Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #1 |
TiFus
|
Dostluk HikayeleriYağmurlar Canımı Alsın masanın üzerinde çalan saatin sesine daha fazla katlanamadı, el yordamıyla bulduğu saatin zilini kapattı kendisini bitik ve yorgun hissediyordu, yatağında tembel, tembel gerindi, işe gitmek istemiyordu kaç zamandır bir değişiklik olsun istiyordu hayatında, hep aynı insanları görmek, aynı sokaklar, eşyalar, etrafındaki her şey artık dayanılmaz bir sıkıntı veriyordu İçindeki boşluk hiçbir şey doldurmuyordu, hâlbuki birkaç ay öncesine kadar ne kadar dolu, dolu heyecanlı bir insandı bu birkaç ayda olanlara kendi bile inanamıyordu radyoda çalan müzik dikkatini çekti, ‘‘ gökyüzüm sen ol bir tanem, güneş tenimde batsın, bırakıp gidersem seni, yağmurlar canımı alsın’’ sonbahar yağmurları başlayalı havada daha bir kasvet, daha bir sıkıcılık vardı adımlarını sıklaştırdı, eteği yüzünden adımlarını küçük, küçük atıyordu ceylanın sekmesi kadar güzel yürüdüğünden her salındığında ince beline inat aşağılara inildiğinde balıketli sayılabilecek kalçaları kadınsı hatlarını daha belirginleştirdiğinden gelip geçenler bakmadan edemezdi oysa son zamanlarda salmıştı kendini, içinden isyan ederek ağır adımlarla yürürken acı bir fren sesi duydu, sesin geldiği yöne başını çevirmesine zaman kalmadan sol tarafında bir acı hissetti, zaten yorgun olan bedeni daha fazla dayanmadı, kanadı kırık bir kuş gibi duvarın dibine yığıldı, kaldı İçinden isyan ediyor, gözyaşları gecenin karanlığına inat inci taneleri gibi yanaklarından süzülerek toprağa düşüyordu bir süre öylece kaldı, sonra yanına yaklaşan birini fark etti sokak lambasının ışığı yüzüne yansıdığından yüzünü göremedi -afedersiniz bu saatte buralar pek emin değildir,bir yardıma ihtiyacınız var mı? -yok… dedi yardıma ihtiyacım yok yerinden kalkmak istedi, olmadı başının döndüğünü hissetti, midesinde garip bir sancı, kulaklarında amansız bir uğultu ile yığılıp kaldı |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #2 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriGerçek Arkadaşş bn mihriban önceden bnim bir arkadaşım var sır dostum ama şimdi yok bir arkadaşım yüsünden yollarımız ayrıldı aynı mahallede olmamıza rahmen hiç konuşmuyoruz sanki yabançı gibi ondan çok özürdiliyorum işşallah bu yazdıklarım ı okur bni affeder canım arkadaşım seni çok seviyorum mihriban |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #3 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriArkadaşım Dostum Yağmur Aşk meşk bence hepsi boş birsey Ama dostluk olene kadar var Asktan kalbin acır aglarsan herseyden bıkmıs olursun ama arkadas dostun gelir hemen o yarayi kapatir gozlerindeki yaşı siler ve aglamana kiyamaz cunku o seni asktan daha cok sever o seni ask gibi aglatmaz o sevgisini gercekten yureginde saklar ask birgun gelmis arkadasa demiski sen neden burdasin senin bu yurekte yerin yok git burdan demis ARKADAS ise arkanda biraktigin gozyaslari silmek icin ben burdayim ve ask susar gider iste bu benim arkadasim dostum YAGMUR o hep benim dertlerimi dinledi agladigimda hep o yanimdaydi birsey olsa hemen ona kosar anlatirdim onun yanina aglayarak giderdim, gulerek gelirdim iste hayattan biktigin zaman tam pes ettigin zaman arkadas sana sadece elini uzatiyor dostun Ask ise gulerek seni gozyaslarinla birakip gidiyor iste hayatin gercek anlami bu Seni cok Seviyorum yagmur askiiiiiiiim iyiki varsin iyiki seni taniyorum sen benim hergunumsun : yagmircik:: BEN SENI OLENE KADAR ARKADAS OLARAK BILICEM |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #4 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriTiFus Damgalı Hikaye İşte Dostluk ; Dostummuş Meğerse murat ve ali zamaninda çok iyi birer dostturlarMurat çok kurnaz zeki atilgan Ali ise tam tersine içine kapanik ve saftirMyratin isleri çok iyi giderken bir anda hersey alt üst olur borca girer Bu durumdada ilk olaraka akliuna ali geli çok iyiy dostturlar para onlarin arasinda soeuun bile olamaz diyerek alinin yanina gider ve arkadasindan borç ister tabii alide ayni sekilde aralarinda bunun lafi olmayacagini dsünerek parayi