Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanGELDE BANA SOR Adım adım gezdim gurbet elleri Gezdim ama kardaş gel de bana sor Ömrümün yükünü dert sıraladım Dizdim ama kardaş gel de bana sor Genç yaşımda terk eyledim yurdumu Geri dönüp gözlemedim ardımı Gönül defterine gizli derdimi Yazdım ama kardaş gel de bana sor Hüdai hastayı eylerim nazar Ben kendi içimde kurdum bir pazar Bu kötü nefsime kazmışım mezar Kazdım ama kardaş gel de bana sor Aşık Hüdai KİM BİLİR? Katra idim ummanlara karistim Kac bulandim, kacduruldum kim bilir? Devre edip alemleri dolastim Bir sanata kac sarildim kim bilir? Bulut olup agdigimi bilirim Boran ile yagdigimi bilirim, Altı anadan dogdugumu bilirim, Kac ebeden kac soruldum kim bilir? Kac kez gani oldum, kac kere fakir, Kac kez altin oldum, kac kere bakır, Bilmem ki kac katip ismimi okur? Kac defterde kac dürüldüm kim bilir? Bazı nebat oldum toprakta sürdüm, Bilmem kac atanin sulbünde durdum, Kac defa Cennet-i alaya girdim? Cehenneme kac sürüldüm kim bilir? Kac kez alet oldum elde bakıldim, semadan kac kere indim, cekildim, Balcik olup kerpic kerpic döküldüm, Kac bozuldum, kac kuruldum kim bilir? Dünyayi dolastim hep kara batak, Görmedim bir karar, bilmedim durak, Üstümü kac örttü bu kara toprak, Kac serildim, kac dirildim kim bilir? Gufrani'yim tarikatım bos degil, Iyi bil ki kara bagrim tas degil, Felek ile hic hatirim hos degil, Kac baristim, kac darildim kim bilir? Gufrani |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanGafil Kalma Şaşkın Bir Gün Ölürsün Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün Dünya dolu malın olsa ne fayda Ettiğin işlere pişman olursun Pişmancalık ele geçmez ne fayda Bir gün seni götürürler evinden Hak-kın kelamını kesme dilinden Kurtulmazsın Azrail'in elinden Türlü türlü yolun olsa ne fayda Söylersin de sen sözünden şaşmazsın Helalini haramından seçmezsin Kesilir kısmetin suda içmezsin Akan çaylar senin olsa ne fayda Sen söylersin söz içinde sözüm var Çalarsın çırparsın oğlun kızın var Hiç demezsin üç beş arşın bezim var Bedestanlar senin olsa ne fayda Kul Himmet Üstadım çöksem otursam Türlü varlığımı ele götürsem Dünya benim diye zapta geçirsem Bütün dünya senin olsa ne fayda Kul Himmet |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanAh Bu Memleket Yüreğimde Dert! Ah! Bu Memleket! Mahkum masumlarıyla Serbest malumlarıyla Kirli kurumlarıyla Sessiz durumlarıyla Yanlış yorumlarıyla Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Temelsiz çatısıyla Ruhsuz batısıyla İbresiz tartısıyla Eksi'si Artı'sıyla Tükenmeyen yasıyla Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Sabahsız gecesiyle Dağılmayan sisiyle Horlanan incisiyle Devleşen cücesiyle Ve daha nicesiyle Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Zehri bal sanmasıyla Abdalca kanmasıyla Çok zor uyanmasıyla Kolay inanmasıyla Donmuş kafatasıyla Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Çiğnen niğmetiyle Soysuza rağbetiyle Sarsılan iffetiyle Müzmin cehaletiyle Nice garabetiyle Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Yuvasız kuşlarıyla Kanlı gözyaşlarıyla Sökülen dişleriyle Yolunan kaşlarıyla Allahsız başlarıyla Yüreğimde dert! Ah! bu memleket Hayati Vasfi Taşyürek |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanAzizim Sultanım Sen Safa Geldin Kaynat muhabbetin kazanın kaynat Bir nasihat eyle dostlara dinlet Gevher deryasında gevher al da sat Azizim sultanım sen safa geldin Sohbette hezaran muhabbet açar Mümin kullarına Hak rahmet saçar Yari olan yarinden geçer Azizim sultanım sen safa geldin Yari olan arar yarini bulur Eser