Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Fizik / Kimya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlamları, madencilik, sözlüğümadencilik, terimleri

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



A
Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları
ABATAJ, 1) Tabii konumundaki madenin, kazma, martopikör, —> dinamit, vb araçlarla yerinden sökülmesi ve taşımaya hazır hale getirilmesi 2) —> Kazı ABİSAL FASİYES, 1) Derinliği 900 m’den fazla olan deniz diplerindeki çökeller 2) Derin deniz fasiyesi —> Fasiyes
ABSORPSİYON, 1) Absorb etme, emme yani su veya diğer sıvıların, katı malzemenin göze-neklerinin içine girmesi Yüksek absorpsiyon kapasitesi, malzemenin büyük yüzey alanı, toplam gözenek hacmi ile yeterli gözenek büyüklüğü ve dağılımına sahip olmalarına bağlıdır Bentonit, fuller toprağı sepiyolit ve atapulgit bu özelliklere büyük ölçüde sahip olduğu için absorbant malzeme olarak kullanı-lırlar 2) Gaz, ışık, ısı ve ışınların bir maddeden geçerken kısmen veya tamamen çözülmesi ve emilmesi 3) Kömürün bünyesinde gazların çözünmüş halde ve bir tür molekülsel sızma şeklinde bulunması durumu 4) Soğurma 5) Az hareketli nötronların ince bor ve kadmiyum tabakaları tarafından yutulması
ABSORPLAYICI, 1) Elektrikte, yüksek gerilime karşı koruyucu olan araç 2) Gökbilimde, ışığı emerek azaltma özelliğini gösteren ortam 3) Tarımda tahılları içine çekerek aktaran aygıt 4) Rafinerilerde, petrol gazlarının süzülmesinde kullanılan arıtma tertibatı
AC ( AMONYUM KLORÜR) YÖNTEMİ, Sentetik soda külü üretim yöntemlerinden biri DUAL’da denilen ve Japonlar tarafından geliştirilen AC yöntemi, solvay yönteminin değişik bir şeklidir Bu yöntemle tuzdaki sodyum içeriğinin hepsi soda külüne dönüştürülür Bu oran Solvay yönteminde % 70 dir Yan ürün olarak çıkan —> Amonyum klorür ( NH4 CL) yani nışadır en çok kuru pillerde elektrolit olarak, galvanizleme ve kalaylamada, ayrıca metal yüzeylerdeki oksit katmanını gidererek metalin lehim tutmasını kolaylaştırmak amacıyla lehimcilikte de yaygın olarak kullanılır —> Solvay yöntemi
AÇI İSTASYONU, 1) Konveyör veya havai hattın yön değiştirme yerindeki düzen 2) Zaviye
AÇIK ALEV, 1) Ortamdaki grizuyu tutuşturabilen veya patlatabilen, yeterince kapatılmamış ve korunmamış alev
AÇIK AYAK İŞLETME METODU, 1) Belli bir plan düşünülmeden, tahkimat yapılmadan arasıra çatal direk vurmak veya topuklar bırakmak suretiyle cevher yatağının gelişmesine göre gayri muntazam bacalar (galeri ve kılavuzlar) sürmek veya muntazam bacalar sürüp topuklar bırakmak ve maden yatağının kalınlığına göre açık işletmelerde olduğu gibi basamaklar yapmak suretiyle cevher ve yan taşı sağlam olan metalik cevher yataklarına uygulanan yeraltı (üretim) işletme metotları Köstebek, Basit mağara, Sistemsiz topuklu, Sistematik topuklu, Başaşağı, Yeraltı huni (glori hol), Başyukarı, Oda ve topuk, Tali (ara) katlı açık ayak işletme metodu diye sınıflandırılabilir 2) Tahkimatsız ayak işletme metodu
AÇIK İŞLETME, 1) Maden üzerindeki örtü tabakasını almak ve bu suretle maden kitlesini istihsal edebilecek bir duruma getirmek amacıyla uygulanan bir maden ocağı işletme sistemi 2) Açık ocak 3) Normal açık işletme —> Yerüstü madenciliği
AÇIK İŞLETME METODU, Yeryüzüne mostra vermiş veya nisbeten ince bir örtü tabakası ile kaplı bulunan madenin en az zayiatla, emniyetli ve yeraltı işletme metoduna nazaran daha ekonomik olarak çıkarılması için uygulanan sistem Genel olarak açık işletme metodları; normal açık işletme, —> Plaser işletmesi (kuru veya sulu) ve kapalı işletme ile irtibatlı olan —> Müşterek işletme metodları şeklinde ayrılabilir Maden yatağı damar şeklinde ise bu yatağın yeryüzüne yakın kısımları, yatay tabaka halinde veya büyük kitle halinde ise dekapaj/maden oranı müsait olduğu takdirde maden yatağının tamamı bu sistem uygulanarak işletilebilir Açık işletme metodu, uygulamada esas örtü tabakasının kaldırılma-sından sonra madenin kazılıp yüklenmesi ve taşınmasıdır Açık işletme metodu örtü tabakası ve maden yatağı basamak şeklinde yatay dilim-lere bölünerek ve örtü tabakasının yapısına göre patlayıcı madde kullanarak veya kullanmadan gevşetme ve kazı yapmak; kazı, yükleme, taşıma ve dökme aracı olarak da ekskavatör-kamyon-dökücü, ekskavatör-demiryolu-dökücü, ekskava-tör-bant-dökücü vb araçlar kullanılmak suretiyle uygulanır —> Gezer aktarıcı, Döner kepçeli ekskavatör
AÇIK OCAK, —> Açık işletme
AÇIK POLİGON, —> Poligon
AÇIK POZİSYON, Maden ticaretinde kullanılan ve ilerdeki bir pazar durumuna karşı, kesin bağlantı yapılmamış ( tamamı satılmamış) durum Bazı ABD takas odalarında kesin satışlar önemli olup, günlük olarak yayınlanır ve istatistiklere girer
AÇILIM YARMASI, 1) Bir açık işletmede, sıfır kotunun aşağısındaki bir basamağı açmak için yapılan ilk giriş ağzı 2) İlk çukur
AÇILI DİSKORDANS, —> Aykırı tabakalaşma
ADAM AY, Belli bir işin projelendirilmesi sırasında personel ihtiyacının, ihtiyaç süresinin de belirtilerek ifadesi

ADAM YOLU, Bir galeride insanların emniyetle yürümesini sağlayabilmek için bırakılan ve asgari 60 cm genişlikte olan galeri kısmı veya yol

ADESE, 1) Kenar zonları ince, ortasına doğru kalınlaşan mercek şeklindeki maden yatağı 2) Mercek
ADİ BERİL, —> Beril
ADİ MERMERLER,—> Mermer cinsleri
ADNAN GÖKSEL YÖNTEMİ, Toz halindeki demir cevherinin sinterleme yerine, buharla sertleştirilerek izabe edilebilir hale getirilmesi Bu yöntemde demir tozuna % 7-8 oranında kireç karıştırılarak harç yapılır, döner bir teknede granüle edilir ve daha sonra arabalara yüklenir ve içerisine 170-180°C sıcaklıkta 12 at civarında basınçlı doymuş buhar verilen kazana sürülür Kazanda 7-8 saat tutulduktan sonra buharla sertleştirilmiş granüle malzeme yüksek fırına şarj edilerek pik demir elde edilir Bu işlem sırasında malzeme sertleşirken metalize olduğundan kupol ocağına da şarj edilmek suretiyle pik demir elde edilebilmektedir
ADSORPSİYON, Gaz moleküllerinin veya erimiş maddelerin bir katı kütlenin yüzeyine (çekilmesi) yapışması Relatif olarak gazların veya solüsyonların kontakt yüzeyinde konsantrasyonu Kegel’e göre kömür katmanlarının yüzeylerinde gaz adsorpsiyonunu kömür içindeki kılcal boşluklar sağlar Bu görüşe göre, kömür oluşumunda ortaya çıkan metan gazı moleküler kuvvetler vasıtasıyla kılcal boşluklarda saklanır
ADYABATİK KOMPRESYON ISISI, (SIKIŞMA ISISI), “ Poisson” Kanununa göre taze havanın girdiği yerde uğradığı basınç artışından doğan ısı olup ortalama olarak her 100 metrede hava sıcaklığının 1°C artması Havanın bu sıkışma veya fazla basıncından ileri gelen hava ısısının yükselişi, havanın tekrar yukarı katlara çıkması ile azalır Adyabatik kompresyon ısısı derin maden ocaklarında, ocağa gönderilen havanın ısınmasına neden olur —> Ocak iklimi, Jeotermal Gradyen
AERAJ, —> Havalandırma
AEROB, 1) Yaşayabilmesi ve üreyebilmesi için serbest oksijenin bulunduğu ortamlara gereksinim duyan organizma Serbest oksijen olmadan da yaşayabilenlere “Anaerob” ya da “Havasız yaşar” denir 2) Havayla yaşar,
AERODİNAMİK, Bir cisimle bu cismin içinde hareket ettiği hava veya gaz arasındaki veya bir boru içinde hareket eden hava veya gazla, boru cidarı arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı Gaz şeklindeki ortamın basıncı kısa zamanda değişmiyorsa bu durumda sıvılar için geçerli olan hidrodinamik hareket kanunları bu şekildeki gaz ortamları için de geçerlidir Gaz ortamı basıncı önemli değişiklikler gösteren gaz hareketleriyle ilgilenen aerodinamik dalına “Gaz Dinamiği” denir Gaz kütlelerinin denge kanunlarıyla ilgilenen fizik dalına da “ Aerostatik” denir Madencilikte havalandırma, aerodinamik, gaz dinamiği ve aerostatik fizik kanunlarının uygulanması, işlemlerin temelini oluşturur Ocak havaladırmasının daha az enerji harcanarak yapılmasında; seçilen galeri kesitlerinin, tahkimatın, vantilatör kanatlarının, ocak kapılarının ve kullanılan taşıma araçlarının aerodinamik bakımından ( hava hareketine karşı az bir direnç verecek şekilde) şekillendirmeleri, büyük önem taşır
AEROSİKLON, Santrifüj toz ayırıcı, —> Siklon
AEROSOL, Gaz halindeki bir ortamda, genellikle de havada, çok küçük parçalara bölünüp düzgün biçimde dağılmış olan sıvı ya da katı parçacıkların oluşturduğu sistem Gerçek aerosol parçacıklarının çapı mikronun birkaç binde biri ile yaklaşık bir mikron arasında değişir Süspansiyon durumundaki daha küçük parçacıklar söz konusu olduğunda, sistem aerosol olmaktan çıkıp gerçek bir çözelti niteliği kazanır
AEROSTATİK, —> Aerodinamik
AFLÖRMAN, —> Mostra
AGLOMERA, 1) Volkan bombaları ve lapillerin (küçük taneciklerin) gelişi güzel bir şekilde çimentolanması ile meydana gelen kayaç 2) Şekilsiz, yuvarlaklaşmamış ve birbirlerine sıcaklık sebebiyle kaynamış iri parçalardan oluşan volkanik tüf
AGLOMERASYON, Küçük tanelerin bir arada kompakt hale getirilmesi işlemi
AGREGA, 1) Çimentoyla harç yapmak için kullanılan kum, çakıl, mıcır, kırılmış taşlar, vb maddelerden oluşan karışım Agrega ; beton agregaları ve hafif agregalar olarak iki gruba ayrılmıştır Kum, çakıl ve mıcırdan oluşan beton agregaları, TS 706 ve 707 ile belirlenmiş olup ; ince agrega, iri agrega ve tüvenan agrega olarak ayrılırlar Hafif beton agregalar imalinde kullanılan hafif agregalar ise ;
a- Doğal hafif agregalar (Pomza, tüf, tüfit, diyatomit, zeolit, asbest ———> puzalonik topraklar)
b- Yapay hafif agregalar ( Perlit, genleşen kil, yüksek fırın cürufu, uçucu kül, vermikülit, cam elyafı, kömür cürufu, zeolit) olarak alt gruplara ayrılır 2) Beton ya da harç yapmak üzere çimento, katran, kireç, alçıtaşı ya da başka bir yapıştırıcı madde ile karıştırılan malzeme Agrega, inşaat malzemesinin hacmini, yıpranma veya aşınmaya karşı direncini artırır En çok kullanılan agregalar arasında kum, öğütülmüş veya kırılmış taş, çakıl (yuvarlak), kırma mucur, cüruf, yakılmış şist ve yakılmış kil sayılabilir İnce agregalar genellikle kum, öğütülmüş taş veya öğütülmüş mucurdan, kaba agregalar ise çakıl (yuvarlak), kırılmış taş parçaları, mucur veya başka kaba malzemeden oluşur İnce agrega, ince beton plakların ve başka narin yapı öğelerinin yapımında veya düzgün bir yüzey elde etmek istendiğinde, kaba agrega ise daha kitlesel öğelerin yapımında kullanılır 3) Başlangıçta birbirinden ayrı çok sayıda parçacığın birbirleri ile karışıp kaynaşması sonucu oluşan kütle
AGRICOLA, Georgius, 1494-1555 seneleri arasında yaşamış ve mineraloji ilminin kurucusu ( yıl 1546) sayılan Alman bilim adamı Gözleme dayanan doğa bilimlerinin de kurucularındandır De Re Metallica ( Metaller üzerine) adlı yapıtının temel konusu madencilik ve ergitme teknikleridir Mineraloji alanında ilk ders kitabı sayılan De Natura Fossilium da minerâllerin fiziksel özelliklerine dayalı ilk bilimsel sınıflandırmayı yapmış; Agricola bu eserinde bir çok yeni minerâli, oluşmalarını ve birbirleriyle bağlantılarını tanımlamıştır Bu eser, Agricola’ya mineralojinin babası unvanını kazandırmıştır
Saksonya’nın madencilik bölgesindeki yasaları ve toplumsal gelenekleri inceleyen Agricola, İtalyada yapmış olduğu tıp tahsili ile ilgili olarak madencilerin meslek hastalıklarına ilişkin ayrıntılı bilgiler vermiştir
De ortu et causis subterraneorum ( Yeraltı oluşumlarının yeri ve nedenleri) adlı yapıtındsåmaden damarlarının oluşumunu incelemiş ve oluşumları sulu çözeltinin çökelmesine, bağlamıştır

Agricola’nın Erasmus, Melanchthon ve Göthe gibi meşhur çağdaşları arasında saygın bir yeri olmuştur

AĞAÇ, Madenlerde tahkimat, kaplama ve birçok yardımcı işlerde kullanılan tabii malzeme Akasya, beyaz salkım (yalancı akasya), meşe, kayın, karacam, çam, kızılçam, köknar, akköknar ve kızılağaç cinsleri dayanma süreleri, madencilik imalatının önem derecesi, maruz kalacağı basınç miktarı, çürüme, vb durumlar kaale alınarak bir ağaç diğerine tercih edilir En iyi direk akasya ağacından yapılır, fakat pahalıdır Akasya; çekme, basınç ve bükülmeye karşı mukavimdir Akasyayı meşe takip eder Madencilikte kayın, karaçam, çam, kızılçam, köknar, akköknar ve kızılağaç sırasıyla tercih edilirler Kayın yavaş gelişen, kızılağaç hızlı gelişen ağaç türleridir Gevrek ve kırılgan olan kızılağaç çabuk da çürüdüğü için madencilikte az kullanılır Ağaç taze veya kuru oluşuna göre 490 ila 1000 kg/m3 yoğunluğunda; 140 ila 540 kg/cm2 basınç mukavemetinde; 190 ila 980 kg/cm2 bükülme mukavemetindedir 2) —> Ahşap
AĞAÇ DİREK, Maden ocaklarında kullanılan, henüz maden ocağındaki kullanım için hazırlanmamış ahşap tahkimat mâlzemesi—> Ağaç, Ahşap

AĞAÇ KASA, İlerletimli uzun ayakta, taban yollarına paralel olarak tavanı tutmak ve taban yolu tahkimatına destek olması amacıyla eski ağaçların (kullanılmış maden direklerinin) —> domuzdamı şeklinde düzenlenerek içinin taşla doldurulmuş hali Ağaç kasalar, (kurulu şekilde) ayak arkasında bırakılır Gerekli dayanımı sağlamak amacıyla dört tarafı ağaç direklerle takviye edilir —> Şekil

AĞAÇ TAHKİMAT, 1) Ahşap birimlerle kurulan tahkimat düzenini tümü 2) Ağaç bağ
AĞAÇ TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Arazinin bozuk, cevherin sağlam olmadığı taban ve tavanın tutulması icap eden —> Açık-, Rambleli- ve Anbarlı ayak işletme metodlarının uygulanmasına imkan olmayan maden yataklarında, direk fiyatlarının yüksekliği nedeniyle çok zengin damarlarda ve diğer işletme metotlarına yardımcı olarak topukların çalınmasında yani topuklarda bırakılan madenin üretime alınmasında uygulanan tahkimatlı yeraltı (üretim) işletme metodu Ağaç tahkimatlı ayak işletme metodu basit-, küp-, çapraz çevrçeve- ve eğik kilit tahkimatlı işletme metodu diye sınıflandırılabilir
AĞAÇ TAHNİDİ, Maden ocaklarında kullanılan ahşah malzemenin, çabuk çürümesini önlemek ve böylece ömrünü uzatmak için koruyucu tuz eriyiği, kreozot, vb maddelerle özel bir şekilde emprenye edilmesi
AĞAÇ VİDASI, Ağaç malzemeyi bağlamak için kullanılan konik gövdeli, havşe başlı, uzun hatveli (büyük adımlı), sivri uçlu özel vida
AĞDALILIK, Akmazlık ya da viskozluk olarak da bilinir Sıvı ya da gaz halindeki bir akışkanın biçim değişikliğine, başka bir tanımla, bir bölümünün hemen yanındaki bir bölüme göre yer değiştirmesine karşı gösterdiği direnç
Ağdalılık, akışa ya da biçim değişikliğine karşı koymama özelliği demek olan akışkanlığın tersidir —> Viskozite
AĞIR ANFO, Dökme ANFO ve bir patlayıcı emülsiyonunun uygun bir oranda karıştırılmasından elde edilen patlayıcı Ağır ANFO’nun normal ANFO’ya üstünlükleri; suya karşı daha yüksek direnç, yoğunluk ve enerjide artış, daha yüksek randıman ve toplam patlatma maliyetindeki düşüştür Ağır anfo ayrıca dökme veya pnömatik doldurmaya müsaade eder Bu patlayıcıların enerjileri emülsiyonlardaki gibi ölçülür Ara enerji değeri ANFO ve emülsiyonlarınkiler arasında yer alır 1,15 gr/cm3 yoğunluğundaki tipik bir %30 emülsiyon ve %70 ANFO karışımının NHG —> (Patlayıcı nisbi hacim gücü) si 125’e eşittir
AĞIR ÇAMUR, Sondajlarda kullanılmak üzere hazırlanmış bentonitli çamura ince öğütülmüş barit ilave edilmek suretiyle elde edilen devridaim çamuru Bu çamur basınçlı formasyonlarda kuyudan vuku bulacak erupsiyonları (fışkırma) ve göçükleri önlemek için kullanılır
AĞIRLIKLI ORTALAMA, İşletmecilikle ilgili planlamada, fizibilite ( işletilebilirlik) hesaplamala-rında dikkate almak üzere; yapılan ölçüm, tenör veya ısıl değer gibi bulguları etkileyen yan faktörleri de dikkate alarak, bu bulguların farklı katsayılarla çarpımı sonunda elde edilen değerlerin ortalaması Örneğin damar kalınlığı 1 m olan bir kesimdeki tenör ile damar kalınlığı 20 cm fakat farklı tenördeki bir kesimin müştereken değerlendirilmesinde ağırlıklı ortalamayı dikkate almak gerekir Bir bakır yatağından 6 numune alınmışsa, farklı damar kalınlıkları dikkate alınarak aşağıdaki gibi hesap yapılır:
Numune Damar Analiz sonuçları
no kalınlığı cm % Cu % Cu cm
1 110 5,5 605
2 85 3,2 272
3 60 2,8 168
4 90 4,8 432
5 95 5,1 484
6 160 3,6 576
600 25,0 2537
Burada aritmetik ortalama 25:6=%4,16 iken; 1 m’lik bir damarın ağırlıklı ortalaması 2537:600=%4,23 Cu olarak bulunur Ancak işletmecilikte uygulama kabiliyetini de düşünmek gerekir Örneğin 3 üncü numunenin alındığı yerde 60 cm lik bir ayna teşkil edilmesi zorunluğu tenör değerini düşürecektir ve bunun da % 1,9 Cu olacağı kabul edilirse, fiili durumda tenörün takriben %4 olabileceği hesaplanabilir
AĞIRLIK SAATİ, Sondaj kulelerinde bulunan ve kuyu dibinde çalışan matkabın üzerine verilen baskıyı doğrudan gösteren ölçü aleti
AĞIRLIK TİJİ, Normal tijlerden daha kalın ve etli olan; takım dizisinde matkabın veya karotiyerin üzerinde bulunup matkabın üzerine baskı uygulayarak, formasyonun iyi kesilmesini sağlayan ve ayrıca takım dizisinde denge sağlayarak tehlikeli bükülmeleri ve sapmaları önleyen tij
AĞIR MAYİ, Sanayide ve laboratuvarda cevher veya kömürdeki yabancı maddeleri, yoğunluk farkından istifade ederek ayırmada kullanılan, yoğunluğu sudan büyük homojen bir sıvı veya çözelti Genel olarak sanayide ağır mayi elde etmek için çok ince toz haline getirilmiş manyetit, barit, şist, ferrosilisyum, çinko klorür vb maddeler kullanılır
AĞIR MAYİ İLE AYIRMA, Cevher ve kömür hazırlamada çok yaygın olarak uygu-lanan, minerallerin farklı özgül ağırlıklarından yararlanan, basit ve yüksek randımanlı bir zenginleştirme yöntemi Bu yönteme ağır ortam ayırması da denir Ağır ortam ayırmasında içinde belirli yoğunlukta akışkan bulunan bir banyoya konan mineral tanelerinden, akışkan yoğunluğuna göre, daha ağır olanlar batar ve daha hafif olanlar yüzer, böylece batan ve yüzen olmak üzere iki ürün alınarak ayrışma sağlanır Kömür zenginleş-tirmede genellikle temiz kömürü ayırmak için yoğunluğu 1,3-1,4, şistle miksti ayırmak için de yoğunluğu 1,8-1,9 olan ağır mayi kullanılır Hidrolik ayırma yöntemi kullanılan lavvarlarda kömür kurtarma randımanı %97,5, ağır mayi ile ayırma yöntemi kullanılarak ayırma yapan lavvarlarda ise kömür kurtarma randımanı %99,5 ve daha yüksek oranlarda olur Ağır mayi ile ayırmada ayırma yoğunluğunun 1,9’un üstünde olması durumunda viskozitenin artması nedeni ile ayırmanın kontrolü ve ağır ortamı elde etmek için kullanılan maddenin geri kazanılması zorlaşır Ağır ortam ayırıcıları genel olarak statik ve santrifüjlü (dinamik) ağır ortam ayırıcıları olmak üzere iki gruba ayrılabilir —>Ağır mayi, Ağır ortam ayırıcıları, Santrifüjlü ayırıcılar, Kömür yıkama yöntemleri
AĞIR ORTAM AYIRMASI, —> Ağır mayi ile ayırma
AĞIR ORTAM SİKLONU, DSM (Dense media) Siklonları—> Hata faktörü (Ep değeri)
AĞIR SODA KÜLÜ, Dökme yoğunluğu 0,96-1,06 gr/cm3 arasında değişen—>Soda külü Ağır soda külü üretimi, hafif soda külünün hidratas-yonu ile sağlanır Ağır soda külü düşük toz içeren serbest akışlı bir maddedir ve daha pahalı olmasına rağmen, genel olarak toz oranının dezavantaj olarak kabul edildiği cam ve demir-çelik endüstrisinde kuru olarak kullanılır
AĞIR VE ORTA PROFİLLER,—> Uzun hadde ürünleri
AĞIZ, 1) Baca, kuyu vb madencilik imalatının başlangıç kısmı 2) Giriş
AHIRCI, —> Seyis
AHŞAP, 1) —> Kereste 2) Ağaç malzeme
AIRDOX, —> Basınçlı hava ile patlama
AİSİ-DOE YÖNTEMİ, Ham demir ve çelik arasında bir yerde sıvı metal üretmeyi amaçlayan yeni bir teknoloji Bu yöntemin amacı, yüksek fırın, oksijen konverterine ilaveten sinter ve kok fabrikalarını ortadan kaldırarak sıcak metal üretimi yapmaktadır AİSİ-DOE yönteminde peletlenmiş cevher kullanılır
AJUR, Maden işletmelerinde hazırlık ve istihsal işlerinde yapılan her çeşit imalata ait aşamaların usullere uygun olarak ölçülmesi sonunda ocak haritalarına işlenmesi —> Ocak planları
AJÜSTÖR, Ocaklarda su, havalandırma, basınçlı hava borularının takılıp sökülmesini, tulumba, vinç, pervane, oluk gibi küçük yeraltı makinelerinin günlük onarım ve bakım işlerini yapan işçi —> Makinist
AKAÇLAMA, 1) Ocakta biriken suların boşaltılması 2) Açık işletmelerde şev güvenliği için suyun araziden boşaltılması 3) —> Drenaj
AKIŞKAN YATAKLI YAKICILAR, —> Akışkan yataklı yakma sistemi, Kömür yakma sistemleri, Yanma
AKIMLA KLASİFİKASYON, Akışkan ortam içerisinde tane iriliğine göre sınıflandırma işlemi Bu ortam gaz veya sıvı olabilir
AKIM ŞEMASI, Madencilikte uygulanan zenginleştirme işlemlerinde, tuvönan girdiye uygulanan prosesin çeşitli aşamalarında kullanılan cihazları sembollerle gösteren diyagram
AKIŞKAN DOKU, —> Fluidal tekstür
AKIŞKAN YATAKLI YAKMA SİSTEMİ, Toz halindeki katı yakıtların kolay bir şekilde yakılabilmesi için geliştirilmiş katı yakıt yakma kazanının çalışma düzeni Kazana hava akımı yardımı ile toz kömür üflenip alttan üflenen hava ile de yatak hareketli tutulmak suretiyle kömürün diğer sistemlere nazaran daha iyi yanması sağlanır Küller de diğer taraftan hava akmı ile dışarı atılır Kükürdü yüksek toz kömürler yakıldığı zaman, çevre sorunları bakımından, yanma sonucu çıkan SO2 ‘yi zararsız hâle getirmek için kazana

AKİFER, Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli (sutaşır) katman
AKİK, Üstü şeritli veya çeşitli renkli bir —> Kalsedon Kayacın meydana gelişine göre şeritler birbirine paralel veya dalgalı olur Akik sun’i olarak renklendirilebilir Fosilleşmiş odun, akik haline gelmiş odundur
AKİK JASPLARI,—> Jasp
AKİS ÇİVİSİ, Mermer ocaklarında, mermer blokların sedimantasyon istikametinde yırtılmalarını temin için kullanılan, genellikle otomobil akslarından yapılan, 5-8 cm çapında, yaklaşık 30 cm uzunluğunda, ucu yassı ve keskin çelik çivi
AKMA SINIRI, —> Çekme deneyi
AKMA ŞEKLİNDE HEYELAN, İçinde plastik fakat daha ince ve akıcı bir formasyon bulunan kitlede genellikle sızan suların etkisi ile ani olarak oluşan —> Heyelan türü
AKORT İŞÇİLİK, 1) Bir işçiye, birim üretim için, belirli bir ücretin ödenmesine dayanan ücret sistemi 2) Parça başına işçilik
AKROSAJ, 1) Dik ve meyilli kuyuların dip ve başları ile ara katlardaki manevra yerleri ve bunlarla ilgili diğer yerlerin tamamı 2) Kuyunun etrafını çevreleyen —> Rösetlağımı 3) Kontur —> Şekil s 8
AKSİYAL VANTİLATÖR, —> Vantilatör

AKTARICI KAZICI, —> Dreglayn gibi kullanılan uzun bumlu klasik —> Ekskavatör, Bager, Kepçeli bager Bunlara aktarıcı şovel veya striping (şerit halinde dekapaj yapma) şovel de denir —> Şekil 3 damarlı örtü kazı geometri-sinde aktarıcı kazıcı anma kapasitesi, s 7

AKTARICI ŞOVEL, —> Aktarıcı kazıcı
AKTARILAN ORTAM, Öğütme işlemi yapan değirmenleri tanımlamada kullanılan bir kavram olup; değirmen içerisindeki bilya, çubuk veya iri parçalı cevheri aktararak darbe ve sürtünme kuvvetleri etkisiyle cevher parçalarının ufaltılmasını sağlayan ortam Aktarılan ortam, öğütülen cevher ve su olarak tüm yük, döme hareketiyle şekillenen çıkış ucundan boşalan hacimce sürekli besleme yapılan yapay bir sıvı olarak değerlendirilebilir Aktarılan ortamla çalışan değirmenler, ortam çelik bilya olduğunda —> Bilyalı, Çelik çubuk olduğunda —> Çubuklu, Çakıl olduğunda çakıllı ve öğütülen cevherin iri parçaları olduğunda —> Otojen değirmen olarak adlandırılır

AKTARMA NOKTASI, 1) Bir nakliye bandından diğerine maden akışını sağlayan yer 2) Transfer istasyonu
AKTİF ENERJİ, İstenilen tür enerji elde edebilmek için tüketilen elektrik enerjisi Elektrik enerjisinin, elektrik motorları vasıtasıyla mekanik enerjiye, lambalarla ışık haline dönüşen kısmı —> Şebekeden çekilen enerji Reaktif enerji
AKTİF PERLİT, —> Perlit
AKTİFLEYİCİ REAKTİF, —> Reaktif
AKTİNOMETRE, —> Radyometre
AKVAMARİN, —> Beril
AKÜLÜ LOKOMOTİF, Hareket edebilmek için ihtiyacı olan elektrik enerjisini, ocak şebekesi yerine, bünyesinde taşıdığı akümüla-törden alan —> Ocak lokomotifi Bunlar grizu emniyetini haizdir ve kapalı işletmenin her yerinde çalıştırılabilir Ocak havasını kirletmemesi, duruşlarda enerji harcamaması ve mekanik parçaların azlığı gibi hususlarda, dizel lokomotiflerine nazaran üstünlüğü vardır
ALACA SOMAKİ, —> Balgam taşı
ALANGUR, Vinç ve varagellerde meylin başladığı kısım Bu kısımdaki bükülmüş demirlere de alangur demiri denir
ALAŞIM, Metalurjide birkaç metalin beraber eritilip birbirleriyle içten karışması ve katılaşması sonucu oluşan ve erimeye karışan metallerin özelliklerinden daha başka özellikler gösteren metalik madde Alaşımlarda müşterek ergime noktası alaşımı meydana getiren metallerin ergime noktalarının her birinden düşüktür; genellikle sertlik ve kopma mukavemetleri yüksektir Birbiri ile karışmış kristal yapıları dolayısıyle genellikle korozyona karşı mukavemetleri yüksektir
ALAŞIM DÖKME DEMİR, —> Dökme demir
ALBATR, 1) —> Oniks mermeri 2) Su mermeri —> Kaymaktaşı —> Kalsit
ALÇAK FREKANS İNDÜKSİYON FIRINI , —> Direnç fırınları
ALÇAK GERİLİM DAĞITIM ŞEBEKESİ, —> Elektrik enerjisi dağıtım şebekeleri
ALÇITAŞI, Doğada jips (CaSO42H2O) ve anhidrit (CaSO4) olmak üzere iki türü bulunan ve ticarette alçı elde edilmesine yarayan endüstriyel hammadde Anhidrit (kristal susuz) bazı ülkelerde sülfürik asit üretiminde kullanılır; bunun dışında kullanım alanı pek yaygın olmamakla beraber, son yıllarda kimya endüstrisinde önem kazanmıştır Jips (kristal sulu), düşük derecede ısıtılınca kristal suyunun yarısından fazlasını kaybeder ve alçıya dönüşür Beyaz toz halinde olan alçı, yeniden su emdiğinde sert bir kütle haline gelir ve bu özelliğinden dolayı, bazı katkı maddeleriyle beraber geniş bir kullanım alanı bulmuştur Çimento üretiminde % 3-5 oranında alçı taşı ilave edilerek klinker elde edilir Ticari değeri olan jips % 85-95 saflıkta olup, % 5-15 lik kısmı kireçtaşı, dolomit, kil mineralleri ve diğer evaporik çökellerden ibarettir Jipsden alçı elde edilmesi dehidratasyon işlemi ile ve aşağıdaki formüle göre oluşur:
160-180° Yüksek su buharı basıncı altında
CaSO42H2O —> CaSO4 1/2 H2O+3/2 H2O
böylece elde edilen yarım hidratlı kalsiyum sülfat; iri kristallidir ve bunun öğütülmesiyle a- Alçı elde edilir Bunun çekme dayanımı 66 kg/cm2, basınç dayanımı 560 kg/cm2 olup priz süresi 15-20 dk’dır Aynı yarım hidrat sülfat; 150°C ısı ve atmosfer basıncı altında elde edilirse; b- Alçı olarak tefrik edilen tür oluşur b- Alçının çekme dayanımı 13 kg/cm2, basınç dayanımı, 56 kg/cm2 ve priz süresi 25-35 dk dır Ham jips, beyaz boya ve dolgu maddesi olarak kağıt ve pamuklu tekstil maddelerine katılır b- alçısı bilinen normal yani adi alçı olup, dünya tüketiminin % 90'ını teşkil eder a alçısı daha kaliteli ve ince öğütülmüş olup, kalıp, seramik ve tıpta kullanılır ve dünya tüketiminin % 10’unu oluşturur Çimento sanayiinde pirizlenmeyi geciktirmek, kömür tozlarında kül oranını arttırmak, nikel izabesinde eritmeyi kolaylaştırma ve bira sanayiinde mayalandırma için kullanılır Alçı, sıcak ve soğuk yalıtım malzemesi olarak da tercih edilir Ayrıca yangını geciktirme, nemi dengeleyici özellikleri ile de kullanım yerleri bulmuştur Ayrıca kimya sanayiinde de alçıdan yararlanılır
ÂLET, Kesme, biçme, sürtme, sıkıştırma, öğütme, çekme ve başka yollarla bir nesne üzerinde maddesel değişiklik yaratmak, maddeye biçim vermek veya nesneleri ölçmek amacıyla kullanılan araç Kullananın kas gücü ile çalışan türlerine el aleti, hareket verici bir güç mekanizmasıyla donatılmış olanlarına ise işleme makinesi veya takım tezgâhı adı verilir
Modern el aletleri; 1- Çekiç, balta ve keser vb aletler vurma aletleri, 2-Bıçak, biz,testere, törpü, keski, matkap ve rende gibi aletler; kesici, delici ve kazıyıcı aletler, 3- Tornavida gibi aletler, vidalama aletleri , 4- Metre, mira, teodolit, nivo, takeometre gibi ölçme aletleri, 5- Tezgaha monte edilen mengene gibi tamamlayıcı aletler; yardımcı aletler; olarak sınıflandırılabilmektedir
ALEV KESİCİ, Emilen metanın dışarı atılması veya kullanılması sırasında oluşacak alevin gerideki tesislere geçişini önleyen düzen
ALEV SIZDIRMAZ CİHAZ, Patlayıcı gaz ortamında çalışmak üzere ALSz standart isteklerine göre dizayn edilip teste tabi tutulmuş, sertifika ve imal lisansı verilmiş cihaz Patlayıcı gaz ortamında çalışabilen bu tür cihaz veya tesisat (Ex) Explosion Proof, (ALSz) alev sızdırmaz cihaz veya tesisat diye isimlendirilir Bir cihazın alev sızdırmaz olabilmesi için —> Alev sızdırmazlık konusu ile ilgili özel standart, yönetmelik ve şartnamelerle belirlenen koruma tiplerinden biri veya daha fazlasının bütün özelliklerini dizayn ve yapısında sağlaması ve bunların testler neticesinde de sağlandığının yetkili otoritelerce onaylanması lazımdır —> Patlayıcı gaz grupları Alev sızdırmazlık test istasyonu
ALEV SIZDIRMAZ CİHAZ TANITMA KODU, ASLz (Alev sızdırmaz) test sertifikası ve imal lisansı alınmış bir cihazın etiketinde bulunan ve cihazın alev sızdırmazlık karakterini belirten kod Bu kod aşağıdaki şekilde verilir
Ex de III T5
Alev
sızdırmaz cihaz x — — —
Alev sızdırmaz
koruma tipi — x — —
Patlayıcı
gaz grubu — — x —
Cihazın
sıcaklık sınıfı — — — x

ALEV SIZDIRMAZLIK (ALSz), Devamlı veya zaman zaman ark ve kıvılcım çıkararak çalışan cihazların, bilhassa elektrik motorlarının patlayıcı toz, buhar, gaz bulunan işyerlerinde yani patlayıcı ortamlarda, kullanılabilmelerini sağlayan özellikleri Bu tür cihazların patlayıcı ortamlarda kullanılmaları için yapılışlarında ve kullanılışlarında özel tedbirler alınması gerekmekt ve bu konu genel olarak “Alev sızdırmazlık” kapsamı içinde tanımlanmaktadır —> Patlayıcı gaz ortamı
ALEV SIZDIRMAZLIK KORUMALARI, Alev sızdırmaz cihaz ve tesislerin, alev sızdırmazlık özelliğinde olmalarını sağlamak için kullanılan koruyucu aksesuar Alev sızdırmaz cihaz ve tesislerin koruma tipleri ve sembolleri:
(d) Alev sızdırmaz muhafaza
(e) Artırılmış emniyet
(i), a, b Kendinden emniyetli
(p) Basınçlı koruma
(q) Tozla koruma
(c) Yağla koruma
(s) Özel koruma
ALEV SIZDIRMAZLIK TEST İSTASYO-NU, Alev sızdırmazlık test sertifikası ve imâl lisansı vermeye yetkili otorite olan Maden Dairesi Başkanlığı adına alev sızdırmazlık konularını inceleyen, testlerini yapan, bu testlerden elde edilen neticeleri değerlendirip ilgililere aktaran, sertifika ve imâl lisans şartlarını takip ve kontrol eden kuruluş —> Patlayıcı ortam standartları
ALFA ALÇI, —> Alçıtaşı
ALFA SEPİYOLİT, —> Lületaşı
ALFRED (BERNHARD) NOBEL, (d 21 Ekim 1833, Stokholm, İsveç-Ö10 Aralık 1896, San Remo, İtalya); Dinamiti ve daha güçlü patlayıcı maddeleri geliştiren İsveçli kimyacı, mühendis ve sanayici Ayrıca Nobel ödüllerini dağıtan vakfın kurucusu
ALIN, 1) Ayak, taban veya galeri ( lağım, kılavuz, başaşağı, başyukarı vb) ilerlemelerinde ve açık işletmelerde cevher, kömür veya taşta üretim ve ilerleme çalışmalarının yöneldiği dikey yüzey parçası 2) Mermer işletmelerinde taşın çıkıntı yapan en ileri yüzü 3) Ayna 4) Arın
ALINDA TAVAN BASINCI, İstihsal yerindeki alınmamış kömür damarı üzerinde tavan katmanlarının oluşturduğu basınç birikimi
ALINDI BELGESİ, Maden hakkı için müracaatlarda ilgili dairece verilen ve üzerinde gün, saat ve dakika yazılı ve öncelik hakkını belirleyen belge
ALIN KONVEYÖRÜ, Kazılan madenin ayak boyunca taşınmasını sağlayan konveyör
ALIN MEKANİZASYONU, Alında madenin çıkarılmasında gevşetme ve yükleme işleminin makine ile yapılması Alında madeni gevşetme ve yükleme işleminin; hemen hemen tamamı makine ile yapılan ayaklar “Tam Mekanize Ayak”, kısmen yapılan ayaklar da “Yarı Mekanize Ayak” diye isimlendirilir Bu ayaklarda tahkimatın yerleştirilmesi el veya makine ile yapılabilir Mekanize kömür kazısında tavanın, taban taşlarının sağlam veya çürüklüğüne, kömürün sertliği veya yumuşaklığına göre genel olarak, rendeliyici (hobel, kesici veya kesip yükleyici potkabaç makinesi veya tanburlu kesici) ve darbeyle koparıcı (ramgeret) makineler, tahkimat ünitesi olarak da alına dik testere veya sıra halinde sarma ile hidrolik veya sürtünmeli münferit madeni direkler veya takım halinde hidrolik yürüyen tahkimat kullanılır
ALİDAT, 1) Bir ucu üzerinde dönebilen ve öteki ucu bölümler veya bir topografya plançetesi üzerinde yer değiştiren tahta veya madeni cetvel 2) Bir teolitin hareket eden kısmı
ALİYMAN YÖNTEMİ, Heyelanlı sahada alınan izleme noktalarının , ilk konumlarına göre ortaya çıkabilecek değişikliklerin, hareketsiz zemin üzerinde alınan iki nokta arasındaki bir referans doğrultuya göre belirlenmesi şekli Bunun için aliyman başlangıçlarından birisine kurulan elektronik takeometre ile izleme noktasının doğrultudan sapma açısı ve noktaya olan mesafe ölçülür Bu ölçüler belli zaman aralıkları ile tekrarlanarak izlenen noktanın hareket yönü ve miktarı değerlendirilir
ALLOMETAMORFOZ, —> Metamorfoz
ALLOTROPİ, Kimyasal elementlerin farklı görünebilme özelliği Örneğin, fosfor, allotropik değişim özelliğinden dolayı sarı ve kırmızı görünebilmekte; karbon; elmas, grafit ve amorf ( is) şekillerinde olabilmekte; gazlar arasında oksijen, ozon hâline dönüşebilmektedir Berzelius tarafından isimlendirilen allotropi, bir strüktür ( iç yapı) olayıdır Allotropik maddelerin bir yapıdan diğer yapıya dönüşmesi herzaman mümkündür; diğer taraftan kimyasal özellikleri temelde farklı değildir
ALLOTROPİK METAL, Çeşitli kristal strüktürüne (yapısına) sahip olan metal Misal olarak demir, a, ß, d ve Ğ olmak üzere dört ayrı strüktürde olabilen allotropik bir metaldir Miknatisi ve yumuşak olan a demir “ferrit” 768 ½C da ß demire, ß demir 910½C’da “austenit” d demire, d demir 1390½C Ğ demire dönüşür a demir d demir haline geçerken kristal strüktürü değiştiğinden hacmi küçülür
ALMAN GÜMÜŞÜ, Nikel, bakır ve çinkodan oluşan beyaz renkli; gümüşe benzer alaşım —> Bakır alaşımları
ALOKTON KÖMÜR YATAKLARI, Nebat enkazlarının yetiştikleri yerlerden başka yerlere taşındıktan sonra kömürleşmeleri sonucu meydana gelen külü fazla kömür yatakları —> Otokton maden yatakları
ALOXİTE, —> Korund
ALSz (ALEV SIZDIRMAZLIK ONAY İŞARETİ), Yetkili otorite tarafından dizayn ve prototipi incelenmiş ve test edilerek sertifikalandırılmış alev sızdırmaz cihazların etiketine konan alev sızdırmazlık test istasyonunun amblemine alev sızdırmazlık onay işareti denir Türkiye’de bu işaret çift parantez içinde ((ALSz)) dir
ALSz TEST SERTİFİKASI VE İMAL LİSANSI, Bir cihazın dizaynının ve prototipinin alev sızdırmazlık test istasyonunda incelenip test edilmesi sonucu bu cihaz için hazırlanmış ve yetkili otoritelerce onaylanmış test sertifikası ve imal lisansı İmalatçı firma, belirli bir cihaz için test sertifikası ve imal lisansını aldıktan sonra standartlara uygun olarak bu cihazı imal edebilir
ALT, Mermer madenciliğinde taşın imalatta oturduğu taraf
ALTBANT KONVEYÖRÜ, Alt kısmı ile taşıma yapan konveyör
ALTERASYON, 1) Yerkabuğunu teşkil eden (kayaçları) formasyonları oluşturan minerallerin fiziksel ve kimyasal etkilerle kompozisyonlarının değişmesi 2) Bozulma 3) Çürüme
ALTERNATÖR, —> Generatör
ALT HALAT, —> Kuyruk halatı
ALTIN AYARI, Saf altını takılarda kullanabilmek için katılan gümüş ve bakırın miktarlarından dolayı ortaya çıkan altın kalitesini belirleyen işlem Altın işlemecilerinin eline, altın 995/1000 veya 999,5/1000 tanımlamalarıyla yani 24 ayar olarak gelir Altın işleyenler bunu takılarda kullanabilmek için 22,18 ve 14 ayar haline getirir İstenilen ayara getirilmek için saf altına ilave edilecek katkılar, beyaz altında 1/3 oranında gümüşten ve sarı altında 2/3 oranında bakırdan oluşur 995/1000 saflıktaki 24 ayar altında; 22 ayar altın 995/916= 1,086 2445 hesabı ile elde edilir ve burada 86,24 gr katkı, 18 ayar altın 995/750= 1,32666 hesabı sonucu 326,66 gr katkı ve 14 ayar altında ise 995/585=1,700 8547yanı 700,85gr katkı ilave edilir Saf altını milyem olarak dikkate alan hesaplamada ise;
24 ayar altın, 1000/24 = 41,66 milyem
22 ayar altın, 1000/22 = 45,45 milyem
18 ayar altın, 1000/18 = 55,55 milyem
14 ayar altın, 1000/14 = 71,42 milyem olur
ALTİMETRE, 1) Hava basıncından yararlanarak çalışan, yükseklik ölçme cihazı 2) Yükseklik ölçer Bellibaşlı iki tür altimetre vardır Biri hava basıncını gösteren basınç altimetresi, diğeri bir radyo sinyalinin havadaki bir cisimden yere gidiş dönüş süresini ölçen radyo altimetredir
ALTKESME, —> Potkabaç çekmek
ALT TABAN YOLU, Uzun ayak üretim sisteminde, ayaktan gelen kömürü taşıyan bant veya vagonların bulunduğu galeri
ALUNDUM, —> Korund
ALÜMİN, 1) Alüminyum oksidinden ibaret olan değerli bir taş Alümin içinde bulunan renkli maddelere göre —> Yakut (kırmızı), zebercet (sarı), safir (mavi) gibi ayrı adlar alır 2) Suda çözünmeyen 2050½C’da eriyen, beyaz bir toz olan (Al2 O3)
ALÜMİNA, 1) Öğütülmüş boksit cevherinin, sudkostik etkisi, yüksek sıcaklık ve yüksek basınçlı buhar etkisi altında çözünürleştirilip; bu ortamda erimeyen komponentlerin çöktürülerek filtre edilip çamur hâlinde atılmalarından sonra, sıvı fazda teşekkül etmiş olan sodyum alüminat çözeltisinin, aşı maddesi olarak ilâve edilen alüminyum hidrat etkisi, karıştırma ve soğutma sonucu alüminyum hidrata dönüştürülmesinden sonra alüminyum hidratın çöktürülüp filtre edilmesi ve bunun da kalsine edilmesi sonucu meydana gelen ve alüminyum üretiminin ara maddesi olan suda çözünmeyen 2050°C da eriyen beyaz bir toz olan alüminyum oksit ( Al2 O3)
ALÜMİNOTERMİ, Alüminyumun, yüksek sıcaklıklar elde etmek ve bazı metalleri hazırlamak için kullanılması
ALÜMİNOZ, —> Pnomokonyoz Toz
ALÜMİNYUM, (Al), Gümüş parlaklığında beyaz, özgül ağırlığı 256 (27) olan, 658°C’de ergiyen, 2056°C’’de kaynamaya başlayan hafif metal Çekme mukavemeti muhtelif durumlarda 7-18 kg/mm2 Uzama, muhtelif durumlarda %2-6 veya %20-35 Alüminyum metali, dövmeye, çekmeye ; özel bir kaynak tozu ile kaynak yapılmaya uygun olup ; ince tel şeklinde çekilebilir, en ince tabaka şeklinde haddelenebilir ve darbeyle işlenebilir Açık havada ve inceltilmiş organik asitler etkisine karşı dayanıklıdır Alüminyum, yumuşak olup, demirden üç kat daha hafiftir ve alüminyumun özgül ağırlığı bakırdan üç defa düşük olmakla beraber iletkenliği bakır iletkenliğinin %62' sine erişir Alüminyum oksijene karşı büyük bir ilgisi olmakla beraber ince bir amorf alümin tabakası (Alüminyum oksit veya hidroksit) ile (0,1) korunursa havadan müteessir olmaz, suyu da bozundurmaz Alüminyumun yumuşaklığı birçok uygulama alanında saf olarak kullanılmasına imkan vermez; bu bakımdan, genellikle “hafif alaşımlar” adı verilen çeşitli alüminyum alaşımları yapılır Üretim, gümrük, uluslararası ticaret ve alüminyumla ilgili örgütlerin sistemlerinden kaynaklanan, alüminyum sınıflandırmaları vardır Üretim aşamalarına göre alüminyum sınıflandırmasını aşağıdaki gibi yapmak mümkündür :
a)Döküm mamullleri (döküm ingotu, işleme ingotu, sürekli döküm levha, granüle alüminyum, toz alüminyum), b) Hadde mamullleri (en az 6 mm kalınlığı haiz “sıcak levha” , 02 mm-6mm arasında olan “soğuk levha”, 7-200 mikron arasında kalınlığı olan —> “Folyo”),
c) Ekstrüzyon mamulleri (içi dolu profiller, içi boş profiller, alüminyum tel)
d) Parça döküm mamulleri (kum döküm mamulleri, kokil döküm mamullleri, basınçlı döküm mamulleri)
ALÜMİNYUMLAMA, Demir gibi ucuz bir metali, ince bir alüminyum tabakası ile kaplayarak gerek sulu ortamda, gerek yüksek sıcaklıklarda aşınmaya karşı koruma usulü
ALÜMİNYUM BRONZU, İçerisinde % 89-95 arasında bakır, % 5-11 aluminyum bulunan aluminyum alaşımı
ALÜMİNYUMUN SINIFLANDIRILMASI, —> Alüminyum ürünleri
ALÜMİNYUM TAŞI, Boksit
ALÜMİNYUM TUNCU, % 4-15 arasında bir oranda alüminyum ve daha az miktarlarda başka metaller içeren bakır alaşımları Güçlü ve yenime (korozyona) karşı dirençli bir alaşım olan alüminyum tuncu pek çok makine parçasının ve aletin yapımında kullanılır Altınsı rengi ve kararmaya karşı direnci nedeniyle kuyumculukta ve mimarlıkta da kullanım alanına sahiptir
ALÜMİNYUM ÜRÜNLERİ, Kullanım alanlarına, üretim teknolojilerine, ticari ve endüstriyel sistemlere bağlı olarak elde edilen ve bunlar dikkate alınarak tasnife tabî tutulmuş alüminyum mamûlleri Üretim teknolojisine bağlı olarak alüminyum; ( 1) Döküm ürünleri, (2) Hadde ürünleri, (3) Ekstrüzyon ürünleri, (4) Parça döküm ürünleri olmak üzere dört grupta toplanabilirler Döküm ürünleri, kendi gurubunda
a) Döküm ingotu: Alaşımlı külçe, alaşımsız külçe, elektrik iletgeni ( ECG)
b) İşleme ingotu: Yuvarlak ve köşeli ingot ( Ekstruzyon ürünlerinin üretimlerinde kullanılır)
c) Sürekli döküm levha ve çubuk
d) Granüle alüminyum
e) Toz alüminyum, olarak sınıflandırılır Hadde ürünleri de, a) Sıcak hadde (6 mm ve daha üst kalınlıkta levha rulo) b) Soğuk hadde ( 0,2 mm- 6 mm arasındaki levha, rulo, şerit, disk) c) Folyo ( 7-200 mikron inceliğinde levha) olarak tanımlanırlar Ekstrüzyon ürünleri; a) Çeşitli profiller ve b) Alüminyum tellerden oluşurlar Parça döküm ürünleri ise; a) Kum döküm ürünleri, b) Kokil döküm ürünleri c) Basınçlı döküm ürünleri gibi üçe ayrılabilirler
Özellikle gelecekteki kullanım alanlarının dikkate alınması ile yapılan ve ülkemiz “ Gümrük tarife ve istatistik pozisyonu” nda ( GTİP) esas alınan alüminyum ürünleri sınıflandırılması şu şekildedir: Külçe; alüminyum toz ve pullar; ekstruzyon ürünleri; levha, iletkenler; folyo; döküm ürünleri
ALÜVAL CEVHER YATAKLARI, Primer ve daha yaşlı cevher yataklarının mekanik etkiler altında parçalanarak, başka bir yerde tekrar depo edilmeleri ve zenginleşmeleri suretiyle teşekkül eden cevher yatakları Bunlar sekonder maden yatakları diye tanımlanan gruba girer —> Eluvial maden yatakları
ALÜVİYON, Genç jeolojik zaman içinde, sularla sürüklenerek bir yerde birikme meydana getiren gevşek sedimanlardan oluşan en genç formasyonlar
ALPAKS, Mekanik direnci pek yüksek olmayan (18 kg/mm2), çok kolay bir döküm sağlayan %13 silisyumlu, alüminyum-silisyum alaşımı
ALTIN RAFİNASYONU, Izabe sonucunda elde edilen ve bünyesinde % 90-95 Au bulunan ürünün, % 99,5 Au saflığına getirilmesi İzabe sonucu elde edilen altının bünyesinde, altının yanısıra bakır, kurşun, demir, bizmut, arsenik, antimuan ve çinko bulunabilir Bu empüritelerin ayrılması ile, satılabilir kalitede ( % 99,5 Au) altın elde edilir % 90- 95 Au içeren dore altının rafinasyonu “ Miller Yöntemi” ne göre yapılır Buna göre dore metal Al2 O3 esaslı bir potada ergitilir ve eriyen sıvı metal içine Al2 O3 esaslı üfleme borusu ile Cl2 -gazı gönderilir Em-püriteler sıvı klorür bileşiklerine ( Ag Cl, Cu Cl2, Pb Cl2, Zn Cl2 ) dönüşür veya bir bölümü buharlaşır Klorlama süresinin sonlarına doğru empüriteler iyice azalınca altın da Au Cl3 şek-linde buharlaşmaya başlar Bu noktada işlem tamamlanır Oluşan bu sıvı, curuf alındıktan sonra yaklaşık ( % 99,5 Au, % 0,4 Ag, % 0,1 di-ğerleri) kompozisyonundadır İstenirse bu metal anot bakırı şeklinde dökülerek elektrolitik rafinasyona ( Wohlwill prosesi) gönderilerek % 99,9 halinde altın üretilir Miller yönetmiyle elde edilen altın külçeler 996-997 ve Wohlwill yöntemi ile elde edilen altın külçeler 999,5-999,8 saflıktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



LTIN SUYU, 1) Altını ve platini çözündüren nitrik ve hidroklorik asitler karışımı 2) Kral suyu
AMALGAMASYON, Altın ve gümüş ihtiva eden öğütülmüş cevherlerden civa yardımı ile altın ve gümüşün civa içerisi ne alınması işlemidir Bu işlemden sonra bir yandan civa tekrar kazanılır; diğer yandan kıymetli metaller elde edilir
AMAZON TAŞI, 1) Rengi sarı yeşilden mavi yeşile kadar değişen bir K- feldispat türü (Mikroklin) 2) Amazonit
AMBUAJ, 1) Yangın barajı kapatıldıktan sonra barajın arkasına şlam veya su vermek suretiyle yangının söndürülmesi 2) —> Çamurlama
AMELE BİRLİĞİ, 10 Eylül 1337 tarih 151 sayılı Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanunun 4 maddesi uyarınca Ereğli Kömür Havzasında çalışan işçilere, ekonomik ve sosyal yardım sağlamak amacıyla Amele Birliği ve İhtiyat Teavün sandıkları (Amele Birliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı) adı altında kurulan tüzel kişiliği haiz, Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kuruluşun adı
AMENAJMAN, 1) Genel anlamda madencilikte, bir rezervin işletilmesi için gerekli olan ve maden kitlesi dışında yapılan ana kuyular, galeriler vb her türlü hazırlık işleri 2) Açık işletmecilikte, maden kitlesine ulaşıncaya kadar yapılması gerekli işlerin tamamı 3) —> Developman
AMETİST, 1) Bünyesindeki bazı iz elementler nedeniyle hafif mor renkte, kristal kuars 2) Ziynet taşı olarak kullanılan kuars Bazı inanışlara göre alçakgönüllülük, hoşgörü, mutluluk ifade eder
AMORF, —> Kristal
AMONYAK (NH3), Azot ve hidrojenin en basit kararlı bileşiği olan ve renksiz, keskin kokulu gaz Sanayide kullanılan birçok önemli azot bileşiğinin üretiminde başlangıç maddesi olarak kullanılır
Sanayide amonyak elde etmek için uygulanan başlıca yöntem, hidrojen ve azotun doğrudan bileşimini sağlayan Haber-BOSCH yöntemidir Ayrıca kok fabrikalarında da yan ürün olarak amonyak elde edilir
Amonyak; ençok gübre sanayiinde; amonyağın amonyum nitrat, amonyum fosfat vb tuzlarının (sun’i gübre) üretiminde kullanılır
Soda üretiminde yaygın olarak uygulanan amonyok-soda (ya da Solvay), yönteminde amonyağı nitrik asite dönüştüren Ostwald işleminde ve alaşım levhalarının yüzeylerini sertleştirmek için uygulanan nitrürleme gibi çeşitli metalurji işlemlerinde de amoyaktan yararlanılır
Amonyak suda kolayca çözünerek amonyum hidroksit (NH4OH) adıyla bilinen alkali çözeltiyi oluşturur Amonyak sıkıştırılarak ya da yaklaşık -33°C’a kadar soğutularak kolaylıkla sıvılaştırılabilir Sıkıştırılmış amonyak yeniden gaz haline dönerken çevreden önemli miktarda ısı alma (1 gr amonyak 327 kalori ısı emer) özelliğinden dolayı soğutma ve havalandırma donanımlarında soğutucu olarak da kullanılır—> Nitrik asit
AMONYUM KLORAT, Amonyaklı (NH4) kökü olan, yanıcı madde ile karıştırıldığı zaman bir alev teması, sürtünme veya darbe ile hemen patlayan ve stabil olmayan madde (NH4ClO3)
AMONYUM KLORÜR (NH4Cl), Nışadır olarak da bilinir Hidrojen klorür (Tuz asidi, tuz ruhu, kloridrik asit) ve amonyağın tepkimesi ile oluşan tuz Ençok kuru pillerde elektrolit olarak kullanılan nışadır, galvanizleme ve kalaylamada ayrıca metal yüzeylerindeki oksit katmanını gidererek lehim tutmasını kolaylaştırmak amacıyla lehimcilikte de yaygın olarak kullanılır Piyasadaki birçok soğuk alğınlığı ve öksürük ilaçının bileşiminde de amonyum klorür bulunur
Renksiz kristalleşmiş bir madde olan amonyum klorür suda kolayca çözünerek hafif asit özelliğinde bir sıvı oluşturur 340°C’da erimeden buharlaşarak, eşit hacimlerde amonyak ve hidrojen klorür verir
Amonyum klorür, sodyum karbonat üretiminde uygulanan solvay yönteminde (amonyak-soda yöntemi) ortaya çıkan bir yan üründür Amonyum sülfat ve sodyum klorür çözeltilerinin tepkimesinden de elde edilebilir
AMONYUM NİTRAT ŞARJ TABANCASI, —> Şarj tabancası
AMORTİSMAN, 1) İşletmelerde bir yıldan fazla kullanılan, eskiyen ve değerden düşen maddesel ve maddesel olmayan değerlerin ve hakların karşılıklarının kullanılabilecekleri süre içinde ödenmesi 2) Duran varlıklara yatırılmış olan sermayenin tekrar geri alınması işlemi 3) Kullanılan duran varlıkların bu kullanımdan veya diğer nedenlerden ileri gelen değer kayıplarının maliyetlere geçirilmesi işlemi
AMPUL CAMI, İçine serum, aşı, ilaç gibi bozulmadan saklanması gereken ecza maddeleri konulan ampullerin yapıldığı cam Ampul camının bileşimindeki silis ve borik asit oranı çok fazladır
ANA BANT, İkincil bant veya bantlardan aktarılan yükü taşıyan, büyük kapasiteli bant —> Ana galeri
ANA DEKAPAJ, Örtü tabakası ile ekonomik olmayan üst ve yan kesim madeninin alınması işlemi Ana dekapajın ilk kesimini —> Öndekapajteşkil eder Öndekapaj işlemi bittikten sonra istihsale geçilebilir
ANAEROB, Havasız yaşar —> Aerob
ANA GALERİ, İhraç kuyusuna irtibatlı ve işletmecilik açısından önemli olan damar istikametinde sürülen ana ulaşım (nakliyat) ve havalandırma yolu Madencilikte esas veya daha önem taşıyan bir yeri tanımlamak için, yer belirten kelimenin başına ana eki konularak o yerin önemi belirtilir Ana-kat, -hava giriş yolu, -dönüş yolu, -ihraç kuyusu, -kablo, -kaya, -nakliyat yolu, -pervane, -toplama bandı, -vantilatör, -yol, vb
ANA HALAT, —> Ana ve kuyruk halatlı çekme düzeni
ANAHTAR TAŞI, —> Kilit
ANA KAT, Yeraltı işletmesinde diğer katlardan getirilen madenin taşındığı ve temiz havanın giriş yaptığı ocak katı
ANA KUYU, Ocaktan, cevher, taş, su, personel çıkmasını ve ocağa, personel, malzeme, enerji ve hava girmesini sağlayan kuyu
ANA KUYU KESİTİ, Ana kuyuda kullanılan ihraç sistemlerine ait kafes ve skiplerin hareketlerini sağlamak üzere ayrılmış bölmeleri, kayıtları, kafesleri, kirişleri, basınçlı hava ve su boruları ile güç kabloları, vb tesisatın durumunu gösteren kuyu eksenine dik kesit Ana kuyuda emniyet amacı ile imdat vinci kafesi ve kontrpuası için özel bölme de bulunabilir
ANALİZÖR, Kimyada bir olay, yapı ya da sistemi çözümlemede kullanılan cihaz, çözümleyici diye de isimlendirilir
ANA VE KUYRUK HALATLI ÇEKME DÜZENİ, Ayrı ayrı tamburlara sarılmış, dolu arabaları çeken bir ana halatla dolu arabalar çekilirken dengeyi sağlayan, dönüşte ise boş arabaları çeken bir kuyruk halatından oluşan taşıma düzeni
ANA YOL, —> Ana galeri
ANBAR, 1) Bir işletmede elde bulunan her türlü taşınabilir malların alınması, muayene edilmesi, dağıtımı ve korunması ile uğraşan yer veya idari ünite 2) Depo
ANBARLI AYAK İŞLETME METODU, İhtiva ettiği maden sağlam, kendi kendine oksitlenmeyen, tavan ve taban taşları sağlam, dik ve orta kalınlıktaki damarlarda (kalın damarlarda azami kalınlık cevherin hiç tahkimata lüzum göstermeden durabileceği açıklık) başyukarı açık veya rambleli ayaklarda olduğu gibi hazırlık yapılarak kazılan cevherin kabaran kısmı kadarını alıp geri kalan kısmını panoda kazı bitinceye kadar yerinde bırakıp daha sonra ambarlanmış cevherin tamamını üretime alma esasına dayanan (üretim) işletme metoduAnbarlı ayakların hazırlık ve işletme masrafları az olup, tahkimata pek lüzum göstermez; işçiler emin yerde çalışır Şütlerin büyük parçalarla tıkanması tehlikesi vardır Yan taş cevhere karışabilir Uygulama başarısız olduğu takdirde başka bir metoda geçilemez

ANDEZİT, 1) Yeryüzünde volkanik faaliyetlere sahne olmuş bölgelerde oluşmuş alkalikalk ve alkali karakterli, petrografik olarak diyorit ve benzeri derinlik kayaçlarının püskürük serileri Bazen poröz, gri, siyahımsı temel renk gösteren bu kayaçlar, daha yaşlı unsurlarında değişimden dolayı yeşilimsi, kahveremgimsi, kırmızımsı ve benekli bir görünüm arzederler Ankara civarında bol bulunan andezit, yapılarda kullanılır ve Ankara taşı olarak da isimlendirilir 2) Genellikle genç tersiyer volkanizmasında oluşmuş alkalikalkerli, az kuarslı veya kuarssız diyoritik mağmadan oluşan bir cins püskürük kayaç
ANEMOMETRE, 1) Hava akımı hızını ölçme aleti 2) Rüzgarölçer
ANEROİT BAROMETRE, Ocakta hava basıncını ölçen aygıt
ANGLDOZER, Öndeki bıçağı, yukarı veya aşağı tek taraflı hareket ettirebilen veya sağa veya sola döndürebilen, dozer —> Buldozer,
ANGLEZİT, —> Kurşun
ANHİDRİT, Kalsiyum sülfat (CaSO4) kimyasal bileşiminde, bazı kayaçların bünyesinde kayacı teşkil eden unsurlar arasında bulunan bir mineral Açık denizle ilişiği kesilmiş kapalı basenlerde buharlaşma sonucu çökelmeyle oluşur Suyun doyma ve tuzların erime özelliklerine göre önce güç eriyen kireçtaşı, dolomit, sonra jips yani anhidrit, bunları takiben kayatuzu ve en sonunda da çabuk çözülme özelliğindeki potasyum ve magnezyum klorür çökelir Anhidrit, sülfirik asit üretimi hammeddelerinden biridir Tabii veya sentetik anhidrit katkı maddesi ilave edilerek yeraltında tahkimat arkası, galeri yanları ve baraj dolgu maddesi olarak kullanılır (Köpüklü ramble) Belli bir su-katı madde oranı vardır Bilhassa tabii anhidritin çabuk donma ve fazla ısınmama özelliği yanında hacim değişikliğine uğramama ve plastik gibi olma özellikleri vardır Anhidrit tam donma aşamasında yüksek sağlamlığa sahiptir —> Alçıtaşı —> Jips
ANİ GAZ BOŞALMASI, 1) Yeraltı çalışmaları sırasında; jeolojik yapıdan dolayı basınç altında bulunan metan, CO2 vb gazların çalışılan yere ani olarak püskürmesi suretiyle serbestleşmeleri ve dolayısı ile kömür ve diğer katmanların açılmış boşluğa yayılmaları 2) Degajman (Degajman enstantane) 3) Damar patlaması
ANİZOTROP, Belirli fiziksel doğrultulara göre özelliği değişen cisimler
ANJİLDİT, Killi kayacın mekanik etkilerle sertleşip levhalara ayrılabilen türü
ANKARATAŞI, —> Andezit
ANKERAJ TAHKİMATI, 1) Betonarme kiriş şeklinde çalıştırmak amacı ile, kayaçlara delikler delinerek içine demir teçhizat yerleştirmek suretiyle yapılan tahkimat Ankerajın görevi, birkaç kayaç katmanını, müşterek bir kitle teşkil edecek şekilde birbiriyle irtibatlamak ve böylece katmanların göstereceği bükülme mukavemetini artırmaktır Bunun için özel biçimli değişik boy çelik malzeme, daha önce delinmiş yerlere çakılır ve böylece kayaçların betonarme kiriş şeklinde çalışması sağlanır 2) —> Tavan civatası

ANMA BOYUTU, Cevher hazırlama çalış-maları ile ilgili bir boyut sınıflandırılasında tağdiye (besleme) maddesinin ayrılmak istendiği parça boyutu
ANMA KAPSİTESİ, Kazıcıların (ekskava-törlerin) normal koşullarda yapması gereken kazı miktarının ifadesi Pratikte kazıcıların çalışma verimleri yapılan fiili iş miktarının anma kapasitesine oranı ile değerlendirilir Anma kapasitesi; nominal kapasite ve normal kapasite diye de ifade edilir —> Ekskavatör, Bager, Kepçeli bager, Aktarıcı kazıcı
O= Dragline veya ekskavatörün anma kapasitesi (m3/h), C= Döngü (Saniye), V= Kepçe hacmi (m3), F1= İşyeri randımanı, F2= Kepçe dolma faktörü, F3= Malzeme kabarma faktörü
O= 3600/CV0,764 F1F2F3
ANMA KESİTİ, 1) Kesiti önemli olan tel, halat, çubuk vb maddelerin standartlarda belirtilen kesit değeri 2) Nominal kesit
ANO, İstinat duvarları, galeri veya kuyularda beton, betonarme, taşduvar veya kemer inşaatlarında meydana gelebilecek defor-masyonların tüm tahkimatı etkilemesini önlemek ve deforme olan kısımların kolay tamir edilebilmesini sağlamak için söz konusu tahkimatın bloklar halinde inşa edilen kısımları
ANOMALİ, 1) Kaide dışı olan şey 2) Yeryü-zünde sistemli bir dağılım ve belirli bir ölçü değeri gösteren manyetik alanın bir lokasyonda alışılmamış değişiklik göstermesi Aynı şekilde radyoaktif, yerçekimi, yer akımları değerlerinin normallerinden farklı olması da anomalidir ve maden aranmasında önemli belirtiler olarak değerlendirilir 3) Sapaklık, düzgünsüzlük
ANOTLAMA, Elektrolizle uygulanan metal kaplama yöntemi Anotlama işlemi, paslanmaya karşı koruma, elektrik yalıtımı, ısı kontrolü, birleştirme ve sızdırmaz hâle getirme, aşınma ve yıpranmaya karşı dayanıklılık ve süsleme amacıyla yapılır
Bu teknikte, üstü kaplanacak mâlzeme elektroliz kabının anoduna yerleştirilir; elektrolit olarak da bir metalin, genellikle aluminyumun sulu çözeltisi kullanılır Elektrik verildiğinde çözeltideki aluminyum ayrışarak anottaki malzemenin üstünde ince, sert ve gözeneksiz bir katman oluşturacak şekilde çökelir
Renkli bir yüzey elde etmek için çökeltilecek maddeye boya da karıştırılabilir
ANOT ÇAMURU, Bakırının elektro rafinasyonu esnasında oluşan, içerisinde gümüş, altın, selenyum, tellür ve az miktarda da olsa platin, paladyum bulunan ürün Bakır anot çamurları selenyum ve tellür için temel ticari kaynaktır Anot çamurunun işlenmesinde genellikle a- Bakır, tellür ve nikel alınır, b- Selenyum, selenyumdioksit şeklinde buharlaştırılır, c- Kurşun ve kalıntı ana metal empüriteler curuf olarak dore işlemi vasıtasıyla uzaklaştırılır Bakır anot çamurlarının işlenmesinde farklı yaklaşımlar ( alternatif proses zincirleri) aşağıda gösterilmiştir —> Şekil

ANTİGRİZU DEVRE KESİCİ, Grizulu ocaklarda kullanılan elektrik motorlarını, kısa devre, aşırı yükleme, faz kesilmesi ve toprak kaçaklarına karşı koruyan düzen
ANTİGRİZU DİNAMİT, Grizu tehlikesi olan ocaklarda kullanılan emniyetli patlayıcı madde Bu dinamitler esas olarak yanmayan emici (kizelgur) bir madde ile imal edilen ve içine kolay buharlaşan amonyum oksalat vb tuz ilave edilen bir patlayıcı maddedir
ANTİGRİZU PATLAYICI MADDELER, Ateşleme esnasında grizu patlamasına veya yanmasına meydan vermeyecek şekilde özel imal edilen —> Patlayıcı madde (Eksplosif)
ANTİKLİNAL, Jeolojik devirlerde meydana gelen tektonik hareketlerle formasyonlarda oluşan kıvrımların semer şeklinde olan kısmı Antiklinal ekseninin bir tarafa yatması ile oluşan şekline devrik antiklinal denir