çikartir ve verirAli bu aralar nisanlidir ve evlenmek içinde bir takim hazirliklar yapmaya basalar fakat bu siralarda hiç ummadigi bir olayla karsilasirMurat gelmis ve nisanlisina asik olup onunla kendisinin evlenmek istedigini söylemistir Ali bu durum karsisinda çok sasirir ama dostluk bu onu kiramaz ve nisanlisini Murat a verirAradan uzun bir zaman geçer bu sefer Ali nin isleri bozulur ve kisa süre içerisinde isten atilir bir süre bos gezdikten sonra aklina Murat gelir dostunun çok iyi bir isi waredir ve kendisini yanina alir düsüncesiyle dostunun yanina gider fakat hiç ummadigi bir olayla karsilasir Murat onu ise almak istemez ve daha fazla konusmadan otradan ayrilirAli bu duruma anlam veremeden tekrar is aramaya dewam eder ama aklindan dostunun yaptigi bu davranisi silemez Günler geçer Ali nin cebinde çok az miktarda para kalir ve yolda yürürkrn yasli bir amcaya rastlar amca ilaç almasi gerektigimi ama parasi olmadigini söyler Ali buna dayanamaz ve cebindeki son parayi çikarir amcaya verirBirkaç gün sonra ise amcanin öldügünü ve mirasini ona biraktigini ögrenir Iyi ama ilaç almak için parasi olmayan adamin nasil mirasi olur ? Ali kisa zamanda amcanin biraktigi parayi alarak dostunun evinin yakinlarinda bir ew alirKisa bir süre sonra kapisi çalar bu sefer yasli bir teyzedir kapidaki Kalacak yeri olmadigini bütün ew islerini yapabilecegini söyler Ali teyzeyi yanina alirAradan aylar geçer ve birgün teyze tanidigi çok iyi bir aile kizi oldugunu kendisininde evlenmesi gerektigini söyler ve Ali yi kizla tanistirir Ikisi çok mutlu olur ve evlenmeye karar verirler Dügün günü gelir davetliler arasinda en iyi dostu Murat ta vardir Ve an gelir Aikrofonu eline alarak : -\Zamanin birinde çok iyi bir dostum vardi ona ne borç nede kiz arkadasimi vermekten çekinmedim ki önemli seyler degillerdi fakat o bana bir is vermedi gende hersey için sagolsun iyiki varsin dostum \Der Veardindan Murat mikrofonu eline alir -\seni ise nasil alabilirdim sen dostumdun emrim altinda çalisamazdin Ve tabi bendende para almayi kabul edemezdin bu yüzden sana yasli babami yolladim ölmek üzereyedi mirasini sana biraktirdim yoksa kabul etmezdin O yasli kadin benim annemdi yalniz yasiyordun yemeginin temizligini yapamazdin Dei ve dewam ettinisanlin kötü yola düsmüstü ama okadar saftinki bunu bile fark edemedin ve su anda evlendigin kiz benim kiz kardesim size mutluluklar!\ Der ve ordan uzaklasir |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #5 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriSelma ve Kuşku Merhabalar , benim canımdan çok sevdiğim bir dostum var adı Selma biz onunla aynı is yerinde çalısırken ben onun dayısının kızını seviyordum ve bir gün iş yerinden çıkıp babamın yanına gitmeye çalısmaya karar verdim ve çıktıgım gün selmanın göz yaslarını hiç bir zaman unutmuyorum ve unutmayacağımda sonra bu olaydan 4 ay geçtikten sonra benim sevdigim kızla aram bozuldu ve yakın dostlarım bu bozuklugun sebebinin selmadan kaynaklandıgını söylediler çok sasırdım ondan böyle birsey beklemezdim beni sevdigimden ayırmaya çalısıyormus beni dayısının kızına yakıstırmıyormus ondan nefret ettim ama iş yerine geri döndüm sonra anladımki o çok haklıymıs sevgilimden beni ayırsa bile asla ondan nefret etmem sevgili hergün bulunur ama dost bulunmaz artık sevgilim baskasına gitti ama ben asla ona hakkımı helel etmiyicem beni kandırdı ama selmayı çok seviyorum kardesim benim beraber hacı olucagız zaten |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #6 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriBir Arkadaşlık Hikayesi Bir hastane odası iki yatak ve hayatla olum arasındakı çizgide yaşamdan yana kalmaya çalışan iki kalp hastasıYataklardan biri pencere önünde diğeri duvar dibindePencere önündeki sabahtan akşama kadar pencereden dışarı bakıp seyrettiklerini duvar dibinde birşey görmeden ,aynı kaderi paylaşan birşey görmeyen hasta arkadaşına anlatıyor! -Bugün deniz dünden daha durgunRüzgar hafif esiyor olmalıBeyaz yelkenliler denizde belli belirsiz ilerliyorlar kuğu gibi süzülüyorlar -Park mı?Ha,park henüz tenhaSalıncakların