Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aksaray, bilgi, hakkında

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Genel Bilgi

Aksaray, kuzeyden Kırşehir, doğudan Nevşehir, güneydoğudan Niğde, kuzeybatıdan Ankara, batı ve güneyden Konya illeri ile çevrilidir

Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün güneydoğusunda yer alan Aksaray ilinin yeryüzü şekillerini, Hasan Dağı, Melendiz Dağları ve Ekecik Dağı gibi eski volkanik dağlar ile bu dağlardan püsküren lavların meydana getirdiği platolar ile ovalar oluşturmaktadır Yüzölçümü 6232 km2’dir

İlin ekonomisi tarım ve turizme dayanmaktadır Buğday, arpa, patates, üzüm ve elma yetiştirilir Ayrıca kavak üretimi de önem kazanmıştır Geniş otlaklarında da koyun beslendiği gibi yörenin önemli bir hayvan pazarıdır Koçaş Devlet Üretme Çiftliği ilin 25 km uzaklığındadır Bölgede halı ve kilim dokumacılığı yaygın olup, özellikle Taşpınar halıları ile ünlüdür

Neolitik Çağa inen tarihi yörede MÖ8000-5000 yıllarında insanların yaşadığı, ortaya çıkan buluntulardan anlaşılmaktadır Nitekim Aksaray’ın 25 km doğusundaki Aşıklıhöyük’te Neolitik Çağdan kalma kalıntılarla karşılaşılmıştır Kentin 18 km kuzeybatısındaki Acemhöyükte de Kalkolitik Çağdan başlayan yerleşim alanları bulunmaktadır Bunlar MÖ5500’den başlayarak 2000 yılının başlarına kadar sürmektedir Bölge Asurluların önemli bir ticaret merkezi idi Orta Anadolu’da MÖXIIIyüzyıl sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği burada etkisini göstermiştir

Kapodokia Kralı Arkhelaos bugünkü kentin bulunduğu yerde tarafından kurulmuş ve kente Arkhelais adı verilmiştirArchelais kentinin kuruluşu ilk çağlara kadar uzanmaktadırIIIyüzyılda kurulmuş olan Hitit merkezi Karaura, daha sonraları da yörenin Garsauritis olarak anılması nedeni ile Archelais Garsaurarı isimli kentin aynı olduğu bilinmektedir Roma İmparatoru Cladius’un ( MS 41-54 ) kente koloni ayrıcalığı tanıması ile kent önemli bir alışveriş merkezi olmuştur Archelais, Bizanslılarla Araplar arasında bir çok kez el değiştirmiştir

Anadolu Selçukluları burasını imar etmiş ve özellikle İzzettin Kılıçarslan kentin ortasına, yörenin beyaz taşlarından görkemli bir saray yaptırmıştırKente de bu saraydan ötürü Aksaray ismi verilmiştir

Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay kazılabilme özelliği nedeniyle bölgemize çok sayıda yeraltı şehri, dik yamaçlara kaya içinde yerleşme birimleri yapılmıştır MS I yüzyılda Aziz Paul ve müritleri tarafından Anadolu’da yayılmaya başlayan Hıristiyanlık, çok tanrılı Roma taraftarlarının büyük tepkisine neden olduğundan, ilk Hıristiyanlar korunmak amacıyla bu yöreye gelmişlerdir MSVIIyüzyıl sonlarından itibaren Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları seferler nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı çok artmış, Ihlara, Gelveri ve Göreme gibi yerleşim birimlerini oluşturmuşlardır

Kılıçaslan zamanında saraylar, medreseler, zaviyeler, kervansaraylar yaptırılmış, Azerbaycan ve Orta Asya’dan getirilen halk buraya getirilerek yerleştirilmiştir Bu yıllarda Aksaray, Selçukluların askeri üssü konumundaydı Özellikle Kılıçaslan’ın babası Sultan Mesut, Danişmentlere karşı Aksaray’ı bir askeri üs olarak kullanmıştır Aksaray, Selçuklulardan İlhanlı, Danişmentli, Karamanoğulları egemenliğinde kalmıştır 1470 yılında İshak Paşa tarafından ele geçirilen Aksaray, Osmanlı topraklarına dahil olmuştur İstanbul’un fethinden sonra boşalan şehrin iskanı için, Aksaray halkının büyük bir bölümü İstanbul’a nakledilmiş ve bugün İstanbul’daki Aksaray’ın olduğu yere yerleştirildiklerinden bu semte de Aksaray adı verilmiştir

Aksaray, Osmanlılar zamanında Konya eyaletine bağlı sancak merkezi idi Şemseddin Sami Kâmusü’l Alâm’da buradan, XIXyüzyılda Konya Vilayetinin Niğde sancağına bağlı kaza merkezi olarak söz etmektedir Aksaray 1924’te il yapılmış, 1933 yılında Niğde’ye bağlanmıştır 21 Haziran 1989 yılında Niğde’den ayrılıp il olmuştur

Aksaray’da günümüze ulaşan belli başlı tarihi yapılar arasında; Güzelyurt İlçesindeki kiliseler, Kalanlar Köprüsü, Başköprü, Nakkaş Köprüsü, Debbağlar Köprüsü, Eğri Minare, Ulu Cami, Yusuf Hakiki Baba Mescidi ve Türbesi, Yunus Emre Türbesi, Şeyh Hamdi Veli (Somuncu Baba) Türbesi, IIKılıçarslan Türbesi, Selime Sultan Türbesi, Ali Paşa Türbesi, Baydı Hatun Türbesi, Melik Gazi Hangâhı, Zinciriye Medresesi, Paşa Hamamı, Alay Han, Sultan Han, Öresin Han ve Ağzıkara Han bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Gezgin Gözüyle


Ihlara Vadisi:

Vadi içerisinde 5000 yerleşim yeri ve 105 kilise bulunmaktadır Bugün görülebilir 14 durumda kilise mevcuttur Bunlardan 10 kadarı canlılığını ve renk uyumunu korumaktadır ve halen gezilebilmektedir Vadi, doğal yapısı itibariyle 9 yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva ve ibadet yeri, savaş döneminde ise dinlenme, korunma yeri olarak kullanılmıştır Vadide yer alan kiliselerde “Hz İsa'nın Doğumu”, “Müjde”, “Ziyaret”, “Mısır'a Kaçış”, “Son Akşam Yemeği” gibi İncil'de geçen konular fresko tekniğindeki resimlerde betimlenmiştir Ihlara Vadisi'ndeki kayalara oyulmuş freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarihsel ve dinsel miras olarak günümüze dek varlıklarını sürdürmüşlerdir İlk çağlardan itibaren tabiatla tarihin bir arada bulunduğu Ihlara Vadisi'ndeki kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılır Ihlara civarındaki kiliseler Kapadokya tipi diye bilinen sanat özelliklerini gösterir

Aksaray, Hristiyanlığın daha ilk yıllarında önemli bir din merkezi olmuştur Kayseri’li Basilus ve Nazianzos’lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4yy da burada yetişmişlerdir Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir manastır hayatının kurallarını bunlar tespit etmişlerdir Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius’un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmiyorlardı Bu yeni anlayışın yeri Belisırma idi Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek Hz İsa’nın Tanrılığı tartışmasında İznik toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürdü Böylece Hıristiyanlık tarihinde öncü Gregorius’un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma, Ihlara, Gelveri) Manastır ruhuna uygun, kayalara oyulan kiliseler topluluğu halinde geldi Arap akınlarına karşı, Hasandağı’ ndaki müdafaa kaleleri karşı koyunca bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirdiler Ihlara vadisindeki kayalara oyulmuş bu freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak zamanımıza kadar gelmiştir Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskan yerleri 14 km boyunca Ihlara’dan Selime’ye kadar devam eden “IHLARA VADİSİ” içerisinde yer alırlar


İlk çağlarda Kapodokya Irmağı anlamına gelen Patamos Kapadokus ırmağının ortasında tabiatla tarihin bir arada bulunduğu Ihlara Vadisindeki kiliselerin ilk örnekleri MS 4 yya kadar inmektedir Ihlara Vadisindeki kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılır Ihlara civarındaki kiliseler Kapadokya tipi diye bilinen sanatı gösterir Orta kısmında Belisırma bölümünde bulunanlar ise, Bizans tipi resimlerle süslüdürler Böylece iki bölgeyi ayıran kaynaktan doğan iki ayrı tip saymak gerekmektedir Birinci gruptakiler; Eğritaş, Ağaç altı, Kokar, Pürenliseki ve Yılanlı kiliselerdir İlk Hristiyanlık dönemine yakın olan bu kiliselerde; incil sahneleri, Aziz Basilus ve Gregorius’un anlayışlarına göre çizilmişlerdir Uzun metinler verilmiştir Teferuatta Mısır ve Suriye etkileri görülmektedir Ağaçaltı kilisesi son dönem Roma ve Sasani etkisindedir ve daha fazla doğu havası taşımaktadır
Vadi içerisinde 105 kilise vardırBunlardan ziyarete açık olanlardan bazıları ise; Eğritaş Kilisesi, Ağaçaltı (Daniel)Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Yılanlı Kilise, Kokar Kilise, Pürenliseki Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Saint Georges (Kırkdamaltı) Kilisesi, Direkli Kilise ve Ala Kilisedir


Sümbüllü Kilise

Aziz tasvirleri Kapadokya ve Bizans tipinden çok ayrıdır Plan V ve VI yy yapılarına uygundur Bu bölgedeki diğer üç kilise ise, ayrı bir grupturAzizler diğerlerine benzer, fakat ortaçağ özelliğine kaymıştır İncil’den az metin verilmiştir Bunlarda da Suriye etkisi açıktır Göreme ve diğer kiliselerde rastlanmayan özellikler ve ifadeler vardır Bütün resimlerde İncil sahnelerinin sembolik bir üslupla gösterildiği dikkati çekmektedir

