İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyAKSU Aksu ilçesinin içinde bulunduğu Anamas yöresinin, yörede yapılan kazılardan anlaşıldığına göre ilk çağlardan beri iskana açık olduğu görülmektedir Anamas adının aslı Luwi dilinde Ana (Wa)-(u)ma, “Yamaç Halkı” öğelerinden türetilmiş olan Anama dır Yörede Eğirdir Gölünün güneydoğusundaki Yılanlıovada bulunan bir yerleşme merkezinin tarihi Timbriada kenti olduğu WM Ramsay tarafından ortaya konmuştur Timbriada bugünkü Mirahor mevkiinde lokalize edilmektedir Yörede Helenistik çağa ait MÖ2 ve 1 Yüyyıldan kalma sikkelere rastlanmış olup koloninin Hadrianus döneminde (MS 117-138) yeniden kurulduğu ve Severus Alexander döneminde (MS222-235) kadar sikke bastığı bilinmektedir Timbriadanın ismi Stabron, Hierocles ve kilise kayıtlarında da yer almaktadır Aksu çevresi 1204 yılında Sultan 2 Kılıçarslan döneminde Selçukluların eline geçmiş, daha sonra Hamitoğulları egemenliğinde kalmış ve 1381 de Sultan 1 Murat döneminde barış yoluyla Osmanlı Devletine katılmıştır Aksu 26 Ağustos 1988 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur Aksu ilçesi, doğudan Şarkikaraağaç, Yenişarbademli, güneyden Sütçüler, batı ve kuzeyden de Eğirdir ilçesiyle komşudur Yüzölçümü 426 Km2 dir Yaklaşık 1200 metre rakımda bulunan ilçe eski adı olan ANAMAS ilçe coğrafyasına hakim olan Anamas Dağından almaktadır Bu dağın yüksekliği 2388mdir İklimi İç Anadolunun karasal iklimi hakimdir Kışları uzun, yağışlı ve soğuk, yazları ise kısa ve ılımandır İlçede metrekareye 1000-1200 kg yağış düşmektedir İl Merkezine uzaklığı 65 Kmdir Timbriada Antik Kolonisi; Antik yazarlardan Strabon (XII, 570) da Pisidia şehri olarak geçer Yılanlı ovası, Akçaşar Köyü yakınlarındaki bir tepe üzerinde kurulmuştur Eurymedon (Köprüçay) nehri yakınındadır Antik kentte bugün bazı bina temelleri görülebilir Şehir Helenistik dönemden MS 238 yılına kadar sikke basmıştır Tynada Antik Kenti; Terziler köyü yakınında Asar tepe mevkiindedir Kesin kuruluşu bilinmemekle birlikte helenistik dönemden kalan kalıntılar vardır Eurymedon Kutsal Alanı; Aksu ilçesinin 2 Km kuzeydoğusundaki Zindan Mağarasının önünde yer alır Mağaranın orta çağda hapishane olarak kullanıldığı sanılmaktadır Mağaranın önünde Eurymedon Tanrısı için bir açık hava tapınağı yapılmıştır Kalıntıları halen yerinde durmaktadır Roma dönemi mezar taşları ve Köprüçay tanrısı heykeli Isparta Müzesindedir Roma Köprüsü; Aksu ilçesinin 2 km kuzeydoğusundaki Zindan Mağarası önünde Zindan Deresi de denilen Köprüçay üzerinde yer alır Yuvarlak kemerli köprüde kilit taşı üzerinde Eurymedon Tanrısının sakallı büst heykeli vardır Blok taşlardan yapılan köprünün yan tarafından nehire inen bir merdiven vardır Zindan Mağarası; Mağara 765m Uzunluğunda yatay ve yarı aktif bir mağara görünümündedir Mağaranın geniş ve düzgün Aksu çayından 12m Yüksekliktedir İçinden bir yer altı deresi akmaktadır İlk 150 msi aydınlatılan mağaranın çevre düzenlemesi çalışmaları sürmektedir Mağara Külltür Bakanlığı İzmir 2 mumaralı K ve TVK Kurulunun 15061988 ve 307 nolu kararı ile Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir Sarkık ve dikitleriyle şirin dereciği ile tarihle bütünleşmiş bir mağaradır Sorgun Yaylası;İlçede yayla turizmi çalışmaları sürdürülen en önemli yaylasıdır İlçe mesafede bulunan yaylada bol su kaynakları vardır Yöre halkı ve göçerler tarafından otlak ve dinlenme yeri olarak kullanılmaktadır Sorgun Mağarası; 301 m Uzunluğundaki bu mağara Sorgun Yaylasında bulunmaktadır Mağarada kış ve bahar aylarında kuvvetli, yaz ve sonbaharda oldukça zayıf bir dere akmaktadır Çevresindeki yüksek dağlardan gelen derelerin suyu düdenlere dolarak Sorgun Mağarasının ağız kısmında pınar olarak yeryüzüne çıkmaktadır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyATABEY İl merkezine 23 km uzaklıkta bulunan ATABEY'in kuzeyinde SENİRKENT ve ULUBORLU, doğusunda Eğirdir, batısında Gönen, ilçeleri ile güneyinde Isparta merkez ilçeye bağlı olan KULEÖNÜ ve BÜYÜKGÖKÇELİ kasabaları ile çevrilmiştir Atabey 202 krn2 yüzölçümüne sahiptir 1953 yılında Bucak, 1 Nisan 1960 tarihinde de ilçe olmuştur Harmanören sınırları içerisinde küp mezarlar, Bayat köyünde Sidera Bayat Harabeleri, Atabey de Ertokuş Medresesi ve Sinan (Kurşunlu) camiisi gibi kültürel varlıkları bulunmaktadır İlçeye bağlı islamköy kasabası,Bayat,Harmanören, Kapıcak ve Pembeli olmak üzere 1 kasaba ve merkezde 9 mahallesi bulunmaktadır Ertokuş Medresesi, Delik önü Mağarası, Yayla Doruğu Mağarası dikkati çeken turizm güzellikleridirÇayırlı Mescit