17 Ağustos 1999 tarihli depremde hasar görmüştür

Kayser Wilhelm Köşkü: Hereke Halı Fabrikası sınırları içinde kalan tarihi köşk 1884 yılında Alman İmparatoru Wilhelm Kayseri'n Türkiye gezisi nedeniyle Yıldız Sarayı'nda yaptırılarak üç gün içinde monte edildiği tespit edilmiştir

Pembe Köşk: 20 yyın başında yapılmıştır İzmit Yukarı Pazar'da; üç katlı, kagir, giyotin pencereli konak Valilik tarafından onarılmıştır

Onarım sırasında içinde ve dışındaki ahşapları (dolaplar, pencereler vs) olduğu gibi orijinalini muhafaza edecek şekilde düzenlenmiştir Kafeteryası, kuaför salonu bulunan Pembe Köşk, Vilayet Evi olarak düzenlenmiş ve halka açılmıştır

Demirciler Konağı: Gebze Demirciler Köyü'nde bulunan konak, 19 yy Osmanlı mimarisinin en başarılı örneğidir İçindeki kalem işi bezemeler ve mimari üslup açısından Kocaeli ilindeki tek örnek olma özelliğine sahiptir

Eski Vali Konağı: İzmit’in Kozluk Mahallesi’nde olup, Vali Konağı ve Defterdar lojmanı olmak üzere bitişik nizamda iki ayrı yapıdan oluşmaktadır 20 yüzyılın ilk yarısında yapılan konak, Özel İdare Müdürlüğünce restore edilmiştir Cumhuriyet dönemi mimari üslubunu yansıtan iki katlı bina, günümüzde müze müdürlüğünün ve vilayetin hizmetinde kullanılmaktadır

Sırrıpaşa Konağı: İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme sokaktadır 19 yüzyılın ikinci yarısında İzmit Mutasarrıfı Sırrıpaşa tarafından yaptırılmıştır Konağın bahçe duvarı antik heykel ve mimari parçalar ile süslenmiştir Yapı, bugün ayakta kalan 19 yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği oluşu bahçe duvarındaki arkeolojik eserler ve içindeki kalem işi bezemeler ile ilin önemli bir tarih hazinesidir

İzmit İstasyon Binası: Gar İdare Binası ile Ambar binası, Neo-Klasik üslupta, Almanlar tarafından 1908-1920 yılları arasında İtalyan taş ustalarına yaptırılmıştır Bu nedenle bu iki binanın özellikle taş gabarisindeki Mimari ve sanatsal uns***ar ile dönem özelliklerini göstermesi bakımından ildeki ender yapılardan biri olarak tescil edilmiştir

Camiler, Külliyeler

Orhan Cami: Orhan Mahallesinde İzmit'e hakim bir tepede yer almaktadır Cami ilk olarak 13 yüzyılda Orhan Gazi zamanında Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır Abdülmecit zamanında onarılan yapı, İzmit'te en erken tarihli cami olarak günümüze kadar gelmiştir

Fevziye Cami: Kemalpaşa Mahallesi, Hürriyet Caddesi üzerindeki cami 16 yüzyılın ikinci yarısında İzmitli Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır 1884 depreminde tümüyle yıkılmış, yerine bugünkü cami yapılmıştır

Pertevpaşa Külliyesi: İzmit'in önemli mimari eserlerinden olan Külliyeden günümüze kalan eserler şehrin Yeni Cuma Caddesi'nin iki yanında sıralanmıştır Külliye, 16 yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılmıştır Cami Hamam Medrese, Kervansaray ve Aşhaneden meydana gelmiştir

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi: Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Mustafa Paşa tarafından Gebze'de yaptırılmıştır

16 yüzyılda Mimar Sinan ve Mimar Acem Ali tarafından bir menzil külliyesi olarak inşa edilmiştir Cami, han, tabhane,paşa odaları, hanikah, imaret, medrese, kütüphane, hamam ve türbeden meydana gelen yapı topluluğu kendinden sonra inşa edilen külliyelere örnek oluşturmuştur

Hamamlar

Süleyman Paşa Hamamı: İzmit Yukarı Pazar Mahallesi'ndedir 14 yüzyılda yaptırılmıştır İzmit'te günümüze kadar ayakta kalabilen en erken tarihli Osmanlı Dönemi yapısıdır

