Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları

Az Ve Öz

Eski 08-02-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Az Ve Öz




AZ VE ÖZ
Efser BERİN

BÜTÜN CANLILARIN RIZKINI ALLAH VERİR

Müzekki’n Nüfûs adlı eserinde Eşrefoğlu Rumi, Hz Musa’nın (as) şöyle dediğini aktarır: “Ya Rabbi, ahmaklara rızkı çok verirsin Onlar da bunu boş ve faydasız yerlere harcarlar Senin yolunda bulunmayı hiç düşünmezler Akıllılar ise senin verdiklerinden yine senin yolunda harcarlar” Yüce Mevla, Hz Musa’nın bu sözlerine şu cevabı verir: “Ya Musa! Akıllılar, rızkın benden olduğunu anlasınlar diye ahmaklara bol rızık veririm Rızık herkese benim takdir ettiğim miktarda gelir Benim takdirimin dışında hiçbir kimse zerre miktarı dahi olsa rızka kavuşamaz

ORUÇ İLE SAMEDİYET AHLAKIYLA AHLAKLANALIM

Ebu Talib Mekki (ks) Kûtü’l-Kulûb isimli kitabında orucun fazilet ve sırlarından bahsederken şunları söylemiştir: “Oruç ibadeti de, Allah katında amellerin en faziletlisi ve en sevgilisi olduğundan Cenab-ı Hak, ‘Oruç benim içindir’ buyurarak onu kendisine izafe etmiştir Çünkü oruçta, yüce Allah’ın ‘yeme-içme ve hiçbir şeye muhtaç olmaması, her şeyin kendisine muhtaç olması’, ‘samediyet’ ahlakıyla (sıfatıyla) ahlaklanmak vardır ve oruç ibadeti, sadece Allah Teala’nın bildiği sırlı amellerden biridir

MEVLA’NIN AHLAKINA SAHİP OLMAK

Salihlerden birinin hanımında sevmediği haller vardır, düzelmiyordur Bu sebeple araları açılır Bu durum onu çok üzmesine rağmen tanıdıkları kendisine hanımının durumunu sordukları zaman şu cevabı verir de aile sırrını kimseye açmaz: “Bir erkeğe nikahı altındaki hanımı hakkında hayırdan başka bir şey söylemesi uygun değildir”

En sonunda hanımını boşar Bu sefer etrafındakiler ona niçin boşadığını sorduğunda “O benden ayrılmış bir kadındır; benim nikahım ve sorumluluğum altında değildir Bu durumda olan biri hakkında ben nasıl bir şey söyleyebilirim!” cevabını verir Büyük veli İmam Sühreverdi (ks), bu zattaki ahlakı “İşte bu ahlak, kullarının kötülerini örtüp iyi hallerini gösteren yüce Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmaktır” diyerek özetler
(İmam Sühreverdi, Avarif)

KULUM BENDEN RAZI OLUNCA, BEN DE ONDAN RAZIYIM

Zünnun-ı Mısri Hazretleri, İsrailoğullarında 700 sene Allah Teala’ya ibadet eden bir abidin hikayesini şöyle anlatır: “Bu kişi daima; ‘Ya Rabbi! Senin rızanı isterim!’ diyordu Allah Teala peygamberi Danyal’a (as) şöyle buyurur: ‘O, abide söyle eğer göktekilerin ve yerdekilerin ibadetini de yapsa, yeri cehennemdir!’

Danyal (as) durumu abide bildirir Abid bunu duyunca sevinerek; ‘Ey Rabbim’in hükmü! Ne hoşsun! Onun kazası, hoş geldin’ der Sonra şunları ekler sözlerine: ‘Ey Allah’ın Peygamberi! 700 yıl Hakk’ın rızasını istedim Onun mülkünde kendimi sivrisinekten aşağı kabul ettim Şimdi cehennemin odunu olmaya layık olduğumu ve onun rızasının bunda bulunduğunu, yani cehenneme gideceğimi anladım Artık onun rızası olan yeri ister oldum

Abidin Allah’ın rızasına karşı gösterdiği bu teslimiyeti üzerine yüce Mevla ‘Ey Danyal! Abid kuluma söyle, o benden razı olunca, ben de ondan razıyım Onu cennet ve cemalime layık eyledim’ buyurur

