Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adetleri, anadolu, bölgesinin, güneydoğu, nasıldır, örf

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?

Eski 08-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?



Güneydoğu Anadolu bölgesi örf ve adetleri

Adıyaman örf ve adetleri

Adıyaman ili bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi,kuşamı, oyunu, düğünü, ve hayatın çeşitli dönemleriyle (doğum,evlenme,ölüm) ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan sevgisi hayat felsefesi , dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan halk kültürüne sahiptir

YOK DEME OYUNU

Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine değişik ve karışık sorular sorarlar Bu sorulara karşılık olarak Evet, he vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine Yok(Hayır) kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi

HIDIRELLEZ

Hızır ve İlyas (as)'ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime göre 6 Mayıs, Rûmî takvime göre ise 23 Nisan'a rastlayan güne verilen isimdirSöz konusu günde, Hızır ve İlyas (as) buluşarak sohbet ederler Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı

BATMAN ÖRF VE ADETLERİ

KIZ GÖRME VE KIZ İSTEME

Evlenmeler, görücü usülü ile yapıldığı gibi, gençlerin birbirlerini görüp tanımaları ile de yapılmaktadır Evlenmede görücü usülünü anlatacak olursak; erkek tarafı görücü gözüyle kız evine gider Gelinlik kız tarafından sunulan kahveyi içerek kızı değerlendirirler Kızı tekrar görmek isterlerse su isterler Erkek tarafını temsilen yaşlı bir kadın, su getiren gelin adayının fiziğini süzer Yürüyüşünü inceler, hafif seslenişle işitme özelliğini, ayrılırken de öperek ağız kokusunun olup olmadığını öğrenmeye çalışırlar

Görücü kız evinden ayrılırken, kendi aralarında beğendikleri kızı kimin için isteyeceklerini, istenildiği takdirde verilip verilmeyeceği hususunu kız yakınlarından sorup öğrenirler Erkek tarafı bazen aracı kullanarak kız tarafından kız istemek üzere evlerinde çay içmeye gelip gelmeyeceklerini ve gün vermelerini isterler Kız tarafı gerekli araştırmayı yapmak için " Biz de aile arasında konuyu düşüneceğiz " diyerek zaman isterler Kız tarafı isteği uygun görürse erkek tarafının aracısı ile çay içmek için misafir oldukları günü bildirirler Bu da kızın verileceğinin teyidi olur

Erkek tarafı imam ile birlikte birkaç kişilik grupla kız evine gider Kız istenir ve söz kesilir Bundan sonra nişan ve düğün yapılır İlimizde düğünler genelde Perşembe ve Cumartesi günleri başlar Takip eden günlerde devam eder Düğünlerde davul, zurna, tef, kemençe ve kaval çalınmaktadır

BAŞLIK PARASI

Hızlı bir gelişim ve bu meydanda değişim gösteren topluluğumuzda eski adetlerin yerini yeni değer yargılarının aldığı görülmektedir Toplumumuzda sosyal bir yara olan başlık parası kısmen kalkmıştır Şehir ve ilçe merkezlerinde bilhassa okumuş aileler arasında bu usül terkedilmiştir Köy bazında özelliğini muhafaza eden başlık geleneği, başlık parası alan kız tarafının bu paranın üstüne ilaveler yaparak geline çeyiz yapması suretiyle sürdürülmektedir

CENAZE TÖRENLERİ

Cenazenin kaldırılmasını müteakiben üç gün taziye kurulur Bu süre köylerde daha da uzar Cenaze yakınları bu sürede işlerine gitmez Başsağlığı vermek üzere çevreden gelenleri karşılarlar Başsağlığı, ( Taziye ) için cenaze evine gelenler, maddi durumlarına göre beraberlerinde çay şekeri, un, yağ gibi hediyeleri getirirler Bu durum il merkezinde yapılmaktadır Başsağlığı ( Taziye ) için gelenler, Kur'an-ı Kerim'den bir sure veya Fatiha Suresini okur Meftaya rahmet ve mağfiret dilerler Eve gelen misafirlere çay ve yemek verilir

SÜNNET

Dini bir vecibe olan sünnet, ailelerin maddi gücü nispetinde yapılan eğlence ile başlar Önce sünnet olacak çocuk, arkadaşlarıyla birlikte araba ile şehirde gezdirilir Sünnet giysileri giydirilir Sünnet öncesinde evlerde mevlit okunur Daha sonra davetlilere yemek ziyafeti verilir Seçilen kirvenin kucağında çocuk sünnet edilir Kirve, ömür boyu bir akraba gibi değer görür ve aileden sayılır

DİYARBAKIR örf ve adetleri

Diyarbakır'da Türk-İslâm kültürü hâkimdir Diyarbakır, hazret-i Ömer devrinde 639'da, İslâm orduları tarafından fethedildikten bu yana Müslümanların ve 1042'den bu yana da Müslüman-Türklerin idâresinde kaldığı için, Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur 639 öncesi kültürler unutulmuştur 1085'te Selçuk, 1097'de İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlu ve bilhassa Osmanlılar bu bölgenin Türkleştirilmesinde mühim rol oynamıştır İnaloğulları zamânında Diyarbakır kütüphânesinde 1040000 kitap bulunuyordu Artukoğulları ve Osmanlılar devrinde burada kültür ve mîmârî zenginlik doruk noktasına ulaşmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?

Eski 08-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?



GAZİANTEP ÖRF VE ADETLERİ

DÜĞÜN

Düğün ve evlenme, Gaziantep te de kutsal bir olayın başlangıcıdır Evliliğin her aşamasında genellikle yöredeki töre ve inançlara göre hareket edilir Evlenme adetleri İlimiz, merkezi dahil olmak üzere; Nizip ilçesi Boyundur ve Uluyatır (Mizar), Oğuzeli ilçesi Dokuzyol ( Uruşlu ), Büyükkaracaören ve Hötoylu, Araban ilçesi Elif Beldesi ve Akbudak ( Süpürgüç ), Yavuzeli İlçesi Sarılar, Göçmez, Hacımallı ve Üçgöl, Karkamış ilçesi Elifoğlu, Alagöz, Alacalı, Çiftlik ve Balaban köylerinde uygulanmaktadır

