Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adaları, bingölün, gölleri, yüzen

Bingöl'ün Gölleri Ve Yüzen Adaları

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bingöl'ün Gölleri Ve Yüzen Adaları



Bingöl'ün tarihi eserleri çok fazla olmasa da tarihi oldukça köklü

Bilgöl'ün Solhan ilçesine bağlı Hazarşah Köyü Aksakal Mezrasında bulunan Yüzen adalar yaklaşık 50 metre derinlikteki bir gölde yer alıyor

Anadolu'nun doğusunda Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ya da eski adı ile Çapakçur olan vilayetimiz İslam Kaynaklarında Cebel-i Cur olarak geçerken halk onu kısaca Çolik ya da Çevlik diye adlandırmayı seçmiş Ama 1946 yıllarından itibaren Bingöl dağlarından esinlerek şehre Bingöl adı verilmesi uygun görülmüş

Alanı 400 metrekare derinliği 50 metre olan gölün dip akıntısı var ve su devir daim yaparak temiz kalıyor

Yaz ve kış aynı seviyede kalan su tatlı ve berrak olup hiç bir madensel tuz ihtiva etmiyor

BİNGÖL'ÜN ESKİ SAKİNLERİ

Bingöl'ün bilinen ilk sakinleri Komogane Krallığı sakinleri Daha sonra Mittaniler, Hititler, Urartular, Sakalar medler, Persler Selevkoslar, Romalılar ve Roma bölününce de Bizanslılar şehrin sakinleri olmuşlar 639 yılında İslam Orduları İyaz b Ganem komutasında bu şehre gelmişler Ancak şehir ortaçağ boyunca Bizanslılar ve Müslümanlar arasında el değiştirip durmuş Ancak Malazgirt zaferi sonrası bu topraklardaki Bizans hakimiyeti kesin olarak sona ermiş Bu kez de Türk Beylikleri arasında bir mücadele başlamış Selçuklar'ın zayıflamasından istifade eden Mengücekler, Saltuklar, Dimaçoğulları ve Danişmetler, Artukoğulları, Zengiler ve Eyyubiler şehri ele geçirmeşi başarmışlar Hatta ünlü İslam kahramanı Selahattin Eyyubi'nin babasının bu ilde doğduğu rivayet olunmakta Osmanlıların çöküşünden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde Bingöl önce Elazığ'a bağlanmış 3 sene sonra 1929 yılında Muş vilayetine bağlanmış 7 yıl sonra Çapakçur adıyla vilayet olmaya hak kazanmış 1946 yılında da Bingöl adını almış

Göl üzerinde hareket eden üç ada var Adaların göl ve çevre ile hiç bir bağı yok ve serbestçe yüzebiliyor Ancak yanda görülen sazlık arazilerin altı da boş ve göle dahil Yani yeni kopmlar olması halinde ada sayısı artabilir

BİNGÖL ADI BİR EFSANEYE DAYANIYOR

Efsaneye göre bir zamanlar bir avcı, Dogu'da göllük bir yerde keklik vurmuş Kanlı kekligi göllerden birinin sularında yıkamış Torbasına atıp köyüne dönmüş Eve gelip torbayı açınca keklik kanatlanıp uçmuş

Avcı kekligi yıkadıgı suyun ''Ab-ı hayat'' oldugunu anlamış o zaman

''Ab-ı hayat'', yani hayat suyu

Koşmuş yeniden daglara Bütün gölleri gezmiş, bütün suları tatmış Ama bulamamış ölümsüzlügün sırrını saklayan gölü Ahali de o günden beri arar dururmuş Lakin Tanrı, iksiri saklayan göl bulunmasın diye, bin göl yaratmış oralarda O yüzden oraya kurulan kentin adı Bingöl olmuş

adaların konumları her an gölün yüzeyinde başka bir konumda görüntülenebiliyor

BİNGÖL EFSANELERİ

Bingöl efsaneler diyarı bir ilimiz Öyleki şehirdeki göl sayısı kadar efsane var desek abartmış olmayız Biz sadece şehrin adını taşıyan efsaneleri anımsatalım Bingöl'de sıra dağlar, dağların üzerinde çok sayıda büyüklü küçüklü krater gölü yer alıyor Gerçek sayısını araştırdığım kaynaklarda buladım

Şehrin adı üzerine bilinen kadim efsane şudur ki Evliya Çelebi tarihinde de bu efsaneye öncelik veriliyor "Bir zamanlar, bu dağlarda avlanan bir avcı, bir keklik avlar Kanlı kekliği buradaki göllerden birinde yıkar, tüylerini yolar, torbasına atarak köyüne döner Evine geldiği zaman torbayı açar, açmasıyla keklik "Pırrr" Diye uçar, gider O zamanla anlar ki kekliği yıkadığı göl, "'b-ı hayat" tır Koşar dağlara Şu göl senin, bu göl benim arar da arar, bir türlü bulamaz O gün bugündür, ararlar da bulamazlar 'b-ı hayat gölünü Yılda bir kez "Hızır Peygamber" in, "'b-ı hayat" gölünde yıkandığı, abdest tazelediği söylenir Ama ne zaman, hangi gölde bunu kimse bilemez Bilinmemesi için de, Allah bir değil, bin göl yaratmış burada" denilmekte Ab-ı hayat ya da günümüz Türkçesi ile "ölümsüz yaşam suyu" dur Ama bu su hangi gölün suyudur bilinmez Yıllardır aranır bulunamaz derler "Ondan kolay ne var hepsine gir çık, biri mutlaka tutar diyen" zeki okurlarımız olacaktır Ösrünüz yeterse girer çıkarsınız orası beni bağlamaz Ama o gölü bulmaya karar vermeden önce Stefen King'in şu meşhur Yeşil Yol'unu bir okumanızı da önenirim Ola ki ölümsüzlüğün öyle önemsenecek bir değer olmadığını anlarsınız