Belisırma bölümündeki kiliseler açıkça Bizans tipindedir Bazı küçük ayrıntılar yerli veya daha doğudan gelen etkilere örnek ise de genel üslup Bizans’tır

Bütün bu kiliselerden sadece ikisinin tarihi tespit edilmiştir Direkli Kilise (976-1025), Saint Georges Kilisesi ise (1283-1295) yıllarına aittir Sonuncusu çağının sanatının tipik bir örneğidirBir Selçuk Sultanının elbisesini gösteren resim, Türk hükümdarının himaye ve yardımı ile bu kilisenin yapıldığına belge teşkil etmektedir
Xyyortasında Bizansın Toroslar ve Klikya Bölgelerini geri almasıyla Ihlara bölgesinde de yeni kiliselerin yapıldığını görmekteyiz Bahaddin Samanlığı Kilisesi, Sümbüllü Kilise ve Direkli Kilise resimleri bu yüzyılda işlenmiştir Ala Kilise, Akhisar’daki Çanlı Kilise ve Karagedik Kilisesi XI yy başlarındaki Bizans sanatına örnek teşkil eder Eski kiliselere sonradan bazı Bizans tipi resimler de ilave edilmiştir Bu davranış, XI yy da Selçuk Türklerinin bölgeye gelmesiyle son bulur Fakat bölgedeki dini hayat devam eder Bölgenin kilise hayatı 1924’deki nüfus mübadelesiyle son bulur


VADİNİN OLUŞUMU

Vadiye çok yakın Hasan Dağı ve çevresi, Neojen (Genç Tersiyer) ve IV Zamanda oluşmuşturBu zamanda oluşan yükselmelere karşın havzalar oldukça düşük kalmıştır Hasan Dağı volkanın püskürmesine neden olan tektonik hareketler sonunda çevre yüzeyini geniş bir volkanik tabaka kaplamıştır Aynı hareketler sırasında kalkerin basınç ve sıcaklık etkisiyle yarattığı kırık hattan fışkıran doğal sıcak suyu, Yaprakhisar ve Ihlara arasında bulunan Ziga Kaplıcaları’nda görebilirsiniz Çevrenin yapısal karakterini derinden etkileyen volkanik püskürme sonucu oluşan tüf taşları, rüzgar, erozyon ve diğer doğa etkenleri ile aşınmış, Selime ve Yaprakhisar’da karşınıza çıkan değişik görünüm ve renklerde Peri Bacaları’nı yaratmıştır Tektonik hareketler, bazı yerlerde yumuşak tüfün, bazı yerlerde gri, yeşil ve kahverengi tonlarının hakim olduğu ve iri tanelerle ufalanan kayaların kapladığı alanları çöküntüye uğratmıştır Ihlara Vadisi boyunca ilerleyen Melendiz Çayı da bu tür çökmenin sonucu oluşan kanyon vadinin tabanını oyarak daha büyük bir derinlik kazanmıştırYer yer 100 veya 120 metre derinliğe varan vadiyi ikiye bölerek akan Melendiz Çayı (ilk çağlarda bu ırmağa Kapadokya ırmağı anlamına gelen Potamas Kapadokus denilirdi Aksaray yakınlarında Uluırmak adını alarak Tuz Gölü’ne ulaşır
Doğa, insan, tarih ve sanat olgusunu bu denli bir araya getirebilen ve bu gerçeği ancak kendisine yaklaştığımız zaman simgeleyen Ihlara Vadisi sakladığı bu sırrı kendisiyle beraber olduğunuzda açıklayacaktır sizlere


Yer Altı Şehirleri:

İldeki yer altı şehirleri genellikle Güzelyurt ve Gülağaç ilçelerinde yoğunluk kazanmakla birlikte, gerek merkez ilçe ve gerekse Ortaköy’de de yer altı şehrine rastlamak mümkündür Güzelyurt ilçe merkezi ve Manastır Vadisi’nde 3 adet açık yer altı şehri vardır Gülağaç ilçesinde Saratlı Yer Altı Şehri ziyarete açılarak, aydınlatılmıştır


Nora (Viranşehir) Antik Kenti:

Aksaray'ın 30 km güneyinde Hasan Dağı'nın eteğinde kurulmuş olan antik Nora kasabası stratejik mevkide önemli bir askeri merkezdir Roma ve Bizans dönemlerinde önemini koruyan kasabada bugün birçok kilise bulunmaktadır Ayakta kalan yapılar Bizans dönemine aittir Bu kiliseler kısmen tahrip olmuşsa da çeşitli freskler halen göze çarpmaktadır


YEŞİLOVA (ACEMHÖYÜK)

Yeşilova Aksaray’ın 18 km kuzeybatısındadır Kasaba, adını burada bulunan höyükden, höyük ise, Yavuz Sultan Selimin Çaldıran seferinden sonra, Azerbaycan’dan getirdiği aileleri buraya iskan etmesinden sonra, halkına acem denilmesinden Acemhöyük ismini almıştır Yeşilova (Acemhüyük) Höyük, MÖ3000’de iskan görmüş, en parlak devrini MÖ2000-1750 yıllarında yaşamıştır Şehrin o zamanki ismi kesin olarak bilinmemekle beraber,yerli ve yabancı bilim Höyük, 1948 yılından beri Önasya Arkeoloji prof’lerinden Prof Nimet ÖZGÜÇ tarafından sistemli bir şekilde kazılmaktadır Kazılar neticesinde Asur ticaret kolonileri devrine ait büyük bir saray ve deposu ortaya çıkarılmıştır Ayrıca gaga ağızlı testiler, mühürler, seramikler bulunmuştur Höyükten çıkan eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde, Aksaray Müzesinde ve Niğde müzesinde sergilenmektedir


AŞIKLIHÖYÜK

Aşıklı Höyük Kızılkaya Köyü’nde, köyün 1km kadar güneyinde Melendiz Irmağı kıyısında yer almaktadır Aksaray’ın 25 km güneydoğusundadır Burada l989 yılından beri Prof Dr Ufuk Esin başkanlığında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı öğretim üyeleri,öğrencileri tarafından arkeolojik kurtarma kazıları yapılmaktadır Çünkü Mamasın Baraj gölünün su seviyesi yükseltildiğinde Aşıklı Höyüğün kısmen batı ve kuzey yamaçları su altında kalacaktır Aksaray Kapadokya’ sında volkanik tüflü bir arazi içinde yer alan Aşıklı’da ilk yerleşmeler MÖ8 binyılda (günümüzden onbinyıl önce) başlamıştır Aşıklı Höyük Anadolu ve Yakındoğu’da Akeramik Neolitik dönem’e ait en eski "ilk köy yerleşimlerini" sergileyen en önemli ören yerlerinden biridir Burada bulunan kültürün benzeri ise henüz bulunamamıştır Aşıklı orta büyüklükte bir höyüktür

Höyükte yukarıdan aşağıya, 2 kültür tabakası ve ona ait alt evrelerdeki köy yerleşmeleri gün ışığına çıkarılmış, yaşayan insanlar konutlarını kerpiçten yapmışlardır Konutlar genelde dar geçitlerle birbirlerinden ayrılan mahallelerden oluşmaktadır Bazı konutlar tek,bazıları da 2-3 odalıdır Odalardan birbirine geçilmesini sağlayan kapı aralıkları vardır Ancak konutlardan geçit ve avlulara çıkışı sağlayan kapılar yoktur Konutlara damdan taşınabilir bir merdiven yardımıyla girilmektedir Konutlar dörtgen kare,yamuk planlıdır Bazen bir duvarları dışbükeydir Genelde tabanları ve duvarları çamurla sıvalıdır Birçoğunda çakıl taşı döşeli,üstleri kerpiç sıvalı ocak yerleri vardır Ayrıca çöplerini belirli geniş alanlara atmışlar,sonra da bunları yakmışlardır Yerleşme belirli adeta kentsel bir dokuyu anımsatan bir düzende planlanmıştır Güneyde geniş çakıllı bir yol yerleşmeyi ikiye ayırır Çakıllı yolun güneybatısında tabanları ve duvarları aşıboyalı bir tapınak ve müştemilatı ile sundurmalı büyük bir bina yer alır Sundurmalı binanın kuzey duvarı en eski "sandık duvar" sisteminde yapılmıştır Doğuda ise yerleşmeyi sınırlayan kıvrımlı,taştan,anıtsal bir çevre duvarının bir kısmı gün ışığına çıkarılmıştır Çevre duvarına da çakıllı bir yoldan gelinmektedir Köye giriş buradan olmalıdır Çevre duvarının iç kısmındaki konutlar ise genelde taş temellidir Bazılarının duvarları ise taşla kerpiçin birlikte örülmesi ile yapılmıştır