DÜĞÜR GEZME

Düğür gezme; evlilik çağına gelmiş kızlara bakmaya gitmek demektir Dügür, oğlan veya erkek yeğeni olanlar tarafından gezilir Dügür gezenler, tanıdık dost e akrabalarından, evlenme yaşında kızı olanların salığını ( Haberini ) alırlar Daha sonra haberleri yokmuş gibi belirlenen eve giderek kıza bakarlar Düğür gezenler için en önemli olan şey, kızın ailesinin geçmişidir Ondan sonra kızın marifetleri ve güzelliği gelir

Düğürcüler kızı beğenirlerse, birkaç gün sonra bir daha görmeğe giderler İkinci seferde de beğendikten sonra oğlana haber verirler ve kızı, gizlice yolda gösterirler Düğürcüler beğendiyse, oğlana fazla bir laf düşmez Oğlan, kızı gizlice görüp beğendikten sonra, evlenmenin ilk adımı olan erkekler arasında söz alıp verme işi başlar

BEKLİK TAKMA

Beklik takma; Gaziantep ?te nişan takma yerine kullanılan bir tabirdir Beklik takma yapılmadan önce, kız evi tarafından istenilen ve erkek evi tarafından alınması zorunlu olan giyecek eşyaları alınır Bu olaya ? Beklik Karartısı denir Giyecekler beklik takılırken kız ve erkek tarafından giyilir Beklik karaltısının içinde, bir kat elbiselik, kundura çanta, pabuç ve iç çamaşırı bulunur Eskiden hamam peştimalı da verilirdi

Bu hazırlıklar bitikten sonra; sıra yüzük takmaya gelir, nişan mutlaka kız evinde yapılır Oğlan evi nişan gününden birkaç gün önce dost ve akrabalarına haber yollayarak, nişan gününü bildirir O gün, herkes, kız evinde toplanır Nişana daveti eskiden Okuyucu denilen kadınlar yaparlardı Günümüzde okuyucu kadınlardan kimse kalmamıştır

Nişan günü sabahı oğlan evi, kız evine, nişanda yenilecek olan tüm yemek, tatlı ve meyveleri yollamak zorundadır Yemekler yenilir, getirilen elbiseler bir ip üzerinde sergilenir Giyecekler incelendikten sonra, tatlı yenilir ve yüzük takılır Bu nişana erkekler katılmaz, kadınlar arasında yapılır

BAŞLIK VE KALIN

Gaziantep?te ve özellikle köylerinde kalın alma olayı hala devam etmektedir Kalın, kız babası tarafından, kızın çeyizine harcanmak üzere alınır Kız babası, aldığı bu parayı başka bir harcama için kullanmaz Eğer bu para kız için harcanmazsa, bu büyük bir terbiyesizlik olarak kabul edilir

Kalın parası, günün şartlarına göre alınır ve bir usulü vardır Kız istendikten sonra oğlun evinden büyükler giderek, kız evinden ne kadar kalın istediklerini sorarlar Eğer istenilen para çok ise; aile büyükleri araya girerek miktarı düşürmeye çalışırlar Oğlan evi, daha sonra verebileceği miktarı kız evine bildirir Beş aşağı, on yukarı işi bağlarlar Yeniden kız evinde toplanılır ve masrafları oğlan evi karşılar Bu toplantıya yalnızca erkekler katılır ve yenilip içildikten sonra, oğlan babası herkesin önünde parayı kız babasına verir Böylece kalın işi halledilmiş olur Önceleri başlık ve kalın gibi maddiyata dayanan kaynakları olamayanlar, değişik usulü ile evlenirler Değişik yapabilmek , iki ailenin kız alıp vermesidir Değişik yapmaya evlenme yaşına gelmiş ağabeyler karar verirler Her aile bir kız alır, bir kız verir Bu nedenle başlık alıp vermezler

Bu usulü benimseyenler çoktur Çünkü; masrafsız olarak yapılan bir evlilik yoludur Bu usulde gönün işi geçerli olmayıp, ailenin vereceği kararlar önemlidir Değişik yapan aileler, genellikle fakir ailelerdir Eğer değişik, aynı köyün gençleri arasında değil de, başka bir köyle değişik yapılıyorsa, o zaman; değiştirilecek kızlar, at üstüne bindirilerek, diğer köye doğru yola çıkarlar İki köy arasında kafile karşılaşır Daha sonra; iki tarafta kızları alır, köylerine dönerler Her köy arasında, ayrıca düğün yapar

YATAK BİÇME

Yatak biçme, imece usulüyle yapılan bir yardımlaşma ve eğlence günüdür Yatak biçme, kız evinde yapılır Oğlan evinden ve kız evinden gelen kadınlar, yardımlaşarak , kızın çehizine konacak yatak yüzlerini diker ve yorganları köpürler Bir yandan iş yapılırken, bir yandan da, yemekler yapılır ve yenir Yatak biçmeye çalgıcılar çağırmak adetler arasındadır Yatak biçmeye gelen kadınlar, yer, içer ve eğlenirler

ÇEHİZ ( ÇEYİZ )

Gaziantep?te çok önemli yer tutar Özellikle kızlar çeyizleriyle değerlendirilir Kız çeyizini para olarak hesaplamak mümkün değildir Bir kızın çeyizi doğduğu günde dizilmeye başlar Anne, teyze, hala vs akrabalar da bu çeyize daima bir şeyler eklerler

ÇEHİZ ALMA ADETLERİ

Çeyiz alma kız evindeki kızın çeyizinin, oğlan evi tarafından alınıp, oğlan evine götürülmesidir Çeyiz alınacağı gün, oğlan evinin akrabaları oğlan evinde, kız evinin akrabaları kız evinde toplanırlar Çeyiz günü, eğlenceyi oğlan evi yapar, kız evi ise; oğlan evinin gelmesini bekler Kız evinde hiçbir eğlence yapılmaz Çeyiz alma adetleri günümüzde hala eksiksiz olarak devam etmekte ve yapılmaktadır

Kız evinden çeyiz almada da bazı adetler ağırlığını korur Çeyizlerin bulunduğu evdeki kızın sandığının üzerine, kızın erkek kardeşi veya yakın bir akrabası oturur Oğlanın babası veya bir aile büyüğü, sandığın üzerinde oturan kişiyi kaldırmak için, bir miktar para verir Para verildikten sonra, çeyiz taşıma işlemlerine geçilir