Köprüler

Mimar Sinan Köprüsü: Gebze'nin doğusunda Dil Deresi üzerindedir 16 yy tarihli yapı, Mimar Sinan eseridir 65 m uzunluğundaki taş köprü, üç kemerlidir Ayaklarının ortasında boşaltma gözleri vardır

Mesire Yerleri

Kuzuyayla: Çam, kayın, ıhlamur ağaçları ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yoldan Kuzu Yaylası'na gelindiğinde temiz havanın, panoramik manzaranın ve vahşi doğanın birbiriyle kaynaştığı görülür Deniz ve göl manzaralı birkaç dağdan biri olup ayrı bir güzellik taşıyan Keltepe, yaz ve kış faydalanılabilecek bir özelliğe sahiptir

Maşukiye: Keltepe eteklerinde bulunan Maşukiye, il sınırları içinde önemli bir mesire yeridir

Temiz havası, alabalık çiftlikleri, orman içinden akan çağlayanlarla birlikte kestane, meşe, gürgen, ıhlamur, karaağaç, çınar ve meyve ağaçları arasındaki piknik yerleri, alabalık lokantaları, çiçek seraları ile bir doğa harikasıdır Cilt ve mide hastalarının yararlandığı şifalı suları bulunmaktadır

Soğuksu Piknik Alanı: Merkeze bağlı Bahçecik beldesinde bulunan Soğuksu Piknik alanı, bütün körfezi kapsayan manzarası, temiz havasıyla Kocaeli'nin hemen her yerinden vatandaşların, ağaçlar altında piknik yapmak için akın ettikleri bir mesire yeridir Bölgeye ismini veren suyun mide rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir Soğuksu tesislerinde dileyenler için et-mangal, soğuk meşrubat ve çay servisi büfe hizmetleri de verilmektedir

Şehitler Korusu: İl merkez ilçe sınırlarında, Bağçeşme mevkiindedir Antik Çağa ait sur duvarları içinde, körfeze ait manzarası ve temiz havasıyla piknik yapmaya müsait bir düzenleme mevcuttur

Başdeğirmen Mesire Alanı: Karamürsel ilçesi, Karapınar Köyü'ne bağlıdır Bölgeye Karamürsel Jandarma Komutanlığı'nın karşısından çıkan Karapınar yolu takip edildiğinde 8 km sonra ulaşılmaktadır Başdeğirmen Mesire Alanı yeşillikler içinde anıtsal çınarların çevrelediği dereler boyunca devam eden sırtlarda doyumsuz manzaralı trekking sahalarına sahiptir Altmış arabalık otopark alanı ile çocuk oyun sahaları, alabalık ve mangal türlerinin alternatif sunulduğu açık ve kapalı tesislerin yanında su sesiyle dinlenmek için kurulmuş hamaklar da bulunmaktadır

Korunan Alanlar

Beşkayalar Tabiat Parkı

Ballıkayalar Tabiat Parkı

Plajlar

Kerpe: Kandıra'ya 10 km, İzmit'e 50 km uzaklıkta masmavi deniziyle sırtını çam ormanlarına dayamış şirin bir Karadeniz köyüdür Karadeniz'in hırçın dalgalarının etkilemediği Kerpe, doğal koylara, 150 mye kadar sığ bir denize ve eşsiz kumsallara sahiptir

Kefken: Kandıra'ya 20 km uzaklıktaki Kefken kıyı yerleşimleri içinde en gelişmiş olanıdır Denizi, kumsalları ve çam ormanlarıyla Kerpe gibi vazgeçilemeyecek özelliklere sahiptir Amatör sualtı avcılarının uğrak yeri olan Kefken Adası'nda vahşi doğayla iç içe sayısız koylar tatilcileri beklemektedir

Cebeci (Kandıra'ya 27 km uzaklıkta) ve Sarısu (Kandıra'ya 8 km uzaklıkta) Bayramoğlu (Gebze'ye bağlı) kentin diğer plajlarını oluşturur

