Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfi, harfiosmanlıca, ile, ilgili, kelimeler, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #46
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HUSUSA Ayrıca, hususen, başkaca
HUSUSAT (Husus C) Hususlar, bakımlar, işler Tarzlar, şekiller Mes'eleler Maddeler
HUSUSEN Bilhassa Ayrıca Başkaca Buna mahsus olarak
HUSUSÎ Bir şeye aid olan Herkese âid olmayan
HUSUSİYAT Hususi olan şeyler Hususiyyetler
HUSUSİYET Ahbaplık, tanışıklık, yakınlık * Hususilik
HUSVE Kap içinde bir içim su
HUSVE Topraklı yer
HUSVE Haya, husye
HUSYE Erkeklik bezi Haya Erkeğin yumurtalığı
HUSYET-ÜS SEMEK Balık yumurtası
HUSYETAN f Hayalar, çift haya Erkeklik bezlerinin her ikisi
HUŞ f Akıl, fikir, zekâ, iyi ile kötüyü ayırma hissi * Ruh, can * Ölüm, * Zehir
HUŞ Vahşi hayvanlar
HUŞ'A Alçak küçük tepe
HUŞAM Kalın burunlu * Uzun dağ burnu
HUŞAR Avaz, ses
HUŞARE Bir yere giderken bırakılan faydasız şeyler * Her şeyin kötüsü
HUŞDAR f Akıllı, uslu
HUŞE f Salkım * Başak, sümbül
HUŞE-İ ENGUR Üzüm salkımı
HUŞE-İ HURMA Hurma salkımı
HUŞE ÇÎN f Başak toplayan Salkım toplayan
HUŞEF Yeşil sinek
HUŞENK f İdrak, akıl, iz'an
HUŞK f Kuru, yâbis * Kaba, soğuk
HUŞK U TER Kuru ve yaş
HUŞKAR İri öğütülmüş un O undan olan ekmek
HUŞKCAN f Kalın kafalı, câhil kimse
HUŞKÎ f Kuruluk, yubuset
HUŞKLEB f Dudağı kurumuş, susamış
HUŞKMAĞZ f Boşkafalı, câhil
HUŞKSAL f Kuraklık ve kıtlık yılı
HUŞKSER f Ahmak, salak
HUŞMEND (C: Huşmendân) f Akıllı, aklı başında
HUŞMENDÂN (Huş-mend C) Aklı başında olanlar, akıl sâhipleri
HUŞMENDÂNE f Akıllıca, aklı başında olarak
HUŞNE Haşinlik
HUŞRÜBA f Akıl kapan, aklı baştan alan
HUŞRÜBUDE f Aklı kapılmış, aklı başından gitmiş
HUŞŞ (C: Huşuş) Hâcet mevzii; helâ, tuvâlet * Necâset mahreci
HUŞŞA' (Haşi') Huşu içinde olanlar Gözleri korku ve saygı ile düşkün bir hâlde olanlar
HUŞŞA' Kulak ardındaki yumruca kemik
HUŞŞAF Yarasa kuşu
HUŞU' Alçak gönüllülük Hayâ etmek ve mütevazi olmak Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük Sükun ve tezellül
HUŞUF (C: Huşef) Seri, eli çabuk, hızlı * Geceleyin yola giden deve
HUŞUNET Kabalık, sertlik, inatçılık
HUŞUNET-İ MİZÂC Mizâc sertliği, huy ve tabiat sertliği
HUŞUNET-İ TAB' Tabiat ve huy kabalığı
HUŞYAR (Bak: Hüşyar)
HUT Balık Büyük balık * Şubat ayı içinde güneşin girdiği ve semanın cenub yarısındaki burcun ismi
HUTAB (Hutbe C) HutbelerHUTAE : (C: Hatâit) Kısa boylu kimse
HUTAF (C: Hatâtif) Demir çengel * Makaranın iki tarafında olan eğri demir
HUTÂM Kuru cisim kırıntısı * Yumurta kabuğu * Çerçöp
HUTÂM-I DÜNYA Bu fani dünyanın muvakkat ve boş malı mülkü
HUTAME Cehennemin beşinci tabakası İnatçı münkirlerin yeri olup, Gayya Kuyusunun bulunduğu kısım
HUTAME Sofrada kalan yemek artığı
HUTAT Dökülmüş ve saçılmış olan şey
HUTBE İlâhi emir ve nehiyleri cemaate beyan ve ihtar etmek Cuma veya bayram namazlarında müslümanlara hatibin İlâhi ve şer'i emirleri hatırlatan sözleri (Hatib, bu hutbeyi söylemeye Halife veya İslâm Devlet Reisinden vazife ve salâhiyet almıştır)
HUTBEHAN f Hutbe okuyan, hatib
HUTEBÂ Hutbe okuyanlar Hatibler
HUTEBÂ-İ UMUMÎ f Herkese hitâbeden, umuma ders verenler
HUTM Her kuşun gagasına, her davarın burnunun ucuna ve ağızının önüne derler
HUTRE Bina için verilen yemek * Tatmak
HUTRUŞ Kısa
HUTT Emir * Kıssa
HUTTA Darp, vurmak * Zor iş * Başın önünde olan saç örgüsü
HUTTA Haslet, huy
HUTTAF (C: Hatâtîf) Kırlangıç kuşu
HUTU' Gitmek
HUTUB Zorluk, güçlük * (Hatb C) İşler, maslahatlar Mes'eleler
HUTUB Erkek çekirge
HUTUF (Hatf C) Ölümler, vefatlar
HUTUN (Hutunet) Evlenme, tezevvüc, teehhül * Damatlık, damat olma
HUTUR Akla gelmek Hatırlamak
HUTUR ETMEK Hatıra gelmek
HUTUT (Hatt C) Yazılar Çizgiler * Yollar
HUTUT-U ŞEMSİYE Işıklı güneş yolu
HUTUVAT (Hutvât-Hutevat) (Hutve C) Adımlar İzler Yollar Eserler * Şeytanın aldatmaları
