Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beydeba, eserleri, hikayeleri, kimdir, masalları

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri
Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

beydeba hakkında baska hikaye yokmu varsa lütfen bügün yazın hemen yoksa 0 alıcam lütfen

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Alıntı:

lale sarma´isimli üyeden Alıntı

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Beydeba Bülbül İle Bağcı

- Gül bahçesi Kırmızı, pembe, sarı güller Çevreyi gül kokusuna boğan, rengarenk güllerin yetiştiricisi ihtiyar bir bağcıydı Geçimini sağlamak bir yana, bir gülün açmasıyla sanki bayram ederdi Bahçede değil de sanki kalbinde büyütüyordu tomurcukları

Gül mevsiminde bağcı kendisini kaybederdi adeta

Bu yıl yeni bir gülün aşısını yapmıştı Açılmasını sabırsızlıkla bekliyordu Onu veren bahçıvan, "Bu gül, güllerin sultanıdır Rengi, kokusu çok farklıdır Diğer güllere benzemez" demişti

Bağcı, gülü özenle büyütüyordu Daldaki tomurcukları gözü gibi koruyordu

Sonunda tomurcuklar goncaya dönüştü Gonca patladı ve bahçeyi güzelliğe boğan bir gül çıkıverdi ortaya Bağcının içi içine sığmıyordu sevinçten

O günü akşama dek bağda geçirdi

Gece uzadı da uzadı Bağcının gözüne bir türlü uyku girmedi Sabahı zor etti Şafaktan sonra, günün ilk ışıklarıyla birlikte bağa gitti Baktı ki ne görsün!

Bir bülbül, güle konmuş, hoyratça yapraklarını yoluyor

Bağcı dehşet içinde olup biteni seyretti bir süre Bülbülü yakalamak için çok uğraştı Fakat kaçırdı

Ertesi gün, bülbül yine aynı güle konmuş, kalan yapraklarını yolmuştu Bağcı bu kez de bülbülü kaçırdı

Artık kararını vermişti Bir tuzak kuracaktı bülbüle

Ustaca hazırladı tuzağı

Bülbül geldi yine ağaca konmak için, bir güzel tuzağa düştü, bağcı alıp eve götürdü, kafese hapsetti

Bağcı ertesi gün bülbülü kafeste bırakarak bağına gitti Akşam dönüp geldi, ağlıyordu

- Ben sana ne yaptım da beni buraya hapsediyorsun?

Sesimi beğendiysen kafese koymana gerek yok, ben, zaten senin bahçenin bülbülüydüm

Bağcı:

- Sen, dedi, kızgın kızgın; benim en güzel gülümü yoldun

- Nasıl olsa, birkaç gün sonra kendisi solacaktı, yaprağını dökecekti, dedi bülbül

Bağcı baktı, doğru söylüyor bülbül Kızgınlığı geçti, acıyarak serbest bıraktı onu

Bülbül, pencereye kondu Uçmadan önce:

- Beni özgür bıraktın Çok teşekkür ederim Ben de buna karşılık sana bir sır söyleyeceğim Bağının kuzey ucunda, o büyük dut ağacının yanında bir hazine gizli, dedi

Sonra kanatlanarak gözden kayboldu

Bağcı, başlangıçta inanmadı kuşun söylediğine Sonra, içine bir kuşkudur düştü, "belki doğrudur" diyerek kazdı bülbülün sözünü ettiği yeri Kazdı ki ne görsün Büyük bir küp, içi dolu altın

Ertesi gün bülbül yine bağdaydı

Bağcı, bülbüle:

- Bir şeyi, dedi, çok merak ediyorum

- Neyi?

- Sen, hazinenin yerini bildin de, tuzağı nasıl fark edemedin?

- Kurduğun tuzak, kaza ve kaderin önüme sürdüğü bir araçtı Bu gibi durumlarda hikmet gözü kapanır insanın, göremez Ne kadar gözü açık olsa da farkına varamaz

Kelile ve Dimneden

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri







Kelile ve Dimne
Vikipedi, özgür ansiklopedi

15 yüzyıl Pers el yazması Kelile ve Dimne'denMÖ 1 yüzyıl civarında yaşadığı düşünülen Beydeba tarafından kaleme alınan Kelile ve Dimne fabl tarzında hikayeler barındıran bir hikaye kitabıdır

Beydeba'nın yaşadığı zaman hakkında birçok ihtilaf bulunmakta ise de kitabın Depşelem isimli bir Hint hükümdarı zamanında yazıldığı düşünülmektedir Zira eserin hükümdara sunulduğu ve hükümdara bir tür nasihat niteliğinde olduğu öne sürülmüştür Fabl türünün ilk ve en önemli örneklerinden olan Kelile ve Dimne`deki hikayeler siyasetten erdeme kadar birçok farklı konuyu ele almıştır Eser adını ilk bölümündeki bir hikayenin kahramanı olan iki çakaldan almıştır; "doğrunun ve dürüstlüğün" simgesi "Kelile" ile "yanlışın ve yalanın" simgesi "Dimne"

Sanskritçe yazılmış olan eser ilk önce Pehlevice'ye, sonra Pehlevice'den Arapça'ya ve daha sonraları Arapça'dan Farsça'ya çevrilmiştir Batı dillerine olan tercümeleri bu son Farsça çeviriden yapılmıştır Edebi otoritelerce, Ezop ve La Fontaine fabllarının, Kelile ve Dimne`den ilham alınarak yazıldığı öne sürülür

Beydeba
Vikipedi, özgür ansiklopedi

MÖ 1 yüzyılda yaşamış olan ünlü Hint yazarı Beydeba’nın hayatı hakkında yeterli bilgi mevcut değildir Gerçek ismi ve ırkı üzerine birçok farklı görüş ortaya atılmış olsa da, tarihçilerin çoğu adı Ketku olan bir aryan olduğu kanısındadırBaküye’de doğup, sonraları Hindistan’a göç ettiği rivayet edilir Vefaat yeri ve tarihi üzerine hiçbir bilgi bulunmamaktadır Fabl türünün en önemli eserlerinden biri olan Kelile ve Dimne’yi Depşelem isimli bir Hint Hükümdarı döneminde kaleme almış, eserini hükümdara sunmuştur Eserde bulunan hikayelerde siyaset, erdem ve eğitim gibi birçok farklı konu işlenmiştir Bu eser zalimliği ile tanınan Hükümdar Depşelem’e dolaylı bir nasihat niteliğindedir diyebiliriz Eser adını ilk bölümündeki hikayelerin kahramanı olan iki çakaldan almıştır; “doğruluğu ve dürüstlüğü” simgeleyen "Kelile" ile “yanlışlığı ve yalanı” simgeleyen "Dimne" Beydeba, hiç kuşkusuz, Hint edebiyatında eşsiz bir yere ve öneme sahiptir

Beydeba ile ilgili özlü sözler bulunur
Eserlerinden biri de "Bülbül ile Bağcı"dır

ESERDEN ÖRNEKLER:

Kelile ve Dimne

Günlerin birinde iki arkadaş yaşarmışBu arkadaşların biri çok dürüst,çok aklıllı ve de çok çalışkanmışDiğer arkadaşı ise yalancı,tembel ve çok kurnaz biriymişDürüst olanın ismi Kelile,diğerinin ismi se Dimne’ymiş
Bir gün bu iki arkadaşın yaşadığı ülkenin padişahı,ülkede hiç vezir bulamamışDimne ile Kelile arasında bir seçim yapacakmışO da Dimne’yi seçmişÇünkü o çok kurnaz biriymişÜlkenin kralı onu vezir yapmışOna çok güveniyormuş
Günün birinde kral odada yalnı başına otururken,bir ses gelmişÇok derin bir sesmişBu sesin kaynağını öğrenmek için araştırmalar yapmışAma hiçkimseye de söyliyemiyormuş derdiniÇünkü koskoca bir kral,bir sesten korkarmıymış hiç!Her neseDimne,kralın birşeylerden korktuğunu biliyormuş
Bir gün,Dimne yine kraln yanındayken yine o ses gelmişSes bir inek sesiymişAma kral bunu çözememişKral korkuyla orada dururken Dimne neden korktuğunu anlamışSesin kaynağına doğru yol almışİşte o zaman kral sesin bir inekten geldiğini sezinlemiş(Nihayet!)Kral,bu ineği çok severmişHer gün onunla oynamaya başlamışDimne bu olayı kıskanmaya başlamışVe bir iftşra uydurmuşKrala şöyle demiş”Sayın kralım,bu inek sizin tahtınıza göz koyuyorBunun böyle sürüp gitmesine göz yumamazsınız sanıyorum”demişKral da düşünmeye başlamış
O düşüne dursun,Dimne,ineğin yanına gidip şöyle demiş”Bak inek kardeş,ben kralın yanından geliyorumKral ykında seni kesip kendine yemek olarak pişirecekSen buradan kaçamazsn daBenden söylemesi”demişAma inek bunu pek kafasına takmamış kral kadarFakat içinde hâlâ İiçinde bir şüphe varmış doğrusu
Yine günlerden bir gün kral onun yanına gitmişBunu gören inek,hemen ona saldırmaya başlamışKral bunu görünce Dimne’nin sözlerini doğrulamaya başlamışHemen ineği öldütmüş

***
Aradan 2 yıl geçmiş(Aradan uzun bir süre geçmiş diyorduFakat ben 2 yıl dedim)Kral yaptığıdan pişmanmışAma bir şey de yapamamış Dimne’yeÇünkü onu suçsuz olarak görüyormuş
Annesi o anda içeri girmiş:
-Bak evladım,demişSen,Dimne’nin suçsuz olduğuna inanmaya devam etAma şunu da bil ki,bugün ineğini öldüren,yarın seni öldürürEğer canını seviyorsan öldür onu…
Kral bu sözlerden etkilenmişVe Dimne’yi öldürmüş
***
Kelile ise,bu durumdan etkilenip,hastalanmışVe sonunda ÖLMÜŞ…
Bu iki arkadaşın sonu böyle bitmişEğer Dimne bunları söylememiş olsaydı,şu and yaşayabilirdiHem de vezir olarak…

Ateş Sıcağında Dürüstlük Sınavı

Bir zamanlar Basra'da ormanla kuşatılmış bir ada vardıAda değil sanki bir cenneti burasıYemyeşil ağaçlarBerrak sularKuşlarÇiçeklerBirbirinden güzel canlılar yaşardı, ormanda İçlerinde birisi vardı ki, oldukça değişiktiKeskin dişleri vardıGüçlü pençesi

Çok çevikti

Kaplandı bu

Gücü sayesinde ormanın kralı olmuştuSuçluları hemen cezalandırırdı

Haksızlığı önlerdiYoksullara yardım ederdi

Hayvanlar onu hem seviyorlar hem de korkuyorlardıKaplanın miniminnacık bir de yavrusu vardıGözü gibi koruyordu onuOrmanın yönetimini ölünce ona bırakacaktı

Yönetime ilişkin bilgilerle donatmıştı onu

Haklı ile haksızı nasıl ayırdedeceğini öğretmiştiSuçlunun nasıl belirleneceğiniNasıl cezalandırılacağınıHaklıya hakkının ne şekilde verileceğiniToplum yararın çalışanın hangi biçimde ödüllendirileceğini

Her ölümlü gibi Kaplan da göçüp gitti bu dünyadan

Yavru henüz büyümemiştiBabası sağlığında onu ormanın yönetimine getirmemişti

Bu durum, ormanda karışıklığa yol açtıVahşi hayvanlar birbirlerine girdilerHerkes liderlik peşindeydi

Büyük kavgalar olduBirçok hayvan birbirini hırpaladıBazıları öldü

Sonuçta galip çıkan aslan oldu

Dev pençeleriyle herkese korku verdiHiçkimse karşısına çıkamadı

Yavru Kaplan çaresizdiBir süre ortalıkta görünmedi

Kimsenin olmadığı ıssız yerlerde gezindi

Epeyi bir zaman başıboş, serseri gibi dolaştıSonunda pençesi kuvvetlenmiştiOldukça güçlenmiş, dişleri de keskinleşmişti

Gitti, yaşlı kaplanlara danıştıArslana karşı bir harekete girişmek istiyorduYaşlılar deneyimlerini anlattılarOnu yüreklendirdilerFakat herhangi bir eyleme giriştiğinde onu destekleyemeyeceklerini söylediler

Yavru Kaplan, Arslan 'a bizzat kendisi gitti

Arslan, iyi kalpli biriydi

Kaplan'ı sarayına aldı Yakınında bir görev verdiHer defasında ona güvendiğini belirtiyordu

Günler böyle geçip giderken

İlginç bir olay oldu

Hava sıcak mı sıcaktı Bunalmıştı herkesUzak bir yerde görülmesi gereken bir iş çıktı

Arslan sarayda düşünceli düşünceli geziyordu

"Bu görevi kime verebilirim? Kim bunun üstesinden gelebilir?" diye koşuşturuyordu

Kaplan içeri girdi

- Sizi bu düşünceye düşüren nedir? diye sordu

Arslan,

- Hava çok sıcak olduğu için kimse görev istemiyor, dedi

Kaplan,

- Havanın sıcak olması göreve koşmaya engel değildir, dedi; izniniz olursa bu işe ben gitmek istiyorum

Arslan çok şaşırdı

"Nasıl olur" diye düşündüKimse gitmek istemezkenGerçi kaplana güveniyorduOnun bu işi başaracağına da inanıyordu

- Beni çok sevindirdin , dedi

Kaplan hemen davrandıYanına birkaç asker de alarak yola çıktı

Havada ateş sıcaklığı vardıGüneş yeryüzünü ateş yalımı gibi yakıyordu

Epeyi yol aldılar

Artık yürümek imkansızlaşmıştı

Kaplanın yanındakiler daha fazla dayanamayacaklarını söylediler

Biri atıldı,

- Şurada, serin bir yerde dinlensek dönüp gitsek arslanın ne haberi olacak? diyecek oldu

Kaplan kestirip attı:

- Sizler dayanamıyorsanız geri dönün Ben tek başıma devam ederimPadişahımızın bize güvendiğini biliyoruzBu güvene layık olmalıyım

Kaplanın bu sözleri Arslanın kulağına gittiSevincine diyecek yoktuKaplan'a o olaydan sonra önemli görevler verdiEn yakınına aldıHayatı boyunca çok güvendi

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Beydeba kimdir?

MÖ 1 yy olan Hint yazarıdırBeydeba'nınhayatı hakkında yeterli bilgi mevcut değildirGerçek ismi ve ırkı üzerine birçok faydalı görüş ortaya atılmış olsada,tarihçilerrin çoğu adı Ketku olan bir türk olduğu kanıtındadırBakü'de doğup,sonrada Hindistan'a göç ettiğirivayet edilirVefaat yeri ve tarihi üzerine hiçbir bilgi bulunmamaktadırFabl türünün en önemli eserlerinden biri olan Kelile ve Dimne'yi Depşelem isimli bir Hint Hükümdarı döneminde kaleme almış'eserini hükümdarasunmuşturEserde bulunan hikayelerde siyaset,erdem ve eğitim gibi birçok farklı konu işlenmiştirBu eser zalimliği ile tanınan Hükümdar Depşelem'e dolaylı bir nasihat niteliğindedir diyebilirizEser adını ilk bölümündeki hikayelerin kahramanı olan iki çakaldan almıştır;"doğruluğu ve dürüstlüğü" simgeleyen KELİLE ile "yanlışlığı ve yalanı" simgeleyen DİMNEBeydeba hiç kuşkusuz,Hint edebiyatında eşsiz bir yereve öneme sahiptir

