Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfikelimeler, harfiosmanlıca, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler
Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler

Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TA Kur'anın alfabesinde üçüncü harfin adıdır Ebcedî değeri 400'dür
TA f Kat Kıvrım Büklüm Misil, mânend Nihayet Gayet Kadar, beri, dek (mânalarına gelir) Meselâ :
TÂ BEKEY Ne vakte kadar
TÂ BE KIYAMET Kıyamete kadar
TÂ HAŞRE DEK Haşre kadar
TA' (TAE) Alçak, iniş yer * Başı aşağı etmek
TAA Muti olmak İtaat etmek
TAAB Yorgunluk Sıkıntı Zahmet Bezginlik Eziyet
TAAB-I DİMAĞÎ Zihnî yorgunluk Dimağın yorgunluğu
TAAB-ÂVER f Yorgunluk veren
TAABBÜD İbadet etmek Kulluk etmek(Ey insan! Kur'ânın desâtirindendir ki, Cenab-ı Hakk'ın mâsivâsından hiçbir şeyi ona taabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme Hem sen kendini hiç bir şeyden tekebbür edecek derecede büyük tutma Çünkü mahlukat, ma'budiyetten uzaklık noktasında müsâvi oldukları gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler L)
TAABBÜDÎ İbadete ait olup emrolunduğu için yapılan Sebeb ve illeti sadece emir olan, aklın muhakemesine bağlı olmayan İbâdete âit ve müteallik(Mesâil-i şeriattan bir kısmına "Taabbüdî" denilir; aklın muhakemesine bağlı değildir; emrolduğu için yapılır İlleti, emirdirBir kısmına "Mâkul-ül mâna" tâbir edilir Yâni: Bir hikmet ve bir maslahatı var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebep ve illet değil Çünkü: Hakiki illet, emir ve nehy-i İlâhidirŞeairin taabbüdî kısmı; hikmet ve maslahat onu tağyir edemez, taabbüdîlik ciheti tereccuh ediyor, ona ilişilmez Yüzbin maslahat gelse, onu tağyir edemez Öyle de: "Şeairin faidesi, yalnız mâlum mesâlihtir" denilmez ve öyle bilmek hatâdır Belki o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir Meselâ biri dese: "Ezanın hikmeti, müslümanları namaza çağırmaktır; şu halde bir tüfenk atmak kâfidir "Halbuki o divane bilmez ki, binler maslahat-ı ezaniye içinde o bir maslahattır Tüfenk sesi, o maslahatı verse; acaba nev'-i beşer namına, yahut o şehir ahalisi namına hilkat-ı kâinatın netice-i uzması ve nevi beşerin netice-i hilkatı olan ilân-ı Tevhid ve Rububiyet-i İlâhiyeye karşı izhar-ı ubudiyete vasıta olan ezanın yerini nasıl tutacak?Elhasıl: Cehennem lüzumsuz değil; çok işler var ki, bütün kuvvetiyle "Yaşasın Cehennem!" der Cennet dahi ucuz değildir; mühim fiat ister M)
TAABBÜS (C: Taabbüsât) Yüz ekşitme, somurtma, surat asma
TAABBÜS Sayıklama * Havadaki bir şeyi tutmağa çalışır gibi ellerini sallıgirsin bir tarafına !!! hareket ettirme
TAACCÜB şaşma, hayret etme Tahayyür"Resul-ü Ekrem'den (ASM) rivayet olunuyor ki: "Taaccüb bütün taaccüb ona ki: Cenab-ı Hakk'ın halkını görüp dururken Allah'da şek eder Şuna taaccüb olunur ki: Neş'et-i ulâyı tanır da neş'et-i uhrâyı inkâr eder Şuna da taaccüb olunur ki: Her gün her gece ölüp dirilip dururken ba's-ü nüşuru inkâr eder şuna da taaccüb olunur ki: Cennet'e ve naim-i Cennet'e iman eder de yine dâr-ül gurur için çalışır Şuna da taaccüb olunur ki: Evvelinin bulaşık bir nutfe, âhirinin mülevves bir ciyfe olduğunu bilir de yine tekebbür ve tefâhur eder" (ET)
TAACCÜC Şamata, gürültü, patırtı
TAACCÜL Acelecilik Acele etmek
TAACCÜLAT (Taaccül C) Acele etmeler Acelecilikler
TAACCÜN (Acn dan) Hamurlaşma, hamur hâline gelme, mâcun gibi olma
TAACİB Acayib şeyler Tuhaf şeyler
TAAC'UC Çeşitli seslerin birbirine karışması
TAADDİ Saldırma * Düşmanlık * Ezme * Şeriattan ayrılma Tecavüz etme Zulmetme Örf âdet ve mukavelenin hilâfına hareket etme * Gr: Fiilin geçer halde olması, müteaddi olması
TAADDÜD Çoğalma Birden fazla olma Tekessür etme
TAADDÜD-Ü EZVAC (Bak: Taaddüd-ü zevcat)
TAADDÜD-Ü ZEVCAT Bir kaç kadınla evlilik hali (Bak: Aile)(Medeniyet, taaddüd-ü ezvacı kabul etmiyor Kur'anın o hükmünü, kendine muhalif-i hikmet ve maslahat-ı beşeriyeye münâfi telâkki eder Evet, eğer izdivacdaki hikmet, yalnız kaza-yı şehvet olsa, taaddüt bilâkis olmalı Halbuki, hatta bütün hayvânatın şehâdetiyle ve izdivac eden nebâtatın tasdikıyle sabittir ki; izdivacın hikmeti ve gayesi, tenasüldür Kaza-yı şehvet lezzeti ise, o vazifeyi gördürmek için rahmet tarafından verilen bir ücret-i cüz'iyyedir Madem, hikmeten, hakikaten, izdivaç, nesil içindir, nev'in bekası içindir Elbette, bir senede yalnız bir defa tevellüde kabil ve ayın yarısında kabil-i telâkkuh olan ve elli senede ye'se düşen bir kadın, ekseri vakitte tâ yüz seneye kadar kabil-i telkih bir erkeğe kâfi gelmediğinden, medeniyet pekçok fâhişehâneleri kabul etmeye mecburdur S) (İslâmiyet'in ahkâmı iki kısımdır:Birisi: Şeriat ona müessistir, bu ise hüsn-ü hakiki ve hayr-ı mahzdırİkincisi: Şeriat muaddildir Yâni; gayet vahşi ve gaddar bir suretten çıkarıp, ehven-i şer ve muaddel ve tabiat-ı beşere tatbiki mümkün ve tamamen hüsn-ü hakikiye geçebilmek için zaman ve zeminden alınmış bir surete ifrağ etmiştir Çünki, birden tabiat-ı beşerde umumen hüküm-ferma olan bir emri birden ref'etme, bir tabiat-ı beşeri birden kalbetmek iktiza eder Binaenaleyh, Şeriat, vâzı-ı esâret değildir Belki en vahşi suretten, böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tâdil etmiştir Hem de dörde kadar taaddüd-ü zevcat tabiata, akla, hikmete muvâfık olmakla beraber, şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, belki sekiz dokuzdan dörde indirmiştir Bahusus taaddüdde öyle şerâit koymuştur ki; ona mürâat etmekle hiç bir mazarrata müeddi olmaz Bazı noktada şer olsa da ehven-i şerdir Ehven-i şer ise bir adâlet-i izâfiyedir Münâzarat)
TAADİ Düşmanlık etmek
TAADÜL Beraberlik, eşitlik
TAAFFÜF İffetli olma İffetli görünme * Tekellüfle salihlik yapma Ahlâk dışı şeylerden kaçınma * İstemekten uzak durma
TAAFFÜN (Ufunet den) Çürüyüp kokuşma Leş kokusu Fena ve pis kokular
TAAFFÜN-İ NEFES Nefesin kokması
TAAFFÜNAT (Taaffün C) Fena ve pis kokular
TAAHHÜD (Ahd den) Bir işin veya bir şeyin yapılması için söz verme, üzerine almak İltizam etme Resmi söz verme Yüklenme * Postaya verilen bir şeyin, yerine varmasını sağlama
TAAHHÜDÂT (Taahhüd C) Üzerine alınan işler Taahhüdler
TAAHHÜDNÂME f Söz verdiğine ve taahhüd ettiğine dair yazılan vesika
TAAKKUD (Ukde den) Bağlanma Düğümlenme Anlaşılmaz hâle gelme
TAAKKUL Hatırlama Zihin yararak anlama Akıl erdirme Hatıra getirme (Bak: Dimağ)
TAALA (Bak: Teâlâ)
TAALLUK Bağlılık Münasebet Alâkalı oluş Ait olma * Dünya alâkası * Sevme
TAALLUKAT Bir kimsenin yakınları, akrabaları Alâkalılar
TAALLÜL (İllet den) Vesile ve bahane arama Bir işten kaçınma * Mâzeret
TAALLÜLÂT (Taallül C) Ağır davranma
TAALLÜM (İlim den) İlim edinme Öğrenme Ders okuyarak öğrenme
TAALLÜN Aleni, âşikâr, meydanda olma Herkesin gözü önünde gibi bilinme
TAAM Yemek Yenilen şey
TAAMİYE Yemeklik Yemek parası
TAAMMİ Kör olma Görmez hale gelme
TAAMMUK (Umk dan) Derinleşme Mes'elenin iç yüzüne vakıf olma
TAAMMUKAT (Taammuk C) Derinleşmeler
TAAMMÜD (Amd den) Bilerek ve isteyerek suç işlemek Kasıt ve niyet etme, bilerek ve isteyerek bir iş yapma
TAAMMÜDÂT (Taammüd C) İsteyerek ve bilerek yapılan işler
TAAMMÜDEN Evvelden hazırlanarak Kastederek Bile bile
TAAMMÜDÎ (Teammüdiyye) Kasıt ve niyet ile olan, taammüdle alâkalı
TAAMMÜL Amel etme Çalışma Vazife yapma
TAAMMÜM Umumileşme Umumi olma * (İmame den) Sarık sarma * (Amm den) Amca olma Birisini "amca" diye çağırma
TA'AN(E) (Ta'n dan) Çok zemmedip yeren Çekiştiren
TAANNÜD (İnad dan) İnad etme Ayak direme
TAANNÜDÂT (Taannüd C) İnad etmeler, ayak diremeler
TAANNÜF Azarlama Darılma
TAANNÜT Herkesin yanlışını arama
TAARR Ari olmak, temiz ve pâk olmak, beri olmak Döşeğinde dönüp ızdırap çekmek
TAARRUK (Arak dan) Terleme * Kemikten et kazımak * Ağaç kabuğunu soymak
TAARRÜB Araplaşma Arap kılığına girme
TAARRUS (C: Taarrusât) Kocanın, karısına karşı sevgisini göstermesi
TAARRUZ Bir şey veya bir kimse üzerine şiddetle saldırma Çatma Düşmana hücum etme Sataşma İlişme
TAARRÜF Karşılıklı anlaşma, tanışma * Bir şeyi herkesin bilmesi * Kendini hünerleriyle tanıttırma
TAARRÜM Kemikten et soymak
TAARÜC Aksaklanmak
TAARÜF Birbirini bilmek, tanımak
TAARÜZ Muaraza edişmek, çekişmek
TAASSUB (Asab dan) Bir şeye veya bir kimseye taraflı olma * Din bakımından fazla salâbetli olma * Kendi dinini çok üstün görmek * Haksız yere husumet etmek * Bir düşünüşe, bir inanışa körü körüne bağlanıp ondan başkasını düşünmemek hâli (Bak: Dimağ)( Evet İslâmiyetin şe'ni metanet, sebat, iltizam-ı hak olan salâbet-i diniyedir Yoksa cehilden, adem-i muhakemeden neş'et eden taassub değildir Bence taassubun en dehşetlisi bazı Avrupa mukallidlerinde ve dinsizlerinde bulunur ki; sathi şüphelerinde muannidâne ısrar gösteriyorlar Bürhan ile temessük eden ulemânın şanı değildir Münâzarat)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAASSUBKÂR f Taassub gösteren Mutaassıb
TAASSÜF Sapmak, doğru yoldan çıkmak
TAASSÜFÂT (Taassüf C) Yolsuzluklar, haksızlıklar
TAASSÜR (Usur dan) Güçleşme Güç olma
TAASÜR Güç yapmak, zor yapmak
TAAŞŞUK Âşık olmak Çok fazla derecede sevgi beslemek
TAAT İbadet etmek Allah'ın (CC) emirlerini yerine getirmek İtaat etmek
TAATGÂH f İbadet yeri İbadetgâh
TAATTUF (Atıf dan) Acıma, şefkat gösterme * Verme * Esirgeme
TAATTUFÂT (Taattuf C) İhsanlar, lütuflar, bağışlar
TAATTUL (Atalet den) İşsiz kalma İşlemez ve boşta olma
TAATTUR (Itr dan) Güzel kokular sürünme
TAAVVUK (Avk dan) Oyalanmak Gecikmek
TAAVVUZ (İvaz dan) Bedel almak Bir şeye karşılık almak * Bir şey karşılığı olarak alınmak
TAAVVUZ-I TAMS Kadınların âdet görmesi
TAAVVÜC (C: Taavvücât) Eğrilme, eğri olma
TAAVVÜD (Âdet den) Âdet edinmek * Geri dönmek
TAAVVÜZ Allah'a (CC) sığınırak "Euzubillâh" demek, yani Allah'a sığındığını ifade etmek
TAAYYÜN Meydana çıkmak, âşikâr olmak, belli başlı ve itibarlı görünen insanlardan olmak
TAAYYÜNAT Meydana çıkmalar Belli olmalar Belli başlı adam sırasına geçmeler
TAAYYÜŞ (Ayş dan) Yaşamak Geçinmek Yaşama tarzı Beslenmek
TAAZİ (TAAZZİ) Musibet vaktinde" İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciun" demek
TAAZUM Gözünde büyümek Büyük görünmek
TAAZZİ Uzuv peydâ etme Şekillenme
TAAZZUM (Azm dan) Kibirlenmek Büyüklük taslamak * Kemikleşmek
TAAZZUMÂT (Taazzum C) Kibirlenmeler * Kemikleşmeler
TAAZZÜB Evlenmeyip bekâr kalmak
TAAZZÜR Özür bildirmek * Güçleşmek Güç olmak
TAAZZÜR Tâzim etmek Hürmet etmek
TAAZZÜZ Aziz saymak Tenezzül etmeme * Çekinme
TAB f Parıltı Parlayıcı * Güç Kuvvet Takat * Hararet
TAB' Tabiat Karakter * Damga basmak Mühür basmak Kitab basmak Mühür
TAB f "Parıldayan, parlayan, parlatan, aydınlatan" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Âlem-tab $ : Dünyayı aydınlatan, âlemi ışıklandıran
TA'B Latife etmek, şaka yapmak
TAB'A Bir kere basılma
TAB'A-İ ÛLÂ Birinci baskı
TABA' Bulaşmak * Kir * Demirin paslanması
TABABET Hekimlik Doktorluk
TABAH Kuvvet
TABAHAT Aşçılık Yemek pişirme san'atı
TABAHECE Etli ve yumurtalı kalye (Bazı yerde kaygana diye söylenir)
TABAK (C: Etbâk) Örtü * Hâl * Cemaat, topluluk * Kabile
TABAK (Bak: Debbag)
TABAKA Kat Katmer * Sınıf, topluluk * Sigara paketi * Bir veya iki yapraklı kâğıt
TABAKA-İ HAYAT Hayat tabakası Kabirdeki hayat, dünya hayatı gibi (Bak: Meratib-i hayat)
TABAKA-İ MESTURİYET Gizlilik tabakası Örtülü oluş
TABAKA-İ SEVÂBİT Sabit bilinen yıldızlar tabakası
TABAKA' Kelâmdan âciz kimse, konuşamayan kişi * Cimaı yerince yapamayan kimse
TABAKAT Tabakalar Katlar Gruplar Dereceler
TABAK-ÇE f Küçük tabak
TABAKHANE Ham derilerin işlendiği yer (Aslı: Debbağhane) (Bak: Debbağ)
TAB'AN Yaratılıştan Doğuştan Huy ve tabiat itibariyle
TABAN f Işıklı Parlak * Parlayan güneş
TABANÇE f El ayası, avuç içi
TABANKEŞ f Yaya yürüyen piyade
TABASBUS Yaltaklanmak Kendini küçülterek riyakârlıkla kendini beğendirmeğe çalışmak
TABASBUSÂT (Tabasbus C) Tabasbuslar, alçakça yalvarmalar, yaltaklanmalar
TABASSUR (Basar dan) Dikkatle bakıp, esasını kavrama Dikkatle gözetiş
TABAŞİR "Hind hıyarı" denilen bir deva
TABAVER (Tâb-âver) f Güçlü, kuvvetli Dayanıklı Dayanan
TABAYİ' Mizaçlar, tabiatlar, huylar Yaratılışlar
TABAYİ'-İ ESASİYE Temel ve esas olan tabiatlar, karakterler, yaradılışlar * Toprak, su, hava gibi veya oksijen, hidrojen karbon, azot gibi unsurların hususiyetleri
TABAYİ'-İ ZİRUH Ruhlu mahlukatın yaratılışları
TABB Âdet * Maharet Ustalık * Âlim
TABBAĞ Kılıç yapan kimse
TABBAH (C: Tabbahîn) (Tabh dan) Aşçı
TABBAHÎN (Tabbah C) Aşçılar
TABBAL Davulcu
TABDADE f Parlatılmış, yandırılmış
TABDAR f Işıklı, parlak Büklümlü, kıvrımlı
TABDARÎ f Parlaklık
TABDİH f Işık veren * İplik bükücü
TABE f Tava
TABE-İ ZER Altun tava * Mc: Güneş
TABE Hurma * Hamr
TA-BE f " e kadar" mânasına gelir ve kelimelerin başlarına eklenir
TÂ-BE-KEY Ne vakte kadar
TÂ-BE-SABAH Sabaha kadar
TABE (Tayyib den) " İyi ve temiz olsun" mânasınadır
TABEL (Tâbil) (C: Tevâbil) Yemeklere konulan baharat
TABEN (Tabâne-Tabâniye) Akıllılık
TABENDE f Işık veren, parlayan
TABERÎ (Ebu Cafer Muhammed bin Cerir İbn-i Yezid) (Hi: 224 - 310) İslâm tarihçisi ve müfessiri olup Taberistan'da doğmuş, 7 yaşında Kur'anı hıfz edip bütün ömrünü ilme vakf etmiştir Babasının adına izafetle Ceririye adlı bir fıkıh mektebi kurmuştur İbn-i Cerir-et Taberî adı meşhurdur Kur'an-ı Kerimin bütün kat'i sarih mânâlarını müteselsilen, an'aneli senetle menba-ı Risalete îsal ederek tefsirini yazmıştır
TABERZED Bir cins şeker
TABESEHER Sabaha kadar
TABH Pişirme Pişirilme * İlâç kaynatma
