Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cumhuriyet, döneminde, masonlar

Cumhuriyet Döneminde Masonlar:

Eski 12-24-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Cumhuriyet Döneminde Masonlar:



Cumhuriyet Döneminde Masonlar:
Osmanlı'da masonların örgütlenmesi İngiliz ve Fransız örneklerinden farklı olmuştur Oralarda mason locaları biraraya gelerek önce bir 'Büyük Loca' sonra 'Suprem Konsey' oluştururken, Osmanlı'da önce 'Suprem Konsey' sonra 'Büyük Loca'nm kurulu oluşmuşturABD Güney Jüridiksiyonu Ana Suprem Konseyi'nin belgelerinde ilk Türk Suprem Konseyi'nin 1861 tarihinde Sadrazam Sait Halim Paşa'nın babası Pirens Halim Paşa tarafından kurulduğu ve iki Suprem Konsey arasında ilişkinin sürdüğü kaydedilmiştir Bu Suprem Konsey hakkında başka bir şey bilmiyoruz1908'de Meşrutiyetin ilânından sonra Osmanlı Topraklarında mason localara düzenli bir örgüt yapısı kazandırılmak istendi bu istek doğal olarak dışarıdan sömürgeci devletlerden geldi Böyle bir istek 1907'de Brüksel'de toplanan Suprem Konseyler Konferansında formüle edilmiştir Belçika Suprem Konseyi'nin Hakim Amiri Comte Eugene Goblet d'Alviella ilk Türk Suprem Konseyi'ni kurma işini Mısır Suprem Konseyi'ne vermiştir Mısır Suprem Konseyi de Pirens Halim Paşa'nın yeğeni I Kolordunun II Selimiye Fırkasının Komutanı olan Pirens Aziz Hasan Paşa'yı Türk Suprem Konseyini kurmakla görevlendirmiştir Pirens Aziz Hasan Paşa'nın yanına Mısır'dan Yakup adında bir Mısırlıyla ulusal kimliği bilinmeyen,ama İngiliz ve Belçika masonlarının saygı gösterdiği Sakakini adında ne yaptığı, ne işlediği bilinmeyen bir kişi katılmıştırBir Suprem Konsey'in kurulması için dokuz 33 Dereceden mason gerekiyordu Ama ne var ki, tüm Osmanlı İmparatorluğunda 33 Dereceden 9 mason yoktu Pirens Aziz Hasan Paşa, Yakup ve Sakakini hemen İstanbul'dan on kişi seçtiler ve onları 3 Mart 1909 tarihinde 33 Dereceye yükselterek bu sorunu çözdüler 33 Dereceye yükseltilen kişiler şunlardır: Sadrazam Mehmet Talat Paşa, Mebus Mithat Şükrü Bileda, Mebus Mehmet Cavit (İttihatçıların maliye nazırı), Mebus Rıza Tevfik Bölükbaşı, Mebus Mehmet Arif,Mebus Nesim Mazalyan, Ayan Meclisi Üyesi Mehmet Galip, Tüccar Misel Naradukyan, Sigortacı Davit J Kohen, Avukat Osman Adil33 Dereceye yükseltilen bu masonlar bir araya gelerek ilk Türk Suprem Konseyi'ni kurdular ve yaptıkları ilk toplantıda 9 masonu daha 33 Dereceye yükselttiler Bu masonlar şunlardır: Mebusan Meclisi Başkatibi Asım, Hakim Fuat Hulusi Demirelli, Jandarma Komutanı Galip Paşa, Mebus Rasi, Mebus Hüseyin Cahit Yalçın, Mebus Manuel Karasu, Avukat Osman Talat, Sarım Kibar, Katipzade Sabri24 Haziran 1909 tarihi Türk masonlarınca ilk Türk SupremKonseyi'nin kuruluş tarihi kabul edilirTürk masonlar Suprem Konsey kurulur kurulmaz hemen diğer ülkeler Suprem Konseylerine haber göndererek onlar tarafından tanınmak istedi Başta Belçika olmak üzere Avrupa ülkelerinin pekçoğunun Suprem Konseyleri Türk Suprem Konseyi'nin kuruluşunu iyi karşıladılar, ama dünya masonlarının gözü İngiliz ve İskoç mason örgütlerinin üzerindeydi İngiltere-İskoç-İrlanda mason örgütleri tarafından tanınmayan, kabul edilmeyen herhangi bir mason örgütünün hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur İngilizlerin tammadığı bir örgüt bir süre sonra son bulur; çünkü böyle bir locanın veya Suprem Konseyi'nin üyeleri dünyada mason olarak kabul edilmezlerİngilizler kabul etmedikleri örgütleri düzensiz (İrregularite) diye nitelendirir ve onunla tüm ilişkilerini keserler 'Siz şu nedenle düzensizsiniz'diye herhangi bir uyarıda bulunmazlar, tüm başvuruları duymazlıktan, görmezlikten gelirler İngilizlerin Türk mason örgütlerini düzensiz kabul etmeleri 1956 yılma kadar sürmüştür
Bir mason örgütünün 'düzenli' (Regularite)liğinin ve bir kimsenin masonluğunun temel ölçütleri İngiliz Suprem Konseyi ve
İngiltere Büyük Locasına göre şunlardır:
"l)Bir kimsenin mason olabilmesi ve öyle tanınabilmesi için, her şeyden önce Anderson Nizamnamesine kayıtsız ve şartsız uyarak düzenli bir locada tekris edilmiş olmalıdır
2) Bir locanın düzenli sayılabilmesi için düzenli bir locada tekris edilmiş en az yedi üstat masonun bir araya gelmiş olması gerekir
3) Bu şekilde kurulan locanın düzenli bir örgüt olarak bilinen locadan patent almış olması gerekir (Böyle bir büyük locanın menşei İngiltere Büyük Locası veya ondan ışık almış bir büyük loca olmalıdırİskoçya ve İrlanda Büyük Localarını da menşei olarak kabul edilmiştir)
4) Herhangi bir ülkede düzenli bir büyük loca yoksa, bu ülkede bulunan düzenli üç loca veya daha fazlası birleşerek bir büyük loca kurabilir
5) Bir ülkede düzenli kabul edilen bir büyük loca varsa, ikinci bir büyük kurulamaz
6) Bu kurallar uyarınca hiçbir loca veya büyük loca herhangi bir başka kudretin ve özellikle bir Suprem Konsey'in himayesinde olamaz ve onun tarafından kurulamaz"1 Tüm ölçütler kitlelere karşı gerçek amaçlarını gizlemek için geliştirilmiştir İngiltere Büyük Locası'mn Türk mason örgütlerini düzensiz kabul etmesinin gerçek nedeni politiktir İmparatorluğu parçalanmaktan kurtarmak için mason olmayı seçen ve mason localarının koruyucu kalkamnda İttihat Terakki'yi örgütleyerek 1908 devrimini yapan yurtsever subaylar yağmurdan kaçarken doluya tutulduklarını görmüşlerdi 1910 yılında bütün dünya İngiltere ve Fransa'nın Yahudi sermayedarların desteği ve teşviki ile büyük bir savaşa hazırlandıklarını biliyordu
Savaşın iki hedefi vardı:
a)Bir İsrail devleti için Filistin'in işgali
b)Petrol alanlarının denetimi Savaş istedikleri gibi gelişirse Hıristiyan Avrupa yüzyıllardan beri beslediği bir düşü, 'Türklerin Tekrar Orta Asya'ya sürülmesi' düşünü de gerçekleştirmek istiyorlardı Hıristiyan-Yahudi ortaklığının bu savaş puanını Mısır'daki sağır sultan bile duymuştu; sonunda İttihatçılar da mason örgütlerinin arkasındaki gücün ne
olduğunu ve gerçek hedeflerini gördüler Türkler, ya Osmanlı İmparatorluğunu Hıristiyan-Yahudi ortaklığına terk edecekler,atlarına binip Orta Asya'ya dönecekler ya da savaşacaklardı; artık geri dönüşü olmayan bir yola girilmişti Savaşı seçtiler; çünkü onlar yurtlarını savunmak için eğitilmiş savaşçılardıHıristiyan Avrupa Anglosakson-Yahudi ortaklığının karışısına sömürgeci yeni bir güç çıkarmıştı; bu yeni gücü oluşturan gurubun ba şını Almanya çekiyordu Almanya ve ortaklarının da biricik hedefi petrol alanlarıydı, ama Almanlar zorunlu olarak Türkler için