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



BEYDABA VE LA FONTAİNE

BEYDEBA
Fabl yazarı
Baküde doğdu, ardından Hindistan�a yerleşti Beydebanın asıl adı etrafında çeşitli söylentiler vardır Ketku adında bir Türk olduğu rivayeti yaygındır Musiki konusunda buluşları olduğu da söylenmektedir
Beydebanın eserlerinde, hayvan hikayeleri yoluyla büyüklere hayat dersi verilmesi amaçlanmaktadır En ünlü eseri olan Kelile ve Dimne, bugün bile çocuk edebiyatının vazgeçilmez malzemelerindendir

LA FONTAİNE
Nisan1695Paris) Fransızşair ve yazar La Fontaine (d 8 Temmuz1621Chateau Thierry - ö 13
Yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır Varlıklı bir ailenin çocuğuydu Paris'te kolejde okudu Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı Gençliğinde baba mesleği olan orman ve su kanalları işleriyle uğraştı Çeşitli memurluklarda bulunmuş, düzensiz bir hayat yaşamıştır
1673 senesinde Madam de la Sablière'nin himayesine girerek burada ilim adamları, felsefeciler ve yazarlarla tanıştı İlk masallarını burada yazdı Çağdaşları, La Fontaine'i bir masal yazarı olarak görüyorlardı Halbuki La Fontaine, yazdığı masallarda Dede Korkut masallarındaki üslupla hayvanlara ahlaki karakterler vererek onların şahıslarında bazı insan karakterlerini tenkid etmiş bir ahlak dersi vermiştir Buna edebiyatta teşhis ve intak sanatı denir La Fontaine'in bu hususiyeti çok geç fark edilmiştir Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür Konuşma şeklinde akıcı şiirleri, hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır La Fontaine'den çok önceleri yazılmış Beydeba'nın Kelile ve Dimne eserindeki hikayelerin pekçoğu, bu Fransız edebiyatçısı tarafından şiir şeklinde tekrarlanmıştır Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmıştır La Fontaine'in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir anlatımı vardır Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazan insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur
La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir
Masalları toplam olarak 238 adet olup, 12 kitapta toplanmıştır
1 Ağustosböceği ile Karınca
2 Karga İle Tilki
3 Kurt ile Kuzu
4 Tavşanla Kaplumbağa
5 Kurt ile Köpek
6 Tilki ile Leylek
7 Horoz ile Tilki
8 Kedi ile Fareler
9 Kurt ile Leylek
10 Tarla Faresi ile Kent Faresi
11 Kurbağa ile Korkak Tavşan
12 Güvercin ile Karınca
13 Değirmenci Oğlu İle Eşeği
FABL:Hayvanlar ya da cansız varlıklar arasında geçen bir olayı, çoklukla manzum olarak anlatan ve öğüt veren yazılara fabl denir
Fablların kahramanları genellikle havyanlardır Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür , konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır
TENKİD: Eleştiri

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



ÇİLKEKLİK VE DAĞ KUŞU (Beydeba’dan Masal)
Evvel zaman içinde,
Ülkelerin birinde,
Yaşlı bir kedi varmış
O, âlim tanınırmış
Her vakit ibadetli,
Hükmünde isabetli,
Açları doyurucu,
Mazlumu koruyucu
Düşmanı zalimlerin,
Hâmisi fakirlerin
İyilikleri çokmuş,
Eşi-benzeri yokmuş
Hep böyle bilinirmiş,
Çevrede sevilirmiş
Aslında çok kötüymüş,
Sahtekârın biriymiş!
Oldukça tehlikeli,
Öyle kötü niyetli
Nice masum hayvanın,
Öldürüp içmiş kanın
Kimseye sezdirmemiş,
Hiç de belli etmemiş
Çilkeklik bu çevrede
Yaşarmış kulübede
Uysal, alçak gönüllü,
Hoş sohbet, tatlı dilli
Sakin, saf bir hayvanmış
Herkes ona hayranmış
Bir gün uzak diyardan,
Çok yakın akrabadan,
Düğüne davet gelmiş
Kapıyı çekip gitmiş
Görmüş evi dağkuşu,
Demiş: “Burada kışı
Geçireyim, kalayım
Şu yuvada yatayım

Yeniden düzenlemiş,
Dayamış ve döşemiş
Aradan geçmiş zaman,
Gittiği o diyardan,
Keklik gelmiş kapıya,
Girip bakmış yuvaya
Görmüş biri içerde,
Yatıyormuş sedirde!
Yakınına giderek,
Uyandırmış çekerek:
— Kardeş bu ev bizimdir
Yaklaşık on senedir,
Ben burada kalırım;
Şahittir komşularım
Lütfen çıkın evimden,
Senle kavga etmeden

Kuş demiş ki: — Çilkeklik,
Bu yaptığın delilik
Boşa yorma çeneni,
Git, rahat bırak beni
Kanadını yolmadan,
Haydi defol şuradan!

Büyümeden bu kavga,
Kuşlar girmiş araya
Onlara yol göstermiş,
Birisi şöyle demiş:
— Boşa kavga yapmayın,
Tatsızlık çıkarmayın
Aranızda anlaşın,
Bir hâkime danışın
Adı dillere destan,
Ayrılmaz doğruluktan
Hem dindar, hem bilgili,
Ünlü ve tecrübeli,
Âdil, hakkı gözeten;
Birini tanırım ben
Hiç vakit geçirmeden,
Şöyle gidin tepeden
Kendisi pek yakında
Haydi onu bulun da,
Anlatın meseleyi,
O halleder her şeyi
Çok muhterem bir zattır,
Kulağından sakattır
Size bir karar versin,
Haksız kimse bilinsin

Çilkeklik ve dağkuşu,
Bir solukta yokuşu,
Tırmanarak varmışlar
O hâkimi bulmuşlar
Önünde bir rahle var,
Üzerinde kitaplar
Okuyormuş durmadan,
Bıkmadan, usanmadan
Saç ve sakal ağarmış,
Kulakları sağırmış
Zira hiç aldırmamış,
Gelenleri duymamış
İri-yarı kendisi,
Uzun, sivri çenesi
Şişman, heybetli biri
Çok da sakin bir kedi
Seslenmiş kuşlar daldan,
Kedi de aşağıdan,
Onlara dönüp bakmış;
Söyleneni duymamış

Seslenmiş aşağıdan:
— Kuşlar, ininiz daldan,
Söyleyiniz yakından
Yaklaşın da yanıma,
Söyleyin kulağıma
Ben biraz zor duyarım,
Sizi nasıl anlarım?
Ah şu yaşlılık var ya!
Elde olsa kapıya,
Koymam atarım billâh
Nerdesin gençlik ah ah!
Ne güç kaldı, ne derman
Hem gözden, hem kulaktan,
Neyim varsa götürdü,
Beni yedi, bitirdi
Anlamazsam olayı,
Tam yapamam yargıyı
Sen sağımdan, sen soldan
Yaklaşın iki yandan
Deyin ki kulağıma,
Bir bakayım kitaba

Kuşlar, inmişler daldan
Biri sağ, biri soldan;
Gitmişler yakınına
Eğilip kulağına
Meseleyi söylerken,
Kedi fırlamış birden!
Pençesini sallamış,
Kuşları yakalamış!
Sıkmış boğazlarını,
Yolmuş kanatlarını
İkisini de yemiş
“Kararım böyle” demiş

