Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlamları, ata, dan, sözleri

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları





Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz
Müslümanların günde beş kez yapmaları dince buyurulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Yüce Allah`a edilen bir ibadettir namaz Buna salât da denir Namaza çağrı işareti de ezandır Namazı gerçekten kendine bir görev bilmiş olanlar, onun vaktini dört gözle beklerler ve onun çağrı işareti olan ezana da kulak verirler Namaz ve ezan arasındaki bu ilişkiden hareketle, atasözü şu anlamı vermek için söylenir: Kişi bir işin esasıyla ilgileniyor ve ona karşı istek duyuyorsa, o şeyin ayrıntılarıyla da ilgilenir; istemiyor ve ilgilenmiyorsa ayrıntılarıyla da uğraşmaz

Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına
Kişi, çalışma miktarına ve biçimine göre karşılık görür Çok ve iyi çalışan iyi, az ve kötü çalışan da kötü sonuçla karşılaşır Elde edilen verimin iyi veya kötü olmasında niyetin rolü de büyüktür
Ne ekersen onu biçersin
Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün Birine kötülük yapan ondan kötülük, iyilik yapan da iyilik görür

Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör
İleride zarara uğrayıp üzülmek istemiyorsan, karşına çıkabilecek tehlikelere karşı şimdiden tedbir al Bk "Korkulu rüya görmekten"

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli
Kişi ummadığı bir duruma ulaşabilir, varlıklı ve başarılı olabilir Bu duruma ulaşan kimse çok şımarmamalı, sağında solunda bulunan kimseleri küçük görmemeli, bu durumun sürüp gideceğini düşünmemelidir Yarın elinde olanı, bulunduğu konumu kaybedeceğini ve kötü duruma düşeceğini de hesaba katmalıdır
Nerde birlik, orda dirlik
Hangi yerde, toplumda duygu, düşünce ve inanç birliği varsa dirlik ve düzenlik de oradadır Orada insanlar mutlu, huzurlu, başarılı ve uyumlu bir hayat sürerler

Nerde hareket, orda bereket
Hareket olan yerde bolluk olur Çünkü orada devamlı iş, çalışma ve üretim vardır Üretimin olduğu yerde de yokluktan değil, bolluktan söz edilir ancak

Ne verirsen elinle, o gider seninle
Yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa yardım eden, onları doyurup giydiren ve gözeten kimse, bunların karşılığını öbür dünyada alacaktır Hatta Yüce Allah, ona kat kat fazlasıyla verecektir

Ne yavuz (azgın) ol asıl, ne yavaş (şaşkın, miskin) ol basıl
Sertlikten kaçın, ona buna saldırıp kimseyi ezme, yoksa seni kötü biçimde cezalandırırlar Çok sessiz, uyuşuk, pısırık, korkak ve yumuşak da olma; yoksa seni hırpalayıp ezerler İkisinin ortası bir yol izle

Nikâhta keramet vardır
Nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar Daha önce tanışmadan evlenenler, evlendikten sonra anlaşır ve birbirlerini severler Bekâr durmaktansa evlenmek yeğdir

Nisan yağmuru altın araba, gümüş tekerlek
Bk "Mart`ta yağmaz, Nisan`da dinmezse"

Niyet hayır, akıbet hayır (selâmet)
Bir şeyin yapılması önceden iyi niyetle istenip düşünülmüşse, o şeyin sonu hayırlı olur Kötü niyetle yapılan işten hayır gelmez

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede
Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar

Olacakla öleceğe çare bulunmaz
İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir Dünyada olup biten her şey Yüce Allah`ın kaza ve kaderine göre olur Dolayısıyla ölüm de insanın iradesinin dışındadır Eceli gelen, günü dolan ölür; bu mutlaka olacaktır, bunun önüne geçilemez
Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar
Zengin, varlıklı kişi dilediği gibi yaşar; istediği gibi yer, içer; giyinir, kuşanır; rahatına rahat katar Ama yoksul kişi değil rahatına bakmak, geçimini temin edemediği için içten içe üzülür; acı çeker

Olsa ile bulsayı ekmişler, hiç bitmiş (yel ile yuf bitmiş)
İnsan başarılı sonuca boş söz ve hayalle değil, çalışarak ulaşır ancak Bu sebeple "bu iş böyle, şu iş şöyle olsa, şu şartlar yerine gelse" gibi sözler sarf etmekle insanın eline bir şey geçmez İnsan bir şey kazanmak istiyorsa hareket etmeli, çalışıp çabalamalıdır

Ortak (kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
Bir erkeğin hanımları birbirleriyle iyi-kötü anlaşabilirler, ama kardeşlerin hanımları birbirleriyle geçinemezler

Osmanlı`nın ayağı üzengide gerek
Bir devleti ayakta tutmak, yüzyıllar boyu yaşatmak, sınırları genişletmek, dini yaymak o kadar kolay bir şey değildir Ancak atalarımız bunu becermişlerdir Becerirken de sürekli hareket hâlinde olmuşlar, didinip çalışmışlar, dur durak bilmemişler, bir yere bağlanıp kalmamışlardır Onlar bilirlerdi ki, hareketsiz kalan, tembelleşen, bir yere bağlanıp kalan (yani ayağını üzengiden çeken) kişi, ne başarılı olabilir, ne de dirlik ve düzenliğini sağlayabilirdi

Otu çek, köküne bak
Bir kişinin kimliğini, nasıl birisi olup olmadığını öğrenmek için soyunu sopunu bilmek ve tanımak gerekir

Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır
Ağızdan çıkan söz, çok çabuk duyulur; başkalarının diline düşer ve bir anda her tarafa yayılır

Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul Türküsü
Kimi kişiler bulundukları yer ve şarta uymayan, ters düşen davranışlarda bulunur; kendilerini alay konusu ederler

Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş
Kimi beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen kişiler bazı bahanelerin arkasına saklanarak açıklarını kapatmaya çalışırlar

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir
İleride geri alınmak şartıyla verilen para, eşya ya da herhangi bir mal her iki tarafı da mutlu eder Veren yardımcı olduğu, alan da ihtiyacını gördüğü için sevinir Ancak geri verme zamanı gelince bu sevinç kaybolur Çünkü çoklukla geri ödeme ya çok geç yapılır, ya da ödünç olarak verilen şeyin yıprandığı görülür Bu durum ödünç verenle, ödünç alanın arasını açar; dostlukları bozup zedeler

Öfkeyle kalkan, zararla (ziyanla) oturur
Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer Çünkü öfkeli, kızgın, sinirli insan iyi düşünemez, olup biteni iyi göremez, sonucu iyi hesaplayamaz Bu yüzden de yanlış iş yapar
Öküze boynuzu yük değil
İnsan, kendi yakınlarının işleri ile kendi işlerini yük saymaz Her ne kadar külfetmiş gibi görünüyorlarsa da, aslında yaptığı işler kişinin kendi yararınadır Bk "Koça boynuzu yük değil"

