Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dilbilgisi, kuralları, türkçe

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



3 MECAZ ANLAM

Bir sözcüğün gerçek anlamından bütünüyle uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir Başka bir deyişle bir kelimenin, gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır Bu kullanımda anlatımı renklendirmek ve kuvvetlendirmek esastır Mecaz anlamda iki kelime bir yönüyle benzerlik ilgisi kurularak birbirine benzetilmiştir

Bu konuyu bir daha açmayacağım

Derdim çoktur, hangisine yanayım

Doktora boş gözlerle bakıyordu

Bu şarkıya bayılıyorum

Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı

Yakında savaş patlayacak

Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır Benzetme yoluyla yapılanlardan biri istiaredir İstiare açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır Edebiyat dersinde söz sanatları arasında incelenir Eğretileme ve deyim aktarması da denir

“Kurban olam, kurban olam

Beşikte yatan kuzuya” (açık istiare)

“Tekerlekler yollara bir şeyle anlatıyor” (kapalı istiare)

İlgi yoluyla yapılanlara ad aktarması denir Ad aktarmasında benzetme amacı olmaz İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır Aşağıdaki cümleler ad aktarmasına örnektir (ad aktarması ayrıca mecaz-ı mürsel adıyla söz sanatlarında da işlenir)

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl

Saçını kestir demedim mi?

Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek

Ayağını çıkarmadan girebilirsin

Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor

Orhan Veli’yi okur musun?

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



4 DEYİMLER

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar

Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?

Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu

Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu

Her gördüğüne dudak büküyordu

Senin yaptığın pire için yorgan yakmak

İki genç adam boğaz boğaza geldi

Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin

Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar

Matematiği aklım almıyor

Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu

Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı

Bizimkinin iyice çenesi düştü

Göze girmek için her şeyi yapıyor

İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu

Bu soruya kafa yormanı istemiştim

Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış

Burası çok ayak altı, şurada duralım

Deyimlerin özellikleri:

a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir

b) Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz

Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez,

"ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez,

"ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez,

"dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez,

"tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez

Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi

Araya başka kelimeler girebilir:

“Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu

c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır Az sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı”, “dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-”

d) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar Bu özellik deyimi mecazdan ayırır

1 Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:

ağzı açık, kulağı delik,

eli uzun, kaşla göz arasında,

bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-,

can kulağı ile dinle-, köprüleri at-,

pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-,

kafayı ye-, aklı alma-,

akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-,

bel bağla-, çenesi düş-,

göze gir-, dara düş-,

2 Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır

Yorgan gitti, kavga bitti

Dostlar alışverişte görsün,

Atı alan Üsküdar'ı geçti,

Tut kelin perçeminden,

Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın

Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?,

Ne şiş yansın ne kebap

e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir Deyimler genel yargı bildirmezler Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir Öğütte bulunmazlar Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur Meselâ: "İşleyen demir ışıldar" atasözüdür Çalışmanın önemini anlatmaktadır Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir

f) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?

Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Çoğu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun

g) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:

Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu (Yüklem)

Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci)

Aslan payı ona düştü (Özne, isim tamlaması)

O, dik kafalı biridir (sıfat tamlaması, sıfat)

h) Kafiyeli deyimler de vardır:

Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



5 TERİM ANLAM

Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir Terimlerin anlamları dar ve sınırlıdır

Örnek: "Ekvator" kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar

Örnek: kök, mısra, muson

“yüklem, özne, kök, zarf”, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap”, kelimeleri de geometri terimleridir

Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır

Örnek: "Budala" kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir

Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir Terimlerin, mecaz anlamı, yan anlamı, deyim anlamı yoktur

Boğaz’ı geçip Karadeniz’e ulaştık

Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur

Ağacın kökleri çok derinde

Üçgenin iç açıları toplamı 180’dir

6 ARGO ANLAM

Sadece belli bir topluluk ya da meslek tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile argo denir

Argo, dil içinde bir dil gibidir

Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir Küfürle karıştırılmamalıdır