kötünün iyisiydiler İttihatçılar kerhen Alman ortaklığına evet dediler İngiliz-Yahudi ortaklığı yıllarca uğraşarak mason localarıyla İmparatorluğu kendi emperyal amaçlarına uygun bir konuma getirmeye çalıştı; ama ne var ki, haşatı Almanlar kaldırdıİttihatçıların subay kadroları Alman politikalarını kendileri için ehveni şer görerek İngilizlere karşı cephe aldılar İngilizler bu tavrı tüm alanlarda yanıtladılar; bu yanıtlardan biri de Türk Suprem Konseyi ile Büyük Locasını düzensiz sayarak tanımamalarıdır Bu tavır Türk masonlarını dünya mason hareketinin dışında bıraktı; yalnızlığa mahkum etti 'Kol Kırılır Yen İçinde Kalır' misali Türk masonları içine yuvarlandıkları yalnızlığı yıllarca belli etmemeye çalıştılar İngilizlerin Türk mason örgütlerini düzensiz kabul etmelerinin biricik nedeni İttihatçıların 1910'lardan sonra politika değiştirerek, İslâmcı-Türkçü bir politika izlemeleri, Teşkilat-ı Mahsusa ile Kuzey Afrika'dan Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyada Anglosaksonları vurmalarıdır İttihat Terakki içerisinde maliye nazırı Mehmet Cavit'in (Yahudi dönmesi) başına geldiği gibi bu politikalarını değiştirmek istedi ise de, Enver Paşa ve Sufiler güçlü idiler Mehmet Cavit bir şey yapamadı İngilizler Türk masonlarını Türk Ordusunu denetleyemedikleri için cezalandırıyordu;Türk masonları kendilerine verilen temel görevi başaramamışlardı,cezalandırılmaları gerekirdi ve cezalandırıldılar24 Haziran 1909 tarihli Yüksek Şura toplantısında önemli bir karar daha alınmıştı: Bir Türk Büyük Locası 'Meşriki Azam' kurulması için mason üstatlara çağrı yapılması 9 Temmuz 1909 tarihinde mason localara gönderilen bir yazı ile Meşrik-i Azam'ın kurulabilmesi için, localarını temsil edecek delegelerini seçmeleri ve 13 Temmuz 1909 Salı günü saat 10:00'da Berlin Sigorta Şirketinin Türkiye Temsilcisi D J Kohen'in Galata Nora Durukyan Hanındaki bürosunda hazır bulunmaları isteniyordu Bu toplantıya locaları temsilen 14 mason katıldı; bunların yalnızca ikisi Türk'tü; Pirens Aziz Hasan Paşa ile Avukat Osman Talat geri kalanların çoğunluğu Yahudi idi; birkaç Rum, Ermeni ve İtalyan vardı Bu toplantıda bir Osmanlı Meşrik-i Azam'ının kurulması kararlaştırılmış, ama yabancı obediyanslar özellikle İngiltere tarafından tanınmama korkusu ile ne olur olmaz diye bir ikinci toplantı daha istemişlerdir İkinci toplantı 15 Temmuz 1909 tarihinde Pirens Aziz Hasan Paşa ve Davit J Kohen'in imzaladığı bir davetiye ile 1 Ağustos 1909 Pazar günü yapıldı Bu toplantıya 29 delege katıldı Delegelerin yarıdan fazlası yabancı obediyanslara bağlı locaların üyesi Rum, Ermeni ve Yahudilerdi; Türk üyelerin sayısı yalnızca 11'di Bu Türklerden biri Makedonya Rizorta Locasına üye Fatih Süleyman Paşa bir diğeri de Pirens Aziz Hasan Paşa idi1 Ağustos 1909 tarihinde yapılan toplantıda ilk Türk Büyük Locası 'Meşirik-i Azam' adıyla kuruldu; Yüksek Şura ile bir Kongordo imzalanarak Türk masonluğunun nasıllığı kurallarla belirlendi Büyük Meşrik Daimi Heyeti'nde (Büyük Loca Yönetim Kurulu) görev alan bazı ünlü masonlar şunlardır: Büyük Üstat Talat Paşa (Meclis-i Mebusan Reisi), Büyük Üstat Kaymakam Miralaya Galip (Jandarma Umum Kumandanı Galip Paşa), Büyük Hatip Dr