Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mevlana, türklük

Mevlana ve Türklük

Eski 03-17-2010   #1
Yar'e
Varsayılan

Mevlana ve Türklük





— Mevlana’nın Asıl Adı Nedir?

Asıl adı, Muhammed olan Celaleddin’in daha yaygın unvanı Mevlana Celaleddin-i Rumi’dir Ona Rumi denilişi, sanat ve düşünce hayatının o asırlarda Diyarı Rum diye anılan Anadolu’da geçmiş ve bu yurtta ebedileşmiş olmasındandır Horasan’ın (Afganistan Türkistan’ı) Belh şehrinde doğmuştur

— Mevlana’nın Ana ve Babası Kimdir?

Babası Bilginlerin sultanı diye tanınan Bahattin Velet’tir Annesi ise Mümine Hatun’dur
Babası, çağının en büyük bilginlerindendi Annesi Mümine Hatun ise Harzemşahlar İmp hanedanından gelme bir prensestir

— Mevlananın Eş ve Çocukları Kimlerdir?

Mevlana, daha 18 yaşında iken Karaman’da babası tarafından Semerkandlı Hace Şerafettin’in kızı Gevher Hatun’la evlendirilmiş ve bu evlilikten iki erkek evladı olmuştu Bunlardan ilk oğlu Sultan Veled, ikinci oğlu ise
Alaeddin’dir Ancak Alaeddin, daha Mevlana hayatta iken 1262 yılında vefat etti Mevlana birinci karısının vefatından sonra Konya’da Kerra Hatun’la evlendi Bu evlilikten ise Muzafferüddin Alim Çelebi ile Melike Hatun dünyaya geldi



— Mevlana Kimlerden Ders Aldı?

Mevlana, ilk eğitimini babasından aldı Babası, çağının en büyük bilginlerindendi 12 Ocak 1231’de babasının ölümü üzerine, eğitimini Seyyit Burhanettin Tirmizi’nin yanında sürdürdü Mevlana babasından Fen ve Din ilimleri, Tirmizi’den de Tasavvuf ilmini öğrendi Onun hayatında dönüm noktası olan diğer bir alimse Şemsi Tebziri’dir

— Mevlana’nın Babası, Horasan’dan Anadolu’ya Niçin Göç Etmiştir?Harzemşahlar, Bahattin Velet’in manevi nüfuzundan çekinirlerdi Bir süre sonra bu yüzden araları açıldı Bunun üzerine Bahattin Velet, Belh’ten ayrılmak zorunda kaldı O sıralarda Mevlana, daha küçük bir çocuktu Babası ile birlikte, İran’dan, Bağdat’tan geçerek Hicaz’a geldi Hac ibadetinden sonra da, Şam yoluyla, Anadolu’ya geçtiler Anadolu’daki Selçuklu İmparatorluğunun ihtişamlı bir çağıydı Bahattin Velet, Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezi Konya’da çok büyük bir saygıyla karşılandı Mevlana yirmi dört yaşlarındaydı

Harzemşahlar, Bahattin Velet’in manevi nüfuzundan çekinirlerdi Bir süre sonra bu yüzden araları açıldı Bunun üzerine Bahattin Velet, Belh’ten ayrılmak zorunda kaldı O sıralarda Mevlana, daha küçük bir çocuktu Babası ile birlikte, İran’dan, Bağdat’tan geçerek Hicaz’a geldi Hac ibadetinden sonra da, Şam yoluyla, Anadolu’ya geçtiler Anadolu’daki Selçuklu İmparatorluğunun ihtişamlı bir çağıydı Bahattin Velet, Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezi Konya’da çok büyük bir saygıyla karşılandı Mevlana yirmi dört yaşlarındaydı

— Mevlana’nın Ana ve Babası Nerede Öldü?Mevlana’nın annesi Mümine Hatun Karaman(Larende) şehrinde, babası Bahattin Velet ise 1231 tarihinde Konya’da vefat etti

Mevlana’nın annesi Mümine Hatun Karaman(Larende) şehrinde, babası Bahattin Velet ise 1231 tarihinde Konya’da vefat etti— Mevlana Nerede ve Ne Zaman Öldü?

Mevlana, 17 Aralık 1273 tarihinde 66 yaşındayken Konya’da öldü Hastalığı, yüksek ateş yapan bir karaciğer rahatsızlığıydı Cenazesinde, bütün Konyalılarla birlikte Hıristiyanlar ve Yahudiler de vardı Türbesini Selçuklu veziri Alemettin Kaysar yaptırdı Mevlana’nın ölüm anına, Şeb-i arus (Düğün gecesi) denir Bu gece, aşığın maşuğa (Allah’a) kavuştuğu gecedir



— Mevlana Nasıl Bir Kişiliğe Sahipti?