EFENDİMİZ’İN (SAV) İFTAR DUASI

“Allahım! Senin rızan için oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım Sana güvendim, sana iman ettim Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, ecir ve sevap meydana geldi inşallah Ey fazlı ve keremi geniş olan Rabbim, beni bağışla Rabbim’e hamdolsun, o bana yardım etti de oruç tuttum, rızk verdi de orucumu açtım
(Ebu Davud; İbn Mace)

Alıntı Yaparak Cevapla

Az Ve Öz

Eski 08-02-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Az Ve Öz




AZ VE ÖZ

Efser BERİN

DUAYA DAİR

Allah’a yaklaşmak için bir vasıta olan dua, ibadetlerin özü olarak kabul edilir dinimizce Dua etmekle aslında halimizi bildirirken alçakgönüllülükle Rabbimiz’e kulluğumuzu göstermiş oluyoruz Duamızla Rabbimiz’in katındaki değerimizin artacağı ve O’na yalvara yakara, içten bir halde dua etmemiz buyrulmaktadır yüce kitabımızda Mümin suresinde “…Bana dua edin, duanıza cevap vereyim” (Mümin, 60) diyen Rabbimiz Enbiya suresinde de her zaman ümit ve korku halinde dua etmemizi istemiştir: “…Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi” (Enbiya, 90)

Peygamber Efendimiz de (sav) yaptığımız duaların kabul olması için güzel ahlak sahibi olmamız gerektiğini şu sözleriyle haber vermiştir: “İyiliği emretmez, kötülükten sakındırmazsınız Sonra da dua edersiniz Duanız nasıl kabul ola?”

EVLADIMIZ AYNAMIZDIR

İstanbul eski Çarşamba müftüsü olan Sofuzade Seyyid Hasan Hulusi Efendi, Mecma’ul Adab adlı kitabında anne ve babaların evlatlarına karşı izlemeleri gereken tutumları şu şekilde anlatır: “Anne babalar evlatlarına karşı sert sözler söylemekten ve kötü davranmaktan sakınmalılar Evlatlarına altından kalkamayacakları işleri zorla yaptırmaya çalışmak güzel bir yol değildir Salih kişilerden biri; ‘Otuz senedir, evladıma yapması için bir şey söylemedim Olur ki yapamaz ya da yapmak istemez de isyan eder Babası olarak bana asi geldiği için de Rabbim’in azabına uğrayabilir Böyle bir duruma sebep olmaktan korkarım’ demiştir Evlada muhabbet etmek; cehenneme perde olurken, onlara ikram etmek ve birlikte yemek yemek; sırat’tan kolaylıkla geçmeye ve cehennemden kurtulmaya sebeptir Kainatın Efendisi (sav) de; ‘Evladınızı sevip öpünüz Zira, her öpmeniz için size cennette bir ihsan olunur’ müjdesini vermiştir Evladı bir meslek sahibi etmek, ona daima hayır duada bulunmak anne babanın görevidir Kısaca anne babanın iyi halleri evlatlarına aittir Onlar ne kadar hayra çalışırlarsa evlatları da o kadar hayırlı olur

AH İSTANBUL, VAH İSTANBUL…

Üstad Necip Fazıl “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/ Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar; Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar/ Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar” dizleriyle İstanbul’a olan sevgisini, tutkusunu ifade etmiştir Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretleri de Eyüp’de set kenarında oturduğu yerden İstanbul’a doğru bakarak bu güzide şehirle ilgili şunları söylemiştir: “Şu İstanbul ne garip belde! İnsan, mümin olmak için de, kafir olmak için de burada her vasıtayı, her imkanı bulabilir…” ( O ve Ben; N F Kısakürek)

HAKİKATTE “GENÇ” OLANLAR

Hz Mevlana tertemiz bir yaşayışa sahip olan bir Hak dostunun halini Mesnevi’sinde şu hikaye ile anlatır: “Yaşlı adamın biri doktora gider ve hastalığı ile ilgili şikayetlerini tek tek saymaya başlar: ‘Hafızam yorgun, aklım yerinde değil Gözlerim de kararıyor’ Doktor bu şikayetlerin ihtiyarlıktan olduğunu söyler Yaşlı adam bu sefer sırtının çok ağrıdığını, midesinin de yediklerini hazmetmediğini söyler Doktor bu şikayetlere de ihtiyarlığın sebep olduğunu söyler