ise piknik ve mesire alanı olarak kullanılmaktadır Agros, MÖ 1900-1200 tarihleri arasında Hititler, MÖ 1200-696 tarihleri arasında da Friglerin egemenliğinde kalmıştır MÖ587 yılında kurulan Lidya, kral Alyot döneminde psidya’yı egemenliğine aldı Ancak bu dönem de psidya özerk olarak kaldı Lidya kralı Krezüs’ün Pers kralı Kurus’a yenilmesinden sonra bölge Perslerin egemenliğine girdi İÖ334 yılında İskender’in İÖ 164’te Roma’nın egemenliğine girdi Daha sonra Bizans’a geçtiMalazgirt Savaşı’yla Anadolu’da egemenliğin Selçuklu’lara geçmesinden sonra Atabey, 1205 yılında I Gıyaseddin Keyhusrev'in Başkomutanı Bölge fatihi Mübarizeddin Ertokuş tarafından Bizanslilardan alinarak Türk egemenliğine girmiştir 1868 yılında kadar Agros adıyla Kütahya'ya bağlı bir kaza, 1870 yılında Senirkent’e bağlı bir köy ve 1908 yılında ise Bucak olmuştur ve ilk belediye teşkilatı kuru!muştur 1921 tarihinde TBBM ye verilen bir önerge neticesi Agrostaki Medreseyi kuran büyük Selçuklu komutanı Atabey Ertokuş'a bir şükran borcu olarak ismi ATABEY olarak değiştirilmiştir |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyEĞİRDİR Eğirdir ilçesi kuzeyden Yalvaç ve Gelendost ilçeleri, doğudan Şarkikaraağaç ve Aksu ilçeleri, güneyden Sütçüler ilçesi, güneybatıdan Burdur İli, Batıdan Isparta Merkez ve Atabey İlçeleri ve kuzey batıdan Senirkent ilçeleri ile komşudur Yüzölçümü 1414 km2, denizden yüksekliği 918 m dirIsparta2ya uzaklığı 34 km’dirİlçeye bağlı Barla, Pazarköy, sarıidris, Gökçehöyük kasabaları Ağılköy, Akbelenli, Akdoğan, Akpınar, Aşağı Gökdere, Bademli, Bağaçık, Balkırı, Çay, havutlu, Kırıntı, Mahmatlar, Serpil, Sevinçbey, Sipahiler, Sorkuncak, Tepeli, Yılgıncak,Yukarı Gökdere Yuvalı, Bağıllı, Bağören Beydere, Eyüpler olmak üzere 4 kasaba 24 köyü ve merkezde 23 mahallesi bulunmaktadır Eğirdir ve çevresinin Arzava Krallığı (M Ö 2000-1200) döneminde yerleşime açılmış olduğu yöredeki buluntulardan ve kalıntılardan anlaşılmaktadır Eğirdir kentinin Lidya'nın son hükümdarı Kroisos (MÖ 560-547) tarafından kurulduğu ve ilk adının da "Krozos" olduğu sanılmaktadır Şehrin iç kalesinin de Lidyalılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır Eğirdir MÖ 540 yılında Pers imparatorluğu tarafından zapt edilmiştir Yaklaşık 200 sene aynı imparatorluğun egemenliği altında kalmıştır Daha sora Seleukosların eline geçmiş, daha sonrada MÖ 188 yılında Agemea (Dinar) antlaşması ile Romalılara bırakılmıştır Bu dönemde kent "Prostanna" adıyla anılmıştır Eğirdir ve çevresinin MS 395'te Bizans egemenliğine girmesinden sonra şehrin orta çağda "Akroterion" şeklinde isimlendirildiği görülmektedir Bizans egemenliğinin son döneminde şehrin adı "Akrotiri" olarak geçmekte ve Bizans'ın Anatolikon Theması sınırına dahil bulunuyordu Yörede ilk Türk yerleşimi 1071' den bir kaç yıl sonra gerçekleştiği sanılmaktadır Anadolu Selçuklu Hükümdarı 3Kılıç Arslan 1204 yılında çevredeki şehirlerle birlikte Eğirdir'i Selçuklu egemenliği altına almıştır Selçukluların sayfiye şehri olarak kullandıkları Eğirdir'i o dönemde "Cennetabad" olarak isimlendirilmiştir 1310 yılında Hamidoğullarının eline geçen Eğirdir uzun süre bu beyliğe başkentlik yapmıştır Sultan 2 Murat zamanında Osmanlı topraklarına katılan Eğirdir Cumhuriyetin kurulmasından sonra da ilçe statüsünü korumuştur Prostanna Antik Kenti: Pisidia şehirlerinden bir tanesidir Eğirdir sivrisinin Pisidia şehirlerinden bir tanesidir Eğirdir sivrisinin arka tarafından Camili Yayla üzerindedir Parlais Antik Kenti: Roma kolonisi olarak kurulmuştur Diğer koloni şehirlerin en küçüğüdür Bugünkü Barla'dadır Ayasteffanos Kilisesi: Eğirdir ilçesinin Yeşilada mahallesinde yer alır 19 yy inşa edilmiş olup 1993 yılında restorasyon çalışmaları başlatılmıştır Aya Giorgios Kilisesi: Eğirdir ilçesi Barla bucağında dağın yamacında yer alırEğirdir Kalesi: Eğirdir ilçesinde göle doğru uzanan yarımada üzerinde iç ve diş kale vardır Dış kalenin yalnız temelleri kalmıştır İç Kale ise bugün hala ayaktadır Hızırbey Camii, Dündarbey Medresesi, Baba Sultan Türbesi, Eğirdir Kervansarayı,Ağa Camii,Yılanlıoğlu Camii, Ada Camii, Kale Camii,Sinan Paşa Camiileri gibi kültürel varlıkları bulunmaktadır Günümüzde Eğridir’in ekonomik durumu oldukça güçlü bir yapıya dayanmakta olup, en önemli gelir kaynağı, ihracata yönelik elma ve su ürünleridir Bu iki ürün ilçede sektör oluşturmuştur Bunlardan başka hayvancılık, küçük sanatlar, orman ürünleri gibi ekonomik faaliyet dalları da vardır Kırsal kesimde halkın tamamı tarımla uğraşırken büyük bir bölümü de tarımdan arta