Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Fizik / Kimya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlatımı, detaylı, güneş, hakkında, konu, nedirgünşe, sistemi, sistemigüneş

Güneş Sistemi-Güneş Sistemi Nedir-Günşe Sistemi Hakkında Detaylı Konu Anlatımı

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneş Sistemi-Güneş Sistemi Nedir-Günşe Sistemi Hakkında Detaylı Konu Anlatımı




Güneş Sistemi, Güneş adını vermiş olduğumuz bir yıldız , bu yıldızın çevresindeki belirli yörüngelerde bulunan 9 gezegen ve çok sayıda küçük gökcisminden oluşmaktadır Güneş Sistemi'nde yer alan gezegenlerin isimleri sırası ile Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton dur Evrende sayısız yıldız olduğu tahmin edilmektedir Bu yıldızlar belli galaksilerde yer alır Güneş Sistemi de Samanyolu Galaksisi'nin bir elemanıdır Samanyolu Galaksisi içinde %90'nının büyüklüğü güneş kadar olan 100 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir Bu yıldızlardan her birinin çevresinde 9 gezegen olduğunu düşünürsek (bazı yıldız sistemlerinde çok daha fazla gezegen vardır) sadece Samanyolu Galaksisi'nde 1 trilyona yakın gezegen olduğu sonucuna ulaşırız Tüm evreni ele alırsak sayılarla ifade edemeyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar Evrende keşif bekleyen sayısız gezegen olmasına rağmen insan oğlunun henüz Güneş Sisteminde ki gezegenler hakkındaki bilgileri bile çok yetersizdir İnsan oğlunun evren ve gezegenler hakkındaki araştırmaları çok eskilere dayansa da ancak günümüzde bu araştırmalar bilimsel boyut kazana bilmiştir Son yıllarda uzaya yollanan uzay araçları ve sondalar sayesinde çok değerli bilgiler edinilmişse de bu güne kadar uzay bilimi konusunda yapılabilen en büyük gelişme Ay'a ayak basmak olmuştur

Güneş sisteminde, diğer tüm galaksi ve sistemlerde de olduğu gibi belli bir düzen vardır Her gezegen kendisine ait yörüngesinde hiç bir sapma yapmadan dönmektedir Aynı zamanda yörüngesi yada ekseni etrafındaki dönme süresi hiç değişmeden sabit kalmaktadır Bu yörüngeler ve periyotların hepsi matematiksel bir düzen içerisindedir Bu düzeni ilk olarak keşfedin kişi Kepler'dir Kepler çalışmaları sonucunda Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenlerin periyotlarının bir formüle bağlı olduğunu bulmuştur Bu formül deki orantı "BodeYasası" olarak bilinir

Bilim adamları evrenin yaradılışını, evrenin yoktan var edildiğini kabul eden "Big Bang" teorisi ile açıklamaktadırlar Bu teoriye göre; "Evren, yaklaşık 15 milyon yıl önce sıfır hacim ve sonsuz yoğunluğa sahip olan bir yokluğun şiddetle patlaması sonucunda oluşmuştur" "Big Bang" teorisi evrenin yaradılışı ile ilgili teoriler arsında en çok kanıtı bulunan ve en çok kabul edilenidir Güneş Sisteminin oluşumu hakkında ise hiç biri tam olarak kabul görememiş bir çok teori bulunmaktadır Güneş Sistemi'nin oluşumuyla ilgili bilinen ilk teori Decartes'e aittir En çok destek toplayan teoriye ise, Samanyolu Galaksisi'nde yer alan büyük bir gaz toz bulutunun bir kısmı zamanla yoğunlaşarak Güneş'i ve diğer gezegenleri oluştuğunu iddia etmektedir Bu teori en mantıklı teori olarak kabul edilse de cevaplayamadığı bir çok soru vardır

Günümüzde uzay araştırmalarının devam ettiğini söylemiştik Şimdilik bu araştırma ve çalışmalar yetersizmiş gibi görünse de muhakkak insan oğlunun içinde var olan araştırma ve bilinmeyeni öğrenme isteği, bu çalışmaların artarak devam etmesini sağlayacaktır Kim bilir belki bir gün evren hakkındaki tüm sorulara cevap buluna bilinir

Güneş

Evrendeki sayısız yıldızdan sadece biri olan Güneş, Samanyolu Galaksisi'nde yer almaktadır Güneş, üzerinde yaşadığımız gezegenin de içinde bulunduğu Güneş Sistemi'nin merkezini oluşturur 4,65 milyar yaşımda olduğu tahmin edilen bu dev enerji kaynağının yarı çapı 7x105 km yani dünya yarıçapının 100 katıdır Ekliptik düzlem normaliyle 75° 15' açı yapan Güneş, ekseni etrafındaki dönüşünü yaklaşık 27 günde tamamlar Güneşin merkez sıcaklığı 10 milyon derece, dış sıcaklığı ise 5700 K° dır Başlangıçta 2x1030 kg'lık kütlesinin %73 'luk kısmının hidrojenden, geri kalan kısmını ise helyumdan oluştuğu tahmin edilmektedir