Adam bu sefer nefes alırken de sıkıntı çektiğini, nefes darlığı olduğunu söyleyince, doktor yine hastalığını ihtiyarlığa bağlayarak; ‘İhti¬yarlayınca insanda iki yüz türlü dert başlar’ der Yaşlı adam kızarak ‘Bre adam, Allah her derdin bir dermanı vardır derken neden papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun, sende ne akıl var ne de bilgi, nereden gelip sana çattım!’ diye bağırır Doktor gülerek ‘Ey yaşı altmış, işi bitmiş dostum bu kızgınlık, bu hiddet de ihtiyarlıktandır’ cevabını verir

Bu hikayenin devamında Hz Mevlana şöyle der: “Yaşlanınca insan vücudunun bütün parçaları zayıflar, yıpranır, sabır da azalır Yaşlı kimse iki çift söze bile tahammül edemez, bağırıp çağırır Bazen bir yudum suyu bile sindiremez, kusuverir Ancak Hak sarhoşu olan ihtiyar bu hallerden uzaktır O tertemiz bir yaşayışa sahiptir Zahiren ihtiyardır ama hakikatte çocuktur… Nebi ve veliler böyledir; görünüşte zayıf nahif de olsalar ruhen ve manen güçlüdürler

Alıntı Yaparak Cevapla

Az Ve Öz

Eski 08-02-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Az Ve Öz




AZ VE ÖZ
Efser BERİN

GÜNÜN YORGUNLUĞUNDAN DUA İLE KURTULMAK

Mevlamız’a verdiği nimetlere karşı şükrümüzü göstermek için günün başlangıcında veya akşamında bunları hatırlayıp söyleyebilmek ne güzel bir yoldur Nimetlere şükreden sıkıntılara hamd eden bir gönüle sahip olan kişi kolay kolay bunalmaz, yorgunlukları da kalıcı olmaz

Peygamber Efendimiz’in (sav) akşam olunca yaptığı şu duayı okuyarak hem bedenen hem de ruhen yenilenip dinlenmeyi alışkanlık haline getirebiliriz “Elhamdülillah geceye erdik Mülk de Allah için geceye erdi Allah’tan başka ilah yoktur Tektir, ortağı yoktur, hamdler O’nadır O her şeye kadirdir Rabbim, bu gecede olacak hayrı da bundan sonra olacak hayrı da senden istiyorum Rabbim, bu gecede olacak şerden de bundan sonra olacak şerlerden de sana sığınıyorum Rabbim tembellikten, yaşlılığın kötülüklerinden, cehennem ve kabir azabından sana sığınıyorum” (Müslim)

HUZURUMUZ KENDİ ELİMİZDE

Evimizde olsun dışarıda olsun günün her anında karşılaşabileceğimiz her türlü sıkıntı ve tersliklere kızmadan önce bir de Mevlana’nın şu tespitiyle olaya bakmaya çalışalım Hz Mevlana insanın başına gelen belaların çoğununun sebebini, zulmettiği bir kimsenin yaşadığı sıkıntıdan dolayı ona beddua etmiş olabileceğine bağlar Bir başkasının yaptığımız olumsuz davranışlardan dolayı aciz olabileceğini her zaman hatırımızda tutup, “Acaba onun sıkıntısının sebebi ben miyim?” diye kendimizi sorgulayabilme cesaretini göstermeliyiz Ömrümüz boyunca başkalarına maddi ve manevi sıkıntı vermemeye dikkat edelim ve bir mazlumun ahını alıp kendi huzurumuzu da kaçırmamaya çalışalım

İSTİKAMET GÜNEŞİMİZ HADİSLER

Merhum Necip Fazıl, Peygamber Efendimiz’in (sav) mübarek ve güzide sözleri olan hadisleri bütün eşya ve olayları aydınlatan güneşe benzetir ve şöyle der: “Hadis Kainat’ın Efendisi’ne ait her tavır, her hareket, her eda…
Tebessümlerinden sükutlarına kadar…
Açık denizde güneşten mevki tayin edip akıl pusulasıyla yolunu bulan gemiye eş, insanoğlu sayısız hayat yönünde istikametini tespit edici her ana ölçüyü hadislerle bulabilir
Hadisler bir yıldızdan bir yıldıza çekilmiş mahyalar halinde insanlığa muhtaç olduğu nuru pırıldatır
(N Fazıl Kısakürek, Nur Harmanı)