Rıza Tevfik İngiltere Büyük Locası tarafından bu ilk Büyük Loca hiçbir zaman tanınmadı 20 yy başlarında Türk masonlar kabul edilmiş normlara uygun biçimde örgütlenmeye çalışırken uluslararası nitelikte iki büyük mason kuruluşu vardı Bunlardan birincisi İngiltere Büyük Locası idi ve tüm yabancı obediyanslar üzerinde buyrukçu ve yönlendirici bir konuma sahipti Bu gücün biricik kaynağı İngiliz İmparatorluğu,daha somut biçimde İngiliz donanması idi İkinci güçlü örgüt Fransız 'Grand Orient De France' adlı obediyansı idi ve Fransız emperyalizminin Asya ve Afrika'daki istihbarat ve operasyonlarından sorumlu idi
GODF ile İngiliz Büyük Locası birbiri ile sürekli bir savaşın içerisindeydiler Aralarındaki düşmanlığın resmi, açıklanan nedeni, GODF'nin 1877 tarihinde 'Evrenin Ulu Mimarı' kavramını ritüellerinden ve yaşamlarmdan çıkarılması olarak gösteriliyordu Amagerçek neden İngiltere ve Fransa'nın Ortadoğu petrol alanları için yürüttükleri örtülü ve kirli savaştı İngiltere Büyük Locası'nın GODF'yi boykot etmesi, GODF'nin Fransa dışındaki gücünü kırmış ve pek çok yabancı obediyans tarafından ilişki kurulması yasak bir kuruluş durumuna düşürmüştü Bu ikiye bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için Avrupalı ve Amerikalı obediyanslar I Dünya Savaşı'nın peşine 1921 yılında bir araya gelip problemleri çözmeye çalıştılar Belirli bir hazırlık döneminden sonra, Grand Orient De France ve Grande Loge De France,New York Büyük Locası, Viyana, İspanya, Hollanda, Belçika, İtalya,Portekiz, İsviçre ve Türkiye Büyük Locaları'nın katkıları ile, 23 Ekim 1921 tarihinde, Cenevre'de uluslararası bir toplantı düzenlendiBu toplantıda sözü geçen bir 'Pirensipler Deklerasyonü imzaladılar ve yayınladılar Bu deklerasyonda yeni hiçbir şey söylenmiyor,öteden beri tekrarladıkları "Fran-masonluk, birbirlerine özgürlük,eşitlik ve kardeşlik duygularıyla bağlı olarak yüksek düzeyde hayır işi ile meşgul olan dürüst, özgür ve sadık insanların birliğidir" gibi eşsiz yalanları sıralıyorlardı Bu tür saçmalıklar 1700'lerde çok sırıtmıyordu; insanlar sabırla 'acaba' diye sorup dinliyorlardı Ama I Dünya Savaşı'ndan sonra, milyonlarca insanın kanı bir talan uğruna akıtıldıktan sonra da bu insanların gözünün içine baka baka aynı yalanları tekrarlarken, bunlar kendileri dışındaki tüm insanları, ahmak mı sanıyorlardı? Hayır, insanların ahmak olmadıklarını ve bu söylediklerine pek az insanın inandığını onlar da biliyorlardı; ama yapacakları pek fazla bir şey yok Çaresizler, bugün bile aynı yalanlarla insanları oyalamaya çalışıyorlar İngiltere'nin katılmadığı bu 1921 toplantısı sonunda bu yeni örgüt 'AMI' (Assocation Maçonmque Internationale) diye adıyla kendini tescil etti AMI gerçekte İngiltere Büyük Locası'nın dünya mason örgütleri üzerindeki hegomanyacı tutumuna karşı Grand Orient De France ile Grand Loge de France'in başlattığı bir başkaldırı hareketi idi Ama ne var ki, İngiltere I Dünya Savaşı'ndan istediklerini almış olarak çıkmıştı Petrol alanları siyasal ve askeri olarak İngiltere'nin işgali altında idi Artık ABD ve Kanada'da üstlenmiş olan Yahudi sermayesine karşı koz olarak kullanabileceği Filistin'i işgal etmişti; gelecek onlarındı Yahudiler