Güneşin bu bitmez tükenmez ısıyı nasıl ürettiği sorusu, ilk zamanlar insanların kafasını en çok meşgul eden soru olmuştur Fakat günümüzde güneşin bu ısı enerjisini içindeki hidrojeni çekirdek füzyonu ile helyuma çevirerek elde ettiği anlaşılmıştır Ve Güneş çekirdek füzyonu sayesinde çevresine 4x1026 Watt' lık güç yaymaktadır Başlangıçta %73 hidrojen olan hidrojen oranının günümüzde %38'e düştüğü tahmin edilmektedir Bu tahmine dayanarak güneşin ömrünü yarıladığını söyleyebiliriz

Güneş yüzeyi tabakalardan oluşmuştur Bu tabakalara çekirdekten yüzeye doğru sırasıyla fotosfer, kromosfer ve korona isimleri verilmiştir Güneşin görünür yüzeyini 500 km kalınlığındaki fotosfer tabakası oluşturmaktadır Bu tabakanın sıcaklığı 6000 K° kadardır Fotosfer tabakasının hemen üstünde 2500 km kalınlığındaki kromosfer tabakası yer almaktadır Bu tabakanın sıcaklığı en üst kısımda 105 - 106 K° 'ye kadar yükselebilir Bu tabakadan hemen sonra genişliği gezegenlere kadar uzanan korona tabakası yer alır bu tabakanın ortalama sıcaklığı 106 K° kadardır Güneşin katmanları arasındaki manyetik alan şiddeti büyük değişiklikler gösterir ve bu değişikliklerin sonucunda bir çok olay gözlenir Örneğin Güneş lekeleri, manyetik alan düzensizliği sonucunda o alandaki sıcaklığın çevreye göre düşmesinden kaynaklanır

Güneşin korona tabakasından gezegenler arsı ortam yayılan elektrik yüklü taneciklerin oluşturduğu etkiye Güneş Rüzgarı adı verilmektedir Güneşe yaklaşan kuyruklu yıldızların kuyrukları bu rüzgarın etkisi ile güneşe ters yönde uzanırlar Güneş Rüzgarı, proton, elektron ve %5 kadar helyum çekirdeği ile az miktarda daha ağır atomlardan oluşmuştur

Güneş, ısı ve ışığa ek olarak, yoğunluğu düşük, artı ve eksi yüklü parçacıklar (çoğunluğunu elektron ve protonların oluşturduğu) yayar Güneş rüzgarları olarak da isimlendirilen bu akım güneşten çevreye saniyede 450 km hızla yayılırlar Bu olay dünyada gerilim hatlarında voltaj dalgalanmalarına, elektromanyetik dalgalarla yapılan haberleşmelerin (radyo, tv yayınları telsiz haberleşmeleri gibi) zaman zaman aksamasına neden olur O harika kuzey ışıklarının (aurora borealis) oluşum nedeni de güneş rüzgarıdır Kuyruklu yıldızların kuyruklarının oluşması güneş rüzgarları nedeniyledir Rüzgarın uzay araçlarının yörüngelerine yaptığı etki ölçülebilir düzeydedir (soldaki fotoğraf güneşin x-ışını fotoğrafıdır)

Sağdaki güneş fotoğrafı 19 aralık 1973'de Skylab uzay istasyonundan çekilmiştir Güneş yüzeyinden, güneşin manyetik alanıyla ötelenen olağanüstü bir alev kolunu göstermektedir Resimdeki alevler güneşten 588,000 km uzağa kadar ulaşmaktadır Ne güneş lekelerinin yaygınlığı ne de güneşin yaydığı enerji sabit değildir 17 yüzyılın ikinci yarısına rastlayan ve Maunder Minimum diye adlandırılan, güneş lekelerinde aşırı bir azalmanın yaşandığı bir dönem bilinmektedir Güneşin oluşumundan bu yana güneşin yaydığı enerjide %40 kadar bir artış olmuştur

Merkür

Merkür güneş sistemindeki en küçük ikinci gezegendir ve güneşe en yakın olan gezegen olma unvanını taşır Güneşe olan ortalama uzaklığı 579 milyon kilometredir Çapı çok küçük olmasına rağmen(4878 kilometre), çapına göre büyük bir çekirdeği vardır Bu çekirdeğin %65'i demirden oluşmuştur Fakat çekim gücü çok yüksek değildir, oluşturduğu manyetik alan yaklaşık olarak dünyadakinin 100/1'i kadardır Güneşe en yakın gezegen olmasından dolayı gündüz sıcaklığı 427 C° 'ye kadar ulaşır Bir atmosferi olmadığı için bu sıcaklığı tutamaz ve geceleri sıcaklığı -173 C° 'ye kadar iner Merkür güneşe yakın olduğu için gün doğumunda ve gün batımında çıplak gözle güneşin yanında parlak bir yıldız gibi gözlenebilir Merkür ilk olarak 1974 yılında Mariner 10 adlı uzay sondası ile incelenmiştir Yapılan incelemeler sonucunda Merkür ile ilgili kesin olmasa da büyük bulgular elde edilmiştir Bu inceleme sayesinde Merkür gezegeninde su ve hayat olmadığı kesin olarak tespit edilmiştir