Ölenle ölünmez
Her canlının hayatı sona erer Bu kaçınılmaz bir sondur ve doğal karşılanmalıdır Çünkü ölüme çare bulunmaz Bu bakımdan yakınını kaybeden bir kimse, kendini tüketircesine üzülmemeli, sakin olup dövünmeyi bırakmalıdır Ne yaparsa yapsın, ne kadar üzülürse üzülsün öleni geri getiremeyecektir
Ölmüş eşek, kurttan korkmaz
Bazı sebeplerden ötürü çok sıkıntı ve acı çeken, felâket üstüne felâket görüp zarara uğrayan, kaybedecek bir şeyi kalmayan kimse, artık hiçbir şeyden korkmaz; ne tehlikeye aldırır, ne de tehdide
Ölüm kalım (dirim) bizim için
İnsan yaşadığı gibi her an ölebilir de Bu bakımdan öbür dünyayı da hesaba katmalı, ona göre davranmalı, dinin buyruklarını yerine getirmeli, bu dünyadaki işlerini de yarın öleceğini düşünerek bir yola koymalı insan

Ölüm ile öç alınmaz
Düşmanlarının ölümünden sevinç duymak veya böyle bir duyguya kapılmak insana yakışmaz

Önce can, sonra canan
İnsanlar bencil yaratıklardır Can da kıymetlidir Kaybedilmesi göze alınamaz Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve yakınlarını düşünür insanlar

Önce düşün, sonra söyle
Ağızdan çıkan sözü değiştirmek ya da geri almak çok zordur Sarf edilen bir söz insanı güç durumda bırakabilir, zarara sokup pişman edebilir Bu sebeple bir sözü sarf etmeden önce dikkatlice düşünmeli, ne getirip götüreceği iyice tartılıp hesaplanmalıdır


Öpülecek el ısırılmaz
Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar
Kendisinden çekinilen kimselerin yüzüne karşı bir şey diyemeyenler onu arkasından çekiştirirler, hakkında atıp tutarlar Çünkü hasmı karşısında değildir, arkasından konuşmak da kolaydır

Papaz her gün pilâv yemez
İnsanın önüne her zaman aynı nitelikte elverişli bir imkân çıkmaz Çünkü şart, zaman ve imkânlar sürekli değil, değişkendirler
Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz (bilinmez)
İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor olabilirler Dolayısıyla gerçekten kimin iman ettiğini bilmemiz imkânsızdır Para için de aynı şey söz konusudur Kimse kolay kolay parasının olduğunu söylemez, gizleme yoluna gider Kimi cimri olan ve yoksul bir hayat yaşayan insanların çok zengin, kimi cömert ve eli açık insanların da parasız olduğu çok görülmüştür Bu bakımdan para ile imanın kimde olduğu pek bilinmez
Paranın yüzü sıcaktır
Para çekicidir ve öyle kolayca geri çevrilemez Çünkü paranın gücü, pek çok maddî sorunu halleder Bu sebeple insanlar parayı görünce gevşer, ona kavuşma isteği duyar, kendisinden istenen işi de kolayca yapma eğilimi gösterir

Para parayı çeker
Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır Bilinen o ki, pek çok işte sermaye şarttır Sermayen ne kadar çoksa, o kadar büyük iş yapar ve o kadar da çok kazanırsın

Parayı veren düdüğü çalar
Para harcayan kimse istediğini elde edebilir İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; hemen her istediği maddî şeye kavuşması mümkündür

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
Bir iş, durum ya da olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdiki gidişinden anlaşılıp belli olur

Pilâv yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır
Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır

Pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın
Yararlı bir şeyi elde etmek isteyen insan sonuna kadar uğraşıp didinmeli, direnmeli ve mücadele etmekten kaçınmamalıdır

Püf demeye dudak ister
Bir şeyi yapmak için kuşkusuz bilgi, beceri ve araç oldukça önemlidir Ancak bunlardan da önemlisi o işi yapma isteği, gücü ve cesaretidir Bunlar olmadan işin başarıya ulaşması zorlaşır

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olur
Gerçeği yalanla kapatmak mümkün değildir Bu bakımdan kişi yalan söyleyerek işlerini uzun süre yürütemez Söylediğinin yalan olduğu, asıl meselenin mahiyeti çok geçmeden anlaşılır Gerçek ortaya çıkar; işte o zaman, yalan söyleyerek işlerini yürüten kimse de utanır; kimsenin yüzüne bakamaz olur

Rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar
Rüşvet, yaptırılmak istenilen bir işte kolaylık sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkardır Dinimiz olan İslâm rüşvet alıp vermeyi haram kılmış, haksız bir kazanç olarak görmüştür Eğer inananlardan biri, Yüce Allah`ın buyruğuna uymayıp bu yasağı çiğnerse, büyük haksızlık etmiş olur; dolayısıyla imanını da kaybeder
Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür
İnsan kimle, ne ile mücadele edeceğini bilmelidir Karşı koyacağı şeyin gücü ne? Onunla ne kadar baş edebilir? Sonuç ne olabilir? Bütün bunları iyice tartmalıdır Eğer kişi gücünün üstünde bir güce saldırmaya, onunla boy ölçüşmeye kalkışırsa, sonuç alamaz; sonuç alamadığı gibi zararlı da çıkar, yıpranır

Rüzgâr eken, fırtına biçer
Kişi bir kötülük yaparsa, yaptığı kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşır; büyük felâketlere uğrar, zarar görür

Rüzgâr esmeyince yaprak kıpırdamaz (dal oynamaz)
Meydana gelen her olayın, her durumun belli bir sebebi veya etkeni vardır

Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur
Toplumun genel gidişatına, ilkelerine, değer yargılarına karşı çıkan, uymayıp ters yönde hareket eden kişi pek çok engellerle karşılaşır; yorulup yıpranır

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları





Sabah ola, hayır ola (gele)
Sabah olsun, o vakte kadar işi belki düzelir Çünkü gündüz geceden daha hayırlıdır Bk "Akşamın hayrından sabahın şerri"

Sabır acı ise de (acıdır) meyvesi tatlıdır
Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi gösteren ve direnen kişi, sonunda kârlı çıkar Çünkü Yüce Allah, sabredenlerle beraberdir; onları sabırları karşılığında mutlaka mükâfatlandıracaktır
Sabreden derviş, muradına ermiş
Hiç kimse amacına öyle birdenbire ve kolayca ulaşamaz İnsanın karşısına pek çok engel çıkabilir, uzun zaman beklemesi gerekebilir, başına türlü hâller gelebilir; işte bütün bunlara sabreden, direnişini yılmadan sürdüren kişi istediğine kovuşup ulaşabilir

Sabreyle işine, hayır gelsin başına
Bir iş yapmaya giriştiğinde karşına çıkan zorluklar sebebiyle kızıp öfkeye kapılmaz, acele edip gevşemez, azmini yitirmezsen başarı da, hayırlı sonuç da senin olur

Sabrın sonu selâmettir
Olan veya olacak tüm zorluklara göğüs geren, telâş ve öfkeye kapılmadan başına gelen felâketlerin geçmesini bekleyen, ses çıkarmadan bunları aşma erdemi gösteren kimse, sonunda esenliğe erecektir

Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün
Acele etme, herhangi bir yargıya varma; sonucun ne olduğunu biraz sonra, iş bitince, kendi gözlerinle görüp anlarsın

Sadık dost akrabadan yeğdir
Dostluğu, bağlılığı gerçek ve içten olan dost, akrabadan daha iyi ve hayırlıdır

Sefa ile yenen cefa ile kazanılır
Kaygısız, sakin, zevk ve gönül rahatlığı içinde yenen para, sıkıntı çekilerek ve alın teri dökülerek kazanılmıştır

Sağ baş yastık istemez
Sağlığı yerinde olan bir insanın durup dururken yattığı pek görülmez Eğer yatmak istiyorsa, bilin ki o hastadır

Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
Birine yaptığın iyiliği gizli tut Herkesin gözü önünde yaparsan, yardım yaptığın kişiyi incitebilirsin Onun da bir onuru vardır, bil Dinimiz olan İslâm da zekât ve sadakaların verilmesinde bu gizliliğe uymayı emretmiştir Aslolan kişinin kendini gösterip övdürmesi değil, kendini göstermeden yardım yapıp yoksulu sevindirmesidir

Sağır işitmez, uydurur (yakıştırır)
1 İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir 2 Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır

Sağlık, varlıktan yeğdir
Vücudun hasta olmaması, vücut esenliği her şeyden önemlidir Çünkü bir şeyin tadını alabilmek, bir şeyden gerektiği gibi yararlanabilmek için sağlıklı olmak şarttır Her şeyiniz var, ama ondan istifade edecek durumunuz yok Neye yarar?

