Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, çankırı, hakkında

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Genel Bilgi



İlin kuzey sınırındaki dağlar, aynı zamanda en yüksek kesimini oluşturmaktadır Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır En yüksek noktası 2587 metre olan bu dağ sırası üzerinde Küçükhacet Tepesi (2546 m), Büyükhacet Tepesi (2587 m), Kulpi (1980 m), Bulancak (1935 m), Altunsivrisi (1934 m) ve Kocadağ (1763 m) bulunmaktadır Çankırı ve Kastamonu arasındaki doğal sınırı il sınırını oluşturan Ilgaz Dağları, Kurşunlu civarında Sofra Sırtları, Çerkeş yöresinde de Doğdu ve Çamlıca olmak üzere iki kola ayrılmaktadır Ilgaz Dağları’nın güneyinde ise Çorum ile Kastamonu-Tosya sınırından başlayarak batıya doğru yönelen Erikli, Sarıkaya, Karakaya, Ilısılık, Yapraklı, Doğdu, Taşyakası, Batıbeli ve Dumanlı Dağları, yaklaşık 2000 m yüksekliğe uzanan yeni bir dağ sırası oluşturmaktadır Bunların güneyinde kalan bölgede de Çerkeş-Gerede ve Kızılcahamam sınırı boyunca bir diğer dağ sırası uzanmaktadır Bu dağ sırasında Çit, Karataş, Işık, Elden, Aydos, Eldivan ve Bozkır Dağları yer almaktadır İlin kuzeybatısında ise Karabük ve Bolu ile doğal sınırı oluşturan Hodalca, Elaman ve Eğriova Dağları bulunmaktadır Kent merkezi civarında yer alan Hıdırlık Kaşı, Meryemana Tepesi ile Sarıdağ ise güneybatıya uzanan diğer büyüklü küçüklü tepelerle birlikte, ileride Taşyakası, Dumanlı ve Aydos Dağlarını oluşturarak devam etmektedir
İlin belli başlı yaylaları da Mülayim ve Karapınar Yaylaları, Yapraklı Yaylası, Taşyakası, Aydos ve Dumanlı Dağları üçgeninde bulunan Sanı Yaylası ile Eldivan, Aydos, Karapazar ve Aliözü Yaylalarıdır Bu Yaylalar bitki örtüsü ve ekolojik yapıları yönünden, özellikle dağ turizmi ile tracking sporu için uygundur

İl sınırları içindeki akarsuların en büyüğü, aynı zamanda ülkemizin en uzun nehri olan Kızılırmak’tır Kara ikliminin tüm özelliklerinin görüldüğü ilde, akarsuların akış miktarlarında meteorolojik değişimlere paralel olarak düzensizlikler görülmekte, yazları bazı sularda azalma görülürken, irili ufaklı dere ve çayların tamamen kuruduğu dikkati çekmektedir Kızılırmak’ın yaklaşık 30 kmlik bölümü Çankırı sınırları içinde kalmakta ve geçtiği bölgedeki araziyi sulamaktadır Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinden doğarak Orta, Kurşunlu ve Ilgaz’ın topraklarını sulayan Devrez Çayı ise 211 km uzunluğunda olup, bir kolu da kent merkezinden geçen Tatlıçay ile (Acıçayla) birleşir Terme Çayı (Şabanözü Çayı), Çankırı-Ankara sınırını çizdikten sonra Acıçay’la birleşir Sulamaya ve tarıma uygun olan Uluçay, Kurşunlu ve Çerkeş’ten gelen küçük çaylarla beslenmektedir Akışı hızlı olan Uluçay’la birleşen Melan (Soğanlı) Çayı ise daha ileride Filyos Irmağına karışmaktadır İl sınırları içerisinde; Kamış, Hacılar, Uzun, Bozyaka, Yayla, Hasır, Dumanlı, Pazar, Büyük, Dipsiz, Çöp, Bakkal, Gül, Sülük, Kadıgil gölleri vardır Ayrıca ilde, tarım ve hayvancılığa yönelik olarak yapılmış bulunan Eldivan-Seydi, Karadere, Saray, Şabanözü Göleti, Mart, Karaören, Kurşunlu-Dumalı, Korgun-Maruf, Yapraklı-Gürgenlik göletleri bulunmaktadır Çankırı’da 53 milyon m³ hacminde Güldürcek Barajı ilin önemli bir barajıdır Denizden yüksekliği 723 m olup, yüzölçümü 7388 km2’dir Toplam nüfusu ise 270355’tir

Ancak İlin kuzey ve güney kesimlerindeki doğal farklılıklar tarımda da farklılık göstermektedir Çankırı’nın kuzeyindeki Ilgaz Dağları’nın kapladığı alan, Türkiye’nin en önemli orman bölgelerindendir ve aynı zamanda Karadeniz ormanlarının bir parçasıdır Buradaki alanlarda bitkisel üretim ve hayvancılık yapılır En yaygın olarak buğday, arpa ve Türkiye genelinde önem taşıyan tek bitkisel ürün olan fiğ yetiştirilir Ayrıca burçak, fasulye, şeker pancarı ve fasulye yetiştirilmektedir Akarsu boylarında bağcılık, sebze ve meyvecilik yapılır Ovalık alanların sınırlı oluşundan ötürü hayvancılık ekonomide önde gelmektedir Yüksek kesimlerde koyun, sığır ve tiftik keçisi yetiştirilir Özellikle Çankırı Türkiye’de tiftik keçisinin en çok yetiştirildiği illerdendir Ayrıca ormanlık kesimde arıcılık yapılır ve çam balı ile de ünlüdür Kuzeydeki orman alanlarında tomruk, maden, tel direği ve yakacak odun üretilir Buradaki ormanlarda karaçam, sarıçam, kızılçam, göknar, meşe ve kayın gibi ağaçlar bulunmaktadır Sanayi son derece sınırlı olup, küçük ölçüdeki sanayi atölyeleri daha çok Çankırı il merkezindedir

2000-1200 arasında Hititlerin egemenliği altında idi ProfDr İKılıç Kökten’in (1909-1974) İç Batı Karadeniz ile Çankırı yöresinde yaptığı araştırmalar sonucunda, bölgenin ilk büyük höyüğü olan Salman Höyük’ü bulmuştur ProfDrİ Kılıç Kökten’e göre, bu höyükteki buluntular, Anadolu’nun step niteliğini açıklayan çanaklardan çok, orman niteliği gösteren ateş boyalı bakır çanak-çömleklere benzemekteydi Ayrıca bunlar höyükte İlk Tunç Çağı buluntuları olduğunu da göstermektedir CA Burney, 1955’de aynı yörede araştırmalar yapmış, Salman Höyük’teki buluntuların Orta ve Son Tunç Çağlarından kaldığını ileri sürmüştür Burney’in “Km 208” ismini verdiği bir başka höyük daha bulunmuştur Ilgaz ilçesi yakınlarda Salman Höyük’ ün doğusundaki bu höyükte aynı dönem Orta Tunç ve Son Tunç çanak-çömlekleri bulunmuştur Bu iki höyük dışında Çankırı’nın batısında bulunan Dümeli Höyüğü’nün de aynı döneme ait olduğu sanılmaktadır Bu araştırmaların ışığı altında Çankırı yöresinde İlk Tunç Çağı’ndan itibaren bir yerleşim olduğu da kesinlik kazanmıştır
1200’lerdeYunanistan’ın kuzeyinden gelen göç dalgası Hitit Devleti’nin yıkılmasına neden olmuştur Bundan sonra Hititler, Anadolu’nun güney ve güneydoğusuna çekilerek küçük beylikler halinde yaşamaya devam etmişlerdir Öte yandan, Karadeniz kıyısında bugünkü Çankırı’nın kuzeyinde oturan Kaşkalar da, doğuya çekilerek, Mezopotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleşmişlerdir

Henetler, Cide-Amasra arasında, Mariandinalar Ayancık dolaylarında, Kaukonlar ise, Eskişehir (Frigya) yörelerinde yerleşmişlerdi Paflagonlar’ın buraya gelişini anlatan Ksenofon, Paflagonlar’ın 100000’e yakın askerleri olduğunu söyledikten sonra bu askeri gücün bölgedeki güç dengesini bozduğunu belirtmiştir Daha sonra MÖ 700-650 dolayında Kafkasya’dan Kimmerler de Paflagonya’ya kadar gelmişlerdir Paflagonya’lılar döneminde bugünkü Çankırı’nın olduğu yerde Gangra isimli bir kentin olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir İç Paphlagonia’nın en eski kentlerinden biri olan Gangra, Anadolu’da Pers döneminde, bir satraplık olduğu bilinmekle birlikte, kentin hangi yüzyılda ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır Özellikle tarihinin MÖIyüzyıldan önceki dönemi karanlıktır Pontus Kralı VIMithridates’e karşı kazanılan savaştan sonra, Anadolu’da egemenlik alanlarını yeniden düzenleyen Romalı komutan Pompeus, bu yöreyi, Roma bağımlısı bir krala bırakmıştır Başkenti Gangra olan bu İç Paphlagonia Krallığı MÖVII yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür

MSVyüzyılda Gangra (Çankırı), Antrapa (İskilip-Çorum) ile birlikte tüm Paflagonya, Romanın Galatya vilayetine bağlanmıştırBu dönemde Galatya Kralı Deitaros, Roma İmparatoru Cesar’ın öldürülmesi olayına katıldıktan sonra, Paflagonya’ya dönmüş ve Trokme diye anılan Galat Beyliği’nin topraklarını ele geçirmiştir Roma’nın Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından sonra ise, Paflagonya, Doğu Roma’nın bir eyaleti olmuştur Bu dönemde Paflagonya, Honorias Pontus ya da Pilaimeles Theması diye anılan yerel bir birim durumuna getirilmiştir Pompeiopolis (Taşköprü) bu temanın başkenti olmuştur Bunun dışında bölgenin Bizans dönemindeki tarihi oldukça karanlıktır Ancak Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra 1082’de Türklerin bölgeye gelmesiyle Bizans gücü bölgede azalmıştır

Daha sonra 1106’da Danişmendoğulları bölgeye hakim olmuşsa da Bizans İmparatoru IAleksios Komnenos tarafından Bizans hakimiyetine altına alınmış, ancak bu durum çok uzun sürmemiştir XIVyüzyılda Çandaroğulları buraya hakim olmuş, Beylik Sinop ve Kastamonu olarak ikiye ayrılınca Çankırı yöresi Kastamonu Beyliği’ne bağlanmıştır Yıldırım Beyazıt bu beyliğe son verip yöreyi Osmanlı topraklarına katmışsa da Ankara Savaşı (1402) sonrasında Sinop Beyi İsfendiyar Bey Çankırı topraklarının bir bölümünü geri almıştır İsfendiyar Bey’in oğlu Kasım Bey, Osmanlılara sığınınca Çelebi Mehmet Ona Çankırı’yı vermiştir Sultan II Murat döneminde İsfendiyar Bey Çankırı’yı tekrar ele geçirmiş, ancak daha sonra yeniden Osmanlı topraklarına dahil olmuştur Bundan sonra da Çankırı Kastamonu vilayetine bağlı bir sancak olmuştur Cumhuriyetin ilanından sonra da il merkezi olmuştur

Çankırı merkezinde antik çağlardan günümüze bir tek kale gelebilmiştir Ayrıca Roma dönemine ait kaya mezarları ve yer altı geçitleri bulunmaktadır Antik Gangra kentinden günümüze gelebilen tarihi kalıntı olarak İlkçağ ve Ortaçağ kentinin akropolisindeki kalenin doğu yanındaki Bey Kapısı bölümünden iki sur parçası ve kentin güneybatı bitişiğindeki Taş Mescittir Sur duvarları, devşirme moloz taştan, Geç ortaçağ yapısıdır Çankırı il merkezinde Osmanlı dönemi yapılarından, Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan ve en çok tanınanı Çankırı Ulu Camisidir (1522-1558) Danişmendliler döneminde yapılan Karatekin Türbesi, Candaroğulları’nın 1397’de yaptırdığı İmaret Camisi, Ali Bey Camisi (1609), Hacı Mehmet Bey’in yaptırdığı Yeni Cami (1720), Tüfekçibaşı İsmail Ağa’nın yaptırdığı Mirahor Camisi (1797), Cemalettin Ferruh Şifahanesi (Taş Mescit) (1235), Çivitçioğlu Medresesi (XVIIyüzyıl), Karataş Hamamı (XVIIyüzyıl), Buğday Pazarı Hamamı (XVIIyüzyıl), Kurşunlu’da bulunan Kurşunlu Hamam, Pazar Camisi, Ilgaz İlçesi’nde Ilgaz Hamamı, Çerkeş’te Piri Sani Türbesi (XVIIIyüzyıl), Çerkeş Hamamı (XVIyüzyıl) bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Gezgin Gözüyle