Merkür'ün yüzeyi derin kraterlerle kaplıdır Bunun nedeni bir atmosferinin olmayışıdır Ay'da da olduğu gibi atmosferi olmayan Merkür yüzeyine sayısız meteor çarpmış ve irili ufaklı derin kraterler oluşmasına neden olmuştur Merkür yüzeyinin teleskoplarla net bir şekilde incelenmesi zordur Fakat Mariner 10 uzay sondasının göndermiş olduğu resimler sayesinde yüzeyi hakkında bilgi edinilmiş ve buna bağlı olarak iç yapısı hakkında tahminlerde bulunulmuştur Çoğunlukla çarpma ve volkan kraterlerinden oluşmuş yüzeyde büyük ve geniş ovalar da yer almaktadır

Daha önceleri tümünün katı olduğu sanılan 1800 - 1900 km yarıçapında

(dünyanınkinden daha büyük) demirden oluşmuş bir çekirdeğe sahiptir

Çok zayıfda olsa gezegenin bir manyetik alanının olması

(dünyanın manyetik alanının%1i kadar) ,

çekirdeğin bir bölümünün halen erimiş halde bulunduğunu

düşündürmektedir

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 57900000 km

Yarı Çapı 2438 km

Kütlesi 033 x 10 24 kg

Yoğunluğu 5427 kg/m3

Atmosferik Basınç Yok

Sıcaklığı +423 C° , -183 C°

Görünür Parlaklığı -12 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 88 gün

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 59 gün

Dönme Hızı 4787 km/sn

Venüs

Venüs, Merkür'den sonra güneşe en yakın 2 gezegendir Kütlece dünyaya yakın bir büyüklüktedir Ve kendisine ait bir atmosfere sahiptir Gün doğumunda ve gün batımında güneşe yakın olarak, dünyadan çıplak gözle rahatlıkla görülebilir (Halk tarafından Çoban Yıldızı olarak ta bilinir) Güneş ve aydan sonraki en parlak gök cismidir Venüs'ün diğer gezegenlerden farklı ve ilginç yanları vardır, bunlardan en ilginci 1 yılının 1 gününden daha uzun olmasıdır Yani güneş etrafındaki dönme hızı kendi ekseni etrafındaki dönme hızından daha fazladır Güneş etrafındaki dönme süresi 224 gün, kendi ekseni etrafında dönme süresi ise 243 gündür Ayrıca Venüs diğer gezegenlerin tam tersi yönde dönmektedir Diğer gezegenlerin hepsi saat yönünde dönerken Venüs saatin tersi yönünde ve çok yavaş bir şekilde dönmektedir Bu farklılıkların nedeni hala anlaşılabilmiş değildir Çıplak gözle çok rahat görüle bildiği halde en iyi teleskopla bile yüzeyi incelenemez Bunun nedeni çok yoğun bir atmosfere sahip olmasıdır %93 oranında CO2 (karbon di oksit) ve %2 oranında N2 (azot) ile az miktarda değişik gazlardan oluşmuş olan atmosfer güneşten gelen ışınları bir ayna gibi geri yansıtır Bu olay gezegene müthiş bir parlaklık kazandırırken, yüzeyinin incelenmesini zorlaştırır

Venüs'ün yoğun atmosferi nedeni ile basıncıda çok yüksektir Yaklaşık olarak dünyadakinden 100 kat daha fazla basınca sahiptir Atmosfer yoğunluğu ise dünyadakinin 70 katı kadardır Ayrıca atmosferinde azda olsa yer alan H2SO4 ve HCL gibi asitler yağmur şeklinde gezegen üzerine yağmaktadır Bu nedenle dünya üzerindeki hiçbir canlının bu gezegende yaşayabilmesi mümkün değildir Venüs güneşe yakınlık açısından Merkür'den daha uzak olmasına rağmen sıcaklığı daha yüksektir Bunun nedeni atmosferinin olmasıdır Bu yoğun atmosfer güneşten gelen ışınların büyük bir bölümünü geri yansıtsa da küçük bir kısmını içeri alır ve dışarı çıkmasına izin vermez bu da sera etkisi yaparak gezegenin günden güne ısınmasına neden olmaktadır Gezegenin şu anki sıcaklığının 325 C° 'nin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir

Venüs yüzeyi hakkında Amerikan Mariner ve Rus Venera sondaları inceleme amaçlı kullanılmış ve kızıl ötesi de olsa yüzey resimleri çekilmiştir Bu resimlerden Venüs yüzeyinin düz ovalar, vadiler ve derin olmayan kraterlerle kaplı olduğu anlaşılmıştır Gezegen üzerinde Ishtar Terra ve Aphrodite Terra adını taşıyan iki yüksek plato gezegenin %11' ini kaplamaktadır Kraterlerin derin olmamasının nedeni gezegenin ,yoğun atmosferi sayesinde kendisine çarpacak olan meteorların hızını kesebilmiş olmasıdır