TAB'HANE f Matbaa Tab' işleri yapılan yer
TABH-HANE Lokanta, mutfak
TABHÎ Pişirmekle veya pişirilmekle ilgili
TABIK Büyük kiremit
TABİ' Birinin arkası sıra giden, ona uyan Boyun eğen İtaat eden * Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan
TABİ' Kitap basan, tab'eden Kitap bastıran Matbaacı Editör
TABİAT (Tabia) Yaratılış, huy, karakter * Âlem ve içindekiler Şeriat-ı fıtriyye Hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunlar Allah, tabiatı yarattığı ve varlıkların nasıl hareket edeceğini kanunlariyle ve emirleriyle tayin ettiği halde Allah'ı inkâr edip tabiat yapıyor diyenler büyük bir sapıklık içindedirler Tabiatta hiçbir şey kendi başına buyruk bağımsız, hür değildir Herşey Allah'ın emirlerine bağlıdır Oksijenle hidrojen, Allah'ın emrine yâni, koyduğu kanuna göre birleşir ve bu kanuna göre bir birleşim (su) meydana gelir Işık, hangi eğimle gelirse yansırken o eğimle yansır Bunu değiştiremez Çünkü Allah'ın emri böyledir ve ona uyar İki cisim birbirini kütleleriyle doğru ve aradaki mesafe ile ters orantılı olarak çeker, başka türlü davranamazTabiatta herşey kopmaz zincirle bağlı olduğuna göre, tabiat yaratıcı da olamaz Çünkü yaratma hür irade, önceden plânlama ve bir gayeyi gerektirir Tabiatta ise bu yoktur Halbuki tabiatta her an sayısız varlıklar yaratılıyor Düşünebilenleri hayrette bırakan güzellikte ve mükemmellikte O halde tabiatı, emrine bağlı kılan sonsuz irade, ilim ve kudret sahibi bunları yaratabilir O da Allah'dır Bir daktilo makinasının çalışma tarifesini gören kişi, makinanın mühendisini inkâr edip daktiloyu icad eden ve çalıştıran bu tarifedir demek ne kadar ahmaklıksa, tabiat kanunları denilen Allah'ın emir ve tarifenamesini görüp bunu varlıkların yaratıcısı sanmak, ondan bin derece daha ahmaklıktır Varlıkların yaratılışı, tesadüfle de açıklanamaz Esasen ilimde determinizm prensibi yâni kanuniyet ve zarurilik muayyeniyet kabul edilmiştir Bu prensip tesadüfü reddeder Tabiatta kapris yoktur, herşey belirli kanunlara bağlıdır der Şansa ve ihtimaliyete göre meydana geliyor gibi görünen hadiselerin de bir kanuniyeti vardır Esasen tesadüfle varlıkları açıklamak imkânsızdır Birden ona kadar sayılan yazılı kartları tesadüfen bir torbadan sırayla çekme şansı 10 milyonda bir iken bir canlı hücrenin yapısında yer alan bir protein molekülünün tesadüfen meydana gelme şansı, birin önüne 300 tane sıfırı koymakla elde edilen sayıda birdir Ancak bunun için milyarlı milyarlarca tekrarla elde edilecek sayı kadar kâinatın ömrü geçmesi lâzımdır Tabiat bir makinedir, mühendisi değil, bir matbaadır, matbaacısı değil; bir kitapdır, kâtip değil; bir eserdir, müessir değil, bir kanundur, kanun koyucu değil"Tabiat iktiza ediyor, tabiat yapıyor" deyip Allah'ı inkâr etmek isteyenlere cevap:(Eğer mevcudatta, hususan zihayatta görünen; basirâne, hakimâne olan san'at ve icad, Şems-i Ezelî'nin kalem-i kader ve kudretine verilmezse; belki kör, sağır, düşüncesiz olan tabiata ve kuvvete isnad edilse, lâzım gelir ki: Tabiat, icad için her şeyde hadsiz mânevi makine ve matbaaları bulundursun; veyahut her şeyde kâinatı halk ve icad edecek bir kudret ve hikmet dercetsin Çünkü, nasıl şemsin cilveleri ve akisleri, zemin yüzündeki zerrecik cam parçalarında ve katrelerde görünüyor Eğer o misâli ve aksi güneşcikler, semadaki tek güneşe isnad edilmese, lâzım gelir ki: Bir kibrit başı yerleşmeyen bir zerrecik cam parçasında tabii, fıtri ve güneşin hâsiyetlerine mâlik, zâhiren küçük, mânen çok derin bir güneşin hârici vücudunu kabul ederek, zerrât-ı züccaciye adedince tabii güneşleri kabul etmek lâzım geldiği gibi Aynen bu misâl gibi; mevcudat ve zihayat doğrudan doğruya Şems-i Ezelinin cilve-i esmâsına verilmezse, her bir mevcudda, hususan her bir zihayatta; hadsiz bir kudret ve irâde ve nihayetsiz bir ilim ve hikmet taşıyacak bir tabiatı, bir kuvveti, âdetâ bir İlâhı içinde kabul etmek lâzım gelir Bu tarz-ı fikir ise; kâinattaki muhalâtın en bâtılı, en hurafesidir Hâlik-ı Kâinat'ın san'atını, mevhum, ehemmiyetsiz, şuursuz bir tabiata veren, elbette yüz defa hayvandan daha hayvan, daha şuursuz olduğunu gösterirTabiat, bir san'at-ı İlâhiyedir, Sani' olamaz Bir kitab-ı Rabbanidir, kâtip olamaz Bir nakıştır, nakkaş olamaz Bir defterdir, defterdar olamaz Bir kanundur, kudret olamaz Bir mistardır, mastar olamaz Bir kabildir, münfail olur; fâil olamaz Bir nizamdır, nâzım olamaz Bir şeriat-ı fıtriyedir, şâri' olamaz L)(S - Onların daima iftiharla bahsettikleri tabiat, nevamis ve kuva nedir ki, kendilerini onlarla iknaa çalışıyorlar?C - Tabiat dedikleri şey, bir matbaadır, tâbi' değildir Tâbi', ancak kudrettir Kanundur, kuvvet değildir Kuvvet, ancak kudrettedir Yahut, nasıl ki bildiğimiz şeriat, insanlardan sudur eden ef'âl-i ihtiyariyeyi bir nizam ve bir intizam altına alıp tahdit eden kaidelerin hülâsasıdır; veya devletin işlerini tanzim eden nizamların, düsturların, kanunların mecmuasıdır Kezalik, tabiat denilen şey de, âlem-i şehadetin uzuvlarından ve eczalarından sudur eden ef'âl arasında bir nizam ve bir intizamı ika' eden İlâhi bir şeriat-ı fıtriyyedir Binaenaleyh, şeriat ile devlet nizamı, mâkul ve itibari emirlerden oldukları gibi, tabiat dahi itibari bir emir olup, hilkatte yâni yaratılışta câri olan Adetullah'tan ibârettir Amma tabiatın bir mevcud-u hârici olduğunu tevehhüm etmek, bir fırka askerin, idman ve tâlim esnasında yaptıkları o muntazam hareketlerini gören bir vahşinin, "Aralarındaki o nizami idare edip birbiriyle bağlayan ip gibi bir şey mevcuttur" diye vahşice ettiği vehme benzer Binaenaleyh, vicdanı ve aklı vahşi olan bir adam, sathi ve tebai bir nazarla devam ve istimrarını muhafaza eden tabiatın müessir bir mevcud-u hârici olduğuna ihtimal verebilirHülâsa : Tabiat, Allah'ın san'atı ve şeriat-ı fıtriyesidir Nevamis ise, onun mes'eleleridir Kuva dahi, o mes'elelerin hükümleridir İİ)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TABİAT-I MA'SİYET f İsyan etmek, günah işlemek ahlâkında ve huyunda olmak
TABİATI TAKLİD Tabiatta cari olan kanunları kelâmda da kendine göre tatbik etme
TABİATPEREST f Her şeyin kendi kendine olduğunu veya tabiatın meydana getirdiğini kabul eden Allah'tan (CC) gaflet edip, kâinatın tesadüfen olduğunu zu'meden
TABİB (C: Tabibân-Etibbâ) Doktor, hekim
TABİBÂN (Tabib C) Doktorlar, tabibler, hekimler
TA'BİD Mükerrem etmek * Katran bulaştırmak * Hizmet etmek * Zelil etmek * Zelil etmek, kepaze yapmak
TA'BİE Karıştırmak * Beslemek, terbiye etmek * Hazırlamak
TABİH (Tabh dan) Pişiren, aşçı
TABİH Suda pişmiş et yahnisi
TABİHA Öğle sıcağı
TABİÎ Tabiat icabı olan Tabiatla alâkalı Normal Kendiliğinden(İşte meşiet-i İlâhiyye ile vücuda gelen işlerde "inşâallah inşâallah" yerine "Tabiî tabiî" demek ne kadar hata ve muhalif-i hakikat olduğunu kıyas et M)
TABİÎ Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ı sağ iken görmüş olan mü'minlerle yani Ashabla görüşmüş ve onlardan ders almış olan sâlih müslümanlar (Bak: Ashab)
TABİİYYET Tabi'lik Tâbi olma Bir kimseye mensub bulunma Bir devletin teb'asından olma
TABİİYYUN Tabiatçılar Naturalistler "Her şeyi tabiat yapıyor" diyen, maddeye dalmış, Allah'tan (CC) mânen uzaklaşmış kişiler
TABİL (C: Tevâbil) Yemeklere katılan biber, nane, tarçın gibi şeyler * Çömlek içinde pişen nesne
TA'BİR (Tâbir) İfade, anlatma Söz Mânası olan söz Deyim * Terim * Rüya yorma (Ubur dan) Herhangi bir şeyden ve hâdiseden, başka bir hak ve faydalı mânaya geçmek, intikal etmek ve ibretlendirmek ve ders almak
TA'BİR-İ SAMEDANÎ Allah'a mahsus tâbir Kur'an'da beyan buyurulan en iyi tabir
TA'BİRAT (Ta'bir C) Tabirler İfade şekilleri Anlatmalar
TABİSTAN f Yaz mevsimi
TABİŞ f Parlayış, parıldayış
TABİŞ-GEH f Parıltı yeri
TABİÛN (Tâbiîn) (Tâbiî C) (Bak: Tabiî)
TA'BİYE Askerleri bir arazide düşmana karşı tam tedbir ve nizam üzere yerleştirme * Muharebe toplarının yeri, istihkâm parçası * Muvaffakiyet için kullanılan vâsıtalar ("Tabya" yanlıştır)
TABL Davul * Kulak zarı
TABL-BAZ f Davulcu
TABLDOT Fr Lokanta, okul ve otellerde belli bir miktar para karşılığında verilen belirli çeşitlerden ibaret bir öğün yemek
TABLE Dirhem
TABLEK Dünbelek
TABL-HANE f Büyük davul
TABL-ZEN f Davulcu
TABN Defnetmek, gömmek * Tanbur
TABNAK f Parlak, ışıklı, ziyadar, münevver
TABS İnsan
TABTABA Su çağıltısı * Tıpırtı
TABU (Polinezya dilinden) Var olduğu sanılan, mukaddes hususiyetlerinden dolayı dokunulamıyan Uğursuz ve korkunç olan şey
TABUT (C: Tevâbit) Sandık * Ölü nakline mahsus sandık * Dönüp dolaşıp gelinecek merci-i küll * Hz Musa Aleyhisselâm'a inen evâmir-i aşerenin konulduğu sandık * Su kovası
TABV (TABY) Sarfetmek, harcamak * Dâvet etmek
TABY (TIBY) At, katır, eşek ve geyik memesi
TAC Hükümdarların başlarına giydikleri mücevherli ve kıymetli taşlarla süslü başlık * Müslümanların, Peygamberimizin sünnetine uygun olarak veya onu temsilen başlarına sardıkları örtü; sarık, imame * Gelinlerin başlarına koydukları cevahirli süslü başlık * Kuşların başındaki uzunca tüy * Çiçeklerin ortalarındaki renkli parlak kısım
TAC-I SER Baş tacı * Mc: Çok sevilip itibar edilen şey veya kimse Muhterem, aziz
TACBEYT Edb: Bir kasidenin sonlarında nazmedenin ismi bulunan beyit
TACDAR f Taçlı Taç giyen padişah Hükümdar
TACDARANE f Hükümdarlara yakışacak şekilde Hükümdarca
TACDARÎ f Padişahlık, hükümdarlık
TACEN Tava * Büyük kiremit
TACGAH f Hükümet merkezi
TA'CİB Hayrete düşürme, şaşırtma
TA'CİF Arkalamak * Doymaya yakın olana kadar yemek
TA'CİL Acele ettirme, hızlandırma
TA'CİLÂT (Ta'cil C) Çabuklaştırmalar Acele ettirmeler Hızlandırmalar
TA'CİM Noktalama, noktalatma
TA'CİN (Acn dan) Hamur yapma, yoğurma, hamur hâline getirme
TACİR Ticaret yapan, ticaretle uğraşan
TA'CİZ (Acz den) Huzursuz kılmak, rahatsız etmek, sıkıntı vermek, canını sıkmak * Eğlendirmek * Âciz etmek * Kadının ihtiyarlayıp âcizleşmesi
TA'CİZÂT (Ta'ciz C) Tacizler Rahatsız etmeler, sıkıntı vermeler
TACSER (Bak: Tâc-ı ser)
TAC Ü SERİR Taç ve (üzerine oturulan) taht
TACVER f Hükümdar, pâdişâh
TADABBÜB Besililik Semizlik
TADABBÜR Muhkem olmak, sağlamlaşmak * Bağlanmak
TADACCU' Üşenme, gevşek davranma
TADACCUR (Ducret den) Sıkılma, sıkıntı, iç sıkılması
TADACÜM İhtilâf Anlaşmazlık * Eğrilik
TA'DAD Sayı saymak Sayıp dökmek Birer birer söylemek Sıralamak
TADADD Birbirine düşmanlık etmek
TADA'DU Alçak gönüllülük gösterme * Viran olma * Aklını kaybetme
TADAFÜR Bir yere toplanmak * Yardım etmek, muâvenet etmek
TADAGUN Birbirini istemeyip garaz edişmek
TADAHDUH şarap dökülmek
TADAHHUM Ağızla tutmak
TADAHUK Gülüşmek
TADALLU' Dolmak * Suya kanmak
TADALLÜL Gedik olmak
TADAMM Bir yere cem'olmak, toplanmak
TADAMMUH Bulaşmak
TADAMMUN (Bak: Tazammun)
TADAMMÜD Yaraya merhem sürüp bezle bağlamak
TADARR Birbirine zarar etmek
TADARRU' İnlemek
TADARRUS Diş kamaşması
TADARUG Sıkılmak
TADARUT Yellenmek
TADAUF Kat kat olmak
TADAVVU' Kokmak
TADAVVÜC Derenin dar ve kısık yerleri çok olmak
TADAVVÜR Çağırmak, bağırmak, feryad etmek * İnlemek * Açlık
TADBAS Sabun
TADBİB Semiz etmek, beslemek * Geri koymak
TADBİR Tabiatı muhkem olmak * Nameyi iplikle bağlamak
TADBİS Sabun
TADCİ' Süstlük etmek, zayıflamak
TADCİR Can sıkma, yürek daraltma
TADFİR Saç örmek * Yürürken çok sallanmak * Çok çalışmak
TADHİK Güldürmek
TADHİYE Kurban kesmek
TADÎ Âdet
TA'DİD Sayma * Hazırlanma, hazırlanılma
TA'DİD Mübâlağa ile ısırmak
TAD'İF İki kat yapmak * Çoğaltmak * Zayıflatmak
TA'DİL (Adl den) Aslına zarar vermeden değiştirmek Tebdil etmek* Hafifletmek * Doğrulaştırmak Vasat hale koymak
TA'DİL-İ ERKÂN Fık: Namazın bütün rükünleri, esaslarını usulüne uygunca yerine getirerek ve namazın tertib ve düzeninin hakkını vererek kılmak Meselâ : "Secdeyi sükunetle yerine getirmek ve iki secde arasında "Sübhânallah" diyecek kadar doğrularak oturmak Kıyamda ve rüku'dan sonraki kıyamda sükunet üzere olmak ve namazın bütün duâlarını dikkatle okumak Namazın her rüknünü yerine getirmek, acele ile kılmamak" gibi
TA'DİL Darlık vermek * Veledi karnında büyük olup doğurması güç olmak
TA'DİLAT Değişiklikler, doğrultmalar, değiştirmeler, tebdil etmeler
TA'DİYE Tecavüz ettirmek, geçirmek * Gr: Bir fiili müteaddi hâle koymak Meselâ: "Gülmek den: Güldürmek Ölmek den: Öldürmek" gibi
TA'DİYE Dağılmak * Koyunun yününü kırkmak
TADLİ' Kavunu dilim dilim kesmek
TADLİL Doğru yoldan sapıtmak * Azdırmak, ayartmak Günah işletmek Dalâlete saptırmak
TADLİL-İ GAYR Başkalarını dalâlete nisbet etmek Sapıklığına hükmetmek
TADMİD Başına veya koluna merhem sürüp bez bağlamak
TADMİR Atı semirince yulaf verip beslemek (Kırk günde olur) * İnce belli yapmak
TADRİ' Yakın etmek, yaklaştırmak
TADRİB Kebabı iyi pişirmek * Avazı güzelce çekip nağmelendirmek (Buna "tadrib-i fi-s-savt" denir)
TADRİC Kanatmak
TADRİM Ateş yakmak
TADRİS Tecrübe görmüş olma
TADRİYE Kandırmak * Çok hırslı olmak
TA'DUD Çok tatlı kara hurma
TADYİ' Zâyi etmek, kaybetmek
TADYİF Konuk almakTAF' : Ateşin sönmesi
TAFA İnce bulut
TAFADDUL Faziletlilik iddia etmek, üstünlük iddiasında bulunmak
TAFADUL Fazilet göstermek
TAFAF Dolu olmak
TAFA'FU' Evmek, acele etmek
TAFASSİ Halâs olmak, kurtulmak
TAFATTUN (Fatanet den) Anlama, farkına varma, akıl erdirme
TAFATTUR Yarılma, ayrılma, açılma
TAFAZZU' Kesilmek
TAFAZZUH Rezillik, kepazelik Rüsvaylık

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAFAZZUL (Fazl dan) Üstünlük taslama
TAFDİH (Fedahat dan) Rezil etme Kötülüklerini yayarak adını kötüleme
