Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ceza, darbecilere, fatihin, verdiği

Fatih'in Darbecilere Verdiği Ceza

Eski 02-04-2010   #1
Yar'e
Varsayılan

Fatih'in Darbecilere Verdiği Ceza




Osmanlı askerlerinin ilk darbe girişiminde bulundukları padişah olan Fatih, darbecileri işte böyle cezalandırdı Erhan AFYONCU yazdı

Askerin ilk isyanı Fatih'e karşı oldu

(Bu yazı dizisi Uğur Demir ve Ahmet Önal ile birlikte hazırladığımız ve 2010 başlarında Yeditepe yayınları arasında piyasaya çıkacak "Osmanlı İmparatorluğu’nda Askeri İsyanlar ve Darbeler" isimli kitabımıza dayanmaktadır)

Osmanlı padişahlarının 3’te biri askerin müdahalesiyle tahtından oldu İlk isyan Fatih Sultan Mehmed’e karşı Edirne’de yapıldı İstanbul’un fatihi, ikinci kez tahta oturduktan sonra kendisine kazan kaldıran Yeniçerilerin ağasını falakaya yatırıp alaşağı etti

Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesildi Aslında bu bizim eski ve olumsuz bir geleneğimiz Osmanlı döneminde asker değişik sebeplerle birçok defa isyan ederek yönetime müdahale etti Osmanlı padişahlarının yaklaşık üçte biri askerin müdahalesiyle değiştirildi İlk isyan Osmanlı tarihinin en büyük ismi Fatih Sultan Mehmed’e karşı Edirne’de meydana gelmişti

İSYANLAR VE İSTANBUL

İstanbul, Osmanlı başkenti olmasından sonra büyüklü küçüklü birçok isyana tanık oldu Bu isyanlar o kadar ileri boyutlara ulaşıyordu ki, bazen padişahın mutlak vekili olan sadrazamların kelleleri alınırken, bazen de bizzat padişahlar tahtan zorla indiriliyor ve daha sonra da öldürülüyorlardı İsyan patlak verdikten sonra önünü almak oldukça güçtü ve isyancılar, birkaç istisna hariç genelde istedikleri kişilerin kellelerinin meydanlarda sallandırılmasını sağlıyorlardı

Bazen saatlerce, bazen de günler hatta aylarca devam eden isyanlar İstanbul halkına korkulu günler yaşatıyor, günlük hayat tamamen felç oluyordu Özellikle Atmeydanı, Osmanlı devri isyanları ile âdeta özdeşleşen bir mekân olmuştu

Hem Bizans, hem de Osmanlılar döneminde eğlencelerin yapıldığı ve törenlerin düzenlendiği önemli bir yer olan meydan, kozların paylaşıldığı, hanedanın meşruiyetinin tartışıldığı, idarecilerin icraatlarının yüksek sesle eleştirildiği ve şehrin kapılarının kapatılmasından sonra askerî grupların farklı unsurlarının birbirlerine kılıçlarını çekip, silahlarını boşalttığı; karşılık fetvalarının birbirinin hükmünü hükümsüz kıldığı; tüm bunlar bazen bir padişahın tahttan indirilmesine ve hatta öldürülmelerine kadar ileri gider; bazı devlet adamlarının canlarına mâl olurken, bazıları için ise ikbal kapılarının ardına kadar açıldığı; özetle her şeyin "devletin bekası ve adaletin temini için yapıldığı", kozların paylaşıldığı bir mekândı

BUÇUK TEPE VAK'ASI

Tarih boyunca isyanların hemen hemen tamamı İstanbul’da meydana gelirken ilk isyanın mekânı Edirne olmuştu İkinci Murad, 1444’te Varna Savaşı’nı kazandıktan sonra Manisa’ya çekilmişti Ancak Veziriazam Çandarlı Halil Paşa, İkinci Murad’ın tekrar tahta çıkmasını arzulamaktaydı İkinci Mehmed’i destekleyen Şehabeddin, Saruca ve Zağanos paşalarla anlaşamıyordu Çandarlı’nın barışçı siyasetine karşılık, diğer vezirler İkinci Mehmed’i fetihlere, özellikle de İstanbul’un fethine teşvik ediyorlardı