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 108000000 km

Yarı Çapı 60518 km

Kütlesi 486 x 1024 kg

Yoğunluğu 5243 kg/m3

Atmosferik Basınç 60 atü

Sıcaklığı 231 K°

Görünür Parlaklığı -4 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 224 gün

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 243 gün

Dönme Hızı 3502 km/sn

Dünya

Üzerinde yaşadığımız gezen, dünyanın yarıçapı 6400 km ve yoğunluğu 5,52 kg/m3'dür Güneşe yakınlık bakımından üçüncü sırada yer alan dünya ile güneş arasındaki uzaklık 15 x 10 8 km' dır Ve bu uzaklık 1 AB (Astronomik Birim) olarak kabul edilmiştir Güneş sistemindeki diğer gök cisimleri arasındaki mesafeler de genellikle bu birim kullanılarak belirtilir Yapay uyduların kullanılmaya başlaması ile dünyanın tam şekli belirlenmiş ve bu şekle Geoit adı verilmiştir Dünyanın konumu, atmosferi ve iç yapısı üzerinde yaşam barındırabilmesi için en uygun şekildedir Güneş sisteminde ve bilinen tüm gezegenler arasında yaşama el verişli tek gezegen dünyadır Koruyucu bir kılıf görevi gören atmosferi sayesinde meteor çarpmalarına ve güneşin yaydığı zararlı ışınlara karşı gezegen korunur

Dünyanın iç yapısı üç katmandan oluşmaktadır Bu katmanlardan en dışta bulunan ve yaşamaya elveriş olana kabuk adı verilmektedir Tüm canlı yaşamını üzerinde bulunduran, o bu katmanın ortalama kalınlığı 30 km kadardır Kabuğun hemen altından başlayıp çekirdeğe kadar devam eden tabakaya manto adı verilir 5100 km derinliğe kadar inen manto tabakasının kabuğa yakın olan bölümü kırılgan kayalardan oluşmaktadır Dünyanın merkezindeki ısı 5000 C° civarında olduğundan mantonun çekirdeğe yakın bölümü erimiş kayalardan oluşmaktadır Manto tabakasındaki basınç nedeni ile erime noktaları yükselen demir ve magnezyum katı halde bulunurlar Dünyanın merkezini oluşturan çekirdek ise %90 oranında sıvı demirden oluşmaktadır Bunun nedeni çekirdekte tahminen 3 milyon Atm olan basınç altında demirin erime noktasının 8000 C°'yi bulan çekirdek ısısından düşük olması olarak açıklaya biliriz

Çekirdekte bulunan sıvı demirin konveksiyon akımları ile ortaya çıkardığı dinamo etkisi, Dünyanın manyetik alanını oluşturur Dünya yüzeyini 100km yukarısından başlayan manyetik alan yaklaşık 6500km yüksekliğe kadar uzanır Son yıllarda elde edilen veriler ile bu manyetik alanın bir zırh gibi dünya yüzeyini ısı ve benzeri tehlikelerden koruduğu anlaşılmıştır

Ay:

Yarıçapı 1738 km olan ayın kütlesi 735e22 kgdırDünyanın tek uydusu olan ay dünya çevresindeki yörüngesini sabit bir yıldıza göre ortalama 2732166 günde tamamlar Buna sideral periyot adı verilir Dünyadaki her hangi bir noktaya göre ayın güneşle aynı hizaya iki kez gelişi arasında 29,53059 gün vardır buna ise sinodal periyot denir Ay takvimi sinodal periyoda göre düzenlenmiştir Ayın safhaları yaklaşık 19 yılda bir aynı güne denk gelir

Ayın oluşumu henüz tam bir cevap bulamamıştır Güneş sistemi ve dünyanın oluşumu hakkında birçok teori öne sürülmüş olmasına rağmen ayın oluşumu ile ilgili gerçekçi bir teori yoktur İleri sürülen üç değişik teori bulunmaktadır Bunlardan ilki George H Darwin'e aittir Bu teoriye göre Ay, dünya üzerinde oluşan merkez kaç kuvvetleri ve güneşin oluşturduğu çekim kuvvetin den kaynaklanan rezonans sonucu dünyadan kopmuştur Bu teoriye parçalanma teorisi denir Fakat Roche Limiti gereğince dünyadan kopan bir parçanın ayın bulunduğu noktaya gelmeden parçalanması gerekmektedir Bu nedenle parçalanma teorisi geçerliliğini yitirmiştir Diğer bir teoriye göre ise dünyayı oluşturan gaz bulutundan ayrılan bir halka daha sonra da ayı oluşturmuştur Bu teori ise Roche'ye aittir ve kardeş hipotezi olarak adlandırılmaktadır Bu teorilere göre daha mantıklı temellere dayanan ve TJJ See tarafından 1909'da ileri sürülen diğer bir teoriye göre ise ay daha önce başka bir gezegenin uydusuyken, yörüngesinden sapmış ve dünya yakınlarından geçerken dünyanın çekin alanına kapılmıştır Bu teorinin doğruluğunun kanıtlanması için dünya ve Ay'ın kimyasal özelliklerinin farklı olması gerekmektedir Fakat 1969 yılında aydan alınan ilk örneklerin incelenmesi ile yakalanma teorisi zayıflamıştır Ay'ın oluşumu ile ilgili günümüzde de geçerliliğini koruyan bir hipotez yoktur