HUTUVAT-I SİTTE Altı adım (Kur'an-ı Kerim'deki "Hutuvat-üş şeytan" tabirinden istifaze ile, şeytanların ve onların insî mümessilleri olan şerir insanların fitnekâr ve dalâlete sevkedici adımları, izleri ve desiseleri gibi mânalarla alâkalı olarak "bir mühim eser"e verilen isim) Şeytanın altı desisesi
HUTVE Adım atıldığı zaman iki ayak arasındaki mesafe * İz (Bak: Hatve)
HUULE Dayılık
HUVA Tembel olmak
HUVAKA Süprüntü
HUVAR Bağırış, çığlık, sayha, avaz
HUVAR (C: Ahvire-Hırân-Hurân) Anasından ayrılmayan deve yavrusu (Anasından ayrılsa "fasil" derler)
HUVASE (C: Huvâsât) Karışık cemaat
HUVELA' Çocuk anasından doğduğunda beraber çıkan ince nâzik deri (Onda yeşil ve kızıl hatlar olur)
HUVEYN Hayvancık Çok küçük canlı
HUVEYNAT Çok küçük hayvancıklar Mikroplar
HUVEYSAL (C: Huveysalat) Tıb: Ciltte peyda olan bir takım kabarcık
HUVEYZA İshal, iç sürgünü
HUVTA Arpa, buğday gibi hububat için yapılan avlu veya anbar
HUVVAN (Hâin C) Hıyanet edenler, hâinler
HUVVARA Ağartılmış yemek
HUVVE Karalık Siyahlık
HUY Boş ve hâli olmak
HUY f Mizac, tabiat, ahlâk, âdet * Ter
HUY-İ BED Fenâ huy
HUYELA' Kibir, ucub
HUYGERDE f Terlemiş * Adet edinmiş, huy hâline getirmiş, alışmış
HUYUL (Hayl C) Atlı alaylar * Atlar * Kötülerin meydana getirdiği kalabalık
HUYUT (Hayt C) İpler İplikler Lifler Teller
HUYUT-İ RAKÎKA İnce iplikler
HUZ Al (Ahz: Almak mastarından) Al emri
HUZ' Alçaklık yapmak
HUZ Tuz ağacı dedikleri nesnedir ve denize yakın yerlerde posası denize düşüp rüzgârla dalga döve döve kehribar olur
HUZA'BÎL (C: Huz'a) Batıl şeyler Halkı güldürecek boş şeyler, nesneler
HUZAFE Sahtiyan kırpıntısı * Bez kırpıntıları
HUZAHIZ Suyu ve ağacı çok olan yer * Şişman kimse
HUZAKA Kıymetsiz ve rağbetsiz olan şey
HUZAKİYY Lisanı fasih, konuşması açık olan kimse * Eşek sıpası
HUZALE Saman ufağı
HUZAMÎ Lavanta çiçeği
HUZANE Kendileri sebebinden gam ve tasa çekilen çoluk çocuk
HUZ Bİ-YEDÎ Elimi al, elimden tut, bana yardım et (mânasında)
HUZE Miğfer
HUZEM (Huzme C) Demetler, desteler, huzmeler
HUZENE Kulak
HUZ MÂ SAFÂ, DA'MÂ KEDER "Safâ olanı al, keder vereni bırak", "Allahın müsaadesi olan ve neticesi safâ veren şeyi al, sonu keder vereni bırak", "İyisini al, kötüsünü bırak" meâlindedir
HUZME Demet Deste Bir kucak şey * Fiz: Bir ışık kaynağından çıkan sütun halindeki şua
HUZNE (C: Huzen) Sağlam ve sert olan
HUZRE Arka zahmeti
HUZRET Yeşillik Ter ü tazelik
HUZRUF (C: Hazârif) Fırıldak * Değirmen çarkının birisi * Pervâne
HUZU' Mahviyet ve tevazu hali, alçak gönüllü olmak Allah'ın azametini, celal ve cemalini, büyüklüğünü tahattur ve tefekkürden hâsıl olan, insandaki huzur ve huşu' hâli
HUZUB(E) Semiz olmak, besili olmak
HUZUK Adımları birbirine yakın olan kısa boylu kimse
HUZUKA Ekşilik
HUZUNET (C: Huzen) Sağlamlık Kabalık, sertlik
HUZUR Hazır olmak Mevcud bulunmak * Hürmet edilmesi lâzım gelen kimsenin yanında olmak * İbadet neticesi hâsıl olan rahatlık, gönül ferahlığı

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #47
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HUZUR-U KALB Kalb huzuru, gönül rahatlığı
HUZUR-AVER f Huzur ve rahatlık verici, sükunet veren
HUZUR Ü HAB Rahat ve uyku
HUZUR Ü SÜKUN Rahatlık ve eminlik
HUZUZ (Hazz C) Memnuniyetler Hazlar Zevkler Hoşlanmalar
HUZUZ (C: Hızzân) Erkek tavşan
HUZUZ Acı bir devânın adı
HUZUZÂT (Huzuz C) İnsanın hoşuna giden şeyler
HUZUZÂT-I NEFSÂNİYE Nefse hoş gelen şeyler
HUZVA Bir yere toplanıp tepe gibi olan kum yığını
HUZVANE Büyüklenmek, kibirlenmek
HUZVE Parça
HUZYA Ganimet malından vermek
HUZYE (C: Huzâyât) Küçük ok
HUZZÂK (Hâzık C) İşinin ehli olanlar, ustalar, mütehassıslar Hazâkatli kimseler
HUZZÂK-I ETİBBÂ Doktorlar içinde en ehil olanları
HUZZÂN (Hâzin C) Hazine muhafızları, hazinedarlar
HUZZÂR (Hâzır C) Hazır olanlar, hazır bulunanlar, huzurda ve gözönünde olanlar
HUZZÂR-I MECLİS Mecliste hazır bulunanlar
HÜBAŞE (C: Hübâşât) Kesbetmek, kazanmak, çalışmak