Sahipsiz eve it buyruk
Bk "Issız eve it buyruk"

Sakınılan göze çöp batar
Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aşırılığa düşülmemelidir

Sakla samanı, gelir zamanı
Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride lâzım olabilir Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri bir kenara atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız
Sanat altın bileziktir
Bir kenarda saklanan altın, günü gelince bozdurulup kullanılır Sanat da altın bilezik gibidir Günü gelir gerekli olur Bir sanata sahip kimse, sanatını uygulama alanına sokarak ondan geçimi için kazanç sağlar, yararlanır Dolayısıyla sanat, altın gibi değerini hiçbir zaman kaybetmez

Sana taşla vurana, sen aşla vur (dokun)
Sana sert, kaba, acımasız davranana, sen yumuşak davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük ediyorsa, sen iyilik et

Sanatını ustadan öğrenmeyen (görmeyen) öğrenemez
Her işin, her sanatın kendine göre birtakım incelikleri vardır Çok çalışmak, kendi kendine çalışmakla bu incelikler öğrenilemez Bu incelikler, pek çok deneme yapmış ve tecrübe kazanmış ustadan öğrenilir ancak Çünkü usta denen kişi, kendinden öncekilerin tecrübelerinden yararlanan, sanatını gereği gibi öğrenip işinin sırlarını bilen kişidir

Sana vereyim bir öğüt: Kendin ununu kendin öğüt
Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez Hem işi kolay yürür, hem de istediği gibi olur

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış
İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler Bunun için haklarında yargıda bulunmakta acele etmemek gerekir

Sayılı gün tez geçer
Sayısı belli olan, bir işin yapılması için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer Kişi işine öyle dalar ki, bugünlerin nasıl geçtiğinin farkına bile varmaz

Sayılı koyunu kurt kapmaz
Birine teslim edeceğiniz bir şeyi eğer sayarak, ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kişi onu daha iyi korur; içinde bir kötülük varsa bile, sayılı olduğunu bildiğinden ötürü bundan vaz geçer; dikkatli olur

Sebepsiz kuş bile uçmaz
1 Dünyada her şeyin olmasına veya bir hâlde bulunmasına yol açan bir sebep vardır Bu sebepleri de yaratan Yüce Allah`tır Sebeplerin sırrını da gerçek anlamda yalnız O bilir 2 Bir yardımcı, bir yol gösterici olmadan işler başarıya ulaşmaz

Sel gider kum kalır (kişi ettiğini bulur)
Geçici olanlara değil, kalıcı olanlara önem vermek gereklidir Hayatın akışı içinde yaşadığımız olayların, bulunduğumuz yerlerin, ilişki kurduğumuz insanların bir aslî olanları, bir de gelip geçici olanları vardır İşte bizim için bu aslî olanlar, kalıcı olanlardan daha önemlidir

Sen ağa, ben ağa; bu ineği kim sağa?
Kişi, üzerine düşen işten kaçmayıp onu yapmalıdır Herkes işini bir kenara bırakıp keyfini düşünürse işler ortada kalır, bir sonuç alınamadığı gibi iş düzeni de bozulur, karışıklık çıkar, tatsızlık başlar

Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler
Mal-mülk edinmenin, para kazanmanın yolu çalışmaktır İnsan ne kadar çok çalışırsa, o kadar da çok kazanır; gittikçe de zenginleşir, rahat bir hayata kavuşur
Sen işten korkma, iş senden korksun
Bir işi başarmada azim ve cesaret çok önemlidir Eğer girişeceğin işi gözünde büyütür, bunun altından kalkamam diye korkar, azmini yitirirsen başarılı olamazsın Korkma, cesaretle işin üstüne üstüne git, bak nasıl iyi bir sonuç alacaksın

Serçeden korkan darı ekmez
Tehlikeleri gözünde büyüterek işe girişmekte çekingen davranan kimse, amacına ulaşamaz Unutulmamalıdır ki, her işin kendine göre zor bir yanı vardır Amacına kavuşmak isteyen de bunları göze almalıdır

Sermayen bir yumurta ise taşa çal
Sermaye, bir işin kurulup yürütülmesi için gerekli olan, önemi büyük bir güven kaynağıdır Eğer bu kaynak işe yaramayacak, seni yarı yolda bırakacak kadar küçük ve önemsizse, o işten hemen vazgeçmelisin; ona bel bağlayıp yola çıkarsan sonunda zarar görür, pişman olursun

Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur
Tutku hâlini almış aşırı sevgi, başlangıçta sevenleri birbirine bağlayan güçlü bir bağdır Karşılıklı sevgi bittiği anda bu bağ kopar; tutkuya dönüşmüş olan sevgi de kısa zaman sonra yerini karşıtı olan nefrete bırakır, taraflara büyük zarar verici odak hâline gelir

Seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne
Dostumuz da olsa, sık sık yanına giderek kişiyi rahatsız etmek doğru değildir Onu bezdirmemek, kendimizden soğutmamak, gittiğimizde de yakın ilgi görmek ve lâyıkıyla ağırlanmak istiyorsak, ziyaretlerimizi uzun zaman aralıklarıyla ve arada sırada yapalım

Sıçan çıktığı deliği bilir
Yasalara aykırı, yolsuz, gizli bir iş yapan kimse, kalkıştığı bu eylemin doğuracağı sonuçları önceden enine boyuna hesaplar; yakayı ele vermemek, yakalanmamak için gerekli önlemleri alır; nereye, ne zaman ve nasıl kaçacağını bilir

Sıçan geçer yol olur
Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir işin yapılmasına izin verilmemelidir Eğer bir kez izin verilirse, sürekli yapılmaya başlar ve alışkanlık hâline gelir Bu giderek gelenekleşir ve pek çok kimse o zararlı yolu takip eder

Sinek küçüktür ama mide bulandırır
Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz bir şey insan üzerinde iyi bir etki bırakmaz

Sinek pekmezciyi tanır
Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir

Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir
Bir işteki güçlüğü, çekilen sıkıntıyı, o işin içinde olanlar, o işi başarmaya çalışanlar bilir; işin sadece sonucundan yararlananlar ise bundan habersizdirler

Sona kalan dona kalır
Bir işin yapılmasında geç kalan, zamanını kullanamayan kimse istediği şeyi elde edemez