Çeyiz taşınırken meydanda bulunan her eşya alınır Yeni evlenecek olan çiftlere yardım olarak ne bulunursa götürülür Taşıma işi yalnızca oğlan evine düşer, kız tarafından kimse taşıma işine karışmaz Çeyiz taşındıktan birkaç gün sonra, kız evinden birkaç kişi çeyizin taşındığı eve giderek, evi dizerler Gelen tüm çeyizler evin içersinde düzenlenir ve yerli yerine konulur

KINA GECESİ

Gerdek gecesinden ir gün önce yapılan bir gecedir Bu gece kız evinde ve erkek evinde ayrı ayrı yapılır
Kına gecesinin en önemli kişilerinden birisi olan sağdıç, damadın koruyucusu ve onun hizmetkarıdır Kına gecesi dahil, düğün boyunca damadın tüm ihtiyaçlarından sorumludur Kına gecesinden bir gün önce, attarlar dan kına alınarak, kız evine gönderilir Oğlan evi, kendi kendi evinde eğlendikten sonra, gece, geç saatlerde kız evine giderek kınayı ister Kınayı kız evinden almaya gidilirken, yolda, türküler söylenir

GELİNCİ VE DÜĞÜN GÜNÜ

Gelinci, yöremize ait bir kadın düğünü olup; düğün salonuna kadınlardan başka kimse alınmaz Bazı yakın akrabalardan gelen olursa, kapıda beklemek zorunda kalır Kına gecesini takip eden günde, oğlan evinde, oğlanın bütün kadın akrabası, komşuları, mahalle kadınları toplanır Çalıp söyler, oynar ve eğlenirler

Gelinciye, gelin ile damat beraber gelir Gelin olan kız, son yemeğini abasıyla birlikte yer daha sonra akrabaları tarafından giydirilir Gelinciler, eğlencenin ortalarına doğru ara verir Gelinciler yanlarında yiyecek ve içecek getirirler Getirilen yiyeceklerin başında Hedik , bunun yanı sıra kuruyemişler, meyveler ve yemekler yer alır Yiyecek getirenler, getirmeyenlere dağıtırlar Böylece iyi bir dostluk ve yakınlaşma ortamı da doğmuş olur

Gelincinin yeniden ikinci bölümü başlar Kaynana gelinin başına şeker atar, şekerlerin bir kısmı da misafirlerin üzerine atar Bu olay çocukların dört gözle bekledikleri andır Gelinci bittiği zaman, gelinin arkadaşları, gelini alarak gerdek odasına götürürler Yatsı?ya doğru, damadın arkadaşları gelerek, gelinden damadın eşyalarını isterler Gelin, damadın giyeceği eşyaları kendi eliyle arkadaşlarına teslim eder Elbiseyi alan arkadaşları damadı giydirdikten sonra namaza götürürler

Memleketimizde, özellikle köy düğünlerinde bu gelenek devam etmektedir Şehirde ise; bu adet kalkmıştır Düğün günü, oğlan tarafı, mahsere kazanları ve elbeştelerde pilav ve cacık ( Sulu) yemekler yapılır Okuyucu vasıtasıyla, gelinciye olan kadınlar yer icer, çalar oynarlar

MAŞTA

Gelinci ve düğün günleri, davetlileri idare etmek, onları hakkıyla ağırlamak, yemeği ikram eden, törenle ilgili diğer işleri üzerine alan ve mühim roller oynayan kadına maşta denir Maştanın aldığı kararlara büyük küçük her ferdin, itaat etmesi mecburidir

NİKAH TÖRENİ

Nikah için kız, babasına veya amcasına vekalet verir Yalnız vekalet verirken, vekaleti alan kimse; üç defa ? Bana vekalet veriyormusun? ? diye sorar Evet cevabını alınca, camiye gidilir, vekaleti alanlar hocaya nikahı kıydırırlar Son zamanlarda dini nikahlar, camilerden ziyade evlerde kıydırılmaktadır Bunun için, vekalet verme işi ortadan kalkmış olur Resmi nikah da, her yörede aynı olduğundan, ayrıca anlatılmasına lüzum yoktur

GÜVEYİ NAMAZI VE GÜVEYİ GEZDİRMESİ

Daha önceleri güveyi namaza giderken, iki tarafından, damadın arkadaşları ellerinde mumlar yanmış vaziyette birlikte hareket ederlerdi Bu şamdanlar ağaçtan yapılmış ve ağaç dalı gibidir Özel şekil taşır Her bir şamdanın üzerinde 8 10 mum yanar Bu şamdanlar renkli kağıtlarla güzelce süslenir Bunları, güveyinin sağında ve solunda iki kişi tutarlar Bu kişilere Sağdıç denir Bu kişiler, hizmetlerinden dolayı mükafatlandırılmazlar Onun için Antep? te Emeğin Sağdıç, Emeğine Döndü ? diye bir de atasözü vardır Güveyi namaza gidip gelirken, önü sıra gazeller, ilahiler okunur, koşmalar söylenir İmam nikah tazeleme ve bir de dua yapar Duadan sonra güveyi, evvela imamın ellerini öper, sonra sağdıçlar mumları alarak, öne düşerler İlahiler biter, şarkı ve türküler başlar Bundan sonra, gazel ve koşmacılar devam eder Alaylar, şarkılar içinde güveyiyi eve getirirler Bu gidiş gelişte damada dostlarınca, defalarca iğne batırılır Şarkılar biter Güveyiye ivey ( izin ) verilir, herkes dağılır Damat gelinin yanına girince, iki rekat namaz kılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?

Eski 08-14-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?



MARDİN ÖRF VE ADETLERİ

DÜĞÜN

Mardin'de gerek Hıristiyanların gerekse Müslümanların düğünlerinde benzer bir çok özellik göze çarpar Çok uzun bir süredir beraber yaşayan bu insanların birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde benzer gelenek katmanları oluşmuşturEvlilik çağına gelen delikanlıyı evlendirmeye karar veren ailesi, ona uygun bir eş bulabilme arayışına çıkar Gelin adayında genellikle şu hususlar aranır:

Kızın ailesinin kendilerine denk olması şarttır Kızın bir evi idare edecek nitelikte çalışkan, görgülü, namuslu, büyüklerine saygılı ve sevgi yüklü olması gereklidir Kızla oğlanın daha önce görüşüp tanışması, evlilik öncesi arkadaşlık veya evlilik hususunda anlaşması söz konusu değildir Eskiden sevilen kızın damdan gözetlenmesi zekice davranan erkeklere has bir davranıştıKesinlikle geleneksel evliliklerde boşanma alternatifi söz konusu değildir Evlilik kutsallığı ile iyi ve kötü günde sevinci ve kederiyle ta mezara kadar eşlerin birlikteliklerinin sürebileceği bir kurumdur Evliliğe bu nazarla bakılarak gerekli girişimler başlatılır