HÜBEL Cahiliyet devrinde Kureyşlilerin en büyük putu
HÜBU' Uyumak * Eşek gibi yürümek * Boynunu uzatmak
HÜBU' (C: Hebât) Doğum vaktinin sonunda doğmuş deve yavrusu * Devenin boynunu uzatarak yürümesi
HÜBUB Esme Üfürme Rüzgârın hafif hafif esmesi
HÜBUB-İ RİYÂH Rüzgârların esmesi
HÜBUR Çukur * Büyük tas
HÜBUT Aşağı inme İnmek (Suudun zıddı) * Uyuşma, anlaşma
HÜBUT-U ÂDEM Hz Âdem'in (AS) Cennet'ten dünyaya inmesi
HÜBÜK (Habike C) Samanyolları * Çizgiler
HÜBÜVV Ateşin sönmesi
HÜCCAB (Hâcib C) Perdeciler * Kapıcılar
HÜCCET Senet Vesika Delil Bir iddiânın doğruluğunu isbat için gösterilen resmi vesika * Şâhid
HÜCCET-İ DÂFİA Bir şeyi isbata değil, ancak taleb ve iddiayı defetmeğe yarıyan hüccet
HÜCCET-ÜL İSLÂM İslâmın delili, hücceti (Bak: İmâm-ı Gazâli)
HÜCCET-İ KASIRA Şahsa mahsus olup başkasına taâlluk etmeyen hüccet
HÜCCET-İ KATIA f Kat'i delil Bir şeyin doğruluğunu şeksiz, şüphesiz isbata vesile olan
HÜCCET-İ MÜSBİTE Bir şeyin isbatında delil olan hüccet
HÜCCET-İ MÜTEADDİYE Taraflara münhasır olmayıp başkalarını da alâkalandıran delil
HÜCCET-İ ZAHRİYE Kenarında sebebi yazılı bulunan hükmün tasdikli suretini ihtiva eden hüccet
HÜCCİYET İhticaca salih olma Delil sayılabilme, sağlam delil kabul edilir olma
HÜCEC (Hüccet C) Deliller, senedler, vesikalar
HÜCEC-İ HATTİYE Huk: Yazılı deliller Bunlar tezvir ve tasni şüphesinden sâlim olduğundan onunla amel edilebilir, yani hükme medar olur, başka vech ile sübuta ihtiyaç kalmaz (Beraetler, mahkeme kararları, tescil edilen vakriye gibi)
HÜCERAT (Hücürat-Hücrât) Hücreler Hüceyreler Gözler, odacıklar
HÜCESTE f Uğurlu, mübârek, mes'ud
HÜCEYRAT Hüceyreler Hücrecikler Küçük odacıklar
HÜCEYRE Hücrecik Canlı varlıkların veya nebâtatın vücudunu teşkil eden küçük küçük odacık halinde ve içi vücuda lüzumlu madde ile dolu hücrecik En küçük canlı parça * Küçük delik ve oyuk
HÜCNET Kusur, noksan, ayıp * Bayağılık, karışıklık, soysuzluk * Sözdeki ayıp
HÜCR Kucak, âğuş
HÜCR (C: Hevacir) Fuhş, hezeyan, kötü sözler
HÜCRAT (Hücre C) Hücreler, gözler, odacıklar
HÜCRE Oda Odacık * Hüceyre En küçük canlı varlık Canlı varlıkların en küçük yapısı
HÜCRE-İ SAÂDET Saâdetli oda Fahr-i Kâinat Hazret-i Peygamber'in (ASM) odası
HÜCRE Medine-i Münevvere'nin ismi
HÜCRE (C: Hucer-Hucerât) Deve ağılı * Duvar çevrilmiş yer
HÜCREVÎ Hücre gibi, hücre ile alâkalı, hücreye dâir
HÜCU' Az uyku Gece uykusu
HÜCU Zemmetmek, çekiştirmek, kötülemek
HÜCUD Uykusuz kalma Geceleyin az uyuma
HÜCUL (Hecl C) Uçurumlar, çukurlar, derinlikler, yaralar
HÜCUM Saldırma Hamle ile ileri atılmak * Sert sözle birine çatmak, karşı çıkmak
HÜCUMÂT-I SİTTE Altı Hücum Altı maddelik bir müdafaa (olan bir eser ismi)
HÜCÜB (Hicâb C) Perdeler, hicablar
HÜCÜRAT (Hücre C) Hücreler, odacıklar, gözler
HÜD' Sâkin olmak
HÜDA Doğru yol göstermek * Doğruluk Hidâyet * Kur'ân-ı Kerimin bir ismi
HÜDAFET Semizlik, besililik, etlilik
HÜDAM Deniz tutması
HÜDAT (Hâdi C) Hidâyet edenler
HÜDB (C: Ehdâb) Kirpik * Mendil * Testere çevresinde olan saçak
HÜDBE (C: Hüdeb) Hamle yapmak
HÜDBÜD Sütün koyu ve yoğurt olması
HÜDDAB Ensiz, ince, uzun yaprak
HÜDHÜD Bir kuş ismi Çavuş Kuşu veya ibibik denilir (Peygamber Hz Süleyman'ın (AS) zamanında, Hicaz ile Yemen arasındaki Sabâ nâm yerde melike olan ve güneşe tapan Belkıs ile Peygamber Süleyman Aleyhisselâm arasında muhabereye vesile olduğundan meşhur ve mübarektir)
HÜDLUL Kurt (Canavar)
HÜDN Barış, sulh, musalaha
HÜDU' Kamburluk
HÜDÜB (C: Ehdâb) Sarık * Kirpik, müjgân * Havlu, el silmeye mahsus pamuklu bez * Minder kenarında olan püskül
HÜDÜD Çok yaşlı ihtiyar İhtiyar ve zayıf olmak * Bir binayı gürültüyle yıkıp göçürmek (Bak: Tehdid)
HÜFAT Nazar etmek, bakmak
HÜFFEL Memesi süt ile dolu olan koyun
HÜKÂ' Öksürük
HÜKAKE Kazılan şeyin kazıntısı, talaşı veya yongası
HÜKEA Ahmak kimse
