Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Yarının Büyükleri > Miniklere Masallar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayali, kertenkelenin

Ahtapot

Eski 01-05-2018   #1
Mountain
icon109

Ahtapot



Gizem dolu, sır dolu, pek çok bilinmezliklerle dolu kainatın bilmem nerelerinde sessizce dönüp durmakta olan sevgili dünyamız Üzerinde yaşamalarına, hayat bulmalarına, barınmalarına olanak tanıdığın on binlerce yıldan beri her şeyi ile belki de sadece sende var olan canlı varlıklar Özgün düşünme yetenekleriyle, hayal güçleriyle, inatçılıklarıyla her zaman, her yerde ortaya çıkabilen ve bir bilinmezi bilmek için, problemlerin çözümüne yardımcı olmak için şevkle, istekle; kendilerinin yaşamaları lazım gelen hayatın normalitesinden arınarak, normalitenin bir parça üstüne çıkarak ve o geride bıraktıkları normalitecilerin yararına bir takım çabalar, arayışlar içine giren idealistler

Denizin engin maviliklerinde aylardır pek çok yeri gezip dolaşmasına karşın gördükleri ona hiç de yabancı gelmeyen, o gördüklerine daha önceden biliyormuşçasına ilgisiz ve bu denize sularını akıtan ırmağı ilk fark ettiğinde düşüncesinde oluşan tutkunun harekete geçirdiği, ırmağın çıkışına, kaynağına ulaşmaya karar verdirttiği bir genç ahtapot

Genç ahtapot ırmakta ağır ağır ilerlemeye başladı Daima yüzeyde bulunmaya özen gösterdiği için, ırmak kenarında bulunan ağaçları, otları, çiçekleri, kuşları ve küçüklü, büyüklü canlı yaratıkları yakından incelemek olanağını buluyordu Günler birbiri ardına geçip gittikçe, ırmağın genişliği daralmaya, sular daha bir coşkun akmaya ve meyil artmaya başladı Genç ahtapot, akıntıya karşı yüzdüğü için, her geçen gün biraz daha fazla zorlanmaya başladığını fark etti Hani sıkıntıya katlanamayıp kendini bırakıverse hiç yorulmadan denize geri dönebilecekti Fakat, bu onun yapamayacağı bir işti Mademki bir idealistti ve bir idea uğruna buralara kadar gelmişti, kesinlikle geriye dönüş söz konusu olamazdı

Genç ahtapot çok uzaklarda zorlukla fark edilen karlı dağın yamaçlarına ulaştığında önüne oldukça yüksekten suların döküldüğü bir çağlayan çıktı Bu çağlayanı aşıp yoluna devam etmesi gerekirdi, ama nasıl? Yaptığı bir iki deneme bu işin şimdilik olanaksız olduğunu gösterdi Zaten yorgundu
Günlerdir dur durak bilmeden,gücünün sınırlarını sonuna kadar zorlayarak buralara kadar gelmişti “ Bir zaman için dinlenmeli, gücümü toplamalı, bu çağlayanı aşmayı başarabileceğime inandığım an gelip çağlayanı geçer yoluma devam ederim, diye düşündü Dün gelirken gördüğüm kollardan birine sapar, orada günlerimi sakin geçirebileceğim bir yer ararım Çağlayan şimdilik bekleyedursun

Genç ahtapot geriye dönüp, ırmağın kollarından birine girdiYok şurası, yok burası derken,sonunda bir göle vardı Genç ahtapotun göldeki sakin yaşantısı oldukça uzun sürdü Gerçekte bir idealist için zamanın fazla bir önemi yoktu Zaman bırak geçsindi Önemli olan geçen zamanı ustaca değerlendirebilmekti Devamlı olarak fikir bakımından bir büyüme, bir ilerleme içinde olacaktın Bu idealistçilik zaten sende doğuştan vardı Sen istemesen de şartlar seni buna zorlardı Bir ideanın peşinden gitmeye başladığın yani sen bir idealist olduğun zaman, dikkatli bir şekilde geçmişini düşünürdün ve şimdi anımsamak istemediğin o mutsuz, o karamsar, o kederli günlerinin bile seni nasıl eğitmiş olduğunu, deneyim sahibi yaptığını fark eder de şaşar kalırdın