Kuzu postu giyinmiş,
Âlim, âdil bilinmiş,
Vardır nice sırtlanlar;
Bizleri aldatırlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Açgözlü Kedi
Bir zamanlar yoksul mu yoksul bir nine yaşardı…
Miskin bir kedisi vardı
Kendisi yemek için doğru dürüst bir şey bulamayan nine, kedisine artıklarını veriyorduCiğer, et, ekmek, işkembe gibi yiyecekleri kedi rüyasında bile göremezdi yoksa
Bazen bir fare yakalıyor, kendisini şanslı görüyordu
Günler böyle geçip giderken…Bizim Miskin Kedi, iyice zayıflamış, çelimsizleşmiştiBigün evin damına çıktıBaktı, orada, iri yapılı, semiz mi semiz bir kedi vardıDoğrusu onu kendisinin yanında bir kaplan gibi gördüZayif kedi, hayıflandı,”Niçin ben böyle güçsüz, bakımsızım, sen böyle şişman, semizsin?” diye…
Semiz Kedi:
- Sen de her gün Padişah’ın sarayında bulunursan türlü türlü yemekler yersin , benim gibi olursun, dedi
Güçsüz Kedi’nin aklına yattı bu
Her gün miskin miskin oturuyorduYoksul ninenin evinde ne vardı ki…Ne yiyecek, ne içecek…
Semiz Kediye,
- Ne zaman gidersen haber ver birlikte gidelim, dedi
Semiz Kedi bunu kabul etti
Güçsüz Kedi, akşam olduğunda durumu nineye anlattıNine,
- Vah vah, dedi, çok üzüldümHırs insana zarar verir, şimdi sen bunu düşünemiyorsun
Kedi nineye gülüp geçti
Ertesi gün yiyeceği türlü türlü yiyecekleri düşünüyordu
Sabah olduSemiz Kedi, pencereden, “miyaav miyaaav!” diye seslendi, Zayıf Kedi de çıktı, birlikte saraya gittiler
Fakat sarayda durum hiç de tekin değildiPadişah yüzlerce kedinin miyavlamasından bıkmış usanmıştıAdamlarına,”Bundan sonra gelecek yabancı kedileri öldürün,” diye emir vermişti
Bunun için özel olarak okçular hazırlatılmıştı
Semiz Kediyle, ninenin kedisi iştahla yemek artıklarına saldırdılar
Bunun üzerine okçular harakete geçti
Bizim zavallı kedi, tam midesinden bir ok yedi Acı acı bağırarak oracıkta ölü verdi
Anne Çaylak, bu hikayeyi Şahin ‘e anlattıktan sonra:
- Bu hikaye sana ders alasın, diye anlattımSen de elindekiyle yetinmezsen sonun ninenin kedisi gibi olur
Şahin Yavrusu, Anne Çaylağın anlattığı hikayeyi ilgiyle dinlediÇaylak, kendisini çok seviyorduŞevkatliydiÜzerine titriyorduHikaye de anlatılanları kendisini sevdiği için örnek olarak vermiştiFakat Şahin Yavrusu, herşeye karşın kalmak niyetinde değildi
- Mutluluk, sadece yiyip içmek değildirGerçek mutluluk erişilmesi güç şeyleri elde etmekle olur
Şahin Yavrusu, Çaylağa bu sözlerin ardından bir öykü daha anlatmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Bir Varmış Bir Yokmuş
Masalcı mavi kanatlı bir kuştur,dünyayı taşır kanatlarında Vaktin birinde Hindistan ülkesinde Debleşem Şah adında bir hükümdar yaşardı
Halkı ve ülkesi için çalışmayı çok severdi
Gecesini gündüzüne katardı
Bu yüzden ülkesi geliştikçe gelişmiştiHalkı da oldukça mutluydu
Debleşem’in ilginç bir özelliği vardıÇok çalışmanın yanısıra eğlenceden de çok hoşlanırdı
Günlerden bir gün bir eğlence kurulduYediler,içtilerSofrada kuş sütü bile vardı
Çalgıcılar türlü çalgılar çaldılar, söyledilerPadişah eğlence bittikten sonra bazı bilgin ve düşünürleri huzuruna çağırttıOnlarla söyleşmek istedi
Konu cömertliğin yararlarıydı
Bilginler ve düşünürler eliaçık olmak gerektiğini savundular
Bu konuda çok ileri gittilerO denli övdüler ki cömerdi,padişah Debleşem heyecanlandı, bütün hazinelerinin kapısını açtırdı
Ne varsa hazinesinden halka dağıttı
Yoksullar zengin olduzenginler daha da zenginleştiler
Ülkede bir tek yoksul kalmadı
Padişah Debleşem o gece bir rüya gördü
Düşünde nur yüzlü bir ihtiyar Debleşem’e şöyle diyordu:
- Ey yüce padişah! Hazineni Allah yolunda halka dağıttınBundan Allah çok hoşnut kaldıVe seni ödüllendirecekSabah kalkar kalkmaz atına binDoğuya doğru gitOrada seni bir hazine bekliyorDünyanın bütün hazinelerinden daha büyük bir armağandır bu sana
Debleşem Şah sabah uyanır uyanmaz yola düştü
Doğuya doğru yol almağa başladı
Günlerce at sürdü
Sonunda yüce bir dağa kavuştuDağın eteğinde karanlık mı karanlık bir mağara gördüÖnünde güleç yüzlü, ak sakallı bir ihtiyar oturuyordu
Debleşem, ihtiyarın yanına gittiHalini hatırını sorduGönlünü sevindirdiİhtiyar da Padişah’a derin, anlamlı sözler söyledi
Tatlı bir söyleşi başladı aralarında
Debleşem Şah, hazineyi unutmuştuAyrılmak üzereyken Yaşlı Bilge, Padişah’a seslendi:
- Padişahım! Bu mağaranın etrafında eşsiz bir hazine gizliBenim dünya malında gözüm yokAdamlarınıza emredin, hazineyi buldurun
Debleşem, ihtiyar bilgenin bu sözleri üzerine rüyasını anlattı
İhtiyar Bilge’nin sözünü ettiği hazine, Debleşem’e düşünde vadedilen hazineydi
Derhal adamlarına haber gönderdiGeldiler, aramaya başladılar gömüyü
Dört bir yandan kazıya başlandıGünlerce sürdü kazıSonuçta altın , gümüş ve türlü mücevherlerden oluşan eşsiz bir hazine ortaya çıkarıldı
En çok mücevher, mahzendeydi
Mahzende ayrıca, değerli taşlarla süslü bir sandık da bulunmuştuSandığın çelikten bir kilidi vardıUsta bir çilingir getirildi, sandık açıldıMahfaza içinde bir hokka çıktıHokkayı Padişah Debleşem’e verdilerPadişah hokkayı açtıİçinden beyaz renkte ipek bir levha çıktıLevhada ibranice yazılar vardıPadişah İbranice bilmiyordu,yazıda neler olduğunu ancak bir çevirmen bulunduktan sonra anlayabildilerTercüman levhadaki yazının anlamını şöyle özetledi:
“Ben, Hükümdar Hoşing Cihadar’ımBu hazineyi Hindistanlı büyük hükümdar Debleşem Ray için gömdürdümOna hazineye sahip olacağı düşünde bildirilecekHazineyle birlikte ona bir de vasiyet bırakıyorumBu öğütleri dikkatle okusunMücevherlere kalbini bağlamasın
Dünyada herşey gelip geçicidirÜzerinde fena damgası olan hiçbir şeye bağlanmamak gerekir
Bir gün insanı bırakır giderO bizi bırakmadan biz kalbimizden onu söküp atmalıyız
Bu vasiyetteki gerçeklere bağlananlar dünya durdukça saygıyla anılırlar
Vasiyetname ondört bölümden oluşuyorduDebleşem ve çevresindekiler çevirmenin okuduklarını ilgiyle dinliyorlardı
Birinci Bölüm
Bir padişah kendisine bağlı kimselerden birini çok fazla sevebilirOna çok güvenebilirBunu gören bazı kişiler rahatsız olabilirlerPadişahın o adama olan yakınlığını kıskanırlarSevgisini çok görürlerVe o kişiyi padişaha kötülerlerOnun hakkında çeşitli yalanlar uydururlarBöyle bir durumda padişah söylenenlere inanmamalıdırKişiliğini iyi tanıdığı, kendisine yakın hissettiği o damı korumalıdır
İkinci Bölüm
Bir padişah kötü niyetli insanlardan uzak durmalıdırYalancılarla düşüp kalkmamalıdırİki yüzlüleri huzuruna almamalıdırİnsanları birbirine düşürenlere fırsat vermemelidirÇünkü bu huyları olan insanlar ortalığı karıştırmak için fırsat kollarlarYönetimde haksızlık yapılmasına neden olurlar
Üçüncü Bölüm
Bir padişahın çevresindeki adamlarının içi ile dışı bir olmalıdırBirbirlerini gerçekten sevmelidirSaymalıdırYoksa devlet yönetimi aksarToplumun huzur için gerekli kararlar çıkmaz
Dördüncü Bölüm
Bir padişahın, düşmanı yüzüne güldüğünde dikkatli olmalıdırBundan dolayı kendisini gurura kaptırmamalıdırDaima uyanık bulunmalıdırEski düşman her zaman dost olmayabilir
Beşinci Bölüm
Öyle şeyler vardır ki korunması elde edilmesinden daha güçtürBu yüzden kazanılan bir şeyin korunmasına daha çok önem verilmelidirÖnem verilmezse elden çıkar, gider
Altıncı Bölüm
Yöneticiler, devlet işlerinde aceleci olmamalıdırKarar verirken çok dikkatli davranmalıdırUzun süre düşünmeli, fakat çabuk karar verilmelidir
Yedinci Bölüm
Bir padişahın düşmanları birbirleriyle anlaşabilirPadişaha karşı ortak hareket edebilirlerBu durumda Padişah onlardan biriyle anlaşma yoluna gidebilirOna güleryüz gösterebilirBu ona karşı açalmak değildirDüşmana karşı düşmanla anlaşmaktır
Sekizinci Bölüm
Bir padişah kendisine kin besleyenlere karşı çok dikkatli olmalıdırOnlara güvenmemelidirKin, girdiği kalpten kolay kolay çıkmaz
Dokuzuncu Bölüm
Bir padişahın belki de en önemli özelliği acıma duygusuna sahip olmasıdırAdaletle davranmalıdırYönettiği insanların önemsiz küçük suçlarını affetmelidirGüleryüzle davranması, suçlunun onu bir daha işlememesini sağlayabilir
Onuncu Bölüm
Bir kimsenin suçu olmadığı halde onu cezalandırmak doğru değildirGerçek bir yönetici başkasını zarara sokmak için cezalandırma yoluna gitmezAncak, başkalarına zarar veren bir suçluyu cezalandırır
Onbirinci Bölüm
Bir padişah kendisine yakışmayan basit işlerle uğraşmamalıdırBoş ve sonuçsuz işlere girmemelidir
Onikinci Bölüm
Padişah, daima alçakgönüllü olmalıdırİnsanlara karşı kendini beğenmişçesine davranmak doğru değildirHele başkalarını küçük görmek bir yöneticiye hiç yakışmaz
Onüçüncü Bölüm
Hükümdara bağlı kişiler güvenilir olmalıdırBir yöneticinin çevresine kötü kişler toplanırsa ülkesinin yararına iş yapılmazÇıkarları için birbirleriyle kavga ederlerKötülüklerin ardı arkası gelmezSonuçta ülke çok güçsüz düşer
Ondördüncü Bölüm
Ümitsizlik ve karamsarlık bir hükümdar için çok zararlıdırÇünkü o , birçok konuda halkına örnek olmak zorundadırHükümdar kararlı olmalıdırDoğru bildiği yoldan ayrılmamalıdır
Tercüman okumayı sürdürdü
Padişah Debleşem ilgiyle dinliyordu
Vasiyet, dinleyenleri çok etkilemişti
Yazıyı çeviren adam, bu öğütlerin eki olduğunu söylediOnu da dilimize çevir dediler
Tercüman vasiyetin ekini de okudu
- Bu öğütleri daha iyi anlatmak için ondört tane öykü vardırEğer hükümdar Debleşem onları da öğrenmek istiyorsa Serendip Dağı’na gitmelidir
Debleşem Şah:
- Çok ilginç, dedi
Derin bir düşünceye daldıÖğütler kendisini çok etkilemiştiMağaradan çıkan hazinenin hepsini halka dağıttıKendisine hiçbir şey kalmamıştı
Serendip Dağı’nı düşünüyordu
Levhada yazılanların ne anlama geldiğini tam olarak kavramayı çok istiyorduO hikayeler…Onları mutlaka öğrenmeliydi
Yola çıkmak istediğini açıkladı
Bu konuda vezirlerinin düşüncelerini öğrenmek istedi
Onları çağırttı
Düşüncelerini sorduVezirler, bu konuda karar verebilmek için bir gün süre istediler
Padişah izin verdi
Ertesi gün vezirler tekrar huzura geldilerBaşvezir söz aldı:
- Padişahım! dedi, vasiyetteki öğütleri daha iyi anlamak güzel bir şeyBunun içinde Serendip Dağı’na yolculuk yapmanız gerekecekÇileli bir yolculuk olacak buDoğrusu gönlümüz razı değil
Vezir konuşurken Padişah ‘ın zihninde hep Serendip Dağı vardıO öyküleri öğrenmek istiyordu
Başvezir ilginç bir öneride bulundu:
- Eğer uygun görürseniz,İki Güvercin hikayesini size anlatayımKonuyla ilgisi olduğunu sanıyorum
Padişah, vezire öyküyü anlatması için izin verdi
Başvezir iki güvercin hikayesini anlatmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Her İşe Karışan Maymun