Oğlan evi, kız evlerini ziyaret ederek uygun bir aday arar Bu olaya "dünür gezme", gidenlere de görücü denir Bazen de kız arama olayı bahar aylarına rastlar Aileler mesire yerlerine topluca giderek uygun aday arayışını sürdürürler Kız arama olayı hamamda da olabilmektedir Bazen de mahalle mahalle dolaşan bohçacı sıfatıyla satış yapan bayan tellallar devreye girer Genellikle bu sıfatı taşıyan bayana, ziyaret ettiği evlerde edindiği bilgilere istinaden oğlan tarafı uygun gördüğü nitelikleri sıralayarak adaylardan bahsetmesini ister Aracı olarak da kullanılan bu tellalların bir zamanlar yöremizde çok önemli bir işlevi olduğu günümüze kadar anlatılır Her durumda beğenilen ve oğullarına alınması kararlaştırılan kızın ailesinden istenmesine gidilmeden önce, kız tarafının evliliğe sıcak bakıp bakmadığı durumunu öğrenmek üzere hatırı sayılır, her iki aileyi tanıyan orta yaşta bir kadın kız evine gönderilir Bu kadın uygun bir zemin hazırlayarak kızın sözlü olup olmadığını öğrenir Oğlan tarafının isteğini iletip, üç gün sonra gelmek üzere kız evinden ayrılır"Her şeyde bir hayır vardır "Kısmetse olur" "iyi düşünün" "Her iki taraf mutlu olacaksa inşallah olur, mutlu olmayacaksa Allah esirgesin" dilekleri sıralanır

Kız tarafı oğlanda genellikle şu sorulara cevap arar: Denk bir aileye mensup mudur? Geliri normal bir hayat tarzı için yeterli midir? Kumar ve içkiye düşkün müdür? Aşırı kıskanç, müsrif midir? Kaynana olacak annesi, görümce olacak kız kardeşlerinin durumları nasıldır?Bu arada oğlan tarafı gelecek haberi canla başla bekler Kız evine aracı kadın bir daha gönderilerek ( üç gün sonra ) haber alınır Haber olumlu ise oğlanın babası hatırı sayılır birkaç dost ve iki garantör aile ile kız evine gider Kız ailesi gelenlere ikramlarını sunarken bu arada kızlarını da konuklara göstermiş olur Kızdan birkaç kez su istenir, bu sayede oğlan kızı daha yakından görür Eğer oğlan, kızı beğenirse işaretleşmeler başlar Ve devreye garantör aileler girer

Kız tarafı oğlanı soruşturmak için 15 gün mühlet ister Kız tarafı evet cevabını verecekse defter yazılır Bu defter 15 gün sonra gelen aracı kadına verilir Eğer kız tarafı kızlarım vermek istemiyorsa defteri yüksek tutar Oğlan tarafı defteri alıp enine boyuna inceler ve yapabileceklerini bir taslak halinde çıkararak deftere işleyerek geri gönderir Yeni bir süreç böylece başlatılmış olur, eğer anlaşılırsa kızın da rı*zası alınarak yeni bir sürece girilmiş olur

MARDİN'DE BAYRAMLAR:

Mardin'de, Mardin'i iliklerine kadar yaşamış, bilinçaltına çocukluğunun bayram coşkusunu kazımış olan bir şairin duygularına ortak olmakla; çeşitli inançların zevk ve kültürlerin barışık bir yaşam tarzı sergilediği Yukarı Mezopotamya'nın bu şirin kentinde Mardin'de bayram coşkusu mitolojik, mistik, gizemli diyarlarda tarihle kaynaşık bir bütünsellik çizer

Geçmişte bir çok uygarlığa beşiklik yapmış Mardin, tüm bunların yanında çok çeşitli inançlara, tapınmalara, ayinlere, kurbanlara taş mimarisinin dünya üzerindeki mükemmel örneklerinin sergilendiği bir açık hava müzesi olarak şahit olmuştur

Mardin din ayırımı konusunu ayak bağı yapmadan asırlar öncesinden çözmüştür Ezan seslerinin çan sesleriyle barışık ve kaynaşık aksettiği; çeşitli dinlere mensup insanların gönül rahatlığıyla inançlarını yaşadığı bir hoşgörü merkezidir Mardin'in inanç tünelinde putperestlerden Yezidilere; Yahudilerden Hıristiyanlara ve İslam inancına kadar uzanan ve her karesi sevgi ve kardeşlikle işlenen motifler görülür

Mardin'de bayramlar çok önemli gelenek silsilesi etrafında sürüp gider Buralarda aslolan ölülere hürmet, büyüklere saygı, ananelere mutlak bağlılık ve barışıklığın, kardeşliğin derin bir vecd ile kutlanmış olmasıdırHıristiyan ve Müslüman inancının bayramlara verdiği özel önemi tüm içtenliği ve bağlılığıyla kutlayan Mardinliler'in Hıristiyanlarla kurdukları kardeşlik bağları her iki kültürün bayramlarında da pekiştirdikleri çok önemli hasletleridir

Alıntı Yaparak Cevapla

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?

Eski 08-14-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?



SİİRT ÖRF VE ADETLERİ

DOĞUM
Evlilik telaşının sona ermesiyle, doğum hazırlıklarına başlanır Özellikle ilk doğum büyük ilgi uyandırır Doğum haberi kızın ailesi ve yakın akrabalarına hemen ulaştırılır Doğumun ilk günü kızın annesi süt gönderir Aradan bir hafta geçtikten sonra kızın annesi tarafından hazırlanan çocuk çeyizi götürülür Bu eşyalar arasında; kundak ve elbise, pijama, havlu, pudra, kolonya, bir kaç sabun, bir kaç kat elbise, atletler, kilotlar, lastik kilotlar, muşambalar, salya önlükleri, zıbın, yorgan, yastık, kırlent ile anneye bir takım elbise ve bir teneke çekirdek bulunur Çekirdek arasında misafir şekeri, fıstık ve leblebi vardır Ailenin maddi durumuna göre çocuğun beresine çeyrek, yarımlık veya bir altın lira iliştirilir