Kaplıcalar ve İçmeler

Yeniköy Yazlık Ilıcası: İzmit'in Gölcük yolu üzerinden 15 km güneyde Yeniköy sınırları içerisinde bulunan Yazlık Ilıcası denize 3 km mesafededir Cilt hastalıklarına iyi gelen sudan 1 m derinliğindeki, 40 derecelik havuzda yıkanılarak yararlanılmaktadır

Maşukiye Şifalı Suyu: Kartepe eteklerindeki Maşukiye yakınlarındaki bu sular fundalıklar arasından çıkmaktadır Suyun bulunduğu yöre denizden 50 m yüksekliktedir İki kaynak durumunda olan sular saniyede 0,5 lt çıkmakta olup sıcaklıkları 20 derecedir Cilt ve mide hastalıklarına iyi gelmektedir

Soğuksu Şifalı Suyu: Merkeze bağlı Bahçecik beldesinde bulunan Soğuksu Şifalı Suyu, bölgeye ismini vermiş olup, mide rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir

Darıca - Bayramoğlu Kuş Cenneti: İstanbul'a 38 km mesafede bulunan 140000m² alana sahip Darıca Kuş Cenneti ve Temalı Parkı, kuş türleri açısından dünyada benzeri olmayan bir parktır Hayvanat bahçesinde 350 çeşit hayvan ve 250'nin üzerinde bitki çeşitleri, tropik merkez akvaryum, botanik bahçeleri ile çocuk oyun alanları ve kafeteryası ile bütün oluşturmaktadır Ayrıca Sapanca Gölü Kuş Alanıda Kocaeli'de bulunmaktadır

COĞRAFYA

Kocaeli, kuzeyde Karadeniz, güneyde Bursa, batı ve kuzeybatıda İstanbul, doğuda Sakarya illeriyle çevrilidir Kuzeyde Kocaeli Platosu, üzerinde az sayıda tepe vardır Dağlar Kocaeli ili topraklarının yüzde 188'ini kaplar İlin kuzey kesiminde tek tek kütleler halinde tepeler, güney kesiminde ise Samanlı Dağları yer alır

Kocaeli sınırları içinde bulunan tek önemli göl, Sapanca'dır Ancak Sapanca Gölünün büyük bölümü Sakarya ili sınırları içinde kalır

Genel anlamda Karadeniz ile Akdeniz ikliminin kesiştiği bir iklim tipi bölgede egemendir Yazlar sıcak ve az yağışlı, kışlar yağışlı ve Türkiye'nin pek çok yöresine oranla ılık geçer İlin kuzey kesimlerinde Karadeniz kıyılarında yaşanan yaz mevsimi, ilin güney bölümlerinde yaşanan yaza oranla daha serindir

TARİHÇE

Asya–Avrupa yolu üzerinde olması nedeniyle Avrupa’dan gelen kavimlerin bir kısmı kısa bir süre bu bölgede kalmışlar veya uzun bir süre bölgeye yerleşmişlerdir MÖ 712’de ****ralı kolonistler İzmit Körfezi’nin karşısında, Başiskele’de Astakos adıyla bilinen yerleşimi ele geçirmiş ve bir koloni şehri kurmuşlardır MÖ 500 – 435 tarihleri arasında adına sikke bastıran şehir, MÖ 435’de Atina’nın eline geçmiştir MÖ 297’de Bithynia Kralı Zipoites şehri alarak tahrip etmiştir MÖ 262 yılında Bithynia Kralı I Nikomedes, bu harap şehrin üstüne bugünkü İzmit’in bulunduğu yere Nikomedia şehrini kurmuştur

I Nikomedes zamanında saraylar, mabetler inşa edilmiştir MÖ 1 yüzyıla kadar gelişmeye devam eden kent, bu yüzyılda Pontus Kralı Mithridates ile Roma arasındaki savaş sırasında çok zarar görmüş, III Nikomedes tarafından MÖ 74’de vasiyet yoluyla Roma’ya bırakılmıştır MS 2 yüzyılda birçok Anadolu kenti gibi Nikomedia da çok gelişmiştir Hadrianus, Septimus Severius, Caracalla ve III Gordianus’un kenti ziyaret ettikleri bilinmektedir

¤¤¤ ve Part saldırılarından zarar gören şehir daha sonra tekrar onarıldıysa da Sasaniler ve Araplar tarafından saldırıya uğramıştır 11 yüzyıl sonlarında Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Selçuklu topraklarına katılmıştır Osman Gazi zamanında da Osmanlıların eline geçmiştir

NE YENİR?