HÜKEMÂ (Hakîm C) Âlimler Çok bilgili kimseler (Bak: Feylesof)(Enbiyanın ekseri şarkta ve hükemanın ağlebi garpta gelmesi kader-i ezelînin bir remzidir ki; şarkı ayağa kaldıracak din ve kalbdir; akıl ve felsefe değil Şarkı intibaha getirdiniz, fıtratına muvafık bir cereyan veriniz Yoksa sa'yiniz ya hebâen gider veya muvakkat, sathî kalır MN)
HÜKEMÂ-İ KADİME Eski filozoflar
HÜKEMÂ-İ İŞRAKİYYUN İşrakiyye mesleğindeki feylesoflar (Bak: İşrâkiyyun)
HÜKEMÂ-İ MEŞAİYYUN Aristo felsefesi yolunda olan ve derslerini gezerek veren meşaiyyun filozofları (Bak: Meşşâiyyun)
HÜKKÂM (Hâkim C) Hâkimler
HÜKKÂM-I ADLİYYE Adliye hâkimleri
HÜKL Karınca gibi sesi işitilmeyen hayvan
HÜKLE Dil tutukluğu, kekemelik
HÜKM (Hüküm) Karar Emir Kuvvet Hâkimlik Amirlik * İrade Kumanda Nüfuz * Kadılık etmek * Tesir Cari olmak * Makam * Bir dâvanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar * Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki râbıtayı tasdik veya inkâr etmek
HÜKM-İ ÂDİL Huk: Adalet üzere verilmiş olan hüküm
HÜKM-İ GIYABÎ Huk: Taraflardan biri hazır olmadığı halde verilen hüküm
HÜKM-İ KARAKUŞÎ Karakuş hükmü * Mc: Hesaba kitaba gelmiyen, mantığa uymayan hüküm
HÜKM-İ KAZA Allah tarafından evvelce verilmiş olan hüküm
HÜKM-İ ŞER'Î Kur'an-ı Kerim'e ve Din-i İslâm'a uygun kanun ile verilen karar Şeriatın hükmü
HÜKM-İ TECRÜBÎ Tecrübe ile elde edilen hüküm * Tecrübe neticesi hâsıl olan karar
HÜKM-İ VİCAHÎ Huk: Tarafların her ikisinin de veya vekillerinin hazır bulundukları hâlde verilen hüküm
HÜKM-İ VİCDANÎ Vicdana ait hüküm Vicdanî kanaatla verilen hüküm
HÜKM-İ YEZDANÎ Cenab-ı Hakk'ın hükmü Allah'a mahsus kanun
HÜKM-İ ZIMNÎ Fık: Zımnen vaki olan hüküm (Bir kimse diğer bir kimse aleyhine; "Benim filân şahıs zimmetinde sâbit olacak şu kadar lira alacağıma onun emriyle kefil olmuş idin" diye dâva ve o kimse kefâleti ikrar ve borcu inkâr etmekle müddei, borcu isbat ederek hâkim dahi hükmetse bu hüküm kefil aleyhine sarâheten ve asıl gaib aleyhine zımnen hükmolunur)
HÜKMBERDAR f Hükme muti olan, itaat eden, boyun eğen
HÜKMEN Hüküm yoluyla, hükmünde ve değerinde olarak
HÜKMÎ Hükme dair Hükme âit ve müteallik Bir karara dayanan, itibâri olan
HÜKMÎ ŞAHIS Şahıs gibi muamele gören cemiyet, şirket gibi birlik teşkil eden müessese
HÜKMKEŞ Emre itaat eden, hükme boyun eğen

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #48
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HÜKRE Cem'olmak, toplanmak, birikmek * Yiyecek maddelerini, pahalanacak diye saklamak * Azlığından bir yerde toplanan su
HÜKU' Sâkin olmak
HÜKÛMAT (Hükûmet C) Hükûmetler
HÜKÜMDAR f Padişah, hüküm sâhibi En yüksek reis İmparator
HÜKÜMDARAN (Hükümdâr C) Hükümdarlar, Padişahlar
HÜKÜMDARANE Hükümdar gibi, hükümdara yakışır bir surette
HÜKÜMDARÎ f Hükümdarlık, padişahlık, şahlık
HÜKÛMET Bir memleketi idare edenler Vekiller hey'eti Devlet
HÜKÛMET-İ ÂDİLE Âdil hükümet
HÜKÛMET-İ ADL Huk: Miktarı şer'an muayyen olmayıp ehl-i vukufun (bilirkişinin) usulü dairesinde takdir ve tayin edeceği diyettir Buna hükm-ü adl de denir
HÜKÛMET-İ CUMHURİYE Cumhuriyet hükûmeti
HÜKÛMET-İ GAYR-İ MÜSTAKİLLE İstiklâliyet ve hâkimiyet haklarını tamamen haiz olmayıp, diğer bir devletin boyunduruğu altında bulunan hükûmet
HÜKÛMET-İ MEŞRUTA Meşrutiyetle idare olunan hükûmet
HÜKÛMET-İ MÜSTAKİLLE İstiklâliyet ve hâkimiyet ve haklarını tamâmen hâiz olan hükümet
HÜKÛMET-İ MÜSTEBİDDE İstibdatla idare olunan hükûmet
HÜKÛMET KONAĞI Devlet memurlarının bulunduğu bina Bunun yerine: "Bab-ı hükûmet, daire-i hükûmet" tabirleri de kullanılırdı
HÜKÜMFERMA f Hükümrân, hüküm süren Hâkimiyetle idâre eden
HÜKÜMLÜ Bir hüküm ve emri bildiren * Mahkemece hüküm giymiş kimse
HÜKÜMNAME f Bir mahkeme veya hey'etin hüküm ve kararını hâvi vesika Hükmü ihtiva eden kâğıt
HÜKÜMRAN Hâkim, hükümdar Hüküm ve saltanat süren Hükümfermâ