Doğum yapan kadın kırk gün dışarı çıkmaz Evde yalnız da bırakılmaz Bu müddet zarfında ev işlerine karışmaz Kız annesi ilk gün süt, ikinci gün kebap, üçüncü gün büryan gönderir Bundan sonra yakın akrabalar doğum tebriğine gelirler Hediyelerini getirirler Çocuk erkek ise hediyeler daha kıymetli olur Kırkıncı günün sonunda gelin baba evine giderek orada bir hafta kalır Kendisine ve çocuğa verilen hediyelerle eşinin evine dönerek, artık normal anne hüviyetine kavuşur

SÜNNET
7-8 yaşına varan bir çocuğun babası, maddi imkanlarına göre kendi çocuğuna ve komşu öksüz çocuklardan birkaçına yeni elbiseler yaptırır Sünnet günü cümadır Cumadan iki gün önce davullu, sazlı ve sözlü eğlence yapılır Cuma günü en güzel şekilde giydirilen çocukların başlarına dizili altınlar konulduktan sonra, mahalle çocukları ile birlikte araçlara bindirilerek şehir içinde gezdirilir Cuma namazından sonra davetliler eğlence yerinde toplanır Burada sünnet evi tarafından hazırlanan yemekler yenilir Sünnetçi davetlilerin huzurunda çocukları sünnet ettikten sonra boş bir tepsi gezdirerek para toplar Sünnetten üç gün sonra dost, akraba ve komşu kadınları sünnet evine tebriğe, hediyeleri ile birlikte giderler Yemeklerini yiyerek dağılırlar ve sünnet merasimi tamamlanmış olur

ÖLÜM
Siirt'te ölen kişiye çok büyük değer verilir Uzun süre yas tutulur Erkekler bir süre tıraş olmazlar Ölüm haberi ölü evinden yükselen feryatlarla duyulur Ölüm hangi saatte olursa olsun, komşular ve haberi işiten akrabalar cenaze evine koşarlar Ölğm gece olmuşsa cenaze yıkanır Bulunan hocalarla sabaha kadar hatim indirilir Sabahleyin camilerde sela verildikten sonra toplanan kalabalıkla tabut, cenaze namazı içi en yakın camiye götürülür Ölen kadın ise tabut üzerine entarisi ve tülbenti, erkek ise şapkası ve çeketi, talebe ise önlüğü konulur Genç yaşında ölenlerin tabutları çeşitli enklere boyanır Yaşlı ise sadece yeşile boyanır Ölen çocuk ise tabut yapılmaz Sadece aile efradı tarafından üzerine eşarp artülür ve kucakta taşınır


EVLİLİK
Kız Beğenme
Mayıs ayında başlayan ve "Şihir" tabir edilen ilkbahar gezmelerinde, düğünlerde, aile toplantılarında vb umumi yerlerde kızı görüp beğenen erkek, ailesine açılır ve "Falan kız kimlerden?" diyerek o kızı istediğini ima eder Bunun üzerine erkek ailesi kız hakkında etraftan bilgi toplamaya başlar Sonuç olumlu olursa, kadınlardan kurulu bir topluluk, kızı ailesinden ister Kız evi nazlanır ve aynı zamanda erkek hakkında araştırma yapar Bu ara geliş-gidişler devam eder Araştırma neticeleri uygunsa, kız evi rıza gösterir ve bunu kahve-şeker ikramıyla belli ederek "Allah hayırlı etsin" temennisinde bulunurlar Kız tarafı, damat tarafı erkeklerinin, kendi erkeklerini ziyaret etmesini isterler Erkekler arasında isteme şekli daha samimi ve daha kısadır Diğer bir deyişle iş kadınlar tarafından olgunlaştırılmış, erkekler tarafından noktalanmış olur Bunu takip eden bir iki gün içinde gündüz kadınlar, gece erkekler olmak üzere, iki koldan kız evine gidilerek söz kesimi "Temlihkeyye" yapılır

Nişan
Önce erkek tarafı nişan yüzüğü için ölçü ister Arkasından da kız tarafı ölçü ister Buna göre yüzükler alınır Nişan günü erkek tarafı gelin evine bir torba kesme, bir torba toz şeker, iki kilo kahve ve yeteri kadar sigara ve kibrit gönderir

Kapısı ardına kadar açık bırakılan kız evine gelen misafirler erkek ve kadın olarak ayrı ayrı toplanırlar Misafirlere şeker ve kahve ikram edildikten sonra imam, nişan duasını üç defa okur Her defasında "Oğlumuz falana, kızınız falanı veriyormusunuz?" diye tekrarlar Kız tarafının bir büyüğü "Atayna" (verdik) der Bu söz üzerine damat adayının kardeşi veya genç bir yakını derhal yerinden fırlayarak "Verdik" diyen kimsenin ve hocanın elini öper ve fatiha okunur Merasimin bitirildiği hemen kadınlara ulaştırılır Damat tarafının kadınları, bu olayı "Tililili" (sevinç çığlıkları) ile ilan ederler, ve eğlence ile takılar takılır

Nişan tarihinden bir hafta sonra Perşembe gecesi damadın yakın akrabaları toplanarak kız evine giderler Misafirler biraz istirahat ettikten sonra gelinlik kız, yaş sırasına göre gelenlerin ellerini öper, onlar da kendisine çeşitli hediye veya para verirler

Nikah
Nişanlılık devresi devam ettiği müddetçe damat tarafı, gelinlere izzet ve ikramlarda bulunur Her mevsimin meyvelerinden götürülür Bayramlarda bayramlık hediye verilir Mahalli günlerden olan Cıgor'da baklava, portakal; Yumurta Bayramı'nda sayıları 100 ile 500 arasında yumurta gönderilirHer iki taraf içinde iktisadi bir yıkım olan bu adetler, çok yavaş bir şekilde terk edilmektedir Önceleri damat tarafını masrafa sokan bu adetler, evlilikten sonra kız yakınları tarafından ömür boyu devam ettirilir

Kına Gecesi
Çarşamba gecesi kına gecesidir Sabahleyin gelin, damat ailesinin kadınlarıyla hamama götürülerek sevgi gösterileri arasında yıkanır Damat tarafı, hamama mevsimine göre çeşitli meyveler gönderir Geceleyin damat tarafı kalabalık bir erkek-kadın topluluğu ile kız evine kına götürerek gelinin eline sürerler Bu kınanın içine damat tarafı bir miktar para koyar Gelin evinden dönüşte tekrar eğlencelere başlanan erkek evinde, damadın da eline kına sürülür Kına misafirlere de dağıtılır

