Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beethoven, biyografisi

Bir Beethoven Biyografisi...

Eski 11-11-2014   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Bir Beethoven Biyografisi...






Bir Beethoven biyografisi

Klasik müzik dediğimizde Bach ve Mozart’la birlikte ilk akla gelen üç isimden biridir Beethoven Aydın Büke “Müziğin Dönüm Noktası” alt başlığını taşıyan biyografi çalışması “Beethoven”de bu büyük bestecinin yaşamını kaleme alırken aynı zamanda başarıya ulaşmanın ne kadar zor ve emek isteyen bir iş olduğunun öyküsü de anlatmış oluyor


Beethoven
Beethoven müzisyen bir aileden geliyor Dedesi, babası müzikle geçimini sağlıyor Beethoven’in müzik yeteneği de küçük yaşlarda keşfediliyor Sekiz yaşındayken ilk konserini veriyor Ondan Mozart’tan bildiğimiz, o dönemde sıkça rastlanan bir küçük yetenek yaratmak istiyor babası Ama Beethoven’in üne de paraya da ulaşması için çok uğraşması, kendi kanıtlamak için defalarca sınavlardan geçmesi, çok çalışması gerekiyor Müzik tarihinin akışını değiştiren bu büyük yetenek eğer bu büyük emeği verip yerini perçinlemeseydi belki de döneminde anlaşılamayacak hatta unutulup gidecekti


Türkiye biyografi çalışmaları açısından kurak bir ülkedir Türk yazarlarının, sanatçılarının biyografileri pek yazılmaz Öncelikle biyografi yazarlığının yoğun emek isteyen bir çaba olmasından kaynaklanıyor sanıyorum bu durum Ama bu yoğun çabaya girmeyi göze alsanız da klasikleşmiş yazar ve sanatçılar hakkında yeterli kaynak olmamasından dolayı sonuç almanız pek mümkün olmaz Daha yakın tarihlerden biri hakkında yazmaya kalkarsanız da mirasçıların engellemeleriyle “özel hayatın gizliliği” gibi hukuki zorlamalarla karşılaşırsınız O nedenle biyografi yazan çok az yazarımız vardır Bu biyografiler edebiyat dışı bir sanat alanında ise eser sayısı iyice azalır Örneğin müzik alanında biyografi yazan yazar sayısı ikiyi, üçü geçmez Bunların en önemli ve verimlilerinden biri Aydın Büke’dir
Aydın Büke’yi Dünya müziğinin en önemli adlarının yaşam öykülerini yazdığı kitaplarıyla tanıdık Bach, Mozart, Chopin, Clara Schumann yaşam öykülerini yazdığı bestecilerden Yeni çalışması “Beethoven”i de (Ekim 2014, Can yay) eklersek “1700’lerin başından, 1800’lerin sonuna dek geçen süreyi ayrıntılı olarak incelemiş” oluyor


Aydın Büke bir flüt sanatçısı Bu niteliğini öğrendiğinizde kitaplarını daha çok müzisyen bakışı ile yazdığını düşünebilirsiniz Ama Aydın Büke yaşam öyküsünü yazdığı bestecilere tek yönlü bakmıyor Onları öncelikle yaşadıkları dönem içinde değerlendiriyor Siyasi ve toplumsal olarak yaşam öyküsünü yazdığı sanatçıyı konumlandırıyor Aynı zamanda da o sanatçının yaşadığı çağda müzik dünyasında neler yaşandığına bakıyor ve yerini tespit ediyor İnsani ilişkilerini önemsiyor

Biyografilerin okunurluğunda, çok okura ulaşmasında en önemli unsur nasıl kaleme alındığı Akademik nitelikte bir biyografide bir olayı, bir gelişmeyi hatta tarihi yazarken kaçınılmaz olarak olabildiğince çok kaynağa ulaşmak gereklidir Daha popüler biyografilerde ise öykünün akışı, çekiciliği önemsenir, bazen bu nedenle gerçekler ihmal edilir Aydın Büke akademik ve popüler anlayışları dengelemeye çalışan bir bakışla biyografilerini yazıyor ki ben de bu tür çalışmaları daha çok tercih ediyorum Hiçbir zaman tek bir kaynağa iltifat etmiyor Yazıla yazıla doğru kabul edilmiş yanlış bilgileri özellikle sorguluyor, tartışıyor Kendi görüşünü, yorumunu, eleştirisini de yazmaktan çekinmiyor Bu yanıyla akademik ama akıcılığa, öyküye de önem veriyor ve metni dipnotlara boğmuyor Olabildiğince az dipnot veriyor Meraklısı için kaynakça da, dizin de zaten kitabın sonunda yer alıyor Böylelikle okurun ana metinden kopmamasını sağlıyor ve edebi niteliği de olabilecek bir eser ortaya çıkartıyor Belki türlere göre diskograpya koymak da faydalı olabilir