kalan zamanlarında halı dokumaktadırlar Sanayi yönüyle de gelişmiş durumda olan ilçede pek çok sanayi tesisi bulunmaktadırAyrıca Türkiye’nin her tarafından ve Yurt dışından da hasta gelen “Kemik Hastalıkları Hastanesi” ilçe ekonomisine ayrı bir gelir sağlamaktadır Turizm yönüyle Eğirdir Göller Bölgesinin turizm merkezidirGerek tarihi, gerekse doğa zenginlikleri açısından büyük bir potansiyele sahip ilçenin başta Eğirdir Gölü olmak üzere diğer turistik değerleri şunlardır: Kovada Gölü Milli Parkı, Eğirdir Kalesi, Dindarbey Medresesi, Hızırbey Camii, kemerli Minare, Baba Sultan Türbesi, Eğirdir Kervansarayı, Aya Stefenos Kilisesi, Yeşilada, Canada, Barla, Çamyol, Camili Yayla,Kasnak Meşesi Ormanı, pınar Pazarı,Koca pınar, Altınkum Plajı ve Bedre koyudur |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyGELENDOST Gelendost ilçesi, kuzeyde Yalvaç, doğuda Şarkikaraağaç, güneyde Eğirdir ilçeleri ve batıda da Eğirdir Gölüyle çevrilidir Yüzölçümü 624 kilometrekaredirDeniz seviyesinden 940 metre yükseklikte olan ilçede belli bir akarsu yokturIsparta İl Merkezine uzaklığı 81 km’dir 16 yüzyılda Afşar nahiyesine bağlı olan Gelendost, Cumhuriyet döneminde 1930 yılında Afşar'ın yerine nahiye olmuşturDaha sonra 6 Mart 1954 tarih ve 6324 sayılı kanunla da ilçe olmuştur İlçe halkının genel geçim kaynağı tarımdır Tarım alanları ilçe yüzölçümünün % 7975'ini teşkil etmektedir Elmacılık ilçe halkının gelirleri içerisinde önemli bir paya sahiptir Yılda ortalama 75 bin ton elma rekoltesine ulaşılır Halkın yüzde 99'u elmacılıkla iştigal etmektedir Gelendost ilçesi, ilkçağlardan beri, Pisidya Ülkesi adı verilen Göller Bölgesinin en eski kültür merkezlerinden biridir MÖ3500 yıllarında "Mirya veya Miryo" adı ile Hitit'lerin bir kolu olan Anamurla (Anamilli) Miryalılar tarafından kurulmuşturMÖ 547 yıllarında bu topraklar Pisidyalıları yenen Perslerin egemenliği altına girmiştirKumandanlı Boğazında 17 Eylül 1176'da yapılan bir kısmı da Gelendost ovasında geçen Myriokafalon Savaşı'nı Türklerin kazanması ile Selçuklu topraklarına katılmıştır Gelendost daha sonra Hamidoğulları Beyliğinin egemenliği altına girmiştir Gelendost tarih boyunca Ablada, Sabinae, Myrio, Miryona, Miryo, Myriokafalon, Kalanda, Gelindi, Geledikos, Gelende-Abad,_Gelendoz adlarıyla anılmıştır Gelendost ilçesinde, ilçe merkezi ile birlikte üç belediye teşkilatı vardır Belediye Teşkilatı bulunan beldeler, Bağıllı ve Yaka Kasabalarıdır Afşar,Akdağ,Balcı,Çaltı,esenyu rt,Hacılar,Keçili,Kö ke, Madenli,yenice ve Yeşilköy olmak üzre 11 köyü bulunmaktadır Afşar köyündeki AFŞAR KÖPRÜSÜ Yeşilköy sınırları içerisinde ERTOKUŞ KERVANSARAYI Şehirler Ovası savaş Alanı, Toruğan Şehitliği Alanı ve Korudağı (Kazık bağları) şehitliği gibi kültür varlıkları bulunmaktadır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyGÖNEN Gönen ilçesi, Isparta ilinin 24 kilometre kuzeyinde olup, doğusunda Atabey, kuzeyinde Uluborlu, güneyinde Isparta Merkez, batısında Keçiborlu ilçeleri ile komşudur Güneybatısında Burdur ili bulunmaktadır Isparta-Burdur karayoluna 5 kilometre mesafededir İlçenin yüzölçümü 356 kilometrekaredir Deniz seviyesinden yüksekliği 1020 metredirGönen, Isparta'nın en yakın ilçesidir Isparta il merkezine 24 kilometre uzaklıkta, Isparta-Ankara karayoluna 5 kilometre mesafededir 1948 yılından beri Belediye Teşkilatı bulunan ve Isparta'ya bağlı bir kasaba durumunda olan Gönen, 20 Mayıs 1990 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 3644 sayılı kanunla ilçe olmuştur 20 Eylül 1991 tarihinde de ilçe teşkilatı kurulmuştur İlçenin kuruluşunda Güneykent Kasabası, Senirce, Koçtepe, Gölbaşı, İğdecik, Gümüşgün ve Kızılcık köyleri idari yönden ilçeye bağlanmıştır 30 Aralık 1992 tarihinde yapılan düzenleme sonucunda, İgdecik, Gölbaşı, Koçtepe ve Senirce köyleri Isparta İl Merkezine, Güneykent Kasabası, Gümüşgün Köyü Keçiborlu ilçesine bağlanmıştır Gönen ilçesine bağlı yerleşim birimi olarak yalnız Kızılcık Köyü kalmıştır 1990 Genel nüfus sayımına göre Gönen ilçe merkezinin nüfusu 6050, Kızılcık Köyünün nüfusu ise 200 kişidir Ayrıca Gönen'i Atabey'e bağlayan asfalt yol vardır Gönen'e bağlı yerleşim birimi olan Kızılcık Köyü merkeze 6 kilometre uzaklıkta olup direkt bağlantısı vardır İlçede tarım ve hayvancılık önemli geçim kaynaklarıdır Ancak son yıllarda sanayi kuruluşları da ekonomide kendini göstermeye başlamıştır Tarım ürünleri olarak, buğday, arpa gibi tahılların yanısıra, elma, kiraz, vişne, ayva gibi meyvalarda yetiştirilmektedir Gönen, tarih boyunca Kaue, Kawana, İustinianopolis, Gonana, Konana, Könan