İkinci Mehmed’in ilk hükümdarlığı sırasında, yeniçeriler paranın değerinin düşürülmesini bahane ederek ayaklanıp, Şehabeddin Paşa’nın evini yağmaladıktan sonra Edirne’nin doğusunda bir tepeye çekildiler İsyan, yeniçerilerin maaşlarına yarım (buçuk) akçe zam yapılarak yatıştırılabildi Ayaklanmanın asıl sebebi ise Çandarlı Halil Paşa’nın, İkinci Murad’ı tekrar tahta geçirmek istemesiydi Nitekim isyan karşısında genç hükümdarın zor duruma düşmesi üzerine, İkinci Murad Manisa’dan gelerek, yeniden Osmanlı tahtına çıktı ve oğlunu da Manisa’ya vali olarak gönderdi Yeniçerilerin ilk isyanları olan 1446’daki "Buçuk Tepe Vak’ası" yeniçerilerin daha sonraki tarihlerde sıkça rol oynadıkları hükümdar değişiklikleri yüzünden iktidara müdahale ile ortak olma sürecinin ilk adımıydı

YENiÇERi KILIÇLARININ ALTINDAN GEÇEN SULTAN

Fatih Sultan Mehmed tahta çıktıktan sonra Karaman seferine çıktı Osmanlı ordusunu karşısında gören Karamanoğlu aman dileyince Fatih, Osmanlı topraklarına geri döndü Genç sultan Bursa’da iken yeniçeriler sefer bahşişi isteriz diye kazan kaldırdılar Yolun iki tarafında silahlı saf tutan yeniçeriler, Fatih’e "Padişahımızın ilk seferidir, kullara ihsan gerek" dediler Askerin bu davranışından oldukça rahatsız olup, incinen Fatih 10 kese akçeyi askere dağıtıp ortalığı sakinleştirdi Ardından Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan’ı falakaya yatırtıp, görevinden azletti Yerine Mustafa Bey’i yeniçeri ağası yaptı Yeniçeri subayları da Fatih’in öfkesinden nasiplerini aldılar Yayabaşlarını çağırıp, "Bu edepsizlik sizin aklınızın kusurudur" diyerek onlara yüzer sopa vurdurup, görevlerinden azletti Yeniçerileri kontrol altında tutmak için kendisine bağlı birkaç bin doğancı ve sekbanı aralarına kattı Fatih’in askerin isyanına verdiği bu tepki ve yeni düzenlemeler yüzünden yeniçeriler onun saltanatı boyunca birçok zorlukla karşılaşmalarına rağmen bir daha seslerini çıkaramadılar

OSMANLI ORDUSU

Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde asker ihtiyacı daha çok uç beylerinden ve halktan gelen gönüllülerden sağlanmaktaydı Orhan Bey döneminde fetihler artığından düzenli bir orduya ihtiyaç duyuldu ve Türk gençlerinden bir araya getirilen yaya ve müsellem askeri grubu oluşturuldu Edirne fethedilip, Rumeli yönünde devlet hızla yayılmaya başlayınca yaya ve müsellemler asker ihtiyacını karşılayamaz oldu Devlet de giderek merkezi bir yapı kazandığından merkezde daimi olarak bulunarak hükümdarı koruması gereken bir askeri gruba ihtiyaç duyulmaya başlandı

KAPIKULLARI

Rumeli yönünde fetihlerin artmasıyla elde edilen esirlerin sayısı da hızla artmıştı Üçüncü Osmanlı padişahı Birinci Murad’ın veziri Çandarlı Kara Halil ile devlet adamlarından Kara Rüstem devletin ihtiyaç duyduğu merkezi orduyu bu esirlerden meydana getirmeyi düşündüler Kanun gereği esirlerin beşte biri devletin hakkı olduğundan uç beylerine aldıkları esirlerin beşte birinin padişaha gönderilmesi emredildi Esirler merkeze gönderilmeden önce hizmet edebilecek duruma gelmeleri için Anadolu’daki Türk ailelerine verilerek burada İslamiyet’in esasları ve Türkçe öğretildi