Argonun varlık sebebi kolay ve çekici anlatımı yakalama isteğidir

Şekil ev anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır

Bağımsız ve sorumsuz yaşayışın dilidir de denebilir

Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir

“Canına yandığımın dünyası” gibi

aklına tükürmek: birinin düşüncesini beğenmemek

mektep çocuğu: acemi, toy

zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak

yutmak: iyice eksiksiz olarak öğrenmek

arakçı: hırsız

bal kabağı: aptal, beyinsiz

çakmak: sınıfta kalmak

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



7 SOYUT ANLAM

Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile bilinen kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere soyut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de soyut anlam denir

Hayal, rüya, düşünce, menfaat, sevgi, korku, güzellik

8 SOMUT ANLAM

Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere somut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de somut anlam denir

Ağaç, taş, ev, mavi, soğuk, su, masa, yol, yürümek, koşmak

Soyut anlamlı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir

“Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum

“Adam yıldızlara basa basa yürüyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



B KELİMELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

1 EŞ ANLAMLI KELİMELER

Yazılış ve okunuş bakımından farklı fakat anlamca aynı olan kelimelerdir Bu tür kelimeler birbirlerinin yerini tutabilir Anlamdaş kelimelerin birisi genelde yabancı kökenlidir

kıymet - değer
cevap - yanıt
sene - yıl
medeniyet - uygarlık
imkân - olanak
acele - ivedi
zelzele - deprem
yoksul - fakir
misafir - konuk
sınav - imtihan
yöntem - metot
mesele - sorun
fiil - eylem
kelime - sözcük
vasıta - araç

Fakat bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin yerini tutamaz: “kara bahtlı” kelime grubunda “kara” kelimesinin yerine “siyah” kelimesini kullanamazsınız Çünkü iki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş veya yakın anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir

Türkçe kelimeler arasında da eş anlamlılık olabilir:

deprem-yer sarsıntısı-zelzele,

kimi zaman-ara sıra-zaman zaman-arada bir-bazen

2 YAKIN ANLAMLI KELİMELER

Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir Bunlar çoğunlukla Türkçe kelimelerdir

göndermek-yollamak, bezmek-bıkmak-usanmak, dilemek-istemek, çevirmek-döndürmek, söylemek-demek-konuşmak, eş-dost, hısım-akraba, bakmak-seyretmek,

Kardeşim sana küsmüş

Kardeşim sana kırılmış

Kardeşim sana gücenmiş

Kardeşim sana darılmış

Birinci cümlede bir "kesinlik ve aşırılık" anlamı, ikinci cümlede bir "esneklik, hatta hoşgörü" anlamı, üçüncü cümlede "üzülmek" anlamı, dördüncü cümlede "gücenip görüşmez olmak" anlamı vardır

Ben her sorunla başa çıkarım (baş etmek)

Bu kadar yürekten çağırma beni (candan)

Davranışları hiçbir zaman içtenlikli değildi (yürekten, candan)

Yaptığı işi önemsemiyordu (özen göstermiyordu)

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



3 ZIT ANLAMLI KELİMELER

Anlamca birbirinin karşıtı olan kelimelerdir

Siyah-beyaz, uzun-kısa, aşağı-yukarı, ileri-geri, var-yok, gelmek-gitmek,

Tüm kelimelerin zıt anlamlısı yoktur Eylemlerde de durum aynıdır Bir eylemin olumsuzu o eylemin karşıtı satılmaz

“sevinmek” karşıtı sevinmemek değil “üzülmek”tir

Kelimeler arasındaki karşıtlık cümledeki kullanıma göre değişir

“doğru” kelimesinin zıt anlamlısı bir cümlede “eğri” olurken, diğerinde “yanlış” olabilir

İki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir Meselâ, siyah ile beyaz, ancak ikisi de gerçek (temel) anlamda oldukları zaman zıt anlamlı olurlar Hafif olmayan anlamındaki “ağır” kelimesinin ağır olmayan anlamındaki “hafif”le zıt anlamlı olabilmesi için ikisinin de gerçek (temel) anlamda kullanılması gerekir