Aşıklı insanları günümüzden on bin yıl önce, zaman zaman ölülerini konutlarının altına açtıkları çukurlara gömmüşlerdir Aşıklı’da yaşayan insanlar ilk kez burada çeşitli buğday,arpa ve mercimekgillerin tarımını yapmışlardır Ancak en yoğun uğraşları avcılıktır O zamanlar Melendiz Vadisinde bulunan yabani koyun, keçi, domuz, sığır, geyik, tavşan, kuş gibi hayvanları yoğun bir şekilde avlamışlar,bunların etini yemişler,derisinden ve kemiğinden yararlanmışlardır Obsidien denen doğal camdan, hayvan kemiğinden ve taştan aletlerin çoğu bu insanların deri işlediklerini, bu hayvanları avladıklarını göstermektedir Aletlerin çoğu obsidienden yapılmıştır Obsidieni Kömürcü, Nenezi, Kayırlı gibi çevredeki volkanik patlamalarla oluşan yataklardan getirerek aletlerini yapmışlardır En çok bulunan aletler obsidienden kazıyıcılar,rendeler ve kemikten delicilerdir En eski beyin ameliyatı (trepenation) Aşıklı’da genç bir kadın kafatasında saptanmıştır Ayrıca bir başka kadın çene kemiğinde de ilk otopsi izleri bulunmuştur Bazı iskeletlerin boyunlarında rastlanan kolye boncukları arasında doğal,tavlanmış bakırdan yapılmış olanlar vardır Bu Aşıklı’da yaşayanların bu kadar eski bir zamanda bakırı işlemeyi bildiğini göstermesi yönünden önemlidir


Musular Höyük:

Aksaray'ın yerleşim tarihinin Aşıklı Höyük'ten sonraki en eski örneklerinden birini oluşturan Musular Höyük, Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyünde, Melendiz Irmağı'nın batısında yer almaktadır Musular'a ilk kez günümüzden 8000 yıl önce yerleşildiği saptanmıştırŞimdiye kadar iki ana dönem tespit edilmiştir

Bunlardan ilki prehistorik terminolojide "çanak çömleksiz neolitik" olarak adlandırılan akeramik dönemdir Sonraki yerleşme evresi “çanak çömlekli” evreye aittir Bu dönemde yerleşenler önceki yapı kalıntılarını düzlemiş, bunun üzerine kalınca sarımsı renkte bir toprak tabakası sermiş ve bu düzlem üzerine kendi yapılarını inşa etmişlerdir


Acemhöyük:

Aksaray'ın 18 km kuzeybatısında Yeşilova'dadır MÖ 3000 yılında iskân görmüş, en parlak devrini MÖ 2000-1750 yıllarında yaşamıştır Şehrin o zamanki ismi kesin olarak bilinmemekle beraber, yerli ve yabancı bilim adamları tarafından Puruşhanda olduğu sanılmaktadır 1948 yılından itibaren sistemli bir şekilde devam eden kazılar neticesinde Höyükte Assur Ticaret Kolonileri dönemine ait büyük bir saray ve deposu ortaya çıkarılmıştır Üçüncü katta açığa çıkarılmış olan iki saray yapısı yalnız Acemhöyük için değil, Anadolu mimarlık tarihi açısından da önemlidir


GÜZELYURT (GELVERİ- KARBALLA):

Güzelyurt (Gelveri) Aksaray’ ın 45 km doğusunda bir ilçe merkezidir Kuruluşundan beri bazı değişikliklerle zamanımıza kadar gelmiştir En eski ismi Roma ve Bizans devirlerinde KARBALLA idi Bu devirlerde iskan gören bu yerde kayadan oyma taştan yapılmış bir çok kiliseler ve iskan yerleri vardırZamanında Hristiyanlığın önemli dini merkezlerinden biri olmuş, Naziansoslu Gregorius’un çocukluğu burada geçmiştir Selçuklu hakimiyetinde Karballa ismi Gelveri Kilisesi olarak değiştirilmiş ve Selime Kalesine bağlanmıştır Daha sonra Osmanlı hakimiyetine geçen Gelveri’nin ahalisi son nüfus mübadelesinde Yunanistan’a gitmiştir 1960’lı yıllarda Gelveri ismi Güzelyurt olarak değiştirilmiştir 1989 yılında da ilçe yapılmıştır İlçede çok sayıda kaya kilisesi ve yeraltı yerleşim merkezi bulunmaktadır


KİLİSE CAMİİ

Taştan yapılma bir kilisedir Haç planlıdır Üç sahanlıdır Orta sahanda yüksekçe bir kubbe vardır Kilise bugün cami olarak kullanıldığı için freskleri badana ile örtülmüştür Gelveride bunlardan başka yine kayadan oyma Yüksek Kilise, Aziziler damı, Bucak Kilise, Kalburlu Kilise, Koç Kilise, Çömlekçi Kilise, Caferler Kilise, Kulluk Kilise,Sivişli Kilise gibi kiliseler bulunmaktadır


KIZIL KİLİSE

Gelveri’nin(5km) kuzeydoğusundadırKır- mızı kesme taşlardan yapıldığı için Kızıl Kilise adını almıştır Üç neflidir Orta nefte dört sütun üzerinde bir kubbe oturmaktadır Freskler yer yer dökülmüştür Bazı kısımlarda dini sahneler ve havarilerin portreleri yer almaktadırKilise 5-6 yy aittir


Önemli Han ve Kervansaraylar
Ağzıkara Han:

Aksaray-Nevşehir karayolu üzerinde, Aksaray’a 17 kilometre uzaklıkta olup, Anadolu’daki en önemli hanlardan birisidir Selçuklu eseri olan ve Hoca Mesut Kervansarayı diye de anılan yapının, açık ve kapalı bölüm taç kapıları üzerindeki kitabelerden, 1231-1236 tarihleri arasında yapıldığı anlaşılmaktadır Anıtsal taç kapısı, mihrabiyeleri ve geometrik motiflerle bezeli cephesi ile etkileyici bir görünüme sahiptir ve Selçuklu taş süsleme sanatının tüm özelliklerini göstermektedir


Sultan Han:

Aksaray-Konya karayolu üzerinde, Aksaray’a 42 kilometre uzaklıkta Sultanhanı kasabasında bulunan Sultan Han, 1229 yılında Selçuklu Sultan I Alaaddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır Açık ve kapalı bölümleriyle yaklaşık 4990 m2’lik bir alana sahip olan yapı, Anadolu’daki Selçuklu kervansaraylarının en büyüğüdür İleri taşan mermer taç kapısı, dıştan kulelerle desteklenmiş duvarlarıyla bir kaleyi andırmaktadır Taç kapı ve mescidin geometrik bezemeleri, Selçuklu taş süsleme sanatının en güzel örneklerindendir


Ertokuş Hanı:

Beyşehir-Eğirdir karayolu üzerinde, Gelendost ilçesinin Yeşilköy mevkiindedir Kapalı bölüm kapısı üzerindeki kitabeden 1233 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır


Aşıklı Höyük

Aksaray’da İhlara Vadi yerleşiminin bir uzantısı olan Aşıklı Höyük’te yapılan arkeolojik çalışmalar Kapadokya B¿5lgesi’nin kerpiçten yapılmış ilk mahallelerini ortaya çıkarmıştır Yerleşik yaşamın en güzel ve en karmaşık mimari örnekleri olan bu evlerin duvar ve tabanlarında sarı, pembe kil duvar sıvaları kullanılmıştır Ölülerini evlerinin tabanlarına hocker tarzında, yani dizleri karınlarına çekik olarak gömmüşlerdir


Aşıklı Höyük’te araştırma yapan Prof U Esin’e göre yerleşim yerindeki mahallelerin sıklığı,
Höyük’te ele geçen yüz bine yakın obsidiyenden yapılmış çeşitli aletlerin Anadolu’da benzerleri yoktur Taştan çok iyi bir şekilde işlenmiş yassı baltalar, kemikten bızlar,keskiler, bakır, akik ve çeşitli taşlardan yapılmış süs eşyalarının yanı sıra az pişmiş kilden figürinler de ele geçmiştir Aşıklı Höyük araştırmacıları, bu Höyük’te ele geçen bir iskelete dayanarak dünyada bilinen en eski beyin ameliyatının (trepanasyon) 20-25 yaşlarındaki bir kadına uygulandığını belirtmektedirler

Aksaray’da İhlara Vadi yerleşiminin bir uzantısı olan Aşıklı Höyük’te yapılan arkeolojik çalışmalar Kapadokya B¿5lgesi’nin kerpiçten yapılmış ilk mahallelerini ortaya çıkarmıştır Yerleşik yaşamın en güzel ve en karmaşık mimari örnekleri olan bu evlerin duvar ve tabanlarında sarı, pembe kil duvar sıvaları kullanılmıştır
Ölülerini evlerinin tabanlarına hocker tarzında, yani dizleri karınlarına çekik olarak gömmüşlerdir

Aşıklı Höyük’te araştırma yapan Prof U Esin’e göre yerleşim yerindeki mahallelerin sıklığı, yapıların çokluğu Akeramik Neolitik evre için sanıldığından daha yoğun bir nüfusun varlığını göstermektedir

Höyük’te ele geçen yüz bine yakın obsidiyenden yapılmış çeşitli aletlerin Anadolu’da benzerleri yoktur Taştan çok iyi bir şekilde işlenmiş yassı baltalar, kemikten bızlar,keskiler, bakır, akik ve çeşitli taşlardan yapılmış süs eşyalarının yanı sıra az pişmiş kilden figürinler de ele geçmiştir Aşıklı Höyük araştırmacıları, bu Höyük’te ele geçen bir iskelete dayanarak dünyada bilinen en eski beyin ameliyatının (trepanasyon) 20-25 yaşlarındaki bir kadına uygulandığını belirtmektedirler


İSLAM ESERLERİ

1-Ulu Cami(Karamanoğlu Cami) (Merkez)
2-Eğri Minare (Merkez)
3-Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü)
4-Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez)
5-Kılıçarslan Türbesi (Merkez)
6-Yunus Emre Türbesi (Ortaköy İlçesi Reşadiye Köyü)
7-Kaya Cami (Güzelyurt İlçesi)
8-Selime Sultan Türbesi (Selime Kasabası)