Son pişmanlık fayda vermez
İş işten geçtikten sonra pişman olmanın bir yararı yoktur Önemli olan bir zarara uğramadan önce, yapılacak işe iyi düşünerek, tedbir alarak girmek ve kötü bir sonla karşılaşmamaya çalışmaktır

Sonradan gelen devlet, devlet değildir
Kişi yaşlandıktan sonra gelen zenginlik işe yaramaz Çünkü zengin, varlıklı olmanın tadı ancak gençlikte çıkarılır

Soran yanılmamış
İnsanoğlu her şeyi bilemez Pek çok bilgiye sahip olan kimsenin bile bilmediği pek çok şey vardır Bu sebeple bir işe girişmeden önce, yanılgıya düşmemek ve yanlışa sapmamak için o iş konusunda birilerine soru sormak, onlardan bilgi almak son derece gereklidir

Sora sora Bağdat bulunur
İnsan sora sora bilmediği işleri ve çok uzak yerleri bile öğrenip bulabilir

Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir
Bir kişinin kim olduğunu, soyunu sopunu öğrenmenin bir gereği yoktur Onu tanımak, karakteri hakkında bilgi edinmek istiyorsan konuşmasına, fikirlerine, inançlarına, hâl ve hareketlerine bak; bu sana yeterli ipuçlarını verir

Söyleyenden dinleyen arif gerek
1 Çok söz söylemek yerine çok dinlemek daha iyidir Çünkü öğrenmenin en önemli yollarından biri de dinlemektir Ayrıca çok konuşanın çok hata yaptığı da ortadadır 2Kimi konuşmacılar üstü kapalı, sanatlı ve derin anlamlı konuşurlar Bu durumda söylenenlerin anlaşılması, dinleyenin bilgi ve anlayış yeteneğine bağlı kalır Dinleyen, ne denmek istendiğini çaba göstererek anlamalıdır

Söz ağızdan çıkar
Faziletli, dürüst, ahlâklı ve mert kişi ağzından çıkan sözü bilir; ona bağlı kalır, verdiği sözden dönmez ve onun gereğini yerine getirir
Söz gümüşse, sükût altındır
Konuşmak her ne kadar iyiyse de, susmak bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir Öyle ki, hiç ummadığı zamanda bile kişinin sarf ettiği sözler başına iş açabilir; onu zor duruma sokabilir

Sözünü bil, pişir; ağzında der, devşir
Söyleyeceği sözün ne anlam taşıdığını, ne gibi sonuçlara yol açacağını düşünmeli; derleyip toparlamalı, ondan sonra söylemelidir insan Eğer söz ağza geldiği gibi, bir tartıdan geçirilmeden söylenirse insanın başına umulmadık dertler açabilir

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir
sözün insan üzerindeki etkisi tartışılmaz İyi, güzel, akıllıca ve yerinde söylenmiş sözler çoklukla insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakır; inandırıcı, kabullendirici, yumuşatıcı bir rol oynayarak rayından çıkmak üzere olan işleri bir düzene sokar Bunun yanında, kimi kırıcı, kaba, sert, düşünülmeden söylenmiş, ölçüsüz sözler de kimi tepkilere yol açar; anlaşmazlıklara, kavgalara sebep olur; işler çıkmaza girer, giderek büyür ve kimilerinin ölümüne bile sebep olur

Su akarken testiyi doldurmalı
İnsan eline geçen fırsatları değerlendirmeli, karşısına çıkan imkânlardan yararlanmasını bilmeli, mümkün olduğunca mal-mülk edinmeli, geleceğini güvence altına almalıdır Çünkü her zaman uygun bir fırsat yakalaması mümkün olmayacaktır

Su bulanmayınca durulmaz
Kimi iş, konu, olay ya da durumlar pek çok tartışma, çekişme ve mücadeleden sonra aydınlığa kavuşur Hemen herkes niyetini açığa vurur, fikrini söyler, söylenmedik bir şey kalmaz, sonunda mesele çözülür ve iş yoluna girer

Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur
Bir zorunluk dolayısıyla yapılmakta olan bir işin, bu zorunluk ortadan kalkınca gereği gibi yapılmak için yeni baştan ele alınması gerekir Bir başka deyişle, işimizde kullanacağımız asıl şey elimize geçince, daha önce onun yerine koyduğumuz benzerinin bir hükmü ya da değeri kalmaz

Su küçüğün, söz (sofra) büyüğün
Öncelikle büyükler sayılmalı, küçükler de korunmalıdır Geleneklerimiz ve dinimiz, korunmada önceliği çocuğa vermiştir; çünkü çocuk daha güçsüz ve dayanıksızdır Saygıda ise önceliği büyüklere vermiştir, çünkü çocuğun bütün ihtiyaçlarını karşılayan odur

Su testisi su yolunda kırılır
Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de

Su uyur, düşman uyumaz
Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür Buna asla kanmamak gerekir Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir Düşman ise bundan daha tehlikelidir Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar

Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork
Bk "Adamın yere bakanından"

Sükût ikrardan gelir
Susmak kabul etmek demektir Bir kişi, kendisine yapılan suçlamalara karşı itiraz etmiyor, kendisine yapılan tekliflere ses çıkarmıyorsa, bu "evet, kabul ettim" demek anlamına gelir
Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer)
Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer
Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Şahin, sinek avlamaz
Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük, önemsiz, değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler

Şakanın sonu kakadır
El veya dil ile yapılan şakadan, eninde sonunda hoş olmayan bir durum veya kavga çıkar
Şap ile şeker bir değil
Dış görünüşleri bakımından kimi nesne ve varlıklar birbirlerinin aynı görünürler Oysa özde ve nitelikte birbirlerinden çok farklıdırlar

Şeriatın kestiği parmak acımaz
Şeriat, Kur`an`daki ayetlerden, Hz Peygamber`in sözlerinden çıkarılan dinî temellere dayanan Müslümanlık kanunları, yani İslâm hukukudur Bu kanunların karşısında herkes eşittir, ayrımcılık yapılmaz Buradan yola çıkılarak ata sözü şu anlamda gelişmiştir: Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanılır; bu durumu, zarar gören kişi de saygıyla karşılar
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır
Kimi insanlar vardır ki, tıpkı şeytan gibidirler Kurnaz, düzenbaz, alçak ve kötü niyetlidirler Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler, kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar Bütün bunları yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler

Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar
Kötü, alçak, düzenbaz, kurnaz biri ile ortak bir işe girenin başına türlü felâketler gelir; oynadıkları oyundan en çok zarar eden o olur

Şimşek çakmadan gök gürlemez
Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı belirtileri görülür

Şöhret afettir
Herkesçe bilinme, tanınma ve bir üne kavuşma insanın lehineymiş gibi görünüyorsa da aslında daha çok aleyhinedir Şöyle ki: Kişi belki şöhreti sayesinde kimi maddî imkânlara kavuşabilir ama kaybettikleri daha fazladır Çok ünlenmek insanı kibirli yapar, insana ne olduğunu unutturur, yavaş yavaş gerçek dostlarını kaybeder Herkesin dikkati üzerinde olduğu için doğal ve özgür bir şekilde yaşayamaz, aşırı ilgiler onu sürekli rahatsız eder, dolaylı olarak kimi istekler ve baskılarla karşılaşır, bütün bunlar onu sıkıntıya ve bunalıma sürükler, huzuru kalmaz, sunî bir hayatın esiri olur

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır
Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir

Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
Ekilen tarla yeterince sulanırsa daha fazla ürün verir Eğer tarla suya yakınsa hem kolay, hem de çok sulanma imkânı doğar Bu durum da tarlayı değerli kılar Bu tarla bir de eve yakınsa daha da kıymetli olur Çünkü bir yandan tarlaya olan ulaşım, bir yandan tarlanın bakımı, bir yandan da tarlanın korunması kolaylaşmış olur

Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz
Emeksiz, çabasız verim düşünülemez Tarlasını gerektiği gibi sürmeyen, işleyip çapalamayan, gübresini zamanında vermeyen, sulayıp yabancı otlardan temizlemeyen kişinin tarladan ürün beklemeye hakkı yoktur

Tarlaya saban, sürüye çoban
Bir tarla iyi sürülür ve işlenirse istenen ürünü verir Sabanın girmediği tarla kısa bir süre sonra yozlaşıp çoraklaşır, ekilemez olur Bunun gibi bir sürüden de verim bekleniyorsa, onu iyi bir çobana teslim etmelidir Çünkü iyi bir çoban, sürünün nerede besleneceğini, bakımının nasıl yapılacağını bilir

Taşa çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur
Bk "Ağaca çıkan keçinin, dala bakan"
Taş düştüğü yerde ağırdır (Taş yerinde ağırdır)
Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine bir çevre edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir Yabancısı olduğu bir yerde yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez

Taşıma (dökme) su ile değirmen dönmez
Bir işin yapılmasında güç, emek ve sermaye çok önemlidir İşi yapacak olan bunlardan yoksunsa, başkalarının küçük katkılarıyla, derme çatma yardımlarıyla sürekli ve büyük bir işi yürütemez

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, okşayıcı, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz insanın hoşuna gider; bu söz en azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir

Tatlı ye, tatlı söyle (konuş)
Kırıcı, üzücü, incitici konuşmalardan sakın; güzel, hoşa giden bir dil kullan; yerinde ve inandırıcı konuş ki karşındaki memnun olsun; sen de sevil ve sayıl

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış
İstediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz

Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur
Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akıllı kişi altından kalkamayacağı, beceremeyeceği işlerin idaresinden uzak durmaya çalışır O bilir ki, bunun aksine bir hareket hem kendini, hem de başkalarını zarara uğratır

Tebdil-i mekânda ferahlık vardır
Bulunduğu yeri veya çevreyi kimi zaman değiştirmek, daha değişik yerleri görüp gezmek insanın sıkıntısını giderir; ona rahatlık, ferahlık verir

Tek kanatla kuş uçmaz
Kimi işler vardır ki, yardımcısız, araç-gereçsiz yapılamaz İşin iyi ve olumlu sonuç vermesi için bunlar mutlaka gereklidir

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer
Bir işin başarılmasında türlü sıkıntılara katlanıp sabretme, azim ve gayret gösterme, uzun süre çalışıp emek verme son derece önemlidir Bütün bunları yerine getiren kişi, eninde sonunda bu davranışının yararını görür; bir mükâfata mutlaka kavuşur

Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin
İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen; çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimse, kendisinden bir konuda yardım istendiğinde, yardım edeceği yerde çözüm yolları gösterir ve işten kaçmaya çalışır

Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var
Hemen her şeyin, her işin bir ölçüsü ve zamanı vardır Eğer bunlara dikkat edilmezse işler yolunda gitmez, karışıklık baş gösterir, hayat alt-üst olur, düzen gerektiği gibi kurulamaz

Tereciye tere satılmaz
Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez Böyle bir şeye kalkışan ya da çalışan kendisini gülünç duruma sokar

Terzi kendi söküğünü dikemez
İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine gelince çoğu kez savsaklarlar, ya da yapmaya zaman ve fırsat bulamazlar

Testiyi kıran da bir, suyu getiren de
İyilik ödülsüz, kötülük de cezasız kalır; yahut her ikisi eşit tutulur da aralarında bir fark gözetilmezse adaletsiz davranılmış olur Bu durum da düzeni bozar, yönetimin iflâsına neden olur

Teşbihte (temsilde) hata olmaz
Kimi zaman yapılan benzetmeler çirkin ve kaba da olsalar söze güç katmak için yapılırlar Dolayısıyla bunların söz arasında kullanılmasından kimse alınmamalıdır
Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
Tedbirini aldıktan sonra fazla titizlikten uzak duran, her şeyi artık Yüce Allah`a bırakıp boyun eğen kimsenin malına, işine zarar gelmez

Tırnağın varsa başını kaşı
Kendi bilgi, beceri ve imkânın varsa, bunlara da güveniyorsan bir işe giriş; yoksa vaz geç Bil ki, kimseden kimseye hayır yoktur; başkalarından kolay kolay yardım da gelmez, gelse de pek bir işe yaramaz

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
Meslek veya alışkanlık gereği olan bir sonuçtan kaçınılmaz Daha önce kopup ayrılmış olsa da, kişi bağlı olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu ya da bu sebepten ötürü döner

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider
1 İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker 2 Kurnaz ve düzenbaz kimse, sahasında ne kadar hünerli olduğunu gösterinceye kadar, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer

Tilkiye, "Tavuk kebabı yer misin?" diye sormuşlar; "Adamı güldürmeyin" diye cevap vermiş
Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, elde etmek için yanıp tutuştuğu bir şeyi, "İster misin? Arzu eder misin?" diye sormak son derece yersiz, hatta abes ve gülünçtür

Tok, acın hâlinden bilmez (Var ne bilsin yok hâlinden)
Para, mal gibi şeyleri elde etmiş; açlığını gidermiş ve bunlara doymuş olanlar, yoksulların çektikleri sıkıntıyı, içine düştükleri geçim darlığını anlamazlar Toprağı işleyen, ekmeği dişler
Emeksiz yemek olmaz Çalışmayan, bir uğraş vermeyen, alın teri dökmeyen kişi verim elde edemez

Tuz, ekmek hakkını bilmeyen kör olur
Birinin ekmek yedirip iyilik ettiği kimse, bütün bunlara karşılık üzerinde hakkı bulunan insana karşı nankörlük edip hıyanet içinde olursa başına türlü felâketler gelir

Türk karır, kılıcı karımaz
Türk insanı ihtiyarlar ama mücadele gücünden, direnme azminden bir şey kaybetmez
Türkün aklı sonradan gelir
Yaratılışı gereği saf, samimî, dürüst ve merttir Türk insanı Art düşüncelerden uzak kaldığı gibi, içten pazarlıklı da değildir Bunun için olsa gerek, giriştiği bir işte pek hesap-kitap yapmaz; çıkarını hemen öyle aklına getirmez Öte yandan bir olay karşısında ne yapmak gerektiğini de hemen düşünemez Dolayısıyla kendisi için hazırlanan kimi tuzaklara düşmekten kurtulamaz Bir süre sonra aklı başına gelir, işin iç yüzünü anlar, doğru yolu bulur ama iş işten de geçmiş olur

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Ucuz alan pahalı alır (pahalı alan aldanmaz)
Ucuz alınan mal genellikle kötü, dayanıksız ve çürük maldır Kolay yıpranır, eskir ve çabuk atılır İster istemez yerine yenisinin alınması zorunlu olur, tekrar masrafa girilir Dolayısıyla pahalıya alınmış gibi olur