Aradan yıllar geçmiş,geçen yıllarla birlikte genç ahtapot büyümüş,olgun bir ahtapot olmuştuGölde ve gölün çevresinde yaşayan canlı varlıklarla daima iyi ilişkiler kurmuş, onların anlattıklarına kendi gözlemlediklerini de ekleyerek epey bir bilgi birikimine sahip olmuştu Her şey çok güzeldi, belki de çok daha güzel olacaktı Eğer göl kıyısına insanlar kamp kurmasalardı Ahtapot insanları göl kıyısında görür görmez, içgüdüsünden gelen dikkat et sesine kulak vermiş, gölün dibindeki mağarasına çekilmişti Günlerini mağarasında geçiriyor, ara sıra da, gölün derinliklerinde dolaşıyordu Bazı günler göl yüzeyinde bir iki kayık görüyor, fakat kayıklardaki insanların kürek çekişlerini gölün derinliklerinde yüzerek seyretmekten başka hiçbir şey yapmıyordu

Günlerden bir gün, bir kayık gölün ortalarına yakın bir yerde giderken ortalık kararıverdi Şiddetli bir yağmur başladı Gittikçe daha sert esmeye başlayan rüzgar gölde büyük dalgalar oluşturuyordu Kayıkta bulunan insanların yaklaşan fırtınadan kaçmak için gösterdikleri çabalar boşuna oldu Kayıklarının alabora olarak batmasını bir türlü engelleyemediler Ahtapot yaklaşan fırtınayı önceden hissetmiş, kayıkta bulunan insanlar tarafından görülme tehlikesini göze alarak kayığın birkaç metre altına kadar sokulmuştu Kayık battığında dev dalgalar arasında çırpınıp duran iki insanı güçlü kollarıyla sıkıca kavrayıp, onların boğulmalarına engel olmak için, yüzeye çıktı ve süratle kıyıya doğru yüzmeye başladı Baygın durumdaki iki insanı kıyıda emin bir yere bırakan ahtapot, gölün derinliklerindeki mağarasına çekildi

Bu olayı takiben geçen on gün içinde göl yüzeyinde hiç kayık göremeyen ahtapot insanların gitmiş olabileceklerini düşünerek yüzeye çıkıp çok uzaklardan kampın bulunduğu kıyıya doğru baktı İlk dikkatini çeken şey, kıyıdaki kocaman demir kayıklar oldu İnsanlar ayrıca kampın bulunduğu çadırların yanına tahtadan barakalar yapmışlardı Çok insan vardı kıyıda Gölün fazla sularını ırmağa akıtan kola doğru yüzmeye başladı Kıyıdaki insanlara fark ettirmeden gölden çıkıp gitmeyi planlıyordu Fakat çıkışa vardığında etrafta gitmesini engelleyen dikenli teller olduğunu üzülerek gördü Bir hata yapmaktan korkuyordu Bu dikenli telleri parçalayıp atar, yoluna devam edebilirdi İşin içinde yaralanmak,çaptan düşmek olasılığı da vardı Irmaktaki çağlayan zaten yolunun üstünde bir büyük engeldi Çağlayanın karşısına çıktığında güçsüz durumda bulunmak yakışık almazdı

Sonraki günlerde göl yüzeyi birdenbire hareketlendi İnsanların göl kıyısına kadar kamyonlarla getirdikleri parçaları birbirine monte ederek yaptıkları gemiler vızır vızır gidip gelmeye başladı Gemilerden dalgıçlar göle girerek, gölün dibini taramaya başladılar Dalgıçların ellerindeki zıpkınlar görülür görülmez ahtapota yöneltilecekti Gölde her kolunun uzunluğu beş metreyi bulan sekiz kollu dev bir ahtapot vardı ve bu ahtapotu öldüren ödüllendirilecekti İşte burada biraz düşünmek gerekirdi Katledilmek istenen bu ahtapot fırtınalı bir havada iki insanı mutlak bir ölümden kurtarmıştı Onlar bayılmadan önce kendilerini kurtaranı görmüşler, ötekileri ahtapotun varlığından haberdar etmişlerdi Ötekiler ötekilere, ötekilerde ötekilere durumu bildirmişler ve son ötekiler, ortaya bir ödül bile koymuştu Bu durumu çıkışı olmayan bir labirent biçiminde algılamak gerekmektedir