Yöredeki kültürel çeşitlilik besleme biçimlerine de yansımıştır Sebze ve meyve tüketimi oldukça fazladır Kiraz, vişne, elma ve şeftali üretimi oldukça yaygındır Yarımca kirazı, Değirmendere fındığı ünlüdür Cizleme, kıvırma ve hoşmerim yöreye özgü başlıca yemeklerdir Pişmaniye Kocaeli’ne özgü bir tatlı çeşididir

Kocaeli'den Yemek Tarifleri

Hoşmerim

Malzemeler:

500 gr tuzsuz yağlı peynir

2 yumurta sarısı

1 su bardağı un

1 yemek kaşığı margarin

750 gr toz şeker

Hazırlanışı: Peynir bir gece dışarıda bekleterek ekşimesi sağlanır İçine yumurta sarısı eklenerek elle karıştırılır Bu karışım bir tencereye alınır ve yağ ilave edilerek karıştırmaya devam edilir Bir yandan da un azar azar serpilir Karışım koyu kıvama geldiğinde şeker ilave edilir, karıştırarak 10 dakika kaynatılır İsteğe göre üzerine hindistancevizi veya dövülmüş ceviz serperek servis edilir

NE ALINIR?

Hereke İpek Halısı (Hereke-Körfez), pişmaniye ve Saray Helvası ve Karamürsel Sepeti kentten alınabilecek hediyelik eşyalardır

Kayser Wilhelm Köşkünün arkasında bulunan Hereke Halı Fabrikası, 1843 yılından günümüze kadar geçen bir asır içinde ürettiği ipek ve yünlü halılarıyla dünya halıcılık literatürüne girmiştir Hereke halıları, Anadolu geleneksel halıcılığının yüzyılımızdaki sentezidir Bugün Yıldız Sarayı'nda bulunan dünyanın en büyük halısının üretildiği Hereke tezgahları ülkemizde ve Dünyada ipek halı dokumacılığı konusunda çok önemli bir konumda bulunmaktadır

YAPMADAN DÖNME

Etnografya Müzesini (İzmit), Gayret Gemi Müzesi (İzmit), Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi (Eskihisar- Gebze) görmeden,

Kuş Cenneti ve Temalı Parkı (Darıca-Bayramoğlu-Gebze) gezmeden,

Maşukiye'de alabalık, Kandıra Yoğurdu, Peyniri, Pişmaniye ve Saray Helvasını tatmadan,

Hereke İpek Halısı , Karamürsel Sepeti almadan

Dönmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

İllerimiz Ve Genel Özellikleri

Eski 08-23-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İllerimiz Ve Genel Özellikleri



Amasya

Amasya şehri Yeşilırmak nehrinin doğu-batı doğrultusunu aldığı kesimde bu nehrin iki kıyısında kurulmuştur Yeşilırmağın kuzey kıyısında kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı dar olduğundan, yerleşme ince bir şerit oluşturur Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmağın güney kıyısındadır Yeşilırmak tarafından ikiye ayrılan mahalleler nehir üzerindeki 7 köprü ile birbirine bağlanır

Amasya şehrinin önemi, bu şehrin dar bir vadide kurulmuş olmasıdır Yeşilırmak, Amasya ovasından çıkıp, Ferhat Boğazından geçtikten sonra âdeta saklı bir vadiye girmektedir Her döneminde şehrin ilk kurulduğu yerde bulunmasının sebebi bu konumuyla ilgili olmalıdır

Vadi tabanında dar bir kesim yerleşmeye elverişlidir Şehir geliştikçe vadi yamaçlarına doğru gelişmiştir, ama elverişsiz konumu nedeniyle yamaçlardan fazla yükselmeye imkan bulunmamıştır; bu da şehrin Yeşilırrmak vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına yayılma göstermesine sebep olmuştur Böylece şehir eski çekirdeğini kısmen de olsa korumayı başarmıştır