TAFDİL Bir şeyi üstün kılmak Birisini ötekisinden mühim görmek * Gr: Bir şeyi "en üstün, daha üstün daha çok, en iyi, daha iyi" gibi mânâ ifâde etmesi için mukayese ve üstünlük gösteren ismini söylemek ki, buna "ism-i tafdil" denir Ef'al () vezninde; efdal (daha faziletli), ekber; (en büyük), ahsen; (en güzel, daha güzel) gibi Türkçede; kelimenin başına daha, en, pek, pek çok gibi kelimeler getirilerek yapılır Farsçada ise; kelimenin sonuna "ter, terin" gibi ekler getirilir Bed den; bedter, bedterin (daha kötü, en kötü) gibi
TAFE Yağmur * Karanlık * Güneşin, batmaya yaklaşması
TAFES Kir, necis
TAFF Tamam alıp eksik vermek
TAFH Kaldırmak * Dolu olmak
TAFİ Her nesnenin üstüne gelen * Hâriç, dış
TAFİF Az, kalil
TAFİH Dolu, mümteli
TA'FİR Tozlu ve topraklı yapmak * Ağartmak, beyazlatmak * Kirletmek Mülevves etmek * Oğlan kaçsın diye kadının, emziğine toprak sürmesi * Güneşte et kurutmak (O kurumuş ete "afir" derler)
TAFK (Tafak) Bir işe başlamak, mülâzemet etmek, başlayıp devamda sebat etmek
TAFN Ölüm, mevt * Haps
TAFR (TUFUR) Yukarı sıçramak Kalkmak
TAFRA Yukarıya sıçrama atlama * Yukarıdan atıp tutma * İlmiye sınıfında rütbe ve derece alma
TAFS (TUFUS) Ölüm, mevt
TAFSİL Etraflı olarak bildirmek * Açıklamak, şerh ve beyan etmek İzah etmek
TAFSİLÂT (Tafsil C) Açıklamalar, izahlar
TAFSİLEN Uzun uzadıya, tafsilâtlı olarak
TAFSİYE Halâs etmek, kurtarmak
TAFŞELE Kaygana aşı * Baklava
TAFTAF Yumuşak taze ot * Ağacın çevresi
TAFTAFE (C: Tavâtıf) Böğür, hâsıra
TAFTHANE f Matbaa Basımevi
TAFTİN (Fatanet den) Anlatma, akıl erdirtme
TAFTİR Orucunu açmak
TAFV Bir şeyin batmayıp su üzerinde kalması * Ağaç üzerinde yaprağın belirmesi * Bir işe girmek * Hayvanın tepe üzerine çıkması * Ceylânın koşması
TAFZİH (C: Tafzihât) Rezil etme
TAFZİZ Gümüş kaplama, gümüşleme
TAGADDİ (Gıda dan) Gıdalanmak, beslenmek * Sabah yemeği
TAGADDİYÂT (Tagaddi C) Gıdalanmalar, beslenmeler
TAGALLÜB Zorbalık * Hilâf-ı hak olarak musallat olmak İstilâ etmek * Üstün gelmek
TAGALLÜBÂT (Tagallüb C) Zorbalıklar, tahakkümler
TAGAME (C: Tıgâm) Hor ve zelil kimse * Ufacık kuşlar
TAGAMGUM Anlaşılmaz söz
TAGANNİ (Gınâ dan) Muhtaç olmamak * Kâfi bulmak * Zengin olmak * Şarkı söylemek Bir ibareyi makamla okumak * Bir şâirin birisini medih veya hicvetmesi
TAGANNÜM (Bak: Tegannüm)
TAGAŞŞİ (Gışâ dan) Bürünmek, örtünmek
TAGAVVÜL Renkten renge girmek Rengini değiştirmek
TAGAYYÜB (Gayb dan) Gözden kaybolma, görünmeme
TAGAYYÜR Değişmek Başkalaşmak * Bozulmak Renk değiştirmek * Kokmak(Tagayyür ve tebeddül; hudûsten ve tekemmül etmek için tazelenmekten ve ihtiyaçtan ve maddilikten ve imkândan ileri geliyor Zât-ı Akdes ise; hem kadîm, hem her cihetçe kemal-i mutlakta, hem istiğna-yı mutlakta, hem maddeden mücerred; hem Vâcib-ül-Vücud olduğundan; elbette tagayyür ve tebeddülü muhaldir, mümkün değildir L)
TAGAYYÜRAT (Tagayyür C) Başkalaşmalar, bozulmalar Değişmeler
TAGAYYÜZ Gayzlanma, kin besleme * Kızma, hiddete gelme
TAGAYYÜZAT Hiddetlenmeler Kızmalar
TAGAZZİ (C: Tagazziyât) Gıdalanma, beslenme
TAGBİR (C: Tagbirât) (Gubar dan) Toza bulaştırma * Gücendirme, muğber etme
TAGDİYE Sabah yemeği yedirmek * Gıdalandırmak, beslemek Beslenmek
TAGFİL (C: Tagfilât) (Gaflet den) Gafil avlama veya gafil avlanma
TAGIYE Salak, kibirli ve inatçı adam * Yıldırım
TAGİ (Tagy) (Tuğyan dan) Azgın Azmış Asi Mütekebbir ve ahmak olan * Dindar olmayan padişah
TAGLİB Edb: Bir alâkadan dolayı bir kelimeyi, başka bir mânayı da içine alacak şekilde kullanma Baba ile anaya "Ebeveyn" denilmesi gibi
TAGLİF (Gılaf dan) Kınına koyma, kılıfına sokma * İyi kokulu nesneler yapmak
TAGLİF-İ SÜYUF Kılıçları kılıfa koyma * Mc: Sulh yapma, barışma
TAGLİK (C: Taglikat) (Galak dan) Kapama, kapanılma * Kilitleme * Edb: Muğlak ve kapalı söz söyleme
TAGLİS Fık: Kurban bayramının ilk gününde Müzdelife'de bulunanlar için o günün Sabah Namazını fecri müteakib daha ortalık karanlık iken kılmak (Bu çok efdaldir) * Bir işi üzerine almak * Sabah karanlığında sefer etmek
TAGLİT (Galat dan) Yanlışını çıkarma Yanıltma * Karıştırma
TAGLİYE Pahalanma * Kaynatma
TAGLİZ (Gılzet den) Kabalaştırma Kaba ve galiz yapma * Kaba söyleme * Pahalanma
TAGMİD Kınına koyma
TAGMİS Batırma, daldırma
TAGMİYE Evin üstüne direk yapmak * Yüzü bir şeyle örtmek
TAGMİZ Sıkmak * Gövdesini sıktırıp ovdurmak
TAGMİZ Göz yummak * Sözü müşkil söylemek
TAGNİYE (Gınâ dan) Birini zengin etmek
TAGR (C: Tagrân) Bir küçük kuş
TAGRİB (Gurbet den) Birini gurbete gönderme * Memleketten çıkarma, uzaklaştırılma * Kovma
TAGRİD Çağırmak * Kuş ötmek
TAGRİK (Gark dan) Suda boğma
TAGRİM Ödetme Ödenme
TAGRİM-İ DÜYUN Borçların ödenmesi
TAGRİR (C: Tagrirât) (Gurur dan) Müşteriyi aldatma Gurur verip aldatma * Tehlikeli yerlere düşürmek
TAGRİS (Gars dan) Yere dikme
TAGRİS Aç etmek
TAGRİZ Batırmak * Çekirgenin kuyruğunu yere batırması
TAGŞİŞ (Gışş dan) Karıştırmak saflığını gidermek Değerli bir şeyi değeri olmayan şeylerle karıştırmak * Aklı gidermek * Hayran etmek
TAGŞİYE (Gışâ dan) Örtmek, örtünmek Bürünmek * (Gaşi den) Kendinden geçirilmek
TAGTİYE Örtme, örtülme
TAGUN Azgın kimseler * Cenab-ı Hakk'ın emir ve kanunlarından gaflet edip haksızlık edenler, zulüm edenler
TAGUT İnsanları Allah'a (CC) karşı isyana sevkeden İsyankâr * Her bâtıl mâbud * Şeytan * İslâmiyetten önce Kâbe'deki putlardan birinin ismi
TAGVA Tuğyan Azgınlık
TAGVİR Sonuna yetişmek * Çukur yapmak * Öğle vaktinde uyumak
TAGVİS Medet istemek, yardım istemek
TAGVİYE Azdırıp yoldan saptırma, baştan çıkarma
TAGYİB Kaybetmek
TAGYİM (Hava) bulutlu olmak
TAGYİR Başkalaştırma Değiştirme Bozma * İyiden kötüye değiştirme
TAGYİRÂT (Tagyir C) Değiştirmeler, başkalaştırmalar; bozmalar
TAGYİZ (Gayz dan) Hiddetlendirme, kızdırma, öfkelendirme
TAGZİN Hışım etmek, kızmak * Buruşturmak
TAGZİT Çok sıkı bağlama Tazyik etme, basınç yapma
TAGZİYE Gazâ ettirme, din uğrunda savaştırma
TAGZİZ Gümüşle süslemek
TAH Hamur
TAH Atmak * Uzaklaştırmak, ırak etmek * Cimâ etmek
TAHA ("Serdi" manasında fiil) Yaymak, döşeyip düzgün sermek * Arzın hayata münasip şekilde döşenmesi Düzgün arz
TÂHÂ Kur'an-ı Kerim'de mukattaat-ı hurufiyeden olup Cenab-ı Hak ile Peygamberimiz (ASM) arasında bir şifredir * Peygamberimizin (ASM) bir ismidir Mânası hakkında muhtelif rivayetler vardır
TÂHÂ SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 20 suresidir Mekkîdir
TAHA Bulut
TAHA' Döşenmiş ve yayılmış yer * Bir nebat cinsi
TAHA' Yüksek bulut * Gam, hüzün, keder
TAHAB Birbiriyle sevişmek
TAHABBUT Düşünmek * Aklını eksiltmek, fâsid etmek
TAHABBÜB Sevgi göstermek, muhabbet beslemek Bir kimseyi dost ittihaz etmek Sevdirmeği istemek(Aç canavara karşı tahabbüb, merhametini değil, iştihasını açar; hem de diş ve tırnağının kirasını da ister M)
TAHABBÜŞ Cem'olmak, toplanmak
TAHACC Husumet etmek, düşmanlık yapmak, kin tutmak
TAHACCÜM (Hacm den) Büyüme, irileşme, hacim peyda etmek
TAHACCÜR Taşlaşmak Taş kesilmek Donup kalmak
TAHACCÜRAT (Tahaccür C) Taşlaşmalar, taş kesilmeler
TAHACİ' Eğlenmek * Tenbellik etmek
TAHACU Hicvedişmek Mesel söyleşmek
TAHACÜC Hüccetleşmek Birbirinden hüccet talep etmek, delil istemek
TAHACÜZ Men'edişmek, karşılıklı engel olmak
TAHADD Muhalefet edişmek, birbirine karşı gelmek
TAHADDİ Meydan okuma
TAHADDİ MU'CİZESİ Cenab-ı Hakk'ın, Resülüne inzal ettiği Kur'anın şeksiz, şüphesiz bir mu'cize-i ebediye olduğunu sarahaten göstermek için, şüphesi olanlara karşı "Kur'an'ın mislini ve nazirini yapın" diye meydan okuması
TAHADDU' (Hud'a dan) Bilerek aldanma
TAHADDÜB (C: Tahaddübât) (Hadeb den) Kamburlaşma
TAHADDÜR (Hader den) (Kadının) örtünme(si) Tesettür * Uyuşma, uyuşturulma
TAHADDÜR (Hadr dan) İnişe doğru akıp gitme * Yokuş aşağı hızla inme
TAHADDÜR-İ MİYÂH Suların akıp gitmesi
TAHADDÜS Yok iken peyda olmak Ortaya çıkmak Meydana gelmek Olmak * Haber vermek, sezgi
TAHADDÜS Bilmediği ve duymadığı ihbar ve havadisi idrak eylemek Zan ve tahmin etmek * Sür'atle idrak etmek
TAHADDÜŞ Tırmalanma * Üzüntü duyma
TAHADU' Aldanmış gibi görünme
TAHADÜS Haberleşmek
TAHAF İnce ve şeffaf bulut
TAHAF Yüksek bulut
TAHAFFUZ Korumak, sakınmak Kendini muhafaza etmek * Barınmak
TAHAFFUZÎ Korunma ile ilgili
TAHAFFUZKÂR f Korunan, sakınan Kendisini muhafaza eden
TAHAFFÜF (Hiffet den) Hafiflemek Hafif olmak * Ayağa mest gibi bir şey giymek
TAHAİ Birbiriyle kardeş olmak
TAHAKKUD Kin tutma, kin gütme
TAHAKKUK Bir şeyin doğruluğunun meydana çıkması Gerçekleşmek Delil ile isbat edilmek Sabit ve hakikat olduğu aşikâr olmak
TAHAKKÜK Kaşınmak Ovunmak
TAHAKKÜM (Hüküm den) Tekebbür, zorbalık etmek Zorla hükmetmek(Evet imanlı fazilet, medar-ı tahakküm olmadığı gibi, sebeb-i istibdad da olamaz L)
TAHAKKÜMÂT (Tahakküm C) Tahakkümler, zorbalıklar
TAHAKKÜMÎ Mânasız iddia Delilsiz, isbatsız haklılık dâva etmek, Mânasız mücerred dâva
TAHAKÜM Hükmedişmek
TAHALHUL Deprenmek, harekete gelmek * Aşağı etmek
TAHALHUL (Halhal dan) Ayağa bilezik takma * Bir cismin hacminin büyümesi, şişmesi * Hava cereyanı olması
TAHALLİ (Halâ dan) Boşalmak Boş kalmak Tenhaya çekilmek Yalnız kalmak
TAHALLİ (Halâvet den) Kendi kendini donatmak Süslenmek
TAHALLUK Ahlâklanmak İyi huy edinmek Yüksek İslâmi ahlâkla ahlâklanmak
TAHALLUT (Halt dan) Karışma Karışık olma
TAHALLÜB Sızma Ter çıkarma * Sütlenme Süt peyda etme * İmrendiğinden ağzının suyu akmak * Pâre pâre etmek, dağıtmak, parçalamak
TAHALLÜD (Huld dan) Bir yerde devamlı kalmak Devamlı olmak

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAHALLÜF Geride bırakılma Arkada kalma * Değişme Uygun olmama
TAHALLÜL (Hall den) Hallolmak Eczası birbirinden ayrılmak
TAHALLÜL (Halel den) Bozulmak Ekşimek Sirke olmak * Araya girmek Başka bir şeyin müdahale etmesi, karışması * Dişleri hilâllamak(Haşirde bütün zevil-ervahın ihyası; mevt-âlud bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihyâ ve inşâsından kudrete daha ağır olamaz Zira kudret-i ezeliye zâtiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avâik tedâhül edemez, onda meratib olamaz, her şey O'na nisbeten birdir H)
TAHALLÜM Bâliğ olmak
TAHALLÜS Halâs olmak Kurtulmak * Edb: şiirde mahlâs kullanmak
TAHALÜS Sövüşmek
TAHAMHUM Atın yulaf görünce kişnemesi
TAHAMİ İhraz etmek Erişmek Kazanmak
TAHAMMİ (Hamy ve Himayet den) Korunma, kendini himaye etme * Perhiz etme
TAHAMMUK Ahmaklaşma
TAHAMMUS Büzülme Büzülüp buruşma
TAHAMMUZ Ekşimek Mayalanmak Oksitlenmek
TAHAMMÜC Dikkatle bakmak
TAHAMMÜD Ateşin sönmeğe yüz tutması
TAHAMMÜL Yüklenmek Bir yükü üstüne almak * Sabretmek Katlanmak * Kaldırmak
TAHAMMÜLGEZÂ f Dayanılmaz, tahammül edilmez
TAHAMMÜLGÜDÂZ f Tahammülü ve dayanmayı yırtıp geçen
TAHAMMÜLSUZ f Tahammülü yok eden Sabırsızlık veren
TAHAMMÜR Mayalanmak Ekşimek * Sarhoşluk verecek hâle gelmek
TAHAMMÜRÂT (Tahammür C) Ekşimeler, mayalanmalar
TAHAMMÜS Sağlamlık, muhkemlik
TAHAMUK Ahmaklaşmak
TAHAMÜL Başkasının zahmetini yüklenmek
TAHAMÜR Uyuşturmak * şarap yapmak
TAHAN Kendini deli olarak göstermek
TAHAN Kendini toprağa gömerek yatan küçük bir hayvan
TAHANET Değirmencilik
TAHANNİ (Hany dan) Eğilmek, eğrilmek * Kınaya boyamak
TAHANNÜF Hanefi mezhebinden olma Hanefî Mezhebine girme
TAHANNÜK Tülbendi çenesi altından dolamak
TAHANNÜN Çok istekle sızlanma * Şefkat etme * Meyl ve muhabbet
TAHANNÜS Tehir etmek, sonraya bırakmak
TAHANNÜS İbadet etmek * Andını bozmak
TAHANNÜS Kırılmak * Eğilmek * Kırılıp bükülür olmak
TAHANNÜT Ölü üzerine güzel kokular serperek kefenlemek
TAHARET Temizlik Nezafet Temizlenmek * Fık: Habes, necaset denilen maddeten en pis şeylerin veya hades denilen şer'î bir mâninin zevalidir
TAHARET-İ KÜBRAÂ Cünüblük veya hayız, nifas gibi hallerden çıkmak için gusül abdesti alarak temizlenmek
TAHARET-İ SUĞRA Abdestsizlik denilen hali, abdest alarak gidermek
TAHARRİ (Hary dan) Aramak Araştırmak İncelemek Araştırılmak
TAHARRİ-İ HAKİKAT Hakikatı, doğruyu araştırmak, aramak
TAHARRİYÂT Araştırmalar Aramalar Aratmalar
TAHARRUK Yırtılma Koparılma Sökülme Yarılma
TAHARRÜC Zahmetli yerden uzaklaşmak * Günah işlemek
TAHARRÜC Günahtan içtinab etmek, günahtan çekinmek
TAHARRÜF Sapmak İnhiraf etmek
TAHARRÜK (Bak: Teharrük)
TAHARRÜM (Haram dan) Haramdan sakınma Kaçınma, sakınma, çekinme
TAHARRÜM Yarılmak
TAHARRÜS Sakınmak, korunmak
TAHARRÜS Ekin ekmek
TAHARRÜŞ (C: Taharrüşât) Tırmalanma
TAHARRÜZ Sakınma, çekinme, korunma
TAHARÜC Tevzi etmek, dağıtmak
TAHARÜS Ekin ekmek, tahıl ekmek
TAHASSUL Hâsıl olmak Üremek Husule gelmek Bir araya birikip sâbit ve bâki olmak Netice olarak çıkmak
TAHASSUN Bir kaleye kapanmak Korunmak İstihkâma çekilmek Tahkim edilmiş bir yere sığınmak
TAHASSUNGÂH f Sağlam korunulacak yer Sağlam sığınak
TAHASSUS (Husus dan) Hususi ve mahsus olmak Bir kimseye mahsus kılınmak
TAHASSUR Eli böğüre koymak
TAHASSÜN (Bak: Tahassun)
TAHASSÜR Pıhtılaşmak Kanın pıhtılaşması
TAHASSÜR-İ DEM Kanın pıhtılaşması
TAHASSÜR (Hasret den) Hasret çekmek Elde edilmesi istenilen ve ele geçirilemeyen şeye üzülmek
TAHASSÜRÂT Tahassürler Hasret çekmeler
TAHASSÜR Dili tutulup konuşamamak
TAHASSÜS İyi bir haber duyup memnun olmak Kalben ve ruhen hislenmek, hissetmek * Casuslamak * Aratmak
TAHASSÜSÂT (Tahassüs C) Duygulanmalar, hislenmeler
TAHASÜB Hesaplaşmak
TAHASÜD Hased edişmek, düşmanlık etmek
TAHASÜM Husumet edişmek, düşmanlık yapmak
TAHASÜR Birbirinin beline elini sokup yürümek * Eli böğürüne koymak
TAHAŞHUŞ Kâğıt hışırtısı * Yeni kaftan avazı Silâhların sürtünmelerinden çıkan ses
TAHAŞHUŞ Deprenmek, harekete geçmek