Ay'a ilk kez inen uzay aracı 1959'da Luna2 Sovyet uzay aracı olmuştur Halen insanların ziyaret edebildiği tek uzay cismidirAy'a ilk insanlı iniş 20 temmuz 1969'da ve sonuncusu da 1972 aralığında gerçekleşmiştir Ay, yüzeyinden örnekler toplanarak dünyaya getirilen tek cisim olma özelliğini de halen korumaktadır

1994 yazında Clementine ve 1999'da da Lunar Prospector uzay araçları aracılığı ile Ay'ın son derece detaylı haritaları elde edilmiştir

Aşağıdaki şekil Ay yüzeyinin eksiksiz bir projeksiyonudur

Şeklin orta bölgesi dünyaya bakan yüz, sağ ve sol bölümler ise arka yüzü göstermektedir

Ay'dan Apollo ve Luna uzay programlarıyla dünyaya 382 kg kaya örneği getirilmiştir 20 sene sonra hala incelenmekte olan bu örneklerden, ayın yapısı ve geçmişi hakkındaki bilgilerimizin büyük bir bölümü elde edilmiştir Örneklerin büyük çoğunluğunun 46 ila 3 milyar yaşında olduğu anlaşılmıştır Oysa dünyada 3 milyardan daha yaşlı örnekler bulmak hayli zordur Bu örnekler, güneş sisteminin, dünyanın ve ayın oluşumu hakkında önemli ipuçları içermektedir

Mars

Mars güneşe yakınlık bakımından dördüncü gezegendir ortalama güneş mars uzaklığı 2274 milyon kilometredir Gök yüzünde kırmızı renkte görünür ve kendisine ait bir atmosferi vardır Büyüklük olarak yaklaşık dünyanın yarısı kadardır (yarı çapı 3200 km) Gündüz ekvator sıcaklığı 10 C° civarlarına ulaşır, fakat atmosferi bu sıcaklığı tutabilmesi için yeterli olmadığından, geceleri sıcaklığı -75 C° 'ye kadar düşer Kutuplarındaki sıcaklık ise -120 C° kadardır Marstaki atmosfer basıncı altında bu sıcaklık CO2 'nin donma sıcaklığı olduğundan kutuplarda CO2 buzları bulunmaktadır Mars günü dünya gününden yalnızca yarım saat daha fazladır fakat dünyaya göre güneşe daha uzak olduğu için bir yılı 687 gündür Marsı atmosferinde dünyadakine benzer olarak H, O, CO ve CO2 belirlendiği halde dünyada bol olarak bulunan Ni bulunmamaktadır 1877 yılında marsın iki uydusu bulunmuştur Bunlar ancak çok iyi teleskoplarla gözlenebilen Phobos ve Deimos tur

Bilindiği gibi yıllarca Marsta yaşam olduğu düşünülmüştü, bu teori için gerçekten geçerli sebepler vardı Marsta da dünyadaki gibi eksen eğikliği olduğundan mevsimler oluşur Değişik mevsimlerde yer kabuğunun değişik renkler alması yıllarca astronomların marsta bitkisel yaşam olduğuna inanmalarına neden olmuştur Ayrıca mars yüzeyinde yer alan geniş kanalların marslı yaratıklar tarafından kutuplardan ekvatora su götürmek için yapıldığı sanılmaktaydı Fakat ilki 1965'de olmak üzere yollanan bir çok uzay sondası sayesinde marstaki bu kanalların tamamen kendiliğinden var olduğu anlaşılmıştır

Mars yüzeyi de ay yüzeyi gibi volkanik ve çarpma kraterleriyle doludur 1965'den başlayarak yollanan uzay sondaları sayesinde elde edilen yüzey şekillerine isimler verildi Tharsis bölgesinde artık etkinlik göstermeyen Olympus Mons, Ascraeus Mons, Pavonis Mons ve Arsia Mouns volkanları marsın en dikkat çekici yüzey şekilleridir Bu volkanların çevresinde meteorların açtığı kraterlere rastlanmaz Çünkü buradaki kraterler zamanla lav ile dolmuştur Ayrıca ekvator bölgesinden başlayarak 3000 km doğuya doğru uzanan bir vadi, sonra kuzeye kıvrılarak Chryse'ye varır Bu vadi bazı yerlerde 100 km genişliğe ve 6 km derinliğe sahiptir Bu denli bir vadinin yalnızca akarsular tarafından oyulabileceği düşünülmektedir Bu da daha önce Mars yüzeyinde suyun var olduğuna inanılmasını sağlamıştır