TEVAZU SAHİPLERİNİN HALLERİ

Hz Ömer (ra) kibir ve gururun, nemrutların ve firavunların ahlakından, alçak gönüllüğün ise peygamberlerin ve salih kişilerin ahlakından olduğunu söyler Tevazu ile ilgili ibret alınacak sayısız örnekler görürüz hem Allah Rasulu’nun (sav) ve sahabilerinin, hem de veli zatların hayatlarında Bu örneklerden biri de Medine valisi Selman-ı Farisi’nin (ra) yaşadığı şu olaydır:

Selman- Farisi (ra) üzerinde gösterişten uzak, sade bir elbiseyle Medine çarşından geçerken, zenginlerden biri onu fakir bir hamal zannederek yanına çağırır Elindekileri onun sırtına yükler ve beraberce yürümeye başlarlar

Selman-ı Farisi’nin (ra) sırtında yük taşıdığını görenler koşarak onların yanlarına gelirler ve ona; “Müsaade buyurun, biz taşıyalım efendim” derler Selman- Farisi (ra) hiç istifini bozmadan; “Hayır, ben taşıyacağım, çünkü eşya sahibi sizi değil, beni bu işe tuttu” diye cevap verir Bu sırada yüklerin sahibi onun vali olduğunu anlar ve rengi değişir

Ellerine kapanarak özür dileyince Selman-ı Farisi (ra) tebessüm ederek ona mütevazilik ve samimiyet belirtisi olan şu sözleri söyler: “Hiç üzülmeyin, valilik ayrı şey, din kardeşine hizmet etmek daha ayrı şey Ben yüklendiğim şeyi evinize kadar götüreceğim Birbirimize yardım etmek, zayıfların elinden tutmak hepimizin görevidir” Böylece İslam’ın gönüllere yerleştirdiği tevazunun manasını ona öğretmeye çalışır

Medineli zengin, Selman- Farisi’yi (ra) hamal olarak tutunca yolda onunla biraz da alay etmiştir Bu sebeple Hz Selman ona; “Bir daha Allah’ın kullarından hiçbirini alaya almayınız, gördüğünüz her Müslümanı da kardeşiniz olarak kabul ediniz ve onlara karşı tevazu kanadınızı yerlere kadar indiriniz” öğüdünü de vermeyi unutmaz” (İslam Ahlakından Parlak Sayfalar, Celal Yıldırım)

Alıntı Yaparak Cevapla

Az Ve Öz

Eski 08-02-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Az Ve Öz




AZ VE ÖZ
Efser BERİN


EVDE HANIMINA YARDIMCI OLAN ERKEKLERE MÜJDELER

Sofuzade Seyyid Hasan Hulusi Efendi, Mecma’ul Adab isimli eserinde kocanın karısına karşı davranışlarında uyması gereken adabı anlatırken şu noktaya da dikkat çeker: “Erkek, ev işlerinde hanımına yardım etmelidir Nitekim bir hadis-i şerifte: ‘Bir kimsenin, karısına evde yardım etmesi Allah’ın gazabını kaldırır Hayırlarını ve derecesini arttırır Evinde hizmet görüp, bundan utanmayan kimsenin adı şehitler defterine kaydedilir Gece ve gündüz Cenab-ı Hak ona şehit sevabı ihsan eder Her bir adımı başına bir hac ve bir umre sevabı verilir ve vücudunda bulunan tüylerin sayısınca cennette ona bir şehir ihsan olunur’ buyrulur Efendimiz (sav) diğer bir hadisle de ev işlerinde karısına yardım edenlere Allah Teala’nın peygamberlerden Eyüp (as), Davut (as), Yakup (as) ve İsa’nın (as) sevapları kadar sevap ihsan edeceğini haber verir” (Camiu’s-Sagir, Mefatih-ül-Cinan)