Oysa başta Ilgaz Dağı olmak üzere doğal ve termal çekiciliklerimiz bulunmaktadır
ÇANKIRI MÜZESİ: Anıt Alanı'nın kuzeyinde yeralan 100 Yıl Kültür Merkezi'nin 2 Katında bulunmaktadır Müzede; Eski Tunç Çağı (MÖ 3000-2500), Hitit Dönemi (MÖ 2000-1000), Frigler (MÖ 1binin ilk yarısı), Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri eserleri sergilenmektedir Teşhir salonunda arkeolojik ve etnografik eserler bir arada, taş eserlerin bir kısmı ise bina dışında teşhir edilmektedir Arkeoloji bölümünde Eski Tunç, Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait pişmiş topraktan kaplar, kemik, cam, boncuk, bronz aletler ve süs eşyaları, gözyaşı ve koku şişeleri, tıp aletleri, ağırşaklar, kandiller, iğneler, yüzük kaşları ve çeşitli heykel parçaları; Etnografya bölümünde ise Çankırı ve çevresine ait çeşitli dokumalar, el işlemeleri, hat sanatı örnekleri, baskı kalıpları, kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ile günlük hayatta kullanılmış çeşitli eşyalar bulunmaktadır Salonda, Kurtuluş Savaşı'nda İnebolu -Kastamonu-Çankırı-Ankara hattında cephane taşımış tarihi bir kağnı da yer almaktadır Cam eserler sergi salonunda Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler sergilenmiş, bina dışında ise çeşitli medeniyetlere ait aslan heykelleri, mezar siterleri, mil taşları, mimari parçalar, yazıtlar ve zahire küpleri teşhir edilmiştir
ÇANKIRI KALESİ: Şehrin kuzeyinde küçük bir tepe üzerine kurulmuştur Romalılar, Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde sağlamlığıyla ünlü yapıdan günümüze, birkaç sur kalıntısından başka birşey kalmamıştır Dörtgen planlı olan kalenin surları moloz taş ve tuğla karışımıdır Eteklerinde bulunan dereden itibaren 150 metre yükseklikteki kalede, yerleşim yeri ve pişmiş toprak kap kalıntıları, Roma dönemi kaya mezarları ile Çankırı Fatihi Emir Karatekin Bey'in türbesi bulunmaktadır Geçmiş yıllarda ağaçlandırılan kale halen, ziyaretgah ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır
EMİR KARATEKİN BEY VE TÜRBESİ: Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan'ın Anadolu'nun fethi ile görevlendirdiği komutanlarından biri olan Emir Karatekin Bey, önceleri Turhal ve Zile civarı beyi olmuş, sonraları ise Sinop ve Çankırı'nın fethi için görevlendirilmiştir 1074 yılında Çankırı'yı fetheden Karatekin Bey ölümüne kadar burada görev yapmış olup, türbesi Çankırı Kalesi'nde bulunmaktadır Türbe Danişmentliler dönemi eserlerinden olup, tuğla ve moloz taştan inşa edilmiş, yalın bir yapıdır İçinde 4 adet sanduka bulunmaktadır Mimari özelliğinden ziyade Emir Karatekin Bey'in Türbesi olduğu için önem arzetmekte ve ziyaretçi çekmektedir
TAŞMESCİT (CEMALETTİN FERRUH DARULHADİSİ) Çankırı'da Selçuklu Döneminden kalma en önemli yapıdır Bu eser sanat tarihi bakımından olduğu gibi plastik sanatlar açısından da ilgi odağı niteliğindedir Şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Keyhüsrevoğlu I Alaattin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi Cemalettin Ferruh tarafından miladi 1235 yılında yaptırılmıştır Şifahaneye 1242 yılında bir de Darulhadis kısmı ilave edilmiştir Bunun için ayakta olmayan Darüşşifanın moloz taştan yapıldığı yıkıntı kalıntılarından anlaşılmaktadır Darulhadis kısmı ise kesme taştan yapılmış olup, bütünüyle ayakta kalmıştır Bu yapının plastik sanatlar bakımından önemi ise üzerinde yeralan 2 adet figürlü parçadan meydana gelmektedir Bunlardan biri sürekli yayınlara konu olmuş ve üzerinde durulmuştur 100x25 cm Ebatlarındaki bu kabartmanın özelliği, gövdeleri birbirine dolanan 2 ejder (yılan) motifidir Ejderlerin başları birbirine karşılıklı gelecek şekilde biçimlendirilmiştir Günümüzde "Tıp Sembolü" olarak kullanılan kabartmanın orjinali kaybolmuş olup, aslına uygun olarak yaptırılan yenisi yerine konulmuştur Halk arasında su içen yılan olarakta isimlendirilen 2 Parça diğerinin aksine alçak kabartma şeklinde olmayıp, başlı başına bir heykel görünümündedir Darulhadis de kullanılan gözenekli taştan yapılmış olan parça kupa şeklinde olup, gövdesine bir yılan sarılmakta ve üst kısmında uzantı yaparak sonuçlanmaktadır Bu motif ise günümüzde "Eczacılık Sembolü" olarak kullanılmakta ve halen Çankırı Müzesi'nde sergilenmektedir
BÜYÜK (ULU-SULTAN SÜLEYMAN) CAMİİ: Mimar Sinan dönemi eserlerinden olan cami, Büyük Osmanlı Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile Sadık Kalfa tarafından inşa edilmiştir Sülüs Hat ile yazılı kitabesinde; "Buyurdu yapmaya isna yılında Bunu Sultan Süleyman tali-ül hayr Münadi görecek hayretle hatmin, Didi tarihi ya cami-ul hayr" yazılıdır 1522 yılında başlayan inşaatın 1558 yılında tamamlandığı bilinmekle birlikte neden bu kadar uzun sürdüğü konusunda bilgi bulunmamaktadır Kare planlı olan cami üzerinde, ortada bir büyük tüm kubbe ile bu kubbenin dört tarafında birer yarım kubbe bulunmaktadır Duvarları ve mihrabı kesme taş, kubbe üstleri kurşun kaplıdır Caminin içi rokoku üslubu ile süslenmiş araları hat örnekleri ile bezenmiştir Mihrap istilaktitlidir, zengin bir görünümü vardır Mimberi taştan yapılmıştır Kürsüsü köşeli ve gövdesi yuvarlaktır Kapı süveri mermer olup, kemerleri kilit taşı, içleri oluklu konsol halinde çıkarılmıştır Son cemaat yeri dört sutuna dayanan üç kubbe ile örtülü ve iki tarafında istalaktitli mihrap nişleri bulunmaktadır Merkez İlçede Mimar Sinan Mahallesi'nde bulunan eser 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore ettirilmiştir
MEDRESELER: Osmanlı Döneminde, ülkenin her tarafında olduğu gibi Çankırı'da da okumaya ve ilme büyük önem verilmiş ve bir çok medrese kurulmuştur Buğün Büyük Camii'nin doğusunda bulunan Çivitçioğlu Medresesi ile Buğdaypazarı Camii bahçesindeki Buğdaypazarı Medresesi XVII yüzyıldan günümüze kadar ulaşan eserlerdendir
yüzyılda Türkistan'dan gelerek Hicaz, Şam Ve Urfa dolaylarında bulunduktan sonra Tosya ve Çankırı bölgesine yerleşen Aliyyülbüka'nın oğludur Türbesi Eldivan İlçesine bağlı olan Seydiköyü'nde bulunmaktadır Türkistan alimlerden ders alarak yetişen Hacı Murad-I Veli, 1187 yılında Seydiköyü'ne yerleşerek çevreden gelenlere ders vermiştir Çocukları da babaları gibi alim yetişmiş ve halkın eğitimi ile meşkul olmuştur Köyün üst kısmında bulunan türbe, camii ile beraber aynı yapı içerisinde olup moloz taştan yapılmış ve ahşap çatı ile kapatılmıştır Yalın bir yapı olan camii ve türbe mimari açıdan önemli bir özellik taşımamakla birlikte Horasan Erenlerinden olan Hacı Murad-I Veli'nin makamı olması sebebiyle çok sayıda ziyaretçi çekmektedir
SAKAELİ KÖYÜ KAYA MEZARLARI: Genel olarak Roma ve Bizans dönemlerine ait olduğu tahmin edilen bu mezarlar, Çankırı'ya 69 Km mesafedeki Orta İlçesi'nin 8 Km kuzeydoğusunda yeralan Sakaeli Köyü'ndedir Köyün sırtını dayandığı tepenin güneyde dik inen yamaçları ile Devrez Çayı arasında kalan dar bir şeritte, güneybatı-kuzeydoğu istikametinde sıralanan yapı grupları yer almaktadır Çakıl taşlı tortul kayaç özelliği taşıyan tepenin yere yakın oyukları, önü kapatılmak suretiyle köy halkı tarafından değişik maksatlarla kullanılmaktadır Çeşitli yükseklik ve boyutlardaki oyuklar, tek tek birbirine geçilen, basamakla inilen iki odalı bölmeli, aydınlatma pencereli özellikler göstermektedir Kare, dikdörtgen, daire planlı, düz, kubbe ve semerdam tavanlıdır Duvarlara açılmış küçüklü büyüklü nişler, mezar odası ve ikamet amaçlı olarak kullanılmıştır Bir kısmının girişleri kemerli ve içlerinde ölü sedirleri mevcuttur 1,5x1,5 m ile 10x10 m arasındaki değişken taban ölçüleri 2-3,5 m arasında değişen tavan yüksekliklerine sahiptirler Oyuklar arasında 27 basamakla inilen bir sulu in de bulunmaktadır Devrez Çayı'nın akıntısı istikametinde ve köye 2 Km mesafedeki Gelin Kayası mevkiinde peri bacası oluşumları ve aralarındaki kaya mezarları, ilgi çekici görünümler meydana getirmektedir
CENDERE (SALMAN) HÖYÜK: Ilgaz İlçesi'nin güneydoğusunda, Çankırı-Kastamonu karayolunun kenarında bulunan Cendere Köyü'ndedir 20-25 m yüksekliğinde bulunan Höyük'ün tepesi düzdür Çevresinde bulunan tarım arazilerindeki çalışmalar ve kaçak kazılar sonucunda yüzeye yayılmış pişmiş topraktan mamul parçalardan; Höyükte yoğun olarak Roma ve Bizans dönemi yerleşiminin çok daha eski çağlara uzandığı tahmin edilmektedir Bölgedeki anıtsal yapılar, Devrez Çayı'nın güneyinde kayalık, yüksekçe bir tepenin doğuya bakan yamaçlarındadır Burada çok sayıda insan eliyle oyulmuş mağaralar, kaya mezarları, kaya kilisesi olabileceği tahmin edilen tapınak ve amacı tam olarak bilinmeyen oyuklar bulunmaktadır Burasının, dini törenlerin yapıldığı ve muhtemelen Höyükle bağlantılı, kutsal kabul edilen alanlardan olduğu tahmin edilmektedir Kaya tapınakları, ulaşım yollarının geçtiği sarp ve dar geçitlere, kervanların, talancı eşkıyadan korunması amacıyla ibadet ve dua etmek için yapılmıştır
ÇANKIRI EVLERİ: İl genelinde 57 tanesi Merkez İlçede, 3 tanesi Çerkeş İlçesi'nde olmak üzere 60 adet ev, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu tarafından tescil edilerek koruma altına alınmıştır Bunların dışında Bayramören, Ilgaz ve Yapraklı ilçelerinde de klasik Türk mimarisi tipinde çok güzel halen kullanılan evler bulunmaktadır Çankırı Evleri genelde iki katıdır Birinci kat kışlık olarak kullanılmaktadır Günlük hayatın geçtiği bu kısım sade ve kullanışlı olarak planlanmıştır Yemek yapmak ve yemek, oturma ve yatma ortamı için düşünülmüştür İkinci katlar ise manzaralı ve gösterişlidir Misafir ağırlamak ve yazın kullanılmak üzere yapılmıştır Genel olarak kesme taş su basmanı üzerinde ahşap çatkı arası kerpiç dolgu kullanılmak suretiyle yapılmış olan evlerde, toplumun ekonomik ve bölgenin jeolojik yapısının etkili olduğu görülmektedir KIRKPINAR YAYLASI (ILGAZ) Ilgaz İlçesi sınırları içerisinde yeralan yayla 1650 m rakıma sahiptir Çevre köylere ait 32 adet yayla evi bulunan Kırkpınar Yaylasında 150x350 m ebatlarında bir de gölet yer almaktadır Çevresi sarıçam, karaçam, köknar ağaçlarıyla ve çayırlarla çevrili olan yayla, kolay ulaşımı, nefis manzarası, temiz havası, göleti ve bol su kaynaklarıyla günübirlik ziyaretçilerin dışında atlı ve yaya yürüyüş, manzara seyri, kamping, karavan, fotografçılık, dağ yürüyüşü gibi turizm türlerine son derece elverişlidir Yaylaya, Ilgaz-Kastamonu karayolunun 10 Km batıya ayrılan 10 Km stabilize bir yolla ulaşılmaktadır Yayla Ilgaz'a 20, Çankırı'ya 70 Km mesafededir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Cami ve Mescitleri


Sultan Süleyman (Ulu Cami) Camisi (Merkez)

Bu cami Mimar Sinan’ın üç yarım kubbeli camiler planı düzeninde yaptırılmıştır Cami, 1936 yılında depremden zarar gördüğünden ötürü yenilenmiş ve özelliğini kaybetmiştir Caminin giriş kapısı üzerinde sülüs yazı ile bir kitabesi bulunmaktadır;

“Buyurdu yapmağa isna yılında
Bunu Sultan Süleyman tali-ül hayr
Münadi görecek hayretle hatmin
Didi tarihi ya cami-ul hayr”

Cami kare planlı olup, üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Ayrıca bu kubbe dört tarafındaki yarım kubbelerle tamamlanmıştır İbadet mekanını örten kubbe birbirlerine ve duvarlara yuvarlak kemerlerle bağlı dört paye üzerine oturtulmuştur Girişin önünde dört sütunun taşıdığı üzerleri kubbeli üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerinde, girişin iki yanında stalaktitli birer mihrap nişi vardırGirişin önündeki bölüm diğer iki yan bölümden daha yüksek tutulmuştur Giriş ekseninin karşısında bulunan mihrap stalaktitli olup, oldukça güzel bir işçilik göstermektedir Minber taştan, kürsüler ve köşeli gövdede iyi bir taş işçiliği dikkati çekmektedir

Caminin duvarları kesme taştan, kapı söveleri mermerden yapılmıştır Caminin yanındaki minare dörtgen bir kürsü üzerinde kesme taştan yuvarlak gövdelidir Caminin içerisi XIXyüzyıla ait rokoko üslubunda bitkisel motiflerle bezenmiş, bunların arasına da yer yer Kuran’dan alınan yazılar yerleştirilmiştir Caminin içerisindeki bezemede geometrik, örgü, yılan ve ejder motifleri orijinal camiden kalmıştır Burada dikkati çeken bir özellik de Selçuklu mimarisinde çok sık rastlanılan yıldız motiflerinin uygulanmış oluşudur

Vakıflar Genel Müdürlüğü 1992 yılında bu camiyi restore ettirmiştir


İmaret Camisi (Merkez)

Çankırı İmaret Mahallesi’nde bulunan İmaret Camisi, kitabesinden öğrenildiğine göre Candaroğlu Kasım Bey tarafından 1397 yılında yaptırılmıştır XVIIyüzyılda harap olan bu cami yeniden yapılırcasına onarılmıştır 1916 yılında yapı yeni bir onarım geçilmiş ve mimari özelliğinden uzaklaşmıştır

Cami kesme ve moloz taştan yapılmıştır Kesme taştan olan minaresi de yıkılma tehlikesinden ötürü yıkılarak yeniden yapılmıştır Caminin haziresinde Osmanlı dönemine ait mezar taşları bulunmakta olup, bunlar arasında Candaroğlu Kasım Bey’in, eşi Çelebi Mehmet’in kızı Sultan hatun’un mezarları bulunmaktadır


Ali Bey Camisi (Merkez)

Çankırı Ali Bey Mahallesi’nde bulunan bu cami yazıtından öğrenildiğine göre 1609 tarihinde Ali Bey tarafından yapılmıştır

Çankırı’daki Ulu Cami’den sonraki ikinci taş yapıdır İlk yapı bütünüyle yıkılmış ve sonradan yeniden yapılmıştır Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin üzeri trompların taşıdığı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Alçıdan mihrap ve minberinde bezeme bulunmamaktadır Caminin uzun kenarlarında alt sırada dikdörtgen çerçeveli üçer, üst sırada da alçı şebekeli üçer penceresi bulunmaktadır Caminin minare kaidesi kesme taştan olup, gövdesi çok köşeli tuğladandır

Cami Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yakın tarihlerde restore edilmiştir


Yeni Cami (Merkez)

Çankırı Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Hacı Mehmet isimli bir kişi 1720 yılında yaptırmıştır Günümüzde orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır

Kareye yakın dikdörtgen planlı cami moloz taştan yapılmış, üzeri de ahşap bir çatı ile örtülmüştür


Mirahor Camisi (Merkez)

Çankırı Merkez ilçede, Karatekin Mahallesi’nde bulunan bu camiyi, 1797 yılında Tüfekçibaşı İsmail Ağa yaptırmıştır

Yapılan onarımlar sonucu orijinalliğinden uzaklaşan cami, dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Mihrap ve minberi bir özellik taşımamaktadır


Karadayı Köyü Camisi (Merkez)

Çankırı Karadayı Köyü’nde bulunan bu cami geç Osmanlı devri mimarisinin bir örneğidir Banisinin ismi bilinmemektedir Caminin güneydoğu duvarındaki bir kitabeden öğrenildiğine göre, 1821 tarihinde yaptırılmıştır

Dikdörtgen planlı, üzeri çatı ile örtülü bir yapı olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır Minber ve mihrabı oldukça sade ve basittir


Eski Cami (Eldivan)

Çankırı Eldivan İlçesi, Gölez Köyü’nde bulunan bu caminin üzerindeki taş kitabesi okunamayacak derecede tahrip olduğundan ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir

Cami kare planlı olup, üzeri ilk yapılışında pandantiflerin taşıdığı bir kubbe ile örtülü idi Ancak son cemaat yeri ile birlikte kubbesi de yıkılmış ve üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Mihrabı orijinal yapıya ait olup, mukarnaslı ve taştandır Mihrabın içerisinde geometrik desenler ve rozetler görülmektedir Cami mimari yönden özelliğini yitirmiştir Duvarları taştan yapılmış olup, kuzeybatı köşesine kare kaideli silindirik gövdeli bir minare eklenmiştir Günümüzde bu minarenin kaide kısmından sonra bir bölümü yıkılmıştır Cami harap bir durumdadır


Aşağı Mahalle Camisi (Bayramören)

Çankırı Bayramören İlçesi Dalkoz Köyü’nde bulunan bu cami, XIXyüzyılın ortalarında Alaybeyli Ali Ağa tarafından yaptırılmıştır

Mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmayan cami, dikdörtgen planlı ve üzeri bağdadî ahşap bir kubbe ile örtülüdür Minber ve mihrabı sade olup bezemesi yoktur Son cemaat yeri ile kıble duvarına bitişik olan minaresi 1966 yılında yeniden yapılmıştır


Ören Köyü Camisi (Çerkeş)

Çankırı Çerkeş ilçesi Ören Köyü’ndeki bu camiyi XVIIyüzyılın ilk yarısında Sultan IVMurad’ın lalası Mirza Bey yaptırmıştır

Yüksek bir kaide üzerindeki cami kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür Duvarları kesme taştan, yer yer toplama taş ve tuğlalar da kullanılmıştır Cami çeşitli dönemlerde onarım geçirdiğinden özelliğini yitirmiştir İbadet mekanında ve mihrapta dikkati çeken bir bezeme görülmemektedir Son cemaat yeri 1944’te yıkılmış ve yapı ile uyum sağlamayacak bir biçimde yenilenmiştir

Cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1958 yılında onarılmış ve minaresi yenilenmiştir


Hacı Murad-ı Veli Camisi (Eldivan)

Çankırı Eldivan ilçesine bağlı Seydiköy’de bulunan Hacı Murad-ı Veli Camisi’nin ve yanındaki türbenin ne zaman yapıldıkları kitabeleri olmadığından bilinmemektedir Hacı Murad-ı Veli’nin 1207 tarihinde öldüğü dikkate alınacak olunursa, türbenin daha önceki bir tarihte yapılan camiye eklendiği sanılmaktadır

Cami dikdörtgen planlı olup, ahşap tavanlıdır Türbe ile birlikte üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Moloz taştan yapılmış olan caminin kuzeybatı köşesinde tuğladan sekiz sıra kirpi saçaklı pahın orijinal olduğu sanılmaktadır Cami çeşitli onarımlar geçirmiş olup, orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır Bu nedenle de mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır


Karamürsel Köyü Camisi (Kızılırmak)

Çankırı Kızılırmak ilçesi, Karamürsel Köyü’nde bulunan bu cami 1879 yılında yaptırılmıştır Kitabesi okunamadığından yapım tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir

Cami oldukça yüksek bir kaide üzerine dikdörtgen planlı olup, ahşap çatı ile üzeri örtülmüştür Duvarlarında kesme taş ve tuğla kullanılmıştır İbadet mekanı ve mihrabında dikkati çeken bir bezeme görülmemektedir


Doğu Mahallesi Camisi (Korgun)

Çankırı Korgun ilçesinde, Doğu Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Yapı üslubundan XIXyüzyıla ait olduğu sanılmaktadır

Cami kare planlı, üzeri bağdadi ahşap bir kubbe ile örtülüdür İç mekanındaki duvarları ve kubbedeki kalem işlerini Tosyalı Ali Usta yapmıştır Caminin son cemaat yeri ile minaresi bulunmamaktadır


Pazar Camisi (Kurşunlu)

Yapı üslubundan XVyüzyılda yapıldığı sanılırsa da minare kaidesindeki kitabesine göre 1717 yılında minaresi yaptırılmıştır

Cami kare planlı, üzeri sekizgen bir kasnağın taşıdığı tuğladan basık bir kubbe ile örtülüdür Mihrap stalaktitli olup, bunun dışında iç mekanda dikkati çeken bir bezeme görülmemektedir Minarenin kesme taştan kaidesi olup, bunun üzerine çok köşeli gövdesi tuğladan yapılmıştır









Dumanlı Camisi (Kurşunlu)

Çankırı Kurşunlu ilçesi Dumanlı Beldesi’ndeki bu cami, minaresindeki kitabeye göre XVIIIyüzyılda Şaban Ağa tarafından yaptırılmıştır Batıda bulunan giriş kapısında, iç alınlığındaki kitabeden de Sultan Abdülmecid adına Çerkeş Kadısı Tosyalızade Ali Vefa Efendi 1897 yılında bu camiyi onarmıştır

Cami kare planlı olup, üzeri bağdadi ahşap bir kubbe ile örtülmüştür İbadet mekanına doğu ve batı cephelerindeki iki ayrı kapıdan girilmektedir Duvarları kesme taştan yapılmıştır Kıble yönündeki bir madalyon içerisinde de Abdülmecid’in bir tuğrası görülmektedir Cami içersisindeki kalem işlerini XIXyüzyılda Tosyalı Ali Usta yapmıştır


Taşkaracalar Camisi (Kurşunlu)

Banisinin kim olduğu belli değildir

Dikdörtgen planlı caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Duvarları moloz taş ile örülmüştür Mihrap basit ve sadedir İbadet mekanının üzerini örten ahşap ceviz tavanın ortasında yer alan sedefle işlenmiş Mühr-ü Süleyman motifinden başka içerisinde başka bir bezemesi bulunmamaktadır Caminin yanındaki minaresi taş kaideli olup, yuvarlak gövdelidir











Cambazzade Ahmet Efendi Camisi (Orta)

Çankırı Orta ilçesinde bulunan Cambazzade Ahmet Efendi Camisi’ni 1802 yılında Cambazzade Ahmet Efendi yaptırmıştır

Kare planlı olan caminin üzeri sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş düz ahşap bir tavanla örtülüdür Mihrabı oldukça sade olup, içerisinde dikkati çeken bir bezeme görülmemektedir Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır


Dodurga Camisi (Orta)

Çankırı Orta ilçesinin dodurga beldesinde bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Yanındaki çeşmenin kitabesinden ve caminin mimari yapısından XIXyüzyılın ortalarında yaptırıldığı sanılmaktadır

Dikdörtgen caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür İç mekanı örten ahşap tavanda bulunan göbek dışında bir bezemeye rastlanmamaktadır Aynı zamanda tavanın etrafını Kuran’dan alınmış bir yazı çevrelemektedir Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır


Bayındır Köyü Camisi (Orta)

Çankırı Orta ilçesinin Bayındır Köyü’nde bulunan camiyi, 1889 yılında Ortaköylü Mustafa Usta yaptırmıştır

Kare planlı caminin üzeri yüksek bir kasnak üzerine oturtulmuş bir çatı ile örtülüdür Caminin ikinci katında bulunan kadınlar mahfiline ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır Buradaki galeri camiyi çepeçevre kuşatmaktadır Cami mimari yönden herhangi bir özellik göstermemektedir


Yukarı (Ulu Cami) Cami (Şabanözü)

Çankırı Şabanözü ilçesi Sağlık Mahallesi’nde bulunan Yukarı Cami Beylikler döneminde, XIIIyüzyılda yapılan ahşap direkli camiler grubundandır

Cami dikdörtgen planlı olup, mihrap yönüne dikey üç adet ahşap direklerle üç sahna ayrılmıştır Sahınları birbirinden ayrılan ahşap direklerin üzerine kirişler atılmış ve bunlar ibadet mekanının üzerini örten ahşap tavanı taşımaktadır Bunlardan orta sahın diğerlerinden daha yüksek yapılmıştır Mihrap ve minberde bir orijinallik görülmemektedir İbadet mekanında dikkati çeken bir bezeme elemanı bulunmamaktadır 1977 yılında önündeki son cemaat yeri yapılan eklerle ibadet mekanına eklenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Türbeleri


Karatekin Türbesi (Merkez)

yüzyılda yapılmıştır

Türbe moloz taş ve tuğladan yapılmış olup, mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır Türbe içerisinde Emir Karatekin Bey ve çocuklarına ait dört sanduka bulunmaktadır








Şeyh Mehdi Türbesi (Merkez)

Çankırı, Merkez ilçesindeki Karataş Mahallesi’nde Kayabaş Mevkii’nde bulunan bu türbe Şeyh Mehdi’ye aittir Şeyh Mehdi’nin doğum yeri ve tarihi konusu kesinlik kazanamamıştır Bununla birlikte, 1154’te öldüğü bilinen Şeyh Mehdi’nin türbesi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki vakfiyesinden öğrenildiğine göre 1272 yılında yapılmıştır Mimari yönden bir özelliği olmayan bu türbe halk tarafından ziyaret edilmektedir


Hoşislamlar Türbesi (Atkaracalar)

uzaklıktadır Bu türbenin çevresine yakın tarihlerde cami, misafirhane, yemekhane, iki çeşme ve bir hela yapılmıştır

Bu türbede gömülü bulunan Pir Hamza Sultan’ın Fatih Sultan Mehmet döneminde Horasan’dan geldiği ve burada bir mescit yaptırdığı bilinmektedir Türbenin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır Halk tarafından ziyaret edilmektedir












Piri Sanî Türbesi (Çerkeş)

Çankırı Çerkeş ilçesindeki bu türbe aynı ismi taşıyan mescidin içerisinde bulunmaktadır Türbe XVIIIyüzyılda yapılmıştır Halk arasında Pirî Sani olarak tanınan Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi, Halveti tarikatının Şabaniye kolunun önde gelenlerindendir Çerkeş’te 1813 yılında ölmüştür Şabaniye kolunun büyüklerinden ve Kastamonu’da gömülü bulunan Şeyh Şaban-ı Veli’den sonra geldiği için Piri Sani olarak tanınmıştır

Kare planlı 500x500 m ölçüsünde olup, üzeri bir kubbe ile örtülmüştür Moloz taştan yapılmıştır Sandukanın çevresi demir parmaklıklarla çevrilidir


Hacı Murad_ı Veli Türbesi (Eldivan)

Yanındaki cami ile birlikte bu türbenin de ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Ancak Hacı Murad-ı Veli’nin 1207 tarihinde öldüğü dikkate alınacak olursa bu türbenin XIIIyüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır

Türbe caminin doğu duvarına bitişiktir Kare planlı ve ve üzeri kubbe ile örtülüdür Türbenin ön kısmında ahşap tavanlı bölümde Hacı Murad-ı Veli’nin oğlu ve kızlarının sandukaları da bulunmaktadır Ayrıca türbe içerisinde yörede kutsal sayılan iki göktaşı bulunmaktadır

Türbenin mimari yönden bir özelliği bulunmamakla beraber halk arasında ziyaretgâh olarak önemlidir


Fethiye Türbesi (Yapraklı)

Çankırı Yapraklı ilçesinde bulunan bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir Türbe XVIIyüzyılda yapılmış olup iki katlıdır

Kare planlı olan türbenin alt katında türbe, üst katında da kütüphane bulunmaktadır Türbenin üzeri beşik bir tonozla örtülüdür Üst kattaki kütüphanenin asıl girişi kuzey cephesinden olmasına karşılık, bugün güney cephesine bitişik pencereden açılan bir kapıdan girilmektedir Kütüphanenin üzeri tromplu kubbe ile örtülü olup, dıştan sekiz kasnaklı olan kubbenin üzeri çatı ile örtülmüştür

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Hamamları


Karataş Hamamı (Merkez)

Çankırı Ali Bey Mahalle’sinde bulunan Karataş Hamamı Ali Bey Camisi bitişiğinde olmasından ötürü cami ile beraber aynı dönemde yapıldığı sanılmaktadır Ali Bey Camisinin 1609 yılında yapıldığı dikkate alınacak olursa ve hamamın mimari üslubu da XVIIyüzyıla işaret etmektedir

Osmanlı hamam mimarisinde çifte hamam plan tipine uygun bir yapıdır Kadınlar ve erkekler bölümünden meydana gelmiştir Soğukluk, sıcaklık ve halvet bölümlerinden oluşmaktadır Yuvarlak kemerli bir kapıdan soğukluğa geçilmektedir Soğukluk bölümünün üzeri merkezi kubbe ve yanlarda da yarım kubbelerle örtülüdür Sıcaklık bölümü de Türk üçgenleri ile geçilen merkezi bir kubbe ile örtülüdür Sıcaklığın dört köşesine de kubbeli halvetler yerleştirilmiştir Hamamdaki kubbelerin hepsi sekizgen kasnaklar üzerine oturtulmuştur Kadınlar bölümü de aynı plan düzenindedir Günümüzde harap bir durumdadır


Çarşı Hamamı (Ebcet Hamamı) (Merkez)

Çankırı Müflis Tepesi Mevkii’ndeki bu hamam halk arasında Ebcet Hamamı, kaynaklarda da Buğday Pazarı ve Çarşı Hamamı isimleri ile geçmektedir Çankırı Mutasarrıfı Said Efendi tarafından XIXyüzyılın başında yaptırıldığı sanılmaktadır

Osmanlı hamam mimarisinde çifte hamam plan düzeninde olup, kadınlar ve erkekler bölümü birbirine eş plan düzenindedir Soğukluk, sıcaklık ve halvetten meydana gelmiştir Soğukluk kısmı üç kubbeli olup, buradan ortası kubbeli yanları eyvan biçimli, tonoz örtülü sıcaklığa geçilmektedir Sıcaklık köşeli bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür Sıcaklığın köşelerinde kubbeli halvetler bulunmaktadır


Çerkeş (Murat) Hamamı (Çerkeş)

Çankırı Çerkez ilçe merkezinde bulunan bu hamamı XVIyüzyılda Sultan IVMurad tarafından yaptırılmıştır Bu nedenle de hamama Murat hamamı ismi yakıştırılmıştır

Hamam, Osmanlı hamam mimarisindeki çifte hamamlar grubundan olup, kadınlar ve erkekler kısmından meydana gelmiştir Her iki bölümün planları da birbirinin aynısıdır Soğukluk, sıcaklık ve halvetlerden meydana gelmiştir Soğukluktan geçilen sıcaklık pandantifli iki kubbe ile örtülüdür Bunun etrafında eyvanlar ve halvet hücreleri vardır Bunların üzerini örten kubbeler trompludur Hamam moloz taş duvarlardan yapılmıştır Günümüzde hamam harap durumda olup, deprem sonucu bazı bölümleri yıkılmıştır


Ilgaz Hamamı (Ilgaz)

Çankırı Ilgaz ilçe merkezinde çarşıda bulunan bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir

Moloz taştan yapılmış olan hamam, soyunmalık, soğukluk, sıcaklık ve halvet bölümlerinden meydana gelmiştir Bu bölümlerin üzerleri kubbe ile örtülüdür Sıcaklığın köşelerinde üzerleri kubbeli halvetler bulunmaktadır


Kurşunlu Hamamı (Kurşunlu)

Bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Hamam değişik dönemlerde onarılmış ve özelliğini kaybetmiştir

Moloz taştan yapılan hamamın üzeri tonoz örtülü bir soyunmalık bölümü ile tek kubbeli sıcaklık bölümü bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Kaya Mezarları


Beşdut Kaya Mezarı (Merkez)

Bunlardan sütunlu olan mezar 10 m eninde, 2 m yüksekliktedir Kare biçimindeki bir girişten sonra duvarları ve tavanı düz olan mezar odasına girilmektedir Bunun hemen yanında 8x10 m ölçüsünde dikdörtgen bir girişten sonra duvarları ve tavanı yine düz olan ikinci bir mezara geçilmektedir

VIyüzyıla tarihlendirilen bu iki mezarın dışında yörede bunlara benzer kaya mezarları bulunmaktadır



İndağı Kaya Mezarları (Ilgaz)

yüksekliğinde Salman Höyük bulunmaktadır Kaçak definecilerin zarar verdiği bu höyüğün çevresinde Roma ve Bizans dönemlerine tarihlendirilen çok sayıda pişmiş toprak esere rastlanmıştır Bunun dışında buradaki yerleşimin Roma döneminden çok daha eskiye gittiği sanılmaktadır Höyüğün yakınlarında, Devres Cayı’nın güneyindeki kayalıkların doğuya bakan yamaçlarında da kaya mezarları, mağaralar bulunmaktadır Bu mağaralardan bazılarının Hıristiyanlığın erken dönemlerinde dini amaçlı kullanıldıkları sanılmaktadır Buradaki kaya mezarlarının yanındaki mağaraların bu amaçla kullanılması olasıdır Bu mezarlarda irili ufaklı mezar odaları bulunduğu gibi çoğu zaman bunlarda insanların yaşadıkları buluntulardan anlaşılmaktadır Mezarlar kare, dikdörtgen planlı, bazıları düz kubbeli ve semerdam tavanlıdır Duvarlara açılmış olan irili ufaklı nişler mezar olarak kullanılmıştır


Sakaeli Kaya Mezarları ve Peri Bacaları

Aynı zamanda tortul kaya özelliği taşıyan bu tepenin oyuklarını köylüler yakın tarihlere kadar değişik amaçlı kullanmışlardır Gelin Kayası Mevkiindeki Peri Bacaları oluşumları ile bunların arasındaki kaya mezarları bir bütün oluşturmuştur

Buradaki mezar odaları birbirlerinden farklı yükseklik ve genişlikte olup, birbirlerine geçişlerle bağlanmıştır Bazen bu geçişler basamak şeklindedir Mezar odaları kare, dikdörtgen planlı, kubbeli ve semerdam tavanlıdırlar Duvarlarındaki irili ufaklı nişler mezar odası ve yaşam alanı olarak da kullanılmışlardır Bu nişlerden bir tanesinde ölü sedirleri de günümüze kadar gelmiştir


Gerdek Boğazı Kaya Mezarı (Çerkeş)

Çankırı Çerkeş ilçesi Gerdek Boğazı Mevkiindeki kaya mezarını ilk kez RLeonhard bulmuşturVIIIyüzyıla tarihlendirilen bu kaya mezarı üçgen alınlıklı ve sütunlu bir girişten sonra üç odalı mezara geçilmektedir Birbirleri ile bağlantılı olan bu mezar odalarının duvarlarında nişler bulunmaktadır Bunlar iç içe dikdörtgen oyuklardan ibaret olup, üzerleri ağaç mimarisini andıracak şekilde kayaların oyulması ile hareketlendirilmiştir


Karain Kaya Mezarı (Çerkeş)

Çankırı Çerkeş ilçesi Karakoyunlu Köyü’nün yakınındaki yüksek kayalıklarda bir kaya mezarı bulunmuştur Bu mezar kayaların oyulması ile üç ve dört odadan oluşmuştur Tarihlendirilmesinde kesin bir rakam verilememektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Kaleleri


Çankırı Kalesi (Merkez)

Çankırı’nın kuzeyinde, 730 m yüksekliğindeki Karatekin Tepesi’ndedir Kalenin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamakla beraber, Romalılar, Bizanslılar, Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kullanıldığı kalede o dönemlerde yapılan onarımların izlerinden anlaşılmaktadır

Bizans döneminde cezaevi olarak kullanılmıştır Bu dönemde kalede büyük değişiklikler yapılmıştır

Günümüze harap bir durumda gelebilen kalenin dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmaktadır Kesme taş ve tuğla karışımı, harç kullanılmadan bir duvar örgü tekniği ile yapılmıştır Burçları tamamen yıkılmıştır Kalenin içerisinde Roma döneminden kalma kaya mezarları ve yer altı geçitleri bulunmaktadır Kalenin içerisinde Emir Karatekin Bey’in türbesinin bulunmasından ötürü de günümüzde sürekli ziyaret edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Müzesi


Halk Eğitim merkezi’nin bu tür eserlerin depolanması ve sergilenmesi için uygun olmadığından yeni bir binanın yapılmaya başlaması ile müze ziyarete kapatılmıştır Bu arada müze Çankırı Lisesi’nin bir sınıfında idari çalışmalarını sürdürmüştür

1981 yılında yapımı tamamlanan 100yıl Kültür Merkezi’nin ikinci katında 23 Ağustos 1981’de ziyarete açılmıştır

Çankırı Müzesinde Eski Tunç Çağı (MÖ3000-2500) Hitit Dönemi (MÖ2000-1200), Frig Dönemi (MÖ1000 ilk yarısı), Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin eserleri sergilenmektedir Müzedeki eserler çevredeki araştırmalar, satın alma ve adliye yolu ile müzeye kazandırılmıştır Etnoğrafik eserler de yine satın alma ve bağış yolu ile elde edilmiştir

Müzenin bulunduğu Kültür Merkezi’nin 2katında 1200 m2’lik 2 teşhir salonu ile deposu ile idari binaları bulunmaktadır Müzenin bahçesinin olmamasından ötürü genellikle büyük taş eserlerin müzelerde bahçede sergilendiği düşünülecek olursa Çankırı Müzesi bundan yoksundur Bu bakımdan arkeolojik taş eserlerin bir bölümü bina dışında kaldırım üzerinde sergilenmiştir Bunlar Hitit, Roma dönemlerine tarihlenen aslan heykelleri, mezar stelleri, mil taşları, mimari parçalar, sütun kaide ve başlıkları, Latince ve Grekçe yazıtlar ile Osmanlı mezar taşları ve aslan kabartmalı dibeklerdir

Bunun yanı sıra vitrinlerin dışında açık teşhire de yer verilmiştir Vitrinlerde sergilenen eserler arasında pişmiş toprak kaplar, kemik, cam, boncuk, bronz aletler ve süs eşyaları, cam gözyaşı ve koku şişeleri, tıp aletleri, ağırşaklar, kandiller, iğneler, yüzük kaşları ve çeşitli heykel parçaları bulunmaktadır

Etnografya bölümünde de, Çankırı ve çevresine ait çeşitli dokumalar, el işlemeleri, giysiler, heybe, kilim ve çuvallar ile bakır siniler, taslar, ibrikler, sahanlar ve leğen gibi eşyalar, kılıçlar, hançer, kama ve çakmaklı tüfek ve tabancalar, barutluk ve yağlıklar, balta, teber, ok ve yaylar, el yazması kitap, icazet ve Kuran’lar, yazı takımları, oyma ve kakma çekmece, ağızlık ve takunyalar, mahalli bindallı, üçetek, fermane, cepken, yağlık, bohça, fes tepeleri, önlük bağları, kuşaklar, kunduralar, çorap ve eldivenler, mineli gümüş saatler ve köstekler, bilezikler, kemer ve kemer tokaları sergilenmektedir

Müzenin orta bölümünde Kurtuluş Savaşı'nda, İnebolu, Kastamonu, Çankırı ve Ankara arasında cephane taşıyan tarihi kağnı teşhir edilmiştir


100Yıl Kültür Merkezi
Tel (0376) 213 02 04
Fax (0376) 212 25 63

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Kaplıcaları



Çankırı köylerinde çeşitli hastalıklara iyi gelen kaplıcalar bulunmaktadır Çerkeş’in batısındaki İmanlar Köyü’ne 3 km uzaklıktaki Acısu Kaplıcası bağırsak hastalıklarına; İmanlar Köyü’ndeki Akaya Kaplıcası cilt ve romatizma hastalıklarına iyi gelmektedir Eskipazar’ın güneyindeki Bayındır Köyü yakınlarında bulunan Bayındır Kaplıcası bağırsak; Kurşunlu’nun 8 km batısındaki Çavundur Köyü’nün kuzeyindeki Çavundur Kaplıcası cilt; Kurşunlu’nun doğusundaki Karacaviran Kaplıcası cilt hastalıklarına iyi gelmektedir Ayrıca Ilgaz’ın 14 km kuzeydoğusundaki kazancı Köyü’nde bulunan Kazancı Kaplıcası mide hastalıklarına; Çerkeş’in batısında Bedil Köyü yakınlarında Kös Kaplıcası cilt ve romatizmaya; Ilgaz’ın 4 km kuzeybatısında Ödemiş Köyü’ndeki Ödemiş Kaplıcası da mide hastalıklarına iyi gelmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Medreseleri


Taş Mescit Medresesi (Şifahane) (Merkez)

Yapının bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir Günümüze gelebilen yapıdan, kendine özgün bir Selçuklu yapısı olduğu anlaşılmaktadır

Günümüze ulaşabilen kitabesinden 1235 yılında Alaaddin Keykubat Bin Keyhüsrev zamanında Emir Atabey Cemaleddin Ferruh’un hastane (şifahane) olarak yaptırdığı öğrenilmektedir Buradaki kitabede; “Allah’ın rahmetine muhtaç naçiz kulu Atabey Cemaleddin Ferruh bu darülhadis ve mezarın yapılmasını emretti Hükümdar namına bina h633 yılında yaptırıldı” yazılıdır Ayrıca bu medresenin yanında 1242-1243 tarihlerinde yaptırılmış Darülhadis yapısı bulunmaktadır

Yapı oldukça kalın taş duvarlardan yapılmıştır Darülhadis ve ona bitişik olan türbesi oldukça sağlam durumdadır Medresenin şifahane kapısı Selçuklu süsleme elemanlarının kendine özgü bir örneğidir Bu kapı stalaktitli bir niş içerisine alınmıştır Bu nişler içerisindeki kalıntılardan ilk yapımında çinilerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır Buradaki kabarma yılan motifi hekimliğin simgesi olarak tanınmıştır

Darülhadise de iki yandaki merdivenlerle çıkılmakta olup, buradaki yazıtlı ve mukarnaslı kapısı Selçuklu döneminin en güzel örneklerinden birisidir Kapının bezemeli kilit taşı düşmüş olmasına rağmen iki yanında yer alan rozetler dikkat çekicidir Darülhadis pandantiflerin taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür Bunun dışında kalan bölümler beşik tonozlarla örtülüdür Yapının sağ köşesinde kara kaideli yuvarlak gövdeli bir de gözetleme kulesi bulunmaktadır

Bu yapı darülhadis, tımarhane ve Mevlevihane olarak da kullanılmıştır


Çankırı’da XVIIyüzyılda yapılmış Çivitçioğlu Medresesi ile Buğday pazarı Camisi’nin bahçesinde Buğday Pazarı Medresesi bulunmakta olup, bu yapılar restore edilerek kullanılmaktadır Mimari yönden özelliklerini kaybetmişlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Köprüleri


Bayramören Köprüsü (Bayramören)

XIXyüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır

İki gözlü, kesme taştan olan köprünün diğer bölümleri ahşaptan yapılmıştır Burada kesme taş ayaklar üzerine kalasların yerleştirilmesi ile değişik bir köprü oluşturulmuştur Ayrıca üzeri kiremit bir çatı ile örtülmüştür




Akbaş Köyü Köprüsü (Çerkeş)

Çankırı Çerkeş’te Melen Çayı üzerinde bulunan bu köprüyü XXyüzyılın başında Çerkeşli Hacı Gökmen, Safranbolulu Rum ustalara yaptırmıştır


Çaylı Köyü Köprüsü (Çerkeş)

Büyük olasılıkla XXyüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır

Köprünün kesme taştan ayakları olup, beş gözlüdür Üzeri kiremit çatı ile örtülüdür Bu köprü yanında yapılan bir köprüden ötürü kullanılmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Saat Kulesi




Oldukça yüksek bir platform üzerindeki saat kulesinin yüksekliği 15 mdirKule kare planlı, dikdörtgen gövdeli olup üzerinde, saat kadranlarının altında bir balkonu bulunmaktadır Üzeri kurşunu bir kubbe ile örtülmüştür Kulenin üzerinde dört yöne bakan yuvarlak kadranlı birer saat bulunmaktadır Bu saatler İsviçre’de yapılmış, XIXyüzyılın ortalarında, büyük olasılıkla 1860 veya l866 yıllarında Belediye Başkanı Hacı Efe zamanında Sultan IIAbdülhamit tarafından Çankırı’ya gönderilmiştir Doç Dr Hakkı Acun’dan öğrenildiğine göre saat kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar vardır 24 saatte bir kurulur ve zincirlidir Ayrıca çanın iki tokmağı 16 kg ağırlığındadır Yarım ve tam saatlerde çalmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Sivil Mimari Örnekleri


Çankırı Evleri

Bununla beraber Kültür Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu il merkezinde 79, Çerkeş’te 3, Ilgaz’da 11, Ilgaz Belören Köyü’nde 3 ve Yapraklı ilçe merkezinde 1 tane olmak üzere toplam 97 evi tescil etmiş ve koruma altına almıştır

Çankırı evleri çok az ayrıntıları dışında Türk evi özelliklerinin tümünü bir araya getirmiştir Bu evler zengin bir çeşitlilik sergilememekle beraber halkın ekonomik yapısına uygun olarak yapılmışlardır

Çankırı evlerinin alt kat duvarlarında kesme taşlar kullanılmıştır Ayrıca bunların arasına kerpiç dolgular ve ahşap çatkılar da yerleştirilmiştir Duvar yüzeyleri alçı, toprak kireç karışımı bir sıva tabakası ile örtülmüştür Yörede bu tür yapı üslubuna yeydene ismi verilmektedir

Bu evler genelde iki katlı olup, birinci katlar kışlık olarak kullanılmıştır Daha çok günlük yaşamın geçtiği yer olup, oldukça sade ve kullanışlıdır Burada ev sakinleri yemek hazırlama, yeme ve oturmayı ön plana almışlardır İkinci katlar daha manzaralı ve gösterişli olup, burada mutlak bir baş oda bulunmaktadır Başodalar diğerlerine göre daha geniş ve ahşap işçiliği yönünden de oldukça zengindirler Başodaların özellikle tavanlarına önem verilmiştir Tavan göbeklerinde kök boya kullanılmış, bununla ilgili geometrik ve bitkisel bezemeler yapılmıştır

Bu kattaki odalarda sedirler ve yöresel dille makat denilen tahta sedirler yapılmıştır Her odanın içerisine yüklük denilen tahta dolaplar yerleştirilmiş ve bunlardan bir tanesi gusülhane olarak kullanılmıştır Odaların en görkemli yerine de alçıdan yapılmış ocaklar yerleştirilmiştir Bunların kenarlarına da yöresel dilde şinanay denilen lamba veya mumluk konmak için raflar yapılmıştır Bu odalardaki dolapların kenarlarına terece denilen ahşap küçük gözler açılmıştır

Çankırı evlerinde cepheler güneye bakmakta, kuzey yönleri de soğuk iklimden ötürü genelde sağır olarak düz bırakılmıştır Evlerin üst örtüsü bölgede yapılan oluklu kiremitlerle kapatılmıştır Evlerde pencere sayısı genellikle çok azdır Bunun da nedeni Çankırı’da uzun ve sert geçen kışlardan kaynaklanmaktadır

Eski Çankırı evlerinde açık sofalı örneklere rastlanmaktadır Sonraki dönemde, özellikle XIXyüzyılda yapılan evlerde orta sofalar yapılmış ve birinci kattaki sofaların güney cepheleri kapatılarak kapalı sofalar şekline dönüştürülmüştür Avlu kapıları Çankırı’ya özgü olup bunlar çift kanatlı olarak yapılmış, yörede çatal kapı olarak da isimlendirilmiştir Ayrıca ev sahibinin mesleğine, zenginliğine göre yerli ustalar tarafından yapılan kapı tokmakları da birbirlerinden farklı şekiller göstermektedir

Bu sokaklardaki evler bazen bitişik nizamda, bazen de küçük aralıklarla birbirlerinden ayrılmış ve hepsinin arkasında birer bahçesi bulunmaktadır

Çankırı evlerinden günümüze gelebilen örneklerin başında Yaran Evi (Coşkaralar Evi) gelmektedir Çankırı sivil mimarisinin tüm özelliklerini yansıtan bu ev Mimar Sinan Mahallesi Nar Çıkmazı Sokağı’ndadır

Çankırı Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Taş Mektep denilen yapı Osmanlı döneminin son yıllarında yapılmış bir yapıdır Günümüzde Güzel Sanatlar Lisesi olarak kullanılan bu yapı okul olarak yaptırılmıştır İki katlı ve kesme taştan yapılan Taş Mektep, Çankırı sivil mimarisinin son dönem eserlerinden bir örnektir Ayrıca buna benzer bir başka örnek de Şabanözü ilçesinde okul olarak kesme taştan yapılmıştır Günümüzde de okul olarak kullanılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çankırı Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çankırı Hakkında Bilgi



Çankırı Mesire Yerleri ve Tabiat Varlıkları


Ayrıca merkez ilçenin kuzeybatısında 5 km uzaklıkta bulunan Orman Fidanlığı Mesiresi değişik ağaç ve süs bitkileri ile halkın dinlence yerlerinden birisidir

Eldivan ilçesinin Bülbül Pınarı mesiresi başta çam olmak üzere meşe, yabani fındık, dağ kavağı ağaçları ile zengin bir bitki örtüsüne sahiptir

Eldivan ilçe merkezine 5 km uzaklıkta bulunan Bülbül Pınarı orman İçi Mesire yeri de ilçenin önemli bir mesiresidir Mesire yeri dışında Karadere ve saray göletleri ile çeşitli su kaynakları bulunmaktadır

Ilgaz ilçesine 20 km uzaklıktaki Kadın Çayırı Orman İçi Mesire yeri küçük bir vadide olup, etrafı karaçam, sarıçam ve köknar ağaçları ile çevrilidir Ayrıca Ilgaz’a 24 km uzaklıktaki Çerkeş Ömer Fidanlığı Mesire yeri de oldukça geniş bir alana yayılmıştır Çerkeş ilçesine 20 km uzaklıkta Çerkeş-Kızılcahamam yolu üzerinde bulunan Seybeli (Işık Dağı) Orman İçi Mesire yeri de ilin rağbet edilen mesire yerlerindendir

Ilgaz Dağları Milli Parkı

61 hektarlık bölüm Milli Park olarak ayrılmıştır Burası 1997 yılında da Bakanlar Kurulu tarafından “Kış Sporları Turizm Merkezi” olarak ilan edilmiştir

Zengin bitki örtüsüne ve bol akışlı sulara sahip olan Ilgaz Dağlarında aşırı avlanmaya rağmen nesillerini sürdüren geyik, karaca, ayı, yaban domuzu, kurt, tilki, tavşan ve keklik gibi hayvanlar da yaşamaktadır

Ilgaz Dağları’nın doruk mevkii, doğal güzelliğinin yanı sıra kış sporları için de önem taşımaktadır Buradaki tesisler Milli Parkın sınırları içerisinde kalmakta olup, gelenlere hizmet verebilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.