ULU CAMİ (KARAMANOĞLU CAMİİ )(Merkez)
Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde,1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı yazılıdır Anadolu Selçuklu Beyliklerinin tipik süslemeleri ile bezenmiş batı portali ile iç mekana ve doğu kale duvarlarına girilen,diğer yanda sağlam payandalarla desteklenen cami,yatık dikdörtgen bir plana sahiptir Mehmet Bey’ in oğlu İbrahim Bey zamanında 1482-1483’de büyük tamiratlar görmüştür Bugünkü minaresi 1925’te yapılmıştır


2EĞRİ MİNARE (KIZIL MİNARE) (MERKEZ)
Selçuklu dönemine ait olup,1221-1236 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare olarak anılmaktadır Dört köşe bir kaidenin üzerine oturtulan silindirik gövde,ince bir silme ile iki kısma bölünmüş,alt kısmı mavi ve yeşil çini mozaiklerle kaplanmıştır Minare yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olması nedeniyle 1973 yılında çelik halatlarla bağlanmıştır Yanındaki cami, sonradan yapılmıştır


3-TAPDUK EMRE TÜRBESİ (Tapduk Emre köyü)
Aksaray İlinin kuzeyinde 20 km mesafede bulunan köy,Küçük Ekecik Da-ğı’nın eteğinde kurulmuş olup Tapduk Emre’ye ait olduğu söylenmektedir Çevre tanzimi ve tanıtım levhalarına ihtiyaç vardır Dağ eteğinin en üst kısmında ise son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi yapılan cami ve türbe bulunmaktadır Tapduk Emre’ye ait olduğu söylenen mezar bozulmadan üst kısmına taş sanduka yapılmıştır


4-ŞEYH HAMİD-İ VELİ (Somuncu Baba) TÜRBESİ (Merkez)
Aksaray merkezi içinde kuzeydoğu tarafında II Kılıçarslan Tepesi eteğinde Ervah Kabristanlığı içinde bulunmaktadır Şeyh Hamid-i Veliye ait türbe açık bir türbedir Mezarı burada bulunmaktadır Mezarı mermerden yapılmış olup, H815-M1412 yazısı bulunmaktadır Ayrıca torunları ve yakınlarına ait mezarlarda buradadır Solda ikinci kubbenin olduğu kısmında demir kapıyla türbedar odasına girilir Türbedar odasındaki iç kısıma geçildiğinde 15 x 15 m ebadında tek gözlü penceresi olan çilehane yer almaktadır Açık türbenin arka kısmında Şeyh Hamid-i Veli’nin itikafhanesi yer almaktadır Demir kapı açıldığında hafif meyilli dehliz görünümlü bir yer karşımıza çıkmaktadır Merdivenle inilen bu uzun koridordan arka duvarın kuzeyinde iki,doğusunda bir adet niş bulunmaktadır Bu dehliz koridorun önü kapatılmış arka kısmındaki 2 x 130 m ebadındaki odaya 70 x 40 cm ebadında son derece küçük ve ancak diz çöküp eğilmek suretiyle girebilecek olan bir kapıdan girilmektedir Yapıda günümüze ulaşan iki tane mezar taşı vakfiyesi bulunmaktadır

5KILIÇARSLAN TÜRBESİ (Merkez)
Aksaray merkezde olup 1 km mesafede İlin doğusunda hakim bir tepede yer almaktadır Tepe üzerinde türbe ve yazlık köşk olarak kesme taştan yapılmış iki bölümden ibarettir Türbe içerisinde Sultan II Kılıçarslan’ın ve IV Kılıçarslan’ın iç organları gömülüdür Selçuklular döneminde yapılmış sonradan onarılmıştır Elektrik,su ve çevre düzenleme çalışmaları bitirilmiş,ağaçlandırma çalışmaları devam etmektedir Yolu stabilizedir


6YUNUS EMRE TÜRBESİ (Ortaköy-Reşadiye Köyü)
Aksaray İlinin Ortaköy İlçe merkezine 20 km mesafede Reşadiye köyündedir Türbenin bulunduğu tepe,halk tarafından ziyaret tepesi olarak bilinmektedir Türbenin düzgün alana oturtulması amacıyla önce taştan bir podyum hazırlanmıştır Podyum üzerine güney tarafa türbe inşaa edilmiş kuzey kısmı duvar ile çevrilmiştir Türbeye giriş batıdan olup, üç basamakla çıkılmaktadır Türbenin 500 m doğusunda çilehane bulunmaktadır Yolu asfalt olup, çevre düzenlemesi yapılmıştır


7KAYA CAMİ (Güzelyurt İlçesi)
Güzelyurt İlçe merkezindedir XIV yy’ dan kalmış olduğu sanılan cami,Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kullanılmıştır Büyük bir kısmı kaya oymadan yapılan camide ayrıca,tonoz örtü sistemi ile inşaa edilmiş bir bölüm mevcuttur Caminin onarıma ihtiyacı vardır


8SELİME SULTAN TÜRBESİ (Selime Köyü)
Selime köyünde bulunan türbe,gerek mimari, gerekse dekoratif yönden erken devir özelliklerini göstermektedir Anadolu’da seyrek görülen eserlerden olup,gövdesi sekizgen kaideli ve külahlıdır Türbede taş ve tuğla işçiliği iç içedir Mimari stili ve malzemeleri yönünden XIII asrın başlarına tarihlenmektedir


AKSARAY MÜZESİ (ZİNCİRİYE MEDRESESİ)
VE BAĞLI ÖRENYERLERİ
Müze; Aksaray İli, Merkez İlçe, Zincirli Mahallesi’ndedir 14 yy Karamanoğulları Beyliği Döneminde yapılan "Zinciriye Medresesinde" 1969 yılında kurulmuş olup halen faaliyetlerini bu binada sürdürmektedir
Zinciriye Medresesi plan itibarıyla, kesme taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiştir Üstü açık avlulu, dört eyvanlı ve revaklı bir yapıdır Giriş doğudaki Taç Kapıdan sağlanmaktadır İçerisinde üzeri kubbe ve tonoz örtülü sekiz oda bulunmaktadır 20 yy başlarına kadar Medrese olarak işlevini sürdürmüş, 1940 yılından itibaren bir süre hapishane olarak kullanılmıştır 1969 yılından itibaren müze olarak faaliyet göstermektedir

Müzede, 1997 yılı sonu itibarıyla satın alma, bağış ve Aksaray İli sınırları içerisinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elde edilmiş toplam 6134 eser bulunmakta

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Cami ve Mescitleri


Ulu Cami (Merkez)

Mehmet Bey zamanında (1402-1424) başlanmış ve oğlu IIİbrahim Bey zamanında (1424-1463) zamanında tamamlanmıştır Caminin Mimarı Mehmet Firuz Bey’dir

Caminin portali Selçuklu döneminin tipik örneklerinden olmasına rağmen, yapılan onarımlardan ötürü özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir Zamanla önündeki avlunun zemini yükselmiş bundan ötürü de portal alçak olarak görülmektedir Portalin iki tarafında dışarıya taşkın çıkmalar olup, hafif yuvarlak kemerli girişin üstü sivri bir şekilde sonuçlanmaktadır

Kesme taştan yapılan Ulu Cami’nin dışına destek amaçlı koyulan payandalar cephenin görünümünü çirkinleştirmiştir İç mekan mihrap duvarına dikey olarak beş sahından meydana gelmiştir Her sırada dörder tane olmak üzere 16 sütunun oluşturduğu bölümler çapraz tonozlarla örtülmüştür Bu sütunlar birbirlerine kemerlerle bağlanmıştırYalnızca kubbe önü ile müezzin mahfilinin üzeri küçük kubbelerle örtülüdür İç mekan girişin iki yanında ve mihrap duvarında üçer pencere ile aydınlatılmıştır Caminin kuzey yönü iki katlı olup, ikinci kattaki bölümler de tonozlarla örtülmüştür

Aksaray’da Kılıçaslan’ın yaptırmış olduğu cami harap olunca, minberi oradan alınarak Ulu Cami’ye yerleştirilmiştir Bundan ötürü de Ulu Cami’nin Selçuklu eseri olduğu sanılmıştır Oysa Ulu Cami Karamanoğulları dönemi Ulu Cami tipindedir Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel eserlerinden olan minber abanozdan olup, üzerinde kabartma tekniğinde geometrik şekiller bulunmaktadır

Caminin ilk minaresinin ne şekilde olduğu bilinmemektedir Bugünkü minaresi ise 1925 yılında yapılmıştır


Eğri Minare (Kızıl Minare) (Merkez)

yüzyıl Selçuklu eserlerinden olan Eğri Minare, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın babası Sultan IKeyhüsrev tarafından 1221-1236 yıllarında yaptırılmıştır Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare, ayrıca ekseninden 27 C eğri oluşundan ötürü de Eğri Minare olarak isimlendirilmiştir Kaynaklarda minarenin yanındaki caminin sonradan yapıldığı yazılıdır Osmanlı kaynaklarının birisinde buradan Keyhüsrev Camisi ve Minaresi olarak söz edilmektedir

Eğri Minare Camisi yapılan onarımlar nedeniyle özelliğinden uzaklaşmıştır Önünde birbirlerine kemerlerle bağlı beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır İbadet mekanının ve son cemaat yerinin üzeri kırma çatı ile örtülüdür İçerisinde belirgin bir süsleme elemanına rastlanmamaktadır Cami özelliğini günümüzde Türkiye’nin Pisa Kulesi olarak isimlendirilen minaresinden almıştır

Minare, kare kaideli silindirik gövdelidir Tuğla gövde ince bir silme ile ikiye ayrılmış olup, yer yer zikzaklı bezemeler, üst kısmında da büyük çoğunluğu dökülmüş olan yeşil çiniler bulunuyordu Tek şerefeli olan minarenin içerisinde 92 basamak bulunmaktadır