NAMAZ, NAMAZ…

Peygamber Efendimiz’den (sav) almış oldukları ilhamla Ashab-ı Kiram (ra) namazı şöyle tasvir etmişlerdir: “Namaz, Allah’ın hoşnutluğuna, meleklerin sevgisine yol açar Namaz, peygamberlerin sünneti ve marifetin nurudur
İmanın aslı, duanın kabul olunmasının anahtarıdır… Amellerin ilahi huzura yükselmesine basamak, rızk için bir berekettir…
Namaz, bedeni rahata kavuşturan bir ibadettir Düşmana karşı kuvvetli bir silah, şeytanın en çok sevmediği amellerden biridir
Namaz, sahibiyle ölüm meleği arasında şefaatçidir, kabirde ise bir nurdur… Münker ve Nekir’e doğru bir cevaptır ve kıyamete kadar kabir aleminde insanın en yakın arkadaşıdır…
Kıyamet günü olunca namaz, sahibinin başı üstünde bir gölge, onu koruyan bir elbise ve önünü aydınlatan bir ışık ve cennetin anahtarı olur” (İslam Ahlakından Parlak Sayfalar, Celal Yıldırım)

CENAZE GEÇERKEN AYAĞA KALKMANIN SEBEBİ

Cabir b Abdullah anlatıyor: “Yanımızdan bir yahudi cenazesi geçti Peygamber (sav) ayağa kalkınca biz de kalktık Sonra ‘Ya Rasulullah, bu yahudi cenazesidir’ dediğimizde; ‘Bir cenaze gördüğünüzde ayağa kalkınız’ buyurdu” (Buhari)

Abdullah b Ömer’in anlattığına göre bir adam Hz Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasulü! Bir kafirin cenazesi geçerken ayağa kalkalım mı?” diye sorar Bunun üzerine Hz Peygamber, “Kalkınız, çünkü siz onun için ayağa kalkmıyorsunuz Siz ancak canları alan yüce Allah’a saygı göstermek için ayağa kalkıyorsunuz” cevabını verir (Ahmed b Hanbel)

RIZIK İÇİN ÇALIŞMAK ASİL BİR DAVRANIŞTIR…

Bir gün İbrahim b Ethem rha ile Şakik-i Belhi rha Mekke’de karşılaştıklarında İbrahim b Ethem, Şakik’e “Senin rızık temini için çalışmayı terk etmeye iten sebep nedir?” diye sorar

Şakik-i Belhi rha ona şu cevabı verir: “Çölde yolculuk yaparken yerde kanatları kırık bir kuş gördüm Kendi kendime, ‘Şu kuşun nerden rızıklandığına bir bakayım’ dedim ve bir kenara saklanarak beklemeye başladım Biraz sonra gagasında çekirge bulunan bir kuş, kanatları kırık olan o kuşun yanına geldi ve çekirgeyi onun gagasına bıraktı

Bu durumu görünce ben de şöyle düşündüm: ‘Şu kanatları kırık kuşa diğer bir kuşu sebep kılarak besleyen Rabbim, nerde olursam olayım beni de rızıklandırmaya kadirdir
Böylece rızk temini için çalışmayı bıraktım ve kendimi tamamıyla ibadete verdim

İbrahim b Ethem ise ona şu anlamlı sözlerle nasihat eder: “Peki, sen neden o sakat kuşu besleyen sağlam kuş gibi daha şerefli ve üstün olmak istemiyorsun? Sen Rasulullah’ın (sav), ‘Veren el, alan elden daha hayırlıdır’ buyurduğunu işitmedin mi? Ayrıca, her işinde en üstün ve yüksek dereceyi elde etmeye çalışmak, müminin alametlerindendir” Bu sözler üzerine Şakik-i Belhi, İbrahim b Ethem’in elini öperek, “Ey İbrahim, sen bizim üstadımızsın” der

Alıntı Yaparak Cevapla

Az Ve Öz

Eski 08-02-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Az Ve Öz




Komşuların iyi derse iyi bir insansın


Hz Ebu Hureyre’nin (ra) rivayetine göre sahabeden biri Peygamberimiz’e (sav) gelir ve “Bana öyle bir amel göster ki onu yaptığım zaman cennete gireyim” der Efendimiz de (sav) kendisine iyi bir insan olmasını buyurur “Ya Rasulullah! İyi olduğumu nasıl bileceğim?” deyince Allah Rasulü (sav) şu cevabı verir: “Komşularına sor; eğer onlar senin iyi olduğunu söylerse sen iyi bir kimsesin, yok eğer kötü olduğunu söylerse o zaman sen kötü bir kimsesin” (Acluni, Keşfü’l Hafa)



cenabı hak hayırlı komsular ihsan etsin

komsu insanı ıslah da eder ihrac da

hayırlı olanı olsun hayırlı kullardan olmak temennisi ile

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.