Ucuz etin yahnisi yenmez (tatsız olur)
Ucuza alınan, maledilen şeylerde nitelik bulunmaz; ya çürük, ya kötü, ya da hilelidir Bu sebeple, bu tür mallardan istenildiği gibi fayda sağlanamaz
Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti
Bir malın fiyatı niteliğine göredir Bu sebeple ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkmamalıdır Çünkü ucuz olan çürük, kötü ve dayanıksız olur çoklukla; pahalı olan da kaliteli, değerli ve sağlamdır

Ulular köprü olsa basıp geçme
Erdemli, büyük ve yaşlı kimselere karşı daima saygılı ol, hürmette kusur etme, onları incitecek davranışlardan kaçın Çünkü onlar gerek yaşları, gerek tecrübeleri, gerekse erdemleri bakımından buna lâyıktırlar
Ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır
Büyüklerin, erdemli kişilerin uzun tecrübelere dayanan sözlerine ve uyarılarına kulak asmayan kimse, türlü çıkmazlarla karşılaşır ve sonunda sızlanıp durur

Ummadığın taş baş yarar
Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar; umulmadık işler görürler

Umut, fakirin ekmeğidir
Sıkıntı içinde bulunan, yokluk çeken yoksul kişi, içinde bulunduğu durumdan bir gün kurtulacağını, bolluğa ve rahata kavuşacağını umar ve bu umuşdan doğan güven duygusuyla yaşamaya çalışır

Ustanın çekici bin altın
Usta kişi, bir zanaatı uzun denemeler sonucu gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimsedir İşinin hemen tüm inceliklerini kavramıştır Bu bakımdan pek çok kimsenin uğraşıp da yapamadığı işi kolayca yapıverir o Dolayısıyla onun çok küçük gibi görülen emeği bile oldukça kıymetlidir

Uşağı işe koş, sen de ardına düş
Bk "Çocuğa iş buyur," Utanma pazar, dostluğu bozar
Yakın tanıdıklar arasında yapılan alış verişte, taraflar birbirlerinden utanıp sıkılırlar ve gerçek niyetlerini ayıp olur düşüncesiyle söyleyip ortaya koyamazlar Ancak bu durum çok geçmeden anlaşmazlıklara, tartışmalara sebep olur; dostluğu zedeleyip bozar

Uyuyan yılanın kuyruğuna basma (basılmaz)

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Üçlenmemiş eken, olmamış biçer
Her işin belirli bir yapılma biçimi ve ortamı vardır Gerekli şartları yerine getirilmeden yapılan işlerden verimli sonuç alınamaz

Ürümesini (ürmesini) bilmeyen köpek (it), sürüye kurt getirir
1 Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken çoklukla hem kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar 2 Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler hem kendilerinin, hem de başkalarının başına dert açarlar
Ürüyen köpek ısırmaz (kapmaz)
Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmez Kötülük yapacak kişi, bu niyetini gizli tutar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez
Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış
Çok üşenen, tembel tembel oturan, gevşek davranan, içinde bir çalışma isteği duymayan kimse bir şey elde edemez Bir şey elde etmek isteyen, onu elde edecek yola baş vurmalıdır sözgelimi oğul-kız isteyen önce evlenmek zorundadır

Üzüm üzüme baka baka kararır
Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar Bk "Körle yatan

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları





Vakit nakittir
Bir işin yapılmasında sermaye ve emek ne kadar değerliyse, zaman da o kadar değerlidir Çünkü her iş, bir zaman dilimi içinde gerçekleşir Bir işte kullanılmadan geçirilen zaman bir kayıptır ve bu zamanı bir daha elde etmek mümkün değildir Dolayısıyla zamanın kaybı iş kaybına, iş kaybı da para kaybına yol açar Bu bakımdan zamanın en küçük parçasını bile boşa geçirmemeli, iyi değerlendirmelidir

Vakitsiz öten horozun başını keserler
Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler

Var evi, kerem evi; yok evi, verem evi
Bir kişinin bağışta bulunabilmesi, iyilik yapabilmesi için varlıklı, zengin ve mal mülk sahibi olması gereklidir Bu varlığa kavuşmuş ailenin evinde ikram ziyadesiyle yapılır, konuklar kusursuzca ağırlanır, ihtiyaç sahiplerine gereken yardım eli uzatılır Buna karşılık yoksulun evinde dert, sıkıntı ve yokluktan başka bir şeye rastlanmaz

Varını veren utanmamış
Kendisinden bir şey isteyene elinde ne varsa onu verebilir kişi Verdiği şey az diye bundan utanmamalıdır; tam aksine bu davranışı soyluca bir davranıştır Çünkü iyiliğin çoğu kadar azı da değerlidir O hâlde küçük ve önemsiz de olsa, kişi verebileceği kadarını vermelidir

Var ne bilsin yok hâlinden
Bk "Tok, acın hâlinden"

Varsa (var mı) pulun, herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun, dardır yolun (Paran varsa, cümle âlem kulun; paran yoksa, tımarhane yolun)
Varlık, zenginlik, mal-mülk herkesi kendine çeker Bunları kim elinde tutuyorsa, insanlar onun etrafında pervane olur, herkes ona yaklaşır, hizmet eder, saygı gösterir, emrine koşar Yoksul kişide ise ne para pul, ne de mal-mülk vardır Bu sebeple onların yüzüne kimse bakmaz; ömürlerini sıkıntı, darlık ve yokluk içinde geçirirler Hatta kimi zaman çektikleri bu sıkıntılar yüzünden bunalıp deli bile olabilirler

Var varlatır, yok söyletir
Para parayı çeker; varlıklı kişiler, paralarını kullanarak daha çok kazanır, varlıklarına varlık katarlar Bu varlıkları, onlara ayrıca yüksekten atma ve övünme gücü de verir Yoksul kişinin elinden ise sadece sızlanmak, yakınmak ve dert yanmak gelir
Veren eli herkes öper
Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar

Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir
Sizden ödünç veya borç istendiğinde (eşya, para) verdiğiniz şey size zamanında ödenmezse, ya da yıpratılarak geri iade edilirse canınız oldukça sıkılır Verdiğinize pişman olursunuz Vermemiş olsaydınız bu sefer karşı taraf size kırılmış olacaktı Görüldüğü gibi her iki durumda da kırgınlık olacak ve dostluk bozulacaktır O hâlde vermeyip dostluğu bozmak daha iyidir Çünkü bu durumda hiç olmazsa malınız ya da paranız sizde kalacaktır

Verirsen doyur, vurursan duyur
Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir Ansızın, habersiz saldırmak er kişiye yakışmaz
Verirsen veresiye, batarsın karasuya
Parasını daha sonra olmak şartıyla kimseye mal verme Yoksa zararlı çıkarsın, hatta batabilirsin de Çünkü veresiye alıp da borçlarını ödemeyenler çok görülmüş, müşterilerin de bu tutumu yüzünden kimi esnaflar ya batmış, ya da batma tehlikesi atlatmışlardır

Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud
Her şey Yüce Allah`ın takdiri iledir Kimine zenginlik, kimine darlık, kimine de ilim verir Eğer Yüce Allah, bir kimseye geniş bir imkân, belirli bir yetenek ve zenginlik nasip etmemişse, kulun yapacağı hiçbir şey yoktur Ne kadar çırpınırsa çırpınsın boşunadır, eline nasibinden fazlası geçmez