Cigor
Mahalli bayramların başında gelen cıgor, Şubat ayının ilk Pazartesi günü başlayıp 3 gün devam eder Şubat ayının ilk Pazartesi aynı zamanda Hıristiyanlarda perhiz günüdür Bir zamanlar bölgede yaşayan hıristiyanlara göre nazire olarak kullanılan Cigor'un Arapça gegir, gıcık (kızdırma) kelimesinden türemiş olabileceği, veya baharla birlikte insanların çevreye çıkmaları anlamında "Çık gör" olabileceği düşünülmektedir İlk günde erkekler, diğer günlerde de kadınlar ayrı ayrı tepelere gezilecek yerlere giderler Özellikle Botan Nehri kenarında bulunan Rasulhacer (Taşbaşı) Mağaraları'na gidilir Burada, ilkbaharın müjdecisi olan, nergiz çiçeklerini toplarlar Günün özel yemekleri olan Bunbar, cokat, pekmez tatlısı, rayoşu meketip ve mevsim meyvelerini beraberinde getiren halk, akşama kadar burada eğlenir Bu bayram dolayısıyla nişanlı kız ve evli kadınlara hediyeler gönderilir Aynı gece damlarda "Suke" denilen meşaleler yakılarak baş üzerinde dakikalarca çevrilir Mevsim şartları el vermediği zamanlar bu törenler, evlerde yapılmaktadır

Yumurta Bayramı
Her yıl Mayıs ayında kutlanan bu yöresel bayram nedeniyle, bütün evlerde yumurta kaynatılır Nişanlı ve yeni evlilere 100 ile 500 arasında yumurta gönderilir Kurulan bayram yerinde çeşitli renklere boyanmış yumurtalar tokuşturulur Bir araya gelen erkekler çeşitli oyunlar oynar Uzun atlama ve koşu müsabakaları yapılır Ertesi gün nişanlıların eğlenceleri başlar Buna "Sıhril Memelik" (nişanlı teşhiri) denir Her aile, müstakbel gelinini alıp Şeyh-üt Türki Yamacı'ndaki Şeyh Osman Mevkii'ne götürerek eğlenirler

Şihirler
Bu kelime sergi, panayır anlamına gelmektedir Her yıl Mayıs ayının 13 gününe rastlar Bir ay devam eder Şihirler şehrin dört bir yanında bulunan türbelerde icra edilir Buralara giden genç kız ve kadınlar en güzel elbiselerini giyer ve eğlenirler Bilhassa genç kızları kadın görücüler burada tanır ve beğenirler


Dem
Ocak ayının ilk haftasında kutlanan "Dem Günü" 'nde Noel Baba tipinde "Devveme" (devam ettiren) ve inek suretinde olan bir iyilik meleğinin evlerin bacalarından girerek şöminenin yanına altın ve mücevher bırakılacağına inanılırdı Üç gün süren bu kutlama nedeniyle her gece değişik türde yağlı yemekler ve tatlılar yenerek "Devveme" beklenirdi Çocuklar gündüzden hazırladıkları yeşil otları şöminenin yanına bırakır, Ayrıca, üzüm ve cevizle de bu karşılamayı takviye ederlerdi En ufak bir hışırtıya uyanarak "Devveme geldi!" diye sevinirlerdi Bu geleneğin Noel'le aynı zamana denk düşmesi, bunun eskiden Siirt'te yaşayan Hıritiyanlardan kaldığını göstermektedir Bu gelenek nedeniyle evlerin bacaları birkaç gün evvelinden temizlenirdi Böylece yangınlara karşı bacalar temizlenmiş olurdu Bu geleneğin baca temizliği sağlamak için süregeldiği söylenebilir Bu gelenek bugün unutulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?

Eski 08-14-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Örf Ve Adetleri Nasıldır?



ŞANLIURFA ÖRF VE ADETLERİ

EVLİLİK:

Urfa'da eski bir adet olan eşlerin birbirlerini görmeden, görücü usulü ile evlenmeleri eskisi kadar yaygın olmamakla birlikte, bugün karşılaşılması muhtemel bir evlenme şeklidir Bu evlenme şeklini incelediğimizde, Urfalılar'ın örf ve adetlerine sıkı sıkıya bağlı olduklarını görürüz Geleneklerine bu derece bağlı olmalarının ise başlıca üç nedeni vardır

1 Urfalılar'ın çevre illeri ile derin bir ilgisi yoktur Köklü ve kalabalık ailelerin bulunduğu bir yerleşim birimidir Daha düne kadar Urfalı, kızını başka illere gelin vermez ve Urfa delikanlısı dışardan evlenmezdiUrfa'da yabancılara "Kerıp", dışarıdan evlenenlere ise "Kerıpten evlenmiş, kim bilir kimin nesini almış" denilirdi

2 Urfa, büyük ticaret ve sanayi merkezlerine uzak, bir tarım ve hayvancılık kenti olduğundan büyük yol güzergâhlarının birleştiği noktada bulunmamaktadır

3 Bir kıyı şehri olmaması nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin hemen hemen yok denecek kadar az olması değişmeleri kolay kolay kabul etmemesine neden olmaktadır
Evlenme yaşına gelen delikanlının doğrudan "Ben evelenecağam" diye anne ve babasına söylemesi ayıp sayıldığından bu durumu uygun bir şekilde yakın arkadaşlarına veya başka bir kimse vasıtasıyla anne ve babasına iletir Haberi iletecek olan kimse erkek ise oğlanın babasına "Allah ömürlü etsin, yeğenimiz artık böyüdü, gözü damlarda duvarlarda" diyerek delikanlının evlenecek yaşa geldiğini ve bir kızın aranmasını söylemek ister Oğlanın babası ise durumu hanımına açar Oğlanın annesi ise "Benim de kulağıma degdi, ben de işin farkındayam" diye cevap verir Zaten anne bu hayırlı işten daima babadan daha fazla çaba harcar Evlenecek yaşa gelen delikanlı ise annesinin yaptığı yemekleri, yıkadığı çamaşırları, beğenmemeye başlar Çeşitli huzursuzluklar çıkarır Annesi ise "Elimden bı kadar geli, yarın avradi siye bişirir begenırsen" der Oğlan ise konunun iyice anlaşıldığını ve verilen mesajın yerine iletildiğinin huzuru içerisinde tebessüm eder Anne o günden sonra gizliden gizliye kız aramaya başlar Tanıdıklarının tavsiyelerine uyarak gelinlik çağındaki kızların evine bir bahâne ile giderek, kızın ailesinin yaşantısını kendi görüşüne göre inceler