ikisi dolu ikisi boşGeçen haftaki sevgililer yine geldilerElleri birlerinden hiç ayrılmıyorŞimdi erkek kızın saçlarını okşuyor,ne kadar birbirlerine yakışıyorlar -Erguvanlar bugün çıldırmış öyle bir çiçek açmışlar ki etraf mora boyanmışErikler desen keza,tepeden tırnağa beyazlar giyinmişİşte parkın neşesi çocuklar geldiEllerinde rengarenk balonlar var ah kardeşim görmelisin Bu böyle sürüp giderken her gördüğünü anlatıp dururken ansızın bir kalp krizi geçirir pencere kenarındakiDuvar dibinde düğmeya bassa doktoru çağırabilir ve belkide arkadaşı kurtulabilirAma ama yapıyor işte şeytan karışıyor işineArkadaşı ölürse pencere kenarı boşalacak ve kendisi oraya geçecekBugüne dek kulaklarıyla duyduğunu gözleriyle görecek ve duvar dibindeki düğmeye basmaz ve arkadaşı ölürErtesi gün duvar dibinde olan yatağını pencere kenarına taşırlarBekledği an gelmiştir artık yattığı yerden pencereden dışarı bakar Dışarıda kapkara bir duvar işte hepsi bu kadar |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #7 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriSezer ve Selma Merhabalar benim can dostum vardı onu gerçekten çok seviyorum o beni benim onu sevdiğim gibi seviyormu bilmiyorum onunla gerçekten kardeş gibiyiz ve inşallah kimse aramıza girmez başkaları benim onu dayımın kızına yakıştırmadığımı söylemişler ama ben öyle bişey demedim ve sezer bunu duyunca gerçekten inandı onlara ve öle söylediğimi düşündü demekki gerçekten böyle birşey bekliyormuş bende ama ben onu ne olursa olsun kardeşim gibi sevmeye devam edeceğim ama en sonunda oda anladı benim öle birşey söylemediğimi ve bana dediki sevgili her zaman bulunur ama dost bulunmaz dedi ve çok sevindim bana öyle sölediği için çok mutlu oldum ve her zaman onun yanındayım onu çok seviyorum |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #8 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriAlinin Hikayeleri Eskiden, İran’da, İsfahan şehrinde, Cemal adında kervancı bir genç yaşardı Kervan sahipleri kervanlarını çok güvendikleri Cemal’e gönül rahatlığıyla teslim ederler ve onun kervandaki malları kendi malıymış gibi koruyup, gözeteceğini bilirlerdi Günlerden bir gün, Cemal İsfahan’dan kuzeydoğudaki Meşhet’e gitmek üzere, kumaş yüklü deve kervanıyla yola çıktı Kervan birkaç gün sonra Deştikebir Çölü’ne vardı İlk bakışta uçsuz bucaksız gibi görünen 400kmlik bir kum yığını Oralardaki bir kuyudan su tedarikini yapan kervan çöle girdi Aradan bir hafta geçti Kervan dıştan bakıldığında çölde ağır ağır ilerliyordu, her şey yolundaydı Ama içten içe kaynayan bir kazan gibiydi Bu kazanı başdeve kaynatıyordu Başdeve kervandaki yirmi devenin başıydı Mola verildiği zaman devamlı konuşur, bir şeyler anlatır, ötekiler de sessizce dinlerlerdi Başdeve üç dört gündür havadan sudan konularla konuşmaya başlıyor, sonradan sözü liderlik konusuna getiriyordu Koca kervanı neden bir eşek peşinden sürüklüyordu? O en önde olmasa olmaz mıydı? Sanki o olmasa kervan gideceği yere varamayacak mıydı? “ Ben “ diyordu başdeve, “ Mısır’a gittim, Arabistan’a gittim, Yemen ‘e gittim, Anadolu’ya gittim Yüce dağlar aştım, susuz çöller geçtim Binlerce, on binlerce kilometre yol kat ettim İran’da gezmediğim, dolaşmadığım yer kalmadı Bu Deştikebir Çölü’nden defalarca geçtim Benim gibi doğuştan lider varken başınızda küçük eşek kim oluyormuş? Boy yok, post yok, bir de kervanın en önünde gider Onun liderlik neyine? Gelin şu eşeği defedelim başımızdan Lider ben olursam eğer her türlü iyiliği bekleyin benden Yoruldum diyenin yükünü sırtımda taşıyacağım…” Başdevenin aynı tarzdaki konuşmaları sonraki günlerde devam etti Kervandaki develerden birkaçı önceleri eşeğin gitmesini istemediler “ Kime ne zararı var garibin? “ dediler “ Bırakalım önde o gitsin, bizi Meşhet’e götürsün Zaten hiçbir işimize karışmıyor Molalarda bir kenarda tek başına oturuyor Belli ki bir derdi vardır, kimselere anlatamaz Durup dururken günahını almayalım “ Başdeve böyle diyenlere karşı çıkıyordu: “ Garip mi? Neresi garip bunun be? Acınmaz böylesine Onun yemini, suyunu biz taşıyoruz, bir de kaprislerine boyun eğecek değiliz Nerede