TAHAŞİ Bir yana olmak * Utanmak * Sıkılmak
TAHAŞŞİ (Haşyet eden) Korkmak Çekinmek Ürpermek
TAHAŞŞU' (Huşu dan) Mütevâzi olmak Alçakgönüllülük gösterme
TAHAŞŞÜD Birikme, yığılma Toplanma
TAHAŞŞÜN (Huşunet den) Katılaşma, sertleşme
TAHAŞŞÜN Kin tutmak * Kokup yemek
TAHAT Ufak etmek Ufalamak
TAHATIH Karanlık * Bulutluluk
TAHATTİ (Bak: Tahaddi)
TAHATTİ (Hatve den) Bir şeyi atlayıp geçmek * Sınırı aşmak * Saldırış
TAHATTİAT (Tahatti C) Saldırışlar, tecavüzler
TAHATTUM Kin, hiddet ve öfke içinde olmak
TAHATTUR Hatırlamak * Muhatara ve tehlikeden kaçıp uzaklaşmak
TAHATTÜM (Hatem den) Hatem, yüzük takınmak * Tas: Ariflerin gönlüne Allah'ın koyduğu işaret
TAHATTÜM (Hatm dan) Lüzumlu ve gerekli olma Vâcib olma
TAHATTÜM Kırmak
TAHATTÜR Tembel tembel yürümek
TAHATÜL Birbirini aldatmak
TAHAVUS Göz ucuyla bakmak
TAHAVVU' Eksilmek, noksanlaşmak
TAHAVVÜB Bir nesneye acınmak ve mahzun olmak
TAHAVVÜF Korkuya düşmek Korkmak * Bir şeyi eksiltmek
TAHAVVÜL (Hâl den) Birinden diğerine geçmek Tebdil olunmak, değişmek Dönmek Bir hâlden başka bir hâle geçmek
TAHAVVÜLÂT (Tahavvül C) Tahavvüller Değişmeler
TAHAVVÜLÂT-I KÜLLİYE Büyük değişiklikler
TAHAVVÜLÂT-I ZERRAT Zerrelerin tahavvülü(Tahavvülât-ı zerrat, Nakkaş-ı Ezelî'nin kalem-i kudreti, kitab-ı kâinatta yazdığı âyât-ı tekviniyenin hengâmındaki ihtizazatı ve cevelânıdır Yoksa; maddiyyun ve tabiiyyunların tevehhüm ettikleri gibi tesadüf oyuncağı ve karışık, mânasız bir hareket değildir Çünkü; bütün mevcudat gibi zerreler ve her bir zerre, mebde-i hareketinde "Bismillah" der Çünkü nihayetsiz, kuvvetinden fazla yükleri kaldırır Ve buğday dânesi kadar bir çekirdeğin koca bir çam ağacı gibi bir yükü omuzuna alması gibi Hem vazifesinin hitamında "Elhamdülillah" der Çünkü: Bütün ukulü hayrette bırakan hikmetli bir cemâl-i san'at, faydalı bir hüsn-ü nakş göstererek Sâni-i Zülcelâl'in medâyihine bir kaside-i medhiye gibi bir eser gösterir Meselâ: Nar ve mısıra dikkat et S)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAHAVVÜN Eksilmek * Ziyafet vermek * Söz vermek, ahdetmek
TAHAVVÜR Tezlik, acelecilik
TAHAVVÜS Bahadırlık, kahramanlık * Sefer niyyetiyle bir yerde durmak
TAHAVÜZ Birbirini cenkten men'etmek Dövüşten alıkoymak
TAHAYYÜL (C: Tahayyülât) Hayale getirmek Hayalde canlandırmak Fikir kurmak (Bak: Dimağ)
TAHAYYÜLÂT (Tahayyül C) Tahayyüller, hayale dalmalar, hayalde canlandırmalar
TAHAYYÜR Beğenip seçmek, muhayyer olmak
TAHAYYÜR Şaşakalmak Hayret etmek Şaşırmak Hayran olmak
TAHAYYÜRÂT (Tahayyür C) Hayrete düşüp şaşakalmalar Hayran olmalar
TAHAYYÜZ (Hayz den) Yer tutmak, yer almak * Ehemmiyet kazanmak * Fiz: Herhangi bir cismin boşlukta yer alması
TAHAZ Birbirini kandırmak, aldatmak
TAHAZHUZ Suyun deprenmesi, hareket etmesi
TAHAZÜL Birbirini rüsvay etmek, kepaze etmek
TAHAZZU' (Huzu dan) Alçakgönüllülük gösterme Mütevazi olma
TAHAZZUR (Hıdr dan) Yeşillenme
TAHAZZUR (Hazır dan) Hazır bulunma Hazır olma
TAHAZZÜB (Hizb den) Toplanma, birikme Küçük topluluk meydana getirme
TAHAZZÜN Kederlenmek, hüzünlenmek Birine acımak Mükedder olmak
TAHAZZÜN Hazineye girmek * Yığılmak
TAHAZZÜR (Hazer den) Sakınma, korunma, çekinme
TAHBİB Fâsid etmek, bozmak
TAHBİE Gizlemek, saklamak * Kadını perdeye koyup kimseye göstermemek
TAHBİR (Haber den) Haber etme Haber verme
TAHBİR Tahsin etmek, tezyin etmek Güzelleştirmek, süslemek
TAHBİYE Hıfzetmek, korumak * Engel olmak, men'etmek
TAHCİL (C: Tahcilât) (Hacl dan) Utandırma
TAHCİL Atın dört veya üç ayağında veya ikisinde bileklerinden yukarı olan beyazlık
TAHCİR Bir yere taş koymak, taş yığmak * Fık: Kimsenin girmemesi için arazinin etrafına taştan sınır yapmak * Hayvanı dağlayıp nişanlamak
TAHDİ' Aldatmak
TAHDİB Kamburlaştırma Kubbelendirme
TAHDİC Dikkatle bakmak * Atmak
TAHDİD Hudutlandırmak Sınırlamak Sınırı belli etmek * Tarif etmek * Bir şeyi kasdetmek * Keskin etmek Bilemek
TAHDİD-İ SİNN Yaş haddi Emeklilik
TAHDİDÂT Tahditler Sınırlamalar
TAHDİK (Hadeka dan) Gözünü dikip, ayırmadan ve dikkatle bakma
TAHDİM Hizmet ettirmek * Atın ayaklarının beyazlığı dirseklerinden aşağı olmak
TAHDİR (Hader den) Örtülendirme, örtülü bulundurma * Uyuşturmak
TAHDİR Acele ettirmek * Nüzul ettirmek, indirmek
TAHDİS (Hudus dan) Söylemek Anlatmak Rivayet etmek * Şükür ve teşekkür ile bildirmek Görülen iyiliği herkese söylemek * Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sözünü tekrarlamak
TAHDİS-İ NİMET Cenab-ı Hakk'a karşı şükrünü edâ etmek ve teşekkür etmek maksadiyle nâil olduğu nimeti anlatmak, onunla sevincini ve şükrünü bildirmek (Bak: Küfran-ı ni'met)(Bâzan tevâzu', küfran-ı ni'meti istilzam ediyor, belki küfran-ı ni'met olur Bâzan da tahdis-i ni'met, iftihar olur İkisi de zarardır Bunun çâre-i yegânesi ki; ne küfran-ı ni'met çıksın, ne de iftihar olsun Meziyet ve kemalâtları ikrar edip, fakat temellük etmiyerek, Mün'im-i Hakiki'nin eser-i in'âmı olarak göstermektir Meselâ: Nasılki murassa' ve müzeyyen bir elbise-i fâhireyi biri sana giydirse ve onunla çok güzelleşsen, halk sana dese: "Mâşâallah çok güzelsin, çok güzelleştin "Eğer sen tevazu'kârâne desen: "Hâşâ! Ben neyim, hiç Bu nedir; nerede güzellik?" O vakit küfran-ı ni'met olur ve hulleyi sana giydiren mahir san'atkâra karşı hürmetsizlik olur Eğer müftehirane desen: "Evet ben çok güzelim, benim gibi güzel nerede var, benim gibi birini gösteriniz "O vakit, mağrurane bir fahirdirİşte, fahirden, küfrandan kurtulmak için demeli ki: "Evet ben güzelleştim, fakat güzellik libasındır ve dolayısiyle libası bana giydirenindir; benim değildir" M)
TAHDİSÂT Anlatmalar Rivayet etmeler * Teşekkürle bildirmeler * Hadis anlatmalar
TAHDİŞ (Hadeş den) Kurcalamak Tırmalamak * İncitmek * Kaşımak
TAHDİŞ-İ EZHAN Zihinleri kurcalamak, tırmalamak
TAHDİŞAT (Tahdiş C) Tırmalamalar Kurcalamalar
TAHE Helâk oldu, berbad oldu (meâlinde fiil)
TAHF Gam, tasa
TAHFE Mekân, mevzi
TAHFE Bakla otunun yukarı ucu
TAHFİF (Hıffet den) Hafifletme, yükünü azaltma Kolaylaştırma * Lâyıkı vechiyle hürmet etmemek * Maddî-manevî bir ızdırabı azaltmak * Kelimelerin bazı harflerini terketmekle telâffuzunu kolaylaştırmak
TAHFİFÂT (Tahfif C) Hafifletmeler; yükünü eksiltmeler, kolaylaştırmalar
TAHFİL Koyunun sütü çoğalsın diye birkaç gün sağmayıp bırakmak
TAHFİR (C Tahfirat) (Hufre den) Çukur kazma
TAHFİR Utandırmak * Aman vermek
TAHFİZ Aşağı indirmek * Asan etmek, kolaylaştırmak
TAHH Ekşi hamur * Susam posası
TAHH Kırmak
TAHHAN (Tahn dan) Değirmenci, öğütücü
TAHHANE Çokluk deve Deve sürüsü * Çok asker
TAHIL Bayat su Bekleyerek bozulmuş su
TAHILLE Gerçek yere yemin etmek * Yeminden kurtulmak için verilen keffaret
TAHILLET-ÜL KASEM Yemin keffareti
TAHINE (C: Tavâhın) Azı dişlerinden birisi
TAHİ Çekilmiş Uzatılmış * Kesret, çokluk
TAHİN Darı unu * Öğütülmüş tahıl * Şekerle karıştırılarak helvası yapılan öğütülmüş susam
TAHİNE (C: Tavâhin) Öğütücü diş, azı dişi
TAHİR Yüksek nefes
TAHİR(E) Temiz Pâk Abdesti bozacak veya guslü icab ettirecek şeylerden birisiyle özürlü olmayan * Zâhir ve bâtında bütün ayıp ve kirlerden temiz, pâk olduğu için Hz Peygamberimize de (AS) bu isim verilmiştir * Müzikte: Makam ismi
TAHİRAT Pâk ve temiz olanlar
TAHİYYAT Selâmlar Duâlar Manevî hayat hediyeleri Tezahürat-ı hayatiye * Mâlikiyet, beka ve mülk (Bak: Et-tahiyyatü)
TAHİYYE Selâmlar, dualar Hayır duâları * Mülk, beka ve devamlılık * Namazın iki ve dört rek'atı sonunda okunan Ettahiyyat duası * Selâm verme ve hayır dua etme * Mülk ve mâlikiyet
TAHİYYET-ÜL MESCİD Bir mescide veya bir camiye girildiğinde, sevab niyetiyle, oturmadan evvel kılınan namaz
TAHKİK Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak İncelemek İçyüzünü araştırmak * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek demektir Kur'an kıraat ıstılahında ise: Her harfin hakkını vermek, özel sıfatlarına riayet etmek, sesi tam mahrecinden çıkarmak, medleri gerektiği kadar uzatmak, hareke, ızhar ve gunneleri okuyuş hassasiyetinin en son imkânını kullanarak okumaktır
TAHKİKAN İnceleyerek Araştırma suretiyle Hakikatını öğrenerek
TAHKİKAT Araştırmalar Hakikati ve doğruyu inceleyip öğrenmek için yapılan taharriyat
TAHKİKAT-I İBTİDAİYYE Huk: İlk tahkikat İlk soruşturma
TAHKİKÎ (TAHKİKİYE) Araştırma ile alâkalı Tahkikata ait
TAHKİKÎ İMAN (Bak: İman-ı tahkikî)
TAHKİM Hakem tayin etmek Hâkim nasbeylemek * Kuvvetlendirme Sağlamlaştırmak, kavileştirmek * Birisini fesattan men'eylemek * Mahkemede hasmın dâvalarının açıkça belli olması için hâkimi değiştirmek
TAHKİMÂT Ask: Bir yeri düşmanın hücumuna karşı sağlamlaştırmak
TAHKİR Hareket etmek Hor görmek Küçük görmek Aşağı ve alçak addetmek
TAHKİR-ÂMİZ f Hakaretle karışık söz * Tahkir edici
TAHKİRÂT (Tahkir C) Tahkirler Hor ve küçük görmeler Hakaret etmeler
TAHKİYE Anlatmak Hikâye etmek
TAHL Dalak ağrısından incinmek * Bozulmak, değişmek
TAHL Durmakla değişen su
TAHLEE Bulut
TAHLİ' (Hal' dan) Söküp çıkarmak Koparmak * Tahttan indirmek
TAHLİD (Huld dan) Devamlı olarak oturtma veya oturtulma
TAHLİF (Halef den) Birini kendi yerine bırakmak
TAHLİF (Half dan) Yemin ettirmek Yemin vermek
TAHLİK (C: Tahlikat) Tıraş etme
TAHLİK Yaratmak * Eskitmek
TAHLİL (Hall den) Sirkeleştirme Ekşitme * Dişlerini hilâllamak Gerçek yere yemin etmek * Açmak
TAHLİL Müşkül meseleyi halletmek * Bir şeyi kolaylıkla tutmak * Eritmek * Bir şeyi helâl kılmak * Yemine kefaret etmek * Man: Terkibin zıddıdır Bir kıyas neticesinin mantık şekillerinin hangisinden olduğunu bilmek için delilin tahlili, araştırılması * Fiz: Mürekkep bir cismi tetkik etmek için esas unsurlara ayırma, çözümleme * Kim: Analiz * Tıb: İlâçla şişliği gidermek
TAHLİL-İ HURDEBİNÎ Mikroskopla tahlil
TAHLİLAT (Tahlil C) Tahliller, analizler
TAHLİM (Hilm den) Kızgınlığını ve öfkesini giderme Sâkinleştirme, yumuşatma, teskin etme
TAHLİS Kurtarmak Halâs etmek * Bir şeyin özünü, hülâsasını almak
TAHLİS-İ GİRİBAN Yakayı kurtarma, kurtarılma
TAHLİSEN Hülâsa ederek Özünü söyleyerek
TAHLİSİYYE Can kurtaran

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAHLİT (Halt dan) Karıştırma Karıştırılma Bozma Saflığını giderme Fâsid etme
TAHLİYE (Haly den) Süslemek Donatmak Donatılmak * Tatlılandırmak * Kim: Bir madde içine hassasını veya kokusunu değiştirmek için şeker, baharat ve benzeri gibi şeyleri katmak
TAHLİYE (Halâ veya halvet den) Boşaltmak Boş bırakmak Serbest bırakmak * Tathir etmek Temizlemek
TAHLİYE-İ SEBİL Bir suçluyu bırakma, salıverme
TAHLİZ Bir kimsenin kulağına küpe ve koluna bilezik takmak
TAHMA Bir ot cinsi
TAHME İnsan cemaatı, topluluk * Büyük sel
TAHMEL(E) (C: Tahamil) Ahlâkı kötü kimse
TAHMER Sıçramak * Doldurmak
TAHMİC Şiddetle bakmak * Gözünü açıp yummak
TAHMİD (Hamd den) Hamdetmek * Medhetmek, övmek * Elhamdülillâh" kelâmının mânasını ifade etmek
TAHMİDÂT Hamdler ve şükürler (Bak: Hamd)
TAHMİDİYE Hamdetmeğe dair Hamdetmek hakkında * Çok mühim bir duânın ismidir
TAHMİK (Humk dan) Ahmak demek, ahmak olduğunu söylemek
TAHMİL Yüklemek Taşıtmak Bir kimse üzerine bir işi bırakmak
TAHMİL-İ MİNNET Birini minnet altında bırakma
TAHMİL-İ ZAHMET Zor bir işi birine yükletme
TAHMİLÂT (Tahmil C) Yükletmeler, yükletilmeler, yüklemeler
TAHMİM Zina eden kimseyi ziftleyip, dövüp, yüzüne kara vurup, ters olarak eşeğe bindirip gezdirmek
TAHMİN (Hamn dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek İhtimallere dayanan düşünce Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek
TAHMİNEN Takriben, aşağı yukarı
TAHMİNÎ Tahmin yoluyla Tahminle alâkalı
TAHMİR (Hamr dan) Mayalandırma * Yoğurma, yoğurtma
TAHMİR Kızartmak * Birine "eşek" demek
TAHMİRE Bulut
TAHMİS (Hums dan) Bir şeyi beş kat veya beş köşe haline getirmek * Edb: Bir şiirin her beytine üçer mısra ilâve ederek beşe çıkarmak
TAHMİS Ateşte kızdırıp kavurmak * Kahve kavrulan ve satılan yer
TAHMİS-HÂNE f Kahvenin kavrulup öğütülüp satıldığı yer
TAHMİŞ Tırmalamak * Hiddetlendirmek
TAHMİZ Azaltmak
TAHN (C: Tahniyât) Öğütme, öğütülme
TAHNİB Atın belinde ve ayaklarında eğrilik olmak
TAHNİK (Hunk dan) Boğmak
TAHNİK (Oğlan) damağını ovmak * Fikrini düzeltmek
TAHNİT Mumyalamak Ölüyü bozulmadan muhafaza etmek için ilâçlamak
TAHNİYE Kınaya boyamak
TAHR Uzaklaştırmak Irak etmek * Atmak * Göz çapağını dışarı atmak * Seri, hızlı * Oku uzak giden yay
TAHREBE Ağaç kurdunun ağacı oyup delmesi
TAHRİB (C: Tahribât) Harab etme, edilme Yıkma Bozma
TAHRİBÂT (Tahrib C) Tahribler, yıkıp bozmalar, harab etmeler
TAHRİBKÂR Tahrib eden, yıkan
TAHRİC (Huruc dan) Çıkartma Meydana koyma * Şehadetname vermek * Fık: Müçtehidlerin istinad ettikleri naslara, kaidelere, asıllara tatbikan şer'î hükümleri istihrac etmek Bu tarz ile hüküm çıkarabilmek salâhiyetinde olanlara: Muharric, sahib-i tahric, ashâb-ı tahric denir
TAHRİC Darlık ve zahmet vermek, tazyik
TAHRİF (Harf den) Harflerin yerini değiştirmek Bozmak Kalem karıştırmak * Kendi menfaati veya başkasının zararı için bir ibârenin mânasını değiştirmek * Başka tarafa meylettirmek
TAHRİFÂT (Tahrif C) Bozmalar Kalem karıştırmalar
TAHRİF Genç bir adama bunaklık isnad etme
TAHRİK Kımıldatma Kımıldatılma Yerinden oynatma Hareket ettirme * Gr: Cezimli bir harfi harekeli okuma * Yola çıkarma * Azdırma, kışkırtma * Uyandırma
TAHRİK Yarma, yarılma * Yırtma, yırtılma
TAHRİK Yakma Yakılma * Susatma Susatılma
TAHRİK-AMİZ f Kışkırtıcı Tahrik edici
TAHRİKAT Ayaklandırmalar, kışkırtmalar Hareket ettirmeler
TAHRİM Haram kılma Haram kılınma Dince yasak edilme * Kudsî sayarak yaklaşmayı yasak etme
