Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kanuninin, sandık, sırrını, taşıyan

Kanuni'nin Sırrını Taşıyan Sandık

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kanuni'nin Sırrını Taşıyan Sandık



Kanuni, vefatından kısa bir süre önce Zigetvar’dan Şeyhülislam Ebussuud Efendi’ye bir mektup yazar ve bir sandıkla beraber gömülmeyi vasiyet eder

Tarihçi Yazar Mustafa Armağan'ın Zaman gazetesinin Pazar ekinde aktardığı tarihi anekdot

Kanunî’nin büyük sırrını taşıyan sandık

Kanuni Sultan Süleyman, gadre uğramış büyüklerimizden Yok kapitülasyonları başımıza bela etti, yok Hürrem Sultan’ın bir dediğini iki etmedi, yok Osmanlı Devleti’nin çöküş tohumlarını attı “Zirvedeki cüce” diyenleri mi isterseniz, yoksa Türkleri cepheden cepheye sürerek onları tüketti diyenleri mi
Ne var ki, giderek daha iyi anlıyoruz ki, Kanuni’nin yüzü kalın bir balçık tabakasıyla örtülmüş ve altındaki suret, tanınmaz bir hale getirilmiş

Tarihçilerin bu “muhteşem” yüzü ortaya çıkarabilmeleri için muhtemelen on yıllar gerekiyor Çünkü hangi boyuttan yaklaşırsanız yaklaşın etkileyici bir kişilik Kanuni Yalnız fetih ve seferlerini anlatmak bile bir milletin başını döndürmeye yetebilir Öbür yandan Divan edebiyatının en fazla gazel yazan şairi unvanını açık farkla elinde bulunduruyor Süleymaniye’sinden Mağlova Kemeri’ne kadar yüzlerce eseri coğrafyamıza gülümsüyor Çağının en şık giyinenlerinden, yani Osmanlı modasının başını çekenlerden biri Mücevherlere merakı had safhada Ama aynı zamanda yetiştirip Osmanlı sahasına sürdüğü müthiş takımın arkasındaki teknik direktör olarak da takdire şayan bir kişilik

Avrupalılar ona “Muhteşem” (Magnificient) diyedursun, biz onun kanun adamı tarafına önem vermişiz Hatta ünlü tarihçi Fernand Braudel’in kitabında geçen bir bilgiye göre İngiltere sarayından bir hukukçu heyeti, Kanuni döneminde İstanbul’a gelip Osmanlı hukuk sistemini incelemişler Nitekim bugün İngiltere’nin hukuk sistemi de Osmanlı’da olduğu gibi “kazuistik”tir ABD Senatosu’nda dünyadaki büyük kanun yapıcıların isimlerinin yazılı olduğu salonda Kanuni’nin isminin de yer alması neden ilgimizi çekmez bilmiyorum

Bütün bu ihtişamı içinde Kanuni’nin bir de görünmeyen kişiliği vardır ki, genelde gözden kaçırılır İç dünyası, derindi ve devrinde ancak onu en yakından tanıyanların şahit olduğu bir güzellikler sahnesiydi O renkli sahneden üç tablo ile Ramazan’a girmeye ne dersiniz?

Kanuni, son seferi olan Zigetvar’a gitmek üzere yola çıkmadan önce oğlu Selim’e anlamlı bir mektup bıraktı Sanki öleceğini sezmiş gibi -zira sefere çıkacağı sırada ağır hastaydı- eline kalemi almış, oğluna şu vasiyeti yazıyordu:

“Benim candan sevgili iki gözüm nuru Selim Han’ım Bu iki bazubendi ve bir cevherî al sanduğu vakf eylemişimdir, iki cihan fahri Muhammed Mustafa’nın ruhuna sana vasiyet ederim: Bunları satub Cidde-i mamureye su getiresin, oğulluk edip bu vasiyeti yerine getiresiz Cümle ağalar kim saraydadır ve cümle oda oğlanları şahiddir, sen benim yazım bilirsin, bu esbâb fahr-i âlemindir, benim değildir Göreyim nice yerine korsız Dünya kimseye payidar değildir Ümmidimdir ki, bahasıyla satasız Hak Teala bu seferi mübarek idüb gönül hoşluğuyla gelmek müyesser ede Habibi hürmetine aleyhisselam

Oğluna mücevherle dolu bir sandık ve iki bazubent (kolçak) bırakıyor, bunları sat ve Cidde şehrine su getir, diye vasiyet ediyor Dikkat edin, hazineden değil, kendi biriktirdiği paradan yaptırıyor hacıların su ihtiyacını karşılayacak su yolunu Bu bir

İkincisi, Kanuni, vefatından kısa bir süre önce Şeyhülislam Ebussuud Efendi’ye Zigetvar’dan yazdığı bir mektupta ahret kardeşi olarak nitelediği ve hürmet gösterdiği bir alimden dualarında kendisini unutmamasını isteyecek kadar da derin bir dünyaya sahiptir Mektubun metni şöyledir:

“Halde haldaşım, sinde sindaşım, ahiret karındaşım, tarik-i Hak’ta yoldaşım Molla Ebussuud Hazretleri dua-i bi-hadd iblağından sonra: Nedir haliniz? Ve nicedir mizac-ı lâzımü’l-imtizâcınız? Sıhhatte ve afiyette misiniz? Hazret-i Hakk hizane-i hafiyesinden [gizli hazinelerinden] kemal-i kuvvet ve selamet eyliye Bimennihi lütuflarından niyaz olunur ki, evkat-ı müteberrikede [mübarek vakitlerde] bu muhlislerini kalb-i şeriflerinden ihrac ve iz’ac etmiyeler Ola ki küffâr-ı hakisar münhezim ve mükedder ve asakir-i İslam umumen mansur ve muzaffer olup rızaullahu tealaya muvafık-ı amel ola

Nihayet yandaki minyatürde tabutunun önünde götürüldüğünü gördüğümüz o sır dolu sandık Kanuni, bu sandıkla beraber gömülmeyi vasiyet etmiştir Oysa İslamiyet’te böyle bir uygulama yoktur Ebussuud Efendi merak eder hepimiz gibi Açtırır sandığı Bir de ne görsün? Sağlığında yapacağı işler için Şeyhülislam’dan aldığı fetvalar durmuyor mudur içinde! Bunun üzerine Ebussuud Efendi’nin ağladığı ve, “Ey Süleyman, sen kendini kurtardın, bakalım ben nasıl kendimi kurtaracağım?” dediği rivayet olunur

Kanuni, aynı zamanda Kâbe-i Muazzama’nın en gayretli hizmetkârlarından birisi olmuştur Mekke ve Medine’ye yaptığı hizmetler bakımından babası Yavuz ve torunlarından II Abdülhamid ile kıyaslanabilecek olan Kanuni, gerek Harem-i Şerif’e, gerekse Peygamber Efendimiz’in (sas) türbesi etrafında yaptırılan camiye mermerden birer sanat eseri minber göndermiş, Harem-i Şerif’e iki yeni minare ilave ettirmiş, Peygamber Efendimiz’in doğduğu Hz Âmine’nin evini yeni baştan inşa ettirmiş, Ayn-ı Zübeyde suyunu Mekke’ye akıtmış ve bu iş için kendi cebinden tam 100 bin altın sarf etmiştir Ayrıca Mekke’de bir medrese yaptırdığını, eşi Hürrem Sultan’ın da aynı şehirde bir imaret inşa ettirdiğini biliyoruz

Kaynaklar, ihtiyarlığında Allah’tan şehit olarak ölmeyi temenni ettiğini yazıyor Zigetvar’da işte bu duasının kabul olunduğu söylenir 71 yaşında üstelik hasta hasta yola çıkmasının bir sebebi de, yatakta değil, cihadda ölmek istemesi olamaz mı?

“Köylü milletin efendisidir” sözü Kanuni’nindir

Genellikle hatalı bir şekilde Atatürk’e ait olduğu zannedilen “Köylü milletin efendisidir” vecizesi aslında Kanuni Sultan Süleyman’a aittir Bir gün mahremleriyle görüşürken onlara “Velinimet-i âlem [dünyanın efendisi] kimdir?” diye sormuş Onlar “Padişah efendimizdir” diye cevap verince Kanuni, “Hayır, dünyanın efendisi reâyadır ki, ziraat ve harâset [çiftçilik] emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler” demiştir Gördüğünüz gibi tek fark, Kanuni’nin daha evrensel bir tanımlama yapmasındadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kanuni'nin Sırrını Taşıyan Sandık

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kanuni'nin Sırrını Taşıyan Sandık



Alıntı:

Avrupalılar ona “Muhteşem” (Magnificient) diyedursun, biz onun kanun adamı tarafına önem vermişiz Hatta ünlü tarihçi Fernand Braudel’in kitabında geçen bir bilgiye göre İngiltere sarayından bir hukukçu heyeti, Kanuni döneminde İstanbul’a gelip Osmanlı hukuk sistemini incelemişler Nitekim bugün İngiltere’nin hukuk sistemi de Osmanlı’da olduğu gibi “kazuistik”tir ABD Senatosu’nda dünyadaki büyük kanun yapıcıların isimlerinin yazılı olduğu salonda Kanuni’nin isminin de yer alması neden ilgimizi çekmez bilmiyorum

Kanuni Sultan Süleyman en uzun tahtta kalan padişah,onun tahtta olduğu zamanlarda Osmanlı'nın en başarılı yıllarıNe güzel söylenmiş neden bunlar ilgimizi çekmez ki?
Ellerine sağlık

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.