oturursa otursun, önemli olan,onu kervandan uzaklaştırmak “ Sonunda başdevenin kesin kararlılığı karşısında direnci kırılan birkaç deve, istemeye istemeye eşeğin gitmesine razı oldu Bir gece develer eşeğin yanına gittiler ve kervanda kendisini istemediklerini söylediler Eşek bu duruma karşı çıktı Olmaz dedi, ben bu kervanı terk etmem dedi, bensiz Meşhet’e varamazsınız dedi, pusulayı şaşırır, çölde kaybolursunuz dedi Eşeğin sözlerine kulaklarını tıkayan, onun tepinmesine aldırış etmeyen develerin küfür derecesine varan hakaretleri karşısında eşek, “ Ne haliniz varsa görün “ diyerek çekip gitti Ertesi gün başdeve çalımla yürüyordu kervanın önünde ve arada bir arkasına bakıp gururla gülümsüyordu Başdevenin fazlaca böbürlenmesi kervanın zararına oldu Kervan ilk günden başlayarak hedefinden adım adım uzaklaştı ve güneybatıya doğru geniş bir yay çizerek, Kuhistan Çölü’nün ortalarına kadar geldi Günlerdir diğer develerin ikazlarına aldırış etmeyen başdeve sonunda liderliği kaybetti Pusula şaşırılmış, kervan Kuhistan Çölü’nde kaybolmuştu Yol yok, iz yok, ne tarafa gidilmeliydi acaba? Günler sonra eşek çıkageldi Develer sessizce eşeğin arkasında tek sıra oldular Eşek şaşkın şaşkın etrafına bakınan başdeveye, “ Sen en arkada yürüyeceksin “ dedi Sonra kervan Meşhet’e doğru yola çıktı |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #9 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriYarım Hayat Kararmış sulara, günün yeni ışıkları düşüyordu Kıyıya geldiğimizde, Cemal bana uzaklardan gelen İstanbul obüsünü gösterdiğinde, çoktan kayıkları gölün kıyısına bırakmıştık Yeşilin hâkim olduğu, eteklerinde çocukluğumuzun geçtiği, ilk sevdiğim kızla tanıştığımız yerden ayrılıyorduk artık Ayrılık bıçak gibiydi… Yanımda sadece Cemal’i götürüyordum Araba yanımızda durdu İçeriye girdiğimizde orta koltuklardan iki tanesi boştu Hemen oracığa oturuverdik Günün hüzün ışıklarıyla beraber uzaklara yolculuğumuz başlıyordu işte… Tam gölü geçiyorken karşı dağın eteklerinin altında beyaz yazmalı Zeynep’imin bana doğru koştuğunu gördüm Yolun üzerine geldiğinde ağlayarak baktı gözlerimin içine ve otobüs acımasızca Zeynep’imi ezdi geçti Sonra güneş ağlamaya başladı Hatta tüm Mavi Göl ve Mavi Dağ ağlıyordu O an içimden, bu dünyanın dibine mayın döşeyip her yeri darmadağın etmek istemiştim Oysa ne anılarımız vardı o Mavi Göl’de… Herşeyi yarım tattığım gibi, aşkıda yarım tatmıştım Zeynep’i kaybettikten 6 ay sonra bile, bir rüyayı bile bana çok görmüşlerdi… Cemal beni İstanbul harem otogarında uyandırdığı anda, gözlerimden akan kanlı yaşları silerken, ben çoktan yenik ve yıkık bir şekilde geri kalan hayatıma adım atacaktım… -son- |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #10 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriO Gitmemeliydi tekstil atölyesinde çalışırken,makinaların sesi arasından,daha önce hiç duymadığım bir ses geldievet yeni bir eleman alınmıştı işeilk başlarda bana çok şımarık biri gibi göründühiç hoşlanmamıştım ondanoda bunu hissetmiş olacakki,özellikle şirinlikler yaparken,benim gözümün içine bakıyorduzamanla onu çok sevmeye başladım,kendisi doğuluydu songülün abisiydi,doğulu şivesiyle öyle güzel espriler yapıyorduki,gülmekten kırılmamak elde değildionu çok sevdim ,kardeşim gibi sevdim,aramızda öyle bir dostluk olduki,bizi tanımayanlar kardeş sanırdıcebimizdeki harçlığı her zaman yarıya bölerdik,yarısı onun yarısı benim olurduherkes bizi sevgili sanardıolsun kim ne derse desin o benim en yakın arkadaşımdı,evet naim benim en yakın arkadaşımdıkız arkadaşlarını sevgililerini ,imkansız aşklarını hep biliyordumabisi hastaydı ve vefat ettihep teselli ettim onune yazıkki aradan üç ay geçmemiştiki,diğer abisi vefat ettikader dedik kötü bir kader ,nereden bilebilirdikki,ailede böyle ırsi bir hastalık varmış,kanseraradan iki yıl geçti ve ben aşık oldum evlendimkızım dünyaya geldi ve bir yıl sonra telefonum çaldı arayan naimin kardeşi songüldübana naimin hasta olduğunu ve beni yanına çağırdığını söyledi,o hafta gidemedim,diğer hafta songülü aradım ve naimi görmeye gidelim dedim bana bitkin bir sesle