ANTiMADDE , Evrenin 15-20 milyar yıl önce büyük bir patlama ile oluştuğuna inanan bilim adamları, bu ilk patlama sonucu, saf enerjilerin parçalanıp bildiğimiz maddelere ayrılmasının yanısıra bu oluşum esnasında simetrik sebeplerden dolayı zorunlu olarak ortaya çıkan ve yok olduğu sanılan madde (Positor)
Antimadde araştırmalarının öncüleri Paul Dirac (1928), Carl David Anderson ve Alman Fizikçi Watter Oelert olup fizikçi Walter Oelert Cenevre’deki Avrupa Atom Araştırmaları merkezi Cern’de anti maddeyi üretmeyi başarmıştır Anti hidrojen şeklinde ortaya çıkan bu madde kısa ömürlü olduğundan bilimsel olarak izlenmesi mümkün olmamıştır Ölçüm yapılabilmesi için anti atomların uzun süre hayatta kalabilmeleri, ışık hızıyla hareket etmemeleri gerekmektedir
Temel fizik ile evren arasında bir köprü kurul-masını sağlayan bu araştırmalar ; Evren nasıl oluştu? ve Evrenin uzun gelecekte durumu ne olacak? sorularına yanıt bulunmasında yol gösterici olacaktır
ANTİMUAN (Sb), Gümüş beyazı renginde kırılgan, özgül ağırlığı 6,62gr/cm3 atom ağırlığı 121,76 olan element Regulüs denilen metal antimuanın ticarette % 99,60 Sb ve en çok % 0,15 arsenik (As) içermesi istenir Antimuan bileşikleri içinde ticari açıdan en önemlisi, antimuan trioksittir Bunun genelde % 99,2- 99,5 Sb2 O3 ve değişik oranlarda arsenik, demir ve kurşun gibi empüriteler ( safsızlıklar) içeren cinsleri, ticarette tercih edilir Antimuan trioksit yangın geciktirici kimyasal maddelerde kullanılır Sb2 O3'ün pazarlanmasında aranan en önemli fiziksel özelliklerinden biri, ürünün tane boyutuyla da yakından alakalı olan “ Renk - tonu şiddeti” (Tinting strength) dir Genelde ürünün ortalama tane boyutu arttıkça, antimuan trioksitin renk-tonu şiddeti azalır Renk tonu şiddeti düşük olan Sb2 O3, daha az beyazlatıcı etkiye sahip olduğundan, renk pigmentlerinin etkin bir şekilde görev yapmalarına imkân verir Bu nedenle satıcılar, piyasaya çeşitli renk tonu şiddetine sahip, değişik kalitede antimuan tioksitler sürerler Piyasaya sürülen kimyasal kalitedeki cevherin, oksit, klorit veya diğer endüstriyel kimyasal bileşiklerin üretiminde doğrudan kullanılacak kalitede olması istenir Kimyasal kalite sülfürlü cevherdeki arsenik ve kurşun dahil toplam empüritenin de %0,25’i geçmemesi ve her bir empüritenin de % 0,1’in altında olması gerekir —> Stibin
ANTRASİT, Uçucu gazları az, (%5 ile 10 arası) ve kalorifik (yanma) değeri yüksek olan bir cins maden kömürü Kısa, mavi ve is bırakmayan bir alev ile yanar, az koku çıkartır ve koklaşmaz Antrasit Amerika’da sert kömür ve Galler’de kaya kömürü olarak adlandırılır Çıkarıldığı ocağa göre özellikleri önemli farklılıklar gösterir Amerikan antrasitlerinin ortalama analiz sonuçları aşağıdaki gibi özetlenebilir : Nem %2,8-4,4 ; uçucu madde % 1,9-4,8 ; sabit karbon %75,2-81,8 ; kül %10,1-9,0 ısıl değer 13360-13130 BTU/lb; veya 7420-7295 kcal/kg; hidrojen %3,7-3,4 ; kükürt %2,2-0,6; karbon%78,3-79,8; azot %1,7-1,0; oksijen %4,0-6,2 Verilen değerlerden birincisi semi-antrasit ve ikincisi antrasit kömürleri içindir
ANTROKOZ, —> Pnomokonyoz Toz
APEX, 1) Antiklinal kıvrımının tepe noktalarının oluşturduğu eksen 2) Kömür damarının en yüksek noktası 3) Bir dağın en yüksek noktalarının bütünü 4 ) USA’nın maden kanununda gang’ın mostrası veya yeryüzüne ulaşmayan gang’ın en üst sınırı 5 ) Gidiş ve dönüşü kesinleştirilmiş indirimli uçak bileti türü
API GRAVİTE, Ham petrolün yoğunluğunu tespit etmeye yarayan Amerikan Petrol Endüstrisi Standardı API gravitenin
141,5
derecesi = ––––––––––– 131,5
P
Burada P söz konusu petrolün 60½F’da ölçülen özgül ağırlığı yani yoğunluğu Bu ölçü sistemi, sudan hafif sıvıların mukayeseli yoğunluk ölçüsünü vermektedir —> Gravite
APLİKASYON, 1) Harita plan ve ölçü belgelerinde bulunan bilgilerin arazide gösterilmesi 2) İnşaattan önce bir yapının temelinin ve kolon yerlerinin arsa üzerinde saptanarak işaretlenmesi 3) Süslemek veya dayanıklığını artırmak için kumaş veya deri bir eşya üzerine düz veya desenli başka bir parçanın uygulanması —> Yol aplikasyonu
APOFİZ, 1) Derinlik kayaçlarının veya gang’ların komşu oluşumlar içine nüfuz etmiş uzantıları veya yan kolları 2) Çıkıntı, kambur
APLİT, Derinlik kayaçlarının açık renkli, ince taneli, asidik karakterli gang şeklindeki uzantıları Batolitten en son kalıp uçucu maddelerle birlikte çatlaklarda katılaşan hemen yalnız kuars ve feldspattan ibaret kısım —> Pegmatit
ARABA, —> Ocak arabası
ARA-BAĞ, İki bağ arasına sonradan yapılan takviye tahkimat
ARABA KANCASI, Arabaları birbirine veya lokomotife bağlamaya yarayan düzen
ARABALI PERFORATÖR, Tekerlekli bir şasi üzerine yerleştirilmiş lağım makinesi —> Jumbo
ARAÇSAL EPİSANTER, Deprem hareketi kayıtlarının araçla incelenmesi sonucunda bulunan koordinatlar (enlem ve boylam) yardımıyla deprem yerinin belirlenmesi Böyle bir çalışmanın yapılabilmesi için en az üç sismik istasyonunun kayıtlarının incelenmesi lazımdır
ARADEKAPAJ, Açık işletmelerde maden içerisinde arakatlar halinde bulunan sokmaların ve yabancı katmanların iş makinaları vasıtasıyla ayrı olarak alınması
ARAGONİT (CaCO3), Kimyasal bakımdan kalsitten farkı olmayan fakat kristal şekli ayrı (rombusal), doğada daha az bulunan, kalsitten daha sert ve ağır, sertliği 3,5-4, özgül ağırlığı 2,9 dilinimi olmayan kolay kırılır, kırılma yüzeyi midye kabuğu şekilli, cam parıltılı, kırılan yüzeyi ise yağımsı, yağ parıltılı, saydam, bulanık ve yarı saydam mineral
Aragonit umumiyetle beyaz, gri veya krem renklidir Deniz hayvanlarının kabuklarının sedef kaplı olan iç kısmı aragonittir Demir cevherli aragonit, beyaz aragonitin mağara ve madenlerde dallanarak büyümesinden meydana gelir Sıcak denizlerde yaşayan hayvan ve bitkilerin meydana getirildikleri mercanlar da aragonittir Kıymetli mercan, mücevher taşı veya süs eşyası olarak kullanılır —> Kalsit
Aragonit de kalsit gibi asit içinde kaynayarak ve kabarcıklar meydana getirerek erir
ARA KAT, İki ana kat arasında bulunan ve hazırlık işlerinin bir bölümünü teşkil eden ve ana ihraç sistemine bağlı olmayan kat
ARA KAT LAĞIMI, —> Kat lağımı
ARA KATLI GÖÇERTMELİ AYAK İŞ-LETME METODU, Orta sertlikte cevher ve kömürün teşkil ettiği, üstte kalan tabaka göçmeğe elverişli fakat bir dereceye kadar ufak açıklıklara dayanacak şekilde olan geniş maden yataklarında —> Dilimli göçertmeli ayak işletme metodunda olduğu gibi alt ve üst ana nakliyat yolları sürülüp kelebe veya başyukarı (aykırı) ile birleştirildikten sonra dilimler halinde yukarıdan aşağı doğru çalışırken dilimler arasında 3-4 m kalınlıkta topuklar bırakıp dönüşte bu topuklar da göçertilerek alınmak suretiyle uygulanan yeraltı (üretim) işletme metodu Bu usulde işletme zayiatı (kayıp) fazladır Cevhere yantaş karışabilir Taban döşeme işi topuk göçertilmeden yapılır Bu şekilde uygulama yapılan işletme metoduna “Ara katlı sun’i tavanlı (taban döşemeli) göçertmeli ayak işletme metodu” denir —> Şekil
ARA KATLI SUN’İ TAVANLI (TABAN DÖŞEMELİ) VE GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU, —> Ara katlı göçertmeli ayak işletme metodu
ARAKESME, Kömür tabakaları arasında bulunan ve kömür olmayan katman, kömür ocaklarında ara kesme veya fay zonlarında bulunan plastik killer Bu plastik killer şist olarak da isimlendirilir
ARALIKLI KAPSÜL, Kovan içindeki tel uçları ark oluşturacak biçimde aralıklı olan ve alev alıcı hassas maddenin içinde bulunan ve yaklaşık 50 voltluk elektrik gerilimiyle patlayan kapsül
ARAMA, Ümitli sahaların incelenmesi ve maden yatağının tesbiti ile sınırlandırılmasında, kesin rezerv tesbitine kadar geçen evre
ARAMA GALERİSİ, Jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucunda elde edilmiş bilgilerin ışığında veya mevcut bir işletmede; maden yatağı varlığını tesbit amacıyla sürülen galeri
ARAMA RUHSATI, —> Maden arama ruhsatnamesi
ARAMA SONDAJI, 1) Jeolojik, jeofizik vb çalışmaların ümitli gösterdiği sahalarda yeraltı zenginliklerinin bulunması ve daha belirgin hale getirilmesi, jeolojik ve jeofizik vb çalışmalardan elde edilen verilerin tahkiki ve derinlerden numune alınarak keşfedilen yeraltı zenginlik-lerinin mineralojik, petrografik, fiziki ve kimyevi nitelikleri hakkında en güvenilir bilgileri edinebilmek için yapılan sondaj 2) Bulunmuş veya işletilmekte olan bir madenin dev****** uzantısını sağlamak amacıyla yapılan sondaj
ARAŞTIRMA PARKI, —> Teknopark
ARA ÜRÜN, Ayırma esnasında, elde edilen konsantre ve artıkta hatalı tasnif edilmiş veya birleşik parçalar oranını en düşük seviyeye indirebilmek ve dolayısiyle bu ürünlerin kalitesini yükseltebilmek ve kaçakları azaltmak amacı ile elde edilen ek ürün —> (Mikst) Ara ürün kısmen birleşik, kısmen yanlış tasnif edilmiş parçalardan oluşabilir İmkan olan hallerde ara ürün veya mikst; kırma işlemine tabi tutularak, serbestleştirmek suretiyle zenginleştirme devresine verilerek tekrar ayırma işlemine tabi tutulur
ARAZİ, 1) Maden yatağı ve yatağın içinde bulunduğu jeolojik ortam 2) Prospeksiyon ve maden etüt sahası
ARAZİ DÜZENLEMESİ, Yeraltında bulunan madenin açık işletme metodu ile çıkarılmasından sonra arazinin yine eski haline getirilmesi veya araziye yeni bir şekil verilmesi Bu düzenlemeyi yapmak için işletme sırasında örtü tabakasının üzerini örten humuslu toprak ayrı bir yere stok edilir Daha sonra dekapaj döküm sahasının üzerine serilerek arazinin tekrar eski verimli haline gelmesi sağlanır
ARBİTRAJ, 1) Kelime anlamı “hakemlik” olan ve ürünlerin değerlendirilmesinde kullanılan ticari bir terim Diğer bir deyişle, bir yerden para, kıymetli maden, ticari senet veya menkul kıymetler satın alarak, bunları fiyatı daha yüksek olan bir başka yerde satmağa dayanan banka işlemi 2) Fazla pahalı sayılan bir menkul kıymeti satarak yerine, yüksek verimi veya gelecekte yükselme ihtimalleri bakımından daha elverişli görünen başka bir menkul kıymet koymağa dayanan borsa işlemi 3) Ticaret tellallarının, teslim edilen malları, örneğe uygunsa kabul etmesine, değilse alış fiyatında indirim istemesine dayanan işlem Arbitraj, gerek aynı borsada benzer kıymetler arasında, gerekse ayrı borsalarda aynı menkul kıymet veya mallar arasındaki fiyat farklarına dayanır Bu anlamda kıymet veya malların arbitrajı, en ucuzlarını en ucuz oldukları yerde satın alabilmek için , en pahalılarını en pahalı oldukları yerde satmak demektir Arbitraj, çeşitli yollarla yapılabilir; peşin veya vadeli olabilir Peşin arbitraj, portföydeki kıymetlerin daha güvenilir veya daha yüksek kazanç getireceği sanılan başka kıymetlerle değiştirilmesine dayanır Vadeli arbitraj bir kıymeti vadesi aynı olan başka bir kıymeti satın alarak vade ile satmaktır; bu işlemde, satılan kıymette ileride bir düşüş ve satın almada bir artış olacağı gözönünde tutulur Arbitraj, çoğu zaman “ayrı yerler” arasında yapılır; o zaman çeşitli kıymetlerin değil, çeşitli borsalarda kote edilmiş aynı senetlerin alım satımı söz konusudur
ARDAK DİREK, Çürümüş, mukavemetini kaybetmiş direk
ARDUVAZ, İnce levhalara ayrılabiler, yoğun ve homojen metomorfize killi şist
ARGİLOLİT, —> Killi şist
ARGİRİT, Bilşiminde gümüş sülfür Ag2 S olan kûbik sistemde kristalleşen siyahımtrak, grimsi, parlaklığı az bir mineral İçinde % 87 gümüş bulunduğundan kıymetli bir gümüş cevheridir
ARGON IŞINI,—> Ultraviyole ışın
ARIN, —> Alın
ARITMA, Atık suların alıcı ortama verilmeden ya da tekrar kullanmak üzere devreye sokulmadan önce kirletici özelliklerini ortadan kaldırmak üzere bu kirleticilerin müsaade edilen ortam parametreleri değerlerine indirgeme işlemi
ARIZA, 1) Tabaka veya damarlarda rastlanan kırık, kıvrılma, sıkma vb oluşumlar 2) —> Fay
ARK FIRINI, İç boşluğunda elektrik arkı meydana getirmek suretiyle ergitme yapan fırın Bu ark ya sadece radyasyon yoluyla veya radyasyon ve kondüksiyon yoluyla ısısını şarja geçirir Ark, iki elektrot arasında veya bir elektrot ile şarjın temas ettirilmesiyle meydana getirilir Şarjın elektrot olarak kullanıldığı haller de mevcuttur
ARKA, Mermer işletmeciliğinde taşın yüzüne paralel olan geri taraf
ARKOZ, 1) Feldspat bakımından zengin gre 2) Granitin dış etkilerle ayrışıp tanelerin taşınma sırasında tasnifi sonucu teşekkül eden gre
ARSENİK, Metalik parlaklıkta, hava rutubetinde matlaşan, gümüş grisi bir metal Önemli arsenik cevherleri; turuncu rengindeki realgar (As2 S2 ) ve limon sarısı rengindeki orpiment (As2 S3), metal arsenürler ve mispikel ( Fe AsS) gibi arseno sülfürlerdir Arsenik metali ve bunun trioksidi, asidi, kurşun asetat, kalsiyum asetat ve diğer asetat bileşikleri tehlikeli madde olarak sınıflandırılır Arseniğin gümrük poz numarası 28048000’dır Atom numarası 33 ve atom ağırlığı 74,91 olan ( As); özellikleri bakımından metallerle ametaller arasında yer alır Arsenik ve bileşikleri zehirlidir ve halk arasında doğal arsenik sülfüre “ zırnık” denir Arsenik bakır, kurşun, çinko, altın ve gümüş gibi metallerin üretimleri esnasında yan ürün olarak elde edilir Genel olarak izabe işlemlerinde arseniğin varlığı olumsuz değerlendirilir Arseniğin kullanılış şekli genellikle arsenik trioksit şeklinde olur Kullanım alanlarının dağılımı ise; % 55 endüstriyel kimyasal ( özellikle ağaç korumada) olarak, % 33 kadarı zirai kimya maddelerinde, % 5 kadarı cam üretiminde ve % 3 kadarı metal arsen olarak demir dışı arsenikli alaşımlardadır
ARSENOPİRİT, —> Arsenik
ARTEZYEN, Basınçlı akifere yapılan sondaj kuyusundan suyun yükseğe fışkırması veya çıkması
ARTEZYEN AKİFERİ, —> Basınçlı akifer
ARTIK, 1) Cevher zenginleştirme ve kömür hazırlama işlemi sırasında ayrılan ve ekonomik değeri olmadığı için atılan kısım 2) —> Pasa
ARTIK ISI KAZANI, Enerji tasarrufu bakımından sanayide ve izabecilikte, bacalardan kaçan artık ısıyı değerlendirmek amacı ile kurulan kazan tesisleri
ASBEST, Genel olarak lifli yapıya sahip bir grup silikat minerali İki ana gruba ayrılan asbestlerde birinci grupta serpantinden oluşan “Krizotil”, ikinci grupta ise amfibol serisinden 5 mineral içeren krokidolit, amosit, antofillit, tremolit ve aktinolit bulunur Krizotil ; Kanada (Quebec) ve Rusya tarafından, liflerin uzunluğuna göre, ayrı ayrı şekilde sınıflandırılır Gruplandırmaya esas olarak alınan alet, Quebec standart test kutusudur Bu kutuda; 0,5 , 4, 10 meş’lik üç elek bulunur Testi yapılması istenen açılmış krizotil lifinden 16 onz (453, 6 gr) üst eleğin üzerine konur ve kutu kapatılır Daha sonra kutu bağlı olduğu motor vasıtasıyla 600 devirde ve 110 sn süresinde sallantıya tabi tutulur Bu süre sonunda kutu açılır ve her elek üstünde kalan kısım tartılır Böylece numunenin grubu öğrenilir Fiyatlar da gruplara göre belirlenir Rus sınıflandırması için testi yapılması istenen açılmış krizotil lifinden 500 gr’lık numune alınır ve Quebec standart test kutusuna konur, 120 sn süre ile sarsıntıya tabi tutulur Asbest sıcağı geçirmediğinden ateşe dayanıklı elbise, karton, yüksek ısıya dayanıklı çimento yapımında, yer karoları ve eternit adı verilen malzemenin imalinde kullanılır Kısa lifler ise jipsle karıştırılarak asbest levhalar yapılır
Asbestin kanserojen etkisi olduğu iddası tüketimi azaltmıştır Asbestosis hastalığı ile mücadele yönetmeliği İngiltere’de 1 cm3 hava içinde 2 adetten fazla krizotille amozit lifi bulunmasını yasaklar Bu oran ABD’de başlangıçta 5 lif/cm3 olarak kabul edilmiştir İşletmelerde; kuru asbestin ıslak çimentoya katıldığı an hastalığa yakalanmaya en uygun an olarak kabul edilir
ASBESTOZ, —> Pnomokonyoz, Toz
ASENDAN HAVA AKIMI, Yukarı doğru yükselen hava akımı (Asendan havalandırma)
ASETİLEN, H2 C2 formülüyle gösterilen gaz şeklinde alkin grubunun ilki bir hidrokarbon 1836 yılında keşfedildi ve 1860 yılında Berthelot karbon ve hidrojeni elektrik arkında birleştirerek asetileni elde etti Asetilenin sanayide kullanımı, kalsiyum karbür (CaC2) elde edilip bunun su ile hidroliz edilerek asetilenin üretilmesiyle başladı
Asetilen bol oksijenle karıştırılıp yakıldığında 2000°C sıcaklık elde edilir; şalomede mavi alevle yanar Bu özelliğinden dolayı kaynak yapmada ve metal kesmede kullanılır
Asetilen, kimya sanayiinde, çözücü, monomer, asetaldehit türevleri, yapay kauçuk ve poliamit imâlinde ara ürün olarak kullanılır
Sınırlı kullanımlar için asetilen, asetilen kazanlarında üretilir
Petrol türevlerinin kullanımı sonucu asetilenin yerini propilen ve etilen almıştır Kömür kullanımının ağırlıklı olduğu yerde asetilen üretimi ön plana geçer —> Karpit lambası
ASETİLEN LAMBASI, —> Karpit lambası
ASFALT, —> Bitüm
ASFALTİT, 1) Koyu renkli, sert, zor eriyen bitümlü organik maddeler karışımından oluşan kömür 2) 120-135½C arasında erime gösteren masif hidrokarbonun sert bir cinsi Bu kömürler, daha yaşlı tabakalarda teşekkül etmiş petrolün, tektonik olaylar sonucu üst örtü tabakalarında meydana gelen çatlakların doldurması, uçucu ve akıcı maddelerin çatlağı terketmesi sonunda; çatlakta kalan petrol artığı maddelerden ibarettir
ASİL BERİL, Bünyesine giren Cr nedeniyle yeşil olan Zümrüt (Smaragd) Akvamarin (Fe), Morganit, Herderit, Barilit, Ödidimit, Gadolinit, (Th-redyoaktif), Bertrandit (Şeffaf, renksiz, sarı) Fenasit, Gökzümrüt, Goşenit, Helyolit, Kedigözü (Krizoberil), Çkalovit, önemli beril minerallerine verilen isim —> Beril
ASİMETRİK RENDELEME, Hobelin ileri ve geri hareketlerini farklı seviyelerde yapması suretiyle motorların gücünden düzenli ve eşit şekilde istifade edilmesini sağlayan mekanik kazı metodu
ASİTBORİK, Üç değerli bor asidi (H3BO3) Asit borikli su tıpta antiseptik olarak kullanılır
ASİT KAYAÇ, Bileşimlerinde % 65-80 kuars ve alkali feldspat bulunan (granit % 68-72) magmatik kayaç —> Nötr kayaç
ASKIDA BIRAKILAN TOPUK, 1) Üretim yapılan yere ramble malzemesinin akmasına mani olmak veya tahkimata ve üretim metodunun uygulanmasına yardımcı olmak gayesi ile tavanda ve yanlarda —> emniyet topuğu olarak bırakılan cevher veya kömür blokları Bu topuklar ileride tamamen veya kısmen alınabilir 2) Tavan topuğu
ASKIYA ALMAK, Maden işletmeciliğinde istihsali planlanmış olan bir pano veya bloğun hazırlanmasından sonra, tavanın kendi ağırlığı ile göçmesini sağlamak üzere altının boşaltılması
ASMA PUSULA, —> Madenci pusulası
ASPİRATÖR, 1) Ocak havasını emmeye yarayan tesis 2) Akışkan maddeleri ya da tozları emmeye yarayan aygıt —> Vantilatör
ASTAR, Mermer madenciliğinde, taşın arkasına başka malzeme ile yapılan dolgu
ASTRALON, Bir firmanın imâl ettiği harita altlığı
ASTARYA, —> Starya
AŞAĞIDAN YUKARI RAMBLELİ AYAK İŞLETME METODU, Dik yatımlı veya kitle halindeki maden yataklarında —> Başyukarı açık ayak işletme metodunda olduğu gibi hazırlık yapılarak kazısı yapılan cevher alt ana nakliyat yolundan alınıp, rample malzemesi de üst ana nakliyat yolundan getirilmesi ve böylece alınan madenin yerine ramble edilip yeni bir çalışma platformu teşkili suretiyle uygulanan usül
AŞINMA DÜZLÜĞÜ, —> Peneplen
ATAK, Demiryolunda eğimin fazla olduğu kısım
ATAPULGİT, (OH)2 Mg5 Si8 O2 (H2O)4 4H2O formülü ile ifade edilen polygorskit grubuna ait sulu bir magnezyum, alüminyum silikat Alüminyum, magnezyum veya silis yerine geçebilir Absorbant ve adsorbant olarak kullanılan killerdendir Bu tür killerin, yapılarında mikro gözenek ve kanallara ve büyük yüzeye sahip olmaları kullanım alanını belirler
ATEŞÇİ, 1) —> Barutçu 2) Buharlı lokomotiflerde ve buhar kazanlarında kazanda ateşi yakma ile görevli kişi
ATEŞE DAYANIKLI MALZEME, —> Refrakter malzeme
ATEŞLEME, Kazı yapma veya gevşetme amaçları ile patlayıcı madde doldurulmuş, sıkılanmış lağım delikleri içerisine yerleştirilmiş kapsülün ve dolayısiyle patlayıcı maddenin patlatılması için yapılan işlem
ATEŞLEME DEVRELERİ, Elektrikle yapılan ateşlemelerde birkaç lağımın; kapsül kablolarının birbirleriyle paralel, seri ve karışık bağlanması suretiyle teşkil edilen devre En son kalan iki uç elektrik üreticisine bağlanarak devre tamamlanır ve ateşlenir
ATEŞLEME KABLOLARI, Elektrikli kapsül kullanılarak doldurulmuş ve sıkılanmış deliklerin ateşlenmesi için döşenen elektrik kabloları Bu kablolar iki hat halinde ikisi de izoleli veya dönüş hattı izolesiz kablo olarak ayrı ayrı çekilir; devre, muayene cihazı ile kontrol edilir —> Elektrikle ateşleme
ATEŞLEME KARTUŞU, Ateşlemeyi sağlayan kapsülü ihtiva eden lokum (kartuş)
ATEŞLEME MAKİNESİ, 1) Elektrikli kapsülleri ateşlemek için kullanılan taşınabilir, elle çalıştırılan küçük dinamo Patlayıcı gaz tehlikesi olan yerlerde elektrik ceryanı veriş süresi çok kısa olan antigrizu ateşleme makinesi kullanılır 2) Manyeto
ATIL POTANSİYEL, —> Potansiyel rezerv
ATIK , Maden ocağı işletilmesi, maden zen-ginleştirilmesi ve metalurjik işlemler uygulan-dıktan sonra, devreden çıkartılması gereken ve mevcut şartlarda ekonomik değeri bulun-mayan yan ürün
ATIM, Ateşleme işlemi sonunda serbestleşen maden veya örtü tabakası kitlesi
ATIM BOYU, Galeri sürülmesinde, başyukarı veya başaşağı ilerlemelerinde ve kuyu inilmesinde bir atımda yapılan —> ilerleme Bu ilerleme, orta çekmenin cinsine ve derinliğine, çevre lağımlarının boyuna, patlayıcı maddeye ve kayacın mukavemetine bağlıdır
ATIM PAYI, Patlayıcı madde ile atılması istenen yani lağım deliği dibi serbest yüzey arasındaki kısım

ATIM YÜKÜ, Kapalı işletmelerde delik dibi ile, açık işletme basamaklarında ise delik (lağım) ekseni ile serbest yüzey arasında kalan kitle Bu kitlenin bir boyutu metre olarak ifade edildiğinde, ana kitle ile serbest yüzey arasındaki koparılma mesafesini ifade eder ki, bu durumda “dilim kalınlığı” kavramı kullanılır
ATOM SANTRALLARI, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri
ATÖLYE (ATELYE), 1) Bir zanaatkârın genellikle kol emeğine dayalı olarak mesleğini uyguladığı yer, işlik Madencilikte ocakların karolarında maden makinelerinin tamir ve bakımlarının yapıldığı motor atelyesi, elektrik atelyesi, marangoz atelyesi (marangozhane), yeraltında motor atelyesi vb işyerleri Genel olarak atelyeler çalışma ve üretim amaçlarına göre marangoz atelyesi, demirci atelyesi vb şekilde isimlendirilir 2) Seri üretim yapılan varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan büyük bir işyerinde bir grup işçinin çalıştığı bölüm Döküm atelyesi, Kalıp atölyesi, Montaj atelyesi vb 3) Bir ressamın, bir heykeltraşın çalıştığı (bir akademide, bir sanat okulunda) özel düzenlenmiş yer Resim atelyesi, heykel atelyesi, seramik atelyesi
ATTERBERG SKALASI, Desimal sistem bazında 2 mm ile başlayan sediman tane iriliği sınıflamasının skala olarak derecelendirilmesi Ürün ölçüleri, bazı matematik işlemlerden geçirilerek tane iriliği sınıflamasının Avrupada kabul edilen stardardına ulaşılır
AVADANLIK, Bir işi yapmak, bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı —> Âlet
AVARE BLOK, —> Moren
AVRUPA EŞYA NUMARASI ( EAN), —> Barkod
AUGER MİNİNG, —> Burgu makinesiyle yapılan açık işletme metodu
AYAK, Yeraltı işletmelerinde, maden içerisinde iki galeri arasında cephe halinde maden üretimi yapılan yer
AYAK BOYU, Damar meyli boyunca alt taban yolu ile üst taban yolu arasında kalan ve ömür alınan ayak alnı Ayak damar meyli boyunca düzenlediği takdirde ayak boyu pano boyuna eşit olur Ayak diyagonal olarak düzenlediği takdirde ayak boyu pano boyundan daha uzun olur —> Pano boyu
AYAK İLERLEME HIZI, Ayağın kazı yönünde ve belirli bir zaman içindeki ilerlemesi Birim olarak m/vardiye, m/gün veya m/ay alınabilir Damar kalınlığına, ayak boyuna, kazı metoduna, jeolojik şartlara bağlı olmak üzere bu hız genellikle 1 m/gün ile 12 m/gün arasında değişebilir
AYAK İLERLEMESİ, Kazı yönünde ayağın metre cinsinden ilerleme miktarı Bu kavramın ilerleme hızı kavramından farkı, ilerlemenin zaman birimi içindeifade edilmeyişidir
AYAK KONVEYÖRÜ, —> Alın konveyörü
AYAK RANDIMANI, ayak veya bacada yapılan üretimin; ayakta veya bacada üretim için yapılan işçi yevmiyesi sayısına bölümü ile bulunan (kg/yev veya t/yev) değer
AYIRIM EĞRİSİ, —> Tromp eğrisi
AYIRMA, 1) Cevherdeki kıymetli mineralleri (veya tüvenan kömürün içinde bulunan kesme, yantaş gibi istenmeyen maddeleri) çeşitli fiziksel özelliklerinden yararlanmak suretiyle birbirinden ve damartaşı (gang) minerallerinden ayıklama işlemi Bu işlem, cevher ve kömür hazırlama ve zenginleştirme işleminin bir aşamasıdır 2) Zenginleştirme —> Renk farkına göre ayırma, Radyoaktiviteye dayalı ayırma
AYIRMA BOYU, Ürünün —> Granülomet-resinden hesaplanan ve genellikle bölünme boyutu veya eşit hatalar boyutu olarak ifade edilen, ayırmanın oluştuğu fiili boyut
AYKIRI, 1) Başyukarı, başaşağı gibi ana yollardan ayrılan ikinci derecedeki kılavuzlar 2) Normal olarak damar meylinde sürülen bir başyukarı içinde diyagonal olarak başlanan ikinci başyukarı 3) Gerektiğinde açılan geçici bağlantı yolu 4) Alışılmış ve doğru diye bellenmiş şekle uygun olmayan 5) Yönleri birbirine dikey ya da buna yakın bir durumda olan —> Kılavuz, Baca, Ara katlı göçertmeli ayak işletme metodu
AYKIRI TABAKALAŞMA, Uygun bir tabaka serisinin altında eğimli veya kıvrımlı diğer bir tabaka serisinin bulunması halini belirten tabakalaşma şekli Bu iki tabaka serisi ayrı zamanlarda teşekkül ettiğinden bunların arasındaki düzleme de diskordans düzlemi adı verilir Genel olarak kontak hattında bir taban (kaide) konglomerası bulunur İki tabaka düzlemi arasında açı farkı bulunması haline “açılı diskordans” aralarında paralellik bulunması haline “paralel diskordans”, diskordans yüzeyinin her iki tabaka ile karışık olması haline de “karma diskordans” denir Diskordans, aykırı (uyumsuz) demektir

AYLIK DENETİM, 1) Gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak amacıyla; tozlu kömür ocaklarının tavan, taban ve çevresindeki tozun en az ayda bir kez denetlenmesi 2) Genel anlamda periyodu bir ay olan denetimler
AYNA, 1) Madencilikte —> alın 2) Optikte, bir ışını, yansıma yasasına uygun biçimde saptıran parlak yüzey 3) Dekoratif sanatlarda yansıma yolu ile görüntü veren parlatılmış maden parçası ya da arkası sırlanmış cam tabaka Cam ayna yapımında—> Elektriksiz Kaplama Yönteminden yararlanılır Bu amaçla temiz bir cam yüzey, nitrik asit ve şeker kamışından elde edilmiş bir alkol çözeltisi ile, amonyaklı bir gümüş çözeltisinin karışımından oluşan sıvının içine daldırılarak cam yüzeyinin gümüş ile kaplanması sağlanır
AYNA DEMİRİ, —> Manganlı çelik
AYNALI GÖNYE, Birbirini 45° lik bir açı ile kesen iki aynadan oluşan bir topoğrafik ölçü cihazı Düz ve hafif meyilli arazide bir noktadan belirli bir doğruya dik çizmek için kullanılır —> Prizma, Mimari gönye, Çift beşgen prizma
AYIRMA YOĞUNLUĞU, —> Ağır mayi, Yıkama eğrisi
AYIKLAMA, Zenginleştirmeye tabi tutulan cevherin veya kömürün ya içindeki yabancı maddelerin veya cevher veya kömürün el ile seçilmesi 2) Tavuklama 3) —> Krible 4) Triyaj
AYNA, Metal madenciliğinde —> Alın
AYRIK KAYAÇ, Sular tarafından sürüklenen ve alüvyon adı verilen kum, mıcır, çakıl, vb parçalardan ibaret kayaç Rüzgarların sürüklediği kumlar ile buzullar tarafından taşınan morenler ve avare bloklar ve dağ yamaçlarında biriken molozlar da ayrık kayaçlardır
AYRILIM YÜZEYİ, Mermer işletmeciliğinde katsal taşların massın içindeki katlar arası yüzeyleri Massın kırılması bu yüzeyde kolay olur
AYTAŞI, Mavimsi gri renkte ve çok iyi cila tutan bir feldispat türü Adular, sanidin ve bazı plajyoklasların iyi ışık karşısında tatlı ışıldama gösteren çeşitleri, bu şekilde isimlendirilir
AZ BULUNAN ÖNEMLİ METALLER, Volframit (Fe, Mn) WO4, Şelit (Ca WO4) Vanadinit [ Pb5 (Vo4)3 Cl ], Molibdenit (MoS2), kolonbit (Fe,Mn) Cb2O6 ve tantalit (Fe,Mn) Ta2O6, Beril Be3Al2 (SiO3)6 Monazit Ce PO4 gibi minerallerinden elde edilen metaller
AZİMUT, 1) Gözlem yapılan nokta ile gözlenen noktadan geçen doğrunun içinde bulunduğu dik düzlemin, saat ibresinin hareketi yönünde gözlem yapılan nokta ile küzey istikametinin içinde bulunduğu dik düzlem (meridyen düzlemi) arasındaki yatay açı 2) Semt açısı3) Yön açısı

AZOT, Nefes almada herhangi bir etkisi olmayan renksiz, kokusuz, lezzetsiz, atom numarası 7, atom kütlesi 14,006 olan havaya göre yoğunluğu 0,97, kaynama noktası -210°C ( O°C ve 760 mm civa basıncı altında), yoğunluğu 1,2505 kg/m3 olan kimyasal element ( gaz madde)
Çoğunlukla azot, maden ocaklarında teneffüs, yangın ve patlama olaylarında oksijeni kısmen veya tamamen çekilen hava kitlesinin bakiyesini teşkil eder, kömür damarlarında veya bunları kaplayan kayaçların boşluklarında ve yarıklarında ve kısmen de mineral ve potasyum tuzu yataklarında hidrojenle birlikte önemli miktarda bulunabilir Ayrıca ocaklarda kullanılan patlayıcı maddelerin gazlarında da bulunur
AZOT OKSİTLERİ ( N2O, NO, NO2), Kömür yangını gazlarında, patlamayan lağımlarda ortaya çıkan, nefes almada boğucu ve yakıcı bir etki yapan ve genel bir ifade olarak “ Nitros” adı verilen gaz maddeler
Nitros gazları meyanında bazan yangın gazlarında bulunan esasen renksiz fakat havanın oksijeni ile birleşince sarı kırmızı renkte ve solunuma elverişsiz bir şekilde NO2 ye dönüşen NO ile koyu kırmızı, solunuma elverişsiz bir gaz olan N2O çok tehlikeli ve çoğunlukla yangın gazlarının solunumunda karbonmonoksitten fazla etkili olur Nitros gazları patlamayan, yanan lağım atımlarında hissedilen keskin ve yakıcı koku ile beraber yayılan sarı kırmızımtrak renkteki duman içinde de bulunur

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



B

BACA, 1) Kömür ocaklarında kömürün kazılarak çıkarıldığı yer veya kara tumba metodu ile çalışılan panolarda sürülen kılavuz ve başyukarılar 2) Cevher içinde açılan boşluk 3) Kazanlarda, fırınlarda, sobalarda ve ocaklarda zararlı gazların yanması sonucu meydana gelen gazları dışarı atmak ve lüzumlu çekişi sağlamak için yapılan sistem BACACI RANDIMANI, —> Ayak randımanı
BAGER, 1) Örtü tabakasını veya madeni kazıyarak yüklemek için kullanılan, elektrik, mazot veya bezinle çalışan, çarklı (döner kepçeli), zincirli, kepçeli vb tipleri olan, paletler veya yürüme takımı üzerine monte edilmiş ağır iş makinası 2) Ekskavatör —> Dreglayn, Döner kepçeli ekskavatör, Kepçeli bager, Aktarıcı kazıcı, anma kapasitesi
BAĞ, Normal olarak iki yan direk ve bir boyunduruktan ibaret ağaç veya madeni tahkimat ünitesi Kullanılan malzemeye göre bağın tavan kısmı yarım daire, sepet kulpu, çok döşeli (—> Poligon tahkimatı) olduğu gibi tamamı daire, dikdörtgen ve çokgen şeklinde de yapılır Bağ yapmakla görevli işçilere bağcı denir —> Galeri tahkimatı
BAĞIMSIZ SERBEST ZAMAN, —> Şebeke planlaması
BAĞLAMA KİLİ, Kaolinit türü killerin alt grubu olup “ Ball Clay” olarak da bilinir Bağlama killeri, kaolenlerden daha ince tane yapısına sahiptirler ve daha fazla empürite içerirler Özellikle karbonat miktarı fazladır Bağlama killerinin içindeki empüritelerin çokluğu ve çeşitliliği özellikle ısı ile renk değişimi özelliğini kazandırır Bunların su absorbe ve plastik özellikleri daha fazladır Kullanım alanlarına göre; a) Seramik sanayiinde kullanılanlar, b) Yapay aşındırıcılar, emaye gibi diğer sanayi dallarında kullanılanlar olarak sınıflandırılır Bu tür killerin kullanım spesifikasyonlarını belirleyen en önemli özellik ise içindeki empüritelerdir, —> Kil
BAĞLANTI KANCASI, Çatal raptiye

BAĞLANTI PABUCU, 1) Madeni bağların itme-ye karşı birlikte çalışmalarını, bağların eşit aralıklarla bağlanmalarını ve fırçaların yerinde durmalarını sağlamaya yarayan iki ucu tırnak şeklinde bükülmüş madeni parça 2) Tahkimat laması

BAĞLI POLİGON, —> Poligon
BAĞ PABUCU, Madeni bağ parçalarını birbirine bağlayan ve bağın bir bütün olarak çalışmasını sağlayan özel imal edilmiş parça
BAĞTAMİR HALKASI, Bozulan bağların veya kırılan direklerin değiştirilmesinde kullanılan sürenleri tutan (ray, ağaç vb) ve yan direğe takılarak kullanılan özel halka—> Tahkimat takviyesi
BAKA PİSTON, Yıkama kasası —> Jig
BAKIR, Kimyasal simgesi Cu, rengi ve çizgisi bakır kırmızısı, sertliği 2,3, özgül ağırlığı 8,93 gr/cm3 ergime derecesi 1080°C, olan ince levha ve tel hâline sokulabilen, ısıyı iyi geçiren, iletkenliği yüksek, kullanım sahası çok geniş metal Bakırın kristal yapısı kübiktir Alevi yeşile boyar, asitlerde kolay çözünür Nabit bakır olarak tabiatta ender rastlanır; sülfitli ve oksitli bakır cevherlerinden zenginleştirme ve izabe yoluyla metalik bakır elde edilir En önemli bakır cevherleri: kalkopirit (CuFeS2) , kovelin (CuS), bornit (Cu5FeS4), kuprit (Cu2O) , kalkosit (Cu2S), krizokol (CuSiO32H2O) malakit [ Cu Co3 Cu (OH)2] ve azurit [ 2 Cu CO3 Cu (OH)2 ]
BAKIR ALAŞIMLARI, Bakıra; çinko, kalay, gümüş, nikel gibi metallerin katılması sonucu elde edilen ürünler (—> Alaşım) Bakıra başka elementlerin katılması, eletrik ve ısı iletkenliklerini düşürür ama mekanik özellikleri arttırır, erimede kalıplama kolaylıkları sağlar (saf bakıra nazaran daha düşük erime noktası ve daha iyi döküm) ve özellikle tuzlu ortamlarda, aşındırmaya karşı daha iyi dayanıklılık kazandırır
Bakır alaşımlarını iki ana grupta toplamak mümkündür 1) Bakırın döküm alaşımları ve 2) Bakırın işlenmiş alaşımları a) Pirinçler (kızıl pirinçler, sarı pirinçler, silis pirinci) (—> Pirinç) , b) Bronzlar veya tunçlar (silis bronzları, kalay bronzları, nikel-kalay bronzları, alüminyum bronzları), c) Bakır-nikel alaşımları, d) Kurşunlu bakır alaşımları, e) Bakır, nikel, çinko alaşımları; bakırının döküm alaşımları grubuna girerler Bakırın işlenmiş alaşımlarını ise aşağıdaki ürünler oluşturur:
a) Pirinçler (kurşunlu pirinçler, kalay pirinci, kızıl pirinç), b) Bronzlar (fosfor bronzu, kurşunlu fosfor bronzu, alüminyum bronzu, silis bronzu), c) Bakır-nikeller (bakırlı nikel) , d) Bakır-nikel-çinko alaşımları (nikel gümüşü) Bakırın çinko ile yapmış olduğu alaşımlara genel olarak pirinç denir Pirinç, en yaygın bakır alaşımı olup; çubuk, levha, şerit, boru (özellikle kondenser boruları) ve pres döküm ürünleri şeklinde geniş kullanım alanı bulur Sanayide kullanılan yaklaşık 20 çeşit pirinç vardır Pirinçler yapılarında bulunan bakır yüzdesine göre ticari ad alırlar Bakırın çinko dışında kalan diğer metallerle yapmış olduğu alaşımlara bronz denir ve bunlar alaşım yapısındaki metalin adı ile anılır Bakırın nikelle yapmış olduğu alaşımlara ise nikel-gümüş veya —> Alman gümüşü adı verilir Ticari öneme sahip 20 çeşit bronz ve 5 çeşit nikel alaşımı vardır
BAKIR ÇELİĞİ, İçine % 3,0 Cu ilave edilerek elde edilen korozyona mukavim çelik
BAKIR İNGOTU, Yeniden eritildikten sonra şekillendirilen, 20-35 libre arasında ağırlığı olan ve daha küçük parçalara kırılabilmesi için genellikle çentiklenmiş bakır kül
BAKIR İPEĞİ, Tekstil sanayiinde kullanılan ve bakır sülfatın katılması ile elde edilen bir cins yapay ipek Pamuk yağından temizlenen pamuk artıkları (lentersler) bakır sülfat ile sodyum hidroksitten elde edilen hamura iyice karıştırılır Bu karışım içine, indirgen ilâve edilmiş koyu amonyak eriyiğinde iyice eritilip süzülür ve kalıntı, içinde bulunan havadan tamamen arındıktan sonra, 250-750 mikron delikleri bulunan kevgirden baskıyla geçirilir Bu şekilde elde edilen lifler önce dondurma banyosundan ve sonra da çekme işleminden geçirilerek viskoz ipeğine benzeyen bakır ipeği elde edilir
BAKIR LİÇİ, Klasik bakır hidrometalurjisi —> Ek-9 Hidrometalurjik bakır üretimi, düşük tenörlü cevher ve madencilik işlem artıklarındaki bakır minerallerinin uygun sıvılarla çözündürülmesine, yani liçine dayanır Metal yüklü liç solüsyonlarından bakır hurda veya sünger demirle çöktürülerek (—> Şekil)veya elektroliz yoluyla kazanılır —> Bakır üretimi Liç yapmak suretiyle bakır üretimi;

a) Yerinde (İn-Situ) Liç : Cevher bulunduğu yerde ve çok basit bazı madencilik işlemlerini takiben liç edilir
b) Yığma liç: Cevher “ madencilik işlemleri ile bulunduğu yerden çıkartılıp tabanı geçirgen olmayan bir bölgeye yığılır ve üzerine liç solüsyonu dökülerek liç edilir
c) Süzülme (Perkolasyon) liçi: Kırılmış cevher büyük tanklara doldurularak ve liç solüsyonu aşağıdan yukarı veya ters yönde hareket ettirilerek liç edilir
d) Karıştırma Liçi: Öğütülmüş cevher veya zenginleştirme tesisinden elde edilen konsantre, tanklar içinde liç solüsyonu ile karıştırılarak liç edilir—> Liçing
Genel olarak kullanılan liç solüsyonları, silisli gang içeren bakır cevherleri için sülfürik asit, karbonatlı gang içerenler veya nabit bakır için ise amonyaklı solüsyonlardır Bunlar içinde en uygun olarak tatbik edileni asit liçtir
1947 yılında Colmer ve Hinkle ilk defa sülfürlü minerallerin liçinde bakterilerin de rol oynadıklarını ispatlamışlardır Bunu takiben yapılan çalışmalar, bilhassa bakır ve uranyum madenlerinden çıkan suların bakterilerle yüklü olduklarını göstermiştir Maden sularında bulunan en önemli bakteriler, bunların yaşamaları için gerekli enerji kaynakları ve en fazla bulundukları pH aralıkları şöyledir—> Çizelge
Son yıllardaki çalışmalar ise; liç ile metal üretimini hızlandırmak için bakterilerin optimum bir şekilde nasıl kullanılması gerektiği ve biyoloji mühendisliğindeki çalışmalarda “ yalnız bakteriler yardımı ile liç “ yapan tesislerin kurulmasını mümkün kılma araştırması şeklindedir

BAKIR ÜRETİMİ, Bakır cevherlerinden, sülfitli, oksitli veya kompleks bakır konsantrelerinden bakır elde edilmesi Bu işlem; çeşitli pirometalurjik, hidrometalurjik ve —> Elektrometalurjik yöntemlerle yapılır Pirometalurji yöntemleri; sülfürlü, oksitli ve nabit bakır cevherlerine; —> Hidrometalurjiyöntemleri, düşük tenörlü oksitli bakır cevherlerine uygulanır Elektrometalurjik yöntemler ise, bir saflaştırma işlemi olup, hidrometalurjik ve pirometalurjik işlemlerden sonra uygulanır Pirometalurjik yöntemler ile elde edilen ve saf olmayan bakır, elektrolitik rafinasyona tabi tutularak saf katot bakıra çevrilir Bu arada bakır, elektroliz işleminden önce, içindeki yabancı maddelerden önemli kısmını bünyesinden ayırmak için ateşle rafinasyona tabi tutulur Benzer şekilde hidrometalurjik yöntemlerle çözeltiye alınan bakır da elektroliz işlemi ile katotta saf olarak toplanır Elektroliz sonucu elde edilen —> Katot bakır’a, daha sonraki şekillendirme işlemlerinde istenen fiziksel özellikleri (süneklik, mukavemet, sertlik gibi) kazandırmak için tekrar ateş rafinasyonu uygulanır Oksijensiz yüksek iletgenlik özelliğine sahip bakır (OFHC) üretilecek ise, katot bakır, ateş rafinasyonuna tabi tutulmaksızın, koruyucu gaz ortamında ergitilmek suretiyle—> İngot veya profil şeklinde dökülebilir
Pirometalurjik bakır üretim yöntemlerini;
1 Endüstriyel uygulanırlığı ispatlanmış konvansiyonel teknolojiler,
2 Endüstriyel uygulanırlığı ispatlanmış yeni teknolojiler,
3 Endüstriyel uygulanırlığı henüz (1996) ispatlanmamış yeni teknolojiler olmak üzere üç gruba; ayırmak mümkündür 1inci gruba yaş beslemeli reverber izabesi, kalsine beslemeli reverber izabesi, elektrikli fırın izabesi, —> Otokumpu flaş izabesi, Inco flaş izabesi; 2inci gruba —> Noranda yöntemi,—> Mitsubishi yöntemi, Oksijen-yakıt (OXY-fuel) reverber izabesi; ve 3 üncü gruba ise,—> Top blown konverter izabesi, —> QSL yöntemi, Oxygen Sprinkle izabesi, AMAX dead roast blast fırın izabesi, segregation prosesi, thermo-electron chlorination prosesi girerler Klasik pirometalurjik yöntemlerle bakır üretimi şeması şekilde verilmiştir—> Ek-10 Hidrometalurjik yöntemlerde; karbonatlı; silikatlı, sülfatlı bakır minerallerinden bakırca fakir olanları (% 1 den az Cu), içerisinde % 1-2 Cu olan cevherler ve oksitli bakır konsantreleri veya kavrulmuş sülfürler, şekilde gösterilen işlemlerden geçtikten sonra katot bakır elde edilir—> Ek-9 Okside cevherlerden bakır üretimi dünya bakır üretiminin yaklaşık % 10 kadarını karşılar
BAKIR ÜRÜNLERİ, Metalik bakır elde edilmesi amacıyla ve endüstrideki kullanımına göre yapılmış olan sınıflandırma Buna göre en genel anlamda bakır ürünleri iki grupta toplanır Bunlar 1) Yarı bitmiş ürünler ve 2) Bitmiş ürünlerdir Bakır konsantresi (Konsantre),—> Blister bakır, rafine (anot) bakır (—> Yüksek kaliteli bakır) ve katot bakır (—> Standart katot bakırı) yarı bitmiş ürünler grubuna dahildir Bitmiş ürünler de a) Elektrolitik ürünler (—> Filmaşin,tel,blok,takoz; levha, lama, şerit; çubuk, boru,profil)
b) Elektrolitik olmayan ürünler (levha, lama, şerit çubuk,boru,profil) ve c) Alaşımlar olarak üç gruba ayrılırlar—> Bakır alaşımları
BAKİYE MADEN YATAĞI, —> Otokton maden yatağı
BAKTERİLERİN MİNERALLERİN LİÇİNE ETKİLERİ,—> Bakır Liçi
BALAST, 1) Demiryolu döşemesinde traverslerin altına, karayollarında düzeltilmiş toprak veya blokaj üzerine döşenen kırılmış taşlar 2) Kırmataş
BALAST TAŞI,Mermer işletmeciliğinde, 3-7 cm arasındaki ebatlarda kırılmış taş —> Balast
BALATA, Motorlu araçlarda ve vinçlerde fren yapmayı sağlayan tambur, kampana veya disk üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki fren koluna çakılan aşınma parçası —> Takoz
BALGAM TAŞI, Bir kalsedon minerali olan jaspisin yeşil damarlı türü Balgamtaşı deyimi alaca somaki veya mühresenk de denilen oniks için de kullanılır, —> Mühresenk
BALIK KUYRUĞU MATKAP, —> Softbit
BALONLAŞTIRMA, —> Hazneleştirme
BALTA, 1) Kablolu sondajda kullanılan delici uç (matkap) 2) Ağaç kesmeye yarayan gereç
BALTATAŞI, —> Yeşimtaşı
BALYOS, 1) Çok iri ve ağır çekiç 2) Tokmak (Kömür madenciliğinde) 3) Varyos Keskin ucu sapa dik olana “düz balyos”, paralel olana “çapraz balyos” denir
BANCHMARKING, 1) Bilgileşim 2) Ekonomide sektör içinde rekabet, sektör dışında işbirliği esasına dayanan, boşa zaman harcanmasını önleyip geliştirme ve yaratıcılığa sarfedilecek zamanın kazanılmasına olanak tanıyan, rekabet gücünü artırıcı kalite aracı Bu sayede sektör içinde üstün uygulamalar tespit edilir, anlaşılır hâle getirilir; adapte edilerek deneyim ve bilgilerin paylaşımı ve transferi sağlanır Daha iyi yapandan öğrenilir veya daha iyi yapan öğretir; bu şekilde zaman ve kaynak tasarruf edilir Böylece tasarruf edilen zaman geliştirme ve yaratıcılığa ayrılır 3) Entegre tedarik zinciri Rekâbet ve maliyet faktörlerinin uygulanması madencilik faaliyetlerinde eskisinden daha çok önem kazanmıştır Banchmarking’in madenciliğe katkı aracı olarak girmesi bu yönde olumlu gelişmeler sağlayacaktır
BANK, Mermer işletmeciliğinde iki yatak sathı arasında kalan taş tabakası
BANDJASP,—> Jasp
BANT, 1) Devamlı nakliye yapan ünite 2) Devamlı nakliye yapan ünitenin keten veya çelik kordlu (örgü ile pekiştirilmiş) lâstik, PVC vb madde kaplı kendine mahsus standardı olan maden veya taş taşıma kayışı Kullanım amaçlarına göre bantlar değişik tiplerde üretilirler Genel olarak a) Çelik kordlu, b) Tekstil kordlu bantlar olmak üzere iki ana gruba ayrılırlar Çelik kordlu bantlar da karkas yapım şekillerine göre, çelik örgülü bant ve çelik halatlı bant olarak ikiye ayrılır Tekstil kordlu bantları; pamuk dokulu, polyamit dokulu, polyester dokulu, aramit dokulu ve yapay ipek dokulu bantlar oluşturur Çelik örgülü bantlar, genellikle 500-3000 mm genişliğinde olmak üzere ençok 250 m uzunluklarda üretilirler
BANT ARABASI, Ana iş makinesinin ilerleme ve hareket sahasını ve kabiliyetini artırmak —> Döner kepçeli ekskavatör (kazıcı) ile bant konveyör veya bant konveyör ile —> Dökücü makine arasında kullanılan, paletleri üzerinde hareket edebilen bir bağlantı makinesi, —> Şekil a) Veriş bumu sağa sola hareketli Atış bumu da veriş bumuna uyumlu hareket düzenini haiz olup, ayrıca her iki bum aşağı yukarı kaldırıp indirilebilir b) Sağa sola hareketli düzene sahip ve her iki bum yukarı aşağı hareket ettirilebilir

BANT EKLEME, Montaj sırasında veya kopma durumlarında bandın iki ucunun bağlanarak sonsuz bant haline getirme işlemi Bu işlem, tırnaklar veya menteşe bağlarıyla çözülebilir; sıcak kauçuk kaynak (vulkani-zasyon) vasıtasıyla tekstil veya çelik halat özlü bantlarda çözülemez (birbirinden ayrılamaz) bir şekilde yapılır Ekleme yeri, 0 ila % 40’a varan bant zayıflaması sonucunu doğurabilir
BANT KANTARI, Rulolar üzerine gelen ağırlık ve hand hızı vasıtasıyla, taşınan malzemenin ağırlığını tartmaya yarayan düzen
BANT KONVEYÖR, Bir tahrik tamburu yardımıyla bandın makaralar üzerinden çekildiği mâlzeme taşıma düzeni Bant konveyörlerde gerdirme düzenleri çeşitli şekillerde imâl edilir Bant tahrik tamburu, band sıyırıcıdır

BANT SIYIRICI, Bant tesisinde malzeme naklinde bandın alt yüzeyine dökülebilecek malzemenin tamburla bant arasından geçerek banda zarar vermemesi için kuyruk tamburundan önce bandın hareket yönüne göre diyagonal olarak yerleştirilen ve alt kenarına kauçuk takılan bant yüzeyinin korunmasına yarayan sac levha (—> Şekil) Bant tesisinde ağırlıklı gerdirme tamburunun bulunması halinde ağırlık tamburunun ve bandın korunması için gergi sistemi öncesi bant kayışı üzerine konulan sıyırıcı düzene de bant silgisi denir
BANT SİLGİSİ, —> Bant Sıyırıcı
BANT TAHRİK TAMBURU, Bant kayışına hareket veren tambur Bant boyunun uzun olması halinde bir bant tesisinde birden fazla tahrik tamburu kullanılabilir(—-> Şekil) Çift tahrik tamburlu olarak kurulan bir tesiste tahrik tamburları bant başına veya biri bant başına diğeri bant kuyruğuna konabilir Bant tamburlarının çapı ise; tambur yüzeyinin, (sürtünme katsayısını artırmak bakımından) seramik, çelik vb malzeme ile kaplı olmasına göre değişir—> Bant Konveyör, Bant Sıyırıcı, Bant
BARAJ, Yeraltı işletmelerinde yangın, su, zararlı gazlar veya infilakin başka panolara (işyerlerine) yayılmasını, galerilerden hava, gaz ve su geçirmesini önlemek için yapılan sızdırmaz engel Barajların yapımında kum torbaları, kil, yapı malzemeleri vb maddeler kullanılır
BARAJ KAPISI, Su baskınına veya su patlamasına karşı ocağı veya ocağın bir bölümünü emniyete almak için yapılan baraj içine yerleştirilmiş dirençli, bombeli, çelik kapı, —> Bekleme barajı
BARELİ KÖMÜR, —> Mikst
BARBARA SANCTA (Azize), Din kurbanı bakire MS 235’te İzmit’te (Nikomedia) öldürülmüştür Sancta Barbara yıldırım çarpmasına ve ani ölüme karşı insanları koruyan bir ermiş olarak kabul edilmektedir Ayrıca topçu sınıfı, madenci, duvarcı ve mahpusların koruyucusu addedilir Her yıl 4 aralık’ta dünya çapında madenciler günü kutlanır ve Sancta Barbara anılır
BARET, 1) Can güvenliği bakımından madende veya tehlikeli yerlerde çalışanlara verilen sert bir maddeden (kösele, preslenmiş mukavva, alüminyum veya plastik) yapılmış şapka Enerji nakil hatlarının tehlike arzettiğiyerlerde iletken olmayan baret kullanılır 2) Emniyet şapkası
BARİT, Baryum sulfatın (BaSO4) doğal zuhuru ve baryumun ana cevheri Saf barit rombik kristalli, hidrotermal fazda oluşan bir minerâldir Yaprak yaprak, sütunlu, kabuk şeklinde iğneli veya masif olarak zuhur eder Renksiz (şeffaf), kahverengine kadar dönüşen sarı, kırmızımsı, kırmızı, mavimsi camsı veya mat-parlak görünümdedir Yoğunluğunun yüksek oluşu (4,5 gr/cm3), beyaz rengi ve kimyasal etkilere dayanıklığı ile x ve gama ışınlarını absorblayıcı özellikleri nedeniyle yaygın bir kullanım alanı vardır Filon dolgusu, gang minerali veya sedimanter halde oluşur İkincil mineral olarak kurşun-çinko, fluorit, demir, bakır ve gümüş cevherleri içinde bulunur Baritin % 75-90 kadarı petrol ve gaz arama ve geliştirme sondajlarında tüketilir Sondaj çamurunda kullanılacak barit OCMA (Oil Companies Mineral Association) veya API (American Petroleum Institute) standardlarına göre ticari işlem görür Bu standardlarda özgül ağırlık (en az 420 gr/cm3), yaş elek analizi, suda çözülebilir katı maddeler, çözünebilir toprak alkaliler ve fan viskozitesi belirlenmiştir Türkiye’de TSE tarafından “ Sondaj çamuru katkı maddesi Barit “ adı ile TS 919 numaralı standart 14101 sayısı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır
Barit; %60 ZnS ve % 40BaSO4 karışımından oluşan beyaz boyaların ana maddesi olan litopon’u oluşturur ve en çok %15 oranında konulur Boya sanayiinde kullanılacak baritin BaSO4 oranı %94'ün üzerinde ve 20 mikrona kadar öğütülmüş olması gerekir Renk bozucu olarak kabul edilen Fe2 O3 oranın ise %0,05’den az olması gerekir
Cam sanayi için kullanılacak baritin %98 BaSO4, en çok % 0,15 Fe2O3, % 15 Al2O3 ve %1,5 SiO2 içermesi ve 16-140 mesh arasında öğütülmüş olması istenir Kimya sanayii için BaSO4 oranı en az %94, Fe2O3 ençok %1, Si SO4 en çok %2, CaF2 en çok %0,5 ve öğütme inceliği 4-20 mesh arasında olmalıdır
BARİYER, —> Karakol
BARKOD, Ambalajların üzerindeki dikdörtgen şeklindeki çubuklar ve aralıklardan oluşmuş çubuk kodların adı Çubuk kod, ( çizgili kod ) mamulü belirleyen bir sayıdır Daha önce belirlenen bir yapı ve standardı temsil eden aralıklardan oluşmaktadır Bu sembol elektronik olarak bir ışıklı kalem yardımı ile veya bilgisayara bağlantılanmış düşük şiddetli lazer tarayıcı ile okunabilmektedir
Muntazam ( standard) bir çubuk kod, kodu temsil eden çubuklarla birlikte sağda, solda ve merkezde koruyucu çubuklardan ( guard bars) oluşmaktadır Tarayıcı, soldaki koruyucu çubukları geçince okumaya başlar ve sağdaki koruyucu çubukları geçince durur Merkezdeki koruyucu çubuklar ise soldaki üreticinin kodu ile sağda bulunan ( üreticinin) mamul kodunu ayırır
Dünya çapında iki çubuk kodlama sistemi kabul edilmektedir Bunlardan biri MAMUL KODU (Uniform Product Code) UPC, diğeri de AVRUPA EŞYA NUMARASI ( European Article Number) EAN dır UPC ABD’de ve Kanadada kullanılmakta ve bazen de evrensel bir sistem olarak değerlendirilmektedir Bu sistemin normal uygulaması on rakamdan meydana gelmiştir —> Şekil EAN ise —> Şekil onüç sayıdan oluşan eşya numarasını geliştirmiştir Bu sistem Avusturya, Avustralya, Belçika, Fransa, İrlanda, Çekoslovakya, Danimarka, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İngiltere, Almanya ve Yugoslavya tarafından kabul edilmiştir

BAROGRAF, Belirli bir süre içerisinde, mutlak hava basıncını m bar (0,750062 mm Hg) veya tor (1 mm Hg) cinsinden yazılı olarak kaydeden basınç ölçü cihazı
BAROLUKS, Maden işletmelerinde yeraltı ve yerüstü hava basıncını m bar (0,750062 mm Hg) veya tor (1 mm Hg) olarak gösteren mutlak hava basıncı ölçme cihazı Baroluks ile hava şebekesinin belirli noktalarında ölçme yapılır ve bulunan basınç değerleri vasıtasıyla ölçülen noktalar arasındaki basınç farkı tesbit edilir
BAROMETRE, 1) Hava basıncını ölçmeye yarayan cihaz 2) Basınçölçer
BAROMETRİK YÜKSEKLİK TAYİNİ, Açıkhava basıncı kullanılarak yapılan yükseklik tayini Deniz seviyesinden itibaren, 20½C ısı ortamında her 11m yükseklik için civa seviyesi 1 mm düşer Yükseklik arttıkça bu rakam değişir Örneğin 3000 m den sonra civa sütununun 1 mm değişmesi için yaklaşık 14 m yükseğe çıkılması gerekir Havanın nem durumu ile enlem derecesi ve özellikle meterolojik koşulların değişmesi bu olayda etkili olur Bu yüzden önemli düzeltmeler yapılır İki tip barometre mevcuttur Madeni ve cıvalı, cıvalı olanları ise üç tiptir
BARUT, Patlama hızı düşük, güherçile (NaNO3 veya KNO3 - %70-80), kükürt (% 3-14) ve odun kömürü tozu (% 12-20) karışımından meydana gelen patlayıcı madde Buna “karabarut“ veya “madencilik barutu“ da denir Oldukça yavaş yanar; bu nedenle itici bir etki yapar Fazla duman çıkarır Bir patlama deliğine hapsedilmiş barut ateşlendiğinde 400m/s hızla yanar fakat şok dalgası oluşmaz Âni yanma sonucu oluşan gazlar kaya kütlesine baskı yaparak delik boyunca kayacı blok şeklinde kırar; ayrılan kaya blok kütlesinde daha fazla hasar oluşmaz Bu sebeple barut tercihen dekorasyon taşlarını büyük bloklara ayırmada kullanılır Bu patlayıcı suya karşı çok hassastır; bu yüzden su içeren patlatma deliklerinde kullanılmaz —> Pamuk barutu, Dumansız barut
BARUTÇU, Kayaçları ve madenleri kolay kazılabilir hale getirmek için patlatılmak amacı ile delinen deliklerin, patlayıcı madde ile doldurulması ve ateşlenmesi işlerini yapabilen eğitilmiş, ehliyetli kişi Patlayıcı maddenin kullanılması ve taşınması yalnız barutçu tarafından yapılır
BARUT HAKKI, —> İmla hakkı
BASAMAK, 1) Küçük atımlı fay —> Kerti 2) Açık işletmelerde, örtükazı ve üretim işinin verimli ve güvenli yapılabilmesi için oluşturulan teras şeklindeki kademelerde oluşturulan düzlük 3) Graden
BASAMAK EĞİMİ, Basamağın üst noktası ile dip noktasını birleştiren düzlem ile basamak düzlemi arasındaki açı değeri
BASAMAK YÜKSEKLİĞİ, Açık işletmede basamak üst seviyesi ile alt seviyesi arasındaki dikey mesafe
BASAMAK TAŞI, Mermer işletmeciliğinde, merdiven genişliğinde veya en az boyu 80 cm olan ve basamak profili kesidinde masif ve yekpare olan taşlar
BASIC, (Beginneer’s All-purpose Symbolic Instruction Code) Bilgisayar veya elektronik veri işleme sisteminde programlama öğrenmeye yeni başlayanların kolayca kullanabileceği genel amaçlı bir programlama dili En büyük özelliği etkileşimli (interactive) olmasıdır BASIC yorumlayıcısı, bir programı doğrudan işletebileceği gibi, tek bir program komutunu da işletebilir Program, yazılım esnasında söz dizim hatası varsa hangi satırda olduğunu ekranda anında bildirir ve kullanıcıya düzeltme şansı verir BASIC dili iki önemli kısım ile tanımlanabilir Bunlar, kaynak program ve programı oluşturan satırlar ile sistem komutlarıdır Bu iki kısım kullanıcıya denetleme ve biçimleme olanağı sağlar—> Bilgisayar
BASINÇLI AKIŞKAN YATAKLI YAKMA SİSTEMİ,—> Akışkan yataklı yakma sistemi
BASINÇLI AKİFER, Altı ve üstü su geçirmez tabakalarla sınırlanmış akifer
BASINÇ ÇATLAKLARI, —> Oturuşma çatlağı
BASINÇLI FİLTRE, Linyit, kil ve kaolan şlamı gibi süzmesi zor sıvıların süzme hızını artırmak için münavebeli olarak vakum ve basınç (pres) uygulanan, kesintili çalışan filtre
BASINÇLI HAVA, 1) Havanın, pistonlu, santrifuj veya turbo kompresörlerle sıkıştırılması ile elde edilen, daha ziyade patlayıcı gaz ortamı olan yerlerde ve özellikle madencilikte grizu tehlikesi olan yerlerde vinç, martopikör, martoperforatör, vantilatör vb makineleri çalıştırmakta kullanılan; emniyetli fakat elektrik enerjisi kullanımına nazaran çok daha pahalı olan güç kaynağı 2) Sitim 3) Tazyikli hava 4) Muzayyik hava 5) Sıkıştırılmış hava
BASINÇLI HAVA ALTINDA TUNEL AÇMA, —> Keson
BASINÇLI HAVA İLE PATLAMA (AIR-DOX), Çok yüksek basınçlı (sıvı) havanın, lağım deliğine yerleştirilen çelik bir kovan içine basılmasından sonra aniden boşaltılması ile patlama yöntemi —> Patlayıcı madde
BASINÇLI HAVA İLE RAMBLE, —> Pnömatik ramble
BASINÇLI HAVA KAÇAĞI, Tesisatı iyi döşenmemiş veya peryodik bakımı yapılmamış basınçlı hava şebekesinden sızan basınçlı hava Basınçlı hava kaçakları aşağıda örnek olarak belirtilen güç kayıplarına sebep olur
Havanın Kaçan havayı
kaçtığı 7 Bar’da üretmek için
delik çapı hava kaçağı gereken güç
(gerçek
boyut)
mm dm3/sn kW
––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––
0,4 0,2 0,1
1,6 3,1 1,0
3,0 11,0 3,5
BASINÇLI HAVA TENEFFÜS İSTASYO-NU, Ani boşalma tehlikesi olan yerlerde ge-rektiği zaman kullanılmak üzere hazırlanmış basınçlı hava teneffüs tertibatlarının bulunduğu yer
BASINÇLI HAVA TENEFFÜS TERTİBA-TI, Ani boşalma tehlikesi bulunan işyerlerinde ocağın basınçlı hava şebekesinden faydalanılarak kurulan ve gazlı bir ortamda belirli bir süre orada bulunanların yaşamlarını devam ettirmelerini sağlayan teneffüs tesisi
BASINÇLI SU DÜZEYİ, Basınçlı akiferdeki suyun hidrostatik basınç altında yükselebileceği düzey
BASINÇ METAMORFOZU, Yalnız üst tabakaların basıncı ile meydana gelen başkalaşım —> Metamorfoz
BASİT MAĞARA AÇIKAYAK İŞLETME METODU, Daha ziyade tavanı çok sağlam, şekli gayrimuntazam ve kalınlığı fazla olmayan maden yataklarına tatbik edilen hazırlık işleri bir kuyu ve rekuptan veya yalnız bir rekuptan ibaret olan, cevher kesildikten sonra ilerletimli veya dönümlü olarak çalışmak suretiyle gerektiği takdirde topuk da bırakılarak cevher yatağını oyup boşaltma esasına dayanan tahkimatsız yeraltı (üretim) işletme metodu Bu usulde cevherden kalan boşluk bir mağara teşkil eder Pratik, fazla yatırım gerektirmeyen, randımanlı olmakla beraber uygulanma sahası çok dar olan bir işletme metodudur
BASİT TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Esas itibariyle çeşitli meyillerdeki ince damarlara (damar kalınlaşırsa ramble usulüne geçilir) tahkimatsız, —> Başaşağı ve başyukarı açıkayak işletme metotlarının bir uygulaması olan; kabak direk, domuzdamı, beton ayak vb malzeme kullanılarak tavan göçmesinin önlenmesi esasına dayanan, aşağıdan yukarı mail (eğik) dilimli veya dik dilimli olarak çalışan, ağaç veya karışık tahkimatlı (üretim) işletme metodu Bu usulde tavan sadece direklerle tutulur Sonradan dolgu kullanmak gerekebilir Usulün hazırlık safhası başyukarı veya başaşağı çalışan açıkayak işletme metodlarının aynıdır Bu usulün bir de ufki (yatay) dilimli uygulaması vardır Ufki dilimli uygulama da, iki ana galeri arasında kalan cevher, ufki dilimlere ayrılır ve üstteki dilimden başlayarak dönümlü bir şekilde alınır; dilimlerdeki ayaklar dikkate alınarak teşkil edilen genel işletme düzeni yaklaşık 45½’lik bir açı yapacak şekilde yürütülür
BASİT SARIMLI DAMAR, Bir çelik halat sarım şeklini belirten ve damarı oluşturan her sıradaki tellerin ayrı operasyonlar ile aynı yönde, fakat farklı açı altında örülen konstrüksiyonları Sıra telleri ile diğer teller arasında küçük bir açı farkı bulunur—> Şekil
BASKI KUVVETİ, 1) Sondaj esnasında arazinin cinsine göre kesici uca verilmesi gereken kuvvet (kontrollu ağırlık) Graviteden dolayı gelen kuvvet fazla ise azaltılır, az ise artırılır Baskı kuvveti sondajda en önemli faktörlerden biridir Genelde baskı arttıkça ilerleme de artar Sert formasyonlarda artırılan baskı, ilerlemeyi artırır Ampirik olarak ilerleme, devir sayısının baskının k kuvvetiyle çarpımına eşittir Yani i (cm) = n (D/dk) pk (ton) Burada k yumuşak formasyon için 1,2, sert formasyon için 2,3 kabul edilmektedir Çeşitli şartlarda sınırlı olan baskı kuvveti sondajda kompleks bir karakter arzeder
2) Delik delme esnasında martoperforatöre tatbik edilen ilave kuvvet —> Martoperfaratörün delme hızı
BAŞAŞAĞI, 1) Yan taşta veya damar içerisinde yukarıdan aşağı doğru sürülen meyilli yollar 2) Desandri
BASMA, —> Tavan basması
BASTIRICI, —> Reaktif
BAŞAŞAĞI AÇIKAYAK İŞLETME METO-DU, Bilhassa fazla yatımlı, tavan ve tabanı sağlam olan, cevheri sağlam olmayan filonlarla ince damarlarda ve kazılan cevheri sağlam olan kalın damarlarda alt katlarda hazırlık yapmadan cevheri aşağıdan yukarı taşımak, alt katta hazırlık yapılmışsa kazılan cevheri maden yatağı içinde sürülmüş başyukarıdan veya bürden aşağı akıtarak panodaki nakliyatı sağlamak esasına dayanan, alın iki tarafa doğru basamak şeklinde, tahkimatsız veya çok az tahkimatlı (üretim) işletme metodu Bu usulde gerekirse bir kısım cevher topuk olarak da bırakılabilir
BAŞKALAŞIM, —> Metamorfoz
BAŞKALAŞMA, —> Metamorfoz
BAŞKALAŞIM KAYAÇLARI,—> Petroloji
BAŞKALAŞIM MADEN YATAKLARI, —> Metamorf maden yatakları
BAŞ LAMBASI, —> Madenci baş lambası
BAŞYUKARI, Yan taşta veya damar içerisinde aşağıdan yukarı doğru sürülen meyilli yol Taş içerisinde sürülen meyilli yollar içinde nakliyat ünitesi yoksa taşbaşyukarı, vinç veya varagel gibi taşıma üniteleri varsa, vinç veya varagel diye isimlendirilir
BAŞYUKARI AÇIKAYAK İŞLETME ME-TODU, —> Başaşağı açıkayak işletme meto-dunun aşağıdan yukarı uygulanması esasına dayanan ve panodaki nakliyat aşağıya doğru gravite ile sağlanan, hem aşağıda çalışan işçileri korumak ve hem de alt kılavuzun cevherle dolmasını önlemek için ayakla pano arasında ya topuk bırakılarak ya da çatal direklerle kapak yapılmak suretiyle çalışan tahkimatsız (üretim) işletme metodu Başaşağı açık ayak işletme metodunda olduğu gibi bu metodun tatbikinde de alın, ters merdiven, eğik veya düz olarak düzenlenebilir
BAŞYUKARI RAMBLELİ AYAK İŞLET-ME METODU, 5-6 m genişliği olan sağlam cevherli (tavanı ve tabanı sağlam olmayabilir) dik yatımlı maden yataklarında —> Başyukarı açıkayak işletme metodunda olduğu gibi hazırlık yapılarak kazısı yapılan cevher alt ana nakliyat yolundan alınıp ramble malzemesi de üst ana nakliyat yolundan getirilmek suretiyle metal, kömür ve tuz maden yataklarında uygulanabilen rambleli (üretim) işletme metodu Bu usulde alın düz veya diyagonal dişli (ters graden), ters V veya piramit şeklinde olabilir Cevher nakliyatı ve insan inişi çıkışı için ramble içinde bırakılan (şütler) kelebeler ağaç, çelik, beton veya tuğladan yapılabilir Bu metot orta kalınlıkta ve kalın damarlarda da uygulanabilir
BATAK JİG, Batak yıkama kasası denir Sabit elekli jigler grubuna girer Batak (Batac) kelimesi Baum ve Tacub kasaları sözcüklerinden üretilmiştir Baum tip kasada olduğu gibi, kasası hava ve yıkama bölgesi halinde ikiye bölünmeyip ; kasanın tüm alanı yıkamaya tahsis edilmiş, böylece yıkama alanı genişletilmiş, kasası seri halde hava çemberleri ile donatılmış, bu çemberlerden iki adedi her bölmede sabit elek altında ve eleğin tüm genişliği boyunca uzatılarak kasaya verilen havanın kasada üniform dağılımla her noktada eşit pulsasyon sağlanmış yıkama (zenginleştirme) ünitesi —> Şekil, Jig, Baum jig, Kömür yıkama yöntemleri
BATARLAMA, 1) Büyük atımlardan çıkan ve yüklemesi yapılamayan iri parçaları, martoperforatörlerle yeniden delerek yapılan ikinci bir ateşleme işlemi 2) Yeraltı işletmeciliğinde normal ateşleme ile kazılmamış kısımların kazısını sağlamak için kısa lağım delikleri delinmek suretiyle yapılan ateşleme 3) Batar atma
BATARYA, 1) Birbirine benzer birkaç ünitenin biraraya getirilerek belirli biçimde eklenmesinden oluşan takım 2) Akümülatör —> Selül
BATIRMALI KUYU, —> Keson kuyu
BATİYAL FASİYES, Denizlerin ışık geçirme-yen 200-800 m arasındaki derinliklerinde biriken çökeller
BAUM JİG, Malzeme ve yıkama suyunun verildiği kasada suyun, piston yerine hava basıncı ile aşağı yukarı hareketini sağlayarak zenginleştirme yapmaya yarayan yıkama (zenginleştirme) ünitesi Sabit elekli jiglerdendir —> Şekil, jig, Batak jig, Kömür yıkama yöntemleri
BAYER YÖNTEMİ, Boksit cevherinden sodyum hidroksit katkısıyla otoklavlarda yüksek basınç (15 atm) ve sıcaklıkta (210°C) sodyum aluminat çözeltisi elde edilerek, bunun; buharlaştırıcı, seyreltici, durultucu (aluminat çözeltisinin çamurlardan ayrılması için), bozundurucu (aluminatın çözüşmesi ve alüminin yaklaşık % 55’nin çökmesi için), durultucu (hidratlı alüminin çözeltiden ayrılması için), döner süzgeç (hidratlı alüminin suyundan ayrılması) ve döner fırın (hidratlı alüminin 1200°C’de kavrulması ve alümina haline dönüşme için) gibi ünitelerden geçilerek —> Alümina (Al2 O3)’nın elde edilmesi
BAZ, 1) Nirengi şebekesinde hassas ölçülmüş kenar 2) Kazı işlerinde yapılan veya yapılan işi belirlemeye esas olarak alınan doğru parçası 3) Asitle birleşince tuz oluşturan madde 4) Hassas olarak ölçülen ve koordinat değerleri belli olan doğru parçası
BAZ LATASI, Optik yöntemle uzunluk ölçmede kullanılan ve hesaplama kolaylığı bakımından 2 m uzunluğunda olan özel gereç Baz latası, sehpası üzerinde olmak üzere uzunluğu ölçülecek doğrunun uç noktasına kurulur Diğer ucunda saniye teodoliti bulunur 75 m ye kadar olan uzunluklar hassas olarak bu yöntemle ölçülebilir —> Şekil
BAZALT, Dar anlamda melafir ve diyabaz ile birlikte anılan ve tersiyerden günümüze kadar geçen jeolojik zamanda oluşmuş bazik volkanik kayaç Seyrek kullanılan bir terim olan melafir ve sık kullanılan diyabaz, mezozoik ve paleozoik devirlerinde oluşmuşlardır Diyabaz genellikle gang şeklinde tezahür ettiğinden farklı bir iç yapı gösterir Yapı taşı olarak tercih edilen bu kayaçlar, sağlam ve dayanıklı yapı özelliğinden dolayı eritilerek içi bazaltla kaplanan borular madencilikte ramble malzemesi naklinde, plaka halinde dökülmüş olanlar da aşındırıcı malzemelerin stoklandığı siloların ve olukların kaplanmasında kullanılır Ayrıca bazalt, parke taşı olarak yol kaplamalarında da kullanılır
BAZALTİK POMZA, —> Pomza taşı
BAZALTLI BORU, Ramble malzemesi vb aşındırıcı malzemenin boru içinden geçmesi gibi durumlarda, sürtünmenin aşındırıcı etkisini azaltmak için sinterleme suretiyle ergitilmiş bazalttan (sinter-bazalt) dökülerek elde edilen ve dışına çelik zarf geçirilen özel boru
BAZİK BESSEMER METODU, —> Thomas metodu
BAZİK KAYAÇ, Bileşiminde kuars bulunmayan ve silis miktarı % 40-52 olan, bünyesindeki minerallerin büyük kısmı magnezyum, kalsiyum ve demirli, koyu renkli kayaç (Örnek: Peridotit % 41-45 silis ihtiva eder)
BEKHU (BACK HOE), —> Terskepçe
BEKLEME BARAJI, 1) Maden ocağında yangına müsait panoların, herhangi bir yangın vukuunda çabuk kapatılmalarını sağlamak üzere, bu panoların giriş ve çıkış yollarında önceden yapılmış, panoda çalışma süresinde geçişe imkan veren baraj gövdesi ve barajın kapanması için yeterli hazır malzeme 2) Su patlamasına karşı kapısı ile birlikte önceden inşa edilmiş baraj
BELÇİKA GRANİTİ, Küçük, beyaz lekeli siyah mermer çeşidi
BELİRLİ MÜMKÜN REZERV, 1) Cevher yatağı en az bir taraftan tesbit edilmiş veya 2-3 taraftan ortaya çıkarılmış olmasına rağmen cevher kalitesi genel durumu ile tesbit edilmemiş, işletme esasları yaklaşık olarak bilinen rezerv 2) Evvelce aranan ve kısmen işletilmiş maden yataklarında madenin çökmüş olması veya dökümanların yeterli olmaması halinde veya arama sıklığı muhtemel rezerv sınıfına alınmasına yeterli olmayan rezerv 3) Düzenli yataklarda 1600-400 m aralıklarla, düzensiz yataklarda da 400-100 m aralıklarla yapılan sondajlarla tesbit edilen rezerv

