Dert Ve Belaların Geliş Sebebi |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dert Ve Belaların Geliş SebebiDert ve belaların geliş sebebi Hakkında Dert ve belaların geliş sebebi İmam-ı Rabbani hazretleri, insana belanın geliş sebeplerini sual ve cevaplarla şöyle açıklıyor: Sual: Enbiya ve evliya, hep dert ve bela içinde yaşadı Halbuki, Şura suresinde, (Size gelen belalar, kabahatlerinizin cezasıdır) buyuruldu Bu âyete göre, dertlerin çokluğu, günahın çokluğunu gösteriyor Enbiya ve evliya olmayanın, çok sıkıntı çekmesi gerekirken dostlarına, neden dert, bela veriyor? Düşmanları neden rahat ve nimet içinde yaşıyor? CEVAP Dünya, zevk yeri değil Ahiret, bunun için yaratıldı Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur Yani, birinde zevk aramak, ötekinde elem çekmeye sebep olur O halde, dünyada nimetleri, lezzetleri çok olanlar, bunlara lazım olan şükrü yapmazlarsa, ahirette çok acı çekecektir Bunun gibi, dünyada, tehlikelerden sakındığı halde, çok acı çeken mümin, ahirette çok lezzete kavuşacaktır Dünyanın ömrü, ahiretin uzunluğu yanında, deniz yanında bir damla kadar bile değildir Sonu olan, sonsuz ile ölçülebilir mi? Bunun için dostlarına merhamet ederek, sonsuz nimetlere kavuşmaları için, dünyada birkaç gün sıkıntı çektiriyor Düşmanlarına, biraz lezzet verip, çok elemlere sürüklüyor Sual: Allahü teâlâ, her şeye kadirdir Dostlarına, hem dünyada, hem ahirette nimetler verseydi ve dünyada verdiği lezzetler, ahirette, bunların elem çekmesine sebep olmasaydı, daha iyi olmaz mı idi? CEVAP Bunun çeşitli cevapları vardır Yedisi şöyledir: 1- Dünyada, birkaç gün dert, bela çekmeselerdi, Cennetin lezzetlerinin kıymetini anlamazlardı ve ebedi nimetlerin kıymetini bilmezlerdi Açlık çekmeyen, yemeğin lezzetini anlamaz Acı çekmeyen, rahatlığın kıymetini bilmez Dünyada bunlara elem vermek, sanki daimi lezzetleri arttırmak içindir Bu elemler, bir nimet olup, cahil halkı denemek için, büyüklere verilen nimetler, elem olarak gösterilmektedir Yabancılara elem şeklinde gösterilen, dostlar için nimettir 2- Belalar, sıkıntılar, cahil için sıkıntı ise de, bu büyüklere, sevdiklerinden gelen her şey, tatlı olur Nimetlerden lezzet aldıkları gibi, belalardan da lezzet duyarlar Hatta, bela sadece sevgilinin arzusu olup, kendi istekleri karışmadığı için, daha tatlı gelir Nimetlerde bu lezzet bulunamaz Çünkü, nimetlerde, nefislerinin istekleri de vardır Bela gelince, nefisleri ağlar, inler Bu büyükler, belayı nimetten daha çok sever Bela, bunlara, nimetten daha tatlı gelir Bunların dünyadan aldıkları lezzet, belalardan, musibetlerden gelir Dünyada dert ve bela olmasaydı, bunların gözünde, dünyanın hiç değeri olmazdı Dünyanın acı olayları olmasaydı, onu boş, abes görürlerdi O halde, Allahü teâlânın dostları, dünyada da, ahirette de sevinçlidir Dertlerden aldıkları lezzetler, ahiret lezzetlerinin azalmasına sebep olmaz Ahiret lezzetlerini gideren, cahillerin aradıkları lezzetlerdir Allahü teâlânın başkalarına verdiği nimetler, dostlarına rahmettir Onlara dert, elem olanlar da, dostlarına nimettir Başkaları nimet gelince sevinir, dert gelince üzülür Bu büyükler, nimette de, dertte de sevinçlidir Çünkü bunlar, işlerin güzelliğine, çirkinliğine bakmaz, işleri yapanın güzelliğine bakar İşleri yapan sevgili olduğu gibi, işleri de sevgili olur ve tatlı gelir Bu dünyada, her şey, güzel olan yapıcının işi olduğundan, dert ve zarar verse de, bunlara, istedikleri ve sevdikleri şey olur Kendilerine tatlı gelir Allahü teâlâ, dostlarını her an, kendi arzusuna razı ettirip, zevk ve lezzet içinde tutuyor Başkasına dert olan, dostlar için, cemal ve