NAİMİ kaybettik dediolamaz dedim ,ona ölümü yakıştıramadım halada inanamıyorum,günlerce gözyaşı döktüm o benim biricik arkadaşımdı can yoldaşımdıüzerimden sanki kamyon geçti, dünya başıma yıkıldı,içim acıyor,öyle bir acıki ömür boyu geçmeyecek onu çoooooook özlüyorumMEKANIN CENNET OLSUN canım kardeşim |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #11 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriServetim Olan Dostuma Ömrümün beni yok saymasını istediğim bir anımdaydım Gökyüzü bile bana ağlıyordu sanki… gözyaşlarım yalnız kalmasın diye mi yoksa ağladığım anlaşılmasın diye mi bilmiyordumTek bildiğim yağmurdan sonraki gökkuşağını anımsatan ve bana ışıl ışıl bakan gözlerinin sıcaklığıydı Senin sıcacık bakışların benim içimi ısıtırken benim şaşkın bakışlarım da seni şaşırtıyordu Kimdin sen? Neden bakmıştın bana? Herkes farketmezken farketse bile umursamadan geçerken sen neden durmuştun yanı başımda,neden eğilip iyi olmadığımı göre göre iyimisin diye sormuştun bana… Sonrası… Sonra bir yerde oturup uzun uzun konuşmalar ben konuştum sen dinledin…,ayrılırken bir sonra ki görüşme için ümit etmeler Anlamıştın geçirdiğim zor zamanları ,dertlerimi ,sıkıntılarımı ve bırakmak istemiyordun beni ellerimi …ben bile vazgeçmişken kendimden sen vazgeçmiyordun bendenşimdi ardıma dönüp baktığımda anlıyorum ki meğer bitti denilen yerde başlıyormuş bir çok sey Bütün yollarımın sonuna geldiğimi zannettiğimde bana yeni yollar gösterdiğinde anladımArtık hayata dair bir umudum kalmadığı bir anda bana umudun ne olduğunu ve aslında hiç bitmeyeceğini anlattığında anladım Ve bazı insanların bazı arkadaşlarından dostum diye bahsederken gözlerinin neden ışıl ışıl açılıp hasretle kapandığını anladım Şimdi bu bir teşekkür mektubu mudur anlatamadığım duygularım mıdır bilmiyorum Ama şunu biliyorum sen de benim dostum diyeceğim ve hayatıma bu cümleyle devam edeceğim birisin Hiç yaşamanı istemesemde , Eğer bir gün bir yerde, bir yağmurda senle ağlarsa senin de yağmurdan sonra bir gökkuşağın ve sana ışıl ışıl sıcacık bakanının olması dileğiyle… |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #12 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriLise Yılları EYLÜL’DE SONBAHAR O yıl gelmesini beklediğin en önemli günleri barındırır içinde eylül,güneşle yağmurun birlikte olduğu,birbirine kentlendiği aydır kimileri için,kimileri içinse okulun ilk günlerindeki tarif edilemeyen duyguları barındıran şefkatli sonbahar günlerine benzer,yeni bakışlar,yeni arkadaşlar,yeni düşünceler ve daha niceleriyle süslüdür,insanı mutlu edebilecek her şey vardır aslında,huzur dolu günlerin başlangıcıdır,lisedeki ilk eylülün… Orda mutlu olmanın aslında kendi mutluluğunun olmadığını öğrenirsin ilk yılında,dostların mutlu değilse sen de mutlu değilsindir,mutluluk kavramı senin için değişmiştir orada,çünkü etrafında ilk defa çok güvendiğin dostların vardır,ilk defa dostun olmuştur orada,ve ilk defa senin için kendini öne atan insanları görmüşsündür,sende değişmişsindir,önce arkadaşlarını mutlu etmeyi düşünmüş sonra kendin için arda kalanları almışsındır,ilk yılı dostlarının arasında insanlığın ne demek olduğunu öğrenerek geçirmişsindir,ve gerçekten ilk defa huzurlusundur… İkinci yıl ilk defa aşık olursun ve ilk defa reddedilirsin,bir köşeye geçer gözyaşlarınla birlikte hayallerini dökersin koridorlara,yine yanında dostların vardır,seni yine dostların teselli eder…ilk defa dostların için kavga etmeye gidersin,ilk defa dayak yersin bir dostun için belki de ama yine de mutlusundur çünkü dostunla birlikte yemişsindir o dayağı,hayatta hep yanında olduğuna inandığın kişiylesindir yine,ve yine mutlusundur o sonbahar vaktinde,ayrılırsın dostundan,ilk defa üzülerek… Yaz tatilini bekleyerek geçirirsin ilk defa,ilk defa okulun tekrar açılmasını beklersin,beklersin;beklerken de boş durmasın her an elinde telefon birilerine mesaj atarsın ve heyecanla beklersin karşılığını,bazen karşılığının gelmeyeceğini bildiğin mesajlar atar ama yine de beklersin gece yarılarına kadar… Üçüncü yıla daha bir mutlu girersin,arkadaşlarınla buluşmanın heyecanı içindesindir,sarı