Marangozun biri, büyük bir kütüğü ortadan ikiye biçiyorduFakat çok zor oluyordu bu iş Kütük hem uzun hem de kalındıBir ucundan testereyle kesiyor, sonra kestiği yerebir odun parçası sıkıştırıyorduBöylece kesilen yerin yarılması kolay oluyordu Bir aralık marangoz ihtiyaç gidermek için çalışmasına ara verdi
Tam bu sıra Maymun ortaya çıktıMeğer sabahtan beri marangozu gözlüyormuş
Geldi, testereyi aldı, kütüğü biçmeye devam ettiMarangozun yardığı yere yerleştirdiği odun parçasını çıkardıÇıkarır çıkarmaz yarılan kısım birleştiVe üzerine oturan maymunun kuyruğu oraya sıkıştı
Zavallı Maymun can havliyle bağırıyordu
- İmdaaat! Kurtarın beni! İmdaaat!
Bağırtısına marangoz yetişti ki ne görsünZavallının kuyruğu koca kütüğün yarılan kısmına sıkışmış…
Marangoz, maymunun kuyruğunu güç bela kurtardı
Kurtardı kurtarmasına ama, bir güzel de azarladı onu
- Bir daha olur olmaz şeye burnunu sokma, dedi
***** Kelile, Dimne’ye bu hikayeyi anlattıktan sonra:
- İnsan üzerine düşmeyen şeye karışmamalı, dedi
Dimne:
- Çok doğru, dedi
Kelile:
- Bazen insana layık olmadığı şeyler verilmek istenirBu durumda eğer layık değilse kesinlikle almamalıdırİçinde bulunduğu duruma şükretmelidir, deyince; Dimne, sordu ona:
- Peki kralımızın durumuyla bu hikayenin ilgisi var mı?
Kelile şaşırdı; sorusuna soruyla karşılık verdi
- Sence var mı?
- Var, dedi Dimne, bensenin anlattığın hikayeden şöyle bir sonuç da çıkarıyorum
“Padişahlara yaklaşmak sadece çıkar için değildirİnsan, dostlarına yardım etmek için bir güç bulabilir bu yakınlaşmaktanDüşmanlarına karşı da Padişahların gücünden yararlanabilirYoksa tembel tembel oturmak iyi değildir
- Haklısın, dedi Kelile
Dimne, devam etti konuşmasınaİnsan elde ettiği şeyle de yetinmemeliSöz gelimi bir arslan bir tavşan avlasa,Sonra, bir yaban eşeği görse, tavşanı bırakıp onu avlamalıTavşan mı büyük yaban eşeği mi?Bir köpek kendisine verilen bir kemiğe bağlanıp kalmamalıİnsan bir hizmet yapsa onunla yetinse sence iyi mi?
- Değil kuşkusuz, dedi Kelile
Dimne:
- İnsan daima herşeyin iyisini aramalı, dedi
Kelile:
- Ama insan gücünün sınırı var bir de, dediBu sınırı fazla zorlamak da boşuna uğraşmaktır
- Hayır, dedi Dimne, ben senin gibi düşünmüyorumİnsan daima yüce şeylere gözünü dikmeliBulduğuyla yetinmemeliBu konuda bir hikaye biliyorum, onu anlatmamaı ister misin?
Kelile,
- Çok iyi olur, dedi
Bunun üzerine Dimne, İki Arkadaş hikayesini anlatmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Şaşkın Tilki
- Bir gün, dedi; bir tilki ormanda geziyordu
Ağacın üzerinde semiz mi semiz bir horoz gördü
Ağzının suyu aktı Kenara sindi, saklandı, horoza saldıracağı sırada, garip bir ses:
- Güüm güm de güm güm!
Baktı, sesin geldiği yöneGördüğünden bir şey anlamadıTilki, davulu ne bilsinSaf saf düşündü “Bu da ne acaba? Nasıl bir yaratık bu böyle?” diye…Fakat sesi böyle ilginç olur da tadı olmaz mı? Bu düşünceyle horoza değil ona saldırmayı kurdu aklından…Bir süre beklediDavul rüzgarın sallamasıyla, “güm güm de güm güm!” diye sesler çıkarıyorduTilki,gerildi gerildi, davula doğru atıldı birden
Fakat bir de ne görsün! İçi boş bir kasnak…
Yiyecek gibi değil
Bu arada horoz da kaçmıştı
Tilki, yaptığına pişman, önüne baka baka uzaklaştı oradan
******
Dimne, Arslan’a bu hikayeyi anlattıktan sonra,
- Doğrusu, dedi sizin gibi güçlü kuvvetli bir sultanın ne olduğu belirsiz bir gürültüden çekinmesi doğru değil efendim
Arslan kuşkuyla baktı Dimne’ye
Şetrebe’nin böğürtüsü kuşkulu bakışlarının üzerine bir kez daha düşünce, Arslan’ı tekrar aldı bir korku
Dimne, Arslan2dan olayı öğrenmek için izin istedi:
- Buyruğunuz olursa, gidip araştırayım, bu sesin kime ait olduğunu öğreneyim
Arslan istemeye istemeye razı oldu
Bir yandan seviniyor, bir yandan üzülüyordu Dimne,yanında birkaç kişiyle yola çıktı
Kralsa, sabırsızlık içinde beklemeye başladı;
- İzin vermekle doğru mu yaptı acaba? diye hayıflanıyordu
Neden sonra Dimne huzura geldiGülümsüyordu
Arslan, şaşırdı
“Aklını kaçırmış olmalı” diye düşündü
Dimne, kurnaz kurnaz gülümseyerek,
- Sizi korkutan o korkunç sesin sahibi kim, bilin bakalım? dedi
Arslan, tuhaf tuhaf baktı Dimne’ye
Dimne:
- İnanmayacaksınız ama, bir öküz, dedi
- Öküz mü? diye atıldı ArslanNasıl da şaşırmıştı
- Evet, öküz, diye devam etti Dimne, otlamaktan semirmiş büyük bir öküzAma sevimli mi sevimli…Dilerseniz gidip hemen getireyim huzurunuza
Arslan kulaklarına inanamadı
Niye olmasındı, öküze sahip olmak güzel olurdu
- Pekala, getir bakalım, diye buyruk verdi
Dimne, Şetrebe’nin yanına gitti
Buralarda ne aradığını, ne zamandan beri bu ülkede yaşadığını sordu
Şetrebe, başından geçenleri bir bir anlattı
Dimne:
- Bu ülkenin sultanı varBüyük ve güçlü bir arslanŞimdiye dek onun huzuruna niçin çıkmadın? Doğrusu anlayamadım? diye sordu
Şetrebe:
- Eğer canıma kastı yoksa niçin gitmeyeyim? diye kuşkulu kuşkulu konuştu
Kurnaz Çakal güldü
- Canına niye kastı olsun, tam tersi, senin gibi güçlü kuvvetli hayvanları çok sever o, dedi
Bunun üzerine Şetrebe’yi sevinçle huzuruna kabul etti
Onu uzun uzun dinledi
Çok iltifatlarda bulundu
Bununla da kalmadı, sarayda yaşamasını istedi
Şetrebe, artık Padişah’ın adamı olmuştu
Nereden nereye…
Artık kırlarda başıboş gezmek yoktuArslan’ın yanında ülke yönetiminde yardımcı olacaktı
Aradan uzun bir zaman geçti
Öküz, sarayda önemli görevler üstlendiKral, pek çok konuda ona danışıyorduToplantılarda yer alıyorduDüşüncesine başvuruluyorduGün geçtikçe öküzün saraydaki durumu değişti, daha da iyiye gitti
Öyle ki Dimne bile gölgede kalmıştı
Kurnaz Çakal bundan rahatsızdı, kuşkusuz
Gidip durumu, arkadaşı Kelile’ye anlattı
- Sen, dedi Kelile, kendi elinle yapmışsınÖküzü tut arslanın huzuruna götürOnun has adamı yapSonra da şikayet etBuna hakkın yok
Dimne çok üzgündü
Kelile ona bir öykü anlattı
- Senin durumun öyküdeki adama benziyor, dinle de gör