kemal oluyor Bunların arzularını, arzu edilmeyen şeyler içine yerleştirdi Dünya lezzetlerini, başkalarının aksine, ahiret derece ve lezzetlerinin artmasına sebep eyledi 3- Bu dünya, imtihan yeridir Burada hak ile bâtıl; haklı ile haksız karışıktır Burada, Allahü teâlâ, dostlarına sıkıntılar, belalar vermeseydi, yalnız düşmanlarına verseydi, dost, düşmandan ayrılır, belli olurdu İmtihanın faydası kalmazdı Halbuki, gayba iman etmek gerekir Dünya ve ahiretin bütün saadetleri, görmeden inanmaya bağlıdır Hadid suresinin, (Allahü teâlâ, Peygamberlerine, gaybdan, görmeden, yardım edenleri bilmek için) mealindeki 25 âyetinde, bu hâl bildirilmektedir Dostlarını bela içinde göstererek, düşmanlarının gözünden sakladı Dünya, imtihan yeri oldu Dostları, görünüşte belada, gerçekte ise, zevk ve sefada Peygamberlerin, düşmanlarla savaşması da böyle olurdu Bedir’de Müslümanlar, Uhud’da kâfirler galip gelmişti (Al-i İmran 140) 4- Evet, Allahü teâlâ her şeye kadirdir Dostlarına hem dünyada, hem de ahirette rahatlık verebilir ama, âdeti böyle değildir Kudretini, hikmeti ve âdeti altına gizlemeyi sever İşlerini, yaratmasını, sebepler altında gizlemiştir O halde, dünya ahiretin aksi olduğundan, dostların, ahiret nimetlerine kavuşmak için, dünyada sıkıntı çekmeleri gerekir [Allahü teâlânın dostları, dertlere, belalara, tehlikelere karşı tedbir alır Bunlardan kurtulmaya çalışır Dayanılamayacak şeylerden kaçınmak, Peygamberlerin sünnetidir Tedbirlere, çalışmalara rağmen başa gelen belalardan zevk alırlar Dertlerden zevk almak, yüksek derecedir Çok az seçilmişlerin yapacağı iştir] ASIL CEVAP Dertlerin, belaların gelmesine sebep, günah işlemektir Fakat, belalar, sıkıntılar, günahların affedilmesine sebep olur O halde, dostlara, belalar, sıkıntılar çok gelirse günahları kalmaz [Ama tevbe, istiğfar edince de, günahlar affolur Dert ve bela gelmesine lüzum kalmaz O halde, dert ve beladan kurtulmak için, çok istiğfar okumalı] Dostların günahını, düşmanların günahları gibi sanmamalı (İyilerin, iyilik sandıkları şeyleri, dostlar, günah bilir) buyuruldu Bunların günah ve kusurları olsa da, başkalarının günahları gibi değildir Yanılmak ve unutmak gibidir Niyet ederek, karar vererek yapılmış değildir Taha suresinin, (Âdeme önce söyledik Fakat unuttu Azm ile, karar ile yapmadı) mealindeki 115 âyet-i kerime bunu bildiriyor O halde, dostlara gelen dertlerin, belaların, çok olması, günahların çok olduğunu göstermez, günahların çok affedildiğini gösterir Dostlarına çok bela vererek, günahlarını affeder, temizler Böylece bunları, ahiret sıkıntılarından korur Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi ne büyük nimettir Dostlara bu muamele yapılırken, başkalarının günahlarının hesabını ahirete bırakıyorlar O halde dostlara, dünyada çok dert ve bela vermesi lazımdır Başkaları, bu ihsana layık değildir Çünkü, büyük günah işlerler, yalvarmaz, boyun bükmez, ağlamaz ve Ona sığınmazlar Günahları sıkılmadan ve kasten işlerler Hatta inat edercesine işlerler Hatta, Allahü teâlânın ayetleri ile alay edecek, inanmayacak kadar ileri giderler Ceza, suçun büyüklüğüne göre değişir Günah küçük olur ve suçlu boynunu büküp yalvarırsa, bu suç, dünya dertleri ile affolunabilir Fakat, günah büyük, ağır olur ve suçlu inatçı, saygısız olursa, bunun cezası ahirette sonsuz ve çok acı olmak lazım gelir (Allahü teâlâ, onlara zulmetmez Onlar, kendi kendilerine zulmedip, ağır cezaları hak ettiler) buyuruldu (Nahl 33) Cahiller, ahmaklar, (Allah, dostlarına niçin bela gönderiyor da, nimet vermiyor) diyerek, bu sevgili kullara inanmıyorlar Kâfirler, insanların en iyisine de böyle