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



BELLEME, Uzun ayaklarda ayak tahkimatını takviye için alına paralel sarmaların altına ve ayak alnına dik olarak yerleştirilen sarma Gerekirse takviye olarak, bellemelerin üzerinden, takviye ettikleri sarma direklerine paralel olarak süren direkleri de sürülür —> Süren
BELİRSİZ HATALAR, —> Tesadüfi hatalar
BENT, 1) Basıncı veya temperatürü farklı iki ortamın arasında bırakılan ve bu iki ortamın birinden diğerine geçişte uyum sağlanmasına yarayan yer 2) Küçük baraj
BENTONİT ; Formülü Al4Si8O20(OH4) nH2O olan,genellikle ayrışmış volkanik küllerden oluşup; dökümcülükte, renk açmakta, sabun ve diğer temizleme malzemelerinin yapımında, ıslandığı zaman kabarıp gözenekleri kapadığı için sondaj kuyularında kullanılan, aluminyum ve magnezyum silikat minerali ihtiva eden, montmorillonit bakımından zengin kilBentonitin ticari olabilmesi için kendi hacminin en az beş katı şişebilmesi gerekir Normal olarak iyi nitelikli bentonitler 10-20, çok ender bentonitler ise 15-30 kat şişebilirler Genellikle kendi ağırlığının 5-6 katındaki suyu absorbe ederek 12-15 kat hacim artışı gösteren bentonitler kaliteli sayılırlarBentonitleri beş grupta toplamak mümkündür:
1) Alkali bentonit (Na-Bentonit), 2) Yarı alkali bentonit (Ca-Na-Bentonit), 3) Toprak alkali bentonit (Ca-Bentonit), 4) Toprak alkali yarı bentonit, 5) Aktifleştirilmiş bentonit Alkali bentonit, çok gelişmiş vizkozite, tiksotropik ve plastik özelliklerine sahip iken, Ca-Bentonit üstün ağartıcı ve absorpsiyon özelliklerini haizdir Buna göre, Na-Bentonit sondaj çamuru hazırlanmasında (%40); döküm kumu ve pelet bağlayıcı olarak (%30) uygulama alanı bulurken; Ca-Bentonit yağların, şeker, meyve suları vb’nin rafinasyonunda (%15) kullanılır Ticari işlemler OCMA (Oil Companies Material Association) ve APİ (The American Petroleum Institude) standartlarına göre yapılır
BENZİN, Karbonlu hidrojenlerin (petrol, bitümlü şist, -marn, maden kömürü ve linyit) damıtılması ve petrolün kraking’i ile elde edilen çok uçucu renksiz ve ıtır kokulu akaryakıt Yağları ve kauçuğu eritme özelliği vardır Kolay yanar Buharı, hava ile patlayıcı bir karışım meydana getirir Yoğunluğu 0,65, kaynama noktası 65½-95½C
BENZİNLİ LAMBA, —> Emniyet lambası
BENZOL, Aromat birleşiklerinin temel maddesi (C6H6), su berraklığında, ışık kırıcı, yoğunluğu 0,88, kaynama noktası 80,5½C, eter kokulu, kolay yanan bir akaryakıt İyot, kükürt, fosfor, reçine ve yağları eritir Taşkömürü katranından yan ürün olarak elde edilir
BERİLYUM BRONZU,—> Paris bronzu
BEŞİK ARABASI, V kesitinde, yana devrilmek suretiyle tumba edilen ocak arabası
BETA SEPİYOLİT, —> Lületaşı
BETON KOVASI, —> Fonsaj kovası
BETON, Kum, çakıl, cüruf vb maddelerin çimento ve su ile karışımıyla elde edilen bir yapı malzemesi
BETONARME KIRMASI, Mermer işletmeciliğinde, 0,7-25 cm arasında kırılmış taş
BETON MUAYENE ÇEKİCİ, Kayaçların ve betonun mekanik özelliğinden yararlanmak suretiyle kırılma mukavemetlerini tesbit etmeye yarayan gereç
BERİL, [ Be3 Al2 (Si O3)6 ], Hem bir berilyum cevheri hem de kıymetli taş olarak kullanılan, doğada altı köşeli iri kristaller halinde yeşil,mavi, beyaz, sarı, kırmızı, pembe renklerde olabilen berilyum aluminyum silikat minerali Sertliği 7,5-8, yoğunluğu 2,8 gr/cm3’dir
Sanayide (alaşım,metal,seramik) kullanılan berilin en önemli kaynağı berilyum cevheridir Beril, asil ve adi olmak üzere iki tür olarak sınıflandırılır Berilin büyük bölümü feldispat ve mika madenciliğinin yan ürünü olarak üretilir
Rengi bulanık olan adi beril granit, gnays, pegmatit ve mikaşistlerin arasında tali mineral olarak bulunur Şeffaf, güzel yeşil ve güzel mavi renkli olan asil beril ise mücevher olarak kullanılır Yeşil berile zümrüt denir Zümrütün rengi, içindeki kromoksitten gelir Sarı, yeşilimsi, deniz suyu renginde ve mavi renkli beril kristallerine “ akvamarin” denir
Bütün beril kristalleri fırınlanırsa yani kızdırılırsa hem renk hem de şekil değişikliğine uğrar

BERİLYUM (Be), Hava ve uzay sanayiinde, nükleer reaktörlerde, bakır alaşımlarında ve atomik araştırmalarda kullanılan gri renkli hafif metal element (özgül ağırlığı 1,85 gr/cm3, atom numarası 4, atom kütlesi 9,012) X ışınlarını geçirmesi nedeniyle x ışınları tüpünde çıkış ve ışınım penceresi olarak ince levhacıklar hâlinde kullanılır Yüksek ergime sıcaklığı ve çok ince levhaların bile nötronlara karşı etkili olması, saf berilyumdan nükleer sanayide nötron yavaşlatıcı olarak yararlanılmasını sağlamıştır Berilyum oksidi (BeO) nükleer reaktörlerde seramik malzeme olarak kullanılır Be ve bileşiklerinin tozları akciğerlerde öldürücü zehir etkisi yapar —> Beril
BERİLYUM TUNCU, Bakır ve berilyum (% 2) alaşımı Nikel ya da kobalt da katılabilir Bakır alaşımları arasında en serti ve en esnek olanıdır Su verilirse yumuşar ve kütleye kolay biçim verilir, —> Menevişlemeden sonra ise sertleşir ve esneklik kazanır Mekanik ve elektriki özellikleri dolayısiyle makine sanayiinde ve elektroteknikte; kesicilerin , kontakların, yayların imalinde ve maden ocakları için kıvılcım çıkarmayan takımlarda kullanılır Korozyona dayanıklıdır
BETA ALÇI, —> Alçıtaşı
BEYAN, 1) “3213 sayılı Maden Kanunu”unda kullanılan bir terim olup, maden işletmeciliği yapan veya bunlar adına hareket eden yetkililerin, resmi kuruluşlara herhangi bir durumu belirlemek veya açıklamak amacıyla vermiş oldukları yazılı belge 2) Genel anlamda, söyleme, açıklama 3) Bir hukukî durumu veya bir olayın varlığını doğrulama, bildirme
BEYAZ BAKIR, Bir tür bakır, çinko ve arsenik alaşımı
BEYAZ ÇİMENTO, Demiri düşük ve CaCO3 tenörü yüksek mermer ile kaolinin 1450-1500½C arasında pişirilerek elde edilen klinkerin % 3-5 arasında alçı taşı karıştırılarak öğütülmesi ile üretilen çimento —> Çimento
BEYAZ DÖKME DEMİR, —> Dökme demir
BEYLER, 1) Bilhassa darbeli sondajda kuyuda oluşan formasyon-su karışımını (bulamaç-çamur) kuyudan boşaltmaya yarayan ve halatla kuyuya indirilip çekilen alt klapeli özel kap 2) Sondaj kovası
BİLANÇO, 1) Madencilikte her işletme izni için ayrı ayrı, yönetmelikteki örneğe göre hazırlanacak ve sadece Devlet hakkı, madencilik fon katkısı, ihbar ve buluculuk haklarının hesaplanmasında geçerliliği olan belge 2) Her firma veya işletmenin bir yıllık faaliyet sonucunu gösteren belge
BİLANÇO BRÜT KÂRI, Yönetmelikteki örneğe göre hazırlanmış bilançoda; genel yönetim giderleri payı hariç tutularak hesaplanan kâr
BİLANÇO REZERVİ, Doğu bloku ülkelerinde kullanılan bir rezerv sınıfı Varlığı belirlenmiş olan cevher kütlesinin yani jeolojik rezervin ulusal ekonomi açısından yararlanılabilecek nitelikte olan bölümü
BİLEZİKLİ YAĞLAMA, —> Yağlama sistemleri
BİLEŞİK GÜÇ VE ISI SİSTEMLERİ, —> Kojenerasyon sistemi
BİLGİ, 1) İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad 2) Öğrenme araştırma veya gözlem yoluyla ulaşılan gerçeklik Bir nesneyi derinlemesine incelemek için yapılan zihinsel işlemlerin sağladığı sonuç Malumat Vukuf
Belirli bir alanda öğrenilen bilginin tümüne BİLİM, insanların teknik ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla, düzenli ve akılcı biçimde işlenmesini konu alan bilim dalına BİLİŞİM (informatik), bilgilerin sistemli olarak düzenlenmesi, saklanması, iletilmesi ve kullanılmasına da BİLGİ İŞLEM denir —> Teknoloji
BİLGİSAYAR, Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin, kompüter Bilgisayarın bilgileri işleyebilmesi için iki ana unsurun biraraya gelmesi gerekmektedir Bunlardan birincisi ; bilgisayarın tüm elektronik ve mekanik birimlerinden (Ana işlem birimi “Main Frame”, giriş birimleri “İnput”, çıkış birimleri “Output”) yani cihazlardan oluşan BİLGİSAYAR DONANIMI (HARDWARE) dir İkincisi ise, bilgisayar donanımlarının hangi işlemi nasıl yapacakları, bilgileri nasıl değerlendirecekleri, bilgilerin nasıl saklanacağı gibi konularda bilgisayarı yönetmek veya bir bilgiyi işlemek üzere yapılan programlama, yani bilgilerin nasıl alınacağını, bilgilerin hangi kurallara göre hangi sıra ile işleneceğini belirleyen programlar, yordamlar, deyimler ve kısacası BİLGİSAYAR YAZILIMLARI (SOFT-WARE)dirBilgisayarın yönetilmesi işlevini üstlenen program ise İŞLETİM SİSTEMİ olarak adlandırılırBütün program derleyicilerini ve programları kapsayan yazılımları yöneten işletim sistemi de DİSK İŞLETİM SİSTEMİ (DOS = Disk Operating System) olarak isimlendirilirBir programın ana belleğe alınmasına bu PROGRAMIN YÜKLENMESİ denir Günümüzde madenciliğin hemen hemen her dalına bilgisayarlar girmiş durumdadır Özellikle etkileşimli (interaktif) bilgisayar programları bilgisayar kullanımını basitleştirmiştir —> Çizelge
BİLİRKİŞİ, 1) Belirli bir konudan iyi anlayan ve bir anlaşmazlığı çözümlemek veya bir işkazasında kazanın oluş nedenini belirlemek için kendisine başvurulan kimse, uzman, ehlihibre, ehlivukuf, eksper 2) Hukukta çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda oyuna veya düşüncesine başvurulan kimse, ehlihibre (bilirkişi), ehlivukuf (bilirkişi)
BİLYALI DEĞİRMEN, Bir eksen etrafında dönen ve içine zor aşınan öğütücü bilyalar konan iç cıdarı takoz, lastik veya zırhla kaplı, kuru veya sulu öğütme yapmaya yarayan değirmen
BİMS, 1) Birbirine bağlantısız, boşluklu, sünger görünümlü silikat esaslı, birim hacim ağırlığı genellikle 1 g/cm3’ten küçük, sertliği Mohs skalasına göre 6 civarında, camsı doku gösteren volkanik (kayaç) madde 2) Pomzataşı 3) Süngertaşı —> Pomza taşı
BİRERİM BİLEŞİMİ,—> Ötektik karışım
BİRERİM SICAKLIĞI, —> Ötektik karışım
BİRERİM NOKTASI,—> Ötektik karışım
BİRLEŞTİRİCİ, Mermer işletmeciliğinde,taşı teşkil eden muhtelif parçaları dağılmıyacak şekilde birbiriyle bağlıyan tabiî çimento
BİRİNCİL ALÜMİNYUM, —> Aluminanınelektroliz yöntemi ile indirgenmesi ile elde edilen alüminyum
BİSKÜVİ, Seramik endüstrisinde tek pişirimde elde edilen sırlanmamış ara ürün, —> Hamlama
BİTÜM, 1) Atmosferik ve kimyevi tesirlerden etkilenmeyen, yanıcı karakterde kahverengimsi sarı, kahverengi veya siyah renkli tabii karbonhidratlar karışımı Bitüm sert (ozokerit, asfalt), yumuşak sıvımsı (petrol) veya gaz (tabii gaz) şeklinde olabilir 2) Tabii asfaltın karbonsülfürde eriyen kısmı ile petrolün damıtılmasında arta kalan kısım
BİTÜMLÜ KALKER, Bileşiminde bitümlü maddeler bulunan ve çekiç ile vurulunca bitüm kokusu veren kalker
BİTÜMLÜ ŞİST, Genellikle ince taneli ve yapraklı yapıda olan ve “kerojen” adlı organik madde içeren, ısıtıldığı zaman sentetik petrol ve gaz üretebilen tortul kayaçlara verilen isim Bitümlü şist ; bitümlü şeyl ve petrollü şeyl olarak da adlandırılırDünyadaki bitümlü şist yatakları ; çökelme ortamları, kalınlık, organik madde içeriği, kömür ve diğer hammadde kaynakları ile birlikte bulunuşuna göre ;
1- Kahverengi-siyah denizel platform tipi ; 2- Gölsel, 3- Linyitlerle birlikte bulunan bitümlü şistler olmak üzere başlıca üç ana grupta toplanabilirler
BİYEL KOLU, Makinelerde bir ucu pistona bağlı öbür ucu —> Volanı (düzenteker) çeviren (çubuk) kol Biyel tertibatı pistonun itme hareketini (doğrusal hareket), volan dönme hareketine (dairesel hareket) çevirmeye yarar
BİYOGAZ, Organik artıkların, hava alışverişi ile büyük ölçüde ilişiğinin kesildiği oldukça kapalı bir yerde, başlangıçta muayyen bir sıcaklığın üzerinde, kimyevi bir değişikliğe uğrayarak yanıcı gazlar neşretmeye başlaması olayı sonucu ortaya çıkan gaz Gelişmiş toplumlarda kırsal alandaki aileler için bir enerji kaynağı teşkil eden bu uygulama yeryüzünde yayılma göstermekte olup, ülkemizde son senelerde Tarım Bakanlığı bünyesinde bu konu ile ilgili bir birim oluşturulmuştur
BİYOKÖMÜR, Linyit kömürlerinin 4-5 cm çapında ve oval olarak kireçle biriketlenmesi sonucu elde edilen ürün
BİYOSTRATİGRAFİK BİRİM, İçinde bulunan özel bir fosil topluluğu dolayısiyle, komşu kayaçlardan ayrılabilen kayaç tabakaları
BİYOTİT , Formülü K (Fe, Mg)3 (Al,Fe) Si3 O10 (OH, F)2 olan monoklinik mika; karamika, siyah renkli, heksagonal yapraklar biçiminde bulunur Biyotitler, demir-II, demir-III, magnezyum kutupları arasında bir seri oluşturur —> Mika
BLİSTER BAKIR, İçindeki oksitlenebilen empüriteler (yabancı maddeler) cüruf ve gaz haline getirilmek suretiyle ayrılmış olan, yüksek tenörlü metalik bakır Blister bakırın içindeki bakır oranı % 77-99 arasında değişir Kükürt oranı ise % 0,25-0,75 arasında olabilir
BLOK, Planlı olarak ve belirli bir süre içerisinde yapılması düşünülmüş üretim için hazırlanan ve boyutlandırılmış maden yatağı kısmı Bu hudutlamada kitle, genellikle dikdörtgen prizma şeklinde, yüksekliği, eninden ve genişliğinden daha fazla olarak boyutlandırılır
BLOK ÇALIŞMA YÖNTEMİ, Döner kepçeli ekskavatör (bager, kazıcı)’nın kullanıldığı örtü-kazı işinde uyğulanan çalışma Bu yöntemde kazıcı, blok içinde olup, paletlerin konumu ve yürüyüş yönü dilim yönüne (kademe boyuna) paraleldir Nakil aracı (bant konveyör veya demiryolu nakliyatı) dilim dışında ve dilim doğrultusundadır Blok büyüklüğü, kullanılan kazıcının boyutlarına göre değişir—> Şekil Bu yöntem blok çalışma ve —> Yarı blok çalışma yöntemi olarak iki şekilde uygulanır —> Kazı Yönü, İşletme Yönü, Kapalı İşletme, Açık İşletme
BLOK ÇÖZELTi YÖNTEMİ, Yerinde çözelti madenciliği (liçing) ile bilinen kapalı işletmeciliğin birlikte uygulandığı maden işletmeciliği Bu yöntemde düşük tenörlü madenler yeraltı odalarına doldurulur ve odanın üst kısmına konulan çözücü sıvı aşağıya cevher içine sızdırılır Bu durumda maden yüklü çözelti, madeni elde etmek için yeryüzüne pompalanır —> Liçing
BLOK DÜŞMESİ, —> Şev duraysızlık
BLOK GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU, 100 metreye kadar yükseklikleri olan cevher kitlelerinin, belirli boyutlarda (30x50x100 m) altları kesilerek üstündeki tabakaların tazyiği veya cevherin kendi stabilitesinin azlığı nedeni ile göçmesi veya blokların etrafının kesilmesi sağlanarak damar halinde veya kitle halindeki maden yataklarına uygulanan yeraltı (üretim) işletme metodu Blok göçertmeli ayak işletme metodu, cevheri yatay bloklara ayırarak veya ayırmadan panonun bir ucundan başlayarak cevherin altını tavandan tabana kadar kesip geri çekilerek tavandaki göçen cevheri almak suretiyle de yürütülür Usul emniyetli, merkezi üretime (konsantrasyona) müsait olmakla beraber uygulamada aksaklıklar olması halinde başka metoda geçmek güçtür
BLOK GÖÇERTMESİ, Çok kalın ve kırılgan cevheri ihtiva eden maden yatakları, bloklara ayrıldıktan sonra bu blokların altları (topukları) ateşlenerek bloğun göçmesi sağlanmak suretiyle üretim yapılan işletme yöntemi
BLOK KAYMA, —> Şev duraysızlık
BLOK TARZINDA İŞLETME, Kalın ve genellikle mukavemeti az olan maden yataklarında kitlenin, üst üste veya yanyana gelen panolara bölünerek alınması metodu Maden kitlesi, ya panonun dilimlere ayrılarak veya kitlenin ağırlığından istifade edilerek göçertilmesi suretiyle alınır
BLOKAJ TAŞLARI, Mermer işletmeciliğinde 7-25cm arasındaki ebatlarda kırılmış taş
BLOV AVT PREVENTER, 1) Sondaj yapıldığı sırada rastlanacak basınçlı gaz ve sıvıların dışarıya kontrolsüz fışkırmasını önlemeye yarayan koruyucu kuyu ağzı tertibatı (vana) 2) Noel ağacı 3) BOP —> Şekil
BLUM, 12,5-12,5 cm’den daha büyük ve kare kesitli olan genellikle, kütüklerden haddeleme veya doğrudan sürekli döküm suretiyle elde edilen haddelenmiş demir külçesi
BOME, —> Gravite
BONANZA, Bilhassa altın ve gümüş madenlerinde rastlanan fevkalade derecede zenginleşmiş durumdaki cevher kapanı
BOND KANUNU, Tanelerin hacimleri ve yüzey alanlarının, gerekli kırma işinin hesabında ele alınması gerektiği görüşünden hareket ederek, ortaya konulan, modern kırma işlemi kabûllerine dayanan ve kırma işleminde harcanan iş miktarını ifade eder—> Charles genel kırma kanunu
BOR, Periyodik sistemin üçüncü grubunun başında bulunan 2,34 gr/cm3 özgül ağırlıklı ve 2300°C’da ergiyen element Doğada serbest olarak bulunmaz; oksijenle birleşerek bor tuzları şeklinde veya silikatlar hâlinde bulunur Doğada 200’e yakın bilinen bor bileşikleri içinde ticari önemi olan bor minerâlleri, —> Boraks,—> Kernit, —> Üleksit, —> Probertit, —> Kolemanit, —> Pandermit, —> Szaybelit, —> Hidroborasittir
Çok geniş ve çeşitli alanlarda ticari olarak kullanılan bor mineral ve ürünlerinin kullanım alanları giderek artmaktadır Bor minerâlleri ve ürünlerinin kullanıldığı sanayi sektörleri, cam, seramik, temizleme ve beyazlatma, yanmayı önleyici maddeler, tarım, metalurji, nükleer sanayileri vb’ dir Bor elementi oksijenli bileşikleri çeşitli elementlerle tek tek veya birkaç elementle birlikte minerâl grubu oluşturur Bor minerâlleri B2O3 içeriğine göre değerlendirilir Bor minerâllerini gruplandırmak gerekirse; 1)Kristal suyu içeren boratlar, 2) Bileşik boratlar (hidroksil ve / veya diğer tuzlar ile), 3)Borik asit (sassolit veya doğal borik asit), 4)Susuz boratlar, 5) Borofluoritler, 6)Borosilikat minerâlleri olarak tefrik edilirler
Bor mineralleri genelde konsantre ve rafine ürün olarak pazarlanırlar Rafine ürünler boraks dekahidrat, (10 sulu boraks; kolemanit + soda külü reaksiyonuyla veya tinkalın çözündürülüp tekrar kristalleştirilmesiyle); boraks penta hidrat (5 sulu boraks), anhidrik boraks (susuz boraks) ve borik asittir Çeşitli bor minerâllerinden rafine bor ürünlerinin elde edilmesi EK-12 şemada gösterilmiştir
Bor minerallerinden elde edilen ürünlerin çok geniş bir kullanım alanı vardır Rafine bor ürünleri, doğrudan doğruya kullanıldıkları gibi, sodyum metaborat, sodyum pentaborat ve sodyum perborat gibi bileşikleri de endüstrinin çeşitli alanlarına katkı maddesi olarak girerler —> Şema Bor ürünleri ve bileşiklerinin kullanım alanları
BORAKS, 1) Boron minerallerinden 10 molekül kristal suyu ihtiva eden rafine soydum borat (monoklinal kristalli bor tuzu) Na2B4O710H2O 2) Tinkal
BORASİT, Sert kristal veya yumuşak beyaz kütle halinde bulunan magnezyum borat (Mg6Cl2B14O26) Müstakilen bir yatak halinde oluşabileceği gibi jips ve anhidrit yataklarında da bulunur
BORAT, Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz Hekimlikte ve lehim işlerinde kullanılan borat, sodyum borat olup, boraks ya da tenekar adları ile de alınır
BORKARBÜR, Borik anhidritin elektrik arkında karbonla indirgenmesiyle elde edilen (B4 C) çok sert bir madde
BOR KARPİT , Boraks ve kok kömürünün karışımdan elde edilen ; yapay elmasdan sonra, en sert yapay aşındırıcı (B6C)
BOR MİNERALLERİ, Bor elementi oksijenli bileşiklerinin, çeşitli elementlerle münferiden veya müştereken oluşturdukları mineral grubu —> Çizelge Bunların en önemlileri —> Tinkal, Üleksit, Kolemanit, Pandermit gibi minerallerdir Bor mineralleri B2O3 içeriğine göre değerlendirilir Bor minerallerini gruplandırmak gerekirse; 1) Kristal suyu içeren boratlar, 2) Bileşik boratlar (hidroksil ve/ veya diğer tuzlar ile), 3) Borik asit (sassolit veya doğal borik asit), 4) Susuz boratlar, 5) Borofluoritler, 6) Borosilikat mineralleri olarak tefrik edilirler Ancak ticari önemi olan bor mineralleri sınırlı olup, yukarıdaki listede gösterilmiştir:
Bor mineralleri genelde konsantre ve rafine ürün olarak pazarlanırlar Rafine ürünler boraks dekahidrat (10 sulu boraks; kolemanit+soda külü reaksiyonuyla veya tinkalin çözündürülüp tekrar kristalleştirilmesiyle); boraks penta hidrat (5 sulu boraks), anhidrik boraks (susuz boraks) ve borikasittir Çeşitli bor minerallerinden rafine bor ürünlerinin elde edilmesi aşağıdaki şemada gösterilmiştir
Bor minerallerinden elde edilen ürünlerin çok geniş bir kullanım alanı vardır Rafine bor ürünleri, doğrudan doğruya kullanıldıkları gibi; sodyum metaborat, sodyum pentaborat ve sodyum perborat gibi bileşikleri de endüstrinin çeşitli alanlarına katkı maddesi olarak girerler Sayfa 48 ’de özet olarak bor ürünleri ve bileşiklerinin kullanım alanları gösterilmiştir
BOŞ, Mermer ocaklarındaki bloklarda rastlanan sedimantasyon boşlukları Büyük olanlara “Ana Boş”, küçük olanlara “Ara Boş” denir; blokların yırtılıp ayrılmasında genellikle bu boş yüzeylerden yararlanılır
BOŞLUK, —> Oda
BOŞLUK DUYARLIĞI, Fünye (ateşleyici) içeren yemlenmiş bir şarjın (verici), fünyesiz bir şarjı (alıcı) patlatacağı hava aralığı mesafesi
BOŞLUK TAHKİMİ, Galeri tahkimatı boyunduruğunun üzerindeki boşluğu tahkim etmek için vurulan takoz ve yastık
BOYNUZ TAŞI, Bozuk renkli (esmer sarı, kırmızı) , saydam olmayan —> Jasp Boynuza benzediği için bu isimle anılır ve ince taneli türüne skarn içinde rastlanır —> Sileks
BOYUNA KAMA, Manivela kolu, çark, dişli, kasnak vb makine parçalarını mil ve akslara tesbit için kullanılan kama
BOYUNA KESİT, Bir maden yatağının, galerinin veya demiryolu şebekesinin uzun ekseni boyunca dikey bir düzlemdeki izdüşümü
BOYUNA PROFİL, —> Profil nivelmanı
BOYUNDURUK, Galerilerde ağaç bağ tahkimatında iki ucu yan ve tavan basıncını karşılayacak şekilde çintili olarak hazırlanıp yandirekler üzerine yerleştirilen yatay veya tavan taşına uyumlu direk Boyunduruk metal profilden de yapılabilir
BOZUK DİNAMİT, Koku yayan veya sızıntı yaparak ambalaj kağıdını yağlamış olan dinamit Bozulmuş dinamitlerin ambalajında boşluk görülür Bunlar turnusol kağıdını 15 dakikadan kısa bir zamanda kırmızıya boyar
BOZULMAMIŞ NUMUNE, Özel karotiyer veya sempler kullanılarak alınan, arazinin (temelin) özelliğini aynen vermesi istenen hiçbir deformasyona uğramamış ve atmosferik etkilerden korunmuş özel numune
BOYUTA GÖRE AYIRMA, Çeşitli büyüklükteki tanelerin karışımından oluşan malzeme tanelerini belirli boyutlara göre tasnif etmek suretiyle birbirinden ayırma işlemi Bu işleme tane büyüklüğüne göre tasnif de denir Genellikle boyuta göre ayırma hava ceryanı, elek (—> Eleme), su (—> Klasifikatör) kullanılarak gerçekleştirilir
BÖLGE, Madencilikte birkaç bölümden oluşan, üretim ve yönetim birimi
BÖLGESEL BAŞKALAŞIM, —> Rejyonal-metamorfoz
BÖLÜM, Birkaç kartiyeden ve karodan oluşan üretim birimi
BÖLÜNME BOYUTU, —> Ayırma boyutu
BREŞ, 1) Tektonik hareketlerden meydana gelen basıncın etkisi ile ortaya çıkan, köşeli kayaç parçaları arasındaki boşluğun pudinglerde olduğu gibi silisli, kalkerli, killi, demirli vb bir çimento ile birlikte; sertleşmesinden meydana gelen kayaç ( tektonik breş) Genellikle çimentonun rengi kayaç parçalarının renginden farklı olduğu için bu cins kayaçlar cilalandıkları zaman güzel bir görünüm arzederler 2) Köşeli kayaç parçalarının aralarındaki boşluğun çimento vazifesini gören magma ile dolarak sertleşmesinden meydana gelen kayaç (volkanik breş)
BREŞ MERMERİ, —> Mermer
BREŞOİD STRÜKTÜR, 1) Köşeli çakılların doğal bir çimento ile birleşmesinden hasıl olan kayaç yapısı Kayacın çimentosu madensel suların bıraktığı çökellerden meydana gelmişse buna tortul breş, magmanın çimento ödevini yaptığı hallerde meydana gelen kayaca da püskürük breş adı verilir 2) Breş yapısı
BREŞ YAPISI, —> Breşoid strüktür
BRİKET, Toz ve kırıntılardan oluşan maddelerin preslerde belirli fiziksel şartlar altındaki katkılı veya katkısız bir şekilde muntazam geometrik hacimli olarak sıkıştırılması ile elde edilen tüketim maddesi Briket elde etme prosesine de briketleme denir Bilhassa kömürler, yapı ve yol malzemeleri briketlenerek tüketime daha yararlı ve kullanışlı hale getirilirler
BRİKETLEME, İnce taneli maddelerin yüksek basınç altında veya bir bağlayıcı kullanarak presle daha büyük parçalar haline dönüştürülmesi
Briketleme;
a) Uygulanan sıcaklık bakımından: -Sıcak briketleme-Soğuk briketleme
b) Kullanım yerine göre: -Sanayi briketi -Ev yakıtı briketi
c) Uygulanan yönteme göre: - Katkı maddeli - Katkı maddesiz olarak gruplandırılabilir
En yaygın briketleme kömürde yapılır ve burada iki amaç sağlanırBirincisi, yeterli ısıl değere sahip tozlaşan kömürleri değerlendirmek ; ikincisi ise yüksek su içerikleri nedeniyle tuvönan olarak yakılması güç olan kömürlerin kurutma yoluyla ısıl değerlerinin arttırılması ve arkasından briketleme ile yüksek ısıl değerli, sağlam bir yakıt haline dönüştürülmesidir Briketleme kömür dışında ; krom konsantreleri, demir tozları, bakır konsantreleri, grafit, nikel tozları vb gibi malzemelere de değişik katkı maddeleri kullanılarak uygulanır —> Linyitlerin briketlenmesi
BRİNEL SERTLİĞİ, Sertleştirilmiş çelik bir bilyenin muayyen bir yükle (P) sertliği ölçülecek cismin yüzeyine bastırılarak bilyenin cisim yüzeyinde meydana getirdiği küçük daire şeklindeki çukurun HB = [2P/şD(D–šD2–d2)] formülü ile bulunmuş kg/m m2 cinsinden değeri Formülde D bilyenin, d daire şeklindeki çukurun çaplarıdır —> Rokvel Sertliği
BRONZ, Bakır ve kalay metallerin belirli oranlarda karıştırılarak ergitilmesi suretiyle elde edilen alaşım
BROYNERİT, —> Manyezit
BTU (British thermal unit), Bir libre (454 gr) suyun sıcaklığını bir fahrenhayt artırmak için gerekli olan ısı miktarı, ki bu yaklaşık bir kilokalorinin dörtte biri kadardır —> Kısaltmalar
BUHAR, 1) Kaynama sıcaklığının çok üzerinde ısıtılmış maddenin yoğunlaşmaya yakın gaz hali 2) Az basınç artması veya sıcaklık düşmesi ile tamamen sıvı haline geçmeye hazır yani yoğunlaşıp sıvı hale geçmeye yakın durumda bulunan bir maddenin hali 3) Yoğunlaşma noktasına yakın bir sıcaklıkta buharlaşma fazında bulunan bir maddenin sis ve gaz olarak birarada bulunduğu durum
BUHAR KAZANI, Buhar elde etmek için; alev borulu, su borulu, alev ve su borulu olmak üzere çeşitli sistemler halinde hareketli veya sabit ızgaralı veya yakıt püskürtmeli olarak imal edilen tesis
BUHAR SANTRALI, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri
BULAMAÇ, —> Palp Şlam
BULDOZER, Önündeki bıçağı sağa ve sola döndürme hareketi verilemeyen; ancak yukarı ve aşağı doğru hareket verilebilen kazıyıp taşıyıcı (yayıcı) iş makinası —> Angldozer
BULON, —> Temel cıvatası
BULUCULUK, Herhangi bir ruhsat döneminde, yönetmeliğinde belirtildiği şekilde, bir maden zuhurunun ortaya çıkarılması
BULUCULUK HAKKI, Maden yataklarının bulunmasına yardımcı olanlara tanınan (maden hakkı) maddi imkanlar
BUM, 1) Bagerde kepçeyi taşıyan uzun kol 2) Seren
BUNKER, —> Silo
BUREAU OF MİNES YÖNTEMİ, Ferrik klorürün oksitleyici özelliğini kullanan ABD “ Maden Bürosu” araştırma merkezinde geliştirilen hidrometalurji prensiplerine dayalı bakır üretim yöntemi —> Şekil
BURGU, 1) Gevşek formasyonda delik delmek ve kırıntı numune almak için kullanılan helezon çubuk 2) —> Matkap çubuğu
BURGULU NUMUNE ALMA AYGITI, Tane büyüklüğü 25mm ye kadar olan —> Toz kömür stoklarından nümune almada kullanılan, boyut ve biçimi TSE tarafından belirlenmiş, uzunluğu 1m olan boru şeklindeki çelik veya aluminyum sapa iliştirilen çapraz parçaya monte edilmiş iki durağan bıçak ağızlı kanatlardan oluşan gereç—> Şekil, Numune
BURGU MAKİNESİYLE YAPILAN AÇIK İŞLETME METODU (AUGER MINING), Yatay veya yataya yakın tabaka halindeki maden yataklarında, açık işletme panosunda D/K oranı ekonomik sınıra geldiği zaman, yeraltı işletmesine geçmeden, pano alnında galeri açma makineleri- bant veya spiral nakliyat sistemi kullanarak veya klasik usullerle birbirine yakın ve paralel; tavan, taban ve madenin stabilitesine göre; 50-150 m’lik tahkimatsız galeriler açmak suretiyle açık işletme panosundan daha fazla üretim yapılmasına imkan veren (üretim) işletme metodu—> Şekil 1 ve 2
BURGU UCU, —> Lağım burgusu
BUSTER, Yardımcı ünite
BUSTER KOMPRESÖR, Ana kompresörden daha yüksek basınçlı hava elde etmek için kompresörün hava emiş tarafına veya basınçlı havanın kullanıldığı yerde basıncı yükseltmek için, devreye seri olarak kurulan yardımcı kompresör
BUSTER PERVANE, Bir galeriden geçen tüm havanın basıncını yükselterek hava akımını artırmak için galeride kullanılan yardımcı pervane
BUSTER TULUMBA, Ana tulumbaya emiş kolaylığı sağlamak için kullanılan yardımcı tulumba
BUSTER VANTİLATÖR, Havalandırma sisteminde ana vantilatörün yüksek depresyonla çalıştırılmaması için, direnci yüksek olan yollara kurulan yardımcı vantilatör
BUZULTAŞI, —> Moren
BÜNYE NEMİ, Havada kuru kömür numunesinin 105°C sıcaklıkta oksijensiz ortamda kalıcı bir ağırlığa ulaşıncaya kadar kaybettiği—> Rutubet
BÜR, Katlar veya tali katlar arasında bulunan; özellikle maden naklinde kullanılan —> Kelebe veya iç kuyu
BÜYÜK AÇIK İŞLETME, Günlük istihsali 1000 ton’dan fazla olan açık işletme
BÜYÜK HAZIRLIK, Ocaklarda ana kuyular, kat lağımlarının sürülmesi, ana havalandırma ile su ihraç sistemleri, tumba ve yükleme istasyonları hazırlanması ve bunların teçhizi gibi amenajman işleri
BÜYÜK ONARIM, 1) Tesis, makine, cihaz ve aletlerin sürekli ve kuvvetli bir basınç ve temas veya ısı ve nem altında bulunmayan veya bulunsa dahi kısa bir süre içinde kırılması, aşınması, çürümesi olağan olmayan ana parçaların veya tesis kısmının fabrikasyon hatası, ayar bozukluğu veya kaza gibi arızi nedenlerle kırılması, çürümesi ve bozulması sonucu değiştirilmesi 2) Olağan uzun dönemli revizyonların gerektirdiği değiştirme ve onarım

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



C

CAM, 1) Silis veya bor anhidriti gibi cam haline gelebilen, alkaliler gibi kolay eriyen ve kireç gibi dayanıklılığı arttırıcı elementlerden meydana gelmiŞ bir karıŞımın ergitilmesiyle yapılan saydam ve çabuk kırılan madde 2) Sırça 3) Kadeh CAMBO, —> Jumbo
CAM CİLA, Saydam minerallerinin çoğunda bulunan cila olup cam, dağ kristali, barit ve birçok silikatlar bu görünümü verirler—> Minerallerin parlaklığı
CAM İPLİĞİ, —>Cam yününden veya pamuğundan, normal iplik yapım sistemlerine göre çekilmiŞ veya süzgeçlerden basınç altında elde edilmiŞ cam iplik Cam maddesi inceldikçe elastikiyet kazanır Bu özellikten dolayı, yaklaŞık 0,5 mikron incelikteki cam iplikleri birbirleriyle katlayarak bükmek ve istenilen kalınlığa getirmek mümkündür Cam ipliği sanayide özel Şekilde yapılmıŞ süs veya kadın eŞyaları dokunmasında kullanılmakta ve bazen de fantezi iplik yapımında diğer mensucat ham maddeleriyle karıŞtırılabilmektedir
CAM PAMUĞU, Pamuk yığını halinde elde edilmiŞ cam lifi Cam pamuğu, erimiŞ cam kitlesinin 1500-1700°C arası sıcaklıkta ve yüksek basınçla gayet ince delikli (takriben 0,5-4 mikron) eleklerden geçirilmesiyle elde edilir Lif haline gelen camın, süzgeç deliklerinden fıŞkırma hızı dakikada yaklaŞık 21000m olmalı ve çıkan lifler dönen bir Şerit üzerine düŞerek fırın ağzından derhal uzaklaŞtırılmalıdır Pamuk yığını görünüŞünde olan cam pamuğundan, normal iplik yapma sistemleri ile iplik yapılabildiği gibi, ısıyı ve elektiği iletmediği için kurutma sobalarında veya buzdolaplarında izolan olarak kullanılabilir
CAM YÜNÜ, İnce elyaf haline getirilmiŞ cam yığını Elyaf incelikleri 3-4 mikron arasında değiŞir Bu malzemenin ısıya karŞı kötü iletken olması izolan olarak kullanılmasını sağlar
CANAVAR DÜDÜĞÜ, 1) İçinden hava ya da buhar geçince uyarıcı ses çıkaran ve uzaklara kadar tehlike iŞareti vermek için kullanılan araç 2) Siren
CAP ROCK (Keprok), Petrol, gaz, tuz domu yataklarını örten geçirimsiz örtü tabakası —> Petrol yatakları —> Örtü tabakası
CARALOX, —> Korund
CARDOX SİSTEMİ, —> Kardoks yöntemi
CASİNG, —> Muhafaza borusu
CEBİRE, Rayları birbirine bağlamaya yarayan pabuç
CEBRİ HAVALANDIRMA, —> Tali havalandırma
CEP, 1) Her tip galeri, varagel, vinç dip ve baŞlarıyla ara katlarda; korunma, malzeme koyma vb amaçlarla genellikle bu galeri istikametine dik istikamette açılan kısa ve kör rekup veya sığınılabilecek boyuttaki yuva 2) Petrol, doğalgaz ve cevher yataklarında ana kütleden ayrı veya bağlantılı olarak teŞekkül etmiŞ küçük zuhur 3) —> NiŞ
CEP SANTRALI, —> Kojenerasyon sistemi
CER HALATI, Varagel ve vinçte yükü (arabaları) çeken halat
CER KUESİ, Havai hatların taŞıyıcı halatlarını gerdirmeye yarayan, özel Şekilde hazırlanmıŞ çelik konstrüksiyon pilon
CER MAKARASI, —> Molet
CEVHER, Doğrudan doğruya veya bazı iŞlemler sonucu zenginleŞtirilerek endüstride tüketim yeri bulunabilen ve ekonomik değeri olan bir veya birkaç mineralden oluŞmuŞ kayaç Cevher, metal üretiminin hammaddesini teŞkil eder Değerli mineraller metalik elementleri içermiyorsa cevher tabiri yerine endüstriyel hammadde deyimi kullanılır
CEVHER HAZIRLAMA, Cevheri, zenginleŞtir-meye hazır duruma getirebilmek amacıyla yapılan; kırma, öğütme, tane büyüklüğüne göre sınıflan-dırma gibi iŞlemler topluluğu
CEVHER ZENGİNLEŞTİRME, Cevher hazırlama iŞlemlerine tabi olmuŞ ürünün; flotasyon, ağır mayi, manyetik, elektrostatik vb usullerin uygulanması suretiyle metalurjik iŞlemler yapılabilir veya satılabilir niteliğe getirilmesini sağlamak amacıyla yapılması gereken iŞlemler topluluğu
CEVHER ZENGİNLEŞTİRME EĞRİSİ, —> Yıkama eğrileri
CEVİZ, —> Satılabilir
CHANGE KUM KONİSİ, Derin ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı—> Statik ağır ortam (ağır mayi) ayırıcıları, —> Kömür yıkama yöntemleri
CHARLES GENEL KIRILMA KANUNU, Kırılma hakkında yalnızca belirli kırılma Şartlarını karŞılayan;—> Rittinger, —> Bond ve —> Kick kanunlarını genel bir diferansiyel denklemle ifade eden bir kırılma kanunu:
d(d)
A=ƒ - C ———— kwh / t,
d 01 da
burada C ve a, ıntegrasyon için aynı zamanda değiŞken kabul edilen yalnız kaba çözümler için sabite olarak kabul edilen değerler,
d01 : Besleme malın ortalama tane iriliğini,
d02 : KırılmıŞ malın ortalama tane iriliğini ifade
eder
Bu formülden a=2 için —> Rittinger, a= 1 için —> Kick, a= 1,5 için —> Bond kanunu elde edilir Kırılmada a değeri yalnız 1, 1,5 veya 2 değerlerini değil, kırılma Şartlarına bağlı olarak 1 ile 2 arasındaki bütün değerleri alabilir
CFR (COST AND FREIGHT- MAL BEDELİ VE NAVLUN), İŞleme konu olan malların belirtilen varıŞ yerine kadar taŞınması için gerekli olan masrafları ve navlun bedelini satıcının ödemesi anlamına gelen uluslararası ticaret kavramı Ancak CFR anlaŞmasında, mallara iliŞkin kayıp ve hasar riski ile birlikte, malların gemi bordasına aktarılmasından itibaren meydana gelebilecek olaylardan kaynaklanan bütün ek masraflar, mallar yükleme limanında gemi bordasına geçtiği andan itibaren satıcıdan alıcıya devrolur CFR terimi, malların ihraç iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür (Incoterms 1990)
CIF (COST, INSURANCE AND FREIGHT-MAL BEDELİ SİGORTA VE NAVLUN), —> CFR terimindeki yükümlülüklerine ek olarak taŞıma sırasında malların kayıp ve hasar riskine karŞı deniz sigortası yaptırma yükümlüğünü ifade eden uluslararası ticaret terimi Alıcının, CIF anlaŞmasında dikkate alması gereken husus, satıcının asgari düzeyde bir sigorta yaptırabileceğinin beklenmesidir CIF terimi, malların ihraç iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür (Incoterms 1990)
CLAUS YÖNTEMİ,—> Kükürt
CIP (CARRİAGE AND INSURANCE PAİD TO - TAŞIMA VE SİGORTA BEDELİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Satıcının— —> CPT teriminde belirtilen yükümlülüklerine ek olarak; malların taŞınması sırasında kayıp ve hasar riskine karŞı alıcıya yük sigortası sağlama zorunda olduğu durumunu ifade eden uluslararası ticaret terimi Diğer bir deyiŞle; satıcı, sigorta sözleŞmesini akdeder ve sigorta primini öder Ancak; alıcı; asgari sigorta kapsamına göre, sigorta iŞleminin yapılacağını dikkate almalıdır CIP terimi, malların ihraç çıkıŞ iŞlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür (Incoterms 1990)
CIP-YÖNTEMİ, —> Karbon in pulp yöntemi
CIVA (Hg), Özgül ağırlığı 13,6 gr/cm3, atom numarası 80, atom ağırlığı 200,61 olan ve normal ısıda sıvı halinde bulunan gümüŞ renkli metal Cıva yalnız ısıtıldığında değil, normal sıcaklıkta da zehirli buhar çıkartır Cıvanın en önemli minerali sinober (HgS) dir Termometre, barometre, vakum tulumbaları, cıva buharlı lambalar ve redresörlerde cıva kullanılır Ayrıca aynaların sırlanmasında, altın ve gümüŞ üretiminde, tıpta tedavi maddesi olarak cıvadan faydalanılır Cıva elde edilmesi, prensipte civanın 400°C cıvarında buharlaŞtırılarak soğutulması esasına dayanır Dünya cıva ticareti, sinober cevheri olarak değil,özel olarak imal edilmiŞ metal ŞiŞeler içinde ve 76 pound olarak yapılır ve üretim miktarı ve rezervler de ŞiŞe olarak ifade edilir
İlk üretim (birincil) cıva metalinin % 99,9 derecesinde saf, temiz ve parlak bir görüntüye sahip olması, diğer baz metallerin bünyesinde 1 ppm (part per million)’den az olması istenir ve bu durum da her türlü kullanım alanında ticari iŞlem görür Daha saf cıvanın elde edilmesi için birkaç kademeli destilasyon iŞlemine ve elektrolitik rafinasyona tabi tutulması gerekir 1970’li yıllarda cıva fiyatlarındaki dalgalanmaları önlemek, arz ve talep dengesini sağlamak amacıyla ASSIMER (Assocition of Mercury Producer), Meksika, Cezayir, İtalya, Ispanya ve Yugoslavya’nın katılımıyla kurulmuŞ, fakat aktif olamamıŞtır
CIVATA, Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya metal parçalar üzerinde hazırlanmıŞ olan deliğe yerleŞtirilerek somunu sıkılmak suretiyle bağlamayı sağlayan tesbit ve ekleme parçası Cıvataların tesir tarzı, vidalar ve kamalarda olduğu gibi eğik düzlem kanunlarına dayanır Cıvata diŞleri üçgen, yuvarlak, trapez, testere vb Şekillerde tek ağızlı (tek helezon), iki ağızlı (çift helezon) olarak da yapılır Cıvatanın baŞı altı köŞe, çekiç, silindirik veya yarım yuvarlak olabilir BaŞının Şekline göre altı köŞe-, çekiç-havŞe-, dörtköŞe-, gömme (havŞe)-, gömme ve mercimek-, ve yarım yuvarlak baŞlı cıvata vb Şeklinde isimlendirilir
CİLA, 1) Bir yüzeyi dıŞ etkenlerden (yağmur, su, sıcaklık gibi) korumak ve, veya parlaklık gibi güzel bir görünüm vermek için kullanılan kimyasal bileŞik 2) Parlaklık Cilalı (parlak) yüzeylerin ayırımını ve tarifini yapabilmek ve ayrıca minerallerin doğal görünümünü belirtmek için kullanılan kelime —> Minerallerin parlaklığı
CİLALI PLAK, Mermer iŞletmeciliğinde perdahlı plâkların cilâ makinalarında cilâ taŞı ve cilâ malzemesiyle cilâlanmıŞ hali
CMC, İçine büyük miktarda alkali ve toprak alkali tuzlar karıŞan sondaj çamurunun bozulan özelliğini düzelten bir bakıma çamuru stabilize eden bir kimyevi madde olup, kimyasal ismi karboksimetilselülöz’dür
COĞRAFİ İŞARETLER, —> Patent
CONTA, İçerisinden sıvı, buhar, basınçlı hava ve gaz nakledilecek olan boruların ve bu nevi maddelerin içinde saklanacağı veya sıkıŞtırılacağı muhafaza düzenlerinin parçaları arasında sızdırma ve kaçağı önlemek (geçirmezliği sağlamak) amacıyla kullanılan lastik, plastik, bakır, kurŞun, bazı alaŞımlar, mantar, amyant, klingirit vb maddelerden imal edilmiŞ malzeme
COREX YÖNTEMİ, Demir-çelik üretiminde yüksek fırın teknolojisine alternatif olarak geliŞtirilen çelik üretimine yönelik bir direkt ergitmeli redüksiyon prosesi —> Yüksek fırın prosesine benzeyen bu yöntem koklaŞamayan kömüre dayalı sıcak metal üretimi yapar Corex prosesinde kok fabrikası ortadan kalktığı için maliyeti oldukça düŞüktür Corex yöntemine göre çalıŞan tesis ilk olarak Güney Afrika, Iscor-Pretoria iŞletmelerinde kurulmuŞtur
COWARD ÜÇGENİ, Metan, oksijen ve azot karıŞımlarından oluŞan grizu ortamını gösteren patlama diyagramı —> Şekil
CPM, Kritik Yol Metodu (Critical Path Method) deyiminin kısaltılması —> Kritik yol metodu Şebeke planlaması
CPT (TAŞIMA ÜCRETİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Malların belirlenen varıŞ yerine taŞınmasında navlunun satıcı tarafından ödendiğini ifade eden uluslararası ticaret terimi CPT anlaŞmasında, malların taŞıyıcıya aktarılmasından sonra mallarla ilgili kayıp ve hasar riski ayrıca bu teslim iŞleminden sonra meydana gelebilecek olayların yarattığı bütün ek masraflar satıcıdan alıcının üzerine geçer “ TaŞıyıcı” bir taŞıma sözleŞmesi çerçevesinde malların demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu, nehir ya da bunlardan bazılarının birarada kullanılmasıyla taŞınması iŞlemini bizzat üzerine alan ya da bunu yapma taahhüdünde bulunan herhangi bir Şahsı tanımlar Eğer malların belirlenen varıŞ yerine ulaŞtırılması için birbiri ardına taŞıyıcılar kullanılıyorsa, birlikte risk de devredilmiŞ olur CPT terimi, malların gümrük çıkıŞ iŞlemlerinin satıcı tarafından tamamlanmasını öngörür (Incoterms 1990)
CROSS METODU, Kesitler üzerindeki eğitim değiŞtiği her noktanın kotları ve baza olan yatay mesafeleri ile yapılan ve böylece alan bulmaya yönelik hesap Şekli
CUT OFF GRADE, 1) Bir madenin üretim miktarının ayarlanması ile değiŞen ve ekonomik iŞletilebilirlik sınırını belirleyen en düŞük tenör 2) Tenörün iŞletilebilirlik noktası
CÜRUF, 1) Katı yakıtların yanması sonucu artakalan, eriyip katılaŞmıŞ maddeler 2) Metallerin izabesinde fırında en üst kısımda toplanan ve yerine göre atılan veya özel iŞleme tabi tutularak inŞaat kumu, kaldırımtaŞı, cüruf çimentosu vb imalatta kullanılabilen artık —> Yüksek fırın cürufu
CÜRUF ÇİMENTOSU, Yüksek fırın cürufların-dan da yararlanılarak imal edilen çimento
CYMET YÖNTEMİ, Ferrik klorürün oksitleyici özelliğini kullanan hidrometalurjik prensiplerine dayalı bakır üretim yöntemi

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



Ç

ÇAĞLAYAN, —> şelale
ÇAKIL, 5 mm’den büyük ve 200 mmden küçük olan, çimentolanmamış taş veya mineral parçaları Çakılın büyüklerine moloz, küçüklerine de fiske çakıl denir
ÇAKMAKTAŞI , a) Gri, kahverengi veya siyah renkli kuars türü Konkoidal olarak kırıldığından kenarları keskindir ilk insanlar tarafından alet yapmakta kullanılmıştır b) Jaspis ile opal karışımından oluşan amorf bir taş Rengi genellikle kahverengi olup, sedefsel kırılımlıdır Bünyesindeki suyu kaybederse üzerinde beyaz bir kabuk oluşur Süstaşı olarak değersizdir, sertliği ve aşındırıcı özellikleri vardır Çelikle çarpma sonucu yaydığı kıvılcım kav veya pamuk fitili tutuşturarak ilkel anlamda kibrit yerine kullanılmıştır Mekanize olmamış tarımda biçilmiş ekinler harman sürmede kullanılan döğenlerin altına muayyen bir şekilde yerleştirilen çakmaktaşlarının kesici özelliğinden yararlanılarak; harman döğüldükten sonra yaba kullanarak; tabii rüzgarın itme gücünden de yararlanılarak; tahıl ve samanın birbirinden ayrılmaları sağlanır —> Gizli kristalin kuars, Sileks
ÇAMUR, —> şlam
ÇAMURLAMA, 1) Yanmaya elverişli madenin bir kısmının eski üretim alanlarında bırakılması nedeniyle çıkan veya çıkabilecek yangının önlenmesi için havadan yalıtma amacıyla eski üretim alanının çamurlu su ile doldurulması 2) —> Ambuaj
ÇAMUR KLAPESİ, —> Tarak Gemisi
ÇAMUR POMPASI, 1) Sondaj sıvısını kuyu dibine basarak kuyu cidarından yükselmesi devrini tamamlatan, genellikle, pistonlu pompa
ÇAMAŞIR TOPRAĞI, —> Kil
ÇAMUR TABANCASI, —> Karıştırıcı
ÇAMUR TERAZİSİ, Sondaj çamurunun yoğunluğunu ölçmeye yarayan bir tür kollu terazi Kolun bir tarafındaki ölçek içine doldurulan çamurun yoğunluğu kolun diğer tarafındaki denge göstergesi vasıtasıyla okunur
ÇAN, Kuyu, vinç ve varagel dip ve başlarında veya bunların ara katlarında bulunan sesle işaret verme düzeni
ÇANCI, 1) Varagel, vinç ve kuyuda işaret vermekle görevli kişi 2) işaretçi 3) Kampanacı 4) Saçcı
ÇAPRAZ AYAK , —> Diyagonal ayak
ÇAPRAZ ÇERÇEVE TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Küp tahkimatlı ayak işletme metodunda olduğu gibi, özel bir şekilde çentili olarak hazırlanıp ocağa indirilen ağaçların çapraz olarak (daha ziyade tavan ve tabana uyumlu), yerleştirilmesine dayanan ağaç tahkimatlı (üretim) işletme metodu

ÇAPRAZ SARIMLI HALAT, Kordon içindeki tellerin sarım yönü ile halatı teşkil eden kordonların sarım yönü birbirininin aksi istikamette olan halat Kordonlar sağ tarafa doğru sarılmışsa çapraz sargılı sağ halat; sol tarafa doğru sarılmışsa çapraz sargılı sol halat diye ayrılırlar
ÇARIK, 1) Sondajda muhafaza boru sisteminin en ucuna takılan ve borular kuyuya inerken küçük engelleri bertaraf ederek boruyu koruyan özel kron 2) Keysing şu 3) şu
ÇARKLI BAGER, —> Döner kepçeli ekskavatör
ÇARKLI HAVÖZ, Çarklı potkapaç makinesi
ÇARPMALI DELME SİSTEMİ, Delici ucun (balta) mekanik bir kuvvet veya yerçekimi etkisinden yararlanılarak kayaç veya cevher kitlesine çarpıp kırıntılar koparması suretiyle delik delme (sondaj yapma) sistemi
ÇATAL DİREK, Boyunduruk, sarma veya belleme altına, destek veya ek destek olarak yetiştirilen bir ucu kurt ağızlı diğer ucu sivriltilmiş maden direği
ÇATAL RAPTİYE, 1) iki ucu dövülerek sivritilmiş ve dik olarak geniş U şeklinde bükülmüş demir Çatal raptiye ağaç bağla ilerleyen galerilerde hem alındaki bağların devrilmemesini ve hem de aralıklarının muhafazasını sağlamak için yan direklere çakılarak kullanılır 2) —> Bağlantı kancası
ÇATLAK FAYLARI, —> Gül diyagramı
ÇATLAK SÖKÜMÜ, Açık işletmelerde patlayıcı madde kullanarak yapılan atımlarda meydana gelen çatlaklar arasında kalan parçaların düşerek tehlike yaratmalarını önlemek amacıyla yapılan temizleme işi
ÇEKİCİ LAĞIMDA ÇALIŞAN DELİCİ, 1) Çekici hemen matkabın arkasında bulunan bir tip martoperforatör 2) Down the hole hammer
ÇEKİÇ BAŞLI CIVATA, Başının genişliği şaft (mil) çapına eşit çekiç görünümünde özel civata
ÇEKİÇLEME, Mermer işletmeciliğinde sadece çekiç kullanılarak taşların işlenmesi
ÇEKİÇLE YÜZLENMİŞ MOZAİK TAŞ (ÇEKİÇLEME MOZAİKİ), Mermer işletmeciliğinde, imalât yüzünün bilinen bir kural gereğince şekillendirilmesi için, taş yüzlerinin ve yanlarının çekiçle düzeltilmiş hali
ÇEKİÇLİ KIRICI, Silindirik bir gövde içinde; dökülen madene çarpacak şekilde yerleştirilmiş olan sabit veya hareketli parçaların monte edildiği milden (rotor) oluşan kırıcı
ÇEKME DENEYİ, Bir tele veya çubuğa artırılan kuvvet tatbik edilmesi halinde kuvvet ve uzama arasındaki bağıntıyı tesbit için yapılan deney Çekme deneyinden elde edilen verilerle çizilen eğriye de çeki-uzama diyagramı denir Kuvvetin çubuk üzerinde kalıcı deformasyon bırakmaya başladığı P noktasına “Elastikiyet Sınırı” ve kuvvet daha artırılmaya devam edildiği takdirde telin kuvvetle orantılı olarak uzamasının devam etmesinin durduğu Fº noktasına “Akma Sınırı” denir
ÇEKME KEPÇELİ TARAK DUBASI, —> Tarak Gemisi
ÇEKTİRME BAĞLAMALARI, —> Presli ve sıcak geçme
ÇELİĞE SU VERME, Allotropik bir metal olan demirin osternit fazında uygun bir sıcaklığa kadar ısıtılarak su, yağ veya havada ani olarak soğutulma işlemi Ani soğutma işlemi sonucunda demirin bünyesinde ferrit ve pörlik teşekkül etmez; strüktürü ostenit halinde kalır Demir, ostenit fazında sert ve kırılgandır
ÇELİĞİ HAVADA TAVLAMA, Dövüldüğü veya haddelendiği zaman kristalleri muayyen bir istikamete dizilen ve muhtelif istikametlerde değişik fiziki özellik gösteren çeliğin tavlanıp havada soğutulmak suretiyle strüktürünün homojen bir hâle getirilmesi işlemi
ÇELİĞİ MENEVİŞLEME, Söndürme işlemine tâbi tutulmuş bir çeliğin sertliğini azaltmak ve selabetini (sağlamlığını) çoğaltmak için tekrar 723ºC’nın altında bir sıcaklığa kadar ısıtılarak havada soğumaya bırakılması Menevişlemede ısıtma, çeliğin arzu edilen sertliğine göre ayarlanır
ÇELİĞİ SÖNDÜRME, Çeliğin kritik suhunetin üstüne kadar ısıtılarak suya, yağa veya uygun bir sıvıya atılarak soğutulması
ÇELİĞİN KARBÜRASYONU, —>Çeliğin sementasyonu
ÇELİK KORDLU BANT, —> Bant
ÇELİĞİN NİTRASYONU, Demirin Cr-Al-Mo, Cr-Mo, V; Cr-V gibi metallerle alaşımından elde edilen kaliteli çeliklerin amonyak gazıl ile (500º - 650º) ısıtılarak amonyaktaki azotun 0,5 mm derinliğe kadar çeliğin yüzeyine nüfuz etmesi olayı Nitratlama suretiyle çeliğin yüzeyinin sertliği bazen, Rockvel C-72 sertliğine kadar ulaşabilir
ÇELİĞİN SEMANTİT HALİ, %6,55 C ihtiva eden çelik (Fe3C) Çelikteki C bu miktardan az olursa pörlit meydana gelir
ÇELİĞİN SEMENTASYONU, Çeliğin yüzeyine dışardan karbon ilave etmek için çelik karbonlu bir madde veya karbonlu bir gaz veya karbonlayıcı bir sıvı içinde kritik suhunetin üstüne kadar ısıtılarak yapılan işlem Sementasyonla çeliğin yüzeyinin karbonu arttığından su verme suretiyle çeliğin dış kısmı sert, iç kısmının da selabetinin (sağlamlığının) yüksek olması sağlanır
ÇELİĞİ TAVLAMA, Çeliğin fırında veya havada ısıtılması
ÇELİK, —> Pik demirin özel fırınlarda ısıl işleme tabi tutularak asilleştirilmesi sonucu elde edilen ürün içinde en fazla %1,7 C bulunduran bir Fe-C alaşımıdır Çelikler ayırca çok az miktarlarda Mn, Si, P, S gibi cevherden gelen elementlerle Cr, Mo, Ni, W, V gibi özel olarak katılan alaşım elementleri ihtiva edebilirler Bu alaşım elementleri çeliğin fiziksel ve mekaniksel özelliklerini geliştirmeye yarar Karbon oranı %0,2 - 0,4 arasında olana “Orta Karbonlu”; 0,4’den fazla olana da “Yüksek Karbonlu” çelik deniz
ÇELİK 18/8, Bünyesinde % 18 krom ve % 8 nikel içeren çelik
ÇELİK BAĞ, Çelik profilden yapılmış tahkimat birimi
ÇELİK DİREK, 1) Genellikle iç içe geçmiş çelik iki profilden mamûl, uzatılıp kısaltılabilen tahkimat ünitesi, 2) Etanson metalik
ÇELİK DÖKÜM, Muhtelif fırınlarda elde edilen çeliğin hazırlanmış kalıplara dökülmesi işlemi Dökümden sonra, parça, özelliklerini iyileştirmek için normalize tavına tâbi tutulur
ÇELİK DÖVME, Karbonlu ve alaşımlı çeliklerin belli bir tav sıcaklığında bir dövme tezgâhı yardımıyla plastik deformasyonu Dövme parçaların ağır hizmet koşullarında iş gören parçalar olması nedeniyle, emniyet ve mukavemet özelliklerinin kazandırılması, dövme sanayinin konusunu teşkil eder Dövme sanayi mamüllerinin dövme taslakları adı altında ithalat mevzuatına göre gümrük tarife istatistik pozisyonları şöyledir: 72071940 Dövme taslakları (karbonlu çeliklerin) , 72072093/99 Dövme taslakları (karbonlu çeliklerin), 722490 61/73 Dövme taslakları (alaşımlı çeliklerin) Karbonlu çelikler ayırımı, bünyesinde % 0,25’den az karbon ihtiva edenler için 1940; % 0,25’den fazla karbon ihtiva edenler içi ise 2093/99 pozisyon numaraları ile ifade edilmektedir —> Dökme demir
ÇELİK HALAT, Muhtelif çaplarda (Ø0,03 ilâ 4 mm) çelik (56 ilâ 210 kg/mm2 mukavemetli) tellerden oluşmuş yuvarlak veya üçgen toronların (kordonların) bir öz üzerine (halat özü) çeşitli yönlerde sarılmasıyla meydana gelmiş bir kuvvet nakil elemanı Tellerin ve toronların aynı yönde, aksi yönde, sağ yönlü, sol yönlü sarılmalarıyla —> Paralel sarımlı, —> Çapraz sarımlı, —> Karışık sarımlı, sağ veya sol sarımlı halat diye isimlendirilirler Çelik halat; bazı işyerlerinde; çelik tel halat, tel halat ve kablo olarak da isimlendirilir —> Plastik kaplı çelik halat, Halat damar düzenleri, Halat dolamı, Metalik alan, Yassı halat, Halat simgeleri, Oval-, Yuvarlak-, Üçgen damarlı halat-, Preforma halat-, Halat dolamı-, Metalik alan-, Seale filler-, Basit sarımlı-, Filler-, Warrington seale, Seale-, Warrington-, Lifözlü damar-, Halat simgeleri, Halat damar (toran) düzenleri, Dönmez tip halatlar, Yassı halat
ÇELİK ÖRGÜLÜ BANT, —> Bant
ÇELİK SARMA, Genellikle çelik direkle birlikte kullanılan özel çelik profilden yapılmış başlık —> Sarma

ÇELİK TAHKİMAT, Çelikten yapılmış birimlerle kurulan tahkimat düzeninin tümü —> Madeni tahkimat
ÇELİKTE KRİTİK SUHUNET, Çelikteki ferrit, pörlit veya semantitin tamamen austenite dönüşmesi için çeliğin ısıtılması gereken asgari sıcaklık —> Allotropik metal
ÇENE, Sondaj çalışmalarında kullanılan anahtar, fren ve morsetlerde tij ve boruları kavrayan özel parçalar Bu parçalar genelikle lokma denilen özel cıvatalarla sıkılır
ÇENELİ KIRICI, iri kırma aşamasında kullanılan biri sabit biri hareketli iki kırma yüzeyinin (yanak) yukardan aşağıya doğru daralan açılı bir konumda monte edilip kısa titreşim hareketi tesiriyle taşı veya madeni ezerek kıran ve kırılan parçaların alttaki dar aralıktan ayağıya düşmesini sağlayan makine 2) Konkasör
ÇENTİ, 1) Ağaç tahkimatta, dikme, boyundu-ruk, sarma, belleme vb direklerin balğantısı için direk başlarında balta veya testere ile açılan, özel biçimli diş veya oyuntu 2) —> Çinti
ÇERÇEVELİ YONU, Mermer işletmeciliğin-de, taşın derz kenarının kalemle dar bir şerit halinde işlenmiş olanı
ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED), Gerçekleştirilmesi planlanan faa-liyetlerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yönde etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ve teknoloji alternatiflerinin tesbit edilerek değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmalar Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam da çevre diye ifade edilir
ÇEYN KONVEYÖR, —> Zincirli konveyör
ÇIKARILMAYA HAZIR REZERV, —> Görünür rezerv
ÇIKIŞ HAVASI, Ocakta kullanılıp nefeslikten dışarı atılan kirli hava
ÇIKMAZ YOL, 1) Nefesliği olmayan galeri 2) —> Çuval dibi 3) Cul de sac
ÇIMA, Maden damarının fay zonlarında incelip iz haline gelmesi
ÇİFT BEŞGEN PRİZMA, Dik çıkmak istenilen doğrultunun iki tarafınında görülmesine olanak sağlayan çift prizma düzeni —> şekil Mimari gönye, Prizma

ÇİFT DRAGLAYN YÖNTEMİ, (TANDEM DRAGLAYN YÖNTEMİ), Örtükazı diliminin fazla kalın olması durumunda uygulanan dekapaj yöntemi Bu yöntemde dilim, üst ve alt kademe olarak ikiye ayrılır Üst kademede çalışan kısa bumlu draglayn tekrar kazı yapmaksızın kazdığı malzemeyi alt kademe önüne yığar ikinci draglayn, birincinin çalışma alanı dışında ve takriben 100-150m gerisinde ve dilim kalınlığının altyarısı üstünde çalışır ikinci draglayn’ın bumu daha uzun olup % 25 civarında tekrar kazı yapar ve çalışmasının ilk safhasında birinci draglayn tarafından dökülen yığının üstüne çıkmak suretiyle ve buldozerin de yardımı ile kendine çalışma platformu hazırlar Daha sonra 90° ve daha az açı altında çalışarak ve tekrar kazı yaparak ilerler —> *şekil: çift draglayn yönteminde 1 ve 2 draglayn’ın konumu
ÇİFT KAPI, Ocak içinde kapı ile ayrılan bir bölümde, insan veya araçların kapıdan geçişleri sırasında ocak havasının kaçması için belli aralıklı iki kapıdan oluşan kapı düzeni —> Havalandırma kapısı
ÇİMALAR- (GRELİN), Bir kendir öz üzerine veya yedinci bir halatın meydana getirdiği öz üzerine sarılan altı halatın kendi aralarında halatlama yapılarak elde edilen halat Bu halatlar elastikiyet ve bükülgenliğinden dolayı, genellikle sapan ve gemi palamarları yapımında kullanılır —> şekil, Çelik halat
ÇİMENTO, Başlıca silisyum, kalsiyum, aluminyum ve demir oksitleri içeren hammaddelerin (kireçtaşı, kil, marn, killi şist) belirli oranlarda karıştırılıp öğütülerek en az sinterleşme (Pluzolonik maddeler) temperatürüne kadar pişirilmesi ile sağlanan kilnkerin, tek veya daha fazla cins katkı maddesi ile birlikte belli bir incelikte öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bağlayıcı Çimento, uluslararası standart sanayi tasnifinde (ISIC), 369 ana grup ve 3692 kod numarası ile sanayide kullanılan esas kimyasal maddeler grubunda yer alır Türk standartları katoloğuna göre aşağıdaki belirtildiği gibi çeşitlendirilir :
1- Portland çimentoları ve katkılı portland çimentosu (TS-19)
2- Yüksek fırın curuf çimentoları (TS-20)
3- Traslı çimento (TS-26)
4- Beyaz portland çimentosu (TS-21)
5- Harç çimentosu (TS-22)
6- Uçucu küllü çimento (TS-640)
7- Sülfatlı curuf çimentosu (TS-809)
8- Erken dayanımlı yüksek çimento (TS 36-46)
—> Beyaz çimento, Curuf çimentosu
ÇİMENTOLAMA, 1) Sondaj kuyularının yıkıntılı zonlarının çimento ile özel şekilde sağlamlaştırılması işlemi 2) Muhafaza borularının içinde bulunduğu formasyona sağlam ve sızdırmaz bir şekilde bağlanması için özel düzenlerle boru arkasına çimento enjekte edilmesi Çimentolama tapası muhafaza borusu ucundaki çarığa ulaştığında pompa basıncıyla kauçuk deforme olur ve çimentolu çamur halka boşlukta yükselir ikinci tapa ilk tapaya ulaştığında yeteri kadar çimento, halka boşluğu doldurdu demektir Tapadaki valf tertibatı, pompalama durduktan sonra çimentonun geri dönmesine engel olur 3) Su geçirir tabakaların boşluklarına çimento, kil, bitüm vb enjekte edilerek su geçirmez duruma getirilmeleri işlemi
ÇİMENTOLANMA, Kayaç parçacıklarından oluşan kırıntı (klastik) tortullarının, mineral maddelerin gözeneklerine çökelmesi sonucu kaynaşması ve sertleşmesi Bu süreç bir tortul kayacın oluşumunun son evresini oluşturur Çimento (bağlayıcı malzeme), kayacın ayrılmaz ve önemli bir parçasını oluşturur ve kayacın gözenekliliği ve geçirgenliği çökelme sürecini belirler Pek çok mineral, hidrotermal eriyik olarak bağlayıcı malzeme rolünü üstlenebilir; en yaygın bağlayıcı malzeme türü silistir Kalsit ve diğer karbonatlar ile demir oksitler, barit anhidrit, zeolitler ve kil mineralleri de benzeri rol oynayabilirler —> Sementasyon
ÇİMENTO SEKTÖRÜ, Başlıca silisyum (Si), aluminyum (Al), kalsiyum (Ca) ve demiroksitleri (Fe2O3) içeren hammaddelerin, teknolojik yöntemlerle sinterleşme derecelerine kadar pişirilmesi (kavrulması) ile elde edilen yarı mamul madde klinkerin tek veya daha fazla katkı maddesi ile ögütülmesi yoluyla üretilen hidrolik bağlayıcıları içeren bir üretim sektörü
ÇİMENTO ŞERBETİ, —> Sondaj çimentola-masında kullanılan su ve çimento karışımı Çimento şerbetine; duruma göre, çimentonun katılaşmasının çabuklaştırılması, geciktirilmesi, viskozite düşürülmesi, hafifletilmesi veya ağırlaştırılması için ilave maddeler de katılır
ÇİNKO, Periyodik sistemin 30 numaralı elemanı Demir dışı metal grubuna dahildir Atom ağırlığı 65,38, ergime noktası 419°C, kaynama noktası 906°C, özgül ağırlığı 7,14 gr/cm3 500°C civarında buharlaşmaya başlayan çinko bu özelliği ile 100°C’ın çok altında buharlaşmaya başlayan su’ya benzer Hadde - Çinkosunun çekme mukavemeti 14-36kg/mm2, uzama %20-60’dır Katı dökme çinko, 90-120°C ve 140-170°C aralıklarında iyi haddelenir ve preslenir, lehimlenir ve kaynaklanır Rutubetli havada, çinko yüzeyi koruyucu bir çinko karbonat tabakası oluşturur
En önemli çinko cevherleri zinkblende, çinko-karbonat’tır Kavrulma ve redüksiyonla elde edilen ürüne elektroliz yoluyla %99,999 saflık kazandırılır Çinkonun alaşımları birçok yerde kullanılır Plâka hâlinde evlerin çatılarında, tel ve boru olarak, oksitleri boyalarda, çelik sacların galvanizasyonunda kullanılır
ÇİNKO SPESİFİKASYONLARI, Ticarette işlem gören çinko metâlinin bazı ülkeler standardına uygun olarak belirlenen muhteva oranları (1) ASTM’ye göre azami Pb, Fe ve Cd dikkate alınır: (a) Prime western (PW) Pb %1,400; Fe %0,050; Cd % 0200; Zn %98,00 (b) High Grade Pb %0,030; Fe %0,020; Cd %0,020; Zn %99,90; (c) Sepcial High Grade Pb %0,003; Fe %0,003; Cd %0,003; Zn %99,99(2) ingiltere’de GOB spesifikasyonu PW’ne yakın olup, azami %1,35 Pb ve %0,04 Fe sınırları vardır Bunun dış “Continous Galvanising Grade” (azami %0,35 Pb ve biraz Al) ile “Controlled Lead Grade” (azami 0,18 Pb, Al yok) gibi galvanizciler için bazı kaliteler mevcuttur PW veya GOB sıcak daldırma için, daha saf kaliteler ise kalıp döküm için kullanılır (3) Ayrıca ABD normlarında kalıp döküm maksadı için “ZAMAK” adı verilen alaşım kullanılır Zamak 3; Al%3,5-4,3; Cu %0-0,25; Mg %0,03-0,08; Fe % 0-0,10; Pb %0-0,007; Cd %0-005; Sn %0-005 ihtiva eder ve geri kalan kısmı çinkodan ibarettir
ÇİN PORSELENİ , Hamuru genellikle yüzde 50 kaolen, yüzde 25-30 feldispat, yüzde 20-35 kuars karışımından meydana gelen sert porselen Buna feldispatlı porselen de denir —> Porselen
ÇİNTİ, Tahkimat direklerinin uçlarının balta veya testere ile özel kesilmiş şekli
ÇİNTİLİ BAĞ, Birer uçları çintili iki yan direk ile iki ucu çintili bir boyunduruktan teşkil edilen yamuk biçimindeki ağaç tahkimat türü —> Ağaç tahkimat
ÇİZGİLİ KOD, —> Barkod
ÇİZİCİ, —> Plotter
ÇİZİK SERTLİĞİ, Ağzının şekli belli olan küçük bir bıçağın muayene parçası üzerinde bastırılıp çekilmesi sırasında meydana gelen çizginin genişliğinin ölçülmesi suretiyle tesbit edilen sertlik
ÇİZİLMİŞ ÇAKIL, —> Moren
ÇOK DERİN İŞLETME, Derinlere inebilmek için huni şeklinde açılmış olan ve derinliği 80 m den fazla olan açık işletme Bu işletmelerde basamaklar; taşıma araçlarının işletmenin en derin noktasına inebilmelerini sağlamak için, spiral şeklinde düzenlenir Kaya mekaniği bakımından meydana gelebilecek heyelânlar işletme derinliğini sınırlar
ÇOK JETLİ YAKICILAR, —> Toz kömür yakıcılar
ÇOK KATLI İŞLETME, Maden yatağının işletmeye elverişli, biri diğerinin üzerine konumlu en az iki kata ayrılabildiği işletme şekli Katlar arası mesafe diğer birçok faktörün yanısıra bilhassa mineral rezerv miktarı ve günlük üretime bağlantılı olarak saptanır
ÇOK ŞEKİLLİ MİNERALLER, —> Polimorf mineraller
ÇOMAK, —> Köstek Köstek atma
ÇÖKELTME HAVUZU, Sulu dolgu yönteminde çamurlu sularda askıda bulunan maddeler çökeltilip temiz su elde edilmesini sağlayan havuz
ÇÖKME, —> Tasman
ÇÖKTÜRÜCÜ REAKTİF, —> Reaktif Flokulant
ÇÖMLEK KİLİ, Bileşiminde bir miktar kalker bulunan ve parmaklar arasında toz hâline gelebilen bir çeşit plâstik kil Su ile kolaylıkla yoğrulduğundan tuğla ve çömlek yapımına elverişlidir
ÇÖRT (ÇERT), —> Çakmaktaşının daha çabuk kırılan beyaz, sarı, gri veya kahverenginde olabilen katışık cinsi Buna boynuztaşı da denir
ÇÖRT BİT, Silisli formasyonun delinmesinde veya çakmaktaşı geçilmesinde kullanılan aşınmaya dayanıklı özel matkap
ÇÖZELTİ, Çözeltme işleminden sonra faydalı element veya elementleri içeren eriyik
ÇÖZÜLEBİLEN BAĞLAMALAR, Kama, cıvata, düz, konik veya kertikli pimlerle yapılan bağlamalar
ÇÖZÜLEMEYEN BAĞLAMALAR, Perçin, sıcak geçme, kaynak, lehim, tutkal vb bağlayıcılarla yapılan bağamalar
ÇÖZÜNÜRLÜK, —> Solübilite
ÇÖZÜŞME, —> Dissosiyasyon
ÇUBUKLU DEĞİRMEN, Silindirik bir gövde içine yerleştirilmiş aşınmaya dayanıklı çok sayıda çubukların öğütülecek mâlzeme ile birlikte düşük hızda (—> Kritik hız altında) döndürülmesi suretiyle kuru veya sulu öğütme yapan değirmen
ÇUBUKKOD, —>Barkod
ÇUBUK KÜKÜRT, —> Kalkaroni usulü
ÇUKUR, Madeni alınmış açık işletmelerin geride bıraktığı topoğrafik görünüm Büyük açık işletmelerde; tabii topografyası madencilik faaliyeti nedeniyle bozulan arazinin ıslah edilmesi masrafları da fizibilite (yapılabilirlik) hesaplarına dahil edilir Bazı durumlarda çukurlar sun’i bir göl hâline getirilir
ÇUVAL DİBİ, 1) Taşdolgu ile kapatılmış galeri veya taş dolgu içinde bırakılan ve ayrı bir çıkış yolu olmayan kısa galeri 2) Cul de sac 3) —> Çıkmaz yol
ÇÜRÜK DOLGU, Mermer madenciliğinde kullanılan bir terim olup taş boşluklarına oluşumun direncinden daha az direnci olan bir malzemenin dolması
ÇÜRÜKGAZ, —> Egzos
ÇÜRÜME, Fiziksel, kimyasal ve organik olayların etkisi ile minerallerin ve kayaçların değişmesi sonucu yeni mineraller ve eriyiklerin teşekkülü 2) Bozuşma 3) Alterasyon 4) Tefessüh

