Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
08-17-2012 | #31 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkülerimiz Ve HikayeleriYEMEN AĞIDI Havada bulut yok, bu ne dumandır Mahlede ölü yok, bu ne figandır Ana ben ölmedim, bu ne şivandır Aho yemendir, gülü çemendir Giden gelmiyor, acep nedendir BURASI HUŞTUR YOLU YOKUŞTUR GİDEN GELMİYOR ACEP NEDENDİR Kışlanın ardında redif sesi var, Bakın çantasına acep nesi var, Bir çift kundurası bir al fesi var Kışlanın önünde üç ağaç incir, Kolumda kelepçe boynumda zincir, Zincirin yerleri ne yaman sancır Kışlanın önünde sıra söğütler, Zabitler oturmuş asker öğütler, Yemene gidecek bu koç yiğitler Kışlanın ardını duman bağladı, Analar babalar kara bağladı Yemene gidene herkes ağladı Kışlanın ardında yüzüyor kazlar, Ayağım ağrıyor yüreğim sızlar, Yemene gidene ağlıyor kızlar Aho yemendir, gülü çemendir Giden gelmiyor, acep nedendir Kışlanın ardında bir kırık testi, Askerin üstüne sam yeli esti, Gelinlik tazeler umudu kesti Aho yemendir, gülü çemendir Giden gelmiyor, acep nedendir Hikayesi: Osmanlı Yemen topraklarını ülkesine kattıktan sonra buradaki hükümranlığını sürdürmek için çok şehit vermiştir Yemen merkezden uzak olsa da kutsal toprakları elde tutma uğruna bir çok şehit verilmiştir Müslüman toprağı olmasına karşın, Yemen İngilizlerle işbirliğine giderek Osmanlıya karşı savaş açmıştır Beş cephe de birden çarpışan Osmanlı kuvvetleri Anadolu’dan asker sevki yapmaktadır Çarpışmalar o kadar, şiddetli olmaktadır ki aileler Yemen’e cepheye giden evlatlarının artık geri dönmeyeceğini bilmektedirler Bir çok aile cepheye gönderdikleri çocuklarından bir daha haber alamamışlardır Hatta bazı askerler yıllar sonra savaş bitse de bu topraklardan geriye dönememişler, sağ kalabilenler orada yaşamlarını devam ettirmişlerdir Bu acıyla Yemen Türküsü o devirlerde halkın dilinden düşmemiş etkilerini ve izlerini günümüze kadar bu türküyle taşımıştır |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
08-17-2012 | #32 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkülerimiz Ve HikayeleriKirmizi Gül Demet Demet kirmizi gül demet demet sevda degil bir alamet gitti gelmez o muhannet sol Revan'da balam kaldi kirmizi gül her dem olsa yaralara merhem olsa ol tabipten derman gelse sol Revan'da balam kaldi kirmizi gülün hazani agaclar döker gazeli kara yagizin güzeli sol Revan'da balam kaldi (Revan Erivan'in kisaltilmis seklidirErivan Ermenistan'da bir sehirdir) hikayesi Ali diye bi oglan varmis zamaninda savas patlak vermeden gönül vermis bir güzele, evlenmis ve evliliginin daha kirki cikmadan askere cagrilivermis Ali sevdigini anasiyla bir basina birakmis ve askere gitmis askere gitmesinden epey bi süre gectikten sonra savasin bittigi haber gelmis köye Ali'nin anasi ile sevdigi mutluluk sarhosu olmuslar Ali'nin köye dönecegi tarih belli olmus ve baslamislar hazirliga ve o gün geldiginde anasi demis ki: ''kizim ben gidip tren istasyonunda bekleyeyim oglumu, sende hazirliklarini tamamla evde'' Ali'nin anasi sabahin köründe tutmus yolunu tren istasyonunun, baslamis beklemeye