Ahtapot artık gölde barınmasının olanaksızlığını anlamıştı Tüm iyi niyetine karşın insanlar onun bu gölde biraz daha fazla araştırma yapmasına izin vermeyeceklerdi Zaten gölde bir süre daha yaşamak gereksizdi Öğrendikleri yeter de artardı bile Ahtapot mağarasından hınçla dışarı fırladı Korkunç bir süratle kampın önünde demirli bulunan gemilerin tam karşısında su yüzeyine çıktı Günlerdir arıyordunuz işte buradayım ve sizden korkmuyorum der gibi kabardıkça kabarıyor, gölde yapay dalgaların oluşmasını sağlıyordu Aniden soluna doğru yöneldi Kıyıdaki insanların hayret dolu bakışları altında göl çıkışındaki dikenli telleri paramparça ederek kola girdi ve bir süre sonra ırmağa ulaştı Irmağın akıntılarına rahatça karşı koyarak çağlayanın önüne geldi ve iki kolunu uzatarak oradaki kayalara tutunup yukarıya çıktı

Daha sonraki günlerde ahtapot ırmağın kaynağına ulaşmak için gösterdiği yoğun çabayı devam ettirdi Kaynağın bulunduğu karlı dağın yamaçlarında daracık boğazlardan zorlukla geçiyor, derinliğin yüzmesine olanak tanımadığı yerlerde de adım adım ilerliyordu Yamaçlarda yağan yağmur havanın giderek soğumasıyla birlikte kara dönüşüyor, yağan kar altında buz gibi soğuk suda titremek ona dağlarda yaşamın ne derece zorlu olduğunu öğretiyordu Ahtapot daha ileriye gitmenin mümkün olmadığını düşünmeye başladığı bir sırada ırmağın kaynağını buldu Kaynak, kayaların arasından, mağara gibi bir yerden, yeryüzüne çıkıp doğuyordu

Ahtapot konuyu özetle toparladı: “ Demek kaynak burasıymış Su bu daracık yerden yeryüzüne çıkıyor, yağan kar ve yağmur sularıyla besleniyor, çevreden kimi dereciklerin sularını alarak çağlayana kadar iniyor Çağlayan geçildikten sonra sağdan soldan pek çok kol alan su gittikçe büyüyerek bir ırmak halinde benim doğduğum denize varıyor ve denizle bütünleşiyor Uzun bir süre içinde yaşadığım göl de fazla sularını ırmağa bir kol aracılığıyla akıtan büyükçe bir su birikintisinden başka bir şey değilmiş

Dönüş yolunda, çağlayana yaklaştıkça, ahtapotu bir düşüncedir aldı Acaba insanlar onu oralarda bekleyebilirler miydi? Bu yüzde elliye yüzde elliydiYani bekleyebilirlerdi de beklemeyebilirlerdi de Onun orası belli olmazdıAhtapot, kesinlikle korkmuyordu Zaten böyle durumlarda bir idealist için korku en son akla getirilecek bir şeydi Korkmak için hiçbir neden yoktu Ahtapot, şöyle bir durum değerlendirmesi yaptıktan, ne olursa ne şekilde hareket edeceğini hesapladıktan sonra, çağlayandan aşağı indi Suların üstünden, göğsünü gere gere yüzerek, gölün ırmakla bağlantısını sağlayan kolun yanından geçti, gitti

Ahtapot, birkaç gün sonra denize vardı Yıllar önce, genç bir ahtapotken, bir idea uğruna yola çıkmış; yıllar sonra, büyük, olgun bir ahtapot olarak işte geriye dönmüştü Fakat, idea, ideal değildi henüz Bir idealist, öğrendiklerini başkalarına da öğreterek, onları da bilgilendirmeliydi Ben, bana yetecek kadar bilgi sahibiyim fazlasını öğrenmesem de olur diyemediğin gibi, ben herkesten çok daha fazla bilgiliyim varsın benim bildiklerimi başkaları bilmeyiversin de diyemezdin Ahtapot, kısa bir süre dinlendikten sonra girişimlerine başlamak istiyordu Öğrendiklerini başkalarına da öğreterek onları da bilgilendirecekti Beyninde kendisinin bilip de başkalarının bilmediği tek bir bilgi kalmayana kadar…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.