kızın gelmiştir tekrar karşına,tankerin de yanındadır o gün,hele hele inek görünüşlü kişiler,tabi melekleri de unutmamak lazım,işte böyle tarif edilmesi güç duygularla dolusundurYine her zamanki gibi okulu turlarsın o ilk baharın güneşli günlerinde,mart’ı beklersin,ocağın geçmediğini bilebile,bir daha aşık olursun ama bu sefer duygularını bastırırsın çünkü tekrar reddedilmekten korkarsın,ve de nitekim öyle olur… o yılıda acı tatlı anılarla geçirirsin,ayrılık vakti geldiğinde içten içe ağlarsın,fakat azda olsa mutlusundur çünkü tekrar geri döneceğini bilirsin… Dördüncü yılına yani son senene girersin okulda,sonbaharı son kez geçirirsin,ama bu sefer yapraklar eskisinden daha bir garip dökülür senin için,çünkü ilk defa ayrılacağını düşünürsün ve etrafında hiç kimseyi göremezsin,ilkbaharı beklersin mutlu olacağını düşünerek…İlkbahar gerçekten daha bir garip gelir o yıl,ilkbaharın gelişi mutlu etmez hiç kimseyi,herkes sevinçli görünür birbirine fakat hiç kimse içinden geçeni söyleyemez,nedeni nedir bilinmez aslında?Gözler bakar umutsuzca,kalp gözleri konuşturur,kulaklar sanki duyuyormuşcasına dikkatle dinler onları;hiç kimse gözlerini kapamak istemez çünkü bilirler yıldızları gökyüzünde tutan o an için o bakışlardır,o bakışlar bir ömrün en önemli anlarının tek kanıtıdır belkide…zil çalar herkes kalkar gider usulca,zaman geçer ve uyku vakti gelirBir türlü uyku tutmaz hiç kimseyi,herkes yıl sonunu düşünür,ve o an gözlerden birer damla yaş süzülür,hani insan hüngür hüngür ağlamak isterde ağlayamaz ya işte böyle bir şeydir bu… Bu acıya gökyüzü bile dayanamaz ,uyanır saate aldırmadan,bir yağmur başlar ardından, bu yağmur öyle bir yağmur değildir aslında,aslında gök yüzü yıldızları döküyordur gözlerinden,umutsuzluk kaplar herkesin içini ve düşünceler boğmaya başlar karanlığın korkunç yüzünü… Ve son gün gelir çatar ,evet koskoca 4 sene ne çabuk geçmişti,ne zaman başlamış ve bitmişti gençliğimizin en güzel zamanı,çocuksu duygular ne zaman bastırılmıştı, her şey bitti sona geldi,vakit geçmeseydi keşke,ama her güzel şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu olmalıydı ve olmuştu da …Hiçbirşey insanı mutlu etmeye yetmiyordu o an,zaman hızla geçiyordu,ve her şey bitmişti işte… Aradan yıllar geçer ve okulu ziyarete gelirsin,ama senin için o okul eski tadı vermez ne Merve’ler vardır orda ne de ilker’ler hepsi gitmiştir,hocalar değişmiştir,sen eski yerinde değilsindir …o eski cıvıltı yoktur senin için artık ama mutlu görünürsün,her zamanki gibi… İşte böyle daha çooook şey var ama,demiştim ya her güzel şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu olmalı,ne diyeyim ki daha ne söyleyeyim ki beyaz bir kağıda daha ne yazıyım ki,beyaz bir kağıt yeter mi ki bizi anlatmaya,son olarak şunu söylemek istiyorum,önemli olan,yıldızların gece olduğunda var olduğunu düşünmek değil,yıldızlarlın,parlamasa bile her an var olduğunu bilmek ve o yıldızları unutmamaktır…unutmayan ve untulmayan yıldızlar her zaman var olacaktırTıpkı bizler gibi… |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #13 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriGerçek Dost babanın biri evladının arkadaşlık yaptığı kişilerin gerçek dost olmadığı sürekli oğluna söyler ama oğlu onu dinlemez ve karşı çıkar hayır baba onlar benim en iyi dostlarım derbaba peki der o zaman onların gerçek dostun olup olmadığını test edelim der oğlu nasıl der baba git bizim koyunlardan birini kes ve parçala ve sonra parçalarını bi çuvala koy ve gel deroğlu gider babasının dediğini yapar ve getirirsonra babası derki şimdi bu çuvali al ve o dostlarına götür ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum diyerek yardım iste der oğlu ama baba der baba eğer gerçek dostun olup olmadığını görmek istiyorsan yap der oğlu gider dostlarından birisinin kapısını çalar ve ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum saklamak için bana yardım et der ama dostu hayır git benden uzak dur başımı belaya sokma der ve kovar sonra ikinci bir dostuna gider ama aynı yanıtı alır ve diğerleride aynı tepkiyi verince babasına gelir ve haklıymışsın baba