TAHRİM SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 66 Suresidir "Lime tüharrimu" da denir Medine'de nâzil olmuştur
TAHRİM Yarmak Pâre pâre kesmek, parçalamak
TAHRİME Namaza başlanırken söylenen tekbir * Hacıların ihrama bürünmeleri
TAHRİMEN Haram olarak Harama yakın olarak
TAHRİMEN MEKRUH (Vâcibin zıddı) Harama yakın iş olup, zannî delil ile olan nehiydir
TAHRİMÎ (Tahrimiyye) Haramla ilgili, harama ait
TAHRİM TEKBİRİ İftitah tekbiri de denir (Bak: İftitah tekbiri)
TAHRİR Yazmak Yazılmak Kaydetmek * Hürriyete kavuşturmak
TAHRİR-İ RAKABE Köle veya cariye azad etme
TAHRİRÂT Tahrirler Yazı Resmî mektup
TAHRİREN Yazmak suretiyle, yazı ile
TAHRİS (C: Tahrisât) (Hırs dan) Hırslandırma
TAHRİS Elbisenin eteğine konulan parça
TAHRİS Kendini hıfzetmek, kendini korumak
TAHRİŞ (C: Tahrişât) Tırmalama Yakıp kaşındırma * Azdırma Rencide etmek
TAHRİŞ Aldatıp kandırmak * Koparmak
TAHRİZ (C: Tahrizât) (Hırz dan) Kışkırtma, kışkırtılma * Kandırmak * Koparmak
TAHS Eliyle defetmek, eliyle itip kovmak
TAHS İfsad etmek, bozmak
TAHSA' Toprak saçmak
TAHSİB Ölüyü taş altına gömmek
TAHSİB Ufak taşları mescide veya başka yere döşemek
TAHSİF Nâlin yaptırmak
TAHSİL Hâsıl etmek * İlim edinmek İlim öğrenmek veya öğretmek için çalışmak * Vergi toplamak * Aşikâre eylemek
TAHSİLÂT Devlet gelirlerinin toplanması
TAHSİLDÂR f Devlet gelirlerini vazifeli olarak toplayan, tahsil eden memur
TAHSİM Kestirmek * Dağılmak
TAHSİN (Hısn dan) Kale gibi sağlamlaştırma * Muhafaza altına alma
TAHSİN Beğenmek ve alkışlamak * Tezyin eylemek, güzelleştirmek * İyi ve güzel bulmak
TAHSİN-İ KELÂM Bir sözü beğendiğini ifade etmek Sözü güzelleştirmek
TAHSİN-İ LÂFZ Lâfı süsleme, sözü güzelleştirme
TAHSİNAT Alkışlamalar Güzelleştirmeler Beğenmeler(Bilbedahe şöyle tahsinat ve tezyinat, onların Sâniinde gayet şiddetli bir irâde-i tahsin ve kasd-ı tezyin var olduğunu gösterir Ve irade-i tahsin ve tezyin ise bizzarure o Sâni'de san'atına karşı kuvvetli bir rağbet ve kudsi bir muhabbet olduğunu gösterir Ve masnuât içinde en câmi' ve letaif-i san'atı birden kendinde gösteren ve bilen ve bildiren ve kendini sevdiren ve başka masnuattaki güzellikleri mâşâallâh deyip istihsan eden bilbedahe o san'atperver ve san'atını çok seven Sâni'in nazarında en ziyade mahbub, O olacaktır S)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAHSİNHÂN f Aferin diyen Beğenip alkışlayan
TAHSİNKERDE f Beğenilmiş
TAHSİR Hasret bırakma Hasret etme * Kuşun tüyünü bırakması, dökmesi
TAHSİR (Hasar dan) Zarara sokma, ziyana uğratma
TAHSİR İnce belli etmek
TAHSİS Rağbet ettirmek Meylettirmek, yöneltmek
TAHSİS (Husus dan) Belli bir gaye için kullanmak * Bir şey veya bir kimse için ayırmak * Kredi Tazminat
TAHSİSAT Bir kimse veya bir daire için ayrılmış para veya mal
TAHSİSAT-I MESTURE (Bak: Mesture)
TAHSİSEN Tahsis suretiyle * Hele, en çok
TAHŞİD Yığma Toplama Biriktirme Yığınak * Bir mevzu hakkında çok izah ve konuşmalar
TAHŞİDÂT Birikmeler Toplamalar Yığınaklar * Konuşarak fazla üzerinde durma
TAHŞİM Öfkelendirme, kızdırma, gazablandırma
TAHŞİN İri ve kaba etmek
TAHŞİR Noksan etmek, eksiltmek
TAHŞİYE Derkenar, haşiye yazma veya yazılma
TAHŞİYE (Haşyet den) Korkutma Ürpertme
TAHT f Yağma, talan, soygun, çapul
TAHT Alt Aşağı * Gr: Gelecek olan zamir
TAHT-EL ARZ Yer altı Toprak altı
TAHT-EL BAHİR Denizaltı Denizaltı gemisi
TAHT-EŞ ŞUUR Şuur altı Şuur haricinde olarak açılıp yayılan zihnî faaliyet(Taht-eş şuur, gayr-ı meş'urdan vâzıhan farklıdır Hâfızada teraküm etmiş, fakat bu anda kendisini düşünmediğimiz hâtıralar, gayr-i meş'ur ve kaimdirler Fakat taht-eş şuur değildirler LR)
TAHT-I ESARET Esaret altı
TAHT-I HÜKÜM Hüküm altına
TAHT-I MÜZAKERE Konuşulmakta olan
TAHT f Hükümdarların oturduğu büyük koltuk Hükümdarlık makamı
TAHT-I BELKIS Belkıs'ın tahtı (Çok eski mecusi Yemen padişahlarından Şerahil'in kızı Belkıs, başka kardeşi olmadığından babasının yerine Yemen'e hükümdar olmuş idi Sonra Süleyman Aleyhisselâm ile evlendi Onun mu'cizeleriyle imana geldi) Bak: Hüdhüd, Süleyman (AS)
TAHT-I HÜMÂYUN Padişahların merasim sırasında oturdukları sedir
TAHT-I REVAN Dört kişi veya iki katırla taşınan nakil vasıtası
TAHTAH Arslan
TAHTAHA Bir şeyi doğrultmak * Beraber etmek * Bazısını bazısına katmak
TAHTAHA Hastalıktan veya zayıflıktan sesin değişmesi
TAHTANÎ Alt kat Alt katla alâkalı
TAHTANİYE Altta olan, alttaki * Noktası altta olan harf
TAHTE f Yağmalanmış, soyulmuş, talan edilmiş
TAHTE Alt, altta, altında
TAHTE f Tahta
TAHTELHIFZ (Taht-el hıfz) Muhafaza altında
TAHTESSERA (Taht-es serâ) Toprak altı
TAHTGÂH f Başşehir, başkent * Taht yeri
TAHTİB Odun toplamak
TAHTİE Bir kimseyi veya bir şeyi hatalı görmek, hata isnad etmek, yanıltmak "Bu hatadır" diye iddia etmek * Ist: "Mezhebim haktır, hata ihtimali var Başka mezheb hatadır, savaba ihtimal var" diyenler ki, bu hatalı anlayışa izafeten "Tahtie" denmiştir
TAHTİM Mühürleme Mühür basma * Tamamlama
TAHTİT (Hatt dan) Çizme Çizgi ile belli etme * Çizgi
TAHTİT Zayıflık * Kurmak * Pare pare etmek, parçalamak
TAHTİYE Hatâya düşürmek, yanıltmak
TAHT-NİŞİN Taht'a oturan Hükümdar Padişah
TAHUN(E) (C: Tavâhin) Su değirmeni
TAHUR Tâhir Hem temiz hem temizleyici Çok temiz
TAHV Düşmek * Çekip uzatmak
TAHVE Eti pişirmek
TAHVİD Sür'atle gitmek, hızla gitmek
TAHVİF Korku vermek Ürkütmek Korkutmak
TAHVİFÂT (Tahvif C) Korkutmalar Korkuya düşürmeler
TAHVİFEN Korkutarak
TAHVİL Bir halden başka bir hale getirmek Değiştirmek * Döndürmek * Faizli borç senedi
TAHVİLÂT Tahviller * Borç senetleri
TAHVİN (C: Tahvinât) Birisine hâin deme Hıyânet nisbet etme
TAHVİR Rücu ettirmek, döndürmek * Ağartmak, beyazlatmak, tebyiz
TAHVİT (Havt dan) Duvar çekme
TAHVİYE Dizleri, dirsekleri, yanları, karnı ve uyluğun arasını ayırmak
TAHVİZ Suya dalmak
TAHYA Karanlık gece
TAHYE Bulut parçası
TAHYİB (Haybet den) Eli boş, kederli ve mahrum kılma
TAHYİL (C: Tahyilât) (Hayal den) Akla getirme Fikre getirme, zihinde canlandırma
TAHYİR (Hayır dan) İki şeyden birisini seçme durumunda bırakma İstediğini seçmesini teklif etme
TAHYİS Zelil etmek, kepaze etmek * Boyun eğdirmek Muti etmek
TAHZİ' Yarma, kesme * Ameliyat
TAHZİ' Tevâzu etmek, alçakgönüllü olmak
TAHZİB (Hizb den) Takım haline getirmek Hizibleştirmek Gruplaştırmak
TAHZİB (Hizab dan) Saç, sakal boyama
TAHZİF Saçını düzüp bezemek, süslemek
TAHZİL Aşağılatmak, alçaltma, bayağılaştırma
TAHZİM Kesmek
TAHZİN (Hüzn den) Kederlendirme, tasalandırma * Hazin hazin Kur'an-ı Kerim okuma
TAHZİN Hazinede saklama
TAHZİR Yeşil renk verme Yeşillendirme * Hazırlama
TAHZİR (C: Tahzirât) (Hazer den) Menetme, sakındırma, önlemeTAHZİR : Korkutmak
TAHZİZ İsteklendirme, rağbet ettirme
TAÎ Arabistan'da mevcut Tay kabilesinden olan
TAİB Tövbe eden Günahlarına pişman olan
TAİF Etrafını dolaşarak ziyaret eden Tavaf eden Dolaşan * Hicaz'da Mekke-i Mükerreme'nin yüz kilometre güneydoğusunda, Gazva Dağı'nın güney eteklerinde ve bir takım tepelerin batı eteklerinde olarak 1882 metrelik yükseklikte bir şehirdir Peygamber (ASM) hicretin sekizinci yılında Huneyn muharebesinden döndüklerinde Taif şehrini fethetmek arzu etmişlerse de, ahalisi kaleye sığınıp şiddetli bir şekilde karşı koymağa başladıklarından Peygamber Efendimiz kuşatmayı terkedip geri dönmüşlerdir Bir sene, sonra, yani hicretin dokuzuncu yılında Taifliler bir heyet tertip ederek barış yoluyla Peygamberimize itaat etmek için yollamışlardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAİFE Hususi bir sınıf meydana getiren insanlar Kavim, kabile Takım
TAİFE-İ EFRENC Frenk, Avrupalı, Fransız
TAİFE-İ NİSÂİYE (Taife-i nisâ) Kadınlar taifesi, grubu
TAİH Kibreden Kibirlenen Büyüklenen
TAİL Uzayan * Kudret ve gına * Fayda Menfaat
TAİN Süngü ile vurulmuş
TAİR (Tayeran dan) Uçucu Uçan * Kuş
TAİS Hafif başlı
TÂK Bina kemeri Yarım daire şeklinde kapı ve pencere üstü Çardak Kubbe Kavisli bina Eyvan
TÂK-I MUALLÂ Yüksek şerefe Yüksek kubbe * Yüksek haysiyet ve şeref sahibi
TÂKA Kubbeli mahfe Pencere * Takat Güç, kuvvet, iktidar
TAKA İki-üç kişi ile idare edilen küçük yelkenli
TAKA Korkutmak * Hazer etmek, çekinmek, korunmak
TAKABBUH Çirkinlik
TAKABBUZ (C: Takabbuzât) (Kabz dan) Toplanıp çekilme Büzülme * Kabız olmak, peklik
TAKABBÜB Binaya kubbe yapmak
TAKABBÜL (Kabul den) Kabullenme Üstüne alma Bir şeyi taahhüd ve iltizam etme * Öpülme
TAKABUZ Kabz edişmek
TAKADDES Mukaddes olsun (mânasında)
TAKADDÜM (Kıdem den) Önde bulunma İleri geçme * Zaman veya mevki bakımından ileride olma
TAKADDÜS Mübarek kılmak Kudsî kılmak * Çok temiz olma * Mukaddes olma
TAKADİ Birbirine hakkını vermek
TAKADU' Birbirine süngü ile vurmak
TAKADÜM Üzerinden zaman geçmek
TAKAFFÜL Kapamak * Kilitlemek * Tilki eniği
TAKAFKUF Titremek
TAKAHHUM Ansızdan bir nesneye dühul edip girmek
TAKAHHUR Kahrolmak
TAKAHHÜL şikâyet etmek
TAKA'KU' Deprenmek, hareket etmek * Ötmek
TAKALİ Birbirini düşman kabul etmek
TAKALKUL Deprenmek, hareket etmek
TAKALLU' Ayağını kuvvetiyle kaldırmak * Yerinden kopmak
TAKALLUS Kısa olmak, kısalmak * Toplanmak, cem'olmak
TAKALLÜB Bir taraftan diğer tarafa dönmek * Bir halden başka bir hale değişmek * Başka kalıba girmek
TAKALLÜD (C: Takallüdât) (Kald dan) Bir işi üstüne almak * Takınma, kuşanma Gerdanlık veya muska gibi boyuna geçirme * (Kılıç) kuşanma
TAKALLÜL (Kıllet den) Azalma, az olma
TAKALLÜS Kasılma Bir şeyin büzülüp gerilmesi Bir uzvun çekilip toplanması Kıvrılma
TAKAMMÜL Bitlenme Bitli olma
TAKAMMÜM Evin süprüntüsünü ayırmak
TAKAMMÜS Gömlek giymek
TAKAMÜR Kumar oynamak
TAKANNU' Başına örtü örtmek
TAKANNÜN Kanunlaşma Değişmez halde, kat'i olarak belirme
TAKARR Birbiriyle kararlaşmak
TAKARRUH (Karh dan) Yara derinleşip büyüme * Yara çıban olma
TAKARRÜB Yakınlaşmak Yaklaşmak * Zamanı gelmek Vakti yakın olmak
TAKARRÜM Tatlı tatlı yeme
TAKARRÜR Kararı verilmek* Yerleşmek Kararlaşmak
TAKARRÜŞ Kesbetmek, almak, kazanmak
TAKARU' Kur'a atışmak
TAKARÜB Birbirine yakın olmak
TAKAS Vereceğini alacağına karşılık tutmak suretiyle ödeşmek, sayışmak, değişmek
TAKASSİ Bir şeyin aslını esasını araştırma
TAKASSU' Dühul etmek, girmek
TAKASSUF Kırılmak
TAKASUR (Kasr dan) Bir işi mümkün iken yapmama Esirgeme
TAKASÜM Kısmet edişmek * Birbirine yemin vermek
TAKAŞKUŞ Hastanın iyi olması * Derinin soyulması * Her yerden yiyecek istemek
TAKAŞŞU' Havanın açılması
TAKAŞŞUR (Kışr dan) Kabuk bağlama, kabuklanma
TAKAŞŞÜF Maişet şiddeti, geçim zorluğu
TÂKAT Güç, kuvvet İktidar
TÂKAT-I BEŞER Beşer gücü ve kuvveti İnsana mahsus kuvvet
TÂKATFERSÂ f Dayanılmaz, tâkat götürmez
TÂKATGÜDAZ f Tâkati kaldıran, gücü kuvveti eriten, mahveden
TÂKATŞİKEN f Tâkati tüketen
TAKATTUB Kaşların çatılması * Buruşma
TAKATTUF Yüz ekşitmek
TAKATTUR Damla Damlama Damla damla akma * Ud ağacı ile buhurlanma * Vuruşmağa hazırlanma * Bir kimse kendini bir yerden atma * Ağacın dalı kopup düşme * Bir adamı yanı üzere düşürmek (Kamus'dan)
TAKATU' Kesilmek Kesişmek
TAKATÜL Kıtal edişmek, döğüşmek, vuruşmak
TAKAUD Oturmak
TAKA'UR (Ka'r dan) Çukurlaşma * Kuyunun derin ve çukur olması
TAKAUS Durdurmak Sonraya bırakmak
TAKAVİM (Takvim C) Takvimler
TAKAVÜL Birbiriyle söyleşmek
TAKA'VÜS Çok yaşlanma * Evin eskiyip köhne olması
TAKAVÜM Dövüşmek, vuruşmak Birbiriyle cenge durmak
TAKAVVİ (Kuvvet den) Kuvvetlenme
TAKAVVUZ Ayrılmak Dağılmak * Yıkılmak
TAKAVVÜB Bir şeyin kabuğu soyulmak
TAKAVVÜL Haber vermek * Yalan söylemek
TAKAYYUZ Kırılmak * Benzetmek
TAKAYYÜ' Kusar gibi olup kusamama
TAKAYYÜD Bağlanma Bağlı olmak Kayıtlı bulunmak * Çalışmak Çabalamak Uğraşmak * Dikkatli davranmak
TAKAYYÜL Uymak, iktida etmek
TAKAZA Başa kakmak * Sıkıştırmak * Hakkını isterken borçluyu zorlamak
TAKAZİC Dövülüp ufalanarak yemeklerin üstüne ekilen otlar Baharat
TAKAZÜF Birbirine iftira edip atışmak
TAKAZZUB Kesilmek
TAKAZZÜR İstikrah etmek, kerih görmek, beğenmemek
TAKAZZÜR Çirkin şeylerden uzak olmak
TAKBİB Kubbe gibi yapma
TAKBİH Çirkin görmek Beğenmemek * Kabahatli bulmak * Kötü gördüğünü bildiren söz söylemek
TAKBİHÂT (Takbih C) Ayıplamalar, çirkin görmeler
TAKBİL Öpmek
TAKBİR Defnetmek, gömmek
TAKBİZ Toplayıp bir yere getirmek
TAKDANE f Üzüm çekirdeği
TAKDİD Eti kurutmak * Uzunlamasına yırtmak veya kesmek
TAKDİH Beğenmeme, zemmetme * Atın belini inceltmek
TAKDİM (Kıdem den) Arzetmek Sunmak * Küçük bir kimseyi yaş, amel, mevki ve takva itibariyle büyük bir kimse ile tanıştırmak * Öne geçirmek, bir şeyi başka bir şeyden önde tutmak * Bir büyüğün önüne geçip bir şey vermek
TAKDİMÂT Takdim edilenler Büyüklere verilen şeyler
TAKDİME (C: Tekadim) Kendisinden üstün kişiye sunulan armağan, hediye * Takdim
TAKDİMEN Takdim ederek, öne geçirerek
TAKDİM-TE'HİR Öne geçirmek, sonraya bırakmak
TAKDİR Kıymet vermek Değerini, kıymetini, lüzumunu anlamak * Kader * Düşünmek * Öyle saymak
TAKDİR-İ KELÂM Söze değer vermek * Sözün kıymeti Sözden anlaşılan husus
TAKDİREN Değer ve kıymetini anlıgirsin bir tarafına !!! Takdir ederek
TAKDİRÎ Kaderden olan Takdir-i İlâhîye ait ve müteallik olan * İtibarî * Farazî * Gr: Yazılı olmayıp var bilinen mâna veya kelime (Bak: Mukadder)
TAKDİRNAME f Bir işin beğenildiğine ve istihsan edildiğine dâir alâkadarların imzasını taşıyan yazı Beğenildiğine dair yazılı kâğıt
TAKDİS Büyük hürmet göstermek Mukaddes bilmek * Cenab-ı Hakk'ın kusursuz, pâk ve her hususta noksansız olduğunu bildirmek, söylemek ve Allah'a (CC) şükretmek
TAKDİYE Hâcet bitirmek, ihtiyaç gidermek
TA KEY f Ne vakte kadar?