ve Gönan adlarıyla anılmıştırGönen'de Manastır mevkiinde bir koruluk içerisinde bulunan türbenin Yunus Emre'ye ail olduğu iddia edilmektedir İsmail Hakkı Bursalı'nın Şakayık adlı eserinde, Yunus Emre'nin mezarının, Keçiborlu yakınında, gölün doğu tarafında olan, dağ sırtında bir köyde, bir çatı altında bulunduğu belirtmiş olması 4 mezarlı türbenin Yunus Emre türbesi olduğunu göstermektedir Şeyh Saadeddin Vakfiyesi olan korudaki türbede bulunan 4 mezarın, Yunus Emre, Sinan Efendi ve vakfiye sahibi Şeyh Saadeddin'e ait olduğu sanılmaktadır Türbe civarında her yıl Aşure gününde Aşure pişirilmekte ve Yunus Emre törenlerle anılmaktadır Gönen ilçesi bahar aylarında yapılan iki faaliyetle iç turizmde etkili olmaktadır Yunus Emre Aşure Günü ve Kuru Fasulye günüdür KURU FASULYE GÜNÜ Gönen Öğretmen Okulu 1940 tarihinde kurulmuş olup, çok sayıda mezun vermiştir Gönen Öğretmen Okulu mezunlarını ve çalışanlarını bir araya getirip, hatıraları yad etmek amacıyla Haziran ayında okulların tatil olduğu ilk pazar günü yapılmaktadır Mezuniyet Töreni ve Kuru fasulye günü'nde aynı zamanda o yıl mezun olan öğrenciler gösteri sunmakta ve diplomalarını almaktadırlar |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyKEÇİBORLU Akdeniz Bölgesinin Antalya bölümünün kuzeyinde yer alan Göller Yöresinin içerisindedir Doğusu Isparta ili Gönen ilçesi , güneyi Burdur İl Merkezi, kuzeyi Isparta ili Uluborlu ilçesi ve batısı Afyon ili Dinar ve Sandıklı ilçeleri ile çevrilidir Yüzölçümü 565 km2 dirRakımı ise 1040 metredirIsparta İl Merkezine uzaklığı 41 kmdir Keçiborlu mevcut kayıtlara göre 1907 yılında Belediyelik, 1948 yılında ise İlçe Merkezi olmuştur Keçiborlu'nun Kozluca, Eber, Aydoğmuş, Ovacık, Yaka, Yassıören, Çığrı, Beltarla, İlyas, Hamallar, Senir, Hamidiye, Kuyucak, Kılıç Gölbaşı ve Geresin olmak üzere 4 kasabası, 12 köyü ve merkezde 8 mahallesi vardır Keçiborlu ekonomisinin kaderini yıllarca kükürt madeni çekmiştir, ancak madenin kapatılmasıyla tarım ve hayvancılık önem kazanmıştır Halkın geçim kaynağının büyük oranda tarım ve hayvancılığa dayandığı İlçede toplam tarımsal kültür alanı 18582 hektar olup, bu alanın 2435 hektarında sulu tarım , 16147 hektarında ise kuru tarım uygulanmaktadır Karakteristik olarak önceliği sulu tarımda domates ve elma üretimleri, kuru tarımda ise hububat ve gül üretimleri belirlemektedir bulunmaktadır 16 parça yerleşim merkezleri vardı Keçiborlu tarih boyunca yaşanan Hitit, İyon, Lidya, Pers, Hellen ve Doğu Roma devirlerinde Eudoxipolis ismi ile anılmıştır Keçiborlu 1204 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan tarafından fethedilerek Türk hakimiyetine katılmıştır 13 Yüzyıl başlarında yöreye yerleşen Teke Aşiretine bağlı Türkmenler, Anadolu Selçuklu Devletinin çökmesinden kısa bir süre önce Hamitoğulları Beyliğini kurmuşlardırMerkezi Uluborlu olan Hamitoğulları Beyliği bünyesinde olan Keçiborlu Bucağı İlyas Bey zamanında Gönen'e bağlanmıştır İlçenin önemli tarihi değerlerinden olan Keçiborlu Hüyüğü, Keçiborlu - Isparta Karayolunun Dörtyol Mevkii Kavşağının 1 km kuzey doğusunda bulunmaktadır Hüyüğün yüksekliği 5 metre olup eski Tunç Çağı yerleşim yeridir Kılıç Hüyüğü ise Kılıç Kasabasının 2 km doğusunda bulunmaktadır 150 x200 m ebatlarında ve 7 m yükseklikte olup Tunç Çağı keramikleri vardır Fari (Binda) Harabeleri, Kılıç Kasabasının kuzeyinde olup, bu yerleşim yeri toprak altında bulunmaktadır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseySENİRKENT Senirkent, Eğirdir Gölü'nün Hoyran Gölü adı verilen Kuzey kısmının batısında bir vadide yer alır Güneydoğusunda Eğirdir, güneyinde Atabey, batısında Uluborlu, kuzeybatısında Afyon'a bağlı Dinar ilçesi, kuzeyinde Şuhut ve kuzeydoğusunda da Yalvaç ilçeleri ile komşudur Senirkent 'in yüzölçümü 600 kilometrekare ve deniz seviyesinden yüksekliği 1010 metredir 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu'nun içlerine kadar sokulan Selçuklu Türkleri, bu bölgeyi ele geçirerek, Uluğbey ve Yassıören köylerini kurmuşlardır Konya Selçuklularının parçalanmasından sonra kurulan Osmanlı Devletinin sınırları içerisine giren bu bölgede Senirkent'i, 1370 tarihinde Oğuz soyunun Kayıhan boyundan bir kısım Türk kurmuştur 1880'de Uluborlu'ya bağlı nahiye statüsüne getirilmiş ve Belediye teşkilatı kurulmuştur 16 Haziran 1952'de çıkarılan bir kanunla da ilçe olmuştur İlçenin Büyükkabaca, Yassıören ve Uluğbey olmak üzere üç kasabası, Akkeçili, Başköy, Garip, Gençali ve Ortayazı olmak üzere beş de köyü bulunmaktadır Senirkent ilçe