ellerindekini ne Fransızlarla ne de İtalyanlarla paylaşmak istemiyorlardı; Fransız horozunun gelip kendi çöplüklerinde ötmesine izin veremezlerdi, vermediler de AMI diye adlandırılan bu örgüt hastalıklı doğdu ve bir süre sonra yok olup gitti AMI birinci yılını doldurmadan, Yahudilerin denetimindeki New York Büyük Locası, peşine Yahudilerin etken oldukları Hollanda Büyük Locası örgütten çekildi AMI II Dünya Savaşı'na kadar her yıl bir ülkede toplanarak bir yığın karar aldı Bu toplantılar 'havanda su dövmekten' ileri gidemedi Türk masonları 1935'e kadar olan (son olarak 1934 Lüksenburg toplantısına) toplantıların tümüne katıldılar 1930 Bürüksel toplantısında Türk masonlarını A Servet Yesari temsil etmiştir ve Birinci Nazırlığa seçilmiştir 1932 tarihli toplantı İstanbul'da yapılmış, bu toplantıya Avusturya, Belçika, Bulgaristan, İspanya, Fransa, Yunanistan, Lüksenburg, Polanya,İsviçre, Çekoslavakya, Yugoslavaya, Meksika,Portoriko, Sansalvador, Brezilya, Şili, Kolombiya, Ekvator,Paraguay, Hondras, Arjantin ve Bolivya katılmıştır Türk delegeler de şunlardır: Büyük Üstat Mustafa Hakkı Nalçacı, Raşit Eren, İsmail Hatip, Muhammed Ali Haşmet ve Feridun Dukakim'dir AMI IIDünya Savaşı'ndan sonra yok olmuş gitmiş; hiçbir masonik yayında kendisinden söz edilmez olmuştur

Mason Örgütleri Üzerindeki Yasak Kalkıyor:
Atatürk'ün verdiği buyrukla örgütlerini fesheden ve korku içerisinde masonluğu reddeden masonlar, yıllar sonra çok ucuz bir kahramanlık edebiyatı ile bu kapatılma olayını bir tür masonik özel olay diye sunmaya başladılar

Masonlara göre:
a) Atatürk masonluğu yasaklamamıştır, kendileri artık mason örgütüne gereksinim kalmadığı için örgütlerini kapatmışlardır Mason örgütüne gerek kalmamıştır, çünkü Halk Evleri ve Halk Fırkası'nın ve Cumhuriyet Hükümetlerinin işlevi ve niyetleri masonlukla aynıdır İngiltere ve ABD'de tüm kurumları ile devlet masonların elindedir; tüm siyasi partiler devlet kurumları ve siyasi toplum örgütleri masonlarla aynı idealleri paylaşmıyor mu? ABD ve ingiltere niye mason örgütünü kapatıp tüm enerjilerini toplumun ve devletin buyruğuna vermiyorlar?
b) Örgütlerimizin bir kısmı uykuya yattı diyenler evlerinde ve bürolarında toplantılarını gizlice sürdürdüler Bunlar da yalnızca Meşrik-i Azam'a bağlı Localardır Yüksek Şura (Suprem Konsey) çalışmalarını kesintisiz sürdürmüştür Bu kocaman bir yalandı Bu çalışmalar nasıl çalışmalardır? Ne yapmışlardır? Tüzüklerine ve propaganda büroşürlerine göre amaçları barış, özgürlük ve eşitlik ideallerine bağlı hayır işleri idi Eğer çalışmalarını kesintisiz yürüttülerse hangi işleri yaptılar? Bu konuda gösterebildikleri ne bir belge ve ne de tek bir tanık vardır Bir avukatın ya da doktorun bürosunda gündemsiz üç beş masonun bir araya gelip eski günleri andıkları konuşmaları sonradan, son derece önemli 'atölye çalışması' diye göstermeye çalıştılar