Müzikseverler yaşam öyküsünü okudukları bestecinin eserlerini daha bilinçli ve zaman akışını da izleyecek bir biçimde dinleyebilir
Aydın Büke, “Beethoven” biyografisini de bu anlayışla kaleme almış Beethoven, siyasi açıdan çok çalkantılı bir dönemde yaşıyor 1789 Fransız Devrimi yaşanıyor İmparatorluklar dağılıyor, yeni devletler kuruluyor ve en önemlisi Napoleon tarih sahnesine giriyor Beethoven tüm bu gelişmeleri yakından izliyor Zaten ilgisiz kalması da pek mümkün değil Savaş gelip kapıya dayanıyor Bombalar tepesinde patlıyor ve Beethoven’in yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği Viyana’yı Fransızlar işgal ediyor
Beethoven önceleri Napoleon’u beğenip takdir ederken imparatorluğunu ilan edip giderek despotlaşması ile nefret etmeye başlıyor Diğer besteciler, icracılar gibi Beethoven’in de Avusturyalı yöneticilerle, prenslerle, kontlarla her zaman ilişkisi olmuş Onlardan destekler almış, hamiler edinmiş Dedesi ve babası gibi, döneminde yaşayan diğer müzisyenler gibi sarayın himayesine girip daha rahat çalışma olanaklarının yolunu aramış Onlara besteler adamış, sipariş ettikleri eserleri bestelemiş Kuşkusuz siyasi tavırlarında bunların da etkisi olmuştur


Beethoven’in masonlukla ilişkisi her zaman sorgulanmış Aydın Büke de arada Beethoven’in eserlerinden birkaçında masonik göndermeler, simgeler olduğundan söz ediyor ama bestecinin mason olup olmadığı ya da masonlarla nasıl bir ilişkisi olduğu hakkında bir şey yazmamış Oysa, Beethoven çevresindeki birçok kişinin mason olduğu biliniyor, dönem itibariyle de masonluk oldukça popüler Beethoven’in siyasi tavrını, yüksek konumlardaki kişilerin desteğini alırken bu durumun etkisi olup olmadığının araştırılmasında fayda olduğunu düşünüyorum Aydın Büke’nin yazdığına göre Beethoven prenslerin kontların himayesine girmekle kalmamış, uzunca bir dönem de Viyana’yı terk etmesin diye Avusturyalı soylu dostları tarafından maaşa da bağlanmış


Beethoven yaşam öyküsünde karanlık kalmış ya da tam olarak aydınlatılamamış birçok dönem var Bu dönemler daha çok kanılar ve yorumlarla, akıl yürütmelerle anlatılmaya çalışılmış Aydın Büke bu kanılara, akıl yürütmelere şüpheyle yaklaşıyor, en doğru bilgiyi bulmaya ve yazmaya çalışıyor Doğru bilgiyi bulamamışsa da bunu açıkça belirtmekten geri durmuyor


Beethoven yaşam öyküsünde karanlıktı kalmış ve detektiflik öyküsüne konu olabilecek olay 6 Temmuz 1812 günü bir kaplıca kenti olan Teblitz’de “Ölümsüz Sevgiliye” hitaben kaleme aldığı mektubun kime yazıldığı “Ölümsüz Sevgili”nin kim olduğu iki yüzyıldır müzik tarihçilerini uğraştırıyormuş Ama bir türlü bu mektubun Beethoven’in yaşamına girmiş kadınlardan hangisine yazıldığı konusunda görüş birliğine varılamamış Bu konuda en son araştırma 2009’da yayımlanmış
Beethoven’in genç yaşta ölen kardeşinin karısı ile mücadelesi, yeğeninin vesayetini alma çabaları da ilgi çekmiş Beethoven ile yengesi arasındaki kıyasıya mücadelenin geri planında karşılıksız bir aşk olabileceğinden bile şüphelenilmiş


Beethoven çok verimli ve yenilikçi bir besteci Beste yapma hızı ve bestelerindeki yenilikler dinleyicilerini olduğu kadar eserlerini icra edenler için de şaşırtıcı Duyma yeteneğini yitirene kadar çok başarılı bir piyanist olarak tanınan ve belki de o nedenle besteciliği iyi değerlendirilemeyen Beethoven çalınamaz denilen kendi bestelerini etkileyici bir biçimde seslendirmesi ve doğaçlama yeteneği ile dikkati çekiyor Kıskanılıyor Eserlerinin icrasında yaşadığı sıkıntılar, müzisyenlerin “bu eser çalınamaz” diye isyan etmeleri ve çoğunlukla değerini vererek çalmamaları da Beethoven’in hak ettiği üne erişmesini geciktiren önemli engeller olmuş Hem eserlerin yazılış süreçleri hem de icralarında yaşananlar, Beethoven’in notalarının yayıncıları ile yaşadıkları da oldukça ilginç

Beethoven aşk hayatında ise bir türlü aradığı mutluluğu bulamamış Hayatına birçok kadın girmiş ama uzun süreli bir ilişkisi olmamış Filmlere konu olan bu karşılıksız aşkların Beethoven’in eserlerine esin kaynağı olduğu gibi eserlerin yapısını da etkilediği, derinde yatan hüznün kaynağının bu karşılıksız aşklar olduğunu düşünmemek elde değil


Aydın Büke’nin “Beethoven”ini okuduktan sonra kitaptan edindiğiniz yeni ve ufuk açıcı bilgiler ışığında bu büyük bestecinin eserlerini bir kez daha dinleme arzusu ile doluyorsunuz Ben de öyle yaptım



Metin Celâl/Cumhuriyet Kitap Eki

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.