merkezinin 15 Mahallesi vardır Yassıören kasabasında TYMANDOS antik kenti YASSIÖREN HÖYÜK, Ortayazı Köyünde GÜREME HÖYÜK , Garip Köyünde GARİP HÖYÜK ,Büyükkabaca Kasabası sınırları içerisinde TOHUM KESEN HÖYÜĞÜ ve ARALIK HÖYÜK, Gençali Köyünde GENÇALİ HÖYÜK ile Uluğbey’de VELİBABA TÜRBESİ gibi kültür varlıkları bulunmaktadır Osmanlı döneminden kalma Büyük camii ve Hamam bulunmaktadır İlçenin turizm açısından yeterli ilgiyi gördüğünü söylemek pek mümkün değildir Aslında değerlendirilme imkanı olan turistik potansiyeli mevcuttur Gelincik Dağı'nda bulunan Sedir Ormanları ve Kirazlı Yaylası Dağ Turizmi yönünden değerlendirilebilecek niteliktedir Eğirdir Gölü'nün kuzey bölümünü oluşturan Hoyran Gölü'nün bir bölümü ilçe sınırları içerisinde yer almakta olup, doğal güzelliklere sahiptir Yassıören Kasabası sınırları içerisinde bulunan Değirmenderesi ve Ayazma piknik alanları, yemyeşil çevresi ve tertemiz memba suları ile piknik yapanların en gözde uğrak yerlerindendir |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseySÜTÇÜLER Sütçüler ilçesi, Isparta ilinin güneyinde yer almaktadır Doğusunda Konya iline bağlı Beyşehir, Seydişehir ilçeleri; batısında ve kuzeyinde Eğirdir ilçesi; Güneyinde Antalya iline bağlı Serik ve Manavgat ilçeleri; Güneybatısında Burdur ilinin Bucak ilçesi ve kuzeydoğusunda Şarkikaraağaç ilçesi ile komşudur Yüzölçümü 1287 kilometrekaredir Denizden yüksekliği 250 m ile 2500 m arasında değişmektedir Sütçüler, 1868 yılında Bucak, 1938 yılında da ilçe olmuştur İlçede 3 kasaba ve 27 köy vardır Kasabalar, Ayvalıpınar, Kesme ve Kasımlar'dır Köyler Sarımehmetler, Beydili, Çobanisa, Hacıahmetler, Sağrak, Karadiken,Yeşilyurt, Çandır, Bekirağalar, Belence, Boğazköy, Gümü, Hacıaliler, Kuzca, Melikler Müezzinler, Pınarköy, Saray, Şehler, yeniköy, Aşağıyaylabel, Bucakdere, Çukarca, Darıbükü, Güldallı, İbişler, İncedere’dir Merkez ilçede 7 mahalle bulunmaktadır Sütçüler ilçesinin kuruluşunun MÖ 200 yıllarına kadar dayandığı bilinmektedir Adada olarak adlandırılan bu antik kent, Pisidia bölgesinde; Pisidia il Pamphilin bölgeleri arasında yer almaktadır Yörenin Türklerin eline geçmesinden sonra Pavlu ismi uzun süre kullanılmıştır Bavulu şekline dönüşen isim, Cumhuriyet döneminde 1962 yılına kadar sürmüş, bu tarihte yerleşime dağ-dağlık anlamına gelen Cebel ismi verilmiştir 1938 yılında, belde halkının büyük şehirlerde sütçülük yapmaları üzerine ismi Sütçüler olarak değiştirilmiş ve Eğirdir'e bağlı bir nahiye iken ilçe statüsü verilmiştir İlçenin tarihi gelişimini simgeleyen kalıntıların başında Adada (Karabavlu) antik kenti gelir İlçe merkezine 12, Sağrak köyüne 2 kilometre uzaklıktadır Büyük SIĞIRLIK HARABELERİ Sığırlık-Çandır üçgeninde Sülüklügöl mevkiinde bir vadi içinde bazı bina temelleri ve sur kalıntıları yer alır Tepede ise bir kale kalıntısı vardırTAŞKAPI HARABELERİ Sütçüler ilçe merkezindedir Kuruluş tarihi hakkında bir bilgi yoktur Helenistik dönem sur kalıntıları mevcutturKESME HARABELERİ Kesme Kasabasının 5 km güneyinde Kocaköy mevkiindedirZORZİLA Sütçüler-Kasımlar yolu üzerindedir Dağ yamacında yer alan kalıntılarda bir kaç yüksek duvar mevcuttur Roma dönemi kalıntıları olup, şehir hakkında pek bilgi yokturSEFER AĞA CAMİİ Bu yapı, Sütçüler ilçe merkezinde olup, 1076-1308 yılları arasında Anadolu'da saltanat süren Anadolu Selçuklu Devleti'nin son zamanlarında 1296 yılında, hayır sahibi bir kadının verdiği para ile Sefer Ağa adındaki bir zat tarafından yaptırılmıştırÇANDIR KÖPRÜSÜ Çandır Köyü Köprübaşı mevkiindedir Selçuklu zamanında yapılmış sivri kemerli bir köprüdür Uzunluğu 65 m genişliği 5 m’dir Bugün Karacaören Barajı su sahası içinde kalmıştır İlçenin ekonomik durumu, coğrafi yapısına bağlı olarak oldukça zayıf kalmıştır Ekilebilir arazinin azlığı tarımsal gelişmeyi kısıtlamış, yöre halkını hayvancılığa yönlendirmiştir Hayvancılık, genelde kıl keçisi yetiştiriciliği üzerine olması ve yörenin orman bölgesi olması sebebiyle kıl keçisinin ormana verdiği zarar dikkate alınarak kısıtlamaya gidilmiştir Bu durum hayvancılıkla uğraşan kesimi koyun ve sığır besiciliğine yöneltmiştir Sütçüler Dut Pekmezi festivali her yıl Temmuz ayı içerisinde yapılmaktadır Bu festivalde amaç, Sütçülerlileri bir araya getirmek ve ilçenin adını duyurmaktır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyŞARKİKARAAĞAÇ Şarkikaraağaç ilçesi, güneyde Beyşehir, kuzeyde Yalvaç, Akşehir, Doğanhisar, batıda Gelendost ve Eğirdir, doğuda Hüyük, kuzeybatıda ise Yenişarbademli ile çevrilidir Yüzölçümü 1232 kilometrekaredir Rakımı ise 