bad-ı saba gönlüm de farır Yükün katerlenmiş Nevruz'dan gelir Azizim sultanım sen safa geldin Abdal olan giyer hırkayı şalı Yar için çekeriz ah ile zarı Er irfan ceminde süreriz demi Azizim sultanım sen safa geldin Pir Sultan Abdal'ım ağladım güldüm Yardan ayrılalı dar halde kaldım Çok şükürler olsun cemalin gördüm Azizim sultanım sen safa geldin Pir Sultan Abdal |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanGönül çalamazsan aşkın sazını Ne perdeye dokun ne teli incit Eğer çekemezsen gülün nazını Ne dikene dokun ne gülü incit Bülbülü dinle ki gelesin coşa Karganın namesi gider mi hoşa Meyvesiz ağacı sallama boşa Ne yaprağa dokun ne dalı incit Bekle dost kapısın sadık dost isen Gönüller tamir et ehli dil isen Sevda Sahrasında Mecnun değilsen Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit Rızaya razı ol hakka kailsen Ara bul mürşidi müşkülde isen Hakikat şehrine yolcu değilsen Ne yolcuyu eğle ne yolu incit Gel haktan ayrılma hakkı seversen Nefsini ıslah et er oğlu ersen Hüdai incinir inciden versen Ne kimseden incin ne eli incit Aşık Hüdai |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanDinle sana bir nasihat edeyim Hatırdan gönülden geçici olma Yiğidin başına bir iş gelince Onu yadellere açıcı olma Mecliste arif ol kelamı dinle El iki söylerse sen birin söyle Elinden geldikçe iyilik eyle Hatıra dokunup yıkıcı olma Dokunur hatıra kendisin bilmez Asilzadelerden hiç kemlik olmaz Sen iyilik, et de o zayi olmaz Darılıp da başa kakıcı olma El ariftir yoklar senin fendini Dağıtırlar tuzağını bendini Alçaklarda otur gözet kendini Kattı yükseklerde uçucu olma Muradım nasihat bunda söylemek Size lâyık olan onu dinlemek Sev seni seveni zay etme emek Sevenin sözünden geçici olma Karacoğlan söyler sözün başırır Aşkın deryasını boydan aşırır Seni bir mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma Karacaoğlan Kaynak:turkulercom |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanGüvenmem Böyle midir dünya senin bütün işlerin Var git dünya daha sana güvenmem Kâr yerine çoktur bana zararın Var git dünya daha sana güvenmem Biçare Kerem'i yandırdın nara Arzu, Kamber için kaldı avara Ferhat az mı külünk vurdu dağlara Var git dünya daha sana güvenmem Çok yiğidi sen caydırdın ahdından Çok güzele ah çektirdin bahtından Çok sultanı sen indirdin tahtından Var git dünya daha sana güvenmem Çobanoğlu arzuhalin bildirdin Çok yiğidin gül benzini soldurdun Aşıkları gurbet elde öldürdün Var git dünya daha sana güvenmem Murat ÇOBANOĞLU |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanÜryan geldim gene üryan giderim Ölmemeye elde fermanım mı var Azrail gelmiş de can talep eyler Benim can vermeye dermanım mı var Dirilirler dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar Harami var diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var Karac'oğlan der ki ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hakk'dan özge sevdiğim mi var Karacaoğlan |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanYağmurlar Islanmasın Ben türkü saplarım aşkın bağrına Ta ki derinlerden yanasın diye Haykırsan da kulak vermem çağrına ısmimi yürekten anasın diye Tariften mahrumdur bendeki çile Her çile yol almaz bu hasret ile Tebessüm ederim ölüme bile Azrail sevdamı sınasın diye "Aşk ki aşktır varsa sonunda ziyan ıstemem vuslatı olsa da ayan Sevdamı tarihe eyledim beyan Mecnun'u Leyla'yı kınasın diye" Uğur IŞILAK |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanVeremem Bana derler aşık derdini söyle Bu bir sırdır emanettir veremem Belki dağlar kadar büyümem amma Cevizin de kabuğuna giremem Hasta odur sabır ile inleye Evlat odur nasihati dinleye Bundan sonra zevkle bakmam aynaya Çünkü onda iç yüzümü göremem Kulaksız işitmek dilsiz ifade Canım cananındır edem iade Vücut bir camidir vicdan seccade Onun bunun çıkarına seremem Reyhani'yim zamanım yok gülmeye Doğar iken boyun eğdim ölmeye Azrail gelmesin canım almaya Bir canım var cananındır veremem Aşık Reyhani |