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 227400000 km

Yarı Çapı 3200 km

Kütlesi 064 x 1024 kg

Yoğunluğu 3933 gr/cm3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı -25 C°

Görünür Parlaklığı 12 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 687 gün

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 25 saat

Dönme Hızı 2413 km/sn

Jüpiter

Jüpiter, 71370 km ekvator yarı çapı ile Güneş Sistemindeki en büyük gezegendir ve Güneş'e yakınlık bakımından 5 sırada yer alır Kütlesi yaklaşık olarak dünya kütlesinin 318 katıdır Bu dev gezegen Güneş çevresindeki turunu 1186 yılda tamamlar Çok büyük bir gezegen olduğu için küçük bir teleskopla bile ekvatora paralel olarak uzanan farklı renkteki kuşakları seçilebilir Jüpiter hakkında ne yazık ki halen kesin bilgiler bulunmamaktadır Yüzeyi atmosferi ve uyduları hakkında sadece tahminlerde bulunulmaktadır Bu tahminlere göre çok yoğun bir atmosferi ve de küçük bir çekirdeği bulunmaktadır Gezegenin içi hakkında yapılan tahminlere göre saf hidrojen veya %1-2 helyum içeren hidrojen ve %1-2 oranında diğer elemanlardan oluşmuştur Jüpiter güneşten aldığı enerjini yaklaşık olarak 25 katını çevresine yaymaktadır bunun nedenini gezegendeki gravitasyonel çökmenin hala sürmesi olarak tahmin edilmektedir Jüpiter'in çevresinde 6500 km genişliğinde ve bir kaç km kalınlığında bir halkası bulunmaktadır

Bu dev gezegen çok büyük bir manyetik alana sahiptir Bu alan sayesinde bilinen 16 uydusu bulunmaktadır Fakat gezegenin uydularının 16 ile sınırlı olmadığı ve başka uydularının da bulunduğu tahmin edilmektedir Jüpiter hakkındaki ilk bilgiler NASA’nın 70'li yıllarda gönderdiği Pioneer10 ve Pioneer11 uzay sondaları tarafından elde edilmiştir Fakat Jüpiter hakkındaki en önemli bilgiler 1995 yılında Jüpiter'e ulaşan Galileo uzay sondasından alınmıştır Galileo'nun gönderdiği bilgiler sayesinde Jüpiter'in 4 büyük uydusu (Io, Europa, Ganymede ve Callisto) bulunmuş ve bunlara Galileo uyduları adı verilmiştir Bu 4 Uydu gezegen ile aynı yönde dönmektedir Fakat daha sonra bulunan küçük ve gezegene daha yakın olan uydular gezegene zıt yönde dönmektedir Bu uydular içinde en ilginci Europa uydusudur Dünyadan yapılan incelemelerle bu uydunun yüzeyinin su buzlarıyla kaplı olduğu ve hiç bir çarpma kraterinin bulunmadığı anlaşılmıştır Bu uydunu üzerinde yer alan ve değişik yönlerde düzgün olarak uzanan çatlaklar, yüzeydeki buzların attaki sıcak bir deniz üzerinde yüzdüğünün sanılmasına neden olmuştur Bu da bu uydu üzerinde canlı olabilme olasılığını artırmaktadır

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 778000000 km

Yarı Çapı 71370 km

Kütlesi 1898 x 10 24 kg

Yoğunluğu 1326 kg/m3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı 110 K°

Görünür Parlaklığı -20 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 1186 gün

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 99250 saat

Dönme Hızı 1307 km/sn

Satürn

Güneş Sisteminin ikinci büyük gezegeni olan Satürn'ün yarı çapı 60400 km dir ve 1433000000 km lik mesafe ile güneşe yakınlıkta 6 sıradadır Gezegen teleskopla incelendiğinde yeşilimsi bir renkte görünür ve çıplak gözle görülebilen en uzak gezegendir Neredeyse tümü gazlardan oluşan bu gezegenin yoğunluğu çok küçüktür Ortalama 700 kg/m3 yoğunluğu ile Güneş Sistemi'nde en küçük yoğunluğa sahip olan gezegendir Güneşe olan uzaklığı nedeni ile yüzey sıcaklığı yaklaşık olarak -150 Cº dir Vogayer aracından alınan kızılötesi bilgilere dayanılarak gezegendeki hidrojen/helyum oranı 9/1 olarak saplanmıştır Satürn'ün çevresine yaydığı ısı enerjisi güneşten aldığı ısı enerjisinden daha fazladır