HÜLÂGU Mi: 1258' de Bağdadı zaptederek halkını kılıçtan geçirmiş, Abbasi Halifesi Musta'sımı ve bütün âile efradını öldürtmüştür Cengiz Hanın torunu, Tülay Hanın oğludur Tarihde en çok kan döken hükümdar olarak bilinir Abbasi Devletini yıkan Moğol Başkumandanıdır
HÜLAM Sirke ile pişen sığır eti
HÜLAS Zayıf davar
HÜLASA (Bak: Hulâsa)
HÜLB Kıl fırça, kıl kalem * Kalın kıl kuyruk, yele kılı
HÜLBE şiddet
HÜLEFÂ (Halife C) Halifeler
HÜLEFÂ-YI RAŞİDÎN En ileri sahabeden ilk dört halife (Bak: Çâryâr)
HÜLHAL Saf su
HÜLHÜL (C: Helâhil) Öldürücü zehir
HÜLK (HÜLKE) Yok olmak Fâsid olmak * Düşmek
HÜLLAS İnsana ârız olan gevşeklik
HÜLYA (Bak: Hulya)
HÜM Onlar (Bak: Şahıs zamiri)
HÜMA (İki kişiye işaret olan zamir) O ikisi
HÜMÂ f Devlet kuşu * Saadet Mutluluk
HÜMÂ-Yİ İKBAL Devlet kuşu * Mc: Yüksek talih, iyi uğur
HÜMÂ KUŞU Devlet kuşu (Hikâyede: Gölgesi kimin başına düşerse o padişah olurmuş, derler Hümâyun da buradan gelmiştir Tayr-ı hümâyun, tâlih kuşu, uğur kuşu gibi isimlerle söylenir)
HÜMA Bir çeşit diken
HÜMAM Himmetli Bir işe sıkı sıkıya sarılıp o işi bitiren Sahi ve civanmerd * Aslan * Büyük ve sağlam
HÜMANİZM Lât Edb: İslâmiyete mugayir ve aykırı eski Yunan ve Lâtin edebiyatı ve felsefesi taraftarlığı hareketi * Fls: İnsan menfaatını hayatta değer ölçüsü kabul eden ve dine tâbi olmayan, insana aşırı hâkimiyet tanımak isteyen ve maddeperest, dinsiz, imansız bir cereyan, bir fikir ve bâtıl bir nazariye
HÜMAPAYE f Çok yüksek dereceli
HÜMAPERVAZ f Hümâ gibi yükseklerde uçan * Mc: Yüksek himmetli
HÜMAT (Bak: Humat)
HÜMAYUN f Padişaha ait * Mübarek Kutlu Uğurlu Âlî * Kuvvetli (Bak: Hümâ kuşu)
HÜMAYUNNAME f Padişah tarafından bir hükümdara gönderilen mektub
HÜMEYRA Pembecik
HÜMEZE (Hemz den) Dürtüştürücü, kırıcı, ısırıcı, sıkıcı * El ve kaş işâretleri ile ayıplama * Bir kişinin ardından ayıplarını söyleyen Gammaz
HÜMEZE SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 104 suresi olup Mekkîdir
HÜMLUC Demirciler körüğü
HÜMMA (C: Hümmeyât) Hastalıktan dolayı vücudda meydana gelen harâret * Nöbetli hastalık * Sıtma
HÜMME Kara * Diş eti kararmak
HÜMMEYAT (Hümmâ C) Hastalıktan dolayı vücutta meydana gelen şiddetli hararetler, ateşler * Sıtmalar * Nöbetli hastalıklar
HÜMUD (Bak: Humud)
HÜMUD Elbisenin eskimesi * Ateşin sönmesi
HÜMUM Tasalar, kaygılar, kederler, gamlar, gussalar
HÜMUMET Pek fazla ihtiyarlık, çok yaşlılık
HÜNANE İç yağı
HÜNBA' Ağır ve çirkin kadın
HÜNBÜL Kısa boylu Kürk
HÜNER f Mârifet Bilgililik Ustalık, mahâret
HÜNERMEND f Hüner sahibi, hünerli, marifetli
HÜNERMENDÎ f Hünerlilik, mârifetlilik
HÜNERPİŞE f Mahâretli, mârifetli, hünerli
HÜNERVER f Çok ustalıklı Becerikli Usta Mahâret sahibi
HÜNERVERÂN (Hünerver C) Mârifetli, hünerli kimseler
HÜNEYHE Saat * Kıyâmet
HÜNKÂR f Hükümdar Padişah Sultan
HÜNKÂR MAHFİLİ Eskiden camilerde padişahlar için yapılmış olan yerler Bu mahfiller camilerin zemininden yüksek olarak yapılır ve caminin iç kısmını görmek için kafes konulurdu Bunun haricinde kafesin birkaç yerinde 20-30 cm en ve boyunda açılabilir küçük pencereler de bulunurdu

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #49
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HÜNSA Erkek veya kadın olduğu belirsiz olan * Aynı çiçekte dişi veya erkeklik uzvunun bulunması
HÜNSAİYYET Aynı kimsede ve aynı zamanda hem erkeklik hem dişilik
HÜNU' Sindirip hazmetmek
HÜNUD Hindliler
HÜR' Fâsid kelâm, çirkin söz
HÜRAR Devede olan bir zahmet
HÜRER (Hirre C) Dişi kediler
HÜREYRE Kedi yavrusu
HÜRİ' Bit
HÜRMAN Akıl