Mevlana, islam ve gayri islam bütün insanlıkça beğenilmiş bir İlim ve sanat adamıdır Fikir ve kişi özgürlüğüne olağanüstü değer vermiş, insanı adeta kutsal bir varlık derecesine yükseltmiştir Sonsuz derecede hoşgörülüdür Büyük bir Türk şairi ve mutasavvıfı, bilgin ve fikir adamıdır En kötü insanı bile, bağışlanmaya, sevilmeye laik görür Alman şairi Goethe’yi ve ünlü ressam Rembrant’ı derinden etkilemiştir

— Mevlana ve Türklük

Birçok Türkçü, sırf şiirlerini farsça yazdığı için Mevlana’yı tenkit etmiştir Fakat gerek Mevlevi Dergahı gerek Mevlana aşığı insanlar içinden az sayılmayacak kadar çok Türkçü çıkmış, bu kişiler özellikle Cumhuriyetin kurulma döneminde çeşitli görevler almışlardır

Kurmuş olduğu Mevlevi tarikatı tamamen Türk tarikatı olarak Türk Kültürüne ölçülemeyecek derecede büyük hizmette bulunmuş ve Osmanlı Padişahlarının dahi girdiği bu tarikattan binlerce şair, bestekar ve alim yetişmiştir Mevlana ‘nın Türklük sevgisi ve Türk ırkını övmekten hoşlandığı eserlerinden bilinir

— Mevlana Şiirlerini Niçin Farsça Yazmıştır?



O yüzyılda Türkçe, Anadolu’da ileri bir “şiir dili” olarak daha gelişmemiş bulunuyordu Mevlana da bu yüzden şiirlerini Farsça yazıyordu Hatta buna üzülerek söylediği şu mısra pek ünlüdür: “Aslem Türk-est egerci hinduguyem” (Her ne kadar Farsça söylüyorsam da, aslım Türk’tür)

Bir şiirinde “Türk gibi çevik ol, Acem gibi mıymıntılık etme” demiş ve eserlerin bir kısmı ne kadar Acemce olsa da Türklüğe ve Türk “ırk”ına bir çok övgüler bulunur

Türk’ün Ulu Başbuğu Atatürk’ün Mevlana Hakkındaki Düşünceleri…

Yüce Atatürk’ün HzMevlana’nın fikirlerine duyduğu hayranlık onun tüm hayatını ve icraatlarını etkilemiş, din konusundaki ifadelerine temel teşkil etmiştir Bir Konya ziyareti sırasında söylediği şu sözler HzMevlana’ya gösterdiği sevgi ve saygının delili gibidir: “-Ne zaman bu şehre gelecek olsam, içimde bir heyecan duyarım HzMevlana düşünceleriyle benliğimi sarar O çok büyük bir dahi, çağları aşan bir yenilikçi

Evet…Yüce Atatürk sahip olduğu hayat görüşünün kaynağını işte bu sözleriyle özetleyivermiştir

Çankaya köşkündeki dil çalışmaları toplantısında Konya Mevlevi Dergahı eski postnişinlerinden Veled İzbudak Çelebi de davet edilmişti Söz dönüp dolaşıp HzMevlana’ya gelmiş, yüce Atatürk şunları söylemişti:



“- Mevlana, Müslümanlığı Türk ruhuna intibak ettiren büyük bir reformatör… Müslümanlık aslında geniş manasıyla hoşgörülü ve modern bir dindir Araplar onu kendi bünyelerine göre anlamış ve tatbik etmişlerdir Sıcak bir iklimde oturan, suyu nadiren kullanan, genel bir hareketsizlik içinde ömür süren Badiye Arapları için günde beş vakit abdest ve namaz, çok ileri seviyede bir yaşama hareketidir HzMuhammed insanları uyuşukluktan harekete sevk etmiştir Sarp dağlar, yüksek yaylalarda at koşturan, erimiş kar suları ile yıkanan Türkler için abdest ve namaz çok tabii olmuştur Mevleviliğe gelince, o tamamen dönerek ayakta ve hareket ederek Allah’a yaklaşma fikri, Türk dehasının en tabii ifadesidir

İşte Yüce Atatürk’ün İslamiyet’e şekilcilik katarak onu asıl ruhundan uzaklaştıranlara verdiği en mükemmel mesajlardan birisi O birçok kez dinin insanlık tarafından gerçek boyutlarıyla anlaşılmadığını belirtirken, HzMevlana’nın da yanlış ve eksik yorumlandığına da temas etmiştir Bir gün Konya milletvekili Naim Onat’ın sözde Mevlana’yı yermek istemesi üzerine Atatürk’ün söylediği şu sözleri bugün bile üzerinde ibretle düşünülmesi gereken ifadelerdir:

“-Eğer Mevlana’yı sizler gibi kavramak gerekirse, o büyük insanın ruhu dertlenir, biz de belki bir saygısızlık göstermek zorunda kalırdık Mevlana’yı ululuğuyla kavrayabilmek için medresenin dar kapısından geçmemiş olmak gerek



Gazi Mustafa Kemal Paşa Konya’ya yaptığı toplam dokuz ziyareti sırasında her sefer önce HzMevlana’nın makamının bulunduğu Türbe-i Saadeti ziyaret etmeyi ihmal etmemiş, tekke ve zaviyelerin işlevlerini tamamlaması ve dolayısıyla kapatılması yönünde çıkan yasa sırasında HzMevlana’nın türbesini müze haline dönüştürerek tüm insanlık alemine açık halde kalmasını sağlamıştır

Bununla ilgili bilgiler 22 Aralık 1987 yılında yayınlanan Hürriyet gazetesinde çıkan bir haberde şöyle dile getirilmiştir:

Atatürk, Konya’daki Mevlana Dergahı ve türbesini, Konya’ya ilk gelişi olan 3 Ağustos 1920 günü ziyaret etmiş ve bu ziyaretten pek etkilenmişti Daha sonra ziyaretlerinde Mevlana Türbesini ziyaret etmeden Konya’dan ayrılmamıştır 3 Nisan 1922 günü ziyaretlerinde, kendisi için açılan Sema meydanında hazır bulunmuş, 22 Mart 1923 günü yaptığı ziyarette postnişin Abdülhalim Çelebi’nin davetlisi olarak dergahta yemek yemiş, HzMevlana’nın büyüklüğü üzerine takdir ve hayranlık dolu sözler söylemiştir

Cumhuriyet’in ilanından sonra, tekke ve türbelerin kapatılması hazırlıkları yapılırken, Başbakan İsmet İnönü’ye “Mevlana Dergahı ve türbesinin kapatılmayarak kendi eşyası ile birlikte müze olarak düzenlenmesi ve ziyarete açılması“emrini vermiştir Bir süre sonra, Bakanlar Kurulu kararı ile dergah, müze haline getirilmiştir

Atatürk, 18 Şubat 1931 günü Konya’ya 9′uncu defa geldiği zaman, Konya’da 11 gün oturmuş, bu arada 21 Şubat 1931 gününü tamamen artık müze halinde ziyarete açık bulundurulan Mevlana Müzesi’nde geçirmiştir

Bu ziyaret sırasında eski Konya Milletvekillerinden Fuat Gökbudak ve o günlerde Konya Azar-ı Atika Müzesi müdürü olan Yusuf Akyurt’un ayrı ayrı anlattıklarına göre, Atatürk müze müdürünün odasına girer girmez, niyaz penceresi üzerindeki rubaiyi görmüş, Farsça’yı çok iyi bilen Hasan Ali Yücel’e tercümesini yaptırmıştır Atatürk tercümedeki: “Ey keremde, yücelikte ve nur saçıcılıkta güneşin, ayın, yıldızların kul olduğu sen Garip aşıklar, senin kapından başka bir kapıya yol bulmasınlar diye öteki bütün kapıları kapanmış, yalnız senin kapın açık kalmıştır” ibaresini işitir işitmez şöyle demiş:

“HzMevlana’nın büyüklüğü burada bir kere daha kendini gösterdi… Doğrusu ben, 1923 yılındaki ziyaretim sırasında, bu dergahı kapatmayalım Müze olarak halkın ziyaretine açalım, diye düşünmüş; bir yıl sonra dergah ve tekkelerin kapatılması kanunu çıkar çıkmaz İsmet Paşa’ya Mevlana dergahı ve türbesini kendi eşyası ile Müze haline getir emrini vermiştim Görüyorum ki, şu okuduğumuz rubainin hükmünü yerine getirmişim Bakınız ne kadar mükemmel bir Müze olmuş



Değerli tarihçi Cemal Kutay’ın ifadelerine göre, Mustafa Kemal’e emrindeki yardımcılarının “Paşam Hz Mevlana’nın makamını müze haline getirmeniz üzerine halk buraya akın etmeye başladı Bu bir sakınca doğurmasın” demeleri üzerine Atatürk’ün verdiği cevap ilginçtir:

“-Eğer, Hz Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım Çünkü, Hz Mevlana’yı tanımak ve anlamak zaten diğer tüm tehlikeleri de ortadan kaldırmaktadır

Mevlevi bir Türkçü “Çelebi İzbudak” ;



semazennet

__________________
~ Seven, sevdiğinin sözünü, başkalarının sözüne tercih eder
~ Seven, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder
~ Seven, sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder
İmam Gazâli (ra)
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.