Kız İsteme

Evlenme çağına gelen erkeğin anne ve babası veya yakınları oğullarına kız aramaya başlarlar Anne özellikle yaşlı kadın akrabalarına "Oğlumu everecağam, acaba münasip bir kız bulabilir miyem?" diye sorar Hamamda, düğünlerde, kır gezintilerinde kızları araştırmaya, soruşturmaya başlar Gözüne kestirdiği bir kız olursa, ilk önce kızın yakın komşularından sormaya başlar "Acaba bı kız nasıldır, derdimizi çekermi, gişi kızı mıdır?" Komşular ise kendilerinden sorulan genç kız tavsiye edilebilir nitelikte biri ise "Mabalı günahı boynuna" diyerek teminat verir Şayet kızı tavsiye etmiyor ise, açık açık söylemenin de çevreye göre ayıp, dini kurallara göre günah sayıldığından "komşumuzdur ama, pek ilgimiz yoktur" diyerek istenmemesi gerektiğini ima ederler

Sakal Öpümü

Taraflar anlaştıktan sonra nişan yapılmadan önce oğlan evi, kız evine "Kızınızı bize verdiğiniz için teşekkür ederiz" anlamına gelen bir ziyaret yaparlar Buna sakal öpümü veya teşekkür denir Oğlan evinin yaşlıları sakal öpümüne giderler Sakal öpümüne gidecek olan oğlan evi kesimde anlaşılan başlığın tamamını veya bir kısmını beraberlerinde kızın babasına veya velisine vermek üzere götürürler Kesimde anlaşılan başlığı ve ziynet eşyalarından bir kısmını götürmeden de gidilebilir Bu yine tarafların anlaşmalarına bağlıdır Oğlan ve kız evinin kadın ve erkekleri ayrı ayrı odalarda otururlar Birbirleriyle tanışırlar Kız evi gelen misafirlere çeşitli meyvalar, çaylar, kahveler, çerezler genellikle de yöreye ait çiğköfte ve peynirli kadayıf ikram ederNişan gününün tarihi belirlenir, nişan günü yapılması kararlaştırılan hazırlıklar konuşulur ve gece ziyaret sona erer

Nişan

Urfa'da yapılan nişan törenleri başka illerimizde yapılan nişan törenlerine benzemez Kız ve erkek birbirlerini görmeden (çok yakın akrabalıklar istisna) ve konuşmadan nişanlanırlar Kızın istenmesinden sonra nikâh yapılıncaya kadar, damat adayının kız evine gidip gelmesi hoş karşılanmaz, dini nikâh yapılmadığı için birbirlerine görünmeleri, konuşmaları, yörenin örf ve adetlerine göre ayıp, dini kurallara göre haram ve günah sayılır Nişan merasiminin çevrenin adetlerine göre kız evinde yapılması gerekir Oğlan evi tarafından birkaç kadın nişandan bir veya iki gün önce nişan şerbetinin hazırlanması için kız evine giderler

Nikâh

Nikâhı iki kısımda incelemek mümkündür Resmi nikâha yörede "Saray Nikâhı" denir Belediye Sarayı'nda yapıldığından bu şekilde isimlendirilir Dini nikâha ise "Hoca Nikâhı" denir

1 Resmi Nikâh: Türk Medeni Kanunu'na göre nasıl yapılacağı tarif edilmiştir Uygulama yurdumuzun bütün illerinde aynıdır

2 Dini Nikâh: Dini nikâh yapılmadan birkaç gün önce bütün akraba ve yakınları çağırmak için haber veya davetiye gönderilir Yörenin adetlerine göre nikâhın kız evinde yapılması gerekir Kız evinde yapılmayan nikâhlar ayıp, başkasının evinde oğlanın nikâhının yapılması ise oğlan evine hakaret sayılır Dini nikâh genellikle Pazar günü erken saatlerde yapılır
Kız evinde, oğlan evinin göndermiş olduğu malzemeler şerbet yapılarak hazırlanır Nikâh yapılacak günün sabahı hoca gelir ve kendisine ayrılan yere oturur Kız tarafının tanıdığı bir erkek kızın kendisine vermiş olduğu sözlü akit vekâletnamesine dayanarak söz sahibidir Oğlan tarafından da bir erkek yine nikâh için damat adına nikâhlanma yetkisine sahiptir
Hoca, vekillerden hangisinin kızın, hangisinin erkeğin vekili olduğunu sorar Daha sonra vekiller hocanın dua ve sorularından sonra "Vekâletim hesabiyle aldım hellallığa kabul ettim" diyerek dini esaslara göre nikâhı kıymış olur Son zamanlarda Belediye Sarayı'nda her iki nikâhın da yapıldığı görülmektedir

Düğün
Düğünün tarafların tesbit ettiği gün ve yerde yapılmasına karar verilir Urfa'da evlenme düğünü denince akla iki düğün gelir
1 Avrat Düğünü,
2 Erkek Düğünü
Gerçekte bu iki düğünü ayrı ayrı incelememizin sebebi, avrat düğünü; kız evinin hanımları ile oğlan evinin hanımları arasında yapılır Erkek düğünü ise sadece oğlan tarafının akraba ve tanıdıklarının katılmasıyla yapılır Kız tarafından bir erkeğin yapılacak düğüne katılması ayıp sayılır

Kına Gecesi-Asbap Gecesi
"Gelin" Perşembe günü gidecekse, Çarşamba akşamı; Pazar günü gidecekse, cumartesi akşamı (yani damadın elbise giydiği günün akşamı) yapılır Kız evinde hanımlar, oğlan evinde erkekler toplanır Damadın arkadaşları ve akrabalarının toplantığı yerdeki eğlenceye "Asbab Gecesi" kadınların toplandığı yerdeki eğlenceye ise "Kına Gecesi" denir İkisi de aynı gece ve aynı saatlerde başlar Gece saat onbire doğru oğlan evi tarafından kadın, erkek ve çocuklardan bir grup kına gecesi yapılan eve toplu halde yine türkü mani söyleyerek çalgıcılarla birlikte giderler Gecenin karanlığında dar sokaklardan, kadınlar önde, çocuklar ortada, erkekler arkada olmak üzere toplu olarak yürürler Ellerindeki fanıs denilen gaz lambaları yollarını aydınlatır Bu topluluktan ara sıra geriye kalmış bir hanım olursa, koruma görevini üstlenen erkeklerden biri "Ayallar öge" diyerek kadının hızlı yürümesini ikaz eder