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



D

DAF (DELİVERED AT FRONTİER - SINIRDA TESLİM), Malların gümrük çıkış işlemleri tamamlanmış olarak sınırda, ancak bitişik ülkenin gümrük sınırından önce ve belirlenmiş bir yerde ve noktada teslime hazır hale getirilmesiyle satıcının yükümlülüklerinin sona ereceği anlamına gelen uluslararası ticaret terimi Burada “ sınır” kelimesi, ihracatın yapıldığı ülkeninki dahil her türlü sınırı tanımlar Bu nedenle sözü edilen “ sınır”ın atıfta bulunulan yerini ve noktasını mutlaka isim olarak belirtmek ve böylece kesinleştirmek gerekir Bu terim özellikle demiryolu ve karayolu taşımacılığı için düşünülmüşse de, herhangi bir taşıma biçiminde de kullanılabilir (Incoterms 1990)
DAĞ BİLLURU, —> Neceftaşı
DAĞILMA EĞRİSİ, Ayırma ürünlerinden birinde bulunan ve her yoğunluk veya boyut kesiminin yüzdesini gösteren ve laboratuvar deneyleri sonucu çizilmiş eğri
DAĞILIM EĞRİSİ, —> Tromp eğrisi
DAĞ KRİSTALİ , —> Kuars
DOĞAL ELEMENTLER, Doğada başka elementlerle bileşikler oluşturmaksızın yalnız halde bulunabilen kimyasal elementler Atmosferde gaz halinde bulunan elementler bu gruptan sayılmaz
Doğada bulunan 96 kimyasal elementten yalnızca 19’u katışıksız veya çok az katışıklı mineraller halindedir Yalın halde bulunabilen element sayısının bu kadar az olması, kimyasal elementlerden çoğunun oksijen, kükürt ve halojenlerle bileşikler oluşturmaya çok yatkın olmalarından kaynaklanır
Doğal elementler, kimyasal özelliklerine göre başlıca üç grupta toplanır Metaller (platin, iridyum, osminyum, demir, çinko, kalay, altın, gümüş, bakır, civa, tantal), yarı metaller (bizmut, antimon, arsenik, tellür selenyum) ve ametaller (kükürt, karbon)
DAHİLİ KUYU, —> Körkuyu
DAHLİT, Genel formülü , Ca 5 (PO4)3 F, Cl, OH, CO3 olan apatitin kristal öz şekilsiz olanına verilen isim
DAİMİ NEZARETÇİ, Fenni nezaretçinin emrinde ve iş başında daimi bulunmak suretiyle görev yapan ve maden mevzuatına göre tayin edilmiş olan kişi Bu kişi maden teknisyeni, maden teknikeri veya maden başçavuşu olabilir
DAİRESEL (Eğrisel) KAYMA, —> Heyelân
DAKBİL, —> Ördek gagası
DALGIÇ TULUMBA, Su içine daldırılmak suretiyle çalıştırılacak şekilde imâl edilmiş tulumba Bu tulumbalar elektrik veya basınçlı hava ile çalıştırılacak şekilde, suyu basacağı yüksekliğe göre tek veya çok kademeli olarak, sondaj kuyusuna sarkıtılıp da kullanılabilecek şekilde imâl edilir

DAMAR, —> Maden damarı
DAMAR İSTİKAMETİ, Damar düzlemi ile yatay düzlemin arakesiti

DAMAR KALINLIĞI, Tabaka hâlinde teşekkül etmiş bir kömür veya cevher damarının tavanı ile tabanını birleştiren dik doğru parçasının uzunluğu, yani ara kesme ve yalancı tavan kalınlıkları dikkate alınarak ölçülen kalınlık Kömür madenciliğinde ara kesme ve yalancı tavan kalınlıkları dikkate alınmadan damardaki kömür bantlarının toplam kalınlığına da kömür kalınlığı demir
DAMARLI MERMER , Mermerin lekelerini ve damarlarını taklit ederek boya ile yapılmış mermer taklidi süsleme
DAMAR MEYLİ, 1)Damar düzemi ile yatay düzlem arasındaki dar açı 2) Yatım
Damarlar meyil açılarına göre:
0º - 20º az meyilli -,
20º - 40º orta meyilli -,
40º - 60º yarıdik -
>60º dik damar olarak tanımlanır
Meyli 80ºden fazla olan dik damarlara kılıç damar da denir
DAMAR PATLAMASI, —> Ani gaz boşalması
DAMAR TAŞI, 1) Maden yatağının içinde bulunan madenle birlikte teşekkül etmiş veya maden yatağının teşekkülü sırasında yatağın içinde kalmış yantaş parçalarında oluşan kayaç ve mineraller 2) Gang
DAMITMA, Bir sıvının, buharlaştırıldıktan sonra yeniden yoğunlaştırılarak sıvı hale dönüştürülmesi
Damıtma, sıvıları uçucu olmayan katkılardan ayırmada veya kaynama noktaları ayrı olan iki ya da daha çok sıvının birbirinden ayrılmasında kullanılır Örneğin, damıtma yoluyla ham petrolden benzin, gazyağı ve makine yağı elde edilmesinde bu sıvıların kaynama noktalarının farklı olmasından yararlanılır —> Özütleme
DAMLALIK TAŞ, Mermer işletmeciliğinde imalat yüzünü su tesirinden korumak gayesiyle dışarıya doğru çıkıntı verilmiş ve altı su damlamasına imkân verecek şekilde oyulmuş taşlar
DAMLALIKLI YAĞDANLIK, —> Yağlama sistemleri
DAR ALIN, 1) Kazı (üretim) yapılan nisbeten dar yüzey parçası 2) Damar istikametinde, damar meyli boyunca (başyukarı veya başaşağı), damara dik veya diyagonal olarak yürütülen pano şeridindeki kazı yeri
DAR ALIN TARZINDA İŞLETME METO-DU, Maden yatağı panosunun dar şeritler halinde; yan yana, üst üste veya alt alta kesilmesi ve arka arkaya istihsal edilmesi tarzında uygulanan işletme metodu
DARALAN OLUK, Küçük boyutlu olan ve tabaka halinde akan mineral tanelerinin, yataya yakın sabit bir yüzey üzerinde ve akışkan ortam içinde özgül ağırlık farklarına göre ayrılmalarını sağlayan; beslenme tarafında geniş ve boşalma kısmına doğru darlaşan oluk şeklindeki ayırıcı Beslenen pülp , oluğun daralması nedeniyle gittikçe kalınlaşan bir tabaka halinde akarak, boşalma tarafına doğru engelli çöküş sınıflandırması ve küçük tanelerin ara boşluklardan sızması koşullarını meydana getirir Bu durumda akan tabakanın alt tarafında yer alan ve daha yavaş hareket eden ağır mineraller yakına, üst taraftaki hafif mineraller uzağa boşalır Ürünleri ayırmak için ayırıcı levhalar kullanılır —> Şekil

DARBELİ SONDAJ, Halat ucuna bağlı özel matkaplarla (balta) formasyonun dövülerek veya çarpılarak ufalanması sistemi ile yapılan sondaj
DARBELİ-ROTARİ SONDAJ, Çok sert formasyonlarda hızlı ilerleme sağlamak için özel takımlarla çalışan matkaba aynı anda dönme ve darbe hareketi iletebilen sondaj sistemi
DAR LAĞIM ATEŞLEMESİ, Çapı 50 mm’ye kadar olan birçok lağımın seri ateşlenmesi için yapılan işlem
DAYAK, —> Payanda
DAYANAK NOKTASI, Arazide detay ölçümler sonrası veya fotoğraf çiftinden yapılan ölçmelerle belirlenen ve araziyi tanımlayan (xyz) değerleri belli nokta
DAYK, 1) Komşu ve kendisinden yaşlı formasyonların strüktürlerini kesen nisbeten ince ve uzun magmatik kayaç 2) Aşınma ile filonların yeryüzünde meydana getirdiği duvara benzeyen düzensiz setler 3) Kayaç çatlaklarına yerleşmiş genellikle tabla şeklindeki dolgu 4) Gang 5) Dike
DDP (GÜMRÜK RESMİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Malların ithalatçı ülkede belirlenen yerde hazır bulundurulmasıyla, satıcının teslim yükümlüğünün yerine getirilmiş olacağını anlatan uluslararası ticaret terimi Burada satıcı, malların gümrük giriş işlemleri tamamlanmış olarak tesliminde gümrük resmi dahil olmak üzere, vergiler ve diğer ödemelerle birlikte bütün risk ve masrafları üstlenir,—> EXW terimi satıcı açısından asgari yükümlülük ifade ederken, DDP terimi, tersine, azami yükümlülüğü içerir Eğer satıcı doğrudan ya da dolaylı biçimde ithal lisansı alamıyorsa, bu terim kullanılmamalıdır (Incoterms 1990)
DDU (GÜMRÜK RESMİ ÖDENMEKSİZİN TESLİM), Malların ithalatçı ülkede belirtilen yerde hazır bulundurulmasıyla satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olması anlamına gelen uluslararası ticaret terimi Satıcı, malların belirlenen noktaya getirilmesiyle ilgili olan (ithalattan alınan resim, vergi ve diğer paylar hariç) bütün risk ve masraflarla birlikte, gümrük giriş formalitelerinden doğan masrafları da karşılamak zorundadır Malların gümrük girişini zamanında yapmamaktan doğan ek masraf ve riskler alıcıya aittir (Incoterms 1990)
DEBİ, Gaz veya sıvıların, aktığı yerin muayyen bir kesitinden, birim zamanda geçen miktarı
DEDEKTÖR , 1) Bulucu aygıt 2) Sismometre
DEFLAGRASYON, 1) Ateşleme işleminde patlayıcı maddenin kimyevi reaksiyonla alev alması ve ses hızının altında bir hızla yayılması 2) Yavaş yanma Deflagrasyon oluşturan patlayıcı maddenin (kara barut gibi) zayıf tarafa doğru itici bir etkisi vardır Bu tip patlayaıcı maddelerin parçalama (kırıcı) gücü azdır
DEGAJ, —> Ani gaz boşalması
DEĞİRMENTAŞI, 1) Bileşiminde CaCO3 ile silis bulunan bir kayaç 2) Silisli kalker 3) Büyük kütleler halinde oluşan, özgül ağırlığı 2,6-2,7 gr/cm3 olan sert kalsedon
DEKANTÖR, Su içerisindeki çok ince taneleri ayırma veya sınıflandırma işlerinde kullanılabilen merkezkaç kuvvet etkisi ile çalışan makine
DEKONVERTİSAJ, —> QSL yöntemi
DEKAPAJ, 1) Açık işletme projesine göre maden yatağının üzerindeki veya kontağındaki örtü tabakasının gevşetilmesi, kazılması, yüklenmesi, taşınması, toprak harmanınıa dökülmesi, serilmesi, harman sahasının düzeltilmesi, toprak harmanı ve kademe yollarının yapımı ve bakımı gibi muhtelif ameliyeleri kapsayan işlemlerin tümü 2) Örtükazı —> Ön-, Ana-, Aradekapaj, Örtükazı, Delik boyunun tesbiti, Örtü kazıda hacim, Paralel ve düşey kazı
DEKAPAJ MEVSİMİ, İklim ve arazi şartlarına bağlı olarak dekapaj işlerinin sürekli yapılabildiği dönem
DEKAPAJ ORANI, 1) Dekapaj yapılarak kaldırılması gereken örtü tabakası miktarı ile, bunun altında çıkarıılacak olan maden miktarı arasındaki oran (D: K), Dekapaj oranı m3/ton, m3/m3 olarak ifade edilir 2) Örtükazı oranı
DEKLİNASYON, Pusulanın gösterdiği manyetik meridiyen istikameti ile astronomik meridiyen arasındaki açı Mağnetik deklinasyon veya yanlış gösterme
DEKOMPOZE, —> Alumina istihsali sırasında ortaya çıkan sodyum aluminata aşılama hidratı ilave edilip bu şekilde aşılanmış sodyum aluminatın soğutulup karıştırılması işlemi
DEKONTAMİNASYON, Radyoaktif maddelerin çökelmesiyle meydana gelmiş çevre kirliliğinin yıkama, filtre etme veya buharlaştırma suretiyle temizlenmesi
DEKOVİL , Dar hatlı, kazısı ve inşası fazla harcama gerektirmeyen, araziye daha kolaylıkla uyabilen bir demiryolu Bu sistemin yol açıklığı 0,6 veya 1,00 m’dir ve cer vasıtaları da normal demiryolununkine göre daha hafiftir
DEKREPİDASYON, —> Isıtmayla kırma
DELİCİ UÇ, —> Lagım burgusu Matkap
DELİK ÇAPI, Delme ve patlatma işlerinde, en az malzeme, emek ve zaman kullanarak, istenilen maden veya kayacı en uygun boyutta ve en çok miktarda serbestleştirmeye yarayan etkenlerden biri Başarılı bir atımı sağlayan diğer etkenler ise ; patlayıcı madde cinsi ve miktarı, ateşleme sistemi ve delik geometrisidir Delik çapı öncelikle patlayıcı miktarının kayaç yapısı içinde dağılma durumunu sağlar Küçük çaplarda, delik geometrisi de buna uygun boyutlarda dar olmakta, böylece patlayıcı kayaç içinde daha iyi dağıtılmış olmaktadır Geniş çaplı deliklerde ise tersi söz konusudur Ancak dar çaplı lağımlarda, kazı birim hacmi için daha fazla delik metrajı zorunludur Bunun sonucu olarak da daha fazla işçilik gerekir ve ateşleme sistemini oluşturan malzeme tüketimi artar Çapın genişlemesi ile belirtilen tüketim kalemlerinde ucuzluk elde edilir Delik çapı tercihindeki bir diğer etken de patlayıcı madde cinsidir ANFO ve emulsiyon patlayıcı maddelerin detonasyon hızı, delik çapı küçüldükçe düşer Bu sebeple ANFO kullanıcılarının en küçük 76 mm, emulsiyon kullanıcılarının en küçük 89 mm delik çapını göz önüne almaları tavsiye edilir Kartuş tipi patlayıcı kullananların da kartuş boyutuna bağlı olarak çap seçmeleri gerekir Diğer yandan ; delik çapı ayna yüksekliği ve atım yükü aralığı ile orantılandırılmalıdır Delik çapı seçiminde, her deliğin alacağı patlayıcı miktarı ve bunun da çevreye verebileceği sarsıntı da değerlendirmeye dahil edilmelidir
DELİK DELME, Lağım deliği delme işlemi
DELİK DELME VAGONU, —> Jumbo
DELİK TOZU, Fazla delinen lağım deliğinin istenen seviyeye kadar doldurulması amacıyla kullanılan toz
DELME HIZI, Delme esnasında matkabın kitle içerisindeki ilerlemesinin cm/dk birimiyle ifadesi
DELİKLİ SAC ELEK, Sac veya plastik plakalar üzerine çeşitli biçimde; genellikle kare, daire ve çokgen şeklinde delikler açılmak suretiyle hazırlanarak eleme işlemi yapacak ünitelerin imalinde kullanılan eleman —> Elek Elek yapımında kullanılacak sac plâkaların aşınmaya ve paslanmaya karşı, dayanıklı olması gerekir Seçilecek sac kalınlıkları delik çaplarına göre değişir Eşit delik aralığında sac kalınlığı arttıkça, eleme randımanı düşer Bu nedenle, elek açıklığı ve eleme randımanı dikkate alınarak ekonomik ömür bakımından uygun sac kalınlığı seçilir—> Tel örgülü elek Elek altı, Elek üstü, Elek açık alanı, Elek anma alanı
DELTA, 1) Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D, d) 2) Akarsuyun göl ya da denize ulaştığı yerde yani ağzında oluşturduğu kabaca üçgen biçiminde alüvyon birikimi bölgesi 3) Çatalağız
DEMARAJ, 1) Bir vagonun belirli bir sürate ulaşıncaya kadarki ilk hareketi 2) Kömür madenciliğinde yeni grup işçi tertibinde üretimin istenen düzeye ulaşması için geçen süre 3) Maden ticaretinde, malın geç sevk edilmesi veya zamanında ulaştırılmaması
DEMARAJ PRİMİ, Yeni grup işçi tertibinde ocağın üretim kapasitesine kısa sürede ulaştırılmasını sağlamaya yarayan teşvik ücreti
DEMİR ALAŞIMLARI, Demirin diğer metallerle yaptığı alaşımlar
Ferroaluminyum, % 10 Al
Ferrocerium % 50-94 Ce
Ferrokrom % 56-70 Cr
Ferrokobalt % 50 Co
Ferromanganez % 7-45 veya daha fazla
Mn % 7-45 Mn ihtiva eden demire ayna demiri denir Standart ferromanganez % 80’den fazla Mn ihtiva eder
Ferromolibden % 45-80 Mo
Ferronikel % 24-75 Ni
Ferrofosfor % 10-25 P
Ferrotungsten % 70-92 W + % 03 C
Ferrotitan “Ferrokarbon titanyum” % 10 -15 Ti
Ferrosilikon % 7-92 Si
Ferrovanadyum
% 20-50 V
Ferrouranyum
% 20-40 U
Ferrostronsiyum % 20-50 Sr
Demirin ferroboron, ferroboron-silikon, ferrokobalt-krom, ferromagnezyum, ferrosodyum ve ferrotantalyum alaşımları da vardır Düşük derecede ergiyen demir alaşımları yüksek fırınlarda ve elektrik fırınlarında, karbonsuz demir alaşımları da aluminotermik prosesle elde edilir —> Ferro alaşımlar
DEMİR DİREK, İç içe geçmiş iki borudan ve kilit tertibatından oluşan krikoya benzer madeni tahkimat ünitesi Bunlar sürtünmeli ve hidrolik sistemde imal edilir Tek direk halinde kullanıldığı gibi ikili veya dörtlü imal edilip yürüyen tahkimat olarak da kullanılır —> Hidrolik direk Sürtünmeli madeni direk
DEMİRLİ KİL, Bileşiminde demir oksidi bulunan bir kil Kırmızı olanı topraksal olijist, sarı olanı topraksal limonit
DEMİRLİ KUARS, —> Kristalin kuars
DEMİR ŞAPKA, 1) Sülfürlü maden yataklarının, üst kesiminde oksidasyon zonunda oluşan limonit örtü —> Oksidasyon zonu Sementasyon zonu 2) Gossan
DEMİRYOLU, Lokomotif, vagon vb demir tekerlekli taşıtların üzerinde yürüdüğü, demir, ağaç veya öngerilmeli beton traversler üzerine birbirine paralel olarak döşenerek yapılan bir tür yol Demiryolu, çekilen taşıtlara belirli bir yön vermek ve tekerleklerin sürtünme direncini azaltmak için XVIII inci yüzyılın ikinci yarısında kullanılmaya başlandı
DEMİRYOLU AÇIKLIĞI, Demir yolunda döşenmiş paralel iki ray demiri arasında içten içe ölçülen en kısa açıklık (mesafe)—> Şekil Buna “ Ray açıklığı “ veya “ Demiryolu genişliği “ de denir—> Ray, Ray çivisi

DEMİRYOLU GENİŞLİĞİ, —> Demiryolu açıklığı
DEMİRYOLU NAKLİYATI, Yeraltı ve yerüstünde zemine ray döşenerek bu raylar üzerinde demir tekerlekli (bandajlı) vagonları katar halinde (—> Lokomotif, Sonsuz halat, vb) itme veya çekme suretiyle taşınarak cevher, kömür, malzeme ve insanların istenilen yerlere ulaştırılması Ocaklarda döşenecek demiryolu rayları; üzerinde çalıştırılacak lokomotif ve vagonların ağırlıkları göz önünde bulundurularak; serilmek suretiyle döşenir Genel olarak yeraltı işletmelerinde küçük araba ve el ile nakliyat yapılan yerlerde 7 kg/m, küçük araba el veya katır nakliyatında 10 kg/m, küçük araba, küçük motor, vinç ve zincir nakliyatında 14-18 kg/m, küçük orta lokomotif ile büyük vagon nakliyatı (anayol nakliyatı) 24 kg/m, açık işletmelerde (linyit) 33-41 kg/m, genel demiryolu taşımacılığında ise 49kg/m ve daha fazla ağırlıktaki raylar kullanılır Rayların ağırlığı arttıkça taşıma gücü de ona göre artar 7-14 kg/m ağırlıktaki raylar uygun ray bükme makineleri ile gerektiğinde bükülerek veya düz olarak gerekli malzeme ile kolayca döşenebilir Diğerlerine ise özel bağlantı donanımı gerekir Raylar döşenirken ağaç, demir veya beton traversler kullanılır Demiryolu döşenen yerin taşıma mukavemetine göre traverslerin arasındaki mesafe iyi tesbit edilir
Normal tonluk araba ile nakliyat yapılan yerlerde döşenen raylarda yol genişliği (ray arası mesafe) 60 cm, 5 tonluk araba nakliyatı yapılan yerlerde yol genişliği Türkiyede 105 cm olarak standartlaşmıştır 5 tonluk araba nakliyatının yapıldığı troley hatlarında ağırılığı39,5 kg/ m olan raylar kullanılmaktadır
Kullanılacakları yerlere göre kullanılan ray boyları ise 4-5-7-9-12-15-30m olarak imal edilmektedir Ağırlıklarına ve kullanış yerlerine göre raylar 2-4 veya 6 cıvatalı pabuçlarla bağlanır Pabuç-cıvata bağlantısı yerine bugün için birçok yerlerde kaynakla bağlantı da yapılmakta ve bilhassa ray başlarında meydana gelen vuruntu azaltılmaktadır
Demir yollarının döşenmesinde raylar arasındaki mesafe mastarla kontrol edilip, traversler uygun evsafta seçilip nizami aralıklarla döşenmeli, rayların pabuçla bağlandığı yerlerin altına travers döşenmemeli, pabuç cıvataları iyice sıkıştırılmalı, çift yol döşenen yerlerde her iki yolun altına ayrı ayrı traversler makasların altına ise boy traversi döşenmeli, traverse rayı tutturan yol çivisi veya tirbüşonlar şeşbeş çakılmalı, traverslerin altı ve araları kırmataşla doldurulup travers altları bu kırma taşlarla iyice sıkıştırılmalı, kullanılan nakliyat vasıtalarının ağırlığına uygun mukavemette ray seçilmeli, yol döşenirken belirli meyli tutturmak için —> Yol terazisi kullanılmalı, mekanik manevra ve özel taşıma dışında demiryollarına verilen meyil % 0,5’in altında, demiryolu döşenen galeriler, kullanılan taşıt araçlarına uygun kesitte seçilmeli, arabaların kancalandığı veya kancaların çözüldüğü yerlerde durdurma ve boşaltma merkezlerinde, araçlarla galeri yan duvarları arasında (çok yol varsa araçlar arasında galeri tabanından 180 cm yükseklige kadar en az 60 cm) aralık bırakılmalı, taşıma elle, hayvanla veya mekanik araçlarla yapıldığı takdirde araçla galerinin yan duvarlarının biri arasında da galeri tabanından 180 cm yüksekliğe kadar 60 cm genişlikte yaya yolu bırakılmalı, yaya yolu bırakılmasına imkan yoksa ve taşıma sırasında işçilerin geliş ve gidişine veya çalışmasına izin verilmişse yolların yan duvarlarında 50m aralarla en az iki kişinin sığabileceği cepler yapılmalı ve bu cepler kolayca görülebilecek halde boyanmalı (badana) veya işaretlenmeli, kurblarda (virajlarda) yani dönemeçlerde dıştaki rayın iç raya nazaran yüksek atılması (döşenmesi), makaslar veya kurblarda —> Öksüz (özengi) demirlerinin kullanılması, motor veya arabaların, yol genişliğine göre, çalışabilecekleri asgari yarı çaptan daha küçük yarıçaplı kurbların tonluk ocak arabaları 60 cm genişliğindeki yolun asgari kurb yarıçapı 6m,105cm genişliğindeki yol için yarıçapı 12m’den az yapılmaması, ayak dipleri, varagel, vinç dip ve başlarında, kuyu diplerinde, akrosajlarda, tumba yollarında (devrelerinde), ana yollarda lüzumu kadar geçit makasları çift yol sağ ve sol veya Y makasları atılması gerekir
Yeraltı madenciliğinde kullanılan demiryollarında 60 cm genişliğinde ray şebekesinde travers uzunluğu 120 cm, 105cm genişliktekinde 2-2,5 m cıvarında, travers kalınlık ve genişlikleri ise 15x20cm boyutlarında yapılmalıdır
DEMONTAJ, 1) Sökme 2) Sondajı tamamlayan makine ve takımların yeni bir lokasyona taşınabilir hale gelecek şekilde sökülmesi işlemi
DENGE AÇISI, Yığılmış malzemenin kaymadan durabildiği en büyük açı değeri —> Kayma açısı
DENGE DİYAGRAMI, Bir veya birden fazla elemanın (alaşımların) fiziko kimyasal fazlarının denge durumlarını gösteren grafik —> Ötektik karışım
DENGE HALATI, —> Kuyruk halatı
DENGELİ İHRAÇ SİSTEMİ, Çift tanburlu, çift halatlı ve kuyruk halatlı, veya tek tanbur, tek halat sürtünmeli (köpe) ve kuyruk halatlı ihraç sistemi —> Dengesiz-, Yarı dengeli ihraç sistemi
DENGESİZ İHRAÇ SİSTEMİ, Tek halatlı ve tek tanburlu ihraç sistemi —> Yarı dengeli Dengeli ihraç sistemi
DENGELENMİŞ ORTALAMA DAMAR KALINLIĞI, —> İşletilen ortalama damar kalınlığı
DENİZ FASİYESİ, Denizlerde teşekkül etmiş eşyaşlı tortul tabakalar Bunlardan kıyılarda teşekkül eden kayaçlara kıyı fasiyesi, 200 m’ye kadar derinliklerde teşekkül eden çökellere sığ deniz fasiyesi, 200-1000 m arasında derinliklerde teşekkül eden çökellere batiyal fasiyesi, daha derin denizlerde teşekkül eden çökellere de derin deniz fasiyesi denir
DENİZALTI KÖMÜR İŞLETMECİLİĞİ, Jeolojik, jeofizik ve sondajlı arama çalışmaları ile ekonomik çalışabilir derinliklerde rezervi tesbit edilmiş deniz altında bulunan kömür yataklarının işletilmesi Kömür ihtiva eden tabakaların deniz dibinden derinliğine göre denizaltı kömür işletmeciliğinde sınırlı olarak oda-topuk, ayak-topuk, rambleli uzun ayak işletme metodları, belirli derinliklerden sonra ise; kömür işletmeciliğinde tatbik edilen tüm işletme metotları uygulanabilmektedir

DENVER JİG, Sabit elekleri olan, suyun hareketi, piston veya diyafram vasıtası ile verilen bir —> Jig türü Buna harz jigi de denir
DEQ (RIHTIMDA TESLİM), Satıcının teslim yükümlüğünün, malları belirlenen varış limanındaki rıhtımda alıcıya sunmasıyla sona ermesi anlamına gelen uluslararası ticaret terimi Genellikle bu terime “ GÜMRÜK RESMİ ÖDENEREK” açıklaması yapılır ve bu durumda, satıcının gümrük giriş işlemlerini tamamlaması gerekir Eğer satıcı doğrudan veya dolaylı olarak ithal lisansı alamayacaksa bu terim kullanılmamalıdır Diğer yandan terimine “ GÜMRÜK RESMİ ÖDENMEKSİZİN” eki yapılmışsa; gümrük işlemlerini alıcı üstlenmiş demektir Eğer taraflar, ithal işlemlerinde yapılan bazı ödemeleri (VAT yani KDV gibi) satıcının yükümlülük alanından çıkartmak isterlerse bu istek, konuya açıklık getirecek sözlerle karşılanmalıdır, “ Rıhtımda teslim, VAT (KDV) ödenmeksizin (varış limanı olarak) gibi (Incoterms 1990)
DEPLASMAN, —> Tasman
DEPO, 1) Su toplama yeri 2) Ambar, Silo
DEPREM, 1) Başlangıç noktası yerkabuğunun (~ 50-700 km) içinde bulunan doğal nedenli yerkabuğu hareketi 2) Yerkabuğunun derin katmanlarının çeşitli nedenlerle kırılıp yerdeğiştirmesi ya da yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntının yeryüzünden hissedilmesi 3) Yersarsıntısı 4) Zelzele
Depremler genellikle yerin altında az veya çok derinde (ama, 700 km’den derinde değil) bulunan, bir dereceye kadar belirlenmiş bir yerde (deprem odağı), apansızın ortaya çıkan ve en azından geçici olarak bütün çevrede yavaş yavaş birikmiş gerilim toplanmasını sona erdiren bir denge bozulmasından ileri gelir Belli bir “ dengeye geri dönüş “ , çoğunlukla, birbirini izleyen aşamalardan geçerek gerçekleşir (çok sayıda sarsıntılar) Yayılan deprem dalgalarının çeşitli gözlem evlerine varma anları, deprem merkezinin (deprem odağına düşey olan yeryüzü bölgesi) saptanmasını sağlar Deprem dalgalarının zamanda ve uzamda dağılışının incelenmesi, deprem bölgeleri haritalarının hazırlanmasına imkan verir En sık deprem olan bölgeler, manto ile kabuk arasındaki mekanik gerilimlerin en şiddetli olduğu kırılma kuşaklarında bulunur
DEPREMBİLİM, Depremleri ve sismik dalgaları yerkürenin iç kesimlerinde inceleyen bilim dalı Sismik araştırmalar bölgesel veya yerküre ölçeğindeki amaçlara yönelik olabilir Bu araştırmalarla; bölgesel olarak yeraltı kırıklarının ve petrol, doğal gaz ve maden yataklarının yeri belirlenmeye çalışılır Yer’in iç kesimlerindeki faz süreksizlikleri, ada yaylarının jeofiziksel özellikleri, okyanus çukurları, okyanus ortası sırtlar ve yer malzemelerinin esneklik özellikleri; incelenir
Depremlerin incelenmesine yönelik olarak da sismik dalgaların çeşitli yer istasyonlarına ulaşma süreleri ve şiddetleri belirlenir Sismik dalgalar, yeraltı patlatmaları yoluyla yapay olarak da üretilebilir Sismoloji kavramı “deprembilim “ ile eş anlamlıdır
DEPREM KUŞAĞI, —> Deprem
DEPREM ODAĞI, Deprem enerjisinin meydana çıktığı yer —> Deprem odak derinliği
DEPREM ODAK (OCAK) DERİNLİĞİ, Yeryüzü ile deprem enerjisinin meydana çıktığı yer yani deprem odağı (hiposantr) arasındaki düşey yönde ölçülen aralık Diğer bir deyişle —> Episantr ile —> Hiposantr arasındaki mesafe Yüzeyden itibaren 60 km’ye kadar odak derinliği olan depremler “ Sığ depremler “, 60-300 km arasında odak derinliği olan depremler “ Orta derin depremler” olarak tanımlanır Derin depremlerin odakları ise 700 km derinliğe kadar olabilir —> Deprem
DEPREM ŞİDDETİ, Herhangi bir derinlikte olan bir depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki gücünün ölçüsü Depremin şiddet değerinin belirlenmesinde, episantra olan uzaklık ya da yakınlığın, yerel zemin koşullarının ve farklı tipteki yapı özelliklerinin etkisi olur Gözlemsel inceleme alanı içerisinde aynı şiddet değerine sahip noktalar birleştirilerek elde edilen eğriye “Eş Şiddet” (İzoseist) eğrisi, üzerinde izoseist eğrileri bulunan haritaya da “İzoseist Haritası” denir
DEPRESYON, 1) Maden ocağı, galeri, kuyu ve borularda havanın bir yerden başka bir yere akışını sağlayan kuvvet Ocak havalandırma-sında ocağa verilen havanın basıncı düşük olduğundan ve genel olarak 1/10 atmosfere kadar olan hava basıncı mm su sütunu (tazyiğin metrik birimi) olarak ifade edildiğinden, depresyon m2 alana gelen mm/su sütunu veya kg/m2 birimleri ile (1at = 1 kg/cm2= 10000 mm su sütunu = 736,5 mm civa sütunu) ölçülür —>Total depresyon Dinamik depresyon 2) Ekonomideki iş çevrimleri (business cycles) aşamalarından biri Bu aşamalar; depresyon (çöküntü), canlanma (toparlanma), boom (aşırı canlanma) ve resesyon (gerileme)den oluşurDepresyon evresinde ekonomide istihdam en düşük noktadadır, talep tam istihdam ve üretim düzeyinin altındadır; kullanılmayan üretim kapasitesi yüksek düzeydedir; fiyatların genellikle düştüğü görülür, kâr oranları düşüktür ; bu yüzden yatırımlar hemen hemen durur
DEPRESYON KONİSİ, Kuyudan su pompalanması sırasında kuyu çevresinde oluşan, sudan arınmış koni biçimindeki kısım
DEPRESYON ZAYİATI, İçinden hava geçen galeri, kuyu, hava borusu veya basınçlı hava boruları vb’nin uzun eksenleri boyunca tesbit edilen iki noktada ölçülen basınç değerleri arasındaki fark Diğer bir ifade ile bu iki nokta arasındaki “statik basınç azalması
DERAYMAN, 1) Demiryolu araçlarının raydan çıkması 2) Ocak arabası, lokomotif vb araçların düşmesi
DERE TELAKİSİ, Arazide iki derenin kesiştiği (birbirine karıştığı) nokta
DERİN AÇIK İŞLETME, Derinlere inebilmek için huni şeklinde açılmış ve derinliği 80 m’den fazla açık işletme Derin açık işletmelerde basamaklar taşıma araçlarının (demiryolu, kamyon, vb) işletmenin en derin noktasına inebilmelerini sağlamak üzere spiral şeklinde düzenlenir Bugün için 250-300 m derinliği olan açık işletmeler vardır Ancak derin açık işletmelerde arazi basınçları ile meydana gelecek DERİN DENİZ İŞLETMESİ, Deniz üzerindeki gemi veya dubadan deniz dibine indirilen emici pompalar vasıtasıyla, deniz dibinde oluşmuş maden yumrularını veya maden ihtiva eden şlamı emerek deniz yüzeyine çıkarmak suretiyle uygulanan işletme metodu

DERİN DEPREMLER, —> Deprem odak derinliği
DERİN EMDİRME, —> Su emdirme
DERİNLİK KAYAÇLARI, 1) Yer kabuğuna sokulma sonucu yerleşen mağmanın soğuyup kristalleşerek katılaşması ile meydana gelen (batolit) magmatik kayaç 2) İntrüsif kayaç
DERİN TROMP AYIRICISI, Derin ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı

DES (GEMİDE TESLİM), Gümrük giriş işlemleri yapılmamış malların belirtilen varış limanında gemi bordasında alıcıya sunulmaya hazır hale getirilmesiyle satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olduğunu ifade eden, uluslararası ticari terim DES’in uygulanması durumunda, malların belirtilen varış limanına getirilmesi işlemleriyle ilgili her türlü risk ve masraf satıcı tarafından karşılanır (Incoterms 1990)
DESANDAN HAVA AKIŞI, Yukardan aşağıya doğru inen hava akımı
DESANDAN HAVALANDIRMA, 1) Üretim yerlerinin yukardan aşağıya havalandırılması 2) Ters havalandırma
DESANDRİ, 1) Maden ocaklarında aşağıdan yukarıya cevher veya kömür nakli yapmak amacı ile aşağıya doğru meyilli olarak yantaş, cevher veya kömür içinde sürülen galeri 2) Maden yatağına ulaşmak için yeryüzünden başlayarak sürülen meyilli galeri
DESANSÖR, İçinde çelik zırh veya zor aşınan herhangi bir malzeme (sinter bazalt) kaplı taşıma helezonu bulunan, taşıma kolaylığı bakımından üniteler halinde parçalardan oluşan, graviteden yararlanmak suretiyle madenin yeraltında dik kuyularda kırılmadan ve zayi olmadan yukarıdan aşağı taşınmasını sağlayan çelik boru sistei Genel olarak çap 1,5 m ve ünite boyu 1 m olarak imal edilir

DESİBEL, Değişik ses şiddetlerini karşılaştır-mak için “bar” biriminin on tabanına göre logaritmasının onda biri olarak belirlenen ses şiddetini (düzeyini) değerlendirme (ölçme) birimi Desibel (dB) simgesi ile gösterilir 0, 0002 mikrobar basınç yapan ses, “duyma eşiği” olarak nitelendirilmekte ve sıfır dB olarak kabul edilmektedir dB olarak ölçülmüş iki gürültü varsa bunlar logaritmik olarak toplanır Değişik gürültü kaynakları ve bu kaynaklardan yayılmasına izin verilen maksimum gürültü seviyeleri:

DETAY ALIMI, 1) Jeodezik ölçme işleminde; arazide görünen yüzeye ait değişikliklerin haritaya işlenebilmesi için, karakteristik noktalara mira tutularak, dik düşülerek veya reflektör tutularak ölçme yapılması 2) Fotogrametrik değerlendirme ise; fotoğraf çiftinden sağlanan stereoskopik görüş sonrası, kürsör gösterge resim üzerindeki ayrıntı noktalarına getirilip işaretlendikten sonra, bilgisayar belleğine alınarak ölçme yapılması
DETONASYON, Kimyasal veya nükleer zincir reaksiyonu tesiri ile patlayıcı maddelerin ani yanması Patlayıcı maddelerin kimyasal reaksiyon sonucu ani yanmasında, sıcaklığı 4500½C, ani basıncı 250000 atmosfer civarında, sirayet hızı ses hızının üzerinde ve tahrip gücü (kırıcılığı) yüksek, kor halinde bir kitle oluşur
DETONASYON HIZI, Patlayıcı maddenin kimyevi reaksiyon sonucunda detonasyon oluşturarak, yüksek basınç ve temperatürü haiz olan kor halindeki bir gaz kitlesine dönüşmesi durumunda; reaksiyon noktasının silindirik şarjdaki ilerleme çabukluğu Nitrogliserinin infilak etmesinde, bir piko saniye (10-12s) içerisinde temperatür birkaç bin dereceye çıkar ve bu yüksek ısı altında kimyevi eksotermik reaksiyon muazzam bir hızla başlar Reaksiyon bölgesi yaklaşık 1 mm uzunluğundadır, detonasyon hızı 8000 m/s’yi bulur ve 0,1 s kadar sonra sona erer Detonasyon hızının resmi, özel film makineleriyle bir yol-zaman eğrisi üzerinde tesbit edilir
DETONASYON LOKUMU, Patlatmak amacı ile gerekli miktarda patlayıcı madde doldurulmuş lağım deliği içindeki lokumlardan kapsül ihtiva edeni
DETONATÖR, Patlayıcı maddeleri patlatmaya yarayan kapsül
DETRİTİK ÇÖKELLER, Magmatik kayaç-larla tortul kayaçların mekanik veya kimyasal etkilerle ayrışıp dağılmasından meydana gelen iyi tasnif edilmemiş ufak ve büyük parçalardan oluşan kayaç
DEVEBOYNU BORU, S, U ya da ı biçiminde boru S ve U şeklinde olanlar boru şebekesinde yön değiştirmede veya araya sıvı ortam koymak suretiyle irtibat kesmede, omega borular da sıcak sıvı veya gaz nakleden borularda genleşmeyi karşılamak için kullanılır
DEVELOPMAN, 1) Maden yatağı keşfedilip arama işi bittikten sonra üretim için yapılan büyük hazırlık işi 2) Amenajman 3) Açık işletmelerde dekapaj, yeraltı işletmelerinde hazırlık işleri de developmanın bir bölümüdür
DEVİR, 1) Arama, ön işletme ve işletme ruhsatları gibi maden haklarının, Maden Dairesi tarafından sakınca görülmediği takdirde, bu hakları kullanmaya ehil gerçek veya tüzel kişilere verilmesi veya miras yolu ile intikali 2) Bir zaman dilimi 3) Bir noktanın, bir merkez etrafında dönerek aynı yere gelmesi
DEVLETE İNTİKAL, Arama, ön işletme ve işletme ruhsatlarının fesh olunması, yürürlük sürelerinin bitmesi veya terk sebebiyle sona ermesi hallerinde ruhsat sahibine hiçbir ödeme yapılmaksızın her türlü emniyet tedbiri alındıktan sonra maden haklarının devlete geçmesi
DEVLET HAKKI, 1) Yürürlükteki 3213 sayılı MK göre, maden sahasından çıkarılacak madenin işletme yıllık brüt karının yüzde beşi 2) Yürürlükten kalkan 6309 sayılı yasaya göre, üretilen madenin satışına esas ton fiyatına göre saptanan, İR ve İİ sahaların sözleşmelerine konup (mecburi imrar taahhüdü) ödenmesi zaruri olan meblağ
DEVLÜP, —> Kollergang
DEVRİDAİM ÇAMURU, Sondajlarda bentonit kili ihtiva eden şlam
DEVRİDAİM HORTUMU, Sondaj pompasının basma kısmını su başlığına bağlayan hortum
DEVRİDAİM POMPASI, —> Çamur pompası Devridaim tulumbası
DEVRİDAİM SUYU, 1) Elmaslı sondajda (krealius) takım dizisi içinden pompalanarak matkap ağzından geri dönen, matkabı soğutup, kestiği kırıntıları (cuttings) yeryüzüne getiren ve devamlı sirküle eden su 2) Maden zenginleştir-me tesislerinde devrettirilen su
DEVRİDAİM TULUMBASI, 1) Lavvarda suyu, şlamı veya ağır mayii devrettirmek için kullanılan tulumba 2) Devridaim pompası
DEVRİK ANTİKLİNAL, —> Antiklinal Katlanma
DEVRİLME KAYMASI, —> Heyelan
DEVRİLME TÜRÜ KAYMA, Dike yakın eğimli tabakalarla ayrılan uzun kolonların öne bükülüp kırılması sonucu blok devrilmesi şeklinde oluşan —> Heyelan —> Şekil, Kayma,Sürtünme, Akma şeklinde heyelan

DEZOKSİDAN MADDE, —> Redükleyici
DIAMIKNATISLI MİNERAL, —> Minerallerin mıknatısiyet özellikleri
DIŞ ÖLÇÜ, Mermer işletmeciliğinde, taşın en çıkıntılı noktalarından geçen yüzeylerin belirttiği geometrik şeklin nominal ölçüleri
DIŞA DÖKME, Bir açık işletmede yapılan dekapajın açık işletme sahasının dışına dökülmesi Bu döküm, daha önce madeni alınmış veya halen çalışmakta olan başka bir açık işletme çukuruna da yapılabilir
DİAGENEZ, 1) Kireçli şlamın kalkere, killi şlamın kil ve şiste, kumun greye dönüşmesi gibi; tortul kayaçların basınç, sıcaklık ve zaman etkileri ile (taşlaşması), değişmesi 2) Sedimantasyonla oluşmuş bir tabakanın oluştuğu zamandan sertleşmesine (taş haline gelmesi) kadar geçen zamandaki taşlaşma süreci
DİAMIKNATISLI MİNERAL, —> Mineralin mıknatısiyet özellikleri
DİBEK TAŞI, 1) Alt kısmı ince bir kömür tozu ile kaplı olduğu için hemen farkedilemeyen ve tavanın serbest yüzey teşkil etmesi durumunda ani olarak düşme tehlikesi gösteren fosilleşmiş ağaç gövdesi 2) Kupa

DİFERANSİYEL FLOTASYON, Yüzme kabiliyeti olan minerallerden birinin yüzdürülmesi
DİFÜZÖR, Ocak havalandırmasında kullanılan aspiratörlerde emici ana pervanenin lüle biçiminde gittikçe genişleyen hava çıkış (ağzı) kısmı
DİK BAŞYUKARI, —> Kelebe
DİK DAMAR KESİM, Mermer işletmecili-ğinde, taşın çökelme yüzeyine dik kesimi
DİKEY ATIM, —> Fay atımı
DİKEY AYAKLI GÖÇERTME, —> Tumba metodu
DİKİT, —> Sarkıt
DİKME, 1) Tahkimat amacıyla taban ile tavan arasında yerleştirilen direk 2) Sütun

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



DİKDÖRTGEN METODU, Çoğunlukla büyük miktarda alınan numunelere (örneklere) uygulanan numune miktarını azaltma yöntemi Yaklaşık 2-4 ton malzeme temiz bir zemine dökülür 1-1,5 m genişlik ve 8-9 m uzunlukta bir şerit haline getirilir, belirli aralıklarla işaretlenip bölümler numaralanır —> Numune hazırlama İlk önce 1,3 ve 5 inci parseller örnek olarak alınır 2,4, ve 6 kenara çekilir Alınan parseller tekrar bir şerit haline getirilir Bu kez 2,4,ve 6’ncı parseller alınarak 1, 3 ve 5 parseller, kenara çekilir Bunu takip eden aşamadaki 2, 4 ve 6 parsellerle birleştirilerek bu işlemin örnek istenilen miktara ininceye kadar devam ettirilmesi sağlanır
DİKROİZM, —> Pleokroism
DİLİM, Maden yatağı içinde galeri yüksekliğinin veya genişliğinin birkaç katı yüksekliği veya genişliği haiz ve bir düzenlemede istihsal edilebilen maden kitlesi Maden yatağı eğimli olduğu zaman dilimler, cevherin hakiki tavan ve tabanı ile açı yapacak şekilde düzenlenebilir Yatay maden yataklarında dilimler tabakalaşmaya paralel olduğu için bunlar bank diye isimlendirilir

DİLİMLİ GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU, Asgari kayıp ve temiz cevher üretimi arzu edilen, kitle, tabaka ve kalın damar halindeki, ihtiva ettiği maden (çürük) sağlam olmayan, tasman tesirinin yeryüzünde zararı olmayan hallerde kömür ve metalik cevher yataklarına uygulanan tahkimatlı ve taban döşemeli yeraltı (üretim) işletme metodu Bu usulde cevher yatay dilimler halinde yukarıdan başlayarak aşağıya doğru giderek alınır Her dilimde ana kelebeden hududa kadar kılavuzlar sürülür; hudutta sağ sol aykırı bacalar yapılır; huduttan başlayarak geriye doğru dönülür Bir aykırının tavanı göçertilmeden yandakine başlanmaz Şartlara göre ilk dilime gerekirse sonraki dilimlere de taban döşemesi de yapılır Kestelek Bor Madenlerinde bu şekilde yapılan dilimli işletme metoduna “Göçertmeli Badamalı (Sun’i tavanlı) Uzun Ayak Metodu” denilmektedir —> Şekil
DİLİM KALINLIĞI, —>Atım yükü
DİLİMLİ RAMBLELİ AYAK İŞLETME METODU, 1) Kitle, tabaka ve kalın damar dalindeki sağlam veya çürük maden yatakları ile ramble edilmiş iki oda arasında daha evvel bırakılmış topukların alınmasında yukarıdan aşağı alınan dilimlerde taban döşenip veya aşağıdan yukarı doğru alınan dilimlerde ramblenin üstünde kazılan madenden meydana gelen boşluğun ramble yapmak suretiyle doldurulması esasına dayalı olarak uygulanan tahkimatlı (üretim) işletme metodu Bu metotla asgari kayıpla temiz cevher üretilebilir 2) Kalın kömür damarlarında; damar dilimlere ayrılarak her dilimde bir uzun ayak teşkil edilip alt dilimdeki ayak en ileride, ondan sonrakiler de 20-40 m aralıklarla birbirlerini takip edecek şekilde, alttaki dilimlerdeki ayaklar rambleli, en üst dilimdeki ayak da göçertmeli olarak yürütülen işletme yöntemi —> Şekil
DİLİNİM, Minerallerin bileşimlerinde bulunan moleküllerin meydana getirdikleri yapıya göre kristal yüzeyleri boyunca paralel olarak yarılma özellikleri —> Klivaj veya teflik de denir —> Minerallerin dilinimi
DİLİNİM YÜZEYLERİ, —> Minerallerin dilinimi
DİLUVİYAL PLASER , Su taşkınları yani muntazam su akıntılarının biriktirdiği malzemelerin oluşturduğu sekonder maden yatağı
DİMORF MİNERAL, —> Polimorf mineraller
DİNAMİK DEPRESYON , Havanın ocak, galeri veya havalandırma borusu içindeki hızından dolayı meydana gelen —> Depresyon Havanın hızı fazla olursa dinamik depresyon artar, dolayısı ile total (umumi) depresyon da artacağından ortama hava veren veya hava emen vantilatör veya aspiratör fazla enerji harcar Bu nedenle daha ekonomik havalandırma yapmak için hava hızı 5-6 m/sn yi geçemeyecek şekilde havanın geçeceği ortamın kesiti ayarlanmalıdır
Maden ve Taş Ocakları ile Açık İşletmelerde Alınacak İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tedbirleri Hakkında Tüzük’ün161 ci maddesinde; insan ve malzeme taşımasında kullanılan kuyularda, lağımlarda, ana nefeslik yollarında; hava hızı, saniyede 8 metreyi geçemez şeklinde sınırlandırılmıştır —> Total depresyon
DİNAMİT, Esas itibariyle (% 25) diyatomit (kiselgur) veya odun unu içine emdirilmiş (%75) nitrogliserin (NG), den ibaret olan patlayıcı madde Dinamitin terkibindeki nitrogliserin diyatomit tarafından absorbe edilmiştir Ancak patlama kabiliyeti yüksek olan ve patlayıcı madde olarak kullanılan bütün terkiplere de dinamit denilmektedir Dinamit yapımında temel girdi olan nitrogliserin, gliserin ve glikolün birlikte oleum-nitrik asit karışımı (nitrolama asidi) ile nitrolanmasıyla elde edilir Üretilmesi istenen dinamitin türüne göre nitrogliserin/nitroglikol, amonyum nitrat, nitro sellülöz, sodyum klorür, odun unu, kalsiyum karbonat, DNT, TNT gibi maddeler belirli oranlarda karıştırılarak istenen homojen kitle elde edilir Patlayıcı maddelerle ilgili genel bilgiler, Ek-12 A, B, C, D ve E’de cetveller halinde gösterilmiştir
DİNAMİT AMBARI, Genellikle “Patlayıcı Maddeler Nizamnamesi”ne göre inşa edilmiş patlayıcı maddelerin içinde saklandığı ve korunduğu depo
DİNAMO, —> Generatör
DİNAMOMETAMORFOZ, 1) Orojenik olaylarda tektonik hareketlere bağlı olarak oluşan başkalaşım 2) Dislokasyon metamorfozu
DİNAMOMETRE, Kuvvetölçer
DİNGİL, —> Mil
DİNGİL AÇIKLIĞI, Ön ve arka tekerleklerin raya değdikleri noktalar arasındaki açıklık
DİNGİL SAYAR, Önceden kararlaştırılan sayıda araba geçtikten sonra, bir dizi işlemleri (ray değiştirme, frenleme vb) başlatan mekanik aygıt
DİNLENDİRME HAVUZU, —> Tikiner
DİOS YÖNTEMİ, Bir banyo ergitmesiyle birleştirilmiş demir cevheri tozlarının —> Akışkan yatakta ön redüklenmesini öngören, ve Japonya’da geliştirilen bir proses Proses sıvı demir aşamasında durur ve yüksek fırına ilaveten sinter kok fabrikasının yerini alabilecek bir üretim prosesini amaçlar
DİREK, 1) Maden damarı içinde üretim için gerekli işlemleri emniyet içinde yapabilmeyi sağlayan tavan ve taban arasına dikilen, madeni veya ağaç tahkimat ünitesi 2) Kolon
DİREK DİBİ, Bir tahkimat direğinin veya bir çatalın yerleştirilmesi için galeri tabanında açılan yuva
DİREK HARMANI, Direklerin stok edildiği yer
DİREK TRİKOSU, —> Triko
DİREKSİYON, Galerinin belirli istikamette sürülmesi için en az üç şakülden oluşan şakül takımı ile verilen (istikamet) doğrultu Şaküllerin uçlarından geçen doğru, alında galeri eksenini işaretlemeye ve galerinin boyutlarına uygun açılmasını sağlamaya yarar Şakül takımında üçüncü şakül kontrolu sağlar Bu işleme doğrultu verme de denir —> İstikamet
DİREKSİYON ŞAKÜLÜ, —> Şekil, Direksiyon
DİREK TÜKETİMİ, Ocaklarda sarma, çatal, kama, takoz, domuzdamı direği, sıktırma, travers vb ağaç tahkimat malzemelerinin hacim olarak belirli zaman periyodu ya da tüketilen miktarının aynı zaman periyodu içinde yapılan beher ton veya 1000 ton üretime düşen maden direği miktarı Tüketilen direk miktarının hesabında —> Kredili lağımlarda (işlerde) kullanılan direk miktarı dikkate alınmaz
DİRENÇ FIRINI, Elektrik enerjisi ile çalışan izabe fırını Bu fırınlarda ısıtma prensibi, primer (indirekt veya direkt), tel sarımlı (indirekt) ve sekonder direkt (yüksek frekanslı veya alçak frekanslı indüskiyon) şekillerinde olur Primer rezistanslı ısıtmada ceryan eritilecek maddeden direkt veya indirekt olarak geçer ve bu maddenin gösterdiği direnç sonucu meydana gelen ısının etkisi ile ergime olur Tel sarımlı (rezistanslı) fırınlarda ceryan geçen özel direnç ısınır ve direkt radyasyon ile ısısını şarja verir Alçak frekanslı (şebeke frekansı) ve yüksek frekanslı indüksiyon fırınlarında da bir demir çekirdekli transformatordan elde edilen birkaç yüz veya binlerce Hertz yüksek frekanslı ceryan, demir çekirdeksiz fırının direkt ısıtılmasını sağlar
DİRİ FAY, 1) Pliokuvarterner zamanda oluşan fay 2) Etkisi insanlık tarihi içinde görülen, genç yahut kökeni daha yaşlı jeolojik zamanlara dayanan ve halen aktif olan fay 3) Mühendislik jeolojisi bakımından kırk bin yıl içinde aktif etkileri görülen faylar da bu terimle ifade edilebilmekte ve zemin, inşaat çalışmalarında kaale alınmaktadır
DİSEMİNE, Genellikle sülfürlü minerallerin gang içine veya yan taşa ince taneler şeklinde serpilmiş hali
DİSEMİNE CEVHER, 1) Ana kütle veya gang içinde çok ince tanecikler halinde dağılmış vaziyette bulunan (metalik mineraller, genellikle sülfürlü) cevher 2) Serpinti cevher
DİSK FİLTRE, Hazneye gelen şlamda bulunan sıvının bir aks üzerine yerleştirilmiş disklerden oluşan döner düzen vasıtasıyla emilmesi suretiyle disklerin dış yüzeyine katı maddelerin yapışması ve sonra bunun üflenerek ve sıyrılarak alınması prensibiyle çalışan cihaz
DİSKLİ OLUK, Çok eğimli kazı yerlerinde, madenin hızla akmasını önleyen, içindeki zincir üstünde belirli aralıklarla diskler bulunan taşıma oluğu —> Fren diskli konveyör
DİSKORDANS, —> Aykırı tabakalaşma
DİSKORDANS DÜZLEMİ, —> Aykırı tabakalaşma
DİSLOKASYON-METAMORFOZ, —> Dinamo metamorfoz
DİSSOSİYASYON, 1) Bir bileşiği meydana getiren moleküllerin belli koşullarda tersinir olarak bileşenlerine ayrışması yani bileşiğin çözüşmesi olayı 2) Ayrışma
DİSTEN ; Formülü Al2 Si O5 olan doğal bir alüminyum silikat minerali Uzun yaprak biçiminde kristaller halinde bulunur; saydam veya yarı saydamdır Türkiye için yüksek kaliteli ateş tuğlası yapımında düşük demiroksit ve yüksek alüminası nedeniyle büyük önemi haizdir Ülkemizde batıda distenli gnays rezervleri, doğuda disten rezervleri bulunmuştur Rezervlerin ekonomik olarak işletilebilmesi için disten oranı en az %20 olmalıdır
DİSTENİT, Aşağı yukarı tamamen —> Distenden meydana gelen kristalli şist Madagaskar’daki distenit yataklarında altın bulunur
DİSTOMAT, Teodolit üstüne monte edilen veya teodolitin bir parçası şeklinde komple olarak imal edilen, iki nokta arasındaki mesafeyi ışın göndererek elektronik sistemle ölçen alet Ölçüm yansıtıcı (reflektör) kullanılarak gerçekleştirilir 3000-4000 m mesafeler için reflektör sayısı artırılarak ölçüm yapılır Ölçüm hassasiyeti mm mertebesindedir
DİŞ DİBİNDEN KOPMA, Sondajda genellikle takım dizisinin en zayıf noktalarından olan diş diplerinin, iyi vira edilme, yorulma ve çabuk aşınma gibi sebeplerle kopması olayı
DİŞLİ AYAK İŞLETME METODU, —> Başyukarı rambleli ayak işletme metodu
DİŞ SIYIRMA, Sondajda manevra sırasında askıda bulunan takım dizisinin veya sıkışan takımın vinçle çekilerek zorlanması sırasında en zayıf diş bağlantısının kendisini bırakması (diş bozması) olayı
DİVERSİVİTE FAKTÖRÜ, 1) Bir grup elektrik enerjisi tüketicisinin normal istek güçleri toplamının bu tüketicilerin en büyük ortak istek gücüne oranı 2) Elektrik enerjisi için farklı zamanlılık katsayısı
DİYABAZ, Bazalt terkibinde, genellikle labradorit ve piroksenden oluşmuş ofitik tekstürde kayaç —> Mermer cinsleri —> Bazalt
DİYAGONAL AYAK, Alnı, damarın doğal eğiminden daha küçük eğimde hazırlanan ayak, (çapraz ayak)
DİYAGONAL AYAK BOYU, Damar içinde arzu edilen meyil istikametinde hazırlanan (diyagonal) kömür alnının uzunluğu yani alt taban yolundan üst taban yoluna kadar ölçülen mesafe
DİYASPOR, 1) H2Al2O4 (Al2O3H2O) Sertlik 6,5-7, yoğunluk 3,4 gr/cm3, rombik, renksiz veya sarımtrak, yeşilimsi, mor veya saydam, genellikle korendonlu metamorfik kütleler ve bilhassa mermerler içinde bulunan, asitlerde erimeyen, yassı kristalli alüminyum minerali 2) Diyasporit
DİYATOMİT, Miyosen çağında, durgun sularda yaşamış olan tek hücreli canlıların anorganik iskeletleri Su altında kümelenip, sonradan meydana gelen jeolojik hareketler sonucunda su üstüne çıkmış olan tepecikler halinde bulunur Şekilleri çok çeşitlidir Tanelerinin irilikleri 6-20 mikron arasında değişir ve esasını SiO2 oluşturur Hücrelerinin tipik özelliği hücre kapaklarının sonsuz denebilecek sayıda pek çok delik kapsamasıdır Saf diyatomit beyaz renkli, asitlere dayanıklı, çok hafif (0,2-0,3 gr/cm3), absorpsiyon kabiliyeti olan, ısı iletim katsayısı çok düşük, 1400°C civarında eriyen, bütün bu özelliklerinden dolayı teknikte çok geniş bir kullanma sahası bulunan kıymetli bir maddedir Filtre yardımcı maddesi, dolgu maddesi, izolasyon malzemesi olarak ve kimya sanayiinde kullanılır
Diyatomit ürünleri doğal (naturel), kalsine ve flaks-kalsine olmak üzere başlıca üç gruba ayrılır ve bunlar da kendi aralarında tane iriliği dağılımlarına, fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre yeniden sınıflandırılır
a- Diyatomitin en geniş kullanım alanı suspansiyon halindeki katı tanecikleri sıvılardan ayırmak amacıyla uygulanan süzme işlemidirBu işlemde, çok ince tanecik yapısına sahip filtre yardımcı maddeler sıvı akışının kontrolü ile yabancı taneciklerin tutulup ayrılmasına yardımcı olur Süzülmekte olan sıvıyla, diyatomitin kimyasal münasebeti olmadığından (inert özelliğinden dolayı) filtrasyon işlemi tamamen mekanik bir olaydır Filitre yardımcı maddeleri bez, elek, gözenekli taş veya metalden yapılan destek yüzeyleri üzerinde biriktirilerek filtrasyon keki oluşturmak suretiyle veya sıvıya ilave edilerek veya dozajlanarak kullanılır Bu metodlar ayrı ayrı veya kombine olarak uygulanabilirDiyatomit filter yardımcı maddeleri için en yaygın filtrasyon uygulamaları bira, viski, şarap, ham şeker şerbetleri, yüzme havuzu suları, kuru temizleme solventleri, eczacılık mamülleri, meyve ve sebze suları, endüstriyel atıklar, kimyasal maddeler, vernik ve lakelere uygulanan birçok süzme işlemleridir
b- Diyatomitin dolgu malzemesi olarak kullanımı boya, plastik, lastik, kağıt, ilaç, kozmetik, cila, kibrit, diş macunu ve kimya sanayiinde yaygındırDolgu malzemesi olarak boya sanayiinde, tanecik yapısından dolayı öncelik kazanırDiyatomit tanecikleri boyanın duvara daha iyi bağlanmasına ve renk, ışık gibi görünüm özelliklerinin arttırılmasına yardımcı olurPolietilen ***** torba vb üretiminde ise sıcak çekme ve üfleme sırasında tabakalar arasına püskürtülen diyatomit pudramsı yapısı sayesinde bloklaşma ve yapışmayı önler Diyatomitin kendi ağırlığının 2,5-3 katına kadar ulaşan su emme kabiliyeti; hayvanların altına sergi malzemesi olarak kullanılmasını, halı temizlemede sıvı taşıyıcı olmasını, kağıt üretiminde mikroskopik kılcal kanalların kontrolünde uygulanma imkanı sağlar
c-Flaks-kalsine tipi ise otomobil cilasında, diş üzerindeki kirlerin sökülmesi için diş macunları imalinde kullanılırBurada en önemli özellik, tanecik yapısının çizmek veya tırmalamaktan ziyade düzeltme ve cilalama etkisi yapan hafif aşındırıcılığıdır
DİZELLİ LOKOMOTİF, —> Ocak lokomotifi
DİZEL SANTRALLARI, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri
DİZEL YAKITI, 1) Ham petrolün damıtılmasından elde edilen ve kaynama noktası yüksek rafineri ürünü akaryatık 2) Mazot 3) Motorin
DİZLİK, İnce ve az meyilli damarlarda ayak içinde emniyet amacı ile kullanılan deri veya kalın lastikten yapılı diz muhafaza (levazımı) gereci
DOĞAL (TABİİ) GAZ, Petrol ve kömür yatakları gibi büyük sedimantasyon havzalarında organik maddelerin, yüksek tazyik altında oksijensiz (anaerob) ortamda bakterilerin etkisi ile değişmesi sonucu teşekkül etmiş gaz şeklinde karbonlu hidrojen bileşikleri —> Şema ve Şekil Bunlar daha ziyade metan (CH4), değişen oranlarda azot (N2), karbondioksit (CO2), kükürtlü hidrojen (H2S) vb gazların karışımı şeklindedir İçerdiği gazların oranlarına göre kalorifik değeri değişir Doğal gaz, hammadde olarak enerji üretiminde ve girdi olarak petrokimya sanayiinde kullanılır
DOĞAL HAVALANDIRMA, 1) Ocakta, hava yoğunluğu farkından oluşan, doğal hava ile yapılan havalandırma 2) Tabii havalandırma 3) Tabii vantilasyon
DOĞAL SODA ÜRETİMİ ,—> Monohidrat yöntemi, Seskikarbonat yöntemi
DOĞAL ELEMENTLER, Doğada başka elementlerle bileşikler oluşturmaksızın yalnız halde bulunabilen kimyasal elementler Atmosferde gaz halinde bulunan elementler bu gruptan sayılmaz
Doğada bulunan 96 kimyasal elementten yalnızca 19’u katışıksız veya çok az katışıklı mineraller halindedir Yalın halde bulunabilen element sayısının bu kadar az olması, kimyasal elementlerden çoğunun oksijen, kükürt ve halojenlerle bileşikler oluşturmaya çok yatkın olmalarından kaynaklanır
Doğal elementler, kimyasal özelliklerine göre başlıca üç grupta toplanır Metaller (platin, iridyum, osminyum, demir, çinko, kalay, altın, gümüş, bakır, civa, tantal), yarı metaller (bizmut, antimon, arsenik, tellür selenyum) ve ametaller (kükürt, karbon)
DOĞRULTU, 1) a- Takeometre veya teodolitin herhangi bir gözlem konumunda, yatay açı tablasında okunan değer İki doğrultu arasındaki farka da “ açı “ denir b- Damar üzerinde bulunan ve damar meyline dik olan çizginin kuzey ile yaptığı açı Örnek: Damar yatımı 30 ° S, damar doğrultusu 110° 2) —> İstikamet, Kıvrım Kömür damarının ve katmanlarının kıvrılması neticesi iki önemli kavram meydana gelir Bunlar damarın veya katmanların yatımı, diğeri doğrultusudur Yatım, doğrultuya diktir Damar veya katmanların konumu ancak bu iki kavram ile tanımlanır Her iki kavram da, açı ve yön belirtilerek kullanılır
DOĞRULTU VERME, Yeraltında sürülen galeri ve bacaların planlanan doğrultuda ilerlemesini temin amacı ile tavana asılan iki şakul (kontrol için üçüncü şakul de asılabilir) kullanılanılarak ve arkalarına ışık tutularak yol ekseninin kazılan arına işaretlenmesi —> Direksiyon, İstikamet
DOKANAK, —> Kontak
DOKU, 1) Bir kayacın iç yapısı 2) —> Tekstür İç yapı kayacın oluşum koşullarına bağlı olduğundan belli başlı doku örnekleri olarak kayaç cinsine göre;
(a) Tortul kayaçlar, (b) Magmatik kayaçlar, (c) Başkalaşım kayaçlarının dokuları gösterilebilir
Tortul kayaçların dokusu genellikle birikme koşullarına göre katlı; magmatik kayaçların dokuları kristal, camsı, porfirsi, camsı porfirsi, akışizli ve yuvarsı; kristal dokulu kayaçlar da tüm kristal, yarı kristal, iri kristalli, ince kristalli ve taneli yapılarda; başkalasım kayaçlarının dokuları ise; mozaiksi, eşit, değişik, porfirsi (porfirik) ve porfir kırıklı yapılar gösterir
DOLDURMA HAKKI, —> İmla hakkı
DOLGU, —> Ramble
DOLGU AÇISI, Dik damarlarda yapılan ramblenin diyagonal meyil boyunca alt taban yolu ile üst taban yolu arasında teşkil ettiği dar açı
DOLGUCU, —> Ramble
DOLGU MALZEMESİ, Cevher alınmasıyla oluşan boşlukların doldurulmasında kullanılan taş, toprak ve benzeri malzeme —> Ramble
DOLGU PERDESİ, Dolgu yapılırken; dolgu malzemesinin önüne çekilerek malzemenin üretim yerine akmasını önleyen engel Bu engel tel örgü, kağıtlı tel örgü veya kapak tahtaları çakmak suretiyle sağlanır
DOLGU TELİ, Dolgu yapılırken dolgu malzemesinin önüne çekilerek malzemenin üretim yerine veya alt yollara akmasını önleyen tel örgü
DOLİME, Kalsine edilmiş dolomit Deniz suyundan manyezit elde edilmesi prosesinde katkı maddesi olarak kullanılması tercih edilen madde Bu suretle dolime içindeki manyezit de prosese girerek verim artırımı sağlar
DOLOMİT [(MgCa(CO3)2], 1) Renksiz, beyaz sarımsı, kahve renkli, kalsitten daha sert (sertlik derecesi 3,5-4, özgül ağırlığı 2,85-2,95gr/cm3 ) dilinim şekliyle kalsitin aynı, kolay kırılır, kırılma yüzeyi midye kabuğu şekilli saydam ve yarı saydam, cam parıltılı, formülünde görüldüğü gibi birer molekül kalsiyum karbonat ve magnezyum karbonattan oluşan, bileşiminde çoğunlukla Fe,Mn bulunan üfleçte erimeyen, sıcak asitte çözünebilen, kalkerden kesin ayırt edilmesi “ Lemberg reaksiyonu “ (AlCl3 eriyiği ve Blauholz boyası ile kalker menekşe rengi olur, dolomit değişmez) ile olan mineral
Dolomit büyük yataklar halinde ve diğer tortul kayaçlar içinde damar halinde bulunur Dolomitin primer olarak oluşup oluşmadığı kesin olarak bilinmemekle beraber; başlıca Mg’lu eriyiklerin kalkerlerle metazomatozu ile oluştuğu bilinmektedir Organizmaların kalsitli, özellikle aragonitli kısımları kolay dolomitleşir Dolomit maden damarlarında magmatik kayaçların yarıklarında da bulunur Dolomitin bileşiminde bulunan Mg yerine bir miktar Fe ve Mn geçerse dolomite benzer ve dolomitin bir türü olan “Ankerit” oluşur İçinde Fe ve Mn bulunan dolomit’e “Braun spat“ [Ca (Mg, Fe, Mn) C2O6] adı verilir 2) Kireçtaşı içine bazı özel ortam ve şartlarda Mg CO3’in metazomatoz yoluyla karışmasından oluştuğu kabul edilen kayaç Oluşumu üzerinde tartışmalar yaygındır Okyanus yamaçlarında aragonit ve vateritin magnezyum karbonatla birleştiği ve 200 m derinlikten sonra dolomitik yapıya rastlandığı sondajla kanıtlanmıştır [ (Ca Mg(CO3)] 3) Dolotaşı
Kalkerden daha sert ve kırılma yüzeyi değişik asitte fazla köpürmeyen, aşınmaya daha dayanıklı olan manyezitli kalker diyebileceğimiz saf dolomit %54,34 CaCO3, %46,85 Mg CO3 içerir Dolomitte teorik olarak %30,4 CaO, %21,7 MgO, %47,9 CO2 bulunur
Kullanım alanlarında, kalsinasyona bağlı olarak dolomitler değişik isim alırlar İşlem uygulanmamış dolomite, ham dolomit; 1100°C’ da ısıl işleme tabi tutulana kalsine dolomit; 1850-1950 °C de işlenene sinter dolomit; 1650° C sıcaklıkta demir oksitle birlikte kavrulan ürüne ise “ dead burned “ yani yakılmış ölü dolomit denir
Dolomitin en çok kullanıldığı sanayi demir çeliktir İskenderun demir çelik (İSDEMİR) tesislerinde dolomitlerden istenen kimyasal özellikler şöyledir :
%
Fe2O3 1,42
SiO2 3,50
Al2O3 0,5
CaO 30,0
MgO 18
Ateşte zayiat 46,38
Nem 3,0
Ereğli demir-çelik tesislerinde (ERDEMİR) ise;
%
SiO2 2-5
Al2O3 1-3
CaO 34-38
MgO 15-17
Ayrıca düşük tenörlü demir cevherlerinin zenginleştirilmesinde, bazik peletlemelerde kullanılan dolomitin en az %19 MgO içermesi ve alkali, silis ve alumina içeriğinin de yüksek olması istenir Şişe cam sanayiinde kullanılan dolomitlerde aranan özellikler ise ;
%
MgO 19
CaO 34
Fe2O3 en çok 0,08
SiO2 en çok 0,3
Tane boyu +3,18 (en çok % 1)
-125 mikron (en az % 5)
Isı ve ses izolasyonunda kullanılan cam yünü için, dolomitin aşağıdaki nitelikleri içermesi gerekir :