HÜRMET Riâyet İhtiram * Haysiyet Şeref * Haram olma Haramlık * Irz, nâmus gibi başkasına helâl olmayan husus (İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki: Bir mü'minin bir tek seyyiesiyle bütün hasenatını örter Şeytanın bu desisesini dinleyen insafsızlar, mü'mine adavet ederler Halbuki: Cenab-ı Hak haşirde adâlet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a'mâl-i mükellefini tarttığı zaman, hasenatı seyyiata galibiyeti, mağlubiyeti noktasında hükmeyler Hem seyyiatın esbabı çok ve vücudları kolay olduğundan, bazen bir tek hasene ile çok seyyiatını örter Demek bu dünyada, o adalet-i İlâhiyye noktasında muamele gerektir Eğer bir adamın iyilikleri fenâlıklarına kemmiyeten veya keyfiyeten ziyade gelse, o adam muhabbete ve hürmete müstehaktır Belki, kıymetdar bir tek hasene ile, çok seyyiatına nazar-ı afv ile bakmak lâzımdır Halbuki: İnsan, fıtratındaki zulüm damariyle, şeytanın telkiniyle, bir zatın yüz hasenatını bir tek seyyie yüzünden unutur, mü'min kardeşine adâvet eder, günahlara girer Nasıl, bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa; bir dağı setreder, göstermez Öyle de; insan garaz damariyle, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenatı örter, unutur, mü'min kardeşine adavet eder İnsanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesad âleti olur L)
HÜRMET-İ MÜSAHERE Sıhriyyet sebebi ile hâsıl olan haramlık Yâni evlenmek sebebi ile meydana gelen akrabalık dolayısıyle hâsıl olan haramlıktır Bu sıhriyyetin haramlık meydana getirmesi, ister meşru' nikâhla olsun, ister gayr-ı meşru' olsun "hürmet-i müsahere" meydana gelirMeselâ: Hanefi mezhebinde, bir kimse kendisiyle gayr-i meşru' suretle mukarenette bulunmuş veya bir uzvunu hâilsiz şehvetle tutmuş veya öpmüş veya tenasül cihazına şehvetle bakmış olduğu bir kadının neseb veya süt itibarı ile onun anasını, ninesini, kızını, torunu aslâ nikâhlayamaz ve onlarla hiçbir surette evlilik teessüs edemez Bunlar arasında ebedî bir haramiyet mevcuttur Buna hürmet-i müsahere deniyor
HÜRMET-İ RİBA Ribanın yani faizin haram oluşu (Bak: Riba)
HÜRMETEN Hürmet olsun diye; hürmet, saygı ve ikram maksadıyla
HÜRMETKÂR f Hürmet eden, saygılı
HÜRMÜZ (Hürmüzd) Eski İran takviminde, güneş yılının ilk günü * Zerdüştlerin bâtıl bir inanışları olan hayır tanrısı * Jüpiter (Müşteri) yıldızı
HÜRNU' Küçük canavar
HÜRR Kimsenin baskısı, zorlaması olmadan meşru' dairede istediği gibi yaşayabilen * Esir veya köle olmayan Serbest
HÜRR Arslan
HÜRRE Esir veya câriye olmayan hür kadın
HÜRRE-İ MÜKELLEFE Fık: Akıl ve bâliğ olan hürre kadın Sevap ve günahtan mes'ul olan kadın
HÜRRİYET Serbestlik, hür oluş * Adalet kanununda ve te'dibte, başka hiç kimse, kimseye taarruz ve tahakküm etmemesi ve herkesin hukukunun meşru' olarak korunması, herkesin meşru' hareketlerinde tam serbest olması(İnsana karşı hürriyet, Allah'a karşı ubudiyeti intac ederRabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinat'a hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye, o adamın izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmesi dahi o adamın şefkat-i imaniyesi bırakmaz Evet, bir pâdişahın doğru bir hizmetkârı, bir çobanın tahakkümüne tenezzül etmez Bir biçareye tahakküme dahi, o hizmetkâr tenezzül etmez Demek, iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar İşte Asr-ı Saadet! ) (Münazarat)
HÜRRİYET-İ DİNİYE Din hürriyeti Herhangi bir kimsenin mensub olduğu dinin emirlerini ve icablarını yapmakta asayişe ve başkasının haklarına dokunmamak şartiyle serbest olması
HÜRRİYET-İ HAYVANÎ Hayvancasına serbestlik Hayvanlara yakışan bir serbestiyet
HÜRRİYET-İ VİCDAN Amme hukuku ile ferdî hukuka tecavüz etmemek şartıyla herhangi bir kimsenin her hangi bir fikir veya dini kabul etmekte veya kabul etmemekte serbest olması Ancak, İslâmiyeti kabul etmiş olan bir kimse, İslâmın esaslarını kısmen de olsa, inkâr ve reddetmekte serbest değildir; İslâm hukukunda mürted muamelesini görür (Bak: Mürted)Dinî vazifeleri, dinin emirlerini yapmakta ve neşrinde serbestlik ise, din hürriyetidir(Mâlumdur ki, her hükümette muhalifler bulunur Asayişe, emniyete dokunmamak şartıyla, hiç kimse vicdaniyle, kalbiyle kabul ettiği bir fikirden, bir metoddan dolayı mes'ul olmaz Bu, hukukî bir mütearifedirHz Ömer, hilafeti zamanında, âdi bir hristiyan ile mahkemede birlikte muhakeme olundular Halbuki o hristiyan, İslâm hükümetinin mukaddes rejimlerine, dinlerine, kanunlara muhalif iken, mahkemede onun o hâli nazara alınmaması açıkça gösterir ki, adalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz, hiçbir tarafgirliğe kaymaz Bu, din ve vicdan hürriyetinin bir ana umdesidir ki; komünist olmayan şarkta, garbda, bütün dünya adalet müesseselerinde câri ve hâkimdir RN)