Gezegenin çevresindeki halkalar yıllarca bir sır olarak kalmış ve gezegene insanların büyük ilgi göstermesine neden olmuştur Bu halkalar ilk olarak Galileo uzay aracı tarafından gözlenmiştir fakat ne olduğu ancak Huygens tarafından 1655'te açıklanmıştır Gezegen çevresinde araştırma yapan sondalar Halkaların yapısı ve içeriği hakkında bize bazı bilgiler verdi Bu bilgilere dayanılarak en dıştaki halkadan en iç teki halkaya doğru sırası ile A, B, C, E, F ve G isimleri verilmiştir Bu araştırmalarda halkaların sanıldığından daha karmaşık bir yapıya sahip olduğu ve çok sayıda çemberden oluştuğu anlaşıldı Halkaların arkasındaki yıldızların parlaklığı görülebildiği için halkaların genişliğinin yalnızca 20 km kadar olabileceği tahmin edilmektedir Ayrıca halkaların oluşumu hakkında, evrende daha önceleri başıboş dolaşan ufak meteor ve buz parçaları gibi değişik cisimlerin Satürn'ün çekim alanına yakalanmaları sonucu oluştuğu tahmini kabul edilmektedir

Halkaların Özellikleri;

Halka İç ve dış yarıçap (km)

A 119800 - 136600

B 90500 - 117100

C 74600

D Belirsiz

E 210000 - 294600

F 139200

G 16800

Gezegenin bilinen 17 tane uydusu vardır Keşfedilen ilk uydusu 1655 yılında bulunan Titan dır Titan aynı zamanda Satürn'ün en büyük uydusudur Titan, yoğun ve portakal renkli bir atmosfere sahiptir Yüzey basıncının 1,5 atmosferden daha fazla olduğu tahmin edilmektedir Atmosferin yapısında azot, metan ve %12 oranında argonla az miktarda moleküler hidrojen içerir Gezegenin tüm uydularının yüzeyleri çarpışma izleri ile doludur Titanın ile birlikte 8 uydunun keşfinden sonra Voyager sondası ile 8 yeni uydu daha keşfedildi Yeni keşfedilen küçük uyduların şekillerinin ve yörünge hareketlerinin daha düzensiz olduğu anlaşılmıştır

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 1433000000 km

Yarı Çapı 60400 km

Kütlesi 56846 x 10 24 kg

Yoğunluğu 687 kg/m3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı -150 Cº

Görünür Parlaklığı -20 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 2944 yıl

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 10656 saat

Dönme Hızı 969 km/sn

Uranüs

Uranüs, 2872460000 km lik mesafe ile güneşe yakınlık sırasında 7 gezegendir 1781 yılında Sir W Herschel tarafından gözlenmiştir Çapı yaklaşık olarak 25600 km kadardır 17 saat civarında tamamladığı eksen periyodunu yuvarlanarak yapar Bu nedenle kutuplardaki basıklığı yüksektir Güneşe olan uzaklığı nedeni ile hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktır Gezegenin yapısı ve atmosferi hakkındaki bilgiler çoğunlukla tahminlere ve 1986 yılında gezegenin yakınlarından geçen Voyager 2 sondasından alınan bilgilere dayanmaktadır Bu bilgiler ışığında; gezegenin, hidrojen bakımından zengin, metan ve helyum içeren çok yoğun bir atmosfere sahip olduğu, yüzey sıcaklığının -221 Cº civarlarında olduğu, dünyanınkinden daha büyük bir mağnetik alana sahip olduğu ve kayalık bir çekirdeğinin bulunduğu gibi tahminler ileri sürülmektedir

Uranüs'ün şu ana kadar gözlene bilinmiş 17 uydusu bulunmaktadır Bu uydulardan ikisi olan Titana ve Oberon gezegeni ilk gözlemleme ünvanına da sahip olan Sir W Herschel tarafından gözlenmiştir 1948 yılına kadar beş büyük ana uydusu gözlenile bilinmişti Fakat 1986'da Voyager 2 sondası bu uydulara ek olarak 10 küçük uydu daha bulmuştur 31 Ekim 1997'de ise yarı çapları 160 ve 80 km olan iki uydu daha gözlenmiştir

Gezegenin çevresinde 9 ince halka bulunmaktadır Bu halkalar 10 Mart 1997 yılında bir yıldızın gezegenin arkasında kalması sonucunda yapılan gözlemler ile keşfedilmiştir Halkalar gezegenin merkezinden 42000 km sonra başlamaktadır ve en genişi bile kalınlığı bile 10 Km'den fazla değildir En içten dışa doğru halkalara 6, 5, 4, α, β, γ, δ, ε isimleri verilmiştir Sırası ile bu halkaların gezegenin merkezine olan uzaklıkları 41980, 42360, 42663, 44844, 45799, 47323, 47746, 48423 ve 51000 km dir En dıştaki halka olan ε halkası elips şeklindedir ve her iki ucunda yarıçapları 40-50 km olan iki uydu yer almaktadır

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 2872460000 km

Yarı Çapı 25600 km

Kütlesi 86,832 x 10 24 kg

Yoğunluğu 1270 kg/m3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı -221 Cº

Görünür Parlaklığı 58 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 84 yıl