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Tüccarın Oğulları

Tüccar baba, hikayeyi burada bitirdiÇocuklarına çalışmanın önemini anlattıKazanmak kadar harcamanın da güç olduğunu öğretti

Oğulları,gerekli dersi almıştı

Küçük oğlu:

- Ben de ticaret yapmak istiyorum, dedi

Babası mutlulukla karşıladı bu kararı

Elindeki bir çift öküzü oğluna verdiKüçük Oğul öküzleri bineceği arabaya bağladıÖküzlerden birinin adı Şetrebe, diğerinin ki Metrebe’ydi

Bu hikayeyi asıl anlatan ünlü filozof Beydeba’ydıPadişah Debleşem’e anlattığı hikayenin içine başka hikayeler karışmıştı

Beydeba,Debleşem Şah’ a hikayenin devamını anlatmaya başladı

Tüccarın Küçük Oğlu, öküzleri arabaya koştu

Ticaret yapmak üzere yola koyuldu

Gece gündüz demedi yol aldı

Az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti

Altı ay kış bir de güz gitti

Öküzler çok yorulmuşlardıŞetrebe hastalanmıştı Yola devam edecek gücü kalmamıştı

Adam, Şetrebe’yi bir arkadaşına teslim ettiArabaya başka bir hayvan bağladı

- Şetrebe iyileşince bize yetişirsiniz, diyerek yola devam etti

Yine az gitti uz gitti

Lale sümbül biçtiSoğuk sular içti

Çok dağlar aştı, çok ovalar dolaştı

Köyden köye ulaştı

Diğer öküzü de hastalandıMetrebe de güçsüz düşmüştü

Adam, onu da yolda bıraktıİyileşince yetişir, diyerek tekrar yola düştü

Bu arada Şetrebe henüz iyileşmemişti Yanına bıraktığı arkadaşı da sabırsızlanmıştı

“Öküz öldü derim” diyerek Şetrebe’yi yalnız başına bırakıp ayrılmıştı yanından

Çok geçmeden Şetrebe iyileşmiştiKırlara, çimenliklere yayılmaya gitmişti

Şetrebe’nin kayfi yerindeydiO bahçe senin bu bu tarla benim geziyordu

Yemyeşil çimenlerde yayılmaktan çok semirmişti

Öyle bir duruma gelmişti ki,görenler tanıyamazdı

Şetrebe’nin yaşadığı orman yemyeşildi Çeşit çeşit ağaçlar yükselirdiBitişiğinde gür otların fışkırdığı çayırlık uzuyorduŞetrebe, burada karnını doyurduBuz gibi pınardan su içtiKeyif içinde gezinirken bağırmaya başladı