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Yabancı koyun kenara yatar
Bir yere, çevreye ya da bir topluma yeni gelen kimse, insanlarla hemen ilişki kurup kaynaşamaz; onların arasına giremez, uzakta durur Çünkü yabancılık çeker Oradaki insanlar da huyunu suyunu bilmedikleri bir adamı hemen aralarına almazlar zaten

Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yer
Bir işten iyi sonuç alınmak isteniyorsa, o iş için lâzım olan şeyler eksiksiz kullanılmalı, gerekli fedakârlık gösterilmelidir Yoksa kişi istediği verimi alamayacak, olumsuz ve kusurlu sonuca evet demek zorunda kalacaktır

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi?
Her mevsim özelliğini açıkça ortaya kor Yaz sıcağından, kış yağmur ve soğuğundan bellidir Bunun gibi kişilerin de kendilerine has özellikleri ve nitelikleri vardır ki, toplumda bu yanları ile tanınırlar O hâlde kişi bu özelliğini saklayıp başkalarını yanıltmamalıdır Ne demişler: "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" Kişiye ancak bu yakışır

Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir)
Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen
Yalan, aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür Eğer kişi, öyle her duyduğunu doğru kabul edip aslını araştırmadan başkasına aktarırsa birilerini yanıltır; kendisi de yalancı konumuna düşer

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış
Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip masrafa girerler

Yalnız öküz, çifte (boyunduruğa) koşulmaz
Her işin uygun bir yapılma biçimi vardır Dolayısıyla iki kişinin ancak yapacağı bir işi, tek kişi ile yapmaya kalkışmak doğru bir hareket değildir

Yalnız taş duvar olmaz
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır

Yanlış hesap Bağdat`tan döner
Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir

Yapı taşı, yapıdan kalmaz
Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz Mutlaka kendisine bir iş bulunur

Yarası olan gocunur
Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer

Yarım elma, gönül (hatır) alma
Sunulan armağan küçük de olsa, gönül almaya yeter Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır

Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
Her işin bir ehli, ustası ya da uzmanı vardır Bir iş, ehline değil de, yarım yamalak bir bilgiye sahip olan kişiye teslim edilirse, o işten iyi sonuç alınamaz Hatta işin tamamen bozulduğu, kötü bir sonuç verdiği bile olur Tecrübesi olmayan, acemi, kusurlu, eksik bir doktorun uyguladığı tedavi insanı ölüme götürebilir Bunun gibi dinin ilkelerini iyi bilmeyen hoca da, insanları yanlış bilgilerle donatıp, onları, dine ters düşen yollara itebilir

Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir
Bk "Bugünkü tavuk"

Yaş kesen, baş keser
Ormanı meydana getiren ağaçlar bir memleketin can damarıdır Yeşil tabiat, berrak su, temiz hava, yağmur, cıvıl cıvıl kuşlar, ağaçla birlikte vardır Ağaçsız kalan yer kısa zamanda çöle döner, hayat orada son bulur Öte yandan, ağaç memleket ekonomisine de sayısız katkılarda bulunur Hem ekolojik denge, hem de iktisadi hayat açısından ağacı koruma görevi bir zorunluluktur Bu bakımdan bir ağacı boş yere kesen, insan hayatına kıymış gibi suç işlemiş olur
Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir

Yatanın, yürüyene borcu var
İhtiyaçlarını gidermek, yaşamak isteyen kişi paraya ihtiyaç duyar Para da ancak çalışmakla elde edilir Tembel tembel oturan, çalışmayan, zamanını boşa geçiren kimse para kazanamaz Para olmayınca da ihtiyaçlarını sağa sola borçlanarak karşılama yoluna gider Doğal olarak borçlandığı kimseler de çalışan, boş durmayan, zamanını değerlendiren kimselerdir

Yatan kurttan, yeler tilki yeğdir
Bk "Yatan aslandan"

Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi pek (yavuz) olur
Mizaç itibariyle ılımlı, uysal, kaba ve hırçın olmayan, kolay yola gelen insanlar genellikle çok sabırlı olurlar Bunlar öyle olur olmaz şeye hemen öfkelenmezler, kızmazlar Ancak kimi zaman öyle öfkelenip patlarlar ki yanlarında durulmaz Kendilerinden hiç beklenilmeyen bu tepkinin tek sebebi, sabırlarının artık taşmış olmasıdır Bu bakımdan bu gibi kimselerin yumuşak huylarına aldanıp da gereksiz yere üzerlerine gidilmemelidir
Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır
Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler

Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır
Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı
Anne-baba pek çok emek sarf edip zahmete katlanarak çocuklarını yetiştirip büyütürler Ne var ki, büyüyen bu çocuklar kendilerini bu yaşa getiren anne-babalarını çoğu kez beğenmezler

Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
1 Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez 2 Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş
1 Yazın çalışma, kazanma günleridir Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar 2 Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur

Yazın gölge kovan, kışın karın ovar
Bk "Yazın gölge hoş"

Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır
Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, züppe-hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da

Yel, kayadan ne koparır (aparır)
Güçsüz, güçlüye etki edemez Sağlam karakterli, kişilik sahibi, onurlu, ciddî kimselere öyle önemsiz etkiler hiçbir şey yapamaz Sağlam bir temele oturmuş işleri de kimi olaylar kolay kolay etkileyip bozamaz

Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler)
Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler

Yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz)
Ağırbaşlı, nazik, alçakgönüllü, ilişkilerinde ılımlı kimselere kimse hor gözle bakmaz; onları hırpalamaz, ezmeye çalışmaz Bunun yanında felâkete uğramış, yenik düşmüş, muhtaç kimselere de merhametli davranılır

Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir
Kişi neyle uğraşacağını, ne iş yapacağını, hangisinin kendisine uygun geleceğini bilmeli ve ona göre bir seçim yapıp çalışmaya başlamalıdır Aksi takdirde bir işte tutunamayarak, sık sık yer değiştirecek, bundan ötürü de çok zarar görecektir

Yerin kulağı var
Ne kadar saklı tutulursa tutulsun, gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca mutlaka duyulur Bu bakımdan elden geldiğince tedbirli olmalı, olur olmaz yerde konuşmamalıdır

Yılana yumuşak diye el sunma
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan

Yılanın başı küçükken ezilmeli
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır

Yıl uğursuzundur
Kimi dönemlerde arsız, yüzsüz, ahlâksız, adaletsiz kimseler el üstünde tutulur Böyle bir zamanda dürüst, namuslu, erdemli kimseler zalimlerin baskısı altında kalırlar

Yırtıcı (alıcı) kuşun ömrü az olur
Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler

Yiğidin malı meydandadır
Yiğit, mert insanlar aynı zamanda cömert olurlar Mallarını herkesin yararlanması için ortaya koyarlar

Yiğidin sözü, demirin kertiği
Yiğit, mert kimseler sözlerinin eridirler Onlar verdikleri sözden geri dönmezler, sözlerini inkâr da etmezler Bu tıpkı bir demir üzerine açılmış çentik gibi meydandadır, kolay kolay yok olmaz

Yiğit arkasından vurulmaz
1 Mert olan alçakça yollara baş vurmaz Düşmanıyla yüz yüze dövüşür, onu arkasından vurmaya çalışmaz 2 Yiğit bir kimsenin yokluğundan haydanılarak arkasından konuşulmaz, dedikodusu yapılmaz, kötülenmez ve iftira atılmaz