TAKFİL (Kufl dan) Kilitleme veya kilitlenme

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAKFİYE Kafiye yapmak * Bir kimsenin ardınca olmak
TAKHİM İthal etmek, içeri sokmak, girdirmek
TAKHİR (C: Takhirât) (Kahr dan) Kahretme
TAKIYYE Sakınmak Kendini koruyup çekinmek * Birinin mensub olduğu mezhebi gizlemesi * Mümâşât
TÂKIYYE Takke
TÂKIYYE-DUZ f Takkeci, takke diken
TAKİ Kendini koruyan, saklayan * Takvalı kimse Günahtan çekinen
TA'KİB Gözlemek * Yolunda gitmek * Peşinden yürümek * Suçlunun suçunu araştırmak * Bir kimsenin aynı senede yine gazaya gitmesi * Bir şeyi ciddiyetle istemek
TA'KİBÂT Suç işleyene karşı harekete geçmek ve suçluluk derecesini araştırmak
TA'KİBEN Takip ederek, takip suretiyle
TA'KİD Edb: İbareyi veya cümleyi anlaşılmaz şekle koyma * Düğümlenme, düğümleme
TA'KİF Eğriltmek
TA'KİL Devenin ayağına ip takıp bağlamak
TA'KİM (Akm dan) Kısırlaştırma Neticesiz bırakma
TA'KİR Suyu bulanık etmek
TA'KİR Bir uzvu, organı yararak sinirleri kesme
TAK'İR (Ka'r dan) Çukurlaştırma, çukur yapma
TAKLİ' (Kal' den) Yarmak * Mübalâğa ile koparmak Kökünden söküp koparmak
TAKLİB (C: Taklibât) (Kalb dan) Döndürme, çevirme * Bir şeyin kalıp ve şeklini değiştirme
TAKLİD Takma, asma, kuşatma * Benzetmeğe ve benzemeğe çalışmak Benzerini yapmak Birine benzemeğe çalışarak alay etmek Sahte Bir şeyin sahtesini yapmak(Kur'an baştan aşağıya kadar, nâzil olduğu hey'et üzerine bâkidir Bu kadar Kur'anı taklid etmeğe müştak olan dostlar ve mütehacim düşmanlara rağmen, şimdiye kadar Kur'anın ne taklidi yapılmış ve ne de bir misâli gösterilmiştir Evet, Kur'an milyonlarca Arabî kitablarla mukayese edilirse benzeri bulunamaz O halde Kur'an ya hepsinin altındadır Bu ise muhaldir; öyle ise; hepsinin fevkindedir Öyle ise Allah'ın kelâmıdır İİ)(Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız Ayâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra hangi akıl ile onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Sefihane taklid edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşinizi idam ediyorsunuz Âgâh olunuz ki; siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz! Çünkü şu surette ittibaınız milliyetinize karşı bir istihfaftır Ve millete bir istihzadır MN)
TAKLİD-İ SEYF Kılıç kuşatma
TAKLİD-İ TUFEYLÂNE Küçük çocuklara yakışır şekildeki taklid
TAKLİDEN Taklid ederek, benzeterek
TAKLİDGÂH f Taklid yeri
TAKLİDÎ Taklide ait Sathî * Delil ve sened istemeden kabul edilen
TAKLİDÎ İMAN (Bak: İman-ı taklidî)
TAKLİH Dişin sarılığını gidermek
TAKLİL Azaltma Azaltılma İndirme Tenkis
TAKLİL-İ MASÂRİF Masrafların azaltılması
TAKLİM (Kamış, tırnak, kalem gibi şeyleri) yontma, kesme
TAKLİS Büzme
TAKLİS Def çalıp nağme söylemek
TAKMİS (Kamis den) Gömlek giydirme
TAKMİŞ Cem'etmek, toplamak
TAKNETU (Bak: Lâtaknetu)
TAKNİ' Başına örtü örttürmek
TAKNİN (Kanun dan) Kanun koyma
TAKNİYE Çok kırmızı yapmak
TAKRİ' (C: Takriât) Tevbih Azarlama * Birini telâşa düşürme * Te'nif Başa kakma
TAKRİÂT (Takri' C) Azarlamalar, paylamalar, başa kakmalar
TAKRİB Yaklaştırma Aşağı yukarı ve tahmin ile kat'i olmayan şey söyleme Tahmin * Yolunu bulma
TAKRİBEN Tahminen Yaklaşık olarak Aşağı yukarı
TAKRİBÎ İhtimale göre olan Takribe ait
TAKRİD Devenin gövdesinde olan keneyi yolup gidermek * Hor ve zelil etmek
TAKRİN (Karin den) Birlikte bulundurma Yaklaştırma
TAKRİR İyi ifade etmek Bildirmek * Ağzından anlatmak * Yerleştirmek Kararlaştırmak Yerini belirtmek * Resmî olarak yazı ile bildirmek * Tapuda, mülkünü başkasına sattığını bildirmek * Siyasî nota
TAKRİR-İ KELÂM Söylemek İfadede bulunmak
TAKRİRÂT (Takrir C) Ağızdan anlatılan şeyler
TAKRİREN Ağızdan anlatarak
TAKRİRÎ SÜNNET Hazret-i Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, sahabelerinden birinin söylediğini veyahut işlediğini gördüğü halde, onu menetmiyerek sükût buyurmaları
TAKRİS Soğutmak * Dondurmak
TAKRİS Parmak ucuyla veya tırnakla bir nesneyi ovup yıkamak
TAKRİŞ Birbirine rağbet etmek
TAKRİT Kulağına küpe takmak * Davarın başına yular takmak
TAKRİZ (Karz dan) Ödünç vermek * Bir şeyi veya bir eseri beğendiğini söylemek Beğendiğini bildiren yazı yazmak Bir eserin takdir ve tahsin edildiğini bildiren yazı yazmak
TAKRİZ Hayatında bir kimseyi methetmek, övmek
TAKSİB Kıvırcık yapmak
TAKSİF Çok kırmak
TAKSİM (Kısım dan) Bölme Parçalara ayırma
TAKSİM-İ A'MÂL İş bölümü, iş taksimi(Sani'i-i Zülcelâl'in hilkat-i âlemde câri ve taksim-ül-a'mâl kaidesinden akan kanun-u tekemmül ve terakkide mündemiç olan rıza ve işaretinin imtisali farz iken, itaat tamam edilmemiştir Şöyle: Kaide-i taksim-ül-a'mâli muktazi olan hikmet-i İlâhiyenin dest-i inayetiyle beşerin mahiyetinde ekmiş olduğu istidadât ve muyulâtla şeriat-ı hilkatin farz-ül-kifayesi hükmünde olan fünun ve sanayiin edasına bir emr-i manevî vermişken su-i istimalimiz ile o istidaddan tevellüd eden meyle kuvvet ve meded verici olan şevki bu hırs-ı kâzib ve şu re's-i riya olan meylü't-tefevvuk ile zayi edip söndürdük Elbette isyan eden cehenneme müstehak olur Biz de bu hilkat denilen şeriat-ı fıtriyenin evamirine imtisal edemediğimizden cehennem-i cehl ile muazzeb olduk Bu azabdan bizi kurtaracak taksim-ül-a'mal kanunuyla amel etmektir Zira seleflerimiz taksim-ül-a'mâlin ameli ile cinan-ı ulûma dâhil olmuşlardır RN)
TAKSİM-İ GURAMÂ Kârı veya zararı ortaklar arasında koydukları sermaye nisbetinde taksim etmek * Fık: Bir borçlunun terekesini alacaklıların borç miktarları nisbetinde aralarında taksim etmek
TAKSİMÂT Taksimler Bölmeler Cüz cüz ayırmalar
TAKSİR (Kasr dan) Kısaltma, kısma * Kusur, hata, kabahat, suç Günah * Bir işi eksik yapma * Bir şeyi yapabilir iken yapmama * Zayıflatmak, süstlük etmek * Geri kalmak
TAKSİRAT (Taksir C) Kusurlar, suçlar, günahlar, kabahatlar
TAKSİS Kireç ile bina yapmak * Kireç ile sıvamak
TAKSİT (Kıst dan) Belli zamanlarda parça parça ödenecek para
TAKŞİR (Kışr dan) Kabuğunu soyma
TAKTAKA (Tıktıka) Taşlardan çıkan ses * Hayvanların ayak sesleri veya bunları anlatmak için söylenen kelime
TAKTİ' Kesme Kesilme Parça parça etme Parçalara bölme
TAKTİB Kaş çatıp yüz ekşitme
TAKTİK Fr Asker kuvvetlerini harb meydanlarında düşmanı şaşırtarak kullanma Bu işi tedkik eden ilim * Mc: Bir işte muvaffakiyet için lüzum eden yolları kullanma
TAKTİL (Katl den) Çok öldürmek, çok katletmek * Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek
TAKTİN Filiz sürme
TAKTİR Damla damla akıtmak Damlatmak İnbikten çekmek
TAKTİRAT Damla damla akıtmalar
TAKTİR Eksik etmek * Güç olmak
TAKUT Feryun adı verilen darı cinsi
TAKVA Bütün günahlardan kendini korumak Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek (Bak: Amel-i-sâlih, İttika, Vicdan)(Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan, def-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş RN)(Ey muhatab olan insanlar! Havf ve reca ortasında bulunmakla, takvayı recâ ederek Rabbinize ibadet ediniz Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daima ibadetinin artmasına çalışmalıdır Reca mânası, sâmi' ve müşahidlere göre olursa şöyle te'vil edilecektir:Ey müşahidler! Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de, insanları ibadet techizatiyle mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan takvayı reca ve intizar edebilirsiniz Ve keza, ibadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna işarettir Takva, tabakat-ı mezkurenin ibadetlerine terettüb ettiğinden, takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir Meselâ: Şirkten takva; kebairden, masivaullahdan kalbini hıfzetmekle takva; ikabdan içtinab etmekle takva; gazabdan tahaffuz etmekle takva Demek kelimesi bu gibi mertebeleri tazammun eder Ve keza, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesile olmayıp maksud-u bizzat olduğuna; ve ibadetin sevab ve ikab için yapılmaması lüzumuna işarettir İİ)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TA'LİMAT Bir iş hakkında hareket tarzını bildiren emirler
TA'LİMAT-NAME f Yönetmelik
TA'LİMGÂH Tâlim ve öğrenme yeri
TA'LİMHANE f Öğrenme yeri Ta'lim yeri
TA'LİN Aşikâr etme Meydana çıkarma Açığa vurma
TA'LİT Devenin yularını başından indirmek * Deve boynuna nişan etmek
TA'LİYE Yükseltme
TA'LİYE-İ NAME Mektuba başlık koyma
TALK Doğum ağrısı
TALL Çiğ, kırağı İnce yağan yağmur, çisinti Şebnem * Helâk etmek, iptal * Güzel, lâtif şey * Şiddet
TALLASE Kendisiyle levha silinen paçavra
TALS Su akmak
TALS (C: Atlâs) Mahvetmek
TALTİF İltifat etmek Bir iyilik yaparak gönül almak Yumuşatmak
TALTİFÂT (Taltif C) Taltifler, ihsanlar, lütuflar, bağışlar
TALTİFEN Taltif suretiyle
TALTİH Bulaştırma, bulaşık etme
TALUT (Bak: Yuşa)
TALVE Vahşi canavarların yavrusu * Keçi bağladıkları ip parçası
TALY Karışmak
TALZİYE (Lezâ dan) Alevlendirme veya alevlendirilme
TA'M Yeme Tad Lezzet Zevk
TAMA' Hırsla istemek Doymazlık Aç gözlülük Çok isteme * Askerî fertlerin maaşları (Kamus)
TAMAEN Tama' ederek Hırsla Cimrilikle
TAMAH (Tımah - Tumuh) Bir şeye göz dikip bakma
TAMA'KÂR Aç gözlü Cimri
TAMAM Bitme, bitirme, son, nihayet * Tam, eksiksiz, noksansız * Ne eksik ne fazla * Münasib, uygun
TAMAM-I ITTIRAD-I AHVAL Bir kimsede var olan huy ve hasletlerin sekteye uğramadan biteviye devam etmesi, her zaman aynı durumu göstermesi
TAMAMEN Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde
TAMAMİYET Bütünlük, tamamlık, tamlık
TAM'AN Tama' suretiyle, tama' ederek
TAMAR (TIMÂR) Yüksek mekan, yüce yer
TAMAT f Mânâsız ve uygunsuz söz
TAMELE (TAMLE) Havuzun dibinde kalan balçık ve tortu
TAMH (TIMÂH) Gözünü yukarı kaldırıp bakmak
TA'MİD Vaftiz etmek
TA'MİK (Umk dan) Derinleştirmek Derin kazmak * İnceden inceye araştırmak Esasına varacak şekilde araştırmak
TA'MİKAT (Ta'mik C) Derinleştirmeler İncelemeler, tedkik etmeler, araştırmalar
TA'MİM Umumileştirme Herkese bildirme
TA'MİMEN Ta'mim suretiyle Herkese bildirmek suretiyle
TA'MİR Bozuk şeyi düzeltmek Eski şeyi düzeltip yeni hâline getirmek
TA'MİRÂT (Tamir C) Noksanları gidermek Eksik ve bozukları düzeltmeler ve tamamlamalar Ta'mirler
TAMİR Sıçrayıcı, sıçrayan
TAMİR BİN TAMİR Aslı bilinmeyen kimse * Pire
TAMİR Hurması olan kişi
TAMİS Uzak
TA'MİYE (Amâ dan) Körletme Kör etme * Kapalı şekilde anlatmak * Edb: Ebced hesabiyle düşürülen bir tarihin, hesabı doldurmak için çıkartılacak veya eklenecek sayılarını işaret etme
TAMİYE Dudak kabarmak
TAMLES (TAMELLES) Çörek
TAMM Saçını kesmek * Galebe etmek Galib gelmek * Yükselmek, yüce olmak * Defnetmek, gömmek
TAMMA' (Tama' dan) Çok tama' eden
TAMMAH Her şeye göz diken pek hırslı kimse
TAMMAT Kıyamet
TAMME (Tâmmât) Kıyamet vakti * Belâ Dâhiye * Keskin çığlık
TAMME Bütün, noksansız, eksiksiz, tam
TAMN Sâkin olmak, sessiz olmak
TAMS Yok etme, belirsiz kılma * Eskimek * Mahvolmak
TAMS Kadının hayız görmesi, aybaşı olması * Kir, vesah * Cima etmek * Yapışmak
TAMŞ Halk, nâs, insanlar
TAMTAME Pelteklik, kekemelik, tutukluk
TAMU (Aslı: Tamuğdur) Cehennem
TAMUR Kan * Nefes
TAMURE Kalb gılâfı * Emzikli bardak * İbrik
TAMV Yüksek olmak * Dolu olmak
TA'N Hoş görmemek Kötülemek Birisinin ayıp ve kusurlarını beyan etmek * Küfretmek * Muhalifin iddialarını çürütmek * Vurmak * Duhul etmek, dâhil olmak, girmek
TANA Susuzluktan ciğerin yapışması
TANAGGUZ Taaccüb edip, şaşırıp, hayrette kalıp başını sallamak
TANAZZUC Pişmek * Olmak
TANCİR (TANCERE) (C: Tanâcir) Tencere
TANDIR Ufak fırın * Elleri ve ayakları ısıtmak için üstü kapalı küçük mangal
TA'NE Sövme, zemmetme, yerme, çekiştirme
TANEF Kayış * Dağ burnu Dağ başı * Kapı üstüne yapılan örtü * Duvar üzerine yapılan saçak
TA'NE-ZEN f Söven, zemmeden, hicveden, yeren, çekiştiren
TANFESE (C: Tanâfis) Uzun saçaklı halı * Hurma yaprağından yapılan ve eni bir zira' miktarı olan hasır
TANGİM Avazlandırmak, seslendirmek
TANGİS Dirliğini tatsız etmek
TANGO Fr Züppe giyinişli kadın * Turuncuya çalar renk * Bir dans çeşidi
TANGÜB Ok yapımında kullanılan sağlam bir ağaç cinsi
TANH Semiz olmak, besili ve şişman olmak * Yemeğin hazmolmaması, sindirilmemesi
TA'NİF Şiddetle azarlamak * Darılmak * Meşakkat vermek Melâmet etmek
TA'NİFÂT (Ta'nif C) Şiddetle azarlamalar, darılmalar
TA'NİK (Unk dan) Boğazını tutup sıkmak
TAN'İM Nimet vermek, nimetlendirmek
TANİN Sinek vızıltısı * Kaz sesi * Avaz ve gürültü * Çınlamak Tınlamak
TANİN-ENDÂZ f Çınlayan, tınlayan
TA'NİS Büluğdan sonra kızın kendi evlerinde çok durması
TA'NİYE İncitmek
TANKER ing Akaryakıt taşıyan gemi veya kamyon
TANNAN Tınlayan, çınlayan
TANNAZ Herkesle eğlenip alay eden Müstehzi
TANNE Balçığı çok olan yer
TANSİB Yükseğe kaldırma
TANSİF (Nısıf dan) Yarı yarıya bölmek Ayırmak
TANSİR Hristiyanlaştırma
TANSİS Tetkikten sonra karar vermek * Bir mes'eleyi ve hükmü, şer'î delillere isnad etmek
TANSİYON Fr Tıb: Kanın damarlara içerden yaptığı tazyik, basınç
TANTANA Çok lüks içinde olmak Gösteriş Gürültü patırtı
TANTİF Kulağına küpe geçirmek
TANTİK Bir kimsenin beline kuşak bağlamak
TANTİL Hasta olan uzuv üstüne sıcak su ve yağ dökmek
TANZ Herkesle eğlenme Alay etmek
TANZİC Çok pişirmek * Yakmak
TANZİD Bir yere toplayıp yığmak İstif etme
TANZİF (Nezafet den) Temizlenmek Temizlemek
TANZİFÂT Temizlik işleri Temizlemeler
TANZİM (Nazım dan) Sıraya koymak Sıralamak Dizmek * Düzenlemek Tertiblemek * Islah etmek * Manzum veya mensur olarak yazmak
TANZİMAT-I HAYRİYE Osmanlı Devletinde Sultan Abdülmecid zamanında başlayan ve (1839-1876) tarihleri arasındaki devreye Tanzimat-ı Hayriye denir Sözde ıslahat için çalışılan devirdir Bu, Gülhane Hatt-ı Hümayunu namında padişah fermanı ile başlatıldı Bu devirde her şey yeniden tanzim edilecekti, yeni müesseseler kurulacaktı Avrupa-vâri terakki esasları her yerde öğretilecek, Osmanlı Devleti ve İslâm Alemi ilerliyecekti Fakat ıslaha ferdlerden başlayacakken ve İslâmî çareler düşünülecekken, geniş daireden başlandı Evvelki dairelerdeki iktisadî, içtimaî fikir hastalıklarımıza zâhirde çâre bulmak için doktor gibi içimize giren yabancılar ve ecnebi zihniyetin meyveleri gittikçe bünyemizi daha ziyade felce uğrattılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TANZİR Tazeleştirme, tazelendirme
TANZİR Benzetme Benzetilme Nazire yapma * Bir yazının şekil ve mâna bakımından benzerini yazma
TANZİREN Nazire olarak Benzetme suretiyle
TÂR f Karanlık * Tel Saç teli * Tepe * İplik
TÂR-I ANKEBUT Örümcek ağı
TÂR-I ZÜLF Saç teli
TARA f Yıldız
TARAB Sevinçlik Şenlik Şâdlık
TARAB-EFSÂ f Neşe ve ferahlığı artıran
TARAB-ENDUZ Ahenk kazanan
TARAB-GÂH f Coşkunluk ve sevinç yeri
TARAB-NÂK f Sevinçli, neşeli, coşkun
TÂRÂC f Yağma, talan, çapul * Yağmalama, talan etme
TÂRÂC-GER f Yağmacı, çapulcu
TÂRÂC-KERDE f Yağmalanmış, talan edilmiş
TARAF Yan, yön * Yer, memleket, ülke Kıt'a * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri
TARAFDAR f Birinin tarafını tutan, bir tarafı tutan, bir tarafı kayıran
TARAFDARÎ f Kayırıcılık, taraftarlık
TARAFEYN İki taraf İki nihayet * Dâvada karşılıklı iki hasım Her iki taraf
TARAFGİR f Taraf tutan Taraflardan birine sahip çıkan
TARAH Uzak mekân
TARAH (C: Etrâh) Tasa, keder, hüzün, melâlet
TARAHHUM (Bak: Terahhum)
TARAİF (Tarife C) Az bulunur şeyler
TARAİK (Tarikat C) Tarikatlar, meslekler
TARAK Bulutların bir yere toplanması * Aynı cinsten olan şeylerden bazısı bazısının üstünde olması
TARAN f Karanlık
TARANCİBİN Kudret helvası
TARARET Semizlik, besililik, şişmanlık
TARAS İzdihamlık, çok kalabalık
TARASRUS Katı olmak, şiddetlilik * Sağlam olmak
TARASSUD Bir şeyi çok dikkat ederek gözetleme İntizar üzere olma Gözetleme
TARASSUDÂT (Tarassud C) Gözlemler, tarassutlar, gözetlemeler
TARAT f Çapul, yağma, talan
TARATUN Fârisî dilince söyleşmek Farsça konuşmak
TARAVET Tazelik Körpelik
TARAVET-DÂR (Terâvettar) f Tâzece, eskimemiş, tâze
TARAYYUH Zayıflık, süstlük
TARAZİ Hoşnutlaşmak
TARAZRUZ (Taş) Parça parça olmak
TARAZÜM Üzümü ekmekle yemek
TARD Sürme, kovma, uzaklaştırma * Mektebden veya vazifeden uzaklaştırma Hizmetten çıkarma
TARDETMEK Kovmak, def etmek, uzaklaştırmak