Yeni yetme bir efsaneye göre ise; bir zamanlar, Bingöl dağlarında düşman kovalayan bir bölük asker, içecek su bulamaz, karşıdan gelen arkadaşlarına suları olup olmadığı sorarlar Onlar da, aştıkları dağın ardında bir göl gördüklerini, oradan su alabileceklerini söylerlar Bölük, dağın tepesine ulaşınca, aşağıda bir değil, pek çok gölün bulunduğunu görerek seviçle haykırırlar: Burada bir değil, bin göl var!
O günden sonra da bu dağlara "Bingöl" derler Tabi inanırsanız

Ama en güzeli onları yakından görmek ve hatta üzerine çıkıp göl üzerinde gezinti yapma aaafini tatmak Bu zevki tatmak doğayı seven herkes için tarifsiz bir haz

Hatta mümkünse bir yaz günü giderek ışığın sularla dansını seyretmekten de mahrum kalmayın

YÜZEN ADALAR

Neyse biz duyduğumuza değil gördüğümünüze inanalım Evet Bingöl iddia edildiği gibi bir göller cenneti Çok sayıda irili ufaklı göle sahip Hatta bir ilçeden bir ilçeye giderken yol kenarında bile küçük küçük göller görmek mümkün Şehrin sudan yana talihi açık hele de şu günlerde büyük şehirlerin "Su, su" diye inim inim inlediği göz önüne alınırsa, suyu paraya çevirmeleri daha da kolay fakat şimdi biz bu göllerin hepsini bir yana atıp, bir tanesine yoğunlaşalım Çünkü Bingöl'ün diğer göllerinin benzerini sayıları itibariyle bu kadar yanyana durmasa da pek çokyerinde görmek mümkün Fakat Turnalar gölünün yüzen adalarının benzeri çok az Türkiye'nin çeşitli bölgeyerinde kayda geçmiş tam 8 ayrı yüzen ada vakası var Fakat bunların hiç birisi Bingöl'ün yüzen adaları kadar görkemli ve etkileyici değil En başta diğerlerinden hiç birinin üstüne binip bir salda gider gibi hareket etmeniz mümkün değil Yani onlara yüzen ada demekten ziyade, su üstü adaları demek daha doğru bir tabir Bunların en irisi Kelkit'in Ahmediye Gölü’nde bulunuyormuş ve 105 metrekare büyüklüğü varmış

Şuna emin olun ki Bingöllüler bizden esirgemedikleri sıcaklık ve sammimiyeti sizden de esirgemeyecekler Hatta belki siz de yerel gazetelerde böyle haber olabileceksiniz

TURNALAR GÖLÜ'NÜN YÜZEN ADALARI

''Bingöl'ün Solhan ilçesi Hazarşah köyü yakınlarındaki Turnalar gölünde bulunan üç yüzen ada üzerindeki ağaçlar ve bitki örtüsü ile uzaktan muhteşem bir görüntü arz ediyor Yanına yaklaştıkça da çekicilikleri artıyor Bingöl-Solhan karayolununun 4500 metresinden itibaren asfaltı terk ediyorsunuz Stablize yol üzerine tam 1,5 kilometre araç içinde sallana salana yol katediyor ve bu muhteşem güzelliğe ulaşıyorsunuz

Ama Bingöl henüz turizm bilincini yeni oluşturduğu için sizi şöyle yorgunluğunuzu atacak güzelim tesisler karşılamıyor Ada hakkında bilgi veren talelalarda yok Tabi bizim gibi 'tok turistler' bu adaların güzelliğinin yanı sıra burada bir açık hava müzesi de görmek istiyor Ama mokosiklet ve antika araç tutkunlarının oluşturduğu guruplar ve kamp arayan gençler için muhteşem bir mekan olduğunu itiraf edelim Bana sorarsanız çadırı kapan gitsin ve burada bir iki gün mola versin Ama yanına bir büfeden tedarik etmesi elzem olan per ihtiyacını alarak gelsin çünkü yakınlarda tek bir tesis var O da güzel ızgara ve çay yapmanın dışında pek bir ihtiyaça yanıt vermiyor

Ve son bir soru soralım: Bu doğa harikası sizce başka bir ülkede olsa günde kaç bin dolar gelir sağlardı?

Solhan Belediye Başkanı Niyazi Çavuşoğlu biz gölü gezerken ziyaretimize geliyor İlçesinin ne büyük bir turizm potansiyeli olduğunun farkında Ama imkanlarının kıtlığı ve bürokrasinin doğurduğu engelleri anlatıyor Yanımıza gelenler arasında yerel meslektaşlarımız da var Bingöl'ü bize eksiksiz tanımatabilmek ve onun güzelliklerini keşfedip, lezzetlerini tadabilmemiz için müthiş bir çaba sarf ediyorlar ki takdire şayan

Çiceği burnunada Bingöl milletvekilleri Cevdet Yılmaz, Yusuf Çoşkun, Kazım Ataoğlu ve eski vekillerden Mukadder Başğmez de heyeti ziyaret edenler arasında Başeğmez bey her zaman olduğu gibi yakışılıklığını koruyor ve kendisini herkese fark ettirmeyi başarıyor Bingöllü vekiller ise bu kadar basın mensubunu bulmuşken illerinin tanıtımını nasıl yapacağının ve sorunları nasıl aktaracağının telaşı içinde

Turizmciler ve gazeteciler kendi bakış açılarıyla gördükleri eksikleri bir bir sıralayarak onlara mevcut potansiyelin nasıl altın yumurtlayan tavuğa çevrilebileceğine dair taktikler veriyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.