![]() |
Kaybetmek ve Kaybolmak... |
![]() |
![]() |
#1 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() Kaybetmek ve Kaybolmak...Biz, Amerika gibi, ya da bazı aşiret devletler gibi köksüz değiliz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz asırlara sığmayan haşmetli bir tarihin mirasçılarıyız: Büyük ve köklü bir milletiz ![]() Yanlışlar yapmadık mı? Yaptık elbet ![]() ![]() ![]() Ama tarihin hiçbir döneminde insanları horlamadık ![]() ![]() ![]() Zayıfları ezmedik ![]() ![]() ![]() ![]() Hiçbir millete, gücümüzle-kuvvetimizle kendimizi, kendi kültürümüzü kabul ettirmeye kalkışmadık ![]() ![]() Bunu yapmaya kalkışsaydık, bugün dindaşlarımıza ve soydaşlarımıza zulmeden milletlerden eser kalmazdı: Bir Sırbistan olmazdı meselâ, Ermenistan olmazdı, belki İsrail bile olmazdı ![]() Faziletliydik: Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik ![]() ![]() ![]() Temizdik: O kadar temizdik ki, yere bile tükürmezdik ![]() "Osmanlılar hiçbir zaman yere tükürmezler ![]() ![]() ![]() Adam haklı: Düşünün ki, aynı dönemde, Avrupalı krallar bile tuvaletlerini altın bir leğene yapıyor, leğenler, her sabah sarayın penceresinden sokağa boşaltılıyordu ![]() ![]() Çevreciydik: Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarında kuş sarayları yapardık ![]() Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez ![]() ![]() ![]() Fransız müellif Motray 1700’lerdeki halimizi şöyle anlatıyor: "Türk dükkanlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır ![]() ![]() İngiliz sefiri Sör James Porter 1740’ların Türkiye’sini işaretliyor: "Gerek İstanbul’da, gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkan bırakmayacak şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır ![]() Fransız Generallerden Comte de Bonneval ise şu hükmü veriyor: "Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır ![]() Ubicini 1830’ların İstanbul’unu getiriyor önümüze: "Bu muazzam başkentte (İstanbul) dükkancılar, namaz saatlerinde dükkanlarını açık bırakıp camie gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz ![]() ![]() Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgin yine 1880’lerin "biz"ini anlatıyor bize: "İstanbul Türk halkı Avrupa’nın en nazik ve en kibar insanlarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Seyahatnâmesi’yle meşhur Du Loir’ın 1650’lerdeki halimize ilişkin hükmü şöyle: “Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir ![]() Sıra Elisee Recus’da; 1880’lerdeki insanımızı anlatıyor: "Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tespiti İslâm ve Türk düşmanı Guer misallendiriyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son cümle: "Allah’ın rızası"nı kazanmayı hayat felsefesi haline getiren toplumlarda zulüm, baskı, şiddet, cinayet, rüşvet, soygun, vurgun olmaz ![]() Oradan buraya gelirken yalnız kaybetmiş gibi değil, âdeta kaybolmuş gibiyiz! Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Kaybetmek ve Kaybolmak... |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Kaybetmek ve Kaybolmak...o denilenler eskidendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|