söylerdi (Kâfirler, bu nasıl Peygamber, bizim gibi yiyip içiyor, sokakta geziyor Peygamber olsaydı, kendisine melek gelir, yardımcıları olur, bize onlar da haber verir, Cehennem ile korkuturlardı Yahut, Rabbi, para hazineleri gönderir veya meyve bahçeleri, çiftlikleri olur, istediğini yerdi dediler) [Furkan 7] Böyle sözler, ahiret hayatına inanmayanların sözleridir Cennet nimetlerinin, Cehennem azaplarının sonsuz olduğunu bilen kimse, dünyanın birkaç günlük belalarına, sıkıntılarına hiç önem verir mi? Bu dertlerin, sonsuz saadete sebep olacağını düşünerek, bunları nimet olarak karşılar Belalar, sıkıntılar, sevginin, şaşmayan şahitleridir Ahmakların bunu anlamamasının ne önemi olur 6- Bela, kemend-i mahbubdur [sevgilinin, âşıkını kendine çekmek için gönderdiği kemenddir] Âşıkları, sevgiliden başka şeylere bakmaktan koruyan bir kamçı gibidir Âşıkları, sevgiliye döndürür O halde, dertlerin, belaların dostlara gönderilmesi lazımdır Belalar, dostları, sevgiliden başka şeylere düşkün olmak günahından korur Başkaları, bu nimete layık değildir Dostları, zorla sevgiliye çekerler İstediklerini dert ve bela ile çekerler ve onu sevgili derecesine yükseltirler İstemediklerini başıboş bırakırlar Bunların içinden, sonsuz saadete layık olan, kendisi doğru yola gelip, çalışarak, uğraşarak, ihsana kavuşur Görülüyor ki, seçilenlere, bela çok gelir Çalışanlara, uğraşanlara o kadar çok gelmez Bunun içindir ki, seçilmişlerin, beğenilmişlerin ve sevilmişlerin baş tacı olan Peygamberimiz, (Benim çektiğim acı gibi, hiçbir Peygamber acı çekmedi) buyurdu O halde, dert ve belalar, öyle usta bir kılavuzdur ki, dostu dosta, şaşmadan kavuşturur Sevgiliden başkasına bakmakla onu lekelemekten korur Ne kadar şaşılır ki, âşıklar, hazinelere malik olsa, hepsini verip, dert ve bela satın alır Aşk-ı ilahiden haberi olmayan, dert ve beladan kurtulmak için, varını yoğunu harcar Sual: Dert ve bela gelince, dostların bazen üzüldükleri de görülüyor Bunun sebebi nedir? CEVAP O üzüntü görünüştedir Tabiattendir Bu üzüntünün faydaları vardır Çünkü, bu üzüntü olmasa, nefis ile cihad edilemez Peygamberimiz vefat edeceği zaman, görülen sıkıntısı, nefis ile cihadın son parçaları idi Böylece, son nefesi de düşman ile mücadelede geçmiş oldu Ölüm anında en şiddetli mücadeleyi yaptı İnsanlık sıfatları, tabiat istekleri kalmadı Mübarek nefsini tam itaate, hakiki itminana getirdi O halde, bela, aşk ve muhabbet pazarının tellalıdır Muhabbeti olmayanın tellal ile ne işi olur Tellalın buna ne faydası olur ve bunun gözünde tellalın ne kıymeti vardır? 7- Bela gelmesinin bir sebebi de, doğru âşıkları, dost görünen yalancılardan ayırmaktır Doğru olan âşık, beladan lezzet alır, sevinir Yalancı ise, acı duyar, sızlanır Muhabbetin tadını tatmış ise, hakiki acı duymaz Acı duyması görünüştedir Âşıklar, bu iki acıyı birbirinden ayırır Bunun için, (Veli, Veliyi tanır) buyurmuşlardır Allahü teâlâ kullarına zulmetmez Sual: Deprem, trafik kazası gibi sebeplerle birçok suçsuz kimse, ya ölüyor veya sakat kalıyor Bazılarına da, hiç suçları olmadığı halde çeşitli belalar geliyor Suçsuz insanlara böyle bela niçin gelir? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri, (Mektubat)da buyuruyor ki: (Dertlerin, belaların gelmesine sebep günah işlemektir Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Size gelen bela, musibet, kabahatlerinizin, günahlarınızın cezasıdır Bununla beraber Allahü teâlâ, bir çoğunu da affederek musibete maruz bırakmaz) [Şura 30] (Ey insan, sana gelen her iyilik, Allahü teâlânın ihsanı olarak, nimeti olarak gelmekte, her dert ve bela da kötülüklerine karşılık olarak gelmektedir Hepsini yaratan gönderen Allahü teâlâdır) [Nisa 79] (Allahü teâlâ, kullarına zulmetmez, haksızlık etmez, onları azaba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleridir Böylece kendilerine zulüm ve işkence ediyorlar) [Nahl 34] Görüldüğü gibi suçsuz kimseye bela gelmiyor Herkes kendi cezasını çekiyor Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdası, Herkesin çektiği kendi cezası Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (Ümmetim şu on beş kötü hasleti işlediği zaman çeşitli belalara maruz kalır: 1- Ganimet, çarçur edilir, yerinde harcanmaz 2- Emanete hıyanet edilir, ganimet kabul edilir 3- Zekat cereme telakki edilir [Vermek istenmez, hile yolları aranır] 4- Erkek karısının sözünden çıkmaz [Kılıbık olur] 5- Ana babaya isyan edilir, sözlerine itibar edilmez [Geri kafalı, bunak falan denir] 6- Ana babaya sıkıntı verilir 7- Kötü arkadaşlara uyulur [Ayıp olur diye çeşitli günah işlenir] 8- Camilerde yüksek sesle konuşulur [Hutbeyi nutuk çeker gibi okumak da buna dahildir] 9- Kötüler, ehli olmayanlar idareci olur 10- Şerrinden, zararından korkulanlara ikram edilir 11- İçki içenler çoğalır 12- Erkekler haram olan ipeği giyer 13- Şarkıcı kadınlar çoğalır 14- Çalgı aletleri, müzik her yere yayılır 15- Önceki âlimler kötülenir (Tirmizi) Tatlı nimetler, acı ilaçlarla kaplanmıştır Sual: Bela niçin gelir? CEVAP Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya ihlas ile itaat ve ibadet etmekten, her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hasıl olur Herkese dert ve bela, günah yolundan, rahat ve huzur da, itaat yolundan gelir Allahü teâlânın âdeti böyledir Cenab-ı Hak, hiç kimseye, sebepsiz bela göndermez Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez) [Rad 11] (Eğer Allahü teâlâ insanları küfür ve günahlarından ötürü dünyada cezalandıracak olsaydı, yer üzerinde tek canlı kalmazdı) [Nahl 61] Demek ki müstahak olduğumuz belaların hepsi gelse, yeryüzünde insan kalmaz İşlediğimiz her kötülüğün cezasını dünyada görmüyoruz Çoğunu da Allahü teâlâ affediyor İnsanlara bela, iki sebepten gelir Ya işlediği günahlar yüzünden veya günahsız da olsa derecesinin yükselmesi için Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Küçük-büyük her musibet, affedilecek bir günah veya kavuşulacak bir derece içindir) [Ebu Nuaym] İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Dünya, ahirete göre deniz yanında bir damla gibi bile değildir Dünyada birkaç gün dert bela çekilmese, Cennetin sonsuz lezzetlerinin kıymeti anlaşılmaz, ebedi sıhhat ve afiyet nimetlerinin kıymeti bilinmezdi Açlık çekmeyen, yemeğin lezzetini anlamaz, acı çekmeyen rahatlığın kıymetini bilemez Dünya bir anlık rüya gibidir Rüyada çok şeylere sahip olsak, uyanınca elimize bir şey geçmese ne kıymeti vardır? Rüyada az bir sıkıntı çekersen, uyanınca ömür boyu rahat edeceksin denilse, bir anlık sıkıntıya severek katlanılmaz mı? Sıkıntılar çok acı görünse de, bunların nimet olduğu unutulmamalıdır Bunun için sevilenlere dert ve bela yağmuru eksik olmaz Bu tatlı nimetler, acı ilaçlarla kaplanmıştır Akıllı kimse, bunun içindeki tatlı nimetleri görür Üzerindeki acı örtüleri de tatlı gibi çiğner Acılardan da tat alır Hasta olan onun tadını duyamaz Hastalık Ondan başkasına gönül vermektir Hep tatlı yemeğe alışan, şifa verici acı ilaçtan kaçar Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Nimete kavuşması için insana musibet gelir) [Buhari] (Allahü teâlânın hayrını murat ettiği kul, belalara maruz kalır ve meşgul olacağı mal ve evladı kalmaz) [Taberani] (Musibetler yüzlerin karardığı günde, sahibinin yüzünü