onlar gerçek dostum değilmiş hiçbiri yardım etmek istemedi derbabası sana söylemiştim der ve sonra derki şimdi felanca yere git felanca kişiyi bul ve benim selamımı söyle sonra aynı şeyi ondan iste der oğlu gider adamı bulur babasının selamını söyler ve amca ben birini öldürdüm ve bu çuvalın içine koydum der bana yardımcı olurmusunuz der adam gel bakalım diyerken kendi evinin arka bahçesine götürür ve orda bir çukur kazarak çuvalı çukara gömer sonra bütün bahçeye laleler eker ve arka bahçe tam lale bahçesi oluroğlan gelir ve babasına olan biteni anlatır baba o adam bana yardım etti çuvalı arka bahçesine gömdü ve sonra tüm bahçeye laleler ekti der babası tamam şimdi yine git ve aynı adamı bul herkesin içinde olmadık hakareti yap ve birde tokat at demiş oğlu şaşırmış ama baba nasıl olur o bize yardım etti ama der babası sen dediğimi yap der ve oğlu gider adamı bulur ve herkesin içinde hakaret eder ve birde adama tokat ataradam gence şöyle bir bakar ve derki oğlum babana selam söyle ben bir tokata lale bahçesini bozacak adam değilim der |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #14 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk Hikayeleriiki Samimi Dost Çok samimi iki dost ve arkadaslardı fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi bir gün kurnaz olan arkadas , diger arkadasin yanina giderek islerinin bozuldugunu söyler ve kendisinden para ister samimi dostu onu hiç kirmaz ve elindeki bütün parayi arkadasina verir arkadasi bu parayla islerini düzeltir bir süre sonra kurnaz olan yine arkadasinin yanina gider ve arkadasinin evlenmek üzere oldugu nisanlisini çok begendigini ve kendisine vermesini ister arkadasi çok sasirir, ne diyecegini bilemez fakat aralarinda o kadar kuvvetli bir sevgi vardir ki arkadasina hayir diyemez, nisanlisini arkadasina verirzaman içinde saf olanin isleri bozulur ve birden arkadasi aklina gelirben ona sıkıstıgında iyilik yapmistim diyerek arkadasinin is yerine gider ve kendisine çalismasi için is vermesini ister arkadasi ona is vermez bizimki pismanlik ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadasina kizamaz bir gün sokakta dolasirken yanina hasta ve yasli bir adam yaklasir fakir oldugu için ilaç alamadagini söylerbizimki yasli adamcagiza acir, istedigi ilaçlari alir ve adamcagiza verir kisa bir süre sonra yasli adamin öldügünü duyar yasli adam çok zengindir ve bütün mirasini kendisine birakmistir saf adam artik zengindir biraz da sevdigi dostuna olankirginligiyla dostunun is yerinin karsisinda bir ev alir ve oraya yerlesir bir gün evinin kapisini dilenci bir kadin çalar yasli kadin çok aç oldugunu, kendisine yemek vermesini ister bizim saf hiç düsünmeden kadini içeri alir karnini doyurur,kimsesi olmadigini ögrendigi kadina ; kendisinin de yanliz oldugunu söyler ve bu evde birlikte yasiyalim sen evin islerini ve yemekleri yaparsin der, yasli kadin hiç düsünmeden kabul eder bir süre sonra yasli kadin bizimkine, kendine uygun bir kiz bulup evlenmesini söyler, bizimki böyle bir kizi nasil ulaşacagini, kendisinin tanidigi olmadigini söyler yasli kadin ona uygun bir kiz tanidigini ve kendisiyle görüstürebilecegini söyler görüsmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve dügün davetiyeleri basilir bizimkisi kirgin oldugu halde çok samimi dostunu yinede unutamamistir biraz da geldigi konumu görmesi açisindan samimi arkadasina da davetiye gönderir dügün günü gelir çatar saf adam dügün salonunda bir seyler söylemek istegiyle mikrafonu alir ve baslar yasadiklarini anlatmaya ; eskiden çok sevdigim bir dostum vardi bir gün isleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayi verdim evlenmek üzere oldugum nisanlimi çok begendigini söyleyerek benden istedi Çok üzülerek onu da kendisine verdim Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim islerim bozuldugunda onun fabrikasina gittim ve çalismak için kendisinden is istedim bana is vermedi Çok üzüldüm, ama yinede arkadasima kizmiyorum Çünkü biz gerçek dosttuk bu konusma üzerine kurnaz olan arkadasi daha fazla dayanamaz mikrafonu eline alir ve baslar konusmaya; benim de bir