1181 metredir Şarkikaraağaç ilçesi Isparta il merkezine 120 kilometre, Konya il merkezine 157 kilometre uzaklıktadır Şarkikaraağaç, önceleri Yalvaç'a bağlı bir kasaba iken 1863 yılında Konya'ya bağlı bir ilçe haline gelmiştir 1878 yılında ise Yalvaç ile Şarkikaraağaç, birer ilçe olarak Isparta iline bağlanmışlardır İlçeye bağlı kasabalar, Çarıksaraylar, Çiçekpınar ve Göksöğüt olmak üzere üç adettir İlçeye bağlı köy sayısı ise 25 olup, bunlar Arak, Armutlu, Aslandoğmuş, Aşağı Dinek, Başdeğirmen, Belceğiz Beyköy, Çatlı, Çavundur, Çeltek,Fakılar, Gedikli Karakaya, Kıyakdede, Köprü, Muratbağı, Ördekçi, Örenköy, Salur, Sarıkabalı, Yakaemir, Yassıbel, Yenicekale, Yeniköy, Yukarıdinek’tir İlçe merkezinde 7 mahalle bulunmaktadır Bunlar; Alcıklar, Aşağı Kale, Asikale, Cami Kebir, Ulvikale, Fatih ve Orta Mahalledir İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır Halıcılık, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimlerin başka bir çalışma konusu ve gelir kaynağıdırİlçede mera hayvancılığında azalarak ahır hayvancılığında büyük bir artış olmuştur Süt inekçiliği oldukça yaygındır Buna bağlı olarak süt pazarlama ve mandıra gibi faaliyetlerde artış göstermiştir İlçe merkezinde 3, Salur Köyünde 1 olmak üzere 4 mandıra halen faaliyet göstermektedir Sulama projesinin tamamlanmasıyla ilçe tarımda önemli gelişmeler sağlanacaktır Meyve, sebze ve şeker pancarı üretiminde olacak artışlar için planlama çalışmaları yapılmaktadır Geçmiş medeniyetlere ait çok sayıda höyük bulunması, Anabura Antik Kentinin olması, doğal güzellikler bakımından Kızıldağ Milli Parkının ve Beyşehir Gölünün bir bölümünün ilçe sınırları içinde bulunuşu ilçeye turizm yönünden önemlilik sağlamaktadır Şarkikaraağaç ilçesinde, araştırılmış mağaralardan Öşekçi ve Göllü mağaraları yer alırİlçede halkın geleneksel piknik yerleri ve suları sürekli akan pınarlar vardır Bunlardan en güzelleri, Çarıksaraylar, Pınarbaşı, Fele Pınarı ve Arak İçmesidir Karaağaç tarihi Anadolu tarihinin bir parçasıdır Bu bölgede sırasıyla, Etiler, Frigyalılar, İyonlar ve Lidyalılar egemen oldular Daha sonra İraniler, Makedonyalılar, Selefkoslar, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Hamitoğulları ve Osmanlı Devleti bölgeye egemen olurken Şarkîkaraağac’a de egemen olmuşlardır Şarkikaraağaç, tarih boyunca Khillarnion, Pedion, Anabura, Neapolis, Asikale, Karaağaç, Karaağaç-ı Yalvaç ve Karaağaç'ı Şarki adlarıyla anılmıştır ANABURA Salur Köyü yakınlarında Enevre adı verilen yerde bulunan antik şehir kalıntısıdır Tiyatro, kale ve bazı bina kalıntıları günümüze ulaşmıştır Anabura, Pisidia şehirlerinden birisi olup, şehir hakkında fazla bilgi yoktur Göksöğüt kasabasında bir kilometre güneydoğusunda NUDRA HÖYÜK, Örenköy'de ÖRENKÖY HÖYÜK adı verilen bir höyük vardır Ayrıca, Beyköy, Höyük, Ördekçi Höyük, Karaçayır l-ll Höyükleri, Salur Höyük, Armutlu Höyük, Karakaya Höyük, Çavundur Höyük, Arak Höyükleri vardırCAMİ-İ KEBİR Şarkikaraağaç ilçe merkezinin ortasında bulunan, Ulu Cami adıyla da anılan caminin 1281 tarihinde yapıldığına dair kayıtlar vardırALCIKLAR CAMİİ Alcıklar Mahallesinde Fatih Sultan Mehmet Han emriyle yaptırılan, toprak damlı, kalın taş duvarlı cami bulunmakta iken, 1970 yılında yıkılarak yerine yeni cami yapılmıştır 1971 yılında tamamlanan caminin adı Fatih Sultan Camii veya Alcıklar Camii olarak söylenmektedir İlçede, "Bu cami-i cedit sahibi hayrat vel hasenat El Hac'ül Hasan Ağa 1157" kitabesi bulunan Kale Mahallesi camii de vardır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyULUBORLU Uluborlu ilçesinin kuzeyinde Dinar, doğusunda Senirkent, güneyinde Atabey, Gönen ve batısında da Keçiborlu bulunmaktadırYüzölçümü 322 km2’dirRakımı ise 1160 metredir Isparta iline 65 kilometre, Burdur iline 64 kilometre uzaklıktadır Tarih öncesi devirlerden beri çeşitli milletlerin medeniyet kurduğu Uluborlu, üzerinde kurular medeniyetlerin izlerini hala taşımakta olan eski bir yerleşim merkezidir 1800'lü yıllarda çeşitli Avrupa bilginlerin yapmış oldukları araştırmalar sonucu; Uluborlu'nun 4000 sene önce Hititler tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır Hititlerin sosyal yapısı itibarıyla buraya bir ad verilmemiştir Fakat Uluborlu'nun korunmaya elverişli bir bölge olması büyük bir yerleşim yeri olmasını sağlamıştır Bu döneme ait çeşitli kalıntılar hala mevcuttur Hititlerin Milattan Önce 1200 yılında yıkılmasından sonra hiçbir milletin egemenliği altına girmeyen Uluborlu, MÖ 800'lü yıllarda Frig Devletinin egemenliğine girmiştir Uluborlu, Frigler