4 EŞ SESLİ KELİMELER

Yazılışı ve okunuşu aynı olduğu hâlde anlamları farklı olan kelimelerdir Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler Şiirde cinas olarak kullanılır ve cinaslı kafiye yapılır

Gül: 1 çiçek, 2 gülmekten emir

Kır: 1 kırsal alan, 2 kırmaktan emir, 3 beyaz

Yazma: 1 baş örtüsü, 2 yazmaktan olumsuz emir, 3 yazma işi

Ek almış kelimelerle, ek almış ve almamış kelimeler arasında da eş seslilik söz konusudur Bu ekler görevce farklı ekler de olabilir:

Siyah anlamındaki “kara” ile “kar-a” (-a: yönelme hâl eki) gibi

“Oyuncakları olmuş çocukların kurşunlar”

“Zalimler her saat taze fidanları kurşunlar”

Neden kondun a bülbül kapımdaki asmaya

Ben yarimden vazgeçmem götürseler asmaya

“hala” ve “hâlâ”, “kar” ve “kâr”, “adet” ve “âdet” kelimeleri eş sesli değildir Okunuşları ve anlamları farklıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



DOLAYLAMA

Bir sözcüğü birden fazla sözcükle ifade etmeye dolaylama denir Dolaylamaların temelinde halkın benimsemesi vardır

Örneğin bizler nasıl oluştuğuna pek bakmadan “aslan” için “ormanların kralı” deriz Çünkü insanlar arasında bu, öyle benimsenmiş, kabul görmüştür

Kaleci : File bekçisi
Turizm : Bacasız sanayi
Kömür : Kara elmas

YANSIMA SÖZCÜKLER

Doğada duyulan seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklere yansıma denir

“Suyun şırıltısı insanı dinlendirir
“Kedinin acı miyavlaması ile uyandım
“Şu cızırtıyı durdurun artık
cümlelerindeki altı çizil sözcükler birer yansımadır Çünkü bu sesleri biz doğada duyuyoruz

İKİLEME

Sözün anlamını pekiştirmek, onu zenginleştirmek ya da değişik anlam ilgileri oluşturmak için iki sözün bir araya getirilmesiyle oluşan söz öbeklerine ikileme denir

İkilemeler aynı sözcüğün tekrarıyla, yakın anlamlı sözcüklerin tekrarıyla, karşıt anlamlı sözcüklerin tekrarıyla, biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerle yapılabilir

“Adam acı acı güldü
cümlesinde ikileme aynı sözcüğün tekrarı ile,
“Yalan yanlış sözlerle bizi oyalamışlardı
cümlesinde yakın anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması ile,
“Gece gündüz çalışıyordu
cümlesinde karşıt anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması ile,
“Lütfen saçma sapan konuşma
cümlesinde ikileme biri anlamlı, biri anlamsız sözcüklerin birlikte kullanılması ile oluşmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #38
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



AD AKTARMASI

Benzetme ilgisi kurmadan bir sözün, başka bir sözün yerine kullanılmasına ad aktarması denir

“Seni şirketten aradılar
cümlesinde “şirket” sözcüğünde ad aktarması vardır Burada şirkette görevli birinin, örneğin sekreterin araması söz konusudur Ama cümlede “şirketten” sözü ile genel söylenip, özel anlam anlatılmak istenmiştir

“Ben ortaokulda Akif'i çok okudum
cümlesinde “Akif” sözü ile Mehmet Akif'in şiirleri kastedilmiştir

“Öğretmen içeri girince sınıf ayağa kalktı
cümlesinde “sınıf” sözcüğünde ad aktarması vardır Bu cümlede “sınıf” ile anlatılmak isten “öğrenciler”dir Dış söylenerek iç kastedilmiştir