1942'de Almanların Stalin Grad Bozgunu kendilerine Demokrasi Güçleri' adını takmış olan Anglosakson-Yahudi Koalisyonu ile Komünist ortaklarına II Dünya Savaşı'nı kazanacaklarını açık ve seçik olarak göstermişti Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de siyasal iktidar yeni politikalar belirlemek zorunda kaldı İnönü'nün faşist yönetimi de politikalarını değiştirmek zorunda kaldı İsmet İnönü hiçbir başarı gösteremeden, hiçbir savaşı kazanamadan ünlü olmuş generaller smıfındandır İnönü Zaferleri diye sunulan savaşlar Atatürk'ün kilometrelerce uzaktan telgraf makinası ve harita başında savaşı izleyerek yaptığı müdahalelerle bir bozguna, bir felakete dönüşmesi önlenmiş; Türk askeri yeniden mevzilerine dönmüş ve durumlarını koruyabilmişlerdir İsmet İnönü 3 sınıf bir kurmay subaydı ve Mustafa Kemal gibi bir Mareşalin karargahında çalışmış olmasının ona kazandırdıklarının dışında hiçbir yeteneğe ve yapabilirliğe sahip değildi Kısa sürede Anglosakson demokrasilerinin değerlerini benimsedi ve bu değerlere ve Amerikan yaşam tarzına ülkenin tüm kapılarını açtı; açılan kapılardan içeri ilk giren örgütlerden biri de mason örgütüdür İsmet İnönü'nün buyruğu ile 5 Haziran 1946 tarihinde Cemiyetler Kanunu'nda değişiklik yapıldı Bu değişiklikle mason localarının açılmasının hukuksal kılıfı hazırlandı Bu değişikliği temel alarak 5 Şubat 1948 tarihinde İstanbul Valiliğine verilen, yedi masonun imzaladığı bir dilekçe ile "Türkiye Mason Derneği" kuruldu; Cemiyetler Kanunu'nda yapılan değişiklik mason localarının açılabilmesi için izin almayı gerektirmiyordu; bu değişiklik özellikle mason localarının açılışını sağlayarak, Anglosakson-Yahudi koalisyonuna şirin görünmek için yapılmıştı İstanbul Valiliğine verilen dilekçede Türk Mason Derneğinin amacı şöyle açıklanıyordu: "Üyelerinin fikri, felsefi, ilmi, ahlâki tekamülleri ile hürriyet müsavat ve kardeşlik pirensiplerinin Türkiye hudutları içerisinde gelişmesine çalışmak ve hayır işleri ile meşgul olmak" Dilekçeyi imzalayan masonlar şunlardır: Vecdi Akasya (Ticaret Odası Sicil Müdürü), Cevdet Hamdi Balım (Emekli), Muhip Nihat Kavram (Emekli Polis Müfettişi), Prof Hazım Atıf Kuyucak, Prof Mustafa Hakkı Nalçacı, Dr Orhan Tahsin Kısa süre içerisinde Ankara, İstanbul ve İzmir'de 13 loca kuruldu, çalışmaya başladı

Bu localar şunlardır:
1)İdeal (İstanbul'da),
2) Kültür (İstanbul'da),
3) Ülkü (İstanbul'da),
4)İzmir (İzmir'de),
5) Uyanış (Ankara'da),
6) Kardeşlik (İstanbul'da),
7)Hürriyet (İstanbul'da),
8) Sevgi (İstanbul'da)
9) Atlas (İstanbul'da),
10)Doğuş (Ankara'da),
11) Musavaat (İstanbul'da),
12) Yükseliş (Ankara'da)
14) Nur (İzmir'de)
Nur Locası 13 numarayı alması gerekirken,
13 atlanmış, Nur Locasına 14 Numarası verilmiştir; 13 eski bir kilise geleneğine göre uğursuzdur
Bu localar kurulup çalışmaya başladıktan sonra Yüksek Şura'ya bağlı Yüksek dereceli localar kuruldu Kurulan Yüksek dereceli ilk localar şunlardır: İstanbul Locaları: 1948'de Birlik
Tekamül Yüksek Mahfili, 1948'de Dirlik Hakim Şapitri, 1950'de "Les Pionniers de L'Avenir" Hakim Şapitri, 1948'de İstiklal Aeropajı,1948'de Yüksek Haysiyet Divanı, 1948'de Konsistuar; İzmirde Kurulanlar: 1949 Daima İleri Yüksek Tekemmül Mahfili, 1949'da İzmir Hakim Şapitri, 1952'de Akdeniz Aeropajı; Ankara'da Kurulanlar: 1951'de Kurtuluş Yüksek Tekamül Mahfili, 1949'da Ankara Hakim Şapitri
Dipnot;
1 Fikret Çeltikçi, Hür Mason Tarihinden Notlar, Mimar Sinan Yayınları: 6, saf,
293-294, İstanbul-1982

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.