HÜRRİYET-ŞİKEN Hürriyeti bozan, hürriyeti kıran
HÜSAM Keskin kılıç
HÜSAMEDDİN Dinin keskin kılıcı
HÜSBAN Azap * Yıldırım * Çekirge * Saymak
HÜSBANE Küçük ok * Küçük yastık
HÜSEYİN Küçük güzel * (Hi: 6-61) Hazret-i Ali Radıyallahü Anhu'nun oğlu, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sevgili torunudur Peygamberimiz (ASM) "Hüseyin benden, ben Hüseyindenim Allah Hüseyini seveni sever" buyurmuştur Kerbelâda şehid oldu (RA)
HÜSEYİN-İ CİSRÎ (Hi: 1261- 1327) Suriye ulemasındandır Baba ve annesi Ehl-i Beyt'tendir Câmi-ül Ezher'de tahsil görmüş ve zamanının dinî, edebî ve felsefî ilimleriyle iştigal etmiştir En meşhur eseri "Risale-i Hamidiye"sidir Türkçeye ve Orducaya tercüme edilmiştir 1307 senesinde Tercüman-ı Hakikat gazetesi, kitap olarak neşretmiştir
HÜSEYN (Bak: Hüseyin)
HÜSN (Hüsün) Güzellik İyilik Eksiksizlik Cemal ile kemal (Bak: Celal, Cemal)(Evet mevcudatta sebeb-i muhabbet olan hüsün ve ihsan ve kemal, Bâki-i Hakiki'nin hüsün ve ihsan ve kemalâtının işaratı ve çok perdelerden geçmiş zaif gölgeleridir; belki cilve-i esmâ-i hüsnânın gölgelerinin gölgeleridir S)
HÜSN-Ü ÂDÂB (Hüsn-i âdâb) Güzel ve iyi edeblilik Güzel terbiye İslâmi terbiye
HÜSN-Ü AHLÂK Ahlâk güzelliği
HÜSN-Ü ÂKİBET İyi netice
HÜSN-Ü BEYAN Akıcı ve güzel anlatış
HÜSN-Ü Bİ-BAHANE Kusursuz güzellik Günahsız mâsum güzellik
HÜSN-Ü BİLGAYR Dolayısı ile, neticeleri ciheti ile güzel olan
HÜSN-Ü BİZZAT Kendisi bizzat güzel olan
HÜSN-Ü DELÂLET Hayırlı İyi bir başlangıca delâlet
HÜSN-Ü ENDAM Vücut güzelliği
HÜSN-Ü HAL İyi hal Güzel ahlâk
HÜSN-Ü HAREKET Güzel muamele yapma, iyi muamelede bulunma
HÜSN-Ü HÂTİME Neticeyi iyi bir halde bitirme * İman ile âhirete gitmek Kelime-i şehadet söyleyerek ölmek
HÜSN-Ü HAYR Hayrın güzelliği
HÜSN-Ü HULK (Hüsn-i hulk) Ahlâk güzelliği Güzel ahlâk
HÜSN-Ü İBTİDA Mevzuya münasib bir ifade ile söze başlama
HÜSN-Ü İDARE İyi idare etme
HÜSN-Ü İMTİZAC İyi geçinme
HÜSN-Ü İSTİ'MAL İyi ve güzel kullanma
HÜSN-Ü KABUL İyi karşılamak Güzellikle kabul etmek
HÜSN-Ü MAHFÎ (Hüsn-i mahfî) Gizli güzellik * Kalbî ve ruhî güzellik
HÜSN-Ü MAKTA' Edb: Bir manzumenin, bilhassa gazellerin son beyti demek olan "makta" dan evvelki beyit
HÜSN-Ü MA'NEVÎ (Hüsn-i ma'nevî) Manevî güzellik İç güzelliği
HÜSN-Ü MATLA' Edb: Bir gazelin ikinci beyti
HÜSN-Ü MUAMELE (Hüsn-i muâmele) İyi muâmele Güzel hatt-ı hareket
HÜSN-Ü MÜCERRED Gayr olsun olmasın bizzat güzel olan şey Bazı âza veya çizgilerin mütenasib terkib ve tertibiyle hâsıl olan hüsün, hüsn-ü mücerred değildir Şartları zâil olsa, hüsün de zâil olur Fakat, vücud, hayat, iman gibi varlıklar hüsn-ü mücerreddir ve bizzat güzeldirler Güzellikleri başka şeylere bağlı değildir * Hariçte maddi vücudu olmayan, ancak aklen mevsufsuz düşünülebilen hüsün ve zihnen anlaşılan güzellik
HÜSN-Ü NİYET (Hüsn-i niyet) İyi niyet Temiz kalblilik
HÜSN-İ TA'BİR Müstehcen veya soğuk bir şeyin güzel ve edebe uygun bir tarzda ifade edilmesi
HÜSN-Ü TA'LİL Edb: Herhangi bir hâdisenin hakiki sebebini saklayarak, güzel ve hayalî bir sebep göstermeye hüsn-ü ta'lil denir Bu gösterilen sebep hakiki olmamalı, fakat güzel olmalıdırBağ-ı âlemde yüzün menendi bir gül isteyüpCüst ü cu idüp gezer gülzarı bülbül şah şah(Fatih Sultan Mehmed)Bülbülün, gül bahçesini daldan dala gezmesinin sebebi, âlem bağında sevgilinin yüzüne benzer bir gül aramasıdır