SiO2 Al2O3
————————— = 1 olmalıdır ve ayrıca
CaO MgO
en az % en çok%
SiO2 24 32
Fe2O3 2 3
Al2O3 8 12
CaO 16 21
MgO 10 13
AZ 26 29
Yüksek fırın ve sinterlemede kullanılan dolomitlerde ise şu nitelikler aranır
%
MgO 18
CaO 30
Al2O3 0,5
SiO2 3,5
Fe2O3 1,42
Ateşte zayiat 46,50
Yukarıda belirtilen kullanım yerleri dışında ; yüksek fırınlarda bazik astar tuğlası imalinde, çelik fabrikalarında harç yapımında, kırmataş şeklinde yol kaplama malzemesi olarak yol inşaatında, asfaltla agregat teşkil ederek 1-2 cm’lik parçalar halinde yol kaplamada, 0,15 mikrona öğütülerek ziraat kireci adıyla toprak ıslahında ve mağnezyum metali elde edilmesinde kullanılır
DOLOTAŞI, —> Dolomit
DOM, Kubbe veya kümbet yapı Kayaç katmanlarının kırılmadan yukarı doğru kabarması sonucunda ortaya çıkan elips biçimli yapıların ortak adı Belirli bir yönde uzanmayan ve en yüksek noktasından bütün yönlerde dışa doğru yayılan bir antiklinal türü
DOMUZDAMI, Travers parçaları, özel hazırlanmış domuzdamı direkleri veya bunların arasında profil demirleri de kullanılarak diktörgen veya kare prizma şeklinde tavanı tutan ve ayak arkasından tavanın muntazam kırılmasını sağlayan özel tahkimat birimi Domuz damları kamalar, sıktırmalar kullanılmak suretiyle sıkıştırılır Ayak ilerledikçe geriden sökülerek ileri alındığı için buna “ seyyar domuzdamı” da denir Domuzdamının kolay sökülmesini sağlamak için ağaç domuzdamı direkleri arasında set halinde (—> Şekil) bir çift madeni domuzdamı direkleri de kullanılır —> Ağaç kasa
DOMUZDAMCI, Domuzdamı kuran işçi
DONUK MİNERAL, —> Minerallerin parlaklığı
DORE İZABESİ, Cu, Ni, Te, Se giderme işleminden gelen bakır anot çamurlarının —> Reverber (dore) fırınında izabe edilerek —> Dore-metale dönüştürüldüğü pirometalurjik proses İşlemin sonunda dore-metal, dore-anot kalıplarına dökülerek elektro-rafinasyona verilir Dore izabesinin amacı, kurutulmuş çamur konsantresi içindeki istenmezleri (safsızlıkları) curuf fazında toplamak, curuf fazının altında dore-metal fazını sağlamaktır Bazı safsızlıklar baca tozu şeklinde sistemden uzaklaştırılır İstenmezlerin (Cu, Te, Pb, Ni, Bi, As gibi) süpürülmesi primer curuf aşamasında, baca tozu ve primer curufla olur Süpürülmeyen kısmı ise oksijen rafinasyonu (oksidasyon) ile sekonder curufa geçirilir Dore fırınlar magnezit-krom refrakteri ile astarlanır ve operasyon 7 aşamalıdır
Bunlar şöyle belirtilebilir:
Fırın sıcaklığı Fırın atmosferi
1- Şarjın beslenmesi
ve flakslama 1150-1250° C Kısmi redüktif
2- Karıştırma ve
çökeltme 1250° C Redüktif
3- Primer curuf çekme 1250° C Oksidan
4- Ara curuf çekme
(ara izabe) 1250° C Oksidan
5- Oksidasyon 1000° C Oksidan
6- Sekonder curuf
çekme 1200° C Kısmi reduktif
7- Anot döküm 1150° C Kısmi redüktif

Kullanılan flakslar, susuz broks, —> Hafif soda, Portland çimentosudur
DORE METAL, İçinde genellikle değersiz metal artıkları % 5’den az olan altın ve gümüş karışımı Dore yapmak üzere kullanılan üç tür fırın vardır: 1) Silikon karpit pota, 2) Gaz veya propan yakılan —> Reverber fırını, 3) Indüksiyon fırını
DOZER, Öne doğru çıkmış kolları ve bu kollara monte edilmiş bir çelik bıçağı olan, önündeki malzemeyi dağıtmaya, zemin yüzeyini sıyırmaya yarayan, buldozer ve angeldozer diye tipleri olan traktör
DOZÖR, 1) Flotasyon selülüne çöktürücü veya yüzdürücü kimyasal maddeleri (reaktifler), ayarlanmış bir dozla veren cihaz 2) Stoklanmış malzemenin belirli miktarlarda taşıyıcı araca aktarılmasını sağlayan düzen —> Reaktif dozörü
DÖKME CAM, Yüzeyine parlatma işlemi uygulanmamış, işlenmemiş durumda olan ince cam
DÖKME ÇELİK, Büyük pörlit tanelerinin büyük ebatta ferrit taneleri ile çevrilip metal olmayan partiküllerin de bunların etrafına dizilmiş şekilde strüktür gösteren ve kalıplara dökülen çelik
DÖKME DEMİR, 1) Karbon oranı yüzde 2,5’dan fazla olan ve doğrudan doğruya demir cevherinden sıvı halde elde edilen demir-karbon alaşımı 2) Pik Yapıyı değiştirmek amacıyla, dökümden önce bazı maddelerin katılması durumunda ALAŞIM DÖKME DEMİR elde edilir Kırık yüzeyleri beyaz renkte görülen dökme demirin içinde demir karbür (sementit) bulunur ve BEYAZ DÖKME DEMİR diye adlandırılır DÖVÜLEBİLİR (temperlenmiş) DÖKME DEMİR’in bileşiminde grafit bulunduğu için kolaylıkla dövülebilme özelliği gösterir—> Çelik dövme
DÖKÜCÜ, Açık işletmede bant, demiryolu veya kamyonla döküm yerine getirilmiş dekapaj toprağını döküldüğü yerden alıp, konsol şeklindeki bant vasıtası ile, istenilen yere (dekapaj döküm sahası) yığın halinde dökülmesini sağlamak gayesi ile paletler veya demiryolu üzerinde hareket edebilen iş makinesi —> Şekil Büyük stok sahalarında dökücüler sistemli bir şekilde stok kaldırmak işlerinde de kullanılır
DÖKÜM, Ergime halindeki bir madeni katılaşmak üzere bir kalıba veya külçe kalıbına dökme işlemi Madenin boşaltıldığı kalıbın tipine göre iki döküm şekli vardır ve bunlar “ Kum dökümü “ (—> Şekil) ile “ Pres döküm” dür (—> Şekil) Kum dökümü, döküm kumundan hazırlanmış bir kalıp içine yapılır, —> Kokil dökümü veya külçe kalıbına döküm ise madeni kalıplara yapılır Kum dökümü, madenin nisbeten yavaş olarak soğumasını sağlar Oysa kokil dökümde, madenî kalıp çeperlerinin termik iletgenliği yüksek olduğundan, soğuma da süratli olur Pres döküm; katılaşmadan sonra herhangi bir işlem gerektirmeyen küçük parçaların seri imalâtında kullanılır Pres dökümde ergimiş (metal, bir pistonun basıncı ile veya metal üzerine basınçlı hava verilmesiyle, bazen de metalin vakum altında emilmesiyle (az kullanılan bir usuldür)) basınç altında metal bir kalıba gönderilir ve metal, kalıp çeperinin bütün boşluklarına sızarak kalıbı iyice doldurur Ergime noktası daha yüksek olan metaller (bakır alaşımları) için, kalıba gönderme işlemi hamur haldeki ısıtılmış maden ile yapılır
DÖKÜM ÇAPAĞI, Bir döküm parçasında, döküm kalıbının bitişme yerlerinden taşan metalin bıraktığı yassı çıkıntı Kalıba dökülecek bir parçada metalin eksik gelmemesi için, kalıba ölçüden biraz fazla malzeme aktarılır; bu fazlalık, kalıplar sıkıştırıldığı zaman ek yerlerinden taşarak döküm çapağını meydana getirir Bunu almak için, parçaların dış profili boyunca erkek kalıpla dişi kalıp arasındaki fazlalık kesilerek çıkarılır veya çapak alma işlemi uygulanır
DÖKÜM ÇELİĞİ, Bünyesinde % 1,5-3 Si; % 3,25-4,25 C; % 1’den az P ve % 0,036-0,05 S olan kolay dökülüp işlenebilen çelik
DÖKÜM HATASI, Kalıplama yoluyla hazırlanmış ve son işlemlerden geçirilmemiş eşyadaki çıkıntı ve çukurlar
DÖKÜM ÜRÜNÜ, Sıvı metalin kalıp içine çeşitli yöntemlerle dökülmesi ve katılaşarak kalıbın şeklini alması ile elde edilen ürünleri tanımlayan ve daha ziyade alüminyum sektöründe kullanılan bir terim
DÖKÜNTÜ, Arazi üzerinde bir mostradan koparak araziye serpilmiş şekilde bulunan maden parçaları
DÖNEL DELME, 1) Matkabın belirli bir baskı uygulanarak döndürülmesi ile sürekli kesme sağlanan delik delme yöntemi 2) Rotari delme
DÖNEMEÇ, 1) Viraj 2) Kurba
DÖNER DARBELİ SONDAJ, —> Darbeli-rotari sondaj
DÖNER DELMELİ SONDAJ METODU, 1) Matkap, ağırlık tijleri ve tijlerden oluşan takım dizisiyle yapılan sondaj türü Birbirine vira edilen tijlerin yeryüzünden döndürülmesi suretiyle dönme hareketi matkaba iletilir Ağırlık tijleri matkap üzerindeki baskıyı sağlarlar Tijler içinden sondaj çamuru pompalanır Matkaba kadar ulaşan çamur, oradan takımla kuyu cıdarı arasında yükselerek yeryüzüne ulaşır Çamur kırıntı numuneyi getirir ve havuzda çamurun sürüklediği kırıntıların çökmesi sağlandıktan sonra, aynı çamur tekrar kuyuya pompalanarak devridaim sağlanır Derin ve çok derin sondajlar bu metotla yapılır 2) Rotari sondaj metodu
DÖNER (Rotari) FIRIN, Boyu ve çapı yapılacak metalurjik işlemin cinsine göre imal edilen ve silindir biçiminde olan izabe fırını Çelik gövdenin içi ateşe dayanıklı refrakter tuğla ile örülür Yakıt, fırının alt ucundan yakılıp gazlar fırını üst uçtan terk ederler, şarj ise genellikle üstten beslenip alttan alınır Döner fırınlar kurutma, kalsinasyon ve destilasyon maksadıyla kullanılır
DÖNER KEPÇELİ EKSKAVATÖR, 1) Radyal olarak üzerine kepçe yerleştirimiş büyük bir çarkın döndürülmesi suretiyle devamlı kazı yapabilen iş makinası Bu kazı makinası çalışırken, dönen büyük çark, kazılması istenen malzemeye dayanır; çark dönmeye başlayınca kepçeler malzemeyi belirli bir dalma derinliğinde kazarak içine alır ve sistemin bandına döker 2) Çarklı bager
DÖNER SAC, 1) Maden ocaklarındaki raylı taşımada dik açı ile kesişen iki ayrı demir yolundan birinde bulunan bir vagonu diğer yola geçirmeye yarayan düzen 2) Plakturne
DÖNER TABLA, —> Rotary tablası
DÖNER TUMBA, —> Tumba
DÖNMEYEN HALAT, Bir halat özü etrafına sarılmış içiçe iki halattan oluşan özel halat Bu iki halat birbirinin aksi yönde çapraz sargılıdırlar Tek halatlı kreynlerde, kaldırılan yükün dönmeden durmasını sağladıkları için kullanılırlar
DÖNMEZ TİP HALATLAR, İki veya daha çok damar katından meydana gelen ve yük altında dönme eğilimi en az olan halatlar Bir dönmez çelik halatta, tepki kuvvetini mümkün olduğu kadar azaltmak için, birçok demet katlarının genellikle ters yönde sarımı yapılır—> Şekil
DÖNÜMLÜ AYAK, —> Uzun ayak
DÖRT KÖŞE BAĞ, 1) Dört parçadan oluşan ve karşılıklı kadranlarla birbirine eşit ve birbirine geçecek şekilde hazırlanan ve uygulanan dikdörtgen kesitli kuyularda yapılan bağ 2) Bir cins kuyu tahkimatı
DÖRT KÖŞE BAŞLI CIVATA, Takım tezgahları ve el çarklarında tesbit civatası olarak kullanılan başı dört köşe olarak imal edilen civata
DÖRTLEME METODU, Boyut bakımından homojen olan numunelere (örneklere) uygulanan örnek küçültme metodu Bu usulde örnek koni şeklinde yığılır, kürek yardımı ile birbirine dik iki eksenle dörde ayrılır, bunlardan karşılıklı ikisi alınır ikisi kenara çekilir Örnek istenilen miktara ininceye kadar dörtlemeye devam edilir Numune hazırlamada bölme işlemi elle veya mekanik aygıtlarla olabilir —> Dikdörgen metodu, Numune hazırlama
DÖVME ÇELİK, Akkor hale kadar ısıtıldıktan sonra dövülmek veya haddelenmek suretiyle strüktürü değiştirilmiş çelik Dövülmüş ve haddelenmiş çelikte dökme çeliğin strüktürü bozulur Pörlit ve ferrit kristalleri küçülerek çeliğin bünyesine dağılmış ve çeliğin iç yapısı daha sıkı hale getirilmiş olur
DÖVMELİ DELME SİSTEMİ, Darbeli lağım açma prensibine dayanan bu sistemde matkap veya tij üstünde bir çekiç bulunur Basınçlı hava veya bir elektrik motoru tarafından hareket ettirilen çekiç dövme işlemini sağlar —> Çekici lağımda çalışan deliciler
DÖVÜLEBİLİR DÖKME DEMİR, —> Dökme demir
DÖVME SANAYİİ, —> Çelik dövme
DÖVME TASLAKLARI, —> Çelik dövme
DREÇ AMELİYESİ, 1) Dreç tabir edilen taraklı dubaların, nehir, göl veya denizlerde bulunan maden yataklarında yaptığı iş 2) Sıvı içinde dibe çökmüş katı parçacıkların bir skreyper veya tarayıcı konveyörle sıvıdan ayrılması işlemi
DREGLAYN, 1) Açık işletmelerde ve kazı işlerinde kepçesini zemine yüksekten düşürerek daldıran ve toprağın kazılıp aktarılmasında kullanılan bir çeşit kazı makinesi 2) Kovalı bager 3) Çekmeli kepçe
DRENAJ, 1) Genel anlamda, maden işletmelerinde çevreden gelecek suların ocağı basmasını önleyebilmek, çalışma platformunu kuru tutabilmek veya kapalı ocak içine gelen suların üretim çalışmalarını aksatma ihtimalini bertaraf edebilmek için alınacak önlemler dizisi Kapalı işletmelerde drenaj için ayrı bir —> Su ihracı sistemi teşkil edilir Açık işletmelerde ise drenaj, —> Drenaj kanalı, Drenaj havuzu, Drenaj galerileri, Drenaj kuyuları, yatay drenaj delikleri vb drenaj usulleriyle, müştereken veya münferiden sağlanır 2) Akaçlama
DRENAJ GALERİLERİ, Açık işletmelerde örtü taba-kasının ve istihsal panolarının drenajını, statik (yeraltı) su seviyesinin düşü-rülmesi suretiyle sağlayabilmek için; açılan kuyularla irtibatlı olarak teşkil edilen ve drenajı yapılacak bölgelerin altında sürülen galeriler Drenaj gale-rileriyle, graviteden yarar-lanılarak açık işletmelerde, örtü tabakasının ihtiva ettiği su işletmeden önce, boşaltılarak zararsız hale getirildiği gibi, yamaçlarda teşkil edilen kapalı işletmelerde de enerji harcama-dan ocak sularının dışarı atılması sağlanır
DRENAJ HAVUZU, Açık işletmede ocağa ulaşan yüzey sularını toplayabilmek için, çalışma platformlarının altında ve açık işletmenin en alçak kotunda teşkil edilen ve biriken suyun pompa vasıtası ile dışarıya atıldığı havuz Suların havuza kolayca akmasını ve iş makinelerinin kuru zeminde çalışmasını sağlamak için basamaklara, aynaya doğru % 2 civarında eğim verilir ve havuz hacmi en yoğun şekilde gelebilecek su miktarını bir vardiya muhafaza edebilecek kadar olmalıdır
DRENAJ KANALI, Çevre sularını henüz açık işletmeye girmeden toplamak ve dışarı atmak için çevrede açılan kanal Bu şekilde suların atılması, suyun ocağa girdikten sonra bir havuz ve pompa vasıtasıyla dışarıya atılmasına nazaran daha ekonomiktir
DRENAJ KUYULARI, Açık işletmelerde statik (yeraltı) su seviyesini düşürebilmek ve böylece dekapaj ve istihsalin yapılmasını sağlayabilmek için basamaklarda seri olarak ve bir sistem dahilinde teşkil edilen kuyular Basamaklarda açılan kuyular genellikle tulumba ile su emilecek seviyeye kadar (6-8 m) derinleştirilir Bu kuyulara sızan sular tulumba ile emilerek işletme dışına basılır Derin açık işletmelerde ise yeraltı su seviyesini, işletmenin en derin seviyesinin altına düşürmek arazinin ve madenin stabilitesi bakımından yararlı olduğundan, bu gibi işletmelerde drenaj işine işletmeden birkaç yıl önce başlanır ve gerekli hallerde drenaj sondaj derinliği 300 m’ye kadar olabilir Derin drenaj kuyularında dalgıç tulumbalar kullanılarak yeraltı suyu işletme dışına basılır
DREWBOY AYIRICISI , Sığ ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı, —> Statik ağır ortam (ağır mayi) ayırıcıları, Kömür yıkama yötemleri —> Şekil
DRİLL COLLAR, —> Ağırlık tiji
DRİLL PİPE, —> Tij
DSM (DENSE MEDİA) SİKLONLARI, Ağırmayi veya ağır ortam siklonları Hollandada geliştirilen,0-40 mm arasındaki kömürleri verimli bir şekilde zenginleştirebilen (yıkayabilen), sınıflandırma (tane büyüklüğüne göre tasnif) siklonlarına benzer bir yapısı olan, meyilli olarak kullanılan, ağır ortam sıvısı ile kömür karışımı pompa ile beslenen, kapasitesi çapı ile doğru orantılı olan 75 cm çapındaki bir ünitenin kapasitesi 120 t/h civarında olan kömür zenginleştirme (yıkama) ünitesi —> Santrıfüjlü ayırıcılar, Ağır mayi ile ayırma, Kömür yıkama yöntemleri —> Şekil
DUAL YÖNTEMİ, —> AC (Amonyum klorür) yöntemi
DUMAN, Yanma sonucu havaya karışan uçucu katı parçacıklar ve gazlardan oluşan yanma artığı Dumanda su buharı, karbon oksitleri, kükürt dioksit, azot, katran buharı, is, uçucu kül vb bulunur
DUMANSIZ BARUT, Barutun esas olarak eter ve alkol veya santralit ile özel bir muameleden sonra şekil verilebilir hale getirilmesi yani jelatinleştirilmiş nitroselüloz ile nitrogliserin karışımından elde edilen (hafif dumanlı barut) patlayıcı madde Nitrogliserinin pamuk barutu (kolodyum pamuğu) ile karıştırılmasından elde edilen nitrogliserinli barutların yanma ısıları fazladır Hafif dumanlı barutlar artık bırakmadan yanar; yandığı zaman kara baruta göre üç misli fazla ve çok hafif berrak bir duman çıkarır Bu yüzden sürücü (itici) kuvveti daha büyüktür Çok az nem çeker Daha uzun zaman depolanabilir
DURALÜMİN, Bünyesinde %4 Cu, %1,4 Mg, %0,5 Si ve %1,2 Mn bulunan bir alümimyum-bakır-magnezyum alaşımı Bunun 490°C’de sulanmasından ve adi sıcaklıkta olgunlaşma-sından sonra, mekanik direnci 44 kg/mm2’yi bulur En düşük ağırlığa karşılık en yüksek mekanik dirence sahip olduğu için havacılıkta kullanılır Duralümin, korozyona karşı, alüminyum metali kadar, dayanıklı olmadığı için iki tarafı ince saf aluminyum ile kaplanır (sandviçlenir)
DURDURUCU, Arabayı, önceden kararlaştırıl-mış noktada durdurmayı sağlayan mekanik düzen
DURULTMA HAVUZU, —> Tikiner Koyulaştırma
DUYARLIK, Bir patlayıcının harici bir uyarıcıya maruz bırakılması durumunda, sahip olabileceği nisbi patlama yeteneği Kullanmada optimum emniyeti elde etmek için patlayıcı kazaen olan darbelere ve sürtünmelere duyarsız olmalıdır ve patlayıcılar ancak imalatçısının tarif ettiği şekilde ateşlendiğinde patlamalıdır Doldurmanın mekanik olarak yapıldığı durumlarda, emniyet şartlarını iyileştirmek için genellikle düşük duyarlıklı patlayıcılar tercih edilir Bu durumda, patlatma deliğine daha emniyetli yöntemlerle yerleştirilen küçük ara şarjlar (yemleme) konularak patlamayı başlatmanın desteklenmesi zorunludur —> Boşluk duyarlığı
DÜRBÜNLÜ PUSULA, —> Pusula
DÜŞEY AÇI İLE YÜKSEKLİK TAYİNİ, 1) A ve B noktaları arasındaki h yükseklik farkının trigonometrik yöntemle yani A ve B ‘yi birleştiren hattın yatayla yaptığı açının sinüs ve tanjantı vasıtasıyla bulunması —> Şekil
DÜŞEY MERKEZKAÇ DÖKÜM, —> Savurma döküm
DÜŞÜK KARBONLU ÇELİK, Bünyesinde % 02’den daha az karbon bulunduran çelik
DÜŞÜK KARBONLU FERROKROM, Özel çelik imalinde kullanılan ve karbon muhtevası en çok a) : 0,15, b) % 010, c) % 0,06 olan Ferrokrom C oranına göre % 1-4 C için 7500-10000 kWh/t; % 0,01-0,10 C için 13500-15000 kWh/t elektrik enerjisi tüketilir: Ferrokrom karbon muhtevasına göre: % 2-10 C, Si * % 3 Ferrokrom karbür; % 0,5-2 C, Si (en çok) % 1,5 Ferrokrom afine; C<% 0,5 S % 0,05 P, % 0,05 N % 0,05, Mn % 0,3 Ferrokrom sürafie diye sınıflandırılabilmektedir
DÜŞÜM, Drenaj sonucu doğal su tablasında görülen değişme
DÜZ DAMAR KESİM, Mermer işletme-ciliğinde taşın çökelme yüzeyine paralel kesimi
DÜZENSİZ HATALAR, —> Tesadüfi hatalar
DÜZGÜN OLMAYAN BİR YÜZEYİN ALANI, —> Geometrik şekilli olmayan yüzeyin alanı
DÜZLEMSEL KAYMA, —> Heyelan
DYNAWHİRLPOOL (SANTRİFÜJ FIRLA-TICI) AYIRICISI , ABD’de geliştirilen 0,3-30 mm tane büyüklüğündeki kömürlerin yıkanmasında (zenginleştirilmesinde) yaygın olarak kullanılan kömür zenginleştirme (yıkama) ünitesi Ayırma işlemi yatay düzlemle 20°-25°’lik açı yapan silindirik bir hücrede gerçekleştirilir ve hücrenin beslenmesi farklı girişlerden yapılır 65 cm çapındaki bir ünitenin kapasitesi 100t/h cıvarındadır Performansı, ağır ortam siklonları ile benzerlik gösterir Ünite içindeki ağır ortam yoğunluğu homojen olmayıp şist çıkışına ve hücre duvarına doğru artış gösterir —> Santrifüjlü ayırıcılar, Ağır mayi ile ayırma, Kömür yıkama yöntemleri —> Şekil

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



E

EFEKTİF ISI, Hava sıcaklığı, hava nemi ve hava akım hızının beraberce, kişi üzerinde oluşturduğu sıcaklık etkisi Kişi üzerinde eşit sıcaklık etkisini yapan, hava sıcaklığı, hava nemi ve hava akım hızının çeşitli bileşimlerine de “Efektif ısı değeri” denir EGZOTERMİK, Isı ve-ren kimyasal olay
EĞİK KİLİT TAHKİ-MATLI AYAK İŞLET-ME METODU, —> Küp veya —> Çapraz çerçeve tahkimatlı işletme metot-larının uygulanması müm-kün olmayan veya çerçeve yapılmasına vakit bırak-mayan, tavanı ve tabanı kabaran dar damarlarda uygulanan; tavanın göç-mesini, tabanın kabarmasını önleme esasına dayanan ağaç tahkimatlı (üretim) işletme metodu
EĞİM, 1) Genel olarak bir yüzeyin yatay düzlemle düşey düzlem arasındaki bir konumda olması 2) Bir yolun yatay düzlemle yaptığı eğim açısının tanjantı 3) Fizikte, yerin mıknatıs alanında bulunan bağımsız mıknatıslı bir iğnenin doğrultusuyla yatay düzlem arasındaki açı İnklinasyon 4) Gök bilimi ve matematikte bir doğrunun bir düzlemle ya da başka bir doğruyla yaptığı açı
EĞİM AÇISI, Eğimin geometrik ölçüsünü veren trigonometrik değer Şekilde gösterildiği gibi, eğik olarak belirlenen bir ölçüm kenarının, düşey düzlemdeki durumu düşey ve yatay eksene göre iki şekilde ifade edilir Eğik kenarın düşey eksene göre yaptığı açı “ Zenit açısı” olup (Z) ile; yatay eksene göre yaptığı açı ise “ Eğim açısı” olup (à) ile gösterilir
EĞİMLİ TABAKALAŞMA, Sel ve nehir sularının sürükledikleri kum, çakıl, vb maddelerin eğimli tabana az çok paralel olarak çökelmek suretiyle tabakalaşması
EĞİM ÖLÇER, 1) Bir yüzeyin, tabaka ya da çatlağın eğimini ölçmeye yarayan araç 2) Denizcilikte, bir gemi omurgasının yataylık derecesini ölçmeye yarayan aygıt 3) Havacılıkta, özellikle sis ve bulutlar arasında uçuş yapan bir hava taşıtının eğimini ölçmeye ya da ufuk çizgisini yitirdiğinde uçağın yataylık derecesini saptamaya yarayan aygıt 4) Yerbiliminde, katmanların yatım açısını ölçmekte kullanılan cihaz (buna madencilikte enklinometre de denir) 5) Eğimi ölçmek amacı ile sondaj kuyusuna sarkıtılan araç —> Klinometre
EĞRİ ELEK, Su içindeki parçacıkların sınıflandırılması için genellikle ikizkenar yamuk kesitli tellerden yapılmış sabit ve kavisli tabanı olan elek Bu eleğin bir tarafından su ile birlikte verilen malzemenin içindeki ince parçalar santrifuj kuvvetten dolayı su ile birlikte elek altına geçer, böylece iri parçalar da ayrılmış olur
EKLEM, Kayaçlar içinde en çok bulunan, kaya mekaniği ve jeoteknik uygulamalarında önemli olan, uzunluğu boyunca gözle görülebilir hiç bir hareket ve yer değiştirme olmamış süreksizlik yani jeolojik kırık Biribirine paralel eklemler grubuna “ Eklem takımı “ birbirini kesen eklem takımlarına da “ Eklem sistemi” denir
EKLEMLİ SARMA, Bir kavrama ve kilitleme düzeni yardımıyla benzeri diğer bir sarmaya sağlanabilen sarma
EKLEM SİSTEMİ, —> Eklem
EKLEM TAKIMI , —> Eklem
EKLİPTİK, Yer yörüngesi düzleminin gök küresi ile olan ara kesiti
EKONOMA, 1) Bir iktisadi kurum (kuruluş) personelinin gıda maddeleri ve diğer ihtiyaçlarını tedarik eden servis 2) İşletme marketi
EKONOMETRİ, Ekonomik ilişkilerin ve olayların istatistiksel ve matematiksel çözümlenmesini amaçlayan ekonomi branşı Hükümetler ekonomik politiklarını belirlemede, özel işletmeler ise fiyat, mal stoku ve üretim kararlarının alınmasında ekonometrik yöntemlerden yararlanır Maden üretimi ve pazarlamasında da bu yöntemden yararlanılır Üretici açısından, ekonometrik çözümleme, üretim, maliyet ve arz fonksiyonlarını inceler Üretim fonksiyonu, bir firmanın girdileri veya üretim faktörleri ile çıktıları arasındaki teknik ilişkinin matematiksel bir ifadesidir
EKONOMİK CEVHER, Günün teknik ve ekonomik şartlarında kârlı olarak değerlendi-rilebilecek cevher
EKONOMİZÖR, 1) Bir nesnenin, daha çok bir akışkanın, sıcaklığını yükselterek kullanma verimini artıran cihaz (enerji santralında kazana verilecek suyun ön ısıtılması) 2) Bazı araçlarda motorun sıcak suyundan ya da ekzosundan yararlanarak motora verilen gaz karışımını ısıtma işini gören cihaz
EKSANTRİK UÇ, Simetrik olmayan bir cins delik delme matkabı
EKSKAVATÖR-BANT YÖNTEMİ, —> Nakliyat
EKSKAVATÖR-DEMİRYOLU YÖNTEMİ, —> Nakliyat
EKSKAVATÖR-KAMYON YÖNTEMİ, —> Nakliyat
EKSEN DÜZLEMİ, —> Kıvrım
EKSHALASYON YATAKLARI, Gazlarını henüz kaybetmemiş olan bir magmanın içerisindeki gazları püskürtmesi sonucunda (yeryüzüne yakın veya deniz dibinde) meydana gelen cevher yatakları
EKSKAVATÖR, 1) Bir bum ucunda kepçesi bulunan ve çoğunlukla paletler üzerinde hareket eden, elektrik veya akaryakıtla çalışır motorla donatılmış toprak veya cevher kazma ve yükleme aracı Kepçeli; çarklı ekskavatör gibi çeşitli formasyonlarda çalışabilen tipleri vardır 2) —> Bager
EKSOJEN, Dışarıdan gelen etki
EKSOJEN METAMORFOZ, Dış etkilerle meydana gelen metamorfoz
EKSPLORASYON, 1) Bir madenin bulunması için yapılan bütün işlemler ile bulunmasından sonra incelenmesi, yeni bulunmuş madenin miktar, kalite ve işletilebilirlik yönünden keşfi 2) —> Prospeksiyonve detay etüd
EKSPLOSİF, —> Patlayıcı madde
EKSPLUVATASYON, Hazırlığı yapılmakta olan veya bitmiş bir ocaktan madenin çıkarılması, yani maden yatağının işletilmesi
EKSTENSOMETRE, 1) Yeraltının etkilerini topoğrafik olarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan alet Ölçme yerlerinin seçimi ve ölçü sıklığı, içinde bulunulan yeraltı yapılarının karakterine göre değişir Bunda şu kriterlere dikkat edilir: Damar kalınlığı değişmeleri, fasiyes değişikliği, büyük tektonik arızaların cıvarı, imalat üstü veya altı diğer imalatlarla tahkimat cinslerinin değişim yerleri 2) Arazide açılmış olan bir deliğe veya sondaj deliğine yerleştirilmek suretiyle delinen kayacın boy ve istikametindeki uzamaları ölçmeye yarayan cihaz
EKSTRAKT, Özet, hulasa, öz, ruh, esans, seçilmiş parça, alıntı yapılmış kısım
EKSTRAKSİYON, Çıkarma, istihraç, özet, öz hulasa
EKSTRAKTİF METALURJİ, 1) Cevherden saf metal üretmek için gerekli fiziksel, kimyasal işlemlerin tümü 2) Üretim metalurjisi
EKSTRÜSİF KAYAÇ, —> Volkanik kayaç
EKSTRÜZYON ÜRÜNÜ, Alüminyumun bir kalıp içerisinden, preslerden geçirilmesiyle elde edilen ve boru, çubuk, profil gibi, boyu kesitine göre oldukça uzun ürünleri tanımlayan ve alüminyum sektöründe kullanılan bir terim
ELASTİK BAĞ, —> Elastik tahkimat
ELASTİKİYET SINIRI, —> Çekme deneyi
ELASTİK TAHKİMAT, 1) Galerilerde kullanılan tahkimat sistemlerinin, arazi tazyiği altında kesitin küçülmesi sayesinde deforme olmadan, uzun süre dayanmalarını sağlamak için u veya çan profili demirlerle ve rijit bağların ayaklarına geçirilen sürtünme pabuçları ile yapılan tahkimat Bu tahkimatta tavan basıncı içiçe geçen parçaların oluşturduğu sürtünme kuvveti ile karşılanır 2) Elastik bağ 3) Esnek bağ
EL DOLGUSU, El ile yapılan ön sıra taş duvarın arkasına, dolgu malzemesinin kürekle atılması suretiyle teşkil edilen basit bir dolgu usulü
ELEK, Eleme işlemi yapmak için kullanılan araç Bunlar yapı esaslarına göre; tek tablalı, çok tablalı, jigli, rezonanslı, titreşimli, tamburlu, dönen elek, çubuklu ızgara (grizley) diye isimlendirilirler Kullanma amacına göre tuvönan, şlam, çamur, tasnif, kontrol eleği vb diye adlandırılırlar —> Delikli saç elek, Tel örgülü elek, Elek altı, Elek üstü, Elek açık alanı, Eleme randımanı
Elek tabanı çeşitli malzeme (saç, tel, sert plastik madde vb) kullanılarak hazırlanır

ELEK AÇIK ALANI, Elek tablası yüzeyinde mevcut delik alanları toplamı yani eleğin etken eleme alanı Bu alan (%) olarak belirlenir —> Delikli saç elek, Tel örgülü elek, Elek anma alanı
ELEK AÇIKLIĞI, Elek yüzeyi üzerinde yer alan delik veya açıklıklar Bunlar daire, kare veya dikdörtgen şeklinde olabilir Tanımlamaları ise, dairenin çapı, karenin bir kenarı veya dikdörtgenin kısa kenarı olarak yapılır Herhangi bir —> Elek analizinde, kullanılacak en büyük elek açıklığı, numunedeki en iri tanenin boyutuna bağlı olarak, bir maksimum değerden biraz küçük olarak seçilir Örneğin en iri tane boyutunun 20mm olması durumunda, kullanılacak elek açıklığı 15 mm olarak alınabilir ve bunu izleyen diğer elek açıklıkları geometrik bir dizi oluşturacak şekilde seçilirElek açıklıklarının seçiminde kullanılan sabit oran Amerikan—>ASTM sistemine göre 4š2=1,189, AmerikanTYLER sistemine göre de š2=1,4142 olarak alınır Her iki sistemde de başlangıç noktası olarak 200 meşlik (0,074 mm) memlik bir eleğin elek açıklığı kabul edilir ve tertip edilen elek dizisi š2 ve 4š 2’nin katı veya askatları şeklinde seçilir Elek açıklıkları meş; mm veya mikron olarak ifade edilir —> Tyler ve ASTM elek serilerindeki elek açıklıkları
ELEK ALTI, Elenen malzemenin elek deliklerinden geçen kısmı Bu malzemenin boyutu (-) olarak (-30mm, -100mm) tanımlanır —> Elek üstü
ELEK ANALİZİ, 1) Bir numunenin standart kontrol elekleri ile elenerek tane boyutlarına göre tasnif edilip ağırlık oranlarının belirtilmesi 2) Granülometri Bu analizde, normal ve çeşitli büyüklükteki eleklerden geçmeyen maddenin % miktarları tesbit edilir Absise çaplar ve ordinata da muayyen bir delik çapından geçmeyen % miktarları işaretlenerek elek analizi eğrisi çizilir
ELEK ANMA ALANI, Elek yüzeyinin kullanılan kısmı —> Elek, Elek açık alanı, Eleme
ELEK RANDIMANI, —> Eleme randımanı
ELEK ÜSTÜ, Elenen malzemenin elek deliklerinden geçmeyerek elek üstünde kalan kısmı Bu malzemenin boyutu olarak (+30mm, +100mm) tanımlanır —> Elek, Delikli saç elek, Tel örgülü elek, Elek altı, Elek analizi
ELEKTRİK ALANINDAN AYIRMA, Farklı elektriksel özelliğe sahip mineralleri elektrik yüklü alandan geçirerek ayırma ve zenginleştirme işlemi
ELEKTRİK ENERJİSİ BAĞLAMA TESİS-LERİ, 1) Elektrik devrelerindeki gerilimleri alçaltmak, yükseltmek ya da devreleri açmak ve kapamak için kurulan transformatör, kumanda (ayırıcı, kesici vb), koruma (röle, parafudr vb) ve ölçme (ölçü aletleri, ölçü transformatörleri, vb) cihazların tamamını veya bir bölümünü içine alan tesisler 2) şalt tesisleri
ELEKTRİK ENERJİSİ DAĞITIM ŞEBE-KELERİ, Elektrik enerjisini tüketicilere dağıtmak için kurulan ve dağıtım transformatör merkezleri, hava- ve/veya kablo hatlarından oluşan tesisler
Gerilimleri 1000 volt kadar (1000 volt dahil) olanlara alçak gerilim veya alçak gerilimli; gerilimleri 1000 volt’un üzerinde olanlara yüksek gerilim veya yüksek gerilimli elektrik enerjisi dağıtım şebekeleri ismi verilir
ELEKTRİK ENERJİSİ İÇİN İSTEK KATSAYISI, Bir elektrik enerjisi şebekesinin ya da şebeke bölümünün çalışma süresi içinde çektiği en büyük gücün şebekenin ya da şebeke bölümünün toplam bağlı gücüne oranı Bu orana talep faktörü de denilir ve yüzde olarak verilir
ELEKTRİK ENERJİSİ İÇİN TALEP FAKTÖRÜ, —> Elektrik enerjisi için istek katsayısı
ELEKTRİK ENERJİSİ KAYIPLARI, Kullanılan makine ve cihazlarda, tüketilen elektrik enerjisinin istenmeyen enerji şekillerine dönüşen kısımları Elektrik motorlarından istenilen mekanik enerji olduğu halde, elektrik enerjisinin bir bölümü, sürtünme ve ısı gibi istenmeyen enerji şekillerine, aydınlatma lambalarında ise; istenilen ışık enerjisi olduğu halde lambaya verilen elektrik enerjisinin büyük bir bölümü ısı enerjisine döşünür ve elektrik enerjisi kayıplarını teşkil eder
ELEKTRİK ENERJİSİ KULLANMA SÜRESİ, Bir enerji santralında bir yılda üretilen elektrik enerjisinin, santralın tepe gücüne (puant gücü) bölünmesi ile bulunan süre
ELEKTRİK ENERJİSİ ÖLÇÜ VE/VEYA KUMANDA MERKEZLERİ, Bünyesinde güç transformatörü bulunmayan elektrik enerjisi bağlama (şalt) tesisleri Bunlar ayırıcı ve kesici veya yalnız ayırıcı bulunan ya da aynı biçimdeki ölçü yapılmayan bağlama tesisleri de olabilir
ELEKTRİK ENERJİSİ TEMİNİNDE BAĞLI GÜÇ, Elektrik enerjisi tüketicisinin bir şebeke veya şebeke bölümüne bağlı elektrikle çalışan tüm cihazlarının toplam gücü
ELEKTRİK ENERJİSİ TEMİNİNDE GÜÇ YOĞUNLUĞU, Elektrik enerjisi şebekelerinde yüklenme derecesi farklı hat bölümlerinde, aynı zamanda çekilen yüklerin hesaplanmasında kullanılan katsayı şebekelerdeki bağlı güçler (tüketiciler) belli ise güç yoğunluğu kullanılmaz Bağlı güç —> Eşzamanlılık katsayısı ile çarpılarak yük hesabı yapılır
ELEKTRİK ENERJİSİ TEMİNİNDE KURULU GÜÇ, Bir sistemi besleyen kurulu makinelerin (elektrik üreten makineler) anma güçlerinin toplamı
ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİM TESİSLERİ, Dağıtım şebekeleri veya enerji iletim hatları vasıtası ile şahıslara ya da kuruluşlara ait tesisleri elektrik enerjisi ile beslemek için kurulan transformatör tesisleri Bunlardan bir fabrika, benzin istasyonu, sulama pompa tesisi vb bağımsız tesislere elektrik enerjisi sağlamak için kurulanlar, tekil tüketim tesisleri diye isimlendirilir —> Elektrik enerjisi dağıtım şebekeleri
ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİM TESİS- LERİ, Elektrik enerjisi üretmek amacı ile kurulan tesisler Genel olarak bu tesisler enerji santralları olarak da isimlendirilir Bunlardan su enerjisinden yararlanarak elektrik üretenlere hidrolik santrallar, ısı enerjisinden yararlanarak elektrik üretenlere de termik santrallar denir Termik santrallardan fosil yakıt, gaz ya da öteki yakıtlardan elde edilen buharla çalışanlarına buharlı santrallar, gaz türbinleri ile elektrik üreten santrallara gaz türbinli gazlar, gazlardan magneto hidrodinamik yöntemle (MHD) elektrik üreten santrallara MHD santrallar, dizel-generatör grupları ile elektrik üreten santrallara dizelli santrallar, nükleer enerjiden yararlanarak elektrik üreten santrallara nükleer santrallar veya atom santralları ve jeotermal kaynaklardan elde edilen buharla elektrik üretilen santrallara da jeotermal santrallar denir
ELEKTRİKLE ATEŞLEME, Elektrik üreten (manyeto) ateşleme makinesi, elektrikli kapsül, ateşleme kabloları, devre muayene cihazı (galvanometre) vb ateşleme ile ilgili alet ve edevat kullanılarak yapılan ateşleme
ELEKTRİKLİ FIRINLAR, Elektrik akımın-dan yararlanılarak cevherin veya metalin ergi-tilmesinde kullanılan (dirençli-, arklı-, indüksi-yonlu-, yüksek frekanslı-) fırınlar —> şekil
ELEKTRİKLİ KAPLAMA, (Elektrolitik kaplama), Elektrik akımı yardımıyla bir yüzeyin metalle kaplanması işlemi—> şekil, (Cu SO4) çözeltisi içeren, tipik bir elektrikli kaplama (düzeni) devresi Metal kaplama işlemi hem iletken yüzeylere (metaller), hem de iletken olmayan yüzeylere (plastik, tahta, deri) uygulanabilir —> Elektriksiz kaplama, Kaplama, Elektrotipi, Galvanoplasti
ELEKTRİKSİZ KAPLAMA, Metal, plâstik, tahta, deri vb malzemelerin denetimli otokatalitik indirgeme yöntemi ile kalın katmanlarla kaplanması işlemi İletken olmayan yüzeyler, böyle bir işleme alınmadan önce grafitle veya iletken vernikle kaplanarak elektriksiz kaplama ya da buharla kaplama gibi işlemlerle iletken duruma getirlilir —> Elektrikli kaplama, Kaplama, Elektrotipi
1944’de A Brener ve GERiddell tarafından geliştirilen bu yöntemde malzemelerin yüzeyi bakır, nikel, gümüş, altın ve palladyum gibi çeşitli metallerin kimyasal banyolar içinde çökeltilmesi ile kaplanır Ayna yapımında da aynı işlemden yararlanılır
ELEKTRİKLİ KALIPLAMA, —> Galvano-plasti
ELEKTRİKLİ KAPSÜL, İçinde bir direnç teli (resistans), hassas kimyasal patlayıcı bulunan ve ağzı rutubet geçirmez bir madde ile sıkılanmış kovan ve birer ucu kovanın içindeki resistansa bağlı iki ateşleme telinden ibaret detanatör —> şekil Elektrikli kapsüller tek, seri, paralel ve karışık bağlanarak ateşleme manyetosu veya herhangi bir elektrik üretecinden verilen ceryanla ateşlenir —> şekil Elektrikli kapsüller kullanma amacına göre adi, gecikmeli (saniyeli ve milli-saniyeli) kapsül olarak imal edilir
ELEKTRİKLİ LOKOMOTİF, Ocak içinde demiryolu boyunca çekilmiş bir doğru akım enerji hattından aldığı güçle çalışan lokomotif
ELEKTRİKLİ PARLATMA, Metal bir yüzeyin düzleşmesini sağlayan elektrokimyasal işlem Metal bir cisim bir elektroliz tepkimesinde anot olarak kullanılarak, üzerindeki pürüzlerin giderilmesi ile yüzeyi düzleştirilir Elektrikli parlatma, —> Elektrikli Kaplama işleminin tersidir ve elektrolitik parlatma olarak da adlandırılır
ELEKTRİK METODU, 1) Cevher yataklarında kimyevi değişikliğe uğrayan cevher muhtevasından doğan yeryüzündeki elektriki gerilim farklarının ölçülmesiyle cevherin varlığının saptanmasına yarayan jeofizik maden arama metodu 2) Formasyonlar veya cevherlerin farklı dirençlerinden dolayı, verilen elektrik akımını farklı geçirmesi esasından hareketle cevherin saptanması esasına dayanan jeofizik maden arama metodu
ELEKTRİK SONDAJI, —> Jeoelektrik maden arama metotları
ELEKTROFİLTRE, Bir elektrik alanı içerisinde 0,01-10 mikron iriliğindeki tozları tutmada kullanılan toz ayırma cihazı
ELEKTROLİT, 1) Metallerin elektrolizle ayrılmasına müsait solüsyon 2) Elektrik akımı ile ayrılabilen kimyasal bileşik
Genel anlamda, iyon denen artı ve eksi yüklü parçacıklara ayrışarak, elektrik akımını ileten madde Artı yüklü iyonlar elektrik devresinin eksi kutbunda (katot), eksi yüklü olanlar ise artı kutbunda (anot) toplanarak boşalır Elektrolitlerin en iyi bilinen örnekleri, su ya da alkol gibi çözücülerde çözünerek iyonlara ayrılan asitler, bazlar ve tuzlardır Tuzların birçoğu, örneğin sodyum klorür, herhangi bir çözücü olmadan eridiğinde yine elektrolit gibi davranır Ayrıca, gümüş iyodur gibi bazı tuzlar katı durumdayken de elektrolit özelliğindedir
ELEKTROLİTİK BAKIR, —> Yüksek kalite bakır
ELEKTROLİTİK KAPLAMA, —> Elektrikli kaplama
ELEKTROLİTİK PARLATMA, —> Elektrikli parlatma
ELEKTROLİZ, Elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemi Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); ya da almasından (indergenme) kaynaklanır Elektroliz işlemi, elektroliz kabı ya da tankı denen bir aygıt içinde uygulanır Bu aygıt, çözünerek artı ve eksi yüklü iyonlara ayrılmış bir bileşiğin (—> Elektrolit) içine birbirine değmeyecek biçimde daldırılmış iki elektrottan oluşur Elektrotlar bir akım kaynağına bağlandığında meydana gelen gerilim (elektriki alan), iyonları karşıt yüklü elektroda (kutup) doğru hareket ettirir Karşıt kutupta yükünü dengeleyen atom veya moleküller elektrotta çökelir veya elektrolit içindeki moleküllerle yeni reaksiyonlara girer Yeni reaksiyona girme meyli daha fazladır Örneğin sofra tuzu içeren elektrolitte anotta klor açığa çıkarken nötr sodyum atomları su moleküllerini etkiliyerek katottan hidrojen açığa çıkmasına sebebolurlar ve elekrolitte sodyumhidroksit oluşur
Elektroliz konusundaki 1800 yılında Carlisle ve Nicholson,1807 yılında Davy ve 1833 yılında Faraday’ın keşifleri ve, 1887 yılında Arrhenius tarafından geliştirilen iyon teorisi, zamanımızın atom fiziğine temel teşkil etmişlerdir
ELEKTROMANYETİK SİKLON , —> Santrıfüjlü ayırıcılar
ELEKTROMETALURJİ, Elektrolitik ve elektrotermik yollarla cevherlerden, konsantre-lerden ve yarı mamullerden metallerin ve alaşımlarının elde edilmesi işlemi Elektrolitik yöntemde ilk önce cevher, metallerin suda eriyen tuzlarına dönüştürülür; asit ilavesinden sonra elektroliz yolu ile metal unsuru katotdan saf olarak veya tuzlarla muamele edilmiş metal bileşiği elektrik akımı ile eritilerek yine elektrik akımı yardımı ile katotdan metal olarak elde edilir
Bakır, çinko, kadmiyum, kobalt ,krom, manganez ve nikel gibi metaller çoğunlukla bu yöntemle üretilir Bazı metaller sulu çözeltilerde yıkanarak zenginleştirilmeden doğrudan indirgenerek elde edilir Aluminyum, berilyum, kalsiyum, lityum, magnezyum ve sodyum bu yöntemlerle üretilen başlıca metallerdir Elektrotermik izabe yönteminde metaller ve alaşımları, arklı veya endiksiyonlu elektrik fırınlarında ergitme ve redükleme işlemleri sonucu elde edilirler
Elektrometalurji terimi, ayrıca çeliğin ve öteki bazı metallerin üretiminde ve arıtılmasında kullanılan —> Elektrikli fırınlar’da gerçekleştirilen elektrotermik işlemleri de kapsar —> Hidrometalurji, Ergime
ELEKTROTERMİK İŞLEM, Malzemenin içinden elektrik akımı geçirilmesi yoluyla ısıtılmasına (ergitilmesine) dayalı olarak gerçekleştirilen metalurji işlemi —> Elektrometalurji, Elektrikli Fırınlar, Ergime
ELEKTROTERMİK İZABE, —> Elek-trometallurji
ELEKTROTERMİK YÖNTEM, —>Elektrometalurji
ELEKTROTİPİ, 1) Kabartma ya da tipo baskıda baskı levhalarının hazırlanmasında kullanılan elektrikli kaplama yöntemi 2) Baskı levhası kopyalarının çıkartılmasında uygulanan bir galvanoplasti işlemi —> Galvanoplasti, Elektrikli kaplama, Elektriksiz kaplama, Kaplama
ELEKTRONİK BEYİN, —> Bilgisayar
ELEKTRONİK FÜNYE, Biri ateşleyici diğeri proğramlanmış komuta ünitesinden oluşan ve patlayıcının infilakini başlatan iki elementli sistem Komuta ünitesi dijital tip bir analog fazı ve ateşleme sisteminden oluşur Analog faz bağlantı kablolarından alınan sinyali işleyerek hazırlar ve dijital faza gönderir ki bu da sinyali yorumlar ve sistemi başlatan gecikme zamanını üretir
ELEKTRONİK GECİKMELİ KAPSÜL, Dinamit AG firması tarafından geliştirilmiş sistem içinde, kumanda ve programlama üniteleri vasıtasıyla, içerdikleri zaman aralıklarının (2-100ms) katı kadar gecikme verebilen, entegre ateşleme devresi içinde programlanabilir “ gecikmeli elektronik kapsül” —> şekil, Kapsül
Entegre ateşleme devresi kullanımı; patlatma sonucu oluşan titreşimin azalması, kazı yapılan malzemenin parça büyüklüklerinin kontrolü, şev yüzeyinde düzgün bir profil elde edilmesi gibi olumlu sonuçlar vermektedir Kapsüle verilmesi istenen gecikme aralığına bağlı olarak programlama ve kumanda devresindeki kuars kristalinin gönderdiği sinyaller, elektronik kapsül devresindeki osilatör tarafından yapılan impuls sayımı ile algılanır Bu kapsüllerin bağlantısı diğer kapsüllerde olduğu gibidir
ELEKTRONİK TAKEOMETRE, Açıları ve uzunlukları elektronik olarak ölçen takeometre
ELEKTROSTATİK AYIRMA, Statik elektrikle yüklü bir elektriki alanda ayırma ve zenginleştirme işlemi
ELEKTROSTATİK FİLTRE, Hava ve gaz içerisindeki tozu elektrostatik yükle toplayarak çökeltme prensibi ile çalışan toz tutma tesisi
ELEKTROTERMİK İZABE, —> Elektro-metalurji
ELEME, Ürünleri tane boyutlarına göre ayırmak için uygulanan, kuru veya yaş olarak yapılan, sınıflandırma işlemi Elemede üstte kalan kısma elek üstü, alta geçene de elek altı, elek üstünde kalan ufak ve elek altına geçen iri parçalara da yanlış oturmuş maddeler denir —> Elek
ELEME RANDIMANI, Eleme sırasında elek altına geçen malzeme miktarının elek altına geçmesi gereken malzeme miktarına oranının (%) olarak ifadesi Elenen malzemenin tanelerinin birbiri üzerine binmesi, kayması, sıkışması, eleğe veya taneye yapışması yüzünden tanelerin büyümesi ve elek deliklerinin küçülmesi gibi nedenlerle elek altına geçmesi gereken tanelerin elek üstünde kalması dolayısı ile eleme randımanı düşer Eleme randımanı elek randımanı diye de söylenir —> Elek analizi
ELEVATÖR, 1) 70½’nin üzerinde veya düşey olarak yukarıya, taneli mal taşınmasında kullanılan kepçeli düzen 2) Norya
ELMAS, Saf karbondan ibaret kübik sistemde kristalleşmiş mineral Özgül ağırlığı 3,51-3,53, sertliği Mohs skalasına göre 10, gem ve sanayi elması şeklinde cinsleri olan kıymetli bir taş Sanayi elması (boarts) kesici aletlerde, bilhassa sondaj matkaplarında kullanılır Ayrıca ballas, karbon, karbonado, siyah elmas ve sentetik cinsleri de mevcuttur
ELMAS CİLA, Saydam minerallere özgü cila olup elmas görünümü verir Bu cila oynak cila sayılır ve “ Oynak Cila “ da denir —> Minerallerin parlaklığı
ELMAS KRON, Matriksine çeşitli karat, tane iriliği ve kalitede elmas yerleştirilerek muayyen bir standarda göre imal edilmiş karot numune alabilen sondaj (matkap) ucu
ELMASLI SONDAJ, Kendine mahsus takımları elmas veya vidya kron kullanılarak sert ve aşındırma özelliği fazla olan formasyonlarda ve genellikle devamlı numune alınarak yapılan sondaj işlemi Metodu ilk bulan bir İsveç mühendisine atfen Craelius (Kreliyus) sondajları da denir, genellikle dünya üzerinde bu isimle tanınır
EL TAKIMI, Kazmacı ustasının iş aracı olarak kullandığı balta, testere, kazma, varyos vb el aletleri —> şekil
ELUVİAL CEVHER YATAKLARI, Meka-nik ve fiziki etkiler altında, fakat yerinde teşekkül etmiş yani taşınmamış, cevher yatakları
ELYAF OPTİĞİ, Fiber optik de denir Işığın, saydam kılcal lifler ya da çubuklar tarafından taşınmasını konu alan fizik dalı Işık bu tür bir malzemeye bir uçtan girer, malzemenin çeperleri tarafından tümüyle içeri yansıtılır ve böylece ilerleyerek diğer uçtan dışarı çıkar Işığın başka yöntemlerle ulaştırılmadığı yerlere, (tıpta, insan vücudunun iç bölümlerinin incelenmesinde, teknikte; ışığın köşelerden dolaştırılarak) iletilmesinde bu tür elyaftan yararlanılır Bu teknikte çapları 5-100 mikron (0,005-0,1mm) arasında değişen cam ya da plastik liflerden binlercesi demetler halinde bir araya getirilir
EMAN, Radon içeriğinin birimi= 10-10 curie / lt Radyoaktif termal kaynaklarda 10-10 ila 10-6 curie / litre radyaktivite yoğunluğu mevcuttur
EMAY, Bazı maddeleri korumak, belirli bir parlaklık kazandırmak veya boyamak için kullanılan, saydam veya donuk, cama benzeyen cila
EMAYE, Üzeri —> Emay ile kaplanmış olan —> Mine işi
EMİCİ PERVANE, —> Vantilatör
EMİLEN HAVA, basınçlı hava elde eden veya basınçlı hava ile çalışan makinelerle ilgili hesaplamalarda kullanılan 736 mm cıva basıncı ve 20½C’daki serbest havanın m3 miktarı 1 m3 serbest hava = 1,109 N m3 havadır —> Norm m3 hava
EMİSYON, 1) (Çevre) Yakıt ve benzerlerinin yanması ile; sentez, ayrışma, buharlaşma vb işlemlerle; maddelerin yığılması, ayrılması, taşınması ve bu gibi diğer mekanik işlemler sonucu bir tesisten atmosfere yayılan hava kirleticiler 2) (Ekonomi) Bir ülkede; fiktif ve nominal olmak üzere birçok değerin dolanıma (tedavüle) çıkarılması, başka bir deyişle, kâgıt paraların, tahvil ve bonoların, hisse senetlerinin yeni bir değer olarak ilk kez piyasaya arz edilmesi
EMNİYET, Bütün endüstri dallarında, özellikle madencilikte, her türlü işi, can ve mal güvenliği altında yapabilmek için gerekli olan tüm önlemlerin alınması
EMNİYET CAMI, Kırıldığı zaman, parçaları çok kesici olmadığı için derin yara açmayan bir cam türü olup prese cam ve tavlanmış cam olmak üzere iki çeşidi vardır —> Tavlanmış Cam, Securit Camı
EMNİYET FİTİLİ, —> Saniyeli fitil
EMNİYET HALATI, Vinç ve varagellerde arabanın kancalanmış olduğu halattan kurtulması halinde aşağı kaçmasını önlemek amacı ile çekilen veya aşağıya bırakılan araba veya arabaların üzerinden aşırılıp son arabanın arka kancasına takılmak üzere hazırlanmış, bir ucu vinç veya varagel halatının koşum takımına bağlı diğer ucu koç boynuzu kanca ile teçhiz edilmiş ek halat
EMNİYET KATSAYISI, 1) Bir sistemi etkileyen dış kuvvetlerdeki ve uygulanan gerilimlerdeki belirsizlikler, işletme esnasında yük sınırının aşılması, işletme esnasındaki dalgalanmalar, malzeme özelliklerinin saptanmasındaki belirsizlik ve hatalar, malzemenin strüktür kusurları, teorik formdan sapmalar, ölçülerin tutturulamayıp altında kalması, imalat hataları, işletme sırasındaki aşınma, korozyon vb sebeplerden doğacak beklenmedik ve istenmeyen olayları önlemek amacıyla ihdas edilmiş ve yaygın kullanımı olan sayı Saptanması, tecrübeye göre ve konstrüktörün takdiriyle olmakla birlikte çok defa resmi olarak kesinleştirilmiştir 2) Bir sistemde uygulanan elastik sınır yükünün en büyük yüke oranı Bu oran daima 1’den büyüktür 3) Güvenlik katsayısı 4) Emniyet emsali
EMNİYET KEMERİ, İstihraç kuyusu, hava bacası, sondaj kulesi vb yüksek ve tehlikeli yerlerde çalışan personelin beline takılan kancalı ve kancası sağlam bir iple sabit ve sağlam bir noktaya bağlanan kemer
EMNİYET LAMBASI, 1) Patlayıcı gaz ortamında emniyetle kullanılabilen ve grizu miktarını ölçmeye yarayan, yakıt olarak saf benzin kullanan özel ocak lambası —> şekil Bu lambada bulunan kafesler esas itibarı ile lamba aleviyle meydana gelen ısıyı sür’atle dağıtır Böylece lamba alevi dışarıda patlayıcı gaz ortamına sirayet etmez Lambaya hava girişini sağlayan bilezikte de kafesler bulunur Lamba, lamba camı, kafesler ve hava giriş bileziği arasında amyant contalar kullanılır Emniyet bakımından ocak lambalarında, ocak içinde açılmalarını önlemek için birer mıknatıslı kilitleme tertibatı bulunur Emniyet lambalarını ocakta açmadan emniyetli bir yerde yakmak için çakmak tertibatlı olanları da vardır Emniyet lambasını kısmak suretiyle havadaki metan nisbeti ölçüldüğü gibi, yanan bir lambanın durduğu yerde alevinin yükselmesi de ani metan intişarını işaret eder (Grizu muayenesi) 2) Benzinli lamba
Ocaklarda emniyet lambası yerine akustik ve optik sinyal veren ve digital göstergeli metan ölçme cihazları da kullanılır Katarların son arabasına emniyet için kırmızı ışık veren akülü lamba takılır
EMNİYETLİ PATLAYICI MADDE, Grizulu ocaklarda kullanılan ve patlaması sırasında düşük ısı yapan patlayıcı madde (Grizotinklorür) —> Patlayıcı madde, EK 12-E
EMNİYET MANDALI, Kör kuyu ağızlarında; kafes olmadığı zaman, vagonların kuyuya düşmesini önleyen ve ray ucuna konulan mekanizma —> şekil Bu tertibat sayesinde kafes olmadığı zaman vagon kuyuya sürülemez
EMNİYET MAŞASI, 1) Somunun açılmasını önlemek için somuna ve cıvata miline delinmiş deliğe çakılıp ucu açılan maşa 2) Kopilya
EMNİYET ŞAPKASI, —> Baret
EMNİYET TERTİBATI, İnsanları kazadan korumak için önceden hazırlanmış tertibat Madencilerin kuyudan aşağıya inip yukarı çıkmasını sağlayan kafesin, halatın kopması halinde düşmeden kayıta tutunup kalmasını sağlayan düzen de (—> Paraşüt) bir emniyet tertibatıdır Emniyetle durma tertibatı olan ocak arabası veya kafese, emniyet arabası ve emniyet kafesi denir
EMNİYET TOPUĞU, Madencilik çalışmaları nedeniyle kazı sonucu yeraltında veya yerüstünde oluşacak tüm tehlike ve hasarları önlemek ve yapılan yeri emniyetli bir şekilde tutmak veya üretim yerine ramble malzemesinin akmasına mani olmak veya tahkimata yardımcı olmak gayesi ile tavanda veya yanlarda bırakılan cevher veya kömür blokları Bu topuklar ileride tamamen veya kısmen alınabilir —> Askıda bırakılan topuk Kuyu topuğu
EMNİYET VALFI, Pompalarda basınç kısmına ayarlanarak yerleştirilen ve verici hortumu aşırı basınca karşı koruyan özel düzen
EMNİYET ZİNCİRİ, Bir araba katarında, kanca boşalması halinde, arabaları birbirine veya lokomotife bağlı tutabilecek zincir
EMPERMEABL, 1) Su geçirmeyen 2) Geçirimsiz
EMPRENYE ETME, 1) Bir ortamın veya bir yüzeyin kendinden başka maddeleri üstüne ya da içine çektirilmesi için yapılan işlem 2) Madencilikte veya bayındırlık işlerinde bir araziye, toprak ya da kum tabakasına bağlayıcı bir akışkanın sızdırılması yani enjekte (enjeksiyon) edilmesi 3) Emprenye
EMPRENYE KRON, Matriksine elmas tozu karıştırılarak imal edilmiş sondaj kronu
EMPREVÜ, 1) İşletme bütçesinde tespit edilmemiş fakat işin gereği uygulama zorunluğu doğan işlem 2) Öngörülmeyen 3) Gayri melhus
EMÜLSİYON, Bir sıvının başka bir sıvı içinde damlacıklar halinde dağılmasından (dispersiyon) oluşan sütsü karışım Sulu solüsyon ve fuel oil birbirlerine karıştırılamaz olduklarından, sıvı ayrışmasına karşı emülsiyonlaştırıcı bir madde ile durağanlaştırılır Sulu faz, mikroskopik damlacıklar halinde askıda duran oksitleyici tuzların bir solüsyonu tarafından oluşturulur Fuel oil ise, organik faz indirgeciyi bileşen işlevini yapar Esasta emülsiyonlar ANFO’ya benzer bir karışımdır Ancak, oksitleyici içeren küçük su damlacıklarının yağ ile çevrelenmiş olması, bileşenler arasında sıkı bir temas sağlar ve onun patlama gücünü artırır Buna ek olarak etkin bir su direnci de kazanılır, çünkü damlacıkların etrafını yağ kapladığından sulu fazda nitrat tuzlarının önemli miktarda çözünmesi önlenir —> Mutlak ağırlık gücü, Mutlak hacim gücü, Enerji faktörü, Nisbi hacim gücü Emülsiyon patlayıcı maddeler
EMULSİYON PATLAYICI MADDELER, Nitrogliserin bazlı dinamitler ve teknik amonyum nitrat bazlı amonyum nitrat, fuel oil (ANFO) karışımı olan; sulu deliklerin patlatılması için son zamanlarda geliştirilen ve açık işletmelerde kullanılan EMULİT VE EMULAN tipi patlayıcı maddeler —> Çizelge s 108 EMULİT, patlatma deliklerinde ANFO’nun altına dip şarj olarak kullanılır EMULAN, ANFO ile EMULİT’in karışımından oluşan bir patlayıcı maddedir —> Emülsiyon
ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER, Metalik özellik göstermeyen atomları, ana unsur olarak içeren, metallerin aksine elektron alarak molekül şekline dönüşen ve ekonomik değeri olan bütün mineral ve kayaçlar
ENDÜSTRİYEL REZERV, 1) Doğu bloku ülkelerinde kullanılan bir rezerv tanımı Yine Doğu bloku ülkelerinde tanımlanan bilanço rezervinin jeolojik ve teknik nedenlerle işletme sırasında ortaya çıkacağı saptanan kayıpların çıkarılmasından sonra geri kalan ve ulusal ekonomi açısından yararlanılabilecek nitelikte olan rezerv kısmı, yani yeryüzüne çıkarılarak fiilen yararlanılabilecek rezerv
ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR, —> Patent
ENERJİ, Fiziki sistemlerin (Cisim, molekül, atom vb) cismin, yerçekimine karşı yükseltilmesine benzer şekilde, iş yapma veya ısı verebilme yeteneği, özelliği Enerjinin ölçüsü, yapılan iştir Enerji çeşitlerinden mekanik enerjinin birimi erg (dincm), mkg (mkp), ısı enerjisi birimi, cal, elektrik enerjisinin birimi jul (10 erg), watt’dır Manyetik enerji, kimyevi enerji, atom enerjisi, ışın enerjisi, vb enerji şekilleri olmakla birlikte kainatta enerjinin hiçbir zaman kaybolmadığını, ancak bir şekilden diğerine dönüştüğü kabul edilir (Genel Enerji Kanunu)
ENERJİ FAKTÖRÜ (EF), Patlayıcı emülsiyonların güçlerini değerlendirebilmek için gerekli parametrelerden biri olup; bir metreküp kayacı parçalamak için gerekli kalori miktarını ifade eder EF, —> Mutlak ağırlık gücü ile; patlatmada kullanılan patlayıcı ağırlığının patlatılan kayacın toplam hacmi oranına çarpımı ile bulunur ve Kcl/m2 olarak ifade edilir
ENERJİ KAYIPLARI, Kullanılan makine, cihaz ve tesislerde tüketilen veya enerji şekline dönüştürülmek istenen mevcut enerjinin, istenmeyen diğer enerji şekillerine dönüşen veya hiç yararlanılamayan kısımları Enerji kayıplarını azaltmak, binaların izolasyonu, buhar kazanlarında besleme suyunun ekonomizörle ön ısıtılması, izabehane tesislerinde artık ısı kazanı kurulması, elektrik enerjisinin kompanze edilmesi vb tedbirlerle sağlanır
ENFRARUJ, 1) Işık spektrumunda görülen kırmızı ışığın ötesindeki yüksek dalga boylu, görülmeyen, sadece ısı etkisiyle kendini belli eden ışın Kurutmada, pişirme fırınlarında, lak ve emaye işlerinde, ilmi araştırma fotoğraflarında kullanılır 2) Kızılötesi
ENİNE PROFİL, —> Prof nivelmanı
ENJEKSİYON, 1) Kuyu kazısı veya galeri açılması sırasında alında rastlanan sulu veya çürük formasyonların geçilebilmesi için bir sistem dahilinde delinen deliklere reçine, sulu çimento veya manyezitli bağlayıcılar vb kimyasal maddeler zerketmek suretiyle arazideki, basınç veya atımlardan dolayı oluşmuş yarık ve çatlakları ve taneler arasındaki boşlukları doldurmak suretiyle su geçirmeyen veya sağlam bir zon oluşturarak ilerlemeye devam olunması imkanını sağlamak için yapılan işlem —> şekil (a) Galeride, (b) Kuyuda Enjeksiyon işlemi genel olarak ilerleme durdurulmak suretiyle yapıldığı gibi, galeri çalışmalarında enjeksiyon deliklerinin delinmesi için özel cep hazırlanarak enjeksiyon zonu devamlı olarak alından ileride tutulmak suretiyle, ilerleme durdurulmadan da yapılabilir Ayrıca enjeksiyon işini ucuza mal etmek için su ihtiva eden arazinin durumuna göre çimento ile birlikte enerji santrallarının uçucu külü, (su emmek suretiyle hacmi genişlemesi bakımından) hızartalaşı, arpa, vb maddeler de gönderilebilir Kılcal çatlakların enjeksiyonunda ise çok ince taneli çimento veya kimyasal maddelerden yararlanırılır
ENJEKSİYON METAMORFOZ, —> Kontak metamorfoz
ENKLİNOMETRE (ENKLİMETRE), Meyil açısı ölçmeye yarayan açıölçer Genellikle pusula ile birlikte kullanılır
ENTEGRE DEVRE TOPOGRAFYASI, —> Patent
ENTERFEROMETRE, Optik gaz detektörü
ENVANTER, 1) Herhangi bir kurum ve şahsa ait mevcut alacak (aktif) ve borçların (pasif) belirli bir tarihte teker teker miktar ve değerlerini takdir etme 2) Bir işletme veya şahsın eksersiz denilen belli bir süre sonundaki mevcut alacak ve borçlarıyla bu süre içinde elde etmiş olduğu sonucu kestirebilmek üzere yapmak zorunda olduğu sayım, kontrol ve düzenleme gibi işlemlerin bütünü 3) Mizanlarda kayıtlı hesap bakiyelerinin temsil ettikleri mevcutların gerçek miktar ve değerlerini veya şahısların borç ve alacaklarını göstermek üzere muhas****** iç ve dışında yapılan sayım ve kontroller 4) Belirli bir tarihte, bir tacirin, malik oldukları ile borçlu olduklarının değerlendirildiği dökümlü cetvel
ENVESTİSMAN, Halihazırda tasarruf edilmesi mümkün olan üretim vasıtalarının bilhassa toprak ve insan gücünün, gelecekte kullanılması mümkün üretim vasıtalarına çevrilmesi 2) Sermaye teşkili 3) Yatırım
Ep DEĞERİ, —> Hata faktörü
EPİGENETİK MADEN YATAKLARI, Kendini çevreleyen kayaçtan sonra teşekkül etmiş olan maden yatakları Bu tip maden yatakları, mağmadan veya yeryüzünden gelen suların taşıdıkları maden (mineral) eriyiklerini çatlak veya boşluklara bırakmaları sonucu meydana gelir
EPİSANTR, 1) Deprem odak noktasının tam üzerine rastlayan yer yüzeyindeki nokta, —> şekil yani deprem odak noktasının yeryüzündeki izdüşümü 2) Depremin merkez üssü Episantr gözlemsel ya da araçsal episantr olmak üzere ikiye ayrılır
EPİTERMAL, Derin arz kabuğu içine yerleşmiş mağma kütlesinden ve hidrotermal mağma kütlesinden çıkıp hidrotermal zonun uzantısı durumunda yani arz yüzeyine yakın kısımlardaki çatlak ve boşluklara yerleşen ve hidrotermal olarak muayyen mineralleşmeyi içeren zon
ERGİME, Katı hâlde bulunan bir cismin ısıtılma sonucu katı hâlinden, sıvı hâline geçmesi Katı bir cismin sıvı hâline geçebileceği sıcaklık derecesine o cismin “ Ergime noktası” ; diğer bir ifade ile; ergime noktası, bir katının katı durumdan sıvı duruma geçmeye başladığı ve ergime sona erene kadar koruduğu sıcaklık derecesi Ergime noktasına kadar ısıtılmış bir katının aynı sıcaklıkta sıvı hâle geçmesi için verilmesi gereken ısıya “ Ergime ısısı”; donmak suretiyle katı hâle gelmiş bir sıvının, sıvı duruma geçmesi veya bir maddenin herhangi bir sıvı içinde çözünerek sıvının bünyesine girmesi hâline “ Erime”; içinde katı bir madde erimiş sıvıya da “ Eriyik” denir
ERGİME ISISI, —> Ergime
ERGİME NOKTASI, —> Ergime
ERİTİCİ, 1) Cevher içinde bulunan yabancı maddelerin kolay erimesini sağlamak amacı ile izabede kullanılan, katkı maddeleri 2) Flaks
ERİYİK, —> Ergime
ERGONOMİ, İnsan çalışmasının bilimi, yani insan ve çalışma çevresi arasındaki ilişkinin bilimsel yönden incelenmesi Bu bilim insanın kendine özgü niteliklerini, yeteneklerini araştırarak, işin insana veya insanın işe uyumlandırılması için gereken koşulları bulmaya çalışır
ERKEK TAHLİSİYE (TAP), Konik ve ortası delik çelik parçasının çevresi, diş açmaya elverişli kesici dişler ve diş açma sırasında oluşan metal talaşlarını uzaklaştıran boyuna yivlerle teçhiz edilmiş ve yüzey sertmeşmesine tabi tutulmuş sondaj takımı Tahlisiyenin konikliği öyle ayanl anmıştır ki kurtarılacak kopmuş tijin her konumunda ve manşonda diş açılabilir Erkek tahlisiyenin çevresinde şekildeki gibi bazan kılavuz parçası da monte edilmiş olabilir
ERKEN BAŞLAMA ZAMANI, —> şebeke planlaması
ERKEN BİTİRME ZAMANI, —> şebeke planlaması
ERKEN KRİSTALİZASYON, —> Kristalizasyon diferansiyasyon
EROZYON, Yağmur, akarsu, rüzgar vb eksojen (dış) olayların yeryüzünde yaptığı aşındırma
ESİR MADENLER, ( Captured Mines ) Madencilikte kullanılan bir deyim Kendi elinizdeki bir madenin değeri düşmesin diye size rakip olacak maden yataklarının işletilmesini önleme Bu engelleme; bazen o madenlerin ruhsatlarını büyük vaatlerle alıp, başkalarının eline geçmesini önlemek ve daha sonra çeşitli bahanelerle maden yatağının atıl bırakılması şeklinde gelişiyor
Yaratılan bahanelerin arasında en uygun olanları;
maden yatağında yeterli rezervin veya gerekli kalitenin olmadığını iddia etmek,
Çeşitli siyasal, ekonomik veya teknik baskılarla maden yatağının (esir madenin) işletilmesini önlemek şeklinde oluyor
ESKİ, —> Eski imalat
ESKİ HURDA, Çeşitli kullanım alanlarında ömürlerini doldurmuş alüminyum parçalarını tanımlayan ve alüminyum sektöründe kullanılan bir terim —> Yeni hurda
ESKİ İMALAT, 1) Kömürü veya cevheri alınmış ve sonra göçmeye bırakılmış veya ramble edilmiş ocak kısmı 2) Eski
ESNEK BAĞ, —> Elastik tahkimat
EŞDEĞER ALAN, —> Muadil ocak açıklığı
EŞİKLİ OLUK, Küçük boyutlu olan ve tabaka halinde akan tanelerin yataya yakın sabit bir yüzey üzerinde ve akışkan ortam içinde özgül ağırlık farklarına göre ayrılmalarını sağlayan ve bir oluk içerisine yerleştirilen eşiklerden oluşan bir ayırıcı Eşiklerin ön tarafında suyun eşiğe çarpmasıyla meydana gelen türbülanslı akış, engelli çöküş koşullarını oluşturduğundan ağır mineraller eşik dibinde toplanırken, hafif mineraller su ile birlikte akar Besleme belirli aralıklarda durdurulur ve eşik dibindeki ağır mineraller alınırEşikli oluklarda eğim, su tabakası kalınlığı, eşik yüksekliği ve pülp yoğunluğu ayırmayı etkileyen faktörlerdir —> şekil
EŞİT DAYANIKLI ÇUBUK, Kendi ağırlığı da dikkate alınarak, bütün kesitleri üzerindeki gerilimleri aynı olan çubuk
EŞİT HATALAR BOYUTU, —> Ayırma boyutu
EŞİT ŞEKİLLİ MİNERALLER, —> İzomorf mineraller
ETA ( Estimated time of arrival) , Deniz taşımacılığında kullanılan ve geminin tahmini varış tarihini belirten terim
ETAJ, 1) Yeraltı ve yer üstü işletmelerinde ihzarat veya üretim yapılan seviyeler 2) Ocakkatı 3) Kat
ETİAL, Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde üretilen ve içerisindeki Al, Fe, Si, Cu, Zn, Ti gibi metallerin miktarına göre değişik numaralarla belirlenen iletken ve saf alüminyum rümuzu Etial-5 içerisinde % 9950 Al, en çok % 040 Fe, % 025 Si, % 005 Cu, % 005 Zn, % 004 Ti bulunur Etial-7 içerisinde en az % 9970; Etial-3 içerisinde ise % 9930 alüminyum bulunur
ETİBOR- 48, Etibank Kırka tesislerinde üretilen, B2O3 içeriği % 48 olan rafine sodyum penta borat
EXOLEN, —> Korund
EXW (EX WORKS - İŞYERİNDE TESLİM), Malların satıcı tarafından, satıcının kendi tesisinde (imalathane, fabrika, depo vb) alıcı için hazır hale getirilmesiyle satıcının yükümlülüklerinin sona ermesini ifade eden, uluslararası ticaret terimi Eğer aksine bir hüküm bulunmuyorsa, satıcı, malları alıcı tarafından sağlanan araca yüklemek ya da gümrük çıkış işlemlerini yerine getirmek zorunda değildir Malların satıcının kuruluşundan alınarak istenilen yere götürülmesiyle ilgili bütün masraf ve riskler alıcıya aittir
Alıcının malı ihraç etme durumunda, her türlü belgeyi ve masrafı kendisi karşılamak durumundadır Alıcı eğer bir yabancı firma ise, o da yerli bir alıcı firma gibi hareket etmek zorundadır (Incoterms 1990)
EYRDOKS (AIRDOX), —> Basınçlı hava ile patlama Kardoks
EZİLME ZONU, İçinde daha önce makaslama yenilmeleri meydana gelmiş, birkaç metre kalınlığa kadar çıkabilen şerit şeklindeki ezik kayaç kısmı Ezilme zonları, aşınmamış kayaç kütlesi içinde düzensiz olarak bulunan ve gerilme boşalması olan bölgeleri simgeler Bu z ona “ makaslama zonu “ da denir