TARDİN Kaftana yen etmek
TARDİYE Allah râzı olsun demek (Bak: Tarziye)
TARDİYE Red olundurmak
TARE Defa, kerre
TARED Irak etmek, uzaklaştırmak * Sürüp reddetmek
TAREK f Tepe Başın tepesi
TAREM Dam, kubbe, künbet Sakf Satıh
TAREŞ Sağırlık
TARETEN Bir kere veya bazı defa
TÂRETEN UHRÂ Bir kere daha, başka bir kere daha
TAREYAN Oluverme, geliverme, birdenbire çıkma
TARF Göz, bakış, nazar Göz ucu * Soyu temiz kimse * Her şeyin nihayeti, sonu * Göz kapaklarını yummak veya oynatmak * Göze bir şey dokundurmakla yaşartmak * Koz: Menazil-i Kamer'den bir menzil adı (Kamer menzillerinden birisinde aslanın alnını teşkil eden dört yıldızdan ikisi aslan gözüne benzetildiğinden bu menzile de "Tarf" denilmiştir Bu iki yıldız daha evvel doğarlar)
TARFA Ilgın ağacı
TARFE Göz kapağının bir defa kapanıp açılması * Göz kırpmak * Bir yıldız ismi * Ayın bir menzili
TARFET-ÜL AYN Göz kapağının bir kere açılıp kapanması kadar geçen kısa ân
TARFES Kum yığını
TARH Uzaklaştırmak * Vaz' etmek * İndirmek * Bırakmak, elinden atmak * Yerleştirmek * Temel bırakmak * Mat: Çıkarma
TARH-I ESAS Temel atmak
TARH-EFGEN f Düzenleyen, kuran, tertib eden * Temel kuran, bina yapan
TARH-ENDAZ f Temel atan Düzenleyen, tertib eden
TARHİB "Merhaba" demek
TARHUN (C: Tarâhin) Tarhun otu
TÂRIK Gece gelen kimse * Zulmette hâsıl olan belâ ve musibetler * Parlak yıldız * Sabah yıldızı (Zühre)
TÂRIK SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 86 Suresinin ismidir Mekkîdir
TARIM (TARİME) (C: Tıram) Kara çadır
TARÎ (Taravet den) Taze, taravetli
TARÎ Karanlık, meçhul
TARÎ (Tarâ dan) Birdenbire çıkan, ansızın görünen
TA'RİB Bir kimseden söz nakletmek * Çirkin etmek * Arabî olmayan kelimeyi arabi lügatına nakletmek
TA'RİC Meyletmek, eğilmek * Bir nesne üzerinde durmak * Çıkıntı Tümsek peyda etme
TARİD (Tard dan) Kovan, çıkartan, süren, tardeden
TA'RİD Kaçmak * Gitmek
TARİD Kovulmuş, uzaklaştırılmış, sürülmüş, çıkarılmış * Bir kimsenin birinci çocuğundan sonra doğan ikinci çocuğu
TARİDE Arap çocuklarına mahsus bir oyun * Okları cilâ edip parlattıkları ağaç
TA'RİF (İrfan dan) Bir şeyi belli noktalar ve işaretlerle inceden inceye anlatıp bildirmek, tanıtmak Kavl-i şârih * Bir maddeyi bütünüyle bir ibare halinde anlatmak * Gr: Bir ismi marife etmek * Arafat'ta vakfe yapmak
TA'RİFE Bir şeyi lâzım olduğu şekilde anlatıp bildiren yazı
TARİH Hâdiseye vakit tayin etmek * Vak'anın vukuuna tayin olunan vakit Zaman tesbiti * Geçen hâdiseleri kaydetmekten hâsıl olan ilim * Vak'anın vukuuna vakit tayin eden söz ve makam * Memlekette vâki olan hâdiseleri zamana nazaran tertip ve sırasıyla zikir ve beyan eden kitap
TARİH-İ KADÎM Eski zaman tarihi
TARİH-İ MU'CEM Bir mısra, beyit veya cümledeki noktalı harflerin ebced hesabı ile yekûnunun delâlet ettiği tarih * Edb: Ebced hesabında noktalı harflerin hesap edilerek düşürülen tarih Bir ilmi, müfredâtı ile belirten eser
TARİH-İ UMUMÎ Umumî tarih
TARİH İşe yaramaz diye bir kenara atılmış nesne
TARİHNÜVİS (C: Tarihnüvisân) f Tarih yazan Müverrih
TÂRİK Terkeden, vazgeçen, bırakan
TÂRİK-İ DÜNYA Hevâ ve hevesi terkeden Dünyanın fâni olan cihetini terkedip Allah rızası yolunda olan
TÂRİK-ÜS SALÂT Namaz kılmayı terketmiş olan kimse(Çok tembellerden ve târik-üs salâtlardan işitiyoruz; diyorlar ki: Cenab-ı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'ân'da çok şiddet ve ısrar ile ibâdeti terkedeni zecredip Cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdit ediyor İtidalli ve istikametli ve adaletli olan ifade-i Kur'âniyeye nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz'î hataya karşı, nihayet şiddeti gösteriyor?Elcevab: Evet, Cenab-ı Hak, senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil Fakat sen, ibadete muhtaçsın; mânen hastasın İbadet ise, mânevi yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde isbat etmişiz Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi' ilaçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil, hekime dese: Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun? Ne kadar mânâsız olduğunu anlarsınAmma Kur'ânın, terk-i ibadet hakkında şiddetli tehdidatı ve dehşetli cezaları ise; nasılki bir Padişah, raiyetinin hukukunu muhafaza etmek için; âdi bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasına göre, şiddetli cezaya çarpar Öyle de; ibadeti ve namazı terk eden adam, Sultan-ı Ezel ve Ebedin raiyeti hükmünde olan mevcudatın hukukuna ehemmiyetli bir tecavüz ve mânevi bir zulüm eder Çünkü; mevcudatın kemalleri, Sânia müteveccih yüzlerinde tesbih ve ibadet ile tezahür eder İbadeti terkeden, mevcudatın ibadetini görmez ve göremez Belki de inkâr eder O vakit ibadet ve tesbih noktasında yüksek makamda bulunan ve herbiri birer mektub-u Samedani ve birer âyine-i Esmâ-i Rabbaniye olan mevcudatı âlî makamlarından tenzil ettiğinden ve ehemmiyetsiz, vazifesiz, câmid, perişan bir vaziyette telâkki ettiğinden, mevcudatı tahkir eder; kemalâtını inkâr ve tecavüz eder Evet herkes; kâinatı kendi âyinesiyle görür Cenab-ı Hak, insanı, kâinat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır Her insan için, bu âlemden hususi bir âlem vermiş O âlemin rengini, o insanın i'tikad-ı kalbîsine göre gösteriyor Meselâ; gayet me'yus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve me'yus suretinde görür gayet sürurlu ve neş'eli, müjdeli ve kemal-i neş'esinden gülen bir adam; kâinatı neş'eli, güler gördüğü gibi, mütefekkirâne ve ciddi bir surette ibâdet ve tesbih eden adam; mevcudatın hakikaten mevcud ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür gafletle veya inkârla ibadeti terkeden adam; mevcudatı, hakikat-ı kemalâtına tamamiyle zıd ve muhalif ve hatâ bir surette tevehhüm eder ve mânen onların hukukuna tecavüz eder Hem o târik-üs-salât, kendi kendine mâlik olmadığı için, kendi mâlikinin bir abdi olan kendi nefsine zulmeder Onun mâliki, o abdinin hakkını onun nefs-i emmâresinden almak için, dehşetli tehdit eder Hem netice-i hilkatı ve gaye-i fıtratı olan ibadeti terk ettiğinden, hikmet-i İlâhiyeye ve meşiet-i Rabbaniyeye karşı bir tecavüz hükmüne geçer Onun için cezaya çarpılırElhasıl: İbadeti terkeden, hem kendi nefsine zulmeder; -nefs ise, Cenab-ı Hakk'ın abdi ve memlüküdür- hem kâinatın hukuk-u kemalâtına karşı bir tecavüz, bir zulümdür Evet, nasılki küfür mevcudata karşı bir tahkirdir; terk-i ibadet dahi, kâinatın kemalâtını bir inkârdır Hem hikmet-i İlâhiyyeye karşı bir tecavüz olduğundan, dehşetli tehdide, şiddetli cezaya müstahak olurİşte bu istihkakı ve mezkur hakikatı ifade etmek için, Kur'ân-ı Mu'ciz-ül-Beyan; mu'cizane bir surette o şiddetli tarz-ı ifadeyi ihtiyar ederek, tam tamına hakikat-ı belâgat olan mutabık-ı muktezâ-yı hale mutabakat ediyor L)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TARİK f Karanlık
TARÎK Yol Tarz, usûl * Vâsıta Meslek * Bir maksada nâil olmak için icrâsı lâzım olan husus veya bu hususların hey'et-i mecmuası
TARÎK-İ ÂMM Herkesin geçmesine mahsus yol
TARÎK-İ BERZAHİYE Berzaha giden ve ona ait yol
TARÎK-İ CEHRÎ Açık olarak ve yüksek sesle zikir yapan tarikat (Kadirî gibi)
TARÎK-İ NAKŞÎ Şeyh Bahaüddin Nakşbendî Hazretlerinin kurduğu tasavvuf yolu (Bak: Nakş-bendî)(Tarîk-i Nakşî'de dört şeyi bırakmak lâzım: Hem dünyayı, hem nefis hesabına âhireti dahi maksud-u hakiki yapmamak; hem vücudunu unutmak; hem ucbe, fahre girmemek için bu terkleri düşünmemektir S)
TA'RİK Şaraba biraz su katmak * Kovayı doldurmak * Terletmek * Hastalık veya perhizden dolayı zayıflamak
TA'RİK Ovmak
TARİKAT Yol, manevî yol * Usûl, tarz Hal ü şan (Bak: Müteşeyyih, Seyr-i âfâkî, Tasavvuf)
TARİK-BAHT f Bahtı kara, şanssız, tâlihsiz
TARİM Kalın bulut * Elleri ve ayakları kaba olan kimse
TA'RİR Yere dökmek
TA'RİS Düğün yapma Bir kızı gelin etme
TA'RİS Et kurutmak
TARİS Kavi, kuvvetli
TA'RİŞ Üzüm çubuğuna çardak yapmak * Temel yapmak
TA'RİYE Soyma Çıplaklaştırma
TARİYE Ansızın gelen belâ, dâhiye
TARİZ Cansız, kuru nesne * Meyyit, ölü
TA'RİZ Gizleme, saklama * Sağlamlaştırma * Alıp götürme
TA'RİZ Dokunaklı söz söylemek Kapalıca yapılan sitem Kinâye ile söylemek
TA'RİZÂT (Ta'riz C) Dokunaklı konuşmalar, sözle dokundurmalar, taş atmalar
TARK Vurmak * Dövmek * Yünü ve pamuğu ağaçla vurmak * Bulanık su * İçine deve bevlettiğinden dolayı pislenmiş olan yağmur suyu * Vücuttaki gevşeklik
TAR-MAR (Bak: Tar ü mar)
TARMESE Münkabız olmak
TARR Kesmek * Keskinletmek * Yapmak * (Bıyık) gelmek * Çolak olmak * Düşmek
TARRAKA Gümbürtü
TARRAR Yankesici, hilekâr
TARRİYAN Sepet * Büyük tabak
TARSİ' (Göz) yaramaz olmak
TARSİ' Bezemek, süslemek * Sevinç, neşât
TARSİF Birbirine bitiştirip kuvvetlendirme, sağlamlaştırma
TARSİG Vüs'at vermek, genişlik vermek
TARSİN Sağlamlaştırmak Bir şeyi tahkik etmek * Bilmek * Metanet ve cesaret vermek
TARSİNÂT (Tarsin C) Sağlamlaştırmalar
TARSİS (Rasas dan) Kurşunla perçinleme, kurşunlaştırma, sağlamlaştırma * Kadının sadece gözleri görünecek şekilde örtünmesi
TARTABE Keçiyi sağmak için çağırmak
TAR TAR Tel tel İplik iplik
TARTİB Islatma, rutubetlendirme Islatılma * Tâzelik verme * Hoşlandırılma * Hurmanın rutubetli olması
TARTİB-İ LİSAN Güzel bir söz söyleyerek dili mânen tatlılaştırma
TARTİL Saçı yağlamak
TAR Ü MAR f Dağınık, karmakarışık, perişan
TARY Taptaze Çok taze
TARZ Usul, şekil, üslub * Yol Hey'et
TARZE şekil, suret
TARZİM Bir çok şeyi bir yere getirip, toplayıp bir yük yapmak
TARZİYE Pişmanlık duyduğunu anlatarak özür dilemek * Râzı etmek * "Radıyallahü-anh" diyerek duâ etmek
TARZİYE Cübbe veya zırh giymek
TAS (C: Atvâs) Meşhur bir kabın adı Tas
TASABBİ (Saby dan) Çocuk tavrı takınma Çocuklaşma
TASABBU' Parmak parmak ayırma
TASABBUH Sabahleyin uyumak * Sabah kahvaltı yapmadan yemek yemek
TASABBUN Sabunlaşma * Sabun gibi köpürme
TASABBUR (Sabr dan) Sabırlanma Sabretme
TASABBÜB Dökülmek * Bahadır olmak, kahraman olmak * Sıcaklığın artması
TASABİ Aşkını izhar etmek, muhabbetini açığa vurmak
TASADDİ Bir işe başlamak * Taarruz etmek * Yüz döndürmek * Tesadüf etmek * Vuku bulmak
TASADDU' Yarılıp çatlama * Dağılma
TASADDU' (Demir) Paslanmak ve küflenmek
TASADDUK Sadaka vermek Allah rızası için fakirlere ve ihtiyacı olanlara, para veyahut ihtiyaca göre herhangi bir şey vermek * Sadık ve gerçek olduğu tahakkuk etmek, meydana çıkmak(İlmi olan kimse ilminden, malı olan kimse malından tasadduk etsin) (Hadis meâli)
TASADDUKAT (Tasadduk C) Sadakalar
TASADDUR (Sadr dan) En başta oturma Başa geçme * Öğretmek * Yücelik talep etmek, yükseklik ve ululuk istemek
TASADUK Birbirine inanmak
TASADÜM Tokuşmak
TASAFFİ Saflaşmak Durulmak Temizlenmek
TASAFFUH Yaprak yaprak olma * Levha biçiminde olma, levha hâline konulma
TASAFFÜR Sararmak
TASAFÜH Musafaha edişmek
TASAFÜN Suyun az olduğu zamanlarda herkese eşit miktar su vermek
TASALLİ Ateşte yanmak
TASALLUB Sertleşmek Katılaşmak * Sağlamlaşmak * Gayret etmek
TASALLUT Musallat olmak Birini rahatsız etmek Tebelleş olmak Tahakkümane hareket etmek
TASALLUTEN Musallat olarak, tasallut ederek, sataşarak
TASALLÜF Kibirlenmek, övünmek, söz atmak
TASALLÜFÂT (Tasallüf C) Gösteriş olarak yapılan nezaketler
TASALSUL Demir ve ona benzer madenlerin birbirine değmelerinde ses çıkarmaları
TASA'LÜK Fakirlik göstermek
TASAMM Kendini sağır etmek
TASAMÜM Sağırlığa vurmak
TASANNU' Yapmacık hareket Zorla bir şeyi daha iyi göstermeğe çalışmak Suni hareket
TASANNUF Zorla yapılan sınıflandırma veya te'lif
TASARRUF İdare ile kullanmak Sarfetmek Tutum Sâhib olmak İdare etmek Sâhiblik Kullanma hakkı * (Para veya mal) artırma * Bir şeye karışıp müdahale etme
TASARRUFAN Tasarruf ve tutum gayesiyle İktisad maksadıyla
TASARRUFÂT (Tasarruf C) Tasarruflar
TASARRUH Şiddetle çağırmak
TASARRUM Cesaretlenme, yiğitlenme * Kesilmek
TASARU' Birbiriyle güreşmek
TASARUM Birbirini kesmek
TASA'SU' Deprenmek, hareket etmek * Perakende olmak, dağılmak
TASA'UB Güçleşme Güç olma
TASA'UD (Suud dan) Yukarı çıkma * (Gaz veya buhar) yükselme
TASAVİR (Tasvir C) Tasvirler, resimler
TASAVÜL Karşılıklı hamle etmek
TASAVÜN Hıfzetmek, korumak
TASAVVU' Ayrılmak, perâkende olmak
TASAVVUF Kalbi dünyanın fâni işlerinden ayırıp Allah (CC) sevgisi ile bağlamak Tarikat ehli olmak (Bak: Tarikat)(İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbanî gibi muhakkıkin-i ehl-i tarikat derler ki: "Birtek Sünnet-i Seniyyeye ittiba' noktasında hâsıl olan makbuliyet, yüz âdâb ve nevâfil-i hususiyeden gelemez! Bir farz, bin sünnete müreccah olduğu gibi; bir Sünnet-i Seniyye dahi, bin âdâb-ı tasavvufa müreccahtır!" demişler M)
TASAVVUFÎ Tasavvufla alâkalı Tasavvufa ait
TASAVVUH Yaş otun üstü sıcaktan kurumak
TASAVVUR Bir şeyi zihinde şekillendirmek Tasarlamak * Düşünce, tasarı Arzu (Bak: Dimağ)
TASAVVUR-U ŞAHSÎ şahsî düşünce şahsa ait tasavvur (Bak: Himmet)
TASAVVURÎ Tasavvurla alâkalı Tasavvura ait
TASAVVURAT (Tasavvur C) Tasavvurlar
TASAVVÜN Kendini sakınmak
TASAYKUL Pürüzsüzlük
TASAYUH Birbirine çağırmak
TASAYYUD (Sayd dan) Ava gitme Avlanma Ava çıkma
TASAYYUF (Sayf dan) Yazlıkta oturma, yazlama, bir yerde yaz mevsimini geçirme
TASBİH Rüzgârdan dolayı otun kuruması * Sütü su ile karıştırıp içirmek
TASDİ' Rahatsız etmek Sıkmak Baş ağrıtmak * Yarmak * Perâkende etmek, dağıtmak
TASDİK Doğruluğunu kabul etmek Bir kararın nizama, şeriata, kanuna uygun olduğunu kabul edip imzalamak (Bak: Dimağ)
TASDİKAN Tasdik için Tasdik suretiyle
TASDİKAT (Tasdik C) (Ka, uzun okunur) Tasdikler, onaylamalar, doğrulamalar
TASDİKGERDE Kabul edilmiş, tasdik edilmiş Doğru olduğu bilinmiş
TASDİM Tokuşmak
TASDİR İcra etme Vaz' etme * Başlama * Başlangıç yazma * Örtme * Başa geçirme, başa koyma * Yazma * Çıkarma, çıkartma
TASDİYE Alkış El çırpma (Sadadan veya saddan me'huz olarak ses çıkartmak veya vazgeçirtmek demektir ki, bu iki itibar ile birini çağırmak veya eğlenip oynamak gibi herhangi bir maksadla el vurmaktır) (ET)
TASE f Tasa, keder, kaygı
TASEL Serabın uzaktan su gibi görünmesi
TA'SENE Ahlâkı yaramaz kadın * Çok, kesir
TASFİD Muhkem ve sağlam bağlamak
TASFİF (C: Tasfifât) (Saff dan) Sıralama, saf saf dizme * Sağ elinin ayasını sol elinin arkasına vurmak
TASFİH (Safh dan) (C: Tasfihât) Alkışlama, el çırpma * Yaprak yapma * Tağyir etme, değiştirme
TASFİK (C: Tasfikat) Kanat çırpma
TASFİK-İ ESNAN Soğuktan dişlerin birbirine çarpması
TASFİR (C: Tasfirât) (Safir den) Sarartma, sarıya boyama * Islık çalma
TASFİYE Saflaştırmak Olduğundan daha temiz bir hâle getirmek Temizlemek * Hesabı kapatmak
TASFİYE-İ KALB Kalbini temizleme, yüreğini temizleme
TASGİR Küçültmek Cirm ve kadrini eksiltmek Hakir eylemek
TASGİRÂT (Tasgir C) Küçültmeler
TASHİF (C: Tashifât) Yanılarak yanlış kelime yazma Yazı yazarken kelimeyi yanlış yazma * Hatâ yapma * Tağyir etme, değiştirme
TASHİH Daha iyi ve daha doğru hale getirmek Düzeltmek * Hastanın ağrı ve acısını ilâçla gidermek
TASHİHÂT (Tashih C) Düzeltmeler, tashihler
TASHİN (Sahn den) Sahneye koyma
TASİ' (TÂSİA) Dokuzuncu
TASİAN Dokuzuncu olarak
TAS'İB Güçleştirmek
TAS'İBAT (Tas'ib C) Zorlaştırmalar, güçleştirmeler
TA'SİB İhata edip kaplamak, içine almak * Bir kimsenin başına taç koymak * Açlıktan dolayı karnını bağlamak
TAS'İD Eritme * Yukarı çıkma ve çıkarılma * Buharlaştırarak temizleme İnbikten geçirip buhar haline getirme
TASİG Gayretsiz kişi
TA'SİL (Asel den) Bal katma, ballandırma
TA'SİL-İ KELÂM Sözü ballandırma Kelâmı tatlılaştırma
TA'SİR (C: Ta'sirât) (Usr dan) Güçleştirme
TAS'İR Kibirlenmekten dolayı karşısındakinin yüzüne bakmayıp, yüzünü çevirmek
TA'SİR (C: Ta'sirât) (Asr dan) Sıkıp suyunu çıkarma
TASİR Galiz süt
TASKİL Cilâlandırmak Saykal, cilâ vurmak, cilâ verilmek
TASKİLÂT (Taskil C) Cilâlamalar Cilâ yapmalar
TASLİB (Salb dan) Haça germek Haç çıkarmak * (Sulb dan) Sertleştirmek Katılaştırmak, katılaştırılmak
TASLİM Kulağı dibinden kesmek
TASLİT Musallat etmek Birini başka birine belâ etmek Sataştırmak