Kaya Cami (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezinde bulunan Kaya Camisi’nin büyük bir bölümü kayalar üzerine ve kayadan oyma olarak yapıldığından Kaya Camisi ismi ile anılmıştır Caminin ilk yapımının XIVyüzyılda olduğu sanılırsa da yapılan değişiklikler nedeniyle özelliğini yitirmiş, orijinalliğinden uzaklaşmıştır

Bu caminin bulunduğu yerde bir kilisenin olduğu sanılmaktadır Hıristiyanlığın yayılması için çalışan Nazianuslu Gregorius isimli din adamı Güzelyurt’u merkez haline getirmiş ve burada bir kilise yaptırmıştır Kaya Camisi’nin iç mekan basit olup, bezeme yönünden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır Üst örtüyü tonozlar meydana getirmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Zinciriye Medresesi


Zinciriye Medresesi Karamanoğulları’ndan IIİbrahim bey tarafından (1424-1463) yaptırılmıştır Zinciriye Medresesi eyvanlı ve açık avlulu medrese plan düzenindedir Medrese yüksek duvarları ile dıştan kale görünümündedir Ayrıca duvarların üzerinde taş mazgallar bulunmaktadır Kesme taştan yapılmış olan medresenin ortasında dikdörtgen planlı, açık avluludur Bu avlunun dört kenarında eyvanlar ve eyvanların arasında da revakların arkasında üzerleri kubbe ve tonoz örtülü 18 medrese odası sıralanmıştı Sivri kemerlerle eyvanlar birbirlerine bağlanmışlardır Eyvanların üzerinde Selçuklu üslubunda bitkisel motifler bulunmaktadır Bunlardan mihrap yönündeki eyvanın cephesi geometrik, taş oyma motiflerle bezenmiştir Ayrıca burada mozaik kakma çinilerin izleri de görülmektedir

Giriş avlusunun ekseninde sivri kemerli bir taç kapı ile içerisine girilen iki kubbeli dershane bölümü bulunmaktadır

Medresenin portali çok ince bir taş işçiliği ile örgü motifleri, geometrik yıldızlarla bezenerek Selçuklu cephe portallerinin devamını göstermektedir Portalin dış köşelerine birer sütuncuk, iki tarafına da hücreler eklenmiştir

Medrese, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında hapishane olarak kullanılmış, bu nedenle de bazı yerleri de yıkılmıştır Zinciriye Medresesi 1969 yılında Niğde Müzesi’ne bağlı müze deposu konumuna getirilmiş ve 1985 yılında da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş ve Aksaray Müzesi olarak ziyarete açılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Ağzıkarahan (Hoca Mesut Hanı) Kervansarayı


Aksaray-Nevşehir karayolunun 15 kmsinde bulunan Ağzıkara Han Osmanlı kaynaklarında Hoca Mesud Hanı olarak geçmektedir Bu hanı kitabesinden öğrenildiğine göre Hoca Mesut Bin Abdullah yaptırmış, hanın hol kısmı IAlaaddin Keykubat zamanında 1231’de, avlusu IIGıyasettin Keyhüsrev’in hükümdarlığının ilk yıllarında, 1237’de tamamlanmıştır

Ağzıkara Han, handan çok kuleleri, duvarları ile bir kale görünümündedir Bunun da nedeni İpek Yolu üzerinde bulunan, kervanların güvenli bir şekilde konaklamalarını sağlamaktır Aynı zamanda da Moğol saldırılarına karşı kale amaçlı olarak da kullanılmıştır

Ağzıkara Han, iki portali, köşk mescidi, hamamı, imareti, yazlık ve kışlık yerleri gözetleme kuleleri ve çeşmeleri ile bir kervansaray konumundadır Burası aynı zamanda korunaklı bir askeri konaklama ve sığınma yeridir Duvarlarının üzerinde mazgalları bulunmakta idi Ancak, Aksaray’daki köprülerden birini tamir eden Hacı Ali Paşa buradaki mazgal taşlarının çoğunu söktürerek orada kullanmıştır

Ağzıkara Han’ın portali Aksaray Sultanhanı iç portali ile yakınlık göstermektedir Portalin duvarları kuvvetli rölyefler halinde, geometrik desenler, birbiri içerisine geçmiş yıldızlar ve rozetlerle bezenmiştir İç ve dış olmak üzere iki portali olan hanın girişinden sonra ulaşılan avlunun ortasında kare planlı, mukarnaslı tromplara oturan sekiz bölümlü oldukça yüksek kubbeli bir köşk mescit bulunmaktadır Bu avlunun üç yanında hücreler yer almaktadır Avlunun solunda her sırada beşer tane olmak üzere dört sıra sütun ile iç bölüme geçilmektedir Kalın duvarları olan bu bölümde hücrelerin üzerleri tonozlarla örtülmüştür

Ağzıkara Han’da bitkisel ve figürlü bezeme kullanılmaması dikkat çekicidir Sanat tarihçiler bunun nedenini açıklayamamaktadırlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Kiliseleri


Ağaçaltı Kilisesi (Daniel Pantanassa) (Güzelyurt)

Haçın kolları beşik tonozlarla örtülmüştür Kilisenin orta mekânı yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür

Girişin ekseninde apsit bulunmaktadır Bu kilisenin IX-XI Yüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır İç mekan bezemeli ve İncil’den alınmış sahnelerle kaplıdır Haçın kollarındaki tonozlarda bitkisel ve geometrik motifler egemendir Burada gri ve sarı renklere ağırlık verilmiştir İncil’den alınmış sahneler daha çok apsit duvarları ve kilisenin orta mekanında bulunmaktadır Bunların başında İsa’nın doğumunun müjdelenmesi, Üç Müneccim Olayı, Mısır’a Kaçış, Vaftiz, HzMeryem’in Ölümü, Daniel’in aslanlar arasında bulunuşu, fresklerle tasvir edilmiştir

Ayrıca merkezi kubbede Hzİsa’nın göğe yükselişi ve diğer azizlerin tasvirleri bulunmaktadır





Pürenli Kilisesi (Güzelyurt)

Ihlara’da kayalara oyularak yapılan bu kilise X-XIII Yüzyıllar arasına tarihlendirilmektedir Kapalı Yunan haçı planında olup, kuzey nefin batısına mezarlar yerleştirilmiştir Kilisenin içerisi fresklerle bezenmiştir Bunların arasında Martirler, İsa’yı yargılayan mahkeme, peygamberlerin kehaneti, Beytüllahim’e Yolculuk, Kudüs’e Gidiş, İsa’nın Çarmıha Gerilmesi, İsa’nın Göğe Yükselişi, Aslanlar Arasında Daniel, Anastasis ve Son Akşam yemeği bulunmaktadır


Kokar Kilise (Güzelyurt)

-XI Yüzyıllarda yapılmıştırTek nefli bir kilise olup, içerisine bugün yıkılmış olan apsidinden girilmektedir Bizans döneminde kayaların iç kesimlerine doğru oyularak kilise genişletilmiştir Kilisenin içerisinde mezar odaları da bulunmaktadır

Freskleri ile tanınmış ve bu freskler günümüze oldukça iyi durumda ulaşmıştır Bu freskoların XIyüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır Bezemelerde gri rengin hakim olduğu görülmektedir Üzeri tonozlarla örtülüdür Orta mekana rastlayan tonozun üzerinde Hzİsa’yı sembolize eden büyük bir haç motifi vardır Bu motifin etrafı dört bölüme ayrılmış ve geometrik bezemelerle süslenmiştir Burada İsa’nın doğumunun Müjdelenmesi, Mahşer Günü, İsa’dan Şefaat dilenmesi (Deesis), Kudüs’ü Ziyaret, İsa’nın Doğumu, Üç Müneccim, Vaftiz, Mısır’a Kaçış, Son Akşam Yemeği, İhanet, Çarmıha Gerilen İsa, İsa’nın Göğe Yükselişi tasvir edilmiştir Ayrıca İsa’nın Vali Platus’un önündeki konumu ve diğer havariler freskler halinde burada görülmektedir


Yılanlı Kilise (Güzelyurt)

-XIyüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır Bizans sanatında önemli bir yeri olan haç planlı kiliseler grubundandır Güneyindeki bir dehlizden kilisenin beşik tonozlu narteksine geçilir Kilisenin üzeri beşik tonozla örtülmüştür Günümüze oldukça iyi bir durumda gelmiştir

Kuzey duvarının içerisine de keşiş mezarları yerleştirilmiştir Batı duvarında Yılanların saldırısına uğramış dört günahkâr kadınla ilgili freskolardan ötürü Yılanlı Kilise ismi ile tanınmıştır Burada dört kadın tasvir edilmekte olup, birinci sahnede freskler tahrip olduğundan ne anlatılmak istendiği anlaşılamamıştır İkinci sahnede yılanlar çocuğunu emzirmeyen kadının göğsünden , üçüncü sahnede yalan söylediği için kadını ağzından, dördüncü de ise itaat etmediği ve söz dinlemediği için kadını kulağından ısırmaktadır

Yılanlı Kilise’nin freskoları IX-XIyüzyıl arasında yapılmıştır Burada çarmıha gerilen İsa, Kudüs’e gidiş, Meryem’in gömülmesi, Ziyaret, Son Mahkeme, İoannes Prodromos, İoannes Chrysostomos, Çocuk İsa, Havariler, Yuhannes başta olmak üzere İncil’den alınma sahneler tasvir edilmiştir