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



F

FAALİYET RAPORU, İktisadi faaliyet gösteren bir kuruluşun işletme bütçesine (iş programına) göre bir yıllık faaliyetini gösteren rapor Faaliyet raporunda işletme bütçesinde öngörülen işler ile bunların gerçekleşme durumunun karşılaştırılması yanında kuruluşla ilgili iktisadi ve mali analizler de yapılır —> İşletme bütçesi
FAÇETA, Traş edilmiş bir taşın yüzeylerinden her biri (Faseta olarak da tanımlanır)
FARİN , İçerisinde %70 kalker ve %30 kil bulunduran ve çimento klinkeri elde edilmesi için hazırlanan hammadde —> Marn’ın doğal olarak bu bileşime yakın olması durumlarında doğrudan çimento hammaddesi olarak kullanılır
FAS (FREE ALONGSİDE SHIP - GEMİNİN BORDASINDA TESLİM), Belirlenen yükleme limanında malların gemi dogrultusunda rıhtıma ya da mavnaya yerleştirilmesiyle satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirildiği anlamına gelen, uluslararası ticaret terimi Malın yukarıda belirtilen şekilde teslim edilmesiyle, mallara ilişkin herhangi bir kayıp ya da hasarın bütün masraf ve riskleri alıcıya aittir FAS terimi, malların ihraç işlemlerinin alıcı tarafından tamamlanmasını öngörür Alıcının bu tür işlemleri doğrudan doğruya ya da aracı kullanarak dolaylı biçimde tamamlamasının mümkün olmadığı durumlarda bu terim kullanılmamalıdır Ayrıca bu terim, yalnızca deniz ya da nehir taşımacılığı çerçevesinde kullanılabilir (Incoterms 1990)
FASETA, —> Façeta
FASİYES, 1) Aynı yaşta farklı bünyedeki sedimanların konumu İçinde yaşamış canlıları fosilleştirmiş, oluşumunun bütün şartlarını yansıtan bir kayacın bünyesi 2) Çehre
Petrografik durumu petrofasiyes, içinde yaşamış bitki ve canlılara göre biyofasiyes, geniş sahalara göre denizel, kontinental fasiyes, alt fasiyes grupları olarak sahil-, sığdeniz-, derin deniz fasiyeslerinden sözedilir Tuzlusu-, çamurlusu-, rif-, tatlısu-, akıntı-, limnik-, lagüner-, buzul-, akıntıbuzul-, çöl fasiyesi adlı tâli fasiyeslerden bahsedilir Bazı yazarlar, özel durumları için fasiyes özelliklerini yansıtan fasiyes isimlendirmeleri yapmışlardır: izotopik-, heterotopik-, izomezik-, heteromezik-, agresif-, defensif-, mineral fasiyesleri gibi
FASON İŞLETME, İşlenecek ürünü konsantre olarak satın alan veya sadece işletme bedelini tahsil eden izabehane İşlenecek malzeme; konsantre, hurda veya kırpıntı olabilir
FAY, 1) Tektonik olaylar sonunda tabakaların kırılması veya kesilmesi sonucu meydana gelen kayma düzlemleri, zonları 2) Arıza Fay düzlemi (zonu) damar düzlemini kompartımanlara ayırdığı için damar düzlemi parçalanmış olarak devam eder Faylar oluş şekline göre normal fay ve ters fay diye isimlendirilir Fayın devamının bulunması gereken hatta, fay hattı denir
FAY ATIMI, Bir fay etkisi ile kesilen katmanın iki parçasının birbirine nazaran yer değiştirme mesafesi Atılan parçanın yatay hareket mesafesine fayın yatay atımı, düşey hareket mesafesine de fayın dikey atımı denir
FAY BREŞİ, Faylı arazide rastlanan ve fay zonunda bulunan breş
FAY YÜZEYİ, Mermer işletmeciliğinde bir zeminin diğer bir zemin üzerinde kayma yüzeyi
FAYDALANMA ORANI, ağır iş makinele-rinin fiilen yaptıkları iş saatinin, toplam mümkün iş saatine bölünmesiyle elde edilen oran
FAYDALI MODEL, —> Patent
FAYDALI REZERV, Mevcut ekonomik ve teknolojik şartlara göre hesaplanan rezervden işletme esnasındaki kayıplar ve işletilemeyecek kısımlar çıkarıldıktan sonra geriye kalan rezerv Diğer bir deyişle; işletme projesi hazırlandıktan sonra bulunan rezervin isimlendirilmesi
FAYDASIZ REZERV, Jeolojik yapının iyi bilinmemesi, bakir panoların iyi aranamamış olması, damarların isimlendirilememesi, eski işletme metotlarının kifayetsizliği, teknik imkansızlıklar, tavan veya taban damarlarının çalışılmayıp bırakılması, yangın, grizu, su basması vb nedenlerle üst katlarda çalışılmadan kalmış olan rezerv
FAZ, 1) Kimyevi ve fiziki bakımdan mütecanis bir sistemde, mekanik olarak diğer fiziki durumlardan ayrılabilen kısımlar Suyun gaz, sıvı ve katı hallerinin herbiri bir fazdır 2) Birbiri arkasından gelen değişikliklerin herbiri veya safhası 3) Alternatif akımı taşıyan engel
FAZLA ÇALIŞMA, 1) Belirli sebeplere ve şartlara bağlı olarak kanunda yazılı günlük çalışma süresinin dışında yapılan çalışma 2) Fazla mesai
FELDİSPAT, Doğal potasyum, sodyum, kalsiyum ve baryum alüminasilikatlar grubuna verilen ad Feldispat mineralleri alkali içeriklerine göre; albit (Na Al Si3 O8), ortoz veya ortoklas (K Al Si3 O3), anortit (Ca Al2 Si2 O8) olarak adlandırılır ve magmanın soğuyarak kristallenmeye başladığı devrede oluşur Feldispatlar; püskürük ve başkalaşım kayaçlarını meydana getiren en önemli minerallerdir Özellikle alkali feldispatlar kuars ve mika ile birlikte graniti meydana getirir Porfir içinde, feldispat büyük kristaller halinde bulunur Feldispat eritici olarak seramik sanayiinde ve bu özelliğinin yanında Na, K, Al kaynağı olarak cam sanayiinde kullanılırHer iki yerde de; yüksek alkali içeriği, renk verici (Ti O2 ve Fe2 O3) oksitlerinin olmaması ve beyaz renkte pişmesi aranılan özelliklerdir
FELDİSPATLI PORSELEN , —>Çin porseleni
FELDİSPATİK ZIMPARA, —> Zımpara
FENNİ NEZARETÇİ, İşletme faaliyetlerinin; teknik esaslar, işçi sağlığı ve iş güvenliği gereklerini yerine getirmek suretiyle yürütülmesinden sorumlu olan ve maden yasalarına göre tayin edilen maden mühendisi
FENOKRİSTALİN AGREGATLAR, Göz ile bünyesi tayin edilebilen kristaller —> Kriptokristalin agregatlar
FENOKRİSTALİN KUARS, Tek billur halinde veya ufak kuars billurlarının biraraya gelmesinden oluşmuş kristaller
FERDİ MASKE, İşçinin çalışma sırasında üzerinde taşıdığı, tehlike anında kullanılan ve çalışanı kısa süre için gazlardan koruyan maske
FERE, 1) Tahkimatsız kelebe 2) Bür 3) Eyimli küçük galeri ve kuyu Fereler genellikle graviteyle doğlu malzemesi, taş ve toprak nakliyatında kullanılır —> Kelebe
FERROALAŞIMLAR, Haddeden geçirilmeye veya dökülmeye müsait olmayan, demir sanayiinde kullanılmaya elverişli bileşikleri meydana getiren ve ağırlık itibariyle tek başına veya birlikte; % 8’den fazla silisyum, % 30’dan fazla mangan, % 30’dan fazla krom, % 40’dan fazla tungsten ve toplam olarak % 10’dan fazla başka alaşım elementi (alüminyum, titan, vanadyum, molibden, niyobyum, vb söz konusu metal bakır olursa rakam % 10’u geçmemelidir) içeren demirli alaşım ürünleri Bazı ferro alaşımların GTİP (Gümrük tarife istatistik pozisyon) numaraları şöyledir:
Fe Mn: 720211, Fe Si: 720221, Fe Si Mn: 720230, Fe Cr: 720241, FeSiCr: 720250, Fe Ni: 720260, Fe Mo: 720270, Fe W: 720280, Fe Ti:720291, Fe V: 720292, Fe Nb: 720293, Diğerleri 720299 —> Demir alaşımları
FERROALYAJ, —> Demir alaşımları
FERROKROM, Krom ve demir metallerinden elde edilen alaşım Çelik endüstrisinde, demire mukavemet vermek, korozyonu ve oksidasyonu önlemek için kullanılır Kromit cevherinin (FeO Cr2 O3 veya FeCr2O4) ark fırınlarında karbon vasıtasıyla veya termik prosesinde silisyum ile redüksiyona tâbi tutulması suretiyle elde edilir Ticarette yüksek karbonlu (% 4-8 C) ve düşük karbonlu (% 0,06-0,15 C) ferrokrom olarak işlem görür Ferrokrom içerisindeki krom oranı genellikle % 65-72 arasında değişir
Ferrokrom ticareti cent / libre olarak yapılır Bunun dolar / ton olarak anlaşılması için önce cent’ten dolara ve sonra da libre’den ton birimine aşağıdaki örnekte olduğu gibi geçilir: Satış fiatı: 41,5 c/Lb —> 0,415 dolar / libre demektir 1000 kg/453 gr = 2204,62 Lb ise 1 ton hesabından hareketle; 0,415x 2204,62=914,92 dolar/Cr ton fiyatı bulunur Ancak bunu satılacak ferrokromdaki Cr içeriği ile düzeltmek gerekir Satış miktarı olarak 2000 ton düşünülmüşse ve % 66 Cr lık ferrokrom var ise, satılacak Cr içeriği 2000tx0,66 Cr= 1320 Cr ton yapar Crton fiyatı da daha önce bulunmuştu Hasılat; bu durumda 1320x914,92=1207694 dolar olur —> Yüksek karbonlu ferrokrom, Düşük karbonlu ferrokrom
FERROKROM AFİNE, —> Düşük karbonlu ferrokrom
FERROKROM KARBÜR, —> Düşük karbonlu ferrokrom
FERROKROM SÜRAFİNE, —> Düşük karbonlu ferrokrom
FERROMANGAN, —> Manganlı çelik
FIÇILI GALVANOPLASTİ, Dönen bir kap içinde katotları serbest halde bulunan mekanik —> Galvanoplasti
FINDIK, —> Satılabilir
FIRÇA, 1) Bağların birlikte çalışmalarını sağlamak ve bağ aralıklarını eşit mesafelerde tutmak için, bağlar arasına vurulan iki tarafı kurtağzı veya uygun şekilde hazırlanmış ince direk parçaları 2) Gergi —> Tavan fırçası Bağlantı pabucu
FIRÇA VURMAK, Ocak tahkimatının, iki ucuna kurt ağzı açılmış fırça denilen kısa direk veya çelik profil parçasıyla takviye edilmesi veya kaymış olan tahkimatın eski yerine getirilmesi için kullanılan takviye direği ile yapılan işlem
FIRDÖNDÜ, Sondajda kullanılan manevra başlığı —> Sekil
FIRINLAR, Metalurjide kullanılan fırınlar, kullanılan yakıtlara göre katı yakıtlı, akaryakıtlı ve gaz yakıtlı fırınlar; maddelerin ve yakıtın yandığı yerlere göre de yakıtla cevherin birbirine temas ettiği tekneli yani dikey fırınlar (Yüksekfırın Water jaket fırın Konverter), cevheri, yanmadan doğan gazlarla temas ettiren fırınlar (Reverber ve Alev fırınları), cevheri, hem yakıtla ve hem de yanmadan meydana gelen gazlarla temas ettirmeyen (potalı) fırınlar —> Elektrikli fırınlar Reverber fırını
FİLLER DAMAR, Damarı teşkil eden dış kat telleri, bir alt katındaki kalın tellerle eş sayıdaki dolgu telleriyle örülmüş ve dış tellerle yataklık yapan konstruksiyonu haiz çelik halat Bu tip damarlarda (demetlerde) dış kat telleri dolgu tel sayısının iki katıdır —> Sekil
FİLMASİN, Sıcak haddelenerek yapılan, genellikle yuvarlak veya yarı yuvarlak, kare, dikdörtgen ve altıgen kesitinde soğuk çekme için kullanılan kangal halindeki yarı mamül metal çubuk
FİLON, Bir cevher veya mineralle doğal olarak dolmuş kaya çatlağı —> Maden damarı
FİLON KAYAÇLAR, Yaşlı mağmatik kayaçların veya tortul tabakaların arasında veya çatlaklarında, sığ derinliklerde (lakolit, dayk, sill) mercek veya çan şeklinde yerleşmiş olan derinlik kayaç topluluğu
FİLTRASYON, 1) Slamda ve içerisinde su bulunan katı maddelerde koyulaytırma veya rutubeti azaltma amacıyla; sıvı kısmın katı kısımdan ayrılması işlemi 2) Sıvı ayrımı
FİLTRE, Sıvı veya gaz ortamında bulunan katı maddeleri tutabilmek için gerekli donanımı haiz ünite Merkezkaç, tambur veya disk filtreler; basınçlı veya emmeli çalışan filtreler gibi, çeşitli imalat tarzları olduğu gibi; elektrostatik yük ile tozları toplayan tipleri de vardır
FİNANSAL KİRALAMA, —> Leasing
FİRMA, 1) Ticaret siciline kayıtlı olan, ticari ikametgahı bulunan ve belirli bir iktisadi işle uğraşan müessesenin ticaret ünvanı 2) Piyasa ekonomisinde üretimi sevk ve idare eden birimler
FİSHER-TROPSCH TEPKİMESİ, Temel olarak karbon monoksit ve hidrojenden oluşan gazın, magnetik bir demir oksit katalizörünün eşliğinde, yüksek sıcaklık ve normal veya yüksek basınç etkisiyle hidrokarbonlara dönüştürülmesi
1940 larda Alman kimyacılar tarafından geliştirilen bu işlem benzin veya gazyağı gibi sıvı ve gaz hidrokarbon yakıt üretiminde kullanıldı

FİSHER-TROPSCH YÖNTEMİ, 1923 yılında Franz Fischer ve Hans Tropsch isimli Alman kimyagerlerin doğal gazı ham petrole dönüştürme için buldukları yöntem Başlangıçta bu işlem sırasında bol miktarda oksijen kullanılması gereği ve teknoloji yetersizliği bu yöntemle elde edilen akaryakıtın maliyetinin yüksek olmasına yol açıyordu Birleşmiş milletler ambargosu yüzünden yaşadığı petrol kirizini aşmak için Güney Afrika bu yöntemdem yararlanarak gazlaştırılmış kömürden petrol elde etmeyi başardı Sasol adlı Güney Afrika şirketi, bu yöntemi geliştirip, Norveçli Statoil ile bir anlaşma yapıp Kuzey Denizinden çıkacak doğal gazı, petrole dönüştürmeye hazırlanıyor Günümüzde petrol sektörü, atıl doğalgazdan 770 milyar varil petrol üretmeye ve dünyanın 29 yıllık petrol talebini karşılamaya hazırlanıyor —> Doğal gaz

FİSKETE, Yeraltında basınçlı hava veya basınçlı suyu püskürtmek üzere hortum veya boru ucuna takılan lüle şeklinde hazırlanmış özel uç Basınçlı hava püskürtmek veya hava akımı sağlamak üzere hazırlanan fisketelere “Basınçlı Hava Fisketesi”, basınçlı suyu, ya doğrudan doğruya veya basınçlı hava yardımıyla, sis halinde püskürtmek için hazırlanmış olanlarına “Sis Fisketesi”, yağmur şeklinde su püskürtmek için hazırlananlara da “Yağmur Fisketesi” denir Basınçlı hava fisketesi, bir boru içine yerleştirilip fisketeden çıkan basınçlı havanın yardımıyla boru içindeki hava da hareket ettirilerek küçük vantilatör yerine de kullanılır —> Tali havalandırma Sis Fisketesi
FİSKOS TULUMBA, —>Samandralı tulumba
FİTİL, Kapsülleri patlatmada kullanılan, içi yanıcı madde ile doldurulmuş iletici
FİTİLLİ ATESLEME, Saniyeli fitil ve kapsül, saniyeli fitil, infilaklı fitil ve kapsül kullanılarak yapılan ateşleme
FİTİLLİ YAĞDANLIK, —> Yağlama sistemleri
FİZİKİ METALURJİ, —> Metalurji
FİZİBİLİTE RAPORU, —> Yapılabilirlik raporu
FİZİKSEL METALURJİ, 1) Malzemelerin mikroyapısı ile mekanik ve diğer bütün özellikleri arasındaki bağıntıyı inceleyen bilim alanı 2) Malzeme bilimi
FLAMA, 1) 180 m boyutunda 3 cm çapında ve bir yere kolayca çakılabilmek üzere ucunda sivri demir pabuç bulunan yuvarlak veya prizma şeklinde ağaç sopa Kolay görülebilmeleri için 50 cmlik kısımlar sıra ile kırmızı-beyaz veya siyah-beyaz boyanır Bunlara jalon da denir
FLANS, 1) Boruların birbirine cıvatalarla bağlanmasını sağlamak üzere hazırlanmış dairevi parça Bunlar sabit veya hareketli olabilir 2) Salmastra kullanılan yerlerde kalmasını temin etmek için kullanılan parça
FLANSLI BORU, 1) İki uçta flanşları serbest veya kaynaklı olan ve flanşların birbirine bağlantıları cıvata ile sağlanan boru 2) Flanşlı sac boru
FLAS İZABE YÖNTEMİ, Özellikle bakır ve tali olarak kurşun metal üretiminde kullanılan ve Finlandiyanın Outokumpu firması tarafından geliştirilmiş izabe usulu Bu yöntemin uygulandığı tesis, fırın reaksiyon şaftı, dinlendirme bölgesi (settler) ve gaz çıkışı (off take) olmak üzere üç bölümden oluşur Flaks, kurutulmuş konsantre, hava veya oksijen, reaksiyon şaftına püskürtülür Burada oksijen ile sülfit taneleri reaksiyona girer ve enerji açığa çıkar ve bu enerji mat üretimi için gerekli enerjinin büyük bir kısmını sağlar Reaksiyon şaftında ergimiş bulunan taneler setler bölgesinde gaz akımından ayrılır Mat ise curuftan ayrılarak setlerin tabanına çöker Matın tenörü % 45-80 Cu arasında değişir Bu yöntemde oluşan curuf içerisindeki Cu % 0,8-2,5 arasında değişir ve flotasyon yoluyla zenginleştirilir —> Sekil
FLEKSÜR, Fayın teşekkülü sırasında tabakaların plastisitesi sebebiyle fay zonunda teşekkül etmiş ve sürüklenme izi gösteren damar arızası
FLİNT TASI, —> Öğütücü taşı
FLİS, 1) Orojenez sahasındaki basenlerde orojenik olaylar sırasında oluşan greli, killi ve az çok şist yapılı çökeller 2) Belirli bir kayaç olmaktan ziyade özel bir fasiyese verilen isim
FLOKÜLANT, 1) —> Flokülasyonusağlayan organik makromoleküler madde Bunlar nişasta, un gibi tabii maddeler olabileceği gibi, değişik özellikteki polimerizatlar da olabilir 2) Çöktürücü
FLOKÜLASYON, 1) Sıvı içerisinde bulunan ve birbirinden ayrı duran dispers haldeki çok ince taneciklerin bir araya gelerek, daha iri taneler haline gelmesi ve böylece çökelme işleminin hızlandırılması 2) Çökelme Pıhtılaşma Yumaklanma Topaklanma
FLOTASYON, Farklı yüzey özelliklerine sahip minerallerden bir kısmını sulu bir bulamaç içerisinde yüzdürmek, diğerlerini çöktürmek yoluyla yapılan bir ayırma ve zenginleştirme işlemi Bu maksatla yüzdürülecek minerallerin yüzeyleri hidrofoblaştırılırken, çöktürülecekle-rinki hidrofil hale getirilir
FLOTASYON BATARYASI, —> Selül
FLOTASYON HÜCRESİ, —> Selül
FLOTASYON KOLONU, Mekanik flotasyon hücrelerindeki turbulansından dolayı; ince gang tanelerinin konsantreye kaçmasını önlemek fikrinden hareket ederek; turbulansın olmadığı bir ortamda tanelerin askıda kalmalarını sağlayacak ince, uzun ve yüksek bir hücreye üst kesimden malzeme besleyerek yapılan flotasyon işlemi Kolon flotasyonunda hava hücrenin tabanından verilir ve böylece kabarcıklar ve taneler zıt akım içinde karşılaşır Bu zıt akış; ana ürünler ve gang taneleri için fiziksel bastırıcı işlevini görür, iri gang mineralleri ise yüksek çökelme hızları nedeniyle hücreden hızlı bir şekilde ayrılır Kabarcıkları izleyen ince gang mineralleri ise hücredeki kalın köpük tabakasında yıkama suyunun da etkisi ile geri yıkanır ve böylece yüksek tenörlü konsantre elde edilir —> Sekil Sekilde görülen flotasyon kolonunda besleme kolon yüksekliğinin 2/3’sinden yapılmaktadır Flotasyon kolonları temel olarak toplama bölgesi ve köpük bölgesi olmak üzere iki bölgeye ayrılır: Köpük bölgesi kalınlığı endüstriyel uygulamalarda 1,5 m kadar olabilmektedir Oranı (L/D) > 10 ve kare, dikdörtgen ya da dairesel kesitlidir 4 m çapında dairesel veya kesit alanı 16 m2 (2 m x 8 m) olan flotasyon kolonları endüstride de kullanım alanı bulmuştur (1994) —> Palp, Selül, Jameson flotasyon hücresi
FLOTASYON PETEĞİ, —> Selül
FLUİDAL TEKSTÜR, 1) Amorf (şekilsiz) maddelerden oluşan, mikroskop altında incelendiği zaman, akıntıya benzeyen şekiller gösteren kayaçların dokusu Bu doku en çok çabuk soğuyan lavların yüzeylerinde görülür 2) akışkan doku
FLUORESAN MİNERALLER, —> Ultraviyole ışın
FLUORİT, Kimyasal formülü Ca F2, sertlik derecesi 4, özgül ağırlığı 32 gr/cm3; ultraviyole ışığı altında flüoresan olma özelliğine sahip mineral Tortul ve magmatik kayaçlar içinde ticarete elverişli miktarlarda bulunur Fluorit; demir-çelik endüstrisinde cüruf yapmakta, yüksek kaliteli gazolin, freon gibi maddelerin istihsalinde kullanılır Saydam ve yarı saydamdırFluspat, flüorin veya fluorspat olarak da isimlendirilir Dünya fluorit tüketiminin %60 kadarı çelik endüstrisinde, %20 kadarı aluminyum metalurjisinde (Asit derecesindeki fluoritten elde edilen fluor tuzları olarak), %15 kadarı kimya sanayiinde fluorlu kimyasal madde yapımında kullanılır Bütün bu sanayii kollarında kullanılan fluorit ticari olarak üç tür (derece) halinde pazarlanır Bunlar, a) Asit derecede fluorit : En az %97 Ca F2, %1-15’dan az silis, %003-01’den az sülfür içermelidir Bazan kalsit, berilyum ve arsenik miktarları da limitlendirilir Nem %1 veya daha az olmalıdır b) Seramik derecede fluorit : Bunun için iki standart vardır Birincisi %95-96 Ca F2, ikincisi %85-90 Ca F2 içermelidir Silis en fazla %25-3, kalsit en çok %1-15, ferrik oksit en çok %012, kurşun ve çinko sülfatlar ise eser miktarda olmalıdır c) Metalurjik derecede fluorit (metspar) : %60-85 Ca F2 içermelidir Kükürt ve sülfür en çok %03, kurşun %025-05 olmalı, çok az miktarda fosfor içermelidir
FLÜSPAT , —>Fluorit
FLÜORESAN MİNERAL, —> Ültraviyole ışın
FLÜORİN, —>Fluorit
FLÜORSPAT, —>Fluorit
FOB (FREE ON BOARD - GÜVERTEDE TESLİM), Malların belirtilen yükleme limanında gemi bordasına aktarılmasıyla satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirildiği anlamına gelen, uluslararası ticaret terimi Mallar gemi bordasına aktarıldıktan sonra, mallara ilişkin herhangibir kayıp ya da hasarın bütün masraf ve riskleri alıcıya aittir FOB terimi, malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından yapılmasını öngörür Gemi bordasının herhangibir pratik anlamı kalmamışsa (roll-on/roll off veya konteyner trafiğinde olduğu gibi)—>FCA teriminin kullanılması daha uygun olur (Incoterms 1990)
FOLYO, 7-200 mikron arasında kalınlığı olan metalik levha Kurşun, kalay ve alüminyum metallerinden folyo yapılabilmekle beraber, en yaygın olanı —> Alüminyum folyodur Folyo rule haline getirilebilir, nem veya gaz geçirmez En çok gıda, tütün ve ecza malzemelerinin paketlenmesinde kullanılır Alüminyum ve kurşun folyolar elektrik parçalarında, yedek parçalarda baskı ile şekillendirme işlerinde kullanılır Altın folyo ise dekoratif kaplamalarda kullanılır
FONSAJ, Kuyu kazı ve derinleştirme işi
FONSAJ KOVASI, Çelikten yapılmış, ortadan kulplu, devirerek boşaltma için mandalı veya altta halkası olan kuyu kazısında çıkan pasayı (posta) kuyu dibinden kuyu başına çıkaran araç Bunların beton taşıma işinde kullanılanlarına beton kovası, ocak suyunu çıkarmak için özel imal edilenlere de su kovası denir
FORMACI, 1) Yüksek fırında ergimiş metalin potalara akışını sağlamak için fırının alt deliğini elindeki çubukla açan kişi 2) Bakır izabesinde konverterde bulunan bakır tenörünü yükseltmek amacıyla; bakır boruları kullanarak, konverter içine hava veya saf oksijen girmesini sağlayan kişi
FORMASYON, 1) Jeolojik zaman içinde yer küresi tarihinin tarif edilmiş bir zaman bölümü Formasyonun sınırları daha ziyade paleontolojik, zaman zaman petrografik tariflerle saptanır Zaman sınırlaması kesin saptanamamış formasyon sınırları permokarbon, permotrias, kretaze-tersiyer şeklinde ifade edilirler 2) Kayaç stratigrafi sınıflamasının temel birimi olan ve haritaya geçirilebilen ve derine doğru izlenebilen alt ve üstten sınırlı homojen kayaç oluşumu 3) Periyot, sistem Formasyon kelimesi lâtincede “ Sekil, Figür “ anlamına gelmektedir
FORMASYON DONDURMA METODU, Sulu formasyon ısısının özel bir donanımla alınması ve böylece formasyon suyunun donarak sızdırmazlığın sağlanması esasına dayanan kuyu kazı metodu Su sızması önlendikten sonra, standart kuyu kazı metodu uygulanarak kuyu kazma iyi yapılır
FORMASYON SUYU, Gevşek ve geçirgen formasyonlarda bulunan yeraltı suyu —> Yeraltı suyu Su tablası
FORMEN, —> Başçavuş
FORS MAJÖR, Maden ve metal ile ilgili ticari anlaşmalarda bulunan; alıcı ve satıcıyı kendi iradeleri ve kontrolleri dışında oluşan şartlar altında malzemenin teslim edilemeyeceğini veya teslim alınamayacağını açıkça belirterek mücbir sebebleri açıklayan madde Bu madde genellikle, grevleri, doğal afetleri, yeni hükümet kararlarını, üretici ülkedeki hükümet darbelerini, taşıma esnasındaki beklenmedik olayları (geminin batması gibi) fors majör olarak belirtir
FOSFORİT, —> Fosfat
FOSFAT, 1) Fosforik asitten (H3 PO4) türeyen tuz ya da ester yapısındaki kimyasal bileşiklerin ortak adı Tuzların bileşiminde fosfat iyonu (P O43), hidrojen fosfat iyonu (HPO42) ya da (H2PO4¯2) gibi eksi yüklü iyonlar ile sodyum ya da kalsiyum gibi artı yüklü iyonlar bulunur Esterler ise; fosforik asitteki hidrojen atomlarının yerine etil (C2 H5) ya da fenil (C6 H5) gibi organik grupların geçmesi ile oluşur 2) İçerisinde kalsiyum fosfat bulunan tortul kayaç
Yerkabuğunda bulunan ve P2 O5 oranı % 1’i geçen 200 den fazla fosfat minerali bulunur Yerkabuğunun ortalama P2 O5 tenörü % 0,23 civarındadır Canlıların gelişmesinde etkin bir madde olan fosfata, açlıkla mücadele bağlamında stratejik bir hammadde olarak bakılmaktadır Üretilen fosfat cevherinin % 86 kadarı gübrede, % 9,5 kadarı kimya sanayiinde (özellikle kir sökücü olarak), % 4 kadarı hayvan yemlerinde, % 0,5 kadarı ise besin sanayiinde kullanılır Fosfat cevheri en çoğu ABD olmak üzere Tunus, Ürdün, İsrail,Togo ve Güney Afrika’da üretilir Toprakları gübrelemek için doğal fosfat, normal süper fosfat; tripl süper fosfat, doğal fosfatın fosforik veya sülfürik asitte kısmen erimesiyle elde edilen karışım, kalsiyum hidrojen fosfat, susuz çökelti hâlindeki fosfat, parçalanmış fosfat, kireçli alüminyum fosfat, süperfosforik asit ve amonyum fosfat çeşitli varyasyonlarla kullanılır Ekonomik anlamda, genellikle sedimanter yataklardaki oluşumlara fosfat kayacı, magmatik yataklardakilere ise apatit terimleri kullanılır Fosforit terimi fosfat eşanlamlı olup, çoğunlukla denizsel kökenli fosfat kayaçları için kullanılır
Fosfat tane tipine göre de tarif edilebilir En çok bilinenler; olitik, pelletal ve nodüler tip fosfatlardır 2 mm’den küçük çaplı, kolofan (izotropik apatit) ve frankolitin (anizotropik apatit) hakim olduğu fosfatlara pelletal tip, tane çapı 2 mm’den büyük olanlara ise pizolotik tip fosfat denir
Fosfat kayacının kalitesini belirtmek için aşağıdaki terimler kullanılır
a) BPL (Bone phosphate of lime), kirecin kemik fosfatı
b) TPL (Triphosphate of lime), kirecin trifosfatı
c) P2 O5 (Phosphours pentaoxide), fosfat pentaoksit
d) P (Phosphours), fosfat (genellikle kullanılmaz)
Bunların kendi aralarındaki oran ise şöyledir: P2 O5 / BPL= 2,18 BPL/P=5
Fosfat kayacı standartları BPL ve P2 O5 olarak aşağıdaki gibi belirlenmiştir
% BPL % P2 O5
73 - 75 33,4 - 34,3
70 - 72 32,0 - 33,0
68 - 70 31,1 - 32,0
66 - 68 30,2 - 31,1
64 - 66 29,3 - 30,2
64 29,3
P: 0,4366 P2 O5; BPL: 0,4577 P2 O5; P2 O5: 2,185 BPLTicari işlemler için hazırlanan cevher konsantrelerinin P2 O5 içeriğinin % 30’dan yüksek, CO2 miktarının % 1,5’dan az, fluor miktarının % 4,5’den az, klorun % 0,006’dan az olması istenir Demir ve aluminyum yüzdesinin 1,5’dan fazla olmaması gerekir Organik madde miktarı ise % 1’den fazla olmamalıdır Fiziksel özellikleri arasında nem önemlidir Nemin % 4’den fazla olmaması istenir Cevherin tane iriliği de homojen olmalıdır Hacmin % 90'ının 149 mikronluk elekten geçmiş olması kabule şayandır

FOSFAT KAYACI, —> Fosfat
FOSFORESAN MİNERALLER, —> Ultraviyole ışın
FOSİL, Tortul kayaç tabakaları arasında zamanla taş halini almış hayvan ve bitkilerin kavkı, kemik, diş, gövde, yaprak vb kısımlarıyla bunların her türlü kalıp ve izleri Jeolojik devirlerde yaşamış olan canlıların öldükten sonra bazı fiziksel ve kimyasal olayların yardımıyla fosil haline geçmelerine de fosilleşme denir Fosiller genellikle gömülü bulundukları kayaçlarla yaşıttırlar
FOSİLBİLİM, Paleontoloji —> Jeoloji
FOSİL YAKIT, Jeolojik devirlerde bitki ve hayvan artıklarının sedimantasyon (yataklanma) ve fosilleşmesi (taşlaşma) suretiyle meydana gelen kömür, petrol, yergazı ve turba Nükleer yakıt ve odun, fosil olmayan yakıttır
FOSİL YAKITLAR, Turba, linyit, kömür, ham petrol veya doğal gaz gibi; bitki ve hayvan kalıntılarından oluşan yakıt türü
FOTOGRAMMETRİ, Ölçülecek objenin şekil ve konumunun fotoğraflarla saptanma metodu Diğer ölçü metotlarındaki gibi birçok noktayı ölçme zahmetine girmeden ve obje ile direkt temasa gerek kalmadan üç boyutlu olarak, fotogrammetri kısa zamanda ölçme avantajına sahiptir Değerlendirme, analog (benzerlik) metoduna göre değerlendirme cihazında orijinal resmin dönüştürülmesi suretiyle yapılmaktadır En sık kullanılan, stereoskopik resimlerin stereoskopla değerlendirilmesi uygulamasıdır Daha büyük bilgi işlem makinelerinin devreye girmesi ve rakamlı değerlendirmelerde şu avantajlar elde edilmektedir: 1 Resimler her çeşit fotoğraf makinesi ile çekilebilmektedir 2 Alet hataları büyük ölçüde bertaraf edilmektedir 3 Topografik temel ölçülerin alanı genişlemektedir 4) Ölçü geometrisi serbest ve amaca uygun seçilebilmektedir Yakın çevrede kullanılan yersel fotogrammetrinin uyumlu ve randımanlı bir ölçü sistemi olduğu, galeri ve kuyulardaki deformasyonların ölçümlerinde * 1 mm hassasiyet sağlamasından dolayı, fotogrammetrik ölçümler tasmandan doğan konut, temel duvarları, köprü, vinç köprüleri zararlarının saptanmasında yeterli olarak kabul edilmektedir
FOTOJEOLOJİ, Hava fotoğrafları (stereos-kopik) yardımıyla yeryüzünün jeolojik karakterlerinin tespitine ve yeraltı zenginliklerinin belirlenmesi için yapısal, litolojik, jeolojik haritaların ve maden prospeksiyonlarının yapılmasına yarayan jeloji dalı —> Sekil
FOYA, Daha parlak bir görünüm kazandırmak için süs taşlarının, özellikle elmasın, altına konan metal varak
FRANKOLİT, —>Fosfat
FRAS (YÖNTEMİ) METODU, Klasik madencilik metotlarıyla geçilmesi zor veya imkansız örtü tabakası altında bulunan, eritilmeye müsait kükürdün yatağına kadar sondaj yapılıp borulanmasından (iç içe üç boru) sonra yüksek basınçla 160½-170½C suyun borularla kükürt yatağına yollanması, erimiş kükürdün basınçlı hava ile yeryüzüne çıkarılması esasına dayanan üretim metodu
FREN DİSKLİ KONVEYÖR, Bir oluk içerisine yerleştirilmiş ve belirli aralıklarda diskle donatılmış bir zincirin hareket ettirilmesiyle mâlzemenin sürüklenerek taşınmasını sağlayan konveyör
FRENO, 1) Varagelde yapılan nakliyatı sağlayan ve fren düzeni olan molet tertibatı 2) Kasnaklı fren düzeni Freno sistemini çalıştırana frenocu denir —> Sekil
FRENOCU, —> Freno
FRENOLU KUYU, Dolu kafesin aşağıya indirilmesini sağlayan freno düzenli kuyu
FREN SAHANLIĞI, Kuyu veya dikbaşyukarı graviteden yararlanılarak maden veya ramble malzemesi taşımada sür’at kesmek için kuyu veya dikbaşyukarı içine yapılan kısmi perde (sahanlık)
FRİT , 1) Firit, sır, 2) Seramik mamûllerinin en üst tabakasını teşkil eden yani bu mamûllerin kaplanmasında kullanılan, ihtiyaca göre seçilen ve çabuk eriyen minerallerden (Flux Minerals) oluşturulan sır maddesi 3) Seramik fabrikalarında talebe göre terkibi yapılarak ambalajlanmış bir şekilde piyasa sürülen tuz veya un görünümünde ticari madde 4) Perdahlı tuğla, sırla kaplanmış bir tuğla olup ilkel anlamda sır, tek maddeden ibarettir
FRİTLİ PORSELEN ,Kum, soda, tuz,şap ve alçıtaşı karışımından meydana gelen bir frit sayesinde camlaşan ve yumuşama derecesine kadar pişirilen —> Porselen
FUEL OIL, Ham petrolün damıtılması sonunda elde edilen ve yakıt olarak kullanılan rafineri ürünü
FÜLLER TOPRAĞI, Ana içeriği montmorillonit olan ve esas değişebilir katyonu Ca ++ olan kil Birçok ülkede kalsiyum —> Bentonitbu isimle belirtilir Absorbant ve adsorbant olarak sıvı ve katı yağların renklerinin giderilmesinde kullanılan killerdendir

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



G

GABARİ, Taşıtlarda yükün yükseklik ve genişlik ölçüsü GAGAT, —> Oltu taşı
GALEN (GALENİT), Ağır, çabuk kırılabilen, gümüşgrisi renginde, kübik sistemde kristallenen ve kusursuz kübik yüzeylerde dilinimi olan, sertlik derecesi 2,5 ve yoğunluğu 7,5 gr/cm3 kuvvetli metal cilalı, kurşun (gümüş) grisi renginde, çizgisi grimsi siyah, hamlaçta çatırdayarak eriyen kurşun tanesi veren, kömür üzerinde sarı iz bırakan, ekseriyetle bünyesinde gümüş izomorf mahlût halinde veya mekaniki karışmış olarak bulunan, hidrotermal olarak filonlarda çinko blend (ZnS), gümüş madenleri, pirit, barit, kalsit, kuars vb minerallerle birlikte veya metazomat teşekkül olarak kalsit ve dolomit arasında bulunan “ kurşun sülfür” (PbS) Eskiden galen kristalleri radyo imalinde de kullanılıyordu
GALERİ, 1) Bir tarafı kapalı tünel 2) Yeraltında açılan geçit yolu
GALERİ AÇMA MAKİNESİ, Lağımların, yolların ve tünellerin açılmasında karşılaşılan kayaçların ve madenin tam mekanize olarak kazılıp yüklenmesi işini yapmaya yarayan iş makinesi Galeri açma makineleri tam kesit ve bum tiplerinde imal edilir
GALERİ ATEŞLEMESİ, Açık işletmelerde büyük miktardaki kitlenin kazısını sağlamak için cevher veya kayaç içinde T şeklinde galeri sürmek ve bu galerilerin ucunda oluşturulan ceplere patlayıcı madde yerleştirilmek suretiyle yapılan ateşleme usulü
GALERİ TAHKİMATI, Galeriyi çalışılabilir duruma sokmak ve açık tutmak için ağaç, demir ve beton kullanarak yapılan bağ Ağaç tahkimatta boyunduruk ve direk birbirine dik olarak vurulduğunda “Polonya tahkimatı”, eşkenar yamuk biçimde vurulduğunda “Alman tahkimatı” isimlerini alır
GALVANİZLEME, 1) Madeni bir parçayı korozyondan korumak için bir çinko tabakasıyla kaplama usulü Galvanizleme, ya madeni parçayı erimiş çinko banyosuna batırmak (sıcak galvanizleme) veya elektrolizle (soğuk galvanizleme) yapılır 2) Galvanizasyon
GALVANOMETRE, Elektrikli cihazları, elektrik akımı devreleri ve madencilikte özellikle elektrikli kapsüllerle teşkil edilen devrelerin kontrolunda kullanılan ohmmetre
GALVANOPLASTİ, —> Galvanoteknik
GALVANOSTEJİ, —> Galvanoteknik
GALVANOTEKNİK, —> Elektroliz yoluyla cisimler üzerine metalik kaplama işlemi Galvanostejide üzerine kaplama yapılacak metal cisim bizzat katod olarak kullanılır Metal cisim, metal tuzu konulmuş bir kap içinde asılır ve katoda bağlanarak galvanik banyo içindeki anod plâkaları veya kafesinden çıkan iyon akımına maruz bırakılır Cisim üzerine çökelen metal önce çözeltiden gelir, çözeltiden katoda giden metal tekrardan anod metalinden çözünerek çözeltiye katılır Kaplama kalınlığı, akım şiddeti ve geçen zamana bağımlıdır Galvanoplasti ile ağaç, jips ve mum (vaks) modellerin metal kopyaları elde edilir Bunun için cisimler üzerine ince bir grafit tabakası serpilerek iletken hâle getirilir Bundan sonraki işlemler galvanostejide olduğu gibidir İşlemden sonra oluşan yeterli kalınlıktaki örtü, modelden ayrılarak içine genellikle yumuşak kurşun dökülür Bu metodla örneğin plâkların orijinal master kalıpları ve matbaa yazılarının kopyaları elde edilir Galvanoplasti ile şekil ve profil verilir; metal olan veya olmayan parçalar metal veya alaşım tabakasıyla kaplanarak korunur Son derece ayrıntılı yüzeylerin kopya edilmesi, madalya türü mâlzemelerin yapımı ve duyarlı boyutlardaki boruların üretimi vb ürünler bu şekilde elde edilir Galvanoplastide elektroliz kabının uçları arasındaki gerilim, anotların çözünür olması veya olmaması durumuna göre değişir İşlemin süresi ve verimi, katoddaki akımın yoğunluğu ile ters orantılıdır Bununla beraber akım şiddetinde aşırı bir yükselme, hidrojen iyonlarının oluşmasına yol açarak işlemin verimini düşürür Gümüş kaplamada gümüş ve potasyum çift siyanürü, gümüş siyanür, gümüş nitrat ve potasyum siyanür eriyik olarak kullanılır Gümüş kaplamada katot akımının şiddeti, anotlar ince gümüş ise, bir voltluk gerilim altında desimetre kare başına 0,01 ve 0,045 amper arasındadır —> Elektrotipi
GANG, 1) Bir cevher yatağında cevherle birlikte bulunabilen ve ekonomik değeri olmayan madde 2) Damar taşı 3) Sokma
GANG SİSTEMİ, Çok sayıda damarın basit veya kompleks şekilde birbirlerine paralel veya birbirlerini keser durumunda bulunmaları halinin meydana getirdiği görüntü
GARNET , —> Grena
GAYRİ ŞEFFAF MİNERALLER, —> Opak mineraller
GAYT, —> Kayıt
GAZ, 1) Genellikle sabit bir şekli ve belirli bir hacmi olmayıp, sınırsız olarak yayılabilen ve basınç artması veya sıcaklık azalmasının etkisi ile sıvı veya katı hale getirilebilen madde 2) Petrol menşeli fiziksel hali gaz olan hidrokarbonlardan propan, propilen, normal butan ve izobutan bileşikleri veya bu bileşiklerin karışımları 3) Kerosen (gazyağı)nın halk dilindeki adı
GAZ ALEVLİ KÖMÜR, Bünyesinde % 30-45 uçucu madde ihtiva eden kömür
GAZ BOŞALMASI, —> Gaz intişarı
GAZ ÇIKIŞI, —> Gaz intişarı
GAZ DEDEKTÖRÜ, Havada bulunan gaz oranlarını saptamaya yarayan optik veya yanma esasına dayalı ölçü yapan aygıt —> Riken gaz dedektörü, MSA (Metan dedektörü) Drager (CO dedektörü) —> Şekil Periyodik ölçme yaparak kayıt yapanları ve uzaktan ölçü yaparak bilgileri yerüstünde kurulan erken uyarı istasyonunda bulunan kaydediciye gönderen sistemler de gereken yerlerde emniyet bakımından kurulmaktadır
GAZ DEDEKTÖR SİSTEMLERİ, Propan ve bütana uygun, muhafazası sızdırmaz tipte, çalışması esnasında dış yüzey sıcaklığı hiçbir zaman 300°C’u geçmeyen, sanayi tipi, sertifikalı, bütan ve/veya propan kaçağını algılayarak bu gazların havadaki alt, patlama sınırının en fazla %20’sine ulaşıldığında yangın ikaz ve emniyet sistemlerini çalıştıran sistemler (TS 144 RG, 651998)
GAZ DİNAMİĞİ, —> Aerodinamik
GAZ DRENAJI, Çevredeki formasyonlarda bulunan metan gazının, ocak havasına karışmadan önce emilmesini sağlamak amacıyla yapılan işlem
GAZ EMME, —> Absorpsiyon
GAZ GALERİLERİ, Metan drenajı amacıyla, kömür tabakalarının tavanından vaya tabanından tabakalara paralel sürülen ve giriş tarafı bir barajla kapatılan galeriler
GAZ İNTİŞARI, 1) Kömür veya yan kayaçtan gelen ve uzun bir süre devam eden gaz çıkışı 2) Gaz boşalması
GAZ KAPTAJI, İntişar eden gazı, boru içine almak suretiyle zararsız hale getirilerek atılacağı yere veya ekonomik olarak kullanılacağı yere kadar sevkini sağlama
GAZLI KÖMÜR, Yağlı kömürler ile gaz alevli kömürler arasında % 15-30 uçucu madde ihtiva eden kömür
GAZ MASKESİ, Zehirli gazlardan korunmak amacı ile, özel olarak yapılmış gereç
GAZ NUMUNESİ ALMA, —> Numune
GAZ ORTAM SAHALARI, —> Patlayıcı gaz ortamı
GAZ PATLAMASI, Hava ve gaz karışımının infilak etmesi
GAZ TÜRBİNLİ SANTRALLAR, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri
GECİKMELİ KAPSÜL, —> Kapsül
GECİKMESİZ KAPSÜL, Ateşlenmesi ile patlaması aynı anda olan kapsül —> Kapsül
GEÇ BAŞLAMA ZAMANI, —> Şebeke planlaması
GEÇ BİTİRME ZAMANI, —> Şebeke planlaması
GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK, İş kazası veya meslek hastalığı dolayısiyle, personelin işinde geçici bir süre çalışamayacağının hekim raporuyla belirtilmesi hali
GEÇİCİ TAHKİMAT, Ana tahkimat öncesi yapılan tahkimat —> Muvakkat tahkimat
GEÇİRİMSİZ SERAMİK ÜRÜN, Özelliklerini hamurun yüksek sıcaklıkta ergiyerek yumuşamasından ve camlaşmasından kazanan seramik ürünler Bunlar sinter seramikler olarak da bilinir ve türleri şunlardır :
1- Kumtaşı parçalar mamülü ürünler Bunların hamuru serttir ve saydam değildir
2- Porselenler Bunların hamuru sert, beyaz, yarı saydamdır ve kendi aralarında iki türe ayrılır :
a) Sert porselenler ki bunların, hamuru ve sırı feldispat veya feldispat-kalker karışımından hazırlanır b) Yumuşak porselenler ki bunların hamurunda suni (frit) veya fosfatik bir eritici bulunur ve sırı, kurşun bileşiklerinden yapılır
3- Sıhhi tesisat porselenleri Bunlar camlaşmış ürünler serisinde, kumtaşı parçalarla porselen arasında yer alır ; pişim usülleri ve görünüşleriyle de ince çini ve porselen arasında ara ürün niteliği taşır ; hamurları gözenekli ve yarı saydamdır
GEÇİŞ KÖPRÜSÜ, —> Take
GEÇMELİ HOBEL İŞLETMECİLİĞİ, —> Hobel işletmeciliği
GEİGER SAYACI, Uranyum ve toryum yataklarının yani radyoaktif maden yataklarının aranmasında kullanılan cihaz Sayacın esasını, ekseninde negatif elektrik yüklü tel bulunan içi radyasyonla iyonize olan gaz dolu tüp ve sinyal tertibatı teşkil eder
GEM, 1) Ziynet eşyası olarak işlenmek üzere kesilen ve parlatılan elmas, yakut, topaz vb dayanıklı, nadir, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar için kullanılan genel terim 2) Mohs’a göre mineralojik anlamda kuvarsı çizen ve sertliklerine göre birbirinden ayrılan, ışığı yansıtan parlak ve güzel mineraller 3) Arkeolojik anlamda oyulup işlenmiş taş Gem’i konu alan bilim dalına “Gemoloji” denir 4) At koşumunun bir parçası
GEMOLOJİ, —> Gem
GEMTAŞI, —> Gem
GENEL EĞİM AÇISI, 1) Basamakları teşkil edilmiş şekilde açılmış bir açık işletmenin heyelan yapmadan durabilmesini sağlayan, basamak köşelerinden geçtiği varsayılan doğruların yatay düzlemle yaptığı dar açı 2) Şev
GENEL GİDERLER, Maden işletmesinin yönetimi ile ilgili ücretler; mühendislik, fenni nezaret, topografya, etüd-arama, kırtasiye, kira, haberleşme ve ulaşım giderleri; sigorta ve ısıtma-aydınlatma ücretleri; vergi-resim harç; yatırım ve işletme giderlerinin faizleri, verilen teminatların masraf ve komisyonları, dava takip, istişare ve denetim giderleri
GENEL İŞLETME RANDIMANI, Tüm satılabilir üretim miktarının üretimle ilgili olarak yapılan yevmiyelerin tamamına veya işçi saatine bölümü ile elde edilen değer Birimi kg/yev t/yev veya kg/saat, t/saat Tüm yevmiye adedi = İçeri A + Dışarı B + (Lavvar-Harman) C
Not: Türkiye’de kazmacı ve bacacı randımanları tuvönan üretime, içeri ve umumi randıman hem tuvönan ve hem de satılabilir üretime, genel işletme (harman sonu) randımanı ise yalnız satılabilir üretime göre hesaplanır Bu randımanların birimi kg veya ton/yevmiye olarak tanımlanır
GENEL JEOLOJİ, —> Jeoloji
GENEL MEYİL AÇISI, Açık işletmede en alt basamak (graden) ile en üst basamağın kenarlarını yani basamak alın düzlemi ile basamak tabanını teşkil eden yatay düzlemlerin ara kesiti doğruları arasına çizilen dik doğru parçasının yatay düzlemle yaptığı dar açı Genel meyil açısı, cevher ve örtü tabakasının yapısına, yerinde yapılan gözlemlere ve tecrübeye dayanılarak tek bir genel meyil veya değişen tabaka, cevher veya kömür karakterine göre birkaç ayrı genel meyil açısı şeklinde tesbit edilir İşletme buna göre projelendirilir
Genel meyil açısı aşağıdaki şekilde hesaplanır:
N : Basamak sayısı
h : Basamak yüksekliği (m)
a : Basamak genişliği (m)
b : Basamak meyilli alnının izdüşüm
genişliği (m)
 : Genel meyil açısı (½)
(N-1) a + N b
Cos  ---------------------------
N h
a = b = h şeklinde düzenlenmiş basamaklarda genel meyil 29½ 44’ 30½’dir —> Şev, Şev açısı, Genel eğim açısı
GENERATÖR, 1) Gaz tekniğinde generatör gazı veya odun gazı elde etmek için kullanılan fırınlar 2) Elektroteknikte mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makine Mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesinde üç şartın birarada olması lazımdır Bu şartlar da; a) Manyetik alan, b) Bu alanda bir bobin, c) Ya mıknatısta veya bobinde hareket olmasından ibarettir
Dalgalı akım elde edilen makinelere “Alternatör”, doğru akım elde edilenlere de “Dinamo” denir Manyetik alanda dönen bobinde oluşan akım, sinüs eğrisi karakteri gösterir Sinüs eğrisinin tam bir devri gösteren kısmına peryot, saniyedeki peryot adedine de frekans denir Dalga şeklinde olan sinüs eğrisinin alt yarısı bir komutator (kollektör) vasıtası ile yukarı katlanırsa sıfırdan yukarı yükselip alçalan bir doğru akım meydana gelir Bunu tam bir doğru akım haline getirmek için çok sayıda birbirinden ayrı, izole edilmiş sargılar aynı alan içinde döndürülür Bu husus dinamonun çalışma prensibini gösterir
GENERATÖR GAZI, Yanan bir kömür yatağı içine sıcak hava ile buhar sevk edilerek elde edilen ve içinde % 20-30 CO, % 10-12 H2, % 2-5 Co2, % 50-55 N2 ve % 10 civarında hidrojen bileşikleri ve içinde bulunabilecek oksijen % 0,5’ten aşağı olan yanıcı gaz Koktan elde edilen generatör gazının kalorifik değeri 1050 kcal/m3 civarındadır
GENİŞ ÇAPLI SONDAJ, Yeraltı madencili-ğinde başyukarı ve kelebelerin açılması veya körkuyuların kazılmasında kolaylık sağlamak üzere kullanılan özel sondaj makinesi Geniş çaplı sondajı gerçekleştirebilmek için iki kat arasında evvela bir pilot sondaj yapılır Geniş çaplı kesici kafaların çalıştırılmasında bu pilot sondajdan yararlanılır Geniş çaplı sondaj makinelerinin kesici kafaları tam kesit, kademeli veya karot şeklinde kesme yapabilecek sistemlerde imal edilir
GENİŞ LAĞIM ATEŞLEMESİ, Çapı 50 mm ile 350 mm arasında olan lağım deliklerinin patlayıcı madde ile doldurularak ateşlenmesi tarzında uygulanan bir ateşleme metodu
GENLEŞTİRİLMİŞ PERLİT, Tasnif edilmiş perlitin 850-1150 C°’de ısıtılması sonucu, hacmi büyümüş, düşük yoğunlukta materyalGenleşmiş perlit en yaygın olarak inşaat sanayiinde sıva agregası, yalıtım betonu ve hazır yapı elemanları hazırlanmasında; kimya sanayiinde, dolgu maddesi, katalizör, pigment taşıyıcı olarak; gıda sanayiinde, özellikle şeker ve bira üretiminde filtre malzemesi olarak; çelik endüstrisinde döküm sonrasında çeliğin sıcak tutulması işleminde; makine sanayiinde, titreşim damperlerinde; tarım sektöründe genel olarak toprağın havalandırılması, nemli tutulması işlemlerinde, fide ve fidan yetiştirmede kullanılır Genleştirilen perlit yoğunluğuna ve kullanım yerlerine göre aşağıdaki isimler altında pazara sunulur :
a-) Genleştirilmiş Perlit : Normal perlit (80 kg/m3),
Standart perlit (80-120 kg/m3) ve
Süper perlit (120-150 kg-m3)
b-) Hazır Sıvalar : Çimentolu kaba izosıva (450 kg/m3),
Çimentolu ince izosıva (1150 kg/m3),
Alçılı kaba izosıva (450 kg/m3),
Alçılı ince izosıva (500 kg/m3),
Derz harcı (900 kg/m3),
Yüzey düzeltme (900 kg/m3)
c-) İzo beton : (Yalıtım betonu, 400 kg/m3)
d-) Blok tuğla : (8x50x33,3 cm, 0, 166 m2)
e-) Etiper pano : (6x60x250-300 cm)
f-) Mikronize perlit : 150-300 mikron (150 kg/m3)
50-150 mikron (200 kg/m3)
g-) İzoşilte : (0,5 m2)
GEOİD, Yerçekimi ölçümlerinin sonuçlarına göre yer küresinin şeklini ifade için kullanılan terim Geoid şekli, dünya denizleri yüzeyleriyle aynen çakışmaktadır Geoid, dönen bir elipsoidin şeklinden biraz sapmaktadır Geoide en yakın şekil —> Sferoid dir Bu nedenle ölçümbilimde standart referans yüzeyi olarak sferoid kullanılır; bununla beraber, geoid ve sferoid yüzeyleri arasında yer yer -90 ve x50m arasında oynayan farklar vardır
GEOMETRİK ŞEKİLLİ OLMAYAN BİR YÜZEYİN ALANI, 1) Düzgün geometrik şekillere bölünemeyen yüzey alanının hesaplanması Bunun için ya şeklin yüzeyi eşit ve dar şeritlere bölünürerek,
h0+hn
F= b (h1+h2+h3++hn-1+ —————)
2
(b genişlikleri eşit)
formülü uygulanır veya alan planimetre aleti ile ölçülür F: alan, b: şeridin dar kenarı, h: şeridin uzun kenarı 2) Düzgün olmayan bir yüzeyin alanı —> Şekil
GERÇEK DAMAR KALINLIĞI, Sondajda veya mostrada tesbit edilen damar kalınlığının, damar meyli dikkate alınarak hesaplanan damarın tavan ve tabanına dik kalınlığı Rezerv hesaplarında damarın gerçek kalınlığı dikkate alınır —> Damar kalınlığı, İşletilen ortalama damar kalınlığı m= gerçek damar kalınlığı, m’= Mostrada görünen veya sondajda kesilen kalınlık = Damar meyil açısı a- Mostradan m=m’sin  b- Sondajdan m=m’Cos  —> Şekil
GEREKÇE RAPORU, Genel olarak hazırlanacak projenin esaslarına ilişkin açıklamaları, bu esasların kabulü için zorunlu nedenlerle teknik ve ekonomik hesapları gösteren rapor
GERİDEN KESTİRME, Aynı doğru üzerinde bulunmayan koordinatları belli üç noktadan ve bu noktaları gören bir noktaya alet kurup gözlem yaparak okunan açılar yardımı ile gözlem yapılan noktaya koordinat nakli —> Kolins metodu
GERİ FIRLATMA SERTLİĞİ, Sertliği bilinen özel bir çekicin belirli yükseklikten malzeme üzerine düşürülmesi sonucu çekicin geri sıçrama yüksekliği ölçülmek suretiyle tesbit edilen sertlik ölçüsü
GERİLİM, 1) İki nokta arasındaki elektrik akımını sağlayan neden 2) Potansiyel farkı 3) Voltaj
GERİ TEPME, 1) Denge durumundan harekete başlayan bir cismin kendine uygulanan kuvvete ters yönde bir kuvvet uygulaması 2) Patlayıcı madde doldurulan delik ateşlendiği zaman gazın istenen işi yapmayıp delikten geri püskürmesi
GEVŞEME, Tabii konumundaki kitlenin çatlak, yarık ve klivaj gibi ayrılma yüzeyleri nedeniyle mukavemetlerini kaybetmesi hali
GEVŞETMELİ ORTA, Alında ikinci bir serbest yüzey yaratmak amacı ile birbirine yakın ve paralel delinmiş lağım deliklerinden bazılarının boş bırakılması ile oluşturulan orta düzeni
GEYZER, Kızgın su, buhar ve bazı durumlarda çamuru devamlı, kesikli veya infilak şeklinde dikey olarak püskürten kaynak Geyzer sularından çökelen silisli tortuya geyzerit denir
GEYZERİT, Bileşimi hidrate silis olup, kaynaçların silisli sularının çökelmesinden meydana gelen kayaç Tüflere benzeyen bu kayaç bileşimi dolayısı ile mineralojide opal’in bir türü olarak kabul edilmektedir Geyzerite kaynaçtaşı da denir
GEZER AKTARICI, Döner kepçeli ekskavatör bant örtükazı yönteminde ana nakil bandı ile dökücü alış bandı arasındaki bağlantıyı sağlayan paletli veya raylı mobil aktarıcı
GİDAJ, —> Kayıt
GİYDİRİLMİŞ YEVMİYE, Çıplak yevmiye + Sosyal giderler
GİZLİ KRİSTALİN KUARS, Kristalleri ya mikroskopik büyüklükte veya daha küçük olan kuars türleri Kalsedonlar, çakmak taşları, çertler, akik taşları, melinit, oniks, krisopras, karnalin ve jasp bu gruba girer
GLAUBERİT, —> Glauber tuzu
GLAUBER TUZU, Kimyasal formülü Na2 SO4 Ca SO4 olan doğal sodyum sülfat minerali Glauberit de denir Saf glauber tuzu teorik olarak % 44 Na2 SO4 içerir
GLORİ HOL, 1) Bir açık işletmeyi yeraltı taşıma galerisine bağlayan kısım 2) Bir kapalı işletmede maden yatağında çalışılan panonun alt kısmında bulunan ve içerisinde gravite ile nakliyat yapılan bür —> Yeraltı Huni Açıkayak İşletme Metodu, Glori hol nakil yöntemi
GLORİ HOL NAKİL YÖNTEMİ, Yeraltı huni açık ayak işletme metodu veya açık işletmede yapılan üretimin ocağın tabanında ve merkezi bir yerinde açılan kuyu vasıtasıyla yeraltı malzeme kırma, hazırlama ve nakil galerisine sevk edilerek buradan direkt bandla ocak dışındaki fabrika sahasına nakledilmesi yöntemi —> Şekil
GNAYS , a) Granitin ve magmatik veya tortul kayaçların başkalaşıma uğramasından dolayı meydana gelen metamorfik kayaç Muskovitli gnays, granit-gnays, hornblendli gnays, enjekte gnays türleri mevcuttur b) Mika kristalleri, kuars ve feldispat içeren ve tabakalanmış bir görünüm arzeden başkalaşım kayacı
Gnayslar, içerdikleri minerallere, oluşum süreçlerine, kimyasal bileşimlerine ve başkalaşım sürecinden önceki ana kayacın türüne göre ortognayslar ve paragnayslar olarak ikiye ayrılır Ortognayslar korkayaçların, paragnayslar ise özellikle tortul kayaçların başkalaşıma uğraması sonucu oluşur
GODE ZİNCİRİ, —> Zincirli bager
GOIC, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üyesi bulunduğu endüstriyel müşavirlik konularında körfez organizasyonu teşkilatı
GONYOMETRE, Kristal eksenlerine göre mineral yüzeylerinin açılarını ölçmeye yarayan araç
GOSSAN, —> Demir şapka
GÖBEK, 1) Demiryolu makaslarında makasın ortasında birbirini kesen rayların birleştiği yer Göbek yardımı ile araba tekerleği aynı ray üzerinden öbür ray üzerinde bulunan aralıktan geçerek gidiş yönünü muhafaza eder 2) Orta çekme Orta
GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU, 1) Altı kesilmiş cevherin kendi ağırlığı, üstteki tabakaların ağırlığı veya her ikisinin birden etkisi ile parçalanıp akması veya maden alınırken tavanın göçertilmesinin sağlanması suretiyle kömür ve metalik cevher yataklarına uygulanan tahkimatlı yeraltı (üretim) işletme metodu Göçertmeli ayak işletme metodları uzun ayak, yatay (tavandan tabana üstten kesme) dilimli, meyilli dilimli, arakatlı, blok göçertmeli (normal, ızgaralı, skrey perli) ayak işletme metodu diye sınıflandırılabilir 2) Çalışılan alın tahkimatı arkasında tavan tabakaları kontrollu olarak göçertilen ayak
GÖÇERTMELİ BADAMALI (SUN’İ TAVANLI) UZUN AYAK METODU, —> Dilimli göçertmeli ayak işletme metodu Badama tabiri, hazırlanan üst dilim ayağın çalışılması sırasında tabana 200 x 17 x 5 cm boyutlarındaki kalasların yerleştirilip bunların üstüne çapraz olarak 15 cm genişliğinde ve 3 cm kalınlığında tahtaların çakılması ile daha sonraki ayağın tavanı olarak hazırlanmış olan sun’i tavanı ifade etmektedir
GÖÇERTME USULÜ, Genel olarak üretim yapılan yerde meydana getirilen boşluğun göçertilmesine dayanan üretim yöntemi —> Şekil Bu yöntemde cevheri veya kömürü alınan boşluğa dolgu yapılmaz ve tahkimat malzemeleri alındıktan sonra tavan çökertilir veya göçmeye terkedilir
GÖÇME, —> Heyelan
GÖÇÜK, 1) Yeraltı imalatında tahkimatın yetersizliği veya eskiyip dayanıklılığını kaybetmesi sonucu tavanın göçmesi hali 2) Çökme —> Tasman
GÖKTAŞI, 1) Gezegenler arasında hareket eden ve gaz haline geçmeden yeryüzüne ulaşan taş ve maden parçası 2) Meteor
GÖKYAKUT , %80-93 nisbetinde Al2 O3 ihtiva eden korindon Muhtemelen pegmatitlerden ayrışmışlardır Bünyesine giren Fe ve Ti nedeniyle açık maviden çivit rengine kadar değişen renklerde bazen de menekşe rengini alan, nadiren saydam ve genellikle saydam görünüme sahip, korund türü bir mineral Ayrıca korindon zefir veya safir olarak da adlandırılır Asterizm (altışualı yıldız) özelliği diğer korindonlara göre daha açıktır Kızdırılınca rengi kaçar, soğuyunca eski rengini almaz Taşın değeri rengine, temizliğine ve iriliğine göre değişir Saat fabrikalarında ve ince teknik işlerde kullanılır Sentetik safir imali, tabii safirin fiyatını düşürmüştür Sertliği 9 olup, elmastan sonra gelir
GÖL KALKERİ, İçinde tatlı su midye ve gastropot fosillerine rastlanan ve gölde teşekkül etmiş yoğun ve ince tabaka halinde bulunan kalker Kireçli suların göllere dökülmesi halinde bazı göl kalkerleri travertenler şeklinde çökelir
GÖMLEK, 1) Pompalarda, patlamalı motorlarda, buhar makinelerinde pistonun içinde çalıştığı sabit veya değiştirilebilir silindirlerin (gömlek) aşınmalarından sonra, silindir kalibrasyonunun müsaade edilen toleranslar içinde tutulabilmelerini sağlamak amacıyla, imal edilen ve silindir boşluğuna çakma suretiyle yerleştirilen silindirik parça Bunlar çelik, paslanmaz çelik, bronz, zırhlanmış çelik (sinter bazalt kaplama), porselen vb maddelerden imal edilirler
GÖNYELEME, Mermer işletmeciliğinde taşın bir kenarının doğrultularak gönye tatbiki ve gönyeye göre diğer kenarının izlenmesi
GÖRÜNÜR REZERV, Ana kuyu, tali kuyu, galeri, kılavuz, başyukarı, başaşağı, desandri, yarmalar vasıtasıyla dört yanı; devamlılık arzeden muntazam yataklarda ise üç yanı (diğer bir yanı birkaç sondajla) açılmış bulunan maden kesimlerini belirleyen rezerv kavramı Görünür rezerv kısmında istihsal için gerekli olan bilgilerin tesbit edilmiş olması istenir Bu bilgiler genellikle; maden kalitesi, hidrojeolojik şartlar, yataklanma durumu ve rezerv sınırı, mineralizasyon durumu ve dağılışı, tektonik karakterler, jeolojik faktörler hakkındadır Görünür rezerv işletmelerde ihzarat durumuna göre; “çıkarılmaya hazır” ve “çıkarılmaya hazır değil” (belirli) diye iki ayrı rakamla ifade edilir Pratikte görünür rezervin hata sınırı, çok iyi bilinen yataklarda ± % 5, genellikle ± % 20 olarak kabul edilir
GÖTÜRÜ İŞ ANLAŞMASI, İşveren ile işçi arasında yapılan (kesene) iş anlaşması Arkadaşlık grubu ve tek adam türlerinde olabilir Bu anlaşmada yapılan iş miktarı, duruma göre; malzeme kullanımı, vagon adedi, uzunluk (cm, m), yüzey (m2), hacim (m3) ve zaman ölçülerine göre tesbit edildiği gibi, vagon adedi ve karışık biçimde ölçü birimleri ile de tesbit edilir
GÖZENEKLİLİK, —> Prozite
GÖZENEKLİ SERAMİK ÜRÜN, Bünyele-rinde porlar yani boşluklar bulunan, topraksı bir kırılma gösteren ve gazları, sıvıları, yağları geçirme özelliğine sahip seramik ürünler Bunlara poröz seramikler de denir ve üç türü vardır:
1- Demir oksitle az veya çok kırmızıya boyanmış geçirimli hamurdan yapılan parçalar arasında pişmiş toprak kaplar, silisyum ve alkali maddeli veya kurşunlu sır vurulan çömlekler, hamurun rengini örten kalayoksit temelli saydam olmayan emaye ile kaplanmış kalaylı çiniler gibi
2- Isıya dayanıklı ürünler, tuğla gibi
3- Beyaz ve ince hamurdan yapılmış geçirimli ürünler ; bunlar pişmiş toprak parçalarından daha yüksek ısıda pişirilir ve saydam bir emaye ile kaplanır, ince çini, pipo toprağı gibi
GÖZLEMSEL EPİSANTR, Depremin ardından yapılan gözlemsel incelemede, maksimum şiddetin çevrelediği alanın merkezi
GÖZTAŞI, Halk arasında öldürücü bir zehir olarak bilinen bakır sülfattan ibaret mavi renkte zehirli tuz
GRABEN, Her iki tarafı faylarla yükselmiş veya çevresine göre çökmüş arazi kitlesi —> Horst
GRADEN, —> Basamak
GRAFİT (C), Metal parlaklığında gri siyah renkli yumuşak ve kolayca ufalanabilen, kırılgan, elle dokunulduğunda yağlı hissi veren, kağıda sürüldüğünde iz bırakan, çözücülerde çözünmeyen ergimeyen ısı ve elektriği iyi ileten sertlik derecesi; özgül ağırlığı 2,0 , çizgisi kül renginde, toprak gibi veya pul pul ince tabakalı altıgen yapraklar biçiminde kristallenen karbon minerali—> Kömür diyağramı
Grafit mağmatik ve metamorfik kayaçlarda şist ve mermerler içinde yeni gnays, şist kuarsit, mermer, granit, pegmatit, karbonlu killi ardavaz ve yaşlı kristalin kayaçlar içinde bağımsız bölümler, büyük kütleler ya da damar halinde bulunur Grafit karbonlu maddeler içeren tortulların başkalaşım geçirmesi veya mağma içindeki karbonların kristallenmesi ile de oluşur
Yüksek ısılı mağmanın kömür yataklarını kesmesiyle mağma etrafında da grafit teşekkül edebilir
Yapay olarak amorf kömürlerin elektrik fırınlarında ısıtılmasıyla da grafit elde edilebilir
Kurşun kalemlerin temel malzemesi olan grafit, ayrıca pota yapımında, döküm kabı astarlarında, cilalarda, elektrot olarak ark lambalarında, pillerde ve elektrik motorları fırçaları yapımında, galvano plastide, çekirdek reaktörlerinde motron yavaşlatıcı olarak kullanılır Grafit sıcaklığa direnci nedeniyle çeşitli yağlayıcılara dakatılır
GRANAT , —> Grena
GRENOT ,—> Grena
GRANİK APLİT, İnce taneli granitik tekstürü olan ve tamamen açık renkli minerallerden genellikle kuvars ve ortoklastan oluşmuş dayk —> Pegmatit
GRANİTİK DOKU, —> Granitik tekstür
GRANİT, Bünyesinde kuars, feldspat, pljioklaz, ortoklaz, mika, hornblend, ojit gibi mineraller bulunan magmatik- derinlik kayaç gurubu (Bulundurduğu minerallerin çokluğuna göre granit; amfibollü, pioksenli, siyah mikalı, beyaz mikalı, çift mikalı (granülit) adını alır Plajiyoklaza ortozun eşlik edip etmemesine göre granite “ plajiyoklazlı” veya “ alkali” granit denir “Monzonitli” granit, alkalili bir granittir ve bulunan feldispatlar (plajioklazlı ve alkali) oranı eşittir
Bu gruba giren kayaçlar silis ve alkalilerce (feldispatlar) zengin; kalsiyum, demir ve mağnezyumca (biyotit, amfibol vd) fakirdir
Granitin rengi genellikle feldispat etkisinde belirmiş olup kırmızımsı, sarımsı, beyazımsı veya kahverengimsidir Granit; yapı taşı, döşeme taşı, kaldırım kenar taşı ve dekoratif taş olarak inşaat sektöründe kullanılır
Ticari piyasada aralarında siyenit, serpantin, diyabaz gibi kayaçların da bulunduğu “ silisli sert taşlar” alt sınıfı kapsamında yer alır
Dekoratif amaçla istenen granitin, bir diğer farklı granit rengi ile veya başka bir dekoratif kayaçla (mermer gibi) renk uyumu, ahenk, fiziki görünüm gibi kriterlere göre kambinezonu yapılır Aşağıdaki çizelge böyle bir çalışmanın sonucunu göstermektedir
GRANİT PEGMATİT, —> Pegmatit,
GRANİTİK STRÜKTÜR, Jeolojik bir zaman zarfında yavaş yavaş kristallenen ve kristalleri gözle görülebilecek büyüklükte (granitte olduğu gibi) olan kayaçların yapısı
GRANİTİK TEKSTÜR, 1) Granitin içindeki elemanları gözle görülebilecek derecede ve aynı büyüklükte olmakla beraber, bunlardan kuarsın en son kristallenmesi nedeniyle diğer elemanları kaplayıp ve kayacın iskeletini teşkil etmesi suretiyle oluşan doku —> Şekil Bu nedenle granitteki kuarsların diğer mineraller gibi düzgün kristalleri yoktur Bunlar sanki yalnız bir kristalden ibaretmiş gibi aynı optik doğrultuya sahiptir 2) Granitik yapı
GRANİTİK YAPI, —> Granitik strüktür
GRANÜLASYON, Malzemelerin kum veya ince taneler haline getirme işlemi
GRANÜLİTİK DOKU, —> Granülitik tekstür
GRANÜLİTİK TEKSTÜR, Granitik dokunun aksine kuvars da dahil birbirine bitişik kristallerden ibaret kayaç dokusu —> Şekil Bu nedenle mikroskopla incelenen bir granülit plağı değişik renkli bir mozaik görünümünde olur
GRANÜLOMETRİ, —> Elek analizi
GRAVAK, 1) İçinde kuars, bazan feldspat ve mika ile killi şist vb parçalar bulunan gre, puding, breş ve şistler arasında bir kayaç 2) Yığıntı teşkil eden çeşitli tane büyüklüğünde taş (kuvarsit, gnays, diyabaz) kırıntı ve parçaları az killi bir çimento (mika, kuvars, karbonat) maddesi içinde şistik bir taşlaşmaya dönüşmüş paleozoik yaşlı, kendine has bir kayaç
GRAVİMETRE, 1) Cisimlerin, özellikle sıvıların özgül ağırlıklarını ölçen cihaz 2) Yerçekiminin etkisini yani ivmesini ölçmeye yarayan taşınabilir jeofizik cihazı
GRAVİMETRİ METODU, Yerkabuğu içinde bulunan yoğunluğu çevresine göre az veya yüksek bir kütle o yörenin yerçekimi ölçümlerinde farklılıklara sebep olması esasına dayanılarak yeryüzünün muhtelif noktalarında yerçekimi ölçülüp farklılıklarının saptanmasıyla kabuk içinde mevcut olabilecek bir kütlenin tespitine dayanan jeofizik maden arama metodu
GRAVİTE, 1) Suyla, mukayeseli olarak irtibatlandırılan bir sıvının yoğunluğu veya özgül ağırlığı Antuvan Bome sıvıların yoğunluğu konusunda bir sistem ortaya koydu 1921 yılından beri petrolün Bome skalasının yerine API skalası geçmiştir Bome derecesinin formülü şöyledir:
140
= ------------------------- - 130
Sp Gr 60½F
Sp Gr 60½F fahrenheit derecesinde sıvının özgül ağırlığı veya yoğunluğu demektir —> API Gravite 2) Bome
GRAVİTE NAKLİYAT, Yerçekiminden yararlanılarak yapılan taşıma
GRAVİTE RAMBLE (DOLGU), Graviteden (yer çekiminden) yararlanılarak yapılan (ramble) dolgu
GRAVİTE YÖNTEMİ, Minerallerin özgül ağırlıklarının farklı olmasından yararlanarak yapılan zenginleştirme Gravite zenginleştiril-mesinde, özgül ağırlık farkından kaynaklanan, akışkan ortamda hareket farklılığı yanında, şekil ve tane büyüklüğü de önemlidir Gravite ile zenginleştirmede konsantrasyon; ağır ortam ayırmasında yüzme-batma esasına göre; jiglerde basma ve emme hareketlerinin etkisiyle oluşan tabakalaşma sayesinde; “Reichert konisi” ve “Humphreys” spirallerinde sabit bir yüzey üzerindeki akışkan ortamda özgül ağırlık farklılıklarından oluşan sıralanma sayesinde; sarsıntılı masalarda ise yüzeye sarsıntı veya orbital hareket verilmesi suretiyle sağlanır
GRE, 1) Doğal çimentonun kum tanelerini birleştirmesi ile meydana gelen kayaç Bunların çimentoları silisli, killi, kalkerli, dolomitli, marnlı, demirli ve jipsli olabilir 2) Kumtaşı
GRENA ,Genel formülü A3 B2 (Si 04)3 olan, aynı fiziksel özelliklere ve kristal yapısına sahip kompleks silikat mineralleri grubunun genel adı Genel formülde görülen A: Ca, Mg, Fe,veya Mn, B ise Al,Fe,Cr,Ti olabilir En yaygın grena türleri almandin Fe3 Al2 (Si O4)3-ve Pirop- Mg3 Al2 (Si O4)3 dır Almandin koyu kırmızıdan kahverengi siyaha, pirop ise kankırmızısı renkte kristallidir Grena içinde mavi hariç tüm renkleri görmek mümkündür Kübik sistemde, kristalleşirGrena süs taşı ve sertliği 7 civarında olduğundan aşındırıcı olarak kullanılır Yüksek kalitedeki endüstriyel grena aşındırıcı toz olarak ve aşındırıcı kaplamaların elde edilmesinde; düşük kalitedeki grena hava püskürtme suretiyle yüzey temizleme ve su filitrasyonu ortamlarında kullanılır Kaplanmış aşındırıcılar için ANSI 874,18-1977; parlatma ve diğer genel endüstriyel kullanım amaçları için ANSI 874,12-19976; askeri amaçları için MİL-A- 22262 (SH) standartlarına uygun olarak ticari işlem görür Grena; almancada “Granat”, ingilizcede “Garnet”, fransızcada “Grenot” olarak tanımlanır ve Türkçede de tüm bu isimler kullanılmıştır Ayrıca grena Ural zümrütü olarak da bilinir Grenaya halk dilinde “Nartaşı” ve “Süleyman taşı” da denir
GRES POMPASI, 1) Gresör 2) —> Yağlama sistemleri
GRES YAĞI, sabun ve madeni yağın emülsiyonundan elde edilen ürün Gresyağı (kolot yağ) yavaş dönen, kaba ve aşınmanın fazla rol oynamadığı ve çok tozlu yerlerde çalışan makinelerde kullanılır Gres yağı akmaz, yatak içinde dönen muylunun sürtünmesi sonucu oluşan ısının gres yağını eritmesi ile yağlama gerçekleşir
GREYDER, Zemini düzeltmek için geliştirilmiş, özellikle yop yapımında kullanılan özel iş makinesi
GRİ DÖKME DEMİR, Bileşimindeki karbon, grafit halinde bulunduğu için, kırıldığı zaman gri renkte görünen —> Dökme demir olup, yeterli miktarda silisyumla birlikte yüksek fırının sıcak (yüksek oranda kok ve çok sıcak hava) olarak çalıştırılması sonucu elde edilir Buna karşılık beyaz dökme demirlerdeki silisyum oranı çok düşüktür ve fırının nisbeten soğuk olarak çalıştırıldığını ve süratli bir soğuma hızını gösterir “ Sıcak dökme demir”, “ Soğuk dökme demir” deyimleri de bundan ileri gelir
GRİZU, Metan gazının hava ile muayyen bir nisbette karışımından oluşan patlayıcı ve yanıcı (ocak gazı) gaz Metan gazının hava ile karışımı hacim olarak % 0-5 ve % 14-28 arasında yanma, % 5-14 arasında patlama özelliği gösterir En şiddetli patlama havadaki metan gazı oranı % 9,5 iken olur 15 m3/da dan fazla veya verilen havanın % 0,025’i kadar metan gazı çıkan veya herhangi bir bacasına günde birkaç defa metan toplanabilen maden ocağı, grizulu ocak sayılır —> Metan
GRİZU ALARM AYGITI, Havadaki grizu oranının, önceden saptanmış sınırına ulaşması halinde ışıklı (optik) ve/veya sesli (akustik) olarak uyarı yapan aygıt
GRİZU PATLAMASI, —> Grizu
GRİZULU OCAK, —> Grizu
GRİZU MUAYENESİ, 1) Ocaklarda işyerlerinde grizu olup olmadığının tesbiti için yapılan iş 2) Grizu kontrolu
GUANO, sahil ve adalarda rastlanan azot ve fosfat bakımından zengin deniş kuşu dışkıları
GÜCÜK, Tahkimat direkleri hazırlanırken direk uçlarından kesilen fazla parçalar
GÜÇ FAKTÖRÜ, Bir alternatif akım devresinde elektrik akımının enerji olarak kullanılan kısmının payı —> Şekil Güç faktörü kilovat’la (kW) ifade edilen “gerçek” iş yapan gücün, kilovoltamper’le (kVA) ifade edilen “zahiri” güce oranlaması ile bulunur Gerçek güç kW, zahiri güç kVA ve reaktif güç (kVAr) bir dik üçgenin kenarları olarak gösterilir Böylece gerçek güç kW’nin, zahiri güç kVA’e bölümü bu iki güç arasındaki ø açısının kosinüsü (Cos ø) “güç faktörü” diye isimlendirilen oranı verir kVAr miktarı azaldıkça, ø açısı küçülür ve kVA’nın büyüklüğü kW’a yaklaşır Bir tesiste manyetik özellikleri olan motorlar, tarnsformatorlar ve kaynak makinelerinin kullanımı arttıkça kVAr ve dolayısıyla ø açısı büyür, bunun sonucu olarak da Cos ø küçülür Reaktif güç büyüdükçe elektrik üretim ve iletim şebekesinin faydalı olarak kullanılabileceği güç kısmı küçülmekte ve iletimdeki elektrik enerjisi kayıpları artmaktadır Bu nedenle güç faktörü düşük olan tesislerde güç faktörünü yükseltmek (iyileştirmek) için “kompanzasyon kondansa-törleri” kullanılması gere-kir En ideal güç faktörü 0,92-0,95 arasıdır
GÜÇ FAKTÖRÜNÜN İYİLEŞTİRİLMESİ, Elektrik şebekesinin —> güç faktörü cos ø’yi yük-sek tutmak için yapılan ça-lışmalar
GÜHER, Cevher
GÜHERÇİLE, Patlayıcı madde ve gübre imalinde hammadde olarak kullanılan azotlu tuz (NH4NO3)
GÜLBAHAR TOPRAĞI, Boya hammaddesi olarak kullanılan demiroksit
GÜL DİYAGRAMI, Maden ocakları, taş ocakları, ayaklar veya herhangi bir arazide tesbit edilen çatlak ve fayların istikametlerinin istatistik yöntemiyle değerlendirilmesi sonucu çizilen ve o yerin tektonik yapısını değerlendirmeye yarayan gül şeklindeki diyagram —> Şekil Bu değerlendirmede fay atımları da dikkate alınabilir Eğer arazide 1 kuvvet çifti etkisi ile kıvrılma meydana gelmişse, gül diyagramında 3 ayrı fay sistemi görülür Gül diyagramında en kesif olan fay istikameti “kıvrım faylarını” bunlarla 45½ açı yapan faylar, “köşegen faylarını”, kıvrım faylarına dik ve sayıları en az olan faylar da “çatlak faylarını” teşkil eder Faylar bu şekilde isimlendirildikten sonra arazinin hangi istikametten gelen kuvvetlerle kıvrılmaya tabi olduğu söylenebilir
GÜMÜŞ (Ag), Beyazımsı, gri renkte, parlak, kolay işlenebilen, tel haline gelen değerli metal Özgül ağırlığı 10,5 kg/cm3 dur, 960°C de erir Gümüşe doğada serbest halde rastlanıldığı gibi (+1) ve (+2) değerli bileşikler halinde de rastlanır Duyarlı bileşiklerinde genelde (+1) değerlidir Diğer yandan Ag iyonu, Cu, Pb-Zn ve Sb elementleriyle de yer değişimi yapabildiğinden bu elementlerin bünyesinde de, belirli oranlarda gümüşe rastlanır En önemli gümüş bileşikleri, arjantit (Ag2 S) ve gümüş klorür (Ag Cl) dür Uluslararası piyasalarda saf gümüş değeri 1000 kabul edilir Ticari gümüş ise enaz 999 saflıktadır (% 99,9 Ag) Ayrıca “ Sterling Silver “ diye bilinen ve özellikle süs eşyalarında kullanılan cinsi vardır ki, 925 kalite diye bilinir (% 92,5 Ag, % 7,5 Cu)
Gümüşün % 40-50 kadarı fotoğraf sanayiinde, % 20-30 kadarı elektronik sanayiinde, % 3-5 kadarı para imâlinde, % 10 kadarı süs eşyası ve takılarda, % 5 kadarı alaşımlarda, % 5 kadarı dişçilikte ve % 5 kadarı yapay yağmur yağdırma işlerinde tüketilir
GÜMÜŞ STANDARDI, Gümüş üreticilerinin uyması gerekli olan ve ticari işlemlerde aranan özellikler TSE tarafından tesbiti edilen gümüş standardı henüz yayınlanmamıştır (1997) ASTM-B413-69 standardına göre:
99,90 Vasıf: Ticari kütükler veya külçeler olarak yaygın bir şekilde tercih edilen en az binde 999 saflık oranına sahip gümüş
99,95 vasıf: En az 999,5 saflık oranına sahip gümüş
99,99 vasıf: En az 999,9 saflık oranına sahip gümüş
ASTM E29: Tanımlanan sınırlı değerlerde anlam taşıyan rakamların basamaklarının belirtilmesi için standart
ASTM K378: Toz tekniği ile gümüşün spektrografik analizi için metod
GÜNEŞTAŞI, —>Güntaşı
GÜNİTAJ YAPMAK, 1) Çimento ince kum ve su karışımını püskürtmek suretiyle bir yüzeyin tahkimi (sıvanması) veya hava ve su ile irtibatın kesilmesini sağlamak için yapılan iş 2) Şatgrid
GÜNTAŞI, Feldsipat grubuna ait kıymetli taş niteliği taşıyan bir kayaç İçinde birbirine paralel vaziyette çok ince levhamsı demir oksit (hematit) parçaları bulunur ve bunlar taşa yanardönerlik özelliği kazandırır
GÜRÜLTÜ, Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozan ve işyerlerinde çalışanların meslek hastalığına uğramalarına neden olan, istenmeyen, hoşa gitmeyen, rahatsız edici ses Sesin sıkışma ve seyrelmeleri arasındaki tazyik farkına “ses basıncı” denir Ses basıncı arın milyonda biri “mikrobar” olarak ölçülür İki kütlenin birbirine çarpması ile ortaya çıkan sese “darbe gürültü” denir Ses ölçü birimi olarak, bulucusu Alexander Graham Bell adına izafeten “Bell” ve bunun onda biri —> “desi Bell” kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