“Batı teknolojide bizden ileridir
“Türkiye sizinle gurur duyuyor
“Soba yanınca oda ısındı
cümlelerindeki altı çizili sözcüklerde ad aktarması söz konusudur

ATASÖZÜ

Bir deneyimi, birikimi aktarırken değer yargısı oluşturan ve değer yargılarını yaşatan, akılda kalıcı, özlü sözlerdirBir toplumun derin manevi, tarihsel
ve mitoloji bilgilerini birleştirirler

Bazı özellikleri ise ;

- Kalıplaşmış sözlerdir
- Sözlerin yeri değiştirlemez ,başka söz kullanılamaz
- Kısa ve öz olmalıdır Az sözle çok şey ifade etmelidir
- Genellikle tek cümleden bazen de iki cümleden ibarettir
- Atasözlerinin kimileri doğrudan doğruya öğüt vericidir
- Atasözlerinin mecazi anlamları vardırKimisinde ise mecaz yoktur,doğrudan sözlerdir
- Diğer anonim halk edebiyatı ürünlerinde olduğu gibi atasözlerinin de,ilk söyleyeni zamanla unutulmuştur
- Atasözleri ulusların çok değişik dönemlerinde söylenmiş sözlerdir
Bunun için de bazılarının söylenmiş oldukları döneme göre çok
doğru sözler olabilmelerine karşın günümüzde ya da gelecekte doğrulukları tartışılabilecektir

Bazı örnekler :

* Acı patlıcanı kırağı çalmaz
* Görünen köy kılavuz istemez
* Harman yel ile, düğün el ile olur
* Saç sefadan tırnak cefadan uzar
* Yazın başı pişenin,kışın aşı pişer
* Zahmetsiz rahmet olmaz

ÖZDEYİŞ (VECİZE)

Söyleyeni belli, kısa, anlamlı sözdür Bireysel ya da toplumsal bir ilke, bir görüş, bir kanıyı en kısa yoldan anlatır Yaşam deneyimine ve gözleme dayanır

Bazı örnekler:

* Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır (Mustafa Kemal ATATÜRK)
* Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır (Albert Einstein)
*İyiliğe gücün yetmezse, kötülük etme (Aristo)
*En tehlikeli insanlar yarı deliler ve yarım akıllılardır (Goethe)
*Fenalıkların ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır (Eflatun

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #39
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcükler tür bakımından temelde iki ana gruba ve sekiz ayrı türe ayrılır:

a İsim soylu sözcükler: İsim,sıfat,zamir,zarf,edat,bağlaç ve ünlemler
b Fiiler soylu sözcükler: Fiiller

İSİM (AD)

Varlıkları,kavramları karşılayan sözcüklerdir
İsimlerle,karşıladıkları kavram ve nesneler arasında çok sıkı bir ilgi vardırBunlar daima birbirlerini çağrıştır

Örneğin; "kitap" sözü aklımızda hemen varlık olarak "kitap" nesnesini canlandırır ya da bir kitabı gördüğümüzde zihnimize hemen onu karşılayan isim gelir

Kavramlar için ise bu kadar belirgin bir ilişki varlığını söyleyemeyiz Örneğin "dert" dendiğinde aklımızda bir nesne canlanmaz; ancak bunun insanı sıkıntıya sokan bir durum olduğu zihnimizde belirir

İsim çeşitleri ise şu şekildedir:

A Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler

1 CİNS İSİM

Aynı türden varlıkları karşılayan isimlerdirBu varlıkların benzerleri etrafta çoktur
Cins isimlerin ilk harfleri büyük harflerle yazılmaz

Örn; "Çiçek,okul,kitap,silgi " vs

2 ÖZEL İSİM

Tek olan,tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan isimlerdir

Ankara, Kayseri, Adıyaman gibi yer adları,
Hatice, Sultan, Recep gibi kişi adları,
Türkiye, İtalya, Sudan gibi ülke adları,
Günün Ötesi, Kiralık Konak, Türk Edebiyatı, Hürriyet gibi kitap, dergi, gazete adları,
Bilkent Üniversitesi, Yeşilay, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi kurum adları,
İngilizce, Türkçe, Rusça gibi dil adları,
Boncuk, Tekir, Yumak gibi hayvanlara verilen adlar özel isimdir, başharfleri büyük harf olarak yazılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #40
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