HÜSN-Ü TEDBİR İyi düşünülerek tutulan yol Tefekkür ile tasmim etmek, ihtiyar olunacak meslek ve harekete karar vermek * Bir kimseden bir haberi nakil ve rivâyet eylemek * Bir şeye iyi muvaffak olmak için o işe muvafık ve hesaplı hareket etmek
HÜSN-Ü TELAKKİ (Hüsn-i telakki) İyi anlayış İyi kabul ediş Güzel telâkki etmek Anlayış gösterip iyi niyetle kabul etmek
HÜSN-Ü TEVECCÜH Sevgi ile karışık medih ve takdir İyi karşılanmak ve alâka görmek

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #50
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HÜSN-Ü ZANN (Hüsn-i Zan) Bir kimsenin veya bir hâdisenin iyiliği hakkındaki vicdâni ve iyi kanaat İyi fikirde bulunup, iyi olacağını düşünmek
HÜSNA (Ahsen'in müennesidir) İyi zan En güzel Amel-i sâlih Pek güzel * Cennet * İyi amel ve haslet Cenab-ı Hakk'ı görmek ve Ona iman ve ubudiyetle şereflenmek * Düşman üzerine fevz ve zafer bulmak, şehidlik
HÜSN-AVER f Güzelliği çoğaltan Güzellik veren
HÜSNÎ Güzelliğe dâir Güzelliğe âit ve müteallik
HÜSNİYYAT Güzel olan hususlar
HÜSN Ü AŞK Güzellik ve muhabbet: * şeyh Galib'in manzum hikâyesi
HÜSN Ü KUBH Güzellik ve çirkinlik
HÜSR Ziyan, kayıp, zarar
HÜSRAN Ümit edilenin elde edilememesinden duyulan elem Mahrumiyet acısı * Zarar, ziyan, kayıp
HÜSREV (Bak: Husrev)
HÜŞAD Suyu emmeyen sert arâzi
HÜŞDAR (Bak: Huşdar)
HÜŞYAR Uyanık, akıllı, zeki Ayık Uslu(İstikbal karanlığı içinde saadet-i ebediyyeye giden nuranî yolu olan sırat-ı müstakime hidayeti istemek hem şimdi yatmış nebatat, hayvanat gibi gizlenmiş güneşler, hüşyar yıldızlar, birer nefer misillü emrine müsahhar ve bu misafirhane-i âlemde birer lâmbası ve hizmetkârı olan Zât-ı Zülcelal'in kibriyasını düşünüp Allahü Ekber deyip rükua varmak S)
HÜŞYARANE f Akıllıcasına
HÜŞYARÎ f Hüşyarlık, akıllılık
HÜTAF Çağırma, seslenme
HÜTAME Kesinti, kırpıntı Parça
HÜTKE Perde yırtılıp rezil olmak
HÜTR Ahmaklık, hamâkat, budalalık
HÜTTAK (Hâtik C) Bozanlar * Yırtanlar
HÜTU' Boyun uzatmak * Çok nazar etmek, çok bakmak
HÜTUL Sürekli yağmur yağma
HÜTUN Sürekli yağmur yağma
HÜV' Kusmak
HÜVAL Kundura kalıbının yukarı kısmını genişletmek için kullanılan takoz
HÜVAM Hayranlık hâli
HÜVE Arabçada: O (mânasına işâret zamiri)
HÜVE AHSEN O daha güzeldir, en güzeldir
HÜVE HAKK(UN) O da haktır O da bir haktır (Bak: Ehakk)
HÜVE HASEN(ÜN) O bir güzeldir, hasendir
HÜVE HÜVESİNE (Türkçe bir tabirdir) Noktası noktasına, hiç değişiklik yapmadan, aynen
HÜVE-L AHSEN Sadece ve yalnız en güzel O'dur
HÜVE-L BAKÎ Bâkî ancak O'dur Allah (CC)
HÜVE-L EHAD O Allah birdir (Bak: Ehad)
HÜVE-L HAKKU Hak sadece O'dur
HÜVE-L HASEN Sadece, yalnız o güzeldir
HÜVEYDA f Aşikâr Zâhir Belli Apaçık
HÜVEYNA Kolaylık, sühulet
HÜVF Soğuk rüzgâr
HÜVİYYET Asıl Mâhiyyet Birisinin kimliği, kim olduğu, kökü, esası ve ne olduğu * Cenab-ı Hakkın varlık sıfatı * Hamiyyet ve istikametten, ulüvv-ü cenâbdan ibâret olan sıfât-ı hamide
HÜVVE (C: Hevvât) Derinliği genişliğinden çok olan çukur yer
HÜYAM Azgınlık
HÜYU' Korkaklık
HÜYYAM (Hâim C) Sevgiden dolayı şaşırmış olanlar
HÜZAHİZ Bağırgan deve * Keskin kılıç * Çok su * Fitne
HÜZAL Zayıflık, bitkinlik
HÜZEYFE Ensar-ı Kiramdandır Hüzeyfe-i Yemanî de denir Hz Muhammmed (ASM) ona münafıkları bildirdiğinden dolayı, Hz Ömer (RA) onunla istişare eder ve Onun, namazını kılmadığı kimselerin namazında bulunmazdı Çok takvalı ve istiğna sâhibi bir zat idi İran'ın fethinde bulundu (Hi: 35) de Dâr-ı Beka'ya göç etmiştir (RA)
HÜZHÜZ Hafif ve zarif kimse
HÜZÎ Kedi yavrusu
HÜZLUL (C: Hezâlil) Küçük dağ veya tepe * Hafif adam
HÜZN (Hüzün) Gamlı olmak Keder Sıkıntı
HÜZN-ALUD f Kederli Hüzünlü Gamlı
HÜZN-AMİZ f Gam, keder ve hüzünle karışık
HÜZN-AVER f Keder veren Gam veren Hüzün verici
HÜZN-EFZA f Keder ve hüzün arttıran
HÜZN-ENGİZ f Hüzün veren Keder verici
HÜZN-GÂH Hüzün ve keder vakti
HÜZUL Arıklık, bitkinlik, zayıflık
HÜZÜV Maskaralık
HÜZZAM Müzikte bir makam ismidir
HÜZZET Boyun
HÜZZÜ' (HÜZÂE) Maskaralığa almak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.