Böğürtüsü dört bir yana ulaştı

Ormanda hayvanların kralı Arslan’a kadar gitti sesi

Arslan bu sesi daha önce hiç duymamıştı

Korktu, tir tir titremeye başladı

Fakat kimseye belli etmedi korkusunu

Herkes onu korkusuz sanıyorduOrmanın hakimiydiHiçbir şeyden korkmazdıFakat bu duyduğu ses garip bir şeydi

Arslan, ormanın yüksek bir yerinde oturmaktaydıSarayı buradaydıÇevreyi rahatlıkla görebiliyordu

Saraya yakın bir yerde iki çakal yaşardıZeki mi zekiydi bu çakallar

Saraya yakın olmalarına rağmen, öyle olur olmaz zamanlarda Arslan’ın yanına gidemezlerdi

Birinin adı Kelile, diğerinin adı Dimne’ydi

Dimne, bulunduğu yerden Arslan’ın korktuğunu gördü, durumu arkadaşı Kelile’ye duyurdu

Kelile:

- Bizim üzerimize görev değil, dediKralımızın nasıl bir durumda olduğundan bize neOnun emirlerine uymakla yükümlüyüzGerisi bizi ilgilendirmez

Dimne:

- Haklısın, dedi Kelile’ye

Kelile:

- Öyle olur olmaz işlere burnumuzu sokmamalıyız, diyerek sürdürdü konuşmasını, Bu konuda bir hikaye biliyorum, dedi

Dimne, merak etti:

- Anlatır mısın? diye sordu Kelile’ye

- Tabi, niye olmasın, dedi Kelile

Ve anlatmaya başladı

Hikaye, burnunu her işe sokan bir maymun hakkındaydı


Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Arslanın Korkusu

Dimne’nin gerçekten de kararı karardıDediği dedikti

Ne yapıp yapıp Arslan’ın yanına gidecekti

Sonunda dediğini yaptı

Saraya gittiDurumunu bildirdi

Ve huzura kabul olundu

Arslan önce Dimne’yi küçümsedi

- Kimmiş, dedi benimle mutlaka görüşmek isteyen?

Dimne, ileri atıldı

- Benim, efendim, dedi

- Sen de kimsin?

- Ben, dedi Dimne, size vakti zamanında hizmet etmiş filan çakalın torunuyum

Arslan hatırlamakta güçlük çektiFakat sonunda dedesini hatırladı Dimne’nin

Ve aradan günler, haftalar, aylar geçti

Dimne, öyle kolay bir lokma olmadığını Arslan’a kabul ettirdiArslan pek çok konuda düşüncesini sordu Dimne’yeHer defasında şaşırtıcı cevaplar aldı

Gün geçtikçe Arslan’ın gözüne daha da girdi

Sözünü dinletti

Övgüsünü kazandı

Ve artık, Arslan; en küçük bir karar verirken bile Dimne’ye danışır hale geldi

Dimne, kralın en yakın adamı oldu

Günler böylece geçip giderken, bir gün, Arslan’ın huzurundayken;

- Efendimiz, dedi Dimne, sizi çok zamandır durgun görüyorumAvlanmak, uzak diyarlara gitmek, gezip görmek çok yararlıdırSiz de böyle bir istek görmüyorumEğer benim bilmediğim bir sebebi varsa söyleyiniz

Arslan, yarasına dokunulmuş gibi oldu

KorkuyorduGerçek nedeni buyduFakat Dimne’ye bundan söz etse miydi?

Bir süre sessiz kaldı

Sonunda anlatmaya karar verdi

Tam bu sırada, öküz Şetrebe’nin o korkunç böğürtüsü duyulmaz mı!…

Kral nasıl da korkmuştu

Beti benzi atmış, tir tir titremeye başlamıştı

Artık Dimne ‘den bunu gizlemesi mümkün değildi

- İşte, dedi, beni korkutan şey bu

Sesi böylesine korkunç olursa, kimbilir kendisi nasıldır?

Dimne, kurnaz kurnaz gülümsedi:

- Korktuğunuz şeye bakın! Doğrusu belki de en korkulmayacak şey bu olmalı, diyerek Padişah’ı yatıştırmaya çalıştı

Fakat bir anda korkuyu yenmek imkansızdı

Kurnaz çakal, Arslan’a bir tilkinin hikayesini anlatmaya başladı

İlgili Hikayeye Beydaba Kategorisinden "Şaşkın Tilki" başlıklı hikayeyi açmak suretiyle ulaşabilirsiniz

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



İki Şehzade

Halep’de bir zamanlar bir padişah yaşardıİki de oğlu vardı

Çok zengindiBüyük bir hazineye sahipdiServetinin geleceği konusunda kuşkuluyduOğullarına güvenmiyorduBir çare aramaya başladıHalep’ te yaşayan oldukça dindar bir dervişle anlaştıBütün hazinesini sarayda bir mahzene gömdürdüğünü söylediGerçekte bu doğru değildi

Çocuklarına,

- İşte hazinem burada, dediBen öldükten sonra gerektiğinde bu mahzeni açarsınızÜlkenin paraya ihtiyacı olursa buradan karşılarsınız

Hazineyi geceleri , Derviş’in bulunduğu yere taşıdılarDerin bir kuyu kazıdılarBütün parayı, mücevherleri buraya gömdülerBir de şehzadeler güç durumda kaldıklarında

Aradan yıllar geçti

Padişahlar bu dünyadan göçüp gittiardından Derviş de ölmesin mi! Hazinenin yerini kimse bilmiyorduÇok geçmeden şehzadeler kavgaya başladılar,Biribirlerine girdilerKıyasıya dövüştüler

Şehzadelerden biri diğerini yendiTahta geçtiHazineye el sürmediGerektiğinde açacaktı

Tahta geçen şehzadeler görkemli bir yaşayış içindeydi

Diğeri tacı tahtı terketti Sadece ahiret için çalışma düşüncesiyle kenara çekildiAklına o dindar adamın evine gitmek geldiGitti ve orada yaşamaya başladı

Günlerden bir gün kuyunun suyu çekildi

Şehzade su bulmak için kuyunun dibine indi

Kazması, sert bir cisme takıldıMerak edip baktı ki ne görsün!Babasının hazinesi

Çok sevinmişti Şehzade

Durumu kimseye duyurmadı

Tahtta olan kardeşi kendisi adeta kaybetmiştiZevk içinde yaşıyorduElindeki parayı harcayıp tüketmişti

Ülke yönetimi başıboş kalmıştı

Bunu fırsat bilen komşu ülkenin hükümdarı saldırıya geçti

Şehzade ordu kurmak için babasının hazinesini açtırmak istediAradılar aradılar, babasının sözüne ettiği yerde bulamadılarHazırlıksız girilen savaşta şehzade öldürüldüSaldıran ülkenin padişahı da bir okla vurulup ölmüştüBunun üzerine iki taraf anlaşma yoluna gittilerVe bir hükümdar seçmek istediler

Düşündüler taşındılar

Birçok kimseye sordular, danıştılar

Sonunda diğer şehzadeyi padişah olarak seçtiler

Tüccar, oğlunu anlattığı hikayeyi dinledi

- Bu hikayede etkileyici bir düşünce yok, dedi

Tüccar’ın oğlu sustu

Babası haklıydı

“Ben de haklıyım” diye geçirdi içindenDoğrusu baba mı haklıydı, yoksa oğlu mu, kestirmek zordu

Tüccar, bunun üzerine, Şahin ile Kuzgun arasında geçen bir hikayeyi hatırlattı

Onu anlatmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Ateş Sıcağında Dürüstlük Sınavı

Bir zamanlar Basra’da ormanla kuşatılmış bir ada vardıAda değil sanki bir cenneti burasıYemyeşil ağaçlar…Berrak sular…Kuşlar…Çiçekler…Birbirinden güzel canlılar yaşardı, ormanda İçlerinde birisi vardı ki, oldukça değişiktiKeskin dişleri vardıGüçlü pençesi…

