Şanlıurfa Tanıtımı |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şanlıurfa TanıtımıNesilden nesile aktarılmış geleneklerin ve sıra geceleriyle pekişen dostlukların şehridir URFA Sıcaktan kavrulan asfalttan bir toz bulutu yükselir sema ya İşte ozaman görürsünüz tüm heybetiyle uzanan 10000 yıllık tarihi" "Bozuk satıh" levhalarıyla dolu yolda ilerlerken Doğunun insancıllığına tanık oluyoruz bir kez daha Araba camlarından sarkıp el sallayan çocuklar yolculuğu daha katlanılabilir kılıyor Otobüsle gelenleri de hoş bir sürpriz bekliyor Urfa'da Kente yaklaşırken MITRIP adlı saz heyeti otobüse doluşuyor Başlıyorlar her telden çalmaya Zurnanın sesi kulaklarınızdan ciğerlerinize doluyor Ama etraftaki herkes eğlenince siz de ortama uymak zorunda kalıyorsunuz Şanlıurfa denilince ilk hedef BALIKLIGÖL oluyor şüphesiz Eski kent merkezinin tam göbeğinde bulunan Balıklıgöl'ün tarihi de epey ilginç Bugün Türkiye'nin dört bir yanından insanları ağırlayan Balıklıgöl önemli bir turistik merkez olma yolunda 30 X 150 mt ebadındaki havuzun antik adı KALIRRHOE (GÜZEL SU) Gölde yaşayan sazan ve alabalıkları ne şekilde olursa olsun rahatsız etmek yasak İyi niyetli de olsanız dikkati elden bırakmayın! Urfa adeta bir camiiler kenti Onlardan sadece bazilari; göl kenarını dantel gibi süsleyen RIZVANİYE Camii, MEVLÜD-İ HALİL Camii, DÖŞEME Camisi ve kentin en eski camiiler inden ULU Camii Gölün hemen yukarısında bulunan MANCIRIKLAR'ın MS 814 yılında Abbasiler'in kent surlarını onarımı sırasında yapıldığı sanılıyor Buraya çıkmanın iki yolu var: Geniş basamaklardan on-on beş dakikalık bir tırmanış ya da tünel yoluyla çıkış Özellikle nefes darlığı olanlar bu son yolu denemekten kaçınsın Tüneldeki oksijen oranı çok düşük! Mancırık adlı sütunların yanında yer alan yirmi beş burçlu kale de aynı dönemden kalma Burada ayaklar altında uzanan Urfa'nın ve tarihin tam kalbine dokunmuş gibi oluyor insan Zaman içinde bir çok dine ve peygambere ev sahipliği yapan bu şehir aynı zamanda putperest çağın bilinen en eski kenti Hristiyanlığın ilk olarak bu bölgede yayıldığı ve ilk kiliselerinde burada yapıldığı sanılmakta Dilden dile dolaşan bir rivayete göre de Havva ile Adem dünyaya ilk kez bu bölgede ayak basmışlar Rotayı kent merkezinden iç kesimlere doğru çevirdiğinizde, Hz Eyüp'ün cüzzama yakalanıp çile çektiği mağarayı da görebilirsiniz Urfa'daki bir başka ilginç köşe de kubbe çatılı evler Bu yapılardan bazıları 150 yıllık Tahminlerime göre sıcaktan en az oranda etkilenmek için bu mimari tarzını benimsemişler Buralara yolunuz ne vakit düşerse düşsün mutlaka bir pazara denk geliverirsiniz Haşimiye Meydanı'ndaki insan seline kapılabilir, ağaç işlerinin tezgahlandığı Naccar Pazarı'nı ya da bakır işlerinin sergilendiği Kazancı Pazarı'nı gezebilirsiniz Şehirde bir iki tane dört yıldızlı otel mevcut ama geleneksel doğu misafirperverliğini tanımak isteyenler için en ideali Valilik Konukevi 1890'lardan kalma taş bir konakta altı odasıyla hizmet veren çok sıcak bir yer Oldukça güvenli ve merkezi Tabii buraya kadar gelip de yemekleri denememek olmaz Başlangıç olarak LEBENE Çorbası ve BOSTANA Salatası Lebene Çorbası bildiğimiz tür bir çorba değil, zira soğuk servis ediliyor İçinde bir buğday çeşidi olan dövme ve yoğurt var Bostana da kesinlikle bildiğimiz tür bir salata değil Vişne suyu ile tatlandırılmış, hafif acı ama çokca lezzetli Ana yemek olarak da kebap alternatifleri var Yine de siz siz olun porsiyonların ne denli büyük olduğunu unutmayın Yemeklerden sonra ikram edilen MIRRA Kahvesi ise başlı başına bir seremoni Çok sert hatta biraz acı bir tadı var Kulpsuz fincanlarda ve az miktarda ikram ediliyor Tek yudumda içmeniz şart Sindirimi kolaylaştırdığı ve zihni açtığı biliniyor Ama kahveniz bitince sakın fincanı öylece masaya bırakmayın Bu durumda ikram eden kişi bekarsa evlendirmeniz, evliyse de fincanı altınla doldurmanız gerekiyor Kahveniz bitince işaret ve orta parmaklarınızı fincanın üstüne kapatıp geri vermeniz daha usülüne uygun |
|