Günümüzde şehir bir vadide saklı konumunu korumakta ve Anadolu’da "V" şekilli bir vadi tabanında kurulmuş tek büyük şehir olarak varlığını devam ettirmektedir Şehrin gelişimi, ekonomik nedenleri hızlı olamamıştır Bu da şehrin günümüze kadar korunarak gelmesini sağlamıştır Bu özelliği ile Amasya turizm açısından çekici olmakta, bozulmamış kültürel değerleri ile ilgi çekmektedir

Merkez ilçe ile birlikte 7 ilçe, bunlara bağlı 23 belde ve 348 köyü vardır

İlçeleri
Amasya Merkez İlçe: Yüzölçümü 1730 km2, nüfusu 133207 kişi olup, 74393’ü il merkezinde, 58814’ü ise belde ve köylerde yaşamaktadır Aydınca, Doğantepe, Ezinepazar, Uygur, Yassıçal, Yeşil Yenice ve Ziyaret olmak üzere 7 beldesi ve 100 köyü bulunmaktadır

Göynücek İlçesi : Yüzölçümü 578 km2, nüfusu 17614 kişi olup, 2776’sı ilçe merkezinde, 14838’i ise belde ve köylerinde yaşamaktadır

Gümüşhacıköy İlçesi : Yüzölçümü 653 km2, nüfusu 29795 kişi olup, 14057’si ilçe merkezinde, 15738’ide belde ve köylerde yaşamaktadır

Hamamözü İlçesi : Yüzölçümü 202 km2, nüfusu 6161 kişi olup, 1511’i ilçe merkezinde, 4650’si köylerde yaşamaktadır

Merzifon İlçesi : Yüzölçümü 970 km2, nüfusu 67281 kişi olup, 45613’ü ilçe merkezinde, 21668’i köy ve beldelerde yaşamaktadır

Suluova İlçesi : Yüzölçümü 516 km2, nüfusu 54123 kişi olup, 42715’i ilçe merkezinde, 11408’i belde ve köylerde yaşamaktadır

Taşova İlçesi : Yüzölçümü 1041 km2, nüfusu 57050 kişi olup, 15556’sı ilçe merkezinde 41494’ü belde ve köylerde yaşamaktadır

Amasya şehrinin bilinen ilk adı "Amaseia"'dır İlk kuruluş yeri günümüzdeki kalenin olduğu tepe olara kabul edilir

ikLimi
Amasya genel olarak, Karadeniz İkliminin etkisi altında olmakla beraber, deniz etkilerine maruz kalmadığı için karasal iklim özelliklerini göstermektedir

Amasya meteoroloji istasyonu verilerine göre yıllık ortalama sıcaklık 139°c dir Sıcaklığın yıl içerisindeki dağılımında aylık ortalama sıcaklık mayıs ayında 18 oc yi aşar ve aylık ortalama değerler eylül ayını da içine alarak bu değerin üstünde kalır Yaz aylarındaki ortalama aylık sıcaklık 20oc’yi aşar Sıcaklığın zaman zaman yüksek değerlere çıktığı görülür Gündüz ile gece arasındaki farkları 14-16oc arasındadır Nemin yüksek olmaması yaz sıcaklıklarına dayanma gücü verir Yaz mevsiminde bu değer 55-60 arasındadır

Yıllık ortalama yağış tutarı yarım metrenin altındadır En fazla yağış alan mevsim kıştır İlkbahar’da azalarak devam eden yağış Temmuz ayında büyük düşüş gösterir En az yağış Ağustos ayında düşer Eylül ayından itibaren yağışlar aratarak devam eder Yaz mevsiminde yağışlı gün sayısı 2-7 gün arasındadır Kar yağışları açısından şehrin kuzeyindeki AKDAĞ uygun şartlara sahiptir Karın yerde kalma süresi çok kısadır Sadece Merzifon’da Tavşan Dağı Radar mevkiinde kar uzun süre kalır

Amasya’nın nemlilik bakımından Karadeniz kıyılarından farklıdır Karadeniz kıyılarının ılık kışları yerini soğuk kışlara,çok sıcak olmayan yazlara bırakır Günlük sıcaklık farkları yüksektir Yağış miktarında ölçüde azalma görülür Nem oranı yaz aylarında azalır Bu nedenle Amasya’daki iklim Karadeniz iklimi ile İç Anadolu İklimi arasında bir geçiş özelliğini taşır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.