B Varlıkların Sayılarına Göre İsimler

1 TEKİL İSİM

Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlere tekil isim denir
Bunlar; "kitap, çocuk, şiir, bilgisayar " gibi bir varlığı karşılayan isimlerdir

2ÇOĞUL İSİM

Sayıca birden çok varlığı karşılayan isimlerdir Çoğul isimler, "-ler, -lar" eki getirilerek yapılır

"Kitaplar, çocuklar, şiirler, bilgisayarlar "

3TOPLULUK İSMİ

Yapıca tekil olduğu halde, yani çoğul eki almadığı halde birden çok varlığı karşılayan isimlere topluluk ismi denir

"Toplum, halk, millet, ordu, bölük, sürü " sözcükleri birer topluluk adıdır

Topluluk isimleri de çoğul eki alabilir Bu durumda grupların çoğulu bildirilmiş olur

Örn; "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz!" cümlesinde "ordu" topluluk ismi çoğul eki almıştırBurada ordunun birden fazla olduğu anlatılmak istenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #41
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



C Varlıkların Oluşlarına Göre İsimler

1SOMUT (MADDE) İSİM

Duyu organlarımız ile algılanan isimlere somut isim denir

"Kitap,masa,insan,ışık " isimleri, beş duyumuzdan biri ile algılanan somut isimlerdir

2SOYUT (MANA) İSİM

Duyu organlarımız ile algılanamayan, ama varlığına inandığımız isimleridir

"Neşe, özlem, sevgi, korku " isimleri, duyu organımız ile algılanamayan soyut isimlerdir

D Yapıları Bakımından İsimler

1 BASİT İSİM

Yapım eki almamış kök halindeki isimlerdir

"Masa,sıra,televizyon,kalem,defter,anne "

2 TÜREMİŞ İSİM

İsim yada fiil kökünden yapım ekiyle elde edilen yeni,anlamlı isimlerdir
Türemiş bir iismle o ismin kökü arasında mutlaka anlam bağlantısı vardır

"Kulaklık,gözlükçü,sevgi,yolcu,görev,kitapç ı,t uzlu k,evsiz,Türkçe

3 BİRLEŞİK İSİM

- En az iki sözcükten oluşurlar
- Sözcükler temel anlamlarını yitirip,birlikte yeni bir anlam kazanırlar
- Sözcüklerin türleri ne olursa olsun mutlaka bir ismi karşılar
- Her zaman bitişik yazılırlar

"Biçerdöver, dedikodu, uçaksavar, sivrisinek,eczane, ateşböceği, sütlaç "

NOT:
sütlaç => sütlü + aş

"sütlü" kelimesinde süt sıfattır ve "ü" harfi ses düşmesine uğrar "aş" ise isimdir ve "ş" "ç" ye dönüşür

Aynı şekilde ;
eczane => ecza + hane

"ecza" kelimesi isimdir, "hane" kelimesinde ki "h" harfi ise ses düşmesine uğramıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #42
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



EKLER ve SÖZCÜK YAPISI

I EKLER

Sözcüklerin kök veya gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara değişik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses veya ses birleşimlerine ek (takı) denir

Ekler çekim eki ve yapım eki olmak üzere temelde ikiye ayrılır

A ÇEKİM EKLERİ

Çekim ekleri fiil çekim ekleri ve isim çekim ekleri olmak üzere ikiye ayrılır Fiil çekim eklerini “fiiler” konusunda gördüğümüz için burada sadece isim çekim eklerine değineceğiz

Şimdi isim çekim eklerini anlamlarıyla görelim

İSİM ÇEKİM EKLERİ

İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir

1 Çokluk Eki

Asıl işlevi isimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirmektir

"Okullar, evler, insanlar, çiçekler, sular"