ağartır) [Taberani] (Hastanın günahları, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi dökülür) [İbni Hibban] (Allahü teâlâ buyurdu ki: "Gönderdiğim belaya sabreden, nimete şükreden, sıddıklarla beraber olur Bunları yapmayan kendine başka Rab arasın!") [T Gafilin] (Allah yolundaki mümine isabet eden her yorgunluk, hastalık, sıkıntı, üzüntü, keder, hatta ayağına batan diken, günahlarına kefaret olur) [Buhari] (Belayı nimet, bolluk ve rahatlığı musibet saymayan, kâmil mümin değildir Çünkü beladan sonra bolluk, bolluktan sonra bela gelir) [Taberani] (En şiddetli bela, enbiya, evliya ve benzerlerine gelir Kişi imanının sağlamlığı nispetinde belaya maruz kalır İmanı sağlam ise belası şiddetli, imanı zayıf ise hafif olur) [Tirmizi] (Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi) [İ Asakir] (Baş ağrısı veya herhangi bir hastalığı sebebiyle, müminin Uhud dağı kadar günahı olsa da, hepsi affolur) [Taberani] (Hak teâlâ buyurdu ki: "İzzet ve celalim hakkı için, dilediğim kulumun, malına darlık, bedenine hastalık vererek affetmedikçe dünyadan çıkarmam") [Ruzeyn] (Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir) [Hakim] (Hak teâlâ buyurdu ki: "Bedenine, evladına veya malına bir musibet gelen, sabr-ı cemille karşılarsa, Kıyamette ona hesap sormaya hayâ ederim) [Hakim] (Şüphe edilen altını, ateşle muayene ettikleri gibi, Allahü teâlâ insanları dert ile, bela ile imtihan eder) [Taberani] (Afiyette olan, kıyamette, belaya maruz kalanlara verilen sevapların çokluğunu görünce, "Keşke dünyada iken derilerimiz, makasla kesilseydi" diyeceklerdir) [Tirmizi] (Kul için Allahü teâlâ katında öyle bir derece vardır ki, ameli ile o dereceye kavuşamaz Belaya müptela olunca, o dereceye kavuşur) [Ebu Nuaym] Günahın cezası Sual: Ne zaman bir günah işlesem, başıma bir bela geliyor Belaya maruz kalmak neye alamettir? CEVAP Günah işlemek kötüye, belaya maruz kalmak iyiye alamettir Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, bir kuluna hayır murat edince, günahlarının cezasını dünyada verir Şer murat edince günahlarının cezasını kıyamete bırakır) [Tirmizi] (Belaya uğramış birini görünce "Bunu müptela kıldığı beladan beni koruyan ve bir çok kimseye vermediği nimeti bana veren Allah’a hamd olsun!" derse, kendine verilen nimetlere şükretmiş olur) [Beyheki] Belaya sevinmek Sual: Tedbir aldıktan, doğru sebebe yapıştıktan sonra irademiz dışında gelen belaya isyan etmek günah deniyor Peki böyle bir belaya sevinmek de günah mıdır? CEVAP Sevinmek günah olmazHazret-i Ömer buyurdu ki: Bana bir bela gelirse, üç türlü sevinirim: 1- Belayı Allahü teâlâ göndermiştir Sevgili gönderdiği için tatlı olur 2- Allahü teâlâya, bundan daha büyük bela göndermediği için şükrederim 3- Allahü teâlâ, insanlara boş yere, faydasız bir şey göndermez Bir belaya karşılık, ahirette çok nimetler ihsan eder Dünya belaları az, ahiretin nimetleri ise, sonsuz olduğundan, gelen belalara sevinirim Dünyada rahat yaşamak Sual: Allah sevdiği kullarına, dert ve bela vererek, onların günahlarını temizlediğine göre, bu dünyada hiç dert bela görmeden rahat yaşayan, Cehenneme mi gidecek? CEVAP Hayır Allahü teala, hiç dert, bela vermeden de, günahları affedebilir Dilediklerine, hem dünyada, hem de ahirette rahatlık verir Kur'an-ı kerimde, müminlere, hem dünyada, hem de ahirette saadete kavuşmak için çalışmaları ve dua etmeleri emredilmektedir Her namazda okuduğumuz Rabbena duası, bir âyet-i kerimedir Meali şöyledir: (Ey Rabbimiz, bize dünyada ve ahirette iyilik, güzellik ver Bizi cehennem azabından koru) [Bekara 201] Dünyada mutlu olmak kötü olsaydı, böyle dua etmek emredilmezdi |
|