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 17 saat

Dönme Hızı 681 km/sn

Neptün

Neptün güneşe Plüton'dan sonraki en uzak gezegendir Neptün'ün yörüngesi Plüton gezegenin yörüngesi ile kesiştiği için güneş etrafındaki turunun bir bölümünde Plüton gezegeninin arkasında kalarak güneşe en uzak gezegen olur Fakat Plüton'a göre daha kısa süre arkada kaldığı için, Güneşe en uzak ikinci gezegen olarak kabul edilir Gezegenin bulunması tamamen matematiksel hesaplamalara dayanmaktadır Uranüs gezegeninin yörüngesinde ki düzensizlikleri inceleyen Le Verriner, 1845 yılında Uranüs gezegeninin yörüngesindeki düzensizliklerin daha dışarıdaki bir gezegenden kaynaklandığını buldu ve yaptığı hesaplamalar sonucunda elde ettiği koordinatları Galle adındaki astronoma bildirdi Galle elindeki verilere dayanarak yaptığı çalışmalar sonucunda 1846 yılında Neptün gezegenini gözlemlemeyi başardı Güneşe olan uzaklığından dolayı Neptün gezegeni hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır Fakat gezegenin yakınlarından geçen Voyager 2 uzay sondasından alınan bilgilere göre, gezegen 22300 km lik yarı çapa sahiptir ve kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 1724 saatte tamamlamaktadır

Neptün gezegeninin bilinen sekiz uydusu bulunmaktadırTriton ve Nereid ana uydularıdırBunlardan 2000 km yarı çaplı Tirion 1846'da Lassel tarafından bulunmuştur Gezegenin ikinci uydusu olan Nereid ise 1949 yılında Kuiper tarafından keşfedilmiştir Nereid güneş sistemindeki en büyük dış merkezliliğe sahip olan uydudur Bu neden uydunun Neptün'den uzaklığı 13x10 6 km ile 98x10 6 km arasında değişmektedir Tüm büyük gezegenlerde olduğu gibi Neptün gezegeninin de çevresinde halkalar bulunmaktadır Bu halkalar tam olarak ilk kez Voyager 2 uzay sondası ile gözlenmiştir Le Verrier, Adams, Galle gibi halkaların isimleri gezegen hakkında çalışma yapmış olan kişilerin adlarından alınmıştır En dıştaki halka olan Adams halkası dört halkanın sicim gibi burulmasından oluşmuştur Yoğunluğu yüksek olan bu halkanın genişliği 1000 km kadardır

Solda Hubble Uzay Teleskopu ile elde edilmiş gerçek renklerinde Neptün ve uydularından en büyüğü olan Triton'un resmini görmektesiniz Neptün atmosferindeki bulut bantları da belirgin şekilde gözükmekte

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 4,495,060,000 km

Yarı Çapı 24764 km

Kütlesi 102 x 10 24 kg

Yoğunluğu 1638 kg/m3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı 466 K°

Görünür Parlaklığı 79 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 1647 yıl

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 1611 saat

Dönme Hızı 543 km/sn

Plüton

Güneş'e en uzak gezegen olan Plüton gezegeni aynı zamanda, güneş sisteminin en küçük ve hakkında en az bilgi bulunan gezegeni olma özelliklerini de taşımaktadır Plüton gezegeninin keşfi matematiksel hesaplamalara dayanmaktadır Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizlikler hakkında yapılan araştırmalar sonucunda Neptün gezegeni bulunmuştur fakat yapılan hesaplar bu gezegenin tek başına Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizlikleri açıklayamayacağı anlaşılmıştır Daha da derinleştirilen araştırmalar Plüton gezegeninin varlığını kanıtlamıştır fakat gezegen ancak 1930 yılında Tombaugh tarafından gözlene bilinmiştir Neptün'ün yörüngesi ile kesişen yörüngesi nedeni ile güneş etrafındaki turunun küçük bir bölümünde Neptün gezegenin önüne geçerek onu güneşe en uzak gezegen yapar

Gezegenin boyutlarına göre çok büyük bir uydusu bulunmaktadır 1978 yılında keşfedilen ve Charon adı verilen bu uydunun büyüklüğü hemen hemen Plüton gezegenin kendisi kadardır bu nedenle gezegen ve uydusuna ikili gezegende denilmektedir Uydusunun bulunması ile birlikte kütlesi hakkında tahmin yapılma imkanı bulunan gezegenin kütlesi 00125 x 10 24 kg olarak belirlenmiştir Yaklaşık 50K° olan atmosferinde donmuş metan gazı bulunduğu tahmin edilmektedir

Yandaki resim Plüton ve Charon’u Birleşik devletlerle kıyaslayarak, boyutları hakkında bir fikir edinebilmeniz için konmuştur

Özellikleri :

Güneşe Olan Uzaklığı 5,869,660,000 km

Yarı Çapı 1195 km

Kütlesi 00125 x 10 24 kg

Yoğunluğu 1750 kg/m3

Atmosferik Basınç ----

Sıcaklığı 50 K°

Görünür Parlaklığı 137 m

Güneş Etrafında Dönme Süresi 2476 yıl

Kendi Ekseninde Dönme Süresi 15329 saat

Dönme Hızı 472 km/sn

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.