zamanlar çok sevdigim bir dostum vardi islerim bozuldugunda kendisinden para istedim, bütün parasini bana verdi sonra ondan nisanlisini istedim, üzülerek nisanlisini da verdi nisanlisini istememin nedeni o kadinin arkadasima layik olmamasiydi kendisi çok saf oldugu için arkadasimi o kadindan bu sekilde kurtardim isleri bozuldugunda gelip benden is istedi, arkadasimi kendi emrimde çalistiramazdim, o yüzden is vermedim günün birinde karsilastigi yasli adam benim babamdi babam ölmek üzereydi, onu arkadasimin yanina ben gönderdim ve mirasini ona ben biraktirdim evine gelen dilenci kadin benim annemdi ona bakip iyi yasamasini saglamak için gönderdim su anda evlenmekte oldugu kisi de benim kiz kardesim onu arkadasimla evlenmesine ben ikna ettim herşey senin içindi İnsan dostu için yaptıklarını mecbur kalmadıkça açıklamaz tüm yakınlık duyduklarınıza birde bu gözle bakın siz farketmeden sizin için kim bilir neler yaptılar |
Cevap : Dostluk Hikayeleri |
06-25-2009 | #15 |
TiFus
|
Cevap : Dostluk HikayeleriDuygu Adası bir zamanlar, bütün duygular bir adada yaşarmış mutluluk, Üzüntü, sabır, Öfke, korku, kibir, bilgelik, sevgiher türlü duygu bu adada olduğu için bu adaya \duygu adası\ deniliyormuş ada sakini duygular, günün birinde, tesbit edemedikleri bir yerden, adanın bir kaç gün içinde batacağı yönünde ısrarlı anonslar duymuşlar İlk anda bunun büyük ber şaka olduğunu düşünmüş bazıları,ama anonslar devam ettikkçe, durumun ciddi olduğunu düşünerek, birer ikişer adadan ayrılmaya başlamışlar hemen her duygunun kendine ait bir kayığı yahut gemisi ya da yatı olduğundan, adadan ayrılmak nisbeten kolay olmuş onlar için ama sevgi\ in küçücük bir sandalı bile yokmuş o yüzden, kendisini alacak birini buluncaya kadar, mecburen adada kalmış duyguların büyük kısmının adadan ayrıldığı günlerden birinde, ada anonsta söylendiği gibi yavaş yavaş batmaya başlamış bunun üzerine, sevgi, yüksekçe bir kayaya çıkıp yardım istemeye başlamış adadan henüz ayrılan diğer duygulardan İlk önce, zenginliği görmüş büyük ve güzel bir yatın içinde el edip, yüksek sesle bağırmış: - zenginlik beni de alır mısın? yatın her tarafına yığdığı eşyaları gösteren zenginlik: - hayır alamam demiş - görüyorsun, altın gümüş, zümrüt derken yat doldu senin için yer kalmadı zenginlikten vefa görmeyen sevgi, biraz daha geride, büyücek bir yelkenli görmüş dikkatlice baktığında anlamış ki bu yelkenli kibir\in: - kibir, kibir! benim sandalım bile yok, ada da batıyor, yardım et lütfen! - sana yardım edemem demiş kibir - biraz pejmürde gözüküyorsun; yelkenlimin fiyakasını bozacaksın bu cevap karşısında çok üzülen sevgi, bir kayığa binip kürek çeker vaziyette, Üzüntü\yü farketmiş o sırada sevgi bu kez ondan yardım istemeye karar vermiş: - Üzüntü, seninle gelebilir miyim? - ah sevgili sevgiciğim! demiş üzüntü - yalnız gitmeye karar vermiş olduğum için o kadar üzgünüm ki! bu cevap üzerine üzüntüsü daha da artan sevgi, yüzünü adanın öbür tarafına doğru çevirdiğinde, bir mavnanın üzerinde neşeyle zıplayan birini görmüş mutlulukmuş bu sevgi ona da seslenmiş; ama mutluluk o kadar mutluymuş ki, sevginin ona seslendiğinin farkına bile varmamış Çaresiz biçimde mutluluğa seslenmeye devam eden sevgi, ansızın, bir ses duymuşyakınında: - buraya gel sevgi! seni ben götüreyim sevgi çok sevinmiş ve koşar adım sahile koşup içinden yaşlıca bir adamın kendisine seslendiği kayığa atlamış kayıkla fazlaca bir yer itmeden de, adanın büsbütün sulara gömüldüğünü görmüşler sevgi, bu kadar duygu çağırdığı halde onu almazken kendisini kayığına çağıran bu saçı başı ağırmış duyguya teşekkür etmiş defalarca ama, duygu adasında o güne kadar hiç görmediği bu yaşlıya adını bile sormayı unuttuğunu, ancak karaya varıp da vedalaşmalarından sonra farketmiş sonra da, günlerden bir gün geldikleri bu yeni kara parçasında bilgeliğe rast gelince, ismini bile sormadığı bu kadirşinas yaşlıyı tarif edip ismini sormuş kendisine - o tecrübeden başkası olamaz diye cevap vermiş bilgelik - tecrübe mi? peki niye yalnız o ban yardım etti? - Çünkü demiş bilgelik, - sevginin gerçek değerini ancak tecrübe kavrayabilir |
|