Yiğit meydanda belli olur
Atıp tutma, "ben şöyle yaparım, böyle ederim" demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur

Yiğit yarasına yiğit katlanır
Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir

Yiğit yiğide at bağışlar
Yiğit, mert olmasının yanında gözü tok ve cömerttir de Kendisi gibi gözü pek olana her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz En kıymetli varlığını bile kolayca bağışlar

Yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz
Bk "Kimse ayranım"

Yoksul âlâ ata binse, selâm almaz
Edinip görmemiş, sonradan bir makama ya da varlığa kavuşmuş olan kimse, etrafa hava atmaya, herkese yukarıdan bakmaya başlar; kimseyi beğenmez olur Hatta selâmı bile insanlardan esirger
Yol bilen kervana katılmaz
Bir işte bilgisi olan, onun nasıl yapılacağını bilen, işinin ehli kimse, çoğunlukla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaz; işini kendisi görmeye çalışır

Yolcu yolunda gerek
1 Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır 2 Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır

Yoldan (yol ile) giden yorulmaz
Bir işin yapılmasında tutulacak yol, yöntem ortaya çıkacak sonuç açısından oldukça önemlidir Yapacağı iş için en uygun usulü seçen kimse, işini kolayca yapar, başarılı olur, başına gelecek türlü hâllerden de korunur

Yoldan kal, yoldaştan kalma
Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir
Yol sormakla bulunur
Bir işe kalkışan ama nasıl yapılacağını bilmeyen kişi, takip etmesi gereken yolu bilenlere sorarak öğrenip bulur

Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir
Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz

Yularsız ata binilmez
Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala, bir disipline bağlı olmayan iş, kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez Dolayısıyla kargaşanın, başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir

Yumurtasına hor bakan civcivini cılk eder
1 Kişi elinde olan işe gereken önemi vermezse, o işten olumlu bir sonuç alamaz 2 Elinin altındakilerine önem vermeyen, onları iyi eğitmeyen onlardan ne olumlu davranışlar, ne de iyi işler bekleyemez

Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir
Kuşkusuz ki insan yaşadığı yerin verimli olmasını ister Daha da önemlisi o yaşadığı yerde huzur ve mutluluk ister Kişinin başını felâketlerden kurtaramadığı, rahat ve özgür yaşayamadığı yurt ne kadar verimli olursa olsun, kişi için bir anlam ifade etmez

Yuvarlanan taş yosun tutmaz
Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez

Yuvayı yapan dişi kuştur
Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur Bu bakımdan tertipli, geçinmesini bilen, çekip çeviren, en önemlisi tutumlu olan kadın ailesini huzurlu kılar; evin içine mutluluk getirir

Yürük ata kamçı değmez
Üzerine aldığı işi veya görevi aksatmadan, gerektiği gibi zamanında, en iyi şekilde yapan kişiye kimse bir şey diyemez

Yürük at yemini kendi artırır
Bir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler

Yüzü güzel olanın huyu da güzeldir
Çoğunlukla kabul edilir ki, yüzü güzel olanın içi de güzeldir Bu bakımdan insanın yüzü, içinin aynası olarak görülür Eğer bir insanın yüzü hiç gülmez, asık suratlı olmaya devam ederse, o insanın katı yürekli, hoşgörüsüz, içinin de kötülükle dolu olduğuna hükmedilir Eğer kişi güler yüzlüyse bu takdirde hoşgörülü, samimî, iyi yürekli, içten, duygulu, yumuşak huylu ve temiz olduğuna karar verilir O hâlde denebilir ki, yüzü güzel görünen kişinin huyu da güzeldir

Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur
Bk "Çok söyleme arsız olur"

Yüz, yüzden utanır
Bir aracı vasıtasıyla değil de, insanlar karşı karşıya gelince daha kolay uzlaşırlar Çünkü böyle bir durumda herkes niyetini açıkça ortaya koyacak, isteyeceğini doğrudan isteyecek ve bir şeyini gizleyemeyecektir

Alıntı Yaparak Cevapla

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları

Eski 08-16-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Ata Sözleri Ve Anlamları



Zahirenin ambarı sabanın ucundadır
Hangi iş olursa olsun, olumlu sonuç açısından mutlaka yeterli bir emeği, özenli bir çalışmayı gerekli kılar sözgelimi bir çiftçinin bol ürün alabilmesi için toprağını en iyi şekilde sürmesi, işlemesi ve çok çalışması gerekir

Zahmetsiz rahmet olmaz
Sıkıntı çekmeden, güçlüklere göğsü germeden, yorulup emek vermeden, uğraşıp didişmeden, kimi masraflara da girmeden olumlu, güzel, hoş bir sonuç elde etmek mümkün değildir Unutmayalım ki, Yüce Allah, çalışanları sever; onlara rahmet eder

Zararın neresinden dönülse kârdır
Zarar, bir şeyin ya da bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya kötü sonuçtur Eğer zarar-ziyan devam ediyor ve önü alınamıyorsa, yapılan işi hemen kesmekle daha fazla zarardan kurtulmuş, zarardan kurtulmakla da kâr etmiş olursunuz

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır
Zengin, varlıklı kişi para ve mal gücüyle pek çok güçlüğü yenip aşar Yoksul ise, parasızlık ve imkânsızlık yüzünden en kolay işleri bile başaramaz; en ufak engel karşısında bile şaşırıp kalır
Zenginin malı, züğürdün çenesi yorar
Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin zenginliğinden, malından ve parasından, kazancından, hatta yiyip içmesinden, gezip tozmasından söz ederler Oysa böylesi bir konuşma son derece gereksiz ve yersizdir; ayrıca ellerine bir şey geçmediği gibi dedikoduya da bulaşmış ve yanlış bir iş yapmış olurlar
Zırva tevil götürmez
Saçma sapan, boş, anlamsız olan bir düşünceyi açıklamaya, yorumlamaya, savunmaya ve haklı göstermeye kalkışmak son derece yanlıştır

Zora dağlar dayanmaz
Gücü, kuvveti elinde bulunduran ve zor kullanan kimseler pek çok kimseye boyun eğdirirler; öyle ki büyük güçleri bile yener, istediklerini yaptırırlar

Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar
Zorbaların, zalimlerin bulundukları yerde baskı, zulüm ve haksızlık hüküm sürer Dolayısıyla böyle bir yerde Yüce Allah`ın buyrukları çiğnenmiş, ortadan kaldırılmış demektir

Zorla güzellik olmaz
İnsanların yapıları bir değildir Bu bakımdan beğenme, hoşlanma duyguları da farklı farklıdır Dolayısıyla bir kişiye beğenmediği bir şeyi zorla beğendirmeye çalışmak yanlış bir yola girmek demektir

Zor oyunu bozar
1 Zor kullanılarak işlemekte olan bir düzen bozulup durdurulabilir ya da istenen yöne çevrilebilir 2 Bir oyun veya hile, güç kullanılarak kestirme yoldan boşa çıkarılabilir, işlemez kılınabilir

Zurnada peşrev olmaz (ne çıkarsa bahtına)
Rast gele yapılan plânsız, programsız işlerde yöntem, kural aranmaz; işin sonucu da kestirilemez

Züğürtlük zâdeliği bozar
Zengin, varlıklı ve soylu kimseler yoksullaşıp parasız pulsuz kalınca zamanla soyluluklarını da yitirirler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.