Saint Georges (Kırkdamaltı) Kilisesi (Güzelyurt)

Belisırma’nın en yüksek boyutlu kiliselerinden olan Sain Georges Kilisesi, altıgen planlıdır Kilisenin 1283-1295 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır Grekçe bir kitabe iç mekanı çepeçevre dolanmaktadır Kuzeybatıdaki niş üzerinde İmparator IIAndronikos’un hüküm sürdüğü dönemde (1283-1295) kilisenin dekore edildiği yazılıdır Bunu imparatorun eşi yaptırmıştır

Kilisenin içerisi fresklerle bezenmiş olup, bunların başında Hıristiyan azizleri, Meryem’in Ölümü, İsa’nın doğumu gibi sahnelere yer verilmiştir Bu dini sahneler arasında Selçuklu Sultanı IIMesut’un tasvirine yer verilmiş olması oldukça ilginçtir


Sümbüllü Kilise (Güzelyurt)

İki katlı olan kilise büyük bir kaya kütlesinin içerisine oyularak XI-XIIyüzyıllarda yapılmıştır Kilisenin kayalara oyulmuş ikinci kat cephesinde dört dikdörtgen sütun, iki kapı ve üç sağır pencere bulunmaktadır Bütün bu giriş kompleksinin üzeri düz bir lento ile sınırlanmıştır Bunun altındaki birinci kat tamamen mağara şeklinde olup, burada mimari bir uygulama yapılmamıştır

Kilise freskolarla bezenmiştir İncil’den alınma sahneleri içeren kompozisyonlar XI-XII yüzyıllar arasına tarihlendirilmektedir Mikail ile Cebrail arasında Meryem, İsa ve fırında üç İbrani genci ile azizlerin tasvirleri vardır Ayrıca İsa’nın doğumunun müjdelenmesi, Meryem’in Ölümü (Koimesis) ve Aziz tasvirleri görülmektedir


Yüksek Kilise (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezine 3 km uzaklıkta yer alan bu kilisenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Doğal kayalar üzerine kesme taştan yapılmış olan kilise iki ayrı bölümden oluşmuştur Bunlardan birinci bölüm ibadet mekanı, diğeri keşişlere ait bölümdür Orta bölüm kule şeklinde yüksek olup, üzeri kubbe ile örtülüdür Her cephede bulunan birer pencere ile aydınlatılmıştır Keşişlere ait bölüm ise daha alçak olup, düz bir dam ile örtülmüştür


Ala Kilise (Güzelyurt)

Ihlara Vadisi’nin doğu yamacında kayalara oyulmuş bir manastır kilisesidir Hıristiyanlığın ilk yıllarında yapılmıştır Kayalara oyularak yuvarlak kemerli bir giriş, bunun yanında yine yuvarlak kemerli küçük girişler ile cephe dikdörtgen direkler ve sağır pencerelerle hareketlendirilmiştir Kilise üç kubbenin örttüğü mekanlardan meydana gelmiştir Duvarlar ve üst örtüsü freskolarla kaplı olmasına rağmen bunların büyük kısmı harap olmuştur Bu freskoların kilisenin yapılışından sonra IXyüzyıla ait olduğu sanılmaktadır

Kilisede İncil’den alınmış çeşitli sahneler görülmektedir Son Akşam yemeği, Üç İbrani Genci, Meryem’in Takdisi, Anastasis, İsa’nın Doğumu gibi sahneler bulunmaktadır


Kızıl Kilise (Güzelyurt)

V-VIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır

Kapalı Yunan haçı planında yapılan kilisenin orta nefinde dört sütunun taşıdığı, yuvarlak kasnaklı oldukça uzun bir kubbe bulunmaktadır Bunun dışında kalan haçın kolları tonozlarla örtülmüştür

İç mekan fresklerle kaplı olmasına rağmen bunların büyük çoğunluğu tahrip olmuştur Görülebilen bölümlerde İncil’den alınan sahnelerle bezendiği anlaşılmaktadır








Saint Michel Kilisesi (Merkez)

Aksaray Merkez ilçeye bağlı Gökçe (Mamasın) Köyü’nde, baraj kenarında küçük mağara ve kiliseler bulunmaktadır Saint Michel Kilisesi de bunlardan biri olup, kapalı Yunan haçı planında yapılmıştır Orta bölümünde dört sütunun taşıdığı yüksek kasnaklı bir kubbe bulunmaktadır Kilisenin apsidi 3 bölüm halindedir İçerisi fresklerle bezenmiştir Bu fresklerin bir kısmı günümüze iyi durumda gelebilmiştir Bunların başında, apsitte İsa ve Azizler, kuzey duvarında İsa’nın Takdimi, girişte Aziz Onuphrius’un tasviri gelmektedir


Aziz Gregorius Kilisesi (Kilise Cami) (Güzelyurt)

385 yılında yapıldığı sanılmaktadır Kapalı Yunan haçı planındadır

İbadet mekanının ortasını sekiz köşeli kasnak üzerinde oturtulmuş yüksek bir kubbe örtmektedir Haçın kollarının üzeri de tonozlu olup, dıştan çatılıdır Çeşitli dönemlerde onarım görmüş ve özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir Apsit dışa doğru çıkıntılı olup, üzeri yarım bir kubbe ile örtülmüştür Osmanlı döneminde camiye çevrilmiş, çan kulesi minareye dönüştürülmüştür Kilisenin bahçesinde bir de ayazması bulunmaktadır

Harap durumdaki bu yapı halen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmaktadır




Aziz Anargiros Kilisesi (Bucak Kilisesi) (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezinde bulunan bu yapının yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber, IX-XIIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Kayalara oyularak yapılan kilisenin ön cephesi daha sonra duvarlarla kapatılmıştır Kapalı Yunan haçı planındadır

Kilise 1884 yılında onarılmış, içerisindeki freskler bu onarımdan sonra 1887’de yapılmıştır Hristiyan aleminde önemi olan bu kilisede Aziz Anargios’un yortu günü olan 1 Kasım’da tören düzenlenmekte ve Vatikan’dan buraya gelen hacılar bulunmaktadır


Bahattin Samanlığı Kilisesi (Güzelyurt)

Belisırma Köyü’nde bulunan bu kilise X-XIyüzyılda yapılmıştır Tek nefli üzeri tonoz örtülü ve apsitli bir kilisedir Ayrıca yan duvarlarında kayalara oyulmuş hücreler bulunmaktadır Kilisenin freskleri günümüze iyi bir durumda gelmiştir Bunların başında İsa’nın yaşamı ile ilgili sahneler bulunmaktadır Apsit yarım kubbesinde tahtta oturan İsa, Mikael, Cebrail, Petrus ve Paulus madalyonlar içerisinde tasvir edilmiştir

Kilisenin içerisindeki kemerde İsa ve Melekler görülmektedir Başlıca freskleri arasında İsa’nın doğumunun müjdelenmesi, Üç Müneccim, Beytüllahim’e Yolculuk, İsa’nın Doğumu, Yusuf’un Rüyası, Mısır’a Kaçış, Romalı vali Petrus’un çocukları öldürmesi, Elizabeth’in Takibi, Takdim, Vaftiz, Lazarus’un diriltilmesi, Kudüs’e Giriş, Son Akşam Yemeği, İsa’nın çarmıha gerilmesi, Anastasis sahneleri gelmektedir


Çanlı Kilise (Güzelyurt)

Aksaray’a 11 km uzaklıktaki Akhisar Köyü’nün 4 km uzağındadır Kilisenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Kilise ana kaya üzerine düzgün kesme taş ve tuğladan yapılmıştır İlk yapılışında kare planlı tek mekandan ibaret olan kilisenin sonraki yıllarda batısına narteks, kuzeyine şapel ve ek binalar yapılmıştır Yapılan değişikliklerle ana mekan yükseltilmiş ve açık Yunan haçı planına dönüştürülmüştür

Kilisenin içerisi fresklerle süslenmiş olup, bu freskler tahrip edilmiştir


Eğritaş Kilisesi (Güzelyurt)

Ihlara Vadisi’nin batısında bulunmaktadır IX-XIyüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır Vadideki en eski kiliselerden biri olan bu yapının doğusunda bulunan bir kitabeden Hz Meryem’e ithaf edildiği anlaşılmaktadır Tek nefli, üzeri beşik tonozla örtülü olan bu yapının batısında mezar odalarına bağlanan ayrı bir mekan bulunmaktadır

Kilisenin içerisi İncil’den alınma sahneleri içeren fresklerle bezenmiştir Bunların başında İki Melek arasına oturan İsa, iki Melek ve altı piskopos arasındaki Meryem, HzYusuf’un Rüyası, Mısır’a Kaçış, vaftiz, Kudüs’e Giriş sahneleri gelmektedir Bu fresklerin yıpranmış olmasına rağmen boyalarının çok renkli ve canlı olduğu da dikkati çekmektedir


Kale Manastırı Kilisesi (Güzelyurt)

Selime’de bulunan bu kilise bir manastıra aittir BU yapı Kapadokya’daki dini yapıların en büyüklerinden birisidir Yapı topluluğu iki büyük avlunun etrafına yerleştirilmiştir Avlunun kuzeyinde düz tavanlı uzun bir hol bulunmaktadır Bunun batısında manastırda yaşayan keşişlerin toplandıkları salon günümüze iyi bir durumda ulaşabilmiştir Ayrıca avlu içerisinde kilise, mezar odaları, depolar ve mutfaklar bulunmaktadır Kendine özgü bir yapısı olan bu kilisenin batısındaki bir duvarda şiirsel bir kitabeye yer verilmiştir