döneminde yerleşimi konu olmuştur Daha sonra sırasıyla Lidyalılar, Persler, Pisidyalılar, ,Galatlar, Romalılar tarafından idare edilmiş olup bu döneme ait pek çok medeniyet kalıntıları günümüze kadar gelmiştir Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Bizanslıların eline geçmiştir Şehit, Seleukoslar döneminde Apollonia adıyla anılmıştır Bu döneme kadar Apollonia, Ayvalar Memleketi anlamına gelen Mordiaum, Zosimos isimli papazın ismine izafeten Sozopolis adını almıştır Uluborlu, Türklerin fethi öncesinde Apollonia, Sozopolis, Mardion, Mardiyon, Margion, Mardiaion adlarıyla anılmıştır 1070'li yıllarda Selçuklu Sultanı Süleyman Şah tarafından yapılan savaşta Bizans İmparatoru Ioannes Kommenos'den alınarak Türk egemenliğine girmiştir Türk egemenliğinden sonra Uluborlu, Borgulu, Burgulu, Bur'ulu, Uluğborlu isimlerini almıştır Kesin olarak Anadolu'nun Türklerin eline geçmesini sağlayan Miryakefalon Savaşı Uluborlu'ya çok yakın yerde, Kumdanlı Boğazında yapılmıştır Bu savaşta askeri ve lojistik destek Uluborlu üzerinden sağlanmıştır Savaşın kazanılmasından sonra önemli Türkmen Beyleri Uluborlu'ya yerleşmişlerdir Şu anda ve yakın tarihte Uluborlu ve çevresinde çeşitli ırk ve dinlere rastlanmamaktadır Uluborlu'nun, tarih boyunca; Mordiaion, Mardion, Mardiyon, Margion, Apollonia, Sozopolis, Borgulu, Bur'ulu, Uluğborluk, Uluğborlu isimlerini aldığı bilinmektedir Eski kasaba mevkiinde APOLLONİA MARDİON şehir kalıntıları, ULUBORLU KALESİ, ALÂADDİN CAMİİ, ALEMDAR CAMİİ (BÜLBÜL CAMİİ), SULTAN ALÂADDİN CAMİİ, TAŞ MEDRESE, CİRİMBOLU SU KEMERİ gibi kültürel varlıkları bulunmaktadır Halkın gelir kaynaklarının başında sulu tarım gelmektedir Uluborlu Barajının inşasından sonra meyve üreticiliği modern yöntemlerle yapılarak büyük gelişme göstermiştir Genellikle elma, kiraz, ayva, armut gibi meyveler yetiştirilmektedir Son yıllarda Uluborlu'da yetişen kiraz Avrupa ülkelerine ihraç edilerek, büyük bir gelir kaynağı teşkil etmektedir ALTIN KİRAZ Uluborlu ilçesi, sulu tarım ziraat yanında kiraz üretimi bakımından önemlidir 30-35 yıl önce üretimine başlanan Uluborlu Kirazı tamamen ihraç edilmektedir İlçede 17 tür kiraz yetişmektedir Uluborlu Kirazının başlıca özellikleri; dayanıklılığı, kalitesi ve kendine has lezzetidir İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelere ihracat yapılmaktadır ALTIN KİRAZ ŞENLİKLERİ VE YAĞLI PEHLİVAN GÜREŞLERİ İlçede yetişen kirazın tanıtımını daha iyi yapmak için 20 yıldır Altın Kiraz ve Yağlı Pehlivan Güreş Şenlikleri, kiraz toplama mevsimi olan Temmuz ayının ilk haftası 2 gün süre ile yapılmaktadır Şenlikler çeşitli etkinliklerle yapılmakta, en iyi kirazı yetiştirenlere ödül verilmektedir Festival, içerisinde geleneksel yağlı pehlivan güreşleri iki gün süre ile yapılmaktadır İlçede, araştırılmış mağaralardan Uluborlu Doruğu Mağarası yer alır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyYALVAÇ Yalvaç ilçesi, Doğuda Konya ilinin Akşehir, batıda Senirkent ve Afyon ilinin Çay ilçesi, Kuzeyde Sultandağı, güneyde ise Şarkikaraağaç ve Gelendost ilçeleri ile sınırlıdır Yüzölçümü 1415 kilometrekaredir Denizden ortalama yüksekliği 1100 metredir Isparta il merkezine 105 km uzaklıktadır Yalvaç’a bağlı Sücüllü, Körküler, Yukarı kaşıkara, Tokmacık ,Hüyüklü ,Kumdanlı, Özbayat , Özgüney, Kuyucak, Bağkonak , Kozluçay, Dedeçam, Çetince olmak üzre 13 kasabası, Altıkapı, Bağlarbaşı, Çakırçal, Hisarardı, İleği, Taşevi, Korukaya, Eyuplar, Kurusarı Bahtiyar, Celeptaş, Gökçeali, Aşağı Tırtar, Yukarı Tırtar,Yağcılar, Eğirler, Akçaşar, Aşağı Kaşıkara , Sağır, Kırkbay, Mısırlı, Terziler, Çamharman, Yarıkkaya köyleri olmak üzere 24 köyü ve merkezde 18 mahallesi bulunmaktadır Yalvaç bir Türk beyinin adıdır Malazgirt Savaşından sonra Türklerin Batı Anadolu'ya yayılmaları sırasında, Oğuz boylarından Emir Boyu Yalvaç Bey önderliğinde, Antiocheia'ya yerleşmişler ve kent bundan sonra Yalvaç adını almıştırYalvaç “Resul (Elçi)” yol gösterici anlamına gelmektedir 1243 Kösedağı savaşından sonra İlhanlıların kontrolüne giren Yalvaç, 1280 yıllarında kurulan Hamitoğulları Beyliği sınırları içinde kalmıştır 1380'de l Sultan Murad zamanında Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir 1840 yılında kaza olarak Konya'ya bağlanmış, 1864 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur Yalvaç, Cumhuriyetin ilanından sonra Isparta'ya bağlanmış ve her geçen gün gelişen bir ilçe durumuna gelmiştir En yüksek noktası ise, 2531 metre il Yalvaç-Çay sınırında bulunan Gelincik Ana tepesidir Akköprü ve Sel Çayları Sultan