Burada üç dört yıl gibi bir sürede istenilen kıvama gelen esirler Kapıkulu Ocakları’nın temellerini oluşturdular 1402’deki Ankara Savaşı mağlubiyetinden sonra fazla seferin olmaması yüzünden ele geçen esirler azaldığı için Türk tarihinde yeni bir uygulama olan "devşirme sistemi" hayata geçirildi Bu sistemde Osmanlı devleti sınırları içindeki Hristiyan çocuklarının devşirilmesi yoluna gidildi Bu usül Çelebi Mehmed döneminde (1413-1421) uygulanmaya başlandıysa da kanunlaşıp bir sisteme kavuşması Fatih Sultan Mehmed’in babası İkinci Murad’ın hükümdarlığı döneminde (1421-1451) oldu Kapıkullarının en çok bilineni piyade olarak savaşan yeniçerilerdir

Önce Edirne’de daha sonra da İstanbul’da bulunan yeniçeriler Osmanlı tarihin en önde gelen askeri grubu oldular Kanunî döneminde meydana gelen Şehzâde Bâyezid isyanından sonra İstanbul’un dışındaki şehirlere de asayişi sağlamak için Yeniçeriler yerleştirildi İlk başta ok ve kılıçla savaşan yeniçeriler, Fatih döneminden itibaren tüfek kullanmaya başladılar ve ateşli silahlar sayesinde Osmanlı ordusunun en vurucu gücü oldular Yeniçerilerin yanı sıra Kapıkullarının ismi fazla bilinmeyen ama oldukça etkili olan kısmı ise Kapıkulu süvarileridir Kapıkulu süvarileri derece ve maaş itibarıyla yeniçerilerden daha üst bir konumdaydılar

Padişahın en yakınında bulunup, onun savaş ve barışta güvenliğini sağlamakla görevli olan süvarilerin nüfuzları da bu nispetle fazlaydı Süvariler atlı birlikler olduğundan İstanbul içinde atlarına bakmaları çok zordu Bu yüzden İstanbul’un dışında veya Edirne, Bursa gibi meraların bol olduğu yerlerde yerleşmişlerdi Ancak Kapıkulu süvarilerilerinin ileri gelenleri, padişahın sürekli yanında olması gerekenler ve bekâr olan süvariler İstanbul’da yaşarlardı

TiMARLI SiPAHiLER

Osmanlı ordusunun en önemli kısmı ise timarlı sipahilerden oluşuyordu Timar sistemi sayesinde, devlet kalabalık bir askerî gücü merkezî hazineye yük olmaksızın finanse edebiliyordu Timar bir kısım asker ve memurlara, icra ettikleri belirli bir vazife ve hizmet karşılığında imparatorluğa ait devlet topraklarından kendi nam ve hesaplarına vergi toplama yetkisinin verilmesiydi Sayısı 80 bini bulan timarlı sipahiler 16 yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı ordusunun en etkili askerî gücüydü 16 yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’daki askeri sistemler değişti Bu dönemde atlı askerler yerine tüfekli pi-yade ön plana çıktı

Osmanlılar, 1593-1606 yılları arasında Avusturya ile yaptıkları savaşlarda timarlı sipahilerin silah ve çarpışma şekilleri açısından artık uygun olmadığını fark ettiler Devrin şartlarına cevap vermeyen timarlı sipahilerin yerlerini tüfekli askerler aldı Yeniçeri sayısı arttı Kanunî döneminde 24 bin olan Kapıkulu askeri sayısı 17 yüzyılın başlarında 40 bine ulaştı Aynı dönemde timarlı sipahi sayısı ise 80 binden 20 bine düştü Kapıkulu sayısını artırmanın yanı sıra sarucasekban adı altında Anadolu’dan ücretli tüfekli asker toplandı Eyalet valileri savaşlara paralı askerlerle gelmeye başladılar

Kaynak: Bugün

__________________
~ Seven, sevdiğinin sözünü, başkalarının sözüne tercih eder
~ Seven, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder
~ Seven, sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder
İmam Gazâli (ra)
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.