Oda Geleneği
Oda, sıra gecelerine çok benzer Aynı çevrenin arkadaşları belirli bir yerde bir oda veya bir daire tutar ve sererler Sergi için gerekli eşya ve malzemeleri ya çarşıdan ortaklaşa alırlar, ya da herkes evinden birşeyler getirir Bir de işleri yapacak etrafı temizleyecek bir adam tutarlar Odanın bütün giderleri ortaklaşa ödenir
Odada cumartesi öğleden sonra ve Pazar günleri oturulur Odaya her gece belirli bir saatte gelinir Orta hizmetini gören adam, daha evvel gelir Temizliği yapar, mangalı ya da sobayı yakıp odayı ısıtır Acı kahveyi hazırlar Nargile içenlerin nargilelerini temizler Odaya, sahaniye usulü yemek getirilebilindiği gibi harafane de yapılarak çeşitli yemekler ya da çiğköfte yapılır ve yenir Odadaki yemekleri yemek yapabilenler yapar Odada oyunlar oynanır, saz çalınıp türküler ve gazeller söylenir Sohbet edilir, hatıralar anlatılır ve kitaplar okunur Oda genelde her gece açılır Bilhassa yağmurlu ve soğuk kış günlerinin pazarlarında oda alemleri çok güzeldir Pazar günleri hava açık ve kıra gitmeye uygunsa oda arkadaşları hep birlikte kıra giderler Bu bir köy olabileceği gibi, bahçe de olabilir
Bağ-Bahçe-Dağ Gezme ve Yatı Geleneği
Bağ, bahçe dağ gezme ve yatmaları Urfalı'ya özgü bazı özellikler taşır Kırlara bahar ve yaz aylarında gidilir Kişi sınırlaması yoktur 5 ila 20 arkadaş arasında değişir Yatıya ya devamlı, ya da bir-iki geceliğine gidilir Devamlı gidenler, daha donanımlı giderler, gedecekleri yere önce halı, kilim, keçe ve hasır gibi yere serileceklerle yataklarını götürürler Geceleri soğuk olacağı gibi kürkler de unutulmaz Ayrıca, gerekli mutfak malzemeleri, mangal, kebap için şiş ve kömür de götürülür Yatıda genellikle 1-2 gün kalınabilir Bir ay ve daha fazla kalan gruplar da olur Kalma süresi, arkadaş grubunun durumuna göre değişir
Cumartesi ve Pazar günleri devamlı kalınır İş günlerinde, ise, sabah erkenden şehre gelinir, akşamları dönülür Yemek ya sırayla yapılır, ya herkes elinden geleni yaparak ortaya koyar, ya da yemek pişirmesini bilenler devamlı yemek yapmayı üslenirler Her grup bir adam tutar Bu adam etrafı temizler, bulaşıkları yıkar, ateş yakar ve gerekirse şehre giderek malzeme ve yiyecek satın alır Ulaşım ve yük taşıma aracı genellikle ya bir merkep, ya da bir beygirdir
Geceleri sazlar, cümbüşler çalar, Davûdi sesliler gazel ve türküler okur Bu gazel ve türküler etrafındaki komşu gruplardan duyulur Duyanlar da, gazel, türkü ve hoyratlara cevap verirler Bu hallerde bazen iddialaşmalar olur Karşılıklı söylemeler sabaha kadar devam eder Dağlarda yatıya kalmak çok eski bir gelenektir Gitmenin, kalmanın, yemek hazırlamanın, yemek yemenin, oturmanın ve eğlenmenin bir adabı vardır Adaba uymayanlar, taşkınlık yapanlar gruptan uzaklaştırılır
Bir yada iki geceliğine yatıya gidenler ise, ya Cuma, ya da cumartesi akşamı gidip Pazar akşamı dönerler Geçmişte kadınlar da kıra giderlerdi Çarşamba ve Cumartesi günleri öğleden sonraları genellikle aile fertleri, komşu ya da akraba aile eşliğinde giderlerdi Kadınların gittikleri gezi yerleri günümüzde artık iskan sahaları oldu, gecekondularla kaplandı Kadınlar genellikle çiğköfte ile giderler, bazen de evde yaptıkları yemekleri götürürlerdi Özellikle erkeklerin gittikleri başlıca dağ ve diğer mesire yerleri şunlardır:Bağ evleri, Kanlı Mağara, Delikli Mağara, Şıh Maksut, İpek Mağarası, Merkêfe, Top Dağı, Dip Karlık, Karlıklar, Dev Teşti, Halepli Bahçesi, Karaköprü, Cavsak Suyu ve Zeytinlik
Harefene
Harefene akran ve samimi arkadaşlar arasında olur Varlıklılar ve gençler harefeneye pek itibar etmezler Bu bakımdan harefene daha çok dar gelirliler arasında yapılır Harefenede yapılan masrafları bölüşmek esastır Tüm masrafları bir ya da iki kişi yapar Sonra bölüşülür Harefene gündüz olabileceği gibi gece eğlencelerinde de olur

SIRA GECELERİ

Şanlıurfa folkloru denince; türküleri, hoyratları, çiğköftesi ve " sı ra geceleri " akla gelir Özellikle kış gecelerinde, yaşları, işleri ve ekonomik durumları birbirine yakın arkadaş gruplarının, her hafta bir arkadaşın evinde olmak üzere, haftada bir akşam, belirli bir niteliğe ve düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara " Sı ra Gecesi " denmektedir

Sıraya katılanlar, sıra gecesinin kurallarına uymak zorundadır Bu kurallardan bazıları şöyledir: Önceden belirlenen sıraya gelme saatine uyulur, uymayanlara ceza verilir Sıraya gelen misafirler veya yaşça büyük olanlar, saygı ifadesi olarak üst tarafta oturtulur; ev sahibi ise kapıya yakın oturur Sıra gecesinde müzik makam geleneğine göre icra edilir Müzik icra icra edilirken konuşmak, sohbet etmek hoş karşılanmaz Sıra grubunun seçilen bir başkanı vardır Başkan, sıra gecesinin yönetimini üstlenir, kurallara uymayanlara verilen cezaları uygular

Kaynak:orf adetcom

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.