H

HACIBEKTAŞ TAŞI, Bir albatr (sıkı yapılı jips) türü Bünyesine giren metal oksitlerden dolayı çeşitli renklerde olabilir Kırşehir dolaylarında Kızılırmak nehri boyunca uzanan yataklardan da çıkarıldığı için “ Kırşehir Taşı “ olarak da bilinir HACİME DOLDURMA ORANI, LPG’nin 15,6°C deki nisbi yoğunluğuna bağlı olarak, depolama kabına konulmasına müsaade edilen LPG hacminin depolama kabının alabileceği 15,6°C deki suyun hacmine oranı (TS 144 651998) —> Kütlece doldurma oranı
HAFİF PATLAYICI MADDE, Kapalı hacimde yavaş yavaş gaz haline geçerek iticilik ve gevşeticilik özelliği gösteren patlayıcı madde Bu patlayıcı maddenin yanarak gaz haline geçmesine deflagrasyon denir Kara barut bir hafif patlayıcı maddedir
HAFİF PROFİLLER, —> Uzun hadde ürünleri
HAFİF SODA KÜLÜ, Dökme yoğunluğu 0,51-0,62 gr/cm3 arasında değişen —> Soda külü Bu ürün ince taneli olup serbest akışkanlığı azdır Düşük ısılarda çabuk çözünme özelliğinden dolayı deterjan sanayiinde ve kimyasalların üretiminde kullanılır
HAFRİYAT, 1) Madencilikte cevher, mineral, kömür ya da kayacı yatak içinden koparma ve bütün buna bağlı olarak yapılan delik delme ve bu delikleri doldurarak ateşleme yapmak suretiyle yapılan kazı işleminin tümü 2) Araştırma yapmak amacıyla toprağı kazma 3) Mimarlık ve güzel sanatlarda çok derin olmayan yarıklar açarak yapılan tezyinat türü 4) Bayındırlık işlerinde, toprakta yatay ve düşey yarıklar açıp bu yarıklar arasında kalan toprak parçasını kamalar yardımı ile kaldırarak yapılan toprak düzenleme yöntemi 5) Kazı
HARİTA ALTLIĞI, Plastikten (PVC bazlı) yapılan 0,040mm, 0,70 mm, 0,100 mm, 0,125mm, 0,150 mm, 0,250 mm kalınlığında olan; harita ve plân çizimi için kullanılan bir veya iki yüzü mat ve saydam levha
HAKEM, Taraflarca yapılan yazılı veya sözlü anlaşmalarda; çıkabilecek hukuki ve teknik uyuşmazlıkları (ihtilafları) çözümlemekle ilgili maddelere göre; kendisine uyuşmazlığı çözümleme görevi verilen kişi veya kişiler
HAKEM NUMUNE, —> Numune hazırlama
HALAT, Kendir veya çelik tellerden örülmüş kuvvet nakil elemanı —> Çelik halat
HALAT ÇELİK KESİTİ, —> Metalik olan
HALAT DAMAR DÜZENLERİ, Çelik halat damarlarını tanımlayabilmek için yapılmış standartlar TS 1918/NİSAN 1975 sayılı TSE kararınca, halatlar; kesitlerine göre: a) yuvarlak, b) oval, c) üçgen damarlı olmak üzere 3 sınıfa; özlerine göre, a) lif, b) çelik özlü olmak üzere 2 sınıfa ayrılır Sarım düzeni ve tel sayıları itibariyle yuvarlak damarlı halatların, —> Seale, Warrington, Filler, standart cinsleri dahil 25 ayrı şekli mevcuttur Buna karşılık, oval damarlı halatların bir tipi, üçgen damarlı halatların ise 7 tipi bulunur —> Çelik halat
HALAT DEĞİŞTİRME, Kuyu, vinç ve varagellerde ekonomik ömrünü doldurmuş veya hasara uğramış halatların yenisiyle ikame işlemi Bu işlem; tamburlu sistemde, tek ve çok halatlı köpe sisteminde özel yöntemler uygulanarak yapılır
HALAT DOLAMI, Halatı oluşturan damarların sarım yönü Damarların sağa sarılışı “ Z” , sola sarılışı ise “ S” ile gösterilir —> Şekil Aksi belirtilmedikçe damar sarma yönü sağdır —> Çelik halat, Çapraz sarımlı halat, Karışık sarımlı halat
HALAT GİDAJ, Kuyu nakliyat sisteminde halatlardan yararlanılarak yapılan —> Kayıt düzeni
HALAT KAYMASI, Nakliye sistemine gerili halata ani yük verilmesi veya ani fren uygulanması durumlarında halatın kasnak (makara) üzerinde kayması olayı Aşırı yükle yüklenmiş kafes veya skipin genellikle aşağıya doğru harekete geçirilmesi sırasında kayma olur
HALAT KELEPÇESİ, Kafes veya herhangi bir bağlantı halkasından veya yürekten geçirilen çelik halatın serbest ucunu asılı halata bağlayan düzen
HALAT SİMGELERİ, Çelik tel halatları tanımlayan kısaltmalarÖrnek 1: 6x19 Warrington= 6(1+6+ (6+6)) Halat= 20 TS 1918/8-LÖ ÇT 160 s/Z Anlamı: 6 adet damar, her damarda 19 adet çelik tel, orta sırada 6 adet çelik tel, dış sırada 6 adet kalın, 6 adet ince çelik tel Halat çapı 20 mm Anma dayanımı=160 kgf/mm2 ÇT: Çıplak telli, LÖ: Lif özlü, s/Z: Çapraz sağ dolamlı
Örnek 2: 6x37 Standart= 6(1+6+12+18) Halat= 20TS 1918/16-LÖ ÇT 160 s/Z Anlamı: TSE No: 1918/16 Halat çapı 20 mm, anma dayanımı= 160 kgf/mm2 ÇT: Çıplak telli, LÖ: Lif özlü s/Z: Çapraz sağ dolamlı 1Kgf= 9,81N; metalik kesit alanı ile tellerin anma dayanımlarının çarpımına eşit olan teorik kopma kuvveti
HALATLARIN UÇ KESİMİ, Halatların koşum takımlarına bağlandığı uç kısımlarından, halatın servise girdiği yılda her üç ayda bir, daha sonraki yıllarda da her iki ayda bir, iki metreden aşağı olmamak üzere kesilmeleri
HALATLI HAVÖZ, 1) Dik kömür damarlarında, potkabaç çekilmesinde kullanılan, sonsuz halat üstüne monte edilmiş, eklemli, yassı, dişli kesici 2) Halatlı potkabaç makinesi
HALATLI KAROTİYER, —> Vayrlayn(Wire-Line) takımı
HALAT ÖZÜ, Çelik halatın ortasında bulunan kendir veya jüt malzeme —> Çelik halat
HÂLE, 1) Grizunun alevli emniyet lambası ile ölçülmesi sırasında, alevde grizu oranına göre, yüksekliği değişen ve mavi renk alan kısım 2) Güneş veya ay çevresinde ışık kırılmasından dolayı meydana gelen beyaz veya renkli ışık tacı
HALEOJENLER, Peryodik tablonun VIIa grubunu oluşturan beş A metal kimyasal element Flüor (F), klor (CL), krom (Br), iyot (I) ve astatin (At) bu grupta yer alır Halojenler çok kolay tepkimeye girdiklerinden doğada serbest halde bulunmazlar En yaygın kullanılan halojen klordur Birçok kimyasal işlemde yer alan serbest haldeki klordan su arıtma tesislerinde de yararlanılır Sodyum klorür günlük yaşamda en çok kullanılan kimyasal bileşiklerinden biridir Florürler ise (—> Florit) dış çürümelerine karşı diş macunlarına ve içme sularına katılır; bunun yanında organik florürler soğutucu ve yağlayıcı olarak da kullanılır İyot en yaygın kullanılan antiseptik türüdür Bromdan ise, motorlarda kurşun çökelmesini önlemek için benzine katılan etilen dibromürün hazırlanmasında yararlanılır
HALİTA, —> Alaşım
HALLOYSİT , Kaolenlerin oluşumunda daha fazla hidratasyona uğramış kil minerali Halloysitler, seramik ve porselen sanayiinde, döküm sanayiinde, petrol ve yağ endüstrisinde katalizör olarak kullanılırlar —> Kaolen
HAM CEVHER, —> Tuvönan
HAM DOLOMİT, —>Dolomit
HAM PLAK, Mermer işletmeciliğinde tomrukların katarakta biçilmesinden sonra meydana gelen levha
HAMLAMA, Seramik endüstrisinde porselen hamurunun düşük sıcaklıkta ilk pişimi sonucunda elde edilen porselen, —> Bisküvi Hamlama, püskürtme ve daldırma ile sırlanabilen gözenekli ve kıvamlı bir yapı gösterir ve sonra yüksek sıcaklıkta yeniden pişirilir ve kesin özelliklerini kazanır
HAP YAPMA, 1) Cevheri veya kömürü alınmış boşluğu herhangi bir araç kullanarak ocak taşı veya dışarıdan getirilen malzeme ile doldurma 2) Ramble, dolgu 3) Gemi yüklemede cevherin veya kömürün anbarda dağılımını dengelemek ve ambarın boş kısımlarına yaymak, veya ambarın boş kalan kısımlarını doldurmak
HARARET, —> Isı
HARÇ, 1)Yapıda (inşaat işlerinde) tuğla ya da taşların örgüsünü pekiştirmek, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman ya da kum, kireç, çimento gibi maddeleri su ile kararak hazırlanan bağlayıcı karışım, bulamaç 0,45 m3 sönmüş kireç, 0,9 m3 kum, 0,15 m3 su kullanarak kireç harcı; 300 kg çimento, 1 m3 kum, 0,25 m3 su kulanarak çimento harcı yapılır 2) Devletin yerine getirdiği bazı hizmetler karşılığında, hizmetten yararlanan kişiden aldığı para 3) Harcanan para, gider 4)Yüksek öğretim kurumları tarafından eğitim veya öğretim giderlerinin bir bölümünü karşılamak için özellikle ilk kayıt veya kayıt yenileme sırasında öğrencilerden alınan para
HARMANLAMA, Homojen bir ürün elde etmek için kömür veya cevherin önceden belirlenmiş miktarlarının karıştırılması
HARMAN SAHASI, Toprak döküm sahası
HARMAN SONU (A+B+C) RANDIMANI, —> Genel işletme randımanı
HARNİŞ, Parlak veya bazan çizikler ihtiva eden fay yüzeyi
HARZ JİGİ, —> Denver jig
HATA EĞRİSİ, —> Tromp eğrisi
HATA FAKTÖRÜ (Ep DEĞERİ), Lavvardan elde edilen yıkanmış kömür ve artık madde şistten numune alınarak yüzdürme deneyleri yapılır ve alınan sonuçlar hesaben birleştirilerek tuvönan kömüre ait yeni değerler bulunur Daha sonra x ekseninde yoğunluk ve y ekseninde ayırma katsayısı aralıkları yerleştirilerek, (aşağıdan yukarı 0-100) hata dağılım eğrisi (Tromp Eğrisi) çizilir Bu eğri üzerinde %25 ve %75 ayırma katsayısı karşıtı olan yoğunluklar farkının yarısı hata faktörü olarak tanımlanır Örnek olarak : d75 = 164, d25 = 158 tesbit edilmişse
d75 - d25
Hata faktörü (Ep) = ——————— =
2
1,64 - 1,58 0,06
––––––––––– = –––––– = 0,03’tür
2 2
Kömür zenginleştirmede ayırmanın hassasiyeti, Ep değerinin büyük ya da küçük olmasına bağlıdır Ep değeri küçüldükçe ayırma daha sıhhatli sayılır Ağır ortam siklonu, jig, havalı ayırma masası, su siklonu ile yapılan ayırmada (zenginleştirmede) elde edilen performans karşılaştırmaları (—> Şekil)tromp eğrileri olarak ve ince kömürlerin yıkanmasında kullanlılan ağır ortam siklonu, masa, spiral, su siklonu ve iki aşamalı su siklonu gibi ayırıcıların performans mukayeseleri de yaklaşık bir bilgi vermek bakımından —> Çizelgede gösterilmiştir —> Tromp eğrisi
HATVE, —> Vida adımı
HAVA AYAR KAPAĞI, Hava kapılarında bulunan ve sınırlı miktardaki havanın geçmesine imkan tanıyan, sürgülü kapak —> Hava kapısı
HAVA, Yer atmosferini oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan renksiz kokusuz gaz karışımı İnsan yaşamını sağlayan temiz bir havada hacim bakımından yaklaşık %21 oksijen, % 79 azot ile karbondioksit,bir miktar su buharı, toz ve eser olarak da argon, helyum, kripton, ksenon, neon, eteryum (aeterium), koronyum gibi nadir gazlar bulunur O°C ve 760 mm civa basıncında 1 m3 kuru havanın ağırlığı 1,293 kg dır
Temiz havadaki CO2 miktarı hacim olarak % 0,04 alınabilmekte, su buharı ise; hava sıcaklığına göre 1 m3 doymuş hava
- 10°C da 2,2 g su buharı +20°C da 16,9 g su buharı
± 0°C da 4,7 g su buharı +30°C da 29,8 g su buharı
+ 10°C da 9,1 g su buharı +40°C da 50,9 g su buharı ihtiva eder
Yeraltı madenciliğinde ocağa giren taze hava, özel vasfını olduğu gibi koruyamayarak; ocakta çalışan, insan ve hayvanların solunumlarından başka ağaçların çürümesinden, kömürün yanmasından, taş ve kömür tabakalarından gaz gelmesinden, kömür tozu ve grizu patlamasından, dinamit atılmasından, dizelli motorların ekzoslarından vb nedenlerle, bozulmaktadır Bu itibarla ocak havasını bozan ve kirleten bu gazların havadaki oranlarını ocağa gönderilen taze ve temiz hava ile azaltmak ve dışarıya çıkararak ocak içindeki havayı solunuma uygun halde tutmak için normal ocaklarda çalışan işçi başına gazsız ocaklarda 2 m3/ da, gazlı ocaklarda 3 m3/da, hayvanlar için 10 ve 15 m3/da, mazot motorları için 200-1000m3/da hava verilir Havasında % 19, dan az oksijen, % 2, den çok metan % 0,5’den çok karbondioksit ve diğer tehlikeli gazlar bulunan yerlerde çalışılmaz—> Hava kalitesi
HAVA BENDİ, —> Havalandırma kapısı
HAVA ÇIKIŞ BAŞYUKARISI, —> Nefeslik
HAVA ÇIKIŞ GALERİSİ, —> Nefeslik
HAVA ÇIKIŞ KUYUSU, —> Nefeslik
HAVA DÖNÜŞ YOLU, —> Nefeslik
HAVA FOTOĞRAFI, Uçak veya uydulardan çekilmiş ve yeryüzünün belirli bölümünü gösteren fotoğraflar Bu fotoğraflardan yorum yoluyla faydalanarak harita yapılır —> Fotoğraf ve jeolojik yorumu
HAVA FOTOĞRAFÇILIĞI , Yeryüzeyinin ya da atmosferinin çeşitli özelliklerinin, uçak, roket, uydu gibi hava ya da uzay taşıtlarından fotoğrafının çekilmesi tekniği Hava fotoğrafları —> Fotogrametri veya fotoyorum amacıyla çekilir Bu nedenle, çekimler yapılacağı zaman, fotoğrafı çekilecek alan birbirine paralel şeritlere ayrılır Her yüzeysel şerit, bir sonrakinden yaklaşık %15’lik bir parçaya taşar Fotoğraf çekimleri ise; biri öbürünün aldığı yerin %60’lık parçasını kapsayacak biçimde yapılır
HAVA FOTOGRAMMETRİSİ, Açık işletmelerde kullanılan bir tür fotogrammetri Modern yersel fotogrammetri ölçümleri, elektronik bilginakil ve dijital arazi ve açık işletmede ölçümlerinin tamamlayıcı, uyumlu ve randımanlı ölçü sistemini oluşturmaktadır Büyük açık işletmelerde yirmi beş seneden beri ölçüm problemleri bu metotla çözümlenebilmiştir
HAVAGAZI (Jeneratör gazı) , Kızgın kömür üzerine, yalnız hava üflemesiyle elde edilen gaz karışımı İdeal havagazında %35 CO ve %65 N2 bulunur ve bunun için teorik gazlaştırma verimi %70’tir Koktan elde edilen tipik havagazının bileşimi %12 H2, %28 CO, %0,5 CH4, %54,5 N2 ve linyitten elde edilen gaz karışımının bileşimi ise %15 H2, %27 CO, % 2 CH4, %7 CO2, %49 N2’tur
HAVA GEÇİDİ, İki hava yolunun kesiştiği kavşak yerinde hava akımlarının birbirine karışmaması için, hava yollarından birinin diğeri üzerinden geçirilme düzeni
HAVA GİRİŞ KUYUSU, Kapalı işletmeye (yeraltı işletmesine) havanın girdiği kuyu
HAVA KALİTESİ, İnsan ve çevresi üzerine etki eden hava kirliliğinin görtergesi Bu gösterge çevre havasında mevcut hava kirleticilerin artan veya azalan miktarları ile değişir
Hava kalitesi; a) Havanın birim hacminde bulunan hava kirleticisinin kütlesi olup birimi g/m3, mg/m3 veya µg/m3 dür Buna kütle konsantrasyonu denir b) Birim zamanda örtülen birim yüzeyde tozun kütlesi olup g/m2 gün, mg/m2 gün ve µg/m2 gün birimleri ile verilir Buna çöken tozlar için konsantrasyon denir c) Havanın milyon hacmindeki kirleticinin hacmi olup birimi ppm (parts per million) olarak verilir Buna hacim konsantrasyonu denir
Yeraltı madenciliğinde ocak havasında bulunan tozlar (Toz sayısı/cm3 olarak) —> “Konimetre”lerle örnek alınıp mikroskop altında tozlar sayılmak suretiyle, (mg/m3 olarak) optik ölçü esasına dayanan —>” Tindolometre”lerle ölçü yapılmak suretiyle, ocak havasının ihtiva ettiği yanıcı, patlayıcı ve zehirleyici gazlar da (CO, CO2, CH4, H2S, SO2 vb gazlar) emniyet lambası, özel dedektörler ve —> Orsat apareyi gibi cihazlar kullanılarak hacim bakımından (% olarak) tesbit edilir Ocak havasının ısı durumu da hava kalitesini etkiler —> Jeo termal gradyen, Adyabatik kompresyon ısısı Ayrıca maden ocaklarında oksidasyon dolayısı ile de ocak havasının ısısı yükselir Ocak havasının sıcaklığını azaltmak için gerekli tedbirler (—> Ocak İklimi) ve ocakta intişar eden metan ve karbonmonoksit gibi gazların erken uyarı sistemleri ile anında yerinde veya erken uyarı istasyonunda uzaktan tesbiti yapılarak ocak yangınları ve infilakları önlemek için gerekli tedbirler de alınmaktadır —> Hava, Riken Gaz Dedektörü, MSA Metan Dedektörü —> Çizelge
HAVA KAPISI, Üstünde sürgü ayarı ile istenilen miktarda taze hava geçirilmesini sağlayacak penceresi bulunan kapı Hava kapıları genellikle —> Uyum bölmesi, teşkil etmek için çift yapılır
HAVA KİRLETİCİLERİ, Havanın tabii bileşimini değiştiren is,duman,toz,gaz,buhar ve aerosol halindeki kimyasal maddeler Maden ocaklarında ocak havasını kirleten kömür,taş,silis vb tozlar —> Hava Kalitesi, Emisyon, Kirli hava
HAVA KÖPRÜSÜ, 1) Ocak havalandırma sistemi içerisinde, bir yoldan giden havanın diğer bir hava akımına karışmaksızın kendi normal akımı istikametinde gitmesini sağlayan, galeri üst geçidi 2) By-pass galeri 3) Krosing —> Şekil
HAVA KROSİNGİ, —> Hava geçidi
HAVA NUMUNESİ ALMA, —> Numune
HAVA ŞOKU, —> Titreşim ve hava şoku
HAVAİ HAT, 1) Maden işletmelerinde üretilen kömür veya cevherin, pilonlarla askıya alınmış çelik askı halatları üzerinden, roleli (makaralı) kovalarda taşınmasını sağlamak için kurulan sistem Bu sistemde kovaların hareketi, çekici halat vasıtası ile sağlanır İnsan taşımacılığında kullanılan havai hatta ise teleferik denir 2) Hava hattı Kuvvetli akım iletimini sağlayan mesnet noktaları - direkler ve bunların temelleri, yer üstünde çekilmiş iletkenler, iletken donanımları, izolatörler, izolatör bağlantı elemanları ve topraklamalardan oluşan tesisin tümü
HAVALANDIRMA, 1) Vantilasyon 2) Bir ocakta çalışanların can ve iş emniyetini sağlamak ve sağlığını korumak amacıyla yer altındaki işyerlerine yeterli hava akımının planlı bir şekilde verilmesi Maden ocakları gelişme durumları ve şartlarına göre iki şekilde havalandırılır Bunlardan birini tabii vantilasyonla, diğerini de mekanik vantilasyonla havalandırılan ocaklar teşkil eder Ocağa istenildiği kadar bol hava sevk etmek ancak mekanik vantilasyonla (üfleyici vantilatörler veya emici aspiratörlerle) mümkün olur Tabii vantilasyon; atmosferik şartlara göre ocak içinde hava akımını sağladığı için ; ocak içinde yazın yukarıdan aşağı, kışın da aşağıdan yukarı bir hava akımı sağlar Tabii vantilasyonun şartlara göre yön değiştirmesi mekanik vantilasyonu da faydalı veya zararlı yönde etkiler —> Şekil
hn= Ocağa giren havanın tabii depresyonu kg/m2
D1 ve D2 = Ocak ağzında hava yoğunluğu kg/m3
H= İki ocak ağzı arasında kot farkı, m
hn = H(D2-D1)
Q
Denk ocak açıklığı s = 038 ———
šhn
HAVALANDIRMA KAPISI, 1) Hava akımını yönlendirmek veya bölmek için galerilere özel olarak yapılan kapı Bu kapılar genellikle peşpeşe çift olarak yapılır Demiryolu nakliyatı olan yollarda iki kapı arasında bir hava bendi teşkil edecek şekilde bir katarı rahat alacak mesafe bırakılır 2) Hava kapısı —> Çift kapı
HAVALANDIRMA MODELİ, Havalandırma şebekesini ohm kanunu prensiplerinden faydalanılarak model olarak gösteren ve havalandırma hesaplarının kolay yapılmasına yarayacak şekilde hazırlanan sistem
HAVALANDIRMA PERDESİ, Hava geçmesi istenmeyen galerilerin galeriyi kapatacak şekilde kanaviçe (çuval bezi), kapak tahtası vb elde bulunan malzeme ile kapatılması
HAVALELİ KAPASİTE, Bir taşıt aracının taşıma kasanının —> Silme kapasitesini aşan yığın halinde en büyük yükleme hacmi
HAVALI AYIRMA MASASI , Kömür veya cevherin zenginleştirilmesi için yeterli suyun bulunmadığı yerlerde veya su ile temasta dağılan malzemenin zenginleştirilmesinde hava ile çalıştırılan ayırma sistemi, —> Şekil
Havalı ayırma yöntemlerinde kömürün şistten ayrılması, hidrolik ayırma yöntemlerinde olduğu gibi (—> Jig) yoğunluk farkı esasına dayanmaktadır Havalı masalar çıtalı ve çıtasız olmak üzere iki tipte imal edilmektedir 150x300 cm boyutlu çıtalı havalı masalarda 6,4x1,6 mm boyutlu kömür beslemesine karşın 20 t/h kapasiteye ulaşılmaktadır —> Kömür yıkama yöntemleri
HAVALI SONDAJ, Devridaimde sıvı yerine basınçlı hava kullanılması suretiyle yapılan sondaj
HAVA YASTIĞI, Basınçlı hava ile şişirilmek suretiyle domuzdamı yerine kullanılan tahkimat aracı
HAVA YOLU, Genellikle havalandırma için kullanılan galeri
HAVE, 1) Alına paralel sarma kullanılarak çalışılan uzun ayaklarda iki sarma ekseni arasında, kömür alnına dik olan mesafe 2) Alına dik sarma kullanılan ayaklarda bir sarma boyu 3) Madeni tahkimat kullanılan ayaklarda bir sarma atak suretiyle yapılan ilerleme Bu mesafe, diğer bir deyişle uzun ayakta klasik usulde bir üretim vardiyasında yapılması gereken (asgari) bir adım ilerlemedir Mekanize ayaklarda have 1,25 m’dir —> Muvakkat tahkimat
HAVÖZ, 1) Ayak veya galeride serbest yüzey elde etmek için kazı işlerinde (—> Abataj) kullanılan kesici makine 2) —> Potkabaç makinesi 3) Dişli testere makinesi
HAVUZ, 1) Madenlerdeki yeraltı sularının tulumba ile basılmak üzere genellikle anakuyu veya vinç dibinde biriktirildiği galeri şeklindeki yeraltı imalatı 2) Sondaj yapılan nokta civarında devridaim suyu veya çamurunun tekrar devridaime sokulmak üzere toplandığı çukur
HAVUZ LİÇİ, —> Siyanür liçi ile altın üretimi
HAVZA, 1) Maden bulunması ihtimali olan veya maden bulunan yerlerin (sahaların) tümü 2) Maden bölgesi 3) Dağ ya da tepelerde sınırlandırılmış, suları aynı denize, göle ya da ırmağa akan ve su bölümü hattı içinde kalan kara bölgesi
HAVZA’İ FAHMİYE, —> Teskere-i saniye
HAZIRLIK, —> Büyük hazırlık Amenajman Developman
HAZIRLIK FAKTÖRÜ, 1000 t satılabilir kömür elde edebilmek için gerekli olan ve metre birimiyle ifade edilen galeri ilerlemesi veya m3 birimiyle ifade edilen galeri kazı hacmi
HAZNE KAYAÇ, (Wentworth diyagramı) Kayaç kırıntılarının tekrar kayalaşması suretiyle oluşan veya tektonik etkilerle kırılıp çatlaklar meydana getirmiş ve bu haliyle sıvı depolanmasına uygun poröz kayaç Bu kayaçlar, elemanlarının mineralojik ve petrografik nitelikleri, tane boyutları, taneler arası hamur (matriks) ve çimento miktar ve çeşitlerine göre değişik karakterde olabilirler Wentworth bunları sınıflandırmıştır —> Tablo
HAZNELEŞTİRME, 1) Lağım deliklerine daha fazla patlayıcı madde koyabilmek için, deliklerin uç kısımlarının balon şeklinde genişletilmesi 2) Balonlaştırma
HEBER BOSCH YÖNTEMİ, —> Amonyak
HEDGİNG, 1) Finansal bir kayba karşı koruma vasıtası 2) Olasılı zararları telâfi etmek için önlem almak 3) Maden ticaretinde, ileride oluşabilecek bir pazarda riski azaltmak için karşı tedbir almak Hedging yapılamadığı durumlarda ürünün satış potansiyeli fiyat değişimleri ile etkilenme riski taşır
HEİM KURALI, Yeraltında ve fazla derinliklerde bütün yönlerdeki gerilmelerin eşit olma gayreti içinde olmaları yani bütün gerilmelerin zamanla eşitlenmiş (x=y=z) ve örneğin hidrostatik gerilme haline dönmüş olacağı
HELEZON, —> Desantör
HELEZONLU MATKAP, Yumuşak kayaçları delmede kullanılan, üzeri uzun hatveli vida şeklinde yivli, deldiği delikteki kırıntıları delik ağzına nakleden çelik matkap
HELİSEL BORU NAKLİYATI, Bir çelik mil üzerine helisel (spiral) şekilde hazırlanarak kaynak yapılmış bir düzenin çelik bir boru içine yerleştirilmesi suretiyle elde edilen nakil aracı
Boru içine yerleştirilmiş spiralli milin döndürülmesi suretiyle düzenin içine verilen taneli malzemeyi boru ekseni doğrultusunda hareket ettirmek suretiyle taşıma —> Şekil Spiral taşıyıcı, Desansör spiral sistem
HELİSEL (SPİRAL) BURGU, Yumuşak arazinin veya sert olmayan kömürün delinmesinde kullanılan ve etrafında helisel spiral çıkıntıları bulunan burgu türü —> Şekil, Burgu, Matkap, Matkap çubuğu, Jakbit, Kuron, Uç
HELİSEL DESANSÖR, —> Desansör
HERKİMER ELMASLARI, —> Kuars (SiO2)
HERON ALAN HESABI, Bir arazi parçasının, ölçülen değerler kullanılarak ve üçgenlere bölünerek hesaplanması Bulunan üçgenlerin kenar uzunlukları ölçülür Her üçgenin alanı (f), Heron formülü olan f= šS (s-a) (s-b) (s-c) ile hesaplanır Burada a,b,c, üçgenin kenar uzunluklarını ifade eder ise S= (a+b+c): 2 olarak hesaplanır (f) alanları toplandıktan sonra da; (F) arazi parçası elde edilir (F= İ f)
HETEROJEN, 1) Yapısı, özellikleri vb yönünden aynı türde ve tek fazda olmayan, özellikleri kesikli olarak değişen cisimlerin hali (gayrimütecanis) 2) Ayrı cinsten, bağdaşmamış, karışmamış
HEYELAN, 1) Açık işletmelerde veya arazide yüksek eğim, su, kayaçta bulunan killi maddeler, tabakaların meyli ve depremlerin etkisi ile, dengede bulunan bir kitlenin bir bölümünün ana kitleden koparak kayması veya ayrılması şeklinde kendini gösteren olay Bu yer değiştirme yalnız toprak tabakasını etkiliyorsa buna toprak kayması denir Heyelânlar kayma yüzeylerinin teşekkül ediş şekillerine göre dairesel (eğrisel) kayma, düzlemsel kayma, kama kayması ve devrilme kayması şeklinde olur 2) Göçme —> Kayma-, Sürünme-, Akma şeklinde heyelân, Devrilme şeklinde kayma
HISMELT YÖNTEMİ, Her türlü demir cevheri ve her türlü kömürü işleyebilecek bir teknolojiyi bulmaya çalışan, pilot tesis kurma aşamasındaki, alternatif bir demir-çelik üretim yöntemi
HIŞIRTAŞI, —> Pomza taşı
HIZAR TESİSİ, 1) Maden direkleri, kereste, kama, tahta vb ahşap malzemeyi istenilen boyutlarda ve şekillerde hazırlamak (kesip biçmek) için kurulan bıçkı atölyesi 2) Katrak
HIZLI FİTİL, 1) İçine hızlı yanıcı madde doldurulmuş, çok hızlı yanan fitil 2) —> İnfilaklı fitil 3) Primakort
HİDROBORASİT (Ca Mg6 O11 6H2O), Bir merkezden ışınsal ve iğne şeklindeki kristallerin rasgele yönlenmiş ve birbirini kesen kümeler halinde bulunan bir bor minerali Lifli bir dokuya sahip olup, B2O3 içeriği % 50,5’tir Beyaz renkte, bazen içersindeki impüritelere bağlı olarak sarı ve kırmızı renklerde (arsenik minerallerine göre değişir), kolemanit, üleksit, probertit, tunalit ile birlikte bulunur Türkiye’de en çok, Emet, Doğanlar, İğdeköy yörelerinde ve Kestelekte oluşmuştur
HİDROGRAFİ , 1) Bir bölgedeki yeraltı ve yerüstü sularının durumunu inceleyen bilim 2) Bir ülkenin durgun ve akarsularının bütünü 3) Deniz ve nehir diplerinin planını çıkarmayı amaçlayan su altı topografyası
HİDROJEL, Bir oksitleyici, bir nitrat ve bir indirgeyiciden oluşturularak elde edilen ve bir endüstriyel patlayıcı madde niteliği taşıyan karışım (harç) Bu harç “ Slurry “ olarak da isimlendirilir Jelantinleyici ve dengeleyici ürünler de kezâ, kıvam sağlamak ve muhtemel harici suyun bünyeye nufuz etmesini önlemek için katılır Bu nedenle hidrojeller istisnai bir şekilde rutubete ve deliklerdeki suya mukavimdir Hidrojeller genellikle darbelerden ve subsonik dalgalardan etkilenmez Dumanları az zehirlidir Yüksek güce sahiptir; dökme olarak kullanılabilir ve mekanik araçlarla doldurula-bilirler —> Slari
HİDROJEN suyun bileşiminde yer alan renksiz, kokusuz, tatsız ve yanıcı gaz madde Atom numarası 1, atom ağırlığı 1,00797, erime noktası-259,2°C, kaynama noktası -252,8°C, O°C ve 760mm civa basıncı altında yoğunluğu 0,08987 kg/m3, havaya göre yoğunluğu 0,07 kg/m3 olan kimyasal element
Hidrojen, karbonla ve başka elementlerle yaptığı bileşikler hâlinde bütün hayvansal ve bitkisel maddelerde, ayrıca kömürde ve petrolde bulunur % 71,4 hava ve % 28,6 hidrojen karışımı en kuvvetli patlama oranını gösterir
Hidrojene taşkömürü maden ocaklarında nadiren, rastlanır Diğer bazı mineral yataklarında ise; daha sık rastlanmaktadır Hidrojen genel olarak kömür ocaklarında damar yangınlarında yanan karbon zerrelerinin su buharına etkisi ile meydana gelmekte veya bu yangın neticesi çıkan uçucu maddeler arasında bulunmaktadır Mineral yataklarında daha ziyade metan ve azot ile beraber çıkan hidrojen, bazı hallerde nisbeten hafif tesirli patmalara da sebep olabilmektedir Bu gaz özellikle grizuya nisbetle daha kolay tutuşma ve yanma özelliği gösterdiğinden, ocaklarda kullanılan çift kafesli emniyet lambaları dahi, bunun için bir emniyet göstermez Teneffüs edildiği takdirde ciğerlere azot gibi herhangi bir etkisi olmaz
Hidrojen doğada üç kararlı izotopunun bileşimi halinde bulunur Bunlardan; hidrojen -1 (Protyum; çekirdeğinde yalnızca bir proton bulunan ve atom ağırlığı yaklaşık 1 olan hidrojen izotopu, olağan hidrojen hemen hemen tümüyle % 99,985 protyumdan oluşur); hidrojen -2 (döteryum=ağır hidrojen; ağırlığı yaklaşık 2 olan izotopu, doğal hidrojen bileşiklerinde binde 0,14-0,15 oranında bulunan kararlı atom); hidrojen -3 (trityum, ağırlığı yaklaşık olarak 3 olan, radyoaktif ve yarı ömrü 12,26 yıl olan izotopu) Trityumun radyoaktif özelliğinden yararlanılarak yeraltı sularının yaş tayini yapılabilmektedir Trityum kimyasal tepkimelerde izleyici izotop olarak sık kullanılmaz Döteryum ile trityum arasındaki çekirdek tepkimeleri termonükleer silahlarda enerji kaynağı olarak kullanılmıştır
HİDROJENASYON, Kömürün termik olarak reaktif parçalara ayrılması Son denemelerde % 86,5 karbon içeren 100 gr kömür üzerinde 325½C sıcaklıkta 400 atmosfer basınç altında tetralin ve kalay klorür tipi katalizörlerin varlığında 40 gr hekzan, 18 gr etan, 45 gr kalıntı; kalıntının tekrar hidrojenasyonunda 14 gr hekzan, 5,5 gr eter, 11 gr benzen ve 18 gr kalıntı elde edilmiştir Hidrojenasyon petrole karşı bir alternatiftir
HİDROKSİL, OH- iyonu Bazları oluşturan iyon
HİDROKS YÖNTEMİ, Lağım deliğine yerleştirilen çelik bir kovan içinde kimyasal tepkimeyle oluşan yüksek basınçlı gazlar etkisiyle patlatma yöntemi
HİDROMETALURJİ, 1) Oksitli cevherlerin yaş prosesle redüksiyonu ve bu yolla metal elde edilmesi 2) Cevherden metal elde edilmesinde metalin sulu bir tuz çözeltisinin kullanılmasına dayalı metalurji işlemi İşlemin başlıca aşamaları, metalin veya metal bileşiğinin, çoğunlukla başka kimyasal çözücülerle birlikte suda çözündürülmesi (—> Liçing); artıkların ayıklanması ve çözeltinin araştırılması ve metalin ya da arı bileşiklerinden birinin çözeltiden, kimyasal veya elektrolitik yöntemlerle çökeltilerek elde edilmesinden oluşur—> Özütleme, Elektrometalurji
Altın ve gümüşün yanı sıra bakır ve çinkonun önemli bir bölümü de hidrometalurjiye dayalı olarak üretilmektedir
HİDROKİNETİK TRANSMİSYON, —> Hidrolik Transmisyon, Hidrolik kavrama
HİDROLİK AKTARMA, —> Hidrolik Transmisyon, Hidrolik kavrama
HİDROLİK AYIRMA YÖNTEMİ, —> Jig, Kömür yıkama yöntemi
HİDROLİK BAĞLAYICI, Su ile tepkimesin-de sertleşerek etrafındaki maddeleri birbirine yapıştırma özelliğine sahip malzemelere verilen ad
HİDROLİK DİREK, İç içe geçmiş iki veya üç parçalı silindirlerin içine bir ventil üzerinden hidrolik sıvı (emülsiyon) vermek suretiyle ayaklarda tavanın kontrollu olarak tahkimine yarayan tahkimat malzemesi Bunlar münferit direk olarak veya yürüyen tahkimatta iki-üç veya dört adedi bir tahkimat ünitesi teşkil etmekte kullanılır
HİDROLİK DOLGU, —> Hidrolik ramble
HİDROLİK EŞDEĞERLİLİK, Akış halindeki suyun içerdiği minerallerin çökelmesini belirleyen boyut-yoğunluk ilişkisi Farklı boyut ve yoğunluktaki iki parçacık, belirli koşullar altında aynı zamanda çökeliyorsa, bunlar hidrolik bakımdan eşdeğer olarak kabul edilir Bu duruma göre küçük parçacığın yoğunluğu büyük parçacığa nazaran daha fazladır Bu nedenle, kaba taneli parçacıkları içeren tortul çökeller ile ince parçacıklar halindeki ağır mineralleri bir arada bulmak mümkündür
HİDROLİK İŞLETME, 1) Dekapaj (kazı) işi hidrolik jetle tazyikli su püskürtmek suretiyle yapılan açık işletme 2) Kazı işi dreçlerle (kovalı bager), su altında yapılan açık işletme
HİDROLİK JET, 1) Yüksek basınçlı su (200-250 Kg/cm3) (4-6 m3/h) püskürtmek suretiyle Kazı yapmaya yarayan maden makinesi 2) Hidrolik monitör
HİDROLİK KAVRAMA, Üzerine kanatlı çark yerleştirilmiş bir giriş (devindirici) mili ile bunun karşısında yer alan ve üzerine benzer kanatlar yerleştirilmiş bir çıkış (devindirilen) milinden oluşan, içi sıvı-çoğunlukla da yağ-dolu bir karterin içine yerleştirilmiş kanatlı çark ve türbin —> Şekil Normal yük koşullarında çıkış milinin hızı, giriş milinin hızından yaklaşık %3 daha azdır Kanatlı çark ile türbin arasında mekanik bağlantı bulunmadığından, hidrolik kavramalar titreşim ve darbeleri çıkış miline iletmez Hidrostatik türden, —> Hidrolik transmisyonlar olan hidrolik pompalar ve motorlar, takım tezgâhlarında, maden makinelerinde (zincirli konveyörde elektrik motorundan çekici tambura güç iletmede), tarım makinelerinde ve baskı makinesi preslerinde yaygın olarak, kullanılır Bu düzeneklerde, aralarında borularla bağlantı kurulan motorlar ve pompalar, birbirlerinden uzak yerlere de yerleştirilebilir Hidrolik kavramaya turbo kaplin de denir
HİDROLİK KAZI, —> Hidrolik işletme —> Şekil
HİDROLİK KESİT, Hidrolik taşıma yapılan bir boru şebekesinde; malzeme ve suyun verildiği (A noktası) huni ile malzeme ve suyun borudan çıktığı nokta (B) arasında bulunan; kuyu, galeri, desandri vb yerlere döşenmiş olan borular ve dirseklerdeki (sürtünme) yük kayıpları da dikkate alınarak tesbit edilen eşdeğer boru uzunluklarına göre çizilen A’B’ profili Hidrolik kesitteki A’ ve B’ noktalarını birleştiren doğruya “yük hattı”, yük hattının (A’ B’ doğru parçasının) yatay düzlemle yaptığı açıya da “hidrolik meyil açısı” denir Yük hattının hidrolik profili kesmesi halinde şebekeden gravitasyonsuz taşıma yapmak imkansızdır Bu takdirde hidrolik meyli artırmak için ya malzeme ve sıvıyı daha yüksekten vermek veya ara istasyonlara tulumbalar kurarak taşınan sıvı veya sıvıkatı karışımına irtifa kazandırmak gerekir
HİDROLİK MEYİL, —> Hidrolik kesit
HİDROLİK MONİTÖR, —> Hidrolik jet
HİDROLİK NAKLİYAT, —> Hidrolik taşıma, Hidrolik vinç
HİDROLİK PRES, Bir silindir ile bu silindirin içinde hareket eden ve kapalı bir bölmedeki sıvı üzerinde kuvvet uygulayan bir pistondan oluşan pres (sıkıştırma düzeni) Pistonun etkilediği sıvı kuvveti, sabit bir örsün ya da baskı levhasının üzerine iletilir Sıvı, silindire bir pompa ile basılır Hidrolik presler sanayide metallerin biçimlendirilmesinde ve büyük kuvvetler gerektiren diğer işlemlerde yaygın olarak kullanılır
Madencilikte hidrolik presler demir bağların imalinde, deforme olması veya başka bir nedenle sökülmüş madeni tahkimatın tekrar kullanılabilecek duruma getirilmesinde, araba iticileri vb maden makinelerinde hidrolik pres sistemiyle çalışan hidrolik silindirler; patlayıcı gaz ortamında elektrik enerjisinin kullanılmadığı yerlerde ise presler veya silindirler basınçlı hava ile çalıştırılacak şekilde imal edilerek kullanılır
HİDROLİK RAMBLE, 1) Dolgu malzeme-sinin su ile karıştırılarak, madeni alınmış yerlere verilmesi suretiyle yapılan dolgu sistemi 2) Hidrolik dolgu
HİDROLİK SANTRALLAR, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri
HİDROLİK SIVI, Madencilikte kuvvet ve güç iletmek üzere hidrolik yağ yerine kullanılan yangına karşı emniyetli su-yağ emülsiyonu
HİDROLİK TAŞIMA, İçinden herhangi bir debide sıvı geçen boru veya kanalın belirli bir katı-sıvı oranı dikkate alınarak, katı madde ile beslenmesi suretiyle katı maddelerin bir yerden bir yere veya bir kattan başka bir kata (aşağı veya yukarı) taşınması Hidrolik taşımada sıvının hareketi tulumbalarla sağlandığı gibi, hidrolik meyil müsait olduğu takdirde graviteden de yararlanılır Şlam vb su-katı madde karışımlarının boru ile taşınmasında şlam tulumbası veya membranlı tulumbalar kullanılır Hidrolik meyil petrol, su vb sıvıların uzak mesafelere boru ile naklinde de dikkate alınır Hidrolik taşıma için tesis edilen boru hattına “pipeline” denir —> Hidrolik vinç
HİDROLİK TRANSMİSYON (HİDROLİK AKTARMA), Bir sıvının yardımı ile doğrusal hareketi ve doğrusal kuvveti ya da dönme hareketini ve dönme kuvvetini (moment) iletmekte ve uyarlamakta kullanılan aktarma düzeneği
Başlıca iki tip hidrolik enerji aktarma düzeneği vardır Bunlardan hidrokinetik transmisyon sisteminde (örneğin hidrolik kavramalarda ve hidrolik moment (tork) değiştiricilerinde) sıvının kinetik enerjisinden; hidrostatik transmisyon sisteminde ise sıvının basınç enerjisinden yararlanılır
Madencilikte hidrolik güç aktarma, elektrikle çalışan zincirli konveyörlerde hareket tamburu ile elektrik motoru arasında, petrol ve diğer sondaj makinelerinde motorla tiji döndüren tabla arasında, ana vantilatör motor-pervane arasında vb yerlerde kullanılır
HİDROLİK TULUMBA, Hidrolik direklerin ve yürüyen tahkimatın ihtiyacı olan hidrolik sıvıyı hortumlar vasıtasıyla, direklerin hidrolik sıvı boşluğuna basmak üzere uygun bir yere kurulmuş ünite
HİDROLİK VİNÇ, Bilhassa ABD ve Sovyetler Birliğinde kömür üretiminin “—> Hidromekanik Kazı” yöntemiyle yapıldığı yeraltı işletmelerinde kazılan kömürlerin “ —> Hidrolik Taşıma” suretiyle kuyu dibine getirilip oradan da yeryüzüne çıkarılması için kullanılan “—> “İhraç sistemi” yani “ —> İhraç vinci “ (Hydro-Hoist)
Hidrolik vinç kullanılarak yapılan hidrolik taşımada pompalama sistemi iki esas prensibe dayandırılmaktadır (Şekil 1,2 ve 3) bunlardan biri vasıtasız pompalama; (Nakledilecek kömür,kum vb malzeme su ile birlikte tulumbaya verilerek pompalanır) Bu sistemde kömür karışım oranı ağırlık bakımından % 12, hacim olarak da % 8 civarında olup malzemenin tane büyüklüğü kömürde 80 mm ye kadar olabilmektedir Diğeri ise; vasıtalı pompalama sistemidir Bu sistemde taşınacak malzeme tulumbanın yüksek tazyik (“çıkış”) borusuna verilerek pompalanır Burada vasıtasız pompalamada olduğu gibi taşınacak malzemenin tane büyüklüğü, tulumba ile ilgili olmayıp tamamen boru çapı ve borudaki su hızına tabidir Tecrübeler 1,3-1,6 gr/cm3 yoğunluk ve 50-65mm tane büyüklüğünde taş kömürü ve antrasitin dikey boru içinde 2,5 m/ sa sür’atle rahat pompalandığını göstermiştir Bu sisteme malzeme verilmesi de (—> Şekil) malzeme depolarını dik ve yatay düzenlemek suretiyle yapılmakta ve yeraltında yeterli su olmadığı takdirde tulumba yeryüzüne kurularak kuyu içine biri giriş ve diğeri de taşıma borusu şeklinde çift boru döşenmek suretiyle yapılmaktadır Aynı sistem yeryüzünde kömür, kum, çakıl vb malzeme taşımada; kömür veya malzeme payplayn’ı olarak da tesis edilmektedir

HİDROMEKANİK KAZI, Bir su püskürtücü yardımıyla 80-100 bar tazyik altında, kömürü veya madeni gevşeterek kazı yapılması Şimdiye kadar yeraltı kömür madenciliği de hidromekanik kazı metodu, arakatlı göçertmeli ve oda topuk işletme metotlarında uygulanma alanı bulmuştur
HİDROMETALURJİ, 1) Oksitli cevherlerin yaş prosesle redüksiyonu ve bu yolla metal elde edilmesi 2) Cevherden metal elde edilmesinde (çıkarmada), metalin sulu bir tuz çözeltisinin kullanılmasına dayalı metalurji işlemi İşlemin başlıca aşamaları, metalin veya metal bileşiğinin, çoğunlukla başka kimyasal çözücülerle birlikte suda çözündürülmesi (—> Liçing); artıkların ayıklanması ve çözeltinin araştırılması ve metalin ya da arı bileşiklerinden birinin çözeltiden, kimyasal veya elektrolitik yöntemlerle çökeltilerek elde edilmesinden oluşur —> Özütleme, Elektromelaturji
Altın ve gümüşün yanı sıra bakır ve çinkonun önemli bir bölümü de hidrometalurjiye dayalı olarak üretilmektedir
HİDROMETAZOMATOZ, Hidrotermal eriyikler ile yantaş arasında madde mübadelesi sonucu meydana gelen olay
HİDROSİKLON, —> Siklon

HİDROSTATİK BASINÇ, 1) Sondaj sıvısının muayyen bir derinlikte temas ettiği birim yüzeydeki statik basınç 2) Bir sıvı sütununun bulunduğu ortama yaptığı basınç
HİDROSTATİK DÜZEY, Yeraltında su geçirmez bir tabaka üzerinde oluşan su düzeyi
HİDROSTATİK TRANSMİSYON, —> Hidrolik Transmisyon, Hidrolik kavrama
HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI, Arz kabuğu içine sokulmuş bir magma parçası olan intruzif kütlenin soğuyup normal kristalleşerek katılaşması sırasında (pegmatitik fazdan sonra) hidrotermal fazda su ve uçucu madde bakımından zenginleşmiş bakiye eriyiklerin; (intrüsif kütleden) çeşitli uzaklıklarda ve düşük sıcaklıklarda (400½C’in altında) oluşturduğu maden yatakları Hidrotermal maden yatakları teşekkül sıcaklıklarına göre katatermal - (300½-400½C), mesotermal- (200½-300½C), epitermal - (100½-200½C) ve teletermal - (- 100½C) maden yatakları diye isimlendirilir Hidrotermal cevher yatakları, cevher cinslerine göre de; altın ve gümüş oluşumu, bakır ve pirit oluşumu, kurşun-gümüş-çinko oluşumu, gümüş-kobalt-nikel-bizmut-uranyum oluşumu, antimuan-civa-arsen-selen oluşumu, oksidik demir-magnezyum-mangan oluşumu, cevhersiz oluşum diye tanımlanır
HİDROTERMAL METAMORFOZ, —> Kontak metamorfoz
HİGROMETRE, 1) Havanın nem (rutubet) derecesini (oranını) ölçmeye yarayan aygıt 2) Nem, rutubet ölçer
HİPOSANTR, 1) Depremin yer içinde başladığı nokta 2) Deprem ocağı 3) Ocak —> Deprem odak (ocak) derinliği
HİZMET MARKALARI, —> Patent
HOBEL, —> Kazı (kömür) rendesi
HOBEL İŞLETMECİLİĞİ, Zincirli konve-yörle birlikte çalışan —> Hobelgerecinin kullanılması 1 Standart hobel işletmeciliğinde, hobelin ve taşıma aracının hızları sabit olup, hobelin hızı taşıma aracı hızından daha düşüktür 2 Kombine hobel işletmeciliğinde, hobel konveyöre nazaran üst taban yoluna doğru daha hızlı, alt taban yoluna doğru daha yavaş hareket eder Zincirli konveyör hızı sabit olup, en uygun teorik durumda teorik olarak hobelin üst taban yoluna doğru hareketinde sahip olduğu hıza eşittir 3 Geçmeli hobel işletmeciliğinde hobelin ve konveyörün hızları sabittir Ancak hobel hızı, konveyör hızından iki veya üç kat fazladır
HOMOJEN, 1) Yapısı ve özellikleri bakımından aynı türde, tek fazda ve özellikleri değişmeyen cisimlerin hali (mütecanis) 2) Bir cinsten olan, tek çeşitli, bir örnek, tek türlü, bağdaşık
HONİGMAN METODU, Az miktarda su geçiren formasyonlarda kademeli geniş çaplı sondaj yapma şeklinde uygulanan kuyu kazı metodu Bu maksatla kuyu, birkaç kademe olarak ve döner tabla şeklindeki takımlarla nihai çapa getirilecek şekilde kazılır Kuyu cidarı, yoğunluğu arttırılmış çamurlu su ile yıkanır ve böylece cidardan gelen hidrostatik su basıncı dengelenmiş olur

HOOK KANUNU, Bir malzemeye kuvvet tatbik edildiğinde malzemedeki deformasyon (elastik alanda) tatbik edilen kuvvetle orantılıdır ( =  , yani  = uzama,  = uzama sayısı,  = kuvvet) şeklinde ifade edilebilen mekanik-mukavemetin temel kanunlarından biri Tatbik edilen kuvvet malzemede kalıcı bir deformasyon husule getirmişse Hook kanununun geçerli olduğu (O, P noktaları arası) alanın dışına çıkılmış demektir 1/’ya E = Elastisite modülü denir —> Çekme deneyi
HORST, Her iki tarafı faylarla çökmüş veya çevresine göre yükselmiş arazi kitlesi —> Graben

HORTUM, 1) Basınçlı hava veya basınçlı su ile çalışan makine veya teçhizatın ana şebekeye bağlanmasında ya da boru yerine kullanılmak üzere kauçuk bez, plastik vb malzemeden imal edilen esnek boru 2) Hava ya da suyun hızla dönüp sütun biçiminde yükselmesi ile oluşan meteorolojik olay
HUY, Maden (taş) kömürü
HÜKÜMETİ SENİYE, Devlet