bir tren gelir bir tren gider oglan gelmezmis, aksamin karanligina kadar beklemis ama gelmemis umudunu kesen ana evin yolunu tutmus eve geldiginde gelinin odasinda sesler oldugunu duyup kapiya yaklastiginda iceride bir erkek oldugunu anlar bizim Anadolu'nun anasi namusunu kirli birakir mi icerden tüfegi kaptigi gibi odaya daliverir ve yorgana dogru bosaltir mermileri ortalik kan gölüne dönmüstür, bu arada yorgan siyrilir yatagin üstünden bir de ne görsün, iki yildir askerde olan ogulcugu ile ona gözü gibi bakan gelini yatagin icerisindedir meger anasi istasyonda beklerken görememistir oglunu, oglanda kostura kostura eve gitmis ve sevdicegini yalniz bulmusken dayanamamistir bundan sonra ana az olan aklini da yitirip yollara düser, agzinda bir türkü; kirmizi gül demet demet |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
08-17-2012 | #33 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkülerimiz Ve Hikayeleripencereden bir taş geldi Pencere'den bir taş geldi, Ben sandım ki Mamoş geldi Uyan Mamoş, uyan uyan, Başımıza ne iş geldi Eyvah Mamoş, eyvah eyvah Tabip getir yarama bak Penceresi yeşil yaprak, Mamoş giyer kara kapak Kör olasın Bekir hoca, Yatağımız kara toprak Eyvah Mamoş, eyvah eyvah Tabip getir yarama bak Pencere'nin önü çardak, Rakı içtik bardak bardak Körolasın Bekir hoca Koymadın ki murat alak Eyvah Mamoş, eyvah eyvah Tabip getir yarama bak Evlerinin ardı kavak, Yağmur yağar ufak ufak Kör olasın Bekir hoca, Ağzımdaki kurşuna bak Di kalk Mamoş di kalk, di kalk Başımıza yığıldı halk Dışkapıyı araladın, Ah bahtımı karaladın Kör olasın Bekir hoca, Mamoş'uda yaraladın Di kalk Mamoş di kalk, di kalk Başımıza yığıldı halk Mamoş paltonu tutayımmı? Hayrın için satayımmı? Mezarında boş yer varmı? Ben'de gidip yatayımmı? Eyvah Mamoş, eyvah Mamoş Tabib getir imdada koş Malatyalı Kalender Pencereden Bir Taş Geldi Elazığ'ın koca Mustafa Paşa mahallesinde oturan Bekir hoca'nın genç ve güzel bir karısı vardır Bekir hoca Harput'ta namusuyla ve iyiliğiyle tanınan yumuşak başlı temiz bir insandır Karısı ise gençliğin verdiği tecrübesizlikle evli olduğu halde komşularından, soylu bir aileden olan genç, yakışıklı Mamoş (Mehmet) ile ilişki kuracak kadar toydur daha Mamoş'la Bekir hoca'nın karısı arasındaki sevgi gittikçe alevlenir Etrafta bunu sezmeye başlamıştır Fakat sevdalılar buna rağmen her şeyden habersizdirler Fırsat buldukça buluşur, konuşur, sevişirler Bekir hoca bunun neye varacağını hesaplamaktadır Bir gün karısına Harput'a gideceğini ve akşam dönmeyeceğini söyler Bu fırsattan yararlanan genç kadın Mamoş'u eve davet eder, yerler içerler, eğlenirler Bekir hoca ise Harput'a gitmemiştir Karanlık basınca eve gelir ve sessizce kapıyı kendi anahtarıyla açar, sevdalıların bulundukları odaya gelir İçerden onların eğlenceli çığlıklarını duyar, tabancasını çekerek odaya girer Girer girmez tabancasını ateşler Mamoş'u kalbinden, karısını da ağzından vurarak öldürür Bu olaydan sonra Bekir hoca zaptiyeye teslim olur Adli bir heyetin eve gelip olayı yerinde incelemelerinden sonra duruşma sonunda Bekir hoca beraat eder |
|