Halk Ozanlarımızdan |
08-03-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk OzanlarımızdanBesmele geçsin başına Gelsin mü'minler hoşuna Geçirme ömrün boşuna Kur'anına devam lâzım ALLAH'a hamdeder kulu Peygamber göstermiş yolu Şükre devam eyle, ulu Bu nimeti bilmek lâzım Gelip kıldırdı dumanı Kula öğretti imanı Resul'dür etme gümanı Salavata devam lâzım Bilin Muhammed Mustafa (as) Vazifeyi etti îfa, Al-i Ashab ruha safa Yollarından gitmek lâzım Namaz, İslâm'ın binası Şahâdet oldu hanesi Tenvir etti, uyan nası Tehvid'e çalışmak lâzım Savm ile kır nefsin belini HAK sever zekat veren kulunu Hacc et, gör Mekke ilini Farz olana gitmek lâzım Evvelâ ilim olmalı Amel nehrinden dolmalı İhlâs bahrine dalmalı Bu işe ihtimam lâzım Tarikat temeli bunlar Rabıtayla kalbi dinler Teslim olup işi anlar Meyyit gibi olmak lâzım Tarifeye hile etme Eksik yahut fazla gitme Kendi fikrin sözün tutma Başını indirmek lâzım Letâif dersini alan Mahsun olma, geri kalan Riyakârlar bela bulan Yokluğa atılmak lâzım Kardeş gel benliği bırak Gerek gayet temiz yürek Yakın sanma, yol çok ırak Tedarikin görmek llâzım Kalbin zikri soldan başlar Ruh'un dahi, sağdan işler Sır çalışır, olur üçler Tarifeyi tutmak lâzım Hafî, sağ memenin üstü, Ahfa'nın, Muhammed dostu İhvanın tez geçmek kasdı Lâkin burda durmak lâzım Beşini bir eyle burda Daima kalbinden kur da Çok durdukça şifa derde Temel muhkem olmak lâzım Söylemeden tez tez geçme Tarifçiye yara açma Her arkın suyundan içme Menbaını bulmak lâzım Beş'den sonra alna çıkan Adû nefse zincir takan Zikrin aleviyle yakan Rabıta çok olmak lâzım Şeytan, dünya hücum eder Meyledersen zikir gider Yetişen var etme keder Hazrete çağırmak lâzım Bundan sonra zikr-i kül'e Bir sızı çökmeli bele Zikir hiç gelemez dile Cemi' âza demek lâzım Zikr-i sultanî'ye dönen Mâ, hevâ, nâr, turab binan Bütün vücud bir dil sanan Yarenlarla sohbet lâzım Bundan sonra nefy-ü isbat Gelir tevhid, gider zulmez Lâkin çok istermiş gayret Fikren buna devam lâzım Nefesini çeken içe Tek olacak, varın üçe Yirmi bire yol aça Maksut, matlub, rıza lâzım Yazmakla bu iş bilinmez Sadr'a yazılır silinmez Bu ders herkesde bulunmaz Lâkin tarif etmek lâzım Gir murakabe içine Katın ebrarlar göçüne Bunlar gelmesin hiçine Hedefin gözetmek lâzım Kalbin arşa tam açmalı ALLAH'ın feyzini içmeli Fena ahlâktan geçmeli Nefsini çiğnemek lazım Üç şey bu derslere zarar Hasta, derde deva arar Üstazımız vermiş karar Reçetesin tutmak lâzım Şeriatsız işi yapmak Fenalık ardına kopmak İğne kadar haktan sapmak Zararını bilmek lâzım Şeriatsız tarîk olmaz Cahil sofu dinin bilmez Belki camiye de gelmez Bu kavimden kaçmak lâzım Kadınla zikre oturur 'Helâl' der, dînin yitirir Girdiği köyü batırır Namusu korumak lâzım Ekserî cahil toplanır Varır ilmeye saplanır Yumurta olsan kulplanır Cahillerden kaçmak lâzım Böyle olur kerametten azan Şeriat, elde bir mizan Aldatır, 'sen de keramez kazan' Her şahsı bir tartmak lâzım İkinci, gafille sohbet Aman, bu işten et nefret Sana lâzım gözüm uzlet Halvete çekilmek lâzım Üçüncü, dünyayı sevmek Kalbine sevgisin koymak Daima lâfını etmek Bu sözlerden hazer lâzım Kalemdar, kusurun dolu Bu üç şey sende var, belî Öyle ise niden eli Kendini düşünmek lâzım Kalemdar |
|