Dağlarından doğan yörenin önemli iki akarsuyudur Yalvaç, Kumdanlı, Hüyüklü ve Yağcılar ovaları ilçe sınırlarında kalan başlıca düzlüklerdir İlçenin batısındaki Hoyran Gölü ilçenin tek gölüdür Yalvaç ilçesinin iklimi; Akdeniz iklimi ile kara iklimi arasında geçiş özelliği taşır En yüksek sıcaklık 37 derece, en düşük sıcaklık -18 derece olarak tespit edilmiştir İlçenin yıllık ortalama sıcaklığı 12 derecedir Yıllık ortalama yağış 470 mm'dir En fazla yağış kış mevsiminde, en az yağış ise yaz aylarında görülür Bölgede hakim esen rüzgar Poyrazdır İklim özelliklerin bağlı olarak, "Step otu" topluluklarına benzeyen otluklar ile Akdeniz Bölgesinin tipik bitki örtüsü makilere benzer çalılıklar ile çam, ardıç ve meşeden oluşan ağaç toplulukları mevcuttur Otluklardan da çok koyun, keçi gibi hayvanların beslenmesinde yararlanılır Ağaç ve çalılıklar ise, Çetince, Bağkonak, Kuyucak, Gemen, Sücüllü, Kapıkara Orman ve Koruları şeklinde doğu-batı istikametinde sıralanmaktadır Yalvaç ilçesinin gelir kaynakları, geçmişten günümüze tarım, hayvancılık, su ürünleri ve el sanatları (Dericilik,keçecilik,bakırcılı k,halıcık vb) olarak sıralanabilir Turizm gelirlerinin Yalvaç ilçesinin ekonomisine büyük katkılar sağlayacağı bir gerçektir Çünkü Yalvaç'ta önemli tarihi eserler mevcuttur Bu sebeple arkeolojik kazı çalışmaları Yalvaç Müzesi tarafından titizlikle yürütülmektedir Antik Kent Pisidia Anticoheia'da; hamam, kilise, ana cadde, sütunlu cadde, Ağustus Tapınağı temizlenerek ortaya çıkarılmıştır Yalvaç'a ait olup yurt içinde başka yerlere ve yurt dışına gitmiş eserlerin geri getirilmesi için girişimlerde bulunulmuş, ilk etapta Afyon müzesindeki eserler Yalvaç'a getirilmiştir İlçede, araştırılmış mağaralardan Ayı İni, Akardonar ve Değirmenönü yer alır Yalvaç ilçesinin 1 km kadar kuzeyinde Sultan dağlarının güney yamaçları boyunca uzanan PİSİDİA ANTİOCHEİA, Ağustus Tapınağı, Batı kapısı,Tiyatro,Roma Hamamı,Bizans Kilisesi, Gemen korusunda MEN KUTSAL ALANI, Yalvaç'a 25 km uzaklıkta Gaziri mevkiinde Hoyran gölü içerisinde bir ada olup, göl kenarına asfalt bir yolla ulaşılmakta olan LİMNAİ ADASI , MEZARLARI Hoyran gölünün hemen eteklerinden yükselen kaya yüzeyinde boyutları farklı olan KAYA MEZARLARI , Yalvaç'ın merkezinde DEVLETHAN CAMİİ, YENİ CAMİ , LEBLEBİCİLER CAMİİ ,ESKİ HAMAM ve YENİ HAMAM, ANITSAL ÇINAR,Yalvaç Müzesi gibi kültürel varlıkları bulunmaktadırBu yerler hem kültürel yönden hemde turizm açısından değerlidirlerGezmek ve dinlenmek amacıyla ilçede HIDIRLIK TEPESİ, HİSARARDI, HOYRAN GÖLÜ ,GEMEN KORUSU gibi mesirelik yerleri bulunmaktadır |
İsparta İlcesi Hakkinda Hersey |
08-11-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İsparta İlcesi Hakkinda HerseyYENİŞARBADEMLİ İlçe, Beyşehir Gölünün batısında Toros dağlarının kuzey uzantısı olan Anamas Dağları ile bütünleşir Doğusunda Beyşehir, batısında Aksu ve kuzeyinde Şarkikaraağaç ilçeleri ile çevrilidir İlçe denizden 1150 m yüksekliktedir Akdeniz iklimi ile karasal iklim arasında kara iklime yakın bir iklimdedir İl merkezine uzaklığı 177 Km olup, yüzölçümü 184 Km2 yüzölçümündedir 1954 yılında Belediye teşkilatı kurulmuşturŞarkikaraağaç İlçesinin bucağı iken 1991 yılında ilçe olmuşturİlçeye bağlı Gölkonak köyü bulunmaktadır Coğrafi şartların uygun olduğu Yenişarbademli, tarih boyunca bir çok uygarlığa sahne olmuştur Yapılan araştırmalara göre, MÖ 4000 yıllarında Etiler (Hititler), MÖ 1500 yıllarında Frigyalılar, MÖ 800 yıllarında İyonlar, MÖ 600 yıllarında Lidyalılar, MÖ 446 yıllarında Persler, MÖ 190 yıllarında Romalılar, MS 395 yıllarında Bizanslar yörede egemen olmuşlardır 1071 Malazgirt zaferinden sonra 1142 yıllarında Selçuklu topraklarına katılmış, 1810 yılında Konya vilayetine bağlı bir kaza olmuştur İlçe ve yöresinde günümüze kadar ulaşan 25 civarında ören yeri bulunmaktadır Ayrıca, tepeler üzerine kurulmuş çeşitli zamanlara ait kale kalıntıları bulunmaktadır Bunların başlıcaları; Kestel (küçükkale), Kaledost (geledost), Doğ du, Çataltepe, Asar (kaletepe), Ortatepe, Mandras, Maltepesi, Aktepe (Gavur harmanı) dır Ayrıca, vadilerde kurulan 12 yerleşimde ise sarnıçlar, kaleiçi ve yer altı evleri bulunmaktadır Psidia bölgesine dahil olan Yenişarbademli’deki kalıntılar, Roma ve Bizans dönemlerindeki Gorgorum antik kenti olarak anılmaktadır Yenişarbademli ilçesi, işlenmemiş turizm potansiyeline sahip yöredirİlçenin her bir bölgesi mesirelik ve dinlenme yerleridirBunların başında ilçeye 10 km mesafede Pınargözü, Dedegül dağında Karagöl, Malanda’da şifalı su kaynakları bulunmaktadır |
|