Manastırın VIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kilise içerisindeki freskolar X-XIyüzyıllar arasına tarihlendirilmektedir Burada İncil’den alınmış sahnelere yer verilmiştir Bunların başında Hzİsa’nın Göğe Yükselişi, Müjde, Üç Müneccim, Mısır’a Kaçış, Elizabeth’in İzlenmesi, Vaftiz, Meryem’in Mabede Takdimi ve Aziz tasvirleri gelmektedir


Direkli Kilise (Güzelyurt)

-XIyüzyıllar arasına tarihlendirilmektedir

Kapalı Yunan haçı planındaki bu kilisenin merkezi kubbesini altı sütun taşımaktadır Üç mihrabı bulunmaktadır Ayrıca içerisinde keşişlerin yaşadığı odalar ve mezar odaları bulunmaktadır

Kilisenin içerisi iki sıra halinde İncil’den alınmış sahnelerle bezenmiştir Bu freskoların yanı sıra azizlerin etrafında Grekçe kitabeler de bulunmaktadır





Karagedik Kilisesi (Güzelyurt)

Belisırma’da kayalar üzerinde bulunan bu kiliseye Saint Ermolaos ismi de yakıştırılmıştır

XIyüzyılda yapılan bu kilise üzerine düşen kaya parçalarından zarar görmüştür Plan olarak Çanlı Kilise’ye benzeyen bu yapı da kesme taşlardan yapılmıştır Kapalı Yunan haçı planındaki yapının orta mekanında dört sütunun taşıdığı pandantifli yüksek bir kasnak üzerinde kubbe bulunmaktadır

İç mekandaki fresklerin büyük bir bölümü harap olmuştur Yalnızca güneydoğudaki hücrelerden birisinde “George kralın huzurunda ve işkence çarkı” sahnesi, kemerlerde aziz tasvirleri görülmektedir Bu fresklerde Bizans resim sanatının özellikleri görülmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Hanları


Sultanhanı

güneybatısında bulunan Sultanhanı’nı IAlaaddin Keykubat 1229’da yaptırmış, bir yangın sonrasında da Selçuklu sultanı IIIGıyaseddin Keyhüsrev zamanında mütevelli Seraceddin Bin Ahmet Bin El Hasan tarafından 1278 yılında onarılmış ve genişletilmiştir Avlu kapısındaki kitabesine göre binanın mimari Muhammed Bin Havlan El-Dimaskı'dır

İpek yolu üzerinde bulunan, kervanların güvenli bir şekilde konaklamasını sağlamak amacı ile yapılan bu han, Türkiye'deki en büyük han örneğidir Aynı zamanda Moğol saldırılarına karşı kale amaçlı olarak da kullanılmıştır

Selçuklu sultanları tarafından yaptırıldığından ötürü Sultan Hanı ismi ile anılan bu hanın, yazlık ve kışlık bölümleri bulunmaktadır Büyük Han denilen yazlık kısmı 4935x6175 m ölçüsünde olup, yapının önünde bulunmaktadır Küçük Han denilen kışlık kısım ise 3290x5515 m ölçüsünde olup, Büyük Han’ın arkasındadır Her iki han 11690 m uzunluğunda ve toplam 4866 m2’ye yakın bir alanı kaplamaktadır

Sultanhanı’nın giriş portali Sivas’taki Gök Medrese’ye benzemektedir Sivri kemerli bu giriş kapısı Selçuklu üslubunda geometrik bezemelerle süslenmiş, Selçukluların taş işçiliğini yansıtmaktadır Kapının kemeri üzerinde dört satırlı h626 (1229) kitabesi bulunmaktadır:

“Bu mübarek hanın yapılmasını Sultanların yücesi, şahin şahların ulusu, Arap ve Acem sultanlarının efendisi, memleketler açan, müminler beyinin ortakçısı din ve dünyanın yükseği Keyhüsrev oğlu Keykubat 626 yılında emretti” Bu kitabenin ve kemerin altında “Elminnetü L’illah” (Kudret Tanrının’dır) duası yazılıdır

Girişten sonra uzun bir dehliz ile avluya ulaşılır Bu avlunun sağında 10 adet bölme arabalara ve hayvanlara ayrılmıştır Avlunun sol tarafında da kemerli sütunlarla birbirine bağlı yolculara mahsus hücreler, 1040 m derinliğinde salonlar, iki hamam ve ambarlar bulunmaktadır Avlunun ortasında 785x785 ölçüsünde kare planlı, üzeri kubbe ile örtülmüş bir köşk mescit bulunmaktadır Bu mescitte Selçuklu taş oymacılığının en güzel örneklerinden bezemeler vardır

Bu avludan basık kemerli bir kapı ile kışlık kısma geçilir Üzeri tonozla örtülü bu bölüm, kare kaideli, dört kısa, sekiz sütunla beş bölüme ayrılmıştır Ortadaki bölüm diğerlerinden daha yüksek ve geniş olup, ortadaki bölümün üzeri pandantifli, sekiz kenarlı kasnağı olan bir kubbeyi taşımaktadır Bu mekanın içerisi mazgal biçiminde pencerelerle aydınlatılmıştır

Sultanhanı’nın mülkiyeti Vakıflar genel Müdürlüğü’ne ait olup, Sultanhanı Belediye Başkanlığı’nca işletilmektedir


Alayhan

Kılıçarslan (1156-1192) yaptırmıştır Sultan Kılıçarsalan Aksaray yakınında bir çok konaklama yerleri daha yaptırmıştır Büyük olasılıkla Alayhan’ı Sultan IIKılıçarslan’ın son dönemlerinde, 1192’de tamamlandığı sanılmaktadır

Anadolu’daki sultan hanlarının ilk örneklerinden olan bu han da klasik Selçuklu han ve kervansaraylarının plan ve mimari özellikleri bir araya getirilmiştir Özellikle burada sultan hanlarında görünen mukarnas dişli iç portal, ışık kubbeli orta tonoz, yanlarda yedişer dikey tonoz ile diğer hanlardaki özellikler Alayhan’da bütünleşmiştir

Hanın avlusu yıkılmış olup, bu avluya giriş Selçuklu hanlarına özgü mukarnas bezemeli bir portaldendir Günümüze iyi bir durumda gelen bu portal geniş bordürler, iç içe geçmiş sekizgenlerin oluşturduğu geometrik bir düzeni bezemede yansıtmaktadır Portal mukarnas sıralarının en altında Kılıçarslan’ın arması olan iki gövdeli bir aslan figürü vardır


Öresin Han

uzaklıktaki Öresin Hanı’nın kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır

Hanın cephesi ve portali yıkılmış, kitabesi de günümüze ulaşamamıştır CErdman bu hanın XIIIyüzyıl sonlarında yapıldığını ileri sürmüştür

Küçük ölçüde olan bu hanın avlusu bulunmamaktadır 560 m2’lik hanın üzerini iki yüksek haçvari tonoz, alçalan bölümlerini de küçük tonozlar örtmektedir İç mekanı beş nefli olup, Çay’daki hanın daha geç yapılmış bir örneğidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Müzesi




1985 yılına kadar da müze deposu olmuş, aynı yıl Müze Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür Müze, kuruluşundan bu yana Karamanoğulları döneminde, 1336 yılında yapılmış olan Zinciriye Medresesi’nde ziyarete açıktır

Müzede Neolitik Çağ (MÖ10000-5000), Kalkolitik Çağ, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Frig, Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans çağlarına ait yörede bulunmuş olan eserler sergilenmektedir Ayrıca Aksaray İlinin çevresinden derlenmiş çeşitli folklorik eserler, giyim kuşam örnekleri, halı ve kilimler, çorap, para kesesi ve kesici, vurucu silahlardan oluşan koleksiyonlar bulunmaktadır Bunların yanı sıra Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait altın, gümüş, bronz ve bakır sikkeler de sergilenmektedir

Arkeolojik eserler arasında hayvan heykelleri, kabartmalı ve kitabeli mezar taşları, kitabeler, sanduka tipi lahitler, pişmiş toprak kaplar, çeşitli madenlerden yapılmış süs eşyaları, el aletleri, silahlar ve cam eşyalar yer almaktadır Arkeolojik eserlerin büyük bir bölümü Acemhöyük ve Aşıklıhöyük kazılarından gelmiştir Bunlar Aksaray ve çevresinin Anadolu Arkeolojisindeki yerinin belirlenmesi açısından çok önemlidir

Müzeye bağlı ören yerleri bulunmakta olup, bunların başında Ihlara Vadisi, Manastır Vadisi (Güzelyurt), Antik Nora Kenti (Heklvadere), Acem Höyük (Yeşilova) ve Aşıklı Höyük (Kızılkala Köyü) bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Paşa Hamamı


Sultan IIAbdülhamid’in Seraskeri Hacı Ali paşa tarafından Zinciriye Medresesi yanında yaptırılmıştır XIXyüzyılın ikinci yarısına ait klasik Osmanlı çifte hamamlarından bir örnektir

Hamam kadınlar ve erkekler kısmı olarak iki bölümden oluşmaktadır Simetrik olan her bölümde sıcaklık ve soğukluğun üzerinde pandantifli ikişer kubbesi vardır Hamam dıştan taş, içten mermerden yapılmıştır Dış kısımlarında külhan ve odunluk kısımları bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Melik Gazi Hangâhı (Darphane)



Kaynaklarda Melik Mahmud Gazi Hangâhı olarak geçen bu yapı halk arasında Darphane olarak anılmaktadır