TASLİYE "Sallâllahü Aleyhi Vesellem" diyerek dua etmek * Bir şeyi yakmak için ateşe atmak (Bak: Sallâllahü Teâlâ)
TASM Âd taifesinden bir kabile * Mahvetmek veya mahvolmak
TASME f Kayış halka Tasma
TASMİD Hükmetmek İçini doldurmak
TASMİM Bir şeyi önceden iyice kararlaştırmak Azimet-i sadıka ile kastetmek * Muhkem kılmak * İnkâr etmek * Endişe edip kaçınmamak
TASMİT Susturma
TASNİ' Düzme Uydurma Yakıştırma * Bir san'atla meşgul kılma * Güzel terbiye etme
TASNİÂT (Tasni' C) Hakiki olmayan yapmacık hareketler
TASNİF Sınıflara ayırmak Sınıflandırmak * Kitap yazmak Kitap tertib etmek
TASNİFÂT (Tasnif C) Tasnif edilmiş eserler
TASRAH Karınca * Bit
TASRE (Süt) koyu olmak * Su dibinde olan balçık * Balçıklı su * Dirlik, iyi olmak
TASRİ' Bir beytin iki mısraını da kafiyeli yapma * Bütün mısraları kafiyeli manzume yazma * Yere vurmak * İki parça etmek
TASRİD Azaltmak
TASRİF İstediği şekilde idare etmek Maslahatta tasarrufa izin vererek mutasarrıf kılmak * Bir şeyi bozup değiştirerek türlü şekillere koymak, evirip çevirmek * Gr: Bir kelimenin veya fiilin çeşitli zamanlara göre sıra ile söylenişi Sarf kaidesi üzere kelimenin şeklini başka kelimelere tebdil eylemek Meselâ: Türkçe'de bir fiilin tasrifi: Hal sigasına göre: Gelmek fiilinin şekli: Geliyorum, geliyorsun, geliyor, geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar gibi
TASRİH Belirtmek Açık açık anlatmak Zâhir ve ayân kılmak
TASRİHAT (Tasrih C) Açık açık anlatmalar İzah etmeler
TASRİHEN Açık olarak, açıktan bildirerek
TASRİYE Koyunun sütü çoğalsın diye birkaç gün sağmayıp bırakmak
TASS (TASSE) (C: Tâs-Tusûs-Tassât) Tas, çukurca kap
TASS (Tasse) Oğlancıklar oyunundan bir oyun
TASSUC (C: Tasâsic) Cânip Nâhiye İki tane
TAST (C: Tısâs-Tısât) Büyük tas
TASTİM Tamamlamak Tekmil etmek * Muhkem etmek, sağlamlaştırmak
TASTİR (Satr dan) Yazı yazma Satırlar meydana getirme
TASVİB Münasib görmek Uygun ve doğru bulmak * Aşağı indirmek
TASVİBÂT (Tasvib C) Tasvib edilip uygun görülen şeyler
TASVİBEN Doğru bularak, tasvib ederek, münâsib görerek
TASVİBKERDE f Doğru bulunmuş, tasvib edilmiş, münasib görülmüş
TASVİG (C: Tasvigat) (Siga dan) Kalıp şekline koymak Eritip kalıba dökme * Batırmak * Kuyumculuk yapmak
TASVİR Hiss ve mahsusata münhasır olan ifâde * Bir şeyi söz veya yazı ile anlatmak Resim yapmak * Bir şeye şekil ve suret vermek Resim * Edb: Görebildiğimiz ve hissedebildiğimiz şeyleri bize gösterebilecek veya hariçte vücudu olmayan fakat hissedilen şeyleri duyurabilecek meleke
TASVİRAT (Tasvir C) Tasvirler
TASVİRÎ Tasvire dair, tasvirle ilgili
TASVİT (Savt dan) Seslendirme, seslenme, ses çıkarma
TASY Sütü ve suyu çok içmekten dolayı vücudun ağırlaşması * Süst olmak, zayıflamak
TASYİR Bir surete koyma Bir şekle vardırma
TAŞAŞ Nezleye benzer bir hastalık
TA'ŞİR (C: Ta'şirât) (Öşr den) Öşürünü alma Onda birini alma * Ona bölme
TA'ŞİŞ Hurmanın yaprağının az olması * Kuşun yuva yapması

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TA'ŞİYE Akşam yemeğini yemek
TAŞR Zayıf yağan yağmur
TAŞRA Hariç ve dış taraf * İstanbul harici olan memleket * Merkez-i hükümet hâricinde olan yerler
TAŞRAH Hurma ağacı
TAŞŞ (TAŞİŞ) Yağmur çisintisi
TAŞT Lâkin, fakat, amma
TAŞT Büyük leğen
TAŞT-GEN f Leğenci * Leğen yapan
TATABUK Muvafık ve müttefik olmak Uygun olmak
TATAHHUR Temizlenmek Pâklanmak * Günah işlemekten teberri ve imtina eylemek
TATAL Görmek için yüksek bir yere çıkmak
TATALLU' Nazar etmek, bakmak * Beklemek, gözlemek, muntazır olmak
TATALLUK Açılmak
TATALLÜB Bir defa daha istemek
TATALU' Birbirine bakmak Gözlemek
TATAMÜN Aşağı düşmek * Meyelân etmek, eğilmek
TATAR (Tetar) (Arapçada: Teter) Bu isim, asıl itibariyle Moğol milletlerinden bir kavmin adıdır Bu kavmin efrâdı, Cengiz Han askerlerinin pişdarları hükmünde olduğundan eski zamanlarda Moğollar mânasında kullanılmıştırArap ve Fars tarihlerinde de yukardaki mânada kullanılmıştır Sonra bu isim bütün Turanî milletlerine verilerek "Akvam-ı Tatariye" diye adlandırılmıştır Ve bütün bu milletlerin meskenine Tataristan ismi verilmişse de, bu tabirin yersiz olduğu sonra anlaşılmış ve bu mânada kullanılışı terkedilmiştir Tatar milleti dil, ahlâk ve âdetler bakımından Moğollardan fazla Türklere yakındırlar * Eskiden, mektup taşıyan postacı
TATARRUB şevke gelme, coşma, neşelenme, keyiflenme
TATARRUF (Taraf dan) Bir yana veya bir tarafa çekilme
TATARRUK Yol bulma Yol bulup girme
TATA'TU' Başını aşağı eğmek
TATAVÜL Uzun olmak * Büyüklenmek, kibirlenmek * Birbirine muhalefet etmek, karşı gelmek
TATAVVU' Müstehab ve mendub olan namazlar * İbadeti sırf kendi isteğiyle yapmak * Nafile namaz kılmak * Üzerine lâzım olmayan işler yapmak
TATAVVÜF Ziyaret etmek * Dönmek
TATAVVÜL Büyüklenmek, kibirlenmek
TATAYYUB Güzel koku sürünme
TATAYYUR Teşe'üm addetmek Uğursuzluk * Uçmak
TATBİ' Doldurmak
TATBİB Kırbayı ev direğine asmak * Tabiblenmek, doktor olmak
TATBİK Yakıştırmak Yerine getirmek * Karşılaştırmak * Bir kaide, kanun veya emri yerine getirmek Kıyas ve tahmin etmek * Benzetme, uydurma
TATBİKAN Tatbik ederek, uygun yaparak Fiilen işleyerek
TATBİKÎ Tatbike ait Pratik ile alâkalı Fiilen işlemek suretiyle
TATBİL Davul çalma
TATBİN Bir şeye çamur sürme
TA'TE Cinli olmak Delirmek
TATFİF Alırken dolgun, verirken eksik ölçmek
TATFİF SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 83 suresidir Mekkîdir
TATFİH Doldurmak
TATFİL Uyuntuluk etmek * Güneşin batı tarafa doğru hareket etmesi
TATHİM Gökçek etmek, güzelleştirmek, tahsin
TATHİN (C: Tathinât) (Tahn dan) Öğütme Un haline getirme
TATHİR Temizlemek Yıkayıp pâk etmek Tâhir kılmak
TATHİRÂT (Tathir C) Temizlikler
TA'TİF Şefkat uyandırmak Acındırmak
TA'TİK Eskitmek
TA'TİL Çalışmağa ara vermek Çalışmayı durdurmak İzine başlamak * Kesmek * Muattal bırakmak * Ziynetsiz etmek, süssüz yapmak * Allah'ın sıfatlarını inkâr eden felsefecilerin mesleği(İ'lem eyyühel aziz! Enaniyetten neş'et eden şirk-i hafi katılaştığı zaman esbab şirkine inkılâb eder Bu da devam ederse küfre tahavvül eder Bu dahi devam ederse, ta'tile, yâni Hâliksızlığa incirar eder El-iyâzü billah MN)
TA'TİR Dizmek
TAT'İR Sütü yoğurt yapmak
TA'TİR (Itr dan) Güzel koku ile kokulandırma
TA'TİS (Atse den) Aksırtma, aksırtılma
TA'TİŞ Susatma, susatılma
TATLİK Boşamak Karısını terk edip nikâhını feshetmek
TATLİM Yüzüne eliyle vurmak
TATMİ' Tamâ vermek
TATMİN İkna etmek Kandırmak * İnsanın kalbini emin etmek Rahatlandırmak
TATRİB Zevklendirme, neşelendirme, keyiflendirme
TATRİD Reddetmek
TATRİH Bırakmak
TATRİK Kuşun yumurtalamaya, kadının doğum yapmağa yakın olması
TATRİM Tamamlamak * Ata tâlim ettirip hünerli ve iyi huylu yapmak
TATRİR Keskin etmek, keskinleştirmek
TATRİZ Elbiseye veya kumaşa süs için kenar işleme, oya yapmak
TATURE f Hayvanların ayağına vurulan köstek, bukağı
TATVİ' Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek
TATVİF Tavaf ettirmek
TATVİK Boynuna gerdanlık takınmak
TATVİL Uzatma Uzatılma
TATVİL-İ KELÂM Uzun konuşma Sözü uzatma
TATVİLÂT (Tatvil C) Boş, beyhude ve fazla sözler
TATVİŞ Burma, iğdiş etme
TATYİB İyi davranma İyi muâmele etme Hoş etme Gönlünü hoş etme
TATYİB-İ HÂTIR Gönlünü hoş etme, gönlünü alma
TATYİBAT (Tatyib C) İyi muâmeleler, gönlü hoş etmeler
TATYİR Kötü görme " Bu, filanın şerrinden oluyor" deme
TAUN Vebâ denen dehşetli bir bulaşıcı hastalık Bu hastalıkta lenf bezlerinde hâsıl olan yumruların herbiri
TAUS-U YEMENÎ Yemen'li Tâus Ebî Abdurrahman (Kırk defa hacceden ve kırk sene yatsı abdesti ile sabah namazını kılan ve Sahabelerle görüşen ve Tâbiînin azîm imamlarından olan zât (RA)
TAV' İsteyerek uymak Bir şeyi istekle yapmak Muti' olmak * Mer'anın genişliğinden dolayı davarın her tarafta otlamasının mümkün olması
TAVA Darı
TAVADDU' Abdest almak
TAVAF Ziyaret etmek Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak * Hacıların Kâbe etrafında yedi defa dolaşmaları
TAVAGGUL Çok meşgul olmak, uğraşmak, kendini birşeye tamamen vermek
TAVAGİ (Tâgut C) Putlar Tâgutlar
TAVAHİ Lâşe etrafında dolaşıp uçuşan akbaba kuşları
TAVAHİN (Tâhine C) Azı dişleri, öğütücü dişler
TAVAHİN (Tâhun ve Tâhune C) Öğütülmüş şeyler * Su değirmenleri
TAVAİF (Taife C) Gruplar Milletler, kavimler Bölükler
TAVAİF-İ MÜLÛK Abbasi Devletinin parçalanması ile meydana gelen küçük devletler
TAVALİ' (Tâli' C) Kısmetler, bahtlar, tâlihler
TAVAMİR Tomarlar
TAV'AN İsteyerek Zorlanmadan Kendi isteğiyle
TAV'AN EV KERHEN İster istemez İsteyerek olsun yahut istemiyerek olsun
TAVARIK (Târika C) Gece gelen belâlar
TAVASİM (Tavâsin) : Kur'an-ı Kerim'den tâ-sin, tâ-sin-mim sureleri
TAVASSUB Hastalanıp perişan olma
TAVASSUL (Bak: Tevessül)
TAVASSUL (Bak: Tevassul)
TAVASSUT Ara bulma için araya girmek Aracılık Vasıtalık * İyi ile kötü arasında mu'tedil olanını almak
TAVAŞİ (C: Tavâşiye) Tar: Hadım ağası Harem ağası
TAVAŞİR Tebeşir
TAVATTUN Bir yeri vatan edinmek Bir yerde yerleşmek
TAVATU' Muvafık olmak, uygun olmak
TAVAUD Sözleşmek
TAVA'UR Güçlük, zorluk
TAVAVİS (Tavus C) Tavus kuşları
TAVA'VU' Tilki, çakal, kurt ve köpeğin ürümeleri
TAVAZZU' Abdest alma
TAVAZZUH Açıklanmak Aydınlanmak Kesb-i vuzuh etmek * Ruşenlik ve ayânlık peyda etmek
TAVB Kırmızı kiremit
TAVD Büyük dağ Tepe * Sebât
TAVDİ' Atılmış pamuğu kaftana koyup cübbe dikmek
TAVF (TAVÂF) Dönmek * Fırat Nehri gibi sularda üstüne binilen vasıta
TAVH Helâk olmak * İftira etmek
TAVIR (Tavr) Suret Hareket, hal, vaziyet * Bir kerre, bir defa * İki şey arasındaki had ve fasıla * Kader * Miktar
TAVR-I BÂTIL Bâtıl, kötü hal ve vaziyetler
TAV'Î Kendiliğinden İçinden
TA'VİC Eğme, eğip bükme Eğriltme
TA'VİD (Deve) çok yaşamak * Âdet edinmek Alıştırmak, âdet ettirmek
TAV'İD Korkutmak
TA'VİK İlerlemesine mâni olmak Geciktirmek * İşinden alıkoymak
TAVİL Uzun * Çok süren
TAVİL-ÜL BÂ' Uzun kulaçlı Gücü yeter * Eli açık, vergili, verimli
TAVİL-ÜN NİCAD Kılıç bağı uzun * Mc: Uzun boylu
TA'VİL İtimat etmek * Sesle ağlamak
TAVİLE Birbiri ardına bağlanmış bir sıra hayvan Hayvan katarı * Tavla, ahır * Çayıra salınan hayvanın ayağına bağladıkları tavla ipi
TA'VİM Arpayı ve buğdayı tutam tutam biçip yığmak
TA'VİN Evde kâhyâ kadın
TAV'İR İri ve kaba yapmak
TA'VİR Gözsüz etmek Kör etmek

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TA'VİS Güç etmek, zorlaştırmak
TAVİYYET İnsanın gönlünde gizli olan istek veya niyet
TAV'İZ Korkutmak * Söz vermek, va'detmek
TA'VİZ Nazar veya kötü şeylerden muhafaza için takılan dualı kâğıt, nüsha Muska
TA'VİZ Bedel, bir şey vermek Karşılık, bedel göstermek * Değiştirmek
TA'VİZÂT (Ta'viz C) Karşılık olarak verilen şeyler Ödünç verilen para
TA'VİZEN Karşılık olarak, karşılık alınmak suretiyle Gelecekte gelirinden kesilmek şartıyla
TAVK Tâkat Güç * Boyuna takılan zinet Gerdanlık * Tasma
TAVK-I BEŞER Beşer takatinin, güç ve kudretinin son haddi
TAVK Arzu etmek, istemek
TAVL (Bak: Tul)
TAVLA Hayvan bağlanan ahır (San'at Ansiklopedisinde "Tavla" maddesi: "Hayvanların tavlanması yani istirahat edip çalışacak kıvama gelmesi, kuvvet ve tâkat kazanması için beslendiği yer" şeklinde tarif edilmiştir)
TAVME Tosbağanın dişisi
TAVR (Bak: Tavır)
TAVRÎ Vahşi adam veya kuş * Ehad, vâhid, bir
TAVS Örtmek
TAVSİB Tenbellik ve süstlük
TAVSİF Vasıflarını söylemek Bir şeyin iç yüzünü, ne ve nasıl bir şey olduğunu anlatmak Vasıflandırmak * Bilgi, ilim
TAVSİF-İ Bİ-L-FEZAİL Faziletlerini zikrederek tavsif etmek
TAVSİFÂT (Tavsif C) Tavsifler Vasıflandırmalar
TAVSİL (Vasl dan) Ulaştırma, vardırma
TAVSİM Azalardan bir uzva zahmet vermek * Kırmak * Tenbellik
TAVSİT (C: Tavsitât) (Vasat dan) Aracı bulma Aracılık yaptırma
TAVSİYE Vasiyet bırakma * Ismarlama, sipâriş etme * Birini iyi tanıtma Öğütleme
TAVŞ Akıl hafifliği, akıl azlığı
TAVTİE Anlatılacak maksadı destekleyecek tarzda önceden bazı sözler söyleme
TAVTİD Bir nesneyi yerinde tutmak * Muhkem etmek, sağlamlaştırmak
TAVTİN (Vatan dan) Bir yerde yerleştirme Yurtlandırma * Birşeye bağlanıp onu neticelendirme Makam tutunmak * Gönlünü bağlamak
TAVTİŞ Karşılıklı olarak reddetmek
TAVUS Meşhur bir süslü kuşun adı
TAVVAF Kâbe'yi ziyaret ve tavaf eden * Resmî dairelerde gece bekçisi * Çok tavaf eden
TAVVAFİYYE Resmî dairelerdeki gece bekçilerine verilen ücret
TAVVAFE Kedi
TAVVAS Tas yapan
TAVY Açlık
TAVZİF Vazifelendirmek, iş vermek
TAVZİH Açıklamak Açık olarak beyanda bulunmak
TAYALİS (Taylasân C) Başa ve boyna sarılan şallar * Başa sarılan sarıkların omuzlar üzerine salıverilen uçları
TAYBE Medine şehri Yesrib Medine-i Münevvere
TAYCAN (C: Tâyâcin) Tava
TAYERAN (Tayrân) Uçuş Uçma
TAYF Hayâl Uykuda veya karanlıkta gözde tecessüm eden şekiller * Gül * Kavs-ı kuzah Gökkuşağı
TAYFUR Bir kuş ismi
TAYH Bulaşmak * Hafiflik
TAYH Helâk etmek veya helâk olmak * Bırakmak
TAYHAN Boş ve mâlayâni şeylere itiraz eden kimse
TAYHUC Turaç kuşu (Bir sülün nevidir)
TAYİ' İtaat eden, boyun eğen kimse * Bir işi kendi isteğiyle yapan
TAYİAN İsteyerek
TA'YİB Ayıplamak Kötülüğünü söylemek
TA'YİBÂT (Ta'yib C) Ayıplamalar
TA'YİD Bayram etmek
TAYİH Hayran kimse
TA'YİL Davarı yürütmek
TA'YİN Yerini belli etmek * Vazifeye göndermek, vazifelendirmek * Ayırmak * Tayın, erzak
TA'YİN-KERDE f Belirtilmiş Tâyin edilmiş
TAYİR (Tayr) Kuş * Uçmak * Çabuk yürümek
TA'YİR (C: Ta'yirât) Kabahati yüze vurarak utandırma
TA'YİS Görmeden bir cismi eliyle aramak
TA'YİŞ Diri tutmak
TAYİŞ Yeynicek kimse * Hafiflik
TAYLASAN (C: Tayâlis-Tayâlise) Başa ve boyna sarılan şal * Başa sarılan sarığın omuzlar üzerine salıverilen ucu
TAYR (C: Atyâr-Tuyur) Kuş * Uçmak (mânasına mastardır)
TAYR-I HÜMÂYUN Talih veya uğur kuşu Devlet kuşu (Bak: Hüma)
TAYRURE Uçmak
TAYS Çok adet * Yer yüzünde olan toprak ve süprüntü * Nesli çok olan karınca ve sinek
TAYSEL Çok miktar Fazlaca
TAYTAN Yaban sarımsağı
TAYTAVA Bağırtlak kuşuna benzeyen alaca bir kuş (Yüzü beyaz, başı kara olur)
TAYY Bükmek, sarmak, dürmek * Kaldırmak * Geçmek * Açmak * Çıkarmak Bir haberi ketmetmek Kasten açtırmak * Atlama, üzerinden geçme
TAYY-İ MEKÂN Mekânı ortadan kaldırmak Bir şahsın bir anda muhtelif yerlerde görünmesi
TAYY-İ MERATİB Birden üst mertebeye geçmek Birden mertebeleri aşıp, geçip gitmek
TAYY-I ZAMAN Zamanı ortadan kaldırmak Çok uzun bir zamanı pek kısa olarak görmek ve yaşamak Meselâ: Kur'an-ı Kerimde beyan edilen "Ashab-ı Kehf" mağarada 309 sene kaldıkları halde, kendileri yarım gün veya bir gün kadar kaldıklarını söylemişlerdir (Bak: Bast-ı zaman)
TAYYAN Balçık yapan kimse
TAYYAR Uçan Uçucu Uçma kabiliyeti olan Havaya kalbolup gaib olan
TAYYAR Deniz dalgası
TAYYAŞ Aceleci hafif kimse * Hilebaz kimse
TAYYETMEK Silmek Kaldırmak * Mc: Uzun zaman veya mesafeyi az zamanda geçip aşmak
TAYYİB(E) İyi, hoş İyi davranış Temiz * Hz Peygamber'e (ASM) Cenab-ı Allah (CC) en güzel kokular vermiştir Bu yüzden kendisine Tayyib denilmiştir * Fık: Helâlin her türlü şüphelerden uzak, saf ve temiz kısmına denir
TAYYİBÂT (Tayyibe C) Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller * Bütün kâinat yüzünde cemalleri görünen ezelî Esma-i Hüsnâ'nın cilveleri
TAZ f Koşma, koşuş
TAZ' Gayretsiz olmak
TAZACCU' Gevşek davranma, üşenme
TAZACCUR Sıkıntı İç sıkılma
TAZAFFÜR Galip olmak, yenmek
TAZALLÜL (Zıll den) Gölgelenme, gölgede olma, gölge altına girme
TAZALLÜM Bir haksızlıktan sızlanmak Şikâyet etmek * Birinin hakkını veya malını gasbetmek * Mazlum olmak * Zulmü kendi nefsine isnad etmek
TAZALLÜM-İ HÂL Kendine yapılan bir hâlden, hareketten dolayı sızlanmak Hâlinden şikâyet etmek
TAZALLÜMÂT (Tazallüm C) Yanıp yakılmalar, sızlanmalar
TAZAMMUD Yaranın merhemli bezle sarılması
TAZAMMUN İhtiva etmek İçine almak İçinde başka şeyleri havi olmak Muhit olmak * Tazmini kabul etmek Kefil olmak * Man: Lâfzın, mevzuu olduğu mânanın cüz'üne delâlet etmesi
TAZANNÜN (Zann dan) Sanma, zan ile iş görme, delilsiz hükmetme
TAZARRU' Bir şeye gizlice yaklaşmak * Kendi kusurlarını bilip kibirden vaz geçip tevâzu ile yalvarmak
TAZARRU'EN VE HUFYETEN Gizlenip saklanarak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.