|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
felsefe or nilsun, felsefeyabancılaşma, sanat, urallı |
![]() |
Felsefe-Yabancılaşma,Sanat Ve Felsefe/Nilsun Urallı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Yabancılaşma,Sanat Ve Felsefe/Nilsun UrallıÇağdaş insanın yabancılaşması probleminin almış olduğu boyut, önceki dönemlere göre farklılık göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, bir yandan, büyük bir hızla “madde” dünyasını zenginleştirmiş, mesela teknikte, yüzyıl hatta elli yıl önce hayal gücünü bile aşan beceriler edinmiş, bilimde, felsefede ve sanatta boyutlarını genişletmiş olmasına rağmen; kendi kendisiyle ya da çevresi ile kurduğu ya da kurmaya çalıştığı ilişkilerde yoğun bir başarısızlık yaşar hale gelmiştir ![]() Tüm bunların sonucunda da, günümüz çalışanı için söz konusu olan değişiklikler göz ardı edilemez ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın geleceğine yön verebilmesi, çok sayıda farklı etmenin dikkate alınmasıyla mümkündür ![]() ![]() ![]() Bu durumdan çıkış yolu aramak adına ya da kaçınılmaz bir yapı arz eden yabancılaşma ve çeşitlerini bertaraf etme adına, nedir insanın denediği alternatifler? Bazı çağdaş sanat felsefecileri, insanın sanat eserlerinde açığa çıkarılan çatışmalarını ve yabancılaşmasını, genellikle toplumsal koşulları ölçüt alarak değerlendirmişlerdir ![]() “Gelecek Şoku” adlı incelemede Alvin Toffler, çağımızda görülen temel aykırılığın, çevresindeki değişimlerin hızına, insanın ayak uyduramaması olarak değerlendirmiştir ![]() Oysa şöyle der Aristoteles; “Dünya birbirinden kopuk bireylerin bir toplamı değildir; tüm bireyler bir şekilde birbirleriyle bağlantılıdır ![]() İnsan ile kendisi arasında durmadan yükselen bir duvar! Sonuçta insan, tüm çabasına rağmen, gelişimini değil, yabancılaşmasını artırmıştır en fazla… Bu nedenledir ki insan, bu duvarı yıkamadığı oranda, yıkmakla uğraştığı başka duvarların enkazı altında kalma tehlikesi ile yaşayacaktır ![]() İnsanın kendi türünü ortadan kaldırabilecek bir güce ulaşması ve bu gücü de, bu amaç için kullanmaktan kaçınmaması, büyük bir sıkıntıdır ![]() Hegel; “Eğer insanın hayvandan düşünme yetisi ile ayrıldığı doğru ise, o halde insani olan her şey, yalnızca ve yalnızca düşünme yetisi ile meydana getirilmesi bakımından insanidir ![]() ![]() Somut insanı bize duyuran başlıca yazarlardan biri olan George Büchner, “Woyzeck” adlı oyununda, insan ile hayvan arasındaki sınırın, nasıl erimeye yüz tuttuğu üzerinde durur ![]() 19 ![]() ![]() ![]() Herman Hesse “Klingsor’un Son Yazı” adlı çalışmasında şöyle der: “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük savaş, sanattaki büyük değişim, batı devletlerinin büyük yıkılışı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İskoç şair Robert Burns’ün “Ulusal Zafere Şükretme Üzerine” adlı şiirindeki birkaç dizede gayet güzel ifade edilmiştir: Siz ikiyüzlüler! Sizin oyununuz bu mu? İnsanları öldürmek ve Tanrıya şükretmek? Ayıptan vazgeç! Gitme daha ileri: Tanrı kabul etmez senin cani teşekkürlerini ![]() Hareket noktası doğrudan doğruya yaşayan insan olan Nietzsche, çağının durumunu şöyle değerlendirir: “Dinin suları kabarıyor ve arkasında bataklıklar ve suyu durgun göller bırakıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Marx’a göre de felsefe, dünyanın yaşama koşullarının, köklü bir değişikliğe uğratılmasına yönelik bir uğraştır ![]() ![]() • Burjuvanın ekonomik yapısının eleştirilmesinden, ekonomik yabancılaşma; • Devlet yapısının eleştirilmesinden, politik yabancılaşma ve • Dinin eleştirisinden, dinsel yabancılaşma ![]() Bertolt Brecht, acılarını dile getirirken işlemiş, değerlendirmiştir tüm bunları; ola ki bir parça yumuşatmıştır da: “Acılar geçip gitti ama, şiirler kaldı, denir cin fikirlice ve eller ovuşturulur ![]() Christhopher Caudwell, George Thomson ve Georg Lukacs gibi düşünürler sanatın insanlık tarihi içindeki evrimini ele alan araştırmalarında; toplu tapınma törenlerinden, ortak üretime yönelik çalışmalardan geçerek sanatın nasıl kendi başına bağımsız bir uğraşa dönüştüğü üzerinde durmuşlar ve her biri kendi bakış açısında sanatın daha sonraki üretim düzenlerinde nasıl bir işlev yüklendiğini açıklamaya çalışmışlardı ![]() Ernest Fischer de, “Sanatın Gerekliliği” adlı bu yapıtında adı geçen Marksist düşünürlerin eleştiri geleneğini sürdürerek benzer sorunlara çağdaş bir yaklaşımla daha büyük bir açıklık kazandırmayı deniyor ![]() ![]() Engels’in sık sık öne çıkarıp tartıştığı bir vurgulama da şu noktadadır; “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kişinin bu yalıtılmasının ne denli farkına varırsa varsın, bu dar kendini arayış, çağdaş toplumumuzun her yerde temel prensibidir ![]() ![]() ![]() Sonuçta, insanoğlunun bu gün geldiği noktanın daha da boyutlandırdığı yabancılaşma ve yabancılaşmanın artırdığı aşırılıklar! Gelinen son noktayı “Şiddetin Felsefesi”nde değerlendirmiştik ![]() Bu doğrultuda, gelinen yabancılaşma noktasından, bir nebze de olsa uzaklaşabilmek, kendimize bir adım daha yaklaşabilmek ve Tolstoy’un Anna Kareninası’nda katharsis’i (arınmayı) arayan karakterler misali arınabilmeyi sağlayabilmek adına, şimdi sıra Sanat’ta ve Sanat Felsefesi’nde… Benim hala umudum var! * Nilsun Urallı |
![]() |
![]() |
|