Bu yapının ne amaçla yapıldığı anlaşılamamaktadır Planı yan mekanlı, zaviyeli camilere benzemektedir Aynı zamanda Konya Sahip Ata Hangâhı, Afyon Boyalıköy Kureyş Baba Hangâhı ve Çorum Mecitözü Elvan çelebi Dergâhı ile plan bakımından benzerlik göstermektedir Ancak bu yapılar Aksaray hangâhında olduğu gibi çini kaplı değildir

Hangâhın kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Ancak, yapının üzerinde bulunan çinilere dayanılarak XIII-XVyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Hangâha ismini veren Melik Mahmud Gazi, Danişmendli hükümdarlarından Nizameddin Yağıbasan’ın oğlu olup, asıl adı Muzafferiddin Melik Mahmud Gazi’dir

Hangâh, kesme ve moloz taşı ile tuğla karışımı bir malzemeyle yapılmıştırGünümüze kalıntı olarak gelen bu yapının ortasında kubbeli bir mekân, bunun etrafında biri giriş olmak üzere üç eyvanı bulunduğu anlaşılmaktadır Ayrıca güneydoğu köşesine bir, batı yönüne de iki oda eklenmiştir Kuzeydeki girişin üzeri iki, diğer bölümler tek katlıdır Kaynaklardan ve bazı kalıntılarda çinili olduğu öğrenilmektedir

Ege Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü Öğretim Üyesi ProfDr Bekir Deniz 1994 yılında yaptığı araştırma ile hangâhı ortaya çıkarmış ve planını çizmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Köprüleri




Bu köprülerin geçtiği yolların ter edilmesi ile köprüler önemlerini yitirmiştir Bu nedenle de köprülerin taşları halk tarafından sökülerek kullanılmış, bazıları da taş ocağı haline getirilmiştir

Günümüze Aksaray’ın içerisinden geçen Uluırmak üzerindeki dört köprü gelebilmiştir










Kalanlar Köprüsü

Sultan IIAbdülhamid’in Seraskeri Hacı Ali Paşa Selçuklu döneminden kaldığı sanılan bu köprüyü onararak ayaklarını takviye ettirmiştir Köprü 36 m uzunluğunda olup dört gözlüdür


Başköprü

Uluırmak üzerindeki bu köprünün kitabesi olmadığından ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Yapı üslubundan Selçuklu dönemine ait olduğu sanılmaktadır

Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde bu köprünün Sultan Alaaddin zamanında yapıldığını yazmıştır İbrahim Hakkı Konyalı da, köprünün IIKılıçarslan tarafından yaptırıldığını ileri sürmüştür Üç gözlü olan bu köprü kesme taştan yapılmıştır


Nakkaş Köprüsü

Aksaray, Nakkaş ve Meydan mahalleleri ile Dere Mahallesi arasındaki bağlantıyı sağlayan, Uluırmak üzerindeki bu köprünün kitabesi olmadığından ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir

Yapı üslubundan XIIIyüzyıl Selçuklu dönemine ait olduğu sanılmaktadır Üç gözlü köprü kesme taştan yapılmıştır


Debbağlar Köprüsü

Aksaray Debbağlar Mahallesi’nde, Uluırmak üzerindeki bu köprünün de kitabesi olmadığından ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedirDebbeğlar Mahallesi’nde bulunduğundan ötürü bu isimle tanınmaktadır

Yapı üslubundan XIIIyüzyıl Selçuklu dönemine ait olduğu sanılmaktadır Osmanlı döneminde Hacı Ali Paşa XIXyüzyılda bu köprüyü onarmış ve payandalarla takviye ettirmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Aksaray Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray Hakkında Bilgi



Aksaray Türbeleri



Yusuf Hakiki Baba Türbesi ve Mescidi (Merkez)

Aksaray Şeyh Hamit mahallesi’nde Eğri Minare yakınlarında bulunan Yusuf Hakiki Baba Türbe ve Mescidi’nin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Günümüze kitabesi gelmediği gibi kaynaklarda da onunla ilgili bilgiye rastlanamamıştır

Türbe ve mescit bir avlu içerisinde, su kanalı üzerindeki küçük bir köprüden geçilmektedir Mescid’in L şeklinde bir planı olup, 1990 yılında onarılmıştır İç mekan iki pencere ile aydınlatılmıştır Mescit mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır

Mescidin içerisinden Yusuf Hakiki Baba Türbesi’ne geçilmektedir Taştan kare planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür Batı ve güney yönündeki iki pencere ile aydınlatılan türbenin içerisinde Yusuf Hakiki baba’nın sandukası vardır Türbe, mescit ile birlikte 1990 yılında onarılmıştır Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır


Yunus Emre Türbesi (Ortaköy)

yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre’nin doğum yeri, yaşadığı ve öldüğü yer konusunda birbirinden farklı görüş ve iddialar ortaya atılmıştır Bu konuda Prof Fuat Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı, Prof Şehabettin Tekindağ, Halim Baki Kunter, Cahit Öztelli, İ Hakkı Konyalı gibi araştırmacılar Yunus Emre’nin kişiliği ve türbesinin nerede olduğu konusunda ortaya attıkları iddiaları belgeleyememiş ve kesinlik kazandıramamışlardır

Anadolu’da Yunus Emre’ye ait olduğu ileri sürülen bir çok makam, mezar veya türbe bulunmaktadır Bunların başında Afyon’un Emre Sultan Köyü’nde, Isparta’nın Uluborlu ilçe merkezinde, Eskişehir’in Yunus Emre Köyü’nde, Karaman’daki Yunus Emre türbesi gelmektedir

Aksaray İli Ortaköy ilçesi Sarıkaraman’da da Yunus Emre ile ilgili bir türbe bulunmaktadır Buradaki türbe köfeki taşından yeni yapılmış olup, birkaç basamakla çıkılan yuvarlak kemerli türbe girişinin ardından Yunus Emre’ye ait olduğu söylenen sanduka vardır Türbenin üzeri de yine köfeki taşından yarım pramidal bir çatı ile kapatılmıştır Ortaköy’deki bu türbe de Yunus Emre’nin bir makamıdır


Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez)

Etrafı mezarlarla çevrili olan bu türbe ile yanındaki mescidin ne zaman yapıldığı kesin değildir

Mescit, iki kubbeli olup, ikinci kubbenin bulunduğu yerden demir bir kapı ile türbedar odasına girilmektedir Burada da çilehane kısmı ile türbe bulunmaktadır Mescit ve türbe kesme taştan yapılmıştır Yeşil renkte boyanmış ve yapı orijinalliğini yitirmiştir

Şeyh Hamid-i Veli’ye ait olan türbe, beyaz mermerden olup, üzerindeki baş taşında 1412 tarihi okunmaktadır Bu mezar taşına dayanılarak türbenin XVyüzyılın başlarında yapıldığı, sonradan dergâha dönüştürüldüğü sanılmaktadır Bugünkü hali ile mimari yönden bir özellik taşımamaktadır



II Kılıçarslan Türbesi

Sultan II Kılıçarslan Aksaray Kalesi önünde savaşırken ölmüş, mumyalanarak burada yapılan bir kümbete gömülmüştür Aynı zamanda bu türbede Aksaray’da boğdurulan IVKılıçarslan’ın iç organları da gömülüdür Türbenin orijinal hali bilinmemektedir Bir deprem sonucu yıkılan türbe sonradan yeniden yapılmıştır Türbenin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır Türbe üzerinde kitabe yeri olmasına rağmen, kitabe günümüze ulaşamamıştır

Kaynaklardan öğrenildiğine göre bu türbenin de Konya’daki IIKılıçarslan’ın türbesinde olduğu gibi sandukalarının ve kubbesinin çinilerle süslü olduğu sanılmaktadır IDünya Savaşı sırasında Kılıçarslan Tepesi denilen bu yerde Alman askerleri karargâh kurmuş, türbenin çini ve sandukaları Almanya’ya kaçırılmıştır Yakın tarihlerde define arayıcılarının tahrip ettiği bu türbe Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmıştır


Selime Sultan Türbesi (Güzelyurt)

Güzelyurt Selime Köyü’ndeki Selime Sultan Türbesi’nin kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır Selime Sultan’ın kimliği konusunda da bazı söylentiler dışında da hiçbir bilgi bulunmamaktadır Bununla beraber mimarisi, taş ve tuğla işçiliği türbenin Selçuklu döneminde, XIIIyüzyılda yapıldığını göstermektedir

Sekizgen planlı türbenin üzeri külah şeklinde bir üst örtü ile kapatılmıştır Taş ve tuğla işçiliği iç içe yapılmıştır Girişin bulunduğu yerde kapı söveleri, altıgenler, geometrik ve zigzak motiflerle bezenmiştir

Vakıflar Genel Müdürlüğü bu türbeyi 1976 yılında onarmıştır


Ali Paşa Türbesi (Güzelyurt)

Güzelyurt Selime Köyü Mezarlığı’nda bulunan Ali Paşa Türbesi, Selçuklu türbelerinde olduğu gibi ölünün gömüldüğü mumyalık ile sandukanın bulunduğu kısımdan ibarettir

Sekizgen planlı konik kubbeli türbe kesme taştan yapılmış, yer yer de kırmızı tuğlalarla hareketlendirilmiştir Türbenin kapısı kemerli olup, 170 m yüksekliğindedir İçerisinde burada öldürülen Ali Paşa’nın sandukası ile birlikte yedi tane basit sanduka bulunmaktadır


Baydı Hatun Türbesi (Güzelyurt)

Baydı Hatun Türbesi, Ihlara’da Ihlara deresine hakim bir tepe üzerindedir Türbenin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemekle beraber, yapı üslubundan Karamanoğulları dönemine ait olduğu sanılmaktadır

Türbe, 6x35 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri beşik tonozla örtülüdür Kesme taştan türbenin kapısı kemerlidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.