Çokluk eki, bu işlevinin dışında eklendiği sözcüğe değişik anlamlar da kazandırır

“Türkler köklü milletlerdendir

cümlesine “millet” anlamı,

“Beş yaşlarında bir çocuğu var

cümlesine “yaklaşık” anlamı,

“Bu akşam Bülent Beyler bize gelecekler

cümlesine “aile” anlamı,

“Akşamları erken yatmayı severim

cümlesine “her” anlamı katmıştır

2 Hâl (Durum) Ekleri

İsim soylu sözcüklere gelerek onların yüklemle ya da diğer sözcüklerle ilgilerini sağlayan eklerdir

a - i hâl eki (belirtme hâli) : İsimlere getirilen “-ı, -i, -u, -ü” ekidir

“Ses - i duydum

“Okul - u bitirdim

cümlelerinde kullanılan eklerdir Fiilin neyi etkilediğini gösterir Fiile sorulan “kimi, neyi” sorularına cevap verir

b - e hâl eki (yönelme hâli) : İsme getirilen “-a, -e” hâl ekidir

“Okula dün gitmedim

cümlesinde yer bildirir

“Akşama size geleceğiz

cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar

c - de hâl eki (bulunma hâli) : İsme getirilen “-da, -de, -ta, -te” ekidir

“Durakta otobüs bekliyor

cümlesinde yer bildirir

“İki saattir ayakta duruyor

cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış

“Beşte gidelim sinemaya

cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış

“Onlar sanatın gözde kişileridir

cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmiş ve sıfat yapmış “-de” hâl eki bu durumda yapım eki olmuştur

“Tarlada adam boyunda mısırlar vardı

cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamıştır

d - den hâli (çıkma durumu) : İsme getirilen “-dan, -den, -tan, -ten” ekidir

“Dükkândan az önce çıktı

cümlesinde yer bildirmiş

“İzmir'e akşamdan gidelim

cümlesinde zaman bildirmiş

“Sıradan kitaplar sana bir şey kazandırmaz

cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuş

“Kitaptan daha iyi dost olur mu?”

cümlesinde karşılaştırma bildirmiş

“Hastalandığından okula gelememiş

cümlesinde neden bildirmiş

e Yalın hâli : İsimlerin hâl eki almamış şeklidir İsimler hâl ekleri dışındaki çekim eklerini aldıklarında yalın hâlden çıkmaz

“Çiçek, evler, okulumuz, kitap, ağaç

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #43
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



3 Eşitlik Eki

İsim soylu sözcüklere gelip onlara değişik anlamlar katan ve anlama bağlı olarak onları sıfat, zarf yapan - ce , -ca (-çe, -ça) ekleridir

“Böyle çocukça davranmamalısın” (benzerlik)

“Ailece tatile gittik” (topluluk, birlikte)

“Benden boyca uzunsun” (karşılaştırma, bakımından)

“Bence sen de haklısın” (görelik, kanaat)

“Masraflarınız şirketimizce karşılanacak” (tarafından)

4 İyelik Eki

Eklendiği ismin bir şahsa ya da nesneye ait olduğunu gösteren ektir Aitlik ilgisini, kendinden önceki bir sözcüğe ya da söz öbeğine bağlayarak bildirir Altı şahsa göre çekimlenir
(benim)_____defter - im___-_silgi - m

(senin)___-__defter - in___-__silgi - n
(onun)______defter - i______-silgi - si
(bizim)____--defter - imiz_-_--silgi - miz
(sizin)--------defter - iniz------silgi - niz
(onların)------defter - leri -----silgi - leri

İyelik eklerini benzer eklerle karıştırmamak gerekir Örneğin iyilik üçüncü tekil kişi eki ile belirtme hâli eki karıştırılabilir

“Ev- i yeni aldık” (o evi)
“Ev- i çok büyükmüş” (onun evi)

Bu iki sözcükte de “-i” eki var Hangisi iyelik, hangisi hâl anlamak için şu soruyu sorabiliriz:

“Kimin evi?”