Çok çevikti

Kaplandı bu

Gücü sayesinde ormanın kralı olmuştuSuçluları hemen cezalandırırdı

Haksızlığı önlerdiYoksullara yardım ederdi

Hayvanlar onu hem seviyorlar hem de korkuyorlardıKaplanın miniminnacık bir de yavrusu vardıGözü gibi koruyordu onuOrmanın yönetimini ölünce ona bırakacaktı

Yönetime ilişkin bilgilerle donatmıştı onu

Haklı ile haksızı nasıl ayırdedeceğini öğretmiştiSuçlunun nasıl belirleneceğini…Nasıl cezalandırılacağını…Haklıya hakkının ne şekilde verileceğini…Toplum yararın çalışanın hangi biçimde ödüllendirileceğini…

Her ölümlü gibi Kaplan da göçüp gitti bu dünyadan

Yavru henüz büyümemiştiBabası sağlığında onu ormanın yönetimine getirmemişti

Bu durum, ormanda karışıklığa yol açtıVahşi hayvanlar birbirlerine girdilerHerkes liderlik peşindeydi

Büyük kavgalar olduBirçok hayvan birbirini hırpaladıBazıları öldü

Sonuçta galip çıkan aslan oldu

Dev pençeleriyle herkese korku verdiHiçkimse karşısına çıkamadı

Yavru Kaplan çaresizdiBir süre ortalıkta görünmedi

Kimsenin olmadığı ıssız yerlerde gezindi

Epeyi bir zaman başıboş, serseri gibi dolaştıSonunda pençesi kuvvetlenmiştiOldukça güçlenmiş, dişleri de keskinleşmişti

Gitti, yaşlı kaplanlara danıştıArslana karşı bir harekete girişmek istiyorduYaşlılar deneyimlerini anlattılar…Onu yüreklendirdiler…Fakat herhangi bir eyleme giriştiğinde onu destekleyemeyeceklerini söylediler

Yavru Kaplan, Arslan ‘a bizzat kendisi gitti

Arslan, iyi kalpli biriydi

Kaplan’ı sarayına aldı Yakınında bir görev verdiHer defasında ona güvendiğini belirtiyordu

Günler böyle geçip giderken…

İlginç bir olay oldu

Hava sıcak mı sıcaktı Bunalmıştı herkesUzak bir yerde görülmesi gereken bir iş çıktı

Arslan sarayda düşünceli düşünceli geziyordu

”Bu görevi kime verebilirim? Kim bunun üstesinden gelebilir?” diye koşuşturuyordu

Kaplan içeri girdi

- Sizi bu düşünceye düşüren nedir? diye sordu

Arslan,

- Hava çok sıcak olduğu için kimse görev istemiyor, dedi

Kaplan,

- Havanın sıcak olması göreve koşmaya engel değildir, dedi; izniniz olursa bu işe ben gitmek istiyorum

Arslan çok şaşırdı

”Nasıl olur” diye düşündüKimse gitmek istemezken…Gerçi kaplana güveniyorduOnun bu işi başaracağına da inanıyordu

- Beni çok sevindirdin , dedi

Kaplan hemen davrandıYanına birkaç asker de alarak yola çıktı

Havada ateş sıcaklığı vardıGüneş yeryüzünü ateş yalımı gibi yakıyordu

Epeyi yol aldılar

Artık yürümek imkansızlaşmıştı

Kaplanın yanındakiler daha fazla dayanamayacaklarını söylediler

Biri atıldı,

- Şurada, serin bir yerde dinlensek dönüp gitsek arslanın ne haberi olacak? diyecek oldu

Kaplan kestirip attı:

- Sizler dayanamıyorsanız geri dönün Ben tek başıma devam ederimPadişahımızın bize güvendiğini biliyoruzBu güvene layık olmalıyım

Kaplanın bu sözleri Arslanın kulağına gittiSevincine diyecek yoktuKaplan’a o olaydan sonra önemli görevler verdiEn yakınına aldıHayatı boyunca çok güvendi

Alıntı Yaparak Cevapla

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri

Eski 09-11-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri



Şahin Ve Kuzgun

Sevgi sessiz bir kuştur, uçar kalp denizinde…

Yıllar, belki yüzyıllar önceydi

Yemyeşil bir orman köyünde, garip bir derviş yaşardıGece gündüz Allah’ a ibadette bulundu DervişBir parça ekmek bulursa yer, bir yudum su bulursa içerdiİçinde sonu gelmez istekler yoktu…

Bir gün ormana gitmişti

Kalın gövdeli tek ağaçlar…Kayaları delmiş incecik kökler…Çiçekler…Kelebekler…

Şırıl şırıl kaynayan pınarlar…

Bir yandan gizemli güzellikte kendisini yitirerek yürüyor, bir yandan da ;

“Allah ne güzel yaratmış”! diyerek duygularının ayaklandığını hissediyordu

Derken, bir şahin gördü, kalın ağacın gövdesinin çevresinde dönüp duruyordu Garip sesler çıkarıyordu

“Allah Allah, bu hayvanın bir derdi var galiba” diye söylendiŞahin ‘in gagasında et parçası vardıDerviş iyice meraklandıKenara gizlendiŞahini izlemeye başladıŞahin bir süre ağacın çevresinde dolandı durduSonunda, ağaçtaki yuvaya konduO da ne! Derviş baktı yuvada bir kuzgun vargözleri görmüyordu kuzgununTüyleri de dökülmüştü

“Zavallı kuzgun” Diye söylendi DervişHayvanın miskin haline çok acımıştı

Şahin, yuvaya konar konmaz gagasında ki et parçasını çöplerin üzerine koyduKuzgun bağırıyorduAceleyle et parçasını da küçük lokmalara böldü ve teker teker kuzguna yedirmeye başladı

Derviş beyninden vurulmuşa dönmüştü

“Nasıl olur!” Diyerek şaşkınlığını belirtti

Gözleri görmeyen miskin bir hayvanın yiyeceği bir yırtıcı kuşun eliyle kendisine gönderiliyordu

Ben de oturup beklesem Allah bana yiyecek gönderir diye orada beklemeye başladı

Gece oldu

Vakit bir hayli ilerlediDerviş hala bekliyordu

Sabah olduKuşlar cıvıldaşmaya başladı

Derviş bekliyorduNe gelen vardı ne giden

Güneş ışıklarını çekti yeryüzünden

Karanlık bir perde çöktü

Ay ışıldadı

Yıldızlar göğün yüzünü lacivert bir kıra dönüştürdüler

Ay sessizce çekilde neden sonra

Gün tekrar gülümsedi

Aradan kaç gün geçti, bilinmez

Biz diyelim on siz deyin yirmi gün…Derviş beklemekten bıkmıştıAçlıktan da güçsüz düşmüştü

Aklı başına geldi neden sonra

“Çalışmayınca Allah bir şey vermiyor insana” diye düşündü

Neredeyse açlıktan ölecek gibiydi

Kalktı yiyecek aramaya koyulduTüccar öyküyü anlattıOğullarına bu hikayeden çıkardığı dersten söz etti

Küçük oğlu çok etkilenmişti

- Öğütlerin çok güzel babacığım, dedi Ama benim bir sorum var Kazandığımız serveti nasıl koruyacağız?

Tüccar, küçük oğlunun sorusunu dinledi Bir süre düşündükten sonra:

- Kazandığımızdan fazla harcamamalıyız, dedi

- Doğru, dedi küçük oğlan

Babası devam etti:

- Elde ettiğimiz serveti iyi korumalıyızSermayemizi daima bırakmalıyızHarcamalarımızı karımızdan yapmalıyız

- Böylece sermayemiz elimizden çıkmaz, dedi küçük oğlan,

- Elbette, dedi tüccar

Babanın aklına bir hikaye daha geldiGerğinden fazla harcayan farenin hikayesiydi bu

- Anlatayım mı bu hikayeyi? diye sordu tüccar

Çocuklar:

- Çok iyi olur, dediler

Baba, hikayeyi anlatmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.