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



İ

İBRAHİM ETHEM PAŞA (1818-1893), İlk Türk Maden Mühendisi Miralay rütbesiyle önce Darı Şura-yı Askeriye’de ve Sarıyer bakır madeninde görevlendirilmiş, sonra Gümüşhacıköy maden müdürlüğüne, 1845’te de Keban ve Ergani madenleri başmühendisliğine tayin edilmiştir Ethem Paşa, siyasi hizmetlerinden çok, ilmi hizmetleri ile faydalı olmuştur Darülfünun’a tabiat dersleri için kıymetli koleksiyonlar hediye etmiştir İÇE DÖMKE, Çalışmakta olan bir açık işletmenin, madeni alınmış kesimine pasanın boşaltılması
İÇERİ (A) RANDIMANI, Yeraltı randımanı, —> Randıman
İÇ KUYU, —> Kör kuyu Kelebe
İHBAR, 1) “ 3213 sayılı Maden Kanunu”nda kullanılan bir deyim olup, arama ve ön işletme ruhsat sahasında olmamak kaydı ile evvelce tesbit edilmemiş bir maden zuhurunun “ETKB Maden İşleri Genel Müdürlüğü “ ne bildirilmesi 2) Genel anlamda, yasa dışı bir iş yapanı ele vermek amacıyla gizlice bildirim, haber verme
İHMALİ FENNİ, Bilimsel olarak gereken ilginin gösterilmemesi
İHRAÇ, Ocaktan maden, taş, vb çıkarma işlemi
İHRAÇ HALATI, İhraç tesisinde kullanılan halat
İHRAÇ KULESİ, —> Şövelman
İHRAÇ KUYUSU, İçinde madencilikle ilgili her türlü taşımanın yapıldığı kuyu
İHRAÇ SİSTEMİ, Kuyu kafesini ocak içine indirip yeryüzüne çıkaran çelik halatlı sistem İhraç sisteminde halat ya tambura sarılır veya halatın tambura sürtünmesi suretiyle kaymadan kafesin hareketini sağlar Bunlardan birincisine tamburlu, ikincisine de köpe ihraç sistemi denir
İHRAÇ VİNCİ, İhraç sisteminde hareketi sağlayan mekanizma İhraç vinci elektrik, buhar veya su gücünden yararlanılarak tahrik edilir
İHZARAT, Maden üretimine başlamadan yapılan büyük hazırlıktan sonra maden rezervi içinde (panoda) devam eden kısa ömürlü her türlü hazırlık çalışmaları İhzarat tamamlandıktan sonra üretime geçilebilir Belirli faz farkı ile hazırlık ve üretim birbirini takip eder —> Büyük hazırlık Developman
İHZARAT GALERİLERİ İHTİYACI, 1000 ton satılabilir maden elde edilebilmesi için gerekli galeri boyu veya hacmini ifade eden kavram (m/1000 t veya m3/1000 t) Bu ihtiyaç, damar kalınlığına, ayak boyuna ve ihzarat galerilerinin kullanılma sıklığına göre değişir
İHZARAT LA¦IMI, Kullanma süresi beş yıldan az olan hazırlık lağımı Bu lağımlarla ilgili harcamalar lağımın ömrü dikkate alınarak amortismanlar dışında itfaya tabi tutularak maliyete intikal ettirilir
İHTİRA BERATI, —> Patent
İKAZ DİNAMOSU, Elektrik üreten bir dinamonun statorundaki bölümlere verilecek doğru akımı üreten dinamo
İKİ ŞEKİLLİ MİNERALLER, —> Polimorf mineraller
İKİNCİL ALUMİNYUM, Yeni ve / veya eski hurdadan elde edilen alüminyum
İKİNCİL HAVALANDIRMA, —> Tali havalandırma
İKİNCİL PERVANE, —> Tali havalandırma
İKİZ, Mineralojide bir mineralin aynı veya daha fazla kristallerinin belirli bazı kaideler altında ve değişik doğrultularda yan yana, bitişik veya iç içe girmiş bir halde teşekkül etmiş olması
İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ (İDT) , Ekonomik alanda ticari esaslara göre etkinlik göstermek üzere kurulan ve sermayesinin tamamı devlete ait olan Kamu İktidadi Teşebbüsü 233 sayılı KHK’ye göre İDT sayılan KİT’ler :
Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (EXİMBANK), TC Ziraat Bankası, Sümerbank, Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi (SEKA), Türkiye Çimento Sanayii TAŞ (ÇİTOSAN), Türkiye Demir Çelik İşletmeleri AŞ (TDÇİ), ETİBANK, Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Petrokimya AŞ (PETKİM), Türkiye Gübre Sanayii AŞ (TÜGSAŞ), Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ , Halkbank, Ağır Sanayi ve Otomotiv Kurumu (ASOK), Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Et ve Balık Kurumu (EBK), Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO), Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Yem Sanayii TAŞ, Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK), Orman Ürünleri Sanayii Kurumu (ORÜS), TC Turizm Bankası AŞ , Türkiye Emlak Bankası AO (KONUTBANK), Türkiye Gemi Sanayii AŞ, Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) ve Denizcilik Bankası AO (DB)
Özelleştirme ve uygulamalarının düzenlenmesine ve bazı kanun ve kanun hükmünde kararnameler-de değişiklik yapılmasına dair 24111994 tarih 4046 nolu kanunla KİK başlıklı bölümde yer alan kuruluşlardan “Türk Hava Yolları AŞ (THY), Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAY-KUR), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM) “ bu bölümden çıkarılarak İDT bölümüne eklenmiş ve 233 sayılı KHK ekinde belirtilen KİK’ler TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (TCDD), Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ), Tütün, Tütün Mamülleri Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü, TC Posta İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Türk Telekominikasyon AŞ olarak yeniden düzenlenmiştir
İLMENİT, —> Titanyum, titan
İLERİ TEKNOLOJİ MERKEZİ, —> Tekno-park
İLERİDEN KESTİRME, Yanına gidilemiyen bir noktanın yerini belirlemek için, aralarındaki mesafe hassas olarak ölçülen iki noktaya alet kurup bu şekilde oluşan üçgenin aletlerin bulunduğu noktalardaki açıları ölçülüp gidilemeyen noktanın yerinin saptanması
İLERLEME, 1) Galeri sürülmesinde her bir ateşleme sonunda elde edilen ilerleme miktarı 2) Sondajda delme işlemi
İLERLEME HIZI, Kazı yapılan işyerlerinde (lağım, taban, ayak, kuyu, kelebe, kılavuz, sondaj) günlük veya vardiyalık ilerlemeyi metre cinsinden belirten bir ölçü kavramı —> Kesme hızı
İLERLEME YÖNÜ, Ayakların ilerlediği yön Bu yön damar istikametinde, damar meylinde ve damar meyli aksine olabilir —> İşletme yönü
İLERLETİMLİ AYAK, —> Uzun ayak
İLETKENLİK ANİZOTROPİSİ, —> Jeoelektrik maden arama metotları
İLK ÇUKUR, —> Ön dekapaj
İLK YARDIM, Hasta veya yaralı bir kimseye, tıbbi müdahale derhal yapılamadığı takdirde, doktor gelinceye kadar veya hasta yahut yaralı doktora veya hastahaneye götürülünceye kadar tatbik edilen acil hal tedavisi Doğru tatbik edildiği takdirde ilk yardım, ekseri hallerde tabii teneffüsü yeniden sağlar; kan kaybını azaltır; şoku hafifletir veya izale eder; yaraların ve yanıkların mikrop kapmasına, kırık ve çıkıkların hareketine mani olur; ızdırabı azaltır; hastaya kuvvet kazandırır ve sıhhi yardım temin edildiği zaman hastanın veya yaralının iyileşme ihtimalini çoğaltır
İMALAT HARİTASI, 1) İşletilmekte olan bir maden damarının ve damar çevresindeki madencilik yapılarının muayyen bir ölçekle plan düzlemi üzerine çizilmesi suretiyle elde edilen harita Bu haritada ramble edilmiş kısımlar farklı tarama çizgileriyle ifade edilir Damar istikamet ve yatımı, senklinal ve antiklinaller, tektonik arızalar özel işaretlerle belirtilirler İmalat haritası, ocak emniyeti bakımından yangın çıkan kısımları, yeraltı suyu sahalarını, barajları, emniyet topuklarını ve ruhsat sınırlarını da gösterir 2) İşletmelerde üretim yapılan yerleri, miktarları ve yapılış şeklini gösterir, ölçekli, beyan niteliğinde harita
İMALAT PLANI, Yeraltı madenciliğinde sürülen galerileri, taban yollarını ve üretim ayaklarında yapılan çalışmaları, açık işletmelerde de dekapaj ve kömürde, basamakların ve alınların durumunu gösterir harita
İMALAT YÖNÜ, —> İşletme yönü
İMLA HAKKI, 1) Galerilerde veya üretim yerlerinde istenen kazıyı yapmak için, lağım deliklerine konması icap eden patlayıcı madde miktarı 2) Barut hakkı 3) Doldurma hakkı
İMPEDANS, Ohm - alternatif akım direnci
İMPULS YÖNTEMİ, Bir katod lambasında, impulsların gidiş-gelişi arasında geçen zaman farkını dikkate alarak yapılan uzunluk ölçme yöntemi Bu yöntemde modüle edilmiş bir dalga; verici tarafından ölçülecek mesafenin diğer ucuna gönderilir, oradan kuvvetlendirilerek geri yansıtılır ve geçen zaman tesbit edilerek cihaz tarafından mesafe olarak gösterilir
İMRARİYE, 6309’a göre Devlet Hakkı ödenerek üretilen madenin nakil ve satış müsaadesi İmrariye ödenince imrariye tezkeresi alınmasına hak kazanılır Yürürlükten kalkan 6309 sayılı Maden Kanunu’na göre mecburi imrar taahhüdü İR, İİ, sahaların sözleşmelerine konurdu Bu durumda imrariye tezkeresi alınmadan maden sahasından çıkartılan (nakledilen) maden kaçak sayılır; imrariye 1,5 misli tahsil edilir ve hakimin takdirine göre de ceza verilirdi
İNCE KIRMA, —> Kırma
İNCE KİLLİ DAMAR, Mermer işletmeciliğinde kalınlığı çok az olan killi damar
İNCE KÖMÜR, —> Satılabilir
İNCE YONU, Mermer işletmeciliğinde, taş yüzeyinin imalât yüzeyine paralel olarak, yanlarının 5-10 cm derinliğine kadar kalem, tarak, mucarta ve midizle işlenmesi
İNCO FLAŞ İZABE YÖNTEMİ, Kanada’nın inco firması tarafından geliştirilmiş saf ticari oksijenin (~% 95 O2) kullanıldığı, pirometalurjik prensiplere dayanan blister bakır üretim yöntemi İnco flaş izabe gazları otokumpu fırınına nazaran daha yüksek oranda SO2 içerir Bu oran birincisinde % 10-15 olmasına karşın, ikincisinde % 80 civarındadır ve bu nedenle ınco yönteminde sıvı SO2 ve hatta elementer kükürt üretimi mümkün olur Inco teknolojisinde cüruftaki bakır oranı daha düşük olduğu için, cüruf atılır —> Bakır üretimi
İNDİKATÖR KRİGİNG YÖNTEMİ, Maden yataklarının sınırlarının koşullu olasılık dağılımlarının kestiriminde kullanılan parametrik olmayan jeoistatistiksel bir teknik
İNDİRGEÇ, —> Redükleyici
İNDİRGEME, 1) Döndürme, dönüştürme, irca 2) Redükleme Redüksiyon
İNDİRGENME, —> Elektroliz
İNFİLAK, Patlama —> Detonasyon Şiddetli patlayıcı maddeler Patlayıcı madde
İNFİLAKLI FİTİL, Dış yapısı çeşitli renk-lerde, özü de trotil denilen sarımtrak ve beyaza yakın patlayıcı madde ile dolu olan ateşleme fitili Yanma hızı saniyede 7-9 km’dir Yanması infilak şeklinde olur Kangal halinde bulunduğu zaman infilakı halinde toplu patlayıcı madde tesiri gösterir
Doldurulmuş ve sıkılanmış birden fazla deliğin ateşlenmesinde kullanılır Emniyet bakımından; hiçbir zaman kangal halinde iken; yeteri kadar fitil açılıp kesilmez Kesilecek uç bir tahta üzerine konulur, keskin bir bıçakla vurulmak suretiyle kesilir Bıçağı sürterek infilaklı fitil kesmek tehlikelidir İkinci bir kesiş tahtanın aynı yerinde yapılmaz
İNGOT, Kütük, çubuk, külçe veya blok halinde, ingot kalıbına dökülerek elde edilen, yeniden ergitme, dövme, haddeleme vb işlemler uygulanmamış metal veya alaşım kitlesi
İNHALASYON CİHAZI, —> Pulmotor
İNHİDAM, —> Tasman
İNKLİNASYON, 1) Arzın manyetik alanının yatay düzleme göre eğimi 2) Serbest asılmış bir mıknatıs iğnesinin arzın manyetik alanında yatay düzlemle yaptığı açı 3) Bir planet yörünge düzleminin arzın yörünge düzlemiyle meydana getirdiği eğim açısı 4) Düzgün bir maden yatağının genel eğimi
İNNOVATİON CENTER, —> Teknopark
İNSAN GÜCÜ İLE NAKLİYAT, Madencilikte insan gücü kullanarak (manuel) kürek, el arabası veya küçük ocak arabasından yararlanılarak yapılan taşıma —> Nakliyat
İNSET, Kuyunun dibinden veya herhangi bir yerinden yapılan lağım girişi
İN-SİTU-METODU, 1) Uçucu madde, kömür ve bitüm ihtiva eden şistlerin içindeki enerji hammaddelerinin yerinde gazlaşmaları yoluyla enerji hammaddesi elde edilmesi yöntemi 2) Tabii yerinde yapılan işlem
İNTİFA HAKKI, Başkasına ait bir maldan yararlanma, başkasına ait bir malı kullanma hakkı —> Orman irtifak hakkı
İNTİKAL, —> Devir
İNTERNET, Birbirine bağlı bilgisayarların ağlarından oluşan ağların ağı olarak tanımlanan bilgisayar iletişim sistemi
İNTRÜSİF KAYAÇLAR, —> Derinlik kayaçları
İRADE’İ SENİYE, Maden işlerine taalluk eden ahvalde çıkarılan “Bakanlar Kurulu” kararı
İPEK CİLA, İnce kılımsı minerallerin verdiği görünüm olup; kılımsı jips, kılımsı barit vb minerallerde vardır
İRİ KÖMÜR, —> Satılabilir
İRSAL, Gönderme, yollama irsaliye
İRSALİYE, Malı nakledenin veya naklettirenin, irsalatçıdan (göndericiden) almış olduğu ve malın sevk edildiğini ve durumunu gösteren ve ispata yarayan belge Diğer bir ifade ile bir yere gönderilen eşyanın listesi, gönderme belgesi
İRSALİYE MEKTUBU, —> Nakliye senedi, İrsaliye
İRTİFAK HAKKI, Bir taşınmaz üzerinde diğer bir kimse veya taşınmaz lehine tesis edilen yararlanma ve kullanabilme hakkı —> İndifa hakkı
İS, Yakıtların bünyesinde bulunan CnH2+2’in yanma esnasında parçalanması nedeniyle serbest halde çıkan karbon zerreleri
İSLİM, Bir işte kullanmak için hazırlanan buhar
İSTALYA, —> Starya
İSTARYA, —> Starya
İSTİF, 1) Çeşitli litolojideki kayaçların bir arada (birlikteliği) bulunması 2) Maden direklerinin stok sahasına yerleştirilmesi
İSTİHDAM, Hizmette kullanma
İSTİHLAK, Tüketim, yoğaltım
İSTİHRAÇ, 1) Kazılmış madenin ocaktan çıkarılması 2) Çıkarma 3) İhraç
İSTİHSAL, 1) Madenin, maden yatağı içerisinden kazılıp çıkarılması işlemi 2) Üretim
İSTİHSAL (ÜRETİM) METALURJİSİ, Cevher veya konsantrenin kurutma, kavurma, eritme ve redükleme proseslerine tabi tutularak metal veya alaşımları elde etmek için yapılan metalurji işlemleri —> Metalurji
İSTİKAMET, Damar veya tabaka düzlemi ile yatay düzlemin ara kesiti, diğer bir ifade ile tabaka yatımına dik ve damar düzlemi üzerinde olan doğru parçası —> Direksiyon
İSTİKŞAF, Keşfetme, yoklama
İSTİM, —> İslim
İSTİSMAR, 1) İşletme, yararlanma 2) Sömürme
İSTİSMARLI MADENCİLİK, İlerisi için tedbirler almadan ve işletme zayiatı dikkate alınmadan maden yatağının kolay üretilebilir ve zengin kısımlarının işletilip geri kalan kısmının bırakılması şeklinde yapılan madencilik
İSTMAN (EAST MAN) CİHAZI, Geniş lâğım (çapı 50-350mm olan) eğimini kontrol etmekle kullanılan cihaz Her ölçü noktasında lâğımın eğimi ve eğimin azimut değeri bir film üzerine tespit edilir —> Klinometre, sondaj inklinometresi
İŞARETÇİ, 1) Sinyalci 2) Çancı
İŞARETLEŞME, Vinç, varagel, kuyu vb ihraç tesislerinde vinç dairesi ile rösetlerdeki görevliler arasında belirlenen ve ihraç sisteminin yapması gereken fonksiyonunu açıklayan akustik (kampana veya zil), optik (sesli ve ışıklı) sinyallerle (anlaşma) haberleşme şekli Buna göre: 1 vuruş: Stop, 2 vuruş: Çek (vira), 3 vuruş: Bırak (laçka), 4 vuruş: Adam geliyor, 5 vuruş: Adam geldi anlamındadır Bu işaretleşme telefon aracılığı ile de yapılabilir
İŞÇİ, 1) Bir akde bağlı olarak diğer bir kimsenin işyerinde bedenen veya fikren veya hem bedenen hem fikren çalışan kimse 2) Sendikalar ve Sosyal Sigortalar kanununa tabi, fakat “Devlet Personel Kanununa” tabi olmayan kişi
İŞÇİLİK, 1) İşçiye yaptığı iş karşılığı verilen ücret 2) İşçi emeği 3) İşleme (yapım) niteliği 4) Üretim maliyeti hesaplamada o üretim için çalışan işçilerin tümüne ödenen para veya bunun % olarak ifadesi
İŞ DE¦ERLENDİRME, Bir işyerindeki işlerin, önceden tespit edilmiş, belli faktörler (kriter) açısından birbirlerine oranla taşıdıkları değerlerin, ücret tesbitine esas olmak üzere, rakamlar halinde ortaya konması
İŞGÜNÜ, Tatil, genel ve ulusal bayram günleri çıkarılmak suretiyle yıl içinde çalışılan günleri ifade eder Tatil günlerinde de işyerinde çalışma yapılıyorsa, bu günler de işgünü olarak kabul edilir
İŞ KAZASI, 1) İşverenin otoritesi altında sayılan bir zaman kesimi içinde, iş veya işin gereği meydana gelen, fizyolojik bir arıza ile sonuçlanan kaza durumu 2) Çalışanların iradesi ve suç sayılan bir kusuru olmaksızın yapılan işten ileri gelen ve geçici veya sürekli işgöremezlik yahut ölümle sonuçlanan travmatizm veya hastalık hali 3) İş gücünü doğrudan doğruya tehdit eden, bir yerde Sosyal Sigortalarla ve öncelikle korunan meslek riski
İŞ MAKİNELERİ ÇALIŞMA VERİMİ, İş makinelerinin çalışmalarından sağlanan fayda derecesi Çalıştırılan iş makinesinin verimi, taşınan veya kazılan malzemenin cinsine, operatörün becerisine, makinenin çalışma ve bakım durumuna göre E=0,4-0,8 arasında değişebilir
Yükleyici kepçesinin dolma faktörü ise; yüklenen malzemenin kolay, orta, oldukça zor ve zor yüklenebilmesine ve yığın halinde, kısmen kazı gerekli, ekskavatör veya dozerle kazılıp hazırlanmamış, patlatılmış ancak yerinden kopmamış büyük sert malzeme olmasına göre kepçe dolma faktörü k= 0,4-1,0 arasında değişebilir
Bu faktörler dikkate alınarak yükleyicinin yapacağı iş miktarı; Q= (gx60xE): D g=g1xk formülleri ile hesaplanır
Q= İş miktarı m3, g1=İş miktarı (m3/sefer-tam dolu kepçe)
D= Gidiş-dönüş ve yükleme zamanı (dakika)
g= İş miktarı (m3/ sefer-normal)
E= Çalışma verimi (—> Çalışma verimi)
İŞ MAKİNESİ ÇALIŞMA VERİMİ, Çalışmada sağlanan fayda derecesi Açık işletme örtükazı işinde çalışan kazıcı makinenın verimi; malzemenin cinsine, operatörün becerisine, makinenın çalışma ve bakım durumuna göre 0,42-0,83 arasında değişir Bu husus aşağıdaki tabloda gösterilmiştir
Kazıcı makinenin bakım derecesi
Çalışma Mükemmel İyi Normal Kötü
Durumu
Mükemmel 0,83 0,81 0,76 0,70
İyi 0,78 0,75 0,71 0,65
Normal 0,72 0,69 0,65 0,60
Orta 0,63 0,61 0,57 0,52
Uygun değil 0,52 0,50 0,47 0,42
İŞLEME, Mermer işletmeciliğinde taş bloktan arzu edilen taş yüzü elde edilinceye kadar yapılan işlemlerin toplamı
İŞLEME SUNDURMASI, Mermer işletmecili-ğinde taş işlemeye mahsus, sadece üstü kapalı mahal
İŞLETİLEBİLİRLİK, 1) Teknik ve ekonomik yönlerden, bir maden rezervinin işletmeye alınabileceğini ifade eden bir kavram 2) Hazırlık, üretim, taşıma ve zenginleştirme giderleri çıktıktan sonra, geride belirli bir miktar kâr bırakabilecek şartları haiz olma
İŞLETİLEBİLİR MADEN YATAKLARI, Etüd yapıldığı sırada bilinen madencilik tekniği, teknolojisi ve ekonomisi bakımından, işletildiği takdirde iktisadi olabilecek veya işletilmesi politik yönden faydalı olacak maden yatakları
İŞLETİLEBİLİR ORTALAMA TENÖR, Bir maden yatağında veya bir maden işletmesinde kabul edilen işletme limit tenöründen daha yüksek tenörde olan cevher oluşumlarının ortalama tenörü
İŞLETİLEBİLİR REZERV, —> İşletilebi-lirlik
İŞLETİLEN (DENGELENMİŞ) ORTALA-MA DAMAR KALINLI¦I, Aynı anda değişik kalınlıktaki damarlarda çalışılan bir üretim ünitesinde her üretim noktasından yapılan üretimin damar kalınlığı ile çarpımlarının toplam üretime bölünmesi ile elde edilen damar kalınlığı —> Damar kalınlığı
İŞLETME, 1) Ekonomik ilkelere göre faaliyette bulunarak, mal ve hizmet üreten teknik ünite 2) Herhangi bir mal veya hizmet üretimi için gerekli araç ve gerecin bu üretimi sağlayacak şekilde yerleştirildiği teknik birim 3) Müesseselerin ve bağlı ortaklıkların mal ve hizmet üreten ve hükmi şahsiyeti haiz olmayan fabrika ve diğer birimleri
İŞLETME BÜTÇESİ, 1) İktisadi faaliyet gösteren bir kuruluşun gelecek bir yıl içinde yapacağı işletmecilik faaliyetleri için insan gücü, üretim, pazarlama ve parasal yönden yapılan tahminlerin tümünü gösteren belge 2) İş Programı İşletme bütçelerinden karşılaştırma bakımından geçmiş yıllara ve içinde bulunulan yıla ait bilgilere de yer verilir Yatırım ve finansman programları da işletme bütçelerinin eklerini teşkil eder Bu itibarla yatırım ve finansman programı kesinleşmeden işletme bütçesi de kesinlik kazanmaz
İŞLETME ÇUKURU, Madeni alınmış açık işletmelerin geride bıraktığı topoğrafik görünüm
İŞLETMEDE YER BELİRLEME, Maden işletmelerinde çalışılan veya çalışılacak işlerlerinin veya ünitelerin (kuyu, desandri, lağım, taban, damar, ayak, pano, bölüm, kat, kartiye vb) adreslenmeleri için uygulanan usül Genel olarak açık işletmelerde tektonik hatlarla sınırlanmış panolar maden yatağının durumuna göre yer rümuzu, basamaklar da kotları ile birlikte bir sıra numarası verilerek belirlenir Yeraltı işletmelerinde ise lağımlar, tabanlar ve başyukarılar sürüldükleri yöne ve kotlarına göre adreslendirildikleri gibi, birçok işletmeleri olan bir kuruluşta standart bir uygulama yapmak için yer, bölge, işletme, kat, kartiye gibi yerlere kodlar, lağım, damar, kuyu, desandri gibi yerlere de numaralar verilerek sözkonusu işyeri veya ünitelerin seri halindeki rakamlarla yerleri ifade edilir
İŞLETME FAALİYET RAPORU, Maden-cilik faaliyetlerinin, yönetmeliğinde belirtildiği üzere, fenni nezaretçi tarafından hazırlanan takdim metni
İŞLETME HAKKI, Herhangi bir sahada madencilik yapmak üzere İşletme Ruhsatı (İR) ve İşletme İmtiyazı (İİ) almış özel veya tüzel kişilerin doğan hakları
İŞLETME HUDUDU, 1) Yeraltında bulunan madeni ekonomik olarak alabilmek için, kaldırılması gereken pasanın sınırını düşey ve çevresel yönde gösteren ayırım çizgisi 2) Ruhsat sahasının sınırları
İŞLETME İMTİYAZI (İİ), Yürürlükten kaldırılan 6309 sayılı Maden Kanunu’na göre işletme yapabilme hakkı İşletme imtiyazı, ilgili bakanlıkça aktedilecek bir mukaveleye istinaden Bakanlar Kurulu kararı ile 40-90 yıl süre için Limited, AŞ veya İDT’lere verilebilir veya bu imtiyaz hakkı kanunda belirtilen bazı durumlarda gene Bakanlar Kurulu kararıyla feshedilebilir 3213 sayılı yeni maden yasasında İİ terimi ve kavramı mevcut değildir
İŞLETME İZNİ, 1) Ruhsat sahibine sahasında işletme yapabilmesi için, Maden Kanununa uygun olarak hazırlanmış işletme projesinin ilgili daireye tevdii üzerine işletme ruhsatı ile birlikte verilen izin 2) Bir tesisin işletmeye alınabilmesi ve işletilmesi için “Resmi Makamlarca” verilen izin
İŞLETME METODU, Doğal konumda bulunan madenin en az zayiatla ve emniyetli olarak ekonomik şekilde çıkarılması için uygulanan sistem Madenin büyüklüğü, şekli, yatımı ve istikameti, tavan ve tabanının özellikleri, ekonomik değeri, fiziki ve kimyevi özellikleri işletme metodunun seçiminde önemli faktörlerdir Temel işletme metodları —> Kapalı (yeraltı) ve —> Açık (yerüstü) işletme metodları olarak iki ana gruba ayrılabilir Yeraltı işletme metodları uygun şartlarda deniz, göl ve ırmak altlarında da uygulanabilir
İŞLETME PLANI, Maden kanununa göre işletmenin bir sonraki yılda maden ocağında yapacağı hazırlığı ve üretimi gösteren ocak planı Bu plan “Maden Dairesi” tarafından onaylanır ve maden ocağı bu planda gösterildiği şekilde çalıştırılır
İŞLETME RUHSATI (İR), Arama ve ön işletme ruhsatı süreleri sonunda “Maden Dairesi’nden” temini gereken izin belgesi
İŞLETME TALEBİ (İT), Yürürlükten kaldırılan 6309 sayılı Maden Kanununun ilgili maddelerine göre, aramanın olumlu sonuç vermesi üzerine AR süresi içerisinde “Maden Dairesine” yapılan müracaat İşletme talebinin olumlu sonuçlanması üzerine ya işletme ruhsatı (İR) veya işletme imtiyazı (İİ) verilirdi 3213 sayılı yasaya göre sadece işletme ruhsatı verilmektedir
İŞLETME YÖNÜ, Hangi işletme metodu olursa olsun; madenin kazısı sırasında, maden yatağı içerisinde yapılan ilerlemenin yönü, yani ayağın genel ilerleme yönü —> Kazı yönü Kapalı işletme
İŞLETME ZAYİATI, Üretim metodu, gereği veya topuk vb nedenlerle genel olarak alınamayan ve yerinde bırakılan kömür veya cevher miktarı Zayiat, üretilmek istenen rezerv kısmının yüzdesi olarak ifade edilir
İŞ PROGRAMI, —> İşletme bütçesi
İŞTİAL KARTUŞU, —> Yemleme lokumu
İTİCİ, 1) Araba ile nakliyatta arabaların veya katarın itmek suretiyle hareketini sağlayan mekanik tertibat (hidrolik, pnömatik, zincirli veya halatlı) 2) Ayak içinde, konveyörü gerektiğinde ayak alnına iten düzen
İTME PİSTONU, Uzun ayaklarda ayak ilerledikçe taşıma ve üretim donatımının komple olarak alına itilmesine veya kuyu nakliyatında arabaların kafese sürülmesi ve kafesten çıkarılmasına yarayan, basınçlı hava veya elektrohidrolik güçle çalıştırılan pistonlar —> Kazı rendesi
İZABE, 1) Eritme 2) Eritilme 3) Ergitme Yüksek tenörlü veya zenginleştirilmiş cevherden metallerin elde edilmesi ile ilgili olarak yapılan işlemler —> Metalurji
İZABE FIRINLARI, Cevherlerin izabesinde kullanılan fırınlar Bunlar:
1 Tekneli Fırınlar
a) Vater Jacket Fırını
b) Yüksek Fırın
c) Kupol Fırını
2 Alev Fırınları
a) Reverber Fırını
b) Simens-Martin Fırını
3 Potalı Fırınlar
4 Elektrik Fırınları
a) Arklı
b) Dirençli
c) Endüksiyonlu (yüksek veya alçak frekanslı) fırınlar olmak üzere çeşitli sistem ve tiplerde kurulur
İZLANDA SPATI, Telemetre ve polarizan mikroskoplarda kullanılan saydam kalsit (CaCO3) kristali —> Kalsit
İZOHİPS BLOK METODU, Damar izohips haritaları üzerinde faylarla sınırlanmış bloklar belirtildikten sonra planimetre ile bu blokların alanları ölçülerek; damar kalınlığı, damar meyli ve madenin yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle yapılan rezerv hesaplama metodu Bu metoda göre hesaplanan rezerv miktarının doğruluk derecesi yüzde yüze yaklaşabilir —> Rezerv
İZOJEOTERM, Yeraltında, ortalama sıcaklıkları eşdeğer noktaların oluşturduğu eğri
İZOMORF MİNERALLER, 1) Kimyasal bileşimleri birbirine yakın ve aynı şekilde kristalleşen mineraller 2) Eşit şekilli mineraller
İZOTROP, Belirli fiziksel doğrultulara göre özelliği değişmeyen cisimler

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



J

JAKBİT, Başsız matkap çubuğunun vida açılmış veya konik şekilde hazırlanmış ucuna vidalanarak veya geçirilerek takılabilen, şişik keski veya yıldız uçlu, sert çelikten yapılmış veya kesici ağızlara gümüş lehimle hazırlanmış sert metal parçalar kaynatılmış uç parçası JAKBİT ÇUBUĞU, Jakbit takılacak veya vidalanacak şekilde ucu konik veya dişli olarak hazırlanmış burgu

JALON, Gözlem noktalarını işaretlemek ve hedef olarak kullanılmak üzere, genellikle, dairesel kesitli ahşap, metal vb maddeden yapılmış ve üzeri 50 cm’lik kısımlar halinde kırmızı-beyaz veya siyah-beyaz renklere boyanmış 2,0m boyunda ve 3 cm çapında gereç Nokta üzerine merkezlenebilmesi için bir ucunda sivri demir bulunur Jalonlar gözlem noktasına düşey olarak dikilebilmesi için özel sehpa ve küresel düzeç ile birlikte kullanılır —> Şekil, Flama

JAMESON FLOTASYON HÜCRESİ, —> Selül(sel)

JASP, 1) Kırmızı, kahverengi, yeşil, kirli (saf olmayan), hafif, şeffaf, kriptokristalli, hafif kırıklı kuars 2) Bulanık, saydam olmayan çeşitli renkli silisleşmiş (silisifiye) kilden ibaret kayaç Bunlar tamamiyle tortul kayaç karakterini gösterdikleri gibi bazen hidrotermal orijinli filonlar da teşkil ederler Siyah renkli jaspa, lidit veya mihenktaşı denir 3) Jaspis

Jasp bir kalsedon türü olup, ince ve değişken katmanlısına bandjasp, rengarenk ince katmanlı, kalsedon ve billursal kuars damarlı olanına jasp akikleri veya akik jaspları denir

Jasptan Eski ve Orta Çağlarda vazolar, tabakalar (kutular) yapılmıştır —> Boynuz taşı

JASP AKİKLERİ, —> Jasp

JASPİS, —> Jasp, Boynuztaşı

JELATİN, Nitroselüloz katılmasıyla jelatin kıvamına getirilmiş, ana maddesi nitrogliserin olan patlayıcı madde

JENERATÖR GAZI, Kömür, odun, odun kömürü gibi katı yakacakların jeneratör denilen fırında akkor hâle getirilen en alt tabakadan hava üflenmesiyle veya hava emilmesi suretiyle elde edilen bir ısıtma ve tahrik gazı Isı değeri 1700 kcal/m3 Üflenen veya emilen havaya su buharı da ilâve edilirse elde edilen karbonmonoksit ve hidrojenden ibaret gazada “Karışık Gaz” denir Fırından sadece su buharı üflenir veya emilirse elde edilen ve yüksek oranda hidrojen içeren gaza ise “Su Gazı” denir

JEODEZİ, Yer ölçme (topoğrafya) bilimi

JEOELEKTRİK MADEN ARAMA METOTLARI, Minerallerin, kayaçların, stratigrafik ve tektonik birimlerin, elektrikî iletkenlik yeteneğinin, doğada kendiliğinden oluşan veya insan eliyle oluşturulan elektrikî alanların ve manyetik alanların kullanılmaları suretiyle uygulamalı jeofiziğin olanakları ve gelişmesinin elverdiği ölçüde yorumu ve saptanmasına dayanan metotların hepsi Jeoelektrik metotlardan, zeminin donma, çimento enjeksiyonlarında nüfuz etme sınırları tesbiti ve inşaat temeli sorunlarının saptanmasında da yararlanılır Hidrojeoloji de bundan yararlanır; bilhassa kurak yörelerde yeraltı suyu aranmasında önemli uygulama alanı bulur

Kayaçların iletkenlikleri birbirleriyle çakıştıklarından veya birbirlerine yakın olduğundan, iletkenlik saptanmasıyla kayaç tayini mümkün olmamakla beraber masif ağır metal sülfürlerinin saptanmasında iletkenlik ölçümü iyi sonuçlar vermektedir Kömürlü veya siyah şistlerde şistleşme istikametinde iletkenlik, sülfürlere nazaran daha fazladır; şistleşmeye dik istikamette iletkenlik daha azdır Bu duruma iletkenlik anizotropisi denir Jeoelektrik ölçümlerde değerlendirme, lokal petrografik ve hidrolojik şartlar gözönünde tutularak ve başka arama metotları ile de kombine edilerek yapılmalıdır

Doğal yer akımları yardımıyla, devridaim sıvısıyla dolu sondajlarda porozite ölçümleri yapılır

Tellurik (Arz kabuğunu saran ve yüzlerce km derine nüfuz edebilen doğal elektrikî alanlar) akımlardan istifade suretiyle, arz kabuğu içindeki antiklinal strüktürlerle, kırılma tektoniğiyle oluşmuş düşey veya düşeye yakın faylar saptanarak refleksiyon sismik aramasına tamamlayıcı elektrikî ölçümler yapılır

İnsan eliyle oluşturulan elektrikî alanlarla direnç haritalaması, sondaj direnç ölçümleri (Elektrikî karot alma), bir nokta etrafında dönerek sondalama ve derin sondalama ölçümleri yapılır Bu ölçümlerle iletken cevher damarları, mostralar, az eyimli tabakalar saptanır

Manyetik alanlar kullanılarak yapılan ölçümler, cevher damarlarının prospeksiyonuna yardımcı olur

JEOFİZİK METOTLARLA MADEN ARAMA, Yerkabuğunun fiziki durumu ve değişimi, kabuğun araştırılması ve yapısının tespiti imkânını verdiğinden, tatbiki jeofizik vasıtasıyla, jeolojinin ve dolayısiyle maden aramanın klasik metotlarının yanısıra, uygulanan arama usulleri Gravimetrik (—> Gravimetri metodu), manyetik (—> Manyetik metot) —> Elektrik-, Sismik-, Radyoaktif-, metotlarla yapılan bu aramalar vasıtasıyla jeolojik ve diğer verilerin birleştirilmesi suretiyle sonuç almak mümkün olmaktadır

JEOLOG, Arz kabuğunun ulaşılabilen kısımlarında kayaçları, fosilleri, tabakalanmaları ve tabakaların uğradığı değişimleri jeolojik zaman ve mekan içinde inceleyen yani arzın jeolojik tarihini kendisine konu edinmiş ilim dalı ile uğraşan meslek mensubu

JEOLOG PUSULASI, —> Pusula

JEOLOJİ, Arz kabuğunun yapısını, kabuğun her çeşit yapı elemanını, oluşumunu ve her çeşit özelliğini araştıran ana bilim dalı Jeolojinin içerdiği bilim dallarından Genel jeoloji, volkanizma, dağların teşekkülü, yer hareketleri (zelzele), atmosferin arz kabuğu üzerindeki etkilerini; Tektonik, arz kabuğunun fiziki yapısını; Paleantoloji(fosilbilim) tüm fosilleri ve jeolojik zaman saptamasını; Stratigrafi, tabakalaşma, taşlaşma ve paleocoğrafyayı; Petrografi (taşbilim), kabuğu oluşturan bütün kayaç cinslerinin çıplak gözle, büyüteçle, mikroskopla, fiziki ve kimyevi metodlarla tayinini; Mineroloji, kayaçları oluşturan minerallerin kristal yapısı, fiziki ve kimyevi özelliklerini; Jeomorfoloji, kabuğun bugünkü görüntüsünün oluşumunu ve değişimini konu olarak işler Jeoloji ayrıca, muayyen bir bölgenin veya ülkenin etüdü anlamına gelen “Rejyonal Jeoloji”; jeolojik bilgilerin madencilik ve diğer mühendislik dallarında kullanılmasını etüd eden “Uygulamalı Jeoloji” bölümlerine de ayrılmıştır

JEOLOJİK HARİTA, Yeryüzünün şeklini canlandıran topoğrafik haritaların üzerine; yeryüzündeki kayaç ve tabakaların sınırları, yani bu formasyonların yeryüzünü kesmesi ile meydana gelen arakesit çizgilerin yatay düzlem üzerindeki izdüşümlerinin ve bu ara kesitlerle sınırlandırılan jeolojik formasyonların birbirleri ile olan ilişkileri ve bunların derinliklerdeki muhtemel gidişlerini gösterebilecek tarzda; işlenerek tanzim edilen plan

JEOLOJİK KESİT, Jeolojik haritada yeryüzü jeolojisi gösterilen bölgenin yapısının üçüncü buutda gösterilmesi ve haritayı yapanın veya haritayı değerlendiren kimsenin yorumlarını yansıtması amacıyla hazırlanan —> Kesit, Profil

JEOLOJİK REZERV, Daha ziyade “Sosyalist Blok” ülkelerinde kullanılan bir rezerv sınıfı Varlığı belirlenmiş, fakat ekonomik açıdan hiçbir şekilde sınıflandırılmamış olan maden kütlesi Başka bir deyişle rezerv ve potansiyel ayırımı yapmaksızın varlığı saptanmış olan tüm maden kütlesi

JEOLOJİK TERMOMETRE, Teşekkül sıcaklıkları bilinen belli mineral grupları, aynı grup içindeki muayyen mineraller, aynı mineralin yüksek ve düşük sıcaklıktaki çeşitli formları, bilinen bazı maddelerin iç yapıya girmiş olmalarının formasyon oluşum sıcaklığı hakkında bilgi vermesi

JEOLOJİK YAŞ TAYİNİ, 1) Tabakalaşma şartları, fosil ve kayaç muhtevasının tetkiki ile jeolojik oluşumun bir diğer jeolojik oluşuma göre nisbi (relatif) zaman farkının saptanması (relatif yaş tayini) 2) Sedimentasyon kalınlığı ve hızı, sedimanlarda gözlenen iklim ve mevsimin izleri (mesela bantlı kil) gibi jeolojik olaylar ve araçlarla; radyoaktif maddelerin parçalanma kanunlarındaki sürelerden yararlanmayı sağlayan fiziksel yollarla (uranyum ve izotop metotları, K 14 metodu) saptanan mutlak yaş tayini 1) ve 2)’de belirtilen metotların sonuçları birleştirilerek mutlak zaman sıralamasına gidilir

JEOMETR, —> Maden topoğrafı

JEOMORFOLOJİ, —> Jeoloji

JEOSENKLİNAL, Yerkabuğu üzerinde, dipleri çöken ve bu yüzden içinde çok büyük kalınlıkta tortular (Sedimanter tabakalar) toplanabilen süreklilik gösteren uzun kuşak ya da tekne

Jeosenklinallerin yüzlerce ya da binlerce metre kalınlığındaki tortul katmanları ile dolma sürecinin son evresinde bu çökeller kıvrılır, parçalanır ve kırılır Bunu kristalin kayaç sokulmaları ve tekne ekseni boyunca yükselmeler izler; böylece jeosenklinal oluşumu tamamlanarak ortaya kıvrımlı bir dağ silsilesi çıkar

JEOTERMAL AKIŞKAN, Jeotermal kaynağa bağlı olarak çıkan ve bünyesinde eriyik halindeki çeşitli kimyasal maddeler ve karbondioksit, hidrojen sülfür gibi gazlar bulunan sıvı

JEOTERMAL ALAN, Jeotermal enerji bulma ve faydalanma olanağına sahip arazi parçası

JEOTERMAL ENERJİ, Sıcaklığı sürekli 20½C’den fazla olan ve çevresindeki normal yeraltı ve yerüstü sularına oranla daha fazla erimiş mineral, çeşitli tuzlar ve gazlar içerebilen, elektrik üretiminde, ısıtmada, çeşitli sanayi tesislerinde enerji hammaddesi olarak kullanılabilen, çeşitli kimyasal madde ve gaz üretimine elverişli olabilen sıcak su, buhar ve bunlarla birlikte bulunan karbondioksit, hidrojensülfür, kükürtdioksit vb gibi doğal gazlar ve suların içerdiği enerji Ayrıca çeşitli teknik yöntemlerle faydalanılabilen yerkabuğu içinde (kızgın kuru kayalar) birikmiş ısı da jeotermal enerji sayılır

JEOTERMAL GRADYAN, Yeryüzünün muayyen bir noktasında yer kabuğunun jeotermal sıcaklığını 1°C artıran derinlik Normal yerkabuğu şartlarında her 33 m’de sıcaklık 1°C artar 1°C sıcaklık artımı 33 m’den daha fazla derinlikte gerçekleşen arazi parçaları (-), 33 m’den daha az derinlikte gerçekleşen arazi parçaları olarak mütalâa edilir Ölçüm her 10 m’de bir yapılır ve ölçülen sıcaklık derecelerine jeotermal (gradyan) sıcaklık veya jeotermik ısı da denir —> Ocak iklimi, Adyabatik kompresyon ısısı Jeotermik ısı; derin maden ocaklarına gönderilen havanın önemli derecede ısınmasına neden olur Ocaklara gönderilen havanın jeotermik ve adyabatik kompresyon ısısı etkisi ile sıcaklığının artmasının zararlarını azaltmak için ya ocağa gönderilen hava veya bacalara vantilatörle üflenen hava, soğutularak ocağa veya bacaya gönderilir

JEOTERMAL SANTRAL, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri

JEOTERMİK ISI, —> Jeotermik Gradyen

JİG, Farklı özgül ağırlıkta bulunan minerallerin akışkan ortam içinde yerçekimi ve akışkan ortamın düşey hareketinin etkisine bağlı olarak tabakalar halinde ayrışmasını sağlayan düzen Yıkama kasası, pistonlu bak kasası veya “bak’a piston” da denirDiğer bir ifade ile jiglerde suyun sürekli olarak aşağı yukarı hareketi ile jige verilen değişik yoğunluktaki malzemenin sanki çok yüksekten su içinde düşüyormuş gibi bir ortam yaratılarak malzemenin diğer uca gidinceye kadar yoğunluğu fazla olan malzemenin altta, yoğunluğu az olan malzemenin de üstte tabakalaşmasını ve böylece yoğunlukları farklı katı maddelerin birbirinden ayrılmaları sağlanır Bu yöntemle yapılan ayırmaya hidrolik ayırma yöntemi de denirJiglerde verimli bir operasyon için aynı karakterdeki ve boyut dağılımındaki malzemenin sabit hızla beslenmesinin yanında yatak hareketinin sürekliliği de önemlidir Teorik olarak 0-150 mm boyutunda kömürler jig ile zenginleştirilebilirse de; pratikte alt sınır boyutu 75 mikrondur Besleme hızı ise 15-30 ton/saat/m2 civarındadır Tane büyüklüğü -15 mm kömürlerin zenginleştirilmesinde feldispat yataklı jigler kullanılır Jiglerde temiz kömür ve şistin yanında ara ürün yani mikst de elde edilebilir Mikst ya doğrudan doğruya pazarlanır veya kırılarak tekrar devreye sokulur Jigle zenginleştirme yapılan lavvarlarda ton başına 500-600 lt taze su kullanılır En yaygın kullanılan jigler baum jigler olmakla beraber son yıllarda daha iyi performans elde etmek bakımından batak jigler geliştirilmiştir —> Baum jig, Batak jig, Kömür yıkama yöntemleri,

JİPS, 1) CaSO4 2 H2O kimyasal bileşiminde, monoklin kristalli, renksiz, şeffaf, kil veya demir oksit karışmış hali ile gri, sarı veya kırmızı renkli olabilen kayaç Jips 120½C’a kadar ısıtılarak kristal suyunun bir kısmı buharlaştırılır Pudra haline getirilen bu jips (alçı) biraz suyla karıştırılarak hekimlikte, model yapmada, duvar sıvılarında, çabuk donma özelliği sebebiyle kullanılır Tabii jips, 500½C veya 1000½C’a kadar ısıtılarak özel inşaat harçları, sun’i taş yapımı ve jips-beton yapı işlerinde kullanılan özel jips elde edilir —> Alçıtaşı

JİZMAN, —> Maden yatağı

JUVENİL SU, Mağmadan uçucu maddelerle birlikte gelen ve yoğunlaşan magma menşeli su

JUMBO (Cambo), 1) Hareket edebilen ve üzerinde birkaç martoperforatör (lağım makinesi) bulunan; böylece aynı zamanda birkaç lağım deliği açarak, galeri ilerlemesini hızlandırmaya yarayan delik delme (vagonu) aracı 2) Arabalı perforatör

Alıntı Yaparak Cevapla

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları

Eski 09-09-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü-Madencilik Terimleri Anlamları



K

KABAK DİREK, Tavan ve taban arasına vurulan tek direk Vurulduğu yerin sağlamlığına göre baş kısmına takoz, dip kısmına da yastık konabilir KABA KIRMA
KABA YONU, Mermer işletmeciliğinde, taşyüzlerinin imalât yüzeyine paralel yüzeyde tamamen ve taşyanlarının 3-5 cm derinlikte çekiç, murç ve keski ile işlenmesi
KABARCIKLI DÜZEÇ
KABARMA, 1) Su veya basıncın etkisiyle kayaçların oldukları yerde hacimsel olarak büyümesi 2) Kayaçların tabii konumlarından çıkarıldıktan sonra yani gevşetildikleri zaman meydana gelen hacim artması
KABARTMALI CAM, Dökme demirden bir masa üzerine dökülmüşve demire yapışmaması için aradan madenî bir levha geçirilirken yüzeyi pürtüklü bir görünüm kazanmışcam
KABLO, —> Çelik halat
KABLOLU SONDAJ, 1) Takım dizisi balta (matkap), çelik tij, darbe boruları ve halattan oluşan sondaj metodu Yükselme-düşme hareketiyle kuyu dibini döverek matkap, formasyonu parçalar Takım kuyudan çıkarıldıktan sonra, kırıntılar sondaj kovasıyla (bailer) alınır Kuyuya su gelmesi ve cıdarların yıkıntısı muhafaza borusuyla önlenir; muhafaza boruları çimentolanır Bu durumda kuyu ilerlemesine bir küçük çapla devam edilir Kuyu çapı 70-80 cm olabilir ve derine inilecek sondajlarda kuyunun başlangıç çapı büyük seçilir 2) Churn-drilling
KAÇAK, 1) Zaiyat 2) Basınçlı hava, su veya elektriğin kontrol dışı kaybı 3) Sondajda devridaim suyu veya çamurun kuyu içinden geri dönmeyip formasyon çatlaklarından kaybolması
KABARMA KATSAYISI, 1) Tabii yerinden alınmışolan toprak, kayaç, cevher veya kömürün kazıldıktan sonraki hacminin ilk durumundaki hacmine oranını gösteren sayı 2) Kazılmışm3/yerinde m3 (hacim oranı) Bu oran her zaman 1’den büyük olup, kazılan malzemenin cinsine göre; kum 1,15; toprak 1,20; kil, çok sert toprak 1,35-1,40; sert kömür 1,5-1,8; şist 1,65 ve gre de 1,8 civarındadır
KAÇAK YOLU, 1) Grizu, yangın vb tehlike hallerinde, insanları taze hava akımının bulunduğu yere ulaştıran yol Kaçak yoluna 45 dk ile en çok 90 dk sonra ulaşılabilmelidir Bu zaman, uzun ayak, galeri ve kör kuyudaki kaçışhızına; yatım, damar kalınlığı ve geçişyollarının kesit boyutlarına bağlıdır Kaçak yolu yürümesi kolay ve bakımlı olmalıdır 2) Kaçamak yol 3) Nefeslik
KADASTRO, 1) Arazilerin, arsaların yerini, alanını, sınırlarını belirtip plâna bağlama işi 2) Taşınmazların şeklini, içeriğini ve hukuki durumunu belirlemek için düzenlenen sicillerin ve yapılan işlerin tümü
KADEME, 1) Dekapajda kullanılan işmakinelerinin teknik özellikleri ile arazinin fiziksel ve jeolojik yapısına bağlı olarak belirlenen yükseklikte yatay dilimler 2) İstihsale hazırlanan mermer basamağı 3) Ayna tabanı 4) —> Basamak
KADEME BOYU, Açım işletmede maden yatağının durumuna, sınırına ve pano boylarına göre örtü kazı ve üretim sahan kademelerin uzunluğu —> Şekil, Pano boyu, Pano, Basamak
KADEMELİ MATKAP, Önceden açılmışbir kılavuz sondaj deliği yardımıyla delik çapını büyütmek için kullanılan yardımcı bir veya birkaç kademesi bulunan özel maktap Bu matkap sondaj kuyularının taranarak genişletilmesi, ocaklarda kuyu, kelebe ve başyukarıların nihai çapa getirilmesi işlerinde kullanılır
KADMİYUM, Kimyasal sembolü Cd, atom ağırlığı 112,40, özgül ağırlığı 8,65 gr/cm3, ergime noktası 321½C olan gümüşbeyazı renginde metal Tabiatta hemen tamamen çinko ile birlikte bulunur
KADMİYUM SPESİFİKASYONLARI, Ticarette işlem gören kadmiyum metalinin standartlara göre belirlenmişmuhteva oranları Ticari kadmiyum % 99,95 ile % 99,9999 arasında bir safiyettedir Kaplamacılıkta kullanılan kadmiyumun genellikle en çok: 0,015 Pb ve % 0,033 Zn ihtiva etmesi istenir ASTM B440-76’ya göre standart kadmiyum metalinde, metal Cd dışında, en çok Zn % 0,034; Cu % 0,015; Pb % 0,025; Sn % 0,01; Ag % 0,01; Sb % 0,001; As % 0,003; Te % 0,003 olması gerekir
KADRAN, 1) Saat, pusula vb ölçü aletleri içine yerleştirilen ve üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan, ölçü aletinin şekline genellikle uyan düz satıh 2) 10 x 10 cm kesitinde biçilmişkalas
KAFA, Bütün boyutları yaklaşık aynı büyüklükte olan değişik geometrik şekillerdeki mostra vermişmaden yatağı tipi
KAFALA, Doldurma hakkının iyi hesaplanmaması veya yerleştirmenin doğru yapılmaması sonucunda patlayıcının patlatılmasından sonra lağım deliği dibinde oluşan çukur
KAFES, Dikey maden kuyularında insan, malzeme ve vagon (araba) nakliyatını sağlamak için kullanılan tek veya daha fazla katlı çelik konstrüksiyonlu kabin
KAGİR (KÂRGİR) İNŞAAT, Taşveya tuğladan yapılmışinşaat
KAGİR TAHKİMAT, Taşya da tuğladan yapılmıştahkimat
KAİDE KONGLOMERASI, 1) Taban konglomerası 2) Jeolojik periyodların başlangıçlarında oluşmuş, bir bakıma periyodların tabanını teşkil eden ve oturdukları zemin ile diskordans oluşturan konglomera serisi
KALAMİN , 1) Oksitlenmişçinko cevheri (eski deyim) 2) Hemimorfit [ Zn4 Si2 O7 (OH)2 H2O] 3) Avrupada smitsonit’e eski dönemlerden kalan alışkanlıkla kalamin de denir
KALAS, Kalın biçilmişuzun tahta
KALAY, Kimyasal sembolu “Sn”, atom ağırlığı 118,70; özgül ağırlığı 7,28 gr/cm3 olan kimyasal element Metal olarak elde edildikten sonra yumuşak, beyaz ve kristalin olur ve normal sı-caklıkta bükülür; ısıtıldığında kırılganlaşır —> Standart tip kalay Yüksek kalite tip kalay
KALDO YÖNTEMİ, Boliden (İsveç) firması tarafından geliştirilen; Kaldo çelik-yapım prosesine dayanan, başlangıçta ikincil bakırları işlemeyi amaçlayan ancak sonraları öncellikle kurşun üretiminde faaliyet gösteren pirometalurjik prensiplere dayalı izabe yöntemi Bu yöntemde; fırındaki su soğutmalı bir çubuk ile sıkıştırma ve iyi ısı transferi vermek üzere dönen bir tank kullanılır ve üstten üflemeli döner konverterler gibidir
KALEM, 1)Mermer işletmeciliğinde 20-30 cm boyunda yassı ve keskin uçlu çelik taşişleme aleti 2) Yazmak veya çizmek için kullanılan, çeşitli biçimde yapılmışkırtasiye mâlzemesi
KALEMLİ, —> Taraklı
KALFA, 1) Yetişme aşaması çırakla usta arasında olan (işçi) zanaatçı 2) Usta yardımcısı
KALINLIK, Mermer işletmeciliğinde, taşın oturduğu yüzey ile bu yüzeye paralel olan ve taşın en üst noktasından geçen yüzey arasındaki yükseklik
KALIN KESİTLİ ÇUBUKLAR, —> Uzun hadde ürünleri
KALİBRASYON, Bir imâlatın, cihazın veya tartı aletinin olması gerektiği şekil, biçim, ölçü veya yapıda olup olmadığını anlama ve değilse; düzeltme işlemi
KALİFİYE İŞÇİ, Yetişmiş, zanaatinde önemli bir ilerleme kaydetmişve beceri kazanmışişçi
KALİTELİ ÇELİK, Her türlü dövme ve makine imalat sanayiinde kullanılmaya uygun; kimyasal, fiziksel ve metalurjik özellikleri garanti edilebilen ve bu garantiyi vermek üzere ihtiyaç duyulan tüm güvenilir muayene, ölçüm ve deneyleri yapılmışolan, müşteri talebi üzerine, ilgili izlenebilir dökümanları sunulabilen karbonlu-, orta ve yüksek alaşımlı çelik mamulleri Kaliteli çelikler kullanım alanlarına göre üç grupta değerlendirilir a) Alaşımsız çelikler: Genel makine yapım çelikleri, Takım çelikleri, Asal çelikler b) Az alaşımlı çelikler: Genel makine yapım çelikleri, Elektrodluk, Halatlık ve Tellik çelikler, Civata çelikleri, Takım çelikler, Yaylık çelikler c) Yüksek alaşımlı çelikler: Özel yapı çelikleri, paslanmaz çelikler, Isıya dayanaklı çelikler, Takım çelikleri, cıvatalık çelikler
KALKARONİ USULÜ, Kükürt maden yatağından kütleler halinde üretilen cevherin; yakıtı az olan bölgelerde yığılıp ateşlenmesi suretiyle kısmen yanan kükürdün verdiği ısı ile diğer kısmın ergiyip akmasıyla yapılan kükürt üretimi—> Şekil, Fraşmetodu
Üretilen kükürt cevherinden kükürdün izabehanede elde edilmesi ise, üretilen cevherin büyük potalara konulup potanın alttan ısıtılması, kükürdün kaynayıp buharlaştırılması ve kükürt buharının soğutulmuşdiğer potalarda yoğunlaştırılması yoluyla yapılır (—> Şekil) ve daha sonra arıtılır
Kükürt buharları sıvı hale geçmeden yoğunlaşacak olursa ince bir toz elde edilirki buna “ kükürt çiçeği “ denir Eğer buharlar yoğunlaşırken sıvı hale gelirse bu sıvı ıslak tahtsa kalıplara çubuk şeklinde dökülür Buna da “ çubuk kükürt “ denir
KALKER, —> Kireçtaşı
KALKER TÜFÜ , Pamuktaş Fazla miktarda kalsiyum karbonatı havi yeraltı suları kaynak halinde dışarı çıktıkları zaman CO2’nin uçması ile kalsiyum karbonatın çökelmesinden oluşan kayaçlar Bunlardan tüfler delikli, pamuktaşlar ise nisbeten daha kompakt olur, bu tür su kaynaklarına “Taşyapıcı kaynaklar” da denir, —> Mermer cisleri , Traverten
KALORİMETRE, Katı veya sıvı yakıtların kalorifik değerlerini tayin etmeye yarayan cihaz Kalorimetrenin çalışma prensibi, yakıt numunesinin dışa karşı yalıtılmışkapalı bir kapta yakılarak kabın dıştarafında bulunan suyun ısınmasının tesbiti ile kalorifik değeri bulma esasına dayanır
KALSEDON, Kesif, kriptokristalli, ışınsal görünümlü şeffaf, beyaz veya renkli ve esas unsuru SiO2 olan, önemli miktarda çört ihtiva eden mineral Genellikle bazalt içindeki boşluklarda bulunur Bir tür ziynet taşıdır; akik’in malzemesini teşkil eder
KALSİNASYON, 1) Cevherin bünye-sindeki kristal suyu ve CO2’in cevherden veya kayaçtan uzaklaştırılması işlemi Cevherin bünyesindeki suyu uzaklaş-tırmak için 300½C, CO2’i uzaklaştırmak için de 600-800½C ısıtma gerekir 2) Kireç taşından sönmemişkireç elde edilmesi (kireç yakma)
KALSİNE DOLOMİT, —> Dolomit
KALSİNE MANYEZİT, Manyezit veya magnezyum hidroksitin döner ve dikey fırınlarda, 900½C-1100½C arasında bir ısıda kavrulması suretiyle elde edilen MgO terkibindeki ürün Bu proseste genel olarak ton başına 75-100 kWh elektrik enerjisi veya 250-300 kg fuel-oil tüketilir
KALSİNE ŞAP, —> Şap
KALSİT (Ca CO3), Çok değişik kristal şekilli, çeşitlilik arzeden ve ekseriya tedrici olarak dolomit haline gelen, kalkerler içinde büyük kitleler, kayaç kovuklarında veya çatlaklarında küçük kristaller halinde bulunan sertliği 3 ve özgül ağırlığı 2,7 gr/cm3 olan bir damar minerali Nadir bulunan şeffaf kalsit kristallerine İzlanda spatı, ikiz uzun ve sivri uçlu olan krsitallere “Köpek dişi kalsit”, mağaralarda damlayan sudan oluşan kalsit kristallerine “Sarkıt ve Dikit“ adı verilir
Kalsit saf iken bazan saydam, genellikle opak ve ekseriya beyazdır Katışıklar yüzünden sarı, portakal, kahverengi ve yeşil renkli tonlarda da olur İlk kez 17 yüzyılda İzlanda’nın doğu kıyılarından elde edilen İzlanda spatı, Nikol ve Ahrens prizmaları gibi ışığı kutuplayan prizmalarda ve mikroskoplarda, polariskoplarda ve öteki optik aygıtlarda kullanılmaktadır Beyaz mermer, traverten, tüf, tebeşir, albatr (süs eşyası yapmak için kullanılan sert, bandlı bir nevi traverten), oniks (bir nevi albatr olup, daha berrak ve yarı saydam olanı ışığı geçirir —> Oniks mermeri), Satin spat (kalsitin lifli ve ipek görünüşlü olanı)
Kalsit, asit içinde CO2 kabarcıkları meydana getirerek erir —> Aragonit
KAMA, 1) Ağaç veya madeni bağların arkasını pekiştirmek ve tahkimatın normal çalışmasını sağlamak için kullanılan, testere ile ortasından (ekseninden) kesilmişince maden direğinin bir tarafı İnce maden direğinin balta ile ortasından yarılması suretiyle elde edilen kamaya da şak kama denirKama metal veya teçhizatlı beton olarak imâl edilir 2) Makine elemanlarında, iç içe iki silindir parçasının kaymadan birlikte dönmelerini sağlayan parça Bunların kesitleri genel olarak diktörgen şeklinde olur ve kesmeye çalışırlar Kamalar vurma kama (konik biçiminde yapılır) ve gömme kama olarak imâl edildiği gibi kullanıldıkları yere göre de enine kama, boyuna kama ve feder şeklinde de yapılır 3) Taş, ağaç vb masif kütleleri parçalamak için bu kütlelerin çatlakları arasına çakılmak suretiyle yerleştirilen (yarım balta) keski 4) Mermer işletmeciliğinde kullanılan, ağzı genişve keskin kısa boylu meşe veya çelikden mamül ayırma aleti
KAMA KAYMASI, —> Heyelan
KAMALAMA, Ağaç, sac, beton lata veya telörgü gibi tahkimat malzemeleri ile tahkimat birimlerini birbiriyle irtibatlamak, gevşek kayaç parçalarının düşmesini engellemek, kayaç içindeki gerilimin bağlar üzerine eşit bir şekilde dağılmasını sağlamak amacıyla ağaç veya madeni bağların arkalarının takviyesi ve kaplanması
KAMA ORTA, Patlatıldıklarında, alında kama biçiminde ek serbest yüzey oluşturacak düzende dizilmişdeliklerin oluşturduğu orta —> Orta çekme
KAMAYÖ, KAME, Oyulmak suretiyle üzerine kabartma resmi yapılmış, kenarı metal çerçeveli, iki katmanlı ve her katmanı ayrı renkli kıymetli taştan yapılmışbroş
KAMPANACI, —> Çancı
KAMULAŞTIRMA, İşletme ruhsat süresi boyunca ruhsat alanında kalan özel mülkiyet arazilerine madencilik faaliyeti için zoralım
KAMU İKTİSADİ KURULUŞU (KİK), Sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğinde mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan, kamu hizmeti niteliği ağır basan Kamu İktisadi Teşebbüsleri, 233 sayılı KHK’ye göre KİK sayılan KİT’ler: Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), TC Devlet Demiryolları (TCDD), TC Posta Telgraf ve Telefon İşletmesi (PTT), Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), Türk Hava Yolları (THY), Uçak Servisi AŞ (USAŞ), Çay Kurumu (ÇAY-KUR), Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TEKEL) ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) dir
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSÜ (KİT) , Sermayesinin tamamı veya bir bölümü devlete ait olan yetkili bir kamu kuruluşunun denetiminde çalışan —> İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) ile —> Kamu İktisadi Kuruluşlarının (KİK) ortak adı Türkiye’de KİT sistemi, 1935’lerde Sümerbank ve Etibank’ın kurulması ile başladı1938’de çıkarılan bir kanunla Sümerbank, Etibank, TC Ziraat Bankası, Denizbank ve Devlet Ziraat İşletmeleri, İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) adıyla yeniden düzenlendi ve daha sonra kurulan İktisadi Devlet Kuruluşların yasa kapsamına alındı Kamu İktisadi Teşebbüsleri terimi, ilk olarak 1961 Anayasasında geçti 1982 yılı Anayasasında KİT’ler “Sermayesinin yarıdan fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak devlete ait olan kamu kuruluşve ortaklıkları” biçiminde tanımlandı 1983 tarihli 233 sayılı KHK ile KİT’ler —> Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) ve —> İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) olarak ikiye ayrıldı Ayrıca müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletme sınıflandırması yapıldı İDT’ye ait olup, ona bağlı işletme ya da işletmeler topluluğu “Müessese” , sermayesinin %50’sinden fazlası İDT yada KİK’e ait olan işletme ya da işletmeler topluluğundan oluşan anonim şirketler “Bağlı ortaklık”, müessese ve bağlı ortaklıkların sermayelerinin en az %15’ine, en çok %50’sine sahip bulundukları anonim şirketler “İştirak” olarak tanımlandı
233 sayılı KHK’ye bağlı olmayan KİT’ler ise ; Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), Devlet Sanayi İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB), Ereğli Demir Çelik Fabrikaları TAŞ (ERDEMİR), İller Bankası Genel Müdürlüğü ile İl özel idareleri ve belediyelerinin yarısından fazlasına tek başına ya da birlikte sahip oldukları iktisadi teşebbüsler, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), TC Emekli Sandığı, Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (BAz-KUR), Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ve Milli Piyango İdaresi (MP) olrak belirlenmiştir
KANAL, —> Yarma
KANCA, 1) Küçük ocak arabalarını (vagonetleri) birbirine bağlayan düzen 2) Vinçlerde halat ucuna bağlanan, vincin kaldırma veya çekme işlemini yapmasında kolaylık sağlayan parça
KANCACI, Arabaları kancalamak veya kancalarını kesmekle görevli işçi
KANCA KESME, 1) Kancalanmışarabanın kancasını açma 2) Raylı nakliyatta katarın ünitelerini bağlayan kancanın herhangi bir nedenle (kopma, açılma, kurtulma, vb) açılması
KANDİL, 1) Temeli tek bir kaldıraç ya da helezon bir yay olan tartı aracı 2) Çıkarılan madenin satışında daralı veya darasız olarak tartılarak pazarlanmasını sağlayan tesis 3) Eskiden kullanılan 44 okkalık bir ağırlık birimi
KANTARCI, Kantar tesisinde çalışıp, tartı işlerini yapan ve kayıtları tutan sorumlu kişi
KANTAR FİŞİ, Maden nakillerinde taşınan cevherin ağırlığını gösterir tartı makbuzu
KANTAŞI , Doğada ender olarak bulunan hematit türü Taşlanır ve perdahlanırsa, koyu çelik parlaklığını alır ve mücevher olarak kullanılır
KANYON, Ya nemli bölgelerde derin yarıklarda meydana gelmişveya kurak bölgelerde çok güçlü derinliğine aşınmadan doğmuş, çok dik yamaçlı boğaz biçimli vadi Kapız
KAOLEN , 1) Belli ortam ve koşullarda, yeraltı ve yerüstü sularının veya termal eriyiklerin andezit, dasit, porfir gibi volkanik kayaçları bozuşmaya uğratması (alterasyon) sonucu oluşan aluminyum-hidrosilikat bileşiminde bir hammadde Yeraltı sularının ve asit bünyeli termal eriyiklerin etkisi ile alkalili silikatlardan olan feldispatlar alkali metallerini (K toprağa geçer, Na ise su ile götürülür) ve kısmen de silislerini kaybederler ve bileşimlerine su alarak yeni bir mineral, kaolinit durumuna geçerler Kaolenler, 2 H2 O, Al2 O3, 2 Si O2 gibi bir kompozisyona sahip sulu aluminyum silikatlardır Kaolenleşme olayına feldispatlarla birlikte bulunan kuars, mika ve demirce zengin bazı mineraller de katılırlar 2) Çin kili 3) Porselen kili
Saf kaolen’in ergime derecesi 1760°C ‘dir Kaolene belirli oranlarda feldispat ve kuars katılarak öğütme ve çeşitli işlemlere tabi tutmak suretiyle porselen imal edilir
a- Kaolen, kağıt sanayiinde selülozdan sonra en büyük hammadde miktarını oluşturur ; burada dolgu maddesi olarak kullanılır
Bu tür kaolende aranan özellikler şöyledir :
Dolgu Kaplama
kaolen % kaolen %
Al2 O3 24-41 34-41
Si O2 45 45
Ca O en çok 1 en çok 1
Mg O en çok 1 en çok 1
Fe2 O3 0,5 0,5
Ham beyazlık en az 80 en az 80
Aşınma kaybı 50 mg 15 mg
b- Seramik kaoleninin ; suda dağılması, plastik olması, pişme küçülmesinin fazla olması, pişme renginin beyaz olması gibi özellikler taşıması istenir Kaolen; porselen, duvar fayansı, izolatör imalinde refrakterlerde ve kaplama tuğlalarında kullanılır
Seramik kaoleninin özellikleri :
Al2 O3 %30
Si O2 %70’den az
CaO+MgO %2’den az
Fe2 O3 %0-0,5
c- Gerek doğal, gerekse sentetik kauçuğun yapımında dolgu maddesi ve genleştirici olarak kaolenden yararlanılırCateks karışımına giren kaolen aşınmaya karşı direnci arttırır ve sertlik giderir
d- Kaolen, kimyasal bakımdan atıl olması nedeniyle boyalarda genleştirici olarak kullanılır Aranılan alıcılığa sahiptirRengi beyaz ve pahalı boya pigmenti ikame edici olduğundan maliyeti de düşürür
e- Kaolen ayrıca plastik yapımında dolgu maddesi olarak da kullanılır Yüzeyi cazip hale getirebilmekte, cazip renkler kullanılmasına imkan vermektedir
KAOLİNİZASYON, Taşyapıcı bazı minerallerin dekompozisyonu (çürümesi, alterasyonu) sonucu kaolen ve kil teşekkül etmesi olayı
KAPALI TİP HALATLAR, En dıştelleri yuvarlak olmayıp profilleri yardımı ile birbirine kenetlenmişhalat Kapalı halatlar üzeri bir veya birkaç özel profilli tel katı ile kaplı, iç kısmı yuvarlak tellerden teşekkül etmişkatların meydana getirdiği tek demetli (toronlu) halat Bu sebeple, bu halatın yapımı, ona mükemmel düz bir yüzey verdiğinden iç kısımı muhafaza edilmişve böylece halatın aşınmaya ve dönmeye karşı direnci de artmışolur Bunlar daha ziyade ihraç tesislerinde ve teleferiklerde taşıyıcı halat olarak kullanılır —> Şekil, Çelik halat, Halat damar düzenleri, Halat dolamı, Halat simgeleri
KAPAK, 1) Başyukarılarda, ayaklarda veya göçük olmuşyerlerde malzemenin akmaması için kamalarla yapılan perde 2) Ocak imalatı tavanında bulunabilen silisleşmişağaç fosilleri —> Kapak taşı
KAPAKLI OLUK, Yükleme yerlerinde madenin banda verilmesini veya vagonların muntazam dolmasını sağlayan küçük silo çıkışı
KAPAK TAHTASI, Ağaç tomrukların tahta veya kalas olarak biçilmesi sırasında kenardan artık olarak çıkan kesiti daire parçası (sekman) şeklinde olan ağaç
KAPAK TAŞI, Birbiriyle açı teşkil eden yarık ve çatlaklar arasında olan ve alttaki madenin alınmasından sonra ani kopma tehlikesi gösteren kayaç kitlesi
KAPALI İŞLETME, 1) Yeraltında bulunan maden kitlesini (yatağını) istihsal edebilecek duruma getirmek amacıyla uygulanan maden ocağı işletme sistemi 2) Kapalı ocak
KAPALI POLİGON, —> Poligon
KAPAN, —> Petrol yatakları
KAPASİTE, 1) İşmakinalarının birim zamanda yapabilecekleri işi gösteren ölçü m3/h, m/h, cm/dk gibi 2) Bir tesisten birim zamanda (saat, gün, ay, yıl) üretilebilecek maksimum miktar (t, m3, vb)
KAPI, —> Havalandırma kapısı Çift kapı
KAPLAMA, 1) Genişanlamda marangozlukta, çeşitli ağaçlardan elde edilen çok ince ahşap levhaların ahşap bir eşyanın yüzeyine yapıştırılarak örtülmesi işlemi 2) Metal, plâstik ve porselen gibi malzemelerin, dayanıklığının artırılması ve görünümlerinin güzelleştirilmesi için sert ve geçirimsiz bir metal katmanla sıvanması Altın, gümüş, paslanmaz çelik, palladyum , bakır ve nikel kaplamalar, malzemenin kaplama maddesini içeren bir çözeltiye daldırılması yoluyla elde edilir Kaplama maddesi malzemenin yüzeyine kimyasal ya da elektro kimyasal etkiyle tutunur —> Elektroliz, Galvanopasti (Elektrikli Kaplama), Elektriksiz Kaplama, Elektrolit
Eşyaların süslenmesi amacıyla da yararlanılan kaplama işlemi, daha çok yumuşak malzemelerin dayanaklılığını artırmak ya da yenime (korozyona) karşı direncini artırmak amacıyla uygulanır
KAPLAMA TAŞI, Mermer işletmeciliğinde ayrı bir taşıyıcı imalât önüne kaplanmak üzere ön ve yanlardan başka arkaları da işlenmiştaşlar Kalınlığı, arkasındaki dolgu kalınlığından azdır
KAPLAN GÖZÜ, —> Kristalin kuars
KAPLİN, —> Kavrama
KAPMA EKSKAVATÖR, 1) Tutucu kepçe ile (kazı yapan) çalışan kazı makinesi 2) Grayferli ekskavatör
KAPSÜL, Detonasyonu başlatmak için kullanılan patlayıcı madde (lokum) içerisine konan silindir biçiminde, içi duyarlı veya iki ayrı ecza maddesi ile doldurulmuşfitil veya elektrik akımı ile ateşlenerek patlamayı oluşturan ucu kapalı kovan 2) Detonatör Primer ecza, cıva fulminat gibi çok hassas bir patlayıcı maddeden; sekonder ecza ise tetril, nitropenta vb brisanslı bir patlayıcı maddeden olur Âdi ve elektrikli kapsül olmak üzere iki cinsi vardır Elektrikli kapsülün de ayrıca; köprülü, aralıklı, saniyeli, milisaniyeli, gecikmeli (tavikli) kapsül olmak üzere kullanılacakları yere ve gayeye göre imâl edilen cinsleri bulunur —> Elektronik gecikmeli kapsül
KAPSÜL PENSESİ, Fitilin kapsüle yerleştirilmesinden sonra kapsülün ucunu emniyetle sıkarak fitilin kapsül dışına çıkmasını sağlayan özel pense
KARA ALTIN, —> Petrol
KARA BAKIR, Fazlaca demir ve diğer yabancı maddeler içeren ve % 6-20 Cu tenörlü oksitli bakır cevherinin ergitilmesi sonucu elde edilen; renginden dolayı isimlendirilmiş, ürün
KARA BARUT, —> Barut
KARA FASİYESİ, —> Fasiyes Nehir alüvyonları, sel alüvyonları, göl, lagün ve buzul fasiyesi olarak teşekkül etmiştortul tabakalar
KARA ELMAS, 1) Kayaçları delmek işinde kullanılan siyah elmas (Boarts) (Karbonado) 2) Mecazi manâda maden kömürü
KÂRA GEÇİŞ NOKTASI, 1) Gelir ve giderlerin birbirine eşit olduğu üretim hacmi noktası 2) Değişken üretim faktörleri maliyetinde bir veya daha fazla alternatiflerin ekonomik oldukları nokta
KARA KEHRİBAR, Siyah renkli, parlak, yoğun ve homojen bir linyit türü İyi cila kabul ettiğinden yontularak ziynet eşyası yapımında kullanılır —> Oltutaşı
KARAKOL, Asansör, vinç ve varagel başlarına, diplerine veya galerilere yapılan özel emniyet bariyeri (engeli)
KARAKTERİSTİK FOSİL, 1) Sadece belirli bir jeolojik devirde yaşadığı için, o fosilin içinde rastlandığı bir tabakanın yaşını tayin etmeye yarayan fosil türü 2) —> Kılavuz fosil
KARALOKS, —> Korund
KARAT, 1) Elmasları (kıymetli taşları) tartmak için kullanılan ağırlık birimi (3 1/6 troygram yani 205 mg) Uluslararası sistemde metrik karat ise; 200 mg’lik bir ağırlığı ifade eder 2) Altın alaşımının sağlık derecesi Saf altın 24 karat olarak kabul edilir Goldsmith standardına göre 22 karat altın; 22 parça altın, 1 parça bakır ve 1parça gümüşten ibarettir —> Uluslararası Birimler Sistemine Dair Yönetmelik Madde 38
KARBON DİOKSİT (CO2), Renksiz, kokusuz, asidimsi lezzetli, havaya nazaran yoğunluğu 1,52 ve O°C ve 760 mm cıva basıncında yoğunluğu 1,9768 kg/m3 olan zehirsiz, boğucu gaz madde Havada % 3-4 oranında bulunması nefes almayı güçleştirir, % 5-6 dan fazla olursa şiddetli başağrısı, şuuru kaybetme ve ölüme yol açar Taşkömürü ocaklarına verilen havada başlangıçta % 0,04 oranında olan CO2, ocaktan dışarı atılan havada % 0,2-0,6 civarında olur
Ocaklarda, CO2 canlıların nefes alıp vermesi, ağaçların çürümesi, kömürlerin oksitlenmesi, yangınlar, kömür tozu veya grizu patlamaları, lağım atımları vb nedenlerle oluşur Ayrıca, jeolojik yapıdan dolayı arazide basınç altında bulunan CO2' nin yeraltında çalışılan yere ani olarak püskürmesi (degajı) suretiyle de ocak havasına karışır Parlak ve normal yanan bir lambanın alevi havadaki CO2 % 3 civarında iken donuk ve kırmızımtrak bir renk alır, şûle kesik cızırtılı alçalışlar ve yükselişler gösterir Lambanın şûlesi söndüğü halde o ortamda insan yaşayabilirse de yaşam için tehlikeli durum başlamışdemektir CO2 havadan ağır olduğu için galeri ve kuyuların alt seviyelerinde, kuytu ve kör bacalarda toplandığından bu gibi yerlerde CO2 ‘i uzaklaştırmak için gerekli tedbirlerin alınması gerekir
KARBON-IN PULP (CIP) YÖNTEMİ, Gümüşkonsantresinden (yaklaşık % 50-80 gümüşiçeren çökelti) gümüşelde etme yöntemlerinden biri Pulp İçinde karbon şeklinde de ifade edilebilen bu yöntem, uygulama sayısının azlığı nedeniyle, siyanürleme kadar rağbet görmemiştir CIP tekniği liç çözeltilerinden altın ve gümüşkazanımı için uygulanır Liç çözeltilerinde iyonik hale geçmişolan gümüşü aktif karbonun bünyesine absorblanmasından ibarettir Aktif karbon; odun, kömür, hindistan cevizi, fındık, ceviz kabuğundan üretilir Aktif karbonun tane boyutu, pulp içindeki katı taneciklerden daha iri olmakta ve elekler vasıtasıyla pulptan ayrılmaktadır Daha sonra; etanol, kostik soda ve sodyum siyanür içeren çözeltiye 90°C’lık ısı sağlanır Aktif karbona alınan gümüşdesorbe edilir Aktif karbona yüklenecek gümüşmiktarı; altın/gümüşoranına, cevher özelliklerine, liç çözelti tenörüne ve değerli metal iyonları miktarına bağlıdır
KARBON MONOKSİT (CO), Kolay alevlenen, renksiz, kokusuz ve lezzetsiz, havaya nazaran yoğunluğu 0,97, O°C ve 760mm cıva basıncında 1m3’ünün ağırlığı 1,250 kg olan, karbonlu maddelerin yüksek ısıda ve hava yani oksijen azlığı olan yerlerde veya bunların yavaşyanması dolayısıyle teşekkül eden yanıcı ve özellikle zehirleyici, kâfi derecede oksijen alabildiği takdirde CO2 haline geçen gaz madde
CO gazı havada % 15-28 oranında bulunduğu takdirde patlayıcı olup en tehlikeli oran % 20 dir CO fazla ısı olan yerlerde daha az oranlarda olsa bile (500°C da %9 ve 600°C da % 7,5) patlayabilir
Kömür madenlerinde, ocak, ayak, pano gibi yerlerde alınan hava nümunelerinde CO tesbit edilmesi buralarda yangın başlangıcının işareti olarak kabul edilir Havadaki CO miktarı yangın nedeniyle kapatılan ocak kısımlarında baraj arkasından alınan hava numunelerinde CO oranı ölçülerek yangın durumu kontrol edilir Alınan nümunede CO tesbit edilmemesi yangının söndüğünü ve barajın açılabileceğini gösterir
CO zehirli olması nedeniyle çalışanların sağlığı bakımından havadaki oranı % 0,1-0,2 oranı bile insanı 15 dakika içinde rahatsız etmeyen bir kesiklik ve uyuklama hissi ile yavaşyavaştehlikeli bir duruma sokabilir
KARBON SİYAHI , İhtiva ettikleri aromatik hidrokarbonların, yüzdesi oldukça yüksek organik bileşiklerin bir reaktörde kısmi yanmaları sonucunda oluşan madde Lastik sanayiinde; oto lastiği, makine parçaları, kablo, taşıyıcı bantlar, hortum, topuk va taban lastiği imalinde, boya maddesi olarak vernik, plastik, matbaa mürekkebi, daktilo şeridi, karbon kağıdı imalinde kullanılır Pelet ve dökme halde piyasaya sürülür Bir petrokimya sanayii ürünü
KARBORANDUM , Aşındırıcı madde olarak kullanılan silisyum karbürün (SiC) ticari adı Bileşiminde silisli kum, kok kömürü ve testere talaşı bulunan karışımın elektrik fırınlarında ısıtılarak Si O2+3C —>C Si2+2CO reaksiyonuna tabi tutularak silikon karpit yani karborandum elde edilir Moos sertliği 9,6 olup, elmas ve borkarbürden sonra, bilinen aşındırıcı maddeler içinde en sert olanıdır Yapay zımpara taşı üretiminde, en sert madenlerin işlenmesinde, özellikle tungsten karbürlü aletlerin bilenmesinde kullanılır Yapay bir kristal olan karborandum, 1881 yılında Amerikalı Acheson tarafından ilk defa üretilmiştir
KARBONLA ABSORBLAMA YÖNTEMİ, —> Siyanür liçi ile altın üretimi
KARA TUMBA, 1) Bir panoda, panonun kılavuzlar ve başyukarılar sürülerek topuklara ayrılması ve topukların alınması şeklinde uygulanan işletme metodu 2) Bir tür ilkel oda ve topuk yöntemi —> Tumba metodu
KARBİT, Karbonun bir metal veya yarı metal ile yaptığı ikili bileşikler Hafif metallerin karbitleri su etkisi ile metal hidroksit ve karbonlu hidrojen verir —> Karpit Teknikte demir karbit (Fe2C) bir demir cinsidir Wolfram karbit tabii sertliği yüksek bir metaldir
KARBONİZASYON, 1) Kömürün oksijensiz bir ortamda ısıtılarak, gaz, sıvı ve katı ürünlerine ayrılması işlemi Karbonizasyon işlemi ile kimyasal hammaddeler de üretilebilir Karbonizasyon işleminin şartları üretim amacına yönelik olarak belirlenir Madencilikte bu işlem kok üretimi ve briketleme için yapılır Karbonizasyon işleminde çıkılan son sıcaklık ürün yapısını etkiler Sıvı ve katran çıkışı 300 °C civarında başlar ve 550-600 °C ‘de sona erer Buna karşın gaz çıkışı 900-1000 °C’ ye kadar devam eder Karbonizasyon sıcaklığı 600 °C’ye kadar olan işlemlere “düşük sıcaklık karbonizasyonu”; 900 °C’ ye kadar olan işlemlere “orta sıcaklık karbonizasyonu”; 900 °C’ den yüksek olan işlemlere ise “yüksek sıcaklık karbonizasyonu” denir 2) Odunun sathi yakılması suretiyle dayanıklı hâle getirilmesi Bu işlemle odunu meydana getiren hücrelerdeki çabuk bozulan yumurta akı maddeleri yokedilir Böylece odunun (ahşabın) toprakta ve suda çürümesine engel olunur 3) İçeceklerin karbondioksitle muamelesi yani karbondioksit-lenmesi işlemi4) Bitki artıklarını ayıklamak, yani yapağı yünü didilmişhâle getirmek için onu sülfürik asitle muamele etmek, ardından yünü ölçülü yüksek sıcaklıkta kurutmak Bu şekilde bitkisel kısımların selülözu kömürleştirilir ve tıklatmak ve vurmak suretiyle bu kısımlar ayrıştırılır Bitkisel kısımlar, boya maddeleriyle boyanmadığı için karbonizasyon işlemi lûzumlu olmaktadır —> Piroliz —> Kok fabrikası —> Koklaşma
KARBOKSİMETİLSELÜLÖZ, —> CMC
KARBONADO, —> Karaelmas
KARBON ÇEVRİMİ, Atmosfer ve hidrosferde dioksit şeklinde bulunan karbonun çökelme ve özümleme olayları sonucu biyosfer ve litosferde depolanması ve bu karbondioksitin doğalgaz, metamorfizma, endüstri, çürüme ve solunum yolu ile tekrar atmosfere dönüşü
KARBONLU SEDİMANLAR, İçerisinde bulunan karbon miktarına göre değişen ve çeşitli isimler alan sedimanter tabakalar
KARBORANDUM, Aşındırıcı madde olarak kullanılan silisyum karbürün ticari adı Silisli kum, kok kömürü ve testere talaşı elektrik fırınlarında ısıtılarak SiO2+3C —> CSi2+2CO reaksiyonuna tabi tutulur ve böylece silikon karpit yani karborandum elde edilir Moos sertliği 9,6 olup, aşındırıcı olarak yaygın biçimde kullanılır Elmas ve borkarbürden sonra, bilinen aşındırıcı maddeler arasında en sert olanıdır Ateşe dayanıklıdır ve yüksek sıcaklıkta diğer seramiklerden daha kusursuz bir elektrik iletkenidir Yapay zımpara taşı üretiminde, en sert madenlerin işlenmesinde, özellikle tungsten karbürlü aletlerin bilenmesinde kullanılır Karborandum 1891 yılında Amerikalı Acheson tarafından ilk defa üretilmiştir
KARBÜRATÖR, Patlamalı motorlarda akaryakıtın buhar durumuna gelip hava ile karıştığı cihaz
KARDOKS YÖNTEMİ, Sıvı karbon dioksit doldurulmuşve bir ısıtma elemanı içeren çelik bir kovan içinde oluşturulan yüksek basınçlı karbondioksit gazının aniden boşaltılmasıyla sağlanan patlatma yöntemiCO2 gazının genleşmesi sonucu ortaya çıkan güçlü itme özelliği, kayacın bünyesindeki çatlaklara nüfuz ederek parçalanmalarını sağlar ve onları adeta serbest yüzeye doğru iter Çelik kovandan ani olarak deşarj olan CO2 gazı da bu sırada çevresini soğutur Kardoks bir patlayıcı olarak kabul edilmediği için patlayıcı maddelerin tabi olduğu resmi işlem dışındadır Parçalanmak istenen kütle, kardoks tüplerinin girebileceği çapta ve derinlikte delinir ve içine kardoks tüpleri yerleştirilir ve seri olarak bağlandıktan sonra manyeto ile ateşleme yapılır Kardoks sistemi, yapacağı işin özelliklerine göre; özel alaşımlı diskin kalınlığına, tüpün tipine, boşalma basıncının, hacminin varyasyonuna göre adapte edilebilir İşin özelliklerine göre çeşitli boy ve çapta kardoks tüpleri vardır,

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.