Bu soruyu sorduğumuzda ikinci cümlenin cevap verdiğini ve “Onun evi büyükmüş” şeklinde söylenebildiğini görüyoruz Öyleyse “-i” eki ikinci cümlede iyelik eki, birinci cümlede ise “Neyi aldık?” sorusuna cevap verdiğinden “-i” hâl eki olarak kullanılmıştır

Ayrıca “-i” eki almış sözcüğün başına “onun” sözcüğü getirerek de bunu anlayabiliriz

(Onun) “Ev - i yeni aldık

olmuyor, ama

(Onun) “Ev - i çok büyükmüş

oluyor Demek ki ikinci cümledeki “-i” eki, iyelik ekidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #44
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



5 İlgi Ekleri

İyelik ekiyle çok sıkı biçimde ilgisi olan bir ektir Eklendiği isme ait olan başka bir sözün varlığını gösterir Bağlı olduğu isim ilgi ekli isimden sonra gelir

Ben - im = kitabım
Sen - in = kitabın
O - nun = kitabı
Biz - im = kitabımız
Siz - in = kitabınız
Onlar - ın =kitapları

B YAPIM EKLERİ

İsim ve fiillerin kök veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir

Burada kök sözünü de açıklamakta fayda var

Kök

Bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır

Köklerde yapım eki bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir Örneğin;

“Ağaçlarımız” sözcüğünde “ağaç”, sözcüğün, anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır “lar” çokluk ekidir; yani isim çekim ekidir

“-(ı)-mız” eki iyelik ekidir; yani isim çekim ekidir

Öyleyse bu sözcük yapım eki almamıştır, kök hâlindedir

Kökler iki türde bulunur: İsim kökleri ve fiil kökleri

“Baktı” sözcüğündeki kök “bak-” fiil kökü; “tuzluk” sözcüğünün kökü olan “tuz” isim köküdür

Sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki şekli arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır

“Balıkçılık” kelimesinin ek ve köklerine “balık-çı-lık” şeklinde ayrılır Yoksa “balık” kelimesi bölünüp de köküne “bal” denemez Çünkü “bal” kelimesi ile “balık” kelimesi arasında anlamca bağlantı yoktur

Sözcüğün yapım eki aldıktan sonraki durumuna gövde denir

Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir İlk yapım eki köke diğerleri gövdeye eklenir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #45
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



Çekim Ekiyle Yapım Ekinin Farkları

Çekim ekleri eklendiği sözcüğün anlamında bir değişiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı, köke bağlı olmak şartıyla, değiştirir Örneğin;

“Kitabı aradım

cümlesindeki “kitaözcüğü “sayfalardan oluşan ve okunan nesne” anlamındadır “-i” hâl ekini alarak “kitabı” şekline geldiğinde de anlamı değişmemektedir

“Kitapçı aradım

cümlesinde ise “sayfalardan oluşan ve okunan nesne” olan “kitap” sözcüğü “-cı” yapım ekini alarak bu anlamını yitirmiş, “kitap satılan yer” anlamına gelmiştir Yani “kitap”la bir anlam ilgisi vardır; ama yeni bir sözcük oluşmuştur

Çekim ekleri bir sözcüğe yapım ekinden sonra eklenir Yani önce yapım ekleri, sonra çekim ekleri gelir İstisnaları olsa da bu genel bir kuraldır

Ek ve kök hakkındaki bu genel bilgilerden sonra şimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz

1 İsimden İsim Yapan Ekler

İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir Ancak bu sözcükler sıfat, zarf gibi görevlerde de kullanılabilir

“Kiralık ev vardır
“Sulu yemeleri çok sever
“İşsiz insanlara yardımcı oluyordu